Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2023/242 E. 2023/610 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/242
KARAR NO : 2023/610
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

YARGITAY DAİRESİ : 3. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 296-478

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.12.2017 tarihli ve 8-49 sayılı hükme yönelik sanık müdafii tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince 15.03.2018 tarih ve 296-478 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 18.02.2021 tarih ve 11756-1311 sayı ile; “…Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararının 06.04.2018 tarihinde sanık müdafiine tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tebligat Kanunu’nun 11. maddesine göre; ‘Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır, vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.’ düzenlemesi yer almaktadır.
Yine istinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dahil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucunun, hem maddi olay hem de hukuki denetim yapacak olan istinaf başvurusunda sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken (5271 sy. CMK madde 273/4), incelemesi hukuki denetimle sınırlı (CMK madde 294/2) olan temyiz yolunda; mülga 1412 sayılı CMUK’dan (madde 305.) da farklı şekilde, resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde/layihasında temyiz edenin hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini/temyiz sebeplerini göstermek zorunda olduğunu (CMK madde 294/1) şart koşmuş ve temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermemesi durumunda; tıpkı başvurunun süresi içinde yapılmaması, hükmün temyiz edilemez olması ya da temyiz edenin buna hakkı bulunmaması hâllerinde olduğu gibi usulüne uygun açılmış bir temyiz davasından bahsedilemeyeceğinden temyiz isteminin reddedilmesini (CMK madde 298) emretmiş (F. Yenisey-A. Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 923; Centel-Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 826; C. Şahin-N. Göktürk, Ceza Muhakemesi Hukuku, s. 278) olmasına, anılan Kanun’un 289. maddesinin, usulüne uygun açılmış bir temyiz davasının ‘sınırlı inceleme ilkesinin’ bir istisnasını teşkil etmesine (F. Yenisey-A. Nuhoğlu, age, s. 905), şartları ve usulü açık bir şekilde ortaya konulmak şartıyla (AİHM, Galstyan/Ermenistan Başvuru no: 26986/03 15.01.2007 t.) öngörülen usul şartlarına uyulmaması sebebiyle kanun yolu başvurusunun reddedilmesinin bu hakkın ihlali sonucunu doğurmayacağının (AİHM, Sjöö/İsveç Başvuru no: 37604/97) da istikrar kazanmış yargısal kararlarla kabul edilmesine nazaran; sanık müdafii Av. … tarafından süresinde verilen 19.04.2018 tarihli ‘İlgili kararı temyiz ediyoruz.’ şeklindeki temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediği” gerekçesiyle temyiz isteminin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 298. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 16.01.2023 tarih ve 149855 sayı ile; “Sanık … müdafiinin temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de;
1- İtirazımızın konusu, CMK’nın 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerinin gösterilmesi gerektiği hususunun bildirilmesinin zorunlu olup olmadığının, bu bağlamda temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçenin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
2- İtiraz konusu ile ilgili olarak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ‘Kararların gerekçeli olması’ başlıklı 34. maddesi;
‘(1) Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230 uncu madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.
(2) Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.’
‘Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar’ başlıklı 232. maddenin 6. fıkrası;
‘Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.’
‘Temyiz istemi ve süresi’ başlığını taşıyan 291. maddesi;
‘(1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.’
‘Temyiz başvurusunun içeriği’ başlığını taşıyan 294. maddesi;
‘(1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
(2) Temyiz sebebi, ancak hükmün hukukî yönüne ilişkin olabilir.’
‘Temyiz gerekçesi’ başlığını taşıyan 295. maddesi ise;
‘(1) Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
(2) Temyiz, sanık tarafından yapılmış ise, ek dilekçe kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir.
(3) Müdafii yoksa sanık, tutanağa bağlanmak üzere zabıt kâtibine yapacağı bir beyanla gerekçesini açıklayabilir; tutanak hâkime onaylatılır. Sanığın yasal temsilcisi ve eşi hakkında 262 nci madde, tutuklu sanık hakkında ise 263 üncü madde hükümleri saklıdır.’
Hükümlerini içermektedir.
3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından sanık ve müdafiinin yokluğunda verilen hükümde, CMK’nın 295. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz nedenlerinin gösterilmesi gerektiği belirtilmediği gibi bu husustaki ihtarın tebligatta da yer almadığı anlaşıldığından, sanık ve müdafiinin temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden sonra sundukları 06.04.2021 tarihli temyiz nedenlerini bildirir ek dilekçelerinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek söz konusu dilekçeler doğrultusunda inceleme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle hükmün esası incelenmeden CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 24.03.2023 tarih ve 26-1514 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hükmün hangi nedenlerden dolayı bozulması istendiğinin temyiz dilekçesinde bildirilmesi gerektiğine ve neden bildirilmemesi durumunda temyiz talebinin sebep yokluğundan reddedileceğine dair ihtarın mahkeme kararlarında belirtilmesinde zorunluluk bulunup bulunmadığının, böyle bir ihtar yapılmamışsa süresinden sonra verilmiş olan ve temyiz nedenlerini içeren dilekçenin öğrenme üzerine ve süresinde kabul edilerek temyiz incelemesi yapılmasına imkân olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Bir karara karşı başvurulacak yasa yolunun, süresinin, merciinin ve şeklinin ilgilisine bildirilmesi ve ayrıca sonuçlarının açık bir şekilde ihtar edilmesi hem hukuk devleti ilkesinin hem de CMK’nın 34. maddesinin ikinci fıkrasının gereği olup Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında da; “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.
CMK’nın 294. maddesinin birinci fıkrasına göre temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. İstinaf mahkemelerinin Türk yargı sistemine dâhil olmasıyla kanun yolu yargılamasında yeni bir anlayışı benimseyen kanun koyucu, istinaf başvurusunda Cumhuriyet savcısı dışındaki diğer kişiler bakımından sebep gösterme zorunluluğu öngörmezken, temyiz kanun yolunda mülga 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’ndan farklı şekilde resen temyiz tercihinden vazgeçerek, temyiz davasını açan ve sınırlayan temyiz dilekçesinde temyiz edenin, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini ve temyiz sebeplerini göstermek mecburiyetinde olduğunu kabul etmiştir.
Bu düzenlemeler karşısında, ilgililerin mahkemeye erişim haklarının kısıtlanmaması ve hak kaybıyla sonuçlanabilecek durumların önlenmesi bakımından, hükmün hangi nedenlerden dolayı bozulması istendiğinin temyiz dilekçesinde belirtilmesi gerektiğine ve bu nedenlerin belirtilmemesi durumunda temyiz talebinin sebep yokluğundan reddedileceğinden dolayı hükmün kesinleşeceğine dair ihtara kararlarda ayrıca ve açıkça yer verilmelidir. Söz konusu hususların bildirilmemesi veya eksik ya da yanlış bildirilmesi hâlinde yasal süreler tebliğ tarihinden itibaren değil öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacak, öğrenme tarihinin kesin olarak belirlenememesi durumunda ise taraf beyanı esas alınacaktır.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın sanık müdafiine 06.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, sanık müdafiinin 19.04.2018 tarihli dilekçesinde; “İlgili kararı temyiz ediyoruz.” ibaresine yer verip herhangi bir neden belirtmeden temyiz yoluna başvurduğu, Özel Dairece 18.02.2021 tarihinde verilen kararla temyiz başvurusunun sebep içermemesinden dolayı reddedildiği, sanık müdafii tarafından 06.04.2021 tarihli dilekçeyle temyiz nedenlerinin bildirildiği anlaşılan dosyada;
Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararında ve bu karara ilişkin tebliğ mazbatasında hükmün hangi nedenlerden dolayı bozulması istendiğinin temyiz dilekçesinde bildirilmesi gerektiğine ve bu sebeplerin bildirilmemesi durumunda temyiz talebinin sebep yokluğundan reddedileceğinden dolayı hükmün kesinleşeceğine dair herhangi bir ihtar mevcut olmadığı görülmekle; mahkemeye erişim hakkının kısıtlanmaması ve hak kaybıyla sonuçlanabilecek durumların önlenmesi bakımından, Anayasa’nın 40/2 ve CMK’nın 34/2. maddesine uygun şekilde sanık müdafiinin temyiz nedenlerini içeren 06.04.2021 tarihli dilekçesinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilip anılan dilekçe doğrultusunda temyiz incelemesi yapılması gerektiğinden temyiz isteminin reddine dair Özel Daire kararının isabetli olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın reddi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 18.02.2021 tarihli ve 11756-1311 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının, sanık müdafiinin temyiz nedenlerini bildirdiği 06.04.2021 tarihli dilekçesinin süresinde olması nedeniyle KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, sanık müdafiince yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.