Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2023/241 E. 2023/522 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/241
KARAR NO : 2023/522
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

İtirazname No : 2022/153267

KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 6. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 427-510

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Nitelikli yağma suçundan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-d-e, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.03.2022 tarihli ve 554-132 sayılı hükmün, sanık ve müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince 11.05.2022 tarih ve 1380-1221 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 19.09.2022 tarih, 6079-11815 sayı ve oy çokluğu ile; “…Sanığın, katılana ait eve zorla girerek, katılanı eve kilitlediği ve 150 lira para ile kartını aldığı, katılanın eşine mesaj çekmesi üzerine komşuların kapıya geldiği, katılanın ise sanığa direnerek evden çıkıp kapıyı sanığın üzerine kilitlemesi şeklinde gerçekleşen olayda, kartın ve paranın sanığın hakimiyet alanına girmediğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanması gerekirken tamamlanmış suçtan hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Daire Üyeleri … ve …..; “Dosya kapsamına göre; Rus uyruklu ve Türk vatandaşı olan katılan …’in evinde bulunduğu sırada kapının çaldığı, katılanın kapı deliğinden baktığında kimseyi göremediği, kapıyı açtığı sırada sanığın ’emniyet’ diye bağırarak katılanı itekleyip eve girdikten sonra üzerindeki anahtarla kapıyı kilitleyip anahtarı cebine koyduğu, katılanın balkona çıkıp bağırarak yardım istediği ancak kimsenin duymadığı, sanığı katılanı balkondan içeri çektiği, paralar ve altınlar nerede diye sorduğu, katılanı ölümle tehdit ettiği, yumruk atmak suretiyle yaraladığı, katılanın sekiz aylık hamile olması sebebiyle sanığa tam olarak karşı koyamadığı, katılanın yaşanan olaylar sırasında bir fırsat bularak cep telefonundan eve hırsız girdiği yönünde eşine mesaj gönderdiği, bir müddet sonra katılanın komşularının kapıyı çaldığı, bunun üzerine sanığın katılana hakaret içeren sözler sarf ettiği, saçlarından tutarak çocuk odasına kadar sürüklediği, kalçalarını ve göğüslerini ellediği, sanığın çocuk odasında bulundukları sırasında katılanın çantasını açarak 150 TL ve banka kartını aldığı, ayrıca sanığın talebi üzerine katılanın banka kartına ait şifreyi bir kağıda yazarak sanığa verdiği, katılanın sanığın elinden kurtulmak amacıyla sanığa polisler henüz gelmedi kaçabilirsin şeklinde telkinde bulunduğu, sanığın cebindeki anahtarı kapıya taktığı sırada katılanın sanığı iterek evin anahtarını da alarak sanığın elinden kurtulduktan sonra kapıyı sanığın üzerinden kilitlediği, olay yerine gelen kolluk kuvvetlerince sanığın yakalandığı, meydana gelen olaylar sırasında sanığın katılanın evinde yaklaşık yarım saat kaldığı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı yağma suçunun tamamlandığı anlaşıldığından yağma suçundan mahkûmiyetine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı yönündeki bozma kararına iştirak etmiyoruz.” şeklinde karşı oy kullanmışlardır.
Bozma kararına uyan Yerel Mahkemece 04.11.2022 tarih ve 427-510 sayı ile; sanığın teşebbüs aşamasında kalan nitelikli yağma suçundan TCK’nın 149/1-d-e, 35/1-2, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba, söz konusu hükmün de sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.03.2023 tarih, 15104-9251 sayı ve oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 03.04.2023 tarih ve 153267 sayı ile; “…Sanığın, katılana ait eve zorla girerek, katılanı eve kilitlediği ve 150 lira para ile kartını aldığı, katılanın eşine mesaj çekmesi üzerine komşuların kapıya geldiği, katılanın ise sanığa direnerek evden çıkıp kapıyı sanığın üzerine kilitlemesi şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen eylemde para ve kartın alınmasıyla suçun tamamlandığı,” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 11.04.2023 tarih, 15983-10007 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli yağma suçunun teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
18.12.2021 tarihinde saat 14.02 sıralarında kapısı çalan katılanın, gözetleme deliğinden baktığında kimseyi göremediği, bunun üzerine kapıyı açarak dışarıya göz atmak istediğinde kapı önünde gizlenen sanığın; “Emniyet” diyerek kapıyı itip açmaya çalıştığı, katılanın ise ona engel olmak istediği ancak başaramadığı, bu şekilde zorla içeri giren sanığın kapı üzerindeki anahtarla kapıyı arkadan kilitlediği ve anahtarı çıkarıp cebine koyduğu, korkan katılanın daire içine doğru kaçmaya çalıştığı ancak peşinden giden sanığın katılanı yakalayarak; “Paralar ve altınlar nerede? Altın ve paraları getir.” şeklinde sözler söylediği, bu sırada katılanın bir yandan sanığı sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da bağırarak yardım istediği, bunun üzerine sanığın katılanı darbederek yere düşürdüğü, yerde de tekme atarak; “Sana burada tecavüz edeceğim.” dediği, akabinde üzerindeki eşofmanı sıyırıp cinsel organını gösterdiği, katılanın “Hamileyim yapma!” diyerek yalvarması üzerine de tekrar eşofmanını giydiği, katılanı zorla koridordan salona götürdüğü ve ondan su getirmesini istediğini, su getirmek için mutfak kısmına geçen katılanın, salon masası üzerinde duran cep telefonunu sanığa fark ettirmeden alıp cebine koyduğu ve mutfağa geçtiğinde eşine evde hırsız bulunduğuna dair mesaj attığı, mesajı alan eşinin önce site yöneticisi olan tanık …’i, akabinde de apartman görevlisi olan tanık …’yı arayıp durumu bildirdiği, katılanın mutfaktan su getirmesi üzerine sanığın bu sefer de katılandan yeni kıyafet istediği, katılanın ise birlikte giderlerse ona istediği kıyafeti alabileceğini söyleyip kendisini bırakması için yalvardığı ancak sanığın dışarıya çıkmalarına rıza göstermediği, bu sırada daire kapısına gelen ve içerideki bağrışma seslerini duyan tanık …’in ikametin kapısını çalarak; “Kapıyı açın!” diye seslendiği, buna kızan sanığın; “Kime haber verdin, seni a.ına koyduğumun o…su, şimdi seni s.keceğim.” diyerek katılanı tehdit ettiği, saçlarından tutup zorla çocuk odasına götürdüğü, kalçalarını ve göğüslerini ellemeye başladığı, direnmesi üzerine tekrar katılanı darbettiği, yerde olan katılanın, sanığı polisler gelmeden gidebileceğine ikna etmeye çalıştığı, çantasında bulunan 150 TL ile banka kartını şifresiyle birlikte sanığa verdiği, para ile kartı alan sanığın bu defa; “Kıyafet ve ayakkabı ver, sana burada tecavüz ederek seni öldüreceğim.” şeklinde sözler söyleyerek tehditlerini sürdürdüğü, yine cinsel organını çıkarıp katılana gösterdiği, katılanın en sonunda sanığı birlikte çıkmaları hususunda ikna ettiği ve birlikte çıkmak üzere kapıya yöneldikleri, sanığın cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtığı sırada katılanın sanığı iterek sendelemesinden istifade edip kapının üzerinde bulunan anahtarı da alarak dışarı çıktığı, dışarıda bekleyen tanık …’in katılanın elinden anahtarı alarak kapıyı sanığın üzerine kilitlediği, olay yerine gelen polislerin yapmış oldukları üst araması sonucunda sanığın üzerinde suça konu 150 TL ile banka kartını buldukları ve katılana iade ettikleri iddiası ile sanık hakkında nitelikli yağma, konut dokunulmazlığının ihlali ve cinsel saldırıya teşebbüs suçlarından kamu davası açıldığı,
Olay, yakalama ve üst arama tutanağına göre; katılanın teslim etmiş olduğu anahtar ile kapı açılarak ikamete girildiği, ikametin hol kısmında yarı çıplak vaziyette bulunan sanığın direnmesi üzerine kademeli olarak güç kullanılıp etkisiz hale getirildiği, sanığın ikamet içerisinde bulunan siyah renkli eşofmanın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, eşofmanın sağ cebinde bulunan cüzdan içerisinden iki adet 100 TL, bir adet 50 TL, bir adet 10 TL, iki adet 5 TL olmak üzere toplam 270 TL para, bir adet Vakıfbanka ait katılanın isminin yazılı olduğu bankomat kart, Cepteteb ibareli banka kartı ve Antalyakart bulunarak tahkikata esas olmak üzere geçici olarak muhafaza altını alındığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … kollukta; sekiz aylık hamile olduğunu, 18.12.2021 tarihinde evde bulunduğu sırada daire kapısının çaldığını, gözetleme deliğinden baktığında kimseyi göremediğini, kapıyı açtığında tanımadığı bir şahsın; “Emniyet” diyerek kapıyı itekleyip içeri girmeye çalıştığını, bu şahsa direndiğini fakat hamile olduğu için fazla dayanamadığını ve yere düştüğünü, bunun üzerine sanığın içeri girerek kapı üzerinde duran anahtarla kapıyı kilitleyip anahtarı cebine koyduğunu, yerden kalkıp balkona doğru kaçtığını ve bağırarak yardım istediğini, sanığın peşinden gelip kendisini içeri çekerek; “Bağırma! Seni buradan aşağıya atarım.” dediğini, bu nedenle içeri girmek zorunda kaldığını, paraların ve altınların nerede olduğunu soran sanığa kendisini bırakması hâlinde evden ne istiyorsa alabileceğini söylediğini, daha sonra sanığın; “Altın ve paraları getir!” dediğini, kendisinin de; “İkametimden dışarıya çık, ben sana altınları ve paraları vereceğim.” şeklinde cevap verdiğini, koridorda bağırarak tekrar yardım istediğini ancak sesini kimseye duyuramadığını, sanığın koridorda kendisine yumruk atmaya başladığını, aldığı darbelerin etkisiyle yere düştüğünü ve ayaklarını kendisine doğru çekerek bebeğini korumaya çalıştığını, sanığın ise kendisine tekme atmaya başladığını ve “Sana burada tecavüz edeceğim.” diyerek eşofmanını indirip cinsel organını gösterdiğini, sanığa; “Hamileyim, yapma!” diyerek yalvardığını, daha sonra sanığın eşofmanını kaldırdığını, kolundan tutarak kendisini salona götürdüğünü ve burada kendisinden su istediğini, bu sırada salonda masanın üzerinde bulunan cep telefonunu gördüğünü ve “Ben bir su içeyim.” diyerek masada bulunan cep telefonunu fark ettirmeden cebine koyduğunu, daha sonra sanığa su getirmek için mutfağa gittiğinde eşine “Hırsız içeride, polis çağır, çabuk, beni öldürecek, çabuk, acil” şeklinde mesaj attığını, bu sırada sanığın; “Suyum nerde kaldı, çabuk getir, a.na koduğumun o.su.” diye bağırdığını, suyu verdiği sanığın bu sefer de yeni kıyafet istediğini, kendisinin de; “Dışarıya çıkalım, sana istediğin yerden istediğin kıyafeti alacağım.” dediğini, sanığın ise dışarıya çıkmayacaklarını söyleyip kıyafeti şimdi vermesini istediğini, kendisinin de; “Giyinme odasında eşim …’ın dolabı var, oradan istediğin kıyafeti alabilirsin.” diye karşılık verdiğini, sanığın odayı göstermesini istemesi üzerine koridora çıkarak gösterdiğini, sanığın bu odaya doğru yöneldiğini, daha sonra evin kapısının çalmaya başladığını ve çalanların; “Kapıyı açın!” diye seslendiklerini, sanığın buna kızarak üzerine doğru gelip; “Kime haber verdin seni a.na koduğumun o.su, şimdi seni s.ceğim.” diyerek saçlarından tutup kendisini çocuk odasına götürdüğünü, burada kalçalarını ve göğüslerini ellemeye başladığını, “Bırak beni!” diye bağırınca da sanığın kendisine yumruk ve tekme attığını, yerde bulunduğu sırada sanığa; “Onlar gitmeyecek, senin tek yolun var, çantamda bulunan paraları ve maaş kartımı al, onlara arkadaş olduğumuzu söylerim, sen o sırada kaçarsın.” dediğini, sanığın da bunu kabul ederek çocuk odasında bulunan çantasını açıp içerisindeki yaklaşık 150 TL para ile adına düzenlenmiş olan kartı alıp; “Bu kartın şifresini yaz hemen!” dediğini, kendisinin de bir kağıt üzerine dört rakamlı bir sayı yazıp bunu sanığa verdiğini, sanığın bu sefer de kıyafet ve ayakkabı istediğini, kendisinin de; “Eşimin ayakkabısı kapının dışında, anahtarı ver sana ayakkabıyı getireyim.” dediğini, sanığın anahtarı vermeyerek “Sana burada tecavüz ederek, seni öldüreceğim.” şeklinde tehdit içerikli sözler söylediğini, bu tehditlere; “Akıllı ol, kapıdakiler komşular, polis daha gelmedi, kaçabilirsin.” diye karşılık verdiğini, sanığın kapıya giderek gözetleme deliğinden bakıp tekrar yanına geldiğini, polislerin olmadığını, kendisine tecavüz edeceğini söyleyip eşofman altını indirerek cinsel organını gösterdiğini, kendisinin de; “Salak olma, kaç git.” dediğini, sanıkla birlikte dış kapının oraya gittiklerini, sanığın cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açtığı sırada onu iterek dışarıya çıktığını, sanığın sendelemesinden faydalanarak kapının üzerinde bulunan anahtarı da yanına aldığını ve kapıyı sanığın üzerine kilitlediğini, dışarıda bulunan komşulara; “Hemen polisi arayın, adam beni öldürmeye, tecavüz etmeye kalktı.” dediğini, ikametine zorla girerek cinsel organını gösteren ve çantasının içerisindeki 150 TL ile maaş kartını alan sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; olay günü sanığın eve zorla girip kapıyı kilitleyerek anahtarı cebine koyduğunu, bağırması üzerine dövmeye başlayarak kendisine küfür ettiğini, sonra tecavüz edeceğini söyleyip cinsel organını gösterdiğini, bunun üzerine korkup balkona geçerek orada da bağırdığını, sanığın kendisini balkondan atacağını söylemesi üzerine korkup içeri girdiğini, kendisinden altın ve para isteyen sanığa; “Her şeyi şimdi sana hazır edeceğim, merak etme vereceğim, kapıyı aç, ben sana her şeyi vereceğim, kartımı şifremi bile vereceğim.” dediğini, sanığın kendisinden su istediğini, sanığın bazen çok normal konuştuğunu, bazen de; “Seni öldüreceğim.” dediğini, bu sırada masanın üzerinde duran cep telefonuna ulaşmaya çalıştığını, sanığın sakinleştiği bir anda cep telefonunu yanına alıp su içme bahanesiyle mutfağa gittiğini, burada eşine mesaj atıp cep telefonunu sakladığını, bu sırada sanığın; “Neredesin, su nerede?” diye bağırmaya başladığını, sonrasında kıyafet istediğini, kendisinin de yatak odasının yerini söyleyip; “Git ne istiyorsan al.” dediğini, sanığın ise ısrarla gelip göstermesini istediğini, bu sırada evin kapısını açmaya çalıştığı için sanığın kendisini tekrar dövmeye başladığını, sonrasında kapının çaldığını ve komşuların yardıma geldiklerini, kapının çalması üzerine sanığın kendisini daha çok dövmeye başladığını, sanıktan kurtulmak için; “Arkadaşımsın diye tanıtırım, sen de kaçarsın.” dediğini, sanığın bu sırada kendisini koridorda yuvarladığını ve saçından tutarak çocuk odasına götürüp; “Ben sana burada tecavüz edeceğim.” dediğini, kıyafetlerini çıkartmaya ve kendisini ellemeye başladığını, bütün vücudu ile özel bölgelerini ellediğini ve altını komple çıkardığını, bu sırada kapının çalmaya devam ettiğini, sanığa kartını verdiğini, sanığın da gerçek şifresini yazmasını istediğini, kalem bulamadığını söylediğinde, sanığın kendisine vurmaya devam ettiğini, sanığa; “Sen nasıl bir insansın? Her şeyi veriyorum zaten sana.” dediğini, ayrıca bu süreçte sanığa; “Anahtarı bana ver, polis gelince kaçamazsın, şimdi komşular var kaçarsın.” dediğini, sanığın, kapıyı çalanların polis olmadığını fark etmesi üzerine; “Sen beni kandırmaya çalışıyorsun.” diyerek tekrar alt tarafını çıkartıp içeri girdiğini, sanığa tekrar anahtarı vermesini ve kaçmasını söylediğini, sanığın anahtarı vermesi üzerine kapıyı açıp sanığa dirsek ile vurarak dışarı çıktığını,
İfade etmiştir.
Sanık kollukta; yaklaşık bir buçuk yıl önce cezaevinden çıktığını, dört aydır da Zeytinköy’e yakın yerlerde metruk binalarda yaşadığını, 18.12.2021 tarihinde saat 14.00 sıralarında Lara bölgesinde gezdiği sırada rastgele bir apartmanın bahçesine girdiğini, dış kapının açık olduğunu görüp asansörle rastgele dördüncü kata çıktığını, asansörün çaprazında bulunan dairenin zilini çaldığını, kapıyı önceden tanımadığı katılanın açtığını, bu sırada; “Emniyet” diyerek kapıyı itekleyip içeri girdiğini, katılanın kapıyı kapatmaya çalıştığını ancak gücünün yetmediğini, içeri girdikten sonra kapıyı kapatarak kilitlediğini, niyetinin katılana tecavüz etmek olduğunu ve katılanı çeşitli yerlerine dokunarak taciz ettiğini, bu sırada sürekli bağıran katılanın susması için onu saçından tutup tokat atarak darbettiğini, sonradan katılanın hamile olduğunu fark etmesi üzerine darbetmekten ve tecavüz etmekten vazgeçtiğini, katılanın bağırma sesleri üzerine birkaç kişinin kapıya geldiğini ve içeriye seslendiklerini, katılana susmasını söylediğini, kapıdakilere de kapıyı açmadan; “Aile arasında bir kavga, siz karışmayın.” dediğini, katılanın sonradan sakinleşerek kendisine para verebileceğini söylediğini ve cüzdanından 150 TL para ve şifresini yazdığı kağıtla beraber Vakıfbank’a ait hesap kartını verdiğini sonrasında da kendisine su getirerek evin anahtarını istediğini, kendisinin de anahtarı katılana verdiğini, katılanın anahtarı aldıktan sonra kapıyı açarak dışarı çıktığını, katılan gittikten sonra evde tek başına kaldığını, katılanın verdiği 150 TL ve hesap kartını cüzdanına koyduğunu, uzun zamandır duş almadığı için de banyoya girdiğini, duştan çıktıktan sonra kapıya polislerin geldiğini ve kapıyı açmasını istediklerini, kendisinin de birazdan açacağını söyleyerek giyinmeye başladığını, kıyafetlerini giydikten sonra polislerin kapıyı açarak içeri girdiklerini, direnmeden onlara teslim olduğunu, havaların çok soğuk olmasından ve artık sokakta yaşamak istemediğinden dolayı cezaevine girmek için bu olayı gerçekleştirdiğini,
Sulh Ceza Hâkimliğinde; olayın gerçekleştiği adrese tesadüfen gidip kapıyı çaldığını ve “Emniyet” diyerek içeri girdiğini, niyetinin katılana tecavüz etmek olduğunu, bu yüzden katılanın çeşitli yerlerine dokunarak onu taciz ettiğini, katılanın hamile olduğunu anlayınca bu niyetinden vazgeçtiğini, bu sırada katılanın saçından tutup ona tokat attığını, katılanın kendisine 150 TL para ile Vakıfbank hesap kartını ve şifresini verdiğini, katılana evin anahtarını geri verdiğini, onun da dışarı çıkarak kapıyı kilitlediğini, kendisinin de içeriden kapıyı kilitlediğini ve çok kirli olduğu için duşa girdiğini, polisler geldiğinde de teslim olduğunu, suçlamayı bu şekilde kabul ettiğini,
Mahkemede; kollukta verdiği ifadesinin tamamen geçersiz olduğunu, polislerin kendisini aldığı çapraz sorgu neticesinde bu şekilde ifade verdiğini, 2-3 aydır sokaklarda kaldığını ve ailesinin yanına gitmediğini, gizli şekerinin olduğunu öğrendiğini, olay günü yüksek ateşinin olduğunu, el ve ayaklarının titremeye başladığını, tansiyonunun düştüğünü, bu şekilde binaya girip katılandan tatlı getirmesini istediğini, kesinlikle altınlar diye bir ifade kullanmadığını, kendisinin harcayabileceği kadar parasının da olduğunu, o an gözüne bir şey görünmediğini, sadece bağırmaması için katılanla aralarında itişme yaşandığını, olayın bundan ibaret olduğunu, kesinlikle cinsel saldırıya teşebbüs etmesinin söz konusu olmadığını, atılı suçlamayı ve sorgudaki ifadesini kabul etmediğini, bu sırada yüksek derecede ateşinin olduğunu, katılan bağırınca ona bağırmamasını söylediğini, onun da tecavüz edeceğini sanarak 150 TL para ile kredi kartını uzattığını, ayrıca kartının şifresini de bir kâğıda yazdığını,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
TCK’nın 148. maddesinde yağma suçu; “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
Madde gerekçesinde; “Hırsızlık suçundan farklı olarak yağma suçunun oluşabilmesi için mağdurun rızasının cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir. Yağma suçunun tamamlanabilmesi için kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmeli veya alınmasına karşı koyamamalıdır. Malın teslim edilmesi veya alınması, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesini, mağdurun bu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesini ifade eder. Mal, zilyedin tasarruf olanağı ortadan kalktığı anda alınmış olacağından, bu ana kadar yapılan cebir veya tehdit, hırsızlığı yağmaya dönüştürür. Örneğin evin içindeki eşyayı alıp kapıdan çıkarken mal sahibi ile karşılaşan hırsız, ona karşı cebir veya tehdit kullanacak olursa, yağma suçu oluşur. Mal alındıktan yani hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra, bunu geri almak isteyen kişiye karşı cebir veya tehdide başvurulması hâlinde, yağma suçundan söz edilemez. Hırsızlık suçuna konu malın geri alınmasını önlemek amacına yönelik olarak kullanılan cebir veya tehdit ayrı suçların oluşmasına neden olur. Bu durumda gerçek içtima hükümlerinin uygulanması gerekir.” açıklamasına yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 149. maddesinde de yağma suçunun konutta ve beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi hâlleri de nitelikli hâl olarak kabul edilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, kasten yaralama suçuna ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.
Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği TCK’nın 148. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan zor yoluyla hırsızlık, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi hürriyeti, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuki değerlerdir.
Bu aşamada konumuza ilişkin olarak suça teşebbüs hükümleri üzerinde de kısaca durulmalıdır.
TCK’nın 35. maddesinin birinci fıkrası; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” şeklindedir.
Suça teşebbüsün varlığından söz edilebilmesi için;
1-Fail ya da faillerde kasıtlı bir suç işleme kararı olmalı,
2-Elverişli hareketlerle suçun doğrudan doğruya icrasına başlanmalı,
3-Failin elinde bulunmayan nedenlerle suç tamamlanamamalı veya amaçlanan sonuç gerçekleşmemelidir.
Suça teşebbüste fail, eylemini tamamlamak amacıyla hareket etmesine karşın, elinde olmayan nedenlerden dolayı fiilini gerçekleştirememekte, bu durumda kişiye tamamlanmış suça oranla daha az ceza verilmektedir.
Bu açıklamalardan sonra yağma suçunda teşebbüs hükümlerinin uygulanabilme koşullarına değinilmesinde fayda bulunmaktadır.
Neticesi hareket ile bitişik bir suç olan yağma teşebbüse elverişli bir suçtur. Failin, cebir veya tehditle suçun icra hareketlerine başladıktan sonra elinde olmayan nedenlerle malı alamadığı hâllerde, yağma suçu teşebbüs derecesinde kalmış sayılır. Yağma suçunda almanın gerçekleşmesi hırsızlık suçunun aksine, failin malı egemenlik alanına sokmasına bağlı değildir. Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere, yağma suçunun tamamlanabilmesi için kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmeli veya alınmasına karşı koyamamalıdır. Malın teslim edilmesi veya alınması ise suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesini, mağdurun bu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesini ifade etmektedir. Başka bir anlatımla, cebir veya tehdidin etkisiyle mal teslim edildiğinde veya alındığında suç tamamlanmış sayılacaktır. Bu nedenle mağdurun malı alıp giderken yakalanması hâlinde suça teşebbüs değil, tamamlanmış suç söz konusu olacaktır. Yağma suçunun tamamlanması için malın zilyedinden alınması yeterlidir (Nur Centel-Hamide Zafer-Özlem Çakmut, Kişilere karşı İşlenen Suçlar, Cilt:1, 4. Baskı, Beta Yayınevi, Ankara 2017, s. 405-406).
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
18.12.2021 tarihinde katılanın yaşadığı eve zorla giren sanığın, içeri girdikten sonra kapıyı kilitlediği, korkarak içeriye doğru kaçmaya çalışan katılanın kolundan tutarak; “Paralar ve altınlar nerede? Altın ve paraları getir!” dediği, katılanın ise bir yandan sanığı sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da bağırarak yardım istediği, bunun üzerine sanığın, yumruk atarak katılanı darbettiği ve yere düşürdüğü, yerde de tekme atarak; “Sana burada tecavüz edeceğim.” dediği, akabinde eşofmanını indirip cinsel organını katılana gösterdiği, katılanın; “Hamileyim yapma!” diyerek yalvarması üzerine tekrar eşofmanını giydiği ve katılandan su getirmesini istediği, su getirmek için mutfak kısmına geçen katılanın, salon masası üzerinde bulunan cep telefonunu sanığa fark ettirmeden alıp cebine koyduğu ve mutfağa geçtiğinde de eşine evde hırsız olduğuna dair mesaj attığı, mesajı alan tanık …’ın önce site yöneticisi olan tanık …’i akabinde de apartman görevlisi olan tanık …’yı arayarak yardım istediği, katılanın mutfaktan suyu getirmesinin ardından sanığın bu defa; “Yeni kıyafet istiyorum.” dediği, katılanın ise birlikte giderlerse ona istediği kıyafeti alacağını söyleyip kendisini bırakması için yalvardığı ancak sanığın dışarıya çıkmalarına rıza göstermediği, bu sırada daire kapısı önüne gelen ve içeriden bağrışmaları duyan tanık …’in ikametin kapısını çaldığı, buna kızan sanığın; “Kime haber verdin, seni a.ına koyduğumun o.su, şimdi seni s.keceğim” diyerek tehditler savurduğu, saçlarından tuttuğu katılanı zorla çocuk odasına götürdüğü, kalçalarını ve göğüslerini ellemeye başladığı, direnmesi üzerine de katılanı yeniden darbettiği, yerde olan katılanın, sanığı polisler gelmeden gidebileceğine ikna etmeye çalıştığı ve “Senin tek yolun var, çantamda bulunan paraları ve maaş kartımı al, onlara arkadaş olduğumuzu söylerim.” dediği, bunun üzerine sanığın katılanın çantasını açarak içinde bulunan 150 TL ile banka kartını aldığı, para ile kartı alan sanığın bu defa da kıyafet ve ayakkabı isteyerek; “Sana burada tecavüz ederek seni öldüreceğim.” diyerek katılanı tehdit ettiği, yine cinsel organını çıkarıp katılana gösterdiği, katılanın en sonunda sanığı birlikte dışarı çıkmaları hususunda ikna ettiği, bunun üzerine sanığın cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtığı sırada katılanın sanığı ittirerek kapının üzerinde duran anahtarı da alıp dışarı çıktığı ve kapıyı dışarıdan kilitlediği, suça konu paranın ve banka kartının sanığın cüzdanının içerisinde bulunarak emniyet görevlilerince katılana iade edildiği kabul edilen olayda; neticesi harekete bitişik bir suç olan yağmada, madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere mağdurun zilyetliğine son verilmesi ve mal üzerindeki zilyetlikten doğan hakların kullanılmaz hâle getirilmesiyle suçun tamamlanmış sayılacağı cihetle; sanığın tehdit ve cebir kullanmak suretiyle katılanın 150 TL’sini ve banka kartını alarak cüzdanına koyması şeklindeki tipe uygun hareketi ile yağma suçundaki malın alınması unsurunun gerçekleştiği ve mağdurun mal üzerindeki tasarruf olanağının ortadan kalktığı, diğer bir anlatımla sanığın suça konu para ve banka kartını herhangi bir dış engel ile karşılaşmadan alması ile suçun tamamlanmış olduğu, sanığın suça konu para ve banka kartını evden dışarı çıkartamadan yakalanmış olmasının yağma suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı şeklinde yorumlanamayacağı, zira hırsızlık suçundan farklı olarak yağma suçunda, failin mal üzerinde serbestçe kullanım imkânı sağlayacak şekilde fiili hâkimiyet kurmasının aranmayacağı, dolayısıyla sanığa yüklenen yağma suçunun tamamlandığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.03.2023 tarihli ve 15104-9251 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.11.2022 tarihli ve 427-510 sayılı mahkûmiyet hükmünün, sanığın eyleminin tamamlandığı gözetilmeksizin hakkında TCK’nın 35. maddesinin uygulanması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Ceza Genel Kurulunca ulaşılan sonuç ve mevcut tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı gözetilerek sanığın tutukluluk hâlinin DEVAMINA,
5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.10.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.