Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2023/13 E. 2023/335 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/13
KARAR NO : 2023/335
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

Tebliğname No : 2020/29136
MAHKEMESİ : SEYDİŞEHİR Ağır Ceza
SAYISI : 104-228

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık R.. Y..’in maktul … …’a yönelik kasten öldürme ve katılan E.. B..’a yönelik eylemi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçlarından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine; sanık B.. Y..’in ise katılan E.. B..’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan açılan kamu davasında eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğundan bahisle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/1, 86/3-e, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesince 13.05.2015 tarih ve 169-59 sayı ile kurulan hükümlerin, katılanlar vekili ile sanık … müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.03.2019 tarih ve 2126-1539 sayı ile;
“(…)B)Suçta kullanılan aletin elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi, engel hal bulunması, meydana gelen zararın ağırlığı nazara alındığında sanık …’ın katılan…a yönelik eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun anlaşılması karşısında TCK’nin 81. ve 35. maddelerinden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde nitelikli kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
C)Sanık …’ın fikir ve irade birliği içerisinde fiil üzerinde hakimiyet kurarak maktule yönelik TCK’nin 37/1, 81, 29. ve mağdur katılan…a yönelik ise TCK’nin 37/1, 81, 35. maddeleri kapsamında cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi(…)” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine Yerel Mahkemece 02.12.2019 tarih ve 104-228 sayı ile;
“(…)Her ne kadar sanık R.. Y.. hakkında … …’a karşı kasten öldürme, katılan E.. B..’a karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 14-7080 uzmanlık numaralı uzmanlık raporunda R.. Y..’e ait sıvaplarda atış artığına rastlanılmadığının bildirildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmalarında üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği, sanık R.. Y..’in Beyşehir Cumhuriyet Savcılığında alınan savunmasında, …’ın av tüfeğini alıp geldikten sonra kendisinin de diğer av tüfeğini aldığını, ancak tüfeğinin içerisinde fişek olmadığını, fişeğin kutuda bulunduğunu, korku ve heyecan nedeniyle tüfeğe fişek koyamadığını, üzerine atılı kasten öldürme ve katılan E.. B..’a karşı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarını kabul etmediğini savunduğu, 30/12/2014 tarihli celsede dinlenen ve maktulün kızı olan Ünzüle… beyanında, B.. Y..’in kendisine büyük bir tüfek doğrultuğunu, odadan hemen çıktığını, R.. Y..’in atmaya çalıştığını, ancak sonrasında fişek koyup koymadığını görmediğini beyan ettiği, maktülün kızı olan tanık D.. B.. beyanında, B.. Y..’in elinde uzun tüfek ile evlerine ateş ettiğini, yolun karşı kısmına geçip ateş ettiğini, …’ın elinde bir şey görmediğini ve …’ı da görmediğini beyan ettiği tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verilmiştir.
Sanık B.. Y..’in olay yerinde bulunan katılan E.. B..’a da öldürme kastı olmaksızın yaralama kastı ile ateş ettiği, zira; Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 19/01/2015 tarihli raporunda katılan E.. B.. adına düzenlenmiş genel adli muayene raporunda tanımlanan av tüfeği saçma taneleri lokasyonları ve dağılımları değerlendirildiğinde, tüm saçma tanelerinin kişinin sağ yanında tanımlanmış olması ve kişilerin hareketli hedefler olmaları nedeniyle kişide saptandığı bildirilen saçma tanesi yaralanmalarının tek atışla oluşması ile tıbben uyumlu olduğuna dair rapor düzenlendiği, bu rapor kapsamı ile Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığının 19/08/2014 tarihli kriminal raporunda E.. B..’a ait olduğu belirtilen gömlek ve pantolon üzerinde yapılan inceleme neticesinde yapılan atışların uzak atış olduğu yönündeki rapor bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanık B.. Y..’in katılan…a karşı kastının adam öldürme değil, yaralama olduğunun kabulünü gerektirdiği sonuç ve kanaatine varıldığı, ayrıca E.. B..’ ın Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ nün 07.05.2015 tarihli rapor kapsamına göre yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokmadığı ve etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği bildirilmiş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanığın katılan E.. B..’a karşı silahla kasten yaralama suçunu işlediği kanaatine varılmıştır(…)” gerekçesiyle önceki hükümlerde direnilmesine oy çokluğuyla karar verilmiş,
Direnme kararına konu hükümlerin de katılanlar vekili, Cumhuriyet savcısı ve sanık B.. Y.. müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.05.2022 tarihli ve 29136 sayılı Bozma istemli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.12.2022 tarih ve 6006-9864 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU
6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık R.. Y.. hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü ile inceleme dışı sanık… hakkında kurulan beraat hükmü temyiz edilmeksizin, sanık B.. Y.. hakkında maktul … …’a yönelik kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile inceleme dışı sanık… hakkında maktul … …’a yönelik kasten öldürme ve katılan E.. B..’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçlarından kurulan beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme; sanık B.. Y..’in katılan E.. B..’a yönelik nitelikli kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sanık R.. Y..’in maktul … …’a yönelik kasten öldürme ve katılan E.. B..’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçlarından kurulan beraat hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanık B.. Y..’in katılan E.. B..’a yönelik eyleminin niteliğinin,
2- Sanık R.. Y..’in; sanık …’ın maktul … …’a ve katılan E.. B..’a yönelik eylemlerine iştirak edip etmediğinin,
Belirlenmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
29.06.2014 tarihli olay yeri inceleme raporunda; Beyşehir Sadıkhacı Mahallesinde meydana geldiği bildirilen silahlı çatışma ihbarına istinaden saat 16.45 sıralarında olay yerine gidildiğinin, olayın maktule ait ev ile sanık …’a ait evin bahçesi arasında meydana geldiğinin, maktulün cesedinin bulunduğu eve gidildiğinde, evin kuzeybatı istikametindeki odasında yerde bulunan maktulün sağ elinde işaret parmağı tetiğin içinde olacak şekilde, 7,65 mm çapında mermisi tükenmiş ve üzerinde MDI German ibaresi bulunan bir adet tabancanın bulunduğunun, maktulün el svaplarının alındığının ve üzerindeki gömleğin atış tayini için muhafaza altına alındığının, cesedin bulunduğu odanın batı tarafındaki pencerenin camlarının tamamen kırıldığının, cam kırıklarının oda içerisine döküldüğünün, perdede saçma taneleri bulunduğunun, atış mesafesi tayini için perdenin muhafaza altına alındığının, oda içerisinde 2 adet boş kovan, 2 adet plastik av tüfeği fişek tapası, 1 adet dolu av tüfeği fişeğinin bulunduğunun, odanın giriş kapısı ve doğu taraftaki duvarda, evin hol kısmındaki yeşil renkli demir kapı üzerinde ve eve giren merdivenlerin bitiminde hol kısmında duvarda av tüfeği saçma tanesi isabet izlerinin bulunduğunun, maktulün bulunduğu odaya bitişik odanın penceresinin camının kırılmış olduğunun, olay yerinin fotoğraflandığının ve video ile kayıt altına alındığının, tutanak ekinde olay yeri krokisinin çizildiğinin belirtildiği,
29.06.2014 tarihli olay yeri inceleme ve tespit tutanağında; olayın sanık …’ın evinin avlu girişinde başlayıp, maktulün evine kadar devam ettiğinin, iki ev arası uzaklığın kuş uçuşu 50 metre civarında olduğunun, maktulün evinin iki katlı olduğunun, alt katın ahır, üst katın ev olarak kullanıldığının, ikinci kata tahta merdivenlerle çıkıldığının, evin salonunda çıkış kapısının sağ orta bölümünde 15 adet av tüfeği saçma tanesi isabet izinin, elbise askısında asılı elbiselerin altında 9 adet av tüfeği saçma tanesi isabet izinin bulunduğunun, maktulün cesedinin eve salondan girildiğinde sağda ikinci odada yerde bulunduğunun, maktulün elinde XX1965 model 7,65 mm çaplı tabancanın bulunduğunun, maktulün bulunduğu odanın penceresine bakan çıkmaz sokakta maktulün evine bir metre uzaklıktaki bir metrekatrelik alanda 4 adet 7,65 mm çapında boş kovan bulunduğunun, aynı yerde bir adet boş av tüfeği kartuşu bulunduğunun, maktulle sanık …’ın evinin arasındaki Şevki Bey sokak üzerinde, sanık …’ın evine 5 metre uzaklıkta bir adet 12 cal boş av tüfeği kartuşu olduğunun, yine eve 6 metre uzaklıkta taş duvarın yanındaki bir metrekarelik alanda 3 adet 12 cal kırmızı renkli av tüfeği boş kartuşu olduğunun, sanık …’ın evinin avlu girişine 2 metre uzaklıkta 1 adet kopmuş kot düğmesinin bulunduğunun, aynı eve 3 metre uzaklıkta 1 adet duvardan sekmiş yarım hâlde parçalanmış 7,65 mm çapında mermi çekirdeğinin bulunduğunun, aynı yerde 1 adet 7,65 mm çapında mermi çekirdeğinin bulunduğunun, sanık …’ın evinin avlu girişi önünde 1 metrekatrelik alanda 4 adet 7,65 mm çapında boş kovan bulunduğunun, aynı alanda 1 adet 12 cal av tüfeği boş kartuşu olduğunun, aynı avlu ortasında bir adet 12 cal kırmızı av tüfeği boş kartuşunun bulunduğunun, evin samanlığının içinde saklanmış hâlde bir adet Meriva marka 103897 seri numaralı otomatik av tüfeğinin bulunduğunun, evin ahırında bir adet Magnum marka otomatik av tüfeğinin bulunduğunun, bu tüfekte hazne içinde 7 adet dolu av tüfeği fişeğinin bulunduğunun, tüfeğin yanındaki kutuda 8 adet dolu av tüfeği fişeğinin bulunduğunun, sanık …’ın evinin karşısındaki evin bahçe kısmında iki adet av tüfeği kartuşunun bulunduğunun, delillerin fotoğraflandığının, aynı sokakta park hâlinde bulunan …marka aracın ön camı iç kısmında bir adet 7,65 mm çapında mermi çekirdeğinin, aracın arka sağ tampon üzerinde arka kapakta 1 adet tabanca mermi giriş deliğinin bulunduğunun, aracın ön camının tamamen çatlamış ve buzlanmış olduğunun, sağ arka stop lambasının 10 cm yakınında 1 adet mermi giriş deliğinin bulunduğunun, delillerin numaralandırıldığının ve fotoğraflandığının belirtildiği,
29.06.2014 tarihli genel adli muayene raporlarında; sanıklar …ve …’ın muayenelerinde darp ve cebir izine rastlanmadığının belirtildiği,
29.06.2014 tarihli genel adli muayene raporunda; inceleme dışı mağdur A.. Y..’in sol göğüs ön duvarı 2. kosta hizasında ateşli silah mermi çekirdeği giriş deliğinin, sol flank bölgede ateşli silah mermi sıyrığının mevcut olduğunun, sol hemitoraksta dinleme ile solunum sesi alınamadığının, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin, hayati tehlikesinin mevcut olduğunun bildirildiği,
29.06.2014 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; 1,75 m boyunda, tahminen 35-40 yaşlarında, 70-75 kg ağırlığındaki ceset üzerinde dağınık hâlde av tüfeği saçma tanelerinin bulunduğunun, bu isabetlerin en az üç atışla meydana gelebileceğinin tahmin edildiğinin, cesedin sol kasık bölgesindeki saçma tanelerinin 17×11 cm bir sahada cilt, cilt altı seyirli, batın ve pelvis boşluğuna ulaşmadığının, büyük damar sinir lezyonu oluşturmadığının, sol kol ön yüzdeki isabet bölgesinin dağınık halde yumuşak doku seyirli olduğunun, büyük damar ve sinir lezyonu oluşturmadığının, göğüs ön duvarda 22×17 cm genişliğindeki saçma yaralanmasının göğüs boşluğuna girdiğinin, her iki akciğeri ve kalbi yaraladığının, aynı bölgede çene sağ tarafta ve orta hatta üç adet saçma tanesi yarasının bulunduğunun, yapılan klasik otopside kafa kaide kemiklerinin sağlam, akciğer ön yüzde saçma giriş defektleri bulunduğunun, kalbin ventrikül ön ve arka yüzlerinde saçma giriş ve çıkış defektleri bulunduğunun, cesedin kalp, akciğer ve göğüs boşluğundan toplamda 7 adet dört numara kuş saçması elde edildiğinin, sonuç olarak; göğüs kısmındaki saçma tanesi yaralanmasının tek başına öldürücü nitelikte olduğunun, diğer yaraların tek başına öldürücü nitelikte olmadığının, atışların 6-10 metre mesafeden gerçekleşmiş olabileceğinin, ölümün av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı iç organ hasarı, iç kanama ve perikard tamponatının müşterek etkisi ile meydana geldiğinin, cesedin vücudundan toplamda 10 adet saçma tanesi elde edildiğinin yazılı olduğu,
29.06.2014 tarihli genel adli muayene raporunda; katılan …’ın sağ angulus mandibula inferiorunda saçma giriş yeri, sağ omuzda 2 adet saçma giriş yeri, sağ ön kol ulnar tarafta 2 adet saçma giriş yeri, sağ el bileğinde 1 adet saçma giriş yeri, sağ flank bölgede 4 adet saçma giriş yeri, sağ uyluk dorsalinde 3 adet saçma giriş yeri, sağ diz altı tibia üzerinde 2 adet saçma giriş yeri, sağ tıbiamedyal kısımda 3 adet saçma giriş yeri bulunduğunun, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemez ve hayati tehlikesinin var olduğunun belirtildiği,
01.07.2014 tarihli epikriz raporunda; katılan …’ın olayın seyri esnasında hayati tehlike oluşturacak şekilde yaralandığının, yapılan tedavi sonrasında 01.07.2014 tarihinde taburcu edildiğinin bildirildiği,
08.08.2014 tarihli uzmanlık raporunda; inceleme dışı sanık … ve sanık …’ın evinde yapılan aramalarda ele geçen av tüfeklerinin mekanik bir arızasının bulunmadığının, kalibrelerine uygun av tüfeği fişeklerini patlattıklarının, olay yerinden ele geçen 6 adet 12 cal av tüfeği fişek kartuşunun sanık …’ın ikametinde bulunan Meriva marka tüfekten atıldığının, olay yerinde ele geçirilen 12 adet 7,65 mm çapında boş kovanın, ikisi deforme mermi çekirdeği ve bir adet mermi çekirdek parçasının maktulün üzerinde ele geçen tabancadan atıldıklarının, maktulün vücudundan çıkan saçma tanelerinin olay yerinde ele geçen kartuşlardan veya av tüfeklerinden atılıp atılmadıkları hususunda bir görüş belirtmenin mümkün olmadığının yazılı olduğu,
19.08.2014 tarihli uzmanlık raporunda; inceleme dışı mağdur Ahmet, sanık …, maktul … … ve tanık Ş.. Y..’e ait olduğu belirtilen svaplar üzerinde atış artığı tespit edildiğinin, tanıklar… ve E.. Y..’e ait olduğu belirtilen numuneler üzerinden atış artığı tespit edilemediğinin, maktule ait gömlek ve odanın perdesi üzerinde yapılan incelemeden atış artıklarına rastlanmadığının ve atışların uzak atış mesafesinden yapıldığının tespit edildiğinin, katılan …’a ait gömlek ve pantolon üzerinde yapılan incelemede atışların uzak atış mesafesinden yapıldığının tespit edildiğinin, inceleme dışı mağdur…e ait pantolon üzerinde atış artığına rastlandığının bildirildiği,
15.09.2014 tarihli uzmanlık raporunda; sanık …ve inceleme dışı sanık …’a ait svaplarda atış artığına rastlanmadığının, katılan …’ın sağ ve sol el içi svaplarında atış artığının tespit edildiğinin belirtildiği,
19.01.2015 tarihli Konya Adli Tıp Kurumu raporunda; katılan …’ın adli muayene raporunda tanımlanan av tüfeği saçma tanelerinin dağılımları değerlendirildiğinde, tüm saçma tanelerinin kişinin sağ yanında tanımlanmış olması ve kişilerin hareketli hedefler olması nedeniyle kişide saptandığı bildirilen saçma tanesi yaralanmalarının tek atışla oluşmasının tıbben uyumlu olduğunun bildirildiği,
07.05.2015 tarihli Konya Adli Tıp Kurumu raporunda; katılan …’ın yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin, yaşamını tehlikeye sokmadığının, duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya işlevinin yitirmesine sebep olmadığının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan Ş.. B.. kollukta; olay günü eşi maktul …’ın aniden evin önünde durarak hızla içeri girdiğini, sorduğunda; “Yükseller önümü kesti.” dediğini, bu sırada evlerine doğru taşlar atıldığını, pencereden dışarı baktığında sanık …’ın elinde bir av tüfeği ile evin camına doğru ateş ettiğini gördüğünü, hemen çocukları içeri götürdüğünü, sanık …’ın yanında inceleme dışı sanık … ve sanık …’ın da bulunduğunu ve onların da eve doğru ateş ettiklerini, bu sırada maktulün elindeki tabancayla odaya girdiğini; ancak ateşle karşılık verip vermediğini hatırlamadığını, kısa süre sonra yardıma gelen kayınbiraderi katılan …’ın eve girdiğinde karnından yoğun kan geldiğini görmesi üzerine ne olduğunu sorduğunda, adı geçen katılanın; “Beni de vurdular kaçamadım.” dediğini, katılan …’ın elinde silah olmadığını, sonra eniştesi A.. T..’nin katılan …’ı hastaneye götürdüğünü, sonra abisi… ve eniştesi …’nın eve geldiklerini, bu sırada silah seslerinin devam ettiğini, yerde kanlar içinde hareketsiz yatan maktulün yanına gidemediklerini, çok sayıda silahla ateş edildiğini, olaya karışan sanıklar … ve …ile inceleme dışı sanık … arasında husumet olduğunu,
Mahkemede; önceki beyanlarına ek olarak, maktulün benzin almak için dışarı çıkmasından yarım saat sonra aşağıdan silah sesi duyduğunu, yolu gören pencereden baktığında maktulün evin köşesine kapının önüne doğru geldiğini gördüğünü, bu sırada traktörünün arkasından taşlar atıldığını, maktül eve girdiğinde “Ne oldu?” diye sorduğunu, “Yükseller önümü kesti.” şeklinde cevap verdiğini, konuştukları sırada evlerine ateş edildiğini, maktulün; “Çocukları arkaya götür.” demesi üzerine maktule; “Sen de gitme oraya vurulursun.” dediğinde; “Nereye geçmeyeceğim, şuna bak tüm camlar indi.” dediğini, komşuları Yüksel soyadlı kişilerin iki üç yıldır kendileri ile uğraştıklarını, bu sırada kızının Jandarma’yı aradığını, diğer kızının; “Anne babam vuruldu.” dediğini, odaya girdiğinde maktulün yerde uzandığını gördüğünü, aşağı baktığında sanık …’ı elinde tüfekle beklerken çok az gördüğünü, tam bakamadığını çünkü cama yaklaşmaya korktuğunu, ancak üç farklı yerden ateş edildiğini, bunu seslerden anladığını, sonra kayınbiraderi katılan …’ın eve geldiğini, onun da kolundan kanlar aktığını, adı geçen katılanın sokakta yerde yatanı kardeşi maktul zannedince onlara doğru yöneldiği sırada vurulduğunu söylediğini, yaklaşık 15 dakika geçmesine rağmen dışarıdan ateş etmeye devam ettiklerini, aşağı baktığında sanık …’ı görmediğini, sanık …ile inceleme dışı mağdur…in arabasını gördüğünü, adı geçen mağdurun yerde yattığını, sanık …’ın elinde bir şey olup olmadığını göremediğini, evin kapısını maktul eve girdikten sonra kilitlediğini, maktulün elinde tabanca veya başka bir silahla ateş ettiğini görmediğini,
Katılan E.. B.. kollukta; olay günü işten gelip evde dinlendiği sırada kardeşi maktulün eşi katılan …’nin arayarak; “Çabuk gel …’ı vurdular.” dediğini, traktörüyle olay yerine gittiğini, her yerden silah sesi geldiğini, yolda birinin yattığını gördüğünü ancak kim olduğunu bilemediğini, daha sonra maktulün evine çıktığını, maktulün yerde yattığını gördüğünü, bu sırada eve çıkarken inceleme dışı sanık … ile sanıklar …ve …’ın eve doğru av tüfeğiyle ateş ederken gördüğünü, katılan …’nin; “Sana ne oldu? Her tarafından kan geliyor.” demesi üzerine vurulduğunu anladığını, kendisini kimin vurduğunu bilmediğini ancak sanık …’ın evin damına siper alarak ateş ettiğini gördüğünü, maktulü kimin vurduğunu görmediğini, kendisinde silah olmadığını, olayın çıkmasının sebebinin sanık …olduğunu,
Cumhuriyet savcılığında; önceki beyanlarına ek olarak, kollukta yaralı olduğu için net ifade veremediğini, sanık …ve ailesiyle aralarında husumet olduğunu, hamallık yaptığını, işten çıkınca uykuya daldığını, yengesi katılan …’nin telefonuyla uyandığını, kendisine; “… yetiş, abini vurdular.” dediğini, hemen üstünü giyip olay yerine gittiğini, olayın meydana geldiği sokakta üç adet traktör olduğunu, yolun kapalı olduğunu, bir kişinin yerde vurulmuş hâlde yattığını, yerdekini önce abisi maktül sandığını, tanık D.. Y..’in yerdeki şahsı kaldırdığını görünce; “Ne yaptınız?” dediğini, çocuğun; “Emmimi vurdular.” diye cevap verdiğini, bu sırada sanıklar … ve …’ın ellerinde av tüfekleri olduğunu, inceleme dışı sanık …’ın elinde ise tabanca olduğunu, müktulün evine doğru sürekli ateş ettiklerini, sanıkların annesi Şirin’in avludan sürekli; “Vurun gebertin hepsini, sağ bırakmayın.” diyerek çocuklarını azmettirdiğini, sanık …’ın sürekli yer değiştirip abisinin evine ve kendilerine doğru bir traktöre bir abisinin bulunduğu odanın köşesine gidip ateş ettiğini, sanık …’ın ise evlerinin damından kendisine aldığı siperden ateş ettiğini, inceleme dışı sanık …’ın traktörlerin olduğu yerden kendisine doğru ateş ettiğini, vücudunun sağ tarafından saçma taneleriyle yaralandığını, maktulün evine doğru çıktığında, kapıyı katılan …’nin açtığını, odaya girdiğinde maktulün yerde yattığını ve elinde tabanca olduğunu gördüğünü, karşı tarafın hâlâ ateş ettiğini, bu yüzden maktulün yanına gidemediğini, sonra kendisini kaybederek merdivenlere oturduğu sırada katılan …’nin; “Sen de mi vuruldun? Her tarafın kan olmuş” dediğini, üç gün hastanede tedavi gördükten sonra taburcu olduğunu, kimseye taş fırlatmadığını, küfür de etmediğini,
Mahkemede; olay yerine geldiğinde yolun kapalı olduğunu, yolda dört traktör ve taksiler olduğunu, üç dört yerden ateş edildiğini, kendisinin yaralandıktan sonra arabaya binerken henüz jandarmanın gelmediğini, sanık …’ın elinde otomatik tüfek olduğunu gördüğünü, kendisinin olayın başında maktulün evinin bulunduğu istikametten geldiğini, geldiğinde eve doğru her üç sanığın da ateş ettiğini gördüğünü, sanık …’ın avlunun dışından motorun arkasından ateş ettiğini, sanık …’ı ilk geldiğinde görmediğini, bacak, kol, omuz ve çene bölgesinden yaralandığını, olaydan sonra arabaya binerken sanık …’ı evin üzerinde elinde silahla gördüğünü, bu sırada adı geçen sanığın elinden silahı muhtarın almaya çalıştığını,
Tanık Ü.. B..; babası olan maktulün eve gelmesinden sonra, traktörün arkasından evlerine taş atıldığını, akabinde dışarıdan silah sesi duyunca pencereden dışarı baktığınıda, aşağıda sanık …’ın elindeki uzun bir silahla ateş ettiğini gördüğünü, tüm camların aşağı indiğini, bunun üzerine hemen içeri doğru geçtiğini, babası maktulün pencereye doğru elindeki tabancayla gittiğini, annesi katılan …’nin gelip kendisini odaya götürdüğünü, sanık …’ın ateş etmeye çalıştığını ancak mermisi olmadığını düşündüğünü, inceleme dışı sanık …’ın elinde de küçük bir silah olduğunu ve daha önceden aşağıdan gelirken ateş ettiğini gördüğünü,
Tanık D.. B..; olay günü annesi katılan … ve kardeşleriyle evde oturduğu sırada babası maktulün traktörle aniden evin önüne gelerek hızla içeri girdiğini, annesi sorduğunda; “Yükseller önümü kesti.” dediğini, bu sırada eve doğru taş atıldığını, camların kırıldığını, maktulün kapıyı kilitleyip tekrar yukarı çıktığını, dışarıya baktıklarında sanık …’ın elinde bir av tüfeği gördüğünü ve evlerine doğru ateş ettiğini, sanık …’ın yanında inceleme dışı sanık … ve sanık …’ın da olduğunu, inceleme dışı sanık …’ın elindeki tabancayı gördüğünü, sanık …’ın elinde bir şey görmediğini ancak onun bulunduğu yerden de ateş edildiğini, sonra kendisinin pencereden geri çekildiğini, evlerine birçok tabancadan ateş edildiğini, maktulün eve geldiğinden elinde tabanca olmadığını, maktulün odadan bir tabanca aldığını ve pencerenin önüne gittiğinide vurularak yere düştüğünü, bir anda ortalığın karıştığını evlerinin her yerine ateş edildiğini, annesi katılan …’nin telefonla amcalarını arayarak yardım istediğini, sonra dayısı katılan …’ın geldiğini, elinde ateşli silah olmadığını, katılan…ın karnından kan geldiğini gördüğü, eniştesi…in katılan …’ı hastaneye götürdüğünü, telefonla haber verdiği dayısı…’in ve eniştesi …’nın da daha sonradan evlerine geldiklerini, evin tamamen ablukaya alındığını, maktul ile sanıklar …, … ve inceleme dışı sanık … arasında önceden husumet olduğunu,
Tanık M.. B..; olay yerine gittiğinde…i görmediğini, sadece inceleme dışı sanık …’ın aynı mahallede oturan Ş.. M..’in evine tabancayla girerken gördüğünü, bunu Jandarma gelmeden hemen önce gördüğünü, ancak inceleme dışı sanık …’ın evden ne zaman çıktığını görmediğini,
Tanık Ş.. M.. kollukta; olay sırasında fren sesi duyunca dışarı baktığını, inceleme dışı mağdur …ile maktulün tartıştığını gördüğünü, maktulün birden elindeki tabanca ile inceleme dışı mağdur…e ateş ettiğini, adı geçen mağdurun yere düştüğünü, korkup camdan içeri girdiğini, sonra avludan ses duyunca aşağı indiğinde inceleme dışı sanık … ile eşi…’nın avlusuna su içmeye girdiklerini anladığını, inceleme dışı sanık …’ın kendisinden su istediğini, sonra adı geçen inceleme dışı sanığa telefon geldiğini, inceleme dışı sanık …’ın üzerinde tabanca görmediğini, birşeyi saklamadığını, maktulün eşinin akrabası olduğunu,
Mahkemede; olay günü motor sesi duyması üzerine dışarı baktığında maktulün inceleme dışı mağdur…e ateş ettiğini gördüğünü, yolun kapalı olmadığını, traktörle geçmek istese geçebileceğini, maktulün ikinci kez ateş ettiğinde adı geçen mağdurun yere düştüğünü, sonra inceleme dışı sanık …’ın geldiğini ve kendisinden su istediğini, evine tabanca saklamadığını, maktul ile inceleme dışı mağdur …arasında bir tartışma olmadığını,
Tanık Ö.. T..; muhtar olduğunu, olay yerine gittiğinde sanık …’ın elinde tüfek gördüğünü, adı geçen sanığın kendisinden geri çekilmesini isteyerek, çıkanı devireceğini söylediğini, olay yerine gittiğinde sanık …’ın ateş edip etmediğini görmediğini ancak sanık …’ın bulunduğu yerin balkonun duvarı olduğunu,
Mağdur A.. Y.. kollukta; maktulle aynı mahallede 1,5 km mesafede oturduğunu, olay günü öğle saatlerinde kardeşi sanık …’ın evine gittiğini, araçtan inerek kapıyı açtığını, tekrar araca giderken nasıl olduğunu anlamadan maktulün yanında belirdiğini ve traktöründen inmeden kendisine 3-5 el ateş ettiğini, ilk merminin sol göğsüne gelerek ayağını yerden kestiğini, devam eden ateş sonucu sol ayağından, sol kaburgasından yaralandığını, olduğu yerde yığılıp kaldığını, tek hatırladığı sesin yeğeni sanık …’ın; “Bu … amcamı vurmuş.” şeklindeki sözü olduğunu, bilincinin kapandığını,
Mahkemede; olay günü kardeşi …’ın evine malzeme almak için gittiğinde, sanık …’ın römorkun içinde olduğu için kendisini görmediğini, kendisinden 3-5 dakika kadar sonra sanık …’ın geldiğini ve annesinin yanına gittiğini, sonra tam arabasına binecekken maktulün traktörle geldiğini ve henüz “Derdin nedir?” demeye kalmadan ateş etmeye başladığını, kaç el ateş ettiğini hatırlamadığını, ancak ilk kurşunun kalbine geldiğini, gözünü hastanede açtığını, maktulün geldiği sırada yolu kapatmadığını, kapatsaydı maktulün evinin tarafına doğru traktörle geçemeyeceğini,
İnceleme dışı sanık… kollukta; maktul ile süt toplama işçisi olarak çalıştığı sıradan tanıştığını, beş kardeşi ile birlikte maktule süt verdiklerini, ancak tartımda hile yaptığı için şikayetler üzerine maktulün işten çıkarıldığını, bu yüzden de maktulün kendisi ve kardeşlerine husumet beslediğini, olay günü öğle namazına müteakip telefonunun çaldığını ve kardeşi inceleme dışı mağdur…in vurulduğunu söylediklerini, eşi F.. Y..’i alarak sanık …’ın evinin önüne gittiklerini, kardeşi inceleme dışı mağdur…in yerde yattığını, sanık …’ın kardeşine müdahale ettiğini, kanı durdurmaya çalıştığını, bu sırada maktulün elindeki tabancayla ateş etmeye devam ettiğini, gelen mermilerden birinin sağ alnına isabet ettiğini, inceleme dışı mağdur…i ilk ambulansla hastaneye gönderdiklerini, bu sırada da maktulün ateş etmeye devam ettiğini, maktulün yanında katılan … ve …’nin de bulunduğunu, kayını…’in maktule; “Şuraya ateş et!” şeklinde talimat verdiğini, maktulün evi ile kendi bulunduğu yer arasında 15 metre mesafe bulunduğunu, maktulü esasen… ile …’nın kışkırttığını, olay sırasında elinde silah olmadığını, kimin kimi vurduğunu görmediğini,
Cumhuriyet savcılığında; önceki ifadesinden farklı olarak, mermilerden birinin başının sağ yanından sıyırıp geçtiğini, sanıklar … ve …’ın tüfekle ateş ettiğini görmediğini, olay yerine ilk geldiği anda vurulduğunu, olayın öncesinde hiçbir şekilde sanık …ve oğluyla bir araya gelip maktulü öldürme hususunda bir plan yapmadıklarını, katılan …’ı görmediğini,
Mahkemede; sanık …’ın kendisini arayarak maktulün inceleme dışı mağdur…i vurduğunu söylediğini, hemen eşiyle birlikte traktörü alıp çıktıklarını, bu sırada yolda giderken …’yi gördüğünü, sanık …’ın evinin önüne geldiğinde aracını kardeşi inceleme dışı mağdur…in aracının yanına çektiğini, bu sırada adı geçen mağdurun yerde yattığını, kardeşi sanık …ve oğlu sanık … ile yeğeni …’un yerdeki inceleme dışı mağdur…i …’nin aracına koymaya çalıştıklarını, …’nin hemen kendisi aracını park ederken geldiğini, o sırada ateş edildiğini, kendisinin traktörden iner inmez kardeşine yardım edeceği sırada yaralandığını, … ablasının evine kaçtıklarını, o sırada kardeşini araca koyduklarını göremediğini, sonra yola çıktıklarını, maktulün evinden sürekli ateş edildiğini, o sırada kardeşi …’in geldiğini ve kendisini hastaneye götürdüğünü, kendisinin silah kullanmadığını, katılan …’ı görmediğini, sadece…’i maktulün evine girerken gördüğünü, maktulü bizzat hiç görmediğini, ancak pencereden perdenin arkasından ateş edildiğini, maktul ile arasında bir husumet olmadığını, ancak sanık …ile arasındaki ters (gübre) meselesi nedeniyle husumet olduğunu, sokağa geldiğinde maktulün traktörünün kendi evinin önünde olduğunu, yolda olmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık B.. Y.. kollukta; olay günü amcası sanık …’ın evine doğru gittiğini, yük indirdikleri sırada yanında diğer amcası inceleme dışı mağdur…in de olduğunu, adı geçen inceleme dışı mağdurun aracının yolun kenarında olduğunu, bu nedenle bir traktörün yoldan geçemediğini, sonra amcası inceleme dışı mağdur…in aracını kenara çekmek istediğini, o esnada maktulün geldiğini ve traktörüyle beklediğini, amcası inceleme dışı mağdur…in maktule hitaben; “Bizim oğlanla (…) derdiniz ne?” dediğini, maktulün ise traktörün üzerindeyken amcası sanık …’ı görür görmez belinden çıkardığı tabancayla diğer amcası inceleme dışı mağdur…e 2-3 el ateş ettiğini, amcasının yere yığıldığını, kendisi ve sanık …’ın amcası inceleme dışı mağdur…in yanına geldikleri sırada maktulün kendilerine de 5-6 el daha ateş ettiğini, kendisinin sanık …’ın evine koşarak av tüfeğini almaya gittiğini, arkasından sanık …’ın da eve girdiğini, aşağı indiklerinde tüfekleri doldurduktan sonra sadece kendisinin ateş açtığını, amcası …’ın yerdeki diğer amcası inceleme dışı mağdur …ile ilgilendiğini, bu sırada maktulün evinin penceresinden ateşe devam ettiğini, kendisinin açılan ateşe karşılık verdiğini, tüfekten çıkan saçmaların maktule isabet edip etmediğini bilmediğini, maktulün evine çıktıktan sonra babası inceleme dışı sanık … ve annesinin traktörle olay yerine geldiklerini, maktulün babasına da ateş ettiğini, babasının başından vurularak yaralandığını, olay sırasında sadece kendisinin ateş ettiğini, katılan…ın olay yerine geldiğinde maktulün evinin dibinde durup kendilerine doğru bağırmaya başladığını, kendisinin katılan …’a doğru da bir el ateş ettiğini, ancak saçmaların ona değip değmediğini bilmediğini,
Cumhuriyet savcılığında; önceki savunmasına ek olarak, maktul ile ailesi arasında bir husumet olduğunu, olay tarihinde amcası …’in evinde bulunduğu sırada kendi evine gitmek üzere motosikletle yola çıktığını, sanık …’ın evinin önünde amcaları inceleme dışı mağdur …ve sanık …’ı birlikte görünce yanlarına uğradığını, yengesi… ve 3 çocuğunun da kapının önünde oturduğunu, amcası inceleme dışı mağdur…in yolun ortasındaki aracını kenara çekmek istediği sırada maktulün geldiğini ve traktörüyle durduğunu, maktulün traktörün üzerindeyken amcası sanık …’ı görür görmez belinden çıkardığı tabancayla inceleme dışı mağdur…e 2-3 el ateş ettiğini, amcasının yere yığıldığını, inceleme dışı mağdur …in yanına gelerek aracını siper ettiklerini, sonra kendisinin avluya doğru kaçtığını, daha sonra amcası inceleme dışı mağdur…i hastaneye götürmek istediklerini, maktulün ise bu sırada evine çıkarak pencereden ateş ettiğini, kendilerini korumak amacıyla amcası sanık …’la birlikte evden bir adet av tüfeğini alarak aşağı inip maktulün bulunduğu eve doğru yaklaşık 10 el ateş ettiğini, odadaki perde kapalı olduğundan maktulü göremediğini, odanın aşağısındaki katılan …’ı gördüğünü, adı geçen katılanın küfür edip kendilerine taş fırlattığını, bunun üzerine ona da ateş ettiğini, sonra maktulün olay yerine gelen babası inceleme dışı sanık …’a ateş ederek yaraladığını, kendisi 2-3 el daha ateş ettikten sonra maktulün vurulmuş olduğunu düşündüğünü ve ateşin sona erdiğini, katılan …’a sadece bir el ateş ettiğini, olayın öncesinde hiçbir şekilde babası sanık …, amcaları inceleme dışı mağdur …ve sanık …’la bir araya gelip maktulü öldürmek ve suçu kendisinin üstlenmesi hususlarında konuşmadıklarını, maktule öldürmek kastıyla değil ateşine cevap vermek ve amcası inceleme dışı mağdur…i hastaneye götürmek için ateş ettiğini,
Tutuklanması İstemiyle Sevk Edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; önceki beyanlarını tekrarla, olay esansında kendisinden başka kimsenin elinde silah olmadığını,
Mahkemede; olay günü saat 09.30 civarı uyandığını, sonra motorsikletle gezmeye çıktığını, D.. Y..’in evine gittiğini yaklaşık bir saat oturduğunu, sonra amcası sanık …’ı arayarak; “Traktörü al gel musluk patlamış.” dediğini, sonra lavabo hortumu alıp sanık …’ın evine gittiğini, sokakta amcası inceleme dışı mağdur …in arabasını gördüğünü, kapının yarım açık olduğunu motorsikletle içeri girdiğini, babaannesi Ş.. Y..’in avluda gölgede oturduğunu, inceleme dışı mağdur …in kapının önünde; “Römorkun yanından kapıyı açayım da aracı yanaştırayım.” dediğini, bu sırada sanık …’ın römorkun içinde, …, … … ve E.. Y..’in de römorkun yanında olduklarını, inceleme dışı mağdur …in aracına doğru gittiğini, tam şoför kapısını açacakken maktulün geldiğini, inceleme dışı mağdur …e 3-4 el ateş ettiğini, sonra kendilerine doğru ateş ettiğini, … yengesinin çocukları içeri kaçırdığını sanık …’ın inceleme dışı mağdur…e doğru gitmeye çalıştığını ancak maktulün tekrar ateş etmeye başladığını ve aracın camlarının kırıldığını, sonra inceleme dışı mağdur …in öldüğünü düşündüklerini ve Ş.. Y..’in de dışarı çıktığını, o esnada maktulün evine doğru yöneldiğini, evinin sokağa bakan penceresinden ateş etmeye devam ettiğini, o sırada sanık …’ın yanından eve doğru silah almaya koştuğunu, oturma odasında asılı tüfeği ve 10 civarı fişeği alıp aşağı koştuğunu 5-6 tanesini tüfeğe doldurduğunu, inceleme dışı mağdur …in yanına koştuğunu, o sırada maktulün evinin penceresinden birilerinin ateş etmeye devam ettiğini, sonra sanık …’ın da tüfek alıp geldiğini fark etmediğini, sanık …’ın tüfeği doldurmaya çalıştığını ancak kendisinin inceleme dışı mağdur …e bakması gerektiğini söylediğini, sonra sanık …tam yerdeki amcasının yanına gidecekken tekrar ateş edildiğini, bu sırada babasının traktörle geldiğini, sonra …’nin arabasıyla geldiğini, inceleme dışı mağdur …in bacağından tutmaya çalıştığını, ateş edilince …’nin kaçtığını, sonra babasının vurulduğunu gördüğünü, kendisinin de rastgele ateş edilen yere doğru 3-4 el ateş etmeye devam ettiğini, sonra …’ye; “Geri gel.” dediklerini, daha sonra babasının alnından kan geldiğini, sonra inceleme dışı mağdur…i arabaya … ve sanık …ile birlikte bindirdiklerini, katılan …’ın olay bittikten sonra geldiğini, katılan …’ı maktulün evinin köşesinde gördüğünü, ana avrat küfür ettiğini, kendisine doğru taş fırlatıp; “Seni öldüreceğim o… çocuğu!” dediğini, sanık …’ın kimseye ateş etmediğini, katılan…ın kendisine saldıracağını düşünerek o anki panikle bir el yere doğru ateş ettiğini, sonra katılan …’ın yürüyerek maktulün evine gittiğini, babasının elinde bir silah olmadığını, toplamda 10 el kadar ateş ettiğini, katılan … ile arasında 45-50 metre mesafe olduğunu, inceleme dışı mağdur …aracını görünce sanık …’ın evine girdiğini, maktulün evinin olduğu taraftan değil, ters taraftan sokağa geldiğini, traktörün üzerinde olduğunu ve inceleme dışı mağdur …ile arasında zannettiği kadarıyla bir tartışma geçmediğini, adı geçen inceleme dışı mağdurun; “Bizim oğlanla nedir derdin?” gibi bir konuşma geçtiğini duymadığını, maktul ateş etmeye başlayınca sanık …’ın evine koştuğunu ve tüfeği almaya giderken sanık …’ın; “Koş evden silahı al gel.” dediğini duymadığını, maktulün yerdeki inceleme dışı mağdur …e 3 el ateş ettiğini, babası inceleme dışı sanık …’ın komşunun evine kaçtığını, kendisi katılan …’a doğru ateş ettiği sırada babası inceleme dışı sanık …’ın …’in aracına binerek olay yerinden hastaneye doğru uzaklaştığını, sonra sanık …’ın tüfeği ile ateş edemediğini gördüğünü, sanık …’a; “Bırak o silahı zaten ateş etmiyor, bozuk.” dediğini, kendisi katılan …’a ateş ettiği sırada sanık …’ın evinin avlusunda olduğunu,
Sanık R.. Y.. kollukta; saman balyası işiyle uğraştıklarını, iş bitince römorktaki eşyaları indirmek için yeğeni sanık …’ı telefonla arayıp yardım istediğini, o gelmeden eşyaları indirmeye başladığını, bu sırada abisi inceleme dışı mağdur…in arabayla gelip kendisine yardım etmeye başladığını, kendisi kapalı römork içindeyken önce bir traktör sesi sonrada silah sesleri duyduğunu, dışarı baktığında abisinin vurulduğunu gördüğünü, yanına gittiğini, o sırada maktulün traktörün üzerinden kendilerine doğru 7-8 el ateş ettiğini, abisiyle ilgilenirken maktulün evinin penceresinden ateş edildiğini, bu sırada sanık …’ın geldiğini görünce; “Koş oğlum evden silahı kap gel!” dediğini, sanık …’ın evdeki av tüfeğini alıp geldiğini ve ateş etmeye başladığını, kendisinin de eve gidip diğer av tüfeğini aldığını, ancak içinde fişek olmadığı için ateş edemediğini, heyecandan tüfeği dolduramadığını, sonra dayısı …’nin geldiğini ve inceleme dışı mağdur…i Beyşehir’e hastaneye götürdüklerini, komşusu maktul ile önceden husumetli olduğunu, bu nedenle kendilerini öldürme kastıyla ateş ettiğini düşündüğünü,
Cumhuriyet Savcılığında; önceki beyanlarına ek olarak, olay öncesi kendisi ve ailesi ile maktul arasında husumet bulunduğunu, saat 13.30 sıralarında yanında oğlu… ve … ile malzeme almaya gittiğini, bu sırada yolda karşılaştıkları maktulün yanından traktörle geçerken; “Avradını sinkaf ettiğim, bu sefer seni temizleyeceğim!” diyerek uzaklaştığını, kendisine karşılık vermediğini, saat 14.00 civarı evinin önüne geldiğini, …’ı telefonla aradığını, o sırada inceleme dışı mağdur…in …marka aracıyla gelerek römorktan bir kısım eşyayı kendi aracına koyduğunu, kapalı römorkun içindeyken aniden fren sesi ve silah sesi duyduğunu, 3-4 el ateş edildiğini, abisinin vurulduğunu, yanına gitmek isterken maktulün traktörün üzerinden kendisine doğru da 2-3 el ateş ettiğini, abisinin aracını kendisine siper aldığını, maktulün ateş ettiği sırada sanık …’ın geldiğini; “Koş oğlum evden silahı kap gel!” dediğini, amacın kendilerini savunmak olduğunu, bunun üzerine önce sanık …’ın sonra kendisinin evden av tüfeklerini alıp, maktulün bulunduğu eve doğru karşılık verdiklerini, ancak kendi tüfeğinde fişek olmadığını, ateş edemeyince tüfeği fırlattığını, sonra abisi inceleme dışı sanık …’ın traktörler geldiğini gördüğünü, daha sonra katılan …’ın olay yerine geldiğini ve yaralandığını görmediğini, kimseye ateş etmediğini, suçlamaları kabul etmediğini, olaydan önce inceleme dışı sanık …, inceleme dışı mağdur …veya sanık … ile maktulün öldürme konusunda hiçbir konuşmaları olmadığını,
Mahkemede; maktulün ateş ettiği sırada aracın camlarının kırıldığını, bir yandan abi inceleme dışı mağdur …i sürüklemeye başladığını, sonra Jandarma’yı, ambulansı ve … isimli arkadaşını aradığını, sanık …’ı görüp; “Koş git evden silahı getir!” dediğini, sanık …’ın av tüfeğini getirince kendisinin de eve gidip diğer av tüfeğini aldığını, ancak aşağı indiğinde heyecandan tüfeği dolduramadığını, sonra …’nin kaçtığını, maktulün bu arada 5-6 el daha ateş ettiğini, ondan sonra silah sesinin kesildiğini, sanık …’ın sonrasında ateş ettiğini görmediğini, abisini biraz daha sürüklediğini, olay yerinde katılan …’ı görmediğini, Ş.. Y..’in inceleme dışı mağdur …vurulduğunda yanına geldiğini, sürekli ağladığını sonra inceleme dışı sanık …’ın geldiğini, … ve inceleme dışı sanık …’ın arka arkaya geldiklerini, …’nin taksiyle, inceleme dışı sanık …’ın traktörle geldiğini, …’nin silah sesini duyunca kaçtığını, sonra abisini taksiye bindirip hastaneye gittiklerini, inceleme dışı sanık … geldikten sonra da 5-6 el ateş edildiğini, ancak adı geçen inceleme dışı sanığın elinde silah olmadığını, hastanede maktulü hastaneye getiren A.. T..’yi gördüğünü, abisi inceleme dışı mağdur …in öldüğünü düşünerek A.. T..’ye; “Yapacağınız bu muydu?” diyerek sinirlendiğini, yeğeni sanık …’ı saat 11.00 civarında aradığını, sanık …’ın maktulün gelmesinden önce olay yerine geldiğini, abisi inceleme dışı mağdur …vurulmadan önce olay yerine gelmiş olduğunu, olay günü köy meydanında maktulün kendisini kastederek; “Temizleyeceğim!” gibi bir şeyler söylediğini oğlu…’tan duyduğunu, mahallenin ortasından geçen yolun geniş bir yol olduğunu tır bile geçebileceğini, maktulün olay sırasında evlerinin bulunduğu taraftan kendi oturduğu ev tarafına doğru yukarıdan aşağıya geldiğini,
Savunmuşlardır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlığa İlişkin Görüşler
TCK’nın “Suça teşebbüs” başlıklı 35. maddesi;
“(1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre suça teşebbüs, işlenmesi kast olunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir.
5237 sayılı TCK’nın teşebbüsü düzenleyen 35. maddesinde; 765 sayılı TCK’nın aksine teşebbüs halinde cezanın belirlenmesi ile ilgili olarak eksik teşebbüs – tam teşebbüs ayrımına yer verilmemiş, adil ve eşit bir cezalandırma bakımından teşebbüs hareketinin meydana getirdiği zarar veya tehlikenin ağırlığının esas alınması öngörülmüştür.
Öte yandan, suça teşebbüsle ilgili değerlendirme yapılabilmesi, failin hangi suçu işlemeyi kastettiğinin belirlenmesini gerektirir ki buna subjektif unsur denir. Failin gerçekleştirdiği davranış ile bir suçu işlemeye teşebbüs edip etmediğini, eğer etmişse hangi suça teşebbüs ettiğini belirleyebilmek için öncelikle kastın varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, tıpkı tamamlanmış suçta olduğu gibi, teşebbüs aşamasında kalan suçta da, işlenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir (Suç Teorisi, Kayıhan İçel, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih S. Mahmutoğlu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baskı, İstanbul, 2000, s. 315).
Bu husus, YCGK’nın 765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde verilmiş olup kabul edilen ilkeler açısından 5237 sayılı TCK’nın teşebbüse ilişkin 35. maddesi yönüyle de varlığını devam ettiren 04.06.1990 tarihli ve 101-156 sayılı kararında da; “Teşebbüste aranan kast, icrasına başlanmış cürmü teşebbüs aşamasında bırakma kastı olmayıp, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmiş kasttır.” şeklinde açıklanmıştır.
Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun çözülmesi gerekmektedir.
TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kast, dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak, daha açık bir ifadeyle, failin olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenmelidir.
İlkeleri, YCGK’nın istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüsü oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda yara meydana gelmiş ise bu yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.
Diğer taraftan, müşterek faillik TCK’nın 37. maddesinin 1. fıkrasında; “suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.” şeklinde düzenlenmiştir. Müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı fail statüsündedir. Müşterek faillik, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesidir. Madde gerekçesinde; “…Asli iştirak feri iştirak ayrımının en önemli sakıncası, kişinin suçun işlenişine katkısının gerçekleştirilen suçun bütünlüğü içerisinde değil, ondan bağımsız olarak ele alınmasıdır. Örneğin bir iş yerinde işlenen silahlı yağma suçunda, dışarıda gözcülük yapan kişinin fiilinin yağma suçunun bütününden bağımsız olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle gözcülük yapan uygulamada bazen asli fail bazen de fer’i fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Bu sistemde suçun işlenişine iştirak eden kişilerin çoğu zaman asli fail olarak mı, yoksa fer’i fail olarak mı sorumluluğu gerektiği duraksamaya yer vermeyecek bir biçimde saptanamamaktadır. Halbuki örnek olayda gözcülük yapma fiilinin diğer kişilerle birlikte işlenen yağma suçunun gerçekleşmesine olan etkisi bir bütün olarak değerlendirildiğinde diğer suç ortaklarıyla suçun işlenişi üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu sonucuna ulaşılırsa fail olarak sorumlu tutulması gereklidir…
Hükumet Tasarısında da benimsenen ‘asli iştirak’, ‘fer’i iştirak’ ayırımının adil ve eşit olmayan bir cezalandırmayı sonuçlaması ve uygulamada zorluk ve duraksamalara neden olması dolayısıyla, bu ayrımı esas alan düzenleme tasarıdan çıkarılmıştır. Yeni yapılan düzenlemeyle, iştirak şekilleri, fiilin işlenişi üzerinde kurulan hakimiyet ölçü alınarak belirlenecektir. Bu sistemde birer sorumluk statüsü olarak öngörülen iştirak şekilleri ise, faillik, azmettirme ve yardım etmeden ibarettir.
Yeniden düzenlenen maddenin birinci fıkrasına göre suçun kanuni tanımında öngörülen fiili gerçekleştirilen kişi fail olup; suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda, bu kişilerin her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaklardır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir. Ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının saptanmasında suç ortaklarının suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulur. Bu durumda, fiilin icrası veya sonuçsuz kalması ortak faillerden her birinin elinde bulunmaktadır. Örneğin suç ortaklarından birinin cebir veya tehdit kullanarak mağduru etkisiz hâle getirdiği, diğerinin de üzerindeki para ve sair kıymetli eşyayı aldığı yağma suçunda her iki suç ortağının suçun işlenişine yaptıkları katkı, suçun icrası açısından birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla, her iki suç ortağı, suçun işlenişi üzerinde ortak bir hakimiyet kurmaktadır.
Suç ortaklarının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamlamadığı durumlarda da müşterek faillik mümkündür. Bazı hallerde failler, her biri suçun kanuni tanımındaki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmek üzere, bir anlaşmaya varabilir. Örneğin bir kişiyi öldürmek için aralarında anlaşmış olan beş kişi, amacın gerçekleşme ihtimalini daha da yükseltmek için, aynı anda mağdurun üzerine ateş ederler. Ateşlenen mermilerden bir kısmı mağdura isabet eder, bir kısmı ise etmez. Bu örnek olayda bütün suç ortakları ortak bir suç işleme kararına dayanarak birlikte hareket etmektedirler. Bu beş suç ortağının ateşlediği mermilerden sadece bir tanesinin mağdura isabet edip ölümüne neden olması halinde dahi, tamamlanmış kasten adam öldürme suçundan dolayı bu kişilerden her biri müşterek fail olarak sorumlu tutulacaktır.
Müşterek faillik bakımından zorunlu diğer bir koşul, failler arasında birlikte suç işleme kararının varlığıdır. Belli bir hareketin icrasına ve neticenin meydana gelmesine ilişkin olan birlikte suç işleme kararı, kast kapsamında düşünülmelidir. Suç ortaklarının suçun işlenişine ilişkin kastlarının doğrudan veya olası kast gibi farklılık göstermesinin, müşterek fail olarak sorumlulukları üzerinde bir etkisi yoktur.” şeklinde failliğin temel unsurları belirlenmiştir.
Suça iştirak bakımından uygulama ve öğretideki görüşler incelendiğinde;
Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesi ve dolayısıyla, haksızlık teşkil eden fiilin icrası üzerinde müşterek hakimiyet kurulması halinde söz konusu olan iştirak şekline müşterek faillik demekteyiz. Müşterek faillikte birlikte suç işleme kararının yanı sıra, fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı fail statüsündedir (İzzet Özgenç, Türk Ceza Kanunu, Gazi Şehri, Genel Hükümler, 3. Baskı s. 489.).
Müşterek hakimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunulan katkının arz ettiği önem, zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Öyle ki fiilin icrası veya akim kalması müşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır (Maurach/Gössel/Zıpf II, s. 294/295; Roxin, Taterschaft, s. 280, atfen Özgenç, s. 491).
Müşterek failin suçun icrasındaki bulunduğu katkının bu zaruret nedeniyle; burada fonksiyonel, müessir fiil hakimiyeti bir başka ifadeyle icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiil hakimiyeti kavramı kullanılmaktadır. (Kavramı ilk ihdas eden Roxin olmuştur. Ancak, bilahare doktrinde büyük ölçüde kabul görmüştür: Jescheck, Lb, s. 616; Stratenwerth, Allgemeiner Teil, P. 823; Samson, sk(4), 25, P. 43; Rudolphı, Bockelmann-F, s. 374; Bloy, s. 376; fonksiyonel fiil hakimiyeti kavramını eleştirmekle birlikte, muhtevada hemfikir olan, Herzberg, Taterschaft, 61).
Böylece, belli bir neticenin oluşumuna illî etkide bulunan herkes değil ancak kanunda tarif edilen muayyen haksızlığı gerçekleştiren suç ortağı, ortaklığı fail olabilecektir. Kanunda tarif edilen haksızlık birden fazla suç ortağı tarafından müştereken gerçekleştiriliyorsa, müşterek faillik bahis konusudur. Müşterek faillik için iki koşul zorunludur. Bunlar birlikte suç işleme kararı ve fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulmasıdır. Müşterek faillikte her bir suç ortağı fail statüsündedir. Müşterek faillik, suçun icrai hareketlerinin birlikte gerçekleştirilmesini ifade etmektedir. Birlikte suç işleme kararına bağlı olarak suçun icrasını iş bölümü çerçevesinde gerçekleştirmek müşterek hâkimiyeti gerekli kılmaktadır. Her müşterek fail suçun icrasına ilişkin müessir, fonksiyonel katkıda bulunmaktadır. Öyle ki bu katkı suç planının başarıya ulaşması açısından önem arz etmektedir. Bu itibarla fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulmasının esasını teşkil etmektedir. Fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurulup kurulmadığı tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunan katkının arz ettiği önem ve zaruret göz önünde bulundurulacaktır. Fiilin icrası veya akim kalması müşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır (Maurach/Gössel/zıpf II, s. 294-295; Roxin, Taterschaft, s. 280).
Müşterek failin suçun icrasında bulunduğu katkının arz ettiği bu zaruret nedeniyle burada fonksiyonel müessir bir hâkimiyet, bir başka ifadeyle icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiilî hâkimiyet kavramı kullanılmaktadır.
Buna göre suçun icrasına bulunulan katkı suçun başarıyla işlenmesi açısından zorunluluk arz ediyorsa bu suç ortağı müşterek faildir. Öyle ki suçun işlenişine bulunulan her bir müşterek katkı fiilin başarıyla tamamlanması açısından gereklilik arz ettiği gibi, bu müşterek katkılardan herhangi birinden vazgeçilmesi fiili gerçekleştirmeme, akim kalma tehlikesine maruz bırakır (CGK’nın 26.04.1982 tarihli ve 6-114 E.-171 K. sayılı kararı).
Suçun icrası açısından müstakil bir fonksiyonu olmayan bir katkıda bulunulması halinde müşterek hâkimiyetten bahsedilemez. Müşterek faillik için suçun icrası aşamasında bulunulsa bile iştirak katkısı, suçun işlenişi açısından bir önemi haiz olmalıdır; başka bir ifadeyle suç ortakları arasında iş bölümü gereğince suçun icrası üzerinde müessir fonksiyonel bir hâkimiyet kurulmasını sağlayacak bir ağırlıkta olmalıdır. Bu itibarla örneğin sahte evrak tanzim eden kişiye mürekkep tedarik etmek bu suçun işlenişinde müşterek fail olmayı gerektirmez (Roxin, Taterschaft, 284; aynı yazar, LK(10), 25, kn 108, 131, 132; jescheck, Lb, 616; Stratenwerth, allgemeiner Teil, P. 824; Samson, sk(4), 25, P. 47; Bloy, 369-370; Herzberg, Taterschaft, s. 69).
Müşterek failler, suçun işlenişine bulundukları iştirak katkılarıyla suçun kanuni tarifinde yer alan objektif, maddi unsurların hepsini yalnız başına gerçekleştirmek zorunda değildirler; fakat aralarındaki iş bölümü gereğince, bu maddi unsurlardan bir kısmı gerçekleştirilmekle de fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurabilirler. Mesela bir banka soygunu sırasında suç ortaklarından biri silahıyla bankadakileri etkisiz hâle getirirken, diğerlerinin kasadaki paraları alması olayında her iki suç ortağının suçun işlenişine bulundukları katkılar, söz konusu suçun icrası açısından birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla her iki suç ortağı, suçun icrası üzerinde müşterek bir hâkimiyet kurmaktadır (Roxin, Taterschaft, s. 278; aynı yazar, LK (10), 25, P. 108.).
Müşterek faillik, her zaman yukarıdaki banka soygunu örneğinde olduğu gibi, suç ortaklığının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamladığı klasik şekliyle karşımıza çıkmamaktadır. Bazı hâllerde, müşterek faillerden her biri suçun kanuni tarifindeki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmeye gayret etmek üzere, bir müşterek anlaşmaya varmaktadır. Böyle bir durumda müşterek hareket etmenin amacı, fiilin akim kalma ihtimalinini mümkün olduğunca aza indirmektir. Fakat bu demek değildir ki böyle bir ihtimalde her bir suç ortağının suçun işlenişine bulunduğu katkı bizatihi önemsizdir. Aksine, suçun icrai hareketlerini gerçekleştirecek suç ortağı sayısının artırılması suretiyle, suç planının başarıya ulaşması ihtimalinin mümkün olduğunca artırılması, sağlama alınması amaçlanmaktadır (Bloy, s. 372-373). Bir kasten öldürme suçunu işlemek için aralarında anlaşmış olan yirmi kişi amacın gerçekleşme ihtimalini daha da yükseltmek için aynı anda mağdur üzerine ateş etmesi, ateşlenen mermilerden bir kısmının mağdura isabet etmesi, bir kısmının ise isabet etmemesi örneğinde durum böyledir (Herzberg, Taterschaft, s. 56, atfen Özgenç, s. 494).
Bu durumda her bir suç ortağının suçun işlenişine bulundukları katkıların icra ettiği fonksiyonun, suç planının başarıyla sonuçlanması ihtimalini artırmak olduğu görülmektedir. Her bir suç ortağının suçun işlenişine bulunduğu katkının eş değerde olduğu anlaşılmaktadır. Zaten bu nokta, müşterek faillik açısından aranan hususlardan birisidir. Neticenin gerçekleşmesi, iştirak statülerinin belirlenmesinde önem taşımamaktadır. Örnek olayımızda olduğu gibi, müteaddit suç ortağı, suçun kanuni tarifindeki fiili bizzat gerçekleştirmeyi kararlaştırmakla ve müşterek hareket etmekle beraber, mermilerden bir kısmı mağdura isabet etmemiş olabilir. Böyle bir durumda mesele, bütün suç ortaklarının şüpheden sanık yararlanır (in dubio proro) prensibi gereğince adam öldürmeye teşebbüsten dolayı mı, yoksa tamamlanmış adam öldürme suçundan dolayı mı sorumlu tutulmaları gerektiğidir. Hemen ifade etmek gerekir ki, örnek olayımızda bütün suç ortakları müşterek suç işleme kararına istinaden hareket etmektedirler ve suçun icrai hareketlerini müştereken gerçekleştirmektedirler. Böyle bir durumda yirmi suç ortağının ateşlediği mermilerden sadece bir tanesinin hedefe isabet etmesi hâlinde dahi, bir tamamlanmış kasten öldürme suçunun mevcut olduğunu fakat bu suçun failinin tek kişi olmayıp, yirmi kişiden müteşekkil bir grup olduğunu kabul etmek gerekecektir (Bloy, s. 374, atfen Özgenç, s. 494-495). Nasıl ki bir kişinin mağduru öldürmek için yirmi el ateş etmesi ve bunlardan sadece bir tanesinin hedefe isabet etmesi hâlinde, hukuki anlamda hareket birliğinin mevcudiyeti nedeniyle, bu kişiyi tamamlanmış bir kasten öldürme suçundan ve on dokuz defa kasten öldürme suçuna teşebbüsten dolayı sorumlu tutmuyorsak; örnek olayımızda da aynı düşünceden dolayı bütün suç ortaklarını bir tek tamamlanmış kasten öldürme suçundan dolayı sorumlu tutmak gerekecektir (Özgenç, s. 495).
Müşterek hareket etmenin amacı fiilin akim kalma ihtimalini mümkün olduğunca aza indirmektir (Bloy, atfen Özgenç, Age. s. 495.).
Hazırlık hareketleriyle suç teşkil eden fiil üzerinde hâkimiyet kurulamaz. Müşterek faillik için aranan fiil hâkimiyeti bakımından, kanunda tanımı yapılan muayyen fiil göz önünde bulundurulmalıdır. Bu itibarla, suçun işlenişine bulunulan katkı, kanunda tanımlanan tipik hareketlere uymayıp, nitelik itibarıyla hazırlık hareketi mahiyetinde ise, ilgili suç ortağını müşterek fail olarak değil, ancak yardım eden olarak sorumlu tutmamız gerekecektir. Hazırlık hareketi mahiyetinde bir katkıda bulunmakla suçun işlenişine iştirak eden kişinin, fiilin işlenişi üzerinde müşterek bir hâkimiyet kurduğundan bahsedilemeyecektir (Özgenç, Age. s. 499).
Suç vakasının planlanmasına veya tertiplenmesine iştirak eden suç ortağının, bilahere fiilin icrasına iştirak etmemesi ihtimalinde ise müşterek fail olarak değil, yardım eden olarak sorumlu tutulması söz konusu olacaktır (Özgenç, s. 499 vd. Gazi).
Müşterek failliğin bir diğer şartı, müşterek failler arasında birlikte suç işleme kararının varlığıdır. Bu karar belli bir hareketin icrasına ve neticenin meydana gelmesine ilişkin olmalıdır. Öyle ki müşterek failler arasında fiili müştereken işlemekte olduklarına dair, müşterek hareket ettiklerine dair bir ilginin, iradenin hâkim olması gerekir. Müşterek suç işleme kararı, kast içinde mütalaa edilmelidir (Maurach/Gössel/Zıpf II, s. 297; Cramer, Schönke/Schröder (23) 25, P.94 atfen Özgenç, s. 501).
Fiil üzerinde fonksiyonel hâkimiyet, müşterek failler arasında anlaşmaya varılmış bir suç planının varlığını gerekli kılmaktadır. Gerçi suçun icrası sırasında da oluşan suç işleme kararı müşterek faillik için yeterlidir. Bu itibarla da suç planının hazırlandığı sırada karar oluşumuna iştirak etmek zorunlu değildir. Yeter ki suçun işlenişine iştirak eden kişiler birlikte suç işleme kararına istinaden fiil üzerinde müşterek bir hâkimiyet kursunlar (Maurach/Gössel/Zıpf II, s. 298, atfen Özgenç, s. 501).
Suç failleri arasında müşterek bir karar mevcut değilse, bunların müşterek fail olarak sorumlu tutulması söz konusu değildir. Bu durumda birbirinden habersiz hareket eden kişilerin sorumluluğunu bizzat kendi davranışları göz önünde bulundurulmak suretiyle tayin etmek mümkün olacaktır (Özgenç, s. 502).
Şerikliğin diğer bir şekli de yardım etmedir. Bir suçun işlenişine yardım niteliğindeki fiillerle katılanlar, bu iştirakleri nedeniyle yardım eden olarak sorumlu tutulacaklardır. Yardım eden, hareketleriyle failin suç tipini gerçekleştirmesini teşvik etmekte ve kolaylaştırmaktadır (Baumann/Weber/Midsch s. 31 P.1, atfen Mahmut Koca/İlhan Üzülmez Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, 15. Baskı s. 506).
Faillik ve azmettirme olarak nitelendirilmeyen her türlü katkı, yardım etme kapsamında değerlendirilebilir. Yardım etme, yardım edenin suç tipinin icrası üzerinde bizzat hâkimiyet kurmaması yönüyle faillikten ayrılmaktadır (Kühl, s. 20, P. 211, atfen Koca/Üzülmez, s. 506).
Bu şeriklik türünün ilk şartını, yardım niteliğindeki hareketlerin gerçekleştirilmesi oluşturmaktadır (Jescheck/Weigend s. 691, atfen Koca/Üzülmez, s. 507).
Suç tipinin gerçekleştirilmesini mümkün kılan, kolaylaştıran, yoğunlaştıran veya garantileyen fiiller yardım niteliğindeki katkıyı belirtir (Kindhauser, s. 27, P. 5, atfen Koca/Üzülmez, s. 507).
Kanun koyucu yardım şekillerini TCK’nın 39. maddesinin 2. fıkrasında göstermiştir. Bir suçun işlenişine gerçekleştirilebilecek maddi yardımlar; “suçun işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak” ve “suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” tan ibarettir. Manevi yardım şekilleri ise; “suç işlemeye teşvik etmek” ve “suç işleme kararını kuvvetlendirmek”, “fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek” ve “suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek”ten oluşmaktadır (Koca/Üzülmez, s. 507-508).
Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak, yardımın maddi şeklini oluşturmaktadır. Suçun işlenmesini kolaylaştıran ancak niteliği itibarıyla müşterek failliği oluşturmayan her türlü katkı bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Bir suçun işlenişine, yukarıda ifade edilen nitelikteki farklı şekillerde yardım mahiyetindeki hareketlerle katılmak mümkündür. Asıl fail tarafından kasten ve hukuka aykırı bir şekilde işlenen ve en azından teşebbüs aşamasına varmış bir fiilin varlığı yardım edenin sorumluluğu için gerekli ve yeterlidir.
Yardımda bulunmanın kasten gerçekleştirilmesi yardım eden olarak bir suça katılımın diğer şartını oluşturmaktadır. Yani kişinin suçun işlenişine yardım eden olarak katılmaktan dolayı cezalandırılabilmesi kasten hareket etmesine bağlıdır. Sorumluluğun doğumu bakımından, şerikliğin diğer türü olan azmettirmedeki gibi olası kast yeterlidir (Koca/Üzülmez, s. 510).
Yerleşik uygulama ve doktrindeki görüşlere göre; suça yardım eden olarak sorumlu tutulabilmek için; kanunda tek tek sayılan hareketlerin kasten gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Başka kişi herhangi bir suçun icrai hareketlerini gerçekleştirdiği sırada, suçun işlenmesini engellemeyen veya kayıtsız kalan kimsenin ihmali davranışla iştirak hâlinde sorumlu tutulabilmesi için, bu konuda bir yükümlülüğünün bulunması gereklidir. Bu bağlamda, babanın çocuğuna karşı müteselsilen cinsel istismarda bulunduğu, annenin bu durumdan haberdar olduğu ancak çocuğunun bu durumdan kurtarılması için herhangi bir girişimde bulunmadığı bir ihtimalde anne, babanın müteselsilen işlemekte olduğu cinsel istismar suçuna ihmali davranışla iştirak etmiştir (İzzet Özgenç Türk Ceza Kanunu, Genel Hükümler, 17. Basım, s. 622-623).
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Maktul ile sanık …, Beyşehir ilçesi Sadıkhacı Mahallesi Şevki Bey Sokak üzerinde aralarında 50 metre mesafe bulunan çapraz konumdaki iki evde ikamet etmektedirler. Maktul ve sanık …arasında, maktulün sanık …’ın evinin köşesine hayvan gübresi (ters) dökmesi ve aynı mahallede önceden yapılan süt alışverişi gibi meseleler nedeniyle yaklaşık bir yıl öncesine dayanan husumet bulunmaktadır. Bu nedenle maktul ile sanık …birbirlerini gördükleri her yerde karşılıklı hakaret eylemlerinde bulunmuşlar ve husumet, başta tarafların kardeşleri olmak üzere, … ailesi ile Yüksel ailesinin mensuplarına da sirayet etmiştir.
Sanık …’ın savunmasında; olay günü öğleden önce evin musluğunun tamir edilmesi ve bazı inşaat malzemeleri almak amacıyla çarşıya oğlu ile birlikte gittiklerini, bu sırada karşıdan traktörüyle gelen maktulü gördüklerini, maktulün başıyla bazı hareketler yaparak kendisine doğru bir şeyler söylediğini, sanık …’ın anlamadığı ancak oğlu U.. Y..’den duyduğuna göre; maktulün kendisine doğru; “Bu sefer seni temizleyeceğim!” şeklinde bir söz söylediğini beyan ettiği, çarşıdaki işini bitirdiği sırada sanık …’ın yeğeni sanık …’ı aradığı ve kendisine yardım etmesini istediği, sanık …’ın eve döndüğü ve römorkun arkasından eşi ve çocuklarıyla birlikte malzemeleri indirmeye başladığı, kısa bir süre içinde sanık …’ın kardeşi inceleme dışı mağdur…in de …marka aracıyla sanık …’ın evinin avlusunun girişindeki demir kapının önüne geldiği ve içeri seslendiğinde kimsenin kapıyı açmadığı, sonra araçtan inerek kendisinin sürgülü garaj kapısını açmaya çalıştığı sırada kapının önündeki 5 metre genişliğindeki sokağın yukarı (sağ) tarafından gelerek kendi evine doğru traktörü ile gitmekte olan maktulün ani bir fren yaparak durduğu, aracıyla kardeşi sanık …’ın evinin avlusuna girmeye çalışan inceleme dışı mağdur…in maktulü görüp sanık …’ı kastederek; “Bizim oğlanla nedir derdiniz?” dediği, böylelikle inceleme dışı mağdur …ile maktul arasında kısa süreli bir diyalog geçtiği, olay sonrasında sanık …’ın evinin duvarı önünde ele geçen 4 adet 7,65 mm çapındaki mermi kovanlarından ve inceleme dışı mağdur…in vücudunda ateşli silah mermi çekirdeği isabetinden kaynaklı yaralanmasından ve Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşılacağı üzere; ilk önce maktulün tabancasını çıkartarak inceleme dışı mağdur…in vücuduna doğru en az 4 el ateş ettiği, adı geçen inceleme dışı mağdur aracının yanında yere yığıldığı, olay yerine yakın konumdaki sanık …’ın, yeğeni sanık …’a; “Koş oğlum evden silahı kap gel!” dediği, sanık …’ın sanık …’ın evindeki otomatik av tüfeğini fişekleriyle birlikte aşağı getirdiği, bu arada maktulün traktörü ile sokağın yaklaşık 50 metre ilerisindeki kendi evine gittiği ve önce yukarı çıkıp gördüğü eşine; “Yükseller önümü kesti.” dediği, sonra aşağıdaki kapıyı kilitleyip tekrar yukarı çıkarak evinin birinci katından sanık …’ın evini ve sokağı gören odaya girdiği, pencereden dışarı doğru baktığı sırada dışarıdan atılan av tüfeği saçmalarıyla pencerenin camının isabet alarak kırıldığı, maktulün eşini ve çocuklarını içeri gitmeleri konusunda uyardığı, eşi katılan …’nin maktule; “Sen de gel!” demesine rağmen, maktulün “Nasıl geleyim, şu camın haline baksana!” dediği, odanın perdesinin, duvarlarının ve oda giriş kapısının da dışarıdan gelen saçma taneleriyle isabet aldığı, maktulün eşi katılan …’nin hemen kardeşi katılan …’ı telefonla aradığı ve “… yetiş, abini vurdular!” diyerek katılan …’ı çağırdığı, maktulün kızının Jandarma’yı telefonla aradığı, maktulün dışarıdan gelen ateşe camı tamamen kırık ve açık olan pencerenin dibinden, olay sonrası sağ elinde ele geçen 7,65 mm çapındaki tabancasıyla en az 6 el ateş ederek karşılık verdiği, çatışma esnasında olayın yaşandığı sokağa inceleme dışı sanık …’ın eşi ile birlikte traktörle geldiği, adı geçen inceleme dışı sanığın maktulün açtığı ateşten alnının sağ tarafından bir mermi sıyrığı ile yaralandığı ve kendisini sokak komşusu Ş.. M..’in evinin avlusuna attığı, evinin odasının penceresinden aşağıya ateş etmekte olan maktulün sol kasık, sol kol ön yüz ve göğüs ön duvarından en az üç av tüfeği atışıyla meydana gelebilecek şekilde yaralandığı, maktulün evinin odasından aşağıdakilerle çatıştığı sırada; eve gelen kardeşi katılan …’ın eve girmeden önce, sokağın tamamen araçlarla kapalı olduğunu ve dışarıdaki inceleme dışı sanık … ile sanıklar …ve …’ı ateş ederken gördüğünü beyan ettiği, sokağın ortasında yatan kişiyi abisi zannederek önce araçların yanına gitmeye çalıştığı, ancak bu sırada sanık …’ın katılan …’ı görerek ona doğru bir el ateş edip katılan …’ı sağ kolundan vurduğu, katılan …’ın ilk başta yaralandığını hissetmeden sokaktan abisinin evine çıktığı, bu sırada evinden aşağı doğru ateş eden maktulün saçma tanesi yaralanmasına bağlı iç organ hasarı ve iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği, katılan …’ın hayati tehlike oluşturmayacak ancak basit tıbbi müdahale ile de giderilemeyecek derecede yaralandığı, keza katılan …’ı yukarı çıktığında ilk gören yengesi katılan …’nin adı geçen katılana; “Sen de mi vuruldun? Her tarafın kan olmuş!” dediği, katılan …’ın abisinin bulunduğu odaya girdiği sırada maktulü elindeki tabancayla yerde hareketsiz şekilde yatarken gördüğü, olay yerine köy muhtarının ve Jandarma’nın gelmesiyle olayın yatıştırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konularının başlıklar hâlinde incelenmesine gelince;
1. Sanık B.. Y..’in katılan E.. B..’a yönelik eyleminin niteliğinin belirlenmesi;
Sanık …’ın, sokak ortasındaki aracının yanında yerde yatan amcası inceleme dışı mağdur …e doğru elinde herhangi bir silah olmaksızın yaklaştığını gördüğü katılan…a hiçbir söz söylemeden elindeki av tüfeğiyle doğrudan ateş etmesiyle katılan …’ın vücuduna av tüfeğinden çıkan saçma tanelerinin isabet etmesi sonucu meydana gelen yaralanmasının, Konya Adli Tıp Kurumunca isabet bölgesi ve saçma isabetlerinin dağılımı dikkate alınarak tek atışla husulünün tıbben uyumlu olduğu değerlendirilmiş ise de; sanığın kastının yaralamaya mı yoksa öldürmeye mi yönelik olduğunun belirlenmesinde atış sayısı dışındaki kriterlerin de birlikte gözetilmesi gerektiği, dosyada mevcut geçici adli muayene raporlarında katılan …’ın hayati tehlikesinin bulunduğunun belirtilmesi, av tüfeği saçma tanelerinin vücudun hayati bölgelerine isabet etmesi, olayın öncesinde iki aile arasında silahlı çatışmaya varan derecede husumet bulunması, sanık …’ın katılan … olay yerine geldiği sırada… ailesine yönelik öfkesi ve özellikle de olayın sonunda sanık …’ın elinden tüfeği alan köy muhtarının sanık …’ın karşı taraftan çıkanı vuracağını söylediğine dair beyanları göz önüne alındığında; sanık …’ın katılan …’a yönelik av tüfeği ile ateş etmesi eyleminin teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece sanık …’ın katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle kasten yaralama suçundan verilen direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık …’ın katılan…a yönelik eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
2. Sanık R.. Y..’in, sanık …’ın maktule ve katılan …’a yönelik eylemlerine iştirak edip etmediğinin belirlenmesi
a. Sanık …’ın katılan…a yönelik eylemi
Sanık …’ın maktulün evine doğru ateş ettiği sırada evin sokağa bakan duvarının yanında olay yerine sonradan gelen katılan …’ı görmesi, sanık …’ın ise yeğeni sanık …’a katılan …’a ateş etmesi yönünde bir talimatı olduğunun dosya kapsamından anlaşılamaması, sanık …’ın evdeki av tüfeğini, sanık …’a maktulün haksız fiili sonucu meydana gelen ilk olay nedeniyle maktule ateşle karşılık vermesi amacıyla temin etmesi ve katılan …’ı olay yerinde görmediğine dair aksi kanıtlanamayan savunması karşısında; sanık …’ın, sanık …’ın olay yerine sonradan gelen katılan …’a yönelik olarak o anda aldığı kararla işlediği silahla kasten öldürme suçuna, suçta kullanılan aracı (av tüfeğini) temin etmesi yönündeki eylemi nedeniyle maddi katkı sağladığı düşünülse de; sanık …’ın işlenen suça katılan …’ın vurulması yönünde kasten hareket ettiğinin ve bir iştirak iradesinin bulunduğunun dosya kapsamındaki delillerden hareketle ispatlanamadığının, dolayısıyla sanık …’ın katılan …’a yönelik gerçekleşen eyleme iştirak iradesi bulunmadığından şerik sıfatıyla sorumluluğuna gidilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece sanık …hakkında katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle kurulan beraat hükmünün usul ve kanuna uygun olması nedeniyle onanmasına karar verilmelidir.
b. Sanık …’ın maktule yönelik eylemi
Sanık …’ın maktulden kaynaklı ve abisi inceleme dışı mağdur …e yönelen saldırı anında yeğeni sanık …’a evdeki av tüfeğinin yerini ve getirmesini söylemesinin meşru savunma amacına hizmet etmesi için saldırının devam etmesi veya devam etmesine muhakkak gözle bakılması gerekmektedir. Ancak, olayın akışına göre sanık …’ın, sanık …’ın evindeki av tüfeğini maktulün evine gitmesi üzerine aşağıya getirdiği ve ortada maktul yokken sokağa çıkıp maktulün evine doğru ateş ederek yaklaştığı, sonra da evin penceresine ve sokağa bakan odanın duvarına isabet edecek şekilde eylemine devam ettiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla sanık …’ın eyleminin meşru müdafaa kapsamında kalmadığı, kastının öldürmeye yönelik olduğu, bu sırada sanık …’ın ise önce inceleme dışı mağdur …i bir kenara doğru çekip sürüklediği, sonra eve çıkıp diğer av tüfeğini alarak aşağı indiği, maktulün evinin penceresini gören köşeye doğru sanık …’ın arkasından yaklaşmaya çalıştığı sırada maktulün kızı tarafından görüldüğü, ancak olay yerinde ele geçen av tüfeği kartuşlarının tek bir (aynı) tüfekten atıldığı yönündeki tespitle de doğrulandığı üzere sanık …’ın tüfeği doldurmadığı ve ateş etmediği anlaşılmaktadır.
Sanık …’ın çatışmanın devam edeceği zannıyla evden ikinci tüfeği alıp aşağı inmek suretiyle gerçekleştirdiği eyleminin, sanık …’ın maktulün evinin penceresine doğru gidip maktule ateş etmesi ve onu öldürmesi eylemine; birlikte ateş ederek veya ateşe destek vererek (additif), sanık …’ın ateş etmesini engelleyecek unsurları ortadan kaldırarak, onun yerine her an eylemi tamamlayacak konumda bulunarak veya aralarında iş bölümü yaparak (korrelatif) yahut diğer pencereleri tutup maktulün çıkışını engellemek suretiyle ölüm neticesinin gerçekleşmesini garanti altına alarak (alternatif) işlevsel bir katkıda bulunduğundan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla sanık …’ın, yeğeni sanık …’ın eylemi üzerinde ortak hâkimiyet kurmadığının kabulü gerekmektedir.
Sanık …’ın olayın en başında maktulün gerçekleştirdiği silahlı saldırı üzerine sanık …’a; “Koş oğlum, evden silahı kap gel!” demesi üzerine eve giderek silahı alan sanık …’ın aşağı indiği sırada maktulün traktörü evine park edip yukarı çıktığı, bu nedenle maktulden kaynaklı mevcut ve devamı muhakkak bir saldırıdan söz edilemeyeceği, dolayısıyla failin ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran nedenlerden birinin bulunmadığı, bundan sonra ise sanık …’ın maktulün evine yönelerek ateş etmeye başlayan sanık …’a gerek gerçekleştirmesini istediği eylem gerekse hedef alınan kişi yönünden tereddüte yer vermeyecek şekilde başkaca bir talimat verdiğinin de dosya kapsamından ispatlanamadığı, bu nedenle anılan sözün, söylendiği sırada sanığın kastının kasten öldürme suçuna azmettirme olarak da nitelendirilemeyeceği; ancak sanık …’ın maktule yönelik eylemine önceki husumetin ve amcası inceleme dışı mağdur …in vurulmasının kızgınlığıyla ve sanık …’ın teşvik edici sözü üzerine maktulün evinin penceresine doğru yaklaşarak ateş etmeye başlaması ile sanık …’ın sanık …’a kendisine ait av tüfeğinin yerini ve aşağı alıp getirmesini söylemek suretiyle elindeki tüfekle bir kötülük yapacağını bildiği hâlde suçta kullanılan silahı temin etmesi karşısında; sanık …’ın yeğeni sanık …’ın eylemine teşvik edici yöndeki manevi katkısı ile suçta kullanılan aracı temin etme yönündeki maddi katkısı nedeniyle kasten öldürme suçuna yardımdan TCK’nın 39/2-a-b maddesi uyarınca sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece sanık …’ın maktule yönelik eylemi nedeniyle kurulan beraat hükmünün, yeğeni sanık …’ın maktule yönelik gerçekleştirdiği kasten öldürme suçuna TCK’nın 39/2-a-b maddesi uyarınca yardım eden sıfatıyla iştirakten sorumlu olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Meşru savunma yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı;
Oluşa uygun kabule göre maktul …’ın sanık …’ın kardeşi …e yönelik tabanca ile en az dört kez olmak üzere ateş ederek yaraladığı bu durumu gören sanık …’ın kardeşini kurtarmak amacıyla yeğeni …’a “koş oğlum evdeki av tüfeğini al gel” dediği, sanık …’ın av tüfeğini getirerek …’a verdiği, kardeşine ve kendisine yönelik saldırıyı def etmek amacıyla av tüfeğiyle ateş etmek istemesine rağmen tüfeğe mermi koymadığı için ateş edemediği, bu sırada maktulün kendi evine giderek sanıkların evini gören odasına geçtiği, amcası …’ın elinden av tüfeğini alan sanık …’ın maktulün bulunduğu evin penceresine doğru ateş ettiği, oda penceresinin av tüfeği saçmaları ile isabet alarak kırıldığı, bunun üzerine maktulün elindeki tabancayla sanıklara doğru ateş etmeye devam ettiği, karşılıklı çatışma sırsında av tüfeği saçmaları ile yaralanan maktulün öldüğü olayda;
Sanık …’ın eylemi değerlendirildiğinde, kardeşi …in hayatına yönelik silahlı saldırı başlamış ve devam etmekte iken kendisini ve kardeşini savunma amacına yönelik av tüfeğinin evden getirilmesini isteyip oluşan korku ve heyecan nedeniyle namlusuna mermi dahi koymaksızın ateş etmek istemekten ibaret eylemin meşru savunma koşulları içinde gerçekleştiği, dolayısıyla sanığın eyleminde hukuka uygunluk nedeni bulunduğundan öncelikle beraat kararı verilmesi gerektiği, ancak yapılan oylamada meşru savunma koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmakla sanığın eylemi suçta kullanılan araç sağlamak ve suç işleme kararı verildikten sonra bu kararı kuvvetlendirmek suretiyle yardım etmek suçunu oluşturacağı sonucuna varıldığından meşru savunmanın oluşmadığına ilişkin çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan diğer yedi Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık …’ın maktule yönelik eyleminde ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran nedenlerin bulunduğu yönünde karşı oy kullanmıştır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi O. Erdim ise; sanık …’ın maktule yönelik eyleme iştirakinin belirlenmesine dair yapılan oylamada;
“Sanık …’ın yeğeni sanık …’ın av tüfeğiyle ateş ederek …’ın ölümünü gerçekleştirdiği olayda, sanık …’ın eyleminin TCK 39 maddesi kapsamında yardım olarak kabulüne dair sayın çoğunluğun düşüncesine katılmamaktayım.
Sanık …hazırlık ifadesinde, sanık …’a “koş oğlum, evden silahı kap gel” dediğini kabul ve ikrar etmiştir.
Sanık …, sanık …’ın, maktul …’a ateş ettiği sırada getirmiş olduğu tüfekle ateş etmeye çalıştığını, ancak tüfeğe kartuş koymayı unuttuğundan ateş edemediğini de kabul etmektedir.
Jandarma tarafından düzenlenen 29.06.2014 tarihli olay yeri inceleme raporunun 3. maddesinde, maktul …’ın evin içinde vurulmuş olarak bulunduğunu, …’ın sağ elinde mermisi bitmiş 442773 seri nolu tabanca bulunduğu, maktulün bulunduğu pencerenin camlarının kırılmış, evin içinde ve duvarlarında saçma izlerinin olduğu belirtilmiştir.
…’ın önce …ve sonra da sanıklar …ve …’a ateş ettiği, bu atışın devamı sırasında sanık …’ın evden getirdiği tüfekle ateş ettiği kabul edilmiş olsaydı, sanıklar …ve …’ın yasal savunma halinde bulundukları kabul edilirdi. Maktul …’ın, sanık … tarafından tahrik altında öldürüldüğü sayın çoğunluk tarafından da kabul edildiğine göre, eve kaçmış ve burada mermisi bitmiş …’ın bu aşamadan sonra öldürüldüğü sayın çoğunluk tarafından da kabul edilmiştir.
Bu itibarla, sanık …’ın, yeğeni sanık …’dan silah getirmesini istediği, bu aşamada …’ın …’ı azmettirdiği, sanık …’ın evden ikinci tüfeği getirmek suretiyle karşı tarafa ateş etmeye çalışması karşısında, artık …’ın fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduğundan, failliğin şerikliğe önceliği gereği TCK 38 maddesinden önce gelen TCK 37 maddesinin uygulanmasının gerekmesi, sanık …’ın sanık …’ın istek ve iradesi dışında hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği gerçeği karşısında, sanık …’ın müşterek fail kabulü yerine sayın çoğunluğun yardım olarak kabul ve uygulamasına katılmamaktayım.” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkemece sanık …’ın katılan…a yönelik eylemi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan kurulan direnme kararına konu beraat hükmünün gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA, sanık …’ın maktule yönelik eylemi nedeniyle kurulan direnme kararına konu beraat hükmü ile sanık …’ın katılan…a yönelik eylemi nedeniyle kasten yaralama suçundan kurulan direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün gerekçesinin ise İSABETLİ OLMADIĞINA,
2- Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2019 tarihli ve 104-228 sayılı, sanık R.. Y.. hakkında katılan…a yönelik eylemi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan kurulan direnme kararına konu beraat hükmünün ONANMASINA, sanık R.. Y.. hakkında maktule yönelik eylemi nedeniyle kurulan direnme kararına konu beraat hükmünün, sanığın eyleminin sanık …’ın maktule yönelik gerçekleştirdiği kasten öldürme suçuna yardım oluşturması nedeniyle TCK’nın 39/2-a-b maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken beraatine karar verilmesi; sanık B.. Y..’in, katılan…a yönelik eylemi nedeniyle kasten yaralama suçundan kurulan direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün ise, sanığın katılan …’a yönelik eylemi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerekirken suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek kasten yaralama suçundan cezalandırılması isabetsizliklerinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde yapılan müzakerede, sanık …’ın katılan…a yönelik eyleminin nitelendirilmesi yönünden oy birliğiyle, sanık …’ın maktul …’a ve sanık …’ın katılan…a yönelik eylemlerinin nitelendirilmesi yönünden ise oy çokluğuyla karar verildi.

– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.
– Sanık … yönünden suça teşebbüs yok
– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.
– Sanık … yönünden suça teşebbüs yok
– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.
– Sanık …yönünden direnme onama

– Sanık … yönünden suça teşebbüs yok
– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.

– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.

– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.

-Sanık … yönünden suça teşebbüs yok
– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.

– Sanık … yönünden suça teşebbüs yok

– Sanık … yönünden suça teşebbüs yok

– Sanık …yönünden cezai sorumluluğu ortadan kaldıran nedenlerden biri var.