Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2023/117 E. 2023/541 K. 18.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2023/117
KARAR NO : 2023/541
KARAR TARİHİ : 18.10.2023

YARGITAY DAİRESİ : 3. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 410-262

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılamasında sanığın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-a maddesi uyarınca beraatine ilişkin Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.01.2016 tarihli ve 391-8 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 16.12.2021 tarih ve 3679-11152 sayı ile;
“(…)Dosya kapsamında bulunan görüntü kayıtlarına göre; 22.03.2015 tarihinde, sanığın düzenleme kurulu başkanı olarak 12.03.2013 tarihli dilekçeyle yaptığı başvuruya Kaymakamlık Makamının 20.03.2015 tarihli oluru ile nevruz bayramı etkinliği adı altında düzenlenen ve olaysız dağılan toplantıda, miting alanında terör örgütünü simgeleyen flama ve örgüt lideri ve mensuplarının resimlerinin asıldığı, sloganların atıldığı, bu eylemlere bizzat iştirak ettiğine dair delil elde edilemese de, asılmasının yasak olduğunun tebliğ edilmesine rağmen miting alanından kaldırılmadığı anlaşılan olayda;
Düzenleme kurulu başkanı olan sanığın eyleminin 2911 sayılı Kanunun 28/3 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu anlaşılmakla sanığın 2911 sayılı Kanunun 28/3 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar vermek gerekirken suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası dosyanın gönderildiği Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince 06.06.2022 tarih ve 410-262 sayı ile sanığın CMK’nın 223/2-d maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 30.09.2022 tarihli ve 107512 sayılı onama istekli tebliğnamesiyle dosya CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 08.12.2022 tarih ve 36675-9233 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın atılı suçu işleyip işlemediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; duruşma günü belirlenerek bozma ilamı ve duruşma günü sanığa tebliğ olunmadan ve aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme kararı verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 25.08.2015 tarihli ve 687-256 sayılı iddianame ile sanığın silahlı terör örgütü propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2-b-2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açıldığı, Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde verilen beraat hükmünün Cumhuriyet savcısınca temyiz edilmesi üzerine incelemeyi yapan Özel Dairece sanığın eyleminin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 28/3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu ve ilgili madde gereğince mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası dosyanın gönderildiği Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılamada duruşma günü belirlenip, sanığa ve müdafiine duruşma günü ve aleyhe olan bozma ilamı tebliğ edilerek sanıktan aleyhe olan bozma kararına karşı diyecekleri sorulmaksızın dosya üzerinden 06.06.2022 tarihli tensip zaptı ile sanığın ve müdafiinin yokluğunda beraat kararı verildiği anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326. maddesinin 1. fıkrasına göre bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar; aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile yetinilemez. Aynı kurala CMK’nın 307/2. maddesinde de yer verilmiştir. Anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup Yerel Mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı, sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması CMUK’un 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Sanık hakkında silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan Yerel Mahkemece verilen beraat hükmünün Özel Dairece; sanığın, eylemine uyan 2911 sayılı Kanun’un 28/3. maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, Özel Daire bozma nedeninin sanığın aleyhinde olduğu gözetilerek duruşma günü belirlenip, sanığa bozma ilamı ve duruşma günü tebliğ edilerek ve aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın savunması alınması gerektiği halde dosya üzerinden beraat kararı verildiği anlaşılan dosyada, bu usul kurallarına uyulmaksızın yargılamaya devam olunarak hüküm kurulmasının kanuna açıkça aykırı olduğu ve savunma hakkını kısıtladığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu hükmün, duruşma günü belirlenerek bozma ilamı ve duruşma günü sanığa tebliğ olunmadan ve aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
VI. KARAR
1- Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2022 tarihli ve 410-262 sayılı direnme kararına konu hükmün, duruşma günü belirlenerek bozma ilamı ve duruşma günü sanığa tebliğ olunmadan ve aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.10.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.