YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/85
KARAR NO : 2022/788
KARAR TARİHİ : 08.12.2022
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 182-74
Suça sürüklenen çocuk: …
Sanık …’in nitelikli cinsel saldırı suçundan TCK’nın 102/2, 102/3-d, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl 11 ay 7 gün, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/3-b, 109/5, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl; suça sürüklenen çocuk …’ın nitelikli cinsel saldırı suçundan TCK’nın 102/2, 102/3-d, 43/1, 31/3, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 7 yıl 3 ay 15 gün, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/3-b, 109/5, 31/3, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, sanık … yönünden hak yoksunluğuna ve mahsuba, suça sürüklenen çocuk … yönünden mahsuba ilişkin Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.03.2014 tarihli ve 182-74 sayılı hükümlerin, suça sürüklenen çocuk ve sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 08.02.2021 tarih ve 11195-969 sayı ile;
“Olayın oluş şekli, mağdurenin aşamalarda değişen çelişkili anlatımları, tanık beyanları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanık ve suça sürüklenen çocuğun olay günü mağdureye yönelik eylemlerinin rıza dışı gerçekleştiği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçlardan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.04.2021 tarih ve 198514 sayı ile;
“…Somut olayda, iddianameye konu suçlamalar bakımından suça sürüklenen çocuk ile sanığın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki savunmalarının ve mağdurun beyanlarının dosya kapsamındaki somut deliller doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmektedir.
1- Olayda mağdure ile failin suçtan önceki ilişkileri ve aralarında husumet bulunup bulunmadığı:
Suça sürüklenen çocuk …’ın 05.02.1996 Malazgirt/Bostankaya doğumlu, …, Tutak, Karakuyu köyü nüfusunda kayıtlı olup hâlen Kışla Mah. Kurnaz Blok No:6 Merkez/Iğdır adresinde oturduğu, bekar, okur yazar, inşaat işçisi, aylık gelirinin 900 TL olduğunu belirtmiş; sanık …’in, 29.09.1993 Iğdır doğumlu, Iğdır, Merkez, Taşlıca köyü nüfusunda kayıtlı olup hâlen Atatürk Mahallesi, Mimarsinan Caddesi, No. 159 Merkez/Sakarya adresinde oturduğu, bekar, okur yazar, inşaat işçisi, aylık gelirinin 1.000 TL olduğunu belirtmiştir.
Katılan …’in, … kızı, 05.07.1976 Sakarya doğumlu, … Caddesi, Yahyalar Mahallesi, No: 101, K: 3 Merkez/Sakarya adresinde oturduğu, katılanın olay tarihinde …Restoran adlı iş yerinde oryantal olarak çalıştığını belirtmiştir.
Olay gecesi suça sürüklenen çocuk ile sanığın …Restoran adlı iş yerine eğlenmeye gittikleri, orada oryantal olarak çalışan katılanın sahneye çıktığı ve oynayarak masalarına geldiği sırada suça sürüklenen çocuk …’ın ona 20 TL bahşiş verdiği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, suça sürüklenen çocuk ve sanığın, katılan … ile tanışmadıkları gibi olay öncesinde herhangi bir ilişkilerinin olmadığı, aralarında husumet bulunmadığı anlaşılmaktadır.
2- Olayda mağdurenin anlatımlarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı ve fiile direnme veya yardım isteme imkânının olup olmadığı:
…Katılanın, soruşturma evresinde kolluk görevlileri tarafından alınan beyanları ile Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada olaya ilişkin tüm ayrıntıları ve eksiklikleri tamamlamaya yönelik sorular doğrultusundaki beyanları arasında doğal olarak farklılıklar bulunmakla birlikte, suça sürüklenen çocuğun ve sanığın üzerine atılı suçlamalar açısından mağdurenin açıklamaları tutarlıdır. Buna karşılık, katılanın beyanlarının dosya kapsamındaki diğer delillerle uyumlu olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamında değerlendirilen delillerden Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastahanesi Baştabipliğinin 02.10.2013 tarihli raporunda katılandan alınan vajinal sürüntüde yaygın canlı sperm görüldüğü, bir adet sürüntü çubuğun iki adet sürüntü yayması teslim edildiği, yapılan tetkik sonucunda yaygın canlı sperm görüldüğü bildirilmiştir. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27.12.2013 tarihli ekspertiz raporunda katılandan alınan vajinal sürüntü örneği ve giysilerdeki karışık meni örneklerinin karşılaştırılması sonucunda suça sürüklenen çocuk …’ın ve sanık …’in genotip özellikleri ile uyumlu oldukları tespit edilmiştir. Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastahanesinin 02.10.2013 tarihli raporlarında katılan …’in 1,53 promil, suça sürüklenen çocuk …’ın 1,01 promil ve sanık …’in 0,52 promil alkollü oldukları ayrıca hiçbirinde darp ve cebir izinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Mevcut deliller itibarıyla adli raporlarda yer alan tespitlerin, tanık Burcu’nun soruşturma evresindeki kolluk beyanlarının ve yine sanık …’ın soruşturma evresindeki ifadelerinin kısmen katılanın iddiaları ile uyumlu olduğu görülmektedir. Yine polis memurları olayın meydana geldiği Şükrübey Apartmanı’na geldiklerinde, tanık Burcu’nun söylemesi üzerine apartmanın içine girdikleri ve sırasıyla apartman girişinde önce sanık … ile, sonra merdivenlerde suça sürüklenen çocuk … ile, son olarak da ikinci kat merdiven boşluğunda katılan … ile karşılaşmaları da katılanın anlatımları ile uyumlu bulunmaktadır.
Dosya kapsamındaki tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda, suça sürüklenen çocuk … ile sanık …’ın alkol alıp eğlendikleri restoranda oryantal olarak çalışan katılan …’ın bahşiş toplamak için masaları dolaştığı, suça sürüklenen çocuk …’ın ona 20 TL taktığı, saat 01.15 civarında katılanın üstünü değiştirip evine gitmek üzere iş yerinden çıktığı sırada suça sürüklenen çocuk …’ın katılana cinsel ilişkiye girmeyi teklif ettiği, bu sırada sanık …’ın beklediği, katılanın bu teklifi kabul etmediği, Doğan’ın elinden kaçmak isterken su birikintisine düştüğü, giysisinin ıslandığı, suça sürüklenen çocuk …’ın cinsel ilişki konusunda ısrar etmesi üzerine katılanın ıslak elbiselerini değiştirmek için evine gitmesi gerektiğini söylediği, sanık …’ın kolluk beyanına göre, bu sırada Doğan ile kadının tartıştıkları, Doğan’ın arkadaşı Hasan’a ‘Kadın üzerini değişip gelecek ancak ben inanmıyorum birlikte gidelim.’ dediği, üçü birlikte katılan …’ın evine doğru yürüdükleri, yolda yürürken Doğan’ın katılan …’ın önce elinden sonra da kolundan sıkıca tuttuğu, evine geldiklerinde katılan …’ın üzerini değiştirmek bahanesiyle, onlardan kurtulmak için evine çıkmak istediği, ancak buna izin vermeyerek katılanı iterek apartman boşluğuna soktukları, ‘Bizimle cinsel ilişkiye gireceksin, yoksa seni burada öldürürüz.’ dedikleri, suça sürüklenen çocuk …’ın katılanı ikinci kat merdiven boşluğuna çıkardığı, kafasından bastırıp duvara dayadığı, altındaki taytı zorla indirdiği, katılanı önüne doğru eğerek arkasına geçip vajina yolu ile bir kez cinsel ilişkiye girdiği, sanık …’ın aşağıda kapı girişinde beklediği, daha sonra Doğan’ın onu çağırdığı ‘Sen de ilişkiye gir, ben girdim.’ dediği, Hasan’ın da aynı şekilde kafasından bastırarak bir kez cinsel ilişkiye girdiği, ardından Doğan’ın tekrar gelip ikinci kez ilişkiye girmek istediği, apartmanda katılanın çocukları ve gelini kaldığı için olayı görmelerinden çekinerek çığlık atamadığı, bağırmadığı, ayaklarını yere vurduğu ve sadece ‘Beni bırakın.’ diye kısık sesle yalvardığı, olay esnasında merdivendeki gürültüyü duyan tanık Burcu’nun dış kapısının dürbününden dışarıya baktığında cinsel ilişkileri göremese de kişileri kısmen gördüğü, özellikle katılanın sürekli ‘yapmayın’ diye yalvardığını duyduğu, tanık Burcu’nun olayı polise bildirdiği, polisler geldiğinde katılanın hâlen ikinci katta olduğu, korktuğu için kolluk görevlilerine tecavüze uğradığını söylemediği, ancak sanık ve suça sürüklenen çocuk ayrı bir polis aracına bindirildiğinde olayı anlatarak şikâyetçi olduğu anlaşılmaktadır.
Suça sürüklenen çocuk ile sanık soruşturma evresindeki beyanlarında, katılan ile rızasıyla veya rızası dışında cinsel ilişkiye girmediklerini belirterek suçlamaları kabul etmemişlerdir. Ancak adli raporlar ile katılanın vajina sürüntüsünde rastlanan canlı spermlerin karışık olarak bulunduğu ve suça sürüklenen çocuk ve sanığın genotip özellikleri ile uyumlu oldukları tespit edilmiştir. Bunun üzerine suça sürüklenen çocuk ve sanık katılanın rızasıyla cinsel ilişkiye girdiklerini ileri sürmüşlerdir.
Katılan …’ın suça sürüklenen çocuk ve sanığın tutuklanmasından sonra iddianamenin değerlendirilmesi aşamasında Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesine verdiği 21.10.2013 havale tarihli ‘şikâyetten vazgeçme’ dilekçesinde suça sürüklenen çocuk ve sanık ile rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini belirtmiş ise de katılanın iş yerinde çalışan Fırat ve patronu İsmail’in yönlendirmesiyle verildiği anlaşılan bu dilekçenin suça sürüklenen çocuk ile sanığı suçtan kurtarmaya ve tahliyelerini sağlamaya yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Yine mevcut deliller karşısında tanık Burcu’nun diğer delillerle uyumsuz olan duruşmada değişen beyanlarının ilgilinin korku veya başka endişelerinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir. Yine dosya kapsamındaki CD kayıtları ve tanık polis memurları … ile … Gülle’nin olaydan 10 dakika kadar önce katılanı ve yanındaki iki kişiyi caddede gördüklerini, ekip aracında katılana ‘Yolda neden bağırmadığını veya bağırıp bağırmadığını, taksiyle neden eve gitmediğini, anlaşmalı bir taksisinin olup olmadığını sorduğunu, ancak Nezahat’in ‘Cep telefonunun şarjı azaldığından 155’i arayamadım, ayrıca sanıklar beni tehdit ettiler, kolumu sıktılar, korktuğumdan dolayı bağıramadım.’ dediğini belirtmişler ve katılanın zorla kaçırıldığı yönünde herhangi bir emare olmadığına ilişkin izlenimlerini aktarmışlardır. Oysa bu gözlem de olayın oluş ve kabulü çerçevesinde katılanın beyanlarını doğrulamaktadır.
Katılan … olay tarihinde Sakarya ilinde bir eğlence yerinde oryantal olarak çalışmakta ve iş yerinden aylık ya da günlük hiçbir ücret almadan, sadece bahşişler ile geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Çocukları ve bir geliniyle birlikte yaşadığı anlaşılan katılan, iş yerine yaklaşık bir kilometre mesafedeki evine yağmurlu bir gecede dahi yürüyerek dönmektedir. Katılanın gece saat 01.30 civarında evine güvenli bir şekilde özel bir araçla veya ticari bir taksiyle dönme imkânından dahi yoksun olduğu görülmektedir. Olay sonrasında iş yerinin patronu ile bir çalışanın, katılanı faillerle uzlaştırmaya yönlendirmesi göz önünde tutulduğunda, katılanın tüm olumsuz yaşam koşullarına, çaresizliğine ve korunaksızlığına rağmen suçu şikâyet etme konusundaki kararlılığını ve cesaretini göstermesi bakımından da dikkat çekicidir.
Dava konusu olayda katılanın evine dönmekte kararlı olduğu ve bu sebeple suça sürüklenen çocuk … ile tartıştığı açıkça ortadadır. Katılanın evine dönüp üstünü değiştirdikten sonra isteklerini yerine getireceği konusunda suça sürüklenen çocuk ile sanığı ikna ettiği ancak buna rağmen suça sürüklenen çocuk …’ın katılana güvenmeyerek elini, kolunu sıkıca tutarak birlikte yürüdükleri anlaşılmaktadır. Katılan bir yandan bağırıp tepki göstermekten korkmakta, diğer yandan evine dönmesi hâlinde güvende olacağını ve kendisine zarar veremeyeceklerini düşünmektedir. Buna karşılık, olayda suça sürüklenen çocuk ile sanığın, cinsel dürtülerin ve belki de alkolün etkisiyle katılanın evinin bulunduğu apartmanın içinde dahi fiillerini zorla gerçekleştirmekten çekinmemişlerdir. Oysa taraflar, katılan ile rızasıyla cinsel ilişkiye girme konusunda gerçekten anlaşmış olsalardı, katılanın evinin bulunduğu apartman boşluğu yerine, burası dışında herhangi bir yere gitmeleri beklenirdi. Zira, katılanın çocuklarıyla birlikte yaşadığı evin merdiven boşluğu, rıza ile gerçekleştirilecek cinsel ilişki için tercih edilebilecek uygun bir yer değildir.
Katılanın gerek suça sürüklenen çocuk ve sanıkla birlikte yolda yürürken gerekse apartman boşluğunda yeterince tepki gösterememesi, bağıramaması, katılanın mesleği ve toplum içinde yanlış anlaşılmaya elverişli konumu göz önünde tutularak değerlendirilmelidir. Öte yandan, katılanın suça sürüklenen çocuk … ile tartışması, onun elinden kurtulmaya çalışırken düşmesi, görüntü kayıtlarına göre, yolda yürürken yer yer kolundan çekilerek götürülmesi, apartman boşluğunda ise kısık sesle yalvarışlarının ve çıkardığı seslerin tanık tarafından duyulmuş olması, onun olabildiğince tepkisini ortaya koyduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak dosya kapsamına göre, katılanın iddia ve beyanlarının somut ve bilimsel incelemelere dayanan delillerle açıkça doğrulandığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk ile sanığın üzerine atılı ‘nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle, Yargıtay 14. Ceza Dairesinin suça sürüklenen çocuk ve sanık hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile kararına itiraz edilen Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasına ve bu Daireye ait işlerin Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verilmesi nedeniyle CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 29.11.2021 tarih ve 19714-9380 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI
Suça sürüklenen çocuk … hakkında rüşvet suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ve suça sürüklenen çocuğa atılı nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Suç tarihinde otuz yedi yaşında olan mağdur …’in Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, Semerciler Mahallesinde bulunan … Restoran isimli iş yerinde oryantal olarak çalıştığı, … ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:101 sayılı adreste ikamet ettiği, suça sürüklenen çocuk …’ın suç tarihinde on yedi, sanık …’in yirmi yaşında ve bekar oldukları, inşaat işçisi olarak çalıştıkları, aynı evde ikamet ettikleri, mağdur ile suça sürüklenen çocuk ve sanığın olay gününden önce tanışmadıkları,
02.10.2013 tarihinde saat 05.40’da düzenlenen, sanık, suça sürüklenen çocuk, mağdur ve görevli polis memurları olan …, …, … … … ve … tarafından imzalanan olay, yakalama, üst arama, muhafaza altına alma tutanağına göre; 02.10.2013 günü saat 02.07 sıralarında Haber Merkezinin …Caddesi, … yanı, …Apartmanı, A Blok, No:… sayılı adres önünde iki şahsın bir kadını zorla götürmeye çalıştığını anons etmesi üzerine bahse konu adrese 28-66, 28-74 ve 28-33 kod nolu ekiplerin intikal ettiği, apartman giriş kapısından içeri girildiğinde koridor kısmında sanık …, merdivenlerde ise aşağıya inen suça sürüklenen çocuk … ile karşılaşıldığı, sanığın üzerinden kimlik çıkmadığı, suça sürüklenen çocuğun görevlilere 100 TL rüşvet teklif ederek kendilerini serbest bırakmalarını söylemesi üzerine paranın muhafaza altına alındığı, görevlilere zorluk çıkartan bu şahısların zor kullanılarak yakalandıkları, şahısların üst aramasında herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, aynı apartman içerisinde bulunan mağdur … ile yapılan şifahi görüşmede; adı geçen şahısların kendisini iş yeri olan Semerciler Mahallesinde faaliyet gösteren …Restoran’dan itibaren takip ettiklerini ve apartman içerisinde kendisini tehdit ettiklerini beyan etmesi üzerine, darp cebir raporu için hastaneye gidildiği sırada sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’ın apartmanın ikinci katındaki merdiven sahanlığında kendisini tehdit ederek, ellerini tutup ağzını kapatarak cinsel saldırıda bulunduklarını, olaydan sonra üzerini değiştirdiğini ve elbiselerinin evde olduğunu, bu şahıslardan şikâyetçi olduğunu beyan ettiği,
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesince 02.10.2013 tarihinde yapılan ölçüm ve muayeneye göre; sanık …’in saat 03.05 itibarıyla 0,52; suça sürüklenen çocuk …’ın saat 03.03 itibarıyla 1,01; mağdurun ise saat 02.48 itibarıyla 1,53 promil alkollü oldukları, sanık, suça sürüklenen çocuk ve mağdurda darp ve cebir izine rastlanılmadığı,
Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesince düzenlenen 02.10.2013 tarihli rapora göre; mağdurdan alınan vajinal sürüntüde yaygın canlı sperm görüldüğü,
Sakarya (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 02.10.2013 tarihli, 1136 ve 1141 değişik iş sayılı kararlarıyla sanık ve suça sürüklenen çocuktan gerekli örnekler alınarak moleküler genetik inceleme yapılmasına izin verildiği,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 27.12.2013 tarihli ekspertiz raporuna göre; mağdurdan alınan vajinal sürüntü örneği ve giysilerdeki (külot ve tayttaki) karışık meni örneklerinin karşılaştırılması sonucunda, bu örneklerin suça sürüklenen çocuk …’ın ve sanık …’in genotip özellikleri ile uyumlu oldukları,
02.10.2013 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; olay yerinin zemin üstü 4 katlı binanın 2. katındaki merdivenlerin sağında bulunan daire önünde, 2 ve 3. kat arasındaki merdiven boşluğunda meydana geldiği, beyan edilen bölümlerde herhangi bir delile rastlanılmadığı, mağdura ait tayt ve iç çamaşırının muhafaza altına alındığı,
02.10.2013 tarihli teşhis tutanağına göre; mağdurun sanık ve suça sürüklenen çocuğu teşhis ettiği,
02.10.2013 tarihli CD izleme ve tespit tutanağına göre; olay yerine yakın güzergâhta bulunan Ada Sofrası isimli iş yerinin kamera kayıtları incelendiğinde, 02.10.2013 tarihinde saat 01.28 sıralarında kaldırım üzerinde mağdur ve suça sürüklenen çocuğun el ele yürüdükleri, sanığın ise 1-2 metre mesafede şahısları takip ettiği, Aksu Kıraathanesi isimli iş yerinin kamera kayıtları incelendiğinde ise aynı gün saat 01.44 sıralarında suça sürüklenen çocuğun mağdurun sağ kolunu kendine çeker vaziyette yürüdükleri, sanığın ise birkaç saniye sonra görüş alanına girerek bu şahısları takip ettiği,
Suça sürüklenen çocuğun 29.11.2013 tarihinde Yerel Mahkemeye hitaben ceza infaz kurumundan gönderdiği tutukluluğa itiraz dilekçesinde; “Efendim, ben işlediğim suçtan çok pişmanım, efendim olay akşamında alkollü olduğumdan kendimi kaybettim.” dedikten sonra mağdurla rızasıyla ilişkiye girdiğini beyan ettiği,
Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli psikiyatri uzmanı doktor tarafından 14.11.2013 tarihinde düzenlenen rapora göre; mağdurun beden veya ruh sağlığı bakımından kendini savunacak durumda olduğu, olay sebebiyle mağdurun ruh sağlığının bozulmadığı,
16.12.2013 tarihli bilirkişi değerlendirme raporuna göre; suça sürüklenen çocuğun sosyal hizmet uzmanına da mağdurla rızasıyla ilişkiye girdiğini beyan ettiği, suça sürüklenen çocuğa ve ailesine yönelik danışmanlık tedbirinin uygulanmasının uygun olacağının düşünüldüğü,
Sanık ve suça sürüklenen çocuğun 02.10.2013 tarihinde nitelikli cinsel saldırı suçundan tutuklandıkları, 13.03.2014 tarihinde tahliye edildikleri,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdur kollukta; …Restoran’da oryantallik yaptığını, iş yerinden aylık veya günlük olarak ücret almadığını, masaları dolaşıp oryantal yaparak aldığı bahşişler ile geçimini sağladığını, 01.10.2013 gecesi saat 22.00 sıralarında sahne alarak oryantal yaptığını, eğlenmekte olan tanımadığı iki gencin masasına gittiğini, onlardan birinin 20 TL bahşiş taktığını, sonrasında diğer masaları gezdiğini, saat 01.05 sıralarında kuliste üzerini değiştirdikten sonra iş yerinden tek başına çıktığını, yürüyerek evine giderken Bankalar Caddesinde İş Bankasının önünde saat 01.15 sıralarında sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’ın önüne geçtiklerini, Doğan’ın kendisine “Bizimle geleceksin.” demesi üzerine ona kesinlikle gitmeyeceğini, evine gitmek istediğini söylediğini, peşinden geldiklerini, Doğan’ın kolundan tuttuğunu, üçü birlikte yürüdüklerini, evine geldiğinde eve çıkmak için kapıdan girerken onların kendisini itekleyerek içeri soktuklarını, Doğan’ın kendisine “Bizimle cinsel ilişkiye gireceksin, yoksa seni burada öldürürüz.” dediklerini, apartmanda çocukları ve gelini kaldığı için olayı görmelerinden çekinerek çığlık atamadığını, bağırmadığını, Doğan’ın hâlâ kolundan sıktığını, kendisini kafasından bastırıp duvara dayadığını, altındaki taytı zorla indirdiğini, cinsel organını çıkarıp kendisini hayvan gibi domaltıp arkasına geçip vajina yolu ile bir kez cinsel ilişkiye girdiğini, diğer şahsın aşağıda kapı girişinde beklediğini, ilişkiye giren kişinin (Doğan’ın) diğerini çağırdığını “Sen de ilişkiye gir, ben girdim.” dediğini, çocukları bu olayı duyarsa ters etkilenirler diye ayaklarını yere vurduğunu, çığlık atamadığını, sadece “Beni bırakın.” diye kısık sesle yalvardığını, diğer kişinin de aynı pozisyonda kafasından bastırarak vajinal yoldan bir kez cinsel ilişkiye girdiğini, ardından ilk kişinin (Doğan’ın) tekrar gelip ikinci kez ilişkiye girmek istediğini, ancak polis aracı gelince kendisini bırakıp aşağıya indiklerini, kendisine “Polisler ne olduğunu sorarsa arkadaşım olduğunu söylersin.” dediklerini, korktuğu için “Tamam” dediğini, polis memuru yukarıya yanına çıktığında olanları anlattığını, şikâyetçi olduğunu beyan etmiş,
21.10.2013 tarihli dilekçesinde; “Sanıklar … ve … hakkında yaptığım şikâyet üzerine hürriyeti yoksun kılma ve cinsel istismar suçlarından dolayı sanıklar hakkında dava açılmıştır. Polis tarafından alınan ifadem doğru değildir. Zira ben oryantal olarak çalışmaktayım. Olay gecesi de alkollüydüm. Sanıklar bana hiçbir şekilde cinsel saldırıda bulunmadılar. Ben sanıklar ile kendi iradem ile isteğim üzerine birlikte oldum. Alkolün etkisi ve sanıkların talebi üzerine evde değil de apartman boşluğunda birlikte oldum. Fakat para konusunda anlaşmazlık çıktığından ve alkolün de etkisi ile taciz edildiğimi söyledim. Bu ifadem doğru değildir. Olay yukarıda anlattığım şekilde meydana geldim. Şikâyetimden vazgeçiyorum. Sanıkları mağdur ettiğim için üzgünüm. Dilekçemin kabulünü ve sanıkların tahliye edilmesini talep ediyorum.”,
Mahkemede; “…Restoranda oryantal olarak çalışıyordum. Olay tarihinde sanıkların masasına da gidip oynadım. Doğan bana 20 TL para taktı, ancak cinsel ilişki konusunda sanıklarla herhangi bir konuşmamız olmadı. Ben işim bittikten sonra dışarı çıktım, sanıklar benim yanıma geldiler. ‘Bizimle gelmiyor musun?’ diye sordular, ben de ‘gelmiyorum’ deyince beni orada bulunan bankın üzerine oturtmak istediler, ben onlardan kurtulmak isterken yere suyun üstüne düştüm, daha sonra sanık … beni kolumdan sıkıca tuttu. Sanık … ‘Evine birlikte gideceğiz sen üstünü değiştireceksin daha sonra birlikte çıkacağız.’ dedi. Ben kabul etmedim, yolda kimse olmadığı için bağırmadım. Oturduğum eve geldiğimde de evde çocuklarım bulunduğundan, çocuklarımın duymasını istemediğimden dolayı bağırmadım. Beni apartman girişine soktular, her iki sanık da benimle cinsel ilişkiye girdi, her iki cinsel ilişki de benim isteğim dışında gerçekleşti. İkinci katta oturan komşu söz konusu sesleri duymuş ve durumu polise bildirmiş. Daha sonra polisler geldiler, polisler gelince sanık … bana sakın polislere bir şey anlatma diye bana söyledi. Ancak ben polislere durumu anlattım, ben sanık …’ın polis memuruna para teklif etme olayını görmedim, sanıklardan şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum. (Müştekiye Emniyette verdiği ifadesi okundu, soruldu: Doğrudur, okunan ifadeler bana aittir, aynen tekrar ederim.)… Bana gösterilen fotoğrafı hatırladım, söz konusu yer evimin yoludur, sanık … benim elimi sıkıca tutmuştu, ben bırakmasını istedim ancak bırakmadı ve sıkıca tutmaya devam etti. Önce Doğan benimle cinsel ilişkiye girdi, diğer sanık … benimle cinsel ilişkiye girme konusunda istekli değildi ancak Doğan onu da zorladı ve o da benimle cinsel ilişkiye girdi. Sanık … cinsel ilişkiye girerken sanık … iki üç basamak aşağıdaydı ama bizi görmüyordu, sonradan sanık … benimle cinsel ilişkiye girerken sanık … iki üç basamak aşağıda bekliyordu, yine bizi görmüyordu. Ben bir bayanım, apartmanımda idi ve çocuklarım duymasın diye bağırmadım, bu benim için zorla anlamındadır, beni kollarımdan tutarak benimle zorla cinsel ilişkiye girdiler, …Restoranda çalışan Fırat isimli şahıs sanıkların akrabalarını uzaktan tanıyormuş, Fırat bana ricacı oldu, ben de onu kıramadım ve bu işin kendi isteğimle olduğuna dair dilekçe verdim ancak söz konusu dilekçeyi ben Fırat’ın demesi üzerine verdim, sanıklar benimle zorla cinsel ilişkiye girdiler ben kendi isteğim ile onlarla cinsel ilişkiye girmedim, ben karşı taraftan ve ailesinden para istemedim, benim patronum İsmail para alıp uzlaş diye bana teklifte bulundu ancak ben bunu da kabul etmedim, patronum İsmail bana ‘6.000 TL para al karşı tarafla uzlaş’ dedi ama ben bu teklifi kabul etmedim, ayrıca Doğan’ın ailesi yarını kast ederek Cuma günü 1.000 TL para getirelim şikâyetinden vazgeçsin teklifini benim patronum İsmail’e söylemişler, ben bunu kabul etmedim.”,
Tanık … Kollukta; “02.10.2013 günü saat 02.00 sıralarında bizim dairemizin kapısının önünde meydana gelen olayla ilgili bir bayan bağırması duyarak ailecek uyandık. Kapının dürbününden baktığımda 2 erkek şahsın ve bir bayan şahsın olduğunu gördüm, erkeklerden birinin üzerinde kırmızı bir elbise vardı. 2 erkek şahıs bayanın üst kısmını yukarı doğru sıyırarak göğüslerini öpüyorlardı, bu esnada bayan ‘Yeter bırakın beni, kendimi aşağı atacağım.’ diyerek üstünü kapatmaya çalışıyordu. Erkeklerden birisi kadına ‘Çantana esrar koyarım, polisi ararım, seni buradan aldırtırım.’ diyerek, bu esnada yumruğu ile duvara vurarak tehdit ediyordu. Bu esnada kadını biraz üste doğru çıkararak bu erkeklerden birisi kadına tecavüz etti, ben tam olarak göremedim ancak seslerden ne olduğunu anladım. Adamın işi bitince diğer arkadaşını ‘geç sıra sende’ diyerek çağırdı ancak ben 2. erkek şahsın yapıp yapmadığını bilmiyorum. Bu esnada ben 3 defa 155 polis imdat telefonunu aramıştım. Polisler gelerek şahısları yakaladı ve götürdüler. Bayan şahıs bu olaylar esnasında sürekli olarak yapmayın diye söyledi, erkek şahıslar ise sürekli ‘öldürürüm’ ve benzeri tehditler yapıyordu. Bu olayda ben ve ailem korktuğumuz için kapıyı açamadık.”,
Mahkemede; “Ben gece saat 02.00 sıralarında uyuyordum, uykum çok hafiftir, apartmandan küt diye bir ses geldiği için hemen evin dış kapısına gittim, kapıdaki dürbünden merdivenlere baktığımda bir bayan bir erkeğin merdivenden yukarı doğru çıktıklarını gördüm. Bayanla erkek konuşuyordu ancak konuşmalarını tam net duyamadım. Daha önceden küt sesi duyduğumdan dolayı ve evde de sadece bayanlar bulunduğundan korktum ve polise durumu bildirdim. Ben fabrikada vardiyacı olarak çalışıyorum, polis oraya geldi, acelem vardı, o yüzden polisin verdiği ifadeyi okumadan imzaladım, o ifadem doğru değildir, benim şimdi mahkemede vermiş olduğum ifadem doğrudur. Polis benim ifademi vardiyacı olarak çalıştığım fabrikaya gelip aldı, ben söz konusu ifadeyi okumadan imzaladım. Ben 02.10.2013 tarihli bilgi alma tutanağında belirtildiği şekilde bir ifade vermedim. Ben polise yapmış olduğum ihbarda 2 kişinin bir bayanı zorla götürdüklerini söyledim, ben sese dayanarak polise o şekilde ihbarda bulundum.”,
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Tanık … Konya aşamalarda; 02.10.2013 tarihli tutanağın doğru ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, olay günü saat 23.00 sıralarında 28/74 kod numaralı ekipte tanık Faruk Akyaz ile birlikte görev yaptığını, devriye görevini ifa ederken saat 02.05 sıralarında haber merkezinden … Caddesi üzerinde bulunan Şükrübey Apartmanı önünde bir kadının iki erkek şahıs tarafından zorla götürülmeye çalışıldığının bildirilmesi üzerine bu adrese gittiklerini, 28/66 ve 28/33 kod numaralı ekiplerin de oraya geldiklerini, Şükrübey Apartmanı sakinlerinden bir kadının balkondan kendilerine işaret ederek apartmanın içerisinde birilerinin olduğunu ve kavga ettiklerini, bağrıştıklarını söylemesi üzerine görevli memurlar olarak apartmanın içine girdiklerini, girişte birinci katta sanık …, merdivenlerde suça sürüklenen çocuk … ile karşılaştıklarını, diğer ekipte görevli inceleme dışı katılan …’in bu şahıslardan kimliklerini istediğini, sanık …’ın kimliğinin olmadığını söylediğini, suça sürüklenen çocuk …’ın ise kimliğini vermek istemediğini, bu esnada Doğan isimli şahsın “Sizin amacınız paraysa ben size para vereyim, gidelim biz.” diyerek cüzdanından çıkarttığı 100 TL parayı …’e doğru uzattığını, …’in de paraya uzanarak elindeki 100 TL parayı aldığını, tüm yaşanan olayları tanık Faruk ile gördüklerini, daha sonra diğer arkadaşlarının yanlarına mağduru getirdiklerini, mağdurun bu şahıslar tarafından hakaret ve tehdide maruz kaldığı için şikâyetçi olduğunu beyan etmesi üzerine şahısları etkisiz hâle getirerek polis merkezine gittiklerini,
Tanık Faruk Akyaz aşamalarda; olay günü saat 23.00 sıralarında 28/74 kod numaralı ekipte tanık … Konya ile birlikte görev yaptığını, devriye görevini ifa ederken saat 02.05 sıralarında haber merkezinden … Caddesi üzerinde bulunan …Apartmanı önünde bir kadının iki erkek şahıs tarafından zorla götürülmeye çalışıldığının bildirilmesi üzerine bu adrese gittiklerini, 28/66 ve 28/33 kod numaralı ekiplerin de oraya geldiklerini, … Apartmanı sakinlerinden bir kadının balkondan kendilerine işaret ederek apartmanın içerisinde birilerinin olduğunu ve kavga ettiklerini, bağrıştıklarını söylemesi üzerine görevli memurlar olarak apartmanın içine girdiklerini, girişte sanık … ile, merdivenlerde suça sürüklenen çocuk … ile karşılaştıklarını, diğer ekipte görevli inceleme dışı katılan …’in bu şahıslardan kimliklerini istediğini, sanık …’ın kimliğinin olmadığını söylediğini, suça sürüklenen çocuk …’ın ise kimliğini vermek istemediğini, bu esnada Doğan isimli şahsın “Sizin amacınız paraysa ben size para vereyim, gidelim biz.” diyerek cüzdanından çıkarttığı 100 TL parayı …’e doğru uzattığını, …’in de paraya uzanarak elindeki 100 TL parayı aldığını, tüm yaşanan olayları tanık … ile gördüklerini, daha sonra diğer arkadaşlarının yanlarına mağduru getirdiklerini, mağdurun bu şahıslar tarafından hakaret ve tehdide maruz kaldığı için şikâyetçi olduğunu beyan etmesi üzerine şahısları etkisiz hâle getirerek polis merkezine gittiklerini,
Tanık Samet Mutlu aşamalarda; 02.10.2013 tarihli tutanağın doğru ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, olay günü saat 23.00 sıralarında 28/66 kod numaralı ekipte inceleme dışı katılan … ile birlikte görev yaptığını, devriye görevini ifa ederken saat 02.00 sıralarında haber merkezinden … Caddesi üzerinde bulunan …. Apartmanı önünde bir kadının iki erkek şahıs tarafından zorla götürülmeye çalışıldığının bildirilmesi üzerine bu adrese gittiklerini, 28/74 ve 28/33 kod numaralı ekiplerin de oraya geldiklerini, Şükrübey Apartmanı sakinlerinden bir kadının balkondan kendilerine işaret ederek şahısların apartmanın içerisinde olduğunu söylemesi üzerine görevli memurlar olarak apartmanın içine girdiklerini, girişteki koridorda sanık … ile karşılaştıklarını, suça sürüklenen çocuk …’ın da merdivenden indiğini, yanındaki polis arkadaşlarının şahıslardan kimliklerini istediklerini, kendisinin ise tanık … ve tanık … ile apartmanın üst katlarını kontrol etmek için yukarı doğru çıktıklarını, 2. kata geldiklerinde koridor üzerinde mağdurla karşılaştıklarını, mağdurun üzerinin giyinik olduğunu, mağdurun kendilerine biraz önce yanından ayrılan iki şahsın kendisini sözlü olarak tehdit ettiklerini zorla kendisini ile ilişkiye girmek istediklerini ancak şahıslardan korkup çekindiği için şikâyetçi olmayacağını beyan ettiğini, bu durumu ekip amiri …e izah ederek ekip otosundan A4 kâğıt almak için dışarı çıktığını, döndüğünde …’in şahıslara hitaben “Bir de utanmadan rüşvet mi veriyorsun, sen bizi satılık mı zannettin, sizlere işlem yapacağım.” dediğini, şahısların ekip otosuna binerken zorluk çıkarttıklarını, şahıslara kademeli güç kullanarak ekip otosuna bindirdiklerini, mağdurun hastanede şahıslar tarafından tecavüze uğradığını beyan ettiğini diğer ekip arkadaşlarından öğrendiğini,
Tanık … kollukta; olay günü saat 02.00 sıralarında 28/33 kod numaralı ekipte tanık … ile birlikte devriye görevini ifa ederken haber merkezinden … Caddesi üzerinde bulunan Şükrübey Apartmanı önünde bir kadının iki erkek şahıs tarafından zorla götürülmeye çalışıldığının bildirilmesi üzerine bu adrese gittiklerini, 28/74 ve 28/66 kod numaralı ekiplerin de oraya geldiklerini, çevre sakinlerinin yönlendirmesiyle apartman içerisine girdiklerini, apartmanın merdiven boşluğunda iki şahsı gördüklerini, arkadaşları …’in şahıslardan kimlik istediğini, bu sırada kendisinin tanıklar … ve Samet ile birlikte aparmanın ikinci katındaki daire kapısına çıktıklarını, ikinci katta daire kapısı karşısında merdiven boşluğunda üzeri giyinik ve ayakta bekler vaziyette bulunan mağdurla karşılaştıklarını, mağdurun kendilerine az önce yanından ayrılan iki erkek şahsın kendisini ölümle tehdit ettiklerini, zorla kendisiyle cinsel ilişkiye girmek istediklerini, şahıslardan korktuğunu ve şikâyetçi olmak istemediğini söylediğini, aşağıdan sesler gelmesi üzerine alt kata indiklerini, burada … isimli arkadaşının, yakalanan iki şahsa hitaben “Utanmadan bir de bize rüşvet mi veriyorsunuz, sizin hakkınızda adli işlem yapacağız.” dediğini, bu şahısların ekip otosuna binerken zorluk çıkarttıklarını, mağduru kendi ekip otosuna aldıklarını, araç içerisinde mağdurun bu şahısların merdiven boşluğunda kendisine tecavüz ettiğini, olay sırasında şahısların elleriyle ağzını kapattığını, bu nedenle bağıramadığını, bir ara şahısların elinden kurtulunca bağırdığını, polise sesini duyan komşulardan birisinin haber vermiş olabileceğini, şikâyetçi olduğunu beyan etmesi üzerine mağdurun raporu alındığını, Mahkemede ise; mağdurun apartman boşluğundayken sanıkların kendisini tehdit ettiklerini ve sanıkların uzaklaştırılmasını istediğini, sanıklar uzaklaşırsa şikâyetçi olmayacağını söylediğini, mağdurun ekip otosunda bu şahısların kendisine tecavüz ettiğini söylediğini, bu olay olmadan beş on dakika kadar önce ekip arkadaşı tanık … ile birlikte seyir hâlindeyken … Caddesi ile Soğan Pazarının kesişme yerinde Baycan Döner isimli iş yerinin önünde mağdur ile sanıkları gördüklerini, mağdurun elbisesinin değişik olduğunu, sanıkların mağdur ile gezecek tiplere benzemediğini, ancak trafik yoğunluğu ve ters tarafta olmaları sebebiyle duramadıklarını, mağdurun zorla kaçırıldığı yönünde herhangi bir emare göremediklerini, tanık … ile konuyu değerlendirdiklerini, mağdur ve sanıkları gördükleri yerin kalabalık olduğunu, mağdurun zorla götürülse bağırarak sesini duyurabileceğini düşünerek yola devam ettiklerini,
Tanık … Gülle Mahkemede; 02.10.2013 tarihli tutanağın doğru ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, iki erkek şahsın bir kadını zorla götürmeye çalıştıkları ihbarını almaları üzerine olay yerine gittiklerini, apartmana girdiklerinde iki erkek şahsın aşağıya doğru indiğini gördüklerini, tanık … ile birlikte yukarı çıktıklarında mağduru gördüklerini, mağdurun sanıkları kastederek “Ben onları görmek istemiyorum.” dediğini, aşağıya indiğinde …’in elinde 100 TL gördüğünü, daha sonra mağdura karakola gelmesi gerektiğini söylediğini, mağdurun kendisine “Elbiselerim yaş değiştirmem gerekir.” dediğini, mağduru 5 dakika beklediğini, mağdur çıktıktan sonra mağduru ekip otosuna bindirdiklerini, ekip otosunda mağdurun kendisine tecavüz edildiğini söylediğini, daha önce bu durumdan bahsetmediğini, ihbar gelmeden 10 dakika kadar önce devriye görevini yaparken Adapazarı Belediyesi tarafından karşıdan karşıya geçerlerken sanıkları ve mağduru gördüğünü, sanıklardan birinin mağdur ile kol kola girdiğini, karşıya geçip sorgulamak istediğini ancak terste kaldığı için yapamadığını, bu şahıslarla aralarında 30 metre mesafe bulunduğunu, mağdurun zorla götürülüyormuş gibi bir hâli olmadığını, sanıklar ve mağdurun aşırı alkollü olduklarını, mağdurun ekip otosuna bindikten sonra kendisine tecavüz edildiğini söylemesi üzerine mağdura neden bağırmadığını, eve neden taksiyle gitmediğini, anlaşmalı taksisi olup olmadığını sorduğunu, mağdurun kendisine cep telefonunun şarjının azaldığından dolayı 155’i arayamadığını, sanıkların kendisini tehdit edip kolunu sıktıklarını, korktuğundan dolayı bağıramadığını, ancak kendisinin bu beyanları inandırıcı bulmadığını, mağdurun üzerindeki elbiselerin yaş olduğunu, mağdurun üzerinde düz bir elbise olup altında da tayt olduğunu, bu sırada ekip arabasında tanık …’un bulunduğunu,
İnceleme dışı katılan … aşamalarda; 02.10.2013 tarihli tutanağın doğru ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, olay günü devriye görevini ifa ederken saat 02.00 sıralarında haber merkezinden … Caddesi üzerinde bulunan Şükrübey Apartmanı önünde bir kadının iki erkek şahıs tarafından zorla götürülmeye çalışıldığının bildirilmesi üzerine bu adrese gittiklerini, 28/74 ve 28/33 kod numaralı ekiplerin de oraya geldiklerini, …Apartmanı sakinlerinden bir kadının balkondan kendilerine işaret ederek şahısların apartmanın içerisinde olduğunu ve bağrıştıklarını söylemesi üzerine görevli memurlar olarak apartmanın içine girdiklerini, girişte sanık … ile karşılaştıklarını, suça sürüklenen çocuk …’ın da merdivende olduğunu, bu şahıslardan kimliklerini kontrol amaçlı istediğini, sanık …’ın kimliğinin olmadığını söylediğini, suça sürüklenen çocuğun ise kimlik vermek istemeyip “Sizin amacınız paraysa ben size para vereyim.” diyerek cüzdanından çıkarttığı 100 TL parayı kendisine uzattığını, bu şahsa kızarak 100 TL parayı alıp rüşvetten işlem yaptığını, diğer arkadaşlarının yanlarına mağduru getirdiklerini, bu şahısların mağdura hakaret ve tehdit ettiklerini, mağdurun şikâyetçi olduğunu söylemeleri üzerine şahısları polis merkezine getirdiklerini, suça sürüklenen çocuktan şikâyetçi olduğunu, mağdurun ilk aşamada sanıkların kendisi ile zorla cinsel ilişkiye girdiği konusunda bir şey söylemediğini, doktor raporunun aldırılması için hastaneye giderken araçtaki sivil memurlara sanıkların zorla kendisi ile cinsel ilişkiye girdiğini söylediğini öğrendiğini, kolluk ifadesinin doğru olduğunu,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … müdafisi huzurunda kollukta; Sakarya iline inşaat işlerinde çalışmaya geldiğini, arkadaşı … ile 01.10.2013 günü …Restoran’a eğlenmeye gittiklerini, ismini Naz olarak öğrendiği oryantalin masalarına geldiğini, biraz alkol aldıklarını, bu kadının arkadaşı Doğan ile ne konuştuğunu bilmediğini, içerisi çok gürültülü olduğu için anlayamadığını, Doğan’ın masada kadına 20 TL para verdiğini, kendisine “Kadına söyledim çıkışta bir kadın daha bulacak ikimiz kadınlara gideceğiz.” dediğini, program bittiğinde eğlence mekânından çıktıklarını, dışarıya Doğan’ın kendisinden önce çıkıp kadın ile buluştuğunu, kendisinin de yanına gittiğini, tam olarak yanlarına yaklaşmadığını, Doğan ile kadının tartıştıklarını, ne tartıştıklarını bilmediğini, yanlarına gittiğini, Doğan’ın “Kadın üzerini değişip gelecek ancak ben inanmıyorum birlikte gidelim.” dediğini, üçü birlikte … Caddesinden yürüyerek kadının evine gittiklerini, havanın yağmurlu olduğunu, Doğan’ın kadının kolundan tutup tutmadığını bilmediğini, sonra kadının kapısının önüne geldiklerinde kendisinin aşağıda kaldığını, Doğan ile kadının yukarı çıktıklarını biraz beklediğini, Doğan gelmeyince ona aşağıdan seslendiğini, “Artık gidelim.” dediğini, sonra Polis araçlarının geldiğini, sorgulayıp kimlik istediklerini, kimliğinin olmadığını belirtip adını soyadını söylediğini, bu esnada alkollü olan Doğan’ın bir iki defa polislere kimliğini gösterdiğini, cüzdanında para olduğunu söylediğini, polis memurunun ise parayı Doğan’ın cüzdanından zorla aldığını ve “Bana rüşvet mi veriyorsun?” diyerek Doğan ile kendisini araçlara bindirip Polis merkezine getirdiklerini, mağdurun ifadesine kesinlikle katılmadığını, müşteki ile rızasıyla veya rızası dışında cinsel ilişki yaşamadığını, arkadaşı Doğan’ı evin önünde beklerken yukarıda ne yaptıklarını bilmediğini savunmuş,
Savcılıkta ve sorguda; “Dosyada adı geçen Suça sürüklenen çocuk … benim arkadaşım olur. Biz Doğan ile birlikte Sakarya ili Erenler ilçesindeki bir binanın mantolama işinde çalışmaktayız. Semerciler Mahallesindeki bir bekar evinde kalmaktayız. Müşteki …’i daha önceden tanımam. Dün saat 22.30-23.00 sıralarında eğlenmek amacı ile Çark Caddesindeki bir restorana gittik. Restoranda yemek yeyip alkol almaya başladık. Müşteki sahneye çıkıp dans etmeye başladı. Bir ara Doğan onu bizim masamıza doğru çağırdı kadın oynayarak masanın yanına geldi, eğilip Doğan ile bir şey konuştular ancak gürültü olduğundan ne konuştuklarını duyamadım. Doğan kadına 20 TL verdi ancak ne şekilde verdiğini sarhoş olduğum için anlayamadım. Kadın yanımızdan ayrıldıktan sonra Doğan’a kadın ile ne konuştuğunu sordum, bana ‘Kadına söyledim çıkışta bir kadın daha bulacak, çıkışta kadınlara gideceğiz.’ dedi saat 01.00’e doğru program bitti Doğan hesabı ödedi, çıkmadan önce lavaboya geçtim, Doğan benden önce dışarı çıkmıştı. Dışarı çıktığımızda beklemekte olan Doğan’a ‘Ne oldu?’ dedim, o da 100 metre ileride yürümekte olan müştekiyi göstererek ‘Kadın üzerini değiştirip gelecek ancak ben inanmıyorum birlikte gidelim.’ dedi ve daha sonra müştekinin peşinden yürümeye başladık. 1 kilometre kadar yürüdük. Müşteki bir apartmana girdi. Doğan da peşinden gitti, 5-10 dakika sonra geldi ‘Kadın üstünü değiştirip gelecek.’ dedi, biz merdiven boşluğunda beklemeye başladık. 5-10 dakika geçmişti ki resmî ve sivil polisler geldiler. Kimliğimizi istediler verdik. Daha sonra polisler bize hakkımızda bir kadının zorla ırzına geçtiğimizden bahisle şikâyet olduğunu söylediler. Doğan da cüzdanından 100 TL çıkarttı ‘Benim cebimde para var, istersem paramla yaparım zorla yapmam.’ dedi, polis ‘Sen bana rüşvet mi veriyorsun.’ diyerek parayı elinden aldı ve bizi emniyete götürdüler. Biz hiç bir şekilde müştekiyi hürriyetinden yoksun bırakıp zorla apartmanın içine götürmedik, zorla veya rızası ile onunla ilişkiye girmedik. Üzerime atılı hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum.”,
Mahkemede; “Ben suçlamaları kabul etmiyorum, ben ve SSÇ Doğan müşteki Nezahatla cinsel ilişkiye girdik ancak herhangi bir zorlamada bulunmadık. Müşteki Nezahat in kendi isteği ile cinsel ilişki gerçekleşti, başka bir diyeceğim yoktur. (Sanığa Emniyette, C. Savcılığında ve Sorgu Hâkimliğinde vermiş olduğu ifadeleri okundu, soruldu) O anki korku ile soruşturma aşamasındaki ifadelerimde müşteki Nezahat ile cinsel ilişkiye girmediğimi söylemiştim ancak o ifadelerim doğru değildir, benim şimdi mahkemede verdiğim ifadem doğrudur. Olay olduktan sonra sanık … polislere benim param var deyip para çıkarttı, polis de sen bana rüşvet mi veriyorsun deyip sanık …’a vurdular. Müşteki Nezahat para karşılığında bizimle cinsel ilişkiye girmeyi kabul etti, bayanla … konuştu, para konusunda o konuştu.”,
Suça sürüklenen çocuk … Savcılıkta ve sorguda; “Dosyada adı geçen şüpheli … benim arkadaşım olur. Kendisi ile birlikte Sakarya ili Erenler ilçesinde bir binanın mantolama işinde çalışmaktayız. Semerciler Mahallesinde bir bekar evinde birlikte kalmaktayız. Müştekiyi daha önceden tanımam. Ben normalde 19 yaşındayım. Ancak ailem beni nüfusa geç yazdırmış. Dün akşam 22.30 sıralarında Hasan ile birlikte eğlenmek amacı ile Çark Caddesinde faaliyet sürdüren bir restorana gittik, bir masaya oturup yemek yeyip alkol almaya başladık. 23.30 sıralarında müşteki sahneye çıkıp dans etmeye başladı. Müşteki bir süre sonra masaları dolaşıp müşterilerden bahşiş aldı, bir ara bizim masaya geldi. Kulağıma eğilip ‘Ne kadar para verirsen gece seninle kalırım.’ dedi, ben de ‘Tamam.’ dedim, müşteki ‘Saat 01.30’da seni alırım.’ dedi, ben de yine ‘Tamam.’ dedim ve müştekiye 20 TL bahşiş verdim. Müşteki gittikten sonra Hasan ne konuştuğumuzu sordu. Ben konuştuklarımızı anlattım. Saat 01.10 gece civarında program bitti. Ben hesabı ödedikten sonra lavaboya geçtim. Hasan peşimden geldi. Ben ilk olarak ihtiyacımı giderip dışarı çıktığımda müştekinin 20 metre uzakta telefonla konuşarak yürümekte olduğunu gördüm. Hasan yanıma geldikten sonra müştekiyi gösterip yürümeye başladık. Müştekinin yanına yaklaştım. Hasan 10 metre geriden geliyordu. Müştekiye yaklaştım ‘Hani sana para verdim gelecektin.’ dedim, müşteki ‘Çocuğum var gelemem.’ dedi, ben de paramı istedim. Müşteki ‘Oturduğum binaya gel üstümü değiştirip seninle geleceğim.’ dedi. Birlikte bir apartmana girdik. Müşteki yukarı çıktı. Ben girişte merdiven boşluğunda beklemeye başladım. Hasan yanıma geldi konuştuklarımızı ona anlattım. Müştekiyi beklerken resmî ve sivil kıyafetli polis memurları yanımıza geldiler. Hakkımızda bir kadına tecavüz ettiğimizden bahisle şikâyet olduğunu söylediler. Bizden kimlik istediler ben iddianın doğru olmadığını söyleyip cüzdanımın içindeki kimliğimi uzatırken yanlışlıkla 100 TL uzatmışım onlar da rüşvet verdiğimi sanarak hakkımızda işlem yapacaklarını söylediler. Daha sonra bizi emniyete götürdüler. Ben müştekiyi zorla kolundan tutup çekiştirerek binaya götürmedim. Hasan ile birlikte onu hürriyetinden yoksun kılarak apartmana sokmadık. Zorla veya rızası ile onla cinsel ilişkiye girmedim, polis memurlarına rüşvet teklifinde bulunmadım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmem suçsuzum.”,
Mahkemede; “Olay tarihinde sanık … ile …Restorana gitmiştik, bir ara müşteki Nezahat benim kulağıma eğildi ve para karşılığında işim bittikten sonra sizinle çıkabilirim, ne kadar verirseniz dedi . Ben ve sanık … kendisine epeyce bir para verdik ancak şuan ne kadar para verdiğimizi hatırlamıyorum. Gece saat 01.00 sıralarında müşteki Nezahat çıktı, biz kendisine durumu hatırlattık. Ben gelemem dedi, biz de kendisine verdiğimiz parayı istedik, bunun üzerine parayı vermedi. Birlikte evine doğru yürüdük, müşteki bize benimle birlikte gelin dediği için o şekilde evine doğru yürüdük. Evinin önüne geldiğimizde müşteki Nezahat eve çıkıp üstümü değiştireyim diye söyledi, ancak daha sonra bu iş evde olmaz deyip fikrini değiştirdi ve apartman girişinde bizimle cinsel ilişkiye girmeyi kabul etti. Herhangi bir zorlamamız olmadan müşteki Nezahat’in kendi rızası ile ben ve sanık … müşteki ile cinsel ilişkiye girdik, daha sonra biz apartman girişinden çıkarken cinsel ilişkilerden yaklaşık 10-15 dakika kadar sonrasında polisler geldiler ve kimlik istediler, ben kimliğimi çıkartırken bir miktar para çıktı ancak bu parayı polislere rüşvet olarak teklif etmedim, ancak polis memuru sen bana rüşvet mi teklif ediyorsun deyince ben rüşvet teklif etmediğimi söyledim, başka bir diyeceğim yoktur. (SSÇ’ye C. Savcılığında ve Sorgu Hâkimliğinde vermiş olduğu ifadeleri okundu, soruldu.) O anki korku ile soruşturma aşamasındaki ifadelerimde müşteki Nezahat ile cinsel ilişkiye girmediğimi söylemiştim ancak o ifadelerim doğru değildir, benim şimdi mahkemede verdiğim ifadem doğrudur…Olay tarihinde biz ve müşteki Nezahatte alkollüydük, restorandan çıktıktan sonra evine giderken ben müşteki Nezahat’in elini tuttum. Buna müşteki Nezahat’in herhangi bir itirazı olmadı. Binaya girerken müşteki Nezahat alkollü olduğundan dolayı bir ara düşecekti, ben de kendisini kolundan tuttum, görüntüler bunlara ilişkindir.”
Şeklinde savunmada bulunmuşlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel saldırı” başlığını taşıyan 102. maddesi;
“1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
“(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” hâlini almıştır.
Maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukukî değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Cinsel saldırı suçunda failin kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir. Bu suçla korunan hukuki yarar üzerinde tasarrufta bulunabilen cinsel özgürlük olduğundan hukuki sınırlar içerisinde kalması şartıyla rızaya ehil mağdurun cinsel davranışa göstereceği rıza, fiili hukuka uygun hâle getirecektir. Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli hâlin oluşması için vücuda organ veya sair cismin sokulması gerekir.
TCK’nın “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” başlıklı 109. maddesi ise;
“(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde düzenlenmiş iken, 14.07.2021 tarihli ve 31541 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7331 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile; TCK’nın 109. maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendine “eşe” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da boşandığı eşe” ibaresi eklenmiş olup anılan madde son hâlini almıştır.
Maddenin birinci fıkrasında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında; suçun cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi ve üçüncü fıkrasında ise; altı bend hâlinde, suçun silahla, birden fazla kişi ile birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanmak suretiyle, üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi nitelikli hâller olarak yaptırıma bağlanmış, dördüncü fıkrasında; suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hâline, beşinci fıkrasında; cinsel amaçla işlenen özgürlüğü kısıtlama suçuna yer verilmiş, altıncı fıkrasında ise; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun sonucu itibarıyla ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi hâlinde, ayrıca bu suça ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Suç tarihinde otuz yedi yaşında olan mağdur …’in …Restoran isimli iş yerinde oryantal olarak çalıştığı, mağdurun sanık ve suça sürüklenen çocuğu olay öncesinde tanımadığı, 01.10.2013 tarihinde saat 22.00 sıralarında mağdurun iş yerinde masaları dolaşarak oryantal yapmaya başladığı, eğlenmekte olan sanık ve suça sürüklenen çocuğun masasına giderek oryantal yaptığı, suça sürüklenen çocuğun mağdura 20 TL bahşiş taktığı, sonrasında mağdurun diğer masaları gezdiği, saat 01.05 sıralarında kuliste üzerini değiştirdikten sonra iş yerinden tek başına çıktığı, yürüyerek evine giderken saat 01.15 sıralarında sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’ın mağdurun önüne geçtikleri, suça sürüklenen çocuk …’ın kendisine “Bizimle geleceksin.” demesi üzerine mağdurun kesinlikle gitmeyeceğini, evine gitmek istediğini söylediği, mağduru banka oturtmaya çalıştıkları, mağdurun kurtulmak isterken suya düşerek ıslandığı, sanık ve suça sürüklenen çocuğun mağdurun peşinden gittikleri, suça sürüklenen çocuğun mağdurun kolundan sıkıca tuttuğu, mağdura “Evine birlikte gideceğiz, sen üstünü değiştireceksin, daha sonra birlikte çıkacağız.” dediği, mağdurun bu teklifi kabul etmediği, mağdur ve suça sürüklenen çocuk önde, sanık arkada olacak şekilde mağdurun evine kadar yürüdükleri, sanık ve suça sürüklenen çocuğun mağduru iterek apartmana soktukları, suça sürüklenen çocuğun mağdura “Bizimle cinsel ilişkiye gireceksin, yoksa seni burada öldürürüz.” dediği, mağdurun apartmanda çocukları ve gelini kaldığı için olayı görmelerinden çekinerek bağırmadığı, apartman boşluğunda ikinci katın önünde önce suça sürüklenen çocuğun mağdurun kafasından bastırıp duvara dayayarak mağdurun altındaki taytı indirip vajinal yoldan zorla cinsel ilişkiye girdiği, bu sırada sanığın apartman girişinde beklediği, suça sürüklenen çocuğun sanığı çağırarak “Sen de ilişkiye gir, ben girdim.” dediği, mağdurun çocukları bu olayı duymasın diye çığlık atamayıp ayağını yere vurduğu, kısık sesle “Beni bırakın.” diye yalvardığı, sanığın da aynı pozisyonda mağdurun kafasından bastırarak vajinal yoldan zorla cinsel ilişkiye girdiği, suça sürüklenen çocuğun tekrar yanına gelerek ikinci kez ilişkiye girmek istediği, ancak polis aracı gelince mağduru bırakıp aşağıya indikleri, sanık ve suça sürüklenen çocuğun mağdura “Polisler ne olduğunu sorarsa arkadaşım olduğunu söylersin.” dedikleri, korktuğu için mağdurun “Tamam” dediği, olayın gerçekleştiği apartmanda oturan tanık …’in mağdurun bağırdığını duyması üzerine uyanarak daire kapısının dürbününden baktığında olayı görüp 155 Polis İmdat Hattını aradığı, olay yerine gelen polisleri balkona çıkarak apartmana yönlendirdiği, polisler geldiğinde önce sanık …’ı apartman girişinde, suça sürüklenen çocuğu merdivenden aşağıya inerken, mağduru da ikinci katın koridorunda gördükleri, suça sürüklenen çocuğun inceleme dışı katılan …’a 100 TL rüşvet teklif ettiği, mağdurun sanık ve suça sürüklenen çocuktan korktuğu için önce polislere sadece sanık ve suça sürüklenen çocukların kendisine hakaret ve tehdit ettiklerini söylediği, bu şahısların yanından uzaklaştırılıp ayrı polis aracına bindirilmesinden sonra mağdurun tecavüze uğradığını söyleyerek şikâyetçi olduğu, sanık ve suça sürüklenen çocuğun soruşturma aşamasında mağdurla ilişkiye girmediklerini beyan ettikten sonra mağdurun kıyafetlerinde ve vajinal sürüntü örneklerinde bu şahıslara ait meni bulunması üzerine sanık ve suça sürüklenen çocuğun mağdurun rızasıyla ilişkiye girdiklerini savunarak suçu kabul etmedikleri, mağdurun vücudunda darp ve cebir izine rastlanılmadığı, mağdur ve sanık ile suça sürüklenen çocuğun alkollü oldukları, kamera kayıtlarına göre suça sürüklenen çocuğun mağdurun kolundan çeker vaziyette yürüdükleri, sanık ve suça sürüklenen çocuğun 02.10.2013 tarihinde tutuklanmaları üzerine mağdurun 21.10.2013 tarihli dilekçesiyle bu şahıslarla rızasıyla ilişkiye girdiğini, para konusunda anlaşmazlık çıkması ve alkolün etkisiyle ilişkinin zorla gerçekleştiğini, şikâyetçi olmadığını ifade etmesinden sonra Mahkemede alınan beyanında kollukta alınan beyanının doğru olduğunu, ilişkinin zorla gerçekleştiğini, iş yerinde çalışan bir şahsın rica etmesi üzerine bu dilekçeyi verdiğini, şikâyetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılan olayda;
Mağdurun, suça sürüklenen çocuk ve sanık ile olay gününden önce tanışıklığı olmaması, suça sürüklenen çocuğa ve sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetin bulunmaması, 155 Polis İhbar Hattını arayarak ihbarda bulunup olay yerine gelen polisleri apartmanı göstererek yönlendiren ve mağdurla aynı apartmanda ikamet eden tanık …’in kollukta alınan ifadesinde; saat 02.00 sıralarında oturduğu dairenin önünde bir kadının bağırmasını duyarak uyandıklarını, kapı dürbününden baktığında iki erkek ve bir kadın gördüğünü, erkek şahısların kadının üst kısmını sıyırarak göğüslerini öptüklerini, kadının ise “Yeter bırakın beni, kendimi aşağı atacağım.” diyerek üstünü kapatmaya çalıştığını, erkeklerden birinin kadına “Çantana esrar koyarım, polisi ararım, seni buradan aldırtırım.” diyerek ve yumruğu ile de duvara vurarak kadını tehdit ettiğini, erkek şahıslardan birinin kadını biraz üste doğru çıkararak kadına tecavüz ettiğini, tam olarak göremese de seslerden ne olduğunu anladığını, işi bitince “Geç, sıra sende.” diyerek arkadaşını çağırdığını ancak diğer şahsın yapıp yapmadığını bilmediğini, bu esnada 3 kez 155 Polis İmdat Hattını aradığını, kadının bu olaylar esnasında sürekli olarak “Yapmayın.” dediğini, erkek şahısların ise “Öldürürüm.” vb. tehditlerde bulunduklarını, korktukları için kapıyı açamadıklarını, polislerin bu şahısları yakaladıklarını beyan etmesi, kolluktaki ifadesini okumadan imzaladığı yönündeki Mahkemede alınan beyanına; kolluk ifadesinin ayrıntılı ve mağdur beyanlarıyla uyumlu oluşu, 155 Polis İmdat Hattını arayarak iki kişinin bir kadını zorla götürdüğünü söylediğini kabul etmesi, sadece ses gelmesi üzerine polise ihbarda bulunup apartmanı göstererek polisleri yönlendirmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması sebebiyle itibar edilemeyecek olması, mağdurun 21.10.2013 tarihli dilekçesinin iş yerindeki bir şahsın isteği üzerine gerçeğe aykırı şekilde ve suça sürüklenen çocuk ile sanığı suçtan kurtarmak amacıyla verdikten sonra Mahkemede mağdurun bu dilekçenin doğru olmadığını, olayın kollukta anlattığı şekilde gerçekleştiğini ifade ederek yaşananları yeniden ayrıntılı şekilde anlatarak şikâyetçi olması, mağdurun kollukta ve Mahkemede alınan beyanlarında suça sürüklenen çocuğun ve sanığın, kendisine yönelik eylemlerini istikrarlı ve tutarlı bir şekilde ifade etmesi ve bu hususların olay örgüsü yönünden mantıklı bir bütün arz ederek çelişki oluşturmaması, olay yerine gelen tanık polislerin, mağdurun ve tanık Burcu’nun kolluktaki beyanıyla tutarlı olacak şekilde apartman girişinde sanığı, merdivenden inerken suça sürüklenen çocuğu ve ikinci katın koridorunda da mağduru görmeleri, suça sürüklenen çocuğun olay yerine gelen polis memuru inceleme dışı katılan …’a 100 TL rüşvet teklif etmesi, mağdurun sanık ve suça sürüklenen çocuktan korktuğu için önce polislere sadece sanık ve suça sürüklenen çocukların kendisine hakaret ve tehdit ettiklerini söylese de bu şahısların yanından uzaklaştırılıp ayrı polis aracına bindirilmesinden sonra mağdurun tecavüze uğradığını söyleyerek şikâyetçi olması, sanık ve suça sürüklenen çocuğun soruşturma aşamasında mağdurla ilişkiye girmediklerini beyan ettikten sonra mağdurun kıyafetlerinde ve vajinal sürüntü örneklerinde bu şahıslara ait meni bulunması üzerine sanık ve suça sürüklenen çocuğun mağdurun rızasıyla ilişkiye girdiklerini savunarak çelişkili beyanlarda bulunmaları, kamera kayıtlarına göre suça sürüklenen çocuğun mağdurun kolundan çeker vaziyette yürüdüklerinin anlaşılması, sanık …’ın soruşturma evresindeki ifadelerinin kısmen mağdur beyanıyla da uyumlu olması, mağdurun çocuklarıyla birlikte yaşadığı evin merdiven boşluğunun, rızayla ilişkiye girmeye uygun yerlerden olmaması, mağdurun suça sürüklenen çocuğun ilişki teklifini kabul etmeyip onun elinden kurtulmaya çalışırken düşmesi, yolda yürürken kolundan çekilmesi, apartman boşluğunda kısık sesle yalvarışlarının ve çıkardığı seslerin tanık Burcu tarafından duyulması, ıslak elbiselerini değiştirme bahanesiyle eve gitmek isteyen mağdurun evine girdiği anda suça sürüklenen çocuk ve sanıktan kurtulacağını düşünmesi, olay yerine giden ekipte bulunan polis memuru tanıkların beyanları, suça sürüklenen çocuğun 29.11.2013 tarihli tutukluluğa itiraz dilekçesinde, işlediği suçtan çok pişman olduğunu, alkolün etkisiyle kendisini kaybettiğini beyan etmesi hususları ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanık ve suça sürüklenen çocuğa atılı nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkan vekili ve bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 08.02.2021 tarihli ve 11195-969 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivde bulunan dosyaların Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden dosyanın, uygulamanın denetlenmesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.12.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.