YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/72
KARAR NO : 2022/722
KARAR TARİHİ : 22.11.2022
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan sanık …’in TCK’nın 109/2, 109/3-a-b, 62, 53/1 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin … 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.09.2011 tarihli ve 124-381 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 21.06.2012 tarih, 5809-7179 sayı ve “Hüküm kısmında sanığın eylemini ‘silah’ ve ‘kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak’ gerçekleştirdiği belirtildiği hâlde uygulama maddesinin 109/3-a-d maddesi yerine 109/3-a-b olarak gösterilmesi, hükmün gerekçe kısmında doğru gösterilmesi, 109/3-a maddesinin de uygulanması ve bu fıkralar uyarınca cezanın alt sınırdan verilmesi karşısında bu husus sonuca etkili görülmediğinden, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.” eleştirisiyle onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 29.06.2021 tarih ve 52233 sayı ile;
“Sanığın komiser yardımcısı olarak … ilçesinde görev yaptığı, olay tarihinden önce mağdurun eski patronu olan …isimli şahsa bir miktar borç para verdiği, bu şahsın birçok kişiye borcu olması nedeniyle ilçeyi terk ettiği, sanığın alacağını alabilmek için… Bulgu’yu bulmaya çalıştığı, olay gününden bir gün önce… Bulgu’nun eski çalışanı mağdur …’yle tanıştığı, bu tanışmada birbirlerine telefonlarını verdikleri, olay günü saat 08.13 ve 08.34’te mağdurun sanığı aradığı, öğlene doğru sanığın aracıyla mağduru tanıklar … ve Yusuf’un yanından aldığı, araca binme konusunda bir zorlamanın olmadığı, sonrasında sanığın otogardan arkadaşı tanık …’ı araca aldığı, birlikte yemeğe gitmek için Birgi istikametine doğru gittikleri, bu sırada sanığın mağdura eski patronu… Bulgu’ya ilişkin sorular sorduğu, sonrasında Birgi-Bozdağ kavşağına varıldığında sanığın ‘Bozdağ’da yemek yiyelim.’ diyerek bu yöne döndüğü, … içerisinde sürekli kendisine eski patronu hakkında soru sorulması nedeniyle mağdurun kaçırıldığını düşünerek tuvaletinin geldiğini söyleyip sanıktan aracı durdurmasını istediği, sanığın ise ‘Yol virajlı müsait olunca dururum.’ dediği, mağdurun iki ya da üçüncü kez söylemesi üzerine sanığın aracı yol kenarında durdurduğu, mağdurun küçük tuvaletini yapmak üzere aracın arkasına geçtiği, bu sırada sanığın da mağdurun 5-6 metre uzağında küçük tuvaletini yaptığı sırada mağdurun kaçmaya başladığı, sonrasında bir el silah sesi duyulduğu, sanığın beyanına göre düşen silahını yerden alırken silahın ateş aldığı, mağdur beyanına göre sanığın ateş ettiği, … içerisinde oturmakta olan tanık …’ın, silah sesi üzerine arkaya döndüğünde mağdurun kaçmakta olduğunu, sanığı ise yerden silahını alırken gördüğünü beyan ettiği, sonrasında mağdurun tanık olarak beyanları alınan avukatı ve arkadaşlarını arayarak yerini bildirdiği ve buradan arkadaşları tarafından alınarak adliyede şikâyetçi olduğu, mağdur … içerisindeyken herhangi bir zorlama, tehdit ya da kötü muameleye maruz kalmadığını, telefonunun elinden alınmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Mağdur sonraki tarihlerde vermiş olduğu ifade ve dilekçelerde sanığın kendisine zarar vereceği düşüncesiyle araçtan inmek istediğini, olaydan sonra telaş ve heyecanla farklı yorumlanacak şekilde ifade verdiğini beyan etmiştir.
Dosya kapsamındaki mevcut deliller, HTS kayıtları, olay günü mağdurun sanığı ilk olarak aramış olması, tanık ifadeleri ve mağdurun aşamalarda değişen ifadesi karşısında sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma kastıyla mağduru aracına aldığına dair şüpheden arındırılmış delillerin dosya kapsamında bulunmadığı,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivinde bulunan dosyaların Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 25.11.2021 tarih ve 21694-9336 sayı ile itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık …’e atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin olup bu suçun unsurları itibarıyla oluşmadığı sonucuna ulaşılması hâlinde sanığın eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağının ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Kolluk tarafından düzenlenen ihbar tutanağına göre; 26.01.2011 tarihinde saat 12.20 sıralarında 156 Jandarma İmdat Hattını arayan kişinin mağdur …’nin kaçırıldığını, ardından söz konusu şahısların elinden kaçan mağdurun hâlen Birgi-Bozdağ yolunun ilerisinde bulunan ilk virajın alt tarafındaki çalılıklarda saklandığını, kendisini kaçıran şahıslardan korkan mağdurun bulunduğu yerden çıkamadığını ve olaya müdahale edilmesinin gerektiğini belirttiği,
Kolluk tarafından düzenlenen olay yeri tespit tutanağına göre; jandarmaya yapılan ihbar doğrultusunda aynı gün Birgi-Bozdağ yolu, … mevkisine yeteri kadar kuvvetle gidildiği, olay yerinde gerekli emniyet tedbirleri alındıktan sonra arazide ve yol üzerinde mağdurun arandığı, megafonla seslenildiği ancak olay ile ilgisi olan herhangi bir şahsın bulunamadığı, ardından tanık …’ın cep telefonunun 156 Jandarma İmdat Hattı görevlilerinden temini ile mağdur …’nin cep telefonu öğrenilip aynı gün saat 12.25 sıralarında yapılan görüşmede mağdurun … Adliyesinde olduğunu beyan etmesi üzerine arama faaliyetine son verilip Birgi Jandarma Karakol Komutanlığına dönüldüğü, mağdurun aynı gün saat 15.30 sıralarında … Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2010 tarihli ve 744 muhabere sayılı talimat yazısı ve ekinde bulunan kendisine ait ifade tutanağı ile birlikte Birgi Jandarma Karakol Komutanlığına müracaat ettiği, Cumhuriyet savcısının, kendisine silahla ateş edildiğini iddia eden mağdurun yer göstermesi ile olay yerinde delillerin tespiti amacıyla araştırma yapılması talimatı üzerine mağdurun beyanına göre olay yeri olan … ili, … ilçesi, Birgi beldesi,… Mahallesi, … mevkisine hareket edildiği, yolda mağdurun olayın başlangıç yerinin Birgi-Bozdağ … mevkisinde bulunan atış alanı olduğunu, sanığın kullandığı siyah renkli Passat aracı ile yolun kenarında durduğunu, kendisinin tuvaletini yaptıktan sonra Birgi istikametine doğru kaçtığını, … ile ilk durdukları yere yaklaşık 150 metre mesafede bulunan, yolun Birgi istikametine doğru sağında olan sollama yapılabilir levhası ile karayolu kilometre ve adının bulunduğu levha arasındaki mesafede sanığın arkasından üç el ateş ettiğini beyan ettiği, olay yerinde yapılan araştırmada aracın park edildiği yer olarak gösterilen … Deresinde bulunan atış alanına yaklaşık 25 metre mesafede Birgi istikametine doğru yolun sol tarafında asfalt kenarında bir adet kırmızı beyaz renkli manyetolu çakmak ve çakmağa 3 metre uzaklıkta yine yol kenarında kısa Parlament marka içerisinde 6 adet içilmiş sigara paketinin olduğu, mağdurun söz konusu sigara ve çakmağın kendisine ait olduğunu beyan ettiği, sanığın arkasından koşarak ateş ettiğini belirttiği iki levha arasında yapılan araştırmada ise boş kovan bulunamaması üzerine saat 15.50’de Birgi Jandarma Karakoluna dönüldüğü, Karakola dönüldükten sonra mağdurun iki levha arası mesafe dışında… istikametine doğru alanda da sanığın kendisine ateş etmiş olabileceğini beyan etmesi üzerine tekrar karakoldan çıkılarak olay yerine saat 16.00 sıralarında gidildiği, yolun kenarında bulunan sollama yapılmaz levhasından… istikametine doğru bu levhalara yaklaşık 30 metre uzaklıkta yolun Birgi istikametine doğru sağında, yol çizgisi üzerinde bir adet 9 mm çapında, MKE ibareli, ucu ezilmiş boş tabanca kovanının bulunduğu, ardından olay yerine gelen olay yeri inceleme timi tarafından olay yeri ve bulunan boş kovanın fotoğraflandırıldığı, gerekli rapor ve krokinin tanzim edildiği, daha sonra hava kararana kadar diğer iki boş kovanın arandığı fakat olay yerinde boş kovan ve başkaca bir suç unsurunun bulunamadığı, ele geçirilen boş kovanın ise muhafaza altına alındığı,
Kolluk tarafından 26.01.2011 tarihinde saat 18.20’de düzenlenen muhafaza altına alma tutanağına göre; … Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2011 tarihli ve 2011/758 sayılı yazısı ile … İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görev yapan sanık …’in tabancasına elkonulurak Cumhuriyet Başşavcılığına gönderilmesinin istenmesi üzerine aynı gün … İlçe Emniyet Müdürlüğüne çağırılan sanığın zati demirbaş niteliğinde olan …. seri numaralı, …. marka, 9 mm çapındaki tabancasını, bu tabancaya ait şarjör ile içinde bulunan MKE yapımı 14 adet 9 mm çaplı mermiyi kendi rızası ile teslim ettiği,
Kolluk tarafından düzenlenen arama tutanağına göre; … Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2011 tarihli ve 758 sayılı yazısı ile gecikmesinde sakınca bulunduğundan bahisle suça konu tabancanın ele geçirilebilmesi amacıyla sanık …’in kullanımında olan 35 Z 5444 plaka sayılı araçta arama yapılması, arama sonucunda elde edilmesi hâlinde suç deliline el konulması talep edildiğinden bahse konu araçta 26.01.2011 tarihinde saat 19.00 sıralarından yapılan aramada suç unsuruna rastlanılmadığı,
… (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 26.01.2011 tarih ve 77 değişik … sayı ile; suça konu 3482B seri numaralı, CZ75B marka, 9 mm çapında tabanca ile bu tabancaya ait şarjör ve bu şarjörün içinde bulunan MKE yapımı 14 adet 9 mm çaplı mermiye ilişkin olarak Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılan el koyma işleminin CMK’nın 127/3. maddesi uyarınca onanmasına karar verildiği,
Mağdur …’ye ait 26.01.2011 tarihli Savcılık ifade tutanağında “Müştekinin kullanımındaki 0 546 *** 39 43 numaralı telefonun rehberinde 0 507 *** 34 65 numarası ile …komiserin telefon numarasının kayıtlı olduğu ve en son saat 11.05 sıralarında arama kaydının bulunduğu”; tanık …’ın 27.01.2011 tarihli Savcılık ifade tutanağında ise “Tanığın kullanımındaki 0 507 *** 46 54 numaralı cep telefonunun menü kısmında arama geçmişine geçildi. 155 arama kaydının 26.01.2011 saat 12.24 ve 6 dakika süreyle görüşme yapıldığına ilişkin kayıt bulunduğu, akabinde 156 arama kaydının 26.01.2011 saat 12.25 sıralarında 1,54 dakika görüşme kaydının bulunduğu tespit edildi. Cep telefonu tanığa iade edildi.” şeklinde tespit işlemi yapıldığı,
Kolluk tarafından düzenlenen 26.01.2011 tarihli fotoğraf teşhis tutanağına göre; mağdur …’ye … İlçe Emniyet Müdürlüğünde çalışanlara ait fotoğrafların gösterilmesi üzerine aracı kullanan ve kendisine ateş eden kişinin …Karakol Amiri olarak fotoğrafı bulunan sanık … olduğunu, aynı araçta bulunan diğer şahsın ise fotoğrafının bulunmadığını beyan ettiği,
Kolluk tarafından düzenlenen 26.01.2011 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; olayın Birgi beldesi, … Dere mevkisinde, …-… karayolu üzerinde gerçekleştiği, olay yerinin sol tarafında evler ile genişçe bir alan bulunduğu, yolun virajlı olduğu, Birgi Jandarma Karakol Komutanlığı ekiplerince olay yerinde gerekli emniyet tedbirlerinin alındığının görüldüğü, olay ile ilgili ilk bilgilerin alınmasına müteakip yapılan incelemede … istikametinden … istikametine giden yolun solunda, yol kenar çizgisinde, çakılların üzerinde, ucu eğilmiş vaziyette olan 1 adet 9 mm çaplı, MKE yapımı boş kovan bulunduğu, bu kovanın … istikametine giden yolun sağında bulunan virajlı yol levhasına 12,20 cm, … istikametine giden yolun sağında bulunan … sollama levhasına ise 42 metre mesafede olduğu, kovanın toplam 6,80 cm genişliğinde olan yolun 50 cm kadar iç kısmında bulunduğu, olay yerinde yapılan aramada başka bir suç unsuruna rastlanılmadığı, sanık …’in aynı gün saat 18.30 sıralarında … İlçe Jandarma Komutanlığına gelmesi ile birlikte el ve yüz svaplarının alındığı, ayrıca olay yeri fotoğraflarının bulunduğu CD’nin rapora eklendiği,
… Cumhuriyet Basavcılığının 28.01.2011 tarihli ve 377 sayılı talebi üzerine … (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 28.01.2011 tarih ve 87 değişik … sayı ile; delillerin henüz tam olarak toplanmamış olması dosya içeriğinin incelenmesi ve belgelerden örnek alınmasının soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceğinden bahisle CMK’nın 153/3. maddesindeki istisnalar saklı kalmak üzere, sanık açısından soruşturma evrakını inceleme yetkisi ve evraktan örnek alma yetkisinin kısıtlanmasına CMK’nın 153/2. maddesi uyarınca karar verildiği,
Jandarma Bölge Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 31.01.2011 tarihli ve 114 uzmanlık numaralı ekspertiz raporuna göre; incelenmek üzere gönderilen 348213 seri numaralı, 9×19 mm çapında fişek istimal eden, Cz marka, 75B model, yarı otomatik tabancanın emniyet sisteminin sağlam ve işler durumda olduğu, atışa engel mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, birlikte gönderilen on dört adet fişeğin 9×19 mm çapında olup çap ve tiplerine uygun silahlarda kullanılmak üzere imal edildikleri, bu fişeklerden rastgele seçilen üç adedinin inceleme konusu tabanca ile laboratuvarda yapılan deneme ve mukayese atışlarında patlatıldıkları, tetkik konusu tabancadan elde edilen mukayese kovanlar ile olay yerinden elde edilen 1 adet 9×19 mm çapındaki kovanın makroskopta yapılan karşılaştırmalarında suça konu kovanın sanıktan elde edilen 3482B seri numaralı tabancadan atıldığının tespit edildiği,
Mağdur …’nin … Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben düzenlediği 02.02.2011 tarihli dilekçesi ile sanık … hakkındaki şikâyetinden vazgeçtiği,
Jandarma Genel Komutanlığı tarafından düzenlenen 14.02.2011 tarihli ve 294 uzmanlık numaralı raporda; sanık …’e ait svaplar üzerinde kurşun, baryum ve antimon elementlerine rastlanılmadığının belirtildiği,
… (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesince 18.02.2011 tarih ve 22 değişik … sayı ile sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan tutuklandığı, 08.04.2011 tarihli oturumda ise serbest bırakıldığı,
… İlçe Emniyet Müdürlüğünün 25.02.2011 tarihli ve 1610 sayılı yazısı ile ekinde yer alan belgelere göre; … İlçe Emniyet Müdürlüğünde 198097 sicil numarası ile komiser yardımcısı olarak görev yapan sanık …’in 26.01.2011 tarihi saat 08.00’den 27.01.2011 tarihi saat 08.00’e kadar …Polis Merkezi Amir Vekili olarak görevli olduğu, … Devlet Hastanesi Acil Polikliniği tarafından 26.01.2011 tarihinde “Aritmi” teşhisi ile sanık hakkında 3 günlük istirahat raporu düzenlendiği,
Telekominikasyon İletişim Başkanlığının 04.03.2011 tarihli ve 81580 sayılı yazısı ekinde yer alan;
– Sanık … adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hat ile 25.01.2011 tarihinde saat 00.00 ila 27.01.2011 tarihinde saat 00.00 arasında yapılan görüşmelere ilişkin iletişim tespit tutanağına göre sanığın; 25.01.2011 tarihinde saat 15.41.15’te tanık … adına kayıtlı olan 0 541 *** 86 31 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 7 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 01.00.08’de Tufan Tuncel isimli şahıs adına kayıtlı olan 0 533 *** 27 18 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 132 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.13.17’de mağdur … tarafından kullanılan 0 546 *** 39 43 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 21 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.34.38’de mağdur … tarafından kullanılan 0 546 *** 39 43 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 35 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 09.55.17’de mağdur … tarafından kullanılan 0 546 *** 39 43 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 41 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 10.47.53’te tanık … adına kayıtlı olan 0 537 *** 26 91 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 43 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 10.55.27’de tanık … adına kayıtlı olan 0 537 *** 26 91 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 21 sn olduğu,
26.01.2011 tarihinde saat 11.04.24’te mağdur … tarafından kullanılan 0 546 *** 39 43 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 41 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 11.39.34’te tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 328 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 11.50.12’de tanık … adına kayıtlı olan 0 537 *** 26 91 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 18 sn olduğu,
26.01.2011 tarihinde saat 11.52.40’ta mağdur … tarafından kullanılan 0 546 *** 39 43 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 16 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.00.54’te tanık … adına kayıtlı olan 0 537 *** 26 91 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 7 sn olduğu,
26.01.2011 tarihinde saat 12.13.19’da tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 1 sn olduğu,
– Mağdur … tarafından kullanılan 0 546 *** 39 43 numaralı hat ile 25.01.2011 tarihinde saat 00.00 ila 27.01.2011 tarihinde saat 00.00 arasında yapılan görüşmelere ilişkin iletişim tespit tutanağına göre mağdurun; 26.01.2011 tarihinde saat 08.13.18’de sanık … adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 21 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.34.39’da sanık … adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 36 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.37.35’te tanık … adına kayıtlı olan 0 542 *** 18 51 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 296 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.43.19’da Asil Gedik isimli şahıs adına kayıtlı olup tanık … tarafından kullanılan 0 534 *** 00 95 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 2 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.43.50’de Asil Gedik isimli şahıs adına kayıtlı olup tanık … tarafından kullanılan 0 534 *** 00 95 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 183 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 08.48.33’te tanık … adına kayıtlı olan 0 541 *** 86 31 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 777 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 09.55.17’de sanık … adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 42 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 11.04.24’te sanık … adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 42 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 11.52.40’ta sanık … adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 16 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 11.53.21’de tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 264 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.11.04’te tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 46 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.16.49’da tanık … adına kayıtlı olan 0 542 *** 18 51 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 40 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.23.33’te tanık … adına kayıtlı olan 0 542 *** 18 51 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 26 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.24.17’de Asil Gedik isimli şahıs adına kayıtlı olup tanık … tarafından kullanılan 0 534 *** 00 95 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 21 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.25.44’te tanık … adına kayıtlı olan 0 541 *** 86 31 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 26 sn olduğu,
26.01.2011 tarihinde saat 12.29.04’te Asil Gedik isimli şahıs adına kayıtlı olup tanık … tarafından kullanılan 0 534 *** 00 95 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 30 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.33.51’de tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hatta mesaj attığı, 26.01.2011 tarihinde saat 12.42.22’de tanık … adına kayıtlı olan 0 541 *** 86 31 numaralı hatta mesaj attığı, 26.01.2011 tarihinde saat 12.43.03’te tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattan mesaj aldığı, 26.01.2011 tarihinde saat 12.43.05’te tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 107 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 12.45.23’te tanık … adına kayıtlı olan 0 542 *** 18 51 numaralı hattı aradığı, görüşme süresinin 18 sn olduğu,
26.01.2011 tarihinde saat 12.57.40’ta tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 27 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 13.01.32’de tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 65 sn olduğu, 26.01.2011 tarihinde saat 13.03.18’de tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 26 13 numaralı hattan arandığı, görüşme süresinin 35 sn olduğu,
… Cumhuriyet Savcısı, Zabıt Katibi ve Emanet Memuru tarafından düzenlenen 10.03.2011 tarihli tutanakta; adli emanetin 2011/56 sırasında kayıtlı olan 3482B seri numaralı bir adet tabanca üzerinde yapılan incelemede yere düşmesiyle oluşabilecek herhangi bir hasarın tespit edilemediğinin belirtildiği,
Hakaret suçundan sanık … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca 10.03.2011 tarih ve 377-672 sayı ile mağdurun şikâyetten vazgeçtiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesi Balistik Şubesi tarafından düzenlenen 25.05.2011 tarihli ve 36721-6472 sayılı raporda; CESKA marka (sürgüsü üzerinde…. ibaresi bulunan), 9×19 mm çapında,…. seri numaralı tabancanın atışa hazır hâlde yani fişek yatağında fişek olup horozu kurulu ve emniyet mandalı kapalı veya açık konumda iken çekme, çekiştirme ya da sarsıntı gibi etkenlerle kendiliğinden patlamadığı gibi beton gibi sert bir zemine düşürülmesi veya düşmesi sırasında da kendiliğinden patlamadığı, emniyet mandalı açık konumda iken fişek yatağındaki fişeğin patlaması için tetiğine elektronik tetik ölçme cihazı ile yapılan ölçüme göre 3 kg civarında basınç uygulanması gerektiğinin belirtildiği,
Sanık …’in yargılamanın yenilenmesi talebine yönelik 01.12.2012 tarihli dilekçesinde; olay sırasında mağdurun araçtan inmek istemesi üzerine aracını evlerin yanında durdurduğunu, olayın devamında tuvalet ihtiyacını giderip aracına yöneldiği sırada mağdurun “Bana ne soruyorsun?” diyerek kaçmaya başladığını, kendisinin de “Yardımcı oluyorsun, hem … ile görüştürüyorsun, dalga mı geçiyorsun şerefsiz.” diyerek kontrollü bir şekilde havaya bir el ateş ettiğini, meskun mahalde ateş etmenin suç oluşturması nedeniyle de bu durumu Mahkemede anlatmadığını,
Sanığın, Yargıtay Başsavcılığına hitaben düzenlediği 27.01.2022 havale tarihli dilekçesinde; rahatsızlığı nedeniyle 26.01.2011 tarihinde saat 08.00 sıralarında … Devlet Hastanesine giderek tedavi olduğunu, aynı gün saat 08.13’te mağdurun kendisini arayıp …isimli şahsa ulaşması konusunda yardımcı olacağını söylemesi üzerine kardiyoloji bölümünde yapılacak EKG ve koşu bandı testlerini iptal edip mağdur ile görüşmek üzere saat 11.00 sıralarında … sanayi sitesine gittiğini, olayın devamında da mağdurun “Senin niyetin kötü.” diyerek kaçması üzerine “Hem çağırıyorsun, hem işlerimi yarım bırakıyorsun, şerefsiz, sen benimle dalga mı geçiyorsun.” diyerek sinirlendiği için havaya ateş ettiğini belirttiği, bu dilekçenin ekinde yer alan ve … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 26.01.2011 tarihli ve 4980173 protokol numaralı “Ayaktan Hasta Hizmet Ekstresi” başlıklı belgeye göre sanığın 26.01.2011 tarihinde saat 07.49’da 15,50 TL acil poliklinik muayene ücreti ödediği, aynı gün saat 07.56’da ise kendisine enjeksiyon uygulandığı, miyalji tanısı konulduğu, 27.01.2011 tarihinde saat 15.39’da aynı hastanenin kardiyoloji bölümüne başvuran sanığa saat 15.57’de kardiyovasküler stres testi ile transtorasik ekokardiyografi uygulandığı,
Sanığın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna hitaben düzenlediği 30.09.2022 havale tarihli dilekçesinde; olay sırasında mağdurun kaçmaya başlaması üzerine arkasından korkutmak amaçlı havaya ateş ettiğini, mağduru durdurmaya ya da hürriyetini kısıtlamaya yönelik bir kasıtla hareket etmediğini, bu kasıtla hareket etse mağdurun tanık … ile görüşme yapmasına ve kendisi ile beraber olduğunu söylemesine müsaade etmeyeceğini belirttiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur … Savcılıkta 26.01.2011 tarihinde; “…3-4 yıl…Cengiz Bulgu’nun yanında traktör şoförü olarak çalıştım, Cengiz Bulgu…iflas etti…geçen yıl Temmuz ayından beri kayıptır. Kendisinin nerede olduğunu bilmiyorum. Dün tesadüfen karşılaştığım ve daha önceden tanımadığım, … Emniyetinde …komiser olarak kendisini tanıtan şahıs benim yanıma gelerek …isimli şahıstan alacağı olduğunu…tahsil edemediğini söyledi. …isimli şahsın nerede olduğunu sordu. Ben de kendisine …isimli şahsın yanında bir süre çalıştığımı, bu şahsın iflas etmesi nedeniyle ortadan kaybolduğunu, şu an nerede olduğunu bilmediğimi, ancak bu kişinin … isimli kardeşi olduğunu söyledim, kendisi bizim yanımızdan ayrıldı. Beni cep telefonundan…gece saat 01.00 sıralarında aradığını daha sonra telefonuma baktığımda, sabahleyin öğrendim. Saat 08.00 sıralarında …komiser beni tekrar aradı. Ben dün cep telefonumun numarasını kendisine bildirmiştim. O da kendisine ait cep telefonu numarasını bana vermişti. Onun bana vermiş olduğu cep telefonu…0 507 *** 34 65…numaralı telefondur. Daha sonra saat 08.30-09.00 gibi kendisini aradım. Bana nerede olduğumu sordu, kendisiyle muhabbet ettik. Benimle görüşmek istediğini söyledi. Ben sanayiye gideceğimi söyledim. Sonra sanayideyken kendisine bulunduğum yeri de söyledim. Arkadaşlarım … ve … ile otururken …komiser…geldi. Ben arkadaşlarımdan müsaade istedim ve durumu arkadaşlara anlatıp …komiserin siyah Passat marka arabasına bindim. Garajın önüne geldiğimizde tanımadığım, esmer, kırk yaşlarında ve arabada geçen konuşmalardan nöbetten yeni çıkan memur olduğunu anladığım sivil kıyafetli bir kişi daha bindi. …komiserin sevk ve idaresindeki siyah … ile Beykoz kavşağından Birgi istikametine ve oradan… yoluna devam ettik. Rampalara varmadan düz yolda…3-4 sefer tuvaletimin geldiğini ve mola vermemiz gerektiğini söylememe rağmen durmadı. En sonunda bir yerde durdu, kendisi de benimle indi ve birbirimize yakın yerlerde ufak tuvaletimizi yaptık. Bu sırada ben ıssız mahalde olduğum ve nereye götürüleceğimi bilemediğim için var gücümle koşmaya başladım. …komiser de benim arkamdan koşmaya başladı. Koşarken…arkamdan ateş etti. Yaklaşık iki-üç el ateş sesi geldi. Herhangi bir şekilde bana kurşunlar isabet etmedi. Havaya veya bana doğru ateş edip etmediğine bakamadım. Bu sırada bana ağza alınmayacak küfürler de etti. Yaklaşık 200-300 metre koştum. Ben mesafeyi açtıktan sonra benim arkamdan koşmayı bıraktı. Yanındaki arkadaşı arabayı çevirip yanına geldi, ben bu sırada vadiden ormanlık alana doğru kaçtım, sonra…çalılıkların arasından koştura koştura gittim. Bu sırada avukatım …’u aradım. Arkadaşlarım … ve …’ü ve de …’yu arayıp jandarmaya haber vermelerini söyledim. Jandarmada ihbar kayıtları mevcuttur. Ben jandarma ve polise müracaat etmedim, direkt Cumhuriyet Başsavcılığınıza müracaat ettim. Arabada bulunduğumuz süre içerisinde bana herhangi bir şekilde vurma, dövme, sövme anlamında bir eylemleri olmadı. Arabalarına kendi rızamla bindim. Bana nereye gideceklerini söylemediler. Arabada yemeği nerede yiyeceğimizden bahsettiler, ‘Birgi’de mi, …’te mi, Bozdağ’da mı.’ şeklinde sözler söylediler, ben de yemek yemeyeceğimi…beni Birgi’de bırakmalarını, işimin gücümün olduğunu söyledim. Fakat beni dinlemeyip yollarına devam ettiler. Beni nereye götüreceklerini bilmiyorum. Ben …’dan öğrendiğim kadarıyla……komiser faiz karşılığı… Bulgu’ya para vermiş, ben görmedim sadece duydum. Bu şahıs da ortadan kaybolunca parasının peşine düşmüş. …komiserin yanındaki şahsın bana yönelik herhangi bir eylemi olmadı. Ben …komiserden şikâyetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum. Kendisiyle uzlaşmak istemiyorum.”,
27.01.2011 tarihinde; “……komiserin sevk ve idaresindeki araçta ben ön mahaldeki koltukta oturuyordum. Garajdan aldığımız şahıs ise tam benim arkamdaydı. Kendisini arabaya binerken gördüm. Kendisiyle en ufak bir konuşmam olmadı. Sadece bana koltuğu ileriye almamı söyledi……komiserin yanındaki şahsın fotoğrafını İlçe Jandarmada gördüm…fotoğraf makinasında görünen beyaz çizgili gömlekli, gömlek…üzerinde siyah renk kaban bulunan, siyah saçlı, hafif bıyıklı şahıs …komiserin yanında bulunan şahıstır. İsmini daha sonra … olarak öğrendim. Dediğim gibi bu şahsın bana yönelik herhangi bir eylemi olmadı…Sadece aracı …komiserin olduğu ve beni kovalarken durduğu yere kadar getirdi…Ben sıkıştığımı ve durmak istediğimi birkaç defa …komisere söyledim fakat kendisi ısrarla yola devam ediyordu. En son ‘Altıma kaçıracağım dur.’ dedim. Ondan sonra Birgi’yi geçtikten sonra atış poligonunun az altında durdu. Ben ufak tuvaletimi daha erken yapıp fermuarımı çektikten sonra kaçmaya başladım o da benim arkamdan koşmaya başladı.”,
02.02.2011 tarihinde; “Ben daha önce ……şikâyetçi olmuştum… şikâyetimden vazgeçiyorum. Şikâyetimi geri almam için …ya da başka birinin herhangi bir baskısı, ricası veya aracılığı söz konusu olmadı. Ben bu eylem ile ilgili daha fazla uğraşmak ve adliyeye gelip gitmemek için şikâyetimden vazgeçiyorum.”,
21.02.2011 tarihinde; “…… benim arkadaşım olur, daha önce… Bulgu’nun yanında çalışırken kendisi muhasebe işlerine bakıyordu. Olayın olduğu gün saat 10.30-11.00 sıralarında beni telefonla aradı, bana …komiserin kendisini aradığını söyledi. Ben de kendisine …komiserin beni de aradığını, sanayide olduğumu söyledim, ‘Gelecek yüzyüze görüşeceğiz.’ dedim. …komiserin sevk ve idaresindeki araçla… yoluna giderken benim kullanımımdaki cep telefonuyla tanık … ile görüşmem olmadı. İddia edilen husus doğru değildir. Benim kullanımımdaki cep telefonu bir taneydi, başka cep telefonu kullanmıyordum, hat numarası da 0 546 *** 39 43’tür. Arabayla giderken kendisi ile görüşmemiz olmadı. Bu konudaki iddia doğru değildir…Ben kendileri ile gitmek istemediğimi, öğlen yemeği yemek istemediğimi Beşgöz kavşağından itibaren hep dile getirdim, ama …komiser ‘Bir yemek yiyeceğiz alt tarafı biraz da konuşalım.’ dedi. Birgi kavşağına kadar yol boyunca ben kendileri ile gitmek istemediğimi de dile getirdim. O sırada ‘Birgi’nin güveci güzel olmaz, Bozdağ-… taraflarına gidelim.’ dedi…Daha sonra… yoluna sapınca ben tuvaletimin geldiğini, işemek istediğimi söyledim. İlk dediğimde durdurmadı, ‘Yer müsait değil, biraz ilerde dururuz.’ dedi, ikincisinde tekrar söyledim, ‘Bekle iki dakika.’ dedi. Biraz daha ileride ‘Dur altıma kaçıracam.’ dedim, ondan sonra durdu.”,
Mahkemede; “Olay tarihinde sanığın aracına binip birlikte yemek yemek ve …ile ilgili konuşmak için sanığa ait araçla sanayiden hareket ettik, otogar civarından sanık arabaya bir arkadaşını aldı, bu şahısla ben hiç konuşmadım, birlikte Birgi-Bozdağ kavşağına gittik, buradan yemeği…’da yiyelim diye… yoluna döndük, Birgi kavşağına kadar sanık arada benimle muhabbet ediyordu, arada arka koltukta olan kişi ile konuşuyordu, Bozdağ kavşağına döndükten sonra ‘Cengiz’e nasıl ulaşırım, ben bu parayı nasıl alırım.’ diye sorular sormaya başladı, ben de kendisine ‘Benim yapabileceğim bir şey yok.’ dedim ancak kardeşleri Deniz ve …’nun…ticaretle uğraştıklarını onların yanına gitmesini ayrıca…’in muhasebecisi olan …’nun yardımcı olabileceğini söyledim, telefonla aradım ancak telefon çekmedi, kapattım. Bu arada sanığın bana sürekli bu şekilde sorular sormasından dolayı kendi kendime değişik bir psiklojiye kapılıp kaçma ihtiyacı hissettim ve kaçmak için tuvaletimin geldiğini söyleyip durmasını istedim sanık da ‘Müsait bir yerde durayım.’ dedi, daha sonra bir yerde durdu, sanık bir tarafa ben de ondan 5-10 metre farklı bir yerde küçük abdestimizi yaptık, burada ben bir şey söylemeden kaçmaya başladım, ben kaçmaya başladığım sırada birkaç el silah sesi duydum, iki ya da üç el olabilir ancak belki de tek el ateş edilmiştir, dağdan yankı yaptığı için ben iki-üç el olarak duymuş olabilirim, dere yatağından aşağı koşarken Av. …’u aradım…bir taraftan koşuyor…bir taraftan da mesaj yazmaya ve telefonla aramaya çalışıyordum, arkadaşlarım … ve …’ü bu şekilde aradım…ben aracın içindeyken sanığın bana yönelik herhangi bir zorlaması olmadı, yani beni zorla … içerisinde alıkoymadı, ‘Gelmek zorundasın.’ diye bir şey söylemedi…” 27.01.2011 tarihli Savcılık ifadesi okunup sorulunca; “Doğrudur, tekrar ederim, ben …’nu sanığın yanındayken de aramıştım ancak savcılıkta ifade verirken hatırlayamamışım, sanıktan şikâyetçi değilim.”,
Tanık … kollukta; “26.01.2011 tarihinde 11.00 ila 12.00 saatleri arasında … sanayisinde oto yıkamacının önünde … ve … isimli arkadaşlarım ile birlikte oturuyorduk. …’e telefon geldi. … telefondaki kişiye yerini söyledi. ……telefondaki kişinin …komiser olduğunu ve yanımıza geleceğini söyledi. 3-5 dakika sonra siyah renkli, sanırım….*** plakalı … ile ……komiser geldi. … bizim yanımızdan ayrılarak …komiser olduğunu bildiğimiz kişinin…aracına bindi ve ikisi…… ile gittiler. …komiser tek başınaydı yanında kimse yoktu. Bunlar giderken o esnada … isimli arkadaşım da bu olanları gördü…yarım saat kırkbeş dakika sonra …’ü telefonla aradı. …, … ile konuştuktan sonra bana ‘…’ü kaçırmışlar hemen jandarmayı ara.’ dedi. Ben de hemen 156 Jandarma İmdat telefonunu aradım. … telefonda Yusuf Göngör’e Birgi’de şu an kapalı olan daha önceden…Gazinosu olarak bildiğimiz yerin hemen ilerisinde, birinci virajda, çalıların arasında, ormanlık yerde saklandığını söylemiş, …’ün Yusuf’a bildirdiği gibi nerede olduğunu 156 Jandarma İmdat telefonundaki görevliye söyledim. Daha sonra …komiser … sanayisinde bizim yanımıza tekrar geldi. Yine aynı araçla geldi ve yine yanında kimse yoktu. Bana ve …’e …’nin…gelip gelmediğini sordu. Biz de …’nin burada olmadığını ve geri gelmediğini kendisine söyledik. Ben telefonda Birgi J. Krk. K. … ile telefonda görüşürken …komiser olarak bildiğim kişi benim elimden cep telefonumu aldı ve … ile görüştü, sonra telefonu kapatıp bana geri verdi, geldiği … ile oradan ayrıldı. … beni telefonla aradı. … Başsavcılığında olduğunu, bizim de oraya gelip ifade vermemizi söyledi. … … Başsavcılığında ifadesini verdi. Sonrasında …, … ve ben Birgi Jandarma Karakoluna ifade vermeye gittik. …komiserin her iki gelişinde de aramızda tartışma, sövme, hakaret ve tehdit olmadı……komiser olarak bildiğimiz kişinin aracına…kendi rızası ile bindi, herhangi bir zorlama olmadı. …komiser olarak bildiğim kişiyi daha önceden görmedim ve tanımıyorum. … ile …’ın arasında bir sorun var mı, yok mu bilmiyorum.”,
Savcılıkta; tanık … ile telefonda görüştüğü sırada telefonu elinden alan sanığın tanığa mağdurun elinden kaçtığını söyleyip “Sizin elinizde mi?” diye sorduğu, ardından telefonu kendisine veren sanığın yanlarından ayrıldığı sırada “Parayı alırlar alırlar ödemezler ib..ler.” dediği,
Mahkemede; “Ben konuyla ilgili olarak soruşturma aşamasında ifade verdim, o ifademi aynen tekrar ederim.” ,
Tanık … kollukta; “26.01.2011 tarihinde 11.00 ila 12.00 saatleri arasında … sanayisinde, oto yıkamacının önünde …, … isimli arkadaşlarım ile birlikte oturuyorduk. …’e telefon geldi. … telefonda karşıdaki kişiye yerini söyledi. … telefonun karşısındaki kişinin …komiser olduğunu ve yanımıza geleceğini söyledi. 3-5 dakika sonra siyah renkli sanırım 35 Z 5*** plakalı … ile …’ün söylemesine göre …komiser geldi. … bizim yanımızdan ayrılarak …komiser olduğunu bildiğimiz kişinin geldiği aracına bindi ve ikisi…… ile gittiler. Bize nereye gittiklerini söylemediler. …komiser tek başınaydı yanında kimse yoktu. Bunlar giderken o esnada … isimli arkadaşım da bu olanları gördü. Aradan yarım saat sonra …’yi telefonla aradım. … telefonda bana ‘Beni kaçırdılar jandarmaya haber verin.’ dedi. …’a …’ün kaçırıldığını söyledim, kontörüm olmadığı için jandarmayı aramasını istedim. … hemen 156 Jandarma İmdat telefonunu aradı. … telefonda bana Birgi’de şu an kapalı olan daha önceden…Gazinosu olarak bildiğimiz yerin hemen ilerisinde birinci virajda çalıların arasında ormanlık yerde saklandığını söyledi…… da …’ün bana bildirdiği gibi nerede olduğunu 156 Jandarma İmdat telefonundaki görevliye söyledi. Daha sonra …komiser … sanayisinde bizim yanımıza tekrar geldi. Yine aynı araçla geldi ve yanında kimse yoktu. Bana ve …’a …’nin buraya gelip gelmediğini sordu. Biz de …’nin burada olmadığını ve geri gelmediğini kendisine söyledik. … Birgi J. Krk. K. … ile telefonda görüşürken …komiser olarak bildiğim kişi onun elinden cep telefonunu aldı ve … ile görüştü, sonra telefonu kapatıp …’a geri verdi, geldiği … ile oradan ayrıldı. … …’ı telefonla aradı, … Başsavcılığında olduğunu, bizim de oraya gelip ifade vermemizi söyledi. … … Başsavcılığında ifadesini verdi. Sonrasında …, … ve ben Birgi Jandarma Karakoluna ifade vermeye gittik. …komiserin her iki gelişinde de aramızda tartışma, sövme, hakaret ve tehdit olmadı……komiser olarak bildiğimiz kişinin aracına… kendi rızası ile bindi, herhangi bir zorlama olmadı. …komiser olarak bildiğim kişiyi daha önceden görmedim ve tanımıyorum. Daha önceden … ile …komiserin arasında bir sorun var mı, yok mu bilmiyorum.”,
Savcılıkta; mağdur …’nin kendisini arayıp kaçırıldığını söylemesinden yaklaşık 20-25 dakika sonra sanık …’in arabasıyla tekrar yanlarına gelip mağdur …’nin nerede olduğunu sorduğu, ardından beraber yemek yemeğe gideceklerini ancak mağdurun kaçtığını, kötü bir niyetinin olmadığını söylediği, yanlarından ayrılırken de “Parayı alırlar alırlar ödemezler şerefsiz herifler.” dediği, sanığın yanlarına geldiğinde ilk olarak telefon ile görüşme yapan tanık …’ın elinden cep telefonunu alıp görüştüğü kişiye mağdurun yanından kaçtığını söylediği,
Mahkemede; “Ben konuyla ilgili olarak soruşturma aşamasında ifade verdim, o ifademi aynen tekrar ederim,”,
Tanık … kollukta; “26.01.2011 günü arkadaşım ve hemşehrim olan eskiden beri tanıdığım polis memuru … beni arayarak ‘İzinliyim ve müsaitim gel, …’te sana bir öğlen yemeği yedireyim ve sohbet ederiz.’ demesi üzerine ben de …’e geldim. Öğlen 11.30 sıralarında …komiser beni kendi arabası ile … otogarının önünden aldı. Ancak otogara geldiğinde ilk defa o aracın içerisinde gördüğüm şahısla birlikte geldi. Şahıs ön yolcu koltuğunda oturuyor, …ise aracı kullanıyordu. Ben de şahsın önde oturduğunu görünce arka koltuğa oturdum ve yola devam ettik. …bana ‘Bir güveç yemeği yemeğe gidelim.’ dedi. … hareket hâlinde iken öndeki şahıs ile patates (Kumpir) muhabbeti yapıyorlardı. Ben hiç sohbete katılmadım. En son 10-15 dakika yol aldıktan sonra tanımadığım ve önde oturan şahıs …’a yönelik ‘Abi çok sıkıştım, bir tuvalet ihtiyacı giderelim.’ dedi. Bunun üzerine …yolun sağında durdu ve şahıs indi. … ‘Ben de bir ihtiyaç gidereyim.’ diyerek o da araçtan indi. Her ikisi de aracın duruş yönüne göre arka kısmına doğru yürüdüler, ben de arka koltukta onlara arkam dönük olarak oturuyordum. İndikten kısa bir süre sonra bir insanın koşmasına yönelik bir ses duydum ve hemen arkasından bir el silah sesi gelince ben de hemen araçtan inerek onlara doğru yönümü çevirdiğimde şahsın kaçmakta olduğunu, …’ı ise yerden silahını alırken gördüm, hatta …da kaçan şahsın arkasından koşmuş olmalı ki yere düşen telsizini ben alarak …’a verdim. Kendisine ‘Beni yemeğe çağırdın bu rezalet nedir kardeşim.’ diyerek sitem ettim ve beni … minibüslerinin bulunduğu durağa bırakmasını istedim. Kendisine çok kızdım, sinirlendim ve yol boyu hiç konuşmadım. Sonra minibus durağına geldik ve oradan bir minibüse binerek …’ye döndüm. Bahse konu şahıs ile …’ın arasında ne tür bir dava var bilmiyorum. Bu şahsı da hayatımda ilk olarak burada bugün gördüm.”,
Savcılıkta; “Serbest olarak çalışıyorum, daha önce Telekom’da çalışıyordum. Ticarete atılmak istedim fakat muvaffak olamadım. Şüpheli … benim hemşehrim olur. … ilçesinde görev yaparken kendisi ile ailece de görüşüyordum. … ilçesine tayini çıktıktan sonra kendisi ile telefonda görüşmedim. Zaman zaman … ilçesine geldiğimde tesadüfen karşılaştığımız oluyordu. Komiserliğe ayrıldığında kendisini ziyaret etmiştim, çok sık kendisi ile görüşmedim. …’e geldiğinden beri bir iki defa görüştüğümü hatırlıyorum. Olay tarihinde saat 10.30 sıralarında … beni cep telefonumdan aramış. Benim o sırada telefonum kapalı idi, telefonu açtığımda mesaj gelince ben kendisini aradım, ‘Hayırdır kardeş.’ dedim. Bana izinde olduğunu söyledi, ‘Beraber yemek yiyelim, sohbet edelim.’ şeklinde teklifte bulundu, ben açıkçası başka bir işim var diye mazeretimi söyleyince ‘Başka boş günüm yok.’ dedi, ben de bunun üzerine kendisini kıramayarak … ilçesine saat 11.30-12.00 sıralarında dolmuşla geldim. Otogarda bir süre bekledikten sonra kendisini cep telefonundan arayarak garajda beklediğimi söyledim. Bir süre sonra siyah arabasıyla şüpheli … geldi. Ön tarafta tanımadığım bir şahıs oturuyordu. …komiserin sevk ve idaresindeki araçla Birgi istikametine doğru yol alıyorduk. Önde oturan tanımadığım şahısla benim herhangi bir muhabbetim, konuşmam olmadı. Önde oturan şahıs ile …komiser kendi aralarında patates işinden, kumpir işinden bahsediyorlardı. …komiser yolda giderken ‘Buranın güveci meşhurdur, güzel bir güveç yeri var, hem gezmiş oluruz, hem de muhabbet ederiz.’ dedi. Bunu Birgi’ye varmadan önce söyledi. Daha doğrusu bunu terminalden ayrıldıktan sonra söyledi. Müşteki tanımadığım şahıs bu teklife herhangi bir itirazda bulunmadı. Birgi kavşağına yaklaştığımızda müşteki ilk defa ‘Sıkıştım tuvaletim geldi.’ diyerek aracı durdurmasını …komiserden istedi. Bu sırada Birgi kavşağından sola döndük. Bu sefer önde oturan şahıs birisini telefola aradı, konuştuğu kişiye ‘Yanımda polis …abi var.’ diyerek telefonu …komisere verdi, …komiser telefonu eline aldı, ‘Merhaba ….’ dedikten sonra telefon görüşmesi kesildi,…muhtemelen cep telefonu çekmiyordu, bu sırada ‘Müşteki çok sıkıştım, altıma edecem.’ dedi. Bunun üzerine yol da müsaitti, …komiser sağa çekip aracı durdurdu, ilk önce önde oturan müşteki indi, …komiser ‘Ben de sıkıştım.’ diyerek aşağıya indi. Ben olduğum yerde yani arabanın sağ arka kısmında oturmaya devam ettim. Arabanın istikameti… yönüne idi, onlar arabanın yakınında sağ arka tarafta küçük tuvaletlerini yapıyorlardı. Birden bir konuşma ve koşma sesi geldi…ardından bir defa silah sesi duydum. Araçtan inip baktığımda aynı zamanda telaşlıydım, korkmuştum. …komiserin öne doğru çömelmiş vaziyette elinde silahı olduğu hâlde öne doğru hamle yaparak önden koşan müştekinin arkasından koştuğunu gördüm. Aralarındaki mesafe 30-40 m civarındaydı. Ben şaşırdım, müşteki … istikametine doğru yol boyu aşağı doğru koştu ve ardından yolun sağ tarafına doğru gitti. …komiser onun arkasından yaklaşık 50-60 metre koştu. Ben arabadan indiğim zaman …komisere ait telsizi yerde gördüm, yerden aldım. Ve arabayı döndürerek …komiserin yanına götürdüm, kendisine kızdım, arabadan aşağıya indim, ‘Beni buraya yemeğe davet ettin, ne bu rezalet.’ diyerek kendisine kızdım, sitemde bulundum. O da ‘Abi bir şey yok.’ dedi…Bunun üzerine ‘Beni durağa götür.’ dedim. Araba içerisinde ben kendisine çok kızdığımdan dolayı kendisi ile hiç konuşmadım. Beni çarşıda bıraktı. Kendisi lojmanına geçti, ben de … minibüslerine binerek evime gittim…Olay mahallinde bizden başka kimse bulunmuyordu…….komiserle müşteki arasındaki muhabbet dostane nitelikte ve içeriği kumpir, patates işlerine yönelikti. Herhangi bir alacak verecek işinden bahsedilmedi. Verdiğim ifadem doğrudur. Ben sadece bir defa silah patlama sesi duydum. Başkaca silah patlama sesi olmadı…Ben araca bindikten sonra müşteki … yemek yemek istemediğini, yemeğe gitmek istemediğini söylemedi. …komiserden güveç teklifi gelince herhangi bir itiraz anlamında bir şey söylemedi…Araçtan inmek istediği yönünde yukarıda anlattığım dışında başkaca müştekinin talebi olmadı. Birgi kavşağına döndükten sonra… istikametine doğru seyretmekte iken … ile telefon görüşmesi yaptı, daha sonra telefonu …komisere uzattı, hatların kesilmesi nedeniyle fazla görüşemediler. Bütün olay küçük tuvaletin yapılması sırasında ve sonrasında oldu, aralarındaki meseleyi ben bilmiyorum. Yukarıda anlattığım şekilde tuvalet ihtiyacı konusunda müştekinin iki defa şüpheliye söylediğini bizzat duydum.”,
Mahkemede; “Ben konuyla ilgili olarak soruşturma aşamasında ayrıntılı olarak ifade verdim, o ifademin okunmasını istiyorum ve aynen tekrar ederim.”,
Tanık … Savcılıkta; “…komiseri ve müşteki …’yi tanırım. Müşteki … benim ağabeyim olan… Bulgu’nun yanında işçi olarak çalışıyordu, …komiseri de ağabeyim aracılığı ile tanıdım. Aralarında bir … ilişkisi olup olmadığını bilmiyorum. Ağabeyim …bir seneden beri ortalıkta yoktur. Ama ben …komiseri ağabeyimin arkadaşı olarak biliyorum. Ben …komiserle tesadüfen, karşılaşırsak görüşürüm. Yaşanan bu olaydan bir gün önce benim dükkânıma gelmişti. Beraber çay içtik, ağabeyim…’i sordu, ben de görüşmediğimi söyledim. …komiserin ağabeyimden alacağı olup olmadığını veya ne kadar alacağı olduğunu bilmiyorum, duyduğum kadarıyla 15-20 bin TL olduğu telaffuz ediliyor, net bir bilgiye sahip değilim…Ağabeyim patates, soğan ticareti yapıyordu. Olay günü müşteki … gündüz vakti, öğle saatlerinde beni cep telefonumdan aradı, telefonu açtığımda nefes nefese konuşmaya çalışıyordu, fakat telefon kapandı, daha sonra benim kullanımımdaki cep telefonuma mesaj attı. Mesajı ben daha sonra silmiştim, mesaj içeriğinde hatırladığım kadarıyla …komiserle yemeğe diye çıktıklarını, …komiserin kendisini kaçırmaya kalktığını, ‘Beni kurtar.’ şeklinde mesajı vardı, cep telefonuna ulaşmaya çalıştım, o da kapalı idi. Avukat … beni aradı ya da ben onu aramış olabilirim, işim yoğun olduğu için olayla ilgilenemedim. Olaydan üç dört gün sonra müşteki ile sanayide karşılaştık, bana kendi rızası ile …komiserin aracına bindiğini, garajın önünden bir şahıs aldıklarını, Birgi, Bozdağ istikametine doğru gittiklerini, kendisinin gitmek istemediğini, küçük tuvaletini yaparken kaçmaya başladığını ve arkasından ateş edildiğini bana söyledi. Benim başkaca olaya ilişkin bilgim ve görgüm yoktur, o gün itibarıyla …komiser beni de aradı. … ile yemeğe gittiklerini, …’ün kendisini yanlış anladığını, Jandarmada olduklarını söyleyip ‘Buraya gelebilir misin?’ dedi. Ben de işimin olduğunu, gelemeyeceğimi söyledim.”,
Mahkemede Savcılık ifadesi okununca; “Doğrudur, tekrar ederim.”,
Tanık … Savcılıkta; “……komiseri 15 yıldan beri tanırım, …’de bulunduğu dönemde kendisiyle görüşüyorduk. Merhabamız vardı, kendisi ile samimi değildik. …’e tayini çıktıktan sonra görüşmeyi sürdüremedik. Ben buraya geldikten sonra burada görev yaptığını öğrendim. Buraya geldikten sonra kendisi ile görüştüğümüzde kardeşim olan ve patates ticareti ile uğraşan …ile aralarında para alışverişi olduğunu duydum. Detayını bilmiyorum, duyduğum kadarıyla 7.500 TL kadar bir alacağı olduğunu biliyorum. Müşteki …’yi de burada tanıdım. O da öğrendiğim kadarıyla kardeşim…’in yanında çalışıyormuş. Şu an… Bulgu’nun nerede olduğunu bilmiyorum. Olay günü müşteki … 14.00-15.00 sıralarında beni aradı, başından geçenleri anlattı. Anlattığı kadarıyla … kendisine patates tohumu almış idi, ben görmedim. Bu patates tohumlarının… Bulgu’ya ait olduğunu düşünen …komiser bu tohumları kendisinden almak istemiş, bu meseleyi konuşmak amacıyla giderlerken sıkıştığını bahane ederek araçtan inmiş ve kaçmaya başlamış. Bunun üzerine …komiser arkasından ateş etmiş.”,
Mahkemede Savcılık ifadesi okununca; “Doğrudur, tekrar ederim, benim ifademde belirttiğim olaylar görgüye dayalı değildir, duyumdan ibarettir.”,
Tanık … Savcılıkta; “Ben müşteki … ile polis olduğunu bildiğim …’ı tanıyorum. Ben daha önceden… Bulgu’nun hesap kitap işlerini yapıyordum, yanında çalışıyordum. … de… Bulgu’nun yanında tarla işlerinde çalışıyordu. Ben tarihini net olarak hatırlayamadığım bir günde … yerinde çalışırken …bir yerden para geleceğini, bunu polis …ismindeki kişiye vermemizi istemesi üzerine ben de kendisine geçen sene 2010 yılı güz aylarında …içerisinde verdim. Verdiğim meblağ 1.500 TL civarındaydı. Aralarındaki alışverişi ben bilmiyorum… Bulgu’nun …’dan para alıp almadığını bilmiyorum. Benim gözümün önünde gerçekleşen yukarıda bahsettiğimin dışında alışveriş olmadı. 26.01.2011 günü gerçekleşen hadisede ben … içerisinde bulunduğum sırada ilk olarak beni saat 11.00 sıralarında …ismindeki polis memuru aradı. Benden müşteki … ile görüşmemi……’ün adresini ve yerini öğrenmemi istedi. Akabinde ben müşteki …’yi aradım, nerede olduğunu sordum, kendisi bana sanayide olduğunu söyledi. Aradan kısa bir süre geçtikten sonra bu sefer beni müşteki … aradı. Bana ‘…abi yanımda, kendisine veriyorum konuş.’ dedi. …ismindeki polis memuru bu sefer telefonu alarak bana ‘… ne yapıyorsun.’ dedikten sonra hat kesildi. Sonrasında ben kendisini aradım, bu sefer telefona ulaşılamıyordu, her ikisinin telefonuna ulaşamadım. Sonradan müşteki … ile şüpheli …ismindeki polis memuru ile de görüştüm. Müşteki … bana kendisinin …polis tarafından kaçırıldığını, bir yolunu bulup kaçtığını, arkasından …polisin silah attığını söyledi. …polisle bu meseleyi görüştüğümde ve kendisine buna gerek olmadığını söylediğimde bana silahın düştüğünü ve düşme esnasında kaza sonucu patladığını söyledi.”,
Mahkemede Savcılık ifadesi okununca; “Doğrudur, tekrar ederim.”,
Tanık … Savcılıkta; “Ben … ilçesinde serbest avukat olarak görev yapıyorum. …ismindeki şahıs benim müvekkilim olur. … de benim müvekkilim olur. Bildiğim kadarıyla her ikisi beraber çalışıyorlar, aralarındaki … ilişkisinin boyutunu bilemiyorum. Benim algıladığım kadarıyla… Bulgu, …’nin işvereni pozisyonundadır. Aralarında herhangi bir alacak borç ilişkinin olup olmadığını da bilemiyorum. Bildiğim veya zannettiğim kadarıyla …’ün… Bulgu’dan bir alacağı yok idi, olsa idi en azından bana söylerdi. 26.01.2011 günü sabah saatlerinde … beni telefonla aradı. Israrla …komiser ismindeki bir polis memurunun kendisini olur olmaz zamanlarda arayarak kendisi ile görüştüğünü ve iki sefer … yerine geldiğini söyledi. Ben işin boyutunu sorduğumda …komiserin… Bulgu’dan alacaklı olduğunu ve… Bulgu’nun parasının kendisinde olduğunu söyleyerek alacağının peşine düştüğü için kendisi ile görüşmek istediğini, aynı zamanda çekindiğini söyledi. Ben de çekinilecek bir şey olmadığını, …komiserin kamu görevlisi olduğunu ve görüşmelerini toplu yerlerde yapmasını kendisine söyledim. O günkü görüşmemizden sonra olay anına kadar başkaca görüşmedim. Saat 12.30 sıralarında müşteki … beni kullanımımdaki 0 542 *** 18 51 numaralı telefonumdan arayarak …komiserin kendisini götürdüğünü, elinden kaçtığını, arkasından iki üç el ateş ettiğini söyledi, ‘Beni kurtar, Jandarmayı ara, yalvarırım beni kurtar, beni öldürecek.’ dedi. Hatlar gidip geliyordu, konuşma yarıda kesiliyordu. Bu şekilde beni iki üç defa hatların kesilmesi nedeniyle aradı. Bulunduğu mevkinin… yolu üzerinde çamların olduğu kısımda olduğunu, derenin içerisine doğru kaçtığını söyledi, daha sonra Ahrandı istikametine doğru yaya olarak geldiğini söyledi. Ben de bunun üzerine Birgi Jandarma Karakolunu arayarak durumu kendilerine anlattım. Sonradan öğrendiğim kadarıyla olaya tanık olan arkadaşları onu Ahrandı mıntıkasından almışlar. Geldiğinde benimle de görüştü. Ben de kendisini savcılığa yönlendirdim. Olayı bana anlattığında …komiserin kendisini sanayiden aldığını, …komiserin arabasına rızası ile bindiğini, otogarın yakınında bir şahsı daha arabalarına aldıklarını ve Birgi istikametine doğru yola çıktıklarını söyledi. Kendisinin bu durumdan tedirgin olduğunu ve inmek istediğini söylemesi üzerine …komiserin sürekli ‘Birgi’de yemek yiyelim, başka yerde yemek yiyelim.’ diyerek… istikametine doğru aracı sürdüğünü, Birgi kavşağından sonra iki üç defa aracı durdurup inmek istediğini, ihtiyaç gidermek istediğini söylediğini, bu aşamada …komiserin kendisine ‘Parayı sen ödeyeceksin, sen de bu dolandırıcılık tezgahının içindesin, benim paramı ödeyeceksin.’ şeklinde sert sözler söylediğini, ardından… istikametine giderlerken bir yerde arabayı durdurduğunu, …komiserle birlikte arabadan inerek birbirlerine yakın mesafelerde ihtiyaç giderdiklerini, ilk önce …komiserin ihtiyaç giderdiğini, arabasının yanına yöneldiği sırada kendisinin de derenin içerisine doğru kaçmaya başladığını, kaçarken …komiserin arkasından iki üç el ateş ettiğini, daha sonra olay tanığı arkadaşlarına haber vermesi üzerine, arkadaşlarının gelerek kendisini Ahrandı mevkisinden aldığını söyledi……komiser…olaydan iki üç gün sonra benim büroma gelerek beni beklemiş, büroya geldiğimde kendisi ordaydı. Kendisinden olayı dinlediğim kadarıyla olayın bir yanlış anlaşılma olduğunu, …’nin arkasından iki üç el silah atmadığını, silahın kaza neticesinde bir kere patladığını, silahın patlama anı olarak ihtiyaç giderdikleri sırada …’ün koşarak uzaklaşmaya başlaması üzerine üzerini toparlarken silahın yere düştüğünü ve silahı yerden alırken bir el ateş aldığını…müştekinin yaralandığını zannettiğini, bunun üzerine müştekinin peşinden koşturduğunu, etrafta kan izi aradığını bizzat bana anlattı……komisere …ile ilişkisini sorduğumda bana… Bulgu’nun arkadaşı olduğunu, Cengiz’in halcilik yaptığını ve parasını değerlendirmek üzere soğan alıp kârını sattıktan sonra kendisine vermek koşuluyla para verdiğini, Cengiz Bulgu’nun işlerinin daha sonra bozulup ortadan kaybolması nedeniyle alacağını alamadığını anlattı, ne kadar alacağı olduğunu bilemiyorum. Müşteki …’den duyduğum kadarıyla verilen para 20-25 bin TL civarındaymış.”,
Mahkemede Savcılık ifadesi okununca; “Okunan ifadem doğrudur, tekrar ederim, ekleyecek bir husus yoktur. “,
Tanık … Savcılıkta; “Ben Birgi Jandarma Karakol Komutanlığında görevli Astsubay olarak çalışmaktayım. Suç tarihi 26.01.2011 günü öğle arasında istirahatte bulunduğumuz sırada karakol komutanı beni arayarak bir ihbarın geldiğini, bir şahsın kaçırılmış olduğunu, eski…Gazinosu mıntıkasında çalılıkların arasında saklandığını bildirmesi üzerine…karakol komutanından daha önce bahsi geçen yere gittim, karakol komutanı benden sonra geldi. Star Gazinosu yakınında çalılıkların arasında sirenlerimizi de çalarak ihbar doğrultusunda araştırma yaptık, fakat o mıntıkadan herhangi bir kimse çıkmadı. Kısa bir süre sonra siyah Volkwagen marka araçla daha önceden tanımadığım ve kendini İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser olarak görev yapan şüpheli … geldi. Ben karakol komutanının yakınındaydım. Bize yönelik ‘Bu şahıs bizden kaçtı.’ dedi. Biz de olayın boyutunu bilmediğimiz için polis mıntıkasında başlayıp daha sonra devam eden bir olay olduğunu düşündük. Ardından karakol komutanı ile birlikte …komiser Birgi Karakoluna gittiler. Verilen talimat doğrultusunda ben olay mahallinde bir süre daha bekledim. Gelen giden yoktu. Daha sonra Birgi Karakoluna gittim. Gittiğimde …komiser ile Karakol komutanı Ömer Bçvş. odada çay içiyorlardı. Benim önümde herhangi bir şeyden bahsetmediler. Kısa bir süre sonra …komiser karakoldan ayrıldı. Daha sonra … ismindeki müşteki geldi. Savcılığa müracaat ettiğini ve elindeki belgelerle olay yerini göstereceğini söyleyerek karakolumuza müracaat etti. …’ün yanında arkadaşları olduğunu söyleyen iki tanık da vardı. Olay yerine gittik. İhbar doğrultusunda arama yaptığımız yerin çevresinde müştekinin gösterdiği yerde birkaç askerle beraber arama yaptık…Müştekinin gösterdiği yerlerde ilk olarak çakmak ve sigara bulduk, bunu tutanağa geçirdik. Fakat olay yerinde boş kovan bulamadık. Durumu savcılığa bildirdik. Karakol komutanı ile de görüştüm. Karakola giderken müşteki ısrarla kendisine silah sıkıldığını, ‘Polis toplamış olabilir, o yüzden bulamadık.’ dedi. Durumu karakol komutanı ile görüştüğümde karakol komutanı da olay yerine bizzat baktığını ve bir şey göremediğini söyledi, ‘Tekrar daha fazla kuvvetle giderek bakalım.’ dedi, bunun üzerine tekrar müştekinin aracı ile karakoldan hareket ederek olay yerine gittik. İlk baktığımız yer olan…Gazinosundan yaklaşık 1 km ilerde atış alanının yakınına doğru müşteki bize…olayın burada başladığını söylemesi üzerine bu mıntıkada ayrıntılı bir şekilde yaptığımız aramada müştekinin daha önce göstermiş olduğu yerden yaklaşık 250-300 m mesafede ayrıntılarını krokide belirttiğimiz yerde yol kenarında bir adet ezilmiş vaziyette 9 mm çapında boş kovan bulduk. Biz bulunca olay yeri inceleme ekibini çağırdık. Fotoğraflama yaptırdık. Onlar da gerekli krokiyi ve tespit tutanağını tuttular. Onlarla beraber olay yerini iyice araştırdık. Fakat ikinci veya üçüncü kovan bulamadık, olay yeri kararmıştı, oraya gece boyu nöbetçi diktik. Herhangi bir delil karartma yoluna gidilmesin diye nöbetçileri değiştirdik, ertesi gün gündüz gözüyle tekrar olay yerinde arama yaptık. Fakat boş kovan bulamadık.”,
Mahkemede Savcılık ifadesi okununca; “Doğrudur, tekrar ederim.” ,
Tanık … Savcılıkta; “Ben Birgi Jandarma Karakol Komutanı olarak görev yapıyorum. Suç tarihi olan 26.01.2011 günü saat 12.30 sıralarında evimde istirahatte bulunduğum sırada Jandarma 156’ya gelen bir telefon ihbarı üzerine bizim bölük aranmış ve bir şahsın kaçırılmış olduğu, Birgi kavşağı yakınında…Gazinosunun civarında çalıların içerisinde olduğu söylenince karakolda görevli…Mithat astsubaya talimat verdim, akabinde evimden hareketle yukarıda bahsi geçen yere ulaştım, bahsi geçen yerde herhangi bir kimse bulunmuyordu. Daha sonra karakoldan hareket eden Mithat astsubay ve emrindeki askerler de olay yerine geldi, megafonla yüksek sesle seslenmemize rağmen ortaya kimse çıkmadı. Ben ihbar doğrultusunda ihbarı yapan numarayı aradım. Bu numarayı Jandarma 156’dan aldım. Meğerse ihbarı yapan müştekinin arkadaşlarıymış. Arkadaşlarını aradığımda müştekinin yanlarında olmadığını, Birgi üstündeki tepelerde bir yerlerde olduğunu, karakola geleceğini söyledikleri sırada telefonu kendisini …komiser olarak tanıtan şahıs aldı ve ‘Ele geçen herhangi bir kimse var mı, şikâyete gelen bir kimse var mı?’ diye sordu, ben de hiç kimsenin olmadığını söyledim. Bunun üzerine bulunduğumuz mevkiyi sorması üzerine kendisine söyledim. 15-20 dakika içerisinde siyah renkli sivil araba bizim bulunduğumuz ve ihbarda geçen…Gazinosunun yanına geldi. Arabadan sivil giyimli bir şahıs indi, kendisini …komiser olarak tanıttı, Emniyette görevli olduğunu söyledi, ben kendisini ilk defa görüyordum, bize ‘Elimizde bir suçlu vardı, elimizden kaçırdık.’ dedi. Biz bir süre müştekinin veya başka birisinin gelmesini bekledik. Bu arada …komiser bizim bulunduğumuz yere gelmeden önce… arkadaşlarından müştekinin telefonunu aldım, kendisine nerede olduğunu, yerini tespit etmek amacıyla…sordum, bana tepede olduğunu, avukatının yanına uğrayıp beraber karakola şikâyette bulunmak için geleceklerini söylemesi üzerine, bu arada …komiser geldikten sonra da bize herhangi bir müracaat olmadığı için biz de ihbarda belirtilen yerden ayrıldık. …komiser bizimle hareket etmedi. Bizden yaklaşık 15-20 dakika sonra karakola geldi. Biz kendisini önemsemedik, işimiz bitince karakola doğru gittik. Bize tarif edilen yer…Gazinosu civarıydı, fakat asıl olay yeri sonradan tespit ettiğimiz kadarıyla bu yerden yaklaşık 1,5-2 km ilerisiydi, çünkü daha sonra boş kovanı bu mıntıkada bulduk. …komiser karakola müracaat edince kendisi ile beraber çay içtik. Cep telefonunu bize bıraktı. Bilgi gelirse bizden haber beklediğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı. İlk olarak bölük komutanımı daha sonra da Cumhuriyet savcısını arayarak bilgi verdim. Saat 16.00 sıralarında müşteki elinde bir beyan ile ve savcılıktan alınan talimatla geldi. Ben de bu beyan ve talimat doğrultusunda karakolda görevli Mithat astsubayı 6 askerle birlikte…müştekinin yer göstereceği mıntıkada tespit yapılması için gönderdim. Yarım saat sonra aynı ekip geri dönmüştü. Kendilerine sorduğumda müştekinin yer gösterdiği mıntıkada müştekiye ait bir adet çakmak ve sigara bulmuşlar, herhangi bir kovan bulamamışlar. Bunun üzerine ben tekrar olay yerine gittim. Hep beraber tekrar arama yapmak için gittik. Daha önce arama yapılan ve müştekinin gösterdiği iki yol levhası arasında aramalarımızı yoğunlaştırdık. Suça konu bir adet kovanı Soner Çil askerimiz … istikametine doğru yolun sağ tarafında asfaltın mucurla birleştiği yerde buldu. Ucu ezik vaziyetteydi. Muhtemelen üzerinden … geçmişti. Olay yeri inceleme ekibini çağırttık. Gerekli tespitleri ve incelemeyi yaptılar. Aramalarımıza devam ettik. Fakat o gün itibarıyla herhangi bir başkaca boş kovan bulamadık, o gece delil kaybı olmasın diye bu mıntıkaya gece boyu nöbetçi diktik, sabah daha kalabalık olarak olay yerine gidip yapmış olduğumuz tüm araştırmalarımıza rağmen başkaca kovan bulamadık…Benim mesleki bilgim ve edindiğim tecrübeye dayalı olarak yaptığım tespitte yolun … istikametine göre solundan sağına kadar kovanın sıçraması ve atış yerinden uzaklaşması…mümkün değildir. Yolun genişliği 8-10 m düşünüldüğünde en fazla 3-5 metreye kovanı fırlatabilir…….komiserle benim karakol odasında iken yaptığım görüşmede bana bu şahsı yakaladığını, …’in dolandırıcılarından biri olduğunu, elinden tuvaletini yapmak bahanesiyle arabadan inerek kaçtığını söyledi. Biz de dediklerine bir şey demedik, telefonunu bıraktı ve ayrıldı.”,
Mahkemede Savcılık ifadesi okununca; “Doğrudur, tekrar ederim, ekleyecek bir husus yoktur, ayrıca sanık … bana kesinlikle orada silahın patladığını ve kendisinin tabancasından çıkma boş kovan olduğunu söylemedi, ben savcılık yazısına ve müştekinin gösterimine göre boş kovanı aradım,”, sanık müdafisinin talebi üzerine sorulunca; “Ben olay sırasında …komiserin yanımıza gelip ‘Bir şahıs yanımızdan kaçtı.’ mı dedi yoksa ‘Bir suçluyu elimizden kaçırdık.’ mı dedi tam hatırlamıyorum, bir şahıs elimizden kaçtı da demiş olabilir, ayrıca olay yerinden ben kendi özel aracımla karakola gittim, Astsubay Mithat devriye arabasıyla geldi, …komiser de kendi özel aracıyla arkamızdan karakola gelmiş zaten olay yerinde de …komiser sivil kıyafetliydi,”,
Şeklinde ifade vermişlerdir.
Sanık … Savcılıkta; “Müştekinin beyanında da ismi geçen… Bulgu’dan yaklaşık olarak 5.000-6.000 TL alacağım vardır. Bu alacağın sebebi kendisi ile arkadaş olmam nedeniyle benden aldı. Ben de kendisine ödünç olarak verdim. …ile kardeşleri olan Şahin ve …’yu önceden de tanıyorum. … ile yaklaşık 13 yıldan beri bir arkadaşlığımız da mevcuttur… Bulgu’nun işleri başlangıçta çok iyiydi, daha sonra durumu kötüleşince sağda solda insanları mağdur etmeye başladı. Mağdurlar içerisinde ben de varım. Bu arada kendisinden alacaklı olan şahıslarla da görüştüm. Bu şahıs beni ve diğerlerini bu hâliyle dolandırmıştır. Yani beni mağdur etmiştir. Ne yapabileceğimizi değerlendirmek amacıyla sürekli görüşmeler yapıyorduk, yaptığım araştırmada …isimli şahsın yerini en iyi bilebilecek kişinin … ismindeki müşteki olduğunu öğrendim, müşteki hakkında yaptığım araştırmada da kendisinin gariban biri olduğunu, elektrik borcundan dolayı cezaevinde yattığını öğrendim, kendisine… Bulgu’yu sorduğumda yerini bilmediğini, kendisini de… Bulgu’nun mağdur ettiğini söyledi, ben kendisine bize yardımcı olmasını, bizim gibi…birden…çok kişiyi de mağdur ettiğini, bunların isimlerini öğrenmek amacıyla kendisiyle görüşmek istediğimi söyledim. Kendisinin de… Bulgu’dan alacağı olduğunu bizzat kendisinden öğrendim… kendisi yardımcı olacağını söyledi. Bu görüşmelerimizde karşılıklı olarak telefonlarımızı birbirimize verdik. Ben müştekiyi gece vakti aradığımı hatırlamıyorum, çocuklar yanlışlıkla basmış olabilir. Bu arama üzerine müşteki sabah saatlerinde bana …. Muhtemeldir ki cep telefonundaki arama kaydını gördüğünden dolayı bana …. Ben kendisine ‘Görüşelim mi?’ diye sordum, ‘Görüşelim.’ dedi. Birkaç defa birbirimizi karşılıklı olarak aradık. En son kendisi beni arayarak sanayide olduğunu ve kendisini oradan almamı söyledi. Ben de öğlen aralarında sanayiye giderek baktığımda yanında kimse yoktu. Kendisi arabaya doğru geldi ve arabaya bindi. Ben kendi aracımdan inmedim, sürücü koltuğunda bulunuyordum, bu sırada arabada bizim dışımızda başka kimse bulunmuyordu. Sanayi istikametinden Beşgöz Caddesi istikametine doğru giderken daha önceden görüştüğüm arkadaşım ve misafirim özel arabası olmaması nedeniyle otogara geldiğini telefonla söylemesi üzerine ben de otogar istikametine doğru aracımı sürdüm. Arkadaşım aramasaydı müşteki ile normal olarak Birgi’de yemek yiyecektik. Otogarın önünden arkadaşımı aldım. Kendisi arka koltuğa oturdu. Müşteki ile aramızda konuşacaklarımız vardı. Birlikte yemek yemek amacıyla Birgi istikametine doğru gittik. Birgi kavşağına geldiğimizde fikir değiştirerek… istikametine dönerek orada yemek yiyelim dedik. Bu arada kendi aramızda muhabbet ediyorduk. Müşteki Birgi kavşağını geçtikten sonra sıkıştığını söyleyerek aracı durdurmamızı istedi, ben de yolların virajlı ve müsait olmaması nedeniyle biraz ileride sağa aracı çekerek durdum ve ikimiz araçtan indik, ilk önce müşteki benden önce araçtan inerek dağın yamacına doğru küçük tuvaletini yaptı. Ben de kendisinden yaklaşık 5-6 metre mesafede arkam dönük olarak küçük tuvaletimi yaptım. İlk önce ben küçük tuvaletimi yaptım. Aracıma doğru yöneldiğim sırada birden müşteki vargücüyle ileriye ve aşağıya doğru koşmaya başladı. Ben üzerimi toparlıyordum, o tarafa doğru yöneldim ve birkaç adım attım. Üzerimi daha tam olarak toparlayamamıştım, bu sırada giymiş olduğum mont altında pantolon kemeri ile pantolon arasında sıkıştırdığım görev silahım…yere düştü. Yerden silahı alırken emniyeti kapalı olan silahım yere düşmenin etkisi ile taşlara münasebet etmesi nedeniyle veya düştüğünde emniyeti açılmış olmalı ki kaldırdığımda aniden patladı ve tekrar yere düştü. Ben kaçan müştekiye doğru patlayınca ben de müştekinin vurulduğunu zannettim, arkasından kızdım, küfür ettiğimi hatırlıyorum. Ben müştekinin şahsına değil de duruma küfür ettim. Bu arada telsizim de yere düşmüştü. Ben şahsın vurulduğunu zannettim bu nedenle başımın belaya gireceğini düşündüm, müşteki bu sırada var gücüyle aşağıya doğru kaçmaya devam ediyordu. Çünkü aramızdaki mesafe çok yakın iken bu sırada açıldı. Silah bir defa patladı, müştekinin iddiasını kabul etmiyorum, silah bir defa dışında patlamadı. Silahta o sırada 15 adet mermi bulunuyordu. Biri patlayınca 14 tane kaldı. Ben müştekiyi zorla aracıma almış değilim. Dereden yankı yapmış olabilir. Silah patladığı sırada aramızda yaklaşık 4-5 metre bir mesafe vardı. Ben müştekinin hürriyetini kısıtlamış değilim, arabada da kendisini herhangi bir şekilde tehdit etmedim, zorlamadım. Telefon sürekli kendisindeydi ve … ismindeki şahıs ile müşteki bizzat görüştükten sonra telefonu bana vererek görüşmemi sağladı, fakat o yerde telefon çekmediği için hat gitti ve görüşmemiz yarım kaldı, suçlamayı kabul etmiyorum, müştekinin olay yerinden kaçmasının ardından durumu öğrenmek amacıyla … isimli şahsı aradım. Avukatı …’u da aradım. Ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu, şahsın birden kaçarak gittini söyledim. Ayrıca sanayiye giderek sanayideki arkadaşlarına da ulaşmaya çalıştım. Daha sonra sanayideyken Birgi Karakol Komutanı müştekinin arkadaşlarını arayınca telefonu alarak karakol komutanıyla bizzat ben görüştüm ve yanlış anlaşılma olduğunu…karakola geleceğimi söylerek Birgi Karakoluna gittim,”,
Mahkemede; “Ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, müştekinin daha önceden yanında çalıştığı …isimli şahsa bundan bir buçuk yıl kadar önce 8 bin TL civarında borç para vermiştim, …bir süre beni oyaladı daha sonra ortalıktan kayboldu, paramı da ödemedi, hâlen de ödememiştir, Cengiz’in kardeşi … ile bir gün karşılaştığımızda kendisine bu durumun nasıl olacağını sorduğumda kendisinin de ulaşamadığını, birçok kişiye…’in borcu olduğunu belirtmişti, olay tarihinden bir gün önce hal civarında… Bulgu’nun olduğunu duymuştum, bu sebeple hal civarına gittiğimde…’i bulamadım ancak orada müştekiyi gördüm, kendisi önceden…’in yanında çalıştığı için merhabalaşıp durumu anlatıp…’in nerede olduğunu sordum, o da bir buçuk yıldır kendisinin de görüşmediğini, Cengiz’in kendisini de mağdur ettiğini beyan etti, burada birbirimizin telefonlarını aldık, ayrıldık, o gün akşam yanlışlıkla mı yoksa arayıp mı konuştuğumu hatırlamıyorum, ertesi gün sabah müşteki ‘Beni aramışsın.’ dedi, ben de ‘Cengiz ile ilgili meseleyi konuşalım, müsait misin?’ diye sordum çünkü o gün istirahatteydim, müsaittim o da ‘Müsaitim ancak ovadayım bir saat sonra gelirim.’ dedi, arada birkaç kez telefon ile konuştuk çünkü müştekinin işi varmış gecikti, müşteki ile sanayide buluştuk orada kendisini aracıma aldım…daha önceden ziyaretime gelecek … isimli arkadaşım da …’den gelmiş ‘Buluşalım.’ diye bana söylemişti, ben de kendisini otogar civarından aldım, üçümüz birlikte Birgi’de yemek yiyelim diye çıktık, Birgi-Bozdağ kavşağına kadar havadan sudan muhabbet ettik, oraya geldiğimizde ‘Yemek yemeğe…’a gidelim.’ diye karar değiştirdik, Bozdağ’a döner dönmez bu kez ben müştekiye…’in ortağı olarak duyduğum Ercan, Figen ve … isimli şahısları sordum, o da Ercan ve Figen’i tanıdığını ancak …’i tanımadığını söyledi, …’nun…’in muhasebeciliğini yaptığı için yardımcı olabileceğini bana söyledi ve bu sırada müşteki kendi telefonu ile …’i arayıp telefonu bana verdi, bu sırada ihtiyacının olduğunu söyleyip durmamı istedi ben de ‘Müsait bir yerde durayım.’ dedim, … ile telefonla konuşmaya başlayıp ‘Merhaba.’ dedim hemen o sırada hat kesildi, ben de telefonu müştekiye verdim, müsait bir yerde durdum, ikimiz de yolun aynı tarafında aramızda 5-10 metre mesafe olacak şekilde küçük tuvaletimizi yapıyorduk, ben müştekiden önce küçük tuvaletimi yaptım, yola arabaya … geliyordum henüz kemerimi bağlayamamıştım ki müşteki ‘Abi senin niyetin ne?’ ya da ‘Niyetin kötü.’ gibi bir şey söyleyip ‘Bana soru sorma.’ diyerek yan yan kaçmaya başladı, ben de yanına doğru ‘Niye gidiyorsun?’ diye sormaya başladım bu sırada arkasını dönüp asfalta doğru koşmaya başladı…ben…hareketlendiğim sırada kemeri de bağlayamadığım için kemere takılı olan silah yere düştü benim silahımın ağzında mermi sürekli vardır, emniyeti sürekli kapalı dururdu, yere düşen silahımı kontrolsüz bir şekilde alıp belime doğru götüreyim dediğim sırada silah patladı, patladığı sırada yine yere düştü, ben silahı avuçlayarak almıştım, ben telsizin düştüğünü dahi farketmemiştim, telsizi arkadaşım … bulup arabaya getirmiş, bu arada silah ateş alınca namlunun ucu müştekiye doğru dönük olunca ben müştekinin yanına doğru gittim, müştekinin vurulduğunu düşünüp gittim, ancak koşturduğunu görünce yaralanmadığını anladım, geri döndüm, kesinlikle silahla veya kamu görevimi kullanarak müştekiyi alıkoymadığım gibi müştekiyi alıkoyma kastıyla hakaret etmedim, beraber yemek yemeğe gittik, müşteki yanlış anlamış olacak ki kaçtı, benim silahım CZ 75 marka silahtır,”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
Uyuşmazlık konularının sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için birlikte değerlendirilmelerinde yarar bulunmaktadır.
TCK’nın “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” başlıklı 109. maddesi;
“(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde düzenlenmiş iken 14.07.2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 7331 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 9. maddesiyle anılan maddenin 3. fıkrasının (e) bendine “eşe” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da boşandığı eşe” ibaresi eklenmek suretiyle madde son şeklini almıştır.
Maddenin birinci fıkrasında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında; suçun cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi ve üçüncü fıkrasında ise; altı bent hâlinde, suçun silahla, birden fazla kişi ile birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle, üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi nitelikli hâller olarak yaptırıma bağlanmış, dördüncü fıkrasında; suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hâline, beşinci fıkrasında; cinsel amaçla işlenen özgürlüğü kısıtlama suçuna yer verilmiş, altıncı fıkrasında ise; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun sonucu itibarıyla ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi hâlinde, ayrıca bu suça ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu suç tipi ile bireylerin hareket özgürlüğünün hukuka aykırı biçimde kaldırılması veya sınırlanması eylemleri cezalandırılmak istenmiştir. Nitekim bu husus madde gerekçesinde; “Bu suç ile korunan hukuki değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyetidir.” şeklinde belirtilmiştir. Suçun maddi unsuru, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır. Bu fiil, failin doğrudan doğruya veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanılarak gerçekleştirilebilir. Sonuç ise mağdurun hareket etme ya da yer değiştirme özgürlüğünün kaldırılması biçiminde kendini gösterir.
Fail, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasına yönelik fiili, doğrudan doğruya veya dolaylı hareketleriyle ve çeşitli araçlar kullanarak gerçekleştirebilir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, serbest hareketli bir suç olduğundan, bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması neticesini doğurabilecek her türlü hareket ile işlenebilecektir. Maddede sadece “bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakmak”tan söz edilmiş, fiilin işleniş şekli, yeri, zamanı ve süresi konusunda bir sınırlama yapılmamıştır. Bu nedenle suç mağdurun bir yere gitme veya bir yerde kalma özgürlüğünün ihlal edilmesi sonucunun doğması kaydıyla, her zaman her yerde işlenebilir. Fiilin herkesin girebileceği bir yerde, özel, kapalı veya açık alanda gerçekleştirilmesinin yahut uzun veya kısa süreli olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Suçun oluşması için mutlaka mağdurun bir yere kapatılmış olması gerekmeyip aleni bir yerde tutma veya böyle bir yere götürme hâlinde dahi diğer unsurlar da var ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu oluşacaktır. Kesintisiz bir suç olması sebebiyle suçun tamamlanma ve bitme zamanları farklı olabilmektedir. Mağdurun hürriyetinin kısıtlanması ile suç tamamlanır, ancak sona ermez. Mağdurun tekrar hürriyetine kavuştuğu an suçun sona erme zamanıdır. Suç tamamlandıktan sonra kısa sürede sona erdirilebileceği gibi günlerce de sürdürülebilir. Öte yandan özgürlükten yoksun bırakma kavramı, anlık olmayan bir süreyi zorunlu olarak içerdiğinden, suçun tamamlanması için fiil ile sonucun hukuken kabul edilebilecek bir zaman müddetince sürmesi gerekmektedir. Sürenin çok kısa olup olmadığı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma niteliği taşıyıp taşımadığı, hareketin ağırlığı, önemi ve ciddiyeti ile birlikte hâkim tarafından değerlendirilip belirlenecektir. Sonuç ise, mağdurun bir yere gitme ya da bir yerde kalma özgürlüğünün kaldırılması biçiminde ortaya çıkmaktadır.
Suçun manevi unsuru; failin, mağduru şahsi özgürlüğünden yoksun bırakmaya yönelik hareketleri gerçekleştirmeyi bilmesi ve istemesi, yani genel kasttır. Kanun’un metni ve ruhundan anlaşılacağı üzere, suçun temel şeklinin oluşumu için saik (özel kast) aranmamıştır. Nitekim bu görüş öğretide (… Özek-Sahir Erman, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, … 1994, s. 130; Ayhan Önder, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 4. Bası, … 1994, s. 31; Durmuş Tezcan-… Ruhan Erdem-… Önok, Teorik-Pratik Ceza Hukuku, … 2008, s. 363; … Emin Artuk-… Gökcen, Ceza Hukuku Özel Hükümler, … 2018, … Yayınevi, 17. Baskı, s. 368.) ve yargısal kararlarda da (Ceza Genel Kurulunun 29.06.2010 tarihli ve 110-161, 23.01.2007 tarihli ve 275-9, 03.12.2002 tarihli ve 288-419 sayılı ile bu güne kadar süreklilik arz eden çok sayıdaki kararları) benimsenmiştir. Suçun oluşabilmesi için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönündeki ihlalin hukuka aykırı olarak yapılması, diğer bir deyişle eylemde hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması zorunludur. Hukuka aykırılık, öğretide genel olarak hukuk düzeninin izin vermediği hâlleri ifade etmektedir.
Bu aşamada uyuşmazlık konusu ile ilgisi bakımından anılan maddenin ikinci fıkrasında nitelikli hâl olarak sayılan hile kavramına değinilmesinde yarar bulunmaktadır.
Hile, söz, hareket veya diğer davranışlarla bir kişinin bilerek aldatılması ve yanıltılmasıdır. Hile ile kendisinde yanlış düşünce uyandırılan kişi belli bir davranışa sürüklenmekte ve buna zorlanmaktadır. Hilenin alıkoyma veya kaçırmaya yönelik olması gerekir. Ayrıca hile aldatıcı nitelikte de olmalıdır. Vaad ile hile birbirine karıştırılmamalıdır. Ancak mağdurun yaşı, tecrübesizliği, içinde bulunduğu korku ve endişe hâli gibi nedenlerle esasen hür iradesi ile kabul etmeyeceği bir hususun vaad edilerek iradesinin kırılması durumunda hilenin varlığı kabul edilmelidir. Bu nedenle bir şeyin hile olup olmadığı her somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmeli ve mağdurun kandırılarak direncinin kırılıp kırılmadığı belirlenip sonuca ulaşılmalıdır.
Öğretide “Hile, kişiyi kandırmak için kullanılan bir yöntemdir. Hile, gerçek olmayanı gerçekmiş gibi göstererek failin kandırılmasını sağlar. Kandırılmış olan kişi de, gerçeği bilseydi yapmayacağı bir davranışı yapar. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda kullanılan hileyle kandırılan kişi, bir yerden diğer bir yere kendi iradesiyle gider veya gitmez. Ancak, bu irade, kandırılmış olduğundan … irade değildir.” şeklinde görüşlere yer verilmiştir (Serap Keskin Kiziroğlu, Özel Ceza Hukuku, 3. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2018, s. 86-87.).
Diğer taraftan TCK’nın “Tehdit” başlıklı 106. maddesi ise;
“(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.” şeklinde düzenlenmiş iken 27.05.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 6. maddesiyle anılan maddenin birinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz.” cümlesi eklenmek suretiyle madde son şeklini almıştır.
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’ne göre “gözdağı verme” anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. TCK’nın 106. maddesinde yer alan “bahisle” kelimesi ile yalnızca sözlü anlatımlar değil, fiili davranışlar da kastedilmektedir. Nitekim kanun koyucu maddenin 2. fıkrasının (b) bendinde tehdidin mektupla veya özel işaretlerle işlenmesini suçun nitelikli hâlleri arasında kabul etmiş ve basit şekline göre daha ağır bir ceza ile cezalandırılmasını öngörmüştür. Bu nedenle tehdit suçu, söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M. Emin Artuk-… Gökcen-A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 14. Baskı, … Yayınevi, … 2014, s. 271.). Bundan kasıt mağdurun herhangi bir yolla tehditten haberdar olmasını sağlamaktır. Mağdurun haberi olmadan onun arkasından söylenen sözler, yazılar, işaretler tehdit suçunu oluşturmayacaktır. Bu nedenle fail tehdit eylemini ya mağdurun yüzüne karşı ya da mağdura ulaştırılması gayesiyle gerçekleştirmelidir. Ancak failin korkutucu içerikli beyanının mağdura iletilmesi failin tamamen iradesi dışında gerçekleşmişse o zaman tehdit suçu söz konusu olmayacak diğer bir ifade ile failin iletme kastı bulunmayan sözlerin başkaları tarafından mağdura iletilmesi hâlinde tehdit suçu oluşmayacaktır (… Yaşar-… Tahsin Gökcan-… Artuç, Türk Ceza Kanunu, 1. Baskı, …, 2010, 3. Cilt, s. 3495; Durmuş Tezcan-… Ruhan Erdem-R. … Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayınevi, 15. Baskı, … 2017, s. 458-459.).
Tehdit suçuna konu saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına ya da bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe meydana getirmeye objektif olarak elverişli olması yeterlidir. Bunun sonucu olarak suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya mağdurun bundan korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili “korkutmak amacıyla” yapmış olmasıdır (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, Türk ve İtalyan Ceza Kanunları, …, 1978, C. II, s. 127; … Pulat Gözübüyük, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Kazancı Hukuk Yayınları, 5. Baskı, C. II, s. 517 ve 873.).
Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar, TCK’nın 106. maddesinin gerekçesinde; “Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir.” şeklinde açıklanmıştır.
Tehdit suçunun mağduru, iç huzuru ve sükunu, irade oluşturma ve iradi hareket hürriyeti ihlal edilen kişidir (İlhan Üzülmez, Yeni Türk Ceza Kanununun Hürriyete Karşı İşlenen Suçlar Sistemi Çerçevesinde Tehdit, Şantaj ve Cebir Kullanma Suçları, Turhan Kitabevi, …, 2007, s. 97.). Tehdit suçunun mağduru herkes olabilir. Ancak tehdit suçunun oluşabilmesi için mağdurun belirli bir kişi ya da kişiler olması gerekir. Muhatabı belli olmayan tehdit eylemleri diğer şartların da varlığı hâlinde TCK’nın 170. maddesi kapsamında “genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması” ya da 213. maddesi kapsamında “… arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit” olarak değerlendirilebilecektir.
TCK’nın 106. maddesinin uyuşmazlıkla ilgili ikinci fıkrasının (a) bendinde, suçun silahla işlenmesi nitelikli hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır. Tehdidin silahla işlenmesi mağdur üzerindeki korkunun etkisini artırması, eylemin icrasını kolaylaştırması, tehdidin ciddiliğini göstermesi ve faile cesaret vermesi nedenlerinden dolayı kanun koyucu tarafından nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Suçun silahla işlendiğinin kabulü için failin silahlı olması yeterli olmayıp tehdidin gerçekleştirilmesi sırasında silahın kullanılmış olması, silahın korkutucu gücünden bir şekilde faydalanılmış olması gerekmektedir. Bu durum, failin eline silah alıp mağdura doğru doğrultması şeklinde olabileceği gibi, failin belindeki silahı göstermesi şeklinde de olabilir.
Öte yandan amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece “Sanık …’in … İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görevli komiser yardımcısı olduğu, suç tarihinde sanık …’in, hakkında yakalama kararı olması nedeniyle firar durumunda olan …isimli şahıstan alacağının bulunduğu, bu alacağını tahsil etmek amacıyla adı geçen kişiye ulaşamaması nedeniyle daha önceden bu şahsın yanında çalışan müşteki ile bağlantıya geçerek ve telefonla görüşmeler yaparak… Bulgu’nun yerini öğrenmeye çalıştığı, suç tarihinde öğlen vakti müştekiyi bulunduğu yer olan … sanayi sitesinden kendisine ait özel aracı ile sivil kıyafetle alan sanık …’in ilçe merkezinde bulunan otogardan arkadaşı tanık …’ı da alarak müştekiyi ‘Birgi’de birlikte yemek yiyelim.’ diyerek Birgi istikametine doğru götürdüğü, Birgi kavşağına gelindiğinde bu kez ‘Birgi’de güveç güzel olmaz, Bozdağ’a gidelim.’ dediği, müştekinin defalarca araçtan inmek istemesine rağmen sanığın aracı durdurmayarak… istikametine doğru yola devam ettiği ve müştekinin hürriyetini iradesine aykırı yemek yemeye gidiyormuş gibi yaparak hile ile kısıtladığı, müştekinin tuvaletini yapma bahanesiyle araçtan inmesi yönündeki ısrarı üzerine… yolunda tenha bir yerde durduğu ve kendisi de araçtan inerek müştekinin kaçmasını engellemek amacıyla yakınında bulunduğu ve kendisinin de bu süreçte ihtiyaç giderdiği, nereye götürüleceğini bilemeyen müştekinin fırsattan istifade ederek … istikametine doğru kaçarak uzaklaşmaya çalıştığı, sanığın da müştekinin arkasından koşarak yakalamaya çalıştığı, bu sırada sanık …’in kendisine ait zati demirbaş silahını kaçan müştekinin arkasından birkaç defa ateşlemek suretiyle kaçan müştekiyi durdurmaya çalıştığı, müştekinin sanığın aracının duruş istikametinin tersine, … istikametine doğru yol boyu kaçışının ardından yolun sağına geçerek ormanlık alan içerisine girdiği, bu şekilde sanığın üzerine atılı cebir, tehdit veya hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçunu işlemiş olduğu, eylemini silahla ve kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak gerçekleştirmiş olduğu” kabul edilen olayda;
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 04.03.2011 tarihli ve 81580 sayılı yazısı ekinde yer alan iletişim tespit raporlarına göre mağdurun, sanığın aracına binmeden önce son olarak sanığı saat 11.52.40’ta, sanığın yanından kaçtıktan sonra ise ilk olarak tanık …’u saat 12.16.49’da aradığı ve inceleme konusu olayın da bu zaman dilimi içinde gerçekleştiği anlaşılmakla; mağdur …’nin inceleme konusu olaydan bir gün önce tanıştığı ve olay tarihinde … İlçe Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak görev yapan sanık …’i 26.01.2011 tarihinde saat 08.13’te araması ve daha önce yanında çalıştığı …isimli şahısla ilgili olarak sanığın görüşme talebini kabul etmesi üzerine sanık ile … sanayi sitesinde buluştuktan sonra kendi rızası ile sanığın aracına binmesi, sanığın mağduru aracına aldıktan sonra aynı gün … ilçesine kendisini ziyarete gelen arkadaşı tanık …’ı da otogardan alması, mağdurun 21.02.2011 tarihli Savcılık ifadesinde “…komiserin sevk ve idaresindeki araçla… yoluna giderken benim kullanımımdaki cep telefonuyla tanık … ile görüşmem olmadı. İddia edilen husus doğru değildir.” şeklinde beyanda bulunmasına karşın iletişim tespit raporuna göre … içinde bulundukları sırada mağdurun kendi kullanımında bulunan 0 546 *** 39 43 numaralı telefon ile arkadaşı olan tanık … adına kayıtlı olan 0 506 *** 33 33 numaralı hattı 26.01.2011 tarihinde saat 12.11.04’te araması üzerine 46 … süre ile görüşme yapması, bu görüşme sırasında tanık …’nun beyanı ile de sabit olduğu üzere “…abi yanımda, kendisine veriyorum konuş.” diyerek telefonunu sanığa vermesi, tanık … ile görüşme yapamadan hattın kesilmesine karşın sanığın bu kez kendi adına kayıtlı olan 0 507 *** 34 65 numaralı hat ile tanık …’nu saat 12.13.19’da arayıp onunla görüşme yapmaya çalışması, mağdurun 26.01.2011 tarihinde Savcılıkta verdiği ilk ifadesinde “Arabada bulunduğumuz süre içerisinde bana herhangi bir şekilde vurma, dövme, sövme anlamında bir eylemleri olmadı.” şeklinde beyanda bulunması, aynı ifadesinde “Arabada yemeği nerede yiyeceğimizden bahsettiler, ‘Birgi’de mi, …’te mi…’da mı.’ şeklinde sözler söylediler,” beyanından birlikte yemeğe gitme konusunda plan yapıldığının anlaşılması, yine aynı ifadesinde “Rampalara varmadan düz yolda…3-4 sefer tuvaletimin geldiğini ve mola vermemizi söylememe rağmen durmadı…yemek yemeyeceğimi…beni Birgi’de bırakmalarını, işimin gücümün olduğunu söyledim. Fakat beni dinlemeyip yollarına devam ettiler.” şeklinde beyanda bulunsa da 21.02.2011 tarihli Savcılık ifadesinde yemek yemeğe gitmek istemediğini söylemesi üzerine sanığın “Bir yemek yiyeceğiz alt tarafı biraz da konuşalım.”, dediğini, tuvaletinin gelmesi nedeniyle inmek istediğini belirtmesi üzerine de ilk olarak sanığın “Yer müsait değil, biraz ilerde dururuz.”, ikincisinde ise “Bekle iki dakika.” diyerek cevap verdiğini belirtmesi, kolluk tarafından çekilen olay yeri görüntülerini içeren fotoğraflara göre de olayın gerçekleştiği yolun virajlı olduğunun anlaşılması, bu anlamda sanığın ilk etapta durmak istememesinin hayatın olağan akışına uygun olması, kaldı ki mağdurun “Dur altıma kaçıracam.” dedikten sonra ise sanığın aracını uygun bir yerde durdurması, yine aynı görüntülerde suça konu kovanın ele geçirildiği yere yakın mesafede evlerin bulunması nedeniyle sanığın aracını durdurduğu yerin tenha bir yer olmaması, tanık …’ın aşamalarda sanığın yemeğe gitme teklifine mağdur tarafından itiraz edilmediğini belirtmesi, sanık, mağdur ve tanık …’ın beyanlarına göre de sanığın mağduru kontrol etmek için değil kendi tuvaletini yapmak için araçtan inmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın mağduru hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakma iradesi ile hareket ettiği, diğer bir ifade ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bakımından kastının bulunduğu hususunda şüphe olduğu ve bu şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı değerlendirilse de …isimli şahsı bulma hususunda kendisine yardımcı olacağını düşündüğü mağdurun kaçmasına sinirlenerek onu korkutmak amacıyla arkasından bir süre koştuktan sonra havaya bir el ateş eden sanığın eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; “Sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği,” görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 21.06.2012 tarihli ve 5809-7179 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.09.2011 tarihli ve 124-381 sayılı mahkûmiyet hükmünün, sanığın eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 22.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.