YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/611
KARAR NO : 2023/53
KARAR TARİHİ : 01.02.2023
YARGITAY DAİRESİ : Ceza Genel Kurulu
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan 2022/33 esas numaralı davada;
… Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2022 tarihli ve 26581-3662 sayılı iddianamesi ile sanık … Çallı’nın rüşvet, gizliliğin ihlali ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılması istemi üzerine, … Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesince 20.05.2022 tarih ve 193-265 sayı ile sanık … Çallı hakkında atılı suçlarından son soruşturmanın açılmasına, dosyanın Yargıtayın görevli Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2- … 24. Ağır Ceza Mahkemesince 2022/154 Esas numarası ile görülmekte olan davada;
… Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2022 tarihli ve 16400-3091 sayılı iddianamesi ile sanıklar … ve …’ın rüşvet, gizliliğin ihlali ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, sanıklar …, …, …, … ve …’un rüşvet suçundan cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında … 24. Ağır Ceza Mahkemesince 2022/154 Esas numaralı dosyada yapılan yargılamada birleştirme konusunda Özel Daireden muvafakat istenmiş, Yargıtay 5. Ceza Dairesince birleştirmeye muvafakat edilmemesine karar verilmiştir.
Bu doğrultuda … 24. Ağır Ceza Mahkemesince 02.12.2022 tarih ve 154-377 sayı ile; 2022/154 Esas numaralı dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan 2022/33 esas numaralı dosyayla birleştirilmesine, birleştirme uyuşmazlığı oluştuğu gerekçesiyle uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığın giderilmesi istekli 20.12.2022 tarihli ve 156995 sayılı görüş yazısı ile Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. İNCELEME KONUSU
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken konu, … 24. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 5. Ceza Dairesi arasında oluşan birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
BİRLEŞTİRME UYUŞMAZLIĞINA KONU DAVALAR:
1- YARGITAY 5. CEZA DAİRESİNDE İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA 2022/33 ESAS NUMARASI İLE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVANIN KONUSU VE AŞAMALARI:
… Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2022 tarihli ve 26581-3662 sayılı iddianamesine göre; … Cumhuriyet savcısı olan sanık … Çallı’nın 5607 sayılı Kanun’a muhalefet etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından … Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2561 soruşturma numaralı dosyasında şüpheliler …, İsa Arslan, … ve bir kısım şüpheliler hakkında yaptığı soruşturmada; hakkında başka dosyalarda yakalama kararı bulunan …’a şüpheliler adına yapılacak taleplerle ilgili bilgi verdiği, bu doğrultuda görüş soran …’ı yönlendirdiği, taleplerin karara bağlanma sürecini takip ettiği, anılan soruşturma kapsamında tutuklu olan şüpheliler …, İsa Arslan ve …’ın müdafilerinin tahliye talebinde bulunmaları üzerine ev hapsine karar verilmesi ya da adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verilmesi şeklinde mütalaada bulunduğu, soruşturma işlemleri akabinde el konulan malların iadesine yönelik yapılan taleplerle ilgili …’ın istemi üzerine el konulan bir kısım malların iade edilmesine yönelik kararlar verip işlemler yaptığı, şüpheliler … ve … hakkında adli kontrol kararının kaldırılması isteminin reddine yapılan itiraz üzerine kendiliğinden … 3. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen ev hapsinin kaldırılarak adli kontrol kararı verilmesi hususunda mütalaada bulunduğu ve … 3. Sulh Ceza Hâkimi ile verilen adli kontrol kararının kaldırılması için görüştüğü, soruşturma dosyasında şüpheli olan … ve … hakkındaki ev hapsi uygulamasına ilişkin adli kontrol kararının kaldırılması veya adli kontrol tedbirinin değiştirilmesi taleplerinin daha önce sulh ceza hâkimliklerince reddedilmesi sonrasında yeniden talepte bulunulması üzerine, izinde olmasına rağmen karar verecek olan … 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin müstemir yetkili hâkimiyle görüşme yaptığı, makam odasında görüştüğü …’ın facetime uygulaması üzerinden … ile soruşturma dosyasına yönelik konularda görüntülü görüşme yapmasına, whatsapp uygulaması üzerinden yaptığı yazışmaların … tarafından … ile paylaşılmasına ve sürekli görüştüğü … isimli polis memurunun teknik takip ve iletişimin tespiti konularıyla alakalı olan ve … Cumhuriyet Başsavcılığı Teknik İşlemler Bürosu nezdinde dijital ortamda muhafaza edilen evrakları temin edip bir kısım evrakların resimlerini …’a whatsapp uygulaması üzerinden göndermesi akabinde onun da bu resimleri … ile paylaşmasına ve ayrıca bu şekilde operasyon yapılacağı bilgisini şüphelilerin edinmesine neden olduğu, haklarında soruşturma yürütülen şüpheliler … ve Hakan Kabacı ile birlikte aynı suçları işleme kararının icrası kapsamında, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, şüpheliler ve yakınlarından maddi menfaat temin ettiği ya da etmeye çalıştığı yahut da bu konuda anlaşma yaptığı ve soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği iddiasıyla sanık … Çallı’nın rüşvet suçundan TCK’nın 252/2-3-7. maddesi, görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257/1. maddesi, gizliliğin ihlali suçundan TCK’nın 285/1-2-4 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, davanın … Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/193 Esas numarasına kaydedildiği,
… Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesince 20.05.2022 tarih ve 193-265 sayı ile sanık … Çallı hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma ve gizliliğin ihlali suçlarından son soruşturmanın açılmasına, dosyanın Yargıtayın görevli Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildiği,
2- … 24. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 2022/154 ESAS NUMARASI İLE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVANIN KONUSU VE AŞAMALARI:
… Cumhuriyet Başsavcılığının 26.04.2022 tarihli ve 16400-3091 numaralı iddianamesine göre; Cumhuriyet savcısı … Çallı ile irtibat hâlinde olan sanık …’ın; … Çallı’nın suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma ve kaçakçılık suçlarından yürüttüğü 2021/2561 numaralı soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunmasına rağmen dosya kapsamındaki bilgileri … Çallı ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru sanık …’dan temin ettiği, anılan dosyada şüpheli olan … ve oğlu … ile irtibat kurup soruşturma kapsamında el konulan eşyaların iadesi, ev hapsinin kaldırılması, takipsizlik gibi kararlar verilmesini sağlayabileceğini ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı … Çallı’yı yakından tanıdığını dile getirdiği, … ve … lehine yapacağı işlemler karşılığında para talep edip dosyada şüpheli olan …’ın avukatı tarafından yazılan tahliye dilekçesini Cumhuriyet savcısı … Çallı’ya whatsapp üzerinden gönderdiği, …’a adli kontrol kararı aldırabileceğini beyan ederek bu işlemler için para talep ettiği, 2021/2561 numaralı soruşturma dosyası kapsamında para karşılığı yerine getirmeyi taahhüt ettiği hususları Cumhuriyet savcısı … Çallı’ya açık şekilde dile getirdiği, … Çallı tarafından yerine getirilmesini istediği hususlara karşılık …’tan para aldığı, 2021/2561 numaralı soruşturma dosyasında sanıklar …, …, …, …, … ve Yalçın Yılmaz ile de görüşmelerinin bulunduğu, soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve haklarında tutuklama kararı verilen Zekeriya Yurtçak ve …’ın serbest bırakılmasını sağlamak üzere adı geçen şahısların yakın akrabası olan şikâyetçi … ile iletişime geçtiği, diğer sanıklar ile … Çallı arasındaki bağlantıyı sağladığı iddiasıyla, sanık …’nın rüşvet suçundan TCK’nın 252/2 ve 43. maddeleri, gizliliğin ihlali suçundan TCK’nın 285/2-4. maddesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan TCK’nın 136/1, 137/1-a, 53 ve 63. maddeleri; sanık …’ın rüşvet suçundan TCK’nın 252/2-5-6 ve 43. maddeleri, gizliliğin ihlali suçundan TCK’nın 285/2. maddesi ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan TCK’nın 136/1, 53, 58 ve 63. maddeleri; sanıklar …, …, … ve …’un rüşvet suçundan TCK’nın 252/2-5 ve 53. maddeleri; sanık …’nin rüşvet suçundan TCK’nın 252/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılmaları isteğiyle kamu davasının açıldığı, davanın … 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/154 Esas numarasına kaydedildiği,
… 24. Ağır Ceza Mahkemesince 08.09.2022 tarihli ve 154 sayılı müzekkere ile sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında yapılan yargılama sırasında Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/33 Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceğinin sorulduğu,
Yargıtay 5. Ceza Dairesince 23.11.2022 tarih ve 2022/33 Esas sayı ile anılan kamu davası ile işbu kamu davası arasında davaların birlikte görülmesini gerektirir fiili ve hukuki irtibat bulunmadığı değerlendirildiğinden muvafakat isteminin reddine karar verildiği,
… 24. Ağır Ceza Mahkemesince 02.12.2022 tarih ve 154-377 sayı ile rüşvet anlaşmasında yer aldığı belirtilen kamu görevlisi sıfatını taşıyan Cumhuriyet savcısı … Çallı hakkında Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/33 Esas numarasında kayıtlı dava bulunup kamu görevlisinin suçuna iştirak ettiği belirtilen diğer kişiler hakkında ise Mahkemenin 2022/154 Esas numarasında kayıtlı dava bulunduğu, rüşvet anlaşmasının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi bakımından her iki davanın birleştirilmesinin, tüm delillerin birlikte tartışılmasını, maddi gerçeğe sağlıklı ve hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlayacağı, çelişkili kararlar verilmesinin önüne geçeceği ve yargılamaların ayrı ayrı yürütülmesinden kaynaklı delillerin birden fazla toplanmasının yol açtığı emek, zaman ve ekonomik kayıpların önüne geçeceği, işlendiği iddia olunan diğer suçlar bakımından da suç konusu ve iştirak ilişkisi bakımından bir bağlantı bulunduğundan bahisle dosyaların birleştirilmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.”,
Aynı Kanun’un “Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi;
“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.”,
Anılan Kanun’un “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.”,
Aynı Kanun’un “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesi;
“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.”,
Anılan Kanun’un “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.”,
“Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık” başlıklı 17. maddesi;
“(1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.”,
Biçiminde düzenlenmiştir.
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun ilgili hükümleri;
“Soruşturma” başlıklı 82. maddesi;
“Hâkim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması … Bakanlığının iznine bağlıdır. … Bakanı inceleme ve soruşturmayı, … müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle yaptırılabilir.
Soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar, … müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerini haizdirler.”,
“Suça katılma” başlıklı 86. maddesi;
“Hâkim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler.”,
“Kovuşturma kararı ve ilk soruşturma” başlıklı 89. maddesi;
“Hâkim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, … Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; … Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hâkim ve savcılar hakkındaki evrak ise … Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.
İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.”
“Son soruşturma merciileri ” başlıklı 90. maddesi;
“Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.
Birinci fıkra dışındaki hâkim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.”,
“Son soruşturma merciinin saptanması” başlıklı 91. maddesi;
“Bu Kanun gereğince haklarında kovuşturma yapılacak olanların, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son soruşturma zamanındaki son soruşturmadan önce görevden ayrılanların ise ayrılma zamanındaki sıfatları esas alınır.
Geçici yetkililer hakkında soruşturma ve kovuşturma mercilerinin saptanmasında yetkili bulundukları yerdeki sıfatları esas tutulur.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Gerek Anayasa’nın 154. gerekse Yargıtay Kanunu’nun 1. maddelerine göre, Yargıtayın kuruluş amacı ve genel görevinin, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olduğu, bu bakımdan Yargıtay Dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmasının tali ve istisnai bir görev olduğu;
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, CMK’nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiği, kural olarak birleştirmede yarar bulunup bulunmadığının her olayda tetkik ve takdir edilmesinin de o yargılamayı yürüten hâkime ait olduğu;
Keza, Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi; birleştirme zorunluluğu ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı, davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan, Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkı” kapsamında davaların makul sürede görülmesi ilkeleri gözetildiğinde, davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerektiği;
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 86. maddesinde, hâkim ve savcıların suçlarına iştirak edenlerin aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabi olduklarının düzenlendiği, anılan maddenin komisyon gerekçesinde; hâkim ve savcılarla birlikte suç işleyen veya bunların suçlarına katılanlar hakkında da aynı soruşturma mercilerinin görevli olduğunun belirtildiği;
Yargıtay, bir temyiz mahkemesi olduğundan, ilk derece yargılamasına ilişkin görevi oldukça sınırlı ve istisnai bir durum olup, kanunda belirtilen şahısların belirtilen suçlarına ilişkin olarak yargılama yapabileceği, bu hususta 2802 sayılı Kanun’un 90. maddesinde; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle Yargıtayın ilgili ceza dairesinde yargılanabileceklerinin belirtildiği, bu kuralın bir istisnasının aynı Kanun’un 86. maddesinde düzenlendiği, buna göre; yukarıda sayılan kişilerin işledikleri suçlara iştirak eden (hâkim veya savcı olmayan ya da birinci sınıfa ayrılmamış hâkim ve savcılar) diğer kişilerin de Yargıtayın ilgili dairesinde yargılanacağı, 2802 sayılı Kanun’un 86. maddesinde hâkim ve savcıların suçuna iştirak ifadesinin bulunduğu, bu ifadenin bir neticesi olarak, 86. madde uyarınca Yargıtayın ilgili ceza dairesinde yargılanması gereken kişilere ait yargılama dosyaları ile diğer kişilerle ilgili yargılama dosyalarının 2802 sayılı Kanun’un 86. maddesi uyarınca birleştirilebilmesi için kanun koyucunun bağlantıyı yeterli görmediği, ayrıca iştirak ilişkisinin varlığını da aradığının kabulü gerektiği;
Öte yandan, AİHM Hentrich v Fransa A 296-A (1994) ve Rezette v Lüksemburg (2004) vb. kararlarında, iki ya da daha fazla sanığın davasının birleştirilmesinin makul olabileceğini, ancak bu durumun sanıklardan herhangi birinin davasındaki gecikmeyi meşru kılmayacağının gözden ırak tutulmaması gerektiğini; hem cezai hem cezai olmayan davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığının davanın özel koşullarına göre değerlendirilmesini (König v Federal Almanya A 27, 1978), mutlak bir süre sınırının bulunmadığını, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde her zaman gözetilen etkenlerin davanın karmaşıklığı, başvurucunun tutumu ve yetkili idari ve yargısal makamların tutumları olduğunu vurgulamıştır.
Adil yargılanma hakkı, Anayasa’nın 36/1. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6/1. maddelerinde de “Herkes davasının, makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun … olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.” denilerek teminat altına alınmıştır. Bununla birlikte davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirleyen Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasanın bütünselliği ilkesi gereğince, makul sürede hakkaniyetle yargılanma hakkının kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Kural, her bir davanın açıldığı aşamadaki konusuyla sürmesi ve muhakeme sonucu o uyuşmazlık konusunda hüküm verilmesidir. Ancak dava konuları arasında birbirlerine bağlantı kurabilecekleri noktaların varlığı hâlinde aynı muhakemede birleştirilmeleri de söz konusu olabilmektedir. Bağlantılı davalar konusunda CMK’nın “Bağlantılı Davalar” başlıklı üçüncü bölümü dikkat çekicidir. “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddeye göre, bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması (subjektif bağlantı) bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunması (objektif bağlantı) hâlinde davalar arasında bağlantı var sayılmaktadır.
Bağlantının varlığı hâlinde davaların birleştirilebileceği ve birleştirilmiş davaların ayrılmaları CMK’nın 9, 10 ve 11. maddelerinde düzenlenmiştir. “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı CMK’nın 11. maddesinde aynı mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava esnasında bağlantı görmesi hâlinde – bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile – birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere birleştirilmesine karar verilebileceği hüküm altına alınmışken, kovuşturma aşamasında farklı mahkemelerin davalarının birleştirilmesi “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlığını taşıyan CMK’nın 10. maddesinde düzenlenmiştir.
Birleştirme yapabilmenin temel amacının usul ekonomisinde aranması gerekir. Bu da zaman ve esas açısından birleştirmede fayda bulunması hâlinde gündeme gelebilir. Yargılamanın birleştirilmesi fayda düşüncesine dayandığından, fayda varsa birleştirilmeli fayda yoksa birleştirilmemelidir. Birleştirmede fayda olup olmadığı olayların özelliğine göre hâkim tarafından belirlenir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun uygulana gelen kararlarından ayrıntıları ile açıklandığı üzere, davaların birlikte görülebilmesi için aralarında şahsi veya fiili irtibat bulunması gerekmekte olup davalar arasında böyle bir irtibat yoksa amaç ne olursa olsun yargılama yasasının buyurucu hükümleri gözardı edilerek birlikte görülüp sonuçlandırılmamalıdır. Davanın takdire bağlı olarak birleştirilmesi sanık hakkında yürütülen yargılamanın gereksiz yere uzamasına yol açacak ise birlikte yargılanma gerekli değildir (CGK’nın 15.04.2003 tarihli ve 108-120 sayılı, 02.12.1992 tarihli ve 142-167 sayılı, 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararları.).
Makul sürede yargılanma hakkının amacı; tarafların uzun süren yargılama faaliyeti nedeniyle maruz kalacakları maddi ve manevi baskı ile sıkıntılardan korunması, adaletin gerektiği şekilde temini ve hukuka olan inancın muhafazası olup hukuki uyuşmazlığın çözümünde bu hususa gerekli özen gösterilmelidir (An. Mah. B.No: 2012/673, 19.12.2013 SS 27), (An. Mah. B. No: 2012/ 1198, 07.11.2013 SS 39) (AİHM Weber/ İsviçre, B. No: 11034/84 22.05.1990.).
Hukuk yargılamasından farklı olarak taraflarca hazırlama ilkesinin egemen olmadığı ceza muhakemesinde, yargılama makamlarının davayı gerekli hızla bakıp yürütme yükümlülüğünün bulunduğu, verilen birleştirme kararlarının; hak ve adaletin tesisi için gerekli olduğu düşünülse dahi, bu tür kararların sanık sayısı, olayın karmaşıklığı, sanıklar ve eylemleri arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisinin birleştirmeyi zorunlu kılıp kılmadığı, birleştirmede yasal zorunluluk olup olmadığı, yargılamayı uzatıp uzatmayacağı gibi hususlar nazara alınarak verilmesi gerektiği, eğer davaların birleştirilmesi sanıkların makul sürede yargılanma haklarını ihlal edecekse bu yönteme başvurulmaması gerektiği izahtan varestedir.
B. Somut Olayın Değerlendirilmesi
… Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ve … Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesinin son soruşturmanın açılması kararıyla; … Cumhuriyet savcısı olan sanık … Çallı’nın 5607 sayılı Kanun’a muhalefet etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçlarından … Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2561 soruşturma numaralı dosyasında bir kısım şüpheliler hakkında yürüttüğü soruşturmada; şüpheliler adına yapılacak taleplerle ilgili sanık …’ın görüş sorması üzerine bilgi verip yönlendirdiği, taleplerin karara bağlanma sürecini takip ettiği, yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklu olan şüpheliler …, İsa Arslan ve … müdafilerinin tahliye istemi üzerine ev hapsine karar verilmesi ya da adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verilmesi şeklinde mütalaada bulunduğu, sonraki süreçte adli kontrol kararının kaldırılması isteminin reddi üzerine yapılan itiraz hakkında … 3. Sulh Ceza Hâkimliğine ev hapsi kararının kaldırılarak adli kontrol tedbir kararı verilmesi hususunda mütalaada bulunduğu ve … 3. Sulh Ceza Hâkimi ile adli kontrol kararının kaldırılması amacıyla görüştüğü, reddedilmesi sonrasında yeniden talepte bulunulması üzerine izinde olmasına rağmen bu hususta karar verecek olan … 1. Sulh Ceza Hâkimi ile görüştüğü, el konulan malların iadesine yönelik talepler üzerine bir kısım malların iade edilmesine karar verip işlemler yaptığı, haklarında operasyon yapılacağı bilgisini şüphelilerin edinmesine neden olduğu ve haklarında başka bir dosya kapsamında soruşturma yürütülen sanıklar … ve Hakan Kabacı ile birlikte aynı suçları işleme kararının icrası kapsamında, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek yürüttüğü soruşturma dosyasındaki bir kısım şüpheliler ve yakınlarından maddi menfaat temin ettiği ya da etmeye çalıştığı yahut da bu konuda anlaşma yaptığı ve soruşturmanın gizliliğini de ihlal ettiği iddiasıyla sanık … Çallı hakkında rüşvet, görevi kötüye kullanma ve gizliliğin ihlali suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, davanın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/33 Esas numarasına kaydedildiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile sanık …’ın; Cumhuriyet savcısı … Çallı ile irtibat hâlinde olup 2021/2561 numaralı soruşturma dosyasında gizlilik kararı bulunmasına rağmen, dosya kapsamındaki bilgileri … Çallı ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru sanık …’dan temin edip anılan dosyada şüpheli olan … ve oğlu … ile irtibat kurarak soruşturma kapsamında el konulan eşyaların iadesi, ev hapsinin kaldırılması, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini sağlayacak gücünün olduğunu ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı … Çallı’yı yakından tanıdığını dile getirerek … ve … lehine yapacağı işlemler karşılığında para talep ettiği, …’ın avukatı tarafından yazılan tahliye dilekçesinin suretini Cumhuriyet savcısı … Çallı’ya whatsapp üzerinden gönderdiği, bir kısım şüphelilerin tahliye edilmesi veya haklarında adli kontrol kararı verilmesi karşılığında para aldığı ve para istediği, 2021/2561 numaralı soruşturma kapsamında yerine getirmeyi taahhüt ettiği hususları … Çallı’ya dile getirip bu hususlar karşılığında dosyada şüpheli olan …’tan para aldığı, aynı soruşturma dosyası kapsamında sanıklar …, …, …, …, … ve Yalçın Yılmaz ile de görüştüğü, rüşvet veren konumundaki dosyadaki diğer sanıklar ile rüşvet alan konumundaki Cumhuriyet savcısı … Çallı arasındaki bağlantıyı sağladığı iddiasıyla, sanıklar … ve …’ın rüşvet, gizliliğin ihlali ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından, sanıklar …, …, …, … ve …’un rüşvet suçundan cezalandırılması isteğiyle kamu davası açıldığı, davanın … 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/154 Esas numarasına kaydedilmesi üzerine anılan Mahkemece, sanıkların eylemleri arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan bahisle davaların birleştirilmesi talebine Özel Dairece muvafakat verilmediği, Yerel Mahkemece birleştirme kararı verilmesi üzerine birleştirme uyuşmazlığı çıkan dosyada;
… 24. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/154 Esas numaralı dosyasında; sanık …’ın, Cumhuriyet savcısı … Çallı’nın yürüttüğü … Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/2561 numaralı soruşturma dosyası kapsamında bulunan bir kısım şüpheliler lehine işlem yapılması ve karar verilmesi için Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru sanık …’dan ve soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı … Çallı’dan temin ettiği bilgileri sanıklar …, …, …, …, … ve Yalçın Yılmaz ile paylaştığından bahisle sanıklar … ve …’ın rüşvet, gizliliğin ihlali ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından, sanıklar …, …, …, … ve …’un rüşvet suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davasının açılması, söz konusu olay kapsamında rüşvet aldığı belirtilen Cumhuriyet savcısı sanık … Çallı’nın Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2022/33 Esas numaralı dosyasında rüşvet, görevi kötüye kullanma ve gizliliğin ihlali suçlarından yargılanması, Yerel Mahkemede ve Özel Dairede yapılan yargılamada yer alan iddianın temelini oluşturan ve menfaat karşılığında yardım talep edildiği ileri sürülen soruşturma dosyasının aynı olması, sanık … Çallı’ya atılı görev suçları arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisinin Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 86. maddesi anlamında birleştirmeyi zorunlu kılacak boyutta olup hakkında düzenlenen iddianame ve son soruşturma kararında diğer sanıklar … ve Hakan Kabacı ile birlikte aynı suçları işleme kararının icrası kapsamında fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiğinin belirtilmesi, sanıklara atılı eylemler arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması, yargılamaya konu olay ve fiiller aynı olup sanık … Çallı’ya atılı eylemin görev suçu olması nedeniyle onun hakkında ayrı bir soruşturmanın yürütülmüş olması karşısında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen davaların makul sürede görülmesi ilkeleri de gözetildiğinde usul ekonomisi, hukuki güvenlik, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, yargılama işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının amaçlanması, Anayasa’nın 141. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının sağlanması gerekliliği hususları birlikte değerlendirildiğinde; … 27. Ağır Ceza Mahkemesince davaların birleştirilerek görülmesine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 23.11.2022 tarihli ve 33 sayılı birleştirmeye yer olmadığına ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1) Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 23.11.2022 tarihli ve 33 sayılı birleştirmeye yer olmadığına ilişkin ek kararının KALDIRILMASINA,
2) Dosyanın, Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.