YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/595
KARAR NO : 2023/92
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ:Ceza Dairesi
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1- Yargıtay 9. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan 2020/57 Esas numaralı davada;
… Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2020 tarihli ve 5-5 sayılı iddianamesi ile sanıklar …, …, …, … … …, …, … … …, … … …, … … …, …, … ve …’ün silahlı terör örgütüne üye olma ve görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmaları istemi üzerine … 19. Ağır Ceza Mahkemesince 05.10.2020 tarih ve 119-309 sayı ile sanıklar hakkında atılı suçlardan son soruşturmanın açılmasına, dosyanın Yargıtayın görevli Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2- … 27. Ağır Ceza Mahkemesince 2022/88 Esas numarası ile görülmekte olan davada;
… Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2022 tarihli ve 10337-2250 sayılı iddianamesi ile sanık …’in silahlı terör örgütüne üye olma ve Anayasayı ihlal suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında … 27. Ağır Ceza Mahkemesince 2022/88 Esas numaralı dosyada yapılan yargılamada birleştirme konusunda Özel Daireden muvafakat istenmiş, Yargıtay 9. Ceza Dairesince birleştirmeye muvafakat edilmemesine karar verilmiştir.
Bu doğrultuda … 27. Ağır Ceza Mahkemesince 22.06.2022 tarih ve 88-241 sayı ile 2022/88 Esas numaralı dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülmekte olan 2020/57 Esas numaralı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
… 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/88 Esas numaralı dosyasının Özel Dairenin 2020/57 Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesi üzerine, birleştirilen dosyasının Özel Dairece bu dosyadan ayrılarak başka bir esas numarasına kaydedilmesine karar verilmesi sonrasında 2022/6 Esas numarasını aldığı, Özel Dairece 21.11.2022 tarih ve 6-24 sayı ile … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilip … 27. Ağır Ceza Mahkemesince verilen birleştirme kararının görev uyuşmazlığı oluşturduğundan bahisle uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığın giderilmesi istekli 16.12.2022 tarihli ve 157716 sayılı görüş yazısı ile Ceza Genel Kuruluna gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. İNCELEME KONUSU
Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken konu, … 27. Ağır Ceza Mahkemesi ile Yargıtay 9. Ceza Dairesi arasında oluşan birleştirme uyuşmazlığının giderilmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
BİRLEŞTİRME UYUŞMAZLIĞINA KONU DAVALAR:
1- YARGITAY 9. CEZA DAİRESİNDE İLK DERECE MAHKEMESİ SIFATIYLA 2020/57 ESAS NUMARASI İLE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVANIN KONUSU VE AŞAMALARI:
… Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2020 tarihli ve 5-5 sayılı iddianamesine ve … 19. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2020 tarihli ve 119-309 sayılı son soruşturmanın açılması kararına göre; sanıklar …, …, …, … … …, …, … … …, … … …, … … …, …, … ve … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5/1. maddeleri; görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan dava üzerine dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/57 Esas numarasına kaydedildiği, Özel Dairece 11.11.2020 tarihli tensip tutanağı ile sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davaların ayrılmasına ve başka bir esas numarasına kaydedilmesine karar verildiği, sanıklara atılı görevi kötüye kullanma suçunun ise 2020/57 Esas numaralı dosya kapsamında derdest olduğu, … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/88 Esas numaralı dosyasının Özel Dairenin 2020/57 Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesi üzerine birleştirilen dosyasının Özel Dairece bu dosyadan ayrılarak başka bir esas numarasına kaydedilmesine karar verilmesi üzerine Özel Dairenin 2022/6 Esas numarasına kaydedildiği ve 2022/6 Esas numaralı dosya kapsamında … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği,
2- … 27. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN 2022/88 ESAS NUMARASI İLE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVANIN KONUSU VE AŞAMALARI:
Sanık …’in … Cumhuriyet savcısı olarak görev yapmakta iken Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütüne üye olduğu gerekçesiyle Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesince 16.07.2016 tarih ve 2016/345 sayı ile görevden uzaklaştırılmasına karar verildiği, Hâkimler ve Savcılar Genel Kurulunca 24.08.2016 tarihli ve 426 sayılı karar ile meslekten çıkarıldığı,
… Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2022 tarihli ve 10337-2250 numaralı iddianamesine göre; sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2. maddesi, Anayasayı ihlal suçundan ise TCK’nın 309/1 ve 53, 3713 sayılı Kanun’un 3 ve 5/1. maddeleri gereğince cezalandırılması isteğiyle kamu davasının açıldığı, davanın … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 2022/88 esas numarasına kaydedildiği,
… 27. Ağır Ceza Mahkemesince 04.03.2022 tarihli ve 88 sayılı müzekkere ile sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/57 Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesine muvafakat edilip edilmeyeceğinin sorulduğu,
Yargıtay 9. Ceza Dairesince 23.05.2022 tarih ve 2020/57 Esas numarası ile; Yargıtayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapma görevinin istisnai olması, birleştirme önerisine konu davaların sanıklar hakkında ilk derece mahkemelerinde görülmesi gereken silahlı terör örgütüne üye olma suçuna taalluk etmesi, davaların birlikte görülmesini gerektirir bağlantının bulunmaması, 2022/88 Esas numaralı dava dosyasının … bu dava dosyası ile birleştirilmesine muvafakat verilmemesine karar verildiği,
… 27. Ağır Ceza Mahkemesince 22.06.2022 tarih ve 88-241 sayı ile sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/57 Esas numaralı dosyası ile … bu dosya arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan bahisle dosyaların birleştirilmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesi;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.”,
Aynı Kanun’un “Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesi;
“(1) Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir.”,
Anılan Kanun’un “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesi;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur.”,
Aynı Kanun’un “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesi;
“(1) Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir.”,
Anılan Kanun’un “Bağlantılı suçlarda yetki” başlıklı 16. maddesi;
“(1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.”,
“Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık” başlıklı 17. maddesi;
“(1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.”,
Biçiminde düzenlenmiştir.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun ilgili hükümleri;
“Soruşturma” başlıklı 82. maddesi;
“Hâkim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması … Bakanlığının iznine bağlıdır. … Bakanı inceleme ve soruşturmayı, … müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle yaptırılabilir.
Soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar, … müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerini haizdirler.”,
“Suça katılma” başlıklı 86. maddesi;
“Hâkim ve savcıların suçlarına iştirak edenler aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabidirler.”,
“Kovuşturma kararı ve ilk soruşturma” başlıklı 89. maddesi;
“Hâkim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak, … Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına; … Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli hâkim ve savcılar hakkındaki evrak ise … Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet savcısı beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir.
İddianamenin bir örneği Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana tebliğ olunur. Bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu husus göz önünde tutulur ve gerekirse soruşturma başkan tarafından derinleştirilir.”
“Son soruşturma merciileri ” başlıklı 90. maddesi;
“Haklarında son soruşturma açılmasına karar verilenlerden; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, son soruşturmaları Yargıtayın görevli ceza dairesinde görülür.
Birinci fıkra dışındaki hâkim ve savcıların son soruşturmaları, yargı çevresi içinde bulundukları ağır ceza mahkemesinde yapılır.”,
“Son soruşturma merciinin saptanması” başlıklı 91. maddesi;
“Bu Kanun gereğince haklarında kovuşturma yapılacak olanların, son soruşturma mercilerinin saptanmasında, son soruşturma zamanındaki son soruşturmadan önce görevden ayrılanların ise ayrılma zamanındaki sıfatları esas alınır.
Geçici yetkililer hakkında soruşturma ve kovuşturma mercilerinin saptanmasında yetkili bulundukları yerdeki sıfatları esas tutulur.”
“Kişisel suçlarda soruşturma ve kovuşturma” başlıklı 93. maddesi;
“Hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisi, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığı ve aynı yer ağır ceza mahkemesine aittir.
… Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki hâkim ve savcıların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma … Cumhuriyet Başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir.”
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâlleri” başlıklı 94. maddesi;
“Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yapılır. Hazırlık soruşturması yetkili Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat yürütülür.
Bu halde durumun hemen … Bakanlığına bildirilmesi zorunludur.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Gerek Anayasa’nın 154. gerekse Yargıtay Kanunu’nun 1. maddelerine göre, Yargıtayın kuruluş amacı ve genel görevinin, adliye mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercii olduğu, bu bakımdan Yargıtay Dairelerinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapmasının tali ve istisnai bir görev olduğu;
Ceza yargılamasında genel kaide, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılması olup uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğunda, bağlantının mahiyeti icabı, istisnai hükümler doğrultusunda ana kuraldan ayrılarak farklı hareket edilebildiği, CMK’nın 8 ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi istisnai durumlardan biri olan davaların birleştirilmesine karar verebilmek için; davalar arasında bağlantı olması, davaların birleştirilmesinde yarar görülmesi, birleştirmenin gerekli olması, birleştirmeye olanak bulunması ve birleştirme yasağının mevzu bahis olmaması gerektiği, kural olarak birleştirmede yarar bulunup bulunmadığının her olayda tetkik ve takdir edilmesinin de o yargılamayı yürüten hâkime ait olduğu;
Keza, Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarihli ve 52-354 sayılı kararında da benimsendiği gibi; birleştirme zorunluluğu ya da yasağının olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davaların birleştirilebileceği, fakat birleştirmenin zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakıldığı, davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olduğundan, Anayasa’nın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde belirtilen “adil yargılanma hakkı” kapsamında “davaların makul sürede görülmesi” ilkeleri gözetildiğinde, davaların uzatılması için bir sebep olmaması gerektiği;
2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 86. maddesinde, hâkim ve savcıların suçlarına iştirak edenlerin aynı soruşturma ve kovuşturma mercilerine tabi olduklarının düzenlendiği, anılan maddenin komisyon gerekçesinde; hâkim ve savcılarla birlikte suç işleyen veya bunların suçlarına katılanlar hakkında da aynı soruşturma mercilerinin görevli olduğunun belirtildiği;
Yargıtay, bir temyiz mahkemesi olduğundan, ilk derece yargılamasına ilişkin görevi oldukça sınırlı ve istisnai bir durum olup, kanunda belirtilen şahısların belirtilen suçlarına ilişkin olarak yargılama yapabileceği, bu hususta 2802 sayılı Kanun’un 90. maddesinde; birinci sınıfa ayrılmış olanlarla ağır ceza mahkemeleri heyetine dahil bulunan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının, görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle Yargıtayın ilgili ceza dairesinde yargılanabileceklerinin belirtildiği, bu kuralın bir istisnasının aynı Kanun’un 86. maddesinde düzenlendiği, buna göre; yukarıda sayılan kişilerin işledikleri suçlara iştirak eden (hâkim veya savcı olmayan ya da birinci sınıfa ayrılmamış hâkim ve savcılar) diğer kişilerin de Yargıtayın ilgili dairesinde yargılanacağı, 2802 sayılı Kanun’un 86. maddesinde “hâkim ve savcıların suçuna iştirak” ifadesinin bulunduğu, bu ifadenin bir neticesi olarak, 86. madde uyarınca Yargıtayın ilgili ceza dairesinde yargılanması gereken kişilere ait yargılama dosyaları ile diğer kişilerle ilgili yargılama dosyalarının 2802 sayılı Kanun’un 86. maddesi uyarınca birleştirilebilmesi için kanun koyucunun bağlantıyı yeterli görmediği, ayrıca iştirak ilişkisinin varlığını da aradığının kabulü gerektiği;
Davaların ayrı ayrı görülmesi hâlinde pek çok suçu kısa bir zaman zarfında aydınlığa kavuşturmak ve hükme bağlamak mümkün iken, suçların bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiği ön kabulünden hareketle gereksiz yere davaların birleştirildiği, birbirleriyle ilgisi olmayan pek çok suçun aynı davanın konusunu oluşturduğu ve birbirlerini tanımayan pek çok sanığın da aynı dava kapsamında yargılanabilir hâle getirildiği, bu uygulamanın mahkemelerin hüküm vermesini oldukça güçleştireceği gibi, vereceği kararları da toplumu oluşturan bireyleri tatmin etme bakımından kuşkulu kılacağı, (İzzet Özgenç, Suç Örgütleri, Seçkin Yayınları, 10. Baskı, s. 53.);
Bu bakımdan örgüt kapsamında işlenen suçlar nedeniyle birden çok sanık hakkında yürütülmekte olan davaların birleştirilmesinde, bağlantı ve iştirak kavramlarının dar yorumlanması ve uygulanması gerektiği gözetilmelidir.
Öte yandan, AİHM Hentrich v Fransa A 296-A (1994) ve Rezette v Lüksemburg (2004) vb. kararlarında, iki ya da daha fazla sanığın davasının birleştirilmesinin makul olabileceğini, ancak bu durumun sanıklardan herhangi birinin davasındaki gecikmeyi meşru kılmayacağının gözden ırak tutulmaması gerektiğini; hem cezai hem cezai olmayan davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığının davanın özel koşullarına göre değerlendirilmesini (König v Federal Almanya A 27, 1978), mutlak bir süre sınırının bulunmadığını, makul sürede yargılanma hakkının değerlendirilmesinde her zaman gözetilen etkenlerin davanın karmaşıklığı, başvurucunun tutumu ve yetkili idari ve yargısal makamların tutumları olduğunu vurgulamıştır.
Adil yargılanma hakkı, Anayasa’nın 36/1. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6/1. maddelerinde de “Herkes davasının, makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun … olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir.” denilerek teminat altına alınmıştır. Bununla birlikte davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğunu belirleyen Anayasa’nın 141. maddesinin de Anayasa’nın bütünselliği ilkesi gereğince, makul sürede hakkaniyetle yargılanma hakkının kapsamında değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Kural, her bir davanın açıldığı aşamadaki konusuyla sürmesi ve muhakeme sonucu o uyuşmazlık konusunda hüküm verilmesidir. Ancak dava konuları arasında birbirlerine bağlantı kurabilecekleri noktaların varlığı hâlinde aynı muhakemede birleştirilmeleri de söz konusu olabilmektedir. Bağlantılı davalar konusunda CMK’nın “Bağlantılı Davalar” başlıklı üçüncü bölümü dikkat çekicidir. “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddeye göre, bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması (subjektif bağlantı) bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunması (objektif bağlantı) hâlinde davalar arasında bağlantı var sayılmaktadır.
Bağlantının varlığı hâlinde davaların birleştirilebileceği ve birleştirilmiş davaların ayrılmaları CMK’nın 9, 10 ve 11. maddelerinde düzenlenmiştir. “Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı CMK’nın 11. maddesinde aynı mahkemenin, bakmakta olduğu birden çok dava esnasında bağlantı görmesi hâlinde – bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa bile – birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere birleştirilmesine karar verilebileceği hüküm altına alınmışken, kovuşturma aşamasında farklı mahkemelerin davalarının birleştirilmesi “Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlığını taşıyan CMK’nın 10. maddesinde düzenlenmiştir.
Davaların birleştirilmesinin temel amacının usul ekonomisinde aranması gerekir. Bu da zaman ve esas açısından birleştirmede fayda bulunması hâlinde gündeme gelebilir. Yargılamanın birleştirilmesi fayda düşüncesine dayandığından, fayda varsa birleştirilmeli fayda yoksa birleştirilmemelidir. Birleştirmede fayda olup olmadığı olayların özelliğine göre hâkim tarafından belirlenir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun uygulana gelen kararlarından ayrıntıları ile açıklandığı üzere, davaların birlikte görülebilmesi için aralarında şahsi veya fiili irtibat bulunması gerekmekte olup, davalar arasında böyle bir irtibat yoksa amaç ne olursa olsun yargılama yasasının buyurucu hükümleri gözardı edilerek birlikte görülüp sonuçlandırılmamalıdır. Davanın takdire bağlı olarak birleştirilmesi sanık hakkında yürütülen yargılamanın gereksiz yere uzamasına yol açacak ise birlikte yargılanma gerekli değildir (CGK’nın 15.04.2003 tarih ve 108-120 sayı, 02.12.1992 tarih ve 142-167 sayı, 11.07.2014 tarih ve 52-354 sayılı kararları).
Makul sürede yargılanma hakkının amacı; tarafların uzun süren yargılama faaliyeti nedeniyle maruz kalacakları maddi ve manevi baskı ile sıkıntılardan korunması, adaletin gerektiği şekilde temini ve hukuka olan inancın muhafazası olup hukuki uyuşmazlığın çözümünde bu hususa gerekli özen gösterilmelidir (An. Mah. B.No: 2012/673, 19.12.2013 SS 27), (An. Mah. B. No: 2012/ 1198, 07.11.2013 SS 39) (AİHM Weber/ İsviçre, B. No: 11034/84 22.05.1990).
Hukuk yargılamasından farklı olarak taraflarca hazırlama ilkesinin egemen olmadığı ceza muhakemesinde, yargılama makamlarının davayı gerekli hızla bakıp yürütme yükümlülüğünün bulunduğu, verilen birleştirme kararlarının; hak ve adaletin tesisi için gerekli olduğu düşünülse dahi, bu tür kararların sanık sayısı, olayın karmaşıklığı, sanıklar ve eylemleri arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisinin birleştirmeyi zorunlu kılıp kılmadığı, birleştirmede yasal zorunluluk olup olmadığı, yargılamayı uzatıp uzatmayacağı gibi hususlar nazara alınarak verilmesi gerektiği, eğer davaların birleştirilmesi sanıkların makul sürede yargılanma haklarını ihlal edecekse bu yönteme başvurulmaması gerektiği izahtan varestedir.
B. Somut Olayın Değerlendirilmesi
… Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ve … 19. Ağır Ceza Mahkemesinin son soruşturmanın açılması kararıyla sanıklar …, …, …, … … …, …, … … …, … … …, … … …, …, … ve …’ün silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1. maddeleri, görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan dava üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesince sanıklar hakkındaki silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davaların 11.11.2020 tarihli tensip zaptıyla ayrılmasına ve başka bir esas numarasına kaydedilmesine karar verildikten sonra, sanıklara atılı görevi kötüye kullanma suçu açısından yargılama yapıldığı ve dosyanın derdest olduğu,
… Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile sanık …’in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2. maddesi, Anayasayı ihlal suçundan TCK’nın 309/1 ve 53, 3713 sayılı Kanun’un 3 ve 5/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yargılama yapan … 27. Ağır Ceza Mahkemesince 2022/88 Esas numaralı dosya kapsamında sanık … hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Yargıtay 9. Ceza Dairesince yargılamaya devam olunduğundan ve Özel Dairece birleştirmeye muvafakat verilmediğinden her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan bahisle birleştirme kararı verilmesi üzerine Özel Dairece birleştirilen dosyanın bu dosyadan ayrılarak 2022/6 Esas numarasına kaydedilmesine karar verilmesi üzerine anılan dosya kapsamında … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de ortaya çıkan uyuşmazlığın birleştirme uyuşmazlığı olduğu olayda;
Bir temyiz mahkemesi olan Yargıtayın ilk derece yargılamasına ilişkin görevinin oldukça sınırlı ve istisnai bir durum olup kanunda belirtilen şahısların görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle yargılanabilecekleri, bu kuralın bir istisnasının söz konusu kişilerin işledikleri suçlara iştirak eden (hâkim veya savcı olmayan ya da birinci sınıfa ayrılmamış hâkim ve savcılar) diğer kişilerin de Yargıtayın ilgili dairesinde yargılanacağı düzenlenmesi göz önüne alındığında; sanık …’e atılı silahlı terör örgütüne üye olma ve Anayasayı ihlal suçlarının kişisel suç olup bu suçlarla kendisine ve diğer sanıklara atılı görev suçları arasındaki bağlantı ve iştirak ilişkisinin Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun 86. maddesi anlamında birleştirmeyi zorunlu kılacak boyutta olmaması, yargılamaya konu olay ve fiillerin farklılık arz etmesi, sanık … ve diğer sanıklar …, …, … … …, …, … … …, … … …, … … …, …, … ve … hakkında görev suçlarına ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesinde görülmekte olan davada gerek yargılanan sanık sayısı, gerek yargılamaya konu edilen eylemlerin karmaşıklığı ve kapsamı ile sanık …’e atılı silahlı terör örgütüne üye olma ve Anayasayı ihlal suçlarından … 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davanın geldiği aşama, davaların ayrı ayrı görülmesinin makul sürede yargılanma hakkına sağlayacağı yarar, birleştirilerek görülmesi hâlinde ise bu hakkın ihlaline neden olabilecek düzeydeki zarar ihtimali dikkate alındığında ve açıklanan sebeplerle; Yargıtay 9. Ceza Dairesinin davaların ayrı ayrı görülmesine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2022 tarihli ve 88-241 sayılı birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1) … 27. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2022 tarihli ve 88-241 sayılı birleştirme kararının KALDIRILMASINA,
2) Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.