YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/5
KARAR NO : 2022/461
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
Mahkemesi:Ağır Ceza
Sanık … hakkında katılan mağdure …’ya yönelik teşebbüs aşamasında kalan beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesince 09.10.2012 tarih ve 55-396 sayı ile sanığın atılı suçlardan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin hükümlerin katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 25.05.2017 tarih ve 7831-2863 sayı ile;
“Olayın intikal şekli ve zamanı, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları ile ifadeleri destekler nitelikteki doktor raporları, savunma, tanık anlatımları, kolluk fezleke ve tutanakları içeriğiyle tüm dosya kapsamına göre, ticari ilişki nedeniyle birbirlerini tanıyan sanık ile katılanın olay günü akşamı dışarıda birlikte eğlendikten sonra kaldığı otele bırakmak için katılanı aracına alan sanığın, yolda giderken aracı durdurup katılana yönelik basit cinsel saldırı eylemini gerçekleştirmesinin ardından onu kendisine ait eve rızasına aykırı şekilde götürdüğü ve burada tekrar katılana basit cinsel saldırı eyleminde bulunan sanığın aldığı alkolün etkisiyle uyuya kalması üzerine bu durumdan faydalanarak evden uzaklaşan katılanın bindiği taksiyle kaldığı otele gidip aracını alarak …’e döndükten bir gün sonra hastaneye giderek muayene olup karakola başvurduğu anlaşıldığından, kabul edilen bu eylem neticesinde katılanı ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda usulüne uygun rapor alınarak sonucuna göre sanığın basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılması yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle atılı suçlardan beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 22.01.2019 tarih ve 347-26 sayı ile sanığın katılan mağdureye yönelik basit cinsel saldırı suçundan TCK’nın 102/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109/2, 109/5, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay; hapis cezaları ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin hükümlerin sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 22.01.2020 tarih, 4279-660 sayı ve oy çokluğu ile;”Olayın intikal şekli, mağdurenin aşamalarda birbiriyle çelişen beyanları, savunma, mağdurenin anlatımlarını doğrulamayan tanık ifadeleri ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş, Daire Başkan vekili .;”Olayın intikal şekli ve zamanı, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları ile ifadeleri destekler nitelikteki doktor raporları, savunma, tanık … ve İsmail’in anlatımları, kolluk fezleke ve tutanakları içeriğiyle tüm dosya kapsamına göre, ticari ilişki nedeniyle birbirlerini tanıyan sanık ile katılanın olay günü akşamı dışarıda birlikte eğlendikten sonra kaldığı otele bırakmak için katılanı aracına alan sanığın, yolda giderken aracı durdurup katılana yönelik basit cinsel saldırı eylemini gerçekleştirmesinin ardından onu kendisine ait eve rızasına aykırı şekilde götürdüğü ve burada tekrar katılana basit cinsel saldırı eyleminde bulunan sanığın aldığı alkolün etkisiyle uyuya kalması üzerine bu durumdan faydalanarak evden uzaklaşan katılanın bindiği taksiyle kaldığı otele gidip aracını alarak …’e döndükten bir gün sonra hastaneye giderek muayene olup karakola başvurduğu anlaşıldığından, hükmün onanması gerektiği,” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır. Yerel Mahkeme ise 27.10.2020 tarih ve 110-322 sayı ile;
“…Mağdur aşamalardaki beyanlarında tutarlı ve örtüşür nitelikte sanık ile kendi rızası ile … nedeniyle görüştüğünü, akabinde kendi rızası ile yemek yediklerini ve alkol aldıklarını, yemekten sonra sanığın geç saatte dönerken aracını ıssız bir yere çekerek öpmeye çalıştığını ve kendisinden öpmesini istediğini ilk olarak mağdura yönelik cinsel saldırı eyleminin bu şekilde başladığını, ıssız yerde iken araçtan inmek istediğini fakat aracın kapıları kilitli olduğundan çıkamadığını, sonrasında kendisini oteline bırakmasını istediğini, bu esnada benzinlikte durduklarını ve sanığın kendisine seni otele götüreceğim fakat önce sakinleş diyerek için su aldığını, sanığın otele gitmediğini farkettiğini, yolda durumu fark ettiğinde araç hareket halinde iken engel olmak istediğini fakat olamadığını, sanığın…’deki evine kendisini götürdüğünü, kendisini zorlayarak evin içine götürdüğünü, korktuğu için engel olmadığını, girdikten sonra sanığın evin kapısını kilitlediğini, kendisini sürükleyerek evin üst katına çıkardığını, ceketini ve tişörtünü çıkarığını, içinde atlet olduğunu ve sanığın bunu çıkaramadığını, sanığın kendisini zorla öptüğünü, sanığın beni öpeceksin, yalayacaksın, beni boşaltacaksın dediği, sanığa regl olduğunu ilişkiye giremeyeceğini söylediği, sanığın mağdura gerekirse seni g…tünden ….kerim diyerek mağduru yatağa yatarıp onunla ilişkiye girmek istediğini, sanığın zorlamasıyla aynı yatakta yatıklarını, sanık uyuduktan sonra gece 03:00 civarı evin anahtarını komodin üzerinden alıp evden çıktığını, yakındaki evlerden birinden yardım istediğini fakat kimsenin yardım etmediğini, yolda yürüyüp bulduğu taksiyle kaldığı otele geri döndüğünü, kendi aracını otelden alarak …’e döndüğünü beyan etmiştir. Olayda savcılıkta tanık olarak dinlenen taksici … gece yarısından sonra geç bir saatte aracına bir bayanın koşarak geldiğini, acele gitmemiz lazım diyerek, çok acil …’e gitmem lazım dediğini, …’e gidememe durumunda kendisine yardımcı olup olmayacağını sorduğunu ve kendisine … yolunu tarif ettiğini, kartını bu sebeple mağdura verdiğini, sonrasında mağduru oteline bıraktığını, mağdurun otel görevlilerinden aracını otoparktan aldırarak otelden ayrıldığını gördüğünü beyan etmiştir. Mağdur ile aynı … yerinde çalışan tanık … mağdurun şikayette bulunduktan sonra kendisine olayı anlattığını, mağdurun şikayete ilişkin kendi beyanları ile örtüşür nitelikte tanıklık yapmıştır. Yine mağdur ile aynı … yerinde çalışan tanık ., diğer tanık olan kardeşi …’ın kendisine, tanıklık beyanlarıyla örtüşür nitelikte olayı anlatması üzerine, sanığı telefonla aradığını, neden böyle bir şey yaptığını sorduğunu, sanığın kendisine alkollü olduğunu söylediğini, …’nın kendisine olan olay için taviz verip vermediğini sorduğunu, sanığın kendisine Allah var bu konuda mağduru suçlayamam dediğine ilişkin beyanda bulunmuştur.Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 14/11/2016 tarih, 2016/6473 Esas ve 2016/7804 Karar sayılı ilamında, ‘(…) mağdurenin olay günü saat 19:30 sıralarında sanığın sürücülüğünü yaptığı … – . hattında çalışan minibüse yolcu olarak bindiği, T. son durağa geldiklerinde inmek isteyen mağdureyi gideceği yere götüreceğini söyleyerek ikna eden sanığın yanlarında başka kimse olmadığı halde . yönüne doğru gittikleri sırada mağdureyi öpmek istediğini söylediği ve minibüsün farklı bir istikamete gittiğini fark eden mağdurenin bu teklifi reddedip araçtan inmek istediğini belirtmesine rağmen sanığın aracı boş bir sokağa çekip durdurduktan sonra mağdurenin rızası dışında cebir ve tehdit yoluyla vücuduna organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girmesinin ardından onu Edirnekapı otobüs durağına bıraktığı (…)’ denilerek, benzer şekilde 25/02/2016 tarih, 2014/4278 Esas ve 2016/1802 Karar sayılı ilamında, ‘(…) sanığın olay günü işyerinden çıkan katılanı evine bırakmayı teklif etmesi üzerine, teklifini kabul eden katılanı motorsikletine bindirmesinin ardından, onu hileyle ormanlık bir alana götürdüğü ve burada birlikte bira içtiği katılana saldırıp, direncini kırdıktan sonra organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu sabit olduğu (…)’ denilerek, mağdur olay öncesinde rızası ile hareket etmiş olsa bile cinsel saldırıya rıza gösterdiği anlamı taşımayacağının gösterildiği, somut olayımızda ise müştekinin rızasıyla sanıkla buluşmasının, rızası dahilinde aracına binmesinin, birlikte yemek yemesinin, alkol almasının, cinsel saldırıya rızası olduğunu yansıtmayacağı açıktır. Olayımızda mağdur her ne kadar …’e döndükten bir gün sonra şikayetçi olmuş ise de olayın etkisi ile korkarak evden çıkamadığından dolayı bir gün beklediğini beyan etmiştir. Olayda mağdurun hayatın olağan akışına göre, yardım isteme veya kaçma fırsatı var kabul edilebilir ise de, eylemin aşaması dikkate alındığında, … için görüştüğü sanık ile yaşadığı olayı, toplumdaki daha sonrasında muhtemel olası etkileri göz önüne alındığında, eylemin öpme ve ısrar şeklinde gerçekleşen aşaması, mağdurun aynı eve girene kadar … için görüştüğü sanık ile yaşadığı olayı yardım arama, kaçma, şikayet etme gibi eylemlerde bulunmaması hayatın olağan akışına uygun olduğu, kaldı ki şikayete bağlı olan cinsel saldırının basit hali, mağdurun o aşamada yardım arama, kaçma, şikayet etme gibi eylemlerde bulunmaması daha sonra gerçekleşen sanığın eylemlerine rıza göstermesini gerektirmeyeceği gibi, mağdurun gecenin geç bir saatte ticari bir taksiye koşarak binmesi ve sonrasında o saatte yola çıkıp …’e dönmesi, aynı … yerine çalışan tanığa olayı anlatması, olaydan hemen bir gün sonra şikayette bulunması, tanıkların beyanları mağdurun anlatımları ile örtüştüğü mahkememizce değerlendirilmiştir. Mağdurun dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere devamlı olarak yaptığ işi gereği tanıtımını yaptığı ürünlerin müşteri tarafından kabul edilmemesi, müşteriye cinsel saldırı iftirasını atmış olabileceğini düşünmek hayatın olağan akışına uygun değildir. Mağdurun ayaklarında ekimoz olduğuna ilişkin rapor, mahkememizin kabulü ile tutarlı olmakla birlikte, mağdurun psikolojisinin bozulduğuna ve çalışmadığına ilişkin beyanları, Adli Tıp Kurumunun mağdurun ruh sağlığının bozulduğuna ilişkin verilen rapor, mahkememizce gerçekleşen olay ile örtüşen nitelikte değerlendirilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir. Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan mağdure vekili, müşteki … vekili, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2021 tarihli ve 31 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 22.12.2021 tarih ve 23223-10243 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnme hükmünü vekili aracılığıyla temyiz eden müşteki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 31.12.2018 tarihinde duruşma gününü bildirir davetiyeyi usulüne uygun şekilde tebliğ almasına rağmen 22.01.2019 tarihinde yapılan duruşmaya iştirak etmediği ve katılma talebinde bulunmadığı, Özel Dairenin 22.01.2020 tarihli bozma kararından sonra Yerel Mahkemenin 24.02.2020 tarihli tensip zaptında bozma ilamının Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğe çıkarılmasına karar verildiği, 01.03.2020 tarihinde tebligatın yapıldığı, 27.10.2020 tarihinde … vekilinin Uyap sisteminden Yerel Mahkemeye gönderdiği dilekçede bozma ilamına direnilmesini talep ettiği, 27.10.2020 tarihli celsede Yerel Mahkemenin duruşma zaptına “Katılan …, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı … İl Müdürlüğü vekili Av. …’ın mazeret ve beyan dilekçesi sunduğu görüldü. Okundu dosyasına konuldu.” ibarelerine yer verildiği ancak ilgili kurumun katılmasına yönelik bir ara karar kurulmadığı, gerekçeli karar başlığında anılan kurumu “müşteki” olarak yazdığı, gerekçeli kararın 23.11.2020 tarihinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğ edildiği, bunun üzerine … vekilinin 25.11.2020 havale tarihli dilekçeyle kararı temyiz ettiği ve CMK’nın 237. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen “Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz.” hükmü uyarınca, ilk derece mahkemelerinde katılma talebinde bulunulması gerektiğinin anlaşılması karşısında; davadan ve duruşma gününden usulüne uygun şekilde haberdar edilmesine rağmen, duruşmalara katılmayan, süresinde katılma talebinde bulunmayan ve CMK’nın 237. maddesine uygun biçimde katılan sıfatını almayan suçtan zarar gören Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının temyiz hakkı bulunmadığından, … Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli ve 110-322 sayılı direnme kararına konu hükmüne yönelik temyiz incelemesi katılan mağdure vekili, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısının temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.İncelenen dosya kapsamından; Katılan mağdure …’nın .Isı Sistemleri İnşaat, Tesisat, Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinde … şubesinin yöneticisi olarak çalıştığı, mağdurenin 14.06.2010 tarihinde Kollukta alınan beyanında 05xx 3xx xx x2 numaralı telefonu kullandığını belirttiği (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure …’dan “mağdure” olarak söz edilecektir.), 15.06.2010 tarihinde mağdure tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılan dilekçede özetle; şikâyet dilekçesindeki ayrıntılardan dolayı ve sanığın maddi gücünü kullanarak şahsen veya bir başkası vasıtasıyla canına kast edebileceğini, hakkında soruşturma başladığını öğrendiğinde sanığın telefonla veya fiziksel olarak rahatsız edebileceğini ve tamamlayamadığı eylemini tekrarlayabileceğini düşündüğünü, ailesine ve kendisine fiziksel ve psikolojik baskı kuracağını, bu nedenle başına gelebilecek bütün olaylardan sanığın sorumlu olduğunu, … ilinde yalnız yaşadığı ve psikolojisi bozulduğu için yalnız dışarı çıkamadığını ve çalışamadığını bildirdiği,
Mağdurenin kullandığı aracın konum bilgilerinin incelenmesinde; 12.06.2010 tarihinde saat 17.37’de …/…’de göründüğü, bir sonraki konum bilgisinin 13.06.2010 tarihinde saat 04.45’te …/… olduğu, 13.06.2010 tarihinde saat 07.09’a kadar aracın hareket hâlinde olduğu, aracın en son Bornova/…’de saat 07.09’da konum verdiği, 14.06.2010 tarihi saat 10.01’e kadar aracın hareket etmediği, saat 10.01’de tekrar hareket ettiği,
14.06.2010 tarihinde saat 16.20’de . Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli doktor tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; olay öyküsünde; mağdurenin yabancı bir kişi tarafından 12.06.2010 tarihinde saat 02.00 sıralarında kaçırılıp darbedildiğini beyan ettiği, ayaklarda ağrı şikâyetinin bulunduğu, yapılan muayenede; sol femurda 2×3 cm, sağ ayak lateralinde 1×1 cm uzunluklarında ekimozlar, sağ ayak medialinde 3×2 cm uzunluğunda sıyrık, sol ayak tabanında 1×1 cm uzunluğunda ekimoz bulunduğu, 15.06.2010 tarihinde … Adli Tıp Şube Müdürlüğünde görevli adli tıp uzmanı tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; fizik muayenesinde; sol femoral bölge ön yüzde 3×2 cm uzunluğunda mor renkte, sağ ayak sırtında 5×3 cm uzunluğunda bir alana yayılmış, sağ ayak tabanında 2×1 cm uzunluğunda mor renkli ekimozlar ve sol ayak tabanında 1x1cm uzunluğunda ciltte açılma meydana getiren yara bulunduğunun tespit edildiği, söz konusu yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu, 21.06.2010 tarihinde … Devlet Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda; sol uyluk ve sol ayak tabanında yumuşak doku travması ve küçük ekimozların mevcut bulunduğunun, travmaya bağlı oluşan yumuşak doku lezyonlarının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğunun belirtildiği, 21.06.2010 tarihinde … Devlet Hastanesinde görevli psikiyatri uzmanı tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; 12.06.2010 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen cinsel saldırı nedeniyle akut anksiyete bozukluğu tespit edilen mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu, 15 gün sonra kontrol önerildiği ve 30 gün istirahatinin uygun görüldüğü,
11.04.2012 tarihinde … Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalınca mağdure hakkında düzenlenen 3 kişilik heyet raporunda; mağdureyle yapılan görüşmede; 3 ay öncesine kadar yaklaşık 5 yıl boyunca bir kombi şirketinin bölge müdürü olarak çalıştığını, tek başına yaşadığını, işi gereği sık sık keşif gezilerine gittiğini, 2010 yılının Nisan-Mayıs aylarında yine bir … gezisi sırasında beraber … yapacakları kişinin, kendisini bu ziyarette yemeğe davet ettiğini, yemek yiyecekleri restorana bu kişinin arabasıyla gittiklerini, yemek sırasında bu kişinin aşırı alkol aldığını ve kendisini otel yerine arabasıyla şehir dışında bir eve götürdüğünü, orada kendisine tecavüz etmeye kalktığını fakat aşırı alkollü olduğu için bunu başaramadığını, kendisinin de bu durumdan faydalanıp olay yerinden kaçtığını, bu olay öncesinde herhangi bir psikiyatrik yakınması olmamasına rağmen olay sonrasında evini değiştirdiğini, şirket arabasını değiştirdiğini, uyku düzeninin bozulduğunu, tek başına banyo yapamaz hâle geldiğini, sesten irkilmeye başladığını, televizyon ve ışıklar açıkken uyuyabildiğini, aşırı sinirli ve unutkanlıklarının olduğunu, … yerinde performansının önemli ölçüde azalması nedeniyle 3 ay önce işinden ayrılmak zorunda kaldığını, hâlen yakınmalarının ilk günkü şiddetle devam ettiğini, bugüne kadar bu olayla ilişkili hiçbir psikiyatrik yardım almadığını beyan ettiği, yapılan psikiyatrik muayenesinde; dış görünümünün yaşı, giyiminin sosyoekonomik düzeyi ile uyumlu olduğu, hijyenin iyi, zekâsının normal klinik sınırlarda değerlendirildiği, bilinci açık, kooperasyonu ve yönelimi tam olan mağdurede olay sonrasında uyku düzeninde bozulma, kaçınma davranışı, sınırlılık, konsantrasyon kaybı, sosyal ve mesleki işlevsellikte belirgin azalma, insanlara güvenememe, irkilme ve tek başına banyo yapamama bulgularının oluştuğunun tespit edildiği, olayla ilişkili olarak mağdurede posttravmatik stres bozukluğunun geliştiği, olaydan dolayı ruh sağlığının bozulduğunun mütalaa edildiği, 20.10.2017 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; 18.10.2017 tarihinde mağdureyle yapılan görüşmede; sanığın, kendisini şantiyeye götüreceğini, aracı ıssız bir sazlığın kenarına çektiğini, kapıları kilitleyip zorla öpmesini istediğini ve darbettiğini, sonra bir eve götürüp 3-4 saat alıkoyduğunu, öldürmekle tehdit ettiğini, çırılçıplak soyunup “Sarılacaksın. Boşaltacaksın. Ağzına alacaksın.” dediğini, sanığın uyuması üzerine kaçtığını, olay yüzünden kariyerini bırakıp ofis işine geçtiğini beyan ettiği, sonuç olarak mağdurenin 13.06.2010 tarihinde mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin bulunduğu, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olduğu, ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan depresif bozukluk denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, bu psikiyatrik durumun iddia edildiği gibi bir cinsel saldırıya bağlı olarak gelişebileceği gibi, cinsel saldırı olmaksızın başka olay ve/veya olaylara bağlı olarak gelişen psikososyal stres ve çatışmalar sonucu da ortaya çıkabileceği, bunlar arasında 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca ayrım yapılamadığı, cinsel saldırının gerçekleştiğinin sübutu ve tespiti hâlinde, ruh sağlığındaki mevcut bozulmanın cinsel saldırıya bağlı geliştiğinin kabulünün uygun olacağının mütalaa edildiği, 20.10.2017 tarihinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca … Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen yazının ekinde sanığın kullandığı 05xx 4xx xx x7 numaralı telefona ait iletişimin tespiti kayıtlarının gönderildiği, içeriğinden; mağdurenin Kollukta kullandığını beyan ettiği hattın tanık … Başaran adına kayıtlı olduğu, sanığın görüşme kayıtlarında ayrıca … Başaran’a ait iki hatla daha görüşme yapıldığının görüldüğü, mağdurenin kullandığını beyan ettiği hat ile sanığın kullandığı hat arasında 12.06.2010 tarihinde görüşme yapıldığı, sanığın kullandığı hattan mağdurenin kullandığı hattın saat 13.21’de arandığı, 102 saniyelik görüşme yapıldığı, saat 14.51’de mağdurenin kullandığı hattan sanığın kullandığı hattın arandığı, 52 saniyelik görüşme yapıldığı, 15.06.2010 tarihinde .’a ait . numaralı hattın sanığın kullandığı hattan arandığı, 322 saniyelik görüşme kaydının bulunduğu, aynı tarihte .’a ait diğer . numaralı hatttan sanığın kullandığı hattın saat 13.58’de arandığı, 44 saniyelik görüşme kaydının bulunduğu, saat 14.17’de sanığın aynı numarayı aradığı ve 1048 saniyelik görüşme kaydının olduğu, Sanığa ait kredi kartı slipine göre; 12.06.2010 tarihinde saat 21.29’da . Turizm ve İnşaat isimli … yerinde 120 TL, 13.06.2010 tarihinde saat 00.55’te . Restoran isimli … yerinde 150 TL tutarlarında harcamalar yapıldığı,05.07.2018 havale tarihli rapora göre; sanığın aracını olay günü site dışında park ettiği yer ile site giriş kapısının arasının 33 metre, site giriş kapısından olayın gerçekleştiği evin arasının 54 metre, olayın meydana geldiği ev ile site görevlisinin ikamet ettiği evin arasının 15 metre, yandaki bir başka sitedeki evler arasındaki mesafenin ise 9 metre olduğu, site iç yolunun genişliğinin 4,10 metre olarak ölçüldüğü, iki aracın karşılıklı şekilde geçebilmesinin mümkün olduğu,Açık kaynaklara göre yapılan araştırmada; … adası ile mağdurenin konakladığını belirttiği Akçay’da yer alan Ömür isimli otelin arasındaki mesafenin yaklaşık 50 km olduğu, Anlaşılmaktadır.Katılan mağdure 14.06.2010 tarihinde Kollukta; ısı sistemlerine ilişkin şirkette bölge sorumlusu olarak çalıştığını, işi gereği il dışına da çıkıp bayi görüşmeleri yaptığını, 12.06.2010 tarihinde …/.’a gittiğini, kendisinin ve çalıştığı firmanın tanıdığı Dönüşüm Havuzculuk isimli … yerine gittiğini, bazı görüşmeler yaptığını ve bu … yerinin sahibi olarak bildiği sanıkla görüştüğünü, birlikte sanığın şantiyelerini gezip gördüklerini, aynı gün akşam sanığın ısrarı üzerine … adası olarak bilinen yerde yemek yediklerini, sanığın alkol aldığını, kendisinin de bir kadeh rakı içtiğini, ardından oradan sanığın aracıyla ayrıldıklarını, normalde sanığın, kendisini otele bırakacağını fakat aracın kapılarını kilitlediğini, hiçbir sebep yokken sanığın, kendisine bir … attığını, “Beni öpeceksin. Seni göndermeyeceğim. Benimle bu gece kalacaksın. Yoksa seni öldürürüm.” diyerek tehdit ettiğini, araçtan çıkamadığını, sanığın aracı hareket ettirdiğini, başka bir eğlence mekânının kapısına kadar götürdüğünü, sanığa “Beni ya otele götürürsünüz ya da ben burada inmek istiyorum.” dediğini, bunun üzerine sanığın küfür ettiğini ve zor kullanarak araçtan indirmediğini, fazla araç trafiği olmayan ve bilmediği bir yere doğru aracı sürdüğünü, … yolunda bir eve kendisini zorlayarak ve sürükleyerek götürdüğünü, orada bağırıp çağırmaya başladığını ancak etrafta kimse olmadığı için sesini duyuramadığını, sanığın, kendisine evin içerisinde ağza alınmayacak küfürler ettiğini, “Seni … si….m.” dediğini, çok korktuğunu, sanığı sakin olması konusunda uyardığını, sanığa “Bu işler böyle olmaz. Benim gönlümün olması lazım. Yoksa ben kanuni haklarımı ararım.” dediğini, bunun üzerine sanığın “Ben burada hatırı sayılır bir … adamıyım. Ne polis ne jandarma ne de adliye hiçbir şey yapamaz. Benim burada bir ağırlığım var. Bana bir şey olmaz.” dediğini, bir müddet sanıkla birlikte ev içerisinde kaldıklarını, sanığın bir ara sızarak uyuyakaldığını, o sırada evden kaçarak çıktığını, dışarı çıktığında etrafı bilmediği için uzun bir süre yürüdüğünü, bir süre sonra bir evin ışığını gördüğünü, evdekilerin kendisine camdan baktıklarını, onlara “Lütfen bir polis çağırın. Yardım edin.” diyerek yalvardığını ancak kimsenin yardım etmediğini, tekrar yürümeye başlayıp ana yola çıktığını, yol üzerinde bulunan adını bilmediği eğlence merkezinin önünde bir taksi bulduğunu, taksiye binerek otele gittiğini, otoparktan aracını çıkarıp oradan ayrıldığını, polise gitmek istediğini ancak sanığın polisleri ve jandarmayı tanıdığından korkarak gitmediğini ve araçla doğrudan …’e döndüğünü, Tepecik Hastanesinden rapor aldığını, 21.06.2010 tarihinde Savcılıkta; saat 15.00 sıralarında sanığa ait … yerine gittiğini, sanıkla bayilik görüşmesi yapıp ürünlerini tanıttığını, daha önce de sanığın … yerine ziyarette bulunmuş olduğunu, saat 15.30 sıralarında … yerinden çıkıp sanığın şantiyelerine baktıklarını, hava sıcak olduğu için o gün …’te kalmaya karar verdiğini, sanıkla birlikte Akçay’da konaklayacağı otele gittiklerini, sanığın, kendisine yemek ısmarlamayı teklif ettiğini, teklifi kabul ettiğini, aracını otele park ettikten sonra sanığın aracına bindiğini, yakın bir yere gideceklerini zannettiğini ancak sanığın, kendisini … adasına götürdüğünü, sanığın yol boyunca “Merak etmeyin. Buralar tanıdıklarımızın, … yapacağımız insanlarındır.” dediğini, … adasında sahilde bir restorana gidip yemek yediklerini, o sırada sanığın alkol aldığını, kendisinin de sanığa eşlik etmek için birkaç yudum alkol aldığını, saat 23.00 sıralarında … adasından ayrıldıklarını, sanığın alkollü olması nedeniyle aracı kullanmayı ona teklif ettiğini ancak sanığın kabul etmediğini, adadan ayrıldıktan 3-4 kilometre sonra sanığın aracı ıssız bir yere çektiğini, kendisine “Beni şehvetli öpeceksin.” gibi sözler söylediğini ve kendisini öpmeye çalıştığını, sanığı ittiğinde sanığın da kendisini ittiğini, sanığın bir yandan da aracın torpidosunu açmaya çalıştığını, sanığa engel olmaya çalıştığını, sanığın “Buradan sağ çıkamazsın. Öldürürüm. Burada sana kimse sahip çıkamaz. Aileni öldürürüm. Şirketini başına yıkarım. Buradaki polislere her gün yediriyorum. Savcılar bir şey yapamaz. Onlar benim köpeklerim.” gibi sözler söylediğini, araçtan inmeye çalıştığını fakat kilitli olduğu için inemediğini, ardından sanığın “Seni oteline götüreceğim ancak önce sakinleş.” dediğini ve su aldığını, ardından Akçay merkeze geldiklerini, orada da sanığın, kendisini otele götürmediğini, … yolunda hiç bilmediği ancak gittiği takdirde bulabileceği bir eve götürdüğünü, yolda sanığa engel olup aracı durdurmaya çalıştığını ancak engel olmak istediğinde sanığın, aracı hızlandırarak imkân vermediğini, eve gittiklerinde sanığın, kapıyı kilitlediğini, zorla sürükleyerek kendisini üst kata çıkardığını, içeride kendisine saldırarak ceketini ve tişörtünü çıkardığını ancak atletini çıkarmasına engel olduğunu, sanığın soyunduğunu, zorla yukarı kata çıkarıp kendisini yüzünden ve dudaklarından öptüğünü, bir taraftan da “Beni öpeceksin. Yalayacaksın. Beni boşaltacaksın.” dediğini, sanığa sürekli yalvararak öyle birisi olmadığını, hayatında böyle şeyler yapmadığını, kendisini serbest bırakmasını, ayrıca regl döneminde olduğunu söylediğini ancak buna rağmen sanığın “Gerekirse seni g…n ….m.” diyerek zorla ilişkiye girmek istediğini, yalvardıkça sanığın sürekli gülerek “Bana masaj yapacaksın. Benimle sevişeceksin.” demeye devam ettiğini, isteklerini yerine getirmeyince sanığın zorla, kendisini yatağa yatırdığını, dudaklarından ve boynundan öptüğünü, engel olduğu için sanığın cinsel ilişkiye giremediğini, bu şekilde aynı yatakta sanığın zorlamasıyla yattıklarını, sanığın uyuduğunu fakat ara ara uyanıp tekrar aynı isteklerde bulunduğunu, bir ara horlamaya başlayınca komodinin üzerindeki anahtarı alıp aşağı kata indiğini, kapıyı açıp tahminine göre saat 03.00 sıralarında dışarı çıktığını, yakındaki bir evin ışıklarının yandığını gördüğünü, kapıya vurarak yardım istediğini fakat şahısların mutfaktan kendisine bakıp “Bizim başımızı belaya sokma.” dediklerini ve ışığı kapattıklarını, sokak ışıklarını takip ederek caddeye çıktığını, pavyon gibi bir yerden çıkan bir müşterinin taksi çağırmış olduğunu, koşarak gidip taksiye bindiğini ve kendisini oteline götürmesini istediğini, taksi şoförünün yolda başına bir … gelip gelmediğini kendisine sorduğunu fakat korktuğu için bir şey söylemediğini, otele gittiklerinde otele girmeye de korktuğunu, taksiciye otomobili otoparktan çıkarması hususunda ricada bulunduğunu, kendisini gören otel görevlilerinin de anahtarı taksiciye verdiklerini, taksicinin aracı otoparktan çıkardığını, araca binerek …’e gitmeye karar verdiğini, fotokopisini sunmuş olduğu kartı taksicinin verdiğini ve “Ana yola kadar takip etmemi ister misiniz? Bir şey olursa beni arayın.” dediğini, araçla oradan ayrılıp …’e gittiğini, sanıktan korkması nedeniyle …’te şikâyetçi olamadığını, …’e pazar günü döndüğünü, olayın etkisiyle ve korkudan dışarı çıkamadığını, ertesi gün önce … yerine, ardından da hastaneye gittiğini, …’de evden kaçtığında yalınayak yürüdüğünü, ayağının yaralı olduğunu, ev içerisinde sanık saldırdığında sanığı ittiğini, bunun üzerine sanığın, bacaklarına vurduğunu, bu nedenle bacaklarında morluk olduğunu, hastanede rapor aldıktan sonra emniyete gidip şikâyetçi olduğunu, olayın etkisiyle psikolojinin bozulduğunu, işini yapamadığını,29.06.2011 tarihinde istinabe olunan Mahkemede; sanığın, kendisini zorla alıkoyduğunu ve cinsel saldırıda bulunduğunu, önceki beyanlarını tekrar ettiğini,24.04.2012 tarihinde istinabe olunan Mahkemede; saat 23.00 sıralarında … adasından ayrılırken sanık alkollü olduğu için aracı kullanmayı teklif ettiğini ancak sanığın kabul etmediğini, adadan ayrıldıktan 3-4 km sonra sanığın aracı ıssız bir yere çekip “Beni şehvetli bir şekilde öpeceksin.” dediğini, ardından öpmeye çalıştığını ancak sanığı ittiğini, o sırada sanığın torpido gözüne eğilerek bir şeyler almaya çalıştığını, sanığa engel olduğunu, bir taraftan sanığın, kendisine “Buradan sağ çıkamazsın. Öldürürüm. Sana kimse sahip çıkamaz. Aileni öldürürüm. Şirketini başına yıkarım. Polisler ve savcılar benim köpeklerim.” dediğini, sanığa yalvarınca kendisini konaklayacağı otele götüreceğine söz verip yeniden aracı kullanmaya başladığını ancak bu kez… yolunda hiç bilmediği bir eve götürdüğünü, otele gitmediklerini anlayınca aracı zaman zaman durdurmak için direksiyonu tuttuysa da sanığın hızlanıp engel olduğunu, eve girdiklerinde kapıyı kilitleyen sanığın kendisini zorla sürükleyerek üst kata çıkardığını, saldırarak ceketini ve tişörtünü çıkardığını ancak atletini çıkaramadığını, sanığa engel olduğunu, sanığın zorla kendisini öpmeye başladığını, ona engel olmak için regl döneminde olduğunu söylediğini, gerçekte de o dönemde olduğunu, bu kez sanığın “Senin popon da yara mı?” diyerek zorla ilişkiye girmek istediğini ancak sanığa engel olduğu için yapamadığını, bir ara alkolün etkisiyle horlamaya başlayıp kendisinden geçince komodinin üzerinde bulunan anahtarı alıp aşağı katta indiğini, dışarı çıktığında saatin 03.00 civarında olduğunu, 27.09.2017 tarihinde istinabe olunan Mahkemede; bozma ilamına uyulmasını talep ettiğini, olay meydana geldikten sonra psikolojisinin bozulduğunu, dışarı çıkmaya kortuğunu ve işini yapamaz hâle geldiğini, işini tam manasıyla yapamadığı için işine son verildiğini, psikolojisinin bozulması nedeniyle asli işini yapamadığını, sadece muhasebe işlerinde büro elemanı olarak çalışabildiğini, dışarıyla ilgili işleri yürütemediğini, Tanık … 10.08.2010 tarihinde Savcılıkta; yaklaşık 2 ay önce bir gazinonun önünde müşteri almak için gece yarısından sonra beklediğini ama tam olarak ne olduğunu hatırlamadığını, aracıyla beklediği yöne doğru SSK yol çatı girişinden bir kadının koşarak geldiğini gördüğünü, kadının “Çok acele gitmemiz lazım. Beni Akçay’da Ömür Otel’e götür.” dediğini, kadını hemen arabaya aldığını, giderken aralarında herhangi bir konuşma geçmediğini, kadının üst başının dağınık olmadığını, elbiselerinin yırtık olduğunu görmediğini ancak “Çok acil …’e gitmem gerekiyor.” dediğini, otelin önünde kadının “Benim arabamı otoparktan çıkarır mısın?” diyerek anahtarını verdiğini, o sırada kendilerini, üzerinde üniforma bulunan otel görevlilerinin gördüklerini, onların gelerek kadının arabasını otoparktan aldıklarını, kadının o şahıslarla birlikte otoparka gittiğini, kendisinin dışarıda beklediğini, kadının otel görevlilerine herhangi bir şey söyleyip söylemediğini bilmediğini, kadının, kendisine …’e gideceğini, gidememe durumunda yardımcı olup olamayacağını sorduğunu, kadına yardımcı olacağını söylediğini, ona … yolunu tarif ettiğini, kadının acilen gitmesi gerektiğini söylemesi nedeniyle herhangi bir şey olduğunda araması için ona kartını verdiğini, taksinin yanına geldiğinde kadının ayağında ayakkabısının olduğunu, bunu özellikle gördüğünü çünkü kadının arabayı kullanıp gittiğini, ayakkabısız araç kullanmanın zor olduğunu, kendisine kadının zorla kaçırıldığı ya da tecavüze uğradığı veyahut dayak yediği konusunda herhangi bir şey söylemediğini, kadının, bir daha kendisini aramadığını, Mahkemede; mağdurenin üstünün yırtık olmadığını net bir şekilde hatırladığını, ayakkabısının da olduğunu, herhangi bir panik durumunun olmadığını, sadece “Ben acele …’e gideceğim. Beni Ö. Otel’e götür.” dediğini, Tanık … 10.08.2010 tarihinde Savcılıkta; olay tarihinde gece saat 03.00-04.00 sıralarında otele bir kadının geldiğini, otele rezervasyon yaptırdığını ancak kalamayacağını belirtip arabayı otoparktan çıkarmasını istediğini, araç kullanmayı bilmediği için kadını başka birisinden yardım alması konusunda yönlendirdiğini, gördüğü kadarıyla kadının üzerindeki elbiselerde bir yırtık olmadığını, ayakkabısı olup olmadığına bakmadığını, kadının daha önce nisan ayında da otelde kaldığını, o güne ilişkin herhangi bir kayıt olmadığını ancak kadının geldiğini çok iyi hatırladığını,Tanık .Mahkemede; sanığı tanımadığını, mağdurenin, şirketlerinde pazarlama bölge sorumlusu olarak çalıştığını, …’da bulunduğu sırada kardeşi tanık …’ın telefon etmesi üzerine o anda … yerinde İsmail’in yanında olan mağdureyle telefonda görüştüğünü, mağdurenin, kendisine … görüşmesi için sanığın çalıştığı şirkete gittiğini, orada görüştüklerini, alkol alan sanığın arabasıyla kendisini otele bırakmak üzere aldığını ancak arabaya bindikten sonra aracın kapılarını kilitleyip … adasındaki bir ıssız eve götürüp zorla alıkoyduğunu, alkollü vaziyette kendisini cinsel ilişkiye zorladığını, buna izin vermediğini, sanığa tepki gösterip mücadele ettiklerini, saat 03.00 sıralarında sanık uyurken pencereden kaçıp bir eve giderek polis çağırmalarını istediğini, yardım eden olmayınca bir taksiye bindiğini, otele geldiğini, oradan da …’e döndüğünü, …’de sanık hakkında şikâyetçi olduğunu anlattığını, olayı duyduktan sonra telefonla sanığı aradığını, telefonda sanığa neden bu olayı yaptığını sorduğunu, sanığın alkollü olduğu cevabını verdiğini, sanığa “.sana yüz mü verdi? Bu nedenle mi bu olayı yaptın?” şeklinde soru sorduğunu, sanığın “Hayır. Allah var. Bu konuda kendisini suçlayamam.” dediğini, tekrar sorduğunu, sanığın, olaydan dolayı üzüldüğünü ifade ettiğini, Tanık … Mahkemede; sanığı tanıdığını, onu bir veya iki kez gördüğünü, mağdurenin ise şirketlerinde çalıştığını, olayı kendisine mağdurenin anlattığını, sanığın çalıştığı şirkete … gereği gittiğinde orada işle ilgili konuştuklarını, sanığın alkol aldığını, ısrarla arabaya bindirdiğini, aracın kapılarını kilitledikten sonra kendisini bir eve götürerek orada zorla alıkoyduğunu, alkolün etkisiyle orada kendisini cinsel ilişkiye zorladığını ancak buna izin vermediğini, sanığın bir ara sızıp kalmasından faydalanarak evden kaçtığını, bilahare hakkında şikâyette bulunduğunu kendisine … yerine geldiğinde bizzat söylediğini, ertesi gün sanığı telefonla aradığını, mağdurenin, kendisine yüz verip vermediğini, bu olayla ilgili kendisini cesaretlendirip cesaretlendirmediğini sorduğunu, sanığın, aksine mağdurenin, kendisine hiç yüz vermediğini, kendisinin sarhoş olduğunu ve kontrolünü kaybettiğini söylediğini, Tanık … 30.01.2018 tarihinde Mahkemede; iki çocuğuyla birlikte sanığın ikamet ettiği sitede bekçi olarak çalıştığını, sanığın zorla bir kadını evine soktuğunu görmediğini ya da buna ilişkin bir ses duymadığını, çevreden duyulduğuna ilişkin bir yakınma gelmediğini, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; haziran ayında sanığın ikamet ettiği sitenin hafta içi tam olarak dolu olmadığını ancak hafta sonu hemen hemen sitenin yarısının dolu olduğunu, yaz sezonu açıldığında site sakinlerinin araçlarını sitenin dışına park ettiklerini, 21.06.2018 tarihinde Keşifte: 2001 yılından beri söz konusu sitede bekçi olarak görev yaptığını, gündüz saatlerinde çalıştığını, 01 Haziran-30 Eylül tarihleri arasında site içerisine arabayı park etmenin yasak olduğunu, 2016 yılı öncesinde site sakinlerinin site girişine gelip arabalarından inerek kapıyı açıp o şekilde siteye girmelerinin gerektiğini, geceleri bir sorun olması hâlinde kendisini dahili telefondan arayarak haber verdiklerini, mesaisinin saat 18.00’de bittiğini ancak kendinin sitedeki evinde kalmaya devam ettiğini, sorun olduğu takdirde telefonla arandığını, olaya ilişkin görgü ya da duyuma dayalı bir bilgisinin olmadığını, sanığın olay tarihinde ikamet ettiği evin bitişiğindeki evde işe girdiğini, o tarihten beri orada ikamet ettiğini, Tanık … 30.01.2018 tarihinde Mahkemede; çalıştığı lokantaya müşteri olarak gelip gitmesi nedeniyle sanığı tanıdığını, sanığın genelde eşiyle birlikte geldiğini, başka bir kadınla gelip iki saat kalması nedeniyle olay akşamını hatırladığını, olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle kadının silüetini tam olarak hatırlamadığını, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; bahsettiği akşam sanık … yanındaki kadının beraber alkol aldıklarını,Beyan etmişlerdir.Sanık … 12.08.2010 tarihinde Savcılıkta; mayıs ayı içerisinde mağdurenin gelerek mallarının tanıtımını yapmaya başladığını, yaptığı araştırmalar sonucu mağdurenin sattığı malların . menşeili olduğunu gördüğünü ve bayilik teklifini reddettiğini, olay günü bir … için Altınoluk civarında bulunduğu sırada telefonla mağdurenin aradığını, mağdureye müsait olmadığını söylediğini ancak mağdurenin ısrar ettiğini, mağdureye “… yerime gidin geliyorum.” dediğini, … yerine gittiğinde mağdurenin orada olduğunu, mağdureye birlikte çalışamayacaklarını anlattığını, mağdurenin yemek için kendisinden yer sorduğunu, ona Hasanaki ve … adasını önerdiğini, ardından mağdurenin, kendisini de yemeğe çağırdığını, işi olduğunu söylemesine rağmen mağdurenin ısrar ettiğini, ısrar üzerine yemek teklifini kabul ettiğini, … adasına gitmeye karar verdiklerini, önce iki arabayla gittiklerini ancak daha sonra mağdurenin tek araçla gitmeyi önerdiğini, aracı otele bıraktığını, birlikte … adasına gittiklerini, Nesos restoranda yemek yediklerini, mağdurenin en az 3 duble rakı içtiğini, sonra mağdurenin .tavernasına gitmek istediğini söylediğini, istemeyerek de olsa kabul ettiğini, en az 3 duble de orada rakı içtiğini, Nesos’tan tavernaya yürüyerek gittiklerini, aralarının 40-50 metre olduğunu, mağdureyi otele bıraktığında mağdurenin arabadan inmeyeceğini ve kahve içmek istediğini söylediğini, mağdureye istemediğini söylemesine rağmen mağdurenin arabadan inmeyeceğini belirterek ısrar ettiğini, bunun üzerine kabul ettiğini ancak bir aile hayatının ve özel hayatının olması nedeniyle otele gitmeyeceğini mağdureye belirttiğini, … civarında bulunan eve mağdureyi götürdüğünü, mağdurenin kahve yapmaya kalktığını fakat beceremediğini, kahveyi kendisinin yaptığını, o sırada mağdurenin sızdığını, sabah kalktığında mağdurenin olmadığını, kimseye cinsel saldırıda bulunmadığını, tehdit etmediğini, zorla alıkoymadığını, olaydan 4 gün sonra …’dan Başaran firmasının sahibinin kendisini telefonla arayarak “Sen oranın kralı mısın? Sen oranın efesi misin? Sen bu kızı sahipsiz mi sandın? Bar bar dolaştırmışsın. Restoran restoran dolaştırmışsın. Sen karından da mı korkmuyorsun? Evli barklı adamsın. Biz bunun ifadesini almayı biliriz ama yargıya gideceğiz.” dediğini, ona “Beni dinleyin.” demesine rağmen dinlemediğini, Mahkemede; daha önce mağdurenin ürünlerini pazarlamak için telefonla aradığını, kabul etmediğini, olay günü mağdurenin tekrar telefonla aradığını, mağdureye bayilik yapamayacaklarını söylemesine rağmen mağdurenin konuşmak istediğini söylediğini, yaklaşık 1.5 saat sonra … yerinde buluşup konuştuklarını, sonra mağdurenin balık yemek istediğini söylediğini, mağdureye restoranların olduğunu belirttiğini, mağdurenin birlikte yemek yiyebileceklerini söylemesi üzerine … yerinden ayrı ayrı arabalarla çıktıklarını, mağdurenin aracını otele bıraktığını, … adasına gidip birlikte yemek yediklerini, mağdurenin …’e dönmeyeceğini, kalmak istediğini söylemesi üzerine başka bir eğlence merkezine giderek eğlendiklerini, ardından Akçay’a döndüklerini, döndüklerinde mağdurenin kahve içmek istediğini söyleyip kendisini otele davet ettiğini, eşinden ayrılma sürecinde olması ve otelcileri tanıması nedenleriyle otele gitmelerinin uygun olmadığını, güvenlikli site içerisinde bulunan evinde kahve içebileceklerini söylediğini, sitenin içerisine güvenlik nedeniyle araç alınmadığını, birlikte güvenlikten geçerek kendisine ait olan daireye gittiklerini, mağdurenin sarhoş olması nedeniyle kahve yapamadığını, o sırada mağdurenin koltukta sızdığını, sabah kalktığında mağdurenin evde olmadığını, mağdureyi telefonla aradığını ancak ulaşamadığını, iki gün sonra tanık İsmail’in telefonla aradığını, ona durumu anlatığını, sonra tanık …’nın telefonla arayıp tehdit eder bir şekilde konuştuğunu, atılı suçu işlemediğini, neden suçlamada bulunduğunu bilmediğini, daha önce de herhangi bir birlikteliklerinin olmadığını, sadece … icabı görüştüklerini, okunup sorulması üzerine; tanık …’nın beyanlarını kabul etmediğini, tanık İsmail ile yaptıkları görüşmelere bir diyeceğinin olmadığını,28.09.2017 tarihinde Mahkemede; olay günü mağdurenin cep telefonundan aradığını, görüşmek istediğini, mal almayacağını söyleyerek telefonu kapattığını ancak mağdurenin, … yerine mağdurenin gelerek birkaç saat beklediğini öğrendiğini, mağdureyle oturup sohbet ettiklerini, mağdurenin şantiyeleri gezmek istediğini söylediğini, birlikte gezdiklerini, mağdurenin, o gün …’e gitmek istemediğini, akşamı … bölgesinde geçireceğini, yemek için uygun bir yer olup olmadığını sorduğunu, mağdureye birkaç restoran önerdiğini, mağdurenin, kendisine birlikte yemek yemeyi teklif ettiğini, o tarihlerde eşiyle ayrı yaşadığını ancak mağdureyle uzun ya da kısa vadeli bir ilişki yaşamayı aklından geçirmediğini, bir … yemeği gibi olayı değerlendirdiğini, birlikte … adasına gidip Nesos restoranda yemek yediklerini ve mağdureyle birlikte yarı yarıya 35’lik bir rakı içtiklerini, çıkışta kredi kartı ile ödeme yaptığını, mağdurenin grek taverna tarzı bir yere gitmek istediğini söylediğini, ardından mosvos tavernaya gittiklerini, orada yine birer ya da ikişer kadeh rakı içtiklerini, hesabı ödediğini, kredi kartı ile mi yoksa nakit mi ödediğini hatırlamadığını, oradan çıktıktan sonra fofonun yeri isimli restorana geçtiklerini, orada da yine bir şeyler yiyip içtiklerini, orada alkol alıp almadıklarını hatırlamadığını, hesabı kredi kartıyla ödediğini, saat 00.00 ya da 00.30 sıralarında … adasından araçla çıktıklarını, bir dinlenme tesisinden su aldığını, …-. arasındaki ara yoldan yola devam ettiklerini, mağdurenin konakladığı otelin önüne gittiklerini, mağdurenin, kendisini otele kahve içmeye çağırdığını, mağdureye, boşanma aşamasında olduğunu, etrafa o şekilde görüntü veremeyeceğini, istediği takdirde…’deki eve gidip kahve içebileceklerini söylediğini, kendi arabasıyla yola çıktıklarını, yaklaşık 3,5 km gittikten sonra evinin önündeki otoparka gittiklerini, aracı park ettiklerini, mağdureyle birlikte araçtan inip yürüyerek güvenlik görevlisinin bulunduğu girişten geçmek suretiyle site içerisine girdiklerini, site içerisine girerken güvenlikçinin yerinde olup olmadığını ve kendilerini görüp görmediğini hatırlamadığını, sonra mağdureyle birlikte eve çıktıklarını, mağdure kahve yapamayınca kendisinin kahve yapmaya başladığını, o sırada mağdurenin kanepede uyuyakaldığını gördüğünü, sonra merdivenlerden çıkarak kendi yatak odasına gidip orada uyuduğunu, sabah kalktığında mağdureyi görmediğini, mağdureyle geçirdiği bir akşam boyunca mağdurenin herhangi bir psikolojik rahatsızlığı olduğuna ilişkin kanıya kapılmadığını, yemek yerken eşiyle arasındaki boşanma davasının devam ettiğini anlattığını, mağdurenin de “Senin gibi beyefendi … adamları bu tür sorunlar yaşıyor. Biz de dilediğimiz insanı bulamıyoruz.” dediğini, mağdurenin bir daha kendisini aramadığını, sabahleyin mağdureyi evde göremeyince iki kez onu telefonla aradığını ancak mağdurenin telefonu açmadığını, sorulması üzerine; mağdureyle 01.30-02.30 saatleri arasında eve gittiklerini, mağdurenin alkollü olduğu için mi yoksa beceriksizliğinden mi kahveyi döktüğünü bilemediğini,
Savunmuştur.5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel saldırı” başlığını taşıyan 102. maddesi;
“1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
“(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur” hâlini almıştır.
Maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukukî değerin, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığı olduğu cinsel saldırı suçunda failin ve mağdurun, kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir.
TCK’nın “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” başlıklı 109. maddesi ise,;
“(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” şeklinde düzenlenmiş iken,
14.07.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7331 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile;
“(1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2)…
(3)…
e) Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat arttırılır.
(4)…
(5)…
(6)…”,
Hâlini almıştır.Maddenin birinci fıkrasında; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında; suçun cebir, tehdit veya hile ile işlenmesi ve üçüncü fıkrasında ise; altı bend halinde, suçun silahla, birden fazla kişi ile birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanmak suretiyle, üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi nitelikli hâller olarak yaptırıma bağlanmış, dördüncü fıkrasında; suçun netice sebebiyle ağırlaşmış hâline, beşinci fıkrasında; cinsel amaçla işlenen özgürlüğü kısıtlama suçuna yer verilmiş, altıncı fıkrasında ise; suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun sonucu itibarıyla ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi hâlinde, ayrıca bu suça ilişkin hükümlerin de uygulanacağı belirtilmiştir.Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan mağdurenin Kollukta özetle; akşam sanığın ısrarı üzerine … adası olarak bilinen yerde yemek yediklerini, sanığın alkol aldığını, kendisinin de bir kadeh rakı içtiğini, oradan sanığın aracıyla ayrıldıklarını, normalde sanığın, kendisini otele bırakacağını fakat aracın kapılarını kilitlediğini, hiçbir sebep yokken sanığın, kendisine bir … attığını, “Beni öpeceksin. Seni göndermeyeceğim. Benimle bu gece kalacaksın. Yoksa seni öldürürüm.” diyerek tehdit ettiğini, araçtan çıkamadığını, sanığın aracı hareket ettirdiğini, başka bir eğlence mekânının kapısına kadar götürdüğünü, sanığa “Beni ya otele götürürsünüz ya da ben burada inmek istiyorum.” dediğini, bunun üzerine sanığın küfür ettiğini ve zor kullanarak araçtan indirmediğini, fazla araç trafiği olmayan ve bilmediği bir yere doğru aracı sürdüğünü, … yolunda bir eve kendisini zorlayarak ve sürükleyerek götürdüğünü, orada bağırıp çağırmaya başladığını ancak etrafta kimse olmadığı için sesini duyuramadığını, sanığın, kendisine evin içerisinde ağza alınmayacak küfürler ettiğini, “Seni gö..den sinkaf edeceğim.” dediğini, çok korktuğunu, sanığı sakin olması konusunda uyardığını, sanığa “Bu işler böyle olmaz. Benim gönlümün olması lazım. Yoksa ben kanuni haklarımı ararım.” dediğini, bunun üzerine sanığın “Ben burada hatırı sayılır bir … adamıyım. Ne polis ne jandarma ne de adliye hiçbir şey yapamaz. Benim burada bir ağırlığım var. Bana bir şey olmaz.” dediğini, bir müddet sanıkla birlikte ev içerisinde kaldıklarını, sanığın bir ara sızarak uyuyakaldığını, o sırada evden kaçarak çıktığını, dışarı çıktığında etrafı bilmediği için uzun bir süre yürüdüğünü, bir süre sonra bir evin ışığını gördüğünü, evdekilerin, kendisine camdan baktıklarını, onlara “Lütfen bir polis çağırın. Yardım edin.” diyerek yalvardığını ancak kimsenin yardım etmediğini, tekrar yürümeye başlayıp ana yola çıktığını, yol üzerinde bulunan adını bilmediği eğlence merkezinin önünde bir taksi bulduğunu, taksiye binerek otele gittiğini, otoparktan aracını çıkarıp oradan ayrıldığını, polise gitmek istediğini ancak sanığın polisleri ve jandarmayı tanıdığından korkarak gitmediğini ve araçla doğrudan …’e döndüğünü, Tepecik Hastanesinden rapor aldığını, Savcılıkta ve istinabe olunan Mahkemedeki beyanlarında önceki beyanına ek ve önceki beyanında farklı olarak; saat 23.00 sıralarında … adasından ayrıldıklarını, sanığın alkollü olması nedeniyle aracı kullanmayı teklif ettiğini ancak sanığın kabul etmediğini, adadan ayrıldıktan 3-4 kilometre sonra sanığın aracı ıssız bir yere çektiğini, kendisine “Beni şehvetli öpeceksin.” gibi sözler söylediğini ve kendisini öpmeye çalıştığını, sanığı ittiğinde sanığın da kendisini ittiğini, sanığın bir yandan da aracın torpidosunu açmaya çalıştığını, sanığa engel olmaya çalıştığını, sanığın “Buradan sağ çıkamazsın. Öldürürüm. Burada sana kimse sahip çıkamaz. Aileni öldürürüm. Şirketini başına yıkarım. Buradaki polislere her gün yediriyorum. Savcılar bir şey yapamaz. Onlar benim köpeklerim.” gibi sözler söylediğini, araçtan inmeye çalıştığını fakat kilitli olduğu için inemediğini, ardından sanığın “Seni oteline götüreceğim ancak önce sakinleş.” dediğini ve su aldığını, ardından Akçay merkeze geldiklerini, orada da sanığın, kendisini otele götürmediğini, … yolunda hiç bilmediği ancak gittiği takdirde bulabileceği bir eve götürdüğünü, yolda sanığa engel olup aracı durdurmaya çalıştığını ancak engel olmak istediğinde sanığın, aracı hızlandırarak imkân vermediğini, eve gittiklerinde sanığın, kapıyı kilitlediğini, zorla sürükleyerek kendisini üst kata çıkardığını, içeride kendisine saldırarak ceketini ve tişörtünü çıkardığını ancak atletini çıkarmasına engel olduğunu, sanığın soyunduğunu, zorla yukarı kata çıkarıp kendisini yüzünden ve dudaklarından öptüğünü, bir taraftan da “Beni öpeceksin. Yalayacaksın. Beni boşaltacaksın.” dediğini, sanığa sürekli yalvararak öyle birisi olmadığını, hayatında böyle şeyler yapmadığını, kendisini serbest bırakmasını, ayrıca regl döneminde olduğunu söylediğini ancak buna rağmen sanığın “Gerekirse seni g…n …..m.” diyerek zorla ilişkiye girmek istediğini, yalvardıkça sanığın sürekli gülerek “Bana masaj yapacaksın. Benimle sevişeceksin.” demeye devam ettiğini, isteklerini yerine getirmeyince sanığın zorla, kendisini yatağa yatırdığını, dudaklarından ve boynundan öptüğünü, engel olduğu için sanığın cinsel ilişkiye giremediğini, bu şekilde aynı yatakta sanığın zorlamasıyla yattıklarını, sanığın uyuduğunu fakat ara ara uyanıp tekrar aynı isteklerde bulunduğunu, bir ara horlamaya başlayınca komodinin üzerindeki anahtarı alıp aşağı kata indiğini, kapıyı açıp tahminine göre saat 03.00 sıralarında dışarı çıktığını, otele taksiyle döndüğünü, araçla oradan ayrılıp …’e gittiğini, sanıktan korkması nedeniyle …’te şikâyetçi olamadığını, …’e pazar günü döndüğünü, olayın etkisiyle ve korkudan dışarı çıkamadığını, ertesi gün önce … yerine, ardından da hastaneye gittiğini, …’de evden kaçtığında yalınayak yürüdüğünü, ayağının yaralı olduğunu, sanığın, kendisini zorla alıkoyduğunu ve cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettiği, sanığın Savcılıkta özetle; mağdurenin bayilik teklifini reddettiğini, mağdurenin yemek için kendisinden yer sorduğunu ve kendisini de yemeğe çağırıp ısrar ettiğini, birlikte tek araçla … adasına gittiklerini, Nesos restoranda yemek yediklerini, sonra mağdurenin Rum tavernasına gitmek istediğini söylediğini, istemeyerek de olsa kabul ettiğini, Nesos’tan tavernaya yürüyerek gittiklerini, mağdureyi otele bıraktığında mağdurenin arabadan inmeyeceğini ve kahve içmek istediğini söylediğini, mağdureye istemediğini söylemesine rağmen mağdurenin arabadan inmeyeceğini belirterek ısrar ettiğini, bunun üzerine kabul ettiğini ancak bir aile hayatının ve özel hayatının olması nedeniyle otele gitmeyeceğini mağdureye belirttiğini, … civarında bulunan evine mağdureyi götürdüğünü, mağdurenin evde sızdığını, sabah kalktığında mağdurenin olmadığını, Mahkemede özetle; … adasına gidip birlikte yemek yediklerini, mağdurenin …’e dönmeyeceğini, kalmak istediğini söylemesi üzerine başka bir eğlence merkezine giderek eğlendiklerini, ardından Akçay’a döndüklerini, döndüklerinde mağdurenin kahve içmek istediğini söyleyip kendisini otele davet ettiğini, eşinden ayrılma sürecinde olması ve otelcileri tanıması nedenleriyle otele gitmelerinin uygun olmadığını, güvenlikli site içerisinde bulunan evinde kahve içebileceklerini söylediğini, sitenin içerisine güvenlik nedeniyle araç alınmadığını, birlikte güvenlikten geçerek kendisine ait olan daireye gittiklerini, o sırada mağdurenin koltukta sızdığını, sabah kalktığında mağdurenin evde olmadığını savunduğu olayda;Mağdurenin, sanığa ait evden çıktıktan sonra yalınayak yürüdüğünü belirmesine karşın tanık …’un Kollukta mağdurenin taksinin yanına geldiğinde ayağında ayakkabısının olduğunu, bunu özellikle gördüğünü, Mahkemede ise mağdurenin üstünün yırtık olmadığını net bir şekilde hatırladığını, ayakkabısının da olduğunu, herhangi bir panik durumunun bulunmadığını belirtmesi, mağdurenin Savcılıkta adadan ayrıldıktan 3-4 kilometre sonra sanığın aracı ıssız bir yere çektiğini, kendisine “Beni şehvetli öpeceksin.” gibi sözler söylediğini ve kendisini öpmeye çalıştığını, ardından sanığın “Seni oteline götüreceğim ancak önce sakinleş.” dediğini ve su aldığını belirtmesine karşın olay tarihinde 30 yaşında olan ve çalıştığı şirkette bölge müdürü olduğunu belirten mağdurenin araçtan inerek orada bulunan kişilerden yardım istememesinin ve sanıkla birlikte araçta gitmeye devam etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, mağdurenin Savcılıkta … adasından saat 23.00 sıralarında ayrıldıklarını belirtmesine rağmen sanığa ait kredi kartı slipinde 12.06.2010 tarihinde saat 21.29’da Nesos Turizm ve İnşaat isimli … yerinde 120 TL, 13.06.2010 tarihinde saat 00.55’te Fofo-Engin Restoran isimli … yerinde 150 TL tutarlarında harcamalar yapıldığının, dolayısıyla mağdurenin ayrıldıklarını belirttiği zaman ile dosyada mevcut söz konusu deliller ışığında adadan ayrıldıklarının anlaşıldığı zaman arasında 2 saat gibi ciddi bir fark bulunması, 05.07.2018 havale tarihli rapora göre; sanığın aracını olay günü site dışında park ettiği yer ile site giriş kapısının arasının 33 metre, site giriş kapısından olayın olduğu evin arasının 54 metre olduğunun anlaşılması karşısında mağdurenin aşamalarda sanık tarafından zorla sürüklenerek eve götürüldüğü yönündeki beyanının gerçeklikten uzak olması, mağdurenin 13.06.2010 tarihinde …/Akçay’da bulunan otelin otoparkında bulunan aracıyla otelden ayrılmasının ardından derhal olayı adli mercilere intikal ettirmeyerek 14.06.2010 tarihinde ikamet ettiği … iline döndükten sonra müracaatta bulunmasının hayatın olağan akışına uygunluk göstermemesi ve sanığın çevresinden çekindiği için orada adli mercilere başvurmadığını belirtmesinin ikna edici olmaması, 20.10.2017 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen raporda mağdurede ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan depresif bozukluk denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiğinin, bu psikiyatrik durumun iddia edildiği gibi bir cinsel saldırıya bağlı olarak gelişebileceği gibi, cinsel saldırı olmaksızın başka olay ve/veya olaylara bağlı olarak gelişen psikososyal stres ve çatışmalar sonucu da ortaya çıkabileceğinin mütalaa edilmesi, tanıklar … ve İsmail’in görgüye dayalı bilgilerinin bulunmaması, sanığın aşamalarda istikrarlı bir şekilde atılı suçlamaları kabul etmemesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığa atılı basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olmadığı değerlendirilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …; “Olay tarihinde, sanığın ısı sistemleri pazarlaması yapan Katılan … ile buluşup birlikte yemek yedikten sonra geceleyin mağduru kendi evine götürdüğünü kabul etmiştir. Katılan beyanında yemekten dönüşte yolda sanığın aracı ıssız bir yere çekerek cinsel saldırıda bulunduğunu, ardından evine götürerek burada cinsel saldırıya devam ettiğini, sanığın alkolün etkisi ile sızıp uyumasından faydalanarak çıplak ayakla evden kaçtığını beyan etmiştir. Katılanın ayaklarında çıplak ayakla sanığın evinden kaçarken oluşan yaralanmalar olduğunun alınan raporda belirtilmiştir. Mağdurun kaçtıktan sonra bindiği taksicinin beyanı ve diğer tanık beyanları doktor raporu mağdurun iddiaları ve sanığın kısmi ikrarı gibi tüm delilerden, sanığın isnat edilen sinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği, sanığın mahkumiyetine dair direnme kararının isabetli olduğu kanaatinde olduğumdan, İsnat edilen suçların oluşmadığı gerekçesi ile Yerel Mahkemenin mahkumiyette direnme kararının bozulmasına karar veren Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum.” düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu iki Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer düşüncelerle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- … Ağır Ceza Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli ve 110-322 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin sanığa atılı basit cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.