Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/469 E. 2023/257 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/469
KARAR NO : 2023/257
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

YARGITAY DAİRESİ : 4. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza

I. HUKUKİ SÜREÇ
Silahla tehdit suçundan sanıklar … ve …’in 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine ilişkin … 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.06.2015 tarihli ve 16-477 sayılı hükümlerin, katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 04.10.2021 tarih ve 2392-23300 sayı ile; “Katılanın aşamalarda her iki sanığın da evinin kapısına gelerek tehdit sözü söylediklerini beyan etmesi, evinden dışarı çıkamayarak 155 ihbar hattını araması ve olay tarihli tutanakta da her iki sanığın katılanın evinin önünde görüldüğünün belirtilmesi karşısında; sanıkların tehdit eylemlerinin sabit olduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 106/2-c maddesinde düzenlenen birlikte tehdit suçundan cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
… 12. Asliye Ceza Mahkemesince 16.02.2022 tarih ve 850-96 sayı ile bozmaya direnilerek sanıkların önceki hükümler gibi beraatlerine karar verilmiştir.
Direnme kararına konu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15.06.2022 tarihli ve 38942 sayılı onama istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 26.09.2022 tarih ve 10367-18077 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU İLE ÖN SORUN
Sanıklar hakkında mala zarar verme suçundan verilen mahkûmiyet hükmü kesin nitelikte olduğundan, sanık … hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ise Özel Dairece onandığından kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar hakkında silahla tehdit suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı silahla tehdit suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
… Cumhuriyet Başsavcılığının 26.12.2013 tarihli ve 46850-17087 sayılı iddianamesi ile; sanıklar … ve …’in katılan …’e yönelik işledikleri iddia edilen silahla tehdit suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a-c ve 53. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
Sanıkların sorgularının 30.09.2014 tarihinde yapıldığı, … 12. Asliye Ceza Mahkemesince 02.06.2015 tarih ve 16-477 sayı ile sanıkların beraatlerine karar verildiği,
Hükümlerin katılan tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 04.10.2021 tarih ve 2392-23300 sayı ile; katılanın, aşamalarda her iki sanığın da evinin kapısına gelerek tehdit sözü söylediklerini beyan etmesi, evinden dışarı çıkamayarak 155 ihbar hattını araması ve olay tarihli tutanakta da her iki sanığın katılanın evinin önünde görüldüğünün belirtilmesi karşısında; sanıkların tehdit eylemlerinin sabit olduğu ve TCK’nın 106/2-c maddesinde düzenlenen birlikte tehdit suçundan cezalandırılmaları gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
Uyuşmazlığa konu tehdit suçu, suç tarihi itibarıyla TCK’nın 106/1. maddesinde;
“(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
TCK’nın 66. maddesinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Ön Soruna İlişkin Nitelendirme
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 06.08.2013 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanıklar hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 30.09.2014 tarihli sanıkların sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 30.09.2022 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- … 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.02.2022 tarihli ve 850-96 sayılı sanıklar hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükümlerin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, CMUK’un, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkındaki silahla tehdit suçundan açılan kamu davalarının dava zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.05.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.