Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/467 E. 2023/70 K. 08.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/467
KARAR NO : 2023/70
KARAR TARİHİ : 08.02.2023

YARGITAY DAİRESİ : 6. Ceza Dairesi

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Nitelikli yağma suçundan sanık …’ın TCK’nın 149/1-d, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin … 37. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.09.2021 tarihli ve 127-334 sayılı hükmün, sanık … müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesince 19.11.2021 tarih ve 1939-2315 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 22.02.2022 tarih, 62-2083 sayı ve oy çokluğu ile;
“…Müşteki Hanife’ye ait 100 TL para konutta cebir kullanılarak alınmış olsa bile, suç tarihi olan 14.12.2020 itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığa verilen cezada değer azlığı indiriminin yapılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesiyle sanığa verilen cezadan değer azlığı nedeniyle indirim yapılması hususunun gözetilmemesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri ….ise “Her ne kadar çoğunluk tarafından olayda değer azlığı sebebiyle TCK’nın 150/2. maddesinin uygulanması gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de dosyanın incelenmesinde sanığın uyuşturucu bağımlısı olduğu, daha önce defalarca annesinden zorla para aldığı, uyuşturucu madde kullanması sebebiyle 1 yıla yakın … Kapalı Cezaevinde kaldığı, olay günü saat 02.00 de eve geldiği ve zorla 30 TL aldığı, bilahere evden çıktıktan sonra aynı gün saat 14.30’da yine eve gelerek tehdit ettiği ve kendisinin dudağına yumruk attığını, koluna vurduğunu ve iteklediğini, bu sırada annesi …’in elinde bulunan 100 TL’yi verdiği ve olay yerini terk ettiğini, gerek … gerek ise …’ın ifadelerinden açıkça anlaşıldığı üzerine, sanığın sürekli tehdit ve dövmek suretiyle annesinden ve anneannesinden para aldığı,
Buna göre TCK’nın 150/2. maddesi gereğince değer azlığı sebebiyle cezadan indirim yapılmasının uygun olmadığı,” şeklindeki gerekçe ile karşı oy kullanmışlardır.
II. DİRENME GEREKÇESİ
… 37. Ağır Ceza Mahkemesi 10.06.2022 tarih ve 136-242 sayı ile;
“Sanığın olay günü annesi müştekiden para aldığı bir müddet sonra tekrar gelip para istediği, müştekinin parasının olmadığını söylemesine rağmen sanığın müştekiyi darp etmesi üzerine diğer müşteki anneannesi sanığın müştekiyi öldürür endişesi ile para vermek durumunda kalması şeklinde kabul edilen olayda; sanığın kastı, olayın meydana gelişi, müştekilerin sanık karşında zayıflığı ve TCK’nın 150/2. maddesinin yukarıda açıklandığı üzere hâkime tanıdığı takdir yetkisi ile yasanın asıl amacı olan çoğunu alabilme imkanı varken azı ile yetinme ilkesine aykırı olaması ve sanığın kastının, olayların en başından itibaren miktarı az olan parayı almaya özgülenmediği, ısrarla daha fazla para almak olduğu karşısında sanık hakkında bu madde hükümleri uygulanmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık … müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.09.2022 tarihli ve 106688 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.10.2022 tarih ve 7953-13738 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Annesi mağdur … ve anneannesi mağdur … ile birlikte ikamet eden sanığın uyuşturucu madde kullandığı, yakın zamanda cezaevinden çıktığı ve suç tarihinde saat 14.30 sıralarında eve gelerek mağdur …’dan para istediği, parasının olmadığını söyleyen mağdur …’un dudağına ve koluna yumrukla vurduğu, itekleyerek …’u yere düşürdüğü, yerdeyken de koluna vurarak darbetmeye devam ettiği, sanığın yanlarına gelen mağdur …’ye de yönelmesi üzerine mağdur …’nin kızını öldüreceğinden ve kendisine zarar vereceğinden korkarak sanığa 100 TL vermek zorunda kaldığı, sanığın parayı aldıktan sonra ikametten ayrıldığı iddiası ile kamu davası açıldığı,
Mağdur … hakkında düzenlenen raporda; sağ kolda kızarıklık ve …, alt ve üst dudak ile sol yanakta ödem bulunduğunun, mevcut yaralanmanın basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun tespit edildiği,
Yerel Mahkemece “Sanığın olay günü annesi müştekiden para aldığı, bir müddet sonra tekrar gelip para istediği, müştekinin parasının olmadığını söylemesine rağmen sanığın müştekiyi darp etmesi üzerine diğer müşteki anneannesi sanığın müştekiyi öldürür endişesi ile para vermek durumunda kalması şeklinde kabul edilen olayda; sanığın kastı, olayın meydana gelişi, müştekilerin sanık karşında zayıflığı ve TCK’nın 150/2. maddesinin yukarıda açıklandığı üzere hakime tanıdığı takdir yetkisi ile yasanın asıl amacı olan çoğunu alabilme imkanı varken azı ile yetinme ilkesine aykırı olaması ve sanığın kastının, olayların en başından itibaren miktarı az olan parayı almaya özgülenmediği, ısrarla daha fazla para almak olduğu karşısında sanık hakkında bu madde hükümleri uygulanmamıştır.” şeklindeki gerekçe ile sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmadığı,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur … aşamalarda; oğlu olan sanık … annesi mağdur … ile birlikte ikamet ettiklerini, sanığın uzun süredir uyuşturucu bağımlısı olduğunu, bundan dolayı sanığı iki kere AMATEM servisine yatırdıklarını ancak sanığın tedaviyi reddettiğini ve her defasında … kuruluşundan kaçtığını, sanığın uyuşturucu kullanımından dolayı bir seneye yakın … Kapalı Cezaevinde yattığını, uyuşturucu madde temin edebilmek için uzun süredir kendisinden zorla para aldığını, vermediği zamanlarda kendisine fıziksel ve sözlü şiddette bulunduğunu, bunlara yönelik adli mercilere şikâyette bulunmadığını, olay günü olan 14.12.2020 tarihinde saat 02.00 sıralarında eve gelerek kendisinden para isteyen sanığa para vermek istemediği için olumsuz yanıt verdiğini, bunun üzerine sanığın kendisine psikolojik ve sözlü baskı yapmaya başladığını, “Parayı vereceksin!” şeklinde konuştuğunu, daha önceden parayı vermemesi sebebiyle kendisini darbetmesi ve evdeki eşyalara zarar vermesi nedeniyle istemese de parayı vermek zorunda kaldığını, sanığın parayı aldıktan sonra ikametten ayrıldığını, kendisinin de sabah saatlerinde bu hususla ilgili müracatta bulunurum düşüncesiyle uyuduğunu, aynı gün saat 14.30 sıralarında mağdur … ile birlikte evde oturdukları sırada kapının çaldığını, kapıyı açtığında gördüğü sanığın “Anne eve biraz uğrayıp geri dışarı çıkacağım.” dediğini ve içeriye girdiğini, bir süre evde durduktan sonra “Anne bana biraz para ver!” dediğini, sanığa cüzdanını göstererek parasının olmadığını söylemesi üzerine sanığın sinirlenerek bir anda kendisini kaybettiğini ve üzerine gelip kendisini darbetmeye başladığını, dudağına ve sağ koluna yumruk attığını, iteklemesi üzerine sağ kolunun üzerine düştüğünü, yerdeyken de kendisini darbetmeye devam ettiğini ve sağ koluna vurduğunu, daha sonra mağdur …’nin yanlarına geldiğini ve sanığı durdurmak için ona bir miktar para verdiğini, sanığın parayı aldıktan sonra ikametten ayrıldığını, kendisinin de yerden kalkarak gelip müracatta bulunduğunu,
Mağdur … Kollukta; torunu olan sanık … kızı olan mağdur … ile birlikte ikamet ettiklerini, sanığın madde bağımlısı olduğunu, bundan dolayı cezaevine girdiğini ve yakın zaman önce çıktığını, 14.12.2020 tarihinde saat 02.00 sıralarında sanığın eve gelerek kendisinden para istediğini, sanığa 30 TL vererek başka parasının olmadığını 50 TL’yi mağdur …’a verdiğini söylemesi üzerine sanığın mağdur …’dan da para alarak evden ayrıldığını, aynı gün saat 14.30 sıralarında mağdur … ile evde bulundukları sırada eve gelen sanığın kendisinden para istediğini, son parasının 100 TL olduğunu ve bu parayı ona vermeyeceğini söylediğini, bunun üzerine sanığın yakında bulunan sehpayı alıp kendisine vurmak için yöneldiği sırada evde bulunan mağdur …’un araya girdiğini, sanığın aynı şekilde tehditvari konuşarak mağdur …’dan da para istediğini, mağdur …’un parasının olmadığını söylemesi üzerine mağdurun yüzüne yumruk attığını, itekleyerek yere düşürdüğünü ve yerde iken ağzına tekme attığını, bu sırada sanığın mağduru öldürmesinden korktuğunu, daha sonra sanığın kendisine doğru yönelmesi üzerine kendisine zarar verebileceğinden korkarak cebinde bulunan son 100 TL’sini sanığa verdiğini ve kendilerini rahat bırakmasını söylediğini, parayı aldıktan sonra sanığın evden ayrıldığını, şikâyetçi olduğunu, mahkemede ise farklı olarak; torunu olan sanığın Afgan uyruklu bir kızla sürekli uyuşturucu madde kullandığını, olay günü sanığın mağdur …’dan para istediğini, mağdurun parasının olmadığını söylemesi üzerine de onu darbettiğini, kendisinin sanığa para vermediğini ve maddi zararının bulunmadığını, şikâyetçi olmadığını, çelişki nedeniyle sorulması üzerine de; sanığa 100 TL’yi kavga olayından önce verdiğini, mağdur …’u dövdüğü sırada sanığa para vermediğini, yanında bulunan kızı istemedikleri için sanığın mağdur …’u dövdüğünü,
İfade etmişlerdir.
Sanık … aşamalarda; olay tarihinde cezaevinden yeni çıktığını, mağdur olan annesi ve anneannesi ile birlikte kaldığını, kız arkadaşını da buraya getirdiğini, kız arkadaşının daha önceden fuhuş yaptığını, onu kurtararak yanına aldığını, fakat annesinin kız arkadaşını istemeyerek “Ya o gitsin ya da beraber evden gidin.” dediğini, gece yarısı annesinin kendilerini kovması üzerine evden ayrıldıklarını ve geceyi kömürlükte geçirdiklerini, ertesi gün battaniye almak için eve gittiğinde annesinin yine “Kız arkadaşın gitsin, sen kal!” dediğini, bu sırada aralarında tartışma yaşandığını, annesini iteklemek zorunda kaldığını, bunun üzerine annesinin yere düştüğünü, annesinin kız arkadaşını istemeyerek “O orospuya anne olmam.” dediğini ve kendisini cezaevine göndererek kız arkadaşından ayrılmasını amaçladığını, annesinden veya anneannesinden para almadığını, annesinin daha önce de kendisi hakkında böyle şikâyette bulunduğunu ancak sonradan ifadesini değiştirdiğini, kendisini uyuşturucudan kurtarmak için şikâyetçi olduğunu söylediğini, annesi ile tartışmalarının öğlen vakitlerinde olduğunu, bu sırada kız arkadaşının yanında olmadığını, kömürlükte kendisini beklediğini, bu olaydan kendisi tutuklanınca haberdar olduğunu, AMATEM’de tedavi gördüğünü ve iki aydır uyuşturucu kullanmadığını, suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat
5237 sayılı TCK’nın 150. maddesinin ikinci fıkrasında; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir.” hükmü yer almakta iken, anılan fıkra 29.06.2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Fıkranın ilk hâli ile yağma suçlarında, suça konu değerin azlığı nedeniyle hâkime cezada indirim yapma zorunluluğu getirilmiş, daha sonra yapılan değişiklikte ise indirim yapıp yapmama konusunda hâkime takdir yetkisi tanınmıştır.
TCK’nın 150. maddesinin ikinci fıkrası, yağma suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. Değer azlığı ile kanun koyucu tarafından neyin kastedildiği, tereddütleri önleyecek biçimde açıklığa kavuşturulmamış, rakamsal bir sınırlandırma getirilmemiş fakat hâkime, yargılama konusu maddi olayla ilgili olarak takdir ve değerlendirme yetkisi tanınmıştır. Hâkim, gasp edilen veya gasp edilmeye kalkışılan şeyin değerinin azlığını ceza indirimi yapmakla değerlendirebilecektir.
5237 sayılı Kanun’un 150. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasında, 765 sayılı TCK’nın 522. maddesinde öngörülen “hafif” ya da “pek hafif” kavramlarıyla irtibatlı bir yoruma girilmemeli, Yargıtaydan anılan maddenin uygulanması sürecindeki içtihatlarına paralel şekilde yıllık değer ölçülerini belirlemesi beklenmemelidir.
Hâkim, bu değerlendirmenin yanı sıra her somut olayda, olayın özelliklerini dikkate alacak, 5237 sayılı TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde ceza adaletini sağlayacaktır. Görüldüğü gibi madde ile getirilen sistem, sadece malın değerinin objektif ölçütlere göre belirlenerek cezadan indirim yapılmasından ibaret değildir. Olayın özelliği her somut olayda değerlendirmeye konu edilecek, meydana gelen haksızlığa faili iten etkenler ve bu haksızlığın mağdur üzerindeki etkileri de gözetilerek, indirim yapıp yapmama konusunda takdir kullanılacak ve maddenin uygulanıp uygulanmamasına ilişkin gerekçe kararda gösterilecektir.
Buna karşılık maddenin uygulanmasındaki en önemli ölçüt, şüphesiz değer ölçüsüdür. Ölçüye konu edilmesi gereken değer ise fiilen gasp edilen olmayıp eylem kastına dahil edilen olmalıdır. Bu değerin ise “indirim yapılmasını” haklı kabul ettirecek düzeyde az olması gerekmektedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Mağdurlarla birlikte ikamet eden sanığın, uyuşturucu madde kullandığı, yakın zamanda cezaevinden çıktığı ve suç tarihinde saat 14.30 sıralarında ikamete gelerek annesi olan mağdur …’dan para istediği, parasının olmadığını söyleyen mağdur …’un dudağına ve koluna yumrukla vurduğu, itekleyerek …’u yere düşürdüğü, yerdeyken de koluna vurarak darbetmeye devam ettiği, sanığın bu sırada yanlarına gelen anneannesi mağdur …’ye de yönelmesi üzerine mağdur …’nin, kızını öldüreceğinden ve kendisine zarar vereceğinden korkarak sanığa 100 TL vermek zorunda kaldığı, sanığın parayı aldıktan sonra ikametten ayrıldığı olayda; mağdur …’nin; madde bağımlısı olan sanığın suç tarihinde saat 02.00 sıralarında eve gelerek kendisinden ve mağdur …’dan para aldığını, daha sonra evden ayrıldığını, aynı gün saat 14.30 sıralarında da tekrar eve gelerek para istediğini, son parası olan 100 TL’yi sanığa vermek istemediğini ancak sanığın mağdur …’u öldürmesinden ve kendisine zarar vermesinden korktuğu için bu parayı sanığa verdiğini beyan etmesi, mağdur …’un; sanığın uyuşturucu madde teminini sağlayabilmek için uzun süredir kendisinden zorla para aldığını, vermediği zamanlarda kendisine fıziksel ve sözlü şiddet uyguladığını, olay günü saat 02.00 sıralarında sanığın eve gelerek kendisinden para istediğini, sanığa para vermek istemediği için olumsuz yanıt verdiğini, bunun üzerine sanığın kendisine psikolojik ve sözlü baskı yapmaya başladığını, daha önceden parayı vermemesi sebebiyle sanığın kendisini darbetmesi ve evdeki eşyalara zarar vermesi nedeniyle istemese de parayı vermek zorunda kaldığını, aynı gün saat 14.30 sıralarında mağdur … ile birlikte evde oturdukları sırada sanığın tekrar eve gelerek para istediğini, sanığa cüzdanını göstererek parasının olmadığını söylemesi üzerine sanığın sinirlenerek bir anda kendisini kaybettiğini ve yumruk atmaya başladığını, itekleyerek yere düşürdüğünü, yerdeyken de kendisini darbetmeye devam ettiğini, daha sonra mağdur …’nin yanlarına geldiğini ve sanığı durdurmak için ona bir miktar para verdiğini ifade etmesi karşısında, her ne kadar yağma suçunun konusunu oluşturan para miktarının az olduğu hususunda tereddüt bulunmamakta ise de mağdur …’nin mağdur …’u öldüreceğinden korkarak üzerindeki tüm parayı sanığa vermiş olması, mağdurların sanık karşısındaki zayıflıkları, sanığın mağdurların ne kadar parası varsa hepsini alma yönündeki ortaya koyduğu kastının yoğunluğu ve somut olayın tüm koşulları göz önünde bulundurulduğunda, Yerel Mahkemece TCK’nın 150. maddesinin ikinci fıkrasının verdiği takdir yetkisinin somut olayın içeriğine uygun şekilde kullanıldığı, yağmalanan paraların değerinin azlığı nedeni ile sanık hakkında indirim yapılamayacağı hususunda gösterilen gerekçede bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasını uygulamama gerekçesinin isabetli olduğuna, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu üyesi ise Yerel Mahkemenin direnme gerekçesinin isabetli olmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- … 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2022 tarihli ve 136-242 sayılı hükmündeki direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Usul ve kanuna uygun bulunan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün ONANMASINA,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.