YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/454
KARAR NO : 2023/222
KARAR TARİHİ : 12.04.2023
İtirazname No : 2021/152556
YARGITAY DAİRESİ : 3. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 1615-1373
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanıklar … ve …’in silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, mahsuba ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.06.2019 tarihli ve 66-175 sayılı hükümlere yönelik sanıklar müdafileri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 03.12.2020 tarih ve 1615-1373 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 21.09.2021 tarih ve 6145-8832 sayı ile temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 27.04.2022 tarih ve 152556 sayı ile;
“…İtiraza konu uyuşmazlık, mahkemece değerlendirmeye alınan dosyada mevcut delillerin sanıklar hakkında karar vermek için yeterli olup olmadığı ve araştırılacak başkaca bir hususun eksik bırakılıp bırakılmadığına ilişkindir.
1- Sanık … hakkında;
…Sonuca etki edecek esaslı delillerden olan tanığın beyanı hariç tutulması durumunda sanığın suçunun sübutu açısından her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu delil dışında kalan örgütle irtibatlı dernek üyeliği, örgüte ait sohbetlere katılmak ve dijital materyallerinde örgüt elebaşısı Fetullah …’e ait video bulundurmaktan ibaret eylemlerinin konumu itibarıyla sempati ve iltisak boyutunu aşmayan eylemler olarak kabul edilebileceği ve atılı suçu oluşturmayabileceği anlaşılan sanık hakkında mütevelli olup olmadığının tespiti için tanıklar … ve … ile sanığın sözde mütevelli heyetinde birlikte yer aldığı iddia edilen diğer kişilerin tespiti ile bu hususta beyanlarının alınması, sanığın telefon görüşme ve baz istasyonu verilerinin bir bilirkişi marifetiyle incelenerek örgüt üyeleriyle irtibat derecesinin tespiti, başkası adına kayıtlı hattan bylock kullanıp kullanmadığının araştırılması, ayrıca İçişleri Bakanlığı KOM Daire Başkanlığı ile TEM Daire Başkanlığının tanık beyanlarını içerir veri bankası ile bylock veri havuzu içeriğinde ve UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında hakkında ifade yahut bilgi ve belge bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa ilgili birimden onaylı örneklerinin temini ve beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla dinlenerek sonucuna göre hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasının hukuka aykırılık oluşturduğu değerlendirilmiştir.
2- Sanık … hakkında;
…Sonuca etki edecek olan esaslı delillerden olan sanığın örgütle bağını 17-25 Aralık sürecinde kopardığına dair savunmasının tanık … tarafından doğrulandığı da dikkate alındığında bu hususun diğer tanıklardan ve delillerden teyidi suçun sübutu açısından önem arz etmektedir. Sanığın örgütün üst katmanları ile bağının tespit edilememesi ve 17-25 Aralık sürecinde mevcut bağını koparması durumunda atılı suçun oluşmayacağı anlaşıldığından sanığın örgütün üst katmanlarında yer alıp almadığının ve örgütle bağını tam olarak ne zaman koparttığının tespiti açısından sanıkla ilgili bilgi sahibi olan tanıkların (… ve… ile birlikte sohbette ve derneklerde yer aldığı iddia edilen diğer kişilerin tespiti ile) bu hususta beyanlarının alınması, telefon görüşme ve baz istasyonu verilerinin bir bilirkişi marifetiyle incelenerek örgüt üyeleriyle irtibat derecesinin ve tarihlerinin tespiti, başkası adına kayıtlı hattan bylock kullanıp kullanmadığının araştırılması, hangi derneklere ne zaman üye olup hangi görevleri aldığı, ne şekilde ayrıldığı ve bu derneklerin örgütle irtibatlarının tespiti ayrıca İçişleri Bakanlığı KOM Daire Başkanlığı ile TEM Daire Başkanlığında tanık beyanlarını içerir veri bankası ile bylock veri havuzu içeriğinde ve UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında hakkında ifade yahut bilgi belge bulunup bulunmadığı araştırılıp varsa onaylı örneklerinin temin edilerek ve beyan sahiplerinin tanık sıfatıyla dinlenerek sonucuna göre hukukî durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasının hukuka aykırılık oluşturduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 28.06.2022 tarih ve 22847-3896 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Denizli ili Buldan ilçesindeki yapılanmasına yönelik olarak gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda örgütün ilçedeki esnaf faaliyetlerinin Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneği vasıtasıyla yürütüldüğünün tespit edilmesi üzerine adı geçen derneğin başkanı olan sanık … ile dernek sekreterliği görevini yapan sanık … hakkında soruşturma başlatıldığı,
Kolluğun 10.01.2017 ve 08.02.2017 tarihli tutanaklarında sanık …’in 0 546 … 99 90 numaralı hat ile …..25380 IMEI numaralı cihaz üzerinden Bylock programını kullandığının ve ilk tespit tarihinin 01.12.2015 olduğunun belirtildiği,
CGNAT kayıtlarına göre; ……25380 IMEI numaralı cihazda kullanılan ve sanık … adına kayıtlı olan 0 546 … 99 90 numaralı hat ile 01.12.2015-20.02.2016 tarihleri arasında 6836 kez Bylock IP’sine bağlanıldığı ve bu bağlantılar esnasında Denizli merkezindeki veya merkeze bağlı Gümüşler Beldesindeki baz istasyonlarından sinyal alındığı, söz konusu hattın HTS kaydına göre GPRS bağlantılarındaki baz istasyonlarının da aynı şekilde olduğu,
17.01.2019 tarihli araştırma tutanağına göre; 0 546 … 99 90 numaralı hat baz alınarak yapılan sorgulamada herhangi bir ID Bylock kullanıcı hesabına ilişkin içerik verisi kaydına rastlanmadığı,
Tanık …’in yargılandığı Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/35 Esas sayılı dosyasından gönderilen yazıya göre; tanık … adına kayıtlı…[email protected] ADSL hattına ilişkin 140475 ID numaralı ByLock hesabının kullanıcı adının “oznur20” olduğu, ID hesabının kullanıcısıyla ilgili tespit ve değerlendirme yapılamadığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce 140475 ID’yi kullanan kişinin… isimli şahıs olduğunun değerlendirildiği, bu kişinin de Yerel Mahkemenin 2017/189 esas sayılı dosyasında sanık olarak yargılandığı, tanık …’in adına kayıtlı 0 549 … 43 20 nolu GSM hattına ilişkin 113227 ID numaralı ByLock hesabının kullanıcı adının “ayhanayhan”, şifresinin “meltem20”, adının “… …” olduğu, ekleyenlerin verdikleri isimler kısmında “… beyy, … Aga, …” isimlerinin yer aldığı, ekli kişi listesinde hakkında yakalama kararı olan ve Denizli il imamı olduğu yönünde iddia bulunan … Boz’un olduğu, ID’yi kullanan kişinin … olduğunun değerlendirildiği,
Yapılan UYAP sorgulamasında Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2018 tarihli ve 2017/35 Esas 2018/222 Karar sayılı kararı ile tanık …’in ByLock programını kendi adına kayıtlı 0 549 … 43 20 nolu GSM hattı üzerinden 113227 ID, [email protected] ADSL hattı üzerinden 140475 ID numaralarıyla kullandığının kabul edildiği, anılan kararla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının temyiz incelemesi neticesinde onanarak kesinleştiği,
Kolluğun 20.02.2017 ve 03.03.2017 tarihli tutanaklarına göre; Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğinin başkanı olan sanık …’in örgüte müzahir bazı sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte 17-25 Aralık süreci sonrasında 29.01.2014 tarihinde Denizli Demokrasi ve Hukuk Platformu adı altında düzenlenen ve Denizli İş Adamları Derneği Başkanı… tarafından “Denizli’de bulunan 45 STK’dan müteşekkil Demokrasi ve Hukuk Platformu olarak son birkaç aydır ülkemizi derinden sarsan yolsuzluk operasyonları üzerinden hizmet hareketine yapılan menfur saldırılar ve karalama kampanyası karşısında daha fazla sessiz kalamadık…Bir karıncayı bile bilerek incitmeyen bu insanlar bir gün uyandıklarında kendilerini çete ve örgüt mensubu olarak buldular. Bir başka gün ise yaşadıkları mekânlar in, kendileri de haşhaşin olmuşlardı. Bugün bir kısım medya, sorumlu ve objektif gazetecilik kriterlerini hiçe sayarak ve bir merkezden yönlendirildiği aşikâr bir tarzda her türlü yalan ve iftiraya başvurmak suretiyle hizmet hareketi hakkında kara propaganda kampanyası yürütüyor… Bir gecede değiştirilen adlî kolluk yönetmeliğinden tutanak altına alınmış soruşturmaya müdahale hadiselerine kadar her şey milletin gözünün önünde cereyan ediyor…Haklarında onlarca kanıt ve mahkeme kararı olan insanlar için uygulanan masumiyet karinesi hizmete gelince değil rafa kaldırma ayaklar altına alınıyor. Evinde milyon dolarlar çıkanlar masum, hizmet suçlu…Sayın başbakanımız şu anda aydınlık ruhları karalamaya çalışırken karanlık dehlikler kendini karanlığa adamış kara ruhlular tarihlerinin en histerik kahkahasını atıyorlar. Bir millete yazık ediliyor. Mümin gönüller kırılıyor, kalplere nefret tohumları ekiliyor. Nerede insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü. Yeni bir anayasa derken, bunun hayallerini kurarken hızla demokrasiden uzaklaşıyoruz. Arzumuz hükûmet kanadının bir an evvel yanlışını fark edip çatışmacı ve savaşçı dil ve üsluptan vazgeçmesi, toplumu kucaklayıcı barışçıl bir dil kullanmasıdır…” şeklinde açıklamalar yapılan basın açıklamasına katıldığı ve haberdenizli.com isimli internet sitesinde “Hizmete yapılan iftiralara sert tepki” başlıklı habere ilişkin olarak yayımlanan fotoğrafta yer aldığı,
Bankasya’dan getirtilen hesap dokümanları arasındaki hesap bakiyesi ve gelişimi tablosuna göre; sanık …’in 04.07.2007, sanık …’in 03.10.2005 tarihlerinde açılmış hesaplarının bulunduğu ve 2013 Aralık-2016 Temmuz aylarında hesap bakiyelerinin sıfır olduğu, ayrıca Yerel Mahkeme tarafından sanık …’in Bankasya kayıtları incelendiğinde herhangi bir katılım hesabı bulunmayıp sadece bu bankanın kredi kartını kullandığının ve bu kartın ödemelerini yaptığının tespit edildiği,
Sanık …’in dijital materyallerine ilişkin 14.12.2018 tarihli ön inceleme raporuna göre; ev arama tutanağında eşi…’in kullandığının ve üzerinde 0 530 … 51 28 numaralı hattın takılı olduğunun belirtilmesi ve ayrıca kayıtlı kişiler arasında yer alanların büyük çoğunluğunun kadın olması karşısında sanığın eşi tarafından kullanıldığı anlaşılan Apple Iphone 4 S marka …..22696 IMEI numaralı cep telefonunda örgütün sözde elebaşısı Fetulah …’in bir adet video kaydının olduğu, sanık …’in iş yerinde yapılan aramaya ilişkin tutanakta bankonun üzerinde görüldüğünün ve 0 542 … 36 31 numaralı hattın takılı olduğunun belirtilmesi ve ayrıca kayıtlı kişiler arasında yer alanların büyük çoğunluğunun erkek olması karşısında sanık … tarafından kullanıldığı anlaşılan Apple Iphone SE marka …..64984 IMEI numaralı cep telefonunda herhangi bir suç unsuru bulunduğuna ilişkin tespit yer almamakla birlikte kişi listesinde haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle soruşturma olan kişilerin olduğu,
Sanık …’in dijital materyallerine ilişkin 02.03.2018 tarihli ön inceleme raporuna göre; Samsung marka 500 gb hard diskte örgüt elebaşısı Fetulah …’e ait birçok video kaydı ile ses dosyasının bulunduğu,
08.05.2018 tarihli CD inceleme tutanağında; sanık …’den ele geçirilen 5 adet CD’den dört tanesinde herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığının ve üzerinde Sızıntı ibaresi olan bir tane CD’nin suç unsuru içerdiğinin belirtildiği,
Denizli İl Dernekler Müdürlüğünün 29.12.2016 tarihli yazısında sanıklar … ve …’in 667 sayılı KHK ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında kapatılan Denizli İş Adamları Derneğinin üyesi olduklarının belirtildiği ve yazı ekinde anılan derneğin üye kayıt defterinin sanıklara ilişkin sayfalarının örneğinin yer aldığı,
Denizli İl Dernekler Müdürlüğünün 30.01.2018 tarihli yazısına ve ekindeki belgelere göre; sanıkların Dernekler Bilgi Sistemi (DERBİS) kayıtlarında Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğinin üyesi oldukları,
Denizli İl Dernekler Müdürlüğünün 09.07.2015 tarihli yazısına ve ekindeki belgelere göre; Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğinin 03.06.2015 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında feshine karar verildiği ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığı,
Yerel Mahkemedeki yargılamanın devam ettiği esnada Denizli İl Emniyet Müdürlüğünün 18.12.2018 tarihli yazısı ekinde gönderilen … … Kırmızı isimli şahsın 05.12.2018 tarihinde bilgi alma tutanağı ile alınan beyanında; sanık …’in Çolaklar Ticaret isimli iş yerinin sahibi olduğunu, darbe girişiminden önce FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün düzenlediği sohbet toplantılarına katıldığını bildiğini, ayrıca çevredeki insanlardan örgütün Buldan ilçesindeki para kasası olduğu şeklinde duyumlar aldığını, ByLock kullanıp kullanmadığını bilmediğini ve Zaman Gazetesi ile Sızıntı Dergisine abone olduğunu belirttiği, ancak bu şahsın Yerel Mahkemece duruşmada dinlenmediği gibi söz konusu beyanına kabulde de yer verilmediği,
Tanık …’un kollukta yaptığı 27.04.2018 tarihli teşhisinin ekinde yer alan ve tanık tarafından yazılıp imzalanan mütevelli gruplarını gösterir listeye göre sorumlularının … ve …’in olduğu mütevelli grubunda sanık … ile birlikte …..isimli kişilerin yer aldığı,
….. isimli şahsın BİMER’e yaptığı 11.08.2016 tarihli ihbarda FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle bağlantılı kişiler arasında sanık …’i de belirttiği, bu şahsın Buldan Cumhuriyet Başsavcılığında alınan 19.01.2017 tarihli beyanında; BİMER’e yazılan dilekçenin kendisine ait olduğunu, bu dilekçe benzerini ve elindeki belgeleri emniyete önceden verdiğini, bunların güvendiği vatandaşlar tarafından yazılarak kendisine verilen belgeler olduğunu, bunun üzerine değerlendirmeleri için yetkili makamlara sunduğunu, isimleri geçen şahıslar hakkında detaylı bir bilgisinin bulunmadığını,
Sanık … müdafii tarafından sunulan;
-Buldan Genç İş Adamları Derneğinin karar defterinin ilgili sayfasına göre; 20.02.2015 tarihli yönetim kurulu kararında derneğin mevcut başkanı olan sanık …’in istifa edip yerine başkan olarak yedek üyelerden …’in atanmasına karar verildiği,
-Denizli İl Dernekler Müdürlüğünün 05.05.2015 tarihli ve yönetim kurulunda yapılan değişiklik konulu yazısında Buldan Genç İş Adamları Derneğinin dernek organlarında değişiklik yapıldığına dair evrakın incelenmesi sonucunda derneğin genel kurul toplantısında seçilen yönetim ve denetim kurulları asıl ve yedek üyeleri dışındaki kişilere görev verilmesinin dernek organlarına genel kurul toplantıları haricinde dışarıdan ilaveler yapılamaması nedeniyle söz konusu değişikliğin yasal dayanağının olmadığının belirtildiği,
Sanık … müdafii tarafından sunulan çeşitli resmî kurumlara ait evraklarda sanık …’in irtibat numarası olarak 0 542 … 36 31 numaralı telefonunu bildirdiği,
27.10.2020 tarihli tutanağa göre; Keşan İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı görevlilerin 20 …. 079 plakalı Hyundai marka araçta FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kaydı olan şahısların bulunduğu ve bu aracın Çanakkale’den ilçeye doğru seyir hâlinde olduğu bilgisine ulaşmaları üzerine saat 05.30 sıralarında durdurulan söz konusu araçta sanık … ile birlikte haklarında örgüte üye olma suçundan dava olan eşi…, kız kardeşi ….. ve kız kardeşinin eşi … Başkut’un olduğu, akabinde anılan kişiler hakkında yakalama işleminin yapıldığı ve üstlerindeki dijital materyallere el konulduğu,
Bu kapsamda sanık …’den ele geçirilen Apple Iphone 8 marka…..73895 IMEI numaralı cep telefonuna ilişkin 03.03.2021 tarihli ön bilirkişi raporuna göre; haklarında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dava bulunan Hakan Maden ve Ahmet Gürsoylar isimli şahısların 08.04.2020, 16.05.2020, 23.07.2020 ve 08.09.2020 tarihlerinde gönderdikleri örgütsel içerikli WhatsApp mesajlarının yer aldığı,
Yaşanan bu gelişme üzerine sanık …’in Yerel Mahkemenin 27.10.2020 tarihli kararı ile “27.10.2020 tarihinde Edirne ili Keşan ilçesinde yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmak amacıyla araçla giderken kolluk görevlileri tarafından kimlik kontrolü yapılması sırasında hakkında silahlı terör örgütü üyeliği suçundan yurt dışına çıkış yasağının olduğunun tespit edilmesiyle göz altına alındığı, sanığın böylelikle daha önce hakkında uygulanmasına karar verilen yurt dışı çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirini ihlal ettiği anlaşılmış olmakla, CMK’nun 112. maddesi gereğince tutuklanmasına” karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık … Mahkemede; 0 546 … 99 90 numaralı hattın kendisinin isteği üzerine bacanağı olan sanık … tarafından 2015 yılı sonlarına doğru Buldan’da alındığını, bu hattın telefon hattı olmayıp mobil internet hattı olduğunu, bu mobil internet üzerinden on kişinin bile aynı anda internete bağlanabildiğini, zaten bu nedenle böyle bir internet modemi almasını sanık …’den istediğini, kibrit kutusu kadar olan bu mobil cihazı kendi yanında taşıdığını ve internete bununla bağlandığını, hattın şifresinin olmadığını ve sınırsız internetinin bulunduğunu, şifresiz olduğu için isteyen herkesin bağlanabildiğini, yargılandığı dosyada kendisiyle ilgili olarak 0 549 … 43 20 numaralı hat üzerinden Bylock kullandığı iddiasında bulunulduğunu, bunun dışında da birkaç farklı ID üzerinden Bylock kullandığının iddia edildiğini, sanık … adına kayıtlı mobil modem üzerinden Bylock kullanmadığını, kendisine ait olduğu belirtilen ID’lerin içeriklerinde kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan kadınlara ait yazışmaların yer aldığını, yaklaşık bir yıl bu hattı kullandıktan sonra kapattırmasını söylemesi üzerine sanık …’in de Teraspark AVM’deki Kıbrıslıoğlu İletişim’den kapattırdığını, kendisinin de sim kartı ve modem cihazını bir işine yaramayacağı için çöpe attığını, sanık …’in adına kayıtlı bu mobil modem hattını Çivril’de kullanmadığını ve Denizli’ye taşındıktan sonra kullanmaya başladığını,
Tanık … Mahkemede; Buldan’da 2015 Haziran-2016 Haziran arasında Körfez Dershanesinde Fen Bilgisi öğretmeni olarak çalıştığını ve Merkezefendi Yurdunda müdürlük yaptığını, sanık …’i ismen tanıdığını, çalıştığı dönemde sanık …’in bu yapıyla alakasının kalmadığının ve ayrıldığının söylendiğini, 17-25 Aralık’tan sonra kendi isteğiyle bu yapıdan ayrıldığını başkalarından duyduğunu, sanık …’i dershanede yapılan sohbetlerde gördüğünü, … ve …’ın beyanlarından sanık …’in bu yapı içerisinde olduğunu bildiğini, zira bu kişilerin sanık …’in mütevelli olduğunu söylediklerini, bu yapının sohbetlerine gelip giden, burs ve kurban parası veren veya başkalarından burs veya kurban toplayan kimselere mütevelli dendiğini, sanık …’in burs ve kurban parası verdiğini ya da başkalarından topladığını bizzat görmediğini, ancak Buldan’ın küçük bir yer olduğunu ve herkesin birbirini tanıdığını, sanık …’le aynı sohbet grubunda bulunduklarının da olduğunu, bu sohbetin Körfez Dershanesinde yapıldığını, sanık …’in içinde yer aldığı mütevelli grubuna kendisinin dahil olmadığını, bu nedenle aynı sohbet ortamında bulundukları sırada burs ya da kurban toplanmadığını, Emniyet Müdürlüğünde yaptığı fotoğraf teşhisinin doğru olduğunu, kendisinin yargılandığı Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyaya ibraz ettiği tabloda mütevelli sorumlusu olan … ve …’in grubunda sanık …’in de bulunduğunu belirttiğini, sanık …’le birlikte bulundukları sohbetin dinî bir sohbet olduğunu, sohbeti …’in verdiğini, onun ayrılması sonrasında ise sohbetleri …’in yaptığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … aşamalarda benzer şekilde; hakkındaki iddiaları kabul etmediğini, örgütle bir ilgisinin bulunmadığını, ByLock kullanmadığını, yaklaşık 15-20 yıldan beri 0 542 … 36 31 numaralı hattı kullandığını, bütün resmî kuruluşlara irtibat numarası olarak bu numarayı verdiğini, 0 546 … 99 90 nolu hat kendi adına kayıtlı ise de bu hattın bacanağı tanık … tarafından kullanıldığını, bu hattın wifi hattı olduğunu, HTS kayıtları celp edilip incelendiğinde bu hattı kimin kullandığının ortaya çıkacağını, 2015 yılının sonlarında tanık …’in Çivril’den Denizli merkezine taşındığını, bacanağı tanık … Buldan’a kendisini ziyarete geldiğinde karşı komşusu olan Vodafone bayisine evinde interneti olmadığı için mobil internet hattı almak istediğini söylediğini, bunun üzerine bayinin kimlik istediğini, ancak tanık …’in yanında kimliğinin olmaması nedeniyle hattı kendi kimliğiyle almayı teklif ettiğini, kendisinin de kıramayıp kimliğini verdiğini, hattın açıldığı andan itibaren tanık … tarafından kullanıldığını, hattı daha sonra üzerine alacağını söylediğini, bu durumu 2-3 kez belirtmesine rağmen kendisini geçiştirdiğini ve hattı üzerine almadığını, Denizli Genç İş Adamları Derneğine üyeliğinin bulunmadığını, zaten küçük bir esnaf olduğu için büyük çapta ticaret yapan birisi olmadığını, Bankasya’da şahsî hesabının bulunmadığını, sadece daha önceden babasıyla birlikte işlettikleri Kanaat Ticaret adına pos cihazı aldıklarını, kayıtlar incelendiğinde sadece pos cihazından geçen paralar olduğunun ve başka bir para yatırılmadığının görüleceğini, Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğine üyeliğinin olduğunu, bu derneğin örgütle bir ilgisinin bulunmadığını, dernek sekreteri olduğunu iddianame eline geçince öğrendiğini, adı geçen derneğin pasif bir dernek olduğunu ve KHK ile kapatılmayıp kendi kendini feshettiğini, tanık …’un beyanlarını kabul etmediğini, tanığı Buldan’da birkaç kez görmüşlüğünün olduğunu, ancak fazla hatırlayamadığını, gıda üzerine olan iş yerine tanığın gelmiş olabileceğini, tanığın aşamalardaki beyanlarının çelişkili olduğunu, ifadesinde geçen …’i tanımadığını, …’i ise yurt müdürü olarak tanıdığını, …’le ticari bir tanışıklığının olduğunu, ancak bu şahsın verdiği sohbete katılmadığını, hiçbir terör faaliyetine maddi ve manevi destek sağlamadığını, çocuklarının devlet okulunda okuduğunu, küçük bir ilçede ailesinin rızkını sağlamak için bakkallık yaptığını, suçlamaları kabul etmediğini, lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğini,
27.10.2020 tarihinde Edirne ili Keşan ilçesinde yakalanmasıyla ilgili olarak aynı tarihte Keşan Terörle Mücadele Büro Amirliğinde alınan ifadesinde; 26.10.2020 tarihinde saat 20.30 sıralarında eşi…, kardeşi…. ve kardeşinin eşi … …ile birlikte kendi adına kayıtlı araçla yola çıktıklarını, bakliyat işi yaptığı için İpsala ilçesine pirinç bakmaya gittiklerini, yola çıkmalarının bir diğer nedeninin de gezmek olduğunu,
Sanık … Kollukta; 2014 yılında yapılan yerel seçimlerden sonra Adalet ve Kalkınma Partisine üye olduğunu, önce mahallî idareler başkanı olarak göreve başladığını, hâlen ilçe teşkilat başkanı olarak görev yaptığını, Fetullahçı terör örgütünde faaliyette bulunmadığını, 17-25 Aralık sürecinden önce Merkezefendi Yurduna tadilat ve yapım için gerek inşaat malzemesi olarak gerekse kurban bağışlayarak Allah rızası için birkaç sefer yardım yaptığını, kimin yardım talebinde bulunduğunu şu an hatırlayamadığını, 17-25 Aralık’tan sonra Zaman Gazetesi aboneliğini iptal ettirdiğini, bu gazeteye devlet tarafından el konulduktan sonra devletin eline geçti diye inadına üç ay daha bayiden satın aldığını, Bankasya’da hesabının olmadığını, bu bankaya para yatırmadığını, Buldan Genç İş Adamları Derneğine üyeliğinin olduğunu, bu dernekte bir dönem başkanlık yaptığını, 17-25 Aralık sürecinden sonra FETÖ/PDY ile bağlantılı olduğunu anlayınca istifa ettiğini, ancak bu istifasının prosedüre uymaması nedeniyle kabul edilmediğini, derneğin feshedilmesi için 2015 yılında imza verdiğini, akabinde derneğin de kendisini feshettiğini, öncesinde derneğin örgütle bir bağlantısı olduğunu bilmediğini, Denizli İş Adamları Derneğinin 17-25 Aralık sürecinden hemen sonra yaptığı dershanelerin kapatılmasına ilişkin basın açıklamasına …’in zorlamasıyla katıldığını, basın açıklamasında yer alan cümleleri duyduktan sonra orayı terk ettiğini ve cemaatle olan bütün bağını o gün bitirdiğini, 15 Temmuz gecesi partinin ilçe binasını kendisinin açtığını, 35 gün boyunca meydandaki demokrasi nöbetlerine katıldığını,
Savcılıkta; etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini, Buldan’da esnaf olarak çalıştığını, 2014 yılındaki yerel seçimlerden sonra Adalet ve Kalkınma Partisine üye olduğunu, hâlen partide ilçe teşkilat başkanı olarak görev yaptığını, yaklaşık 7-8 yıl önce Merkezefendi Yurdunda yapılan bir sohbete katıldığını, cemaatle tanışmasının bu şekilde olduğunu, bu sohbetlere Allah rızası için 3-4 haftada bir gittiğini, bu sohbetlere katılanlardan …’i hatırladığını, sohbetlerde din üzerine konuşma yapıldığını, sohbetlerin başında önceden …..’ın olduğunu, daha sonradan …’in yer aldığını, sohbetlerde yardım amaçlı bağışta bulunmalarının istenmesi üzerine bayramdan bayrama bağış yaptığını, paraları … ve ….’ın topladığını, bu sohbetlere 17-25 Aralık olaylarından 3-4 ay önce katılmayı bıraktığını, çünkü o dönemlerde … tarafından siyaset üzerine konuşmalar yapıldığını, Buldan Genç İş Adamları Derneğine üye olduğunu, üye olduğunda derneğin başkanlığını … ….’in yaptığını, 2012-2013 yıllarında ise dernek başkanının ….olduğunu, onun ayrılması sonrasında yaklaşık 2-3 yıl dernek başkanlığını kendisinin yaptığını, 17-25 Aralık olaylarından sonra dernek başkanlığından ayrılmak istemesine rağmen ayırmadıklarını, daha sonra derneği kapattıklarını, önceki dernek başkanlarından Sadettin Coşan ile birlikte Denizli’ye gittiklerinde Denizli İş Adamları Derneğine üye olduğunu, örgüt içinde herhangi bir görevinin bulunmadığını, Zaman Gazetesi ve Sızıntı Dergisi aboneliklerini 17-25 Aralık olaylarından sonra iptal ettirdiğini, Bankasya’da kredi kartının olduğunu, ancak 17-25 Aralık’tan sonra hesabı kullanmadığını, bu bankaya para yatırmadığını, Denizli İş Adamları Derneğinin 17-25 Aralık’tan sonra dershanelerin kapatılmasıyla ilgili olarak düzenlediği Denizli’deki basın toplantısına …’in zorlaması üzerine katıldığını, bu olaydan sonra cemaatle bağlantısını tamamen kopardığını, hiçbir zaman FETÖ terör örgütün içinde yer almadığını, bulunduğu işleri Allah rızası için yaptığını, her zaman devletin yanında olduğunu,
Tutuklanması amacıyla sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; örgüte üyeliği olmamakla birlikte 17-25 Aralık’tan önce bu cemaatle ilişkisi olduğunun doğru olduğunu, o tarihten sonra hatta iki ay öncesinde bu yapılanmayla tüm ilişkisini kestiğini, çünkü sohbetlerde dinî bilgilerin değil siyasetin konuşulmaya başlandığını, 17-25 Aralık’tan sonra Denizli İş Adamları Derneği tarafından açıklama yapılacağının söylendiğini, bunun üzerine bu açıklamaya katıldığını, bu açıklamadan sonra bu yapılanmayla bağlarını sona erdirdiğini, söz konusu fotoğraftaki şahsın kendisi olduğunu, 17-25 Aralık’tan sonra Buldan Genç İş Adamları Derneğinden ayrılmak istediğini, bu amaçla istifa dilekçesi verdiğini, bunun üzerine yerine ….. ve …..’ın alındığını, ancak dernek üyesi olmadıkları için yönetime giremediklerini, bunun üzerine kendisinin yerine …’in başkan olduğunu, yaklaşık 7-8 ay sonra valilikten dernek üyeliğinin devam ettiğine dair bir yazının geldiğini, akabinde derneğin kapatılması için dilekçe verdiğini ve bunun üzerine derneğin kapatıldığını, Bankasya’ya talimat üzerine para yatırmışlığının söz konusu olmadığını, 17-25 Aralık’tan sonra Adalet ve Kalkınma Partisine üye olduğunu, parti üyeliğinin devam ettiğini, şu an ilçe teşkilatında başkan yardımcılığı görevi yaptığını, devletinin yanında olduğunu,
Mahkemede; daha önce Buldan Genç İş Adamları Derneğinin başkanı olduğunu, ancak üyeliğinin düşürülmesi için 17-25 Aralık sürecinden hemen sonra istifa dilekçesi verdiğini, fakat kabul edilmediğini, 2015 yılının başında tekrar görevden alınmak için imza attığını, o sırada başkanlıktan düşürüldüğüne dair defterin sayfasını gördüğünü, daha sonra kendisinin yerine üye yapılan şahsın derneğe üye olmadan yönetime girdiği için Valilik tarafından iptal edildiğinin ve başkanlığın kendisine geri geldiğinin söylendiğini, bunun üzerine derneğin kapatılması için dilekçe verdiğini ve 2015 yılının Mayıs veya Haziran ayı itibarıyla feshedildiğini, Bankasya’da hiçbir alışverişinin olmadığını, sadece şirketinin bu bankada kredi kartı olduğu için pos cihazını kullandığını, kredi kartını da 2015 yılında iptal ettirdiğini, savcılıkta her ne kadar etkin pişmanlıktan yararlanmak istediği şeklinde bir ibare yazılmış ise de örgüt üyesi olmadığı ve örgütle ilgili vereceği herhangi bir bilgi bulunmadığı için etkin pişmanlıktan yararlanmak istemediğini, 7-8 yıl önce Merkezefendi Yurdunda yapılanların örgütsel anlamda bir sohbet olmadığını, sadece kandil geceleri toplanıp Kuran okuduklarını ve kendi aralarında konuştuklarını, bu yurda yardım olarak yılda bir sefer boya ve inşaat malzemesi bağışladığını, bunu da Allah rızası için yaptığını, inşaat malzemeleri satan bir esnaf olduğu için camilere ve başka derneklere de bağışta bulunduğunu, savcılık ifadesinde “Bu sohbetlere 17-25 Aralık olaylarından 3-4 ay önce gitmeyi bıraktım.” şeklinde bir ifade yazılmış ise de kastettiğinin cemaat sohbeti olmayıp Buldan Genç İş Adamları Derneğinin toplantıları olduğunu, sanık …’le uzaktan akraba olduklarını, savcılıkta ifade verirken “…’i tanıyor musun?” diye sorulunca “Bu şahsı tanıyorum, uzaktan akrabam olur, kendisini 3-4 ayda bir yapılan dernek toplantılarında görüyordum.” dediğini, ancak bu toplantıların sohbet şeklinde yazıldığını ve 3-4 haftada bir yapıldığının belirtildiğini, fakat bu toplantıların 3-4 ayda bir gerçekleştirildiğini, başlangıçta Allah rızası için bir sohbet yapıldığını ve daha sonra derneğin konularıyla ilgili hususların konuşulduğunu, zaten bu olayların 6-7 yıl önce olduğunu, …’ın sözcülüğünü yaptığı Demokrasi ve Hukuk Platformunun 17-25 Aralık süreci sonrasında 24.01.2014 tarihinde yaptığı ve ”Denizli’de bulunan 45 STK’dan müteşekkil demokrasi ve hukuk platformu olarak son birkaç aydır ülkemizi derinden sarsan yolsuzluk operasyonları üzerinden hizmet hareketine yapılan menfur saldırılar ve karalama kampanyası karşısında daha fazla sessiz kalamadık.” sözlerinin yer aldığı açıklamanın altında Denizli İş Adamları Derneği ve Buldan Genç İş Adamları Derneğinin de adının yer aldığı hatırlatılarak…’ı tanıyıp tanımadığı ve böyle bir açıklamaya katılıp katılmadığı sorulduğunda; Buldan Genç İş Adamları Derneğinden istifa etmek isteyince dernekle ilgilenen …’in yanına gittiğinde “Senin istifan konusunda…’dan bilgi alalım.” dediği için birlikte Denizli’ye gittiklerini, Denizli’de bir kahvaltı programına katıldıklarını, …’ın o sırada basın açıklaması yaptığını orada öğrendiğini, öncesinde bilgisinin bulunmadığını, sorudaki basın açıklamasının bu açıklama olduğunu, … tarafından fotoğraf karesine girmesi gerektiği söylendiği için…’ın açıklama yaptığı sırada çekilen fotoğraflara da katıldığını, ancak fotoğraftan görüleceği üzere bu açıklamaya gönüllü olarak katılmadığını, adı geçen dernekler tarafından bu açıklamaya destek olunması yönünde bir karar alınıp alınmadığını bilmediğini, alınmış ise de böyle bir karara katılmadığını, dernek üyeliğinden istifa etme sürecinde …’le düşmanlığının başladığını, iki kez istifa dilekçesi verdiğinde …’in ”Bu işler geçer, biz devlete karşı değiliz.” gibi şeyler söylediğini, 17-25 Aralık’tan sonra yurtlara veya dershanelere gitmişliğinin ve bu şahıslarla görüşmüşlüğünün olmadığını, tanık …’u tanımadığını, aleyhe beyanlarını kabul etmediğini, tanığın dernek üyeliği nedeniyle bu şekilde beyanda bulunduğunu, örgüt sohbetlerine katılmadığını, himmet vermediğini, Zaman Gazetesi aboneliğini 17-25 Aralık’tan önce iptal ettirdiğini, çocuklarının devlet okuluna gittiğini, Adalet ve Kalkınma Partisine üye olduğu için 15 Temmuz’da telefonuna mesaj gelince partinin ilçe binasına gittiğini ve arkadaşlarıyla birlikte toplandıklarını, suçlamaları kabul etmediğini, lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğini,
Savunmuşlardır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
TCK’nın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından sözedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla, hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da belirtildiği üzere, TCK’nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için,
a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.
b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
c) Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde fail, örgütteki konumuna göre üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.
d) Örgüt, niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi hâlinde örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
e) Amaçlanan suçları işlemeye elverişli üye, araç ve gerece sahip olunması gerekmektedir.
Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Terör örgütleri ise ideolojik amaçları olan suç örgütleridir. Terör örgütlerini, suç örgütlerinden ayıran bu ideolojik amaç; 3713 sayılı Kanun’un 1. maddesinde gösterilen Cumhuriyetin Anayasa’da belirtilen niteliklerine karşı olabileceği gibi, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk Devleti ve Cumhuriyetin varlığına, Devlet otoritesini zaafa uğratmaya veya yıkmaya ya da ele geçirmeye, Devletin iç ve dış güvenliğine, kamu düzeni veya genel sağlığa ya da temel hak ve hürriyetlere yönelik de olabilmektedir.
3713 sayılı Kanun’un “Terör örgütleri” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.” hükmü ile TCK’nın 314. maddesine atıf yapılmıştır.
Örgütlü suçluluğun özel bir türü olarak öngörülen, TCK’nın “Silahlı Örgüt” başlıklı 314. maddesinde; TCK’nın ikinci kitap dördüncü kısmının dördüncü bölümünde yer alan Devletin güvenliğine karşı suçlar ile beşinci bölümünde yer alan Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla silahlı örgüt kuran, yöneten ve örgüte üye olanların cezalandırılmaları öngörülmüş ve maddenin son fıkrasında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlerin, bu suç açısından aynen uygulanacağı ifade edilmiştir.
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı hâline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensuplarını motive eden; Altın Nesil adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukukî görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk faaliyetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütüdür.
Söz konusu terör örgütü, nihaî amaçlarına ulaşmak gayesiyle öncelikle askeriye, mülkiye, emniyet, yargı ve diğer stratejik öneme sahip kamu kurumlarını ele geçirmek için kendilerine engel olacaklarını düşündüğü bürokrat ve personelin sistem dışına çıkarılmasını sağlayarak örgüt elemanlarını bu makamlara getirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm Anayasal kurumlarını ele geçirmeye yönelik nihaî hedefi bulunan FETÖ/PDY, söz konusu ele geçirme süreci tamamlandıktan sonra devlet, toplum ve fertlere dair ne varsa ideolojisi doğrultusunda yeniden dizayn ederek oligarşik özellikler taşıyan bir zümre eliyle ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü yönetmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi/ekonomik güç hâline gelmek amacıyla hareket etmektedir.
Örgütte sıkı bir disiplin ve eylemli bir işbirliğinin bulunduğu, örgütün kurucusu, yöneticileri ve üyeleri arasında sıkı bir hiyerarşik bağın mevcut olduğu, gizliliğe riayet edildiği, illegal faaliyetleri gizleyebilmek için hiyerarşik yapıya uygun hücre sistemi içinde yapılanarak grup imamları tarafından emir talimat verilmesi ve üyeleri arasında haberleşmenin sağlanması için ByLock gibi haberleşme araçlarının kullanıldığı, görünür yüzüyle gerçek yüzü arasındaki farkın gizlendiği, amaca ulaşabilmek için yeterli eleman, araç ve gerece sahip olduğu, amacının Anayasa’da öngörülen meşru yöntemlerle iktidara gelmek olmayıp örgütün yarattığı kaos ortamı sonucu, demokratik olmayan yöntemlerle cebir şiddet kullanmak suretiyle parlamento, hükûmet ve diğer Anayasal kurumları feshedip iktidarı ele geçirmek olduğu, bu amaçla Emniyet, Jandarma, MİT ve Genelkurmay Başkanlığı gibi kuvvet kullanma yetkisini haiz kurumlara sızan mensupları vasıtasıyla, kendisinden olmayan güvenlik güçlerine, kamu görevlilerine, halka, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Meclis binası gibi simge binalar ve birçok kamu binasına karşı ağır silahlarla saldırıda bulunmak suretiyle amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli öldürme ve yaralama gibi çok sayıda vahim eylem gerçekleştirdiği, anılan örgüt mensupları hakkında 15 Temmuz darbe girişiminden ya da örgüt faaliyetleri kapsamında işlenen diğer bir kısım eylemlere ilişkin bir kısmı derdest olan ya da mahkemelerce karara bağlanan davalar, bu davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları ve gizli-açık tanık anlatımları, bu davalarda verilen mahkeme ve Yargıtay kararları, örgüt lider ve yöneticilerinin açık kaynaklardaki yazılı ve sözlü açıklamaları gibi olgu ve tespitler dikkate alındığında;
FETÖ/PDY, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere kurulan bir maşa olarak; Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkıp ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt, kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri Fetullah … tarafından belirlenen ideoloji doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek için hareket etmiştir. Gerçekleştirilen eylemlerde kullanılan yöntem, bir kısım örgüt mensuplarının silah kullanma yetkisini haiz resmi kurumlarda görevli olması, örgüt mensuplarının bu silahlar üzerinde tasarrufta bulunma imkânlarının var olması ve örgüt hiyerarşisi doğrultusunda emir verilmesi hâlinde silah kullanmaktan çekinmeyeceklerinin anlaşılması karşısında tasarrufunda bulunan araç, gereç ve ağır harp silahları bakımından 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesi kapsamında bir silahlı terör örgütüdür.
Öte yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddî gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddî gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için maddî gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanunî delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Denizli ili Buldan ilçesindeki yapılanmasına yönelik olarak gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda örgütün ilçedeki esnaf faaliyetlerinin Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneği vasıtasıyla yürütüldüğünün tespit edilmesi üzerine adı geçen derneğin başkanı olan sanık … ile dernek sekreterliği görevi yapan sanık … hakkında başlatılan soruşturma neticesinde yapılan yargılamada sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma suçundan ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar verildiği anlaşılan somut olayda;
1. Sanık … yönünden;
FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mütevelli heyetinde yer alan, Körfez Dershanesinde yapılan örgütsel sohbet toplantılarına katılan, örgüte müzahir Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğinin sekreterliğini yapan ve Denizli Genç İş Adamları Derneği üyesi olan sanık …’in; süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk taşıyan eylemlerde bulunmak suretiyle örgüte üye olma suçunu işlediği anlaşıldığından araştırılması gereken eksik bir hususun bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanık … hakkındaki haklı nedene dayanmayan itirazının reddine karar verilmelidir.
2. Sanık … yönünden;
Kuruluşu, amacı, örgüt yapılanması ve faaliyet yöntemleri Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 2015/3 Esas sayılı kararında anlatılan ve nihaî amacı, Devletin Anayasal nizamını cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olduğu anlaşılan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi karşısında, tanık …’un kovuşturma aşamasında alınan ve sanık …’in aşamalarda değişmeyen istikrarlı savunmasıyla örtüşen beyanına göre sanığın örgütün gerçek yüzünü ortaya koyan operasyonlara başladığı, bu yapının kamuoyu ve medya tarafından tartışılır hâle geldiği, üst düzey hükûmet yetkilileri ve kamu görevlileri tarafından yapılan açıklamalarda paralel yapı veya terör örgütü olduğuna ilişkin tespitlerin ve uyarıların yapıldığı, Milli Güvenlik Kurulu tarafından da aynı değerlendirmelerin paylaşıldığı süreçten önce esnaflara yönelik sohbet toplantılarına katıldığı, örgüte müzahir Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğinin başkanlığını yaptığı ve Denizli Genç İş Adamları Derneğinin üyesi olduğu anlaşılmakta ise de anılan süreci takiben bu sohbet toplantılarına katılmamaya başladığı, kendi çabasıyla Buldan Genç Tüccar ve İş Adamları Derneğinin feshedilmesini sağladığı ve 29.01.2014 tarihinde Denizli Demokrasi ve Hukuk Platformu adı altında düzenlenen basın toplantısında yapılan açıklamaları görünce söz konusu toplantıdan ayrıldığı nazara alınıp silahlı terör örgütüne üye olma suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulmasının ve süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren faaliyetlerde bulunulmasının gerekmekte olduğu ve örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını ve ideolojisini benimsemek veya örgütsel yayınları okumak ve bulundurmak gibi eylemlerin örgüt üyeliği için yeterli olmadığı gözetildiğinde dosya içerisinde sanık hakkındaki anlatımlarını içeren ifadeleri mevcut olan … … Kırmızı ve İskender Doğan’ın tanık sıfatıyla dinlenerek sanığın örgütsel faaliyette bulunup bulunmadığının ve faaliyetlerini ne zamana kadar sürdürdüğünün tespit edilmesi, örgütsel sohbet toplantılarında veya dernek yönetiminde sanıkla birlikte yer alan kişilerden etkin pişmanlık kapsamında beyanda bulunanlar araştırılarak sanık hakkındaki bilgi ve görgülerinin sorulması ve ayrıca UYAP örgütlü suçlar bilgi bankasında sanığa ilişkin başkaca bir beyan yahut ifade olup olmadığı belirlenerek bulunması hâlinde bu beyan ve ifadelerin onaylı örnekleri dosya arasına getirtilip CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunarak gerekirse beyan sahipleri tanık olarak dinlendikten sonra sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetli olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanık … hakkındaki itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yerel Mahkeme hükmünde eksik araştırma bulunmadığından itirazın reddedilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının;
a- Sanık … yönünden REDDİNE,
b- Sanık … yönünden KABULÜNE,
2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 21.09.2021 tarihli ve 6145-8832 sayılı temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin onanması kararının, sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü bakımından KALDIRILMASINA,
3- Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 03.12.2020 tarihli ve 1615-1373 sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararın, sanık … hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanık … hakkındaki itirazı kabul edilerek Özel Dairenin sanık hakkında verdiği onama kararı kaldırılıp Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulması nedeniyle cezanın infazına başlanılmış ise İNFAZIN DURDURULMASINA, sanık …’in bu suçtan cezaevine alınmış olması ihtimali bulunduğundan başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse DERHAL SERBEST BIRAKILMASI için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın, bozulan kararın istinaf isteminin esastan reddine dair bir karar olması nedeniyle, CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca, gereği için Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, sanık … yönünden 22.02.2023 tarihinde yapılan birinci müzakerede oy birliğiyle, sanık … yönünden ise birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 12.04.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.