Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/442 E. 2023/21 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/442
KARAR NO : 2023/21
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ:Ceza Dairesi

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık …’ın görevi kötüye kullanma suçundan 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen 20.06.2022 tarihli ve 63-11 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Temyizin reddi istemli 06.10.2022 tarihli ve 127836 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın, Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere … L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne hitaben verdiği 22.06.2022 havale tarihli süre tutum dilekçesi; “2020/63 sayılı dosyanızda görevi kötüye kullanma suçundan sanık olarak yargılandım. 20.06.2022 tarihli duruşmaya SEGBİS’ten katıldım. Hakkımda beraat kararı verilmiş olup, verilen kararı temyiz etmek istiyorum. Bu nedenle gerekçeli kararın tarafıma gönderilmesi talep olunur.” şeklindedir.
III. İNCELEME KAPSAMI VE KONUSU
Temyizin kapsamına göre sanık … hakkında verilen beraat hükmü ile sınırlı olarak temyiz incelemesi yapılmıştır.
Ceza Genel Kurulunca Özel Dairece verilen beraat hükmüne yönelik sanığın temyiz dilekçesinin bir temyiz nedeni içerip içermediğinin, bu kapsamda temyiz denetiminin ne şekilde yapılacağının belirlenmesine ilişkin temyiz incelemesi yapılacak ise de öncelikle sanığın temyiz dilekçesinden sonra ceza infaz kurumundan göndermiş olduğu 25.10.2022 tarihli dilekçesinin temyiz isteminden vazgeçme niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
… Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.09.2019 tarihli ve 7918-1004 sayılı iddianame ile; sanık …’ın görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
… Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 15.11.2019 tarih ve 295-445 sayı ile; sanık hakkında TCK’nın 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca görevi kötüye kullanma suçundan son soruşturmanın açılmasına karar verildiği, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 2020/9 Esas numaralı dosyasına kaydedildiği,
Boğazlıyan Cumhuriyet Başsavcılığınca 04.06.2020 tarihli ve 161-22 sayılı iddianame ile; inceleme dışı sanıklar … ve …’ın görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı,
Boğazlıyan Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 07.08.2020 tarih ve 40-55 sayı ile; inceleme dışı sanıklar … ve … hakkında TCK’nın 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca görevi kötüye kullanma suçundan son soruşturmanın açılmasına karar verildiği, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/63 Esas numaralı dosyasına kaydedildiği,
Yargıtay 5. Ceza Dairesince 02.06.2021 tarih ve 9-18 sayı ile; sanık … hakkındaki dava ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/63 Esas numaralı dosyasında yürütülen dava arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğundan 2020/9 Esas numaralı dosyanın, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/63 Esas numaralı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği,
Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılan yargılama sonucunda 20.06.2022 tarih ve 63-11 sayı ile; sanığın görevi kötüye kullanma suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği, kısa kararın SEGBİS aracılığıyla oturuma katılan sanığın yüzüne karşı okunduğu,
Sanığın, Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere … L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne hitaben verdiği 22.06.2022 havale tarihli süre tutum dilekçesini; “2020/63 sayılı dosyanızda görevi kötüye kullanma suçundan sanık olarak yargılandım. 20.06.2022 tarihli duruşmaya SEGBİS’ten katıldım. Hakkımda beraat kararı verilmiş olup, verilen kararı temyiz etmek istiyorum. Bu nedenle gerekçeli kararın tarafıma gönderilmesi talep olunur.” şeklinde olduğu,
Gerekçeli kararın … L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından 05.08.2022 tarihinde “Yargıtay 9. Ceza Dairesinin (İlk Derece) 20.06.2022 tarih ve 2020/63 esas, 2022/11 karar sayılı gerekçeli kararını Ceza Muhakemesi Kanununun 35 inci maddesine uygun olarak okunup anlatılmak suretiyle tebliğ/tebellüğ ettim.” açıklamasıyla sanığa tebliğ edildiği,
Sanık …’ın ceza infaz kurumundan göndermiş olduğu 25.10.2022 tarihli dilekçesinin “…Kararı temyiz etmekten vazgeçiyorum, kararın kesinleştirilip bir nüshasının (kesinleşme şerhi ile birlikte) tarafıma gönderilmesi talep olunur.” şeklinde olduğu,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de iki şartın varlığı gereklidir.
Bunlardan ilki süre şartıdır. Genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süre, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden hükmün tefhiminden, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliğ tarihinden başlar.
Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli ikinci şart ise istek şartıdır. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan “Davasız yargılama olmaz” ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılmaz, bu konuda bir isteğin bulunması gereklidir.
Diğer taraftan, 5271 sayılı CMK’nın kanun yollarına ilişkin genel hükümlerin düzenlendiği bölümde yer alan “Başvurudan vazgeçilmesi ve etkisi” başlıklı 266. maddesinde;
“(1) Kanun yoluna başvurulduktan sonra bundan vazgeçilmesi, mercii tarafından karar verilinceye kadar geçerlidir. Ancak, Cumhuriyet savcısı tarafından sanık lehine yapılan başvurudan onun rızası olmaksızın vazgeçilemez.
(2) Müdafiin veya vekilin başvurudan vazgeçebilmesi, vekâletnamede bu hususta özel yetkili kılınmış olması koşuluna bağlıdır.
(3) 150 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca, kendisine müdafi atanan şüpheli veya sanıklar yararına kanun yoluna başvurulduğunda veya başvurulan kanun yolundan vazgeçildiğinde şüpheli veya sanık ile müdafiin iradesi çelişirse müdafiin iradesi geçerli sayılır.” şeklindeki düzenleme ile kanun yoluna başvurulduktan sonra mercisi tarafından karar verilinceye kadar başvurudan vazgeçilebileceği, diğer bir deyişle kanun yolu başvurusunun geri alınabileceği kabul edilmiştir.
Kanun yolu başvurusunda bulunulması veya bu başvurudan vazgeçilmesi kural olarak asılın iradesine tabidir. Ancak maddenin 3. fıkrasında buna bir istisna getirilmiş ve on sekiz yaşını doldurmamış ya da sağır veya dilsiz veya kendisini savunamayacak derecede malul olan şüpheli veya sanığın, kanun yoluna başvurulması ya da başvurunun geri alınması konusundaki iradesi ile müdafisinin iradesinin çelişmesi hâlinde asılın değil, müdafinin iradesine üstünlük tanınmıştır.
CMK’da, kanun yolu başvurusunda bulunulduktan sonra bundan vazgeçme (kanun yolu başvurusunun geri alınması) düzenlenmiş fakat kanun yolundan feragat (kanun yoluna başvurma hakkı doğduktan sonra bu hakkın kullanılmayacağının açıklanması) düzenlenmemiştir. Hukukun genel ilkeleri uyarınca hak sahibi, hakkı doğduktan sonra özgür iradesiyle bu hakkını kullanmayacağını, diğer bir deyişle hakkından feragat ettiğini açıklayabilir, bu durumda kanun yoluna başvurma hakkından feragate ilişkin açıklamanın ilgili makama ulaştırılmasıyla birlikte karar kesinleşir. Kanun yolundan daha doğru bir ifadeyle kanun yoluna başvurma hakkından feragatin, kararın ilgiliye bildiriminden itibaren kanun yolu için öngörülen sürenin bitimine kadar yapılması gerekmektedir. Kanun yoluna başvurulduktan sonra başvurudan vazgeçme ise mercisi tarafından talep konusunda bir karar verilinceye kadar geçerlidir (Centel-Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Basım Yayım Dağıtım AŞ, 15. Baskı, …, 2018, s. 844.) .
Temyiz kanun yolu başvurusunda bulunulduktan sonra, ilgililerin temyiz başvurusundan feragat ya da vazgeçme vb. içerikli taleplerinin, kanun yoluna başvurma hakkından feragat kapsamında değil yapılan kanun yolu başvurusunun geri alınmasını düzenleyen CMK’nın 266. maddesi kapsamında değerlendirilmesi ve talep içeriğinin açıkça temyiz başvurusunun geri alınması, diğer bir deyişle yapılan temyiz başvurusundan vazgeçme iradesini yansıtıp yansıtmadığına bakılması gerekir. İradenin açıkça yapılan temyiz başvurusundan vazgeçmeye yönelik olması hâlinde, temyiz davasının açılabilmesi için gerekli olan istek de ortadan kalkmış olacağından vazgeçilen bu temyiz davasından dolayı Yargıtayca temyiz incelemesi yapılamayacaktır.
B. Somut Olayda Hukuki Değerlendirme
Yargıtay 9. Ceza Dairesince birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde SEGBİS aracılığıyla oturuma katılan sanık …’ın yüzüne karşı 20.06.2022 tarihinde görevi kötüye kullanma suçundan beraati kararı verildiği, sanığın Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne verdiği süre tutum dilekçesi ile hakkında verilen beraat kararını temyiz etmek istediğinden gerekçeli kararın tarafına gönderilmesini istediği, Özel Dairenin gerekçeli kararının ceza infaz kurumu aracılığıyla sanığa tebliğ edildiği, sanık tarafından gerekçeli temyiz dilekçesinin verilmediği, süre tutum dilekçesinden sonra sanığın ceza infaz kurumundan göndermiş olduğu 25.10.2022 tarihli dilekçesinin “…Kararı temyiz etmekten vazgeçiyorum, kararın kesinleştirilip bir nüshasının (kesinleşme şerhi ile birlikte) tarafıma gönderilmesi talep olunur.” şeklinde olduğu anlaşılmakla; sanığın dilekçesinde açıkça kararı temyiz etmekten vazgeçtiğini ve kararın kesinleştirilmesini istediğini belirtmiş olması karşısında, sanığın bu talebinin temyizden vazgeçme niteliğinde olduğu, CMK’nın 266/3. maddesindeki müdafinin iradesine üstünlük tanınması gerektiğine ilişkin istisna hâl de söz konusu olmadığından, sanığın temyizden vazgeçmesinin geçerli olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, sanığın temyiz isteminden vazgeçmesi nedeniyle dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Sanığın temyiz isteminden vazgeçmesi nedeniyle dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla baktığı görevi kötüye kullanma suçlarından kaynaklanan davalara ilişkin dosyaların devredildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.