Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/428 E. 2022/779 K. 08.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/428
KARAR NO : 2022/779
KARAR TARİHİ : 08.12.2022

Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık …’in 31.03.2008 tarihli eylemi nedeniyle; katılan …’e yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna azmettirmeden TCK’nın 38/1, 81/1, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezasıyla, 26.07.2008 tarihli eylemi nedeniyle; katılan …’e yönelik teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden TCK’nın 38/1, 82/1-a, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasıyla; katılan …’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden TCK’nın 38/1, 82/1-a, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 16 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; sanık …’nun 31.03.2008 tarihli eylemi nedeniyle; katılan …’e yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna iştirakten TCK’nın 37/1, 81/1, 35, 58, 63 maddeleri uyarınca 9 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; sanık …’nün 26.07.2008 tarihli eylemi nedeniyle; katılan …’e yönelik teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna iştirakten TCK’nın 37/1, 82/1-a, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasıyla; katılan …’a yönelik teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna iştirakten TCK’nın 37/1, 82/1-a, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 16 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; hak yoksunluklarına, tekerrüre ve mahsuba ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesince 05.03.2012 tarih ve 263-93 sayı ile kurulan ve kısmen resen temyize tabi hükümlerin, katılanlar vekilleri, Cumhuriyet savcısı, sanıklar …, Fikri ve Nedim müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 17.04.2013 tarih ve 6284-3260 sayı ile;
“…A. Sanık …’ın 26.07.2008 tarihli mağdur …’ı tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçuna azmettirme, 26.07.2008 tarihli mağdur …’u öldürmeye teşebbüs suçuna azmettirme; … sanık …’in 26.07.2008 tarihli mağdur …’ı tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, mağdur …’u tasarlayarak öldürmeye teşebbüs… suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden,
Hüküm fıkrasının (1-3, 4, 8, 9, 10, 11) bentlerinde yer alan beraate ilişkin ibarelerin çıkartılmasına, yerlerine, “sanığın bir fiil ile, hem mağdura karşı öldürmeye teşebbüs, hem de mala zarar verme suçlarının oluşumuna sebebiyet verdiği, hakkında …nun 44. maddesinde düzenlenen “fikri içtima” kuralına uymak suretiyle en ağır cezayı gerektiren suç olan ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan hüküm kurulduğu anlaşılmakla, ayrıca mala zarar verme suçundan açılan kamu davası ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin eklenmesine karar verilmek suretiyle düzeltilen kısmen resen de temyize tabi hükümlerin, kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına,
B. Sanık …’ın 31/03/2008 tarihli mağdur …’ı öldürmeye teşebbüs suçuna azmettirme; …sanık …’nin 31/03/2008 tarihli mağdur …’ı öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümler yönünden,
Sanık …’ın azmettirmesi üzerine sanıklar…ve…’nin tabancaları ile çok sayıda ateş ederek diz üstü bölgesinden vurdukları mağduru basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralayarak öldürmeye teşebbüs ettikleri olayda, 9 ile 15 yıl aralığında hapis cezası öngören …nun 35. maddesinin uygulanması sırasında, mağdurda meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek, sanıkların ayrı ayrı makul bir ceza ile cezalandırılmaları yerine, teşebbüsün derecesinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde daha az vahamet gerektiren olaylarda uygulama olanağı bulunan her bir sanığa 9 yıl hapis cezasına hükmetmek suretiyle eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş olup, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, hükümlerin değişik gerekçeyle tebliğnamedeki düşünce gibi bozulmasına,…” karar verilmiştir.
Bozmaya uyan … 1. Ağır Ceza Mahkemesince 13.11.2014 tarih ve 255-219 sayı ile; sanık …’in katılan …’e yönelik 31.03.2008 tarihli eylemi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna azmettirmeden TCK’nın 38/1, 81/1, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla; sanık …’nun katılan …’e yönelik 31.03.2008 tarihli eylemi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna iştirakten TCK’nın 37/1, 81/1, 35, 53, 58, 63 maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, tekerrüre ve mahsuba dair hükümlerin sanıklar müdafilerince temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.01.2017 tarih ve 6063-135 sayı ile temyize konu hükümlerin TCK’nın 53. maddesi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 01.04.2022 tarih ve 34514 sayı ile;
“…1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19/12/2012 tarih ve 2012/144003 sayılı tebliğnamesindeki 31/03/2008 tarihli olayla ilgili değerlendirmede de belirtildiği üzere; katılan …’e yönelik 3-4 metre gibi yakın mesafeden 5 el ateş edildiği, bunlardan birinin katılanın dizine, diğerinin ise diz ile ayak ortasına pantolona isabet ettiği, sanıkların engel durumu yokken atışa devam etmedikleri, olay nedeniyle katılanın yaşamsal tehlike geçirmediği hususları ile olaydan öncesine ait taraflar arasındaki görüşmeler gözetilerek, sanıkların katılana gözdağı vermek amacıyla ateş ettiklerinin kabulünde zorunluluk bulunduğu, bu hâliyle ateş etme eyleminin 5237 Sayılı …nun 106/2-3 maddesi kapsamında kasten yaralama olarak değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınmadan kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça azmettirme suçlarından yazılı şekilde hükümler kurulması nedeniyle bozulması gerektiği halde, 9 ile 15 yıl aralığında hapis cezası öngören …nun 35. maddesinin uygulanması sırasında, mağdurda meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek, sanıkların ayrı ayrı makul bir ceza ile cezalandırılmaları yerine, teşebbüsün derecesinde yanılgıya düşülerek, yazılı biçimde daha az vahamet gerektiren olaylarda uygulama olanağı bulunan her bir sanığa 9 yıl hapis cezasına hükmetmek suretiyle eksik ceza tayini gerekçesi ile bozulması ve bozmaya uyulmak suretiyle mahkemece 31/03/2008 tarihli olayla ilgili olarak sanık … hakkında katılan …’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçuna azmettirme ve sanık … hakkında katılan …’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen hükümlerin onanması,
2-26/07/2008 tarihli olayda ise, sanıkların suç işleme kararını şüpheye yer bırakmayacak biçimde ne zaman verdiklerinin dosya kapsamına göre anlaşılamaması karşısında, katılanlar … ve …’a yönelik eylemlerin kasten öldürmeye teşebbüs niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanık … hakkında katılanlar … ve …’a yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçuna azmettirme ve sanık … hakkında da katılanlar … ve …’a yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümlerin bozulması yerine onanması, yasaya aykırı görüldüğü…” düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.06.2022 tarih 3467-5075 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık … hakkında, 26.07.2008 tarihli eylemi nedeniyle, inceleme dışı katılanlar Büşra ve …’na yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna azmettirme, katılanlar … ve …’a yönelik mala zarar verme ve 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçlarından kurulan beraat hükümleri; sanık … hakkında, 31.03.2008 tarihli eylemi nedeniyle katılan …’e yönelik mala zarar verme suçundan kurulan beraat hükmü ile 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü; sanık … hakkında, 26.07.2008 tarihli eylemi nedeniyle inceleme dışı katılanlar Büşra ve …’na yönelik tasarlayarak kasten öldürme suçuna iştirak, katılanlar … ve …’a yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan beraat hükümleri ile 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece düzeltilerek onanmak suretiyle; inceleme dışı sanık … hakkında bozma üzerine tefrik edilen dosya üzerinden yürütülen yargılama sonucu 31.03.2008 tarihli eylemi nedeniyle kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ise temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup; itirazın kapsamına göre inceleme; sanıklar … ve …’nun katılan …’a yönelik 31.03.2008 tarihli eylemleri nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sanıklar … ve …’nün katılanlar … ve …’a yönelik 26.07.2008 tarihli eylemleri nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıkları;
1- Sanıklar … ve …’nun katılan …’e yönelik gerçekleştirdikleri 31.03.2008 tarihli eylemlerin, kasten öldürmeye teşebbüs suçunu mu yoksa silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını mı oluşturduğunun,
2- Sanıklar … ve …’nün katılan … ve …’a yönelik gerçekleştirdikleri 26.07.2008 tarihli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun tasarlanarak işlenip işlenmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
I. OLAY:
31.03.2008 tarihli ihbar tutanağında; saat 08.20 sıralarında 155 Polis İmdat hattını arayan erkek bir şahsın … Mahallesi .Konutları önünden silah sesi geldiğini ihbar ettiğinin, akabinde . numaralı telefondan gelen aramada kendisini … olarak tanıtan bir şahsın .Konutları’ndaki ikametinin önünde silahlı saldırıya uğradığını belirttiğinin, yine aynı olayla ilgili olduğu düşünülen ikinci ihbarda erkek bir şahsın .. civarında ön ve arka plakaları çamurla kaplı Şahin marka siyah bir aracın yukarı ve aşağı doğru inip çıktığını aracın stada doğru gittiğini beyan ettiğinin yazılı olduğu,
31.03.2008 tarihli araştırma tutanağında; saat 08.00 sıralarında meydana gelen silahlı saldırı olayı ile ilgili olarak siyah renkli Şahin marka … ve mağdur …’ün ifadesi üzerine, …’den temin edilen … yeri kamera kayıtlarında görünen ve olaya karıştıklarından şüphelenilen şahısların … ile … isimli şahıslar olduğunun anlaşıldığının, olaya karıştığı değerlendirilen . marka aracın son zamanlarda … isimli şahıs tarafından kullanıldığının, … isimli şahsa ulaşıldığının ve aracını en son 30.03.2008 tarihinde saat 23.00 sıralarında …’e verdiğini beyan ettiğinin, cep telefonundan ulaşılan …’ün ve aracın incelenmek üzere İlçe Emniyet Müdürlüğü önüne getirildiğinin belirtildiği,
31.03.2008 tarihli olay yeri inceleme raporunda; saat 08.30 sıralarında olay yerine gidildiğinin, isimsiz sokağa girildiğinde sol tarafta park hâlinde iki adet … bulunduğunun, bu araçların önünde yerde 4 adet 7,65 mm çaplı boş kovan bulunduğunun, aynı sokak üzerinde sağ tarafta park edilmiş vaziyette. plakalı .marka bir … bulunduğunun, bu aracın sol arka çamurluğu üzerinde bir adet mermi deliği, sol ön kapı alt kısmında bir adet mermi deliği, aracın sol ön … direği üzerinde bir adet mermi giriş deliği, isimsiz sokağın girişinde sağ taraftaki inşaatın önünde bir adet 7,65 mm çaplı boş kovan olduğunun belirtildiği,
31.03.2008 tarihli olay yeri ve … tespit raporunda; olay sırasında kullanıldığından şüphelenilen .marka . plakalı … ve şüpheli …’ün bulunan aracın yanında hazır olduklarının, şüpheli …’ün ayakkabı altından çamur örneği ve aracın sol ön kağı ve dikiz aynasından parmak izi alındığının yazılı olduğu,
31.03.2008 tarihli teşhis tutanağında; tanık …’ın olay tarihinde inşaattan çıkıp …’e ateş eden ilk şahsın kendisine gösterilen kişilerden … isimli şahıs olduğunu, ikinci şahsın ise teşhis sırasında gösterilen dört şahıs arasından … isimli şahıs olduğunu belirttiği, teşhise katılan … müdafisi Av. …’ın teşhis tutanağının usule uygun yapılmadığı gerekçesiyle itiraz ettiklerinin yazılı olduğu,
31.03.2008 tarihli teşhis tutanağında; tanık …’nun olay sırasında inşaatın altından çıkan ve …’e ateş eden bir şahsın … olduğunu, ikinci şahsın … olduğunu teşhis ettiğinin, şüpheli …’ün yapılan teşhise itiraz kaydı koyduğunun belirtildiği,
31.03.2008 tarihli teşhis tutanağında; mağdur …’ün olay sırasında kendisine ateş eden şahıslardan ilk şahsın … isimli şahıs olduğunu, ikinci şahsın … isimli şahıs olduğunu teşhis ettiğinin belirtildiği, şüpheli …’ün ve … müdafisi Av. …’ın teşhis tutanağının usule uygun yapılmadığı ve içeriğini kabul etmedikleri gerekçesiyle itirazi kayıt koyduğunun yazılı olduğu,
31.03.2008 tarihli ifadeli teşhis tutanağında; …’ün … yeri kayıtlarının izlenmesi sonucu, mağdur …’ın ve tanık …’nun ateş eden şahısların daha önceden 19.03.2008 tarihinde …’ün … yerine … ile birlikte gelen … ve … isimli şahıslar olduğunu, bu beyanında kendisine ateş eden ilk şahsın … isimli, ikinci şahsın ise … isimli şahıs olduğunu beyan ettiklerinin belirtildiği,
31.03.2008 tarihli eşya teşhis tutanağında; mağdur … ve tanık …’nun, …’ün ikametinde yapılan aramada ele geçirilen siyah renkli kaşkol ve başlığın olay sırasında saldırıyı gerçekleştiren kişilerin giydiklerine önemli oranda benzediğini beyan ettiklerinin yazılı olduğu,
31.03.2008 tarihli kamera kayıtları inceleme ve tespit tutanağında; mağdur …’ün .’e vermiş olduğu 33.000 TL borç parayla ilgili olarak kendisini tehdit ettiklerini iddia ettikleri …, … ve … isimli şahısların 19.03.2008 tarihinde saat 18.00 sıralarında mağdurun … yerine katılan … ile görüşmek için geldiklerinin tespit edildiğinin belirtildiği,
31.03.2008 tarihli genel adli muayene raporunda; mağdur …’ün sağ diz kapağında ateşli silah mermisi ile meydana geldiği tahmin edilen 1×2 cm boyutlarında nekroze (yanık) yumuşak doku yaralanması bulunduğunun, pantolonunda 2 adet simetrik delik bulunduğu, bunun dışında pantolonunun sol diz altı kaval kemiği civarında simetrik iki adet delik bulunduğu ancak ateşli silah mermi isabetlerinin vücutta herhangi bir yaralanmaya sebebiyet vermediğinin, kişinin yaralanmasının hayati tehlikeye yol açmadığının, kati raporun Adli Tıp Kurumundan aldırılmasının uygun olacağının değerlendirildiği,
01.04.2008 tarihli tutanakta; mağdur …’e ait .marka aracın üzerinde yapılan incelemede, sol ön kapı altına isabet eden mermi çekirdeğinin içten dışa doğru kapıyı delerek dışarı çıktığı ve bulunamadığı, sol ön … direğine isabet eden mermi çekirdeğinin 30 cm aşağıda olduğunun görüldüğü ve delinmek suretiyle araçtan çıkartıldığı, sol arka çamurluğa isabet eden mermi çekirdeğinin ise yapılan araştırmaya rağmen bulunamadığının belirtildiği,
02.04.2008 tarihli teşhis tutanağında; mağdur …’ün, olay günü kafasında bere ve yüzünde kaşkol varken kendisine ateş eden şahsın karakolda gösterilen dört şahıs içinden … olduğunu teşhis ettiğinin yazılı olduğu,
04.04.2008 tarihli ekspertiz raporunda; 31.03.2008 tarihli silahlı saldırı olayı ile ilgili olarak, Şahin marka araçtan elde edilen parmak izlerinin aracın sahibi … ve olaya karıştığından şüphelenilen …’ten alınan parmak izleri ile karşılaştırılması sonucu; 81 AN 841 plakalı Şahin marka aracın sol ön kapı camının iç kısmından alınan parmak izi ile dikiz aynası üzerinden alınan parmak izlerinin şüpeli …’ten alınan parmak izleri ile aynı olduğunun tespit edildiği,
07.04.2008 tarihli ekspertiz raporunda; olay yerinde elde edilen 5 adet boş mermi kovanının 6136 sayılı Kanun’a göre yasak nitelikteki fişeklere ait olduğunun ve aynı (tek bir) silahtan atıldığının belirtildiği,
11.04.2008 tarihli ekspertiz raporunda; olay sonrası …’ün giydiği montun sağ ve sol kol üzerinden alınan svap numunelerinde atış artığına rastlanılmadığının, mağdur …’ün üzerindeki pantolonundaki delikler üzerinden elde edilen svap numunelerinde yapılan incelemeden atışın “uzak atış” mesafesinden yapıldığının yazılı olduğu,
28.04.2008 tarihli … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan adli muayene raporunda; mağdur …’ün dizinde meydana gelen izin ateşli silah mermi çekirdeği ile meydana gelebilecek nitelikte olduğunun, yaralanmanının kişinin hayatını tehlikeye sokmadığının, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte bir yaralanma olmadığının, duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olmadığının belirtildiği,
Şüpheliler …, … ve …’in kullandıkları cep telefonlarının 01.03.2008 ila 02.05.2008 tarihleri arası görüşmeleri ve baz istasyonlarını gösterir HTS kayıtlarının incelenmesinde;
1-) …’in kullandığı ve 57 33 numarasıyla biten cep telefonu hattı ile,
a- …’ün kullandığı ve Hakan Öztaş adına kayıtlı ve 39 04 numarasıyla biten cep telefonu hattı arasında;
29.03.2008 günü saat 15.03’te 29 …,
29.03.2008 günü saat 18.12’de 11 …,
30.03.2008 günü saat 13.30’da 27 …,
30.03.2008 günü saat 17.17’de 16 …,
30.03.2008 günü saat 20.19’da 28 … karşılıklı telefon görüşmesi olduğu,
b-.’nun kullandığı ve 3008 numarasıyla biten cep telefonu hattı arasında;
01.04.2008 günü saat 09.08’de 27 …,
01.04.2008 günü saat 12.30’da 21 … karşılıklı telefon görüşmesi olduğu,
2-) …’nun kullandığı ve 30 08 numarasıyla biten cep telefonu hattı ile;
a- …’ün kullandığı ve Hakan Öztaş adına kayıtlı ve 39 04 numarasıyla biten cep telefonu hattı arasında;
29.03.2008 günü saat 12.11’te 29 …,
29.03.2008 günü saat 13.54’te 21 …,
b- …’in kullandığı ve 57 33 numarasıyla biten cep telefonu hattı arasında;
01.04.2008 günü saat 09.08’de 27 …,
01.04.2008 günü saat 12.30’da 21 … karşılıklı telefon görüşmesi olduğunun tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … Kollukta; 31.03.2008 tarihinde saat 08.20 civarında evden işe gitmek için çıkıp ikametin önünde bulunan . plakalı aracına bineceği sırada bir el silah sesi duyduğunu, geriye doğru döndüğünde 5 metre uzaktaki bir şahsın kendisine hitaben “Tanıdın mı?” diye bağırdığını, sonra tekrar “Tanı!” dediğini, hemen sonra ateş etmeye başladığını ve kendisini aracın içine attığını, bu şahsın yüzünün siyah kaşkolla örtülü olduğunu gördüğünü, şahsın geri doğru .Sokak’tan yukarı doğru koşmaya başladığını, bu sırada ikinci bir şahsın daha çıktığını, ikinci şahsın da tek el ateş edip koşmaya başladığını, bu sırada aracının yanında bulunan başka bir aracın sahibi …’nun da olayı gördüğünü, hatta Sefer Akın Sokak’a doğru koşan iki çocuğun .’ın çocukları olduğunu ve Nevzat’ın çocuklarına “Yatın!” diye bağırdığını, sonra aracını çalıştırıp şahısların peşinden gittiğini, ancak şahısları yakalayamayınca evinin önüne geri geldiğini, hemen polisi aradığını, şahısların siyah renkli Şahin marka bir araçla geldiklerini tespit ettiklerini, aracın plakalarını çamurla kapattıklarını öğrendiklerini, yakın zamanda işi gereği husumeti olan kişilerin olmadığını, .a Belediyesi ile arasında … mevkisindeki arsayla ilgili olarak sorunları olduğunu, ayrıca Süha Öztürk isimli şahıstan 33.000 TL bir alacağı olduğunu, … isimli bir şahsın … yerine gelerek .e borcu olduğunu, Süha’nın kendisine olan borcunu ödemeyi kabul ettiğini, iki ay süre vermesini ve bunun karşılığında .’nın çekini kendisine iade etmesini istediğini, …’ın bir telefon numarası verdiğini, bu telefonu arayıp bu teklifi kabul etmediğini söylediğini, … ile ayrıca Akçakoca Belediyesi ile arasındaki arsa uyuşmazlığı için de konuştuklarını, bu konuşmada …’ın kendisine “Kendine dikkat et!” şeklinde tehditvari sözler söylediğini, kendisine saldıranlardan ve azmettirenlerden şikâyetçi olduğunu,
Kolluktaki ek beyanında; . isimli şahıstan olan 33.000 TL alacağına esasen …’ın kefil olduğunu, ancak … ile birlikte işyerine … ve … isimli şahısların da gelerek .’nın borcunu kendisinin üstleneceğini, iki ay sonra ödeyeceğini ve çeki iade etmesini istediğini, kendisinin bunu kabul etmediğini, …’ın tekrar görüşmek isteyip bir telefon numarası bıraktığını ve ayrıldıklarını, o gün … ile birlikte … yerine gelen şahsılardan birinin kollukta kendisine teşhis için gösterilen … isimli şahıs olduğunu, bu konuşmanın geçtiği sırada işyerinde …, . ve . isimli şahsıların da bulunduğunu, karakolda kendisine gösterilen dört şahıs arasından, olay günü kendisine silahla ateş eden, başında bere ve dudak altına kadar siyah kaşkol örtülü olan şahsın … isimli şahıs olduğunu tereddütsüz olarak teşhis ettiğini,
Cumhuriyet savcılığında; olay tarihinden üç ay kadar önce . Belediyesi ile arasında inşaat izni ile ilgili uyuşmazlık olduğunu, hatta Belediye Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, çalışanı olan …’ın bu tarihlerde bir gün yanına gelerek köylüsü olan … isimli şahsın kendisi ile görüşmek istediğini söylediğini, sonra … yerinden çıktığında … isimli şahsın kendisine “Abi seninle görüşmek istiyor” dediğini, sonra …’un gösterdiği bir balık lokantasına gittiklerini, …’ın burada oturduğunu ve adamlarına kendisini içeri almalarını söylediğini, sonra …’ın yanına gelerek “Sen bu belediye ile olan işlerini ne yapacaksın? Ne yapmayı istiyorsun? Sen kendini ne zannediyorsun? Seni paraçacıklara ayırırım, seni yok ederim, senin aklını alırım!” dediğini, kendisinin ise “Yapabilirsin, ama sorunlar mahkemeye intikal etti, yapabileceğim bir şey yok” dediğini, bunun üzerine …’in kendisine “Aklını başına al, fazla zıplama” dediğini, bunun üzerine olay yerinden ayrıldığını, 19.03.2008 tarihinde çalışanı …’ın kendisini arayarak … isimli şahsın yanında adamlarıyla birlikte … yerine gelerek kendisi ile görüşmek istediğini söylediğini, saatin tahminen 18.00 olduğunu, havanın karardığını, … yerine gittiğini, …’a yukarı katta görüşebileceklerini söylediğini, konuşmaya başladıklarını,.isimli şahsın kendisine olan 33.000 TL borcuna karşılık .’nun çekini verdiğini, …’ın Süha Öztürk’ün piyasaya 300 milyar civarı borcu olduğunu, kendisinde olan çeki iade etmesini emrivaki bir şekilde istediğini, bu borcu kendisinin üstleneceğini söylediğini, bu teklifi kabul etmediğini söylediğini, ancak …’ın kendisine “Sen bir düşün” diyerek bir telefon numarası verdiğini, bundan sonra …’in … yerinden gittiğini, bu görüşme ardından …’ın çalışanı …’ı aradığını, baş başa görüştüklerini duyduğunu, sonrasında …’un kendisini arayarak “Abi benim hiç hatrım yok mu? Ben bu çekin vadesinin iki ay uzatılmasını istiyorum, yoksa …’dan yana sıkıntı olacak” dediğini, …’a “Sabah görüşelim” dediğini, ertesi gün bu çekle ilgili toplantı yaptıklarını ve çekle ilgili talebi kabul etmeyeceklerini ancak aynı borçlu ve kefillerle ilgili borcun vadesini iki ay uzatabileceklerini kararlaştırdıklarını, o gün …’in …’ı arayarak . Belediye Başkan Yardımcısının yanında olduğunu söyleyip gelmesini istediğini, …’un Belediye’ye gittiğini, sonra …’un kendisini arayarak çekin ödendiğini söylediğini, sonrasında …’a neler konuşulduğunu sorduğunda …’un kendisine Belediye Başkan Yardımcısı ., çekin kefili olan Belediye Meclis Üyesi … ve tanık …’in bulunduğunu, aynı görüşmede …’ın alacaklısı olduğu .’dan çeki ödemesini istediğini, bu olay nedeniyle esasen .’da itibarı olan …’in aldığı bu vazifeyi yerine getiremediğini, 31.03.2008 tarihinde saat 08.20 civarında ikametinin önünden işe gitmek için arabasına binmek için aşağı indiğinde tanık …’nun da aracının yanında olduğunu, tam arabasına binecekken arkasından bir el silah sesi duyduğunu, kollukta teşhis ettiği gibi … isimli şahsın ateş ettiğini gördüğünü, aynı zamanda “Tanıdın mı?” diye bağırdığını, ateş ederken “Aha sana …, …’ı tanı!” diye bağırdığını, yüzünün yanakları ve gözlerinin açık olduğunu, bu nedenle teşhis edebildiğini, bu sırada kollukta tanık olarak dinlenen . isimli şahsın 5. katta kahvaltı yaptığını öğrendiğini, olaya en yakın olan tanığın … olduğunu, tanık Gülcan’ın kendisine ateş eden ilk şahsı iki yüz metre uzakta olduğu için karıştırmış olabileceğini, şüpheli…’nin araca isabet eden mermilerden de anlaşıldığı üzere, doğrudan kafasını hedef alarak ateş ettiğini, kendisini aracın içine atmasaydı şu an ölmüş olabileceğini, Fikri’nin 4-5 metre mesafeden ateş ettiğini, açılan ateş sonucu sağ dizinden yaralandığını, pantolonunun sol paçasından da bir merminin delik açtığını, o sırada cesaretini toplayıp elindeki arabanın anahtarını…’ye doğru attığını, ateşin bir ara kesildiğini, muhtemelen silahın tutukluk yaptığını, bu esnada inşaattan ikinci bir şahsın daha çıktığını, bu şahsın da kendisine doğru iki üç el ateş ettiğini, bu sırada yanında …’nu aracının yanında gördüğünü, bu ikinci şahsın da kollukta yaptığı teşhiste belirttiği gibi … olduğunu teşhis ettiğini, …’un da kendisinin kafasını hedef alarak ateş ettiğini, bu şahısların daha önce … yerine … ile birlikte gelen şahsılar olduğunu, hatta …’nun bu olaydan iki veya üç gün önce kuyumcu dükkânına gelerek yüzük baktığını, ertesi gün de tekrar gelerek göz göze geldiğinden kendisine dikkatli bir şekilde baktığını, belki de kendisini daha iyi teşhis edebilmek için tekrar geldiğini tahmin ettiğini, kendisini öldürmeye teşebbüs eden şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; önceki beyanlarını tekrarla, .Belediye Başkanı … ile arasında arsa ve ruhsat işlerinden dolayı yargıya intikal eden husumetleri olduğunu, hatta … hakkında suç duyurusunda da bulunduklarını, esasen sanık … ile bir alacak verecek meselesi olmadığını, …’ın … ortağının Akçakoca Belediye Meclis Üyesi olduğunu, Başkan Yardımcısı ile aralarının çok iyi olduğunu, olaydan üç kadar önce …’ın kendisini bir balık lokantasına çağırdığını, …’ın söze “Ne yapmaya çalışıyorsun?” diye başladığını, “Sen nasıl belediye başkanını mahkemeye verirsin?” dediğini, yanında 10-15 kişilik kalabalık bir grup olduğunu, bunun için bir şey demeden çıkıp gittiğini, bu olaydan iki ay kadar sonra kurşunlanma olayından ise yaklaşık bir hafta öncesinde …’ın kendisini sorduğunu, sonra kuyumcu dükkânındaki yazıhanesine yanında…ve… isimli şahıslarla geldiğini, Süha Öztürk isimli şahsın borcu ve ondan aldığı çekle ilgili konuşmak istediğini, borca kendisinin kefil olacağını söylediğini, sonra hiçbir tehditte bulunmadan ayrıldığını, daha sonra kendisine bıraktığı telefona dönerek teklifi kabul etmediğini söylediğini, bu olaydan sonra çekin ödendiğini, sonra … isimli şahsın bu konuşmadan sonra 2-3 sefer daha dükkânına geldiğini, olay günü ise saat 08.30 civarında evinden çıkıp arabasına binmek üzereyken arkasından ateş edilmeye başlandığını, ateş eden şahsın yüzünde atkı olduğunu, ancak… olduğunu anladığını, kendisini hemen aracın içine doğru attığını, sonra inşaattan çıkan ikinci bir şahsın da kendisine ateş etmeye başladığını, ki bu şahsın da … olduğunun tanıklarca teşhis edildiğini, bu sırada…’nin ateş ederken “…’ı tanı!” şeklinde bağırdığını, o sırada…’nin tabancasının tutukluk yaptığını, bundan fırsatla kendisinin aracın anahtarını…’nin yüzüne doğru attığını, sonra her iki şahsın da bir üst sokağa doğru kaçtıklarını, sonradan öğrendiğine göre bindikleri siyah aracın plakasını çamurla kapattıklarını, bu olaydan üç ay sonra da kendisine karşı silahlı saldırı olayını gerçekleştirdiklerini, kendisinin … ile bir alacağı vereceği olmadığını, ancak Belediye Başkanı ile ilgili husumet nedeniyle kendisine karşı tetikçilik yapıldığını düşündüğünü, sanık …’yi bir kez … ile birlikte konuşmak için bir kez de aldığı yüzüğün provası için geldiğinde gördüğünü, …’u da bir kez … ile birlikte geldiğinde bir kez de kendisini çalışanlarının önünde …’ın yanına çağırırken gördüğünü, ikisinin de …’ın yanında çalıştıklarını herkesin bildiğini, saldırının yaralama değil öldürme amacı ile yapıldığını düşündüğünü, iki kişinin çapraz ateşine aldıklarını, aracına isabet eden kurşun deliklerinden de bunun anlaşılacağını, sanıklardan şikâyetçi olduğunu katılmak istediğini,
Tanık … Kollukta; .plakalı siyah renkli Şahin marka aracın ortağı Yalçın Alagöz’e ait olduğunu, 30.03.2008 tarihinde … kendisindeyken …’ün yanına gelerek araca ihtiyacı olduğunu söylediğini, saat 22.00 sıralarında aracı emanet olarak …’a verdiğini, saat 24.00 sıralarında …’un kendisini arayarak “Bu araçla gezilmiyor, evin önüne bıraktım, sabah alıp sanayiye götürüp yaptıracağım” dediğini, ertesi gün yani 31.03.2008 tarihinde saat 08.30 sıralarında …’un bir taksi ile yanına geldiğini, sonra ayırılıp Akçakoca’ya gittiğini, arkasından sivil polislerin geldiğini, kendisine aracın kimde olduğunu sorduklarını, polislere aracın …’da olduğunu söylediğini, telefonla …’u aradığını ve polislerin beklediğini söylediğini,
Tanık … Kollukta; 31.03.2008 tarihinde saat 08.00 sıralarında ikametinin balkonunda oturup çay içtiğini, Prestij konutlarında oturan …’ün ve …’nun aşağıdaki araçlarının başına doğru çıktıklarını, bu sırada yandaki inşaatın içinden 25-26 yaşlarında 1,65 metre boylarında bir şahsın çıkarak …’e doğru koşup yaklaştığını ve 3-4 metre mesafeden …’a ateş etmeye başladığını gördüğünü, …’ın önce kendisini arabasının içine attığını, daha sonra bu şahsa elinden bir şey fırlattığını gördüğünü, emniyette kendisine teşhis için gösterilen şahıslardan ismini … olarak söyledikleri şahsın ateş eden birinci şahıs olduğunu, bu sırada inşaattan yine ilk şahsa benzer aynı yaş ve boylarda ikinci bir şahsın daha çıktığını, bu şahsın da …’e 4 el ateş ettiğini, sonrasında şahısların başları yere doğru koşarak kaçmaya başladıklarını, emniyette kendisine gösterilen siyah renkli bere ve atkının olayı gerçekleştiren şahısların üzerindeki kıyafetlerle bire bir aynı olduğunu, şahısların olay esnasında soğukkanlı olduklarını ve öldürmek için ateş ettiklerini,
Cumhuriyet savcılığında; iki gün önce kollukta verdiği ifadesinin doğru olmadığını, …’ün olaydan sonra evine gelerek “Yenge bugünkü kurşunlama olayını sen de görmüşsün, karakola gelip ifade verir misin?” dediğini, uyku sersemi karakola gittiğini, ne şekilde ifade verdiğini hatırlamadığını, sabah balkonda kahvaltı yaptığını, içeri girip çıktığını, bir ara silah sesi duyduğunu, aşağı baktığını ancak kimseyi görmediğini, karakolda verdiği ifadeyi kabul etmediğini, kimseden telkin veya tehdit almadığını, o gün karakola uyku sersemi gittiğini, birkaç kişiyi kendisine teşhis ettirdiklerini, ancak o anda karakolda fenalık geçirip yere yığıldığını, tutanakları cahilliğinden imzaladığını, zaten kimseyi görmediği için yeniden teşhis yaptırmalarına gerek olmadığını, şu anki ifadesini kendi özgür iradesi ile verdiğini,
Mahkemede; olay günü evinde olduğunu, silah sesiyle uyandığını, aşağı baktığında bir şey görmediğini, balkonu ile aracın olduğu yer arasında 200-300 metre mesafe olduğunu, aşağıyı görmesi için eğilmesi gerektiğini, soruşturma aşamasında kendisini çöp dökmeye aşağıya indiği için görüp karakola uyku sersemi götürdüklerini, eşinin haberi olmadığını söylediğini ancak dinlemediklerini, şimdiki ifadesinin doğru olduğunu,
Bozma üzerine Cumhuriyet savcılığında; 31.08.2008 tarihinde sabah saatlerinde silah sesi duyunca pencereye çıktığını, aşağıda …’ü arabaya binip etrafa koşarken gördüğünü, daha sonra tanık sıfatıyla ifade verdiğini, karakolda boş kağıda imza attığını, . ve…isimli şahısları polisin yönlendirmesi ile teşhis ettiğini, bu polisleri görse tanıyamayacağını, daha sonra mahkemede bu şahısları zaten tanımadığını beyan ettiğini, yaptığı tanıklık karşılığında para veya hediye almadığını, şu anda hastanede tedavi gören …’in kendisine “İyi ki …’tan gelen hediyeleri kabul etmedin” dediğini, kendisi gelen hediyeleri kabul ettiği için bu hastalığı çektiğini, bu sözleri 6-7 ay önce söylediğini, bugüne kadar başının belaya girmemesi için müracaat etmediğini,
Tanık … Kollukta; 31.03.2008 tarihinde sabah 08.20 sıralarında evinden işine gitmek için aracının başına çocukları ile birlikte geldiğini, bu esnada 20-30 yaşlarında 1,65 metre boylarında bir şahsın üzerinde kahverengi mont, başında siyah bere ve yüzünde siyah kaşkol sarılı vaziyette sol taraftan, yanından geçerek …’e doğru ateş etmeye başladığını, kendisinin korktuğunu ve şaşırdığını, hemen sonra inşaatın altından bu şahsa benzeyen ikinci bir şahsın daha çıkarak …’e doğru ateş etmeye başladığını, ancak ateş edenlerin uzak olduğunu ve kendisinin çocuklarını ve kendisini korumaya çalıştığını, sonra her iki şahsın da koşarak uzaklaştıklarını, özellikle ikinci şahsı yakından gördüğünü,
Cumhuriyet savcılığında; olay sabahı daha önceden tanımadığı …’ün de arabasına binmek üzere olduğu sırada inşaattan çıkan üzerinde kahverengi mont ve kot pantolon olan siyah bere ve atkısı bulunan şahsın yanından geçerek …’e doğru ateş etmeye başladığını, aralarında 3-4 metre mesafe olduğunu, herhangi bir yerini hedef gözeterek değil, hedef gözetmeden ateş ettiğini, bu sırada …’ün kendisini aracının içine attığını sadece bacaklarının göründüğünü, birinci şahsın olay yerinden on metre kadar uzaklaştığını, bu şahıs şarjörü …’e doğru boşalttıktan sonra ikinci bir şahsın daha inşaattan çıktığını, kendisi çocuklarla ilgilendiği için bu şahsın üzerinde ne olduğunu tam olarak hatırlamadığını, ikinci şahsın da bir ya da iki mermi attığını, ikinci şahsın 20-25 metre mesafeden ateş ettiğini, kendisine teşhis için gösterilen … isimli şahsı ilk defa gördüğünü ve bu şahsın ateş eden şahıs olmadığını, ateş eden şahsın daha çocuk yüzlü biri olduğunu, ancak kendisine emniyette teşhis için gösterilen … isimli şahsın ateş eden şahıslardan birine simaen benzediğini, fakat kesin olarak budur demediğini, kollukta … isimli şahsın ateş ettiğini söylemediğini,
Mahkemede; sabah arabasının başında olduğu sırada …’ın aracına binerken bir şahsın gelip ateş etmeye başladığını, şahsın yüzünün atkı ile kapalı olduğunu, başında kep olduğunu, ardından bir şahsın daha inşaattan çıkıp ateş etmeye başladığını, 8-10 el kadar atış yapılmış olabileceğini, çocuklara oldukları yerde kalmalarını söylediğini, sonra karakola gittiklerini, ancak karakolda şahsın sadece boyunun aynı olabileceğini söylediğini, simaen saldırıyı yapan kişileri teşhis etmediğini, ateş eden şahıslardan “…’ı tanı” gibi bir söz söylediklerini duymadığını, … ile ateş edenler arasında tam hatırlamamakla birlikte 4-5 metre mesafe olduğunu,
Bozma üzerine Cumhuriyet savcılığında; ilk silahlı saldırı olayında sabah evden çıkmak üzere arabasına binecekken …’ün aracının da kendi aracının yanında olduğunu, … ile karşılıklı binalarda oturduklarını, evden çıkıp aracının yanına gittiğini, çocukların o sıra evin önünde olduklarını, bu sırada yüzleri görünmeyen iki şahsın …’e doğru ateş etmeye başladıklarını, şahısların yüzlerini göremediği için teşhis edemediğini, bu olay nedeniyle ifade vereceği gün şehir dışında olduğunu, … kendisini çağırdığı için yanına gittiğini, kendisine bilgisayarda bir video gösterdiğini, kendisine ateş eden şahısların bu kişiler olduğunu söylediğini, daha sonra kendisine bir zarf uzatarak “Bu senin yol masrafındır” dediğini, kendisinin zarfı almadığını ve içine de bakmadığını, sonrasında emniyette şahısların yüzlerini görmediğine dair teşhisi yaptığını, karşı tarafın …’den para aldığını iddia ettiğini ancak bunu ciddiye almadığını, ancak sonrasında işten çıkartıldığını, kendisine yönelik herhangi bir baskı yapılmadığını,
Tanık . Kollukta; işlerinin durgun olması nedeniyle …’den 30.000 TL civarında borç para aldığını ve başkasına ait bir çeki …’e teminat olarak verdiğini, ancak çeki gününde ödeyebilecek durumda olmadığını, sonra babasının fındıklığını satmaya karar verdiklerini, bunu duyan …’in almak için niyetlendiğini, sonra … ile …’in konuştuklarını, …’ın çeki ödediğini, fındıklığı da …’a devrettiklerini, böylece alacak verecek meselesi kalmadığını, …’ın kurşunlanma olayı ile bir ilgisi bulunmadığını,
Cumhuriyet savcılığında; …’ü kurşunlayan şahıslar hakkında bilgi sahibi olmadığını, …’den nakit borç para aldığını, karşılığında çek verdiğini, bu tefecilik olayı ile ilgili olarak soruşturma yürütüldüğünü, ancak ekonomik durumu iyi olmadığı için borcu ödeyemediğini, babasının fındıklığını satarak borcu ödeyebileceğini söyleyince bunu duyan …’in olaydan haberi olduğunu, …’ın fındıklığı almak istediğini, …’ın … ile konuştuğunu duyduğunu ancak ne konuştuğunu bilmediğini, …, …’e parayı ödeyince fındıklığı …’e devrettiklerini, çekin de gününde ödenmiş olduğunu,
Akçakoca Asliye Ceza Mahkemesince istinabe suretiyle alınan ifadesinde; kurşunlanma olayını görmediğini, kendisinin 2008 yılı Mart ayında mağdur …’e borcu olduğunu, bu borcu kendisinden fındık bahçesini satın alan …’in ödediğini,
Katılan … tanık sıfatıyla Kollukta; mağdur …’ün kuyumcu dükkânında çalıştığını, olaydan yaklaşık 2-3 ay kadar önce … isimli bir şahsın kendisini aradığını, …’in kendisi ile görüşmek istediğini söylediğini, daha sonra bir balık lokantasına … ile görüşmek için gittiğini, …’in kendisine “… Belediye başkanı hakkında çeşitli yerlerde konuşuyormuş, bu şekilde devam ederse meydanda ayaklarını kaldıracağım, kendisini dövdüreceğim” dediğini, kendisinin “Biz ticaretimize bakıyoruz” dediğini, sonra …’ın kendisine “Sen de o … yerinde çalışma, o … yerinde sıkıntı var, sen de zarar görürsün” dediğini, konuşulanları … yerinde …’e anlattığını, bundan yaklaşık 20 dakika sonra …’ün telefonla aradığını ve “Abi … ile görüşmek istiyor” dediğini, sonra … yerine…ve tanımadığı bir kişinin geldiğini, … ile birlikte … ile görüşmek için balık lokantasına gittiklerini, …’ün yaklaşık yarım saat sonra geldiğini ve sorduğunda kendisine “Benim Belediye başkanı aleyhine konuştuğumu düşünüyorlar, beni ikaz ettiler, hatta beni ve yanımda çalışanları ölümle tehdit ettiler” dediğini, sonra yanındaki çalışanlara hitaben “Kendinizi bu tür şeyler için üzmeyin, beraber çalışıp kazanacağız, işinize sarılın” dediğini, daha sonra … ve …’nun kendisini arayarak …’in yanına birlikte gittiklerini, …’in kendisine “… Bey’le konuştuk, şu an bir problem yok, sen … yerinde devam et” dediğini, daha sonra 19.03.2008 tarihinde …’de bulunduğu sırada …’ın kendisini aradığını, nerede olduğunu sorduğunu, şehir dışında olduğunu söylediğini, patronu … ile görüşmek istediğini söylediğini, sonradan duyduğuna göre …, … ve…’nin … yerine gelerek … ile Süha Öztürk’ün borcu nedeniyle konuştuklarını, Akçakoca’ya geri döndüğünde … yerinde …’ün Süha Öztürk borcu ile ilgili … ile konuştuklarını anlattığını, borç için iki ay vade verebileceklerinde anlaştıklarını ancak çek için bir şey yapamayacağını söylediğini, sonra …’ın kendisini aradığını ve Belediyeye çağırdığını, Belediye’ye gittiğinde …, başkan yardımcısı …, …, …, …’in birlikte oturduklarını, …’in bir yeri arayarak çekin ödenmesini istediğini, aynı gün akşam başka bir lokantada …’i gördüğünü, kendisine “Böyle daha iyi oldu değil mi?” dediğini, böylece bir problem kalmadığını, 31.03.2008 tarihinde ise …’ün kendisini arayarak evine gelmesini söylediğini, gittiğinde olayın olduğunu öğrendiğini,
İnceleme dışı sanık … Kollukta; susma hakkını kullanmak istediğini,
Kolluktaki ek beyanında; mağdur …’ü … yerinde çalıştırdığı … ve … sayesinde tanıdığını, olaydan yaklaşık on gün kadar önce …’in kendisine …’un çalıştığı kuyumcuya gideceklerini söylediklerini, yanlarına …’nu da alarak akşamüzeri …’un çalıştığı Algün kuyumcusuna gittiklerini, …’ın … ile konuşmak istediğini söylediğini, kısa süre içinde … yerine gelen …’ün … ile yukarı kata çıkarak konuştuklarını, yarım saat kadar sonra da … ve …’ın aşağı inerek tokalaşıp ayrıldıklarını, daha sonra kendilerinin de evlerine dağıldığını, ne konuşulduğuna dair bir bilgisi olmadığını, bu görüşmeden bir iki gün sonra belediye başkan yardımcısı …’un makamına gittiklerini, burada …’ın Süha Öztürk’ün …’e olan borcuna karşılık kefil olması olayının konuşulduğunu, sonra … ile birlikte ayrıldıklarını, 30.03.2008 tarihinde ise akşam saat 21.00 civarında arkadaşı …’den siyah renkli Şahin marka aracını kız arkadaşının yanına gitmek için emanet aldığını, sonra büfeden üç dört tane bira aldığını, araca gaz aldığını, ancak aracın teklemesi nedeniyle kız arkadaşının yanına gitmekten vazgeçtiğini, sonra aracı …’in evinin önüne bırakarak annesi ve babasıyla kaldıkları eve yürüyerek gittiğini, sabahleyin saat 09.30 civarında uyandığını, Güven taksi durağından taksici Avni’yi çağırdığını ve kahvaltı yapmak için arkadaşı …’in çalıştığı Şifalı Su isimli tesise gittiğini, yarım saat kadar sonra taksicinin ayrıldığını ve kendisinin minibüsle Akçakoca’ya gittiğini, bu sırada arkadaşı …’in kendisini telefonla arayarak siyah Şahin aracın başında polislerin beklediğini ve aracın anahtarını evin önüne getirmesi gerektiğini söylemesi üzerine bahse konu yere gittiğini ve anahtarı polislere teslim ettiğini, 31.03.2008 tarihinde saat 08.20 sıralarında mağdur …’e yapılan saldırı ile bir ilgisi olmadığını, …’in kendisini ya da başkasını bu işi yapma konusunda bir etkisi olmadığını,
Cumhuriyet Savcılığında; mağdur …’ün yanında çalışan …’ın arkadaşı olduğunu, ara sıra Algün Kuyumculuk adlı … yerine uğrayıp çay içtiğini, yaklaşık üç ay önce … ile birlikte kuyumcunun arkasında bulunan bir balık lokantasına gittiklerini burada …’ın …’ı telefon ile yanına çağırdığını, …’un lokantaya gelerek … ile bir şeyler konuştuklarını, … ayrıldıktan sonra …’ın …’ı tekrar yanına çağırdığını, görüştüklerini, sonra …’ın … yerine geri döndüğünü daha sonra mağdur …’ın …’ın yanına geldiğini ve bir şeyler konuştuklarını, 19.03.2008 tarihinde ise … ve… ile birlikte kuyumcuya gittiklerini, burada … ile mağdur …’ün bir süre konuştuklarını sonra tokalaşarak ayrıldıklarını, ne konuştuklarına dair bilgisi olmadığını, yine bir iki gün sonra belediye başkan yardımcısının odasında …’ın .’ün borcuna karşı kefilliğin konuşulduğunu, bu borcu Süha’nın tarlasını satın alan …’in ödeyip ödemediğini ve çekle ilgilenip ilgilenmediğini de bilmediğini, 30.03.2008 tarihinde arkadaşı …’tan siyah renkli Şahin marka aracı emanet aldığını ancak aracın teklediğini, bu nedenle aracı saat 24.00 sıralarında …’ın evinin önüne bıraktığını, sonra kendi evine yürüyerek gittiğini, 31.03.2008 tarihinde saat 08.30-09.00 civarı uyandığını, kollukta saat 09.30 yazılmışsa da şimdiki beyanının doğru olduğunu, sonra .Taksi’den . isimli taksiciyle birlikte arkadaşı …’ın çalıştığı . tesisine gittiğini, burada kahvaltı yaptıklarını, daha sonra dolmuşla . merkezine döndüğünü, ancak …’ın kendisini arayarak aracın başında polislerin olduğunu ve aracın anahtarını göndermesini istediğini, bunun üzerine aracın yanına giderek anahtarı polislere verdiğini, evinde yapılan aramada bulunan siyah kar maskesi ve kaşkolu Anıtkabir’de askerlik yaptığı için gece nöbetlerde takmak üzere verdiklerini, mağdur …’e yapılan saldırı ile ilgisi olmadığını, kollukta yapılan teşhis sırasında yanında kimsenin olmadığını, bu nedenle teşhis tutanağını kabul etmediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; önceki ifadelerini tekrarla … ile … arasında husumet olduğuna ilişkin bir bilgisi olmadığını, kendisinin de … ile bir sorunu olmadığını, olay gününden önce arkadaşı …’tan aldığı aracı gece …’ın evine geri bıraktığını ve ertesi sabah …’ın haber vermesi üzerine aracın yanına gittiğini, olayla ilgisi olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Mahkemede; katılan …’ı daha önce çok kez gördüğünü, yanında çalışanlar … ve İsmail Taşdan adlı şahısların arkadaşları olduğunu, sanık … ile akrabalığı olduğunu, ancak ona “Dayı” diye hitap ettiğini, olayla bir ilgisi olmadığını, soruşturma aşamasında alınan ifadesini tekrar ettiğini, suçlamayı kabul etmediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık … Kollukta; …’in sahibi olduğu şirkette şoför olarak çalıştığını, 17.03.2008 tarihinden 29.03.2008 tarihine kadar Akçakoca’da kaldığını, tanık …’ın iddia ettiği gibi olay tarihinden iki ay kadar önce . Kuyumculuk dükkânına giderek “Abi seni çağırıyor” şeklinde …’u liman lokantasına çağırmadığını, 19.03.2008 tarihinde … ve…ile birlikte .Kuyumculuk’a gittiklerini, burada … ile mağdur …’ün ofiste konuştuklarını, kendisi ve …’un aşağıda beklediklerini, yarım saat sonra … ile birlikte buradan ayrıldıklarını, burada beklerken kendisine bir yüzük de beğendiğini ancak ölçü tam olmadığı için ertesi gün gelmelerini söylediklerini, sonraki gidişinde dükkâna tek başına gittiğini, 31.03.2008 tarihinde …’e yapılan saldırı ile ilgili bir bilgisi olmadığını, 01.04.2008 tarihinde …’in kendisini arayarak nerede olduğunu sorduğunu, …’a “…’da ofisteyim” dediğini, …’ın kendisini .’ya çağırdığını, otobüsle.’ya geldiğini, kendisinin 29.03.2008 tarihinde saat 14.00 sıralarında …’a gittiğini ve 01.04.2008 tarihinde … çağırana kadar .’ya gelmediğini, hafta sonu ve Pazartesi günü …’da olduğuna dair arkadaşları … ve Emre’nin tanık olabileceklerini, …’e saldırması için herhangi bir sebebi olmadığını, böyle bir eylem için kimseden talimat almadığını,
Cumhuriyet Savcılığında; kolluk ifadesini tekrarla 17.03.2008’den 29.03.2008’e kadar .da olduğunu, 28.03.2008 tarihinde Akçakoca’dan . firması otobüsü ile …’a döndüğünü, buna ilişkin otobüs biletlerini dosyaya sunduğunu, …’ün …’in şoförlüğünü yaptığını,19.03.2008 tarihinde … ve … ile birlikte oturdukları sırada …’ın isteği üzerine . Kuyumculuk adlı … yerine gittiklerini, … ile …’ın burada bir süre görüştüklerini, yirmi dakika sonra … ile birlikte … yerinden ayrıldıklarını, kendisinin o sırada bir yüzük beğendiğini, ancak yüzüğün ölçüsü olmadığı için 21.03.2008 tarihinde tekrar Algün Kuyumculuk’a gittiğini, tadilatın henüz bitmediğini, bu nedenle 22.03.2008 tarihinde tekrar.Kuyumculuk’a gittiğini ve o yüzüğü satın aldığını, ancak …’ın kendisinden para almadığını, “Bu da bizden olsun” dediğini, 31.03.2008 tarihinde gerçekleşen silahlı saldırı ile bir ilgisi olmadığını, kollukta düzenlenen teşhis tutanaklarını kabul etmediğini, polis memurlarının olay sırasında ateş eden şahısların atkılı ve bereli olduğunu söylediklerini duyduğunu, ancak teşhise katılan kişilere ve kendisine atkı ve bere giydirmediklerini, bundan dolayı teşhisin usulsüz olduğunu, avukatının da kendisinin de teşhisi kabul etmediğini, olay tarihinde .’da olduğunu, arkadaşları …, . ve .’nun tanık olarak dinlenmesini istediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; önceki ifadelerini tekrarla olay öncesinde mağdur …’a ait kuyumcu dükkânından bir yüzük aldığını, ancak bunun olayla ilgisi olmadığını, 29.03.2008 tarihinde otobüsle …’a gittiğini ve 01.04.2008 tarihinde …’in telefonla kendisini çağırması üzerine Akçakoca’ya geldiğini, olayı gerçekleştirenleri bilmediğini, … ile … arasında bir husumet olup olmadığını da bilmediğini, mağdur …’ı Akçakocalı olması nedeniyle simaen tanıdığını, suçlamayı kabul etmediğini,
Mahkemede; olay günü Akçakoca’da olmadığını, …’ın araması nedeniyle Akçakoca’ya olaydan sonraki gün geldiğini, hiçbir olaya karışmadığını,
Sanık … Kollukta; olay tarihinden 2-3 ay kadar önce mağdur …’ün yanında çalışan ve akrabası olan …’ı yanına çağırdığını, bu sırada Limandaki balık lokantasında oturduğunu, …’un yanına geldiğini ve …’a hitaben “Yeğenim yanında çalıştığın adam tefecilik yapan ve yanında çalışılacak karaktere sahip olmayan biridir” dediğini, …’ın yanında çalışmasının uygun olmayacağını söylediğini, …’un da kendisine hak vererek yanından ayrıldığını, sonra bu konuşmalarda …’ın haberinin olduğunu, bu nedenle mağdur …’ın aynı gün yanına konuşmaya geldiğini, kendisine artık eskisi gibi olmadığını, işinde gücünde bir esnaf olduğunu söylediğini, sonra ayrıldığını, kendisinin ise …’a bu işte devam edebileceğini söylediğini, bu konuşma sırasında mağdur … ile arasında Belediye başkanı ile ilgili bir hususun gündeme gelmediğini, .’ü tanıdığını, babası .’u da tanıdığını, Sait ve Sefer isimli yaşlı şahısların yanına gelerek . amcanın bir sıkıntısı olduğunu söylediklerini,.’ün yüklü miktarda borcu olduğunu, …’den nakit alarak karşılığında çek verdiğini yani …’ın tefecilik yaptığını, sonra bu borcu ödemekte sıkıntı çıktığını, bu nedenle Süha’nın babasına ait bir fındık bahçesi olduğunu, satmayı düşündüğünü ve kendisinden yardım istediklerini, kendisinin ise burayı alacak kadar parasının şimdilik olmadığını söylediğini ancak hatırları için … ile görüşebileceğini, borcu ertelemesini isteyebileceğini, kabul ederse çekin vadesini uzatmayı teklif edebileceğini söylediğini, bu sırada yanında … ile …’ün de bulunduğunu, bu kişilerle birlikte Algün Kuyumculuk adlı … yerine gittiğini, … ile tek başına görüştüğünü, …’a borcu ertelemesini buna karşılık çek vermeyi teklif ettiğini,çekin vadesinin ertesi gün olduğunu …’ın teklife bir şey demediğini, kendisine telefon numarasını vererek … yerinden ayrıldığını, ertesi gün ise Süha Öztürk’ün teminat olarak verdiği çekin ödenmesini bir arkadaşından rica ettiğini, bu sırada belediye başkan yardımcısının odasında …, … ve … isimli şahısların olduğunu, bu olayın konuşulduğunu, sonra …’u aradığını ve nakit temin ederek sorunu çözdüklerini, mağdur …’e karşı bir tehditte bulunmadığını, 31.08.2008 tarihli silahlı saldırı ile bir ilgisinin olmadığını, olay günü …’nun dört beş gündür …’da olduğunu, her iki kişinin de bu olayı yapması için hiçbir sebep olmadığını,
Cumhuriyet Savcılığında; kolluktaki beyanlarını tekrarla …’ün Akçakoca’da tefecilik işi yaptığını, birçok garibanın canını yaktığını, köylüsü olan …’ın ise …’ın yanında çalıştığını, iki üç ay kadar önce …’u yanına çağırdığını, …’ın çalışılmayacak bir adam olduğunu söylediğini, sonrasında …’ın yanına gelerek bu işlerden elini ayağını çektiğini söylediğini, bu sırada aralarında belediye başkanı ile ilgili bir konu geçmediğini, 19.03.2008 tarihinde Süha Öztürk’ün babası Feridun ve bir kısım yaşlı insanın kendisinin yanına geldiğini ve kendisinden yardım istediğini, gerekirse kendilerine ait fındık bahçesini almalarını teklif ettiğini, bu nedenle Süha’nın borcunun ertelenmesi için …’ın kuyumcu dükkânına gittiğini, bu borca karşılık ileri tarihli bir çek vermeyi teklif ettiğini, …’ın net bir cevap vermediğini, ertesi gün kendisinin bir arkadaşından borç alarak bu çekin ödenmesini sağladığını, çekin ödendiği gün …’u belediyeye ödemeden önce bir gelişme olup olmadığını sormak için çağırdığını, …’un patronu …’ın teklifi kabul etmediğini kendisine söylediğini, …’a tefeci olduğunu söylediği için kendisine karşı bir husumet besleyip belediye ile arasındaki problemleri nedeniyle iftira atmış olabileceğini, kendisini belediyenin tetikçisi olarak gösterip belediyeyi zan altında bırakmaya çalıştığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; mağdur …’ı Akçakocalı olması nedeniyle tanıdığını, çevreden duyduğuna göre tefecilik yaptığını birçok insanın canını yaktığını bu nedenle …’a yanında çalışmasının doğru olmadığını söylediğini, aralarında …’ın ölmesini isteyecek kadar kadar ciddi bir husumetin olmadığını, Fikri’nin ve …’un kendi yanında çalıştıklarını ancak bugüne kadar kendisine yardım etmekten başka bir … yapmadıklarını, suçlamaları kabul etmediğini,
Mahkemede; önceki ifadelerini aynen tekrar ettiğini, 110 adet sigortalı işçisi olduğunu, … adamı olduğunu, kaçmasa idi 33 tane çekinin karşılıksız çıkacağını, işçilerine maaş veremeyeceğini, katılan … ile şahsi bir meselesi olmadığını, içlerinde Süha Öztürk’ün babasının da olduğu yaşlı insanların kendisinin … yerine gelerek …’tan para alan Süha Öztürk’ün çek verdiğini, ancak çok zor durumda olduğunu söylediklerini, …’ın tefecilik yaptığını, bu hususu çalışanı …’a da söylediğini, bu işin kim tarafından yapıldığını bilmediğini, … ve…’nin kendi yanında çalışanlar olduğunu ancak …’ın … yerine Süha Öztürk’ün borcunu konuşmak için gittikleri için …’ın başına gelen saldırıyı kendisi ve çalışanları üzerine attığını, kimseyi azmettirmediğini, suçlamaları kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
II. OLAY:
26.07.2008 tarihli olay yeri inceleme raporunda; saat 09.00 sıralarında … Mahallesi, .Sokak, .Konutları önünde ateşli silahla yaralama olayının ihbar edilmesi üzerine olay yerine gidildiğinin, sokak üzerinde önü batıya dönük . plakalı .olduğunun, bu aracın altından başlayarak .Sokak’a doğru kan izlerinin devam ettiğinin, aracın kapı kilitlerinin açık olduğunun, ön sol … üzerinde görünen iki adet mermi çekirdeği girişi olduğunun, camın üst kısmının kırık ve parçaların aracın içinde bulunduğunun, sürücü koltuğu kenarında ve el freninin bulunduğu orta boşlukta kan lekelerinin olduğunun, aracın arka kısmında anormal bir durum olmadığının, bu aracın sol tarafı önü Prestij Konutlarına dönük vaziyette . plakalı .marka aracın bulunduğunun, bu aracın ise ön sol kapı camı üzerinde 7 adet mermi çekirdeği giriş deliği olduğunun, bu camın üst direğinde 1 adet mermi girişi ve çekirdek gömleğinin bulunduğunun, kapının üst kısmında tavan köşesinde 1 adet mermi giriş deliği olduğunun, sol arka camın orta direğe yakın kısmında mermi çekirdeği giriş deliği olduğunun ve merminin … çıtası içinde kaldığının, aracın sağ ön kapı camı üzerinde 3 adet mermi çekirdeği çıkış deliği olduğunun, ön sağ kapı iç döşemesinde 1 adet mermi çekirdeği giriş deliği olduğunun, ön sağ … kapı direğinin iç kısmında 2 adet mermi çekirdeği giriş deliği olduğunun, sürücü koltuğu üzerinde 1 adet mermi çekirdeği gömleği olduğunun, ön sağ koltuk üzerinde 2 adet mermi çekirdek gömleği olduğunun, ön sağ koltuk üzerinde kan lekesi olduğunun, bu aracın sağında 06 AH 6740 plakalı Volkswagen Passat marka aracın park hâlinde olduğunun, bu araca muhtemelen yandaki araçtan gelen mermi çekirdeklerinin isabet etmesi sonucu sol kapı camının kırılmış olduğunun, arka koltuk sağ tarafta 1 adet çekirdek nüvesi olduğunun, her 3 otonun çevresinde bol miktarda boş kovan olduğunun ve numaralandırılarak foroğraflarının çekildiğinin, olay yerinde toplamda 6 adet 7,65 mm çaplı, 36 adet 9 mm çaplı boş kovan, 1 adet 9 mm çaplı fişek, 5 adet deforme mermi çekirdeği gömlek parçası, 2 adet deforme olmuş nüve bulunduğunun, olay yerinde birbirini izleyen toplam 9 ayrı yerden kan numunelerinin alındığının belirtildiği,
26.07.2008 tarihli genel adli muayene raporunda; mağdur …’ın ateşli silah yaralanması sonucunda sol kol iç yüzde bir adet, sol kol ön iç yüzde iki adet kurşun deliği ve sol kol ön iç yüzde cilt altında mermi çekirdiğine uyan bir cisim sol dirsek dış yüzde bir adet, sol ön kol arka kısımda bir adet kurşun deliği bulunduğunun, kişinin yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin, hâlen hayati tehlikesi bulunmadığının ancak kan kaybına bağlı komplikasyon gelişebileceğinin belirtildiği,
26.07.2008 tarihli genel adli muayene raporunda; mağdur …’ün ateşli silah yaralanması sonucunda sağ el baş parmakta iç kısımda sıyrık, sağ el işaret parmağı hizasında bir adet sıyrık olduğunun, kişinin yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceğinin, kemik fraktürü olabileceğinin, hayati tehlikesi bulunmadığının belirtildiği,
26.07.2008 tarihli olay ve muhafaza altına alma tutanağında; saat 08.45 sıralarında meydana gelen silahlı saldırı olayının bildirilmesi üzerine ekip otomobiliyle Sefer Akın Sokak üst tarafında bağlantılı … Hoca Sokak üzerinde kolundan yaralı olduğu görülen bir erkek şahsın yanına gidildiğinde, şahsın elindeki silahı … Apartmanı’nın bahçesine attığının, yaralı olduğu için ekip otosuna alındığının, bahçe içerisinde bulunan gri renkli 57062 seri nolu ve içinde 10 adet dolu fişek bulunan tabancanın muhafaza altına alındığının belirtildiği, şahsın kimliğinin … olduğunun tespit edildiği,
31.07.2008 tarihli ekspertiz raporunda; olay günü …’dan elde edilen 57062 seri nolu tabanca ve içindeki fişeklerin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun, olay yerinde ele geçen 5 adet 9 mm çaplı boş kovanın 57062 seri nolu 9 mm tabancadan atılmış olduklarının, yine olay yerinde ele geçirilen 31 adet boş kovanın 9 mm çaplı Parabellum tipi fişek atar aynı (tek bir) silahtan atılmış olduklarının ve olay yerinde ele geçen 7 adet mermi çekirdeği gömlek parçasının ise yine 9 mm çaplı ateşli silah namlusundan çıkmış olduklarının tespit edildiği, olay yerinde ele geçirilen 6 adet mermi çekirdeği gömlek parçasının ise tespite elverişli olmadığı ve mukayeseli inceleme yapılmasının mümkün bulunmadığının, olay yerinde ele geçirilen diğer 6 adet 7,65 mm çaplı boş kovanın Browning tipi fişek atar aynı (tek bir) ateşli silahtan atılmış olduklarının, yine olay yerinde bulunan 5 adet 7,65 mm çaplı mermi çekirdeğinin ise aynı çaplı ateşli silah namlusundan çıkmış olduklarının, olay yerindeki araçların içinde bulunan 1 adet mermi çekirdeği gömlek parçası ve 2 adet mermi çekirdeği nüvesinin hangi silahtan atıldıkları yönünde mukayeseli bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığının belirtildiği,
16.09.2008 tarihli ekspertiz raporunda; …’den alınan sol el iç svap numunesi üzerinde atış artıklarının bulunduğunun, … ve Büşra Mutioğlu’ndan alınan el svap numunelerinde atış artıklarına rastlanmadığının, mağdurların üzerinden çıkarılan pantolon ve kıyafetler üzerinde bulunan deliklerin mermi çekirdeği deliği olup olmadığı hakkında bir kanaate varılamadığının belirtildiği,
03.10.2008 tarihli … Adli Tıp Kurumu raporunda; mağdur …’ün ateşli silah yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede hafif olduğunun, kemik kırığına neden olmadığının, duyu organlarının işlevinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olmadığının, kişinin yaşamını tehlikeye düşürmediğinin; mağdur …’ın ateşli silah yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde olduğunun, ulna (sol kol) kemik kırığının hayat fonksiyonlarını orta (2.derece) etkilediğinin duyu organlarının işlevinin sürekli zayıflamasına veya yitirilmesine neden olmadığının, kişinin yaşamını tehlikeye düşürmediğinin belirtildiği,
07.10.2008 tarihli fotoğraflı teşhis tutanağında; 26.07.2008 tarihli ateşli silahla saldırı olayı nedeniyle şikâyetçiler tarafından verilen eşkal bilgilerine göre toplam 12 şüpheli şahsın fotoğraflarının mağdur …’e gösterilmesi üzerine 6. sırada fotoğrafı bulunan … isimli şahsın olaya karışan kişi olarak teşhis edildiğinin, fotoğrafların mağdur …’a gösterilmesi üzerine …’ün aracına ateş eden şüphelinin 6. sıradaki … isimli şahıs olduğunun teşhis edildiğinin, mağdur … ve.’nun kendilerine gösterilen fotoğraflar arasından silahla saldıran şahsı net olarak teşhis edemediklerinin belirtildiği,
03.11.2008 tarihli ekspertiz raporunda; mağdur .’ndan çıkarılan 7,65 mm çaplı bir adet deforme mermi çekirdeğinin 6136 sayılı Kanun kapsamında olduğunun ve 7,65 mm çaplı Browning tipi fişek atar ateşli silah namlusundan çıkmış olduğunun tespit edilemeyen olaylar arşivinde geçici olarak beklemeye alındığının belirtildiği,
02.04.2011 tarihli olaylı yakalama ve tespit tutanağında; hakkında altı adet arama ve yakalama emri bulunan ve uzun süredir firari olan … isimli şahısla ilgili yapılan çalışmalarda .Sapak mevkisinde gerekli tertibat alındıktan sonra uygulama noktasına gelen . plakalı aracın dur ihtarına uymayarak kaçmaya başlaması üzerine aracın önünü kapatan diğer araçların arkasında havaya ateş edilmek suretiyle durdurulduğunun aracın şoför koltuğunda ., … içinde .isimli şahısların yakalandığının, yine aynı uygulama noktasında bulunan ve önceki aracı takip eden . plakalı aracın içinde …, . ve hakkında yakalama emri bulunan … isimli şahısların bulunduğunun ve şahısların yakalanarak gözaltına alındığının, gözaltında.kimliğini kullanan şahsın … olduğunun tespit edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … Kollukta; 26.07.2008 tarihinde saat 08.30 sıralarında işe gitmek için evinden çıkıp . plakalı .marka aracına bindiğinde yanına iki şahsın koşarak geldiğini, birinci şahsın 1,60 metre boylarında, üzerinde kot pantolonu olan biraz kilolu birisi olduğunu, ikinci şahsı ise tam hatırlamadığını, birinci şahsın belinden çıkardığı tabancayla kendisine ateş ettiğini, tabancanın seri attığını, kendisini korumak için aracın içinde aşağıya eğildiğini, şahsın .Sokak’ta koşmaya başlayınca kendisinin araçtan inerek yolun karşısında bulunan .plakalı Renault Megane marka aracın içinde bulunan . ve …’nu gördüğünü, .’nın yaralandığını, …’un da kolundan yaralandığını gördüğünü, kaçan şahıslardan birinin elinden düşürdüğü tabancayı …’un yerden aldığını ve şahısların peşinden koşarak ateş etmeye başladığını, ancak şahısların kaçtığını sonra geri dönerek Büşra’yı hastaneye götürdüklerini, kendisinin de sağ el baş parmağından yaralandığını hatta elinden mermi parçası çıkartıldığını, bu olayın 31.03.2008 tarihinde kendisine karşı saldıran aynı şahıslar tarafından yapıldığını düşündüğünü, olaydan sonra … ve onun adamı olan Alaattin isimli şahsın olaya karışmış olabileceğini sandığını, bu olayı kesinlikle …’in azmettirdiğini, başka bir düşmanı olmadığını, yaklaşık 15 gün önce …’un abisi .’ın kendi … yerine gelerek …’in kendisine …’in 31.03.2008 tarihli olay ile ilgili olarak konuşmak istediğini söylediğini, ancak kendisinin …’ya konuşacak bir şey olmadığını söylediğini, kendisini yaralayan şahıslardan ve …’den davacı ve şikâyetçi olmadığını,
Kolluktaki ek beyanında; daha önce kollukta şikâyetçi olmadığını söylemiş ise de bunun sebebinin 31.03.2008 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle aynı şahısların serbest bırakılması olduğunu ancak sonradan düşününce kendisini öldürmek kastıyla hareket eden şahıslardan, … ve …’ndan şikâyetçi olmaya karar verdiğini,
Cumhuriyet Savcılığında; önceki beyanlarını tekrarla 26.07.2008 tarihli olay sırasında kendisine ateş eden şahsın en az iki metre uzaktan otomatik silahla ateş ettiğini, ancak kaç el ateş ettiğini fark etmediğini, şahsın kendisi aracın içerisinde oturduğu sırada ateş etmeye başladığını, bunu fark edince hemen arka koltuğa doğru uzandığını, aracının camları filmli olduğundan şahsın geriye atladığını fark edemediğini, bu nedenle aracın hep ön tarafına doğru ateş ettiğini, dolayısıyla sadece sağ el baş parmağından yaralandığını, şahsın kendisini öldürmek için ateş açtığını, ikinci bir şahsın ise çalışanı …’ın üzerine doğru en az iki metre mesafeden ateş ettiğini, bu ateş sonucu … ve Büşra’nın yaralandığını, bu sırada …’un bu şahıslardan yere düşen silahı alıp arkalarından ateş ederek koşmaya başladığını, 31.03.2008 tarihli olay nedeniyle tahkikat başlatıldığını, bu olayı da aynı kişilerin yaptığını düşündüğünü, kendisinin … ile doğrudan bir husumeti olmadığını, esasen husumetli olduğu şahsın Belediye Başkanı … olduğunu, .’nin .olduğunu, …’in de .mafyası olarak bilindiğini, bu olaylardan önce pek çok kez inşaat ruhsatı için belediyeye başvurduğunu ancak başkan … tarafından kendisine izin verilmediğini, bu nedenle başkan hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, çevreden duyduğuna göre …’nun bu husumet nedeniyle …’i azmettirdiğini düşündüğünü, …’in de “Bu işi bana verdiler, benim …’la bir işim yok ama bu işi bitireceğim” dediğini duyduğunu, buna ilişkin bir tanığı olmadığını, olaydan sonra 14.08.2008 tarihinde saat 15.00 sıralarında …’in babası ile …’un abisi … Okutan’ın birlikte gelerek ikinci saldırı olayını kastedip ”Bu olay ne olacak?” diye sorduğunu, kendisinin …’ın babasına “Oğluna sor, benim senin oğlunla bir problemim yok, niye bu şekilde davrandığını anlamadım” dediğini, …’ın babasının ise bu olayların …’dan habersiz olarak yapıldığını söylediğini, bir araya gelip konuşmaları hâlinde problemin hallolacağını, ayrıca çevresindeki insanların …’ı kışkırttıklarını belirttiğini, sonra ayrıldıklarını, bu kişilerin daha sonra babasıyla da görüştüklerini ve aynı şeyleri söylediklerini, bu olayı … yapmasaydı bu kişilerin arabulucu olarak devreye girmeyeceklerini düşündüğünü, bu nedenle kendisini öldürmeye çalışan … ve adamlarıyla Belediye Başkanı …’ndan şikâyetçi olduğunu,
Cumhuriyet Savcılığındaki ek beyanında; kendisinin Akçakoca’da 2005 yılında bir arsa satın aldığını, inşaat yapmak için belediyeye ruhsat talebinde bulunduğunu, dönemin Belediye Başkanı …’nun imar değişikliğine giderek ruhsat vermediğini, bunun üzerine konuyu yargıya taşıdığını, şikâyet dilekçeleri verdiğini, başkanın kendisiyle bir keresinde Akçakoca’yı terk etmesi hususunda konuştuğunu, kendisinin de bunun üzerine Akçakoca … mevkisi ve Flamingo yolunda bulunan arsalar üzerindeki yolları trafiğe engellediğini ve men’i müdahale davası açtığını, bunun üzerine …’nun Belediye Başkanı olması nedeniyle elindeki tüm imkânları kötüye kullanmaya başladığını, şantiyelerini yıktırıp elektrik ve suyunu kestiğini, bu olayların karşılıklı sürtüşmeye dönmesi üzerine … isimli kişinin ortaya çıktığını, 31.03.2008 tarihinde …’ın azmettirdiği iki kişi tarafından kurşunlandığını, yargılamanın devam ettiğini, daha sonra 26.07.2008 tarihinde kendisine, … ve yeğenine karşı silahlı saldırı gerçekleştirdiklerini, bu olaydan sonra …’ın babasının kendi babası .ile buluşup .yı terk etmesi hususunda tehditte bulunduklarını, devam eden dava dosyasında … ile telefon görüşmeleri olan .k isimli şahsın …’a “Kurtaramadığımız .var ya . Restoranda arabasını gördüm, orada ne işi var onun” dediğini,.ın da …’nun da ifadesinin alınmasını istediğini ve bu işin içinde olabileceklerini tahmin ettiğini, aynı konuşma tapelerinde …’nun koruması olan.’in .’den talimat alarak …’e görevler verdiğini hatırladığını,
Mahkemede; kendisinin sonradan öğrendiğine göre … ile diğer şahsın olaydan bir hafta öncesinde işe kaçta gittiği ve çıktığı hususunda kendisini takibe aldıklarını, bir gün öncesinde bir kadın kediyi sevdiği için bu işi yapamadıklarını, ancak hergün saat 08.30’da işine gitmek için evden çıktığını, ilk olay olduktan sonra …’un önce evin aşağısına geldiğini ve etrafta kimse yoksa aşağıya inebileceğini söyledikten sonra aşağı indiğini, dolayısıyla sanıkların oraya gelmelerinin tesadüf değil planlı bir … olduğunu, olay günü yani 26.07.2008’de aynı saatlerde …’un evinin aşağısına geldiğini, aracına bindiğini, sol çaprazından gelen şahıslardan birinin araca doğru gelip ateş etmeye başladığını, kendisini iki koltuğun arasına attığını, aracın yüksek olması nedeniyle mermilerin kendisine isabet etmediğini, şahsın ne kadar mermi varsa şöför mahalline doğru boşalttığını, ikinci şahsın ise …’un aracına doğru koşup ateş etmeye başladığını, olaya karışan Nedim isimli şahsı kendisine dönüp ateş ettiği için teşhis ettiğini, …’un da olaydan hemen sonra şahısların arkasından koşarak silahla ateş ettiğini, sonra kendisine ateş edenlerden birinin … olduğunu söylediğini,
Katılan … Kollukta; susma hakkını kullanmak istediğini,
Kolluktaki ek beyanında; 26.07.2008 tarihinde saat 08.25 sıralarında köyden kendisine ait .plakalı araçla yanında ablası … ve yeğeni . ile birlikte çıktıklarını, Büşra’nın ön koltukta, ablasının arka koltukta oturduklarını, çarşıya indiklerinde her zamanki gibi patronu …’ün evinin önüne geldiğini, 2-3 dakika geçmeden …’ın aşağıya indiğini, kendi aracına binerken gördüğünü, tam aracı çalıştıracakken bir iki el silah sesi duyması üzerine kafasını kaldırdığında bir şahsın …’ün aracına bir metre uzakta elindeki silahla dikildiğini ve akabinde ateş ederek kendi aracının yanına kadar geldiğini, bu sırada aracın camının patladığını, kendisinin zarar görmemesi için yeğeni Büşra’nın üzerine kapaklandığını, ablasının bağırmaya başladığını, silah sesi kesilince …’a ve kendilerine ateş eden şahısların yaya olarak kaçmaya başladığını, önünde bulunan ve kolluk tarafından teslim alınan 57062 seri nolu tabancayı yerde gördüğünü, bu tabancayı alarak şahısların arkalarından birkaç el ateş ettiğini, …’ün de kendisinin yanında koşmaya başladığını, …’ın elinde silah görmediğini, şahıslar uzaklaşınca sokak üzerinde polislerin olay yerine geldiğini ve elindeki silahı bir yere attığını, kendilerine ateş eden şahsın otuzlu yaşlarda, 1,70-1,80 m boylarında zayıf yapılı, beyaz spor şapkalı, net olmamakla birlikte kirli sakallı, üzerinde koyu renk bir pantolon olan bir şahıs olduğunu, …’ün aracının başında bulunan şahsın ise kısa boylu, beyaz spor şapkalı, kot pantolonlu bir şahıs olduğunu, bu şahsı tanıdığını, daha önce …’in yanında ve Akçakoca merkezde gördüğünü, şahsın isminin Gümüşhaneli Yunus veya Alaattin olarak bildiğini, bu şahısla önceden çarşıda veya köyde selamlaştıklarını, başlarına gelen olayın daha önceden …’e yapılan saldırı ile bağlantılı olduğunu düşündüğünü, bu olayın da önceki gibi … tarafından yaptırıldığını zannettiğini, çünkü …’ın kendisi için “Sabah akşam patronunu alıp evine götürüyormuş, o varken bir şey yapılmayacağını sanmasın” diye söylendiğini duyduğunu, …’ın daha önce de patronu …’ın yanından ayrılmasını istediğini, bu nedenle bu olayı da …’ın azmettirdiğini, …’in arkasında da patronu ile aralarında arsa husumeti bulunan Belediye Başkanı …’nun olduğunu düşündüğünü, saldıran şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
Kolluktaki ek beyanında; 27.07.2008 tarihli ifadesine eklemek istediği hususlar olduğunu, ifadesinde … olarak belirttiği şahsın olay sırasında …’e ateş eden ve daha sonra fotoğrafından teşhis ettiği … isimli şahıs olduğunu, bu şahsın hatırlamadığı bir tarihte … tarafından bir berber dükkânına getirildiğini, …’ın bu şahsı “Bu benim adamım, …’da bir olay yaptı bir müddet saklanacak, bunu sana emanet ediyorum” diyerek berber Nedim’le tanıştırdığını,
Cumhuriyet Savcılığında; kolluk aşamasında verdiği beyanları tekrarla 26.07.2008 tarihinde saat 08.30 sıralarında yanında ablası Ümyan ve yeğeni Büşra Mutioğlu ile dışarı çıktıklarını, patronu …’ün evinin önüne gittiklerini, …’ın aşağı inip aracına bindiği sırada iki el silah sesi duyduğunu, kafasını kaldırıp baktığında bir şahsın …’ın aracına koşarak 1-1,5 m mesafeden ateş etmeye devam ettiğini, daha sonra bir başka şahsın ise kendi aracına doğru ateş ederek geldiğini, aracının yan camının patladığını, yeğeni Büşra’ya zarar gelmemesi için üzerine kapandığını, saldıran şahısların yaya olarak kaçmaya çalıştıklarını, kendisinin araçtan çıkıp şahısları kovalamaya başladığını, bu sırada yolda . seri nolu tabancayı gördüğünü ve bu şahısların arkasından birkaç el ateş ettiğini, sonra …’ün de araçtan inerek yanında koşmaya başladığını, ancak elinde silah olmadığını, şahıslar uzaklaşınca olay yerine polislerin geldiğini, olay tarihinde …’e ateş eden şahsı kısa boylu, bodur tahmini 80 kg ağırlığında bir şahıs olarak tarif ettiğini, bu şahsı daha önceden tanıdığını, bu şahsı … isimli Akçakoca . köyünden olan şahsın yanında gördüğünü, ismini de Gümüşhaneli Yunus veya Alaattin olarak bildiğini belirttiğini, 07.10.2008 tarihinde Akçakoca İlçe Emniyet Müdürlüğünde kendisine renkli fotoğrafı teşhis ettirilen … olduğu belirtilen şahsın …’e olay tarihinde ateş eden şahıs olduğunu, bu şahsı fotoğrafından net olarak teşhis ettiğini, … isimli şahsın uzaktan akarabası olduğunu, … şahsı da birçok defa …’ın yanında gördüğünü, … isimli şahısla en son 7-8 ay önce Akçakoca Merkez Caminin Bim Market tarafındaki kenarında karşılaştıklarını, kendisi ile selamlaştıklarını, kendisine “Hayırdır abi buralarda mısın abi?” diye hitap ettiğini, …’nün de kendisine …’deki tersanede çalıştığını söylediğini, …’in … Tuzlada Şimal Denizcilik isimli bir … yeri olduğunu, ayrıca …’de tersanede taşeronluk yaptığını, dolayısıyla …’nün …’in adamlarından biri olduğunu, olay sırasında kendilerine ateş eden şahsı net olarak göremediğini ancak bu olayın da yine patronu …’e karşı 31.03.2008 tarihinde yapılan silahlı saldırıyla ilgili olduğunu düşündüğünü, bu nedenle …, … ve …’ndan şikâyetçi olduğunu,
Cumhuriyet Savcılığındaki ek beyanında; önceki ifadelerini tekrarla olay günü elinde bulunan tabancayı şahısların peşinden koştuğu sırada yerde bulduğunu, tahminince kaçan iki kişiden düşmüş olabileceğini, silahın …’e ait olmadığını, …’ın olay sırasında silah kullanıp kullanmadığını görmediğini,
İnceleme dışı mağdur … Kollukta; 26.07.2008 tarihinde saat 07.45 sıralarında kızı Büşra ve kardeşi … ile birlikte …’a ait 81 KB 454 plaka sayılı araçla çarşıya doğru çıktıklarını, …’un patronu …’ün evinin önüne doğru geldiğini, … çalışır vaziyetteyken …’ün aşağı inmesini beklediklerini, 5 dakika sonra …’ın aşağıya indiğini, araca bindiğini, henüz … hareket etmeden yukardan aşağı doğru iki şahsın koşarak araca doğru geldiğini, şahıslardan birinin …’ün aracına tahminen 5 metre uzaklıktan, şoför mahalli tarafından, tabancayla iki el ateş ettikten sonra kendilerine doğru koşmaya başladıklarını, kendisinin … içinde kardeşi …’a “Bize geliyor” diye bağırdığını, kardeşinin bunu fark ettiği anda aynı şahsın yaklaşık iki metre mesafeden kardeşi …’a tabancayla ateş etmeye başladığını, kendisinin yere eğilerek bağırmaya devam ettiğini, …’un ise kızı Büşra’nın üzerine doğru yattığını gördüğünü, bu sırada …’un Büşra’ya bir şey olmadığını söylediğini, bu arada koşarak gelen iki şahıstan diğerinin ise …’ün aracına doğru tabancayla ateş ettiğini, hayal meyal hatırladığını, bu sırada kardeşi …’un araçtan dışarı fırlayarak kendilerine silahla ateş eden şahsın peşinden gittiğini, …’ün ise aracından inerek kendisine doğru ateş eden diğer şahsın peşinden koşmaya başladığını, daha sonra kendisinin araçtan çıktığını, kızına baktığını, kızına “Ne oldu bir şeyin var mı?” diye sorduğunda “Karnım” dediğini, o anda kızının karnından ve göğsünden kan geldiğini gördüğünü, bunun üzerine “Çocuğum vuruldu ambulans çağırın” diye bağırdığını, olay yerine tanımadığı çok sayıda insanın geldiğini, ve kızını hastaneye götürdüklerini, kendilerine ateş eden şahsın 30-35 yaşlarında, orta boylu, beyaz kepli, alın kısmı ve gözü görülmeyen, üzerinde koyu renkli bir pantolon olan bir şahıs olduğunu, …’e ateş eden şahsı ise dikkat etmediği için hatırlayamadığını, daha önceden …’e silahlı saldırı olayı olduğu için … ve adamlarının bu olayı yaptıklarını düşündüklerini, çünkü kardeşi …’ın …’ün yanından ayrılmasını istediklerini bildiğini,
Mahkemede; önceki beyanlarını tekrarla, olay günü …’un Akçakoca’ya ineceğini duyunca kendisinin de kızıyla birlikte …’un aracına binmek istediğini, sonra birlikte çıktıklarını ve …’ın evinin önüne geldiklerini, …’ın evden çıkıp aracına binmesi sırasında iki kişinin geldiğini, birinin …’ın aracına doğru 4-5 metre yaklaştığını ateş etmeye başladığını, …’un aracının camının açık olduğunu, gelen ikinci şahsın …’un oturduğu yere doğru ateş etmeye başladığını, kardeşi …’un kolundan yaralandığını, …’un kızının üzerine doğru kapandığını, çok sayıda ateş edildiğini, kendisinin bağırmaya başladığını, iki şahısta da şapka olduğunu …’ın aracına giden şahsı gördüğü için net olarak teşhis edebildiğini, isminin … olduğunu sonradan öğrendiğini,
İnceleme dışı mağdur . Kollukta; 26.07.2008 tarihinde saat 07.45 civarında annesi Ümyan ve dayısı … ile şehir merkezine gittiklerini, dayısının patronu …’ün evinin önünde beklediklerini, kendisinin dayısının aracının sağ ön koltuğunda oturduğunu, o esnada …’ün aracının yanından yukarıdan gelen bir şahsın kendilerine doğru ateş etmeye başladığını, bu esnada bir başka şahsın da aynı taraftan …’ün arabasına doğru hareketlendiğini, kendilerine doğru gelen şahsın üzerinde arma bulunan bir şapka taktığını, 30-35 yaşlarında ve 1,70 metre boylarında bir şahıs olduğunu, şoför tarafında durduğunu, camdan içeri bakıp elindeki tabancayla ateş etmeye başladığını, dayısı ile birlikte geriye doğru yattıklarını, ilk merminin sağ göğüs hizasına isabet ettiğini, dayısının da sol kolundan yaralandığını, bir süre sonra silah sesinin durduğunu, dayısının bir şey yok diyerek araçtan inip şahsı yakalamak için koşmaya başaldığını, annesinin “Ambulans yok mu?” diye bağırdığını ve sonrasında kendisini hastaneye götürdüklerini,
Tanık … Kollukta; Huzur evinde ambulans şoförü olarak çalıştığını, 26.07.2008 tarihinde saat 08.45 civarında yaya olarak evden çıkıp Sefer .Sokak tarafına doğru yürürken. Konutları civarında 8. plakalı oto sürücüsü olan ve şahsen tanıdığı … isimli şahsın araçtan inerek sokak rampası .Sokak tarafına doğru elinde silahla koştuğunu, kovaladığı şahısları görmediğini, hemen … tarafına koşarak geldiğini, aracın ön tarafında tanımadığı bir bayanın yaralı bir şekilde oturduğunu, aracın arkasında da annesi olduğunu düşündüğü bir bayanın bulunduğunu, ön tarafta oturan bayanın ağır yaralı olduğunu görünce arkadaki annesini araçtan indirip aynı araçla öndeki bayanı acilen devlet hastanesine götürdüğünü, sonra tekrar aracı olay yerine getirdiğini, …’un kaçanların arkasından elindeki silahlarla ateş ettiğini gördüğünü,
Tanık Hüdaver Gösterişli Cumhuriyet Savcılığında; … Yimpaş mağazası restoran işletmecisi olduğunu, 15-20 gün önce Hayrettin Algün, … Süner, . ve .’nin bir masada buluşarak oturup konuşmaya başladıklarını,kendisinin ara sıra müşterilerle ilgilendiğini, ancak duyduğu kadarıyla.’in . .’e “Madem …’den dükkân tuttunuz o zaman bir an evvel .’dan taşının” dediğini, .’in ise “Bana iki hafta süre verin” dediğini, konuşmalarının barışmak amaçlı olduğunu bildiğini,
Tanık . Cumhuriyet Savcılığında; Hayrettin Algün’ün eski arkadaşı olduğunu, oğlu …’ün saldırıya uğraması ile ilgili olarak …’in babası .ve akrabaları . ile birlikte bir ay kadar önce Yimpaş Mağazası restoranında yanlarında . de varken buluştuklarını,.’in Hayrettin Algün’e “Yaşanan olayları biliyorsun. .’yı terk etsin. Olaylar soğusun iki sene sonra geri dönsün hatta ben onları barıştırıp birleştireceğim” dediğini, Hayrettin’in “Kurban bayramı geçsin ondan sonra” dediğini ancak bunu kabul etmediklerini Hayrettin’in “O zaman iki hafta sonra çıksın” dediğini, kendisinin bu konuşmaları tehdit olarak değil, barıştırma amaçlı algıladığını,
Tanık .Cumhuriyet Savcılığında; mağdur …’ün kendisinin oğlu olduğunu, daha önceden de bir silahlı saldırıya maruz kaldığını ancak bu olayın faillerinin bulunamadığını, sonra ikinci olayın meydana geldiğini ve 14.08.2008 tarihinde …’in babası .’in yanında … isimli bir şahısla birlikte …’deki … yerine geldiklerini.’in … ile oğlu …’ı barıştırmayı kendisine teklif ettiğini, kendisinin ise kimseyle husumetleri olmadığını, …’la görüşüp kendilerine döneceğini söylediğini, daha sonra … yerinden ayrıldıklarını, 19.08.2008 tarihinde ise …’ın babası … ve akrabaları ile Yimpaş mağazasının üstünde buluştuklarını, bu toplantıda. ve.’in kendisine oğlu …’ın Akçakoca’yı terk etmesini tehditvari şekilde söylediklerini, kendisinin ise zaten …’ye taşınacaklarını söylediğini, ancak …’ın derhâl terk etmesini ısrarla söylediğini ve 15 gün süre verdiklerini, can güvenliklerinin tehlikede olduğunu, başlarına gelecek bir olaydan … ve adamlarının sorumlu olacağını,
Cumhuriyet Savcılığındaki ek beyanında; oğlu … ile Akçakoca Belediye Başkanı … arasında şehir merkezinde 4-5 dönümlük bir arazide kat karşılığı inşaat işi nedeniyle bir ruhsat uyuşmazlığı olduğunu, oğlu …’ın açtığı davaları kazandığını, ancak Belediyenin mahkeme kararına uymadığını, yine Akçakoca … mevkisinde bulunan arsalarını birleştirmek için …’na gittiğini fakat Nazmi’nin bunu kabul etmeyerek “Bir daha benim yanıma gelme” dediğini, bu olaydan iki ay sonra …’in oğlu …’ı 8-10 adamla durdurup “Senin etini lime lime yapacağım. Görürsün gününü” şeklinde tehdit ettiğini, yine birkaç gün sonra …’ın başka bir şahıstan olan alacağı nedeniyle …’ın … yerine gelerek “Senin alacağın para yerine tarlayı ben aldım, parayı benden alacaksın” diyerek oğlundan senet almak istediğini, bundan birkaç gün sonra da oğlu evinin önünde aracına binerken ateş ederek üzerine 30 kurşun sıktıklarını, oğlunun şans eseri kurtulduğunu, ilk olay nedeniyle tanıklık yapan kadına … ve adamlarının ulaşarak ifadesini değiştirmesini istediklerini, aradan iki ay geçtikten sonra ikinci olayın gerçekleştiğini ve ikinci saldırı nedeniyle … yerindeki tezgâhtarın küçük kız çocuğunun dokuz yerinden kurşunla yaralandığını, saldırganların kaçarken “Bir dahaki sefere keleşle geleceğiz ve öldürmeden gitmeyeceğiz” dediklerini, bundan sonrada …’in babası ve akrabalarının yanına gelerek oğlunun Akçakoca’yı terk etmesini istediklerini, bu nedenle … ve adamları ile Belediye Başkanı …’ndan şikâyetçi olduğunu,
Tanık … Süner Kollukta; tahminen Ağustos ayı içerisinde …’e yapılan silahlı saldırı olayını oğlu …’in yaptırdığı iddiaları üzerine …’un amcasının oğlu … Okutan ile birlikte …’ın çarşıdaki … yerine gittiğini, …’e “Niye benim oğlumu suçluyorsun?” diye sorduğunu, …’ın kendisine “Benim …’la bir meselem yok” dediğini, bunun üzerine “O zaman neden oğlum …’i suçluyorsun?” dediğini, bu konuşmadan 1-2 gün sonra Yusuf Ziya Süner ile birlikte …’ün babası ile konuşmak üzere …’ye gittiklerini, … Yimpaş salonunda …’ün babası ile buluştuklarını, aynı konuları konuştuklarını, …’ın babasını tehdit etmediklerini, ancak etrafta çıkan dedikoduların … ile …’ı birbirine düşürmek için çıkartıldığını, bunun önlenmesi için …’ın Akçakoca’dan ayrılmasının uygun olacağını babasına söylediğini, kesinlikle Akçakoca’yı terk etsin diye bir şey söylemediğini, sonra oğlu …’ın “Niye konuştun?” diyerek kendisine kızdığını, kendisinin de dedikodular bitsin diye konuştuğunu söylediğini,
Tanık … Okutan Kollukta; …’in babası …’ı aynı köylü ve akraba olması nedeniyle tanıdığını, oğlunu haksız yere suçladıklarını ve …’la konuşmak istediğini söylediğini, kendisinin de …’ın yanında çalışan …’ın akrabası olduğu için Algün Kuyumculuk’a birlikte gitmeyi kararlaştırdıklarını, burada … ile …’ın konuştuklarını, …’ın olayın …’la bir ilgisinin olmadığını, …’ın ise … ile bir husumeti olmadığını söylediklerini,
Tanık … Cumhuriyet savcılığında; …’ün kuyumcu dükkânında çalıştığını, …’e karşı ilk silahlı saldırı olayı gerçekleştikten 2-3 ay sonra işten ayrıldığını, kuyumcuda çalıştığı dönemde …’in iki kez dükkâna geldiğini, bunun dışında …’ı görmediğini ve tanımadığını, örgütü olup olmadığını bilmediğini, ilk saldırı olayından sonra …’ın bu olayı anlatırken silahla ateş eden sanıkların yüzünü görmediğini, yüzlerinin sarılı olduğunu, kimin yaptığını görmediğini, ancak aralarında husumet olması nedeniyle bu işi …’in yaptırmış olabileceğini söylediğini, …’ın dava sırasında verdiği beyanlarında …’ü teşhis ettiğini, …’un kendisinin çocukluk arkadaşı olduğunu, böyle bir olayı gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık … Cumhuriyet Savcılığında; hakkında yakalama kararı olduğu için kardeşi … Üçüncü’ye ait kimlikle gezdiğini, …’i yaklaşık on yıldır tanıdığını, …’ü tanımadığını, ne … yaptığını da bilmediğini, kendisini çevrede … olarak bildiklerini ancak Yunus ismini kullanmadığını, Akçakoca’ya en son 2006-2007 yıllarında geldiğini, bu gelişlerinde bazen … ile de görüştüğünü, …’ün vurulması olayıyla bir ilgisi olmadığını, kendisinin nasıl teşhis edildiğini bilemediğini, o tarihlerde ya … ya da …’de bulunduğunu, … ve … isimli şahısları tanımadığını, 01.04.2011 tarihinde … Esenyalı’da … ve çalışanı Serkan ile karşılaştığını, …’a gideceklerini, işi yoksa kendisini de çağırdıklarını, kendisinin de bunu kabul ettiğini, saat 11.00’de yola çıktıklarını, dönüşte de saat 19.00’da polislerin kendilerini yakaladıklarını, …’ü ve …’ı tanımadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğni, … veya başkasının kendisini azmettirmediğini,
Tutuklanması için sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; …’i amcasının oğlu … Üçüncü’nün eski ortağı olması nedeniyle tanıdığını, … ve … isimli şahısları tanımadığını, bu şahısların kendisini teşhis ettiği 07.10.2008 tarihli teşhis tutanağını da kabul etmediğini, bu tutanaktaki 6 numaralı fotoğraftaki şahsın kendisi olduğunu, ancak bu kişilerin neden kendisini teşhis ettiklerini bilemediğini, bir kısım tanıkların huzurda bulunan …’in adamı olduğu yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, kimsenin aracını kurşunlamadığını, kimseden emir ve talimat almadığını, … ile aynı arabada bulunmasının sebebinin beraber …’a gitmek istemesi olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini,
Mahkemede; önceki beyanlarını tekrarla, şikâyetçiyi tanımadığını, olayla bir ilgisi olmadığını, kimseye ateş etmediğini,
Sanık … Cumhuriyet savcılığında; … Algül ile aralarında … ilişkisi olmadığını, …’nu Belediye Başkanı olması nedeniyle tanıdığını,. ile de aralarında … ilişkisi olmadığını, …’e yönelik öldürmeye azmettirme suçuyla ilgili hakkında yakalama kararı çıkartıldığını bildiğini ancak işlerinin yoğun olması nedeniyle teslim olmadığını, …’nun …’le ilgili kendisine herhangi bir talimat vermediğini, kendisinin de kimseyi azmettirmediğini, …’ün o dönemde tefecilik yaptığını bildiğini, köyden tanıdığı . isimli şahsın kendisine …’deki senedinin işleme konulmaması için ricada bulunduğunu, bu ricayı …’e ilettiğini, …’la arasında bunun dışında bir husumeti olmadığını, …’yü ve .’yü aynı mahallede oturmaları nedeniyle tanıdığını ancak hiçbir zaman …’ı öldürmesi yönünde bir talimat vermediğini, …’yı eskiden şoförü olması nedeniyle tanıdığını, Necdet Solak’ı tanımadığını, 2008 yılı Ağustos veya Eylül aylarında babası.’in …., . ve .ile birlikte …’de …’ün babasıyla kendisine atılı suçlama ile ilgili olarak görüştüklerini hatta bu görüşme ile ilgili babası hakkında …’ün babasını tehdit ettiğine dair dava açıldığını ancak beraat kararı verildiğini, kendisinin kimseyi …’ü vurması için azmettirmediğini,
Tutuklanması için sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; önceki ifadesini tekrar ettiğini, …’ün Akçakoca’da tefecilik yaptığını bildiğini, …’tan borç para alıp ona senet verenlerin kendisinden …’la konuşmasını istediklerini, ancak bu kişilerin borcu ödeyebilmek için arsalarını satmak zorunda kalacaklarını söylediklerini, kendisinin arsa satın almak için parasının olmadığını söylediğini, ancak bu kişiler ısrar edince bu teklifi kabul edip …’a bu kişinin talebini ilettiğini, …’yü aynı mahallede oturması nedeniyle tanıdığını, kendisi ile herhangi bir … ilişkisi olmadığını, …’nu belediye başkanı olması nedeniyle tanıdığını, …’ı kendisinin akrabası olması nedeniyle tanıdığını, kendisi hakkında 31.03.2008 tarihinde … isimli şahsa yönelik silahlı saldırı olayı ile ilgili olarak yakalama emri çıkarıldığını, kendisinin kesinlikle kimseye …’ı vurması için bir talimat vermediğini,
Mahkemede; …’yü amcasının oğlu Rıdvan Üçüncü ile birlikte … yaptıkları için tanıdığını, …’da oturduklarını, kimseyi azmettirmediğini, ayağındaki rahatsızlık nedeniyle şöför kullandığını, yakalama sırasında aynı arabada olmasının sebebinin bu olduğunu, Nedim’in kendisine “Başkan” diye hitap etmesinin söz konusu olmadığını, Akçakoca’da Poyraz Spor Kulübü olduğunu, bu kulübün başkanı olduğunu, belki bundan demiş olabileceğini, olayla bir ilgisi olmadığını,
Savunmuşlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Suça teşebbüs” başlıklı 35. maddesinde;
“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadır.
Buna göre suça teşebbüs, işlenmesi kastolunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir.
Öte yandan, suça teşebbüsle ilgili değerlendirme yapılabilmesi, failin hangi suçu işlemeyi kastettiğinin belirlenmesini gerektirir ki buna “subjektif unsur” denir. Failin gerçekleştirdiği davranış ile bir suçu işlemeye teşebbüs edip etmediğini, eğer etmişse hangi suça teşebbüs ettiğini belirleyebilmek için öncelikle kastın varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, tıpkı tamamlanmış suçta olduğu gibi, teşebbüs aşamasında kalan suçta da, işlenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir (İçel Suç Teorisi, Kayıhan İçel, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih S. Mahmutoğlu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baskı, …, 2000, s.315.) .
Bu husus, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde verilmiş olup kabul edilen ilkeler açısından 5237 sayılı TCK’nın teşebbüse ilişkin 35. maddesi yönüyle de varlığını devam ettiren 04.06.1990 tarihli ve 101-156 sayılı kararında da; “Teşebbüste aranan kast, icrasına başlanmış cürmü teşebbüs aşamasında bırakma kastı olmayıp, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmiş kasıttır” şeklinde açıklanmıştır.
Kasten yaralama suçu ile kasten öldürme suçuna teşebbüs arasındaki ayırıcı kriter manevi unsurun farklılığına dayandığından, sanığın kastının öldürmeye mi, yoksa yaralamaya mı yönelik olduğunun çözülmesi gerekmektedir.
İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüsü oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda yara meydana gelmiş ise bu yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.
Kastın belirlenmesi açısından her bir olayda kullanılması gereken ölçütler farklılık gösterebileceğinden, tüm bu olguların olaysal olarak ele alınması gerekmektedir.
TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kasıt, insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olduğundan, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir. Kişinin eyleminin, bir suçu oluşturup oluşturmadığının, oluşturuyorsa da hangi suçu oluşturduğunun saptanması için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Kasten öldürme suçu 5237 sayılı TCK’nın 81. maddesinde; “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiş,
“Nitelikli hâller” başlıklı 82. maddesinde;
“(1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
…İşlenmesi hâlinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır” düzenlemesiyle de tasarlayarak öldürme, kasten öldürme suçunun nitelikli hâlleri arasında sayılmıştır.
Gerek madde metninde, gerekse gerekçesinde “tasarlama” kavramının tanımına yer verilmemiş, bu konunun açıklığa kavuşturulması, öğreti ve yargısal kararlara bırakılmıştır. Öğretide tasarlamayı açıklama bakımından “soğukkanlılık” ve “planlama teorisi” olarak iki görüş ileri sürülmüştür. Soğukkanlılık teorisine göre, tasarlayarak öldüren şahısta bir soğukkanlılık gözlenmektedir. Bu kişinin başkasını öldürürken hiç heyecan duymamış olması, ondaki ruhsal kötülüğü göstermektedir. Ayrıca fail, öldürme kararını önceden almış olmasına, araya zaman girmiş olmasına karşın, soğukkanlılığını korumuş ve bu karardan vazgeçmemiştir. Planlama teorisine göre ise, tasarlama ile işlenen öldürme suçlarında, suç, önceden kararlaştırılmış, hazırlanmış ve planlanmıştır. Bu hazırlık, pusu kurmak, mağduru ya da maktûlü bulmak, hile ile öldüreceği yere getirmek şeklinde olabilecektir. Burada fail, önceden aldığı suç işleme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçip, temin etmekte ve bu suçu nasıl işleyeceği konusunda plan yapmaktadır.
765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde, Ceza Genel Kurulunun 09.07.2002 tarihli ve 138-301 sayılı ile 03.12.2002 tarihli ve 247-414 sayılı kararlarıyla; “Failin bir kimseye karşı bir suçu işlemeye sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi, suçu işlemeden önce soğukkanlı bir şekilde düşündükten sonra ulaştığı ruhsal sükûnete rağmen kararından vazgeçmeyip ısrarla ve bu akış içerisinde fiilini icraya başlaması hâlinde tasarlamadan söz edilebilir. Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte, ancak tasarladığı suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi fakat bir başka nedenle ve ani bir kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının ne zaman alındığı ve eylemin ne zaman işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı araştırılmalıdır” sonucuna ulaşılmıştır.
Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için; “Failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi” gerekmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 16.04.2013 tarihli ve 3-144 sayılı, 26.06.2012 tarihli ve 67-258 sayılı, 12.06.2012 tarihli ve 560-227 sayılı, 25.01.2011 tarihli ve 122-7 sayılı, 16.02.2010 tarihli ve 251-25 sayılı, 02.02.2010 tarihli ve 239-14 sayılı, 15.12.2009 tarihli ve 200-290 sayılı, 03.10.2006 tarihli ve 30-210 sayılı, 13.11.2001 tarihli ve 239-247 sayılı ile 28.04.1998 tarihli ve 117-155 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükûnetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut delillerle belirlenmeli, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır.
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü’ne göre, “Gözdağı verme” anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu; söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M. Emin Artuk, A. Gökcen, A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, …, 6. Bası, s. 100).
Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili “Korkutmak amacıyla” yapmış olmasıdır. (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, Sevinç Matbaası, … 1978, C. II, s. 127; A. Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C. II, s. 517 ve 873).
Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar ya da menfaat, madde gerekçesinde; “Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir” şeklinde açıklanmaktadır.
Tehdidin silahla işlenmesi, mağdur üzerindeki korkunun etkisini artırıp eylemin icrasını kolaylaştırması, tehdidin ciddiliğini göstermesi ve faile cesaret vermesi nedenlerinden dolayı kanun koyucu tarafından nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Suçun silahla işlendiğinin kabulü için failin silahlı olması yeterli olmayıp tehdidin gerçekleştirilmesi sırasında silahın kullanılmış olması, silahın korkutucu gücünden bir şekilde faydalanılmış olması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konularının olay bazında iki ayrı başlık altında incelenip değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.
1- Sanıklar … ve …’nun katılan …’e yönelik gerçekleştirdikleri 31.03.2008 tarihli eylemlerin (I.OLAY), kasten öldürmeye teşebbüs suçunu mu yoksa silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarını mı oluşturduğunun belirlenmesine yönelik olarak;
Sanık … ve inceleme dışı sanık …’ün, sanık …’in çalışanları olduğu, katılan …’ün ise Akçakoca Belediyesi ve Belediye Başkanı ile arasında adliyeye intikal eden anlaşmazlıklar olduğu, suç tarihinden yaklaşık iki ay önce, sanık …’ın bir balıkçı lokantasına otururken çalışanı inceleme dışı sanık …’u göndererek katılan …’ı yanına çağırdığı, lokantada sanık …’ın katılan …’a “Sen bu belediye ile olan işlerini ne yapacaksın? Ne yapmayı istiyorsun? Sen kendini ne zannediyorsun? Seni parçacıklara ayırırım, seni yok ederim, senin aklını alırım!” dediği, katılan …’ın sanık …’a “Yapabilirsin, ama sorunlar mahkemeye intikal etti, yapabileceğim bir şey yok” dediği, bunun üzerine sanık …’ın katılan …’a “Aklını başına al, fazla zıplama” dediği, suç tarihinden 10 gün kadar önce sanıklar …, … ve…’nin katılan …’e ait kuyumcu dükkânına, sanık …’ın tanık Süha’nın katılan …’a olan borcunu ertelemek ve ona kefil olmak için beraber gittikleri, … ile …’ın baş başa konuştukları, bu sırada aşağıda bekleyen sanıklardan…’nin kendisine yüzük baktığı, ancak … ve …’ın anlaşamadıkları ve sanıkların … yerinden beraber ayrıldıkları, bu tarihten sonra sanık …’nun birkaç gün sonra kuyumcu dükkânına bir kez daha yüzüğün parmağına bol gelmesi nedeniyle prova amacıyla gittiği, ziyareti sırasında katılan …’ın sanık …’yi bir kez daha gördüğü, bu tarihten yaklaşık bir hafta kadar sonra 31.03.2008 tarihinde ise katılan …’ın sabah evinden … yerine gitmek için aracına bindiği saat 08.30 sıralarında arkasından gelenlerin katılana 3-4 metre uzaklıktan silahla ateş etmeye başladığı, bu sırada katılan …’ın kendisini ayakları dışarıda kalacak şekilde aracının içine attığı, birinci şahsın bir iki el ateş ettikten sonra durduğu ve faillerin “…’ı tanı” şeklinde bağırarak aynı uzaklıktan 2-3 el daha ateşe devam edildiği, iki şahsın da yüzlerinde siyah atkı ve kafasında siyah bere bulunduğu, sonrasında iki şahsın da herhangi bir engel sebep olmaksızın olay yerinden kaçarak uzaklaştıkları, katılanın ise sağ diz kapağından kurşunun sıyırması nedeniyle sadece yanık izi oluşturacak şekilde yaralandığı olayda;
Sanık …’ın olaydan bir iki ay önce …’ı yanına çağırarak tehditvari konuşması, olaydan on gün önce sanıklar …, Fikri ve …’un katılan …’ın kuyumcu dükkânına birlikte gitmeleri, katılan …’ın sanık …’ın kefilliğini kabul etmemesi nedeniyle sanık …’ın Süha’ya ait çeki ödemek zorunda kalması, bu olaydan sonra da sanık …’ın katılan …’ın yanında çalışan katılan …’ı gördüğünde, …’a patronu … hakkında olumsuz sözler sarf etmesi ve akıllı olup istediklerini yapması gerektiğini söylemesi, suç tarihinden bir iki gün öncesine kadar her gün sanık …’ın diğer sanıklar… ve …’u en az üç kez telefonla araması, suç tarihinde katılan …’a ateş edilirken faillerin “…’ı tanı!” şeklinde sözler söylemeleri, suçun işleniş şekli, atış sayısı ve isabet noktalarının diz altında olması karşısında;
Sanık …’ın eyleminin teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna azmettirme suçunu değil, diğer sanıklar… ve …’u katılan …’a gözdağı vermek amacıyla silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarına azmettirme suçunu oluşturduğu,
Sanık … ve inceleme dışı sanık …’ün sanık …’ın yanında sürekli birlikte gezen çalışanları olması, sanıklar… ile …’un katılan … ile aralarında daha önceden bir tanışıklık veya husumet bulunmaması, olayın meydana geldiği sokakta oturan tanıkların ifadelerindeki tanımlamaya uyan siyah renkli, Şahin marka araçta ertesi gün yapılan keşifte inceleme dışı sanık …’un parmak izinin bulunması, sanık …’ın diğer sanıklar…ve… ile suç tarihine kadar da telefon görüşmelerinin bulunması, katılan …’ün soruşturma aşamasında sanıklar… ve …’u olaydan 10 gün önce ve daha sonra dükkânına gelen ve olayı gerçekleştiren şahsılar olarak teşhis etmesi, olay anındaki atış sayısının azlığı, araca isabet eden yerlerin aracın kaporta orta çizgisi ve altında yerler olması, katılan …’ın vücuduna isabet etmeyen ve diz altını sıyıran merminin mağdurun hayati bölgelerinin hedef alınmadığını göstermesi, olay sırasında “…’ı tanı!” şeklindeki sözlerin gözdağı verme amacıyla uyumlu olması, olay sırasında mani bir durum veya yakınlardaki şahısların eylemin sonuçlanmasını engelleyecek fiilleri bulunmamasına rağmen sanıkların eylemlerine kendiliğinden son vermeleri karşısında;
Katılan …’e yönelik 31.03.2008 tarihli silahlı saldırı eylemini aynı … yerinde çalıştıkları inceleme dışı sanık … ile birlikte gerçekleştirdiği anlaşılan …’nun eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs değil, silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarına müşterek fail sıfatıyla iştirak oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının birinci uyuşmazlık konusu yönünden kabulü ile Özel Dairenin itiraza konu kararının kaldırılarak sanıklar … ve… hakkında 31.03.2008 tarihli eylemleri nedeniyle Yerel Mahkemece kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmelidir.
2- Sanıklar … ve …’nün katılan … ve …’a yönelik gerçekleştirdikleri 26.07.2008 tarihli (II. OLAY) kasten öldürmeye teşebbüs suçunun tasarlanarak işlenip işlenmediğinin belirlenmesine gelince;
Sanıklar …,. ve …’un 31.03.2008 tarihinde katılan …’a yönelik gerçekleştirdikleri birinci eylemden sonra, sanık …’ın soruşturma aşamasında ifadesini verip duruşmalara katılmadığı, hakkında yakalama kararı çıkartıldığı, bu süreçte sanık …’ın babasının katılan …’ın yakınları ile görüştüğü, bu görüşmeler sırasında sanık …’ın katılan …’ın Akçakoca’yı terk etmesini istediğini katılanın yakınlarına ilettiği, katılan …’ın kendisine karşı gerçekleştirilen 31.03.2008 tarihli silahlı saldırı eylemi üzerine her sabah evinden işine katılan … ile birlikte evin etrafını kontrol edip aracına binerek gitmeye başladığı, sanık …’ın katılan … için “Sabah akşam patronunu alıp evine götürüyormuş, o varken bir şey yapılmayacağını sanmasın” dediği, dolayısıyla sanık …’ın yargılamadan kaçtığı sırada katılanların işe nasıl gittiklerinden haberdar olmak için katılanları takip ettirdiği, birinci olaydan yaklaşık dört ay sonra, 26.07.2008 tarihinde saat 08.30 sıralarında katılan …’un katılan … ile birlikte işe gitmek için …’ın evinin bulunduğu sokağa, içinde ablası … ve yeğeni .’nın olduğu Megane marka aracıyla geldiği ve garajın hemen önüne sokağın üzerine durakladığı, aşağıda şüpheli bir durum olmadığını gören katılan …’ın evinden inerek garajdaki . marka aracına bineceği sırada sokağın başındaki inşaattan aynı anda çıkan iki şahıstan birinin katılan …’ın aracının yanına diğerinin ise yol kenarında aracın içinde bekleyen katılan …’un aracına yaklaşarak 1-2 metre mesafeden eş zamanlı ateş açmaya başladıkları, katılan …’ın şoför mahalline bakan sol tarafından açılan ateşten kendisini aracın içine atarak kapıyı kilitleyip hemen arka koltuğa geçerek korumaya çalıştığı, ancak açılan ateş sonucu sağ ve sol el parmaklarından hayati tehlikeye yol açmayacak kemik fraktürüne neden olacak şekilde yaralandığı; katılan …’un ise şoför mahallinin hemen solundan yaklaşık bir metre mesafeden yapılan atışlar nedeniyle koltuğundan yan taraftaki yeğeni Büşra’nın üzerine kapanmasına rağmen sol kol ve omuz kısımlarından isabet alarak yaralandığı, yaralanmasının hayati tehlike teşkil etmediği, fakat oluşan kemik kırığının yaşam fonksiyonlarını orta derecede etkilediği, bu sırada katılan …’un aracına yapılan atışlardan isabet alan .’nun hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, katılan …’un faillerin bir anlık boşluğundan yararlanarak, yanında taşıdığı 9 mm çapındaki tabanca ile aracından inip faillerin arkasından ateş açarak her iki şahsı da kovalamaya başladığı, olayın yaşandığı sokak üzerinde 6 adet 7,65 mm çapında, 31 adet 9 mm çapında bir tabancadan atıldığı tespit edilen kovanların bulunduğu, ayrıca katılan …’un taşıdığı tabancadan atılan 5 adet kovanın kovalamanın devam ettiği sokak üzerinde bulunduğu, kaçmaya başlayan faillerin arka sokakta izini kaybettirdikleri, katılan …’un olay sırasında kullandığı tabancayı o sırada gelen kolluk görevlilerine teslim ettiği olayda;
Sanık …’in 31.03.2008 tarihli birinci olay nedeniyle hakkında yakalama kararı olmasına rağmen açılan kamu davasına gelmeyerek kaçması, bu süreç içinde katılanlar … ve …’u takip ettirmesi, katılan …’ın babasına haber yollayarak Akçakoca’yı terk etmesini istemesine rağmen katılan …’ın … yerine katılan …’la birlikte kontrollü bir şekilde gittiğini öğrenmesi, katılan …’un gıyabında çevredekilere birlikte işe gidip gelseler de başlarına gelecek bir saldırıdan kurtulamayacaklarını ima ederek konuşması ve ikinci olayın hazırlık aşamasında bu bilgiler doğrultusunda yapılan planlı eylemin gerçekleşme şekli de göz önüne alındığında; sanık …’ın eyleminin tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirme suçunu oluşturduğu,
Katılan …’un ikinci olayın faillerinden birini gördüğü, bu kişinin daha önce …’da karıştığı başka bir kasten öldürme suçu ile ilgili olarak sanık … tarafından saklandığı, sanık …’ın kendisine sakladığını söylediği bu kişinin “…” lakaplı kişi olduğunu söylediği, adı geçen kişinin … olduğunu kollukta açıkça teşhis ettiği, sanık …’nün savunmasında kendisine . şeklinde hitap edildiğini doğruladığı ve sanık …’in adli sicil kaydında kasten öldürme suçundan sabıkasının bulunduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla sanık …’nün ikinci olayı gerçekleştiren faillerden biri olduğu, sanık …’ın katılanlar … ile …’ın her sabah birlikte işe gitmeye başladıklarını öğrendiğini çevredekilere söylemesi karşısında, daha önceden tanıdığı ve başka bir kasten öldürme olayı nedeniyle sakladığı sanık …’e de bu bilgiyi verdiği ve sanık … ile kimliği belirlenemeyen diğer bir failin 26.07.2008 tarihinde sabah saatlerinde olay yerine yanlarında silahla geldikleri, olayın meydana geldiği sırada katılanların bulunduğu araçları aralarında … bölümü yaparak paylaşıp katılanların araçlara binmelerini müteakiben eş zamanlı şekilde katılanlara ateş etmeye başladıkları, katılan …’un bir anlık boşluktan yararlanarak faillere ateşle karşılık vermesi üzerine eylemlerini tamamlayamadan olay yerinden kaçarak uzaklaştıkları, dolayısıyla sanık …’in olay yerine birlikte geldiği ancak kimliği tespit edilemeyen diğer faille birlikte önceden kurdukları plan dahilinde, katılanların araçlarını aralarında yaptıkları … bölümü doğrultusunda bölüşerek ve eş zamanlı ateş etmeye başlayarak işledikleri eylemin teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna müşterek fail sıfatıyla iştirak suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının ikinci uyuşmazlık konusu yönünden reddine karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, birinci uyuşmazlık konusu yönünden KABULÜNE, ikinci uyuşmazlık konusu yönünden REDDİNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 25.01.2017 tarihli ve 6063-135 sayılı düzeltilerek onama kararının sanıklar … ve … yönünden KALDIRILMASINA,
3- … 1. Ağır Ceza Mahkemesince 13.11.2014 tarih ve 255-219 sayı ile sanıklar … ve … hakkında 31.03.2008 tarihli eylemleri nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerinin; sanık …’in eyleminin silahla tehdit ve kasten yaralama suçuna azmettirme, sanık …’nun eyleminin silahla tehdit ve kasten yaralama suçlarına iştirak oluşturduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında suçun vasfında yanılgıya düşülerek teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna azmettirme ve teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna iştirakten hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kısmen kabul edilip, Özel Dairenin düzeltilerek onama kararının kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle; sanıklar … ve … hakkında 31.03.2008 tarihli eylemleri nedeniyle verilen cezanın İNFAZININ DURDURULMASINA,
5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.12.2022 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık yönünden oy birliğiyle karar verildi.