Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/335 E. 2023/289 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/335
KARAR NO : 2023/289
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

İtirazname No : 2022/26042
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 1517-1337

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kasten öldürme suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 38/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 81/1, 62/1, 53, 63 ve 54. maddeleri gereğince 25 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.12.2018 tarihli ve 71-682 sayılı resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık müdafii tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 17.09.2019
tarih ve 1517-1337 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiş, hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 09.03.2021 tarih ve 3771-3610 ile temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 10.03.2022 tarih ve 26042 sayı ile; “…Duruşmadan çıktıktan sonra kavgayı öğrenen sanık …’nin maktulü tanımadığı ve aralarında husumet bulunmadığı, yaşanan kavga olayı nedeniyle diğer sanıklar … ile maktul taraf arasında husumet oluştuğu dikkate alındığında; adliye çıkışında sanık …’nin yanında bulunan tanık …’in diğer sanıkların aracına giderek bir şeyler söylemesi ve sanık …’nin aracının adliye çıkışında bekleyerek ateş seslerinin duyulması üzerine hareket etmesinin diğer sanıkları azmettirdiğine yönelik kesin delil olarak kabul edilemeyeceği, Mahkemenin sanığın adliye içerisinde gerçekleşen olayın kendisine bildirilmesi üzerine maktulün de içerisinde bulunduğu gruba ateş edilmesi talimatı verdiği yönündeki kabulünün varsayımdan ibaret olduğu, bu itibarla sanıklar …’nın sanık … tarafından azmettirildiğinin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil ile kanıtlanamadığı anlaşılmakla, atılı suçtan sanık …’nin beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu…” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 31.05.2022 tarih ve 2612-4172 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İnceleme dışı sanık … hakkında maktul …’na yönelik kasten öldürme ve katılan …’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçları ile sanık … hakkında katılan …’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan beraat hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş; inceleme dışı sanıklar … ve … hakkında katılan …’e yönelik olası kastla yaralama suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince esastan reddi kararlarına yönelik temyiz istemleri Özel Dairece reddedilmiş ve inceleme dışı sanıklar … ve … hakkında maktul …’na yönelik kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince esastan reddi kararları ise Özel Dairece adı geçen inceleme dışı sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinden bahisle bozulmuş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık … hakkında maktul …’na yönelik kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık …’e yüklenen kasten öldürme suçuna azmettirmenin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
28.08.2016 tarihinde kendisine karşı işlenen kasten öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili olarak sanığın, İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/276 esas sayılı dosyasının duruşmasına şikâyetçi-sanık sıfatıyla katılmak üzere 24.08.2017 tarihinde sabah saatlerinde çalışanları ve yakınları olan inceleme dışı sanıklar….. ve …, … ve …. ile tanıklar … ve … ile birlikte duruşmanın yapılacağı İstanbul Anadolu Adliyesinin B Blok eksi dördüncü katına geldiği, duruşma saatinin gelmesi üzerine İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşmasına girdiği, sanığın çalışanları ve yakınlarının ise B Blok eksi dördüncü katın koridorundaki çay terasına gittikleri, güvenlik kamerası kayıtları ile bu husustaki 22.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın sanıklarının yakınları ve arkadaşları olduğu anlaşılan ve aralarında maktulün de bulunduğu grup ile sanığın çalışanları ve yakınları arasında tartışma çıktığı, tartışmanın büyümesi üzerine her iki grubun karşılıklı olarak birbirlerine saldırdıkları, çıkan kavgada, haklarında bu nedenle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/21255 sayılı soruşturması kapsamında işlem yapılan … ve … ve…’nın yaralandıkları, kavga eden grupların adliyede bulunan özel güvenlik görevlileri ile polis memurlarının müdahalesiyle ayrıldığı, maktul ve yanında bulunan şahısların adliye dışarısına çıkartıldıkları, sanığın çalışanları ve yakınlarının ise güvenlikleri için Adliyenin eksi beşinci katında bulunan otoparka indirildikleri, sanığın duruşma çıkışında kendi çalışanları ile hasım olduğu şahıslar arasında adliye içerisinde meydana gelen kavgayı öğrenmesi üzerine polis memurları eşliğinde çalışanlarının bulunduğu eksi beşinci katta bulunan otoparka indiği, sanık ve yanındakilerin 34 .. .64 ve 34 VZ …. plaka sayılı araçlarla adliyeden ayrılmak üzere harekete geçtikleri, sanığın kullandığı 34 VZ …. plaka sayılı araçta tanıklar … ve …’in; inceleme dışı sanık …’ın kullandığı 34 .. .64 plaka sayılı aracın sağ ön yolcu koltuğunda inceleme dışı sanık …’nın ve sağ arka tarafında inceleme dışı sanık …’un bulunduğu, güvenlik kamerası kayıtları ve bunların çözümüne ilişkin 22.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere sanığın kullandığı araç önde olacak şekilde her iki aracın adliye otoparkından ayrıldıkları, bir ara araçların durduğu ve sanığın kullandığı araçtan inen tanık …’in inceleme dışı sanık … tarafından kullanılan aracın olduğu yere gittiği, tanık … sanığın kullandığı araca döndükten sonra inceleme dışı sanık …’ın yönetimindeki aracın, sanığın kullandığı aracın önüne geçtiği ve adliye çıkışına göre sol tarafa doğru yavaş yavaş ilerlediği, arkada kalan sanığın kullandığı aracın ise bir müddet beklediği, inceleme dışı sanık …’ın kullandığı aracın Adliye kafeteryasında meydana gelen kavganın karşı tarafını oluşturan şahısların oturmakta olduğu Kristal Kafe isimli iş yerine doğru hareket ettiği, orta şeritten giden inceleme dışı sanık …’ın kullandığı aracın Kristal Kafe’nin bulunduğu sağ tarafa doğru şerit değiştirdiği ve yavaşladığı, bu sırada aracın ön sağ kısmında bulunan inceleme dışı sanık …’nın elindeki tabancayla maktulün de aralarında bulunduğu gruba doğru ateş etmeye başladığı, hâlen Adliye çıkışında beklemekte olan sanığın kullandığı aracın ise aynı anda sağ tarafa dönerek olay yerinden ayrıldığı, ateş edilen aracı kullanan inceleme dışı sanık …’ın panikle olay yerinden uzaklaşmaya çalıştığı sırada park hâlinde bulunan araçlara çarptığı ancak durmayıp bir petrol istasyonuna girdiği, inceleme dışı sanıklar… ve…’un 34 .. .64 plaka sayılı aracı terk ederek kaçtıkları, inceleme dışı sanık …’nın açtığı ateş nedeniyle yaralanan maktul ve inceleme dışı katılan …’ün Kartal Koşuyolu Hastanesine sevk edildikleri, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 30.11.2017 tarihli ve 3889 sayılı otopsi raporuna göre; aynı gün hastanede hayatını kaybeden maktulün vücudunda bir adet ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasının tespit edildiği, bu yaralanmanın tek başına öldürücü nitelikte olduğu, maktulün ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması ve iç kanamadan ileri geldiği, ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarasının tıbbi müdahale görmesi nedeniyle atış mesafesi hususunda bir değerlendirme yapılamadığı, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 02.09.2017 tarihli ve 4478 sayılı uzmanlık raporunda inceleme dışı sanıklar… ve…’un terk ederek kaçtıkları 34 .. .64 plaka sayılı araçta yapılan inceleme sonucunda ele geçirilen dört adet boş kovan, bir adet deforme olmuş mermi çekirdeği ve bir adet mermi çekirdeği gömleği ile otopsi esnasında maktulün cesedinden çıkartılan bir adet mermi çekirdeği nüvesinin tek bir silahtan atıldığının belirtildiği, inceleme dışı sanık …’nın olayda kullandığı tabancanın ele geçirilemediği, güvenlik görevlilerince olay mahallinde inceleme yapılırken yakınları da bulunan bir araç içerisinde silah bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine ihbara konu 34 TF …. plaka sayılı araçta yapılan aramada dört adet ruhsatsız tabanca ve şarjörleri ile fişeklerinin ele geçirildiği, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 14.09.2017 tarihli ve 4474 sayılı uzmanlık raporu uyarınca itiraz konusu olayda kullanılmadığı anlaşılan tabancaların sanığın husumetli olduğu İsrafil Kaşıkçı ve… isimli şahısların yakınları ve arkadaşları olan …, …, … ve …’ya ait olduğunun belirlendiği hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sanık müdafiinin talebi üzerine görüntü inceleme ve iyileştirme uzmanlarınca düzenlenen 30.10.2016 tarihli teknik uzman mütalaasına göre; sanığın içinde bulunduğu 34 VZ …. plaka sayılı aracın Küçükbakkalköy istikametine çıkış yaptığı ve olay yerine hiç dönmediği, sanığın 34 VZ …. plaka sayılı aracından inip 34 .. .64 plaka sayılı aracın yanına giderek içeridekilerle konuşma yapmadığı, adliye içi görüntülerde de sanığın yanındakilere talimat verici şekilde konuşmadığının belirlendiği, sanığın aracından inen şahsın 34 .. .64 plaka sayılı aracın sağ ön camının önünde beş saniye süreyle kaldığı, sanığın adliyeden çıktığı esnada maktulün de aralarında bulunduğu karşı tarafın oturduğu yeri görmesinin mümkün olmadığı, otopark çıkışı ile karşı tarafın bulunduğu yerin takip mesafesinde olamayacağı anlaşılmaktadır.
Tanık …; sanığa ait iş yerinin oto yıkama bölümünde çalıştığını, olay tarihinde sanığın duruşması olduğu için Anadolu Adliyesine gittiğini, duruşma salonuna alınmadığı için kantine çay içmeye geçtiğini, bir süre sonra tanımadığı şahısların “Ne bakıyorsunuz?” diyerek sataştıklarını ve elli altmış kişinin kendilerine saldırdıklarını, güvenlik güçlerinin olaya müdahale ettiğini, kendisinin de içinde bulunduğu grubu otoparka indirdiklerini, bir süre bekledikten sonra güvenlik görevlilerinin duruşması biten sanığı bulundukları yere getirdiklerini, toplam beş kişi olduklarını, Adliyeden ayrılmak üzere araçlara bindiklerini, kendisinin sanıkla aynı araçta olduğunu, sanığın “Kayışdağı’ndan geçeceğiz, arkamızda bulunan araca söyleyin, oradakiler de şirkete geçsinler!” demesi üzerine bu durumu diğer araçtakilere iletmek üzere Adliye çıkışındaki güvenlik kulübelerinin bulunduğu yerde araçtan inerek arkadaki araçta bulunan inceleme dışı sanık …’e “Şirkete geçin, biz Kayışdağı’na gidiyoruz!” şeklinde bilgi verdiğini, korktuğu bir olay yaşadığından ve yakın mesafede olduklarından bu hususu telefonla iletmeyi o an düşünemediğini, kendileriyle diğer araçtakilerin farklı yönlere gittiklerini, kendi bulunduğu aracın hiç durmadan yola devam ettiğini, yoldayken kendisini arayarak “Kaza yaptık!” diyen inceleme dışı sanık …’a şirkete geçmelerini söylediğini, inceleme dışı sanık …’ın sanıkla samimiyeti olmadığı için kendisini aradığını, hatta bildiği kadarıyla sanığın telefon numarasının inceleme dışı sanık …’da bulunmadığını, durumu izah ettiği sanığın Kayışdağı’na gitmekten vazgeçtiğini ve birlikte şirkete gittiklerini, bir süre sonra diğer araçta bulunan inceleme dışı sanıklar … ve…’ın da gelerek olayı anlattıklarını, inceleme dışı sanık …’nın “Abi bana silah çektikleri için ateş ettim!” dediğini, sanığın ise sinirlenerek “Silahı nereden buldun? Nasıl böyle bir şey yaparsınız? Dua edin kimseye bir şey olmasın!” şeklinde söylenerek oradan çıktığını,
Tanık …; sanığın şoförlüğünü ve getir götür işlerini yaptığını, otuz yıldır tanıdığı ve on yıldır da yanında çalıştığı sanığın duruşmasını izlemek amacıyla Adliyeye gittiğini, duruşmaya alınmadığı için arkadaşlarıyla çay içmek için kantine geçtiklerini, otururken birilerinin tanık …’e “Ne bakıyorsun?” dediğini, bu sırada beş altı kişinin ayağa kalktığını, tarafları sakin olmaları konusunda uyararak ayırmaya çalıştığını, karşı taraf çok kalabalık olduğu için kendilerine engel olamadığını, sanığa manevi destek için geldiklerini düşündüğü inceleme dışı sanıklar… ve …’ın da orada olduklarını, güvenlik güçlerinin çıkan kavgaya müdahale ettiğini, kendisinin de içinde bulunduğu grubu otoparka indirdiklerini, ne zaman geldiğini hatırlamamakla birlikte sanığın da otoparkta bulunduğunu, Adliyeden çıktıklarını, kendisinin sanığa ait araca bindiğini, sanıkla birlikte Kayışdağı’na gitmeyi planladıklarını, sanığın “Arkadaki arabanın gelmesine gerek yok, şirkete geçsinler!” demesi üzerine tanık …’in araçtan inerek arkadaki araçta bulunanlara bu hususu ilettiğini, arkadakilerin çok yakında olması nedeniyle tanık …’in telefon açma gereği hissetmediğini, sonrasında Adliyeden E-5’e çıkarak hiç durmadan yola devam ettiklerini, yoldayken tanık …’in telefonunun çaldığını, arayan inceleme dışı sanık …’ın “Abi kaza yaptık!” dediğini, bunun üzerine kendilerinin de programlarını iptal ederek şirkete gittiklerini, yirmi dakika sonra inceleme dışı sanıklar …’nın geldiklerini, inceleme dışı sanık …’un yanlarında olmadığını, inceleme dışı sanık …’nın olayı sanığa anlattığını, sanığın da sinirlenerek inceleme dışı sanık …’ya hakaret ettiğini ve “Dua edin bir insana bir şey olmasın!” diyerek çıktığını,
İnceleme dışı sanık …; sanığın iş yerindeki oto yıkama bölümünde dokuz ay önce işe başladığını, olay tarihinde patronu olan sanığa destek olmak maksadıyla Adliyeye geldiğini, kargaşa çıkması üzerine emniyet görevlilerinin kendilerini otoparka indirdiklerini, sanığın duruşması bittikten sonra kendi kullandığı araç sanığın kullandığı aracı takip edecek şekilde adliyeden ayrıldıklarını, yanında inceleme dışı sanık …’nın oturduğunu, Kristal Kafe’nin bulunduğu yerden geçerken burada bulunanlardan görse tanıyamayacağı birinde silah olduğunu fark ettiğini, inceleme dışı sanık …’nın aniden silahını çıkarıp kafenin bulunduğu bölümde bulunan kişilere doğru tahminen üç el ateş ettiğini, panik yaparak hızla olay yerinden kaçtıklarını, bu sırada iki araca çarptığını, yaklaşık 200 metre ilerideki benzin istasyonuna girdiğini, araç içerisinden çıkarak kaçtıklarını, daha sonra yanına gittikleri sanığın kendilerine kızdığını, sanığın adliye çıkışında Kristal Kafe’nin önünde bulunan kişilere ateş açma yönünde bir talimatının olmadığını, kimseyi suça azmettirmediğini, olayın aniden geliştiğini,
İnceleme dışı sanık …; Elazığ’da siyasi olaylara karıştığı için hasımları bulunduğunu ve bu nedenle silah taşıdığını, sanığın iş yerindeki oto yıkama bölümünde üç dört aydır çalışmakta olduğunu, olay tarihinde sanığın duruşması sırasında adliye içerisinde karşı tarafın kendilerine saldırdığını, çıkan kargaşa nedeniyle emniyet güçlerinin kendilerini otoparka indirdiklerini, sanığın duruşması bittikten sonra kendisinin de içersinde bulunduğu inceleme dışı sanık …’ın kullandığı araç sanığın kullandığı aracı takip edecek şekilde adliyeden ayrıldıklarını, sanığın aracının sağ tarafa yönelerek ayrıldığını, kendi bulunduğu aracın ise sanığın şirketine gitmek üzere sol tarafa yöneldiğini, adliyedeki kavgadan dolayı ayağındaki şişlik ve morarmaya bakarken inceleme dışı sanık …’ın birdenbire “Silah!” diye bağırdığını, kafasını çevirdiğinde kantinde kendisine saldıran kişilerden birinin silah çektiğini gördüğünü, kendisine silahı çeken kişinin daha önceden tanımadığı siyah bir ceket giyen maktul olduğunu, arabaya yakın tarafta ayakta durduğunu, silahı belinden çıkararak maktule rastgele üç dört el ateş ettiğini, sonrasında inceleme dışı sanık …’ın arabayı hızla sürdüğünü, kaza yaptıklarını ve benzin istasyonuna gittiklerini, orada araçtan inip kaçtıklarını, silahı kumluk bir alana fırlattığını, yanına gittikleri sanıkla birlikte kendiliğinden teslim olduğunu, sanığın gerek Adliyede gerek çıkışta gerekse olay öncesinde maktulü öldürmesi konusunda kendisine herhangi bir talimat vermediğini,
İnceleme dışı sanık …; inceleme dışı sanık …’la… …. isimli tanıdığı vasıtasıyla olaydan bir gün önce geldiği İstanbul’da tanıştığını, o gün inceleme dışı sanık …’ın evinde kaldığını, ertesi sabah uyandığında inceleme dışı sanık …’ın “Bizim patronun mahkemesi var. Adliyeye gideceğiz. İstersen sen de gel, açılırsın.” dediğini, bunun üzerine kendisinin de Adliyeye gittiğini, kafeteryada çıkan kavgaya dâhil olmadığını, duruşma bittikten sonra inceleme dışı sanık …’ın kullandığı aracın arka koltuğuna oturduğunu, telefonuyla uğraştığı sırada inceleme dışı sanık …’ın “Silah!” diye bağırdığını, kafasını çevirdiğinde inceleme dışı sanık …’nın elinde silah gördüğünü, karşıdan bir grubun da arabaya doğru koştuğunu, inceleme dışı sanık … ateş edince koltukların bulunduğu bölüme saklandığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık …; olay tarihinde şikâyetçisi olduğu kamu davasına ilişkin dosyanın duruşmasına katılmak üzere Adliyeye gittiğini, duruşmada olduğu sırada kafeteryada çıkan kavgayla ilgisinin bulunmadığını, ancak beş altı kişi olan çalışanlarının elli altmış kişi olan karşı tarafla kavga çıkarmasının beklenemeyeceğini, duruşması bittikten sonra güvenlik görevlilerinin kendisini hâkimlerin giriş kapısından çıkararak eksi beşinci kata indirdiğini, aracına binerek hızlı bir şekilde adliyeden ayrıldığını, kimseyle görüşmediği için herhangi birine talimat vermesinin de mümkün olmadığını, Adliye çıkışında kendi kullandığı aracın önde olduğunu, durarak arka araçtaki personeline şirkete geçmeleri için haber gönderdiğini, kendisinin ise iş yaptığı Gimsa isimli firma yetkililerinden para almak amacıyla aracıyla Ataşehir yönüne doğru gittiğini, araçlarla farklı yönlere gitmelerinin sebebinin bu olduğunu, zira şirketinin gidiş yönünün Kristal Kafe’nin bulunduğu sol taraf olduğunu, esasen Kristal Kafe’nin nerede olduğunu da bilmediğini, maktul de dâhil Adliye içerisinde kavga eden kimseyi tanımadığını, kimseyi azmettirmediğini, olaya karışan çalışanlarının kendisinden herhangi bir konuda talimat almadıklarını açıkça belirttiklerini, karşı taraftan kimsenin de kendisine yönelik suçlayıcı bir beyanda bulunmadığını, kötü bir niyeti olsa Adliyeye kendi aracıyla gelmeyeceğini, yine kameraların gördüğü bir yerde kendi çalışanının diğer çalışanlarına talimat iletmeyeceğini, böyle bir talimat verse dahi çalışanlarıyla art arda çıkmayacağını ve Adliye çıkışında hiç beklemeyeceğini, suçlamaları kabul etmediğini savunmuştur.
V. GEREKÇE
1. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
5237 sayılı TCK’da, 765 sayılı Kanun’daki asli iştirak-feri iştirak ayrımı terk edilerek suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayırımı öngörülmüş ve azmettirme, yardım etme ile birlikte şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
“Azmettirme”, TCK’nın 38. maddesinde;
“(1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Azmettirme, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanmasıdır. Eğer kişi daha önceden suçu işlemeye karar vermiş ise bu takdirde azmettirme değil, artık aynı Kanun’un 39/2. maddesi kapsamında manevi yardım söz konusu olacaktır. Azmettiren konumundaki kişinin kasten hareket etmesi gerekir. Bu kastın, failde belli bir suçu işleme konusunda karar oluşturmayı, suçun bu kişi tarafından işlenmesi hususunu ve azmettirilen suçun kanuni tanımındaki unsurlarını kapsaması gerekli olmasına karşın, eylemin yer ve zamanı ile işleniş tarzına ilişkin ayrıntıların belirlenmesine gerek yoktur.
Öte yandan amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
2. Somut Olayda Hukukî Nitelendirme
28.08.2016 tarihinde kendisine karşı işlenen kasten öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili olarak sanığın, İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/276 esas sayılı dosyasının duruşmasına şikâyetçi-sanık sıfatıyla katılmak üzere 24.08.2017 tarihinde sabah saatlerinde çalışanları ve yakınları olan inceleme dışı sanıklar… ve …, … ve … ile tanıklar … ve … ile birlikte duruşmanın yapılacağı İstanbul Anadolu Adliyesinin B Blok eksi dördüncü katına geldiği, duruşma saatinin gelmesi üzerine İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinin duruşmasına girdiği, sanığın çalışanları ve yakınlarının ise B Blok eksi dördüncü katın koridorundaki çay terasına gittikleri, güvenlik kamerası kayıtları ile bu husustaki 22.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın sanıklarının yakınları ve arkadaşları olduğu anlaşılan ve aralarında maktulün de bulunduğu grup ile sanığın çalışanları ve yakınları arasında tartışma çıktığı, tartışmanın büyümesi üzerine her iki grubun karşılıklı olarak birbirlerine saldırdıkları, çıkan kavgada, haklarında bu nedenle Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/21255 sayılı soruşturması kapsamında işlem yapılan … ve … ve…’nın yaralandıkları, kavga eden grupların adliyede bulunan özel güvenlik görevlileri ile polis memurlarının müdahalesiyle ayrıldığı, maktul ve yanında bulunan şahısların adliye dışarısına çıkartıldıkları, sanığın çalışanları ve yakınlarının ise güvenlikleri için Adliyenin eksi beşinci katında bulunan otoparka indirildikleri, sanığın duruşma çıkışında kendi çalışanları ile hasım olduğu şahıslar arasında adliye içerisinde meydana gelen kavgayı öğrenmesi üzerine polis memurları eşliğinde çalışanlarının bulunduğu eksi beşinci katta bulunan otoparka indiği, sanık ve yanındakilerin 34 .. .64 ve 34 VZ …. plaka sayılı araçlarla adliyeden ayrılmak üzere harekete geçtikleri, sanığın kullandığı 34 VZ …. plaka sayılı araçta tanıklar … ve …’in; inceleme dışı sanık …’ın kullandığı 34 .. .64 plaka sayılı aracın sağ ön yolcu koltuğunda inceleme dışı sanık …’nın ve sağ arka tarafında inceleme dışı sanık …’un bulunduğu, güvenlik kamerası kayıtları ve bunların çözümüne ilişkin 22.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere sanığın kullandığı araç önde olacak şekilde her iki aracın adliye otoparkından ayrıldıkları, bir ara araçların durduğu ve sanığın kullandığı araçtan inen tanık …’in inceleme dışı sanık … tarafından kullanılan aracın olduğu yere gittiği, tanık … sanığın kullandığı araca döndükten sonra inceleme dışı sanık …’ın yönetimindeki aracın, sanığın kullandığı aracın önüne geçtiği ve adliye çıkışına göre sol tarafa doğru yavaş yavaş ilerlediği, arkada kalan sanığın kullandığı aracın ise bir müddet beklediği, inceleme dışı sanık …’ın kullandığı aracın Adliye kafeteryasında meydana gelen kavganın karşı tarafını oluşturan şahısların oturmakta olduğu Kristal Kafe isimli iş yerine doğru hareket ettiği, orta şeritten giden inceleme dışı sanık …’ın kullandığı aracın Kristal Kafe’nin bulunduğu sağ tarafa doğru şerit değiştirdiği ve yavaşladığı, bu sırada aracın ön sağ kısmında bulunan inceleme dışı sanık …’nın elindeki tabancayla maktulün de aralarında bulunduğu gruba doğru ateş etmeye başladığı, hâlen Adliye çıkışında beklemekte olan sanığın kullandığı aracın ise aynı anda sağ tarafa dönerek olay yerinden ayrıldığı, ateş edilen aracı kullanan inceleme dışı sanık …’ın panikle olay yerinden uzaklaşmaya çalıştığı sırada park hâlinde bulunan araçlara çarptığı ancak durmayıp bir petrol istasyonuna girdiği, inceleme dışı sanıklar… ve…’un 34 .. .64 plaka sayılı aracı terk ederek kaçtıkları, inceleme dışı sanık …’nın açtığı ateş nedeniyle yaralanan maktul ve inceleme dışı katılan …’ün Kartal Koşuyolu Hastanesine sevk edildikleri, Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 30.11.2017 tarihli ve 3889 sayılı otopsi raporuna göre; aynı gün hastanede hayatını kaybeden maktulün vücudunda bir adet ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasının tespit edildiği, bu yaralanmanın tek başına öldürücü nitelikte olduğu, maktulün ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kırıkları ile birlikte iç organ yaralanması ve iç kanamadan ileri geldiği, ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarasının tıbbi müdahale görmesi nedeniyle atış mesafesi hususunda bir değerlendirme yapılamadığı, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 02.09.2017 tarihli ve 4478 sayılı uzmanlık raporunda inceleme dışı sanıklar… ve…’un terk ederek kaçtıkları 34 .. .64 plaka sayılı araçta yapılan inceleme sonucunda ele geçirilen dört adet boş kovan, bir adet deforme olmuş mermi çekirdeği ve bir adet mermi çekirdeği gömleği ile otopsi esnasında maktulün cesedinden çıkartılan bir adet mermi çekirdeği nüvesinin tek bir silahtan atıldığının belirtildiği, inceleme dışı sanık …’nın olayda kullandığı tabancanın ele geçirilemediği, güvenlik görevlilerince olay mahallinde inceleme yapılırken yakınlarda bulunan bir araç içerisinde silah bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine ihbara konu 34 TF …. plaka sayılı araçta yapılan aramada dört adet ruhsatsız tabanca ve şarjörleri ile fişeklerinin ele geçirildiği, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 14.09.2017 tarihli ve 4474 sayılı uzmanlık raporu uyarınca itiraz konusu olayda kullanılmadığı anlaşılan tabancaların sanığın husumetli olduğu İsrafil Kaşıkçı ve… isimli şahısların yakınları ve arkadaşları olan …, …, … ve …’ya ait olduğunun belirlendiği hususunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmayan olayda;
Dosya kapsamından sanığın maktulü tanıdığına, maktulle husumetli olduğuna ve maktulün de aralarında bulunduğu grubun Kristal Kafe’ye gittiğini bildiğine ilişkin herhangi bir delile ulaşılamaması, sanık müdafiinin talebi üzerine görüntü inceleme ve iyileştirme uzmanlarınca düzenlenen 30.10.2016 tarihli teknik uzman mütalaasında; sanık savunması ile uyumlu biçimde, sanığın içinde bulunduğu 34 VZ …. plaka sayılı aracın Küçükbakkalköy istikametine döndüğüne ve sanığın adliyeden çıktığı esnada maktulün aralarında bulunduğu karşı tarafın oturduğu yeri görmesinin mümkün olmadığına yer verilmesi, güvenlik kamerası kayıtları ile bu husustaki 22.11.2018 havale tarihli bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere İstanbul Anadolu 7. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden davanın sanıklarının yakınları ve arkadaşları olan, maktulün de bulunduğu grup ile sanığın çalışanları ve yakınları arasında B Blok eksi dördüncü kattaki çay terasında kavga çıktığı sırada sanığın duruşmada olduğu hususunda tereddüt olmaması, söz konusu kavgaya aktif olarak katılan maktul ile inceleme dışı sanık … arasında husumet çıkması ihtimalinin bulunması, inceleme dışı sanıklar… ve… ile tanıklar … ve …’ın ifadelerinde sanığın, maktulün içerisinde bulunduğu gruba yönelik ateş edilmesi konusunda herhangi bir talimat verdiğine dair beyanda bulunmamaları, tanıklar … ve …’ın, sanığın silahla ateş edilmesi olayını öğrendikten sonra inceleme dışı sanıklar … ve…’a tepki gösterdiğini belirtmeleri, olayın hemen ardından inceleme dışı sanıklar… ve…’un bulunduğu aracın kazaya karışmasının, maktulün öldürülmesi eyleminin ani bir kararla gerçekleşmiş olabileceğine işaret etmesi ve bu hususla uyumlu biçimde Özel Dairece inceleme dışı sanıklar … ve… hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinden bahisle bozma kararı verilmiş olması hep birlikte değerlendirildiğinde; sanığın maktulü öldürme konusunda henüz bir fikri olmayan inceleme dışı sanıklar … ve…’ı kasten öldürme suçunu işlemeye azmettirdiği hususunun kuşku boyutunda kaldığı ve sübuta ermediği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dokuz Ceza Genel Kurulu Üyesi; “Sanık …’e yüklenen kasten öldürme suçuna azmettirmenin sabit olduğu ve bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 09.03.2021 tarihli ve 3771-3610 sayılı temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 17.09.2019 tarihli ve 1517-1337 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddi kararının, sanığın inceleme dışı sanıklar …’yı maktulü öldürme konusunda azmettirdiği sabit olmadığı hâlde İlk Derece Mahkemesince sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilerek, Özel Daire onama kararının kaldırılıp Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması nedeniyle, sanık hakkındaki cezanın İNFAZININ DURDURULMASINA ve yüklenen suçtan sanığın cezaevine alınmış olması hâlinde TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,
5- Dosyanın, CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.05.2023 tarihinde yapılan müzakerede tarihli birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 17.05.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğu ile karar verildi.