Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/295 E. 2023/238 K. 03.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/295
KARAR NO : 2023/238
KARAR TARİHİ : 03.05.2023

İtirazname No : 2022/11649
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 74-577

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kasten öldürme suçundan sanık …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1, 62/1, 53, 63 ve 54. maddeleri gereğince 25 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.11.2018 tarihli ve 112-477 sayılı resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık müdafii tarafından da istinaf başvurusunda bulunulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 25.03.2019

tarih ve 74-577 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine, bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.12.2019 tarih ve 3384-5643 sayı ile temyiz isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 24.02.2022 tarih ve 11649 sayı ile;
“…Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından düzenlenen tebliğname ile Yüksek Daire ilamında esasen herhangi bir uyuşmazlık bulunmamakla birlikte, dosyada bulunan olay yeri kamera görüntüleri çözümlemesi ve dosyaya sonradan sunulan eşkal mukayesesi uzman mütalaa raporu karşısında, suçun failinin sanık … olup olmadığı konusunda kuvvetli şüpheler oluştuğu, bu haliyle soruşturma ve kovuşturmanın eksik inceleme ve araştırma sonucu hükme ulaşıldığı değerlendirildiğinden sanık lehine CMK’nın 308. maddesi uyarınca itiraz edilmesi zorunluluğu doğmuştur.
Sanık aşamalarda suçlamayı kabul etmemektedir. Sanığı mahkumiyete götüren deliller Emniyet tarafından düzenlenen görüntü izleme tutanağında, kişiler arasındaki bıçaklı saldırı sırasında şahıslar arasında bulunan gri tişörtlü, tarama özürlü bir şahısın saat 23:10:48 sularında şahısların üzerine doğru elinde muhtemel bıçakla saldırdığı tespiti ve bizzat olaya katılan ve bıçakla birden ziyade kişiyi yaralayan …’in karşı tarafta bulunan 6 kişinin fotoğrafı üzerinden saçı iki numara tıraşlı olan sanık …’i teşhis etmesidir.
Salt maktule yönelik olaya doğrudan katılma bulunmaması ve bu nedenle arada irtibat bulunmadığı gerekçesiyle, aynı olay içerisinde gerçekleşen yaralama hadisesi tefrik edilerek ayrı bir yargılama yapılması, bu dosyada yapılan yargılamada doğru ve adil bir sonuca götürmeyi engellemiştir. Diğer taraftan kamera görüntüleri alel usul olmasına rağmen detaylı bir görüntü kabul edilip sonuca gidilmiş olmakla birlikte, sanık müdafii tarafından dosyaya sonradan sunulan ve 5271 sayılı Kanun’a uygun görüntülü mütalaa içeriğindeki, olayın oluş şekli, kişilerin hareketleri, üzerindeki kıyafetleri ve kişilerin vücut belirlemesine ilişkin tespitler karşısında, dosyada bulunan kamera görüntülerinin, mahkemece uzman bilirkişilere tevdii edilerek, maktule bıçakla vuran şahısın kıyafet, vücut yapısı ve özellikle tarama özürlü tespit bölümü de gözetilerek, sanık olup olmadığının tespit ettirilmesi, ayrıca derdest durumda ise İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/166 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesi, karar çıkmışsa aslı veya onaylı bir sureti dosya arasına konulduktan sonra yeni bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ve araştırma ile oluşturulan mahkumiyet hükmünün hatalı olması ihtimali mevcuttur…” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.04.2022 tarih ve 2069-2830 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
09.09.2017 tarihli adli ölü muayene tutanağına göre; maktulün sol meme başının 3 cm altında 2 cm ve orta hatta 3 cm’lik bıçak giriş deliği bulunduğu,
Kolluk görevlilerince düzenlenen 09.09.2017 tarihli olay yakalama görüntü izleme ve gözaltına alma tutanağına göre; tanıklar … ve … …’in sol koltuk altlarından kesici alet ile yaralandıkları, tanık …’in ise kafasından darp edildiği, olay yeri civarındaki İlkar Elektrik isimli iş yerinin güvenlik kamera görüntüleri üzerinde yapılan incelemede; 08.09.2017 tarihinde saat 23.10.35’de cadde üzerinde yedi sekiz kişilik bir grubun kavga ederek park hâlindeki araçların arasından kaldırıma çıktıkları, cadde üzerinde No. 31/B adresinde bulunan Burak Beyaz Eşya isimli iş yerinin önünde kavgaya devam ettikleri, saat 23.10.38’de şahıslardan birinin yere düştüğü, bu esnada düşen şahsın kavga ettiği siyah tişörtlü ve mavi kot pantolonlu bir şahsın yere düşen şahsa muhtemelen elinde bıçakla saldırdığı, saat 23.10.43’de yerdeki şahsın ayağa kalkıp muhtemelen yarasından dolayı aksayarak kamera açısından çıktığı, şahısların arasında bulunan siyah tişörtlü ve mavi kot pantolonlu bir erkek şahsın da açık mavi tişörtlü ve siyah pantolonlu bir şahsa muhtemelen elinde bıçakla saldırdığı, şahısların arasında bulunan gri tişörtlü ve kel bir şahsın saat 23.10.48’de şahısların üzerine doğru elinde muhtemelen bıçak olduğu hâlde saldırdığı, saat 23.11.12’de şahısların park hâlindeki araçların arasında caddeye doğru giderek kamera açısından çıktıkları hususlarının tespit edildiği; Noya Elektrik isimli iş yerinin güvenlik kamera görüntüleri üzerinde yapılan incelemede ise; güncel saatten 25 dakika ileride olduğu tespit edilen kayda göre; saat 23.52’de maktulün kullandığı ticari taksinin Kaynarca istikametinden gelerek Junior Tekel isimli iş yerinin önüne park ettiği, saat 23.52’de bir servis minibüsünün de ticari taksinin önüne park ettiği, taksinin sol arka kısmından bir şahsın indiği, saat 23.53’de taksinin sağ ön kısmından başka bir şahsın daha indiği, şahısların Junior Tekel isimli iş yerine girdiği ve bir süre sonra çıkarak ticari taksinin yanına geldiği, araçların bulunduğu noktada arbede yaşandığı, kalabalığın arbede içinde caddeye doğru ilerlediği ve kamera açısından çıktığı hususlarının tespit edildiği,
09.09.2017 tarihli ifade tutanağına göre; tanık…’ın kolluk görevlilerince kendisine gösterilen altı fotoğraf arasından maktul … Özata’yı bıçaklayan şahsın ikinci sırada bulunan sanık olduğunu kesin ve net olarak teşhis ettiğini bildirdiği,
26.10.2017 tarihli ve 2017/141891 sayılı bilirkişi raporuna göre; İlkar Elektrik ve Noya Elektrik isimli iş yerlerinin güvenlik kamera görüntüleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; olay yeri görüntülerinin fotoğraflandığı ancak görüntülerin çok uzak olması sebebiyle olaydaki kişilerin kimliğinin tespit edilemediği,
Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesinin 04.12.2017 tarihli ve 4150 sayılı otopsi raporuna göre; kanında uyuşturucu madde bulunan ve kafatasında öldürücü nitelikte olmayan kırık tespit edilen maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı kot kesileri ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu,
UYAP kayıtlarına göre; soruşturma evresinde itiraza konu olay nedeniyle yaralanan şahıslar yönünden soruşturma evrakının İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca tefrik edildiği ve …, …, …, …, … …, … ve … hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 10.02.2019 tarihli ve 2019/10479 sayılı iddianamesi ile kasten yaralama suçlarından kamu davası açıldığı,
UYAP sistemi üzerinden temin edilen İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 166-548 sayılı kararına göre; anılan dosyadaki rollerine göre sanık …’ın …’e yönelik silahtan sayılan sopayla kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine, sanık …’ın …’e yönelik silahla kasten yaralama suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, sanık …’ın … …’e yönelik silahtan sayılan bıçakla kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına; …’e yönelik basit kasten yaralama suçundan hakkında açılan kamu davasının ise uzlaşma sebebiyle düşmesine, sanık … hakkında …’e yönelik basit kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının uzlaşma sebebiyle düşmesine, sanık …’in …’a yönelik silahla kasten yaralama suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, sanık … …’in …, …, … ve …’a yönelik silahtan sayılan bıçakla kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine, sanık …’in …, … ve … …’e yönelik silahla kasten yaralama suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine; …, … ve …’a yönelik silahtan sayılan bıçakla kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Hüküm kesinleştikten sonra sanık müdafiinin talebi üzerine TRT’den emekli görüntü ve ses uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 13.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; İlkar Elektrik ve Noya Elektrik isimli iş yerlerinin güvenlik kamera görüntüleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; sanığın tekel büfesi işlettiği ve yasaklı saatte alkol satmak amacıyla müşterileri karşıladığı, ticari taksi ile gelen üç şahıs (şahıs1, şahıs2 ve şahıs4) ve taksi sürücüsü ile sanık arasında arbede yaşandığı, arbedenin karşı kaldırımda da devam ettiği ve sanığın karşı kaldırıma geçtiği, sanığın karşı kaldırımda bulunduğu sırada kimseyi darp etmediği, şahıs4 tarafından darbedilmeye çalışıldığı veya darbedildiği, darp edildikten sonra büfe önüne kaçmaya çalışırken taksici tarafından engellendiği, sanığın taksiciyi kolundan çekerek savuşturduğu ve büfe önüne kaçtığı, bu yaşananlar esnasında sanığın ellerinde herhangi bir cisim görülmediği, şahıs5 şahıs2’yi uzaklaştırdıktan sonra geri geri gelirken taksicinin şahıs5’in arkasından yaklaşarak omuzlarından tuttuğu ve araçlar arasından karşı kaldırıma göndermeye çalıştığı, araçların arasına geldiklerinde şahıs5’in tepki hamlesi olarak taksicinin kafasına hamle yaptığı, elinin taksicinin kafasına temas ettiği, taksicinin olaya ayırmak amacıyla karıştığının şahıs5’i omuzlarından tutarak uzaklaştırmasından ve şahıs4 ile sanık arasına girmesinden anlaşıldığı sonuçlarına varıldığı,
Hüküm kesinleştikten sonra sanık müdafiinin talebi üzerine görüntü inceleme uzmanı ve antropoloji uzmanı bilirkişilerce düzenlenen 21.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; İlkar Elektrik ve Noya Elektrik isimli iş yerlerinin güvenlik kamera görüntüleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; taksiden inen iki kişinin elinde bıçak olduğu, sanık ve maktulün ellerinde bıçak veya benzeri herhangi bir cisim olmadığı, elinde bıçak olduğu tespit edilen ve bu bıçakla maktule vurduğu değerlendirilen gri renk tişörtlü, koyu renk pantolonlu, kel şahsın bıçak yarası almadığı ve sanıktan başka bir kişi olduğu, anılan şahsın tanık… olduğu sonuçlarına varıldığı,
Sanık müdafii tarafından 30.09.2020 tarihinde olaya ilişkin yeni görüntülerin ortaya çıktığını ve bu görüntüler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda maktulü öldüren şahsın sanık olmadığı iddiasıyla 13.10.2020 tarihinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, söz konusu talebin İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesince 27.10.2020 tarihinde reddedildiği ve ret kararının itiraz üzerine İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.11.2020 tarihli kararıyla kesinleştiği, sanık müdafii tarafından 25.10.2021 tarihinde bir kez daha yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulması üzerine İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesince 07.01.2022 tarihinde daha önce reddedilen yargılamanın yenilenmesi talebi ile ilgili olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Tanık …; sanığın yanında bulunan yedi sekiz kişi ile beraber kendisini yere düşürdüklerini, elinde bıçak olduğunu, diğer gençlerin elinde de bıçak bulunduğunu, bıçaklandığını daha sonra anladığını, taksiciyi, yani maktulü bıçakla öldürenin huzurdaki sanık olduğunu, bunu gözüyle gördüğünü, kendisinde bıçak bulunmadığını, beş altı kişinin kendisini dövüp yere düşürmeleri nedeniyle kardeşi olan tanık…’ın yardımıyla kaldırımın karşısına gittiğini, diğer kardeşi olan tanık …’nin de yanında olduğunu, maktul taksiyi almak isterken huzurdaki sanığın kendisine bıçakla vurduğunu, hafif karanlık olması nedeniyle tam olarak neresine vurduğunu anlamadığını, bununla birlikte bıçağı vurunca maktulün direkt yere düştüğünü ve sonra da öldüğünü, kavganın taksinin hemen ön tarafında meydana geldiğini, sanık vurduktan sonra maktulün sırt üstü taksinin önündeki yere düştüğünü, maktulün elinde bıçak olmadığını,
Tanık …; sanığın da içinde bulunduğu kalabalık bir grubun sorgusuz sualsiz ve tekme tokat ile maktul ve abisi olan tanık …’ı dövmeye başladıklarını, “Sakin olun gençler!” demeye kalmadan huzurdaki sanığın deli gibi bıçak sallamaya başladığını, tanık …’ı tuttuğunu, her tarafı kan olduğu için kendisini karşı kaldırıma götürdüğünü, maktulün taksisinin başında kaldığını, maktule saldıranların içinde sanığın da olduğunu, sanığın elinde bıçak da olduğunu, ancak maktule vuranın net olarak sanık mı olduğunu bilmediğini, diğerlerinde ve kendisinde de bıçak bulunduğunu, karakola teslim ettiği bıçakla sanığa vurduğunu, maktul yere düştükten sonra sanığın kendisine doğru geldiğini, kendisini de bıçaklayacağını düşündüğü için sanığı bıçakladığını, taksicinin elinde bıçak olup olmadığını net olarak göremediğini, ancak elinde parlak bir cisim varmış gibi göründüğünü, çelişki nedeniyle sorulması üzerine de; karakolda yaptığı teşhisin doğru olduğunu, vuranı gördüğünü, sanığın saç traşının değiştiğini, olay tarihinde dazlak olması nedeniyle teşhise elverişli hâli olduğunu, bu yüzden kendisini teşhis ettiğini, sanık dışında kafasını iki numaraya veya sıfıra vuran başka biri olmadığını, bu husus kendisine sorulan sanığın; “Olay tarihinde saçımı iki numaraya vurdurtmuştum!” dediği,
Tanık … …; sanığın iş yerinden bira ve sigara aldıklarını, bindikleri taksinin şoförü olan maktulün manevra yaparken bir araca arkadan çarptığını, bağrışmalar duyduğunu ve ortalığın kalabalıklaştığını, taksiciye vuranın elinde bıçak olan sanık olduğunu,
Tanık …; takside olanların münakaşa sırasında araçtan indiklerini, kavga tarzında bir olay olduğunu, taksiden inenlerden iki kişide bıçak bulunduğunu, isimlerini bilmemekle birlikte tanık…’ı hatırladığını, tanık…’ın bıçağı çıkarıp sanığın boğazına taktığını, kendisinin de ayırmaya gittiğini, hatırladığı kadarıyla tanık…’ın, kendisini bacaklarından bıçakladığını, tansiyonunun düşmesi nedeniyle hastaneye gittiğini, maktulü kimin öldürdüğünü ve maktulün elinde bıçak olup olmadığını görmediğini, taksiden inen şahıslarda ise bıçak olduğunu, sanığın elinde bıçak bulunmadığını, sanık ile maktul arasında herhangi bir diyalog geçmediğini,
Tanık…..; taksi şoförü olan maktulü kimin bıçakladığını görmediğini, sanıkta bıçak olmadığını, kendilerinden kimsede bıçak bulunmadığını, sanık ile maktul arasında herhangi bir tartışma olmadığını, yüz yüze geldiklerini de görmediğini,
Tanık… ….; tanık … ile sanığın birbirlerine vurmaya başladıklarını, daha sonra tanık …’ın, aracının yanına doğru geldiğini, aracının kapısını açınca tanık …’ın cebinden bıçak çıkarıp kalabalığa doğru koşmaya başladığını, herkesin karşı kaldırıma doğru gittiğini, sonra sanığın yaralı bir şekilde yanına geldiğini, ardından tanık ……’ın yaralanıp yanına geldiğini, kendisini aracına bindirip hastaneye götürdüğünü, maktulün de yerde yattığını gördüğünü, maktulü kimin bıçakladığını, sanıkta bıçak olduğunu ve karşı taraftan olanları kimin yaraladığını görmediğini, kendi grubundan kimsede bıçak olmadığını,
Tanık …; taksinin çıkması için araçlarını geri aldıkları sırada birinin “Kime şekil yapıyorsunuz lan!” diye seslendiğini, tanık … ve ticari taksideki iki kişinin sanığın üzerine geldiklerini, bu sırada olay yerinin kalabalıklaştığını, kavgayı ayırmak için aracının sağ kapısını açıp aşağı indiğini, kavganın iki grup hâlinde olduğunu, birinin ticari taksinin önünde, diğerinin ise karşı kaldırımda olduğunu, kendisinin karşı kaldırıma yöneldiğini, bir adım attığı sırada arkasındaki birinin kalçasına bıçakla vurduğunu, can havliyle tekelin önüne doğru gittiğini, bu sırada sanık ve tanık …’un geldiklerini, onların da yaralı olduğunu, sorunca kimin vurduğunu bilmediklerini söylediklerini, son gördüğünde maktulün yerde yatıyor olduğunu, kimin vurduğunu görmediğini, sanığın elinde bıçak olmadığını, maktulün aracından indiğini bile görmediğini,
Tanık …; maktulle kardeşi olan sanığın yüz yüze geldiklerini görmediğini, sanığın elinde bıçak olmadığını, karşı tarafta yaralananları kimin bıçakladığını bilmediğini,
Tanık …; maktulün aracıyla çıkarken arkada duran servis aracına çarpması nedeniyle arkadaki araçta bulunanlar ile maktul arasında bir münakaşa olduğunu, sanığın tartışmayı sonlandırmak için araya girdiğini, taksiden üç kişinin indiğini, kendisini de bıçaklayan birinin sanığın boğazına ve gövdesinin farklı yerlerine bıçakla vurduğunu, ayırmak için kendisinin de kavgaya girdiğini, bu sırada göğsünden bıçaklandığını, kendisini köşeye attığını, daha sonra ambulansın geldiğini, hastanede öğrendi kadarıyla bir kişi hayatını kaybettiğini, maktulü hiç görmediğini, sanığın elinde bıçak olmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık …; olay günü bir aracın gelip dükkânının önünde durduğunu, içinde şoförle beraber dört kişi olduğunu, aracın sağ ön koltuğunda oturan tanık …’ın inerek dükkânına doğru gittiğini, dükkânının camına vurduğunu, bunun üzerine dükkânın kapalı olduğunu söylediğini, bu sırada karşıdan da tanık… …’in Citroen marka aracıyla gelip taksinin önüne park ettiğini, tanık …’nin öndeki servisçiye “Aracı biraz çek çıkacağım!” dediğini, aracın şoförünün bu aracı bir buçuk metre geri aldığını, daha sonra tanıklar … ve…’ın araçtan indiklerini, tanık… …’e yönelik “Siz beni tanımıyor musunuz?” diye bağırdığını, darp etmek için üzerine doğru yürüdüklerini, bu sırada tanık…’ın bıçağını boynuna sapladığını, kendisinin de yumrukla karşılık verdiğini, arkasından bu kez tanık …’nin saldırmaya başladığını, sağ arka kalça tarafından ve sırtından ve göğsünden darbe aldığını, dükkânın içinden çıkan abisi …’ın dükkândan çıkar çıkmaz “Vuruldum!” dediğini, yanında bulunan tanıklar …, … ve …’in kavgayı ayırmak için kendilerine müdahale ettiklerini, onların da bıçaklandıklarını söylediklerini, servisin sağ tarafındaki tanık …’ın araçtan indiği an “Vuruldum!” dediğini, bu sırada tanık… ile birbirlerini yumruklaya yumruklaya dükkânın önüne doğru gittiklerini, en son hâlsiz kaldığını, tanık… ve yanındakilerin aşağı doğru kaçıp başka bir ticari taksiye binerek kaçtıklarını, döndüğünde taksi şoförü olan maktulün yerde yattığını gördüğünü, “Ambulans çağırın!” diye bağırdığını, sonra da hastaneye götürülen abisini görmeye gittiğini, maktule hiç yanaşmadığını, kamera kayıtlarının olduğunu, maktule yumruk dahi atmadığını, kendisi gibi tanıklar… ve …’nin de bıçakla yaralandıklarını, kendisinde bıçak olmadığını savunmuştur.
V. GEREKÇE
1. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
2. Somut Olayda Hukukî Nitelendirme
08.09.2017 tarihinde saat 23.10 sıralarında ticari taksi şoförü olan maktulün, aracında müşteri olarak bulunan tanıklar…, … ve …’ın talebi üzerine olay yerindeki Junior Tekel isimli büfenin önünde durduğu, tanıklardan …’ın taksiden inerek adı geçen büfeden alkollü içecek alarak araca geri döndüğü, söz konusu yerde kendisine ait iş yeri bulunan sanığın da bu esnada kendi iş yerinin önünde bulunduğu, bir süre sonra sanığın arkadaşı olan tanık…’ın kendisine ait servis aracını maktulün taksisinin arkasına park ettiği, tanık …’ın alışverişi bittikten sonra olay yerinden ayrılmak isteyen maktulün, aracıyla park ettiği yerden çıkamaması nedeniyle tanık…’dan aracını biraz geri çekmesini istediği, bunun üzerine tanık…’ın aracını geri çektiği, yine de sıkışıklıktan dolayı maktulün aracıyla çıkarken tanık…’a ait araca hafifçe çarptığı ve hasar oluşup oluşmadığına bakmak amacıyla taksiden indiği, bu arada takside bulunan tanık …’ın inerek sanığın yanına gittiği ve bir sebeple tanıklar…, … ve … ile sanık arasında tartışma ve kavga başladığı, sanığın abisi olan tanık… ile arkadaşları olan tanıklar ……’un da bu kavgaya dâhil oldukları, söz konusu kavgaya ilişkin soruşturmanın itiraza konu olaydan tefrik edildiği ve yargılamanın İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/166 esas sayılı dosyası kapsamında yürütüldüğü, sanığı ve kavgaya karışan tanıkları daha önceden tanımayan maktulün kavganın içinde kaldığı, sanığın, hayati bölgesini hedef almak suretiyle emanette kayıtlı bulunan bıçakla maktulü bıçakladığı ve Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince düzenlenen rapora göre maktulün kesici delici alet yaralanmasına bağlı kot kesileri ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiştir.
Tanık beyanları ve İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/166 esas sayılı dosyasındaki bilgi ve belgeler uyarınca olay sırasında kendisinin de bıçak kullandığı anlaşılan tanık…’ın kendisini suçtan kurtarmaya, tanıklar … ve …’ın ise kardeşlerini korumak maksadıyla sanığı suçlamış olmaları ihtimalinin bulunması, olay yerini görüntüleyen kamera kayıtlarının 09.09.2017 tarihli olay yakalama görüntü izleme ve gözaltına alma tutanağında belirtildiği üzere yalnızca görüntü inceleme konusunda herhangi bir uzmanlıkları bulunmayan kolluk görevlileri tarafından incelenmesi, 26.10.2017 tarihli ve 2017/141891 sayılı bilirkişi raporunda ise olay yeri görüntülerinin çok uzak olması sebebiyle olaydaki kişilerin kimliğinin tespit edilemediğine yer verilmesi, hüküm kesinleştikten sonra sanık müdafiinin talebi üzerine TRT’den emekli görüntü ve ses uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 13.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda sanığın ellerinde herhangi bir cisim görülmediğinin; görüntü inceleme ve antropoloji uzmanı bilirkişilerce düzenlenen 21.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda ise maktule bıçakla vurduğu değerlendirilen gri renk tişörtlü, koyu renk pantolonlu, kel ve bıçak yarası almayan şahsın tanık… olduğunun değerlendirilmesi, söz konusu değerlendirmenin 09.09.2017 tarihli olay yakalama görüntü izleme ve gözaltına alma tutanağında yer alan tespitiyle uyumlu olması ve sanık müdafii tarafından anılan raporlara dayanılarak yapılan yargılamanın yenilenmesi taleplerinin reddedilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde;
Maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunluluğu kapsamında olayla ilgili olarak elde edilen tüm görüntülerin alanında uzman bilirkişilere inceletilerek teknik verilere dayalı olarak rapor düzenlenmesi ve tefrik edilen İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 166-548 sayılı kararına konu dosyanın mümkünse uyuşmazlığa ilişkin dosyayla birleştirilmesi, aksi durumda ise aslı veya onaylı bir suretinin dosya arasına alınması suretiyle maktulün ölümüne kimin sebebiyet verdiğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde hukuken isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …; “Temyiz inceleme konusu istinaf hükmünün karar tarihinin 25.03.2019, Yargıtay 17 1.Ceza Dairesi karar tarihinin 18.12.2019 oluşu, itiraza konu edilen yeni delillerin ise hüküm kesinleştikten sonra 13.10.2020 ve 04.11.2021 tarihlerinde iki ayrı bilirkişi raporu olarak dosyaya sunulmuş olması, ‘5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde ‘…yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte…’ olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olduğunun öngörülmesi karşısında şeklindeki itiraza konusu hususların yargılamanın yenilenmesine konu edilebileceği, itiraz konusu diğer husus olan İstanbul 63. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmekte olan kasten yaralama davasının inceleme konusu kasten öldürme davası ile birlikte görülmesinin sonucu etkileyecek nitelikte bulunmadığı gözönüne alındığında itirazın kabulüne dair sayın çoğunluğun kararına iştirak edilmemiştir.”,
Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi de; “Mevcut deliller uyarınca sanığa yüklenen kasten öldürme suçunun sabit olması nedeniyle eksik araştırmayla hüküm kurulmadığı”,
Düşünceleriyle karşı oy kullanmışlardır.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18.12.2019 tarihli ve 3384-5643 sayılı temyiz isteminin esastan reddi kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 25.03.2019 tarihli ve 74-577 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddi kararının, olayla ilgili olarak elde edilen tüm görüntülerin alanında uzman bilirkişilere inceletilerek teknik verilere dayalı olarak rapor düzenlenmesi ve tefrik edilen İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2022 tarihli ve 166-548 sayılı kararına konu dosyanın mümkünse uyuşmazlığa ilişkin dosyayla birleştirilmesi, aksi durumda ise aslı veya onaylı bir suretinin dosya arasına alınması suretiyle maktulün ölümüne kimin sebebiyet verdiğinin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken İlk Derece Mahkemesince eksik araştırma sonucu mahkûmiyet kararı verildiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Bozma kararının içeriği ve mevcut tutuklama nedenlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı gözetilerek CMK’nın 100 ve devamı maddeleri uyarınca sanık …’ın tutukluluk durumunun DEVAMINA,

5- Dosyanın, CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede tarihli birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 03.05.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğu ile karar verildi.