Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/271 E. 2023/145 K. 08.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/271
KARAR NO : 2023/145
KARAR TARİHİ : 08.03.2023

İtirazname No : 2014/55664
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 112-379

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık …’in teşebbüs aşamasında kalan nitelikli cinsel saldırı suçundan TCK’nın 102/2, 35/2, 62, 53 ve 58/6-7. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/5, 62, 53 ve 58/6-7. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.12.2013 tarihli ve 112-379 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 27.01.2021 tarih ve 4326-545 sayı ile; “Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki çelişkili beyanları, savunma, tanık ifadeleri, doktor raporu ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut hâliyle sanığın duygusal ilişki yaşadığı mağdureyi çıkan tartışmada darp ederek 29.09.2010 tarihli doktor raporunda belirtildiği gibi basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte yaralaması şeklinde sübuta eren eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek müsnet suçlardan mahkûmiyetine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 26.03.2021 tarih ve 55664 sayı ile; “…Somut olayda, iddianameye konu suçlamalar bakımından sanığın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki savunmalarının ve mağdurun beyanlarının dosya kapsamındaki somut deliller doğrultusunda değerlendirilmesi gerekmektedir.
1- Olayda mağdure ile failin suçtan önceki ilişkileri ve aralarında husumet bulunup bulunmadığı:
Dosya kapsamına göre, katılan …’nın çeşitli barlarda konsomatris olarak çalışması dolayısıyla sanığı 19 yaşından itibaren, 9 yıldan beri tanıdığı anlaşılmaktadır. Katılan, sanığa ait olan … Bar’da ise 15.10.2009 tarihinden itibaren konsomatris olarak çalıştığını, sanığın – yaklaşık bir yıllık – bu süreçte sürekli olarak kendisine küfürler ettiğini, onu dikkate almadığını belirtmiştir. Sanık ise katılan ile geçmişte uzun süre beraberliklerinin olduğunu, 6 yıl ayrılıktan sonra yaklaşık iki – üç sene önce tekrar geldiğini, mağduriyetine acıdığı için, ona iş verdiğini, eskiden olduğu gibi ilişkilerinin karı koca gibi devam ettiğini, evli olduğu için iki ilişkiyi bir arada yürütmekte zorlandığını, son yattıkları gece, bu işi sonlandırmak istediğini ve ilişkiyi yürütemeyeceğini söylediğinde, katılanın buna tepki gösterip ‘Başına bela açacağım.’ dediğini ileri sürmüştür. Sanık, katılan ile suçtan önceki ilişkilerinin karı koca gibi devam ettiğini, aralarında husumet bulunmadığını belirtmekte, ancak son cinsel ilişkileri sonrasında katılana artık kendisini barda çalıştırmayacağını söylemesi üzerine tartıştıklarını öne sürmektedir. Sanık, iddia konusu cinsel saldırı, hürriyeti kısıtlama, tehdit ve yaralama fiillerini kabul etmemektedir.
Sonuç olarak olayın bütünü göz önünde tutulduğunda, katılan …’nın son derece olumsuz koşullarda yaşamını sürdürdüğü ve bu koşullara katlanmaktan başka seçeneğinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık sanık ile katılan arasında iddia konusu olay öncesinde cinselliği içeren herhangi bir ilişkinin olup olmadığı kesin olarak belirlenememektedir.
2- Olayda mağdurenin anlatımlarının hayatın olağan akışına uygun olup olmadığı, şikâyette geç kalıp kalmadığı ve fiile direnme veya yardım isteme imkânının olup olmadığı:
Katılan … 29.09.2010 tarihinde soruşturma evresindeki kolluk beyanında, barlarda çalıştığı için sanık …’ı 19 yaşından beri tanıdığını, sanığın 8-9 yıl önce evlenme teklif ettiğini, o tarihte imam nikahlı olarak evli olduğu için kabul etmediğini, daha sonra kendisini hiç rahatsız etmediğini, 15.10.2009 tarihinden itibaren sanığa ait olan … Bar’da konsomatris olarak çalıştığını, bu süreçte sürekli olarak küfürler ettiğini, onu dikkate almadığını, 27.09.2010 günü saat 19.00 sıralarında işe geldiğini, sanığın da orada olduğunu, 28.09.2010 günü sabah saat 05.00 sıralarında iş yerinin kapandığını, çalışanlardan …, …, …, …, …, … ve … bulunduğu sırada sanığın kendisine ‘Seninle birlikte olacam. … dağının eteğini sana göstereceğim. Senin kaçarın yok. Benim ile birlikte olacaksın. Seni sinkaf edeceğim.’ dediğini, daha sonra iş yerindekileri dışarı çıkardığını, korkarak iş yerinden çıktıklarını, kapıyı kilitlediği için kaçamadığını, zorla öpmeye kalktığını, direndiğini, tepki verdiğini, bu işin olmayacağını anlatmaya çalıştığını, zorla üstündeki elbiseleri çıkarmaya çalıştığını, elbisesinin belinde kaldığını, alt ve üst kısmını tamamen soyduğunu, üstüne abandığını, altında külot olduğu için bir şey yapamadığını, bir anda üstüne elbisesine boşaldığını, (Bir anda fırsat bularak mutfaktan bıçak alıp kendimi bıçaklamaya çalıştı… (Açıkça anlaşılmıyor) Ancak bıçağı elimden aldı). Daha sonra ısırmaya başladığını, omzunu ve vücudunun çeşitli yerlerini ısırdığını, çenesinden tutup boğmaya çalıştığını, onu yatıştırıp elinden kurtulmaya çalıştığını, ‘Benim ile birlikte olacaksın, benden çocuğun olacak. Seni hiçbir yere salmıyorum. Seni, kimseye yar etmem. Beni seveceksin. Yoksa seni öldürürüm.’ diyerek tehdit ettiğinin, elinden kurtulmak için kabul ettiğini, saat 08.00 sıralarında kendisini çıkarıp evine bıraktığını, ‘Seninle güzel birlikte olalım. Yoksa kötü olur.’ dedikten sonra ayrıldığını, eve girdiğini, olayda sanığın üstüne boşaldığı elbisesini de yanında getirerek Cumhuriyet Savcılığına başvurduğunu belirtmiştir.
Katılan … soruşturma evresinde kolluk görevlileri tarafından alınan ifadesindeki eksikliklerin giderilmesine ilişkin 15.02.2011 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde, ‘Ben eski şikâyet dilekçemi tekrar ederim. … bana zorla tecavüz ettiği gece, iş yerindeki bütün personeli kovdu, sabah saat 05.00’te kapıyı kapattı, … isimli iş yerinde sahnenin orta yerinde bana zorla tecavüz etti. Mutfağa kendimi attım, mutfaktan bıçağı kapattım ama üzerime atladı bıçağı elimden aldı, bir şey yapamadım. Üç saat bu mücadele etti, bana küfürler tehditler etti. Saat 08.00’de ‘Beni evime bırak.’ getirdi sokağıma bıraktı. kendimi zor attım, sonra gelip savcılığa dilekçe verdim. Üzerimdeki elbisede deliller vardı, ben dilekçemi nöbetçi savcılığa verdim o beni önce hastaneye sonra karakola gönderdi, karakoldan sordular, bende evden elbiseyi alıp karakola teslim ettim. Beni gece barda alıkoymadan önce gececi personeli kovdu, müdür … vardı, … vardı, … vardı, … vardı. … vardı, …, … vardı.’ dedi evrak içersinde ifadeleri okunup sorulduğunda; ‘Patrondan korkarlar, doğruyu söylemezler. Allahım şahittir dedi. Benim başka gösterecek tanığım ve delilim de yoktur, şikâyetçiyim.’ demiştir.
Katılan 03.06.2011 tarihinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, çeşitli barlarda konsomatris olarak çalıştığını, bu nedenle sanığı 10 yıldır tanıdığını, suç tarihinde sanığın işlettiği barda çalıştığını, olay günü sanığın iş yerindeki tüm çalışanları çıkardığını, iş yerinde sanıkla birlikte kaldıklarını, içeriden kapıyı kilitlediğini, zorla tecavüz etmeye çalıştığını, ancak erken boşalması nedeniyle tam olarak tecavüz edemediğini, saat 05.00’ten 08.00’e kadar bırakmadığını, zorla benim karım olacaksın dediğini, kabul etmeyince bıçakla tehdit ettiğini, dövdüğünü, daha sonra arabası ile kendisini evinin sokağına bıraktığını, kardeşini aradığını ve sanık hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.
Katılanın, soruşturma evresinde kolluk görevlileri tarafından alınan 29.09.2010 ve 15.02.2011 tarihli tutanaklardaki anlatımları ile İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada olaya ilişkin tüm ayrıntıları ve eksiklikleri tamamlamaya yönelik sorular doğrultusundaki beyanları arasında doğal olarak farklılıklar bulunmakla birlikte, sanığın üzerine atılı suçlama açısından mağdurenin beyanı tutarlıdır. Buna karşılık, katılanın beyanlarının dosya kapsamındaki diğer delillerle uyumlu olup olmadığı değerlendirilmelidir.
Katılanın kardeşi olan tanık … beyanında, ablası olan katılanın olay günü öğleden sonra saat 15.30 sularında telefon ile arayıp ağlayıp sızlayarak çağırması üzerine evine gittiğini, onu darp edilmiş halde ve üstü başı yırtık durumda gördüğünü, sorduğunda, patronunun kendisine saldırdığını, sabaha kadar da iş yerinde kilitli tuttuğunu söylediğini, konuşmakta zorlandığını, birlikte Şişli Cumhuriyet Savcılığına gittiklerini, katılanın doktora sevk ediğini, ancak adliyede doktor olmadığı için ertesi gün karakola gittiklerini ve hem hastanede hem de adliyede muayene edildiğini, sonraki günlerde katılanın değişik telefonlardan tehdit edildiğini belirtmiştir.
Katılan iddia konusu olayın gerçekleştiği aynı gün 28.09.2010 tarihinde Cumhuriyet savcılığına şikâyetçi olmuş, ancak görevliler tarafından delillerin toplanması ve incelenmesi 28.09.2010 tarihinde gerçekleştirilebilmiştir.
Dosya kapsamında değerlendirilen delillerden … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 21.10.2010 tarih ve 2010/3800-3898 sayılı raporunda, ‘Mağdur …’e ait elbise üzerinde bulunan meni ve kan lekelerine ait genotip özelliklerin sanık …’in genotip özellikleri ile uyumlu olduğu’ tespit edilmiştir. … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 29.09.2010 tarih ve 5278 sayılı raporunda ‘alt ve üst dudakta ödem, çene sağ yanda 2×1 cm’lik ekimoz, sağ infraskapuler bölgede ve sol omuz posteriorda 3×2 cm’lik üzerinde abrazyonlar bulunan halkavi ekimozlar, sol kol orta medial bölümde yaygın ekimoz, boyun sağ yanda 1×0,5 cm’lik ekimoz, sol femur 1/3 orta ön bölümde çevresinde ekimoz olan 4-5 mm’lik kesici delici alet yarası, sağ uyluk ön yüzde 3 cm’lik ve 0,5 cm’lik yüzeysel kesiler, sol kol iç yüzde kurutlu temarruz kesitleri nedeniyle yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, basit tıbbi bir müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte yaralanma’ tespit edilmiştir. … Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 03.08.2012 tarih, 3164 sayılı raporunda ‘maruz kaldığı olay nedeniyle premorbid (olay öncesi) var olan konversiyon bozukluğu, anksiyeteli major depresyon tablosunun semptomlarında artma tespit edildiği, dolayısıyla 28.09.2010 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının etkilendiği, ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı’ belirlenmiştir.
Mevcut deliller itibarıyla adli raporlarda yer alan tespitlerin katılanın iddiaları ve tanık …’in beyanları ile uyumlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Olayda sanığın işlettiği … Bar’ın kapanma saati olan 05.00’te çalışanları dışarıya çıkardıktan sonra kapıyı kilitleyerek, barda konsomatris olarak çalışan katılanı cebir ve tehditle alıkoyduğu, sanığın cebirle cinsel ilişkiye girmek istemesi üzerine katılanın direndiği, sanığın onu zorla öpmeye çalıştığı, katılanın üstündeki elbiseleri çıkarmaya çalıştığı, giysilerinin alt ve üst kısmını soyduğu, ancak katılanın elbisesinin belinde kaldığı, sanığın onun üstüne abandığı ve bir anda elbisesinin üstüne boşalması sebebiyle nitelikli cinsel saldırı fiilinin teşebbüs aşamasında kaldığı, ayrıca katılanı saat 08.00’e kadar cebir ve tehditle alıkoyarak bundan sonra cinsel isteklerini yerine getirmeye boyun eğmesini sağlamaya çalıştığı, böylece adli raporlarla örtüşen diğer delillerle sanığın üzerine atılı suçların sübut bulduğu anlaşılmaktadır.
Sanık …’in savunmalarında ise katılan ile uzun süre arkadaşlık yaptığını, evine sürekli gidip geldiğini ve birçok defa cinsel ilişkide bulunduğunu, olay gününden bir gün önce de evine gittiğini, katılan ile çıplak yatağa girdiklerini, rızası ile cinsel ilişkide bulunduğunu, kendisini herhangi bir şeyle silmiş olabileceğini, katılana artık onu barda çalıştırmayacağını söylemesi üzerine tartıştıklarını ve katılanın ‘Bunu senin yanına bırakmayacağım.’ dediğini, katılan ile rızası dışında ve zorla cinsel ilişkide bulunmadığını öne sürdüğü, ancak adli raporlar ile bu anlatımların bağdaşmadığı görülmektedir. Aksine katılanın diğer yaralanmalarının yanı sıra, özellikle dudaklarında tespit edilen ödemlerin sanığın katılanı zorla öpmeye çalıştığı ve cebir kullandığı sırada oluştuğu anlaşılmakta ve nitelikli cinsel saldırıda bulunmaya ilişkin fiilin rızaya dayanmadığını göstermektedir. Bu nedenlerle, sanık savunmalarının ve sanığa ait iş yerinde çalışan tanıklar …, …, …, …, …, … ve …’ın beyanlarının sanığı suçtan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilmektedir. Ayrıca sözü edilen tanıkların bu tutumu, katılanın tüm olumsuz yaşam koşullarına, çaresizliğine ve korunaksızlığına rağmen suçu şikayet etme konusundaki kararlılığını ve cesaretini göstermesi bakımından da dikkat çekicidir.
Dosya kapsamındaki tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda, sanık ile katılan arasında olay öncesinde cinselliği içeren herhangi bir ilişkinin olup olmadığı kesin olarak belirlenememiş ise de sanığın üzerine atılı suçlamalar bakımından bu konunun açıklığa kavuşturulması zorunlu değildir. Zira TCK’nın 102/2. maddesinde eşe karşı cinsel saldırı suçu düzenlenerek, madde gerekçesine göre, evlilik birliği içinde bile, bir eşe diğer eşin cinsel özgürlüğü üzerinde sınırsız bir şekilde tasarruf etmek hakkının verilmediği göz önünde tutulduğunda, sanık ile katılanın ilişkisinin süreklilik gösteren cinsel ilişkiyi içerdiği kesin olarak belirlenmiş olsa dahi bu durumun sanığın üzerine atılı fiil açısından da mağdurenin rızasının varlığına kesin delil oluşturmayacağı açıktır.
Sonuç olarak dosya kapsamına göre, katılanın iddia ve beyanlarının somut ve bilimsel incelemelere dayanan delillerle açıkça doğrulandığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı ‘nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile kararına itiraz edilen Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasına ve bu Daireye ait işlerin Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verilmesi nedeniyle CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 21.02.2022 tarih ve 19689-1405 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı teşebbüs aşamasında kalan nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Suç tarihi itibarıyla katılan …’in 28, sanık …’in ise 40 yaşında olduğu, sanığın … Bar isimli iş yerinin gayri resmî ortağı olup katılanın ise bu iş yerinde konsomatris olarak çalıştığı,
Katılan …’in 28.09.2010 tarihinde Şişli Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği şikâyet dilekçesinde; sanığı yıllardır tanıdığını, sanığın daha önceleri kendisine ilgi duyduğunu ancak uzun bir süre görüşmediklerini, bu süre zarfında sanığın evlendiğini ve iki çocuğu olduğunu öğrendiğini, aradan yıllar geçtikten sonra tesadüfen karşılaştıkları sanığın “Benim bir barım var ancak benim adıma değil, … adına kayıtlı, gel burada konsluk yap.” demesi üzerine işi kabul ettiğini, 15.10.2009 tarihinden beri burada çalıştığını, SGK kayıtlarının bulunduğunu, sanığın uzun süredir iş yerinde kendisini taciz ettiğini, her defasında “Seni kimseye yar etmem, vururum, öldürürüm.” gibi sözlerle tehdit ettiğini, 28.09.2010 tarihinde saat 05.00’te sanığın … Bar isimli iş yerinden herkesi gönderip kapıyı üzerine kilitlediğini, “Seni bırakmam, benim olacaksın, benden bir çocuğun olacak, kaç bakalım şimdi.” dediğini, sanığa “Sen evlisin ve çocukların var, sana yakışmıyor, ben burada sadece çalışırım, beni bırak.” şeklinde cevap verdiğini, sanığın kendisine zorla sahip olmaya çalıştığını, dirense de üstündeki kıyafetleri çıkartarak kendisini soymaya çalıştığını, sanığa direndiğini ancak sanığın üzerine boşaldığını, vücudunun çeşitli yerlerini ve dudaklarını ısırdığını, vücudunda darp izlerinin olduğunu, rapor aldırmak istediğini, olay anında üzerinde bulunan elbiseyi delil olarak sunduğunu, şikâyetçi olduğunu beyan ettiği,
Kolluk görevlileri tarafından 29.09.2010 tarihinde katılandan bir adet … marka, koyu ve açık pembe renklerden oluşan askılı elbisenin teslim alındığı,
… … Eğitim ve Araştırma Hastanesince 28.09.2010 tarihinde saat 17.45’te düzenlenen rapora göre; katılanın muayenesinde üst dudağın ödemli ve ekimotik olduğu, çenede ekimotik lezyonların, sol ve sağ kol medialde multiple yaygın ekimotik alanların ve sırt orta hat sağ lateralde cilt abrazyonu bulunduğu,
… … Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 28.09.2010 tarihli ve 9327 sayılı rapora göre; kadın hastalıkları ve doğum kliniğinde mağdurun yapılan muayenesi sonucunda; hymen eski deflore, servikal enine yırtık, uterus doğal görünümde ve AVF normal cesamette olduğu, vajenden sürüntü alındığı,
… Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 29.09.2010 tarihli ve 5278 sayılı rapora göre; katılanın yapılan muayenesinde ve … … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 28.09.2010 tarihli ve 9327 sayılı raporunun tetkikinde; alt ve üst dudakta ödem, çene sağ yanda 2×1 cm’lik ekimoz, sağ infraskapuler bölgede ve sol omuz posteriorda 3×2 cm’lik üzerinde abrazyonlar bulunan halkavi ekimozlar, sol kol orta medial bölümde yaygın ekimoz, boyun sağ yanda 1×0,5 cm’lik ekimoz, sol femur 1/3 orta ön bölümde çevresinde ekimoz olan 4-5 mm’lik kesici delici alet yarası, sağ uyluk ön yüzde 3 cm’lik ve 0,5 cm’lik yüzeysel kesiler, sol ön kol iç yüzde kurutlu temaruz kesitleri bulunduğu, katılandaki yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu,
Sanığın kolluk görevlilerince aranmasına devam edildiği sırada 04.10.2010 tarihinde kolluğa teslim olduğu, … … Eğitim ve Araştırma Hastanesince 04.10.2010 tarihinde düzenlenen rapora göre; sanığın vücudunda darp ve cebir izine rastlanılmadığı,
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 21.10.2010 tarihli ekspertiz raporuna göre; katılana ait elbise üzerinde bulunan meni ve kan lekelerine ait genotip özelliklerin sanığın genotip özellikleri ile uyumlu olduğu,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 03.08.2012 tarihli rapora göre; bekâr ve bir çocuklu olan katılanın olaydan önce ve sonra psikiyatrik tedavi gördüğünü, olaydan sonra ilaç içerek intihar girişiminde bulunduğunu, her gün alkol kullandığını, 17 yaşında tecavüze uğradıktan sonra pavyonda çalışmaya başladığını, olayın iş yerinde herkesin içinde olduğunu, 3 saat boyunca sanıkla boğuştuğunu, sanığın tehdit ve küfür ettiğini, sonrasında bıçak bulduğunu, sanığın elbisesine ve vücuduna boşaldığını, mücadele ettiği için sanığın organ sokamadığını, olaydan sonra bir süre tehdit edildiğini beyan ettiği, katılanın zekâsının normal düzeyde olduğu, olay öncesi konversiyon bozukluğu, anksiyeteli major depresif bozukluk, alkol madde kötüye kullanımı, anksiyeteli major depresyon belirtilerinin olduğu, bu belirtilerin olaydan sonra arttığı, dolayısıyla katılanın 28.09.2010 tarihinde maruz kaldığı olay nedeniyle ruh sağlığının etkilendiği ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığı,
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca 16.02.2011 tarih ve 56249 sayı ile sanık hakkında hakaret ve tehdit suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, bu kararın itirazın reddedilmesi üzerine kesinleştiği,
Katılan vekilinin 28.01.2011 havale tarihli dilekçesinde; katılanın kardeşi olan …’in tanık olarak dinlenmesinin talep edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … Kollukta; sanığı 19 yaşından beri tanıdığını, 8-9 yıl önce sanığın kendisine evlenme teklif ettiğini, o tarihte imam nikâhlı evli olduğu için kabul etmediğini, sanığın daha sonra kendisini rahatsız etmediğini, 15.10.2009 tarihinde beri sanığa ait olduğunu bildiği … isimli barda konsomatris olarak çalıştığını, sanığın sürekli kendisine laf söyleyip küfür ettiğini, 27.09.2010 tarihinde saat 19.00 sıralarında işe geldiğini, sanığın da iş yerinde bulunduğunu, 28.09.2010 tarihinde saat 05.00 sıralarında iş yerinin kapandığını, …, …, …, …, …, … ve … isimli şahısların iş yerinde olduğunu, sanığın bu şahısların yanında kendisine “Seninle birlikte olacağım. … Dağının eteğini sana göstereceğim. Senin kaçarın yok. Benimle birlikte olacaksın. Seni sinkaf edeceğim.” gibi sözler söylediğini, daha sonra iş yerinde bulunan çalışanları dışarı çıkardığını, sanıkla iş yerinde yalnız kaldıklarını, sanığın kapıyı kilitlediğini, kaçamadığını, oturduğu masaya sanığın oturup zorla öpmeye çalıştığını, direnip tepki verdiğini, bu işin olmayacağını anlatmaya çalıştığını, sanığın sürekli vücudunu ellediğini, sanığa direndiğini, zorla üzerindeki elbiseleri çıkartmaya çalıştığını, elbisesinin belinde kaldığını, alt ve üst kısmını tamamen soyduğunu, üzerine abandığını, altında külot olduğu için bir şey yapamadığını, bir anda elbisesine boşaldığını, fırsat bularak mutfaktan bıçak alıp kendisini bıçaklamaya çalıştığını, sanığın bıçağı elinden aldığını, daha sonra kendisini ısırmaya başladığını, omzunu ve vücudunun çeşitli yerlerini ısırdığını, çenesinden tutup boğmaya çalıştığını, sanığı yatıştırıp elinden kurtulmaya çalıştığını, sanığın “Benimle birlikte olacaksın. Benden çocuğun olacak. Seni hiçbir yere salmıyorum. Seni kimseye yar etmem. Beni seveceksin. Yoksa seni öldürürüm.” diyerek tehdit ettiğini, sanıktan kurtulmak için kabul ettiğini, iş yerinden saat 08.00 sıralarında kendisini dışarı çıkarıp evine bıraktığını, “Seninle güzel birlikte olalım. Yoksa kötü olur.” diyerek tehdit ettiğini, daha sonra yanından ayrıldığını, kendi evine girdiğini, savcılığa giderek şikâyetçi olduğunu, üzerine boşaldığı elbisesini teslim etmek istediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Savcılıkta; şikâyet dilekçesini tekrar ettiğini, sanığın olay gecesi bütün personeli kovduğunu, sabah saat 05.00’te kapıyı kapattığını, … isimli iş yerinde sahnenin orta yerinde kendisine zorla tecavüz ettiğini, mutfağa kendisini attığını, mutfaktan bıçak aldığını ancak sanığın üzerine atlayıp bıçağı elinden aldığını, bir şey yapamadığını, sanığın üç saat mücadele ettiğini, kendisine küfür ve tehdit ettiğini, saat 08.00’de “Beni evime bırak.” demesi üzerine sanığın kendisini sokağına bıraktığını, elbisesini karakola teslim ettiğini, olay gecesi iş yerinde …, …, …, …, …, … ve … isimli şahısların olduğunu, bu şahısların patrondan korktukları için doğruyu söylemediklerini, şahidinin Allah olduğunu, başka tanığı olmadığını, şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; çeşitli barlarda konsomatris olarak çalıştığı için sanığı 10 yıldır tanıdığını, suç tarihinde sanığın çalıştırdığı barda tüm çalışanları iş yerinden çıkardığını ve iş yerinde sanıkla yalnız kaldıklarını, sanığın içten kapıyı kilitlediğini, iş yerinde zorla kendisine tecavüz etmeye çalıştığını ancak erken boşalması nedeniyle tam olarak tecavüz edemediğini, saat 05.00’ten 08.00’e kadar kendisini bırakmadığını, “Zorla benim karım olacaksın.” dediğini, kabul etmediğini, sanığın bıçakla tehdit ettiğini, dövdüğünü, daha sonra arabası ile evinin sokağına bıraktığını, kardeşini arayarak sanık hakkında şikâyetçi olduğunu,
Tanık … Kollukta; … Bar’ın mutfağında 3 aydır çalıştığını, iş yerine 19.00 sıralarında gelip saat 05.00 sıralarında diğer personelle birlikte ayrıldığını, iş yerinde sadece temizlik yapmak için bir kominin ve güvenlik amacıyla bekçinin kaldığını, katılanı … olarak tanıdığını, katılanın sürekli sanığın arkadaşı olduğunu söylediğini, katılanla sanığın aralarının çok iyi olduğunu, katılanın sanığa “Karını bırakıp beni alacaksın, ben sana iki çocuk vereceğim.” dediğini bizzat duyduğunu, olay gecesi de saat 05.00’te iş yerinden taksi ile ayrıldıklarını, katılanın da taksiyle ayrıldığını, sanığın ise kendilerinden önce iş yerinden ayrıldığını, katılanın rahatsızlığı sebebiyle hap kullandığını, aşırı alkol aldığını, geçen hafta kendisini tuvalete kilitleyip camları kırdığını ve kendisini kestiğini, katılanı sanığın sakinleştirdiğini, katılanın daha önce bir dostunu da bıçakladığını, katılanın anlattığı şekilde bir olaya tanık olmadığını, Mahkemede; katılanın devamlı alkol ve ilaç kullandığını, tedavi gördüğünü, katılanın bir dostu olduğunu, zaman zaman barın camlarını kırdığını, sağa sola saldırarak sanığa “Sen karını boşayıp beni alacaksın. Senden çocuk yapacağım.” dediğini, sanığın zaman zaman katılanın evine gidip geldiğini, iş yerinde de beraber oturup zaman zaman birlikte yemek yeyip içki içtiklerini, 28.09.2010 tarihinde ise iş yeri kapanana kadar iş yerinde olduğunu, sanığın daha önce iş yerinden ayrıldığını, iş yerinin sabah 04.00-05.00’te kapandığını, sanığın tahminen yarım saat önce iş yerinden ayrıldığını,
Tanık … Kollukta; … Bar’da barmen olarak çalıştığını, katılanı … olarak 2 aydır tanıdığını, katılan ve sanığın arkadaş olduklarını bildiğini, katılanın böyle söylediğini, iş yerine 17.00’de gelip 03.00’te ayrıldığı için bir şey bilmediğini, ancak böyle bir olayın olduğunu zannetmediğini, katılanın dengesiz biri olduğunu,
Tanık … Kollukta; … Bar’da barmen olarak çalıştığını, katılanı 3 yıldır tanıdığını, olay günü iş yerinin 05.00’te kapandığını, katılan da dahil çalışanların hep birlikte dışarıya çıktığını, kendisinin ilk önce taksiye binip ayrıldığını, diğerlerinin de daha sonra ayrılmış olduğunu düşündüğünü, sanığın da iş yerinden kendileriyle birlikte ayrıldığını, böyle bir olay olduğunu görmediğini, sanık ve katılanın 10 yıldır arkadaş olduklarını söylediğini, samimi olduklarını, katılanın tüm ihtiyaçlarını sanığın karşıladığını, katılanın uzun süredir depresyon hapı kullandığını, olaydan bir kaç gün önce bir arkadaşını bıçakladığını söylediğini, sinirli ve problemli biri olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu düşündüğünü, Mahkemede; katılanın iddia ettiği olaya şahit olmadığını, sanıkla katılanın 10 yıldır arkadaşlık yaptıklarını, iş yerinden sabahları birlikte ayrıldıklarını, katılanın sanığı neden şikâyet ettiğini bilmediğini,
Tanık … Kollukta; … Bar’ın mesul müdürü olduğunu, sanık ve katılanın eski arkadaş olduğunu söylediklerini, olay gecesi saat 05.00’te ruhsat sahibi … ve diğer personelle birlikte iş yerini kapatıp ayrıldıklarını, sanığın kendilerinden önce ayrıldığını, katılanın da alkollü ve yalnız şekilde ayrıldığını, iş yerinde bir komi ve bekçinin kaldığını, katılanın depresyon hapı kullandığını, dostunu bıçakladığını duyduğunu, problemli ve rahatsız olan biri olduğunu, iş yerinde böyle bir olayın olmadığını,
Tanık … Kollukta; … Bar’da 2 aydır barmen olarak çalıştığını, iş yerine 19.00 sıralarında gelip saat 05.00 sıralarında diğer personelle birlikte ayrıldığını, iş yerinde sadece temizlik yapmak için bir kominin ve güvenlik amacıyla bekçinin kaldığını, katılanı … olarak tanıdığını, katılanın sürekli sanığın arkadaşı olduğunu söylediğini, katılanla sanığın aralarının çok iyi olduğunu, katılanın sanığa “Karını bırakıp beni alacaksın, ben sana iki çocuk vereceğim.” dediğini bizzat duyduğunu, olay gecesi de saat 05.00’te iş yerinden taksi ile ayrıldıklarını, katılanın da taksiyle ayrıldığını, sanığın ise kendilerinden önce iş yerinden ayrıldığını, katılanın rahatsızlığı sebebiyle hap kullandığını, aşırı alkol aldığını, olay gecesi hap kullandığını ve esrar içtiğini söylediğini, geçen hafta kendisini tuvalete kilitleyip camları kırdığını ve bileklerini kestiğini, katılanı sanığın sakinleştirdiğini, katılanın daha önce bir dostunu da kolundan bıçakladığını, katılanın anlattığı şekilde bir olaya tanık olmadığını, Mahkemede; katılanın sürekli depresyon ilaçları aldığını, katılanın zaman zaman sanıkla birlikte olduğunu, katılanın anlattığına göre sanıkla arkadaşlık yaptıklarını, iş yerinin saat 04.00-05.00 sıralarında kapandığını, tüm çalışanların iş yerinden ayrıldığını, sanığın katılana cinsel saldırıda bulunduğunu görmediğini, katılanın sanığa “Karını boşa, benimle evlen, seninle çocuk yapalım.” diye bağırdığını duyduğunu,
Tanık … Kollukta; ruhsat sahibi olduğu … Bar isimli iş yerinin gayri resmî ortağının sanık olduğunu, katılanın ise burada barmen olarak çalıştığını, sanık ve katılanın 10 yıldır arkadaş olduklarını, ilişki yaşadıklarını, iş yerinde kesinlikle böyle bir olayın yaşanmadığını, olay günü saat 05.00’te tüm çalışanları dışarı çıkardığını, içeride sadece temizlik için kominin kaldığını, çalışanların taksiyle iş yerinden ayrıldığını, katılanın da alkollü şekilde taksiyle ayrıldığını, kendisinin de bekçiyi kapı önüne bırakarak mesul müdür İbrahim ile taksiye binip ayrıldığını, katılanın rahatsız olduğu için depresyon hapları kullandığını, bu olaydan bir hafta önce …’nda bir erkek arkadaşını bıçakladığını, problemli biri olduğunu, katılanın iddialarının asılsız olduğunu, Mahkemede; her sabah ortağı olan sanığın ve diğer çalışanların bardan ayrılmalarından sonra kendisinin bardan çıktığını, sanığın katılanın zorla ırzına geçtiğine şahit olmadığını, katılanın barda 3-4 defa, 1’er yıl, 3’er ay, 6’şar ay gibi sürelerle çalışıp ayrıldığını, sanıkla dost hayatı yaşadığını, bildiği kadarıyla ilişkiye son vermek isteyen sanıkla katılan arasında sürtüşme olduğunu, katılanın sanığı bu sebeple şikâyet ettiğini tahmin ettiğini,
Tanık … aşamalarda; … Bar’da barmen olarak çalıştığını, katılanı … olarak tanıdığını, olay gecesi saat 05.00’te iş yerinin kapandığını, katılan da dahil tüm çalışanların iş yeri önüne çıktığını, kendisinin taksiyle ayrıldığı sırada katılanın iş yeri önünde beklediğini, iddia edilen olaya şahit olmadığını, katılanın psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşündüğünü, katılanın bir hafta önce …’nda kendisini aldatan sevgilisini bıçakladığını söylediğini, devamlı sakinleştirici ilaçlar kullandığını, sanığın evli olduğunu, katılanla arasında bir ilişki olduğunu düşünmediğini, katılanın sürekli sanığın oturduğu masaya gidip oturduğunu, sanıkla katılan arasında bir sürtüşme olduğunu duymadığını, iddia edildiği gibi bir olaya şahit olmadığını, katılanın sanığı neden şikâyet ettiğini bilmediğini,
Tanık … Mahkemede; olay tarihinde sanığın çalıştırdığı barda gece bekçisi olarak görev yaptığını, her gün saat 04.00 sıralarında bar dağıldıktan sonra bara geldiğini, bar çalışanlarının da bardan ayrıldığını, komilere barın temizliğini yaptırdığını, saat 10.00’da da barda çalışan personel geldiğinde anahtarı teslim edip ayrıldığını, sanığın katılana cinsel tacizde bulunduğunu görmediğini,
Tanık … Mahkemede; sanığın çalıştırdığı barda komi olarak görev yaptığını, genelde barın saat 04.00 sıralarında kapandığını, bar çalışanları ayrıldıktan sonra barın temizliğini yaptığını, barda bekçi olarak çalışan …’ın barda kaldığını, olayın olduğu tarihi tam hatırlamadığını ancak çalıştığı dönemde saat 04.00’ten sonra barda kimsenin kalmadığını,
Tanık … Mahkemede; yaklaşık bir yıl kadar önce ablası olan katılanın saat 15.30 sıralarında telefonla kendisini aradığını, ağlayıp sızlayarak kendisini çağırdığını, yakınlarda olduğu için katılanın evine gittiğini, katılanı darp edilmiş hâlde ve üstü başı yırtık durumda gördüğünü, katılana ne olduğunu sorduğunda, patronunun kendisine saldırdığını, sabaha kadar da iş yerinde kilitli tuttuğunu söylediğini, katılanın konuşmakta zorlandığını, katılanla birlikte savcılığa gittiklerini, katılanı doktora sevk ettiklerini ancak adliyede doktor olmadığı için ertesi gün karakola gittiklerini, hem hastanede hem de adliyede katılanın muayene olduğunu, olaydan sonra katılanın yanında kalırken farklı telefonlardan tehdit edildiğine tanık olduğunu, katılanın eve o hâlde nasıl geldiği hakkında bilgisi olmadığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık Kollukta; evli ve … Bar’ın gayri resmî ortağı olduğunu, barlarda konsomatris olarak çalışan katılanı yaklaşık 9-10 yıldan beri tanıdığını, bir süre sonra onunla arkadaş olduklarını ve birlikte olmaya başladıklarını, katılanın evinin kirasını, masraflarını karşıladığını, katılanın … Bar’da yaklaşık 1,5 yıldır konsomatris olarak çalıştığını, katılanla dost hayatı yaşadığını tüm çevresinin bildiğini, ara sıra katılanın evinde kaldığını, iddia konusu olay gecesinden bir gece önce katılanın evinde kaldığını, birlikte olduklarını, o gece kendisinin psikolojik rahatsızlığı olduğunu bildiği için ve aynı zamanda …’nda başka bir arkadaşı olduğunu duyduğu için bu ilişkiyi bitirmek istediğini söylediğini ancak katılanın buna razı olmadığını, katılanın kendisini aldattığı için arkadaşını bıçakladığını ve kendisinden ayrılmayacağını söyleyerek bağırmaya başladığını, katılanı sakinleştirip evinden ayrıldığı sırada “Beni terk edersen sana yapacağımı bilirim.” diyerek tehdit ettiğini, barın sabah saat 05.00’te kapandığını, tüm çalışanların aynı saatte ayrıldıklarını, iş yerinde sadece bir temizlikçinin ve barın önünde bir güvenlikçinin kaldığını, o gece de saat 05.00 sıralarında hep birlikte dışarı çıktılarını, iş yerinden kendi aracı ile ayrıldığını, katılan ile diğer kızların iş yeri önünde beklediğini, daha sonra çalışanların da oradan ayrılmış olmaları gerektiğini, katılanla devamlı birlikte olduğunu, katılandan ayrılacağını söylediği için iftira attığını, katılanın psikolojik rahatsızlığı sebebiyle ilaç kullandığını, bir dönem hastanede de yattığını, yaklaşık 10 gün önce iş yeri tuvaletine kendisini kilitleyip camları kırarak bağırdığını, katılanı kendisinin sakinleştirdiğini, katılanın aşırı derece alkol aldığını, suçlamaları kabul etmediğini, Savcılıkta; olaydan bir gece önce saat 22.00-23.00 sıralarında katılanın evine giderek ilişkiye girdiklerini, katılanın evinin … Caddesinde olduğunu, evin numarasını bilmediğini, giriş katında tek odalı bir ev olduğunu, girişte mutfak olduğunu, bekâr evi gibi olduğunu, odada çekyat, kanepe ve iki parça koltuk bulunduğunu, açık olan kanepede soyunarak katılanla rızasıyla ilişkiye girdiklerini, daha önce de birliktelik yaşadıklarını, yanında işe girdiği günden beri de bir çok kez ilişkiye girdiklerini, son gece evine arabasıyla birlikte gittiklerini, katılanın üzerinde sarı renkli mont olduğunu, altında fistan diye tabir edilen etekle üstü bütün bir elbise olduğunu, rengini hatırlamadığını, katılanın daha önce iş yerinde aynaları kırıp jiletle bileklerini kestiğini, sağlık merkezine istemediği için götürmediğini, geçmişte uzun süre beraber olduklarını, 6 sene görüşmediklerini, katılana acıdığı için iş verdiğini, ilişkilerinin karı koca gibi devam ettiğini, evli olduğu için ilişkiyi yürütmekte zorlandığını, son gece katılandan ayrılmak istediğini söylediğini, katılanın kendisine tepki göstererek başına bela açacağını söylediğini, son defa ilişkiye girdiklerinde prezervatif kullanmadığını, katılanın kendisini herhangi bir şeyle silmiş olabileceğini, meni izi kalabileceğini, suçlamaları kabul etmediğini, Mahkemede; katılanı 10 yıldır tanıdığını, katılanla uzun süre arkadaşlık yaptığını, katılanın evine sürekli gidip geldiğini, katılanla bir çok kez cinsel ilişkiye girdiğini, son olarak olay gününden bir gün önce katılanın evine gittiğini, katılanla rızayla ilişkiye girdiğini, katılana artık barda çalıştırmayacağını söylemesi üzerine tartıştıklarını, katılanın “Bunu senin yanına bırakmayacağım.” dediğini, daha sonra kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu öğrendiğini, suçlamayı kabul etmediğini, katılanın patronu ve iş yerinin sahibi olmadığını, katılanla gönül bağı olduğunu, böyle bir olayın saat 04.00’te kapanan bekçisi bulunan bir yerde gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, aslında katılana yardımcı olduğunu savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Katılanın beyanlarına göre; sanığı 19 yaşından beri tanıdığı, sanığın daha önceleri katılana karşı ilgi duyup olaydan 8-9 yıl önce de evlenme teklif ettiği, katılanın bu teklifi kabul etmediği, sanığın katılanı o tarihten sonra rahatsız etmediği, aradan yıllar geçtikten sonra tesadüfen karşılaştıkları, sanığın katılana gayrî resmi olarak ortak olduğu … isimli barda çalışmayı teklif ettiği, katılanın iş teklifini kabul ederek 15.10.2009 tarihinden itibaren bu iş yerinde konsomatris olarak çalışmaya başladığı, sanığın işe başlayan katılana sürekli “Seni kimseye yar etmem, vururum, öldürürüm.” şeklinde sözler söyleyerek rahatsız ettiği, katılanın 27.09.2010 tarihinde saat 19.00 sıralarında iş yerine gittiğinde sanığın da iş yerinde bulunduğu, saat 05.00 sıralarında sanığın iş yeri çalışanlarının yanında katılana “Seninle birlikte olacağım. … Dağının eteğini sana göstereceğim. Senin kaçarın yok. Benimle birlikte olacaksın. Seni sinkaf edeceğim.” gibi sözler söylediği, daha sonra iş yerinde bulunan çalışanları dışarı çıkarıp kapıyı kilitlediği, katılanın iş yerinde sanıkla yalnız kaldığı, sanığın katılanın oturduğu masaya giderek katılanı zorla öpmeye çalıştığı, katılanın istemediğini, bu işin olmayacağını anlatmaya çalıştığı, sanığın sürekli katılanın vücudunu ellediği, üzerindeki elbiseyi çıkartmaya çalıştığı ancak elbisenin katılanın belinde kaldığı, alt ve üst kısmını tamamen çıkartıp üzerine abandığı, katılanın altında külot olduğu için bir şey yapamadığı, katılanın sanığa direndiği, sanığın bir anda katılanın elbisesine boşaldığı, katılanın fırsat bulup mutfaktan bıçak alarak kendisini bıçaklamaya çalıştığı, sanığın elinden bıçağı aldığı, sanığın katılanın vücudunun çeşitli yerlerini ısırdığı, katılanın sanığı yatıştırmaya çalıştığı, sanığın katılana “Benimle birlikte olacaksın. Benden çocuğun olacak. Seni hiçbir yere salmıyorum. Seni kimseye yar etmem. Beni seveceksin. Yoksa seni öldürürüm.” diyerek tehdit ettiği, katılanın sanıktan kurtulmak için teklifini kabul ettiğini söylediği, sanığın saat 08.00 sıralarında katılanı iş yerinden çıkarıp evine bırakırken katılana “Seninle güzel birlikte olalım. Yoksa kötü olur.” dediği, tanık …’in beyanına göre; evinde olan katılanın saat 15.30 sıralarında kardeşi tanık …’i arayarak ağlar vaziyette kendisini eve çağırdığı, tanığın katılanı darp edilmiş hâlde ve üstü başı dağınık vaziyette gördüğü, katılana ne olduğunu sorduğunda katılanın patronunun kendisine saldırdığını, sabaha kadar kilitli tuttuğunu söylediği, katılanın tanıkla birlikte aynı gün savcılığa giderek şikâyetçi olduğu, katılanın olay sırasında giydiği elbiseyi kolluk görevlilerine teslim ettiği, yapılan muayenesinde; alt ve üst dudakta ödem, çene sağ yanda 2×1 cm’lik ekimoz, sağ infraskapuler bölgede ve sol omuz posteriorda 3×2 cm’lik üzerinde abrazyonlar bulunan halkavi ekimozlar, sol kol orta medial bölümde yaygın ekimoz, boyun sağ yanda 1×0,5 cm’lik ekimoz, sol femur 1/3 orta ön bölüm çevresinde ekimoz olan 4-5 mm’lik kesici delici alet yarası, sağ uyluk ön yüzde 3 cm’lik ve 0,5 cm’lik yüzeysel kesiler, sol ön kol iç yüzde kurutlu temaruz kesitleri bulunduğu, katılandaki yaralanmaların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu, katılana ait elbise üzerinde bulunan meni ve kan lekelerine ait genotip özelliklerin sanığın genotip özellikleriyle uyumlu olduğu, katılanın olay sebebiyle ruh sağlığının etkilendiğinin ancak bu etkilenmenin ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olmadığının tespit edildiği, tanık olarak dinlenen iş yeri çalışanlarının katılanın iddialarının gerçek olmadığını, iddia edilen olaylara şahit olmadıklarını, katılanın ruh sağlığının bozuk olduğunu, ilaç kullanıp aşırı alkol aldığını beyan ettikleri, sanığın ise katılanla dost hayatı yaşadığını, olaydan bir gün önce katılanla cinsel ilişkiye girdiklerini, katılandan ayrılmak istediğini ve onu iş yerinde çalıştırmak istemediğini söylediği için tartıştıklarını, katılanın “Beni terk edersen sana yapacağımı bilirim. Bunu senin yanına bırakmayacağım.” şeklinde sözlerle kendisini tehdit ettiğini, menisinin ilişkiye girdikleri gün elbiseye bulaşmış olabileceğini, olay günü iş yerinden saat 05.00 sıralarında tüm çalışanlarla birlikte ayrıldığını, iddia edilen olayların yaşanmadığını savunduğu anlaşılan olayda;
Olayın gerçekleştiği iddia edilen … Bar isimli iş yerinde katılanla birlikte çalışan bir kısım tanığın sanık savunmalarıyla da örtüşecek şekilde sanık ve katılanın ilişki yaşadıklarını, katılanın sanığa “Karını bırakıp beni alacaksın, ben sana iki çocuk vereceğim.” şeklinde sözler söylediğini, sabaha kadar iş yerinde bulunan tanıkların tamamının ise iş yerinin saat 05.00 sıralarında kapandığını, katılan ve sanığın da tüm çalışanlarla birlikte iş yerinden ayrıldıklarını, iş yerinde sadece komi ve gece bekçisinin kaldığını, katılanın iddia ettiği olayın yaşanmadığını beyan ederek katılanın iddialarını doğrulamamaları, soruşturma evresinde tanık olduğu ileri sürülmeyip kovuşturma evresinde tanık olarak dinlenilen katılanın kardeşi …’in olay anına ilişkin tanıklığı bulunmayıp katılandan duyduklarını aktarması, sanığın ilişki yaşadığı katılandan ayrılmak istemesi sebebiyle katılanın başına bela olacağını söylediğini ve kendisine iftira attığını, katılan tarafından delil olarak sunulan ve beyana göre ilişki sırasında giyilen elbise üzerindeki meni lekelerinin olaydan bir gün önce katılanla girdiği ilişki sırasında bulaşmış olabileceğini beyan ederek tüm aşamalarda suçlamaları inkar etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; katılanın tanık anlatımları ve somut delillerle desteklenmeyen soyut beyanı dışında sanığın katılanın hürriyetini tahdit ederek cinsel saldırıya teşebbüs ettiğine ilişkin kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp katılanın iddiasının şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığa atılı teşebbüs aşamasında kalan nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun sabit olmadığı, ancak doktor raporuna göre basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralanan katılana karşı sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.