Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/269 E. 2023/425 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/269
KARAR NO : 2023/425
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 319-108

I. HUKUKİ SÜREÇ
Cinsel saldırı suçundan sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/1, 102/3-c, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.02.2013 tarihli ve 319-108 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 09.10.2018 tarih ve 5999-5843 sayı ile; “Sanığın savunmasının aksine müştekinin soyut iddiasından başka mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşıldığından, müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 01.11.2018 tarih ve 48920 sayı ile;
“…Olayın intikal şekline bakıldığında, olayın olduğu gün katılanın doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet başvurusu yaptığı anlaşılmaktadır.
Katılanın olay günün sanığın işyerinde işe başladığı ve sanığa suç atfında bulunması için bir nedeninin olmadığı dosya kapsamından görülmüştür.
Sanığın benzer bir yöntemle işlediği bir başka suça ait mahkûmiyet hükmünün Yüksek 14. Ceza Dairesinin 10.04.2017 gün ve 1939 Karar sayılı ilamla onandığı UYAP kayıtlarından anlaşılmıştır. Olayın intikal zamanı ve şekline, katılanın sanığa suç atfında bulunması için bir nedeninin olmamasına, katılanın beyanında ısrarcı olmasına göre; sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğunun kabulü gerektiği,” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Dairesince 19.02.2019 tarih ve 9340-7349 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 16.04.2019 tarih ve 174-343 sayı ile itiraz değişik gerekçeyle kabul edilmek suretiyle Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 09.10.2018 tarihli ve 5999-5843 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve gerekçeli kararın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için dosyanın Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 11.03.2020 tarih ve 6414-1918 sayı ile söz konusu tebligat eksikliğinin usulünce ikmali ve verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin eklenip hükmün temyizi hâlinde bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosya Yerel Mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiş; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesince 01.12.2021 tarih ve 15303-9479 sayı ile CMK’nın 237/2. maddesine göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağından Bakanlık vekilinin temyiz istemi reddiyle Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 10.01.2022 tarih ve 72578 sayı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2018 tarih ve 48920 sayılı itirazında yer verdiği aynı gerekçelerle itiraz yoluna başvurulmuş, CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 30.03.2022 tarih ve 471-3054 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure aşamalarda; bir internet sitesinde bulunan iş ilanına başvurmak amacıyla iş başvuru formunu doldurarak müracaatta bulunduğunu, sanığın cep telefonundan arayarak işe alındığını söylemesi üzerine sabah saat 08.00 sıralarında işe başladığını, sanığın kendisine; “Ben çalışanlarımla içli dışlı olurum. Samimiyet isterim.” dediğini, kendisinin montunu ve çantasını dolaba astıktan sonra çalışmaya başladığını, ayağa kalktığında sanığın arkasından gelerek sarıldığını, sanığa karşı döndüğünde ise yine sarılarak boynunu öpmeye çalıştığını ancak kendisini geri çektiğini, ismini Tuncay olarak bildiği sanığın isminin sonradan Gencay olduğunu öğrendiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Tanık …; sanığın yanında temizlik işleriyle ilgili olarak çalıştığını, katılan mağdureyi tanımadığını, mart ayı sonu, nisan ayı başı olduğunu düşündüğü ancak tam olarak hatırlayamadığı bir tarihte sanığı ve katılan mağdureyi büronun kapısında gördüğünü, farklı bir durum sezmediğini, sanığın kendisini iş yerine yönlendirdiği esnada katılan mağdurenin, kendisine sigara içebileceği ve bekleyebileceği bir yer olup olmadığını sorduğunu, katılan mağdureye sigara içebileciği yeri gösterdiğini, katılan mağdurenin sigara içtiği esnada sanığın iş yerinde çalışmak istediğini söylediğini, sanığa; “Gencay Bey, sizinle çalışmayı çok istiyorum.” dediğini, sanığın ise mağdureye; “CV’nizi inceleyip dönerim.” şeklinde cevap verdiğini, sonra sanıkla birlikte çıktıklarını ve sanığın kendisini temizlik yapılacak büroya bıraktığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık kollukta; iş görüşmesine çağırdığı katılan mağdureyle iş yerinde yaklaşık beş dakika görüştüklerini, adı geçene iş tecrübesi olup olmadığını sorduğunu, katılan mağdurenin ise tecrübesinin olmadığını ancak işi yapabileceğini söylediğini, düşünüp karar vermek üzere görüşmeyi sonlandırdıklarını, iş yerinden birlikte çıktıklarını, katılan mağdurenin büronun bulunduğu katta sigara içmek için ayrıldığını, katılan mağdureye karşı suç içerikli bir eyleminin olmadığını, bu görüşmeden sonra katılan mağdurenin dayısı olduğunu söyleyen bir şahsın 0531 35x 7x xx, 0532 6xx 4x 8x ve 0535 34x 7x3x numaralı hatlardan arayarak “Çarşıda oturup görüşelim. Anlaşırız. Karakola gitmeye gerek yok. Sorun yok.” dediğini,
Savcılıkta ek olarak; daha önce hakkında açılan cinsel saldırıya yönelik davaların bazılarından beraat ettiğini, bazılarının ise hâlen devam ettiğini ve beraat etme ihtimalinin yüksek olduğunu,
Sulh Ceza Mahkemesinde; suçlamaları kabul etmediğini, iş yerinde merdivenin başında güvenlik görevlisinin bulunduğunu, katılan mağdurenin bağırması durumunda güvenlik görevlisinin müdahale edebileceğini, yine 100 metre mesafede polis karakolunun bulunduğunu,
Mahkemede; suçlamaları kabul etmediğini,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
Katılan mağdurenin; sanığın yayınladığı iş ilanına başvurmak amacıyla iş başvuru formunu doldurarak müracaatta bulunduğunu, kendisini cep telefonundan arayarak işe alındığını söylemesi üzerine sabah saat 08.00 sıralarında sanığın iş yerinde işe başladığını, sanığın kendisine; “Ben çalışanlarımla içli dışlı olurum. Samimiyet isterim.” dediğini, montunu ve çantasını dolaba astıktan sonra çalışmaya başladığını, ayağa kalktığında sanığın arkasından gelerek sarıldığını, sanığa karşı döndüğünde ise yine sarılarak boynunu öpmeye çalıştığını iddia ettiği, sanığın ise hakkındaki iddiaların doğru olmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini savunduğu olayda;
Sanıkla aralarında sanığa iftira atmasını gerektiren bir husumet bulunmayan katılan mağdurenin, aşamalarda istikrarlı ve tutarlı olarak sanığın suça konu eylemleri gerçekleştirdiğini belirtmesi, olayın intikal süresi ve şekli, gerek katılan mağdurenin gerekse sanığın beyanlarında olayı gördüğüne ilişkin bir bilgi bulunmayan tanık Sevda’nın sanığın işçisi olması nedeniyle oluşa uygun olmayan beyanlarına itibar edilebilir nitelik taşımaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde deliller ile doğrudan doğruya temas eden Hakimin akıl mantık ve bilimsel kurallar ile çelişmeyen genel hayat deneyimlerine uygun bir değerlendirme sonrası sanığın suçluluğuna ilişkin vicdani kanaate erişmiş olduğundan sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 01.12.2021 tarihli ve 15303-9479 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27.02.2013 tarihli ve 319-108 sayılı usul ve kanuna uygun bulunan kararının ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.09.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.