YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/257
KARAR NO : 2022/707
KARAR TARİHİ : 08.11.2022
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Sanık …’nun sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/1. fıkrasının 2. cümlesi delaletiyle aynı fıkranın 3. cümlesi, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis; cezalarıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin … 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.12.2018 tarihli ve 619-442 sayılı hükümlerin katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince 04.12.2019 tarih ve 649-2225 sayı ile; Yerel Mahkemece kurulan hükümlerin kaldırılmasına, sanığın TCK’nın 103/1. fıkrasının 2. cümlesi delaletiyle aynı fıkranın 3. cümlesi, 103/4, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109/2, 109/3-f, 109/5, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis; cezalarıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
Bu hükümlerin de katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 19.04.2021 tarih ve 4296-3062 sayı ile;
”5271 sayılı CMK’nın 217. maddesinin birinci fıkrasında ‘Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.’ ve aynı Kanunun 210. maddesinin birinci fıkrasında ise ‘olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.’ hükümlerine yer verilmiş olup, bu kapsamda olayın tek tanığı konumunda bulunan mağdurenin duruşmaya getirilerek iddiaya konu eylemlerle ilgili detaylı ifadesinin alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi ise 08.09.2021 tarih ve 1508-1792 sayı ile;
“Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından, Dairemizde yapılan yargılama sırasında olayın tek tanığı konumundaki mağdurun dinlenmemiş olması sebebiyle, mağdurun tekrar dinlenmesi ve mağdur ifadesinin alınmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekçesiyle Dairemiz kararı bozulmuştur. Bozma kararında CMK 217 maddesindeki hakimin kararını ancak duruşma getirilmiş ve huzurda tartışılmış delillere dayandırabileceği düzenlemesine dayandırılmıştır. Aynı zamanda CMK 210/1 maddesindeki olayın tek tanığı konumundaki mağdurun duruşmada mutlaka dinlenmesi gerektiği düzenlemesine dayandırılmıştır.
CMK 217/1 maddesindeki ‘hakim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir.’ şeklindeki düzenleme yargılama dosyasına yansımış, yargılama dosyası içerisinde yer alan delilleri kapsamaktadır. Yani hakim yargılama dosyasına yansımamış, yargılama dosyası içerisine getirtilmemiş, yargılama dosyası içerisinde yer almayan delile dayanarak ve bu delili gerekçe yaparak hüküm kuramayacaktır. Yargılama devam ederken hakimin hastalanması, tayininin çıkması gibi durumlarda dosyaya yeni bakan hakimin yargılama dosyasına yansımış, yargılama dosyası içerisinde yer alan delilleri yeniden toplamasını gerektirir düzenleme değildir. Yeni hakim dosya içerisinde mevcut ve toplanmış delillere dayanarak hüküm kurabilecektir. Aksi halde ceza yargılama sistemimizde ceza davasında toplanan deliller, dinlenen tanıklar hakim değişikliği sebebiyle tekrar tekrar toplanması veya tekrar tekrar dinlenmesi gerekirdi ki ceza yargılamamızda bu şekilde bir uygulama yoktur. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin CMK 217/1 maddesine dayanan bozma gerekçesi bu sebeplerle yerinde değildir. İstinaf yargılaması ilk derece mahkemesi tarafından eksik toplanmış delillerin toplanması için yapılan eksiklik yargılaması veya ilk derece mahkemesinin sübut ve suç vasıflandırmasını değiştirmek için yapılan değişiklik yargılamasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından toplanmış olan delillerin tekrar toplanmasını gerektirir yargılama değildir. İstinaf yargılamasının duruşma usulünü düzenleyen CMK 282/1-c maddesindeki ‘ilk derece mahkemesinde dinlenen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif raporları ve bilir kişi raporu anlatılır.’ şeklindeki düzenleme bu hususu içermektedir. Mağdur … ilk derece mahkemesi tarafından dinlenmiş olduğundan Dairemizce tekrar dinlenmesi gerekmemektedir. Yargıtay 14. Ceza Dairesinin CMK 210/1 maddesine dayanan bozma gerekçesi bu sebeplerle yerinde değildir. Öte yandan özellikle cinsel istismara uğramış çocukların tekrar tekrar örselenmesinin önüne geçilmesi çabaları çerçevesinde yasal düzenleme olmadan 2012 yılında çocuk izlem merkezleri oluşturulmuş ve bu çocukların ifadelerinin bu merkezlerde alınması, bu merkezlerde alınan ifadelerin soruşturma ve yargılama aşaması için yeterli görülmesi yönünde uygulama gelişmiştir. Daha sonra bu uygulama 17.10.2019 tarihli, 7188 Sayılı Kanun ile CMK 236.maddesinde yapılan değişiklikle yasal düzenleme halini almıştır. CMK 236/2.maddesi ‘işlenen suçun etkisiyle psikolojisi bozulmuş çocuk veya mağdur bu suça ilişkin soruşturma veya kovuşturmada tanık olarak bir defa dinlenebilir. Maddi gerçeğin ortaya çıkartılması açısından zorunluluk arz eden haller saklıdır.’ şeklinde düzenleme içermektedir. Bu çerçevede ceza yargılama sistemimizde cinsel istismara uğramış çocukların tekrar tekrar ifadelerinin alınarak daha fazla örselenmelerinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Bir defa ifadesinin alınmasının yeterli olduğu yönünde CMK 236/2.madde düzenlemesi vardır. Dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere dairemiz tarafından maddi gerçeğin ortaya çıkartılması açısından mağdurun tekrar dinlenmesinde herhangi bir zorunluluk görülmemiştir. Yargıtayın 14. Ceza Dairesinin bozma kararında da somut herhangi bir zorunluluktan (mağdura sorulması veya mağdura açıklattırılması gereken herhangi bir konudan) bahsedilmemektedir. Bu sebeplerle Yargıtay 14. Ceza Dairesinin bozma gerekçesi yerinde değildir.” şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın mâhkumiyetine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.12.2021 tarihli ve 139199 sayılı “Bozma” istekli tebliğnamesi ile dosya kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 16.03.2022 tarih ve 27658-2399 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; dosya kapsamı itibarıyla ilk derece mahkemesince beyanı alınan katılan mağdurenin, duruşma açarak hükümleri kaldıran Bölge Adliye Mahkemesince, yargılama sırasında beyanının alınmasının gerekli olup olmadığının bu bağlamda eksik araştırmayla hükümler kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure …’un suç tarihinde 8 yaş 5 ay 27 günlük olduğu, sanık …’nun ise 25 yaşında ve bekâr olduğu, (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure …’tan “mağdure” olarak bahsedilecektir.),
18.07.2018 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen olay tutanağına göre; kamera odasında yapılan incelemede; 18.07.2018 tarihinde saat 14.56 sıralarında Yunus camiinin bahçe kapısından beyaz gömlekli, sol elinde rulo hâline getirilmiş kağıt bulunan bir şahsın girdiğinin görüldüğü,
18.07.2018 tarihinde düzenlenen olay yeri inceleme raporuna göre; olayın …Camiisinin şadırvan alt kısmında bulunan, pvc kapısı olan bölmede meydana geldiği, söz konusu yerin daha önce depo olarak kullanıldığı, yerde eski eşya ve çöplerin bulunduğu, duvara dayalı vaziyette bir sunta parçası olduğu, pvc kapının arka kısmında kilide takılı vaziyette anahtarın bulunduğu,
19.07.2018 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanakta; 19.07.2018 tarihinde saat 02.30 sıralarında vatandaşlar tarafından kimliği belirsiz yaralı bir şahsın bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine olay yerine intikal edildiğinin, yaralı olan şahsın tedavisinin yapılması amacıyla hastaneye sevk edildiğinin, ilgili şahsın 18.07.2018 tarihinde meydana gelen çocuğun cinsel istismarı olayını gerçekleştirdiği iddia olunan sanık olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği,
04.11.2019 tarihinde … Şehir Hastanesince sanık hakkında düzenlenen … kurulu raporunda; sanığın işlediği iddia olunan fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu suçla ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tam olduğunun mütalaa edildiği,
30.07.2018 tarihinde adli görüşmeci tarafından mağdure hakkında düzenlenen adli görüşme değerlendirme raporunda; mağdurenin adli görüşme süresince kendisini yaşına uygun, etkili ve akıcı biçimde ifade edebildiğinin, anlatımlarının tutarlı bulunduğunun, var olan dokunmanın iyi bir dokunma olmadığının, bu kapsamda mağdurenin iyi ve kötü dokunmayı ayırt edebilecek bilişsel ve duygusal yeterliliğe sahip olduğunun bildirildiği,
01.10.2018 tarihinde sosyolog tarafından mağdure hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporunda; mağdurenin zihinsel, ruhsal ve bedensel gelişiminin yaşıyla orantılı olduğunun, dil gelişiminin normal olup sorulan sorulara net cevaplar verebildiğinin, 5395 sayılı Kanun kapsamında tedbir kararı alınmasına gerek bulunmadığının bildirildiği,
02.10.2018 tarihli celsede mağdurenin beyanının alınması sırasında hazır bulunan psikolog bilirkişinin beyanında; mağdurenin genel gelişimsel özelliklerinin yaşıyla orantılı ve kendisine yönelik eylemleri değerlendirebilecek bilişsel yeterliliğe sahip olduğunu, iyi ve kötü dokunuş ayrımlarını yapabildiğini, beyanlarına itibar edilebileceğini ifade ettiği,
07.11.2018 tarihli celsede tanıklar … ve …’in beyanının alınması sırasında hazır bulunan sosyal hizmet uzmanı bilirkişinin beyanında; tanıkların görmüş oldukları durumu aktarma beceresine sahip olduklarını belirttiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure … Savcılıkta; “9 yaşındayım. 2010 doğumluyum. Sınav kolejine gidiyorum.4. sınıfa geçtim, …’de annem, babam, abim ve ben birlikte yaşıyoruz. Dün öğle vakitlerinde …Camiine arkadaşlarım … ve … ile camiye yüzümüzü yıkamaya gittik. Yanımıza bir adam geldi. Elinde Ömer marketin kağıtları vardı. Adam ‘Size ne oldu.’ dedi. Ben ve arkadaşlarım patenin tekerliğinin çıktığını söyledik. Önce arkadaşlarımı markete dondurma almaya gönderdi Sonra bana ‘Alt katta tornavida var gidip alalım.’ dedi. Merdivenlerden inerken camının alt katına inerken düşersin deyip beni kucağına alıp beni caminin alı katına götürdü. Alt kata gittiğimizde oradaki odanın içerisine girdik. Kapıyı kilitledi. Ben neden kapıyı kilitlediğim sordum. O da bana ‘Camının hocası gelır gün boyu burada kalırız.’dedi Ben de patenin tekerleğinin yapılmasını istemediğimi söyledim. Adam bana ‘bak beni sinirlendirme yanımdaki tahta ile seni döverim.’ dedi ve bana ‘arkanı elleyebilir miyim?’ dedi. Ben de ona izin vermedim. Ancak pantolonumun üstünden şema üzerinden vajina bölgesini göstererek benim ön bölgeme dokundu, ön bölgeme elini değdirerek hemen çekti. Bu sırada başka bir bölgeme dokunmadı. Beni öpmedi. Beni kucağına aldığında da dokunmadı ve öpmedi Sadece benim ön bölgemi pantolonumun üzerinden elleyip çekti. Bu sırada arkadaşlarım marketten gelip beni arıyormuş. O adam arkadaşlarımın ayak seslerini duyunca kapıyı açıp kaçtı. Bu adamı ben daha önce tanımıyordum. Arkadaşlarım da bu adamı gördü. Adam siyah saçlıydı. Kaşları da siyahtı, zayıf uzun boyluydu. Üzerinde beyaz gömlek vardı. Beyaz gömlek uzundu. Pantolonu açık gri gibi birşeydi 25-30 yaşlarındaydı.Ben bu adamı görsem tanırım. Benim Melisa … Burgazlı adlı arkadaşımın babası … Amca yı gördüm ve ona anlattım olayı, sonra babamı çağırdık.”,
Mahkemede: “Daha önce aynı konuda ben ifade vermiştim. Şu an bana psikolog bilirkişinin okuduğu emniyette verdiğim ifadelerim doğrudur, olay orada anlattığım gibi meydana geldi. Bu eylemi yapan kişiden ben şikayetçiyim,”,
Katılan … Kollukta; “… benim 2010 doğumlu öz kızım olur. Kızım Yaren … …mahallesi Yunus sokak üzerinde bulunun …camii bahçesinde iki arkadaşı … ve …’yla otururken tanımadığı, yanlarına bir erkek şahıs gelmiş. Bu şahıs … ve …’ya para verip markete göndermiş, Yaren ile başbaşa kaldığında gel patenini tamir edelim diyerek caminin depo kısmına götürüp kapıyı kilitlemiş. İçeride kızımın ön cinsel organına kıyafetinin üzerinden ellemiş, kızım ağlamaya başlamış. Sus yoksa seni kafana tahtayla vurup bayıltırım demiş.Yukarıdan sesler gelince erkek şahıs kilitli olan kapıyı açmış bundan faydalanan kızım yukarıya kaçmış, caminin önünde sokakta komşumuz … Burgaz’lıyı görünce yanına giderek durumu söylemiş. … Burgaz’lı da gelip beni aldı. Cinsel istismarda bulunan şahsın eşgali zayıf, uzun boylu, esmer, siyah saçlı ve beyaz gömlekli olduğunu kızından öğrendim çevrede … ile yaptığımız araştırmada şahsı bulamadık. Daha sonra polisi arayarak yardım istedik. Hemen polisler gelerek gerekli araştırmalara başladılar. Ben kızıma cinsel tacizde bulunan şahıstan davacı ve şikayetçiyim.”,
Mahkemede; “Huzurda bulunan mağdure benim kızımdır, sanıktan şikayetçiyiz, davaya katılma talebimizi bildirdik. Emniyette daha önce ifade vermiştim. Aynen tekrar ederim, ilave edeceğim bir husus yoktur. Sanık cami etrafındaki görüntü kayıtlarından tespit edildi.”,
Katılan … Mahkemede; “Huzurda bulunan mağdure benim kızımdır, diğer müşteki benim eşimdir, sanıktan şikayetçiyiz, davaya katılma talebimizi bildirdik. Sanık cami etrafındaki görüntü kayıtlarından tespit edildi.”,
Tanık … Kollukta; “Bana sormuş olduğunuz …’u tanırım, mahalleden arkadaşımdır. Yani 18.07.2018 günü ben, Yaren ve … mahallemizde bulunan …cami ile kur’an kursu için gittik, öğlen vakti caminin bahçesinde bulunan bantlarda oturduğumuz sırada yanımıza daha önceden görmediğin beyaz gömlekli bir erkek şahıs geldi. Elinde broşürler vardı. Benim ayağımda patenler vardı. Bana sen onların üzerinde nasıl dengede duruyorsun dedi. Sonra da bana 5 TL para vererek kendimi ve arkadaşlarımı dondurma almamı istedi. Sonra da Yaren ile …’nın yanına gitti. Ben de dondurma almaya gittim, geriye döndüğümde … yalnızdı, ben …’ya Yaren’in nerede olduğunu sordum, o da caminin alt katında bulunan Cami tuvalet bölümünde olduğunu söyledi. Merdivenlerin başına gittiğimizde Yaren ağlayarak yukarı doğru çıktı. Adam aşağıda bana dondurmaları ve parayı vermemi istedi. Ben de merdivenin başından aşağıya doğru paraları ve dondurmaları attım. Show bunları aldıktan sonra caminin arka kapısından çıkıp gitti. Yaren de caminin önünde beklediği sırada arkadaşım Melisa’nın babası geldi. Yaren’i arabasını alarak götürdü. Ben Yaren’e neden ağladığını sormadım.”,
Mahkemede: “Biz olay günü bizim evimizin alt sokağında bir cami vardı oraya paten sürmeye gitmiştik. Yaren isimli arkadaşımın pateni çıkmıştı. Orada bir erkek şahıs duruyordu. Ancak huzurdaki kişi olup olmadığını bilmiyorum. Orada bulunan erkek şahsın elinde broşür vardı, bize hitaben ‘siz nasıl paten sürüyorsunuz, nasıl dengede duruyorsunuz, ben süremiyorum.’ diye sözler söyledi. Sonrasında bana 5 TL para verdi, para ile dondurma falan almamı söyledi. Ben de bakkala gittim. Bakkaldan döndüğümde … bayırda duruyordu, Yaren’in nerede olduğunu sordum, caminin tuvaletine gittiklerini söyledi. Bir süre sonra şahıs ile Yaren geldi. Ne yaptın dondurma aldın mı diye sordu para üstü kalıp kalmadığını sordu, ben de paranın hepsiyle dondurma aldığımı söyledim. Sonrasında şahıs oradan uzaklaştı. Yaren caminin alt kısmından geldiğinde gözlerinde yaş vardı ancak ancak neden ağladığını sormadık.”, sorulması üzerine; “Bakkal hemen caminin yanında değildi ancak çokta uzak değildi. Caminin yanında bayır vardı, bayırı çıktıktan sonra bakkal vardı.”,
Tanık … Kollukta; “Bana sormuş olduğunuz …’u tanırım, mahalleden arkadaşımdır. Dün yani 18.07.2018 günü ben, Yaren ve … mahallemizde bulunan …camii’ne kur’an kursu için gittik. Öğlen vakti caminin bahçesinde bulunan banklarda oturduğumuz sırada yanımıza tanımadığım beyaz gömlekli, hafif sakallı, gri pantolonlu bir erkek şahıs geldi, elinde bir markete ait broşürler vardı. Ulaş illerden almak ister misiniz dedi. Ben herhangi bir karşılık vermedim. Daha sonra …’e 5 TL para verdi ve dondurma alması için markete gönderdi. Yaren’in Ayağında patenler vardı, yaren’i gel aşağıda patenlerini tamir edelim diyerek Cami’nin tuvaletlerine götürdü. Bende …’i bekledim, … geldikten sonra Yaren’i çağırmak için Cami tuvaletlerinin merdiveninde Yaren diye seslendim ancak herhangi bir cevap gelmedi. Kısa bir süre sonra da Yaren merdivenlerden yukarıya doğru çıktı erkek şahıs da …’in elindeki dondurma ve parayı alarak caminin alt kısmında Tuvaletler bölümünde bulunan arka kapıdan çıkıp gitti. Yaren yanımıza geldiğinde Ağlıyordu. Ben de kendisine neden ağlıyorsun diye sorduğumda bana herhangi bir şey söylemedi, daha sonra komşumuz … Amca’yı Gördük o da Yaren’i alıp eve götürdü.”,
Mahkemede; “Olay tarihinde ben evde oturuyordum. … ile Yaren geldi. Paten sürüceklerdi, biz camiye gidiyoruz dediler. Ben de onlarla beraber camiye gittim. Paten sürmek için camiye gittik. Camide oynarken yanımıza tanımadığımız bir şahıs geldi. Elinde bir markete ait broşürler vardı. Bize hitaben ‘broşürlerden almak ister misiniz?’ diye sordu. Biz de broşür aldık. Bize bizim market çok ucuz dedi, sonrasında …’e 5 TL para verdi. Bana, …’e ve Yaren’e dondurma alması için …’i bakkala gönderdi. Yaren’in pateni bozulmuştu, … gittikten sonra bana ‘sen burada bekle ben Yaren’in patenini düzelteceğim.’ diyerek caminin tuvaletinin oraya götürdü. Bir süre sonra … geldi, … geldikten sonra Yaren diye seslendik çıkmadı. Tekrardan seslendik. Diğer taraftan yanımıza doğru geldi. Kaçarak geliyordu, ağlıyordu. Yaren’e ne oldu diye sordum bir şey demedi. Sonrasında amcası geldi, Yaren’de amcası ile birlikte gitti.”, sorulması üzerine; “Yaren’in patenini tamir edelim diye kişi huzurdaki sanıktı, Yaren’in pateni bozulduğunda huzurdaki kişiden yardım etmesini söylemedi, huzurdaki şahıs kendisi gelerek tamir edelim.”,
Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
Sanık … Kollukta; “Herhangi bir işte çalışmıyorum. 18.07.2018 günü öğle saatinden sonra bir arkadaşıma ait Market broşürleri ne vatandaşlara ve evlerinin kapılarına koymak için karapınar Mahallesi tarafından yürüyerek … ilçesi … …Mahallesi …Caminin önüne geldim. Cami avlusu içerisinde 8 – 10 yaşlarında 2 kız 3 erkek çocuk bulunuyordu. Üzerlerinde siyah tişört, ayağında siyah eşofman olan küçük kız çocuğunun, ayağında mavi ve beyaz renkli patenleri vardı, çocuklara birer adet broşür verdim. Mavi-beyaz patenli kız çocuğu bana pateninin bozuk olduğunu ve pateni tamir etmemiz söyledi. Patenin vidaları gevşekti, patenin vidalarını sıkmak için caminin şadırvan kısmından aşağı inen merdivenlerden Caminin yanında bulunan dükkanlardan tornavida almak için kız çocuğu ile beraber merdivenlerden aşağı inerken kız çocuğu tedirgin olarak yarı yolda geri dönerek merdivenlerden yukarıya çıktı. Arkadaşlarının yanına çıktı. Kız çocuğu merdivenlerden aşağı inerken patenleri a yanındaydı, ben çocuk düşmesin diye elinden tuttum çocuklardan erkek olana 5 TL para verdim, marketten gidin bir şeyler alıp yiyin dedim fakat markete sadece para verdiğim çocuk gitti. Ben yarın kız çocuğu ile başbaşa hiç kalmadım. Ben Yaren’i caminin depo kısmında herhangi bir odaya götürmedim. Cinsel organını ellemedim. Sus seni kafana odunla vurup bayılırım demedim. Yaren merdivenlerden geri yukarıya çıkınca ben arkasından gitmeyerek Merdivenlerden aşağı doğru yürüyerek caminin alt tarafındaki yola indim. .. Kent Meydanı’na geldim, meydanda bulunan kahvehanede çay içtikten sonra yaya olarak … Sanayi Bölgesi tarafından Evime karapınar’a gittim. Evimde yemek yedikten sonra dışarıya çıktım, evden ablam beni cep telefonuyla arayarak 4 erkek şahsın geldiğini beni sorduğunu 18 yaşında bir kıza laf attığım için aradıklarını söyledi. 19.07.2018 tarihinde saat 00. 30 sıralarında sigara almak için evden çıktım. Yolda plakasını rengini markasını hatırlamadığın bir araçla 4 erkek şahıs önünü keserek beni zorla araca bindirdiler. Et Balık hayvan pazarına götürerek beni burada darp ettiler, daha sonra yanımıza plaka, marka ve modeller dengin hatırlamadığım bir … daha geldi araçtan inen şahıslar beni darp ettiler beni darp ettikten sonra et vallahi getiren … ile, esmer tenli bir şahıs gelerek beni döven şahıslara bu çocuğa karışmayın dedi. Daha sonra bu şahıs 155 polisi arayarak polislere durumu bildirdi hakkındaki suçlamaları kabul etmiyorum Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”,
Tutuklanması istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde: “Emniyette verdiğim ifademi tekrar ederim, ben üzerime atılı suçlamayı kabul etmem. Bana iftira atıyorlar. Market broşürü dağıtıyordum. Caminin yanında 3 tane çocuk gördüm. Çocuklardan birisinin pateni bozulmuştu. Bana bu pateni tamir edebilir misin dedi. Bende uzun sürer dedim. 3 çocukla beraber caminin alt tarafındaki bir odaya girdik. Patenini tamir edemedim. Sonra odadan çıktım ve mahalleye gittim. Mahallede benim çocuğa cinsel tacizde bulunduğum dedikodusunu çıkarmışlar. Ben bu çocuğu daha öncesinden tanımam. Annesini babasını tanımam. Benim hakkımda neden bu şekilde iftirada bulundular anlayamadım. Tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmemi talep ederim.”,
Mahkemede: “Olay tarihinde ben afiş işi için dolanıyordum. Yorulmuştum. Cami bahçesini görünce yüzümü yıkamak için bahçeye vardım. Sigara içiyordum. Tahminen 8-9 yaşlarında olan patenli bir erkek çocuk yanıma gelerek “benim arkadaşımın pateninin tekerliği çıkmıştır, onu takar mısın” dedi. Ben de yanlarına gittim. Olay yerine gittiğimde şu an huzurda bulunan mağdure bana cebinden çıkardığı paten tekerliğine ilişkin vidaları uzattı. Ben biraz uğraştım ancak tekerleği takamadım. Bunun üzerine sağa sola yan tarafa bakalım şayet tornavida bulursam takabilirim dedim. Bunun üzerine yan tarafa yöneldik. Az bir şey gittik. Ancak mağdure tedirgin oldu. Ben de bunun üzerine bahçeden çıkıp mahalleye geldim. Sonra ablam beni arayarak 17-18 yaşlarında bir kıza laf attığımı, beni aradıklarını öğrendim. Ancak ben hiç kimseye laf atmamıştım. Bu olayın olduğu akşam mağdur tarafın akrabası olduğunu öğrendiğim Ömer isimli kişi yanına birkaç kişiyi daha alarak beni araca bindirip kamera olmayan bir yere götürüp cep telefonumu aldılar, cüzdanımı aldılar. Beni dövdüler. Geçen hafta ailem beni cezaevine görüşe geldi. İhtilaflı olduğumuz amcamın kızının bu davanın taraflarını kışkırtıp hatta para teklif edip benim cezaevinde kalmam için beyanda bulunmalarını, şikayetçi olmalarını istediğini öğrendim. Ben mağdurenin cinsel bölgesine kesinlikle dokunmadım, kuytu bir yere götürmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum,”,
Bölge Adliye Mahkemesinde: “Amcamın kızı olan İstek Sevinç ile Sarsılmaz Ömer lakaplı kişi uyuşturucu madde satıyorlardı. Ben buna karşı çıktım ve yeğenlerim ile birlikte Sarsılmaz Ömer’i ve yanındaki arkadaşlarını dövdük. Bunun üzerine Sarsılmaz Ömer , ‘senin gençlerinin başını yakacağım.’ dedi. Olay günü A-101 marketine ait afişleri bana ismini bilmediğim ancak orada çalışan bir kişi verdi. ‘Bunu bir iki saatte dağıtırsan, sana 150-200 lira vereyim.’ dedi. Sonradan öğrendiğim kadarı ile bunları Sarsılmaz Ömer isimli kişi ayarlamış. Afişlerin bir miktarını dağıttım, sonra susamıştım, camiye gelip su içtim, akabinde sigara yaktım. Ayağında paten olan bir erkek çocuk yanıma geldi ve bana Yaren isimli kazın pateninin tekerindeki vidanın çıktığını söyleyip, yardım istedi. Ben de Yaren’in yanına gittim. Elinde vida vardı, teker vardı. Vidayı takmayı düşündüm ancak vida büyük olduğundan takamadım. Kendisine, ‘yan tarafta dükkan var, oraya gidelim.’ dedim. Bir kaç adım yürüdü sonra geri …. Olay bu şekildedir . Olay yerinde üç tane güvenlik kamerası vardır.”, sorulması üzerine; “Sigara içtiğim yer caminin avlusunda bulunan bir yerdi. Yaren de yine caminin avlusunun içerisinde avluya giriş kapısının yanındaki banklarda oturuyordu. Yanında iki kız çocuğu üç erkek çocuğu vardı. Dükkana gitmeyi teklif etmiştim. İki üç adım attı geri …. Orada bekçi vardı. Tuvaletlerin olduğu yere veya merdivenin altındaki yere gitmiş değiliz.”, sorulması üzerine; “Şimdiki beyanım doğrudur. Çocukla birlikte caminin alt tarafındaki bir odaya girmemiz söz konusu değildir. Yukarıda belirttiğim gibi çocuk bankın yanındayken bir kaç adım atıp geri ….”, sorulması üzerine; “Karakola gidince beni nezarete koydular, sonra üç evraka imza at dediler, attım. Okuduğunuz şekilde ifade vermedim. Avukatı da görmedim.”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
Çocukların cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 103. maddesinde;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, … hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya … hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”,
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 13. maddesi ile de;
“Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.
Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya … hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”
Hâlini almıştır.
5271 sayılı CMK’nın “Duruşmada okunmayacak belgeler” başlıklı 210. maddesinde;
“(1) Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.
(2) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişi, duruşmada tanıklıktan çekindiğinde, önceki ifadesine ilişkin tutanak okunamaz.”
“Delilleri Takdir Yetkisi” başlıklı 217. maddesinin birinci fıkrasında da;
“Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
Ceza muhakemesi hukukumuzda duruşmanın doğrudan doğruyalığı (yüz yüzelik) ve sözlülük ilkeleri esas alınmış olup hüküm verecek olan mahkeme hâkimi sanık, tanık ve olayın tüm delilleri ile birebir karşı karşıya gelecektir. Böylece, belirtilen ilkeler ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde yer alan “adil yargılama” hakkının temel gerekleri ve CMK’nın 217. maddesi uyarınca hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilecektir.
Ceza yargılamasında hangi hususun hangi delillerle ispat olunacağı konusunda bir sınırlama bulunmayıp delil serbestisi içinde yargılama yapan hâkim, hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delili kullanmak suretiyle sanığın aleyhine olduğu kadar lehine olan delilleri de araştırıp değerlendirerek kuşkudan arınmış bir sonuca ulaşmalıdır. Yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan her … delil olarak kabul edilir.
Anayasa Mahkemesinin 04.07.2018 tarihli ve 2014/6357 bireysel başvuru numaralı kararında belirtildiği üzere, bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorguya çekme veya çektirme, lehine olan tanıkların da aleyhine olan tanıklarla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını isteme hakkının bulunduğu ve sanığın, hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkanına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi için gerekli olmakla birlikte, sanığın tanıklara soru sorabilmesi, onlarla yüzleşebilmeleri mutlak bir hak değildir. Benzer şekilde, yargılama konusu olayla ilgili bir tanığın beyanından başka delilin bulunmadığı hâllerde CMK’nın 210. maddesi uyarınca bu tanığın duruşmada mutlaka dinlenmesi gerekmekte ise de; tanık beyanı olmadan da adli raporlar, belge delilleri, bilişim ya da kamera kayıtları gibi delillerle sübuta ulaşılabildiği durumlarda olayın delili bir tanığın açıklamalarından ibaret olmadığından, bu tanığın mutlaka duruşmada hazır edilmesine gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu doğrultuda, mahkûmiyet hükmü sadece hakkında farklı bir dosyada soruşturma ya da kovuşturma yürütülen diğer kişinin ifadelerine dayandırılmamış, yerel mahkemece bu ifadeler dışında elde edilen diğer deliller de hükme esas alınmışsa, bu kişi duruşmada dinlenilmeden, önceki beyanlarını içeren tutanakların duruşmada okunulmasıyla yetinilmesi de adil yargılanma hakkını ihlâl etmeyeceği gibi CMK’nın 210. maddesine aykırı da olmayacaktır.
Yine, sanık hakkında yapılan yargılamada elde edilen delillerin CMK’nın 217. maddesinde düzenlenen vicdani delil sistemi uyarınca mahkemece yeterli kabul edilmesi hâlinde, hakkında farklı bir dosyada soruşturma ya da kovuşturma yürütülen kişilerin aşamalarda alınan tüm savunmaları getirtilmeden, daha önceki beyanlarını içeren tutanakların duruşmada okunmasıyla yetinilmesi makul sürede yargılanma ilkesine uygundur.
Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) birçok kararında cinsel istismar mağduru çocukların bilhassa savunmasız olduğunu belirtmiştir (M.C/…, B. No: 39272/98, 4/12/2003, § 183; A ve B/Hırvatistan, B. No:7144/15, 20/6/2019, § 111, Z/…, B. No: 39257/17, 28/5/2020, § 69.). AİHM, cinsel istismar mağduru bir çoçuk söz konusu olduğunda devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 3. ve 8. maddeleri açısından yükümlülüklerinin çocuk haklarının -onların en çok yararına olacak şekilde öncelikli husus olarak gözetilmek ve çocuğun özel savunmasızlığı dikkate alınarak uygun düşen ihtiyaçlarının iç hukuktaki merciler tarafından karşılanması suretiyle- etkin bir şekilde uygulanmasını gerekli kıldığını vurgulamaktadır (Z/…, B. No: 39257/17, 28/5/2020, § 69; M.G.C/ Romanya, B. No: 61496/11, 15/3/2016; N.Ç/Türkiye, B. No: 40591/11, 9/2/2011, § 113.)
CMK’nın 52 ve 236. maddeleri ve AİHM içtihatları göz önüne alındığında maddi gerçeğin tespit edildiği süreçte suçun mağduru konumundaki çocuk ve psikolojisi bozulmuş kişilerin korunması, adli süreçten olumsuz etkilenmelerinin önüne geçilmesi, somut olayın özelliğine göre mevcut delillerin maddi gerçeği tüm açıklığıyla ortaya koyduğu durumlarda ise mağdurun dinlenilmesine gerek görülmemesi gerekmektedir. Bu şekilde suçun mağdurunun maruz kaldığı olayı tekrar tekrar adli merciler önünde dile getirerek yıpratılması engellenmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında mağdureye yönelik eylemlerinden dolayı Yerel Mahkemece sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/1. fıkrasının 2. cümlesi delaletiyle aynı fıkranın 3. cümlesi, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis; cezalarıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin hükümlerin kurulduğu, bu hükümlerin katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince Yerel Mahkemece kurulan hükümlerin kaldırılmasına, sanığın TCK’nın 103/1. fıkrasının 2. cümlesi delaletiyle aynı fıkranın 3. cümlesi, 103/4, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun’un 109/2, 109/3-f, 109/5, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis; cezalarıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsubuna karar verildiği, bu hükümlerin de katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince CMK’nın 210. ve 217. maddelerine aykırı davranmak suretiyle sanık hakkında eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği, … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesince benzer gerekçelerle direnme kararı verildiği, katılan mağdurenin 19.07.2018 tarihinde Savcılıkta ve Yerel Mahkemenin 02.10.2018 tarihli duruşmasında beyanının alındığı anlaşılan dosyada;
Katılan mağdurenin soruşturma aşamasında beyanının usulüne uygun olarak alınmış olması ve Yerel Mahkemede duruşma sırasında sosyal hizmet uzmanı eşliğinde söz konusu beyanını doğrulaması, sanık hakkında yapılan yargılamada elde edilen delillerin CMK’nın 217. maddesinde düzenlenen vicdani delil sistemi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince yeterli kabul edilmesi, maddi gerçeğin tespit edilmesine ilişkin süreçte suçun mağduru konumundaki çocukların adli süreçten olumsuz etkilenmelerinin önüne geçilmesi gerekliliği ve Özel Dairenin bozma kararına göre mağdurenin beyanının hangi nedenle alınması gerektiğine ilişkin özel bir sebep gösterilmemesi, sanık müdafisi tarafından Bölge Adliye Mahkemesinde yapılan duruşmada mağdurenin tekrar dinlenmesine yönelik herhangi bir talepte bulunulmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde katılan mağdurenin Bölge Adliye Mahkemesince dinlenmesine gerek olmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, … Bölge Adliye Mahkemesinin mağdurenin beyanının tekrar alınmasının gerekmediğine ilişkin direnme gerekçesinin isabetli olduğuna ve dosyanın, mevcut deliller çerçevesinde sanığa atılı suçların sabit olup olmadığına dair temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; Bölge Adliye Mahkemesi direnme gerekçesinin isabetli olmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin 08.09.2021 tarihli ve 1508-1792 sayılı kararında, eksik araştırmaya dayalı olarak hükümler kurulmadığına ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Dosyanın, mevcut deliller çerçevesinde temyiz incelemesi yapılması için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.