Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2022/207 E. 2022/414 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/207
KARAR NO : 2022/414
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi

: …
Sanık … hakkında mağdur … ile şikâyetçi …’e yönelik eylemleri nedeniyle kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, … 2. Asliye Ceza Mahkemesince 16.02.2011 tarih ve 877-202 sayı ile; sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle verilen görevsiz kararı üzerine dosyanın gönderildiği … 7. Ağır Ceza Mahkemesince 28.02.2020 tarih ve 250-85 sayı ile; sanığın kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK’nın 81/1, 35/2, 53, 63 ve 58/6. maddeleri uyarınca mağdur … yönelik eylemi nedeniyle 11 yıl, şikâyetçi …’e yönelik eylemi nedeniyle 11 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
Hükümlere yönelik sanık ve müdafileri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 20.10.2020 tarih ve 786-1194 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 01.11.2021 tarih, 157-13756 sayı ve oy çokluğuyla;
“Sanık hakkında her iki mağdura yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK’nin 35. maddesi ile uygulama yapılırken, atış sayısı, atış mesafesi ve meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre makul cezalar tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.” eleştirisiyle temyiz isteminin esastan reddine karar verilmiş,
Daire Üyesi H. Canan; “…Yüklenen suçu yargılamanın hiçbir aşamasında kabul etmeyen, savunmasını her aşamada istikrarlı olarak sürdüren sanığın, mağdurların verdikleri çelişkili isimlerden farklı bir kimlik bilgisine sahip olup kimliği konusunda çelişki giderilmediğinden, mağdurun kovuşturma aşamasında kendilerini vuran kişinin sanık olmadığına dair yapılan çok açık ve net beyanların aksine bu suçları işlediğine dair şüpheden uzak mahkûmiyetine yetecek kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığından kararın bozulması gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 29.11.2021 tarih ve 109991 sayı ile;
“…Yargıtay kararlarında duraksamasız olarak vurgulandığı gibi amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza yargılamasının en önemli ve evrensel ilkelerinden birisinin ‘suçsuzluk’ ya da ‘masumiyet karinesi’ olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi olduğu, bu ilkenin ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin mutlaka sanık lehine, yararına değerlendirilmesini zorunlu kıldığı, sanığın cezalandırılmasına karar verilebilmesi için suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilmesinin başka bir deyişle ceza mahkûmiyetinin herhangi bir ihtimale değil kesin ve açık bir ispata dayanması gerekir.
Açıklanan ve Yargıtay kararları ile teyit edilen bu ilke çerçevesinde olay değerlendirildiğinde sanığın atılı suçu işlediği konusunda yeterli ve inandırıcı, şüpheden uzak delil elde edilemediğinden beraat etmesi gerekmekte olduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 10.02.2022 tarih, 13083-1045 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık … hakkında 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü, bu hükme yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince reddedilmesi suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık hakkında kasten öldürme suçuna teşebbüsten verilen mahkûmiyet kararlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı mağdur … ve şikâyetçi …’e yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsün sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
21.09.2008 tarihli tutanakta; aynı tarihte saat 20.30 sıralarında Özel Avrupa Şafak Hastanesine silahla yaralanan bir şahsın geldiğinin bildirilmesi üzerine hastaneye gidildiğinde … isimli yaralı şahsın … Hastanesine sevk edildiğinin öğrenildiği, aynı saatlerde Küçükköy Özel Bilge Hastanesine de silahla yaralanan bir şahsın geldiğinin öğrenilmesi üzerine bu hastaneye gidildiğinde yaralanan … isimli şahısla yapılan görüşmede, kendisini Sarıgül Mahallesi, Dereboyu Sokak, 40 numaralı yerde Bülent Avcı isimli şahsın vurduğunu beyan ettiği, … Kılıç’ın …Devlet Hastanesine sevk edildiği, buradan olay yerine gidildiğinde 8 adet boş kovan görüldüğü ve olay yeri inceleme ekibine haber verildiğinin bildirildiği,
21.09.2008 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olayın…Mahallesi, Derebaşı Sokak içerisinde 40 numaralı bina önünde meydana geldiği, 42 numaralı yerin duvarı önünde, sokak içerisinde 1 adet 45 Auto ibareli kovan, 40 numaralı yer ile 37 numaralı yer arasında sokağa dağılmış vaziyette 2 adet 45 Auto ibareli kovan ve 5 adet 7,65 mm çapında MKE ibareli kovan görüldüğünün belirtildiği,
21.09.2008 tarihli tutanakta; aynı tarihte … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde acil operasyona alınan …’in vücudundan çıkan 1 adet mermi çekirdeğinin muhafaza altına alındığının bildirildiği,
… Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen şikâyetçi …’le ilgili 21.09.2008 yatış, 26.09.2008 çıkış tarihli dosya ve ameliyat notunda; “Ateşli silah yaralanması nedeniyle laparotomi ve ince barsak primer onarımı yapıldığı, gaa kısmi gam+güm kesiyle batına girildiği, eksplarasyonunda sol pross kasının içinden geçip batıl sol altından cilt altında kalan mermi çekirdeği tespit edildiği, sigmoid kolonda yaklaşık 2 cm’lik desenoze alan primer onarıldığı, jejenumda trietzden itibaren 120 cm’de anterior yüzde yaklaşık 5 cm’lik tek adet laserasyon olduğu, yara dudaklarının debride edildiği, son longudidinal olan yara cilt kat üzerinden transverse olarak tamir edildiği, netroperiton eksplore edildiği, hamatom veya üreter veya majör yaralanma tespit edilmediği”nin kayıtlı olduğu,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Şube Müdürlüğünce düzenlenen 21.09.2008 tarihli raporda; şikâyetçi …’in yaralanmasının, yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı ifadelerine yer verildiği,
…Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 25.12.2018 tarihli yazıda; mağdur …’la ilgili 21.09.2008 tarihli ortopedi notunda; “Şuur açık, koopere, bel sağ tarafta 1 adet ateşli silah yarası olduğu, debride edildiği, grafilerinde sakrumda nondeplase kırık hattı ve 1 adet kurşun çekirdeği izlendiği”, 22.09.2008 tarihli Nöroşirüji notunda; “Sağ S1’de hipoestezi mevcut, sağ gluteal bölge medialinde 1 adet ateşli silah yarası ile uyumlu lezyon görüldüğü, sakrum sağ tarafta 1 adet kurşun çekirdeği izlendiği”, 22.09.2008 tarihli genel cerrahi notunda; “Batın rahat, defans yok, rebound yok, WBC 23,8, Hgb 13,2, Hct 48,1, ADBG görüldüğü”, 05.11.2008 tarihli radyoloji kliniği raporunda; “Sağ S1 üzerinde lateral grafide ve L1-S1 disk aralığı üzerinde süperpoze metalik mermi çekirdeğine ait opasite izlendiği”nin kayıtlı olduğunun bildirildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … Şube Müdürlüğünce düzenlenen 02.01.2009 tarihli raporda; …’ın yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (2) derecede olduğunun belirtildiği,
10.10.2008 tarihli tutanakta; 21.09.2008 tarihinde meydana gelen silahla yaralama olayı ile ilgili yakalanan … Araz isimli şahıs ile yapılan şifahi görüşmede, “22.09.2008 tarihinde görevlilerce yakalandığında üst aramasından elde edilen silah nedeniyle 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan tahkikat yapılarak 22.09.2008 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığına mevcutlu sevk edildiğini, polis merkezinde ve adli mercilerde ele geçen silahın kendisine ait olduğunu, yakalanma tarihinden 1 ay önce … ilinde tanımadığı bir şahıstan 1.250,00 YTL para karşılığında satın aldığını ve bu tarihe kadar kendinde bulunduğu şeklinde ifade verdiğini ancak kendisini bugün yani 10.10.2008 günü görevlilerce yakalanarak konu hakkında bilgi verildiğinde, silahın temiz olduğu düşünerek daha önceki beyanların yalan olduğunu, ele geçen silahı 22.09.2008 tarihinden 2-3 gün önce … Mahallesinden tanıdığı açık kimliğini ve adresini bilmediği Onur Güler isimli şahıstan satın aldığını ve şahsın bulunabileceğini” beyan etmesi üzerine … Araz isimli şahıs refakate alınarak gidebileceği yerlerin tamamı araştırıldığı ancak Onur Güler isimli şahsın yakalanmasının mümkün olmadığı; Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda yakalanan şüpheli … Araz isimli şahsı yüz yüze teşhis işlemi içini müştekiler … ve … isimli şahısların belirtmiş olduğu bilgileri kullanılarak büroya davet edilmeleri istenilmiş ancak şahısların belirtmiş oldukları tüm bilgilerden şahısların temini ile yüz yüze teşhis işlemi yapılamadığı; ayrıca olayda adı geçen firari şüpheli …, Bülent Çeliktepe ve … Çeliktepe isimli şahısların yakalanmasının mümkün olmadığının belirtildiği,
… Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 21.10.2008 tarihli ekspertiz raporunda; olay yerinden elde edilen 5 adet 7,65 mm çaplı Browning tipi MKE yapısı fişeğin, 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliğini haiz fişeklerden olduğu ve mikroskopta kendi aralarında yapılan karşılaştırmalarında 4 adet kovanın aynı, tek bir ateşli silahtan, 1 adet kovanın başka bir ateşli silahtan atıldığı; 45 kalibre Auto tipi 3 adet kovanın da 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliğini haiz fişeklerden olduğu ve mikroskopta kendi aralarında yapılan karşılaştırmalarında aynı, tek bir ateşli silahtan atıldıkları ifadelerine yer verildiği,
15.10.2008 tarihli tutanakta; aynı tarihte saat 17.00 sıralarında Mevlana Mahallesi, Hekimsuyu Caddesi üzerinde arama kararına istinaden yapılan kontroller esnasında durdurulan 34 DG 7590 plaka sayılı Hyundai marka oto ve içerisinde bulunan şahıslar üzerinde yapılan kontrollerde, aracın sağ ön koltuğunda oturan ve kendi beyanına göre … isimli şahsın yapılan üst aramasında herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı ancak … içerisinde yapılan aramada sağ ön koltuk altında bir adet üzerinde “MADE IN USA MARCAS REGISTRADAS SMITH & WESSON SPRINGFIELD MASS” ibareleri bulunan seri numarası yazmayan toplu tabanca, bu tabancaya ait iki adet MKE yapımı 9,65 mm çaplı fişek bulunduğu, ayrıca aracın şoförü olan … Işık, aracın sağ arka koltuğundan oturan … Birer, aracın sol arka koltuğundan oturan…, arka orta arka koltuğunda oturan …ın üzerine yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığının belirtildiği,
… Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünün 17.10.2008 tarihli ekspertiz raporunda; 15.10.2008 tarihinde yakalanan … isimli şahsa ait kimlik tespit formunda yer alan sağ el işaret parmak izi ile; 12.06.1997 tarihinde … Merkez Karakol Amirliğince hakkında işlem yapılarak parmak izleri alınan … isimli şahsa ait parmak izi sicil formundaki sağ el işaret parmak izi; 28.07.2000 tarihinde … Merkez Karakol Amirliğince hakkında işlem yapılarak parmak izleri alınan … isimli şahsa ait parmak izi sicil formundaki sağ el işaret parmak izi; 01.04.2004 tarihinde Asayiş Yandol Büro Amirliğince hakkında işlem yapılarak parmak izleri alınan Orhan Tura isimli şahsa ait on parmak basım izi formundaki sağ el işaret parmak izi; 03.02.2008 tarihinde … İlçe Emniyet Müdürlüğünce hakkında işlem yapılarak parmak izleri alınan… isimli şahsa ait parmak izi sicil formundaki sağ el işaret parmak izinin aynı olduğu tespitine yer verildiği,
… Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 21.10.2008 tarihli ekspertiz raporunda; tetkik için gönderilen silahın, 545844 numaralı, 7,65 mm çaplı Browning tipi fişek atar, Çekoslovakya yapısı, Ceska marka, 27 model, yarı otomatik bir tabanca olduğu, yapılan muayenesinde ateş etmesine mani mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, yapılan tatbiki atışlarda, çap ve tipine uygun fişekleri patlattığının görüldüğü, birlikte gönderilen yedi (7) adet fişeğin, 7,65 mm çaplı Browning tipi olup, çap ve tiplerine uygun silahlarda kullanılmak üzere imal edildikleri, söz konusu tabanca ve fişeklerin, 6136 sayılı Yasa’ya göre yasak niteliğini haiz ateşli silah ve fişeklerden oldukları; tabancadan deneme atışları sonucu elde edilen mukayese kovanlarının, bölge dahilinde meydana gelen ve Laboratuvarda Silahı Tespit Edilemeyen Olaylar Arşivinde bulunan çap ve tipine uygun suç konusu kovanlarla Bilgisayarlı Kovan ve Mermi Çekirdeği İnceleme Sisteminde yapılan ilk karşılaştırılmalarında; … İlçe Emniyet Müdürlüğünün 23.09.2008 tarihli yazısı ekinde gönderilip hakkında 24.09.2008 tarihli ekspertiz raporu tanzim edilerek laboratuvarda geçici olarak beklemeye alınan ve kendi aralarında (4+1) olmak üzere iki ayrı ateşli silahtan atılmış oldukları belirlenen 7,65 mm çaplı Browning tipi toplam beş (5) adet kovan, bir (1) adet mermi çekirdeği ile 45 kalibre Auto tipi üç (3) adet kovandan, 7,65 mm çaplı Browning tipi bir (1) adet kovan ve … isimli şahsın vücudundan çıkartıldığı belirtilen bir (1) adet mermi çekirdeği olmak üzere iki ayrı olaya ait 7,65 mm çaplı Browning tipi toplam beş (5) adet kovan ve iki (2) adet mermi çekirdeğinin … …dan ele geçirilen “545844” numaralı 7,65 mm çaplı Browning tipi fişek atar, Çekoslovakya yapısı, Ceska marka, 27 model, yarı otomatik tabancadan atılmış olduklarının bildirildiği,
Siverek Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce düzenlenen 18.09.2018 tarihli ifade tutanağında; cezaevinde hükümlü olarak bulunan …’a …’nın fotoğrafları gösterilerek fotoğraftaki şahsın kendisini yaralayan şahıs olup olmadığı sorulduğunda, kendisini yaralayan şahsın fotoğraftaki şahıs olmadığını söylediğinin belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur … Kollukta; “21.09.2008 tarihinde saat 20.30 sıralarında Sarıgül Mahallesi, Dereboyu Sokak, 40 numaralı binanın önünde arkadaşım … ile birlikte oturuyorduk. Mahallede bir hafta kadar önce polisler operasyon yaparak 20’ye yakın kişiyi topladı ve birçoğu cezaevine girdi. Bu olaylar sonrasında Derece Sokak’ta bir kargaşa yaşanmaya başladı, daha önceden mahalleden tanıdığım bu sokak üzerinde uyuşturucu sattıran ve satan …, mahallede … lakaplı olarak tanınıyor, bu şahıs mahalledeki kargaşadan faydalanarak Sarıgül Mahallesi, .. Sokak’ta korku, panik, sindirme ezme maksadıyla buraya hâkimiyet kurarak uyuşturucu ticareti yapmak istemekte ve bizi bu işte kullanmak istedi ancak bizim uyuşturucu işiyle alakamız olmadığından biz bu teklifi kabul etmedik. Ancak yanında arkadaşları olan … ve soy ismini bilmediğim Erhan ile birlikte mahalleye gelerek biz uyuşturucu satmayı kabul etmediğimizden …ı (…) her iki elinde bulunan silahla bana ve arkadaşım Seyithan’a ateş etmeye başladı. Biz yaralandık, bizi vuran ve arkadaşları kaçarak oradan uzaklaştılar. Bizi mahalle sakinleri tedavimizin yapılması için ayrı ayrı hastanelere götürdüler. Beni silahla yaralayan Bülent Avcı ve yanındaki arkadaşlarından davacı ve şikâyetçiyim.”,
İstinabe olunan Mahkemede 06.07.2012 tarihinde; “Ben suç tarihi itibarıyla … … semtinde ikamet ediyordum ve hemşehrim olan …’dan gelen … ile karşılaştım. Biraz laflaştıktan sonra beraber uyuşturucu madde satmayı teklif etti. ‘Ben bu işi yapmam. Zaten sabıkalıyım bu işleri yapmam’ deyince arkamı dönüp giderken arkamdan iki ayrı silah ile iki el ateş ederek biri sağ kalcamdan sağ taraf omurga kemiğimden yara aldım, diğer kurşun boşa gitti. Ben sanık …’nın yanına vardığımda … de yanında idi. Seyithan’a benim yanımda sanık tarafından uyuşturucu ticareti yapma teklifi yapılmadı ancak belki önceden yapılmış olabilir. Ben sırtımı döndükten sonra bu ateş etme olayı oldu. Seyithan’a ateş etti mi bilmiyorum ancak ben kaçarken Seyithan beni de geçmek suretiyle daha hızlı kaçıyordu. Ben hastanede onun yaralandığını öğrendim. Demek ki Seyithan da yaralanmış, ben sanıktan şikâyetçiyim ancak davaya katılmak talebim yoktur. Ben bu konu ile ilgili olarak ilk sefer mahkemenizde ifade veriyorum. Başkaca söylecek bir husus yoktur.”,
Mahkemede 01.03.2019 tarihli celsede; “Olay günü lokantada çıkmıştım, kargaşaya denk geldim, silah sesi duydum, yaralandığımı anladım. Yaralı hâlde polis memurları bana bir tutanak imzattırdılar. Okumadan imzaladım. Akşam vaktiydi kimin vurduğunu görmedim. Şu an huzurda SEGBİS sistemi ile bağlı sanık …’yı hiç tanımıyorum. Kendisi ile herhangi bir husumetim yoktur. Kendisinden şikâyetçi de değilim. İsmini okumuş olduğunuz …’i de tanımam. Yine … lakaplı Bülent Avcı isimli birisini de tanımam. Bu olaydan önce yaralanmıştım. Bu yaralamayı da Ender Çakar isimli birisi gerçekleştirmişti. Ailevi meseleler vardı. Bildiğim kadarıyla adliyeye yansımıştı.”,
Şikâyetçi … Kollukta 22.09.2008 tarihinde; “21.09.2008 tarihinde saat 20.30’da Dereboyu Sokak’ta sigara almak için aşağıya indim, birdenbire arkamda 8-10 el ateş edildiğini duydum. Geriye döndüm. 180-185 cm boylarında, 80-85 kg ağırlığında yüzünü görsem tanıyabileceğim ancak çevremde … olarak bildiğim şahsın elinde silah vardı. Elinde bulunan silahı üzerimize doğrultmuş ateş ediyordu. Ben de o korkuyla kaçmaya başladım ve yere düştüm. Yere düştüğüm andan sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Dereboyu Sokak üzerinde bana ateş ederek yaralanmama sebep olan ismini … olarak bildiğim şahısla herhangi bir husumetim yoktur. Şahısla herhangi bir ilişkim olmamıştır. Yaralanmama sebep olan ismini … olarak bildiğim şahıstan davacı ve şikâyetçiyim. Şu anda hastanede tedavim devam etmektedir.”,
İnceleme dışı davanın sanığı … Araz 22.09.2008 tarihinde Kollukta; “22.09.2008 günü saat 14.30 sıralarında Yeşiltepe Mahallesi, 57/4. Sokak’ta oturan bir akrabamı ziyarete geldim. Burada sokakta bulunduğum sırada bazı şahıslar üzerime geldi. Ben bu şahısların polis olduğunu anlamadığım için hasımlarım zannederek kaçmak itedim. Daha sonra bu şahıslar polis olduklarını söylediler. Daha sonra polis memurları üzerimi aradı ve taşımakta olduğum tabancayı buldular. Bu tabancayı hasımım olduğu için kendimi korumak üzere taşımaktayım. Yaklaşık olarak 7-8 ay kadar önce Bayrampaşa Beşyüzevler’de…isimli bir şahsı vurdum. Bu sebeple cezaevine girdim. Bu şahsı vurduğum için hasım sahibiyim. Bahse konu tabancayı yaklaşık olarak bir ay kadar önce … ilinde tanımadığım bir şahıstan 1.250 YTL karşılığında aldım. Konu ile ilgili olarak söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”,
10.10.2008 tarihinde Kollukta; “Ben … olduğu zaman çalışır … olmadığı zamanlarda kardeşimden para alarak geçimimi sağlamaktayım. Bana sormuş olduğunuz silahla yaralama olayından bilgim ve alakam yoktur, yaralanan şahısları kesinlikle tanımam aramızda geçmişe dönük hiçbir husumet bulunmamaktadır. 22.09.2008 tarihinde görevlilerce üst aramamda ele geçen silah hakkında …Polis Merkezi Amirliğinde işlem gördüm ve akabinde … Cumhuriyet Başsavcılığına mevcutlu sevk edildim, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldım. Ben polis merkezinde ve Cumhuriyet Başsavcılığında üst aramamdan elde edilen silahın bana ait olduğunu ifadelerimde belirtmiştim ancak daha sonra silahın geçmişte bazı olaylara karıştığını sizden öğrendim. Ben bu silahın temiz olduğunu düşünerek adli mercilerde ve poliste benim olduğunu beyan etmiştim ancak bu silahı ben yakalandığım tarihten 3 gün önce …, … Mahallesi’nde ….isimli şahıstan 1.250 YTL para karşılığında satın aldım. Aldığım tarihten yakalattığım tarihe kadar bu silah bende bulundu. Ben bu silahı kimseye vermedim. Ben bu silahı hiçbir olayda kullanmadım. …, … isimli şahısları tanımam ve şahısların ne işi ile meşgul olduklarını bilmiyorum. Hakkımda yapılan suçlamaları kabul etmiyorum. Bu olayı kimin gerçekleştirdiğini kesinlikle bilgim bulunmamaktadır.”,
Kollukta 11.10.2008 tarihinde; “Ben müştekiler … ve …’i tanımam. Aramızda hiçbir ilişkimiz yoktur. Bu şahısların 21.09.2008 günü yaralanma olayında kullanıldığı iddia edilen tabancayı 22.09.2008 günü…’nda üzerimde taşırken güvenelik güçlerine yakalattım. Bu olaya ilişkin … Adliyesinde yargılanmam bitmiştir. Dosya şu anda temyiz incelenmesindedir. Bende yakalanan ve müştekilerin yaralanmasında kullanılan tabancayı yakalanmadan yaklaşık bir saat önce… isimli kişi bana verdi. Bir süre taşımamı istedi ve kendisi zamanı gelince alacağını söyledi ve ‘Zaten silah temiz 5.000 YTL para cezası var yakalanırsan ben öderim’ dedi ve ben yakalandıktan sonra ben Muharrem’i görmedim. Daha doğrusu Maherrem Eker’in …Yeşiltepe Mahallesi’ndeki takıldığı kahveye ben gitmedim….’in açık kimlik ve adres bilgilerini bilmiyorum ancak yukarıda belirtmiş olduğum yerden sorulduğunda rahatlıkla ulaşılabilir. Benim 22.09.2008, 10.10.2008 tarihindeki ifadelerim doğru değildir. Bu ifadeleri…’i korumak amacıyla ve korkudan vermiştim. Şu anda vermiş olduğum ifade doğrudur. Ben kimseyi yaralamadım. Suçsuzum.”,
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Sanık Kollukta; “Ben yukarıda beyan ettiğim adresten zaman zaman … ve akraba ziyareti için … iline gelmekteyim. … ilinde bulunduğum tarihlerde Bayrampaşa ve …ilçelerinde bulunan akrabalarımın yanında geçici olarak ikamet ederim. Ben idarenizde bulunan…Mahallesi’ne birkaç kere yeğenimi almak için gitmişliğim vardır….Mahallesinde kimin nerede ikamet ettiğini, kimin uyuşturucu madde sattığını bilmem, bu konuyla ile ilgili benim yakından uzaktan ilgim alakam bulunmamaktadır. Hatta tarihini tam olarak hatırlamıyorum ancak 02.10.2008 tarihli Akşam Gazetesi’nde ‘Sarıgölde Baronlar Savaşı’ başlıklı bir haber olduğunu arkadaşlarım beni cep telefondan aradı ve bilgim oldu. Ben de bu gazeteyi alarak okudum. Benim de ismim geçiyor ancak benim…Mahallesi’nde baronları savaşıyla ilgim alakam yoktur. Bu haberin tamamı asılsız ve gerçek dışıdır. Bana sormuş olduğunuz … ve … isimli şahısları kesinlikle tanımam. Kendileri ile yakından uzaktan ilgim alakam yoktur. Bu şahısların nerde ikamet ettiklerini ve ne işle meşgul oldukları konusunda bilgim yoktur. Benim neden ismimi verdiklerini ve beni neden teşhis ettiklerini bilmiyorum. Ancak benim yapmış olduğum araştırmada bu olayı benim akrabalarım olan … Kaçmaz ve … Araz isimli şahısların gerçekleştirdiğini öğrendim. Bundan dolayı bu şahıslarla benim ve ailemin arası iyi olmadığından dolayı benim ismini verdiklerini duydum. Bu şahıslar kendi aralarında barıştıklarını ve hatta davacı olmayacaklarını bana tanıdıklarım söyledi. Bundan dolayı kendileri adli mercilerden sıyrılarak olayın benim üstüme kalması için değişik ifadeler verdiklerini biliyorum. Hakkımda yapılan suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Müştekilerin adli mercilerde hazır edilerek Cumhuriyet savcısının önünde yüzleştirilmek istiyorum. … Aarz isimli şahsın … ilinde ikamet ettiğini, … Kaçmaz isimli şahsın da olaydan sonra …-Lice ilçesine gittiğini öğrendim. Benim konu ile ilgili diyeceklerim bu kadardır.”,
Savcılıkta; “Ben daha önce İlçe Emniyet Müdürlüğünde 16.10.2008 tarihinde ifade vermiştim o ifademi bana okudunuz aynen tekrar ederim, altındaki imza bana aittir, onun dışında başka bir şey söylemek istemiyorum. … içindeki silah bana aittir. Ben o silahı Diyarbakırlı bir şahsıtan aldım. Açık kimlik bilgi ve adresini bilmiyorum. Sadece … Şehitlik ilçesinde oturur, bunun dışında başka bir şey söyemek istemiyorum. İfademde belirttiğim gibi ben şikâyetçilere ateş etmedim.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Müştekileri tanımam. Benim daha sonra duyduğuma göre müştekileri benim uzaktan akrabam olan … Kaçmaz ile … Aras’ın vurduğunu duymuştum. Ben silahla yaralama olayına karışmadım. O tarihte ben …’da idim. Gazetede bu olayı okuyunca benim ismimin geçtiğini görünce geldim. Benim herhangi bir lakabım yoktur. Avcı lakabını duymadım. Dayım … Avcı vardır belki onun soy isminden dolayı bu suçlamayı bana yüklemiş olabilirler. Suçlamayı kabul etmiyorum. Müştekileri yaralayan akrabalarım ile yıllardır konuşmuyorum, aramızda husumet vardı. Belki konuşmadığımız içi bana iftira atıyor olabilirler.”,
Görevsiz Mahkemede yargılandığı sırada hakkında çıkartılan yakalama kararı üzerine … Asliye Ceza Mahkemesinde; “İddianamede belirtilen üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Müştekiler uyuşturucu ticareti ile uğraşan kişilerdir. Bu konuya ilişkin daha önce de … Asliye Ceza Mahkemesinde ifade vermiştim. … Araz isimli şahıs benim akrabam değildir. Kendisini tanımıyorum. Ben müştekileri silahla yaralamış değilim. Müştekiler kesinlikle yalan söylemektedir. İddianamede belirtilen suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Mahkemede; “Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Görevsizlik kararına bir diyeceğim yoktur. Daha önce aynı konuda asliye ceza mahkemesinde savunmamı yapmıştım aynen tekrar ederim. Benim uyuşturucu madde ticareti ve uyuşturucu madde satışı ile bir ilgim yoktur. Daha sonrası öğrendiğim kadarıyla müştekileri yaralayan kişi … Kalır adlı kişiymiş. Bunu müşteki Musa, abim Faysal Tura’ya bizzat söylemiş. Müşteki Musa ile aynı sokakta oturuyoruz. Kendisi …. Müşteki Seyithan’ı tanımam. Müştekiler kendilerini vuran … Kalır ile birlikte geziyorlarmış. Birlikte uyuşturucu madde satışı yapıyorlarmış. Bildiğim kadarıyla şu an … uyuşturucu madde satışından cezaevindedir. … Araz, … Kaçmaz’ı tanımam. … Araz beni yaralamadı. Bu yöndeki beyanını kabul etmiyorum. Ben müştekilerle yüzleşmek istediğimi bizzat mahkeme huzurunda beyanda bulundum. Müştekilere duruşmaya katılmadılar. Gerek müştekiler gerekse … Araz isimli şahısla aramda bir husumet yoktur. Ben cezaevindeyken Engin Özdem adlı müştekilerin arkadaşı olduğunu bildiğim bir şahıs uyuşturucu madde soktuğunu söylemiş….ile müşteki….n itibaren tanışır. Mahalleden arkadaşlardır. Olay tarihinde…Mahallesine gittiğimi hatırlamıyorum. Ruhsatlı veya ruhsatsız silahım yoktur. 15.10.2008 tarihinde bulunduğum araçta yakalanan silah aracın sürücü … Işık’a ait olan silahtır. Ben müştekileri kesinlikle yaralamadım. Ben Azad adı ile ya da Avcı lakabıyla tanınmam. Bülent Avcı adında tanıdığım birisi vardır. Kendisi …. Kendisinin … lakabı ile tanıp tanınmadığını bilmiyorum. Ben müştekilere uyuşturucu madde satmaları için zorlamadım. Müştekilerle yüzleşmek istiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum.”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunan sanık …’nın, mağdur … ile şikâyetçi …’den … ilçesi,…Mahallesi, Dereyolu Sokak’ta uyuşturucu madde satmalarını istediği, mağdur ve şikâyetçinin bu teklifi kabul etmemeleri üzerine sanığın her iki elinde bulunan tabancalarla yakın mesafeden mağdur ve şikâyetçiye ateş ettiği, vücuduna isabet eden bir adet ateşli silah mermi çekirdeği nedeniyle ince barsak, sigmoid kolon ve jejunumdan yaralanıp acilen ameliyata alınan şikâyetçi … ile sağ bel tarafından isabet eden ve sakrum sağ tarafından çıkartılan bir adet ateşli silah mermi çekirdeği nedeniyle yaralanan ve vücudunda hayat fonksiyonlarını 2. derecede etkiyecek şekilde kemik kırığı oluşan mağdur …’ın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandıkları, sanığın bu şekilde mağdur ve şikâyetçiye karşı kasten öldürme suçuna teşebbüs ettiği iddia ve kabul edilen olayda;
Mağdur …’ın olaydan sonra kollukta alınan ilk ifadesi ile istinabe olunan mahkemede 06.07.2012 tarihinde alınan ifadesinde kendilerine sanık … tarafından ateş edildiğini beyan etmesi, sadece kollukta dinlenebilen şikâyetçi …’in de bu beyanı doğrulaması, sanığın her iki elinde bulunan tabancalarla ateş ettiği iddiasında bulunulduğu göz önüne alındığında olay yerinde elde edilen 8 adet kovanın 5+3 şeklinde iki ayrı tabacandan atıldıklarını belirlen ekspertiz raporu, olay yerinden elde edilen 7,65 mm çapındaki 5 adet kovan ile biri şikâyetçi …’in vücudundan çıkan 2 edet mermi çekirdeğinin, olaydan bir gün sonra yakananan ve sanık …’nın akrabası olduğunu belirttiği … Araz isimli kişinin üzerinden elde edilen tabancadan atıldıklarının anlaşılması, tanık … …ın 11.10.2008 tarihli ifadesinde, bu tabacayı… isimli kişinin kendisine verdiğini, önceki beyanlarında…’i korumak amacıyla farklı şekilde ifade verdiğini belirtmesi ve 15.10.2008 tarihinde bir … içerisinde yakalanan sanık …’nın yanında… isimli kişinin de bulunduğunun anlaşılması karşısında; sonradan şikâyetinden vazgeçen, olaydan yaklaşık 10 yıl sonra kendisine gösterilen fotoğraflardan sanığı teşhis edemeyen ve 01.03.2019 tarihli celsede kendisine….yoluyla gösterilen sanık …’yı tanımadığını beyan eden mağdur …’ın, sanığı suçtan kurtarmaya yönelik bu ifadelerine itibar edilmemiş olup sanığın üzerine atılı kasten öldürme suçuna teşebbüsün sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanmayan itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 07.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.