YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/200
KARAR NO : 2023/171
KARAR TARİHİ : 22.03.2023
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 277-107
I. HUKUKİ SÜREÇ
Olası kastla öldürme suçundan sanık …’in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1, 21/2, 53/1, 58/6-7, 63 ve 54. maddeleri uyarınca 21 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, mahsuba ve müsadereye ilişkin Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.11.2018 tarihli ve 110-205 sayılı resen istinafa tabi hükme yönelik olarak sanık ve müdafii ile katılanlar … ve Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekillerinin de istinaf talebinde bulunmaları üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 20.02.2019 tarih ve 294-565 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.06.2020 tarih, 850-1309 sayı ve oy çokluğu ile;
“…Oluş ve dosya kapsamına göre; sanığın gece geç saatlere kadar alkol aldığı, akabinde evinde bulunan ruhsatsız av tüfeğini yanına alarak kanal sırtı denilen yere giderek alkol almaya devam ettiği, daha sonra hem kanal sırtı denilen yerden hem de babasının kullanımında olan tarladan çadırların bulunduğu tarafa doğru 8 kez ateş ettiği, her iki yerde de sanığın olayda kullandığı tüfekten atıldığı tespit edilen av fişeği kovanlarının ele geçirildiği, bu atışlar sonucunda çadırlara saçma tanelerinin isabet ettiği, saçmalardan bazılarının mağdure Nurcan’ın parmaklarına isabet ettiği, mağdurenin acı içinde ağlaması üzerine teyzesi maktulenin yatağından kalkarak ışığı açtığı, sanığın bu arada ateş etme eylemine devam ettiği, bu atışlar sonucunda mağdurenin yanına giden maktulün sağ arka sırt kısıma saçma isabet ederek yaralandığı, yere düştüğü akabinde vefat ettiği anlaşılan olayda;
Sanığın aşırı alkolün etkisi altındayken tüfekle atış yapmaya çıkması, sanığın öncesinde orada çadırların olduğunu bildiği, sanığın atış yaptığı yerlerden çadırların ışıkları yandığında görülmesi mümkün olduğu buna rağmen ışık yandıktan sonra da sanığın atışlarına devam etmesi, maktulün bulunduğu çadıra isabet eden saçma tanesi isabet sayısı ve isabet izleri ile sanığın ateş ettiği yerlerden çadıra olan mesafe dikkate alındığında sanığın tüfeği çadırları hedef alarak yatay şekilde ateşlediği, yaptığı atışların maktule ve çadırda bulunan diğer kişilere isabet edeceğinin öngörülebilir olmanın ötesinde, gerçekleşmesi muhakkak bir netice olduğu, bu nedenle sanığın maktulü kasten öldürme suçundan cezalandırılması yerine, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek, ‘olası kastla öldürme’ suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri H. Kırca ve C. Topaktaş; “Olay günü sanığın aşırı alkollü bir şekilde olay yerine gelip, tüfekle gelişigüzel ateş etmesi sonucunda bir kişinin öldüğü bir kişininde hafif şekilde yaralandığı olayda, sanığın ateş ettiği konumdan çadırların ışığı açık olmadan olay yerinin görünmeyeceğine dair tutanak, sanığın çadırları görmediğine dair savunması, sanığın atılı suçu kasten işlediğine dair bir iddianın yanında bu konuda bir şüphenin olmaması, önce mağdur …’ın yaralanması ve ağlaması nedeniyle maktulün kalkıp ışığı yaktığı sırada olayın meydana gelmesi hususları gözetildiğinde, sanığın öngördüğü neticeyi istememesine karşın, tüfeği insanlar için tehlikeli olabilecek bir şekilde yere paralel tutarak ateş etmesi nedeniyle sonucu kabullendiği, bu durumda olası kast hükümlerinin uygulanması gerektiği,” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi 25.03.2021 tarih ve 277-107 sayı ile;
“…Olay öncesinde alkol alan sanık …’ın, ailesinin gitmemesi yönündeki ısrarına rağmen tüfeğini alarak evden çıktığı, kendisine bira alarak olay mahalline 90 metre mesafedeki yere gelerek alkol almaya devam ettiği, olay yerinde bulunan boş bira kutusundan da bu hususun sabit olduğu, akabinde; olay yerindeki çadırlarda mevsimlik işçilerin kaldığını önceden bildiği hâlde krokide (1) ve (2) numara ile gösterilen yerlerden çadırların olduğu tarafa doğru ele geçen tüfek ile toplamda 8 kez ateş ettiği, sanık ısrarla tek yerden ateş ettiğini söylese de tutanaklar ve kriminal raporlar ile bu durumun aksinin kabulü gerektiği ve çadırlardaki saçmaların sanığın tüfeğinden çıktığının tespit edildiği, maktulün olduğu çadırda saçma giriş ve çıkış deliklerinin, kalas, direk ve ağaçta saçma tanelerinin bulunduğu, isabet şekline bakıldığında atışların yatay şekilde yapıldığı, sanığın yaptığı atış sebebiyle bağırma sesleri duyması üzerine, olay yerinden kaçıp kendi ikametine gittiği, burada da soğukkanlılığını muhafaza ederek, hiç bir şey olmamış gibi evin önünde de üç kez ateş ettiği, sanığın çadırlara doğru yaptığı atışlar sebebiyle çadırda bulunan Perihan’ın sağ arka omzundan yaralandığı ve akabinde vefat ettiği, olayda kullanılan tüfeğin atışa engel mekanik bir arızasının bulunmadığı, öldürmeye elverişli olduğu, yapılan otopsi tutanağında maktulün kesin ölüm sebebinin; av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı iç ve dış kanama sonucu olduğunun belirtildiği, olayda uygun illiyet bağının bulunduğu anlaşılmakla sanığın eylemine uyan TCK’nın 81/1. maddesi gereğince müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar somut olayda; katılan ve sanık beyanlarından anlaşılacağı üzere sanık ile maktul arasında öldürmeyi gerektirecek herhangi bir husumetin bulunmadığı, hatta sanığın bozma sonrası mahkememiz huzurunda yapmış olduğu savunmasında ne maktulü ne de katılan mağdureyi daha önceden tanımadığına hatta o güne kadar hiç görmediğine dair beyanı karşısında sanığın maktülü doğrudan hedef alarak ona ateş etmesi için bir sebep bulunmadığı, ancak o bölgede çadırların olduğunu olay öncesinden bilmesine, saçmaların birilerine isabet edebileceğini öngörmesine rağmen alkollü vaziyette çadırların bulunduğu yöne doğru atışlarına devam ettiği, dosya içerisinde yer alan 28/08/2018 tarihli tutanakla da sabit olmak üzere aradaki mesafe ile maktulün bulunduğu çadırın ışığının açık olmaması nedeniyle sanığın bulunduğu yerden çıplak gözle çadırın görülemeyeceği dikkate alındığında sanığın maktulü hedeflemediği anlaşılmış ise de; sanığın bu şekildeki eyleminin taksirle hareket ettiğini göstermeyeceği, zira; sanığın daha önceden de olay mahallini bilen bir kişi olduğu gibi bozma ilamı öncesi mahkeme huzurundaki savunmasında da belirttiği üzere o bölgede fındık işçilerine ait çadırların kurulu olduğunu bildiği, alkollü oluşu sebebiyle bu hususu unuttuğunu söylediği, ancak iradi olarak alınan alkolün etkisiyle suç işleyen kişinin TCK’nın 34. maddesinde yer alana ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümden yararlanamayacağı, bu haliyle; sanığın maktul ve müştekinin içinde bulunduğu çadırların bulunduğu alana doğru tüfekle ateş etmesi halinde bazı kişileri öldürme ihtimalini öngörüyor olması gerektiği, sanığın çok sayıda insanın bulunduğu çadıra, beraberinde getirdiği ve öldürücü etkisi muhakkak olan tüfek ile ateş etmesi şeklinde gerçekleşen eylemiyle çadırların içerisinde bulunan kişilerin bu silahtan atılan mermilerin hedefi olabileceğini ve eylemin ölümle sonuçlanabileceğini öngörmesine rağmen o yöne doğru atışlarına devam ettiği, bir başka ifadeyle; ‘olursa olsun’ kastıyla icra hareketlerine başlayarak olası kasıtla eylemini gerçekleştirdiği,”
gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de, katılanlar … ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.09.2021 tarihli ve 67466 sayılı onama istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.03.2022 tarih ve 10983-2063 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
Sanık hakkındaki katılan …’a yönelik olası kastla yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Yargıtay 1. Ceza Dairesince 15.06.2020 tarih ve 850-1309 sayı ile verilen CMK’nın 298/1. maddesi uyarınca temyiz isteminin reddi kararı ile kesinleşmiş olup temyizin ve direnmenin kapsamına göre inceleme olası kastla öldürme suçuyla sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
07.09.2017 tarihinde saat 01.43 sıralarında Terme ilçesi, Bafracalı Mahallesi’nde maktulün öldürüldüğünün ve katılanın yaralandığının Jandarma tarafından bildirilmesi üzerine, Cumhuriyet savcısının olay yerine saat 03.00’te intikal ettiği, maktulün Çarşamba Devlet Hastanesi morguna kaldırıldığı, havanın karanlık ve yağışlı olduğu, Azaklı Sokak karşısında kanal sırtında mevsimlik fındık işçilerinin bulunduğu üç adet naylon çadırın yer aldığı, çadırların birbirine yaklaşık 1,5 metre mesafede olduğu, çadırlarda toplam 16 kişinin kaldığı, orta çadırda 6 kişinin kaldığı, maktulün de orta çadırda kaldığı, üç adet naylon çadırın yan yana aynı hizada kanalın kenarına 5,5 metre mesafede kurulu olduğu, kuzey tarafta bulunan çadırın batı yüzünde 3 adet 9-9’luk saçma diye tabir edilen girişin olduğu, güney tarafında güney batı tarafına yakın 3 adet çıkışın olduğu, hemen yanındaki orta çadırda kuzey tarafından 10 adet saçma girişinin olduğu, güney istikametinde ise 6 adet çıkış deliğinin olduğu, ortada bulunan çadırın kuzey kenarına 80 cm mesafede doğu kenarına 110 cm mesafede 30×30 cm ebadında damla damla kan lekelerinin olduğu, güney çadırında kuzey batı köşesine yakın batı tarafında bir adet saçma giriş deliğinin olduğu, güney çadırının hemen güney doğu köşesine 4 metre mesafede…’nun fındık bahçesinin kenarında bulunan ağaçta zeminden 2,45 metre ve yüksekliği 3,30 metre olan 3 adet saçmanın isabet ettiği, en alttaki saçmanın gözle görülebilecek nitelikte olduğu, çadırların bulunduğu yere yaklaşık 65-70 metre mesafede bulunan kanalın karşı kısmındaki elektrik direğinin dibinde 5 adet kartuş bulunduğu (cheddıte 12 max 1050 bar 11/0 8,00 3 gram BUCKSHOT), elektrik direğinin dibinde muhtemelen yeni içildiği değerlendirilen Efes marka bira kutusunun olduğu, elektrik direğinden 15 metre kuzey batı yönüne doğru olan fındık tarlasının içinde 3 adet boş kartuş olduğu, iki adet boş kartuşun elektrik direğinin dibindeki kartuşlar ile aynı, bir tanesinin ise üzerinde Momento 12 cal BUCKSHOT yazılı olduğu,
08.09.2017 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; 07.09.2017 tarihinde saat 01.50 sıralarında Samsun ili, Terme ilçesi, Bafracalı Mahallesi’nde silahla kasten öldürme olayı olduğunun bildirilmesi üzerine aynı tarihte saat 02.20 sıralarında olay yerine intikal edildiği, olay yerindeki jandarma ekipleri ile yapılan mülakatta kanalın kenarında bulunan fındık işçilerinin kaldığı 3 adet çadır istikametine su kanalının batı tarafından kimliği meçhul kişilerce ateş edildiği, çadırda bulunan bir kadının hastanede vefat ettiği, olay yerinin su kanalı kenarında bulunan Azaklıoğlu Sokak olduğu, sokaktaki yolun stabilize olduğu, yol üzerinde yapılan kontrolde yol ile su kanalı arasındaki ağaç elektrik direğinin 1,5 km kuzey istikametinde yaklaşık 1 metre çapında çukur içerisinde 5 adet boş av tüfeği kartuşunun bulunduğu, kartuşların dip tablalarında iğne izinin mevcut olduğu, kartuşların 4 adedinin dip tablasında “CHEDDİTE 12” yazılı “YAF”, bir adedinde ise “ÖZKURSAN 12” yazılı “SNİPER” markasının yazdığı, …’e ait fındık bahçesinin …’e ait fındık bahçesi ile sınır yerinde bahçe çitinden 80 cm içerisinde 3 adet boş av tüfeği kartuşunun bulunduğu, fındık işçilerinin kaldığı 3 adet naylondan ve bezden yapılma çadırın olduğu, çadırların kurulduğu yerlerin kısmen çimenlik ve çamurlu olduğu, çadırlara 1, 2 ve 3 numaralarının verildiği, kanal kenarına 5,5 metre mesafede olan çadırların baştan sona uzunluklarının 16 metre olduğu, maktul ve katılanın 2 numaralı çadırda bulundukları,1 numaralı çadırda yapılan incelemede çadırın batı istikametindeki tarafında ve ortalarında yükseklikleri 125 cm, 150 cm ve 170 cm olan muhtemelen 9×9 tabir edilen saçma tanelerine ait olduğu değerlendirilen birbirine yakın üç adet deliğin bulunduğu, yine aynı çadırın güney batı köşesine yakın ve güney tarafındaki yükseklikleri giriş deliklerinde olduğu gibi olan 3 adet çıkış deliği olduğu, çadır içerisinde herhangi bir bulguya rastlanmadığı, 2 numaralı çadırda yapılan incelemede çadırın kuzey istikametinde yüksekliği 2,5 metre, genişliği 3 metre olan tarafında 26 cm, 57 cm, 117 cm, 2×108 cm, 135 cm ve 4×170 cm yüksekliklerinde olup homojen bir dağılım gösteren toplam 10 adet giriş deliği ile yine aynı çadırın güney istikametindeki tarafında 95 cm, 110 cm, 170 cm, 3×180 cm yüksekliklerinde olup homojen bir dağılım gösteren ve çıkış deliği olduğu değerlendirilen 6 adet deliğin bulunduğu, çadırın içerisinde yer yataklarının serili olduğu, girişe göre sağ tarafta mutfak malzemesinin bulunduğu, çadırın tabanın 3×6 metre ölçülerinde olduğu, yerde 30×30 cm ebatlarında damlalar hâlinde kan lekelerinin bulunduğu, 3 numaralı çadırın güneydoğu köşesine 4 metre mesafedeki ağacın kuzey tarafında ve yerden 2,45 m yukarısında gövdesine saplanmış saçma tanesinin bulunduğu, sanığın ikametinin bahçesinde 3 adet av tüfeği kartuşunun ele geçirildiği,
07.09.2017 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağına göre; kimlik tanığı katılan …’ın, maktulün teyzesi olduğunu, fındık toplamak amacıyla Viranşehir ilçesinden yaklaşık 4-5 gün önce geldiklerini, olayın gerçekleştiği yere çadırlarını kurduklarını, maktulle aynı çadırda yan yana yattıklarını, saat 00.15 sıralarında tüm aile bireyleri ile çadırlara geldiklerini, kısa bir süre sonra sağ elinde bir acı hissettiğini, onun etkisiyle uyandığını, maktulün de akabinde uyandığını, maktule, “Parmaklarımda bir … var, yatamıyorum.” dediğini, maktulün de “Parmakların uyuşmuş olabilir, bir şey olmaz.” diye söylendiğini, etrafına daha dikkatli baktığında elinde kan gördüğünü, teyzesine gösterdiğini, teyzesi bu sırada yatağın içinde otururken yanlış hatırlamıyorsa 3 defa ateş edildiğini, maktulün yüzüstü yatağın üzerine düştüğünü, uyku sersemliği ile silahın hangi yönden ateşlendiğini görmediğini, son günlerde çevresindekilerle herhangi bir husumet yaşamadıklarını beyan ettiği, maktulün 156 cm, yaklaşık 70-75 kg ağırlığında, kahverengi gözlü, esmer tenli, uzun siyah saçlı olduğu, sağ skapulanın üst dış kısmında mermi giriş deliği mevcut olduğu, mevcut hali ile ateşli silah yaralanmasına bağlı olan ve neticesinde gerçekleşen komplikasyonlar olmasına binaen kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için klasik otopsi yapılmasına karar verildiği,
07.09.2017 tarihli otopsi tutanağında; maktulün boyunun 163 cm, tahminen 75-80 kg ağırlığında, 36 yaşında, koyu kumral saçlı, kahverengi gözlü, ölü katılığının oluştuğu ve hâlen devam ettiğinin, ölü lekelerinin sırtta bası görmeyen bölgelerde mor renkte oluştuğunun, göğüs sağda orta aksiler hatta aksillanın 6 cm aşağısında 1 cm çapında etrafında vurma halkası olan alev yanığı, is bulaşığı, barut kakmaları olmayan av tüfeği saçma tanesi giriş deliği olduğunun saptandığının, sağ bacak 1/3 orta anteriorda 2×1 cm boyutunda yeşil renkte ekimoz olduğunun, göğüs sağ lateralde midaksiller hatta 3. İntelkostal aralıkta 1 cm çapında delik olduğunun, sağ akciğer üst lobunda saçma tanesi geçisine bağlı giriş ve çıkış delikleri olduğunun, çıkan aortta saçma tanesi geçişine bağlı delik olduğu, aort içerisinden 0,9 cm çapında saçma tanesi çıkarıldığının, haricen 1 no da göğüs sağda tarif edilen av tüfeği saçma tanesi giriş deliğinden giren saçma tanesinin yumuşak dokuları geçtikten sonra göğüs boşluğuna girdiğinin, sağ akciğerde yaralanma oluşturduktan ve aortta yaralanmaya neden olduktan sonra burada trajesinin sonlandığının, müstakilen öldürücü mahiyette olduğunun, atışın yönünün sağdan sola olduğunun, vücutta bir adet giriş deliği olduğundan ve çıkış deliği bulunmadığından otopsi işlemi sırasında 1 adet av tüfeği saçma tanesinin elde edildiğinin, atış kıyafetli bölgeye isabet ettiğinden olay esnasında maktulün üzerindeki kıyafetlerin incelenmesi ile atış mesafesinin saptanmasının uygun olacağının, maktulün av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı akciğer, aort yaralanması ve bunlara bağlı gelişen iç ve dış kanama sonucu öldüğünün bildirildiği,
Adli Tıp Kurumu Trabzon Grup Başkanlığı Kimya İhtisas Dairesince düzenlenen 06.04.2018 tarihli raporda; maktulün kan ve göz iç sıvısı içerisinde alkol (etanol/metanol) ve sistematiklerindeki maddelerin bulunmadığının belirtildiği,
Terme Cumhuriyet Başsavcılığınca 08.03.2018 tarih ve 1816 sayı ile; şüpheliler …, …, … . hakkında kasten yaralama ve öldürme suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
14.05.2018 tarihli tutanağa göre; maktul, katılanlar …’nın Şanlıurfa ilinden mevsimlik fındık işçisi olarak Terme ilçesi, Bafracalı Mahallesi’ne geldikleri ve fındık sezonu sonunda iş bittiğinde Şanlıurfa’ya döndükleri, Bafracalı Mahallesi’nde husumetli, alacaklı ve borçlu oldukları kimsenin olmadığının bilindiği, sanık ile maktul ve katılan arasında hiçbir husumetin, anlaşmazlığın veya düşmanlığın bulunmadığı,
Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 08.09.2017 tarihli uzmanlık raporunda; sanığın oturduğu evin bahçesinden elde edilen 12 numara 3 adet fişek kovanı ile olay yerinden elde edilen 12 numara 8 adet av fişeğinin aynı tek bir ateşli silah namlusu ile atıldıklarının belirtildiği,
Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 18.09.2017 tarihli uzmanlık raporunda; 12 numara toplam 11 adet av fişeği kartuşunun atışına engel mekanik herhangi bir arızası bulunmayan “SARSILMAZ SA-W-700 LX” ibareleri mevcut, “11M04501” numaralı, 12 numara av fişeği istimal eden, yivsiz-setsiz tek namlusu bulunan, yarı otomatik çalışma sistemine sahip av tüfeği ile atıldıklarının belirtildiği,
28.08.2018 tarihli tutanakta; sanığın ateş ettiği yer ile maktulün bulunduğu çadır arasındaki mesafenin 90 metre olduğunun, gece vakti krokide boş kartuşların bulunduğu belirtilen yer ile maktulün bulunduğu çadırın çadır ışıklarının tamamen kapalı olması hâlinde çıplak gözle görülemeyeceğinin, maktulün bulunduğu çadır ile yan kısımlarda bulunan çadırlarda işçileri çalıştırmak üzere getiren …’in evinden çekilmiş elektrik hattı olduğunun ve bu hat üzerinden çadırda yaşayanların aydınlatma için elektrik kullandığının, çadırların içerisinde yanan ampulden dolayı sanığın ateş ettiği yer ile maktulün bulunduğu çadırın çıplak gözle rahatlıkla görülebileceğinin, olayın olduğu gün olay yerine olaya müdahale için gidildiğinde çadırlarda yanmakta olan ampullerin olduğu ve bu çadırların içerisindeki ampullerin yapmış olduğu aydınlık nedeniyle çadırların çıplak gözle gece saatlerinde görüldüğünün belirtildiği,
Anlaşılmıştır.
Katılan … benzer şekilde aşamalarda; maktulün ablası olduğunu, olay tarihinde fındık işçisi olması sebebiyle Terme’de bulunduğunu, çadırlarda toplam 15 kişi olduklarını, ışık yandıktan sonra da sanığın ateş ettiğini,
Bilgi alma tutanağında …; olay günü evinde olduğunu, fındık işçilerinin kaldığı çadırların da evinin karşısındaki kanalın diğer tarafında yer aldığını, saat 00.30 sıralarında fındık işçilerinin evinin kapısını çaldığını, maktulün vurulduğunu söylediklerini, oğlu … …’in yaralıları Çarşamba Devlet Hastanesine götürdüğünü,
Bilgi alma tutanağında…; olay tarihinden 4 gün önce fındık tarlalarında çalışmak için geldiklerini, kendilerinin yaptığı çadırlar içerisinde kaldıklarını, 07.09.2017 tarihinde saat 00.30 sıralarında çadırda yatarken silahla ateş etme sesi duyduğunu, sesin geldiği yere bakmak için dışarıya çıkmaya niyetlendiğinde yan çadırdan ağlama seslerinin geldiğini, o esnada çadırların ışıklarının sönük olduğunu, orta çadır ışık yakınca tekrardan silahla ateş ettiklerini, yere yattığını, ateş kesilince çadırdan dışarı çıktığını, çevrede kimseyi göremediğini, yan çadırlarındaki …’ın yaralandıklarını,
Bilgi alma tutanağında Süreyya Yüksel; sanığın annesi olduğunu, gece yarısı tahminen saat 22.00-24.00 sıralarında sanığın aşırı derecede alkollü vaziyette eve geldiğini, kendisine, “Anne fındıklıkta ses var.” diyerek av tüfeğini alıp evden ayrıldığını, kendisinin uyuduğunu, belli bir süre sonra sanığın eve döndüğünü ve ağlamaya başladığını, sanığa, “Ne oldu?” diye sorduğunda, “Bizim tarlanın civarındaki Kürtlerin çadırına doğru havaya ateş ettim. Çadırlardan bağırma ve çığlık sesleri geldi. Herhalde ben yanlışlıkla onlardan birilerini vurdum. Aslında onlara vurmak için ateş etmedim, ama saçmalar onlara doğru gitti.” dediğini, bunun üzerine, “Oğlum ekmeğinin peşinde insanlar, keşke bütün fındıklar çalınsaydı da sen ateş etmeseydin.” diye söylediğini, sanığın olayda kullandığı av tüfeğini evin yan tarafında bulunan ahırın kenarındaki hayvan pisliğine gömdüğünü,
İnceleme dışı katılan … kollukta; Samsun’a fındık toplamaya gittiklerini, fındık topladıkları tarlada çadırda kaldıklarını, olay günü silah sesini duyması ve canının yanması ile uyandığını, elinin kanadığını, ağlama sesine teyzesi maktulün kalktığını, maktulün lambayı açıp yanına geldiği esnada art arda silah sesleri duyduğunu, maktulün yaralandığını ve yere düştüğünü, maktulün hastaneye giderken vefat ettiğini,
İstinabe olunan Mahkemede; soruşturma aşamasında verdiği beyanını aynen tekrar ettiğini, olay tarihinde çalışmak üzere Samsun’un Terme ilçesine gittiklerini, uyuduğu esnada kolundan ve bacağından yaralandığını, nasıl yaralandığını bilmediğini, kolu çok ağrıdığı için uyandığını, maktulün de uyandığını ve ışığı yaktığını, bu esnada maktulün omzuna kurşun geldiğini, olay esnasında silah sesi duymadıklarını, maktul yaralandığında ateş edildiğini anladığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık … müdafi huzurunda kollukta; olay gecesi alkollü olduğunu, evden av tüfeğini alıp araziden geçerek kanal sırtı istikametine gittiğini, kendilerine ait olan tarladan yola çıkarken ağaç kütüklerinin olduğu yerde ayakta dururken omuz kısmından tuttuğu Sarsılmaz marka av tüfeği ile havaya rastgele ateş ettiğini, tüfekteki mermiler bitince tekrar doldurup ateş ettiğini, yolun karşısına geçip geçmediğini alkolün etkisiyle hatırlamadığını, sekiz el ateş ettiğini, av tüfeğinin şarjöründeki mermilerin bittiğini, yanında kimse olmadığını, o esnada bağırma sesi duyduğunu, birisinin silahla yaralandığını anladığını, panikleyerek olay yerinden kaçtığını, arazi yolunu kullanarak evine gittiğini, evin bahçesinde av tüfeği ile 3 kez ateş ettiğini, odasına geçip uyuduğunu, sabah maktulün öldüğünü duyduğunu, av tüfeğini evlerinin arka kısmında bulunan ot yığının içerisine sakladığını, hayvan pisliğinin olduğu yere kendisinin saklamadığını, kanal sırtında olan fındık işçilerinin çadırlarının olduğu yeri bildiğini, av tüfeği ile ateş ederken çadırların içerisinde ışık yanmadığını, ses geldikten sonra çadır içerisinde ışık yandığını, ışık yanınca kaçtığını,
Savcılıkta ve tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; yazları fındık zamanında tarlalarda tüfekle ateş edildiğini, alkol aldığı zamanlarda ara ara tarlaya gidip tüfekle ateş ettiğini, kendilerine ait fındık tarlasının olduğunu, başka illerden fındık toplamak için işçilerin köylerine geldiklerini ve çadırda kaldıklarını, fındık işçilerinin çadırlarını nereye kurduklarını köylünün de kendisinin de bildiğini, silah atmaya gittiğinde çadırların nerede olduğunu bildiğini, saat 22.00’ye kadar alkol aldığını, evdeki av tüfeğini alıp kendi tarlasına gittiğini, tarlaya vardıktan sonra havaya ateş ettiğini, av tüfeğinin haznesinin toplam beş fişek aldığını, 4 tane taktığını, 8 tane fişek sıktığını, en son fişeği sıktıktan sonra kadın sesi geldiğini, fişekleri sıkarken etrafta hiçbir çadır görmediğini ancak etrafta çadırlar olduğunu bildiğini, kadın sesi gelip çadırın lambası yanınca çadırı gördüğünü, kendisince kadına saçma tanesinin değdiğini düşünerek panikleyip eve kaçtığını, evin önünde de 3 tane fişeği havaya sıktığını, tarlaya tek başına gittiğini, yaralanan kişileri tanımadığını,
Mahkemede; Çarsamba ilçesinde alkol aldığını, Terme’ye dönerken yanına 3-4 tane daha bira aldığını, saat 23.00 sıralarında eve geldiğini, evde bulunan tüfeği ve biraları alarak evlerine 300 metre mesafede tapuda babaannesi Melike Yüksel’in üzerine kayıtlı kendilerine ait olan fındık tarlasına gittiğini, yanındaki biraların 3 tanesini içtiğini, tüfekle 8 kez ateş ettiğini, tüm atışlarını kanalın olduğu yerde tek noktadan yaptığını, maktulün bulunduğu çadırın oraya kurulduğunu bildiğini ancak kaç kişi ve kim olduklarını bilmediğini, olay gecesi alkolün etkisiyle havaya doğru ateş ederken çadırların orada olduğunun aklına gelmediğini, gece karanlık olması sebebiyle çadırları çıplak gözle görmesinin mümkün olmadığını, çadırların toprak yola kurulduğunu, aydınlatmanın asfalt yolda olduğunu, 8 kez ateş ettikten sonra etrafta anormal bir durum görmediğini, tüfeği alıp eve döndüğünü, evin bahçesinde kalan birasını içtiğini, tüfekte mermi olduğunu bildiği için 3 kez daha ateş ettiğini, daha sonra yatıp uyuduğunu, tüfeği bu olay üstüne kalır diye sakladığını, maktulü kendisinin öldürdüğüne herhangi bir şekilde ihtimal vermediğini, atış yaparken kanalın karşısına geçmediğini, soruşturma aşamasında çadırda bir bayanın ağlama sesini duyduğu şeklindeki savunmasını kabul etmediğini,
Bozmadan sonra Mahkemede; önceki savunmalarını aynen tekrar ettiğini,
Savunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Hukuki Açıklamalar
TCK’nın Kast başlıklı 21. maddesi;
“(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir” şeklinde düzenlenerek maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde doğrudan kast, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde de olası kast tanımlanmıştır.
Olası kastın tanımlandığı TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasının gerekçesinde;
“…Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.
Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.
Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.
Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiş ve olası kasta ilişkin örnek olaylar gösterilmiştir.
Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi hâlinde doğrudan kastla hareket etmiş olacak, buna karşın işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi hâlinde olası kast söz konusu olacaktır.
Olası kasıt ile doğrudan kasıt arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasıttaki bilme unsurudur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi, doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleri de doğurması muhakkak ise failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kasıtla hareket ettiği kabul edilmelidir.
Olası kastı doğrudan kasıttan ayıran diğer ölçüt; suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda muhakkak değil ama büyük bir ihtimalle gerçekleşecek olan neticenin meydana gelmesini kabullenmekte ve olursa olsun düşüncesi ile göze almakta; neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba göstermemektedir. Olası kasıtta fiilin kanunda tanımlanan bir sonucun gerçekleşmesine neden olacağı muhtemel görülmesine karşın, bu neticenin meydana gelmesi fail tarafından kabul edilmektedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Sanık … 29, maktul … 36 yaşında olup maktulün de içinde bulunduğu 16 kişinin olay tarihinden yaklaşık 4-5 gün önce fındık toplamak amacıyla Şanlıurfa’dan Samsun ili, Terme ilçesi, Bafracalı Mahallesi’ne geldikleri, Azaklıoğlu Sokak karşısındaki kanal sırtında kanala 5,5 metre mesafede birbirlerine yaklaşık 1,5 metre ara olan üç adet bez ve naylondan ibaret çadırları kurdukları, tanık …’e ait fındıkları topladıkları için onun evinden çadırlara elektrik çektikleri, sanığın gece geç saatlere kadar alkol aldığı ve ailesinin ısrarına rağmen olaydan sonra ikametindeki ahır içerisinde ele geçirilen ruhsatsız Sarsılmaz marka 12 numara av fişeği istimal eden, yivsiz-setsiz tek namlusu bulunan ve yarı otomatik çalışma sistemi olan av tüfeğini aldığı, kanal sırtı denilen yere giderek alkol almaya devam ettiği, olay yerinde işçilerin kaldığı çadırların olduğunu bildiği hâlde saat 00.30 sıralarında babası …’e ait fındık tarlasından yaklaşık 90 metre mesafeden içerisinde Buckshot 9’lu şevrotin olarak tabir edilen büyük boy saçma taneleri bulunan kartuşla yatay şekilde 3 kez, 65-70 metre mesafedeki kanalın karşısındaki elektrik direğinin dibinden de 5 kez olmak üzere toplam 8 kez ateş ettiği, bu atışlar sonucunda çadırlara saçma tanelerinin isabet ettiği, maktulün bulunduğu çadırda 10 adet saçma tanesi giriş deliği olduğunun tespit edildiği, inceleme dışı katılan …’ın elinden basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı ve acı içerisinde ağlaması üzerine teyzesi maktulün yatağından kalkarak ışığı açtığı, sanığın atışlarına devam ettiği, saçma tanelerinden birinin katılanın yanına giden maktulün sağ arka (sırt) kısmına isabet ederek yaralanmasına neden olduğu, sanığın olay mahallinden ikametine gittiği ve aynı tüfekle 3 kez de evlerinin bahçesinde havaya doğru ateş ettiği, yaralanan maktulün Çarşamba Devlet Hastanesine götürüldüğü ve aynı gece av tüfeği saçma tanesi yaralanmasına bağlı akciğer, aort yaralanması ve bunlara bağlı gelişen iç ve dış kanama sonucu öldüğü, sanığın da olaydan bir gün sonra 08.09.2017 tarihinde alkollü vaziyette ikametindeki ahırın çatı kısmında saklanmış hâlde göz altına alındığı olayda;
Sanığın savunmalarına göre alkol aldığı zamanlarda tüfekle ateş ettiği, olay günü de aşırı alkollü olan sanığın maktulün de içinde bulunduğu yan yana üç adet naylon ve bezlerle kurulmuş çadırların kanal kenarında kurulu olduğunu bildiği, sanıkla aralarında husumet bulunmayan maktulün yeğeni olan inceleme dışı katılan …’ın kovuşturma aşamasında da tekrar ettiği soruşturma aşamasındaki beyanından ve bu beyanı destekleyen maktulün ve katılanın bulunduğu çadırın yanındaki çadırda kalan ve kolluk tarafından bilgisine başvurulan…’in anlatımlarından sanığın, çadırın ışığının yanmasına rağmen atışlarına devam ettiğinin anlaşılması, 28.08.2018 tarihli tutanak içeriğine göre sanığın atışlarını yaptığı yerden, içerisinde yanan ampulden dolayı çadırın çıplak gözle rahatlıkla görülebilmesi, atış sırasında etkisi geniş Buckshot 9’lu şevrotin olarak tabir edilen büyük boy saçma taneleri bulunan kartuşu kullanması, maktulün kaldığı çadıra ve diğer çadırlara isabet eden saçma tanesi, isabet sayısı ve izleri ile ateş edilen iki noktadan çadırlara olan mesafe dikkate alındığında sanığın tüfeği çadırları hedef alarak yatay şekilde ateşlemiş olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; sanık tarafından tüfekle yapılan atışların çadırda bulunan maktule isabet etmesinin, muhtemel bir neticenin ötesinde sanığın fiilinin zorunlu ve kaçınılmaz olarak ortaya çıkan bir sonucu olduğu, bu nedenle sanığın eyleminin doğrudan kasıtla öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın eyleminin olası kastla öldürme suçunu oluşturduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
1-Yerel Mahkemece sanık hakkında sanığın maktulü olası kastla öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmündeki; direnme gerekçesinin İSABETLİ OLMADIĞINA,
2- Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin 25.03.2021 tarihli ve 277-2021 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığın eyleminin kasten öldürme suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2023 tarihinde yapılan müzakere oy çokluğu ile karar verildi.