YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2022/180
KARAR NO : 2023/7
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
İtirazname No : 2014/365916
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 287-190
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Cinsel saldırı suçundan sanık …’in, TCK’nın 102/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Silivri 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 16.04.2014 tarihli ve 287-190 sayılı hükmün, sanık tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 10.06.2021 tarih ve 6028-4201 sayı ile; “…Gerçekleştiği iddia edilen eylemle ilgili bir kaç gün sonra kolluğa müracaatta bulunulması şeklindeki olayın intikal tarzı ve zamanı, savunma, tanık anlatımları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, mağdurenin aşamalardaki soyut beyanları dışında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 01.07.2021 tarih ve 365916 sayı ile;
“09/12/2012 günü saat 23.00 civarında gerçekleşen olaydan sonra 11/12/2012 günü mağdurun eşi ile sanık arasında bu olay nedeniyle çıkan tartışmada mağdurun eşinin sanığı darp etmesini müteakiben mağdurun kolluğa başvurusu ile intikal eden olayda;
Mağdur … duruşmada ‘Bir kere içki içtiğimiz hususu doğru değildir. ben bira içmedim, o uyuşturucu almıştı, Mustafalarla birlikte o gecede uyuşturucu almışlardı, zaten bana sarkıntılık yaptığında da kendinde değildi. Ben … gelirse seni öldürür dediğimde bir anda irkildi kendine geldi, çıktığımda da peşimden geldi, abla özür dilerim, abla özür dilerim, kafam güzeldi dedi. Olay günü mustafalara gitmiştim, çıkışta …, … seni eve bıraksın dedi. Ben gerek yok dememe rağmen peşime takıldı. Evin oraya kadar geldi. Sonra ben yukarıya çıktım. Bir müddet sonra kapı çaldı, … deyince eşim zannettim kapıyı açtım. Sonra onu gördüm. … kapıyı zorlayıp içeriye girmeye çalıştı. Bende yapıcı davrandım, iyi niyetli davrandım, aslında onun niyetinin iyi olmadığını anladım, ancak ona sen Mustafaya niye uyuyorsun, uyuşturucu içiyorsun, hayatını karartma dedim. Kahve yaptım, iç git dedim. Ancak o kollarımdan tuttu beni öpmeye çalıştı, ben koltuğun üzerine düştüm yüzümü kapattım ve kasıklarına tekme ile vurmaya başladım. … seni öldürecek dediğimde kendine geldi ve ben çıktıktan sonra da peşimden gelip abla özür dilerim, abla özür dilerim, kafam güzeldi dedi. Sonra ben bunu eşime anlattım, o da … ve … ile birlikte Mehmetin yanına gidelim dedi. Gittik, eşim onu dışarıya çağırdı, o da geldi, bu sırada eşim ona delikanlı gibi olayı anlat, yaptığını kabul et, özür dile dedi. İlk başta kabul etmedi, sonra eşim ona delikanlı gibi doğruyu söyle dedi. Bunun üzerine o da biraz alaycı ve … bir tarzla abi özür dilerim kafam güzeldi kendimde değildim dedi. Bunun üzerine eşimde ona bir tokat attı, olay böyle oldu’ şeklinde beyanda bulunduğu, kolluk anlatımının da kendisine yönelik eylemler bakımından aynı mahiyette olduğu,
Sanığın ise tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmeyip olay gecesi mağduru evine kadar götürdüğünü, mağdurun daveti ile evine çıkıp bir kahve içtikten sonra evden ayrıldığını savunduğu,
Olay günü madde etkisinde olduğuna dair sanığın ikrarının bulunduğu, tanık anlatımlarının da bu yönde olduğu,
Sanıkla olay günü tanışan mağdurun sanığa suç atfı için bir nedeninin olmadığı, Olayın intikal şeklinin hayatın olağan akışına uygun olduğu,
Yüksek Dairece, sanık hakkında konut dokunulmazlığından verilen mahkumiyet hükmü yönünden mağdurun beyanına itibar edildiği, sanığın savunmasına itibar edildiği takdirde mağdurun daveti ile mağdurun evine giren ve kahve içerek oradan ayrılan sanığın gayri meşru bir amaçla mağdurun evine girmediğinin ve atılı konut dokunulmazlığını ihlal suçunun unsurlarının oluşmayacağının kabulü gerekirken Yüksek Dairenin bu savunmaya itibar etmeyerek mahkumiyet hükmünü onaması karşısında mağdurun beyanının bölünmüş olacağı, mağdurun beyanından başka delil olmayan olayda mağdurun beyanına bir suç yönünden itibar edilip diğer suç yönünden itibar edilmemesi suretiyle çelişki yaratıldığı,
Sanığa suç atfında bir sebebi bulunmayan mağdurun istikaralı beyanları, olay günü madde etkisi altında olduğunu kabul eden sanığın mağdurun evine gittiğine dair ikrarı gözetildiğinde;
09/12/2012 günü akşam saatlerinde tanık …’nun evine misafirliğe giden mağdur …’nın orada sanık … ile ilk karşılaştığı, gece saat 23.00 sıralarında evine döndüğünde tanık …’nın teşvikiyle sanığın a mağdura eşlik ettiği, mağdurun evine girdikten bir süre sonra sanığın mağdurun evinin kapısını çaldığı, mağdur kimin geldiğini sorunca ‘…’ diye cevap verdiği, mağdurun eşinin geldiği düşüncesi ile kapıyı aralayınca sanığın kapıyı iterek eve girdiği ve katılanın kollarından tutarak öpmeye çalıştığı, bu sırada katılanın yere düştüğü, katılanın sanık … Ünere tekme ile vurması üzerine sanığın katılanı bıraktığı, eşinin kendisine zarar vereceğini söyleyince kendisine gelen sanığın özür dileyerek evden ayrıldığı, böylece sanığın basit cinsel saldırı suçunu işlediğinin sabit olduğu düşüncesine varılmış ve Yüksek Dairenin bozma kararına itiraz etmek gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 13.01.2022 tarih ve 22458-280 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı eylemin sabit olup olmadığının, sabit olduğunun kabulü hâlinde eylemin basit cinsel saldırı suçunu mu yoksa sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçunu mu oluşturduğunun, eylemin sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçunu oluşturduğunun kabulü hâlinde dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Olay tarihinde sanığın 20 yaşında ve bekâr, mağdurenin ise 24 yaşında ve evli olduğu,
Dosyada bulunan CD’nin incelenmesinde mağdure, mağdurenin eşi olan inceleme dışı sanık … ve tanıklar … ile …’nın 11.12.2012 tarihinde saat 18.17’de hastane acil servisinin önüne gelerek kamera açısının dışında bulunan bir yere gittikleri, saat 18.18’de yanlarında sanık da bulunduğu hâlde hastane acil girişinin önüne geldikleri ve kameranın görüş açısına girdikleri, inceleme dışı sanığın, sanığın koluna girdiği ve saat 18.19.20’ye kadar konuştuklarının görüldüğü, saat 18.19.20’den itibaren inceleme dışı sanığın, sanığın kolundan çıktığı ve yanlarında mağdure ve tanıkların da bulunduğu vaziyette karşılıklı olarak konuşmaya devam ettikleri, saat 18.19.53’te inceleme dışı sanığın sanığa yumruk attığı, tanıkların araya girdikleri, sanığın ise uzaklaştığı, ardından hastanenin önünde bulunan polisin olaya müdahale ettiği,
Silivri Asliye Ceza Mahkemesinin 16.04.2014 tarihli ve 287-190 sayılı kararı ile inceleme dışı sanık hakkında sanığı kasten yaralama suçundan dolayı 2/4 oranında haksız tahrik indirimi uygulanarak verilen adli para cezasının açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdure 12.12.2012 tarihinde saat 00.39’da Kollukta; olay günü saat 20.00 sıralarında ziyaret amaçlı tanık …’nun evine gittiğini, …’nın annesi, tanık … ve sanığın da orada olduklarını, saat 23.00 sıralarında eve döndüğünü, evde yalnız olduğunu, kapı zilinin çaldığını, “Kim o?” diyerek seslendiğini, “Ben ….” şeklinde cevap gelmesi üzerine eşinin geldiğini düşünerek kapıyı açtığında sanığı gördüğünü, sanığın “Seninle konuşmak istiyorum.” diyerek kapıyı ittirdiğini ve içeri girip kollarından tutarak kendisini öpmek istediğini, kendisinin ise odaya doğru gittiğini, peşinden gelen sanığın tekrar kollarından tutup öpmek istediği sırada kendisinin yere düştüğünü, o sırada üzerine gelen sanığın karnına tekme attığını, üzerine gelmekten vazgeçen sanığa “Dışarı çık. Bak eşim gelirse seni vurur.” dediğini, sanığın “Kafam güzel abla. Özür dilerim.” diyerek evden ayrıldığını,
Mahkemede; alkol almadıklarını, sanığın uyuşturucu kullandığını, evden çıkınca tanık …’nın “… seni eve bıraksın.” dediğini, istememesine rağmen sanığın peşine takıldığını, eşi zannederek kapıyı açtığında sanığın niyetinin iyi olmadığını anladığını ancak yapıcı olmaya çalışarak iyi niyetli davrandığını, sanığa “Sen niye …’ya uyup uyuşturucu içiyorsun? Hayatını karartma.” dediğini, sanığa kahve yaptığını, “İç, git.” dediğini ancak sanığın, kollarından tutup öpmeye çalıştığını, koltuğun üzerine düştüğünde yüzünü kapattığını ve sanığın kasıklarına tekmeyle vurduğunu, sarkıntılık esnasında sanığın kendisinde olmadığını, “… gelirse seni öldürür.” dediğinde sanığın bir anda irkildiğini, çıktığında da peşinden gelip “Abla özür dilerim. Abla özür dilerim. Kafam güzeldi.” dediğini, eşiyle sanığın çalıştığı yere gittiklerinde eşinin sanığa “Delikanlı gibi olayı anlat, yaptığını kabul et, özür dile.” şeklinde sözler söylediğini, sanığın ilk başta kabul etmediğini, eşinin tekrar “Delikanlı gibi doğruyu söyle.” demesi üzerine sanığın biraz alaycı ve … bir tarzla “Abi özür dilerim. Kafam güzeldi. Kendimde değildim.” diyerek cevap verdiğini, sorulması üzerine; sanığın iki kolundan tutup kafasını uzatıp öpmeye çalıştığını, bunun üzerine kafasını önüne eğip kendisini koltuğa attığını, ardından sanığı tekmelediğini, sorulması üzerine; o tarihte evi taşıma durumunun olmadığını, olsaydı …’dan yardım isteyeceğini, kendisinin sadece sonradan olabilecekleri söylediğini, olay esnasında bağırma olduğunu, hatta evden çıkışta ev sahibinin çıkıp polisi aramayı da teklif ettiğini ancak bu teklifi kabul etmediğini, eşinin duymasını istemediğini, ardından sıkıntı olmaması için eşine durumu anlattığını,
11.12.2012 tarihinde tanıklar … ve … Kollukta; sanığın çaycı olarak çalıştığı hastaneye mağdurenin eşi inceleme dışı sanık …’le birlikte gittiklerini, sanığın çay dağıttığı sırada inceleme dışı sanık …’in sanığa “Sen bizim eve gelmiş eşime sarkıntılık etmişsin. Eşim böyle söyledi. Doğru mu?” dediğini, sanığın “Özür dilerim.” şeklinde cevap verdiğini, açıklama yapmaya fırsatı kalmadan inceleme dışı sanık …’in sanığı darbetmeye başladığını, onları ayırdıklarını,
Tanık … Mahkemede; taraflarla bir akrabalığı ya da husmetinin bulunmadığını, sorulması üzerine; eve sanığın mı mağdurenin mi önce geldiğini hatırlamadığını, kendisinin alkol almadığını, mağdure ve sanığın da alkol almadıklarını hatırladığını, evdeyken mağdurenin taşınacağını söyleyip yardım edip etmeyeceğini kendisine sorduğunu, sanığa sorup sormadığını ise bilmediğini, olay günü sanık ve mağdure eve gelmeden kendisinin uyuşturucu kullandığını, sanığın da kullandığını, her ne kadar sanık kendinde olsa da uyuşturucunun etkisi altında olduğunu, olanları daha sonra inceleme dışı sanık …’in anlattığını, birlikte sanığın yanına gittiklerinde sanığın “Özür dilerim.” diyerek söze başladığını ancak cümlesini bitiremediğini, o sırada sanığın “Kusura bakma abi. Kafam güzeldi.” deyip demediğini hatırlamadığını,
İnceleme dışı sanık … Kollukta; 11.12.2012 tarihinde saat 14.00 sıralarında eşi olan mağdurenin, kendisine 09.12.2012 tarihinde saat 23.00 sıralarında eve gittiğini, ardından sanığın kapı zilini çalıp “Seninle bir şey görüşeceğim.” diyerek içeri girdiğini, ardından üzerine yürüyerek sarılıp öpmek istediğini, o sırada salonda zemine düştüğünü, sanığın tekrar sarılmak istemesi üzerine sanığın karnına tekme attığını, sanığın “Özür dilerim abla. Kafam güzeldi. O yüzden yaptım.” diyerek evden ayrıldığını anlattığını, tanıklar … ve … ile birlikte sanığın yanına giderek ona “Neden eşime sarkıntılık yaptın?” dediğini, sanığın “Kafam güzeldi. Özür dilerim.” demesi üzerine ona bir tokat attığını ve kavga ettiklerini, tanıkların araya girip ayırdıklarını,
Mahkemede önceki beyanına ek olarak; rahatsızlanması nedeniyle hastaneye götürdüğü eşi olan mağdurenin, kendisine sanığın eylemlerinden bahsettiğini, hastanede sanıkla karşılaştıklarını, sanığa sorduğunda sanığın “Abi özür dilerim. Kafam güzeldi.” diyerek gülmeye başladığını, bunun üzerine ona bir tokat attığını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık 12.12.2012 tarihinde saat 01.39’da Kollukta; 09.12.2012 tarihinde saat 19.00 sıralarında arkadaşı tanık …’nun evine gittiğini, evde … ve Samet ile tanık …’ün de bulunduğunu, o sırada mağdurenin de eve geldiğini ve sürekli eşinden bahsedip dert yanarak eşinden ayrılacağını söylediğini, saat 23.00’e kadar herkesin biraz alkol aldığını, ardından … da dahil olmak üzere hep birlikte evden ayrıldıklarını, yürürken diğerlerinin de yanlarından ayrılması üzerine mağdureyle yalnız kaldıklarını, mağdurenin eve kahve içmeye davet ettiğini, mağdureye “Sen evlisin. Sorun olmasın.” dediğini, mağdurenin sorun olmayacağını söylemesi üzerine yaptığı kahveyi içtiklerini, ardından mağdureyi telefonla birisinin aradığını, mağdurenin “Çıkalım.” dediğini, ikametten çıktıklarında mağdurenin yanından ayrıldığını, 11.12.2012 tarihinde mağdurenin eşi olan inceleme dışı sanık …’nin gelerek “Sen iki gün önce eşime neden sarkıntılık yaptın?” dediğini, ona “Anlamadım abi. Ne sarkıntılığı?” şeklinde cevap verdiğini, inceleme dışı sanığın “Oğlum bana doğruyu anlat, özür dile gideyim buradan.” dediğini, inceleme dışı sanığa tam “Özür dilemem için sebep ne?” diyeceği sırada ağzından “Özür” kelimesinin çıktığını ve inceleme dışı sanığın kendisini darbetmeye başladığını,
11.03.2013 tarihinde Savcılıkta; mağdureyle birlikte yürüdüklerini, o sırada mağdurenin, eşiyle boşanma aşamasında olduğunu, eşyalarını topladığını, eşyaların ertesi gün taşınacağını söyleyip ısrarla eve kahve içmeye davet ettiğini, bir müddet evde oturduklarını ve ardından birlikte evden çıktıklarını, kendisinin de evine döndüğünü, mağdureye taşınması için yardım edecek olması ve ısrarla kahve içmeye çağırması nedeniyle gittiğini, iki gün sonra mağdurenin eşi olan inceleme dışı sanık … hastaneye geldiğinde “Sen bir şeyler yapmışsın. Bunu kabul et, özür dile, buradan çekip gideyim.” dediğini, ona “Ben bir şey yapmadım. Böyle bir şeyi nasıl kabul edeyim?” diyerek cevap verdiğini, inceleme dışı sanık …’in tekrar kabul etme ve özür dileme konusunda baskı yaptığını ancak kendisinin mağdureye bir şey yapmaması nedeniyle özür dilenecek bir durum olmadığını her defasında söylediğini, ardından inceleme dışı sanık …’in kendisine saldırdığını,
Mahkemede; hep birlikte …’nın evinde oturdukları sırada mağdurenin evini taşıyacağını söyleyip yardımcı olup olamayacaklarını sorduğunu, yürürken hem evin yerini öğrenmek hem de mağdureyi eve bırakmak için onunla gittiğini, sorulması üzerine; …’nın evinde yarım bira içtiğini, mağdurenin de bira içtiğini, mağdurenin evinde yaklaşık 10 dakika kaldığını, sarhoş olmadıklarını, sorulması üzerine; bir kadına saldırmış olsa kadının bağıracağını, bir şeyler yapacağını,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Mağdurenin Kollukta özetle; kapı zilinin çalması üzerine, “Kim o?” diyerek seslendiğini, “Ben ….” şeklinde cevap gelmesi üzerine eşinin geldiğini düşünerek kapıyı açtığında sanığı gördüğünü, sanığın “Seninle konuşmak istiyorum.” diyerek kapıyı ittirip içeri girdiğini, kollarından tutup kendisini öpmek istediğini, kendisinin ise odaya doğru gittiğini, peşinden gelen sanığın tekrar kollarından tutup öpmek istediği sırada yere düştüğünü, o sırada üzerine gelen sanığın karnına tekme attığını, üzerine gelmekten vazgeçen sanığa “Dışarı çık. Bak eşim gelirse seni vurur.” dediğini, sanığın “Kafam güzel abla. Özür dilerim.” şeklinde sözler söyledikten sonra evden ayrıldığını, Mahkemede özetle; evden çıkınca tanık …’nın “… seni eve bıraksın.” dediğini, istememesine rağmen sanığın peşine takıldığını, eşi zannederek kapıyı açtığında sanığın niyetinin iyi olmadığını anladığını ancak yapıcı olmaya çalışarak iyi niyetli davrandığını, sanığa “Sen niye …’ya uyup uyuşturucu içiyorsun? Hayatını karartma.” dediğini, sanığa kahve yaptığını, “İç, git.” dediğini ancak sanığın, kollarından tutup öpmeye çalıştığını, koltuğun üzerine düştüğünde yüzünü kapattığını ve sanığın kasıklarına tekmeyle vurduğunu, sarkıntılık esnasında sanığın kendisinde olmadığını, “… gelirse seni öldürür.” dediğinde sanığın bir anda irkildiğini, çıktığında da peşinden gelip “Abla özür dilerim. Abla özür dilerim. Kafam güzeldi.” dediğini, olay esnasında bağırma olduğunu, hatta evden çıkış sırasında ev sahibinin çıkıp polisi aramayı da teklif ettiğini ancak bu teklifi kabul etmediğini, eşinin duymasını istemediğini, ardından sıkıntı olmaması için eşine durumu anlattığını iddia ettiği, sanığın ise aşamalarda …’nın evinden ayrıldıklarını, yürürken diğerlerinin de ayrılması üzerine mağdureyle yalnız kaldıklarını, mağdurenin eve kahve içmeye davet ettiğini, mağdureye “Sen evlisin. Sorun olmasın.” dediğini, mağdurenin sorun olmayacağını söylemesi üzerine eve giderek yaptığı kahveyi içtiklerini, ardından mağdureyi telefonla birisinin aradığını, mağdurenin “Çıkalım.” dediğini, ikametten çıktıklarında mağdurenin yanından ayrıldığını savunduğu olayda;
Mağdurenin Kollukta eşi zannederek kapıyı açtığında sanığın kapıyı ittirerek zorla içeri girip kendisini öpmeye çalıştığını belirtmesine rağmen Mahkemede kapıyı açtığında sanığın niyetinin iyi olmadığını anladığını ancak yapıcı olmaya çalışarak iyi niyetli davrandığını, sanığa “Sen niye …’ya uyup uyuşturucu içiyorsun? Hayatını karartma.” dediğini, sanığa kahve yaptığını, “İç, git.” dediğini belirterek olay örgüsüne ilişkin tutarsız açıklamalarda bulunması, sanığın aşamalarda istikrarlı bir şekilde mağdurenin eve kahve içmeye davet ettiğini, mağdureye “Sen evlisin. Sorun olmasın.” dediğini, mağdurenin sorun olmayacağını söylemesi üzerine yaptığı kahveyi içtikten sonra evden ayrıldıklarını belirterek atılı eylemi kabul etmemesi, mağdure ve eşi inceleme dışı sanık …’nin aşamalarda olaydan sonra sanığın yanına gittiklerinde sanığın “Abi özür dilerim. Kafam güzeldi.” dediğini belirterek atılı eylemi kabul ettiğini iddia etmelerine karşın sanığın kollukta inceleme dışı sanığın isnadı üzerine “Özür dilemem için sebep ne?” diyeceği sırada ağzından “Özür…” kelimesinin çıktığını ve inceleme dışı sanığın birden kendisini darbetmeye başladığını belirtmesi ve bu hususun dosya kapsamından sanık, inceleme dışı sanık ve mağdureyle herhangi bir husumeti bulunmadığı anlaşılan ve bu yönde haklarında herhangi bir iddia bulunmayan tanıklar … ve …’nin beyanlarından da tereddütsüz bir şekilde anlaşılması, sanığa isnat olunan eylemin sanık tarafından işlendiği hususunun şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığa atılı eylemin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı ve beş Üyesi; sanığın tevilli ikrarı ile doğrulanan mağdurenin oluşa uygun samimi anlatımına göre eylemin sabit olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.01.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.