Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2021/64 E. 2022/590 K. 29.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/64
KARAR NO : 2022/590
KARAR TARİHİ : 29.09.2022

Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi

Sanık … hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna yardımı oluşturduğu kabul edilerek sanığın TCK’nın 81/1, 39/1-2-c, 62, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının mükerririlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin … 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.02.2017 tarihli ve 11-36 sayılı hükme yönelik olarak sanık müdafisi ve katılan vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 17.10.2017 tarih ve 1763-2071 sayı ile; mahkûmiyet hükmünün CMK’nun 280/2. maddesi gereğince kaldırılarak sanığın beraatine karar verilmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilemesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 22.09.2020 tarih, 2256-1959 sayı ve oy çokluğuyla temyiz talebinin esastan reddine karar verilmiş;
Daire Üyeleri; … “Sanığın yardım eden sıfatıyla suça katıldığı” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise; 18.11.2020 tarih ve 3115 sayı ile;
“…Sanık …’in fail olarak işlediği kasten öldürme suçuna, suçta kullanılan silahı faille birlikte tedarik ederek, failin ateş etmesine kolaylık sağlayarak, yine başından beri failin yanında bulunup kendisine manevi destek sağlayarak yardım eden sıfatıyla katılan ve sanık …’le aynı ortamda bulunup, maktul ve yakınlarının saldırısına maruz kalan sanık …’ın, haksız tahrik hükmünden de yararlandırılarak, TCK’nın 81, 39, 29, 62. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 19.01.2021 tarih, 5013-237 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık … hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece temyiz taleplerinin esastan reddedilmesi suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık … hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık …’ın, inceleme dışı sanık …’in kasten öldürme suçuna yardım eden olarak iştirak edip etmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
02.10.2015 tarihli tutanakta; “01.10.2015 tarihinde saat 02.00 sıralarında Yüzbaşı … ile … Caddesi kavşağında, … isimli şahıs, beyaz renkli Renault marka…plaka sayılı … içerisinde bulunan faili meçhul kişi ya da kişilerce ateşli silahla yaralanmıştır. Olayın akabinde olaya karışan şahıslar olay yerinden firar etmiştir. Olayla ilgili yapılan çalışmalarda olayın faalinin 1991 doğumlu … olduğu tespit edilmiş, şüpheli şahsı yakalama çalışmaları devam ederken … 01.10.2015 tarihinde saat 14.00’te kendiliğinden gelerek teslim olmuş, olayda kullandığını iddia ettiği tabancayı da olaydan sonra atmış olduğu… Mahallesi, 397/1. sokak no: 14 sayılı adresin karşısında bulunan boş arsaya attığını söyleyerek suç aleti tabancayı görevlilere teslim etmiştir. Şüpheli şahsın alınan ifadesinde tabanca ile ateş ettikten sonra … içerisinde kalan boş kovanları …, Doğuş Caddesi üzerinde yola doğru fırlattığını beyan etmesi üzerine adı geçen refakate alınarak boş kovanları attığını iddia ettiği yere gidilmiş, ancak göstermiş olduğu güzergâh üzerinde yapılan aramada bahse konu boş kovanlar bulunamamıştır.” ibaresine yer verildiği,
02.10.2015 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olay yerinde 1 adet mermi çekirdeği gömlek parçası ile 79 cm uzunluğunda, 2 cm kalınlığında, yer yer 5 cm genişliğinde, iki adet çivi çakılı ahşap parçasının bulunduğu, inceleme dışı sanık …’in gösterdiği yerde ise “Carl Walther 9 mm” ibareli, namlusunda ve şarjöründe mermi bulunmayan 1 adet tabancanın ele geçirildiğinin belirtildiği,
23.11.2015 tarihli otopsi raporunda; “Ateşli silah yaralanması nedeniyle tedavi edildiği … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 06.10.2015 tarihinde öldüğü bildirilen …’in cesedine 06.10.2015 tarihinde Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesince yapılan otopsisinden ve tetkiklerden elde edilerek yukarıya kaydedilen bilgi ve bulgular dikkate alındığında; kanda ve idrarda aranan uyutucu, uyuşturucu maddelerin bulunmadığı, kişinin kafatasına bir adet ateşli silah kurşun parçası isabet etmiş olup müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, sağ yanakta kas dokusu içinden çıkarılan daha küçük (0,4×0,5 cm boyutlarında) ateşli silah deforme kurşun parçasının öldürücü nitelikte olmadığı, ateşli silah kurşun parçası giriş deliği cilt, cilt altı bulgularına göre atışın uzak atış mesafesinden yapılmış olduğu, cesetten iki adet deforme ateşli silah kurşun parçası elde edildiği, kişinin ölümünün ateşli silah kurşun parçası yaralanmasına bağlı beyin kanaması beyin doku harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğunun” bildirildiği,
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 01.10.2015 tarihli raporlarda; sanık … ile inceleme dışı sanık …’in vücutlarında yeni lezyon bulunmadığının ifade edildiği,
01.10.2015 tarihli tutanakta; “Olaya karışan… plakalı beyaz renkli Renault Clio Symbol marka aracın 29.09.2015 tarihinde saat 13.00 ile 01.10.2015 tarihi saat 13.00 aralığında …’e kiralanmış olduğunun Angel Motor yetkilisi ile yapılan görüşmeden öğrenildiği” tespitine yer verildiği,
07.10.2015 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen numarasız silahın ses, gaz fişeği atan bir tabanca iken sonradan yivli setli monte edilerek 9×19 mm çap ve tipinde fişekleri atar hâle getirilmiş yarı otomatik bir tabanca olduğu, 6136 sayılı Yasa’ya göre yasak niteliği haiz olduğu, olay yerinde bulunarak incelenmek üzere gönderilen bir adet mermi çekirdeği gömlek parçasının yarı otomatik tabanca ile atıldığının belirtildiği,
23.10.2015 tarihli uzmanlık raporunda; maktulün sol el avuç içi ve sağ avuç içi svaplarında, tanık …’in sol el avuç içi svabında atış artığı saptandığı, …, … ve …’den alınan svaplarda ise atış artığına rastlanılmadığının ifade edildiği,
03.12.2015 tarihli HTS inceleme tutanağında; 27 Eylül ve 30 Eylül 2015 tarihleri arasında maktul … ile sanık … arasında 15; maktul … ile inceleme dışı sanık … arasında ise 36 arama, aranma kaydının bulunduğunun belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … Mahkemede; “Oğlum… eve geldi, yattı, ben de yatağın ucuna oturdum, onu öptüm kokladım, kucağıma aldım, o sırada telefonu çaldı, birisi ‘Sen erkeksen buraya gel.’ diye küfretti, bayağı yüksek sesle konuşuyordu, ben de duydum, oğlum ‘Hemen elbisemi ver.’ dedi, ben de ‘Gece yarısı kim telefon açtı, nereye gidiyorsun?’ dedim, ama beni dinlemeyip gitti, ben de evde bulunan diğer çocuklarım … ve …’e söyledim, ‘Sedat’ın arkasından gidin, birisi telefon açıp ona küfretti.’ dedim, iki oğlum ve torunum Mahsun evden çıkıp gittiler, anne yüreği dayanamadım, pazar yerinin oradan taksiye kızım Medine ile birlikte binip dükkâna doğru gittim, taksiden indiğimde…, …, Mahsun ve … aşağıya doğru koşuyordu, çocuklarım ve torunum bizim indiğimiz taksiye binerek oradan gittiler, bir süre sonra ateş sesini duydum, kızımla hastaneye geçtim,…’ın telefonu çaldı, önce Mahsun açtı, ‘Sedat sana bir şişe gönderdim aldın mı?’ dedi, birkaç gün önce de yine dükkânın orada silah patlamış ben bunları daha sonra öğrendim, şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”,
Katılan … Mahkemede; “Çocuklarımla annemin evindeydim, hasta kardeşim … yatıyordu, gece yarısı… da geldi, sonra ona telefon gelince pantolonunu isteyip evden ayrıldı, annem de anne yüreği tabi dayanamadı,…’a gelen telefonu söyleyerek ‘Aman bir şey yapmasın’ diye erkek kardeşlerim … ve …’i gönderdi, yeğenim Mahsun da gitti, annemle birlikte çocukların üzerine kapıyı kilitleyerek pazar yerinin oradan taksiye binip dükkâna gittik,…’ı zaten bu şahıslar bir oradayım bir buradayım diye oynatıyorlardı, bizim indiğimiz taksiye kardeşlerim ve yeğenimde binip gitti, şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”,
Katılan … Kollukta; “Ben, annem …, oğlum … ve kızım Güneş, kardeşlerim … ve … ile birlikte ikamet etmekteyim, kardeşlerimden …,… 502. Sokak üzerinde bulunan Tütün Diyarı isimli … yerini işletir, …,… Küçük Park’ta çalışmaktadır. 30.09.2015 akşamı evde kardeşlerim…, … ile birlikte annem ve çocuklarımla bulunduğumuz esnada, ben kendi odamda uyumak için yatmıştım, tam uyumak üzere iken annem … 00.30 – 01.00 sıralarında yanıma gelerek, ‘Kalk birileri…’ı telefonla aradılar, tehdit etmişler, arayan şahıslar dükkânın önünde bekliyorlarmış… evden gitti.’ dedi ben de bunun üzerine oğlum …’i yanıma alarak çağırdığım ticari taksi,…’ın işlettiği Tütün Diyarı isimli … yeri önüne gittim, kardeşim… … yerinin önünde bekliyordu, ben ve oğlum Mahsun taksiden inerek…’ın yanına gittik, ticari taksi yanımızdan ayrıldı, yaklaşık 15 dakika sonra yanımızdan plakasını dikkat etmediğim beyaz renkli Renault Clio Symbol marka … önümüzden hızla geçti, bu esnada…’ın telefonu çaldı,… telefonu açtı, telefonda ismini Ercan olarak söylediği şahıs ile konuştuktan sonra bize, ‘Adam bizi bekliyormuş, gidiyoruz.’ dedi, bu ara yanımıza önce ticari taksi ile kardeşim … arkasından annem ile kız kardeşim Medine geldiler, biz yani ben, …, …, oğlum … ile birlikte annem ve kız kardeşimin geldiği ticari taksiye bindik, annem ile kız kardeşim orada kaldı, taksi şoförünün yanına ben, aracın sol arka kapı tarafına …, ortaya oğlum Mahsun, arka kapı tarafına … bindi ve Yüzbaşı … yönüne doğru gittik, ışıklarda kırmızı ışık yandığı için bekleyen beyaz renkli Clio Symbol marka aracın yanından geçerek biraz ileride, içinde bulunduğumuz … durdu, … durunca… ‘Beni arayan şahıslar bunlar.’ dedi bunun üzerine ben ve kardeşim … taksiden indik ve ben taksiye binmeden çöp kenarından aldığım tahta parçasını elime aldım. …’in elinde bir şey olup olmadığını bilmiyorum, … ve ben beyaz Clio taksiye doğru konuşmak için gittiğimiz sırada, geldiğimiz ticari takside oğlum Mahsun ile kardeşim… kaldılar, araçtan inmediler, biz Clio Symbol marka araca doğru yöneldiğimizde araçtan bize doğru 4-5 el silah atıldı, ben bize silah ile ateş eden şahsı ve aracı kullanan şahsı görmedim, şahıslar araçtan bize doğru silah ile ateş ettikten sonra hızla … Üniversite Hastanesi istikametine doğru gitti, ben aracın peşinden koştum, araçta bana doğru da silahla ateş edildi. … uzaklaşınca geri geldiğimde olay yerine geldiğimiz ticari taksinin arka kapı camının kırık, kapı ve kaportanın çeşitli yerlerinde kurşun izlerini gördüm, bu sırada kardeşim … ticari taksiye doğru koştu, araca bindi ve hızla … Üniversitesi Hastanesine doğru gittiler, ben kötü bir şey olduğunu düşünerek yoldan çevirdiğim ticari taksiye binerek … Üniversitesi Hastanesine gittim, burada kardeşim … bana ‘Sedat vuruldu, acile aldılar.’ dedi. Ben bu şekilde kardeşim …’in bize doğru, beyaz Clio Symbol marka araçtan silah ile ateş edildiğinde vurulduğunu anladım. Kardeşim … … sahibi kişidir, kendisinin herhangi bir kişi ile kavga ve husumeti bildiğim kadarı ile yoktur, ayrıca bizim ailemize kin besleyen, düşmanımız ve kötülük yapacak kişi ya da kişilerde yoktur, olay günü, bize silah ile ateş eden şahısların kim ya da kimler olduğunu bilmiyorum, kardeşim … bugüne kadar, herhangi bir sebepten dolayı kendisi ile husumetli ve kavgalı olduğu kişi ya da kişilerden bahsetmedi.”,
Mahkemede; “Vefat eden benim kardeşimdir,…’ın vurulmasından bir iki gün önce gece saat 21.00 – 22.00 sıralarında aynı araçla ateş etmişler, bunları mahalleli anlatıyor, sanıklar her ikisi önce kanlı bıçaklı düşmandı, kardeşimin dükkânını almak istiyorlar, ele geçirmek istiyorlar ‘Sedat’ı vuracağız’ diye daha önce de haber göndermişler. Dükkânın önünde…’ı bulduk, isim ve soyad olarak ‘…, … beni vuracakmış.’ dedi, abi olarak yanında durdum, bunlar bizi araçla bekliyorlarmış, taksiyle evimize doğru giderken bize ateş açtılar. Benim elimde küçük bir tahta parçası vardı, evet doğru ben onu dükkânın oradaki çöp torbasının yanından aldım, başka bir şey yoktu, eve gidiyorduk, biz başkasıyla konuşmaya görüşmeye gitmiyorduk, can güvenliğim açısından da eve giderken tahta parçası elimdeydi. Biz peşlerinden gittik,… arabaya bindi, biz de mecbur kaldık kardeşimizin yanına bindik, annem ve kız kardeşimin geldiği taksiye binmiştik, annem ve kız kardeşim dükkânın orada kaldı. Sanıkları tanımam,…’ı tehdit etmişler, o gün o esnada söylendi. Biz araçtan ateş açılınca indik….’ın dükkânın önünde turladığını ben bilmiyordum, en son turda kardeşim… söyledi,… telefon açıp kardeşime ‘Seni öldüreceğim.’ dedi, benim karakolda verdiğim ifade bellidir, şimdiki verdiğim ifade de bellidir, başka bir şey de söylemek istemiyorum. Dükkânın önünde de bize ateş açıldı , kaçıp gittiler.”,
Bölge Adliye Mahkemesinde; “Olayın olduğu gece kardeşim beni gece saatlerinde kaldırdı ve sanığın kendisini tehdit ettiğini ve görüşmek için çağırdığını söyledi, ben de yanımda …, … ve … olduğu hâlde arabaya bindik ve olayın olduğu mahalleye gittik, suç mahallinde çöp kutusunun yanında tahta bir sopa olduğunu görünce ne olur ne olmaz diye elime aldım, bu arada durduğumuz sırada daha doğrusu biz ve sanıklar henüz daha araçlarımızdan inmeden birkaç el silah sesi duydum, bulunduğumuz aracın şoförün arkasında yani sol arkada oturan kardeşim … vuruldu. Biz önce ne olduğunu anlayamadık, kardeşim vurulunca hemen kendisini hastaneye götürdük, benim tahminim bu olay önceden planlanmış bir cinayettir, biz mahkemeden … istiyoruz, hatta bu olaydan sonra sanık … telefonla kardeşimin telefonunu aramış ancak o anda kardeşim yoğun bakımda olduğu için telefonu benim oğlum açıyor ve sanık … telefonda oğluma ‘Şişeyi gördünüz mü?’ diyor bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum, her iki sanıktan da şikâyetçiyim cezalandırılmalarını istiyorum, az önce de söylediğim gibi bu olay taammüden işlenmiş bir olaydır.”,
Katılan … Kollukta; “Ben… küçük parkta bulunan… Döner isimli büfede ızgara ustası olarak çalışırım. … benim öz kardeşim olur. Kendisi bekâr ve … 502. Sokakta bulunan Tütün Diyarı isimli … yerini çalıştırır ve bu dükkânda sigara ve tütün ürünleri satarak geçimini sağlar. Ben hasta olduğum için bugün işe gitmedim ve evde yatarak istirahat ettiğim sırada, gece saat 23.00 sıralarında kardeşim… işten eve geldi. Yatmak için odasına gitti 15-20 dakika sonra kardeşimin telefonu çaldı, kendisi apar topar giyinerek dışarı çıktı. Dışarı çıkarken yanında kimse yoktu. Daha sonra annem yanıma gelerek ‘Kardeşine telefon geldi, bir problem var galiba, kendisi dışarı çıktı ve gitti siz de arkasından gidip bir olay çıkmasın.’ dedi. Ben tek başıma aşağıya indim, annem benden önce büyük abim olan …’e haber vermiş, ben daha sonra tek başıma taksiye binerek kardeşimin tütün ürünleri sattığı yere gittim. … yerinin orada yeğenim …, abim … ve… orada idi. Bu sırada kardeşim… telefonda birisi ile konuşuyordu ve karşısında kendisi ile konuştuğu kişi ile aralarında geçen diyaloglarda kardeşime sen neredesin diyordu. Kardeşim de ‘Ben dükkândayım bekliyorum.’ dedi, kardeşimin telefonla konuştuğunu tahmin ettiğim kişi dükkânın önünden araba ile geçtiğini gördüm, ben bu şahsı daha önce hiç görmedim ancak kardeşimin vermiş olduğu eşkale çok benzediği için tahmin ettim. Daha sonra dükkânın oraya annemler taksi ile geldi, dükkânın orada kaldılar. Ben ve kardeşlerim…, … ve yeğenim Mahsun ile hep birlikte taksiye binerek aşağıya evin yoluna doğru gidiyorduk, … içerisinde herhangi bir diyalog olmadı, bu sırada kavşağa yaklaştık hızımızı kestik ve orada bulunan beyaz renkli bir araba ile yan yana geldik ve kardeşim … ‘Bizim dükkânın önünden geçen … bu.’ dedi. Ben ve abim … araçtan indik, araçtan iner inmez beyaz renkli Clio Symbol marka aracın ön sağ koltuğunun olduğu yerden … açılarak bize doğru şu an hatırlayamıyorum ancak 3-4 el ateş edildiğini tahmin ediyorum. Silah sesleri kesildikten sonra ben kaçan aracın arkasından bir müddet koşturdum. Bu sırada … içerisinde bulunan yeğenim Mahsun aracın içinden ‘Hastane!’ diye bağırdı. Ben aracın yanına geldim ve araçta kardeşim …’in kafasından yaralandığını gördüm. Bu saldırıdan kaynaklı, bindiğimiz ticari taksinin arka camına kurşun isabet ettiği için kırıldı. Derhâl aynı araca ben de binerek kardeşimi hastaneye götürdük. Olay esnasında bize ateş edilen araçta ateş eden şahsı görmedim. Beyaz renkli Clio Symbol marka aracın sürücüsünü olaydan önce dükkânın önünden geçerken gördüm. Şahsın 25 yaş üzeri sarışın, renkli gözlü olduğunu gördüm. Ben bu şahsı tekrar görmem hâlinde tanırım, ancak ateş eden şahsı görmedim. Kardeşim …’in benim bildiğim kadarıyla herhangi bir kimseyle husumeti yoktur. Bu olayın neden gerçekleştiği yönünde bir bilgim yoktur.”,
Mahkemede; “Annem Suti, kardeşim…, abim … ve yeğenim Mahsun ile aynı evde ikamet etmekteyiz, o gün rahatsızdım, saat 18.00-19.00 civarı eve geldim, odama uzandım, kardeşim… da kendi odasındaydı,… eve gelip soyunduktan yarım ila 1 saat sonra bir telefon gelmiş ancak telefonu ben duymadım, ben fark ettiğimde kardeşim giyinip evden çıktı, annem ile…’a bir telefon geldiğini söyledi, ‘Peşinden gidin, bir delilik yapmasın, bir şeyler olmasın, dükkânı basmaya gelmişler.’ dedi, abim …, yeğenim Mahsun ve ben taksiye binip dükkânın önüne gittik,… bana ‘Silahla gelmişler.’ dedi,…’dan alacağı olduğunu söyledi,…’dan kardeşime telefon geldi, karşılıklı küfürleştiler, ancak benim kardeşim bu işlere ailesini karıştırmaz, ‘Beyaz araba gelecek, ellerinde silah var.’ dedi, bir beyaz … dükkânın önünde fıldır fıldır turlamaya başladı, biz de dükkânın önündeydik, sanıyorum elimizi boş görünce bizi tartıp biçtiler, … gittikten 20-25 dakika sonra…’a tekrar telefon geldi, ben yanındaydım, ‘Seni bekliyoruz, gel.’ dediler, bu arada merak eden annem ve kız kardeşim Medine de başka bir taksiyle yanımıza gelmişti,…’ın gitmesine engel olmaya çalıştık, ancak…, ben, …, Mahsun bir taksiye bindik, beyaz aracın nerede olduğunu bilmeden yol aldık, trafik ışıklarının oraya geldiğimizde kırmızı ışık yeşile dönmüştü, önce arabayı fark etmedik, 15-20 metre beyaz aracı geçtik,… ‘… bu.’ deyince arabanın kırmızı ışığın orada durduğunu anladık, bizde durduk, bizim bindiğimiz taksi duran aracın sağ tarafında biraz ileride durmuş oldu, araçtan indik, hatta daha inmeye fırsat bulamadan 8-10 el ateş edildi, karşı … ters yönden kaçıp gitti, fazla karanlık olması ve aradaki mesafe sebebiyle karşıdaki aracın neresinden ateş edildiğini kimin ateş ettiğini görmedim, ancak bizim taksinin arkasına doğru ateş edildi, kardeşimin orada oturduğu biliniyordu, kasten bilerek isteyerek ona doğru ateş ettiler, kardeşimi tanıyorlardı bizim de arabadan indiğimizi gördükleri için kardeşimi hedef aldılar, şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum. Ben o gün çok hastaydım, ateşim çok yükselmişti, olayın da etkisiyle tam ifade edememiş olabilirim, şimdiki beyanlarım doğrudur. Biz…’ı hastaneye götürdükten sonra hastanedeyken onun telefonu çaldı, Mahsun telefonu açtı, elinin ayağının titrediğini görünce ben telefonu aldım, ‘Size şişe gönderdim aldınız mı?’ diyen bir erkek sesi duydum, bunun… olduğunu tahmin ediyorum,…’ın sesini çok tanımadığım hâlde, ince sesli olduğu için, şu an burada duyduğum hâliyle aynı sesti, zaten böyle dediği için onların aradığını ve konuştuğunu anladım.”,
Tanık … Kollukta; “Ben, annem, babam, amcalarım…, … ve ablam ile birlikte ikamet ederiz. Şu an herhangi bir … yapmıyorum. … benim öz amcam olur. Kendisi Tütün Diyarı isimli … yerini çalıştırır, bu … yeri… 502. Sokakta bulunur. Ben gece ilerleyen saatlerde evde yemek yerken amcam…’a bir telefon geldi ve karşısındaki şahısla küfürleşmeye başladıklarını duydum. Amcam karşıda telefonla konuştuğu sahsa ‘Senin karını s.kerim.’ diyordu, karşı taraftaki kişi de aynı şekilde amcama küfrediyordu, telefon görüşmesinden sonra bana hitaben ‘Dükkânın oraya gidelim, benim telefonda konuştuklarım oraya geleceklermiş.’ dedi, ben ve… amcam taksiye binerek dükkânın oraya doğru gittik, dükkânın önünde taksiden indik, yanımızda babam … ile amcam … geldiler, bu sırada önümüzden camları filmli beyaz renki bir … hızla geçti, babam … yerinin karşısında bulunan boş arazi içerisinden odun parçası alarak yanımıza geldi, hep birlikte yolun biraz aşağı taraftan yani köprüye yakın yoldan geçen ticari taksiyi durdurduk, şoförün yanına babam …, arka yolcu koltuğunda sol kapı tarafına, şoförün arkasına amcam …, sağ kapı tarafına amcam …, ortaya da ben oturdum, … ile… eski Pazar yerinin sonuna doğru gittik, ışıklar kırmızı yanıyordu, ışıklarda beyaz renkli camları filmli otomobil duruyordu, bizim içerisinde bulunduğumuz ticari taksi ışıklarda duran aracı geçerek, beyaz … arka çaprazımızda kalacak şeklide durdu, babam ile amcam … araçtan indiler, bu sırada babamın elinde odun parçası vardı, babam ve amcam beyaz renkli araca doğru yürüdüler, ben, amcam… ve taksi şoförü araçta bulunuyorduk, amcam bana ‘Yana kay.’ dedi, ben sağ tarafıma doğru hareketlendiğim esnada 2 el silah sesi duydum, arabanın arka camı dağıldı ve amcam…’ın başından çıkan kanlar üzerime geldi, bize yakın olan amcam …’e amca ‘Hasteneye gidelim çabuk’ demem üzerine, … amcam araca geldi,… amcamın başından vurulduğunu görünce taksiciye ‘Hemen hastaneye gidelim.’ dedi, hızla … Üniversite Hastanesine gittik, babam olay yerinde kaldı, daha sonra hastaneye geldi, amcam …’in bildiğim kadarı ile kavgalı olduğu, kendisine kötülük yapabilecek düşmanı yoktu,… amcam kendi hâlinde işinde gücünde bir kişi idi, olay günü… amcamı silahla ateş ederek kafasından vuran şahıs ya da şahısları ben görmedim, bu kişileri bilmiyorum, içerisinden silah ile ateş edilen beyaz renkli camları filmli aracın plakasını dikkat etmediğimden bilmiyorum. Ayrıca bizim ailemize karşı kin güden, ve bize kötülük yapacak kimse yoktur.”,
Mahkemede; “Ben olaydan 2-3 hafta önce amcam…’ın dükkânındaydım, amcam dükkânda bulunmuyordu. Huzurda bulunan sanıklar marka ve modelini bilmediğim beyaz renkli araçla dükkânın önünden geçerken silahla havaya ateş ettiler. Hatırladığım kadarıyla normal küçük silahtı. Bundan bir hafta kadar sonra amcam telefon ile arandı kendisine ‘Erkeksen gel.’ denmiş. Biz o esnada amcam ile evdeydik. Amcam bana arayan kişinin … olduğunu söyledi. Ben, babam ve amcam dükkânın aşağı kısmına gittik. Bizim üzerimizde herhangi bir şey yoktur, arabalarının önüne park ettik. Biz arabadan hiç inmedik ben amcamla arka koltukta oturuyorduk bindiğimiz … ticari taksiydi. O araçtan ticari taksiye ateş edildi, arka … patladı. Amcam vuruldu hemen hastaneye gittik. Amcamı içeriye aldılar telefonu bende kalmıştı. Telefon çaldı, … isimli şahsın aradığını gördüm. ‘Şişeyi aldın mı?’ diye söylendi. Daha sonra karakolda ifade verdik. Ben …’i ateş edilme olayından önce görmemiştim, diğer sanık …’ı ise daha önceden tanıyorum. …’daki dükkânımıza bir iki sefer gelmişti. Ben ateş edilmeden önce baktığımda …’in elinde silah olduğu hâlde camdan dışarı çıkardığını gördüm. Bir şey söylemeye fırsat kalmadan ateş edilerek arka … patladı. Ben ateş eden şahsı gördüm, ateş eden şahıs …, biz olay yerine gittiğimizde elimizde odun parçası bulunmuyordu, ne bende, ne amcamda, ne de babamda hiçbir şey bulunmuyordu, ben olayın hemen arkasından sıcağı sıcağına verdiğim ifadede olayın şokunda olduğumdan dolayı amcamın telefonu aranarak ‘Şişeyi aldın mı?’ lafının sarf edildiğini söyleyemedim.” Sanık …’in söz alıp ‘Ben aracın sağ tarafından ateş ettiysem mermi kovanları nerededir?’ diye sorması üzerine “Ben mermi kovanlarını görmedim direkt hastaneye gittim.”,
Tanık … Kollukta; “Ben yaklaşık 7-8 yıldır ticari taksi şoförlüğü yapmaktayım. Bugün yani 01.10.2015 tarihinde saat 00.30 sıralarında durakta bulunduğum esnada daha önceden sadece simaen tanıdığım ismini olay sebebi ile öğrendiğim … ve isimlerini bilmediğim 15-16 yaşlarında bir genç ve 30-35 yaşlarında iri yapılı üç şahıs aracıma bindi ve bana yolu tarif ederek…da bulunan Kızılay Mahallesi 502. Sokağa gittik, … bana ‘Biraz daha yürü, ineceğim.’ dedi ve biraz daha gittikten sonra araçtan indiler, ben geri geri sokaktan çıkmaya çalışırken … yanındakilere ‘Gitmeyin oraya kadar.’ dedi fakat ben nereyi kastettiğini anlamadım, ben tekrar oradan dönerek durağıma geldim ve sıramı beklemeye başladım. Aynı gün saat 01.30 sıralarında biri 30-35 yaşlarında diğeri 60-65 yaşlarında kapalı, doğu şiveli iki kadın araca bindiler ve… Malazgirt Okuluna doğru gitmemi istediler, ben hareket ederek buraya vardım, yaşlı olan kadın bana okulun yanından dar sokaktan geçerek Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi’ne çıkmamı istedi, caddeye çıktığımda cadde ile 502. sokak kesişimine geldiğimde daha önceden taksime binen 3 şahıs ve tanımadığım 1 şahıs ellerinde sopa ve bıçaklarla benim aracıma doğru geldiler, bu arada ben korkarak ‘Anneciğim bunlar kim?’ dedim, yaşlı olan kadın bana ‘Bizimkiler korkma.’ dedi ve araçtan her iki kadın da indi, daha sonradan … ‘Ana sen dükkâna git, biz geleceğiz.’ dedi ve 4 erkek şahıs benim taksime ellerinde bulunan bıçak ve sopalarla birlikte bindiler, … bana Yüzbaşı İ… Alanı’na doğru aracı sürmemi istedi ve aynı anda da ‘Beyaz bir Clio’yu arıyoruz, görürsen önünü kes.’ dedi, ben de bu şekilde yolda devam etmeye başladım, bu sırada … telefon ile birisiyle tartışıyordu, telefonda konuştuğu kişiye ‘Senin karını bu gece s.kip kendi karım yapacağım.’ dedi, farklı konuşmalar da geçti fakat ben bunları hatırlamıyorum zaten kısa bir süre sonra ….Rekreasyon Alanı kavşağında kırmızı ışıkta rakam grubunu hatırlayamadığım, .. plakalı beyaz renkli, yeni kasa, Clio Symbol durmakta idi, … bana ‘Araba bu, sağa yanaş.’ dedi ben de beklemekte olan Clio Symbol marka aracın solundan geçerek yolun sağına aracımı park ettim, araçta bulunan şahıslardan üçü ellerinde sopa ve bıçaklarla araçtan aşağı indi, … de araçtan aşağı inmeye çalışırken, bahse konu Clio Symbol otomobil kavşağa tersten girerek sol tarafımıza geldi ve 2-3 el ateş etti, ben aracın arka camının kırıldığını görünce canımı kurtarmak amacıyla koltuğun üstüne yattım, bu sebeple ateş eden şahıs ya da şahısları görmedim, bu sırada yanımızda bulunan şahıslardan biri ‘Vuruldu, vuruldu.’ diye bağırınca arkaya döndüm ve …’in başından yaralandığını ve koltuğun üzerine devrildiğini gördüm, … ve yanında bulunan iki şahısla birlikte … Üniversitesi Hastanesine geldik, 4. erkek şahıs olay elinde sopa ile olay yerinde kaldı. Yukarıda da bahsettiğim gibi … araçta telefon ile konuşurken herhangi bir isim söylemedi, …’i yaralayan şahısların eşkalini görmedim, bu olayın neden yaşandığını bilmiyorum.”,
Mahkemede; “Ben Atatürk Mahallesi, Uğur Taksi’de şoförlük yapıyorum, olay günü gece yarısından sonra yaya olarak gelen 4 kişi aracıma bindiler. Malazgirt İlköğretim Okulunun oraya gitmek istediklerini söylediler, biz gideceğimiz yere yaklaştığımız sırada kırmızı ışıkta durduk, sağımızdan ters istikamete bir … kırmızı ışıkta duruyordu arabada bulunan yolcular onları tanıdılar, sağa yanaşmamızı söylediler ben kırmızı ışıktan hareket ederek sağa yanaştım, araçtakilerden üçü aşağıya indiler araçta ben ve bir şahıs kaldık, bizim kırmızı ışıkta rastladığımız … ani manevra ile kavşağa ters yönden girdi. Birden benim aracımın arka camı sol taraftan dağıldı. Ben hemen kendimi yan koltuğa attım. Tekrar doğrulduğumda arkadaki şahsın vurulmuş olduğunu gördüm. Daha sonra araçtan inip kapıları kapatarak … Üniversitesine gittiğimi hatırlıyorum, tekrar araca başkalarının binip binmediğini hatırlamıyorum. Gece saat 12.30 civarında duraktaydım, arabama üç kişi bindi tütün depolarının oraya götürmemi istediler, onları orada bıraktım ve durağa geri döndüm yaklaşık 1 saat sonra durağa iki bayan geldi….ya gitmek istediklerini söylediler Malazgirt civarından aşağı inerken ne tarafa diye sordum sağa Gaziemir duraklarının oradan gitmemi söyledi. 4 kişi koşarak geldi. Ben kadına bir şey olup olmadığını sordum ‘Bizim çocuklar’ dedi. İki bayan araçtan indiler. Gelen 4 kişi arabaya bindi. Kadın binenlere ‘Siz dükkânın oraya gidin biz geleceğiz.’ dedi. Ben ne tarafa gideceğimizi sordum ‘Dümdüz devam et.’ dediler, bir plaka söylediler hatırlamıyorum. Şahıslardan biri telefonda münakaşa ediyordu. Lambalarda iken bir … gördük. ‘… bu’ dedi, ben sağa çektim. … beyaz bir araçtı. dört kişiden üçü aşağı indi. Bu … tersten kavşağa girdi. Sonra silah sesi duydum. Ondan sonra … Üniversitesine gittim. Ben araca bindiklerinde ellerinde bir şey görmedim, inerken ellerinde sopa ile bıçak vardı. Ben arabada ellerinde hiçbir şey görmedim. Bu kişiler indikten sonra olay oldu. Ateş eden şahıs veya şahıslar inen şahıslara değil direkt arabaya ateş ettiler. Biz diğer araçla karşılaştığımızda o … kırmızı ışıkta bekliyordu. Ben ‘Sağa yanaş’ demeleri üzerine sağa yanaştığım esnada kırmızı ışıkta bekleyen beyaz aracın ani bir manevra ile kavşaktan ters yönde döndüğünü gördüm, yanaştığımda aracımdan üç kişi indi, ateş edilme olayı bu kişiler indikten sonra meydana gelmiştir. Beyaz … normal gidiyordu, kovalanır bir durum yoktu. Ben sağa yanaştığımda aracın içerisinden elinde sopalarla inen şahıslar muhtemelen kavga etmek amacıyla inmişlerdir. Ben bıçağı hastaneye gittiğimizde ölen çocuğun yanında gördüm, aracımda bulunan ölen şahıs telefonda küfürlü konuşuyordu muhtemelen diğer şahıslarla konuşuyordu.”,
Tanık … Mahkemede; “Ben … Caddesi’nde bulunan Acıktım isimli büfede paket servis elemanı olarak görev yaparım, olay gecesi saat 00.30 – 01.00 sıralarında servise çıkmak üzereydim, biz saat 04.00’e kadar açığız. Bizim büfenin olduğu bölümde beyaz renkli bir araçtan şoför mahallinin yanında oturan şahsın yani sağ ön tarafta oturan şahsın bir gruba doğru 6-7 el ateş ettiğini gördüm. Ben hemen içeri kaçtım. … ters istikamette bizim büfenin önünden geçerek … Üniversitesi Hastanesi istikametine doğru uzaklaştı, sivil polisler gelince ben plakayı verdim. Yaklaşık 10-15 metre uzaklıktadır. Ben o gece servis için motoruma binecektim, beyaz renkli aracı kavşağa ters dönmüş vaziyette gördüm. Arkadaki ticari taksi durmuş vaziyetteydi. Öndeki … da lambalarda duruyordu. Ben 6-7 el silah sesi duydum. Ticari araçtan inen şahıs olup olmadığını hatırlamıyorum, karanlıkta görebildiğim beyaz sedanın sağ tarafında bir el gördüm, ateş eden bu eldi. El pencerenin dışında olduğu için gördüm. Benim bulunduğum konum itibarıyla ben aracın şoför kısmının bana dönük olarak kısmını gördüm. Ben şoför mahallinin yan tarafında oturan kişiyi teşhis edemem ama gördüğüm kadarıyla şoför değil yanında bulunan kişi ateş ediyordu, ben araçta iki kişi olduğunu gördüm, ben kimin ateş ettiğini görmedim, huzurdaki hangi şahsın hangisinin ateş ettiğini bilemem, benim gördüğüm kadarıyla şoför mahallinin yanında oturan kişi pencereden elini çıkartarak ateş etmiştir, ben ateş edildiği anda kıvılcımlar gördüm, bu sebeple sağ tarafta oturan kişinin ateş ettiğinden eminim. Ateş eden kişinin eli dirsek hizasına gelecek kadar dışarıdaydı arabanın arka camları filmliydi, ön camlar yarıya kadar açıktı. Ben aracın sağ tarafından ateş edildiği ve orada bir el gördüğüm için sağ tarafta oturan şahsın ateş ettiğini düşündüm, araçtan arka arkaya 6-7 el ateş edildi fakat tek silahtan mı birden fazla silahtan mı ateş edildi bilemem, ben şahısları bire bir görmedim, sağ taraftan ateş edildiğini ve kıvılcımı gördüm. … ilk durduğunda ateş edilmeye başlandı, … hareket etmeye başladığında ateş etmeye devam edildi. Ben taksiden inen şahıs olup olmadığına dikkat etmedim.”,
Tanık … Mahkemede; “Benim vurulma anına ilişkin görgüm yoktur, olaydan 2-3 gün önce arkadaşımıza ait dükkânın önünde otururken beyaz renkli bir … geldi, ben bulunduğum yer itibarıyla plakayı görmedim, araçta iki kişi olduğunu düşünüyorum, havaya doğru iki el ateş edildi, biz korktuğumuz için kaçtık, daha sonra bu … uzaklaştı. Ateş eden kişi beyaz aracı kullanan kişinin yanındaki şahıstır.”,
İnceleme dışı sanık … Kollukta; “… yerimde yaklaşık olarak 3 aydır tütün ve sigara satarım. Bana sormuş olduğunuz …’i ben bu tarihten yaklaşık olarak 1,5 yıl kadar önce tanırım. Kendisinin o zamanlar Şirinyer’de tütün ve sigara dükkânı vardı, bu sebeple biz tesadüfen Şirinyer karakolunda tanıştık ve aynı işi yaptığımız için arkadaş olduk. Bazı zamanlarda işten dolayı sıkıştığımız dönemlerde birbirimizden veresiye mal alır, sonra da geri öderdik. Yaklaşık 1 sene önce… zarar ettiği için Şirinyer’de bulunan dükkânını başkalarına devretti. Ben de bu tarihten sonra kendisiyle bir daha görüşmedim. Yaklaşık 3 ya da 4 ay kadar önce… benim Şirinyer’de bulunan dükkânıma gelerek bana ‘Benim…da dükkânım var.’ dedi ve benden daha önce yapmış olduğumuz gibi borç mal istedi, ben de kendisine borç olarak istediği malı verdim. Kendisi bana ‘1 haftada borcumu öderim.’ dedi ancak ben verdiğim malın karşılığını ve biraz daha fazlasını tekrar mal olarak kendisine borçlanıp tarihten yaklaşık 2-3 hafta önce alabildim. Daha sonra benim…’tan borç aldığım ürünleri ben daha önceden tanımadığım sadece ismini … olarak bildiğim …’dan gelen birisine sattım, ama ben bu şahsa bir daha ulaşamadım ve sattıklarımın parasını alamadım. Bunun üzerine ben de …’e olan borcumu ödeyemedim. Kendisine durumu anlatarak bana ek süre vermesini istedim. Kendisi de bana ek süre verdi ancak ben bu ek sürede de borcumu ödeyemeyince bu sefer benim Bııca’dan arkadaşlarım olan ve benimle aynı işi yapan .,… Öner ve İlteriş benim…’a olan borcumu birlikte ödediler ve borcumu kapattılar. (…) Bir gün sonra… beni cep telefonundan arayarak bana hitaben ‘Ben şu an…’in yanındayım ben geldikten sonra sen…’i arayarak benim oyun yaptığımdan bahsetmişsin, bundan sonra sen birazcık adamsan …’e gelirsen senin karın benim karım, senin dükkânın benim dükkânım, ananın evini de biliyorum, gidip ananı evinde sinkaf edeceğim.’ dedi. Bizim bu konuşmalar sürerken…’ın telefonunun hoparlörü açıktı muhtemelen bizim bu konuşmalarımızı yanında bulunan şahıslar da duydu. Ben de kendisine ‘Ben bugün …’e geliyorum.’ diyerek bana daha fazla küfretmemesi için telefonu kapattım. Akabinde 15-20 dakika sonra… beni yine telefon ile arayarak benzer şekilde küfürler etmeye başladı, ben de kendisine ‘Bak bana ana avrat küfretme, …’e gelince seninle oturup konuşacağız.’ dedim ve telefonu kapatıp aynı gün saat 12.00 sıralarında dolmuşa binerek …, Gaziemir’e geldim. Geldikten sonra…’ı arayarak ‘Ben Gaziemir’deyim, ne zaman, nerede istersen oturalım konuşalım.’ dedim…. da bana ‘Tamam ben…daki dükkândayım, yalnız buraya gelirken karını da al gel, bizim konuşma bittikten sonra sen gidersen karın bende kalır.’ dedi. Ben de kendisine ‘Tamam birader ben gelirken yanımda karımla annemi de getiriyorum, yalnız ben senin dükkânına gelmem, merkezde bir yerde buluşalım, oturup konuşalım.’ dedim akabinde de telefonu kapattım. Daha sonra ablam Ezgi’yi cep telefonundan arayarak …’de olduğumu ve burada işlerimin olduğunu söyleyip Fevzi Çakmak Caddesi’nde bulunan Angel Rent a Car’dan bana iki günlük bir araba kiralamasını söyledim. Ablam da ‘Olur.’ dedi ve telefonu kapattı. Daha sonra ben Gaziemir’den ticari taksiye binerek annemin …’daki evine gittim. Ablam da oradaydı. Kendisi bana beyaz renkli Renault Symbol … kiraladığını söyledi. Daha sonra ben Rent a Car’a giderek kiralamış olduğum 35 KC 600 plakalı arabanın kira bedeli olan 200 TL’yi ödedim. Aynı günün gecesine yani 29.09.2015 tarihinde saat 23.00 sıralarında… beni telefon ile arayarak bana ‘Hani gelmiyor musun? Sen ne biçim erkeksin? Sen gelmezsen ben seni nasıl aldıracağımı biliyorum.’ dedi. Ben de kendisine ‘Beni aldırmana gerek yok, ben zaten yanına geleceğim.’ dememe rağmen benimle küfürlü konuşmaya devam ederek bana ‘Sen buraya gelme, ben seni aldıracağım.’ dedi. Akabinde bir gün sonra saat 15.00-16.00. sıralarında arkadaşım …’ı arayarak nerede olduğunu sordum. Kendisi de …’daki dükkânında olduğunu söyledi, ben de ‘Tamam yanına geliyorum.’ dedim ve yanına gittim, akabinde …’i de yanıma alarak Şirinyer semtinde bulunan Haşim’in dükkânına gittik, üçümüz kendi aramızda… ile benim aramdaki konuyu konuştuk. Yaklaşık 15-20 dakika oturduktan sonra … ile birlikte Haşim’in yanından ayrılarak kiralamış olduğum … ile … …’na gittik. Ben …’ ndaki ikametimden 3-4 ay önce tanımadığım Suriye uyruklu bir şahıstan 1.250 TL karşılığında satın aldığım siyah renkli markasını bilmediğim tabancayı da yanıma alarak saat 23.00 sıralarında … ile birlikte …’dan yola çıktık ve …’e geldik. Biz yoldayken… beni 3-4 defa arayarak her aramasında küfür ve tehdit etmeye devam etti. Hatta bu telefon görüşmelerine yanımda bulunan … da şahittir. En son ben telefonla aradığında ‘Nerede kaldın, ben yatıyorum, hadi karını getirmeyecek misin? deyince ben de kendisine ‘Senin beni aldırmana gerek yok, ben 5-10 dakikaya yanındayım, küfredip durma.’ dedim ve … ile birlikte…daki…’ın dükkânına doğru gittik. Aracı ben kullanıyordum. … sağ ön koltukta oturuyordu….’ın dükkânının önünden geçtiğimiz esnada dükkânın önünde 7-8 kişi vardı. Ancak bu sahısların içinde… yoktu. Hatta bu kalabalığın içindeki şahısların bazılarının ellerinde beyzbol sopasına benzer sopalar vardı. Ben dükkânın önünde durmayarak ileriye doğru devam ettim. Caddeye çıktığım esnada… beni arayarak ‘Niye kaçıyorsun? Seni dükkânın önünden geçerken gördüm.’ dedi, Ben de kendisine ‘Kaçmıyorum, dükkânda seni göremeyince caddeden …’ya doğru ağır ağır gidiyorum.’ dedim. Kendisi de bana ‘Bekle, tam senin arkandayım kaçma seni görüyorum, senin karını sinkaf edecegim, kefeninin hazırla.’ dedi. Ben de ‘Bir yere kaçtığım yok.’ dedim ve telefonu kapattım. Caddenin üzerinde kırmızı ışıkta aracımla beklerken bir anda plakasını alamadığım ticari taksi benim aracın solundan geçerek önüme geçip yolumu kapattı. … içerisinde 3-4 şahıs indi, ticari aracın arkasından inen şahsın elinde tüfek vardı, diğer şahısların ellerinde de sopalar vardı, elinde tüfek olan şahıs tüfeği bana doğrultunca, hemen …’e ‘Yat abi’ dedim ve …’in oturduğu koltuğun yanındaki camı açarak, torpido gözünde bulunan tabancayı alıp aracın sağ ön camından, bana tüfek ile ateş etmeye çalışan şahsa doğru 2-3 el ateş ettim, amacım bu şahısları korkutmaktı ve kendimi savunmaktı, ben ateş ettikten sonra yolun kaldırım tarafından olay yerinden kaçtım ve … semtine geldim ve …’i bıraktım, yolda gelirken … içerisinde kalan boş kovanları … Doğuş Caddesi üzerinde yola doğru fırlattım, daha sonra Şirinver semtine gelerek bizim evin yakınlarında boş arsaya olayda kullanmış olduğum tabancayı attım, akabinde …’da otobana yakın yerde … içerisinde biraz uyuduktan sonra aracı bulunduğum sokakta bırakarak … Mezarlığına doğru yaya bir şekilde gittim, daha sonra tanıdığım bir polisi arayarak teslim olmak istediğimi söyledim, daha sonra polisler gelerek … Mezarlığının orada beni teslim aldılar, Polislere silahı attığım yeri de gösterdim ve olay anında yanımda …’ın olduğunu söyledim ve … i telefonla arayarak nerede olduğunu sorduğumda ‘…’daki dükkândayım.’ dedi ve görevli polislerle birlikte dükkâna gittik, …’i de alarak Cinayet Büro Amirliğine geldik, benim amacım kesinlikle birini yaralamak değildi, kendimi korumak için ateş ettim, …’in üzerinde kesinlikle tabanca veya benzeri şev yoktu, … bu olayda tabanca kullanmadı, ayrıca … olay anına kadar bende tabanca olduğunu bilmiyordu. Silahı kendimi ve ailemi korumak amacıyla bulunduruyordum.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Olay tarihinden bir süre önce … adındaki şahıstan kaçak sigara satın almıştım. Bunun parasının ödenmesiyle ilgili aramızda telefonda tartışma geçmişti. Ayrıntısını emniyet ifadesinde verdiğim şekilde bana hakaret etmişti. Konuyu konuşalım bir araya gelelim demişti. Bu amaçla daha önceden zaten birlikte olduğumuz, gün boyu birlikte gezdiğimiz arkadaşım … ile birlikte olay yerine gittik….’ın dükkânının önünde kalabalığı görünce biz arabayla durmayıp, devam etmek istedik. Devam ettikten bir süre sonra kırmızı ışıkta şahıslar ticari taksi ile gelip, yolu kapatıp aşağı inmişlerdi. İki kişinin elinde sopa, birinin elinde de pompalı tüfek vardı. Bunun üzerine yanımda bulunan tabancayı çıkartıp, 2-3 el silahla ateş etmiştim. Sonrasında …’in yaralandığını öğrendim. Bir süre sonra da emniyete gidip teslim olmuştum. Suçlamayı bu şekilde kabul ediyorum.”,
Mahkemede; “Tütün ve sigara işi yaparım, kaçak sigara sattığım da olur, vefat eden… ile aynı işi yapıyorduk, bu sebeple 1,5 sene önce tanışmıştık, birbirimizden sigara alıp verirdik, karşılıklı alışverişlerimiz oldu, bir keresinde o benden sigara almıştı, bir hafta sonra parasını ödeyeceğini söylemişti, ancak beni 3 ay oyaladı, 3 ay sonra, bu kez ben ondan bana olan borcundan daha fazla miktarda sigara aldım, onun borcunu mahsup ettim, ben ona borçlanmış oldum, ancak…’tan aldığım sigaraları sattığım kişiden paramı alamayınca…’a olan borcumu ödeyemedim, arkadaşlarım Haşim, İlteriş ve… aramızda problem olmasın diye benim borcumu…’a vermişler, Haşim de bana bunu söylemişti, … …’te bulunduğum sırada… kendisine borcum ödenmeden önce beni …’de arayıp bulamamış, daha sonra köyde dedemin yanına gitmiş dedemin numarasından beni aradı, benimle görüşmek istediğini söyledi, ben de … …’te olduğumu belirttim, bu sırada Haşim’in borcu ödediğini biliyordum, ama… görüşmek istediği için kendisini kabul etmiştim,… yanıma geldiğinde Haşim’in borcu ödemediğini söyledi, benim yanımda…’i aradı, ‘…’la Haşim birlikte oturmuşlar.’ dedi, beni yalancı çıkarma sen de öyle söyle deyince…’e, Haşim’le birlikte oturduğumu söyledim, çünkü bunlar daha önce cemaat kurmuşlar, Haşim de eğer ben…’la oturduysam sana dükkânın anahtarını veririm diye…’a söylemiş bu doğru olmadığı hâlde… bunu sağlamaya çalışarak Haşim’in dükkânının anahtarını almak istiyordu,… gittikten sonra ben…’i aradım, aslında Haşim’le oturmadığımı ama…’ın talebi üzerine yalan söylediğimi belirttim, bir gün sonrada……’a benim söylediklerimi iletmiş,… da beni telefonla aradı, ‘Madem sen…’e öyle söyledim, sana sigara vermiyorum, adamsan …’e gelirsin, senin karını dağa kaldırırım, çoluğunu çocuğunu şöyle yaparım, böyle yaparım.’ diye konuştu, çok küfretti,… zaten bu arada Haşim’le bana ait olan sakladığımız yerden hırsızlamış, sigara vermiyorum derken hırsızlık yaptığı bu malları söylüyordu, bana sürekli küfretti, bir gün sonra tekrar telefon açıp ‘Gel konuşalım.’ dedi,…da dükkâna gittim ancak kimse yoktu, ertesi gün beni tekrar aradı, gene aynı şekilde çok küfretti, ‘Seni aldıracağım, seni buraya getirteceğim.’ dedi, ben kendisine küfretmedim, yalnızca böyle küfretme diye ikaz ediyordum, daha sonra … kiraladım ablamın evine bilahare Haşim’in yanına gittim, bu arada beni arayan…’ın telefonlarını açmadığım da oluyordu, bir gün sonra yine…’ın yanına saat 23.00-24.00 civarı gittim, yoktu görüşemedim, ertesi gün saat 16.00’da arkadaşım …’i aradım onu alıp Haşim’in yanına gittik, bir süre konuştuk, …’da benim ve eşimin eşyaları vardı, …’le …’ya gittik, eşimle fiilen ayrı yaşıyordum, eşyaları alırken evde bulunan ruhsatsız silahımı da aldım, eşyaları alırken o esnada silahı da aldım, yolda beni… aradı, ‘Sigaraları vereceğim.’ dedi, halbuki bir saat önce telefon açıp küfretmişti, görüşmek istediğimi söyleyince …’le birlikte…’ın dükkânının önüne gittik, … de büyüğümüz diye konuşmada bulunsun diye yanımda kalmasını istemiştim, dükkânın önünde 6-7 kişi görünce … ‘Bunların konuşmaya niyeti yok.’ dedi, sürücüsü bulunduğum … ile durmadan ilerledim, …’i …’daki evine bırakacaktım, kırmızı ışıkta durduk, ışıkta dururken önümüzü bir taksi kesti, içinden 3-4 kişi indi, kim olduklarını bilmiyorum, ellerinde sopa, bıçak vardı, hatta bir tanesinin elindekini tüfeğe benzettim, …’e ‘Hemen yat!’ dedim, ikimiz birlikte önce arabanın göğüs kısmına eğildik daha sonra … vites kolunun oradan kendisini geriye verdi, yan bir şekilde durdu, ben …’in üstünden eğilerek torpido gözünü açıp silahı aldım, sağ ön kapıda bulunan manivelaya basarak camı açtım, hedef gözetmeden sağ ön camdan sağ tarafa doğru iki üç el ateş ettim, … o sırada stop etmişti, çalıştırıp hızla sol tarafa doğru yöneldim, hatta kaldırımın üstünden çıkarak yoluma devam edip kaçtım. O anda aşağı doğru eğilince ateş ettiğimi onlar görsün gibisinden sağ tarafa doğru ateş ettim, oradan kaçtıktan sonra yaklaşık yarım saat geçmişti,…’ı telefonla aradım, zaten onu orada görmemiştim, ‘Niye adamlarını üstüme salıyorsun?’ diye soracaktım, ancak telefonu bir başkası açtı, ben ‘Sedat’ deyince… olmadığını söyledi, ben de direkt telefonu kapattım, ben…’ı vurduğumun farkında değildim….’ın ilk olarak bana kaçak sigaralardan 2.500 TL borcu vardı, sonra ben ondan aşağı yukarı 7.000 TL’lik sigara aldım, 2.500 TL borcunu düşünce benim 4.500 TL borcum kaldı.”,
Bölge Adliye Mahkemesinde; “Benim bu olay sırasında arkadaşım olan maktulü öldürme niyetim yoktu. Maktul ve yanındakilerin biz arabanın içinde bulunduğumuz sırada ellerinde sopalar olduğu hâlde üzerimize geldiklerini görünce korktum ve torpido gözünden ruhsatsız tabancamı alıp dışarıya rastgele sıktım, tahminime göre 3 defa sıktım, yukarıda da söylediğim gibi amacım kimseyi vurmak değildi, biz bu arada yani …’la ikimiz, arabanın ön tarafına doğru kendimizi koruma amaçlı olarak eğilmiştik. Hatta ben …’e kafanı eğ diye uyarıda bulundum, atılı suçlamayı kabul etmiyorum öldürme kastıyla hareket etmedim.”,
Şeklinde ifade vermişlerdir.
Sanık … Kollukta; “Asansör kurma ve montaj işi yaparım, şirketle ücret konusunda anlaşamadım, yaklaşık 1 aydır da merkezi Göztepe’de bulunan bir beton silme şirketinde işçi olarak çalışmaktayım. Bana sormuş olduğunuz …’le yaklaşık 10 yıl önce … Fuarı’nda tanışmıştım, o günden bu yana kadar arkadaşlığımız vardır, kendisi ile işimiz olduğu zaman veya karşılaştığımız zaman görüşürdük, tarihten 1 ay kadar önce açık adresini bilmediğim … Şirinyer bölgesinde …’in çalıştırmış olduğu tütün dükkânına gittim,… ile orada karşılaştım, orada… bana ..
Caddesi üzerinde bir tütün dükkânı olduğunu, istersem bana bu dükkânı 4.000 TL’ye devredebileceğini söyledi, ben de kendisine ‘Şu an istemiyorum.’ dedim,… telefon kullanmıyordu, … tütün işi yapar, …’in belli bölgelerinde de dükkânları vardır. Ben …. numaralı telefonları kullanırım, her iki telefon da kendi adıma kayıtlıdır. Ben…’a da kendi telefon numaramı vermemiştim. Bu zamana kadar da kendisi ile görüşmedim. Tahminen bayramdan önce…, kullanmış olduğum ,,,,numaralı telefonumu özel numaradan aradı, bana hâl hatır sorduktan sonra ‘… abi, ben … dışındayım, benim … Eskiizmir Caddesi, Üzümcü kavşağındaki tütün dükkânımı biliyorsun, benim o dükkânıma sahip çık.’ dedi ve telefonu kapattı, ben de o dükkâna gittim, dükkânda …’in elemanı vardı, ismini şu an hatırlamıyorum, ben bu elemandan … yerinin anahtarını alarak öz kardeşim olan … …’ı dükkâna bıraktım, kendi işimde çalışıyordum, ara sırada dükkâna kardeşimin yanına uğruyordum. Tahminen 4 gün önce kardeşimin yanında dükkânda bulunduğum sırada dükkâna bir şahıs geldi, ismini… olarak söyleyen biri bana …’i sordu, ben de kendisine…’ın nerede olduğunu bilmediğimi söyledim, o da bana ‘Benim…’dan alacağım var, ben onu bulurum.’ diyerek benim telefon numaramı aldı ve bana ‘…’ı bulduğum zaman seni arayarak… ile görüştüreceğim.’ dedi ve dükkândan ayrıldı, ben…’ı bu şekilde tanıdım, Aynı günün akşamı beni tanımadığım bir numara telefonla aradı, arayan şahıs bana kendisinin… olduğunu söyledi, ‘Ben…’ı buldum, şu an yanımda…’ı telefona vereyim.’ dedi ve telefonda… ile konuştuk, bana hâl hatır sordu, ben de ‘Sen neredesin?’ dedim,… bana ‘Ben dışarıdayım, işlerim var, sonra görüşürüz.’ dedi ve telefonu kapattı. Ben de bu arayan numarayı… olarak telefonuma kaydettim, şu an yanımda telefonum olmadığından ve numarayı ezbere bilmediğimden telefon numarasını sizlere veremiyorum. Dün yani 30.09.2015 tarihinde tahminen saat 16.00 sıralarında …, Eskiizmir Caddesi’ndeki dükkânda bulunduğum sırada… beni şu an hatırlamadığım bir numaradan aradı, bana ‘Neredesin?’ diye sordu, ben de dükkânda olduğumu söyledim, 15-20 dakika sonra da … plakasını bilmediğim, beyaz renkli,…marka bir … ile tek başına dükkâna geldi, dükkândan beni alarak … ile birlikte ikimiz … Şirinyer’deki bir arkadaşının tütün dükkânına gittik, burada oturduk, çay kahve içtik sohbet ettik, daha sonra… ile birlikte yine … ile … ilçesi … köyüne gittik. Burada…’ın akrabalarının yanına uğradık, akşam tahminen saat 23.30 sıralarında …’dan yola çıktık, …’e geldiğimiz esnada yolda…’a telefon geldi, aracı… kullanıyordu,… telefonda biri ile hararetli bir şekilde konuşma yaptı,… konuşmalarında ‘Bak ayıp ediyorsun, bana küfretme, gel yüz yüze konuşalım.’ dedi, bu sırada… telefonun hoparlörünü açtı. bana hitaben ‘Abi bak hâlâ… bana küfrediyor.’ dedi, benim duyduğum kadarı ile telefondaki kişi…’a küfrediyordu….’a ‘Senin karını kendime karı yapacağım, sana da kefen giydireceğim, kefenini hazırla gel.’ dedi ve telefonu kapattı. Daha sonra biz … ile … …’ya geldik….’a yine telefon geldi,…’ın söylediğine göre yine arayan…’tı ve küfredip…’ı yanına çağırıyordu…. da… a ‘Ben 5 dakika sonra yanındayım, küfredip durma, oturalım adam gibi konuşalım.’ dedi ve telefonu kapattılar, akabinde… ile ben tekrar aynı … ile…ya…’ın dükkânına gittik,…’ın dükkânının önünden geçtiğimiz sırada… bana ‘Bak burası…’ın dükkânı.’ dedi, dükkân önünde 5-6 kişilik bir kalabalık vardı, ben bu kalabalık içerisinde…’ı görmedim, ancak kalabalığın içindeki bir şahsın elinde sopa vardı, biz oradan hiç durmadan cadde boyu devam ettik, bu sırada…’a tekrar telefon geldi,…’ın söylediğine göre yine… arıyordu,…’a ‘Dur kaçma!’ diyerek küfretmiş, cadde üzerinde bir kavşakta kırmızı ışıkta beklediğimiz sırada arkamızdan bir ticari taksi gelerek önümüzde durdu, içerisinden 3-4 şahıs indi, ben bu şahısların içerisinde bir kişinin elinde sopa, bir kişinin elinde de tüfek gördüm, bu sırada… bana ‘Abi camı aç, abi camı aç!” diye seslendi, kendisi benim oturmuş olduğum sağ ön kapı camını otomatikten açarak nereden aldığını görmediğim siyah renkli bir silahı benim önümden camdan uzatarak ticari taksiye doğru 2-3 el ateş etti ve akabinde hemen arabayla olay yerinden uzaklaştı, ben havanın karanlık olmasından dolayı ve olayın şokundan ticari taksiden inen şahısları net olarak göremedim….dan Yeşildere yoluna çıkarak …’daki dükkâna geldik, beni oraya bıraktı, bana ‘Abi senin bir suçun yok, yakalanırsam ben tek yakalanayım.’ diyerek … ile birlikte yanımdan ayrıldı. Ben de buradan evime gittim,… ile birlikte…da geçtiğimiz sokakları ve olay yerini isim olarak bilmiyorum, ben …’de silah olup olmadığını da bilmiyordum, ben silahı…’ın ateş ettiği esnada gördüm,… ateş ettikten sonra silahı bacaklarının arasına koydu. Ben… ile…’ın arasındaki meselenin veya husumetin ne olduğunu bilmiyorum, benim bildiklerim ve gördüklerim yukarıda anlattığım gibidir. Bu gün yani 01.10.2015 tarihinde saat 15.00 sıralarında polisler beni telefon ile arayarak akşamki olaydan dolayı gelmemi söylediler, ben de geldim ve teslim oldum.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Olay tarihinde… ile birlikte dolaşırken daha sonradan adını öğrendiğim… adındaki şahısla bir telefon görüşmesi yapmıştı. Sonrasında konuşmaya gideceğini söyleyip, arabada bulunduğumuzdan o tarafa doğru yöneldi…. adındaki şahsın … yerinin önünde kalabalığı görünce oradan ayrılmak istedik. Sonrasında kırmızı ışıkta ticari taksi ile önümüzü kesmişlerdi. Ticari taksiden ellerinde sopa ve pompalı tüfek bulunan şahısların indiğini gördüm. O sırada… ‘Camı aç, camı aç!’ şeklinde bana bağırmaya başladı. Ben arabada şoför koltuğunun yan tarafındaki koltukta oturuyordum. Sonrasında… camı kendisi açıp benim bulunduğum taraftan arabaya doğru ateş etti. 2 veya 3 el ateş etmişti. Sonrasında olay yerinden arabayı sürüp ayrıldı. Ben olaya katılmış değilim. …’i daha önce bir defa görmüştüm. Ben normalde asansör işinde çalışıyorum.”,
Mahkemede; “Öğlen saat 14.00-15.00 civarıydı,… beni telefonla aradı, ‘Gel gezelim’ diye beni evden aldı, o gün işe gitmemiştim, önce Haşim’in yanına gittik, orada çay kahve içtik, sonra … …’na gittik, bir kahvede oturduk, çay içtikten sonra… ‘Sen burada bekle, ben hemen eşyaları alıp geleceğim.’ dedi, bir süre sonra geri geldi, …’e dönerken yolda…’a bir telefon geldi,… ona küfrediyordu, hatta bir ara… telefonun hoparlörüne bastı ve bu küfürleri dinletti, ben…’a bir şey sormadım, o da bana bir şey söylemedi, yalnızca ‘Sen cahil, o cahil, konuşarak halledin.’ dedim, …’ya doğru yöneldik, …’da arabadan indim, zaten eşim de beni telefonla arayıp soruyordu,… ‘Seni ben aldım, gene geri bırakırım, 10 dakikalık bir işim var.’ deyince tekrar arabaya bindim,…ya doğru yöneldik, yine…ya niye gittiğimizi sormadım, yolda… gene telefon açtı ve küfretti,…’ı daha önce bir defa görmüştüm, aramızda bir samimiyet yoktu, dükkânın önünde kalabalık görünce…’a ‘Durma!’ dedim, daha sonra ileride kırmızı ışıkta durduk, o kalabalıktaki kişilerin ellerinde sopa, bıçak vardı, kırmızı ışıkta durduğumuzda bir taksi önümüze geçti,… bana ‘Yat’ dedi, ben oturduğum yerle diğer koltuğun arasına kafamı sokarak yana çekildim, ateş sesi duydum, daha sonra…’ın elinde gördüğüm silah için ‘Bu kurusıkı mı?’ dedim,… kurusıkı olmadığını söyledi, ‘Bir kimseyi vurdun mu?’ dedim, ‘Hayır vurmadım.’ dedi, daha sonra beni evime bıraktı, kendisi gitti. Olaydan bir hafta kadar önce… …’daydı, dükkânda bir çalışanı vardı, ancak geceleri benim de dükkânı gözetmemi istiyordu, ben bir şirkette çalışmama rağmen…’ın dükkânına gidip burayı gözettim,…’ı ilk kez o zaman gördüm,…’ı arıyordu, …’da olduğunu söyledim,…’ın telefonu onda yokmuş, benim telefon numaramı aldı, ‘Ben seni ararım,… gelince bana haber ver.’ dedi, hatta…’ın cep telefonu bende dahi yoktu, bu sebeple…’a kendi cep numaramı verdim, olay gününe kadar hemen hemen her gün beni arayıp…’ın gelip gelmediğini sordu, beni akşam saatlerinde dükkânda olduğum sıralarda arıyordu, bir iki sefer de kendisini aradım, zira Haşim,…’ın …’da olduğunu söylemişti, beyanım yanlış anlaşılmış, dükkânı bana emanet ettiğinden…’ın …’da olduğunu bilmiyordum, ‘Bir süre ortalıkta gözükmeyeceğim.’ demişti, Haşim’den öğrendiklerimi telefon açıp…’a ilettim,…’ın …’da olduğunu söyledim, benim telefon numaram …’tür….’ı 10 yıldır tanırım ancak uzun zamandır görüşmedik, 7-8 yıldır görüşmedik, 3 ay kadar önce de tesadüfen karşılaştık çünkü benim eşim de sigara içiyor, ucuz olsun diye kaçak sigara alıyordum, Şirinyer’deki dükkânı Haşim’in diye biliyorum,…’ın …’daki dükkânını ben ve kardeşim gözettik, hatta…’ın elemanı vardı, elemanı çıkardık onun yerine kardeşim durdu,… bana ‘Dükkânı sana devredeyim.’ dedi, ancak 4.000 TL devir bedeli isteyince ben bunu kabul etmedim, kardeşim…’dan günlük 30 TL alıyordu, ben…’dan bir para almıyordum, sadece günde 3 paket kaçak sigara alıyordum,…’ın herhangi bir şekilde korumasını yapmadım, eğer bu olayın olacağını bilseydim arabaya binmezdim,…’ın yanına gittiğimiz zaman…’ın dükkânında kardeşim kalmıştı. Dükkânın önünde bir kalabalık vardı ama… var mıydı yok muydu bilemiyorum, kırmızı ışıkta taksi fren yaparak durdu, fren sesi çok güçlüydü, ani bir fren yaptı, araçtan birkaç kişi indi, ama şu an görsem kim olduklarını bilemem, arabadan indiklerinde sopa ve bıçak gördüm, bize doğru bir saldırı refleksiyle gelip gelmediklerini bilmem, zaten… ‘Hemen yat yere!’ deyince, ben yan tarafa doğru eğilmiştim, taksiden inen şahıslardan birinin elinde tüfek gördüm, ancak bana avukat daha sonra bunun tüfek olmadığını sopa olduğunu söyledi. Ben…’ın elemanını işten çıkartıp kendi kardeşimi oraya koyarken ona haber vermediğim doğrudur, sonuçta her ikisi de günde 30 TL alacaklardı. … beni gezelim diye çağırdı. Ben kahvede kaldım,… eşyaları alacağım diye kendisi arabayla gidip gelmişti, o arada silahı torpido gözüne koymuşsa ben bilemem, görmedim.”,
Bölge Adliye Mahkemesinde; “Benim bu olayla uzaktan yakından herhangi bir ilgim yoktur, maktulü de tanımam. Olay çok ani gelişti. Maktul tarafı ticari taksiyle hızla gelip bizim arabanın önünü kestiler, bu arada ellerinde sopalar olduğunu gördüm, her ikimiz de korktuk, bu arada diğer sanık … bana ‘Yat yat!’ diye bağırdı, ben de ön tarafa doğru eğildim bu arada 2-3 el silah sesi duydum, hatta silahı diğer sanığın sıktığını ilk anda anlayamadım, daha sonra hareket edince silahı diğer sanığın kucağında gördüm, yukarıda da söylediğim gibi bu olayla ilgim yoktur, hatta dönüşte diğer sanık …’a kucağındaki silahın gerçek silah mı yoksa kurusıkı silah mı olduğunu sordum, benim bu olaya iştirak etmek için hiçbir neden yoktur.”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
Kanun’un 37. maddesindeki;
“(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını … olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde … olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır” şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanun’da suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
“Yardım etme” ise 5237 sayılı TCK’nın 39. maddesinde;
“(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” şeklinde,
“Bağlılık kuralı” da aynı Kanun’un 40. maddesinde;
“(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir” biçiminde düzenlenmiştir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, 5237 sayılı TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
TCK’nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Olarak sayılmıştır.
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik etmek,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira “yardım etme”yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Hakkında kasten öldürme suçundan hükmedilen hapis cezası kesinleşen inceleme dışı sanık … ile maktul …’in … il merkezinde ayrı … yerlerinde sigara ve tütün sattıkları, aralarında borç alacak ilişkisi bulunduğu,…’ın maktule borçlandığı, borcunu zamanında ödeyemediği, bu nedenle maktulle aralarında husumet oluştuğu, maktul ile…’ın para konusu ile ilgili olarak sık sık telefonda görüştükleri, bu görüşmeler sırasında maktulün hakaret içeren sözler sarf ettiğinin inceleme dışı sanık tarafından iddia edildiği, sanık …’ın ise …’i 10 yıldır tanıdığı, olaydan bir süre önce…’ın sanık …’i telefonla arayarak … dışında bulunduğunu ifade edip, tütün dükkânına göz kulak olmasını sanıktan istediği, sanığın dükkâna giderek…’ın işçisini işten çıkardığı ve kendi kardeşini burada çalıştırmaya başladığı, maktul …’in alacağı ile ilgili olarak…’ı aramalarını sıklaştırması üzerine…’ın … kiralayarak olay günü sanık …’i de kullandığı bu araca alarak, maktule olan borcu ile ilgi olarak Haşim isimli ortak bir tanıdıkları ile görüştükleri, ardından yanında sanık bulunduğu hâlde … ilçesi, … köyüne gidip suçta kullandığı tabancayı aldığı, ardından il merkezine döndükleri,…’ın maktul …’ı telefonla arayarak buluşmak istediğini söylediği, gece yarısı yataktan kalkan…’ın kendisine ait dükkânın önüne kardeşleri …, … ve yeğeni Mahsun ile birlikte gittiği ve ellerinde bulunan sopa ve bıçaklarla…’ı beklemeye başladıkları,…’ın kullandığı aracın sağ ön koltuğunda sanık … bulunduğu, aracın dükkânın önüne geldiği, ancak kalabalığı görünce… ve sanık …’in durmaksızın yollarına devam ettikleri, ticari bir taksiye binen maktul ve yanındakilerin…’ın kullandığı aracı takibe başladıkları,…’ın kullandığı aracın trafik ışıklarında beklediğini görmeleri üzerine aracın önünde ticari taksiyi durdukları, … ve …’in ellerinde sopa ve bıçakla taksiden indikleri, maktul ve yeğeni Mahsun’un ise takside kaldıkları, bunları gören…’ın sağ koltukta oturan …’e “Yat!” dediği sanığın camın önünden çekilmesi ile…’ın kendi açtığı pencereden maktulün bulunduğu taksiye ateş etmeye başladığı, taksinin arkasında oturan maktulün başından yaralandığı,… ve sanık …’in olay yerinden…’ın kullandığı araçla birlikte kaçtıkları, maktulün kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği anlaşılan olayda;
Sanık …’ın olay günü inceleme dışı sanık …’la buluşup Haşim ile yapılan görüşmeye katıldığı,…’ın suçta kullandığı tabancayı almak için gittiği … ilçesinde ve olay sırasında…’ın yanında bulunduğu, sopa ve bıçaklarla üzerlerine gelen … ve …’i görünce de inceleme dışı sanık …’ın “Abi yat!” diye bağırması üzerine, oturduğu sağ ön koltukta yere eğildiği sabit ise de; sanığın aşamalarda istikrar gösteren ve olay günü…’ın kendisini çağırması üzerine, birlikte vakit geçirmek maksadıyla…’ın yanında bulunduğunu savunması, Mahkemedeki beyanında, sanığın köyden silahı aldığı sırada kahvehanede bulunduğu için sanığın silah alıp araca koyduğundan habersiz olduğunu ifade etmesi, inceleme dışı sanık …’ın da aşamalardaki tüm ifadelerinde, trafik ışıklarında bekledikleri sırada maktul ve beraberindekilerin araçla önlerini kesip, araçtan sopa ve bıçaklarla inmeleri üzerine, o anda aldığı ani bir kararla torpido gözünden silahını alıp, sağ kapı camını düğmeye basıp indirdikten sonra ateş ettiğini kabul etmesi ve arkadaşı olan sanığın olayla ilgisinin bulunmadığını ifade etmesi karşısında; inceleme dışı sanık …’in maktul …’i kasten öldürme suçuna yardım eden olarak katıldığı hususu şüphe boyutunda kalmaktadır.
Amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olan ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinin birisi de “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın cezalandırılması bakımından gözönünde tutulması gereken herhangi bir meseleye ilişkin şüphenin, sanığın yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir.
Bu itibarla, sanık …’ın kasten öldürme suçuna yardımdan mahkûmiyetini gerektirir, her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı kabul edilmeli, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

Yazı İşleri Müdürü

E.D