Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2021/50 E. 2023/225 K. 25.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/50
KARAR NO : 2023/225
KARAR TARİHİ : 25.04.2023

YARGITAY DAİRESİ : 4. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 2143-541

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık …’ın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin Ankara (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 04.06.2013 tarihli ve 1674-965 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 30.10.2014 tarih ve 15318-31087 sayı ile; “Mağdur hakkında verilen doktor raporunda, sağ el tırnağında fissur, sol omuz ve uylukta hassasiyet oluştuğunun belirtilmesi karşısında, sanık hakkında mahkûmiyet yerine yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Dosyanın devredildiği Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesince 24.03.2015 tarih ve 2143-541 sayı ile bozmaya direnilerek sanığın önceki hüküm gibi beraatine karar verilmiştir.
Direnme kararına konu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.08.2017 tarihli ve 189328 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 21.12.2020 tarih ve 18707-20481 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU İLE ÖN SORUN
Sanık hakkında hakaret suçundan verilen beraat hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 27.09.2012 tarih ve 30569-13977 sayı ile; sanığın 31.08.2012 tarihinde eşe yönelik kasten yaralama suçunu işlediği iddiasıyla ve TCK’nın 86/2, 86/3-a ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı,
Yerel Mahkemece sanığın sorgusunun 21.02.2013 tarihinde yapıldığı,
Yargılama sonunda Ankara (Kapatılan) 11. Sulh Ceza Mahkemesince 04.06.2013 tarih ve 1674-965 sayı ile sanığın beraatine karar verildiği,
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 30.10.2014 tarih ve 15318-31087 sayı ile bozma kararı verildiği,
Bozma kararının ardından yapılan yargılama sonunda dosyanın devredildiği Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesince 24.03.2015 tarih ve 2143-541 sayı ile önceki hükümde direnilerek sanığın beraatine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
Uyuşmazlığa konu kasten yaralama suçu, suç tarihi itibarıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde;
“(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TCK’nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Somut Olayda Ön Soruna İlişkin Nitelendirme
Sanığa atılı kasten yaralama suçunun yaptırımı TCK’nın 86. maddesinin ikinci fıkrasında dört aydan bir yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 31.08.2012 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 21.02.2013 tarihli sanığın sorgusu olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı da gözetildiğinde, sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 21.02.2021 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2015 tarihli ve 2146-541 sayılı direnme kararına konu hükmün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının TCK’nın 66/1-e ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.04.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.