Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2021/423 E. 2023/121 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/423
KARAR NO : 2023/121
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

YARGITAY DAİRESİ : 8. Ceza Dairesi

Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan suça sürüklenen çocuk …’nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 292/1, 292/3, 293/1, 31/3 ve 62/2. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … Anadolu 4. Çocuk Mahkemesince verilen 28.01.2016 tarihli ve 599-59 sayılı hükmün suça sürüklenen çocuk tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 08.02.2021 tarih ve 8811-1709 sayı ile;
“Suça sürüklenen çocuğun kendiliğinden teslim olarak mı yoksa yakalanarak mı ele geçirildiği araştırılmadan verilen cezada TCK’nın 293/1. maddesi uyarınca indirim uygulanması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde kısa süreli hapis cezasının ‘Suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre,’ adli para cezası veya seçenek yaptırımlara çevrilebileceği hükmünün düzenlenmiş olması karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında daha önceden hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı ile hapis cezası verildiğinden bahisle yasal olmayan gerekçe ile TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. DİRENME GEREKÇESİ
… Anadolu 4. Çocuk Mahkemesi ise 26.05.2021 tarihli ve 204-503 sayı ile;
“…TCK’nın 50/1. maddesinde, kısa süreli hapis cezasının suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlenmiştir.
Yine aynı Yasa’nın 50/3. maddesi ise, ‘Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.’ şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu düzenlemeler dikkate alındığında, maddenin 3. fıkrasını kanun koyucu emredici hüküm olarak düzenlemiş, birinci fıkrada ise hâkime takdir hakkı tanımıştır.
Suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydı incelendiğinde, … 1. Çocuk Mahkemesinin 2012/1044 E. 2013/336 K. sayılı kararı ile nitelikli hırsızlık suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezasıyla mahkûmiyetine karar verildiği, bu kararın 01.06.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yargılama konusu suçun ise bahsi geçen karar kesinleştikten sonra 29.08.2015 tarihinde işlenmiş olup bu hâliyle suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 50. maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkânı bulunmamaktadır.
Aynı maddenin 1. fıkrası ise, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesinde hâkime takdir hakkı tanımış olup hâkim takdir hakkını kullanır iken, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özellikleri değerlendirmesi gerektiğini belirtmiştir. Madde gerekçesi de, ‘Belli bir süreyle hapis cezasına mahkûm olmak, cezanın uyarı fonksiyonunu ve kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayabilir. Kişi, gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlakî eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkûm oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir. Ayrıca, kısa süreli hapis cezalarının infaz kurumunda çektirilmesinin doğurduğu sakıncalar nedeniyle, kısa süreli hapis cezasına mahkûm olan kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek seçenek yaptırımlara hükmedilmesi gerekebilir.’ şeklindedir. Madde gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlakî eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabileceği, bu hususların değerlendirilerek, uygulanıp uygulanmayacağını hâkimin takdir edeceği açıktır. Bu husus yasa maddesinde suçlunun kişiliği, sosyal ve durumu olarak belirtilmiş olup kişiliği ve sosyal durumu hakkında bir kanaate varmak için bakılması gereken ilk husus, failin geçmişi olmaktadır. Failin geçmişine ilişkin kayıtlardan birisi de, adli sicil kaydı ile UYAP kayıtlarıdır.
Mahkememizin 28.01.2016 tarih 2015/599 Esas, 2016/59 Karar sayılı dosyasında da suça sürüklenen çocuğun kişiliği ve sosyal durumu hakkında bilgi sahibi olmak için adli sicil kayıtları değerlendirilmiş, adli sicil kaydına göre, daha önce kasıtlı suçlardan iki ayrı mahkûmiyeti bulunduğu, yine iki ayrı suç nedeniyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüş, madde gerekçesinde belirtilen tesadüfi suçlu özelliğinin olmadığı hususunda kanaat oluşmuş ve hakkında verilen kısa süreli hapis cezası takdiren seçenek yaptırımlara çevrilmemiştir. Açıklanan gerekçelerle, Mahkememizin 28.01.2016 tarih 2015/599 Esas, 2016/59 Karar sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu,” gerekçesiyle bozma ilamına direnerek, suça sürüklenen çocuğun önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Direnme kararına konu hükmün de suça sürüklenen çocuk tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2021 tarihli ve 88953 sayılı Onama istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 07.12.2021 tarih ve 14437-22247 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 50. maddesinin uygulanmamasına yönelik olarak gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
… Çocuk Eğitimevi Müdürlüğünce düzenlenen vukuat raporuna göre; 29.08.2015 tarihinde saat 17.11’de üç hükümlünün … Çocuk Eğitimevi Müdürlüğünün spor salonunun arkasındaki tel örgülerden atlayarak firar ettiklerinin güvenlik kamera odasında bulunan personel tarafından görülüp durumun vardiya personeline bildirilmesi üzerine yapılan sayımda anılan kurumda hükümlü olarak bulunan Sinan Üzer ve Soner Yılmaz isimli şahıslar ile suça sürüklenen çocuk …’nin kurumda olmadığının tespit edildiği,
… Çocuk Eğitimevi Müdürlüğünce Ümraniye İlçe Emniyet Müdürlüğüne yazılan 29.08.2015 tarihli ve 3016 sayılı yazıda; suça sürüklenen çocuk …’nin yakalanması hususunda gereğinin yapılmasının talep edildiği,
UYAP sorgulamasına göre; suça sürüklenen çocuğun firar ettikten sonra 31.08.2015 tarihinde Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna alındığı,
Dosya kapsamında bulunan adli sicil kaydı ile UYAP sorgulamasına göre; suça sürüklenen çocuğun, … 1. Çocuk Mahkemesince 25.04.2013 tarih ve 1044-336 sayı ile hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-e, 143, 31/2, ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın 01.06.2015 tarihinde kesinleştiği; … 1. Çocuk Mahkemesince 18.06.2015 tarih ve 123-454 sayı ile cinsel taciz suçundan TCK’nın 105/1, 31/3 ve 52/4. maddeleri uyarınca kesin nitelikte 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verildiği; … 2. Çocuk Mahkemesince 04.10.2013 tarih ve 791-1268 sayı ile karşılıksız yararlanma suçundan TCK’nın 163/3, 168/5, 31/2, 62, 50/3 ve 52/4. maddeleri uyarınca 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirilmeye karar verildiği, 14.10.2013 tarihinde kesinleşen bu kararın 24.09.2014 tarihinde infaz edildiği; … 1. Çocuk Mahkemesince 27.12.2010 tarih ve 551-918 sayı ile hırsızlık suçuna teşebbüsten TCK’nın 141/1, 35/2, 31/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suça sürüklenen çocuk hakkında 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, anılan kararın 28.01.2011 tarihinde kesinleştiği,
28.01.2016 tarihli oturumda sanık hakkında TCK’nın 292/3. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkı verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Suça sürüklenen çocuk … aşamalarda benzer şekilde; 29.08.2015 tarihinde saat 17.15 sıralarında hırsızlık suçundan hükümlü olarak bulunduğu … Çocuk Eğitimevi Müdürlüğüne ait spor salonunun arkasındaki tel örgülerden Sinan Üzer ve Soner Yılmaz ile birlikte atlayarak firar ettiklerini, firar etmelerine kimsenin yardımcı olmadığını, ertesi gün Taksim’de arkadaşları ile dolaştıkları sırada kendi rızaları doğrultusunda polise teslim olduklarını, teslim olduktan sonra iki gün nezarette tutulduğunu, ardından firar ettiği … Çocuk Eğitimevi Müdürlüğüne gönderildiğini savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
TCK’nın “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrası;
“Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
a) Adlî para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya,
Çevrilebilir.”, şeklinde düzenlenmiş, anılan maddenin gerekçesi ise; “…Kişi gördüğü eğitim, yaşadığı sosyal çevre, psişik ve ahlaki eğilimleri itibarıyla tesadüfi suçlu özelliği taşıyabilir. Bu kişilerin mahkûm oldukları cezanın infaz kurumunda çektirilmesi toplum barışı açısından bir zorunluluk göstermeyebilir…” şeklinde açıklanmıştır. Bu bağlamda şartların oluşması hâlinde hapis cezasına mahkûm olan kişinin infaz kurumuna girmesini önleyecek şekilde adli para cezası seçenek yaptırımına ya da seçenek tedbirlere hükmedilebilecektir.
Ayrıntıları 07.06.1976 tarihli ve 4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, hürriyeti bağlayıcı cezanın para cezasına çevrilmesi, cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören kişiselleştirme kurumudur.
Kanun koyucu, cezaların kişiselleştirilmesi kapsamında hâkime, TCK’nın 50. maddesinde yer alan şartlar çerçevesinde hükmolunan hapis cezasının anılan maddenin birinci fıkrasında düzenlenen adli para cezası seçenek yaptırımına ya da seçenek tedbirlerden birisine çevrilip çevrilmeyeceğini belirleme yetkisi vermiştir. Hâkim bu yetkisini kullanırken, sanığın kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre bir değerlendirme yapmalıdır. Hâkimin, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezası seçenek yaptırımına ya da seçenek tedbirlerden birisine çevrilmesi ya da çevrilmemesi hususunda dayandığı gerekçenin dosya içeriğine uygun, kanuni ve yeterli olması gerekir.
Öte yandan, TCK’nın 50. maddesinin üçüncü fıkrası; “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme ile fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olan sanıkların, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak şartıyla, mahkûm oldukları bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının, aynı maddenin birinci fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunlu kılınmış ve bu husus herhangi bir takdire bağlanmamıştır. Bu nedenle maddede yazılı şartların oluşması hâlinde başka herhangi bir değerlendirme yapılmadan hürriyeti bağlayıcı cezanın seçenek yaptırımlardan birisine dönüştürülmesi gerekmektedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Yerel Mahkemece; 29.08.2015 tarihinde işlediği hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan TCK’nın 292/1, 292/3, 293/1, 31/3 ve 62/2. maddeleri uyarınca 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilen suça sürüklenen çocuk …’nin dosya kapsamında bulunan adli sicil kayıtları ile UYAP kayıtları birlikte incelendiğinde; … 1. Çocuk Mahkemesince 25.04.2013 tarih ve 1044-336 sayı ile hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-e, 143, 31/2, ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın 01.06.2015 tarihinde kesinleştiği; … 1. Çocuk Mahkemesince 18.06.2015 tarih ve 123-454 sayı ile cinsel taciz suçundan TCK’nın 105/1, 31/3 ve 52/4. maddeleri uyarınca kesin nitelikte 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye karar verildiği; … 2. Çocuk Mahkemesince 04.10.2013 tarih ve 791-1268 sayı ile karşılıksız yararlanma suçundan TCK’nın 163/3, 168/5, 31/2, 62, 50/3 ve 52/4. maddeleri uyarınca 1.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirilmeye karar verildiği, 14.10.2013 tarihinde kesinleşen bu kararın 24.09.2014 tarihinde infaz edildiği; … 1. Çocuk Mahkemesince de 27.12.2010 tarih ve 551-918 sayı ile hırsızlık suçuna teşebbüsten TCK’nın 141/1, 35/2, 31/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve suça sürüklenen çocuk hakkında 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, anılan kararın ise 28.01.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, daha önce hapis cezasına mahkûm edilmesi nedeniyle hakkında TCK’nın 50. maddesinin 3. fıkrasının uygulanma imkânı bulunmayan suça sürüklenen çocuğun adli sicil kayıtları üzerinde yaptığı değerlendirme neticesinde tesadüfi suçlu özelliği taşımadığı kanaatine vararak, diğer bir ifade ile kişiliğini olumsuz değerlendirerek suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar veren Yerel Mahkemece anılan maddenin uygulanmamasına yönelik olarak gösterilen gerekçenin dosya içeriğine uygun, yasal ve yeterli olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme hükmündeki direnme gerekçesinin isabetli olduğuna ve mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- … Anadolu 4. Çocuk Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 204-503 sayılı kararında, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 50. maddesinin uygulanmamasına yönelik olarak gösterilen direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA, direnme kararına konu hükmün ONANMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.