YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/416
KARAR NO : 2022/644
KARAR TARİHİ : 18.10.2022
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Sanıklar … ve …’ın, maktul …’a yönelik nitelikli kasten öldürme suçuna azmettirmeden CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine dair … 2. Ağır Ceza Mahkemesince 11.08.2016 tarih ve 199-246 sayı ile kurulan hükümlere yönelik olarak katılanlar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 13.12.2016 tarih ve 81-129 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.11.2018 tarih ve 3039-4665 sayı ile;
“…A- Sanıklar…ve … hakkında maktul…’a yönelik kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde,
… Cumhuriyet Başsavcılığının 01/10/2018 havale tarihli ve 2018/10190 soruşturma numaralı soruşturması kapsamında, beyanı alınan tanıklar Gazi…, gizli tanıklar WQ222, XY333 ve şüpheli sıfatıyla beyanı alınan … Karayiğit’in beyanları göz önüne alınarak sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği…” isabetsizliğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince, duruşmalı olarak yapılan yargılama sonucu, 11.11.2019 tarih ve 2382-1540 sayı ile; sanık …’in CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine, sanık …’ın maktul …’a yönelik tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden TCK’nın 38/1 maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 82/1-a, 53 maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir. Bu hükümlerin, Cumhuriyet savcısı, katılan …, sanık … ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.03.2021 tarih ve 1341-2921 sayı ile;
“…B-Sanıklar…ve … hakkında maktul…’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hükümlere karşı yapılan temyiz başvurularının incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; sanıklar … ile …’in … ortağı oldukları, sanık …’in kız kardeşi… ile maktul…’ın babası … arasındaki komşuluk ilişkilerinden kaynaklı geçimsizlik olduğu, 5 Mart 2014 tarihinde yapılan siyasi bir toplantı sırasında karşılaşan maktul…’ın babası … ile sanık … arasında aynı nedene bağlı tartışma çıktığı, tartışma üzerine …’un oğlu…’ı aradığı, …ve arkadaşlarının olay yerine geldikleri, …’ın sanık … ile konuyu konuştukları sırada aralarında kavga çıktığı ve sanık …’in maktul…’ı silahla ayağından yaraladığı, …’ın da sanık …’ı bıçakla hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaralaması nedeniyle maktul… ile sanıklar…ve … arasında ciddi bir husumet oluştuğu, maktul…’ın bu kavga olayından 5 ay kadar sonra 10/08/2014 tarihinde sanık …’ın yeğeni olan sanık … tarafından takip edilerek öldürüldüğü, sanık … ile maktul… arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumet bulunmadığı anlaşılan olayda; sanık …’ın olaydan sonra kız kardeşi…’yı aramasından hemen sonra…’nın da sanıklar…ve …’i araması, aynı gün sanıklar…ve …’in telefonlarının… Köyü civarında aynı yerde baz vermesi, sanık …’ın daha sonra …’ta sahte kimlikle kaldığı otelde yakalandığı sırada cep telefonuna takılı vaziyette ele geçen sim kartın önceden sanık … tarafından kullanıldığı halde, 22/02/2015 tarihinden sonra sanık … tarafından kullanıldığının tespit edilmesi, sanık …’ın olay sırasında kullandığı aracı ve suçta kullandığı silahı maddi durumu nedeniyle satın alma gücünün bulunmadığının yapılan araştırmayla ortaya çıkarılmış olması, gizli tanık WQ222’nin beyanında, sanıklar…ve …’in bir araya gelerek maktul…’ın öldürülmesine karar verildiğini bu görevin önce sanık …’in kardeşi …’ya verilmesine rağmen …’nın bundan vazgeçtiğini gördüğünü, sonradan bu görevin sanık …’a verildiğini duyduğunu açıklaması, ilk kavganın yaşandığı 05/03/2014 tarihinden olay tarihi olan 10/08/2014 tarihine kadar sanık …’ın hesabından kendi ekonomik durumunu aşan para akışının bulunması, benzer para trafiğinin sanık … ve sanık …’le ortak şirketin hesaplarında da görülmesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
1- Sanık …’in diğer sanık …’la birlikte sanık …’ı, maktul…’ın öldürülmesine azmettirdiği sabit olduğundan, sanık …’in maktul…’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan TCK’nin 38/1. maddesi yollamasıyla TCK’nin 82/1-a maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
2- 05/03/2014 tarihinde gerçekleşen olayda maktul…’ın sanık …’ın hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, sanık … hakkında maktul…’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi,…” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 25.05.2021 tarih ve 67601 sayı ile;
“…Maktul… ile sanık … arasındaki kavgada, maktul, sanık … tarafından silahla ayağından vurulmuş olup zaten saldırı altındayken, sanık … olayın tarafı olmamasına rağmen, sanık … yanında kavgaya dahil olarak maktul…’ı tabanca kabzası ile yaralamış, bunun üzerine maktul de bıçakla sanık …’a saldırarak hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına neden olmuştur. Bu durumda ilk haksız hareketin, sanık …’tan geldiği tartışmasız olup, maktul…’ın, sanık … tarafından ateşli silahla vurulması ve sanık … tarafından da silahın kabzasıyla yaralanması gözetildiğinde, etki-tepki dengesinin sanık … lehine bozulmadığının kabulü gerektiğinden, sanık … lehine haksız tahrik indirimi yapılması yönündeki bozma kararının yerinde olmadığı,
…Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2021/8518 Esas numarasında kayıtlı olup, sanıklar … ve … hakkındaki … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/12/2019 gün ve 2018/335 Esas- 2019/409 Karar sayılı dosyasında istinaf incelemesini yapan … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 18/11/2020 gün ve 2020/1833 Esas- 2020/1683 Karar sayılı dosyası ile sanıklar … ve … hakkındaki işbu dosya arasındaki bağlantıya ilişkin olarak;
Adı geçen dosyada, diğer sanıklarla birlikte … ve …’in sanık olarak yargılanmakta olup, “suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek için kurulan örgüte üye olma, tasarlayarak öldürme, öldürmeye teşebbüs, olası kastla yaralama, tehdit, tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması, ruhsatsız silah taşıma” suçlarından görülen davada maktul…’ın adı da geçmektedir. Sanıklar … ve … hakkındaki yargılama, suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme, örgüt yöneticileri olarak örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen maktul … …’u tasarlayarak öldürme, mağdur Yusuf Sevimli’yi öldürmeye teşebbüs, mağdur … Çapar’ı öldürmeye teşebbüs, mağdurlar ….yönelik tehdit, tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçlarına ilişkindir. Bu dosyadaki Abdulcabbar …’in öldürülmeye teşebbüs edilmesi eyleminin suç tarihi 24/05/2013 olup, örgüt faaliyeti kapsamında işlendiği iddia edilen eylemlerin ve suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme suçlarının 24/05/2013 ve 30/11/2018 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığı gözetildiğinde, dosyamızdaki maktul …’ın öldürülmesine ilişkin olayın suç tarihinin de 10/08/2014 olup örgüt kapsamında işlenen suçlar kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dairenizin 2021/8518 Esas numarasında kayıtlı dosyada, sanıklar … ve … hakkında suç işlemek için örgüt kurma ve yönetme suçu ile kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, tehdit ve diğer suçların örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle sanıkların TCK’nin 220/5.maddesi uyarınca fail olarak cezalandırılmalarına ilişkin ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının bölge adliye mahkemesince kaldırılarak verilen beraat kararlarının temyizi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/42970 sayılı Tebliğnamesinde, verilen beraat kararlarının hatalı olup mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği belirtilerek bozulması yönünde görüş bildirilmiştir. Dairenin yapacağı temyiz incelemesi sırasında, bölge adliye mahkemesi kararının tebliğnamedeki görüş yönünde bozulması durumunda, sanıkların maktul…’a yönelik tasarlayarak öldürme ve bu suça azmettirme suçunun da etkileneceği,…” gerekçeleriyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 05.10.2021 tarih ve 9245-13055 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık …’ın maktul …’ı tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK’nın 82/1-a ve 5271 sayılı CMK’nın 307/son maddeleri uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair hüküm, Özel Dairece temyiz isteminin esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme; sanıklar … ve … hakkında maktul …’ın öldürülmesi eylemi nedeniyle nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar … ve … hakkında, maktul…’a yönelik tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden açılan kamu davası ile aynı sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçları ile…’a yönelik örgütün faaliyetleri kapsamında kasten öldürme suçuna azmettirmeden açılan kamu davası arasında bağlantı bulunup bulunmadığının ve davaların birlikte görülmesi gerekip gerekmediğinin,
Her iki dava arasında bağlantı bulunmadığı gerekçesiyle davaların birleştirilmesine gerek görülmemesi hâlinde ise;
Sanık … hakkında, maktul…’a yönelik eylemi nedeniyle kurulan hükümde, haksız tahrik hükmünün uygulanması şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
… Cumhuriyet Başsavcılığınca, 23.06.2015 tarih ve 3090-260 sayı ile düzenlenen iddianamede;
Maktul …’ın 10.08.2014 tarihinde öldürülmesi olayı ile ilgili olarak sanıklar … ve … hakkında TCK’nın 38/1 delaletiyle 82/1-a maddesi uyarınca tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden, inceleme dışı sanık … hakkında TCK’nın 82/1-a maddesi uyarınca tasarlayarak kasten öldürme suçundan, inceleme dışı sanık Gökhan Ergan hakkında TCK’nın 82/1-a, 39/2-c maddesi uyarınca tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım eden sıfatıyla iştirakten cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı,
… 2. Ağır Ceza Mahkemesince 11.08.2016 tarih ve 199-246 sayı ile; sanıklar … ve …’ın, inceleme dışı sanık …’ı maktul …’a yönelik nitelikli kasten öldürme suçuna azmettirmeden açılan davada CMK’nın 223/2-e maddesi gereği beraatlerine, inceleme dışı sanık …’ın ise …’ı tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK’nın 81/1 maddesi uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
Sanıklar … ve … hakkında kurulan beraat hükümlerine karşı katılanlar vekilleri tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 13.12.2016 tarih ve 81-129 sayı ile; sanıklar … ve … hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu kararın katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.11.2018 tarih ve 3039-4665 sayı ile;
“…A-Sanıklar…ve … hakkında maktul…’ a yönelik kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde,
… Cumhuriyet Başsavcılığının 01/10/2018 havale tarihli ve 2018/10190 soruşturma numaralı soruşturması kapsamında, beyanı alınan tanıklar Gazi…, gizli tanıklar WQ222, XY333 ve şüpheli sıfatıyla beyanı alınan … Karayiğit’in beyanları göz önüne alınarak sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinin gerektiği,…” şeklindeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verildiği,
Bozmaya uyan … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 11.11.2019 tarih ve 2382-1540 sayı ile; duruşmalı olarak yapılan yargılama sonucunda, sanık …’in üzerine atılı …’ı nitelikli kasten öldürme suçuna azmettirmeden beraatine, sanık …’ın maktul…’a yönelik nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan TCK’nın 38/1 maddesi delaletiyle 82/1-a, 53 maddeleri uyarınca neticeten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna dair kararın katılan …, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ve sanık … müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.03.2021 tarih ve 1341-2921 sayı ile;
“…B- Sanıklar…ve … hakkında maktul…’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hükümlere karşı yapılan temyiz başvurularının incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre; sanıklar … ile …’in … ortağı oldukları, sanık …’in kızkardeşi… ile maktul…’ın babası … arasındaki komşuluk ilişkilerinden kaynaklı geçimsizik olduğu, 5 Mart 2014 tarihinde yapılan siyasi bir toplantı sırasında karşılaşan maktul…’ın babası … ile sanık … arasında aynı nedene bağlı tartışma çıktığı, tartışma üzerine …’un oğlu…’ı aradığı, …ve arkadaşlarının olay yerine geldikleri, …’ın sanık … ile konuyu konuştukları sırada aralarında kavga çıktığı ve sanık …’in maktul…’ı silahla ayağından yaraladığı, …’ın da sanık …’ı bıçakla hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaralaması nedeniyle maktul… ile sanıklar…ve … arasında ciddi bir husumet oluştuğu, maktul…’ın bu kavga olayından 5 ay kadar sonra 10/08/2014 tarihinde sanık …’ın yeğeni olan sanık … tarafından takip edilerek öldürüldüğü, sanık … ile maktul… arasında öldürmeyi gerektirecek bir husumet bulunmadığı anlaşılan olayda; sanık …’ın olaydan sonra kız kardeşi…’yı aramasından hemen sonra…’nın da sanıklar…ve …’i araması, aynı gün sanıklar…ve …’in telefonlarının… Köyü civarında aynı yerde baz vermesi, sanık …’ın daha sonra …’ta sahte kimlikle kaldığı otelde yakalandığı sırada cep telefonuna takılı vaziyette ele geçen sim kartın önceden sanık … tarafından kullanıldığı halde, 22/02/2015 tarihinden sonra sanık … tarafından kullanıldığının tespit edilmesi, sanık …’ın olay sırasında kullandığı aracı ve suçta kullandığı silahı maddi durumu nedeniyle satın alma gücünün bulunmadığının yapılan araştırmayla ortaya çıkarılmış olması, gizli tanık WQ222’nin beyanında, sanıklar…ve …’in bir araya gelerek maktul…’ın öldürülmesine karar verildiğini bu görevin önce sanık …’in kardeşi …’ya verilmesine rağmen …’nın bundan vazgeçtiğini gördüğünü, sonradan bu görevin sanık …’a verildiğini duyduğunu açıklaması, ilk kavganın yaşandığı 05/03/2014 tarihinden olay tarihi olan 10/08/2014 tarihine kadar sanık …’ın hesabından kendi ekonomik durumunu aşan para akışının bulunması, benzer para trafiğinin sanık … ve sanık …’le ortak şirketin hesaplarında da görülmesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
1- Sanık …’in diğer sanık …’la birlikte sanık …’ı, maktul…’ın öldürülmesine azmettirdiği sabit olduğundan, sanık …’in maktul…’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan TCK’nin 38/1. maddesi yollamasıyla TCK’nin 82/1-a maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
2- 05/03/2014 tarihinde gerçekleşen olayda maktul…’ın sanık …’ın hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından, sanık … hakkında maktul…’ı nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan kurulan hükümde, 5237 sayılı TCK’nin 29. maddesi uyarınca haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi,…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.05.2021 tarih ve 67601 sayı ile; “Temyize konu dava dosyasında maktul …’ın öldürülmesine dair eylemin, … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/335 E. sayılı dosyasında sanıklar … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, adı geçen dosyanın sanığı … hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve örgüt faaliyetleri çerçevesinde maktul …’ı tasarlayarak kasten öldürme suçlarından açılan kamu davasında; örgüt faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirilen bir olay olarak anlatıldığı, açılan davada İlk Derece Mahkemesince sanıkların mahkumiyetlerine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak sanıkların beraatine karar verildiği, bu hükmün de temyiz edilmesi üzerine dosyanın halen Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2021/8518 E. sayılı dosyasında temyiz incelemesine konu edildiği, adı geçen dosyada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 2021/42970 sayılı tebliğnamede bozma yönünde görüş bildirildiği, bu yönde bir karar verilmesi durumunda sanıklar … ve … hakkında maktul…’a yönelik eylemleri nedeniyle kurulacak hükümlerin ve azmettirme suçunun oluşup oluşmayacağına dair değerlendirmenin de etkileneceğinden bahisle öncelikle her iki dava arasındaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle birlikte görülmesi gerektiği; öte yandan Özel Dairenin bozma ilamında sanık … hakkında kurulan hükmün haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle bozulmasının, maktul…’a yönelik eylem öncesinde gerçekleşen 05.03.2014 tarihli birinci olay sırasında ilk haksız hareketin sanık …’dan kaynaklanması nedeniyle isabetsiz olduğu” gerekçesiyle karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulduğu,
İtiraz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 05.10.2021 tarih ve 9245-13055 sayı ile; itiraz gerekçelerinin yerinde görülmediğinden bahisle itirazın reddine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın isabetli şekilde çözüme kavuşturulması bakımından, sanıklar … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, sanık … hakkında ise örgüte üye olma ve maktul…’ın örgüt faaliyeti çerçevesinde tasarlayarak kasten öldürülmesi suçlarından açılan kamu davasına dair bilgilerin de verilmesinde fayda bulunmaktadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 29.11.2018 tarihli ve 3927-576 sayılı iddianamesinde;
…’ın maktul sıfatıyla, babası …’ın ise müşteki sıfatıyla gösterildiği, şüpheli …’ın suç işlemek amacıyla kurulan örgütün kurucusu ve yöneticisi olarak belirtildiği, şüpheli …’in, şüpheli …’ın ortağı ve örgütün kurucusu olarak belirtildiği, şüpheli …’ın …’ın kardeşi ve örgüt üyesi olarak belirtildiği, şüpheli … Tülüce’nin …’ın yeğeni ve örgüt üyesi olarak belirtildiği, suç tarihlerinin 24.05.2013 ila 03.07.2018 tarihleri olarak gösterildiği, “OLAY-7” başlığı altında; maktul …’ın 10.08.2014 tarihinde … tarafından planlanarak kasten öldürülmesi olayının örgütün eylemlerinden biri olarak anlatıldığı, bu olayda örgüt kurucusu ve yöneticisi …’ın, şüpheli …’ın da bulunduğu bir kalabalık ortam içinde …’ın öldürülmesi talimatını önce … …e verdiğinin, şüpheli …’ın da maktul…’ın öldürülmesi gerektiği yönünde beyanda bulunduğunun ve bu nedenle örgüt faaliyeti çerçevesinde nitelikli kasten öldürme suçunu işlediğinin iddia edildiği, bu nedenlerle; şüpheliler … ve … hakkında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen nitelikli kasten öldürme, nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehditte bulunma suçlarından, şüpheli … hakkında; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, örgüt faaliyetleri kapsamında maktul … …’a yönelik tasarlayarak öldürme, müşteki Devrim … Aksoy’a yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, maktul …’a yönelik tasarlayarak öldürme suçlarından, şüpheli … Tülüce hakkında; Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, örgüt faaliyetleri kapsamında maktul … …’a yönelik tasarlayarak öldürme, müşteki Devrim … Aksoy’a yönelik tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ve maktul …’a yönelik tasarlayarak öldürme suçlarından cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı,
… 2. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu, 24.12.2019 tarih ve 335-409 sayı ile; sanıklar … ve …’in; suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme suçundan mahkûmiyetlerine; örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen bir kısım suçlardan mahkûmiyetlerine, bir kısım suçlar yönünden beraatlerine, tutukluluk hâllerinin devamına, sanık …’ın; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan mahkûmiyetine, maktul …’ın öldürülmesi nedeniyle açılan kamu davasında beraatine, sanık … Tülüce’nin; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan mahkûmiyetine dair hükme karşı, katılanlar … ve … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 18.11.2020 tarih ve 1833-1683 sayı ile; sanıklar arasındaki akrabalık, işçi-işveren ilişkilerinin nitelik ve kapsamı itibarıyla örgüt için gerekli hiyerarşi ilişkisini oluşturmadığı ve sanıkların örgüt kastı ile hareket ettiklerine dair delil bulunmadığından bahisle sanıklar … ve … hakkında örgüt kurma ve yönetme suçlarından kurulan hükümlerin kaldırılarak sanıkların bu suçtan beraatlerine, sanıklar … ve … Tülüce hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan kurulan hükümlerin kaldırılarak sanıkların bu suçtan beraatlerine, sanık … hakkında maktul …’a yönelik nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükmüne dair istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen bu kararın da maktul …’ın babası katılan … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 07.04.2021 tarih ve 42970 sayı ile hazırlanan tebliğnamede; sanık … hakkında maktul …’ın öldürülmesi eylemine dair kurulan hükme yönelik bir görüş bulunmadığı,
Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.02.2022 tarih ve 8518-1391 sayı ile; tebliğnamede temyiz edilen hükümlerin sanık …’ın …’a yönelik eylemi hakkında kurulan beraat hükmü de dâhil olmak üzere bir kısmına dair görüş bulunmadığından bahisle dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verildiği ve dosyanın hâlen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunduğu,
Görülmektedir.
5271 sayılı CMK’nun “Bağlantı kavramı” başlıklı 8. maddesinde;
“(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır”,
“Davaların birleştirilerek açılması” başlıklı 9. maddesinde; “Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir”,
“Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması” başlıklı 10. maddesinde;
“(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur”,
“Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme” başlıklı 11. maddesinde ise;
“Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir”,
Şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Buna göre, CMK’nun 8. maddesinin birinci fıkrasında; bir kişinin birden fazla suçtan sanık olması veya bir suçta birden fazla sanık bulunması şeklinde dar bağlantı tanımlanmış, maddenin ikinci fıkrasında da, suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiillerinin de bağlantılı suç sayılacağı belirtilerek, bu halde de fiiller arasında bağlantının varlığı kabul edilmiştir. Kanun’un 11. maddesinde ise geniş bağlantı tanımlanmıştır. Bu hüküm uyarınca, yapılan yargılamada mahkemece bakılmakta olan birden fazla dava arasında bağlantının saptanması hâlinde, bu bağlantı 8. maddede gösterilen türden olmasa dahi, yargılamanın birlikte yapılarak hükme bağlanması için davaların birleştirilmesine karar verilebilecektir. Maddede, ne tür bağlantıların bu kapsamda değerlendirileceği yönünde bir sınırlandırmaya yer verilmemiş, yalnızca mahkemenin bakmakta olduğu birden çok davada bağlantı görmesi yeterli kabul edilmiştir. Bu hükmün amacı, görülmekte olan uyuşmazlıkların birlikte yargılanmasında ve karara bağlanmasında yarar bulunmasıdır. Bu şekilde tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle, daha adil bir kararın verilmesi ve verilecek hükümlerde muhtemel değerlendirme hatalarının engellenmesi hedeflenmiştir.
Görüldüğü gibi, ceza muhakemesinde genel kural, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılamanın yapılmasıdır. Ancak, uyuşmazlıklar arasında bağlantı olduğu zaman, bağlantının özelliği gereği bu kuraldan ayrılınabilmektedir. Bağlantılı davalar ayrı ayrı görülebileceği gibi, birleştirilerek de görülebilecek olup, istisnai hallerden biri olan yargılamaların birleştirilmesine kararı verilebilmesi için;
1- Davalar arasında bağlantı olmalı,
2- Davaların birleştirilmesinde yarar görülmeli,
3- Birleştirme yasağı söz konusu olmamalıdır.
Kanun koyucu, açılan her dava üzerine ayrı yargılama yapılmasını kural olarak benimseyip istisnai durumlarda davaların birleştirilebileceğini hüküm altına alırken, birleştirmede fayda bulunup bulunmadığının her olayda araştırılmasını yargılamayı yürüten hâkime bırakmış, istisnaen de, yargılamaların birleştirilip birleştirilmeyeceğini kendisi tayin etmiştir. Örneğin 4483 sayılı Kanunun 10. maddesinde yer alan; “Bu kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur üst memur ile aynı mahkemede yargılanır” şeklindeki hükümle birleştirme zorunluluğu vurgulanırken, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 30/2. maddesi uyarınca sanıkların yargılama sırasında başka suçları olduğu anlaşılsa dahi davaların birleştirilerek görülemeyeceği, benzer şekilde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 346/1. maddesi uyarınca İcra Tetkik Merciinin yetkisine giren ceza davalarının diğer davalarla birleştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Birleştirme zorunluluğu ya da birleştirme yasağının söz konusu olmadığı diğer durumlarda, mahkemelerce görülmekte olan davalar arasında bağlantı olduğu tespit edildiğinde bu davalar birleştirilebilecektir. Fakat birleştirme zorunlu olmayıp tamamen mahkemenin takdirine bırakılmıştır.
Dolayısıyla kural olarak yapılan yargılamada mahkemece bakılmakta olan birden fazla dava arasında bağlantının saptanması durumunda yargılamalarının irtibat nedeniyle birleştirilerek birlikte görülmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkartılması, usul ekonomisi ve hukuki güvenlik açısından önem arz etmektedir. Fakat davaların birleştirilmesi hususu, muhakemenin hızlı ve basit bir şekilde sürdürülmesi, muhakeme işlemlerinde gereksiz tekrarların önlenmesi ve bir an evvel maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının sağlanmasına yönelik olarak benimsenmiş bir kurum olup, Anayasamızın 141. maddesindeki “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde belirtilen davaların makul sürede görülmesi ilkeleri gözetildiğinde davaların uzatılması için bir sebep olmamalıdır.
Anayasa’nın 36. maddesinde yer alan; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklindeki düzenlemenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, “Adil Yargılanma Hakkı”nı düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasında; “Her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleriyle ilgili nizalar gerek cezai sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan, kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından dâvasının mâkul bir süre içinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkını haizdir.” biçiminde düzenlenerek mâkul sürede yargılanma hakkı vurgulanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
… Cumhuriyet Başsavcılığınca 23.06.2015 tarihinde düzenlenen iddianame ile sanıklar … ve … hakkında, maktul …’ın 10.08.2014 tarihinde öldürülmesi olayı ile ilgili olarak; inceleme dışı sanık …’ı maktul…’ı öldürmesi için azmettirdikleri iddiasıyla tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden kamu davası açılmış; aralarında bağlantı bulunduğundan bahisle itiraza konu edilen dava dosyasında ise; yine … Cumhuriyet Başsavcılığınca 29.11.2018 tarihinde düzenlenen iddianame ile sanıklar … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan, sanık … hakkında ise örgüte üye olma ve “OLAY-7” başlıklı anlatımda maktul…’ı örgüt faaliyeti kapsamında alınan talimat doğrultusunda kasten öldürme suçlarından kamu davası açılmıştır.
Her iki dava dosyasının da … Bölge Adliye Mahkemesince birbiri ardına istinaf incelemesinden geçmesi üzerine verilen kararların maktulün babası … tarafından temyiz edildiği, örgüt suçuna ilişkin dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunduğu, bağlantı nedeniyle birleştirilme istenen dosyanın ise itiraz incelemesine konu edildiği görülmektedir.
İncelemeye konu dava dosyasında, … Bölge Adliye Mahkemesince bozma üzerine duruşmalı olarak yürütülen kovuşturma sırasında, … Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar nedeniyle açılan ve o tarihte … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/335 esas sayılı dosyasında görülmekte olan kamu davasının, gizli tanıkların ifadelerinin araştırılması amacıyla incelendiği, ancak görülen dava ile örgüt dosyası arasında bağlantı nedeniyle herhangi bir birleştirme önerisinde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
İncelemeye konu dava dosyasında örgüt dosyasındaki gizli tanıkların ifadelerinin bozma nedeni olarak belirtilmiş olması, her iki dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin birlikte incelenip değerlendirilmesinde usul ekonomisi ve yargılamanın gereksiz yere uzamaması açısından hukuki yarar bulunması, maktul…’ın öldürülmesi olayının iki farklı davada da suça konu olay olarak gösterilmiş olması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca birleştirilmesi istenen ve henüz temyiz incelemesi aşamasında bulunan örgüt dosyasında, örgütün bulunduğuna ve sanıklar … ve Savaş’ın örgütün kurucu ve yöneticisi olduğuna dair bir karar verilmesi hâlinde, sanıklar … ve Savaş’ın maktul…’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak TCK’nın 38/1 maddesi uyarınca değil, bu eylemin örgüt faaliyeti kapsamında işlendiği gerekçesiyle TCK’nın 220/5 maddesi uyarınca cezalandırılmalarının gündeme gelebileceği gözetilerek,
Sanıklar … ve … hakkında, maktul…’ın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak azmettirme suçundan açılan dava dosyası ile; aynı sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan, sanık … hakkında ise örgüte üye olma ve maktul…’ın örgüt faaliyetleri çerçevesinde öldürülmesi eyleminden cezalandırılması istemiyle açılan dava dosyası arasında geniş bağlantı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu aşamada, sanık … hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde haksız tahrik şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine dair itiraz konusu hakkında, davaların birlikte görülmesi sırasında her iki dosyada mevcut delillerin birlikte incelenip değerlendirilmesi ile bir sonuca ulaşılacağından ayrıca bir inceleme ve değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Bu nedenle, aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu kabul edilen dava dosyalarının; ileride doğabilecek bir içtihat tutarsızlığına yol açılmaması, yargılamanın adil bir süre içinde suça konu olayın aydınlatılması ve adil yargılanma hakkının tesisi amacı ile usul ekonomisi ilkeleri uyarınca birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunduğu anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanan itirazının kabulüne, Özel Dairece sanıklar hakkında verilen bozma ilamının kaldırılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar hakkında kurulan hükümlerin davaların fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle birlikte görülmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 02.03.2021 tarihli ve 1341-2921 sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA,
3- … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 11.11.2019 tarihli ve 2382-1540 sayılı hükümlerinin; maktul …’ın öldürülmesi olayı ile olarak sanıklar … ve … hakkında nitelikli kasten öldürmeye azmettirme suçundan açılan kamu davasının, aynı sanıklar hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan sanık … halkında ise aynı olay nedeniyle açılan ve hâlen temyiz incelemesi aşamasında olan dava dosyası ile aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunması nedeniyle, maddi gerçeğin ortaya çıkarılarak gerek sübut, gerek iştirak ilişkisi ve suç nitelendirilmesi ve gerekse de haksız tahrik ile ilgili isabetli bir değerlendirme yapılabilmesi için yargılamalarının birlikte görülerek delillerin bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.10.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
Yazı İşleri Müdürü.
K.D.A