YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/397
KARAR NO : 2023/19
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar … (14 kez), … (3 kez), … (2 kez), … ve …’ın, 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin … 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.06.2015 tarihli ve1001-709 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 10.02.2021 tarih ve 30389-4270 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 16.06.2021 tarih ve 70780 sayı ile;
“…1- Mahkemenin, tüm sanıklar ile ilgili olarak kararını dayandırdığı maddi ve hukuki sebepleri açıklamadığı, sanıkların hangi sahte evrakın düzenlenmesini nasıl gerçekleştirdiği, sadece aramada dükkanda ele geçen ve hiç bir yerde kullanıldığı sabit olmayan hurda motorlar ve numaralar nedeniyle evrakta sahtecilik eylemlerinin nasıl gerçekleştirildiği tartışılmış ve ortaya konulmuş değildir. Sadece iddianame içeriği tekrarlanmakla yetinilmiştir. Dolayısı ile gerekçe içermeyen tüm mahkûmiyet kararları 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu 230/g maddesi gereğince bozulmalıdır.
2- Sanık … hakkında 2 eylem, … hakkında 2 eylem, sanık … hakkında 4 ve 5 eylem, sanık … hakkındaki tüm eylemler ile ilgili olarak hurdacılık yapan sanıklara ait … yerinde aynı gün yapılan aramalar sonrasında numarası bulunan yada bulunmayan motorlar ile tek başına motor numarası ile şasi numarası ile direksiyon kutusu bulunması şeklindeki eylemlerde hangi resmi belgenin hazırlandığı, değiştirildiği ya da sahte belgenin kullanıldığı açıklanmadan mahkûmiyet kararları verilmesi, açıklanan 11. Ceza Dairesi eylemleri de dikkate alındığında hazırlık hareketi şeklinde değerlendirilebilecek eylemler ile ilgili suç da oluşmadığı halde beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyet kararları verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık …’ın mahkumiyetine neden olan 22 eylemde, bir adet motor numarası orjinal olan . seri nolu .motorunun … Belediye Başkanlığına ait kamyonda görünmesinde sanığın, … motorunu değiştirerek ruhsat bilgileri ile aracın uyumsuz hâle gelmesine neden olup olmadığı, gelmiş ise hangi eylemleri ile bu sonucun gerçekleştirildiği açıklanmadığı gibi, dosya içerisinde bulunan 16.11.2000 tarihli fatura ile .plakalı aracın motorunun değiştirildiği anlaşıldığına, fatura kesenin sanık olmayıp . Hurdacılık olduğu da dikkate alındığında atılı suçun nasıl işlendiği tam olarak açıklanmadan yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık …’ın mahkûmiyetine neden olan 1 numaralı eylem ile ilgili olarak, sanık …’in sadece suça konu aracı .’ün internet şifresi ele satın aldığını beyan etmesine rağmen sanık …’ün bu eyleme hangi hareketi ile katıldığı, internet şifresi vermenin suça katılım için yeterli olup olmadığı tartışılmadan yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3- Kabule göre de, Yargıtay Ceza Genel Kurul kararı ile 11. Ceza dairesi kararları dikkate alındığında sanıklar …, … ve … hakkında aynı gün yapılan aramada ele geçen numarasız, numaralı motor, motor ve şasi numaraları ile direksiyon kutusu nedeniyle verilen mahkûmiyet kararlarında TCK 43 maddesi uygulanması gerekirken bu yapılmayarak sanıklara fazla ceza verilmesi usul ve yasaya aykırıdır …” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 22.09.2021 tarih ve 30207-22373 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme; sanıklar Mevlüt Gözağaç, …, …, … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen ve Özel Dairece onanan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Yerel Mahkemece sanıklar …, …, …, … ve … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin Anayasa’nın 141 ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği,
2- İçerdiği sonucuna ulaşılması hâlinde sanıklara yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı,
3- Oluştuğu sonucuna ulaşılması durumunda ise sanıklardan …, … ve … hakkında TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediği,
Hususlarının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel Mahkemece resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar hakkında kurulan hükümlere ilişkin delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunların nitelendirilmesine dair bölümde, itiraz konusu hükümler bakımından; “Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Sanık …’ın ve diğer sanıkların … İli Yıldız Sanayi Sitesinde oto yedek parça işi ile uğraştıkları, sanık …’ın … ilinde 26.10.2009 tarihinde ve öncesinde dolandırıcılık, sahtecilik, çalınan araçları satın alma ve bulundurma, suça konu veya hacizli, yakalamalı, rehinli araçların tanıtıcı motor ve şasi numaralarını yok etmek, suça konu araçları parçalayarak satmak suretiyle suç delillerini yok etmek suçlarını işlemek amacıyla suç örgütü kurduğu ve bu suçlan örgüte üye ve yönetici olan sanıklar …, …, …, …, …, … ile birlikte işledikleri, örgüt faaliyeti çerçevesinde suça konu araçların parçalanması ve motor ile diğer aksamının tanımlayıcı bilgilerinin değiştirilmesinde ağırlıklı olarak sanık …’ın … yerini kullandıkları, suça konu araçlardan . plakalı … için düzenlenen ekspertiz raporunda aracın motor numarasının başka … üzerinden sökülerek bu araca monte edildiği, sahtecilik yapıldığı ve iğfal kabiliyetini haiz olduğu, şasi numarasının da sonradan nakledilmek suretiyle sahteciliğe konu olduğu ve iğfal kabiliyetini sahip olduğu, motor ve şasi numaralarının orijinal olduğu ve. plakalı çalıntı araca ait olduğu, . plakalı aracın sahibi şüpheli …’in aracı aldığında aracının plakasının . olduğu ve 01.09.2006 tarihinde hurdaya ayrıldığı, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini … ve …’ın birlikte yaptığı ‘. Oto’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının silinmiş olduğu, […] sanık …’in söz konusu aracın motor seri numarasını değiştirdiği ve sattığı, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini …’ın yaptığı . Oto’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız ‘. marka motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının silinmiş olduğu, suça konu motorun yedi emin olarak sanık …’a bırakıldığı, daha sonra polisler tarafından el konulması için sanık …’ın … yerine gidildiğinde motorun bulunmadığı, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini …’ın yaptığı ‘… Oto’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız .’ marka motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının silinmiş olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘. Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız ‘İveco’ marka motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının kazınmış olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız ‘Man’ marka araca ait motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının bulunduğu etiketin kopartılarak yok edildiği, 26.10.2009 tarihinde sanık …’ın işletmeciliğini yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız ‘Scania’ marka araca ait motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının kazınmak suretiyle yok edildiği, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız ‘.’ marka araca ait motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının bulunduğu etiketin kopartılarak yok edildiği, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet .4 numaralı .’ marka araca ait motor bulunduğu, motor üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan rapora göre motor numarasının son altı hanesinin sonradan eklendiği ve numaranın orijinal olmadığı, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız … motoru bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının bulunduğu etiketin kopartılarak yok edildiği aracın halen trafikte olan . plakalı … olduğu ve üzerinde rehin şerhi bulunduğu … Emniyet Müdürlüğü tarafından yaptırılan Kriminal inceleme sonucunda . plakalı … üzerinde bulunan motor ve şasi numaralarının orijinal olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet . seri No.lu motor etiketi bulunduğu, motor etiketi üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu ve … plakalı araca ait olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini Sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet .seri No.lu motor etiketi bulunduğu, motor etiketi üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu ve .plakalı araca ait olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet .seri No.lu direksiyon kutusu bulunduğu, el konulan direksiyon kutusu üzerinde yapılan incelemede direksiyon kutusunun ait olduğu aracın halen trafikte olan . plakalı … olduğu, bu aracın 06.12.2009 günü .Emniyet Müdürlüğünce incelettirildiği aracın şasi numarasının değiştirtmek suretiyle change edildiği aracın aslında … plakalı … olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı … Otomotiv isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet . seri No.lu şasi numarasını gösteren numara etiketi bulunduğu, el konulan etiket üzerinde yapılan incelemede etiket üzerindeki numaranın orijinal olduğu, şasi numarasının . plakalı araca ait olduğu, bu aracın 06.12.2009 günü . Emniyet Müdürlüğünce incelettirildiği aracın şasi numarasının değiştirilmek suretiyle . edildiği aracın aslında. plakalı … olduğu, […]26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet .seri No.lu motor etiketi bulunduğu, motor etiketi üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu ve 33 RR 964 plakalı araca ait olduğu, … Emniyet Müdürlüğünün … Kriminal Polis Laboratuvarına yaptırttığı inceleme neticesinde 33 RR 964 plakalı araçta bulunan şasi üzerindeki numaranın sonradan vurulduğu ve aracın aslında .plakalı … olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet . seri No.lu motor etiketi bulunduğu, motor etiketi üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu ve . plakalı araca ait olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet.seri No.lu motor etiketi bulunduğu, motor etiketi üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu ve yapılan ‘Polnet’ sorgulamasında . ve . plakalı araçlara ait bilgilere ulaşıldığı, … Emniyet Müdürlüğünce inceletilen .plakalı araçta motor etiketinin bulanmadığı sonucuna ulaşıldığı, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini sanık …’ın yaptığı ‘… Otomotiv’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet .seri No.lu motor etiketi bulunduğu, motor etiketi üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu ve .plakalı araca ait olduğu, 26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini …’ın yaptığı ‘… Oto’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet .seri No.lu ‘.’ marka motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının orijinal olduğu, aracın yedi emin olarak sanık …’a bırakıldığı, muhafaza altına almak için geri gidildiğinde motorun bulunmadığı, […]örgüt lideri …’ın örgütü yönettiği, örgüt tarafından elde edilen menfaatin büyük kısmını elde ettiği, üyelere ne yapması gerektiğini söylediği, bu nedenlerle de bir hiyerarşi oluştuğu, örgüt üyeleri arasında devamlı ticari olarak gözüken bir ilişki olması elde ettikleri motor ve … parçalarını birbirleri ile haberleşerek satmaları veya kendilerinde olmayan parçaları örgütün diğer üyelerinden temin etmeleri suçu oluşturan diğer unsur olan fiili birleşmeyi sağladığı, örgüt sayısı, üye … ve gereçlerinin suç işlemeye elverişli olduğu ve suç işleme iradesinin devamlı olduğu, bu suretle sanıkların üzerlerine atılı suçları işledikleri iddia, savunma, iletişimin dinlenmesi, kayda alınması ve ses kayıt çözüm tutanakları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış…” açıklamalarına yer verilmiştir.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141. maddesinin üçüncü fıkrası; “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
CMK’nın “Kararların gerekçeli olması” başlıklı 34. maddesinin birinci fıkrasında; “Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeli olarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230. madde göz önünde bulundurulur. Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.”,
“Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinde de;
“(1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.
b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.
c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanunu’nun 61 ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanun’un 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.
d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.
(2) Beraat hükmünün gerekçesinde, 223. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen hâllerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
(3) Ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın gerekçesinde, 223. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında belirtilen hâllerden hangisine dayanıldığının gösterilmesi gerekir.
(4) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen hükümlerin dışında başka bir karar veya hükmün verilmesi hâlinde bunun nedenleri gerekçede gösterilir.”,
“Hükmün gerekçesi ve hüküm fıkrasının içereceği hususlar” başlıklı 232. maddesinde ise;
“(1) Hükmün başına, ‘Türk Milleti adına’ verildiği yazılır.
(2) Hükmün başında;
a) Hükmü veren mahkemenin adı,
b) Hükmü veren mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanunî temsilcisinin ve müdafiin adı ve soyadı ile sanığın açık kimliği,
c) Beraat kararı dışında, suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,
d) Sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığı,
Yazılır.
(3) Hükmün gerekçesi, tümüyle tutanağa geçirilmemişse açıklanmasından itibaren en geç onbeş gün içinde dava dosyasına konulur.
(4) Karar ve hükümler bunlara katılan hâkimler tarafından imzalanır.
(5) Hâkimlerden biri hükmü imza edemeyecek hâle gelirse, bunun nedeni mahkeme başkanı veya hükümde bulunan hâkimlerin en kıdemlisi tarafından hükmün altına yazılır.
(6) Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
(7) Hükümlerin nüshaları ve özetleri mahkeme başkanı veya hâkim ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır ve mühürlenir.”,
Hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, Anayasa’nın 141 ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşı oy da dâhil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup hüküm; başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşmalıdır. Başlık bölümünde; hükmü veren mahkemenin adı, mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hâkimin, Cumhuriyet savcısının, zabıt kâtibinin, katılanın, mağdurun, varsa vekilinin ve kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, sanığın açık kimliği ile varsa müdafisinin adı ve soyadı, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile hâlen tutuklu olup olmadığı belirtilmeli, Sorun bölümünde; iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ortaya konulmalı, “Gerekçe” kısmında; mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, Sonuç (hüküm) kısmında ise CMK’nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı Kanun’un 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, TCK’nın 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı, yine aynı Kanun’un 53. ve devamı maddelerine göre, mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbiri, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar, kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkânının bulunup bulunmadığı, kanun yoluna başvurma mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve mercisi tereddüde yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi açısından mahkeme kararlarının Gerekçe bölümü üzerinde ayrıca durulması gerekmektedir.
CMK’nın 230. maddesi uyarınca, hükmün gerekçe bölümünde, suç oluşturduğu kabul edilen fiilin gösterilmesi, nitelendirilmesi ve sonuç (hüküm) bölümünde yer alan uygulamaların dayanaklarının gösterilmesi zorunludur. Gerekçe, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya muhtevasına uygun açıklamasıdır. Bu nedenle, gerekçe bölümünde hükme esas alınan veya reddedilen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve bunun dayanaklarının gösterilmesi, bu dayanakların da geçerli, yeterli ve kanuni olması gerekmektedir. Kanuni, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime imkân sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır.
Ayrıca, hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesi, CMK’nın 289/1-9 ve 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 308/7. maddeleri uyarınca hukuka kesin aykırılık hâllerinden birini oluşturacaktır.
Diğer taraftan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); bir yargılamada hak ve özgürlüklerin gerçek anlamda korunabilmesi için davaya bakan mahkemelerin, tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi olduğunu belirtmektedir (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21.3.2000, § 33). AİHM; mahkemelerin davaya yaklaşma yönteminin, başvurucuların iddialarına yanıt vermekten ve temel şikâyetlerini incelemekten kaçınmaya neden olduğunu tespit ettiği durumları, davanın hakkaniyete uygun bir biçimde incelenme hakkı yönünden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesinin ihlali olarak nitelendirmektedir (Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11.4.2007, §§ 84, 85).
AİHM ayrıca, derece mahkemelerinin, kararların yapısı ve içeriği ile ilgili olarak özellikle delillerin kabulü ve değerlendirilmesinde geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu pek çok kararında yinelemiştir (… Mechelen ve diğerleri/Hollanda, B. No: 21363/93, 21364/93, 21427/93 ve 22056/93, 23.4.1997, § 50; Barbera Messegue ve Jabardo/İspanya, B. No: 10590/83, 6.12.1988, § 68). Bu bağlamda, temel hak ve özgürlüklerin ihlali sonucunu doğuracak derecede ve keyfî olmadıkça belirli bir kanıt türünün (tanık beyanı, bilirkişi raporu veya uzman mütalaası) kabul edilebilir olup olmadığına, değerlendirme şekline veya aslında başvurucunun suçlu olup olmadığına karar vermenin ilk derece mahkemelerinin görevi olduğunu vurgulamaktadır (Garcia Ruiz/İspanya, B. No: 30544/96, 21.1.1996, § 28; S.N./İsveç, B. No: 34209/96, 2.7.2002, § 44).
Bunun yanı sıra AİHM; derece mahkemelerinin kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda olmamakla birlikte somut davanın özelliğine göre esas sorunları incelemiş olduğunun, açık ya da zımni anlaşılabilir bir şekilde gerekçeli kararında yer almasına önem vermektedir (Boldea/Romanya, B. No: 19997/02, 15.2.2007, § 30; Hiro Balani/İspanya, B. No: 18064/91, 9.12.1994, § 27). Zira mahkemelerin, tarafların temyiz hakkını kullanabilmeleri için gerekli olan “Kararlarını hukuken geçerli hangi temele dayandırdıklarını yeterince açıklama” yükümlülüğü altında bulunduklarını belirtmektedir (Hadjianastassiou/Yunanistan, B. No: 12945/87, 16.12.1992, § 33).
Gerekçeli karar hakkı, kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlamakta; tarafların muhakeme sırasında ileri sürdükleri iddialarının kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve ayrıca demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini toplumun öğrenmesinin sağlanması için de gerekli olmaktadır (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No: 2013/7800, 18.6.2014, §§ 31, 34).
Bir kararda tam olarak hangi unsurların bulunması gerektiği davanın niteliğine ve koşullarına bağlıdır. Muhakeme sırasında açık ve somut bir biçimde öne sürülen iddia ve savunmaların davanın sonucuna etkili olması, başka bir deyişle davanın sonucunu değiştirebilecek nitelikte bulunması hâlinde, davayla doğrudan ilgili olan bu hususlara mahkemelerce makul bir gerekçe ile yanıt verilmesi gerekir (Sencer Başat ve diğerleri, § 35).
Aksi bir tutumla mahkemenin, davanın sonucuna etkili olduğunu kabul ettiği bir husus hakkında İlgili ve yeterli bir yanıt vermemesi veya yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddiaların cevapsız bırakılmış olması hak ihlaline neden olabilecektir (Sencer Başat ve diğerleri, § 39).
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli ve 11798 sayılı kararında da aynı hususlar vurgulanmıştır.
B. Somut Olayda Hukukî Nitelendirme
Yerel Mahkemenin itiraz konusu mahkûmiyet hükümlerine ilişkin gerekçesinde; iddianamede anlatılan eylemlere genel hatlarıyla yer verildiği, hangi sanığın hangi eylemle ilgili olarak ne şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği hususlarının kararda açıklanmadığı, gerekçede yer verilen “26.10.2009 tarihinde işletmeciliğini … ve …’ın birlikte yaptığı ‘… Oto’ isimli … yerinde yapılan arama sonucunda bir adet numarasız motor bulunduğu, el konulan motor üzerinde yapılan incelemede motor numarasının silinmiş olduğu,” şeklindeki açıklamanın itiraza konu “2. Eylem 4. Olay” ile ilgili olup olmadığının denetime olanak verecek şekilde ortaya konulmadığı ve yalnızca örgüt lideri olduğundan bahisle sanık …’ın çok sayıda sahtecilik suçunu işlediğinin kabul edildiği, böylelikle CMK’nın 230. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde değinildiği üzere bir mahkûmiyet hükmünde bulunması gereken “Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi” zorunluluğuna uyulmadığı; sahteciliğe konu edilmekle birlikte herhangi bir … üzerinde takılı bulunmayan motorların hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmaması nedeniyle bu şekilde gerçekleştirilen eylemlerin ancak resmi belgede sahtecilik suçunun hazırlık hareketleri niteliğinde kabul edilebileceği, araca takılı motor ve şasi numaraları kazınarak silinmiş motorlar bakımından ise ilgili aracın trafik siciline kayıtlı olup olmadığının araştırılıp kayıtlı olduğunun tespiti hâlinde eylemin TCK’nın 205. maddesindeki resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçunu, kayıtlı olmadığının belirlenmesi durumunda ise aynı Kanun’un 208. maddesindeki özel belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçunu oluşturacağı dikkate alındığında; itiraza konu “1. Eylem 1. Olay” dışındaki sanıkların tüm eylemleri açısından arama sırasında ele geçirilen … motorları, motor etiketleri ve direksiyon kutusunun herhangi bir araca takılı olmaması ve trafik siciline kayıt konusunda net bir belirlemenin yapılmaması nedenleriyle CMK’nın 230. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi zorunluluğuna da aykırı hareket edildiği, dolayısıyla itiraza konu hükümlerin, Anayasa’nın 141 ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde kanuni ve yeterli gerekçeyi içermediği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
İlk uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak ulaşılan sonuç karşısında sanıklara yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığına ve sanıklardan …, … ve … hakkında TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık konuları değerlendirilmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 30389-4270 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2015 tarihli ve 1001-709 sayılı mahkûmiyet hükümlerinin, Anayasa’nın 141 ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde kanuni ve yeterli gerekçeyi içermemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.01.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.