Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2021/380 E. 2022/674 K. 26.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/380
KARAR NO : 2022/674
KARAR TARİHİ : 26.10.2022

Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi

: …
Sanık …’ün beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.12.2013 tarihli ve 121-183 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 02.12.2020 tarih, 5594-5544 sayı ve oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi S.Coşkun; “Mağdurenin annesiyle birlikte 18.04.2013 günü sanığın evine giderek bir süre küçük yaştaki oğlu ile oynadığı, bulundukları odaya gelen sanığın kucağına aldığı mağdurenin kilotlu çorabını indirip cinsel organına dokunduğu, elini sürterek cinsel hareketlerini devam ettirdiği sırada odaya eşinin girmesi üzerine yanağından öperek kucağından indirdiği, evlerine dönünce anormal davranan ve dalgın olan mağdurenin olayı hemen annesine anlattığı, birkaç gün sonra mağdurenin annesinin olayı sanığın eşine anlattığı, sanığın eşinin ise onu tehdit ettiği, olayın 21.04.2013 günü kolluğa bildirildiği,
Mağdurenin anlattığı vakıayı sanığın da doğruladığı ve kucağına alıp sevmek istediği mağdurenin kilot ve kilotlu çorabının kendiliğinden düştüğünü ve cinsel organını gördüğünü, mağdurenin kilot ve çorabını yukarı çektiğini, bu sırada sağ elinin dış yüzünün cinsel organına temas ettiğini, kucağına aldığı mağduru öptüğünü, ama cinsel amacı olmadığını savunduğu, sanığın sonradan kısmen ifadesini değiştirerek sağ el işaret ve orta parmağının mağdurenin kasığına değdiğini anlattığı, sanığın cinsel amacı olmadığını savunduğu,
Mahkemenin sanığın cinsel amaçla hareket ettiğine dair delil olmadığından beraatına karar verdiği, bu kararı savcı ve katılan mağdure vekilinin kararı temyiz ettiği incelenen dava dosyasından anlaşılmaktadır.
Mağdurun beyanının tutarlı olduğu, davada istikrarlı olarak anlatıldığı, olayın doğal şekilde geliştiği ve samimi bir şekilde ifade edildiği, sanığın iddia edilen olayı doğruladığı, mağdurenin annesinin ise kızının üzerindeki çoraba lastik taktığını ve kendiliğinden açılamayacağını anlattığı, ailelerin birbirini tanıdığı ve samimi oldukları, arada iftira etmeyi gerektirecek bir husumet bulunmadığı, mağdurenin ifadesinin yaşanmış gerçek bir olay olduğu, dava dosyasındaki delillere göre cinsel istismar suçunun sanık tarafından işlendiği, işleme şekline göre sanığın cinsel amaçla hareket ettiğine dair yeterli delil bulunduğu, mağdurun kilot ve çorabını özel olarak istismar etme kastıyla açan ve cinsel bölgeye elle temas eden sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken beraatına dair hukuka aykırı kararın bozulması gerekirken onanmasına dair çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 07.01.2021 tarih ve 94368 sayı ile;
“…19/07/2006 doğumlu olan katılan mağdure çocuk …’ın olayın yaşandığı 18/04/2013 tarihinde annesi … ile birlikte arkadaşı …la oynamak üzere sanığın evine gittiği, annesinin bir süre oturduktan mağduru oynaması için orada bırakıp kendi evine döndüğü, suça konu eylemin ise bundan sonra meydana geldiği, akşam evine dönen mağdurun dalgın hallerinden şüphelenen annesinin sorusu üzerine annesine ‘Havva ablanın kocası oturma odasına geldi, beni kucağına oturttu, altında külot var mı diye sorup benim pijamamı indirdi, cinsel organıma elleri ile dokundu ama cinsel organını bana sokmadı.’ dediği 21/04/2013 günü sanık hakkında şikayetçi oldukları,
Sanığın müdafisiz alınan 22/04/2013 günlü ilk ifadesinde mağdurun külotlu çorabının aşağıya düştüğünü, cinsel organını gördüğünü, çorabı çekerken elinin dış tarafının mağdurenin cinsel organına değdiğini, aynı tarihte müdafisi ile alınan beyanında da mağdurun külotlu çorabının aşağıya düştüğünü, cinsel organını gördüğünü, çorabı çekerken elinin dış tarafının mağdurenin kasığına değdiğini beyan ettiği, 22/04/2013 günü bu kez Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadede ise ‘Oğlum … da yanımızdayken ben …’u sevmek amacıyla kucağıma aldım, ben küçük çocukları severim, benim tek niyetim çocuğu sevmekti, ben kucağıma alınca çocuğun üzerindeki külotlu çorabı ve altında lastiğini gördüğüm iç çamaşırı bir miktar aşağıya sıyrıldı, ben bunu görünce külotlu çoraptan tutup yukarıya doğru çektim, çocuğu kucağıma hiç oturtmadım, çocuğu dudak ucuyla yanağından bir defa öptüm, öpmem cinsel amaçlı değildir, çocuk olduğu için öptüm, ben …’un cinsel organına dokunmadım, çorabı çekerken sağ elimin işaret ve orta parmağımın üstü çorabın üzerinden kasığına değdi, tenine hiçbir şekilde temas etmedi, bu esnada mutfaktan salona birşey almak için çıkan eşim mutfağa ….’ şeklinde savunma yaptığı, müdafisi alınan ilk ifadesini kabul etmediği, duruşmada ise olayın tamamen inkar ettiği,
Katılan mağdurenin 21/04/2013 günü kollukta alınan ifadesinde olay anını, ‘……isimli şahıs geldi, beni kucağına aldı. Bana üzerinde külot var mı diye sordu, ben var diye cevap verdiğimde elleri ile benim üzerimde bulunan küldumu ve külotlu çorabımı indrdi, elleri ile benim cinsel organıma dokundu, sonra parmaklarımı cinsel organıma soktu, başka bir şey yapmadı.’ şeklinde anlattığı, 22/04/2013 tarihli Cumhuriyet Savcısı huzurunda alınan ifadesine ait tutanaktaki ifadesinin ve davranışlarının … isimli bir arkadaşım var, evi evimize uzaktır, annesi annemin arkadaşı olduğu için …la tanışıyorum, …la da oyun oynuyoruz, çok oyun oynuyoruz, kafam karıştı, onunla televizyon izliyoruz, Keloğlan’ı izliyoruz, o bitince de Barbye izliyoruz, Havva abla ile aram fazla değil, ama …la oynamak için onlara gidiyorum, …ın babasıyla aram değil, hiç değil (mağdure bu soruyu cevaplarken kafasını bir süre sağa sola salladı), ben onu hiç sevmedim (neden sevmedin diye sorulduğunda, işte diye cevap verdi), mağdureye birisini sevmemen için birşey olması gerekir diye sorulduğunda; Evet oldu, ama kulağına söyleyeceğim dedi, mağdureye çekinmeden ne olduğunu anlatması tekrar söylendiğinde ‘Biraz bu tarafa eğilirsen söyleyeceğim.’ diyerek çok sıkıntılı bir yüz ifadesine girdiği görüldü, mağdurenin yerinden kalkıp yaklaşarak ifadeyi alan Savcının kulağına eğilip ‘Benim ..ma elini sürdü, çorabımı kendisi indirdi, bu sırada … da bizim bulunduğumuz odadaydı, sadece elini sürdü, parmağını içeriye iteklemedi.’ dedi ve tekrar yerine geçti, mağdureye tekrar soruldu, ‘Havva abla gelince beni bıraktı, üzerimi ben toparladım, beni öptü.’ şeklinde olduğu, duruşmada ise, utanıp konuşamadığı, ancak sanığın kendisine ne yaptığı sorulduğunda gözleri dolarak bacak arasını işaret ettiği,
Cumhuriyet Savcısı tarafından alınan ifadeye iştirak eden Rehber Öğretmen …’ın ‘Mağdurun ifadesi süresini gözlemledim, biraz tedirgin ve hareketli görünüyor, olay etkisinde olabilir, ancak mağdure benim okulumda öğrencidir, normal hayatında da konuşurken hareketlidir, beyanlarına itibar edilebilir, yaşına göre zeka gelişiminin ve algılama yeteneğinin normal olduğunu düşünüyorum, bu yaş düzeyinde bu tür bir konuda yalan söylemesinin olanaklı olmadığını düşünüyorum.’ şeklinde beyanda bulunduğu,
… Devlet Hastanesinden alınan 22/04/2013 tarihli cinsel muayene raporunda; vajende, himen ve dış genital organlarda herhangi bir ize ve yaralanmaya rastlanmadığı, sıyrık veya travma izi görülmediğinin bildirildiği,
Sanığa suç atfında bulunulması için bir nedenin olmadığı anlaşılmıştır.
Sanığa suç atfında bulunması için bir neden bulunmayan, suç tarihinde 6 yaş 9 aylık olan mağdurun yaşı itibariyle kurgu yapması ve olmamış bir olayı olmuş gibi anlatmasının mümkün olmadığı, sanığında soruşturma aşamasında müdafisi huzurunda alınan beyanlarında tevil yoluyla eylemi kabul ettiği, buna göre olay günü oğlu ile oynamak için evlerinde bulunan mağdureyi kucağına aldığı, altında külot olup olmadığını sorduğu, mağdurenin olduğunu söylemesi üzerine külot ve külotlu çorabını aşağı sıyırarak eli ile mağdurenin cinsel organını okşamak suretiyle atılı suçu işlediği, eşinin yanlarına gelmesi üzerine mağdureyi yanağından öpüp yere bıraktığı sabit görüldüğünden beraat hükmünün onanmasına dair Yüksek Daire kararına itiraz etmek gerektiği,” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 13.10.2021 tarih ve 22334-8363 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure …’ın olay tarihi itibarıyla 6 yaş 9 aylık olduğu, sanık …’ün ise 41 yaşında, evli ve çocuklu olduğu (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure …’dan “mağdure” olarak bahsedilecektir.),
Mağdure ve annesi katılan …’in 21.04.2013 tarihinde olayı adli makamlara intikal ettirdikleri,
22.04.2013 tarihinde … Devlet Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen muayene raporunda; vajende, hymende ve dış genital organlarda iz ve yaralanmaya rastlanılmadığının, sıyrık ve travma izinin görülmediğinin bildirildiği,
22.04.2013 tarihinde mağdurenin Savcılık ifadesinde hazır bulunan rehber öğretmen bilirkişinin beyanında; mağdurenin tedirgin ve hareketli göründüğünü ancak öğrencisi olan mağdurenin okul hayatında da hareketli olduğunu, beyanlarına itibar edilebileceğini, zeka gelişimi ve algılama yeteneğinin normal olduğunu, yaşı itibarıyla böyle bir konuda yalan söylemesinin mümkün olmadığını belirttiği,
22.04.2013 tarihinde düzenlenen sanığın Savcılık ifade tutanağına göre; sanığın gözlerinden yaş gelecek derecede ağlamaya ve gözlerini üzerinde bulunan montla ve kollarıyla silmeye başladığının görüldüğü, sanığın hâl ve hareketleri ile sorulan sorulara verdiği cevaplar sebebiyle akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin tespit yapılması gerektiği gözlemlendiği,
30.04.2013 tarihinde Atatürk Devlet Hastanesinde görevli ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanınca mağdure hakkında düzenlenen raporda; görüşme esnasında mağdurenin oldukça kaygılı ve huzursuz olduğunun, yaşadığı olay nedeniyle ruhsal yönden etkilendiğinin ve kaygı bozukluğu yaşadığının tespit edildiği,
30.04.2013 tarihinde Atatürk Devlet Hastanesinde görevli ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanınca sanık hakkında düzenlenen raporda; aktif psikotik bulgunun bulunmadığının, muhakemesinin iyi olduğunun, işlediği iddia edilen suçun hukuki anlam ve önemini tam olarak kavradığının ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tam olduğunun mütalaa edildiği,
02.09.2013 tarihinde mağdurenin talimat yoluyla alınan ifadesinde hazır bulunan sosyal hizmet uzmanı bilirkişinin beyanında; mağdurenin yaşı ve zekâsına uygun şekilde beyanda bulunduğunu, beyanlarının tutarlı olduğunu ve itibar edilebilineceğini, yaşadığı olay nedeniyle travma geçirmiş olabileceğini, … ve danışmanlık tedbirine tabi tutulması gerektiğini bildirdiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure … Kollukta; “Fatih İ.Ö.O 1. sınıf öğrencisiyim. Ben … ilçesinden…teyzeyi onun kocasını ve çocuklarını tanıyorum. Ben…teyzenin ufak oğlu olan … isimli çocuk ile mahalleden arkadaşım. Ben yaklaşık 3 gün kadar önce anneme ‘Anne hadi…teyzelere gidelim, ben orada … ile oyun oynayayım.’ dedim. Daha sonra annem ile birlikte…teyzelere gittik ve annem ile…teyze ve onun kocası mutfakta oturdu. Biz de…teyzenin iki çocuğu ile birlikte televizyonda odada çizgi film izledik. Aradan 1,5 saat kadar geçtikten sonra annem evden kalktı. Annem giderken…teyzeye ‘Çocuk sana emanet sen akşama getirirsin.’ dedi. Bende…teyzenin küçük çocuğu olan … ile birlikle televızyonlu odada çizgi film izlemeye devam ettik. … ile birlikte çizgi film izlediğimiz esnada babası olan ismim sonradan öğrendiğim …isimli şahıs geldi ve hem kucağına aldı. Bana üzerine kılot var mı diye sordu ben de kendisine var dediğimde elleri ile beııtm üzerimde bulunan kilodumu ve kılotlu çorabımı indirdi ve elleriyle cinsel organıma dokundu. Daha sonra parmaklarını cinsel organıma soktu. Başka bir şey yapmadı. Bu esnada…teyze mutfaktaydı. Ben hemen kalktım ve üzerimi düzelttim. Havva teyzeye ‘Ben gidiyorum.’ dedim ve evden çıktım. Benim peşimden de…teyzenin kocası ve büyük oğlu beni eve götürmek için geliyordu tam bu esnada ablam olan Melıs Özcan geldi ve beni alarak evimize götürdü. Evimizdeyken annem bana nevin var senin dedi ve ben de kendisine olan her şeyi anlattım ve ‘Bir daha…teyzelere gitmevelim.’dedim. Ben beni elleri ile taciz eden ve parmaklarını cinsel organıma sokan ismini … olarak öğrendiğim şahıstan şikayetçiyim.”,
Savcılıkta; “Ben annem, babam, abim, ablam ve babaannemle birlikte yaşıyorum, 1. sınıftayım, Fatih İlkokulunda okuyorum, okuma yazmayı öğrendim. … isimli bir arkadaşım var, evi evimize uzaktır, annesi annemin arkadaşı olduğu için …la tanışıyorum, …la da oyun oynuyoruz, çok oyun oynuyoruz, kafam karıştı, onunla televizyon izliyoruz, Keloğlan’ı izliyoruz, o bitince de Barbye izliyoruz, Havva abla ile aram fazla değil, ama …la oynamak için onlara gidiyorum, …ın babasıyla aram değil, hiç değil (mağdurenin bu soruyu cevaplarken kafasını bir süre sağa sola salladığı)”, “Ben onu hiç sevmedim” diyen mağdureye sanığı neden sevmediğinin sorulması üzerine “İşte.” diye cevap verdiği, mağdureye “Birisini sevmemen için bir şey olması gerekir.” denilmesi üzerine ‘”Evet oldu, ama kulağına söyleyeceğim.” şeklinde cevap verdiği, mağdureye çekinmeden ne olduğunu anlatması gerektiğinin tekrar söylenmesi üzerine; “Biraz bu tarafa eğilirsen söyleyeceğim.’ dediği (çok sıkıntılı bir yüz ifadesine girdiğinin görüldüğünün tutanağa geçirildiği), mağdurenin yerinden kalkıp yaklaşarak ifadeyi alan Savcının kulağına eğilip “Benim ..ma elini sürdü, çorabımı kendisi indirdi, bu sırada … da bizim bulunduğumuz odadaydı, sadece elini sürdü, parmağını içeriye iteklemedi.” dedikten sonra tekrar yerine geçtiği, mağdureye tekrar sorulması üzerine; “Havva abla gelince beni bıraktı, üzerimi ben toparladım, beni öptü”,
02.09.2013 tarihinde istinabe yoluyla alınan beyanında; “Benim … isimli arkadaşım vardır. Annesinin ismi …’tür, annemle birlikte …ın evine gittik. Annem benim isteğim üzerine burada bıraktı. Ben burada bulunduğum sırada …ın babası geldi, utandım. Sonra üzerimi indirdi” (o sırada mağdurenin gözlerinin dolduğu, eliyle bacaklarının arasını işaret ettiğinin tutanağa geçirildiği), sanığın kendisini öpüp öpmediğinin sorulması üzerine; “Öpmedi.”,
Katılan … Kollukta; “Eşim olan … ve eşimden bana ait olan … ve eşimin diğer eşinden olan 3 çocuğu ile birlikte toplam 4 çocuk birlikte ikamet ederim. Ben … isimli şahsı ve eşini … ılçesinden daha önceden de tanırım ve bilirim, fakat son iki haftadır kendileri ile sık sık geliş gidiş yapmaktayız. Bunun sebebi ise bu…isimli şahsın benim kızım olan…isimli şahıs ile arkadaş olan iki oğlu olması sebebiyledir. En son 18.04.2013 günü saat 13.00 sıralarında kızım olan … bana anne ‘…’lara (…’ün oğlu) gidelim, ben orada oynayayım.’ dedi ve kızım ile birlikte…isimli şalısın ikametine misafirlik amacı ile gittik. Bu esnada ikamette …, Havva isimli şahsın eşi olan … ve iki çocukları bulunmaktaydı. İkamette ben, … ve … mutfakta oturduk, Havva isimli şahsın iki çocuğu ise benim kızım ile birlikte televizyon odasında oturdu. Aynı gün saat 14.30 sıralarında ben işlerimi halletmek için ikametten kalktım ve…isimli şahsa ‘Kızım sana emanet sen bana gönderirsin.’ dediğimde kendisi ‘Sen merak etme ben sana gönderirim.’ dedi. Aynı gün eşimin kızı benimde üvey kızım olan …’a ‘Kızım kardeşin gelmedi sen al onu gel.’ dedim ve kızımı alarak saat 17.00 sıralarında eve getirdi. …eve geldiğinde bana ‘Anne ben tam…ablalara girdiğimde …amca …’u elinden tutmuş getiriyordu.’ dedi. Kızım eve geldiğinde normal olmayan bir şekilde dalgın hareketlerde bulunuyordu. Ben kendisine ‘Kızım bir şeyin mi var ne oldu?’ dediğimde bana ‘Anne beni bir daha…ablalara gönderme onun ufak oğlu bize gelsin.’ dedi. Ben yine kendisine ne oldu dediğimde bana ‘Havva ablanın kocası oturma odasına geldi, beni kucağına oturttu, altında külot var mı dedi ve benim üzerimdeki pijamamı indirdi, cinsel organıma elleriyle dokundu ama cinsel organını bana sokmadı.’ dedi. ‘Havva ablan orada değil miydi?’ diye sorduğumda ‘O mutfaktayken geldi ve iki çocuğu ise televizyonda çizgi film izliyordu.’ dedi. Bu konu ile ilgili çocuğum olan … hakkında genital iç beden muayenesi yapılmasına rıza gösteriyorum. … isimli şahıstan şikayetçiyim.’,
Savcılıkta; “Olay günü kızımın üzerinde lila renkli bir kilotlu çorap vardı, altında iç çamaşırı yoktu, kızımın üzerinde bulunan kilotlu çorabı dosyaya delil olarak ibraz etmek istiyorum, kızımın olay günü giydiği külotlu çorab budur (şikayetçi elinde bulunan mavi renkli poşetten lila renkli bir külotlu çorap çıkarttı, bel kısmındaki lastiği iki eliyle tutup sağa sola çekerek ifadesine devam etti). Bu çorabın kendiliğinden aşağıya sıyrılmasına imkan yoktur , ben çoraba kendim lastik takmıştım, dün 15.00 sıralarında…benim evime geldi, ona olayla ilgili şikayetçi olacağımı söyledim, ‘Şikayetçi olursan ve kocam hapse girerse seni kayınlarıma öldürtürüm.’ diyerek beni tehdit etti, ben bunun üzerine komşumuz … ve …e gittim, durumu onlara anlattım, … abi eve polisleri çağırdı ve ben olayı bu şekilde Polislere bildirdim, bugün Adliyeye geldiğimde…Adliye koridorundaydı, uzaktan beni gördüğünde yine bana kafasını salladı, ben beni tehdit ettiği için …’ten ve kızıma yönelik eyleminden dolayı …’ten davacı ve şikayetçiyim, bu şahısların bana bir zarar verebileceklerinden çekiniyorum, can güvenliğimden endişe ediyorum. Ben olaydan sonra bu çorabı yıkadım.”,
02.09.2013 tarihinde istinabe yoluyla alınan beyanında; “Haklarımı anladım, vekil talebim yoktur, Olay günü daha önce pazar yerinden tanıdığım …’ün evine kızım…ile birlikte oturmaya gitmiştim. Bir müddet oturduktan sonra ben evden ayrıldım. Kızım ağlayarak daha oynamak istediğini söyledi. …’te benim gitmemi, daha sonra kızımı göndereceğini söyledi. Bu sırada kızım …’ün oğlu … ile birlikte tv olan odasında oturuyorlardı. ben ayrıldıktan sonra akşam oldu. Diğer kızım Melisa’yı …’u aldırmak için gönderdim. Kızım…eve geldiğinde anormal davranışları vardı. Morali bozuktu. Ben ne olduğunu sorduğumda kendisinin … ile birikte oyun oynadığı sırada …ın babasının geldiğini, külodunu indirip cinsel organına dokunduğunu bana söyledi. Bu olayın ertesi günü … yanında Çiğdem Özcan ile birlikte evime geldi. Ben kızımın anlattıklarını kendisine anlattım. … olayı kabul etmedi. Kızını dinliyorsun bir de eşimi dinle dedi. Ayrıca ‘şikayetçi olursan kayınlarım seni öldürür.’ diye tehditte bulundu. Bu olaydan bir gün sonra ben ne yapacağımı danışmak için …in evine gittim. Yanımda kızım da vardı. Çiğdem kızımla da konuştu. Bana polise haber vermemi söylediler bende polise haber verdim. Bu olaydan sonra da … beni pazarda görünce saldırdı. Ayrıca tanık …i de tehdit ettiğini …den duydum. Bu olay nedeniyle davacı ve şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”,
Tanık … Kollukta; “Bana sormuş olduğunuz … isimli şahsı … ilçesinden tanırım ve bilirim. Kendisinin … ile husumetli olduğunu bilirim. Bu tarihten yaklaşık 2 ay önce eşim ile birlikte ikametimizde oturuyorken Hülya isimli şahıs geldi ve bize ‘Havva’yı yolda gördüm bana kocamı şikayet edersen seni kaynımlara öldürtürüm.’ dediğini söyledi. Ben bunu iyi hatırlıyorum. Benim bu konuyla ilgili bildiklerim ve söyleyeceklerim bundan ibarettir.”,
İstinabe yoluyla alınan beyanında; “Olay günü annem …’ın evinde bulunuyordum. Akşam saatlerinde eşimin arkadaşı olarak bildiğim … yanında kızı ismini sonradan öğrendiğim … ile birlikte bulunduğumuz eve geldiler. … ağlamaklı bir halde idi. Kızını gündüz …’ün evine bıraktığını, …’ün eşi …’ün kızının çamaşırını indirip organına dokunduğunu ve kızını öptüğünü söyledi. Bu durumu kendisi kızından öğrenmiş. Bu sırada benim eşim …de yanımda idi. Eşim…ile görüştü. Ancak ben ne konuştuklarını duymadım. Daha sonra polise söylemelerini söyledim.”,
Tanık Çiğdem Özcan Kolukta; “Bana sormuş olduğunuz … isimli şahsı … ilçesinden tanırım ve bilirim. Kendisinin … ile husumetli olduğunu bilirim. Bu tarihten yaklaşık 2 ay önce eşim ile birlikte ikametimizde oturuyorken Hülya isimli şahıs geldi ve bize ‘Havva’yı yolda gördüm bana kocamı şikayet edersen seni kaynımlara öldürtürüm.’ dediğini söyledi. Ben bunu iyi hatırlıyorum. Benim bu konuyla ilgili bildiklerim ve söyleyeceklerim bundan ibarettir.”,
İstinabe yoluyla alınan beyanında; “Ben tarihini tam hatırlamadığım bir günde kayınvalidem olan …’ın evinde bulunuyordum. …’i de daha önce tanırdım, arkadaşım olur. Birbirimize gider gelirdik. O gün akşam … ağlayarak yanında kızı…ile birlikte kayınvalidemin evine geldi…. burada bize kızını gündüz …’ün evine bıraktığını, kızı akşam eve gelince kendisine …’ün eşinin yanağından öptüğünü, külodunu indirip organına eliyle dokunduğunu söyledi. Ne yapacağını sordu. Bu sırada kızı…da yanında idi. Bende durumu teyit etmek için …’a böyle bir olay olup olmadığını ve yapan kişinin kim olduğunu sordum. … bana …’ün oğlu … ile oynadıkları sırada …ın babasının gelip kendisini başka bir odaya çektiğini, burada külodunu indirip organına dokunduğunu ve kendisini yanağından öptüğünü söyledi. Bu konuşmadan bir gün sonra … ile karşılaştık. Beraber …’in evine gittik, amacı bir gün önce olan olayı konuşmaktı. Kendisi benim yanımda …’e ‘Kocamdan şikayetçi olursan kayınlarım seni öldürür, bu davadan vazgeçin, uzlaşalım.’ dedi. Ben bugün geldiğim sırada da ‘Sen ne biliyorsun da ne konuşacaksın diye çıkıştı.’ dedi.”, sorulması üzerine; “Bana polisler yalnızca …’ün Hülya’yı tehdit edip etmediğini sordular bende o konuda bildiklerimi söyledim. Bir gün önce gerçekleşen olayla ilgili bir şey sormadıkları için bende o konuya girmemiştim.”,
Tanık … Örnek Mahkemede; “Sanık … işten gelmişti, kendi çocuğunu öptü, …’ da onun yüzüne doğru bakınca onu da kucağına alıp öptü, iddia edildiği gibi bir eylemin olması mümkün değildir, evin kapıları açıktır, biz hareketliyiz, gidip geliyoruz, odalar arasında dolaşıyoruz, dolayısıyla böyle bir eylemin olmadığı kanaatindeyim.”, sorulması üzerine; “Sanık … …’u kucağına aldıktan sonra bir saat kadar daha…onların evinde durdu, herhangi bir ağlama, garipseme veya durgunluk gözlemlemedim, gülerek oradan ayrıldı, ben bunlara şahidim, beni kimse çağırmadığı için ifade vermemiştim, …bizim yanımızdan hiç ayrılmadı, mutfakta hep birlikte oturduk.”,
İnceleme dışı sanık … Kollukta: “Eşim olan … ve iki çocuğum île birlikte ikamet ederim. … isimli şahsı yaklaşık 1 hafta kadar önce … ilçesinde kurulan pazar yerinde tanıştım ve kendisi o tarihten sonra bana üç kere misafirliğe geldi. Bir keresinde yalnız geldi diğer iki sefer de ise yanında ismini…olarak bildiğim kızı ile birlikte geldi En son 18.04.2013 günü saat 13.00 sıralarında Hülya isimli bayan ile ismini…olarak bildiğim kız çocuğu geldi. … isimli çocuk ve benim çocuklarım televizyonlu odada çizgi film izlediler ve ben de Hülya isimli bayan arkadaşım ile ikametimizin mutfak kısmında birlikte oturduk Hülya isimli bayan biz de 2,5 saat kadar oturdu ve bana …’u bıraktı ve ‘Ben gidiyorum, kızım sen burada oyna.’ dedi. Tam bu esnada eşim işten eve geldi. Hülya isimli arkadaşım giderken bana ‘Çocuğu ben mi gelini alayım, yoksa sen mi getirirsin.’ dedi Hülya ise ‘Hangimiz müsait olursa o getirsin.’ dedi ve gitti. Bu esnada saat 16.00 sıraları idi. Daha sonra ben eşim ile birlikte mutfakta oturdum, … ise küçük oğlum … ile televizyonlu odada çizgi film izledi. Ben ikametten hiç ayrılmadım ve eşim olan …’de çocukların bulunduğu odaya hiç girmedi. Fakat bu…isimli çocuk ara ara mutfağa girdi ve eşim de bu çocuğu kucağına alarak sevdi. Ben eşime yapma bu kadar öpme çocuk gider annesine yanlış anlatır dediğimde eşim ise bana yanlış anlayacak bir şey yok ben kız çocuklarını severim dedi. Daha sonra saat 21.00 sıralarında geldiğinde kızım saat geç oldu, gel seni götüreyim evine dedim ve …’u alarak evden çıktığımda…isimli çocuğun ablasınmda kardeşini almaya geldiğini gördüm ve ablasına çocuğu teslim ettim. 20.04.2013 günü saat 14.00 sıralarında Hülya isimli bayan benim ikametime geldi ve bana ‘Kimse duymasın ama senin kocan benim çocuğumu kucağına almış, cinsel organına ellemiş.’ dedi. Ben de kendisine ‘Böyle bir şey olamaz, eşim çocuğu benim yanımda öptü, öyle bir şey yapmamıştır.’ dedim. Hülya ise bana ‘Tamam bu konuyu uzatmayalım.’ dedi. Ben kesinlikle Hülya isimli bayana bu konuyu kapatın demedim. Benim eşim kız çocuklarını çok sever. Bu…isimli çocuk bizim evimize üç kere geldi ve eşim de her seferde bu kızı kucağına aldı ve sevdi. Bunlar hep benim ve Hülya isimli bayanın yanında oldu. Benim konu ile ilgili bildiklerim bundan ibarettir.”,
İstinabe yoluyla alınan beyanında; “Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. …’i ben bu sene tanıdım. Kendisinin yoksul bir yaşantısı vardı. bu olay olmadan önce de benden para yardımı ve gıda yardımı istemişti. Bende kendisine çay şeker vererek yardımda bulundum. Olay günü kızı ile birlikte benim evime çay içmeye geldiler. Evime geldiklerinde saat 16.30 civarı idi. Eşimde saat 16.00 civarında işten eve gelmiş istirahat ediyordu. Beraber mutfakta çay içtik. Bu sırada eşimde yanımda idi. …’in kızı …’da benim oğlum … Öztürk’le birlikte oturma odasında tv izliyorlardı. Oyuncaklarıyla oynuyorlardı. … çay içtikten sonra kızını bizde bırakarak evden ayrıldı. Kızı ağladı gitmek istemedi. … evden ayrıldıktan sonra kızı … aynı odada oğlum ile birlikte oynamaya devam etti. … ile çay içtiğimiz sırada ya da gittikten sonra şu an tam olarak hatırlamıyorum. Diğer komşum olan … Örnek gelmişti. … ayrıldıktan bir müddet sonra ben …’ı …’le göndermek istedim ancak bu sırada ablası …geldi. …’u alıp gitti. … bizde kaldığı süre içerisinde herhangi bir olumsuz ya da olağan dışı bir davranışı olmadı. Bir ara oğlum ile birlikte…mutfağa gelmişti. Bu sırada komşum …’te vardı. Eşim oğlumu sevdi. Daha sonra da misafir olan …’u kucağına alıp baba sevgisi ile öptü ve yere koydu. Bunun dışında başka olumsuz hiçbir şey olmadı. Bu olaydan bir gün sonra …’in üvey kızı …evime gelerek annesinin beni çağırdığını söyledi bende ertesi günü …’in evine gittim. …’in evine gittiğimde … bana eşim Recai’nin kızı …’ı öptüğünü, cinsel organına dokunduğunu, kızının kendisine söylediğini bana söyledi bende eşimin art niyetli olmadığını, baba sevgisi ile sadece yanağından öptüğünü başka birşey olmadığını söyledim. Kendisi bana şikayet edeceğini söyledi. Benim bunun dışında başka bir eylemim olmadı. Ve …’e şikayetçi olursan seni kayınlarıma öldürtürüm demedim. Benimle …’in arasında geçen bu konuşma sırasında ismini bilmediğim …’in kayınvalidesi vardı. Bu kişilerin tanık olarak dinlenmesini isterim.”,
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Sanık … 22.04.2013 tarihinde Kollukta; “Üzerime atılı suçlamalar tarafıma okundu ve anladım. Benim … isimli bayanı … İlçesinden görmüşlüğüm vardır. Fakat son bir haftadır bu bayan eşimin arkadaşı olmasından dolayı bizim ikametimize kızı olan…ile birlikte 3 kere geldiğini biliyorum. Ben Atatürk Caddesinde bulunan ve Yurtkur’a ait olan yurtta çalışırım. Çalışmış olduğum … yerinden akşamları saat: 16.00 ile 16.30 arasında çıkarım. Son bir haftada … isimli bayan ile kızı olan…isimli çocuğun farklı zamanlarda 3 kere bizde misafirlikte olduklarını gördüm. Ben ilk ıkı sefer geldiklerinde…isimli çocuğu ne kucağıma aldım. Ne öptüm ne de sevdim. Kesinlikle böyle bir şey yapmadım. En son 13.04.2013 günü saat 16.30 sıralarında işten çıktım ve ikametime geldiğimde … ve kızı olan…isimli çocuk bizim ikametteydi Ben ikamete girdikten yarım saat kadar sonra tahminen saat 17.00 sıralarında Hülya isimli şahıs eşime ‘Ben gidiyorum. Çocuklar oynasın. Sonra ya sen getirirsin ya da ben gelir alırım.’ dedi ve ayrıldı Yani ikametimizde eşim, ben, … ve benim çocuklarım kaldık. Benim çocuğum ve…isimli çocuk telcvizyonlu odada televizyon izlerken ben eşim ile mutfakta idim. Eşim ev işleri gereği ikametin salon kısmına geçti ve tam bu esnada oğlum olan … ile…isimli çocuk mutfak kısmına benim yanıma geldiler. Mutfakta ben…isimli çocuğu kucağıma aldım ve ayağa kaldırarak severken kendisine bol gelen ve belinin lastiği hafifçe gevşek olan külotlu çorabı ve külotu biraz aşağıda kaldı. Ve ben…isimli çocuğun cinsel organını gördüm. Daha sonra çocuğu kucağımdan indirdim indirdikten sonra…isimli çocuğun aşağıya sivrilmiş olan külodunu ve külotlu çorabım yukarıya doğru çektiğim esnada benim sağ elimin dış yüzeyi…isimli çocuğun kasığına temas etti. Ben bu esnada çocuğun üzerini giydirdim ve eşimde salondan mutfak kısmına girdi. Bende eşimin yanında çocuğu kucağıma alarak yanağından öptüm ve sevdim. Bu olaydan sonra…isimli çocuk bir saat kadar evin içinde oğlum … ile oynadı fakat bu süre zarfında çocuk benim yanıma hiç yanaşmadı Ben de kendisine yanaşmadım. Daha sonra…isimli çocuğun ablası bizim ikametimize geldi ve kardeşi olan …’u alarak götürdü. Ben camdan batktığımda bunu gördüm. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben yalnızca çocuğun düşmüş olan çamaşırını düzelttim. Çocuk yanlış anlamış olabilir.”,
Savcılıkta; “Ben bu olaya ilişkin olarak daha önce 22.04.2013 tarihinde … İlçe Emniyet Müdürlüğünde avukatsız olarak ve avukatım refakatinde ifade vermiştim, şüpheliye müdafii huzuruyla vermiş olduğu 22.04.2013 tarihli ifadesi okundu soruldu, Cevaben; Avukatımla verdiğim ifadem doğrudur, aynen tekrar ederim, ifade altındaki imza bana aittir dedi. Şüpheliye Emniyet Müdürlüğünde müdafiisiz verdiği 22.04.2013 tarihli beyanı soruldu, Cevaben; ifade altındaki imza bana aittir, ancak panik halinde vermiş olduğum bir ifadedir, bu ifadeyi kabul etmiyorum.”,(Şüphelinin çok sıkıntılı olduğu ve zaman zaman ağladığı görüldü) sorulması üzerine; “Benim iki çocuğum var büyüğü 18 yaşındadır ve zihinsel engellidir, 4 yaşında … isimli çocuğum var onun herhangi bir … sorunu yoktur, … yaklaşık 1 haftadır eşimle samimiyet kurdu, …’i daha öncesinden çok tanımıyordum, samimiyetimiz yoktu, dışarıda karşılaşırdık, son 1 haftadır bize gelip gitmeye başladı, ilk defa 18.04.2013 günü kızını bize bıraktı, kızı oğullarımla oynuyordu, mutfakta bulunduğumuz sırada eşim ve oğlum … da yanımızdayken ben …’u sevmek amacıyla kucağıma aldım, ben küçük çocukları severim, benim tek niyetim çocuğu sevmekti, ben kucağıma alınca çocuğun üzerindeki külotlu çorabı ve altında lastiğini gördüğüm iç çamaşırı bir miktar aşağıya sıyrıldı, ben bunu görünce külotlu çoraptan tutup yukarıya doğru çektim, çocuğu kucağıma hiç oturtmadım, çocuğu dudak ucuyla yanağından bir defa öptüm, öpmem cinsel amaçlı değildir, çocuk olduğu için öptüm, ben …’un cinsel organına dokunmadım, çorabı çekerken sağ elimin işaret ve orta parmağımın üstü çorabın üzerinden kasığına değdi, tenine hiçbir şekilde temas etmedi, bu esnada mutfaktan salona birşey almak için çıkan eşim mutfağa ….”, sanığa şikâyetçinin dosyaya eklenmesi için teslim ettiği çorap gösterilmesi üzerine; “Olay günü …’un üzerinde olan çorap bu çorap değildi, olay günü çocuğun üzerindeki çorap kahverengi tonlarında bir çoraptı, ben böyle birşey yapmadım, eğer yaptıysam çok özür diliyorum ben bu hatayı yaptım derim ancak ben böyle birşey yapmadım, kendi çocuğumu severken o çocuğu da sevdim.”, sanığa sağlığıyla ilgili sorunu olup olmadığının sorulması üzerine; “Allah’a çok şükür fiziksel bir sorunum yok, bünyem biraz zayıf, bazı şeylere kafam tam şarj etmiyor, böyle bir problemim var.”,
Adli kontrol istemiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Ben daha önceki verdiğim beyanları tekrar ederim, olay günü saat 04.30 sıralarında eve geldim, eve geldiğimde eşim çocuklarım mağdurun annesi olan … ve mağdur çocuk evde idiler, saat 17.00 sıralarında … evden ayrıldı, ben mutfakta oturduğum esnada oğlum … ile … mutfağa geldiler önce oğlum …ı kucağımıa aldım biraz sevdim daha sonra …’u kucağıma aldım, bir kere yanağından küçük bir öpücük attım sonra kucağımdan indirdim kucağımdan indirdiğimde …’un üzerinde bulunann külotlo çorabı ile külotunun aşağı doğru inmiş olduğunu gördüm, bel kısmına yakın yerden külodu ile külotlu çorabını yukarı doğru çektim, külotlu çorabı tuttuğum yer ile kasığı arasında yaklaşık 5 cm kadar mesafe vardı (O esnada kendi üzerinde çocuğun külotlu çorabını çektiği bölgeyi gösterdi, üzerinde bulunan kot pantolunu … köprülerinin 4 cm kadar yanından tutarak nasıl çektiğini gösterdi.) üzerini çektiğimde çocuğun cinsel organına kesinlikle elim değmedi bu konuda her türlü yemini ederim ayrıca çocuğun cinsel organını da görmedim çocuğun üzerinde açık çikolata rengini andıran bir renkte kilotlu çorabı vardı külotu da beyaz renkte idi ben külotlu çorabını çekerken kilotunun üst kısmını gördüm daha sonra … … ile oyun oynamak istediğini söyledi bende orada bulunan sepet içersindeki oyuncakları döktüm oğlum … ile…bir süre bu oyuncaklarla oynadılar daha sonra salonda bulunan oyuncaklarla oynadılar yaklaşık 1 saat kadar oyuncaklarla oynadıktan sonra …’un ablası …’u almaya geldi …’un ablası evin önüne geldi çocuğu almaya geldiğini söyledi bizde çocuğu teslim ettik …’un ablası kapıyı çalmadı dışarıdan seslenmişti.”, 22.04.2013 tarihinde saat 01.29’da polis merkezinde vermiş olduğu ifadenin okunarak çelişki nedeniyle sorulması üzerine “Benim şimdiki beyanım doğrudur o zaman panik halinde sorulan sorulara bu şekilde cevap vermiştim.”,
Mahkemede: “Ben olay günü saat: 04:30 da işten geldim, eşim karnın aç mı diye sordu bende canım bir şey istemiyor dedim, ve o zaman çay içelim dedim, oğlum koşarak geldi, kucağıma atladı, çocuğumu sevdim, … da onun peşinden geldi, onu da kucağıma aldım, onu da sevdim, …’un kilotlu çorabı 2-3 cm aşağıya inmişti, beli açılmıştı, bende kilotlu çorabını yukarıya çektim, çocuğun cinsel organına dokunmadım, yanlışlıkla da değmedi, kesinlikle üzerime atılı suçu işlemedim, beraatimi talep ediyorum, benim biri özürlü olmak üzere 2 oğlum vardır, kesinlikle yapmadım.”, çelişki nedeniyle sorulması üzerine; “Benim şimdiki beyanım doğrudur.”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
Çocukların cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 103. maddesinde;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, … hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 59. maddesi ile;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya … hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 13. maddesi ile de;
“Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.
Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya … hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.”
Hâlini almıştır.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan mağdure Kollukta; sanığın, kendisini kucağına alarak “Külot var mı?” diye sorduğunu, külodunu ve çorabını indirerek önce cinsel organına dokunduğunu, sonra sanığın parmaklarını cinsel organına soktuğunu, Savcılıkta; sanığı hiç sevmediğini, sanığın, kendisinin cinsel organına elini sürdüğünü ancak parmağını sokmadığını iddia ettiği; sanığın ise Kollukta; katılan mağdureyi kucağına aldığını, onu severken katılan mağdurenin bel lastiği gevşek olan külotlu çorabının ve külodunun aşağıda kaldığını, kendisinin külotlu çorabı yukarı doğru çektiği esnada elinin dış yüzeyinin katılan mağdurenin kasığına temas ettiğini, katılan mağdurenin bunu yanlış anlamış olabileceğini, Savcılıkta; katılan mağdurenin çorabını yukarı doğru çektiğinde elinin çorabın üzerinden katılan mağdurenin kasığına değdiğini ancak tenine bir temasın olmadığını, Mahkemede; katılan mağdurenin cinsel organına dokunmadığını, elinin yanlışlıkla dahi değmediğini, atılı suçu işlemediğini savunduğu olayda;
Aralarında daha önce yaşanan bir husumet bulunmayan suç tarihinde 7 yaş içerisinde olan katılan mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir nedenin bulunmaması, sanığın aşamalarda katılan mağdureye yönelik temasına ilişkin birbiriyle çelişen anlatımlarda bulunması, 22.04.2013 tarihinde mağdurenin Savcılıkta beyanının alınması sırasında hazır bulunan rehber öğretmen bilirkişinin mağdurenin tedirgin ve hareketli göründüğünü ancak öğrencisi olan mağdurenin okul hayatında da hareketli olduğunu, beyanlarına itibar edilebileceğini, zekâ gelişimi ve algılama yeteneğinin normal olduğunu, yaşı itibarıyla böyle bir konuda yalan söylemesinin mümkün olmadığını açıkça belirtmesi, mağdurenin annesi katılan …’nın kızının üzerindeki çoraba lastik taktığını ve kendiliğinden açılamayacağı şeklinde beyanda bulunması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı ve dokuz Ceza Genel Kurulu Üyesi; Mağdurenin yaşı ve fizyolojik gelişimi itibarıyla cinsel saldırının kötülüğünü anlayabilecek olgunlukta olmaması, aile bireylerinin bulunduğu ev ortamında cinsel istismar eylemin gerçekleştirilebilmesinin olağan hayat deneyimlerine uygun bulunmaması, sanık tarafından, mağdurenin kucağa alınmasının mağdure tarafından yanlış algılanma ihtimalinin varlığı, sanığın cinsel saik ile hareket etmediğine ilişkin savunmasının aksinin ispat edilememesi, karşısında; şüpheli durumların sanık aleyhine değerlendirilerek mahkumiyet hükmü kurulması, “şüpheden sanık yararlanır” şeklinde ifade edilen evrensel ilkeye aykırılık teşkil edeceğinden; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 02.12.2020 tarihli ve 5594-5544 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Sanık hakkında … Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.12.2013 tarihli ve 121-183 sayılı beraat hükmünün, sanığın katılan mağdureye yönelik eyleminin sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.09.2022 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 26.10.2022 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.