YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/234
KARAR NO : 2023/41
KARAR TARİHİ : 26.01.2023
YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık …’ın CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin … 16. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.04.2019 tarihli ve 559-239 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesince 10.09.2020 tarih, 1712-575 sayı ve oy çokluğu ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 25.11.2020 tarih ve 6896-5863 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 21.01.2021 tarih ve 84626 sayı ile;
“…Dosyada mevcut delillere göre sanığın örgütle irtibatlı olduğu dönemde gözetildiğinde, sanığın FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğunu gösterir çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren faaliyetinin tespit edilemediği anlaşılmakta ise de;
1- Sanığın kullandığı, kardeşi adına kayıtlı …. numaralı GSM hattı üzerinden kullanılan Bylock olup olmadığının araştırılması, bu hat üzerinden Bylock uygulaması kullanılmış ise buna ait tespit ve değerlendirme tutanağının celp edilmesi, tespit ve değerlendirme tutanağı getirtilemezse CGNAT ve HTS kayıtları getirtilerek bilirkişi vasıtası ile inceleme yaptırılarak sanığın bu hat üzerinden Bylock uygulamasının kullanıp kullanmadığının kesin olarak tespiti,
2- Sanığın hesabının bulunduğu bankalardan, üye olduğu dernek varsa bu derneklerden, ÖSYM’den, alışveriş yaptığı çevrim içi internet sitelerinden, internet üzerinden ya da uydu üzerinden yayın yapan dijital platformlardan ve kargo şirketi gibi telefon numarasını verebileceği yerlerden araştırma yapılmak suretiyle kullandığı başka bir telefon olup olmadığının tespiti ile kullandığı başka hatlar varsa bunlar hakkında da yukarıda yazılı ve aşağıda belirtilen araştırılmaların yapılması,
3- Sanığın bilinen veya araştırma neticesinde tespit edilecek olan telefon hatlarının HTS kayıtları getirtilerek, sabit hatlardan aranıp aranmadığı, arayan sabit hatların ankesörlü telefonlara ya da büfe gibi … yerlerine ait kontörlü hat olup olmadığının tespiti, ankesörlü telefon ya da büfelerden kontörlü arama tespiti halinde, bu aramaların periyodik olup olmadığı, bu hatlardan yapılan diğer aramalarla sanığa yapılan aramaların ardışık olup olmadığı, ardışık arama yapılan diğer kişiler hakkında silahlı terör örgütü üyeliği suçundan soruşturma ya da kovuşturma olup olmadığının tespiti, yine arama ankesörlü telefondan yapılmış ise arama yapmakta kullanılan ankesör kartı (T- Kart) ile yapılan diğer aramaların kimlere yapıldığının tespiti ile bu kişiler arasında silahlı terör örgütü üyeliği suçunun şüpheli ya da sanığın bulunup bulunmadığının tespiti,
4- UYAP’ta bulunan örgütlü suçlar havuzunda sanık hakkında beyanın bulunup bulunmadığının araştırılması, beyanın tespiti halinde beyan sahiplerinin usulünce tanık olarak dinlenmesi,
Suretiyle sanığın hukuki durumunun tayinin gerekirken eksik kovuşturma ile karar verildiği” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 05.04.2021 tarih ve 602-2570 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında eksik soruşturma ile karar verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın, 2008-2012 yıllarında … Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenim gördüğü, 2012 yılında adli yargı hâkim ve savcılık sınavını kazanarak 2013 yılının Temmuz ayında staja başladığı, 08.12.2014 tarihi itibarıyla atandığı …’de asliye hukuk hâkimi olarak görev yaptıktan sonra 2017 yılında Yargıtay tetkik hâkimliğine atandığı, burada görev yapmaktayken FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle HSYK tarafından 05.10.2017 tarihli ve 770 sayılı kararla meslekten uzaklaştırıldığı, itiraz üzerine bu kararın 13.04.2018 tarihli ve 180 sayılı kararla kaldırılarak göreve iade edildiği, HSK’nın 05.11.2019 tarihli kararıyla 1 yıl süreyle görevden geçici olarak uzaklaştırılmasına ve 03.11.2020 tarihli kararla uzaklaştırmanın 1 yıl süreyle uzatılmasına karar verildiği, 20.01.2021 tarihli kararla göreve iade edildiği,
06.10.2017 tarihinde … Sulh Ceza Mahkemesinin 06.10.2017 tarihli ve 2017/1453 değişik … sayılı kararıyla … ili, …ilçesi, Çebişler köyünde sanığın babasına ait olduğu tutanakta belirtilen evde yapılan aramada 6 adet Sızıntı Dergisi ile üzerinde “Kutlu Doğum” yazan ve son sayfasında “M. Fethullah … Sonsuz …” reklamı olan bir adet derginin bulunduğu,
HSK Genel Sekreterliğinin 13.07.2020 tarihli müzekkeresi ekinde gönderilen 14.02.2020 tarihli rapor ile 29.02.2020 tarihli bilgi notuna göre; hakkında rapor düzenlenen sanığın adına kayıtlı ya da kullandığı değerlendirilen telefon numarası veya numaralarının Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan gelen abonelik bilgileri, … Organize Şube Müdürlüğünce özel şirketlerden temin edilmiş numaralar, ilgili HSK talimatında yer alan numaralar ile POLNET4 sistemine (pasaport, ehliyet vb.), çalıştığı kurumuna, ÖSYM sınav işlemlerine, Anadolu Üniversitesi AÖF öğrencilik işlemlerine, Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlarınca kendi kurumuna, elektrik, doğal gaz, DASK aboneliklerine üyeliklerine ve e-fatura işlemleri kapsamında beyan edilmiş numaralar kapsamında yapılan tespitte sanığın kullandığı, kardeşi Kubilay Özdaş adına kayıtlı … numaralı telefon hattının başka ardışık aramalarda kullanıldığı tespit edilen ….5 numaralı ankesör/büfe numarasından 12.08.2013 tarihinde arandığı ve 14.04.20’de 16 …, 14.10.03’te 40 … olmak üzere görüşme kaydının bulunduğunun tespit edildiği,
Kazım Kürkçü … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 22.03.2017 tarihinde şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; hatırladığı kadarıyla sanığın üniversitede cemaat bağlantısı olan bir yurtta kaldığını, yurdun adını tam olarak hatırlamadığını ancak Sait Bey Yurdu olabileceğini, sanığın hem fakülteden hem de stajdan aynı dönemi olduğunu, bildiği kadarıyla Yargıtay tetkik hâkimi olarak görev yaptığını, cemaatle bağlantısını kesip kesmediğini bilmediğini,
… Tekkoyun … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 05.04.2017 tarihinde şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; hâkimlik sınavına hazırlanırken kaldığı yurdun birçok bölümden öğrencilerin KPSS’ye ve hâkim savcılık sınavına hazırlandığı bir yurt olduğunu, yurtta hâkim savcılık sınavına hazırlanan yaklaşık 20 kişiden 17’sinin sınavı kazandığını, bunlardan 13 ya da 14’ünün de mülakatı geçtiğini, sanığın da aynı yurtta hazırlanıp sınavı kazananlardan olduğunu,
Aykut …, HSK Müfettişliği tarafından 17.04.2017 tarihinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde; üniversite döneminden FETÖ/PDY ile iltisaklı ve irtibatlı olduğunu bildiği kişiler sorulduğunda sanık …’ın … Üniversitesi Hukuk Fakültesinden sınıf arkadaşı olduğunu, sanıktan duyduğu kadarıyla sanığın üniversite hazırlık döneminde FETÖ/PDY örgütüne ait dershaneye gittiğini bildiğini, fakültenin birinci sınıfının başlarında FETÖ/PDY’ye ait evden yurda çıkarılan sanığın örgüte ait Sait Bey Yurdunda 4 yıl boyunca kaldığını, hâkimlik ve savcılık sınavına hazırlanırken de İvedik semtindeki örgüte ait yurtta kaldığını, aynı sırada Monopol Dershanesinin hâkim savcılık sınavlarına hazırlık kursuna gittiğini, staj boyunca …’da ailesinin ya da bir akrabasının evinde kaldığını, FETÖ/PDY örgütüne ait evde kalan …’ın evindeki örgüt yemek ve sohbeti gibi organizasyonlara katıldığını,
Gökhan …, HSK Müfettişliği tarafından 28.03.2017 tarihinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde; hâkimlik sınavına hazırlanmak için kaldığı İvedik’te bulunan FETÖ/PDY ile bağlantılı yurtta sanıkla birlikte kaldıklarını, samimiyetleri olmadığından öncesini ve sonrasını, sanığın FETÖ/PDY bağlantısının boyutunu ve bağlantısının devam edip etmediğini bilmediğini,
… HSK Müfettişliği tarafından 11.04.2017 tarihinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde; … Anadolu Öğretmen Lisesinden tanıdığı sanığın … Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduğunu, üniversite döneminde FETÖ/PDY bağlantılı yurtta kaldığını bildiği sanığın burada sadece barınma amaçlı kaldığını düşündüğünü, kendisinin 2012 yılı Aralık ayındaki adli yargı hâkim ve savcılık sınavından önce Yenimahalle semtinde bulunan FETÖ/PDY bağlantılı Hacı Şevket Koç Yurdunda kaldığını, o dönemde Monopol Dershanesine giden sanık ile … ve …’un bu yurtta kaldıklarını ve kendisinin de burada kalabileceğini söylediklerini, bunun üzerine bu yurtta kalmaya başladığını, yurdun FETÖ/PDY örgütüne ait olduğunu yurtta kalmaya başladıktan sonra anladığını,
…, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 30.12.2016 tarihinde şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; sanığın 2008-2012 yıllarında Fetullah … cemaatine ait Sait Bey Yurdunda kalıp FETÖ/PDY sohbetlerine katılanlardan olduğunu, sanık hakkında cemaate bağlıdır diyemeyeceğini ancak sanığın 4 yıl boyunca bu yurtta kaldığını ve eğitim hayatı süresince daveti üzerine çeşitli zamanlarda kendisinin kaldığı evlere gelip sohbetlere katıldığını, mezun olduktan sonra İvedik’te FETÖ/PDY’ye ait bir yurtta hâkim savcılık sınavlarına hazırlandığını arkadaş ortamında konuşurken öğrendiğini,
… Demirel, HSK Müfettişliği tarafından 19.04.2017 tarihinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde; … Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan sanığın üniversite dönemiyle ilgili bir bilgisinin olmadığını, FETÖ/PDY ile bağlantılı yurtta hâkimlik sınavlarına birlikte hazırlandıklarını, sonrasında sanığın FETÖ/PDY ile bağlantısının devam edip etmediğini bilmediğini,
Salih Kahveci, HSK Müfettişliği tarafından 21.04.2017 tarihinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde; fakülte döneminde o tarihlerde cemaat olarak bilinen ve dini bir yapı olarak görülen FETÖ/PDY örgütünün hâkim adaylığı sınavlarına hazırlık için oluşturulan yurtlar olduğunu duyduklarını, yurt şartları sınavlara hazırlanmak için uygun olacağından bu örgüte ait İvedik semtinde bulunan yurda gidip kayıt yaptırdıklarını, yurtta üst katta zaman zaman toplantılar yapıldığını, bunların örgüt sohbetleri olabileceğini değerlendirdiğini, bu sohbetlere yurtta kalmayan kişilerin katıldığının söylendiğini, kendisinin sohbetlere gitmediğini, zaten sınava hazırlanan öğrencilerin bu sohbetlere katılmadığını, katılıyorlarsa da kendisinin bilmediğini, yurtta kalmaya başladıktan bir süre sonra örgüt ile doğrudan irtibatı olmayan kendisi gibi öğrencilerin bu yurtta kaldığı kanaatine vardığını, örgütle doğrudan bağı olan öğrencilerin hâkim adaylığı sınavları için özel olarak oluşturulan evlere alındığını anladığını, sanığın da bu yurtta kalanlardan olduğunu, … Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduğunu bildiği sanığın üniversite dönemi hakkında bilgisinin bulunmadığını,
Tanık …; sanığı 2004-2008 yıllarında birlikte öğrenim gördükleri … Anadolu Öğretmen Lisesinden beri tanıdığını, o dönemde lisenin yurdunda beraber kaldıklarını, lisede sınıflarındaki hemen herkesin o dönem …’in en iyi dershanesi olduğu için … Dershanesine gittiklerini, sanığın da dershanenin yaptığı sınavda başarı elde ettiği için çok düşük bir ücretle buraya devam ettiğini, herhangi bir gönül bağları olduğundan değil, başarılı bir dershane olduğu için bu dershaneyi tercih ettiklerini, daha sonra üniversite kazandıklarında …’yı bilmedikleri için öncelikle yurtlara baktıklarını ancak düzgün bir yurt bulamadıklarını, özel yurtların da çok pahalı olduğunu, bu yüzden maddi imkânsızlıklar sebebiyle bu dershanedeki bir öğretmenin yönlendirmesiyle birinci sınıfta kendisinin ve sanığın bu yapının evlerinde kaldıklarını ancak evlerin şartlarını beğenmedikleri ve ders çalışamadıkları için yurda çıktıklarını, zaten yurda çıkmanın bu yapıdaki kimselerin istediği bir şey olmadığını ve o dönem özellikle kendisinin evden çıkmasına karşı çıktıklarını, Tandoğan’da bulunan Özel Sait Bey Yurdunda yaklaşık 3 sene kaldıklarını, 2012 yazında fakülte bittikten sonra hâkimlik sınavlarına hazırlanmak için …’da Monopol Dershanesine kaydolduklarını, bu sırada Sait Bey Yurdunda tadilat olduğu için, 2012 yılı Haziran ayından Aralık ayına kadar Şevket Koç Yurdunda kaldıklarını, bu yurda senet yaparak aylık 350 TL verdiklerini, gündüzleri dershaneye gittiklerini, yurtta ara ara sohbetler olduğunu ancak ellerinden geldiğince bahaneler uydurarak bunlara katılmamaya gayret gösterdiklerini, Aralık ayındaki sınavı kazandıktan sonra memleketlere döndüklerini, başka da hiçbir bağlantılarının kalmadığını, kimse ile bir daha irtibat kurup görüşmediklerini, sanığın da bahse konu yurtlarda sadece maddi imkânsızlıklar nedeni ile kaldığını,
Tanık …; sanığı 2004 yılından beri tanıdığını, … Anadolu Öğretmen Lisesinde aynı sınıfta okuduklarını ve lisenin yurdunda kaldıklarını, … Dershanesine gittiklerini, ÖSS’de kendisinin … birincisi ve sanığın ise ikincisi olduğunu, daha sonra üniversitede de aynı sınıfta okuyup aynı yurtta kaldıklarını, kendisinin üniversitede ilk yıl kendi evinde, sanığın ise Tandoğan bölgesinde yapının evlerinden birinde kaldığını, daha sonra sanık da dahil arkadaşlarıyla beraber okul bitene kadar önce Helezon isimli yurtta, daha sonra Sait Bey Yurdunda kaldıklarını, hem fiyatı uygun olduğu hem de sanık ve …’la beraber kalabilecekleri için bu yurdu tercih ettiklerini, yurda aylık olarak 150 TL para ödediklerini, üniversite bittikten sonra artık mezunların bu yurtta kalamayacakları söylenerek İvedik’teki Şevket Koç Yurduna yönlendirildiklerini, farklı bölümlerden mezun pek çok öğrencinin bu yurtta kalmakta olduğunu, gündüz çalışma saatleri içerisinde Monopol Derhanesine devam ettiklerini, akşamları kalacak yer olarak bu yurtta bulunduklarını, bahse konu yurtta kaldığı süre boyunca ders çalışmak dışında hiçbir faaliyete katılmadığını ve bir görev almadığını, staj döneminde de sanıkla beraber olduklarını, sanığın staj yaparken halası ile beraber kaldığını, 15 yıldır tanıdığı sanığın bu süreçte örgüt üyeliği çerçevesinde değerlendirilebilecek herhangi bir eylem ve söylemine tanık olmadığını, yurtlarda kaldıkları dönemde bahse konu yapının böyle bir şey olduğunu bilmedikleri için çekince ile yaklaşmadıklarını, ancak yapıya da kendilerini teslim etmediklerini, maddi olarak uygun olduğu için bu yurtlarda kalmayı tercih ettiklerini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık …; 1990 yılında … ili, …ilçesinde doğduğunu, ilk ve orta öğrenimini … ilinde tamamladığını, 2008 yılında … Anadolu Öğretmen Lisesinden mezun olduğunu, lisede okurken okula ait devlet yurdunda kaldığını, … Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2012 yılında mezun olduğunu, aynı yılın Aralık ayında adli hâkimlik sınavını kazandığını, 2013 yılı Temmuz ayında hâkim adayı olarak … Adliyesinde staja başladığını, 2014 yılı Kasım ayında kura ile … ili, … ilçesine atandığını, yaklaşık iki buçuk yıl burada asliye hukuk hâkimi olarak görev yaptıktan sonra Yargıtay tetkik hâkimliğine atandığını ve 05.10.2017 tarihinde ihraç olana kadar burada görev yaptığını, lise son sınıftayken … ilinde bulunan FETÖ/PDY örgütüne müzahir … Dershanesine kazandığı bursla bir yıl devam ettiğini, … Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanıp buraya kayıt yaptırmaya giderken …’deki … Dershanesinden tanıdığı ancak ismini hatırlamadığı kimselerin kendisine “Devlet yurdu var, özel yurt var, isterseniz evler de var, devlet yurtlarının fiziki durumu kötü, yurt ve evlerde ekonomik olarak uygun bir fiyata kalabilirsiniz.” demeleri ve aynı okulu kazanan arkadaşları … ve …’un da cemaate ait evlerde kalacaklarını söylemeleri üzerine kısa bir süre içerisinde bir yere yerleşmesi gerektiğinden cemaate ait evlerde kalmayı kabul ettiğini, ardından yerini tam olarak hatırlayamadığı Tandoğan semtindeki bir apartman dairesindeki cemaat evine taşındığını, o dönem kendisini bu eve götüren şahısların kimler olduğunu hatırlamadığını, bu evde kendisi haricinde 3-5 kişi daha bulunduğunu ancak şahıslar sürekli değiştiğinden kimlerin kaldığını hatırlamadığını, bu evde yaklaşık 2 ay kaldığını, eve alışamadığı için yine cemaate ait ve fiyatı en uygun olan Sait Bey Yurduna geçtiğini ancak FETÖ/PDY’ye ait sohbet ve organizasyonlara katıldığı iddialarını kabul etmediğini, yurtta kaldığı süre içerisinde burada kalan arkadaşları ile birlikte birkaç kez toplu yemek yediklerini, bunun dışında örgütün herhangi bir sohbetine ya da faaliyetine katılmadığını, cemaate ait evde ve yurtta sadece barınma amaçlı kaldığını, hâkimlik sınavlarına girmeden önce 2012 yılının Temmuz ve Aralık ayları arasında Monopol Dershanesine devam ettiğini ve Özel Şevket Koç Yurdunda kaldığını, sadece barınma maksatlı kaldığı bu yurtta FETÖ/PDY silahlı örgütüne ait hiçbir faaliyete katılmadığını, burada kaldığı süre içerisinde FETÖ/PDY’ye ait herhangi bir faaliyetle karşılaşmadığını, yurtta kalan diğer hukuk fakültesi öğrencilerinin de kendisi gibi tek başlarına ders çalıştıklarını, kendilerine toplu bir şekilde ders çalıştıran, ders anlatan, soruların şekliyle alakalı yön veren ve sınavlarla ilgili soru getiren kimse olmadığını, delil olarak iddianamede belirtilen ve aramada el koyulan dergilerin de çok eski tarihli olduğunu, Bylock ya da benzeri bir uygulama kullanmadığını, cemaatle yurtlarında barınma amaçlı kalması dışında başka bir bağı bulunmadığını, FETÖ/PDY üyesi ya da sempatizanı olmadığını, 2012 yılında hâkim savcılık sınavlarına hazırlanırken cemaate ait yurtlarda barınma amaçlı kaldıktan sonra da bu örgütle hiçbir bağlantısının bulunmadığını, ankesörden aranmasına ilişkin görüşmelerin daha evvel kaldığı Şevket Koç Yurdunun son taksidini ödememesi nedeniyle yurdun müdürü olan Ömer isimli şahıs tarafından, yurt ücretinin tahsili istemi için yapılan aramalar olduğunu, bu arama üzerine istenen parayı ödediğini, bahse konu görüşmenin ardışık arama niteliğinde olmadığını savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Hukuki Açıklamalar
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü, paravan olarak kullandığı dini, din dışı dünyevi emellerine ulaşma aracı hâline getiren; siyasi, ekonomik ve toplumsal yeni bir düzen kurma tasavvuruna sahip örgüt liderinden aldığı talimatlar doğrultusunda hareket eden; bu amaçla öncelikle güç kaynaklarına sahip olmayı hedefleyip güçlü olmak ve yeni bir düzen kurmak için şeffaflık ve açıklık yerine büyük bir gizlilik içerisinde olmayı şiar edinen; bir istihbarat örgütü gibi kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar kullanıp böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenen, bir yandan da kendi mensubu olmayanları düşman olarak görüp mensupları motive eden; “Altın Nesil” adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devlete tabandan tavana sızan; bu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içerisinde belli bir güce ulaştıktan sonra hasımlarını çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden; böylece devlet aygıtının bütün alt bileşenlerini ünite ünite kontrol altına almayı ve sisteme sahip olmayı planlayıp ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçlayan; casusluk faaliyetlerini de bünyesinde barındıran atipik/suigeneris bir terör örgütüdür.
FETÖ/PDY, küresel güçlerin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek üzere kurulan bir maşa olarak; Anayasa’da belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik ve ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini yıkıp ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzeninin bozmak amacıyla kurulmuş bir terör örgütüdür. Bu örgüt, kuruluşundan 15 Temmuz sürecine kadar örgüt lideri Fetullah … tarafından belirlenen ideoloji doğrultusunda amaçlarını gerçekleştirmek için hareket etmiştir. Gerçekleştirilen eylemlerde kullanılan yöntem, bir kısım örgüt mensuplarının silah kullanma yetkisini haiz resmi kurumlarda görevli olması, örgüt mensuplarının bu silahlar üzerinde tasarrufta bulunma imkânlarının var olması ve örgüt hiyerarşisi doğrultusunda emir verilmesi hâlinde silah kullanmaktan çekinmeyeceklerinin anlaşılması karşısında tasarrufunda bulunan …, gereç ve ağır harp silahları bakımından 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesi kapsamında bir silahlı terör örgütüdür.
Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarihli ve 956-370 sayılı kararında da belirtildiği üzere;
FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün, Devletin Anayasal düzeninin cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek olan nihaî amacın gerçekleştirmek için “mahrem alan” şeklinde örgütlenmesi ve Devletin silahlı kuvvetlerindeki unsurları dikkate alındığında gerekli ve yeterli örgütsel güce sahip olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Örgütün bu amaç ve yöntemlerini bilen örgüt mensuplarının örgütteki konumları gözetilerek cezalandırılacağı da açıktır. Örgütlenme piramidine göre beş, altı ve yedinci kat ve kural olarak üç ve dördüncü katlarda bulunan örgüt mensuplarının bu durumda olduklarının kabulü gerekmektedir. Ancak önce dinî bir kült, ardından da terör örgütü hâline dönüşen FETÖ/PDY’nin, başlangıçta bir ahlâk ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve genellikle böyle algılanması, örgütün gayrı meşru amaçlarını gizleyip alenen kriminalize olmamaya çalışması ve örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah … hakkında … 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının onanarak kesinleşmesi karşısında, özellikle örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan diğer katlardaki örgüt mensupları tarafından bilinip bilinmediğinin olaysal olarak TCK’nın 30. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda söz konusu değerlendirme yapılırken, ülke çapında yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile ilgili dava dosyalarında yer alan belgeler, mahkemelerce karara bağlanan davalar, bu davalarda dinlenen itirafçı sanıkların savunmaları, tanık beyanları ve benzer pek çok kaynakta yer aldığı üzere; örgüt mensubu olan kamu görevlileri tarafından örgütün nihaî amacının açıkça ortaya konularak devleti ve hükûmeti açıkça hedef alan8 terör faaliyetlerinin icra edilmesi, bu faaliyetlerin örgüt liderinin açıklamaları ve basın yayın araçlarıyla üstlenilmesi gibi sansasyonel olayların kamuoyunun gündemini uzunca bir süre meşgul edip yoğun bir şekilde tartışılması, Milli Güvenlik Kurulunun 30 Ekim 2014, 29 Nisan 2015 ve 26 Mayıs 2016 tarihli toplantılarında alınan ve kamuoyu ile paylaşılan kararlarda sözde “hizmet hareketi” adlı legal görünümlü illegal yapının, paralel bir devlet kurma amacında olan, devletin varlığına ve Anayasal düzenine karşı ciddi tehdit oluşturan bir örgüt olarak kabul edilmesi, aynı tespit ve açıklamaların Devlet ve Hükûmet yetkililerince de en üst düzeyde benimsenip kamuoyu ile paylaşılması gibi olguların da gözardı edilmemesi gerekir.
Ceza Genel Kurulunun istikrar bulan birçok kararında belirtildiği üzere; örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ve talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemedeki ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir. Örgüt üyesinin bu suçtan cezalandırılması için örgüt faaliyeti kapsamında ve amacı doğrultusunda bir suç işlemesi gerekmez ise de örgütün varlığına veya güçlendirilmesine nedensel bir bağ taşıyan maddi ya da manevi somut bir katkısının bulunması gerekir. Üyelik mütemadi bir suç olması nedeniyle de eylemlerde bir süre devam eden yoğunluk aranır.
Öte yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda, kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Hâkim olarak görev yapmakta iken HSK’nın 05.10.2017 tarihli ve 770 sayılı kararıyla meslekten uzaklaştırılan, itiraz üzerine 13.04.2018 tarihli ve 180 sayılı kararla göreve iade edilip daha sonra görevden geçici olarak uzaklaştırılmasına karar verilerek 20.01.2021 tarihli ve 23 sayılı kararla göreve iadesine karar verilen sanığın, lise yıllarında örgüte müzahir dershaneye gitmek, 2008-2012 yıllarında üniversitede öğrenim gördüğü sırada ve hâkim ve savcılık sınavına hazırlandığı 2012 yılı Temmuz ayından Aralık ayına kadar örgüte müzahir yurtlarda kalmak şeklinde gerçekleşen ancak bu tarihten sonra örgütle bağlantısının devam ettiğine ilişkin herhangi bir delil elde edilemeyen sanık hakkında; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaate ve incelenen dosya kapsamına göre sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna veya örgüte bilerek ve isteyerek yardımda bulunma amacıyla faaliyet yürüttüğüne dair savunmaları aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, itiraz kapsamında araştırılması gerektiği ileri sürülen hususların, varılan bu sonucu ve sanığın hukuki durumunu değiştirecek nitelikte olmadıkları anlaşıldığından, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık hakkında verilen beraat kararının eksik soruşturma sonucunda verilmediği ve isabetli olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, haklı neden dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.01.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.