YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/174
KARAR NO : 2022/855
KARAR TARİHİ : 28.12.2022
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 1499-404
5607 ve 4733 sayılı Kanunlara muhalefet suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine ilişkin Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2013 tarihli ve 1663-380 sayılı hükümlerin, katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 08.06.2016 tarih ve 26035-8115 sayı ile;
“I- Gümrük idaresi vekilinin sanık … hakkında 4733 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan kurulan beraat hükmüne ilişkin temyiz itirazları yönünden;
Suçun niteliğine göre, suçtan doğrudan zarar görmeyen gümrük idaresinin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, gümrük idaresi vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 317.maddesi uyarınca reddine,
II- Gümrük idaresi vekilinin sanık … hakkında 5607 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Gümrük idaresinin kamu davasına katılma isteği reddedilmiş ise de, 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca gümrük idaresinin müdahilliğine karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Hakkında mahkûmiyet kararı verilen diğer sanık …’ün oğlu olan sanık, dava konusu kaçak eşyanın ele geçirildiği İzmir Caddesi’ndeki babasına ait işyerinde çalışmadığını, tesadüfen orada bulunduğunu savunmuş ise de, olay tutanağında kendisinin imzasının bulunması, olay öncesinde yapılan araştırmaya ilişkin 12.02.2011 tarihli tutanakta, dava konusu eşyanın ele geçirildiği İzmir Caddesi Lale Pasajı No: 15/ 17 Kızılay Ankara adresinde faaliyet gösteren işyerinin sanığa ait olduğu yönünde bilgilerin bulunması ve tüm dosya kapsamına göre, sübut bulan atlı suçtan sanığın cezalandırılması yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 10.05.2017 tarih ve 1499-404 sayı ile;
“Sanık …’ ün, Sanık …’ ün oğlu olduğu, iş yerinin babasına ait olduğu, sanık …’in sabıkasız olduğu, babası …’ün kaçakçılıktan sabıkalı olduğu, babasının kaçak sigaraların kendisine ait olduğunu ikrar ettiği, oğlunun sigara satarken yakalanmadığı, kaçak sigaralardan haberdar olsa da , babasını ihbar etmesinin beklenmemesi gerektiği, dükkanda kaçak olmayan malların da bulunmasının doğal olduğu, sadece dükkanda bulunmasının kaçak sigaralar ile irtibatlanmasında yeterli olmadığı, Yargıtay bozma ilamında belirtilen 12.02.2011 tarihli raporun hukuki değerinin bulunmadığı, istihbari not niteliğinde olduğu, mevcut kaçak sigaralar için hem babanın hem de oğlun cezalandırılmasının hakkaniyete aykırı olduğu,” şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.06.2018 tarihli ve 40504 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 09.02.2021 tarih ve 7181-1668 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen beraat hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Mali Büro Amirliği görevlilerince yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde İzmir Caddesi, Lale Pasajı, No: 15/17 Kızılay-Ankara adresinde faaliyet gösteren iş yerinde kaçak eşya satışı yapıldığına dair edinilen bilgi üzerine Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesinden alınan 13.02.2011 tarihli ve 2011/174 değişik iş sayılı arama kararına istinaden anılan iş yerinde kolluk güçlerince yapılan aramada 473 paket puro, 418 paket sigara, 85 paket tütün ve 55 kutu cinsel gücü arttırıcı hapın ele geçirildiği,
Ele geçirilen eşyaya ilişkin gümrük idaresince düzenlenen 18.04.2012 tarihli Kaçak Eşyaya Mahsus Tespit Varakasına göre; eşyanın CİF değerinin 11.042 TL, gümrük vergileri toplamının 8.809,814 TL ve gümrüklenmiş değerinin 19.851 TL olduğunun belirtildiği,
22.07.2012 düzenlenme tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu eşyanın tamamının yurda yasal olmayan yollardan girdiği ve kaçak olduğu tespitlerine yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
İnceleme dışı sanık … aşamalarda; olay tarihinde İzmir Caddesinde iş yerinin olduğunu, polisler geldiğinde oğlunun iş yerinde ziyeret amaçlı bulunduğunu, ele geçen eşyanın kendisine ait olduğunu ifade etmiştir.
Sanık; inceleme dışı sanık …’ün babası olduğunu, olay tarihinde babasına ait iş yerinde tesadüfen bulunurken kolluk görevlilerince arama yapıldığını ve kaçak eşyanın ele geçirildiğini, iş yeri ve ele geçirilen eşya ile ilgisinin olmadığını savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda, somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde kesin olarak ortaya çıkarılmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edilebilecek var olan tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği görevlilerince yapılan istihbarat çalışmaları neticesinde İzmir Caddesi, Lale Pasajı, No: 15/17 Kızılay-Ankara adresinde faaliyet gösteren iş yerinde kaçak eşya satışı yapıldığına dair edinilen bilgi üzerine Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 13.02.2011 tarihli ve 2011/174 değişik iş sayılı alınan arama kararına istinaden kolluk görevlilerince adı geçen iş yerinde yapılan aramada 473 paket puro, 418 paket sigara, 85 paket tütün ve 55 kutu cinsel gücü arttırıcı hapın ele geçirildiği olayda;
Sanığın, olay tarihinde babasına ait “İzmir Caddesi, Lale Pasajı, No: 15/17 Kızılay-Ankara” adresinde faaliyet gösteren iş yerinde ziyaret amaçlı bulunduğu sırada kolluk güçlerince yapılan aramada, dava konusu kaçak eşyanın ele geçirildiğini, kaçak eşyanın ele geçirildiği iş yeri ile bir bağlantısının olmadığını savunması ile inceleme dışı sanık …’ün de sanık …’in savunmasını destekler mahiyetteki beyanları karşısında; dava konusu eşyanın ele geçirildiği iş yerinin suç tarihinde ruhsat kaydının kime ait olduğu tespit edilip ruhsat kaydının sanık … adına olmadığının tespit edilmesi hâlinde suç tarihinde anılan iş yerinde sanık …’in çalışıp çalışmadığı hususunda kolluk marifetiyle araştırma yapıldıktan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, Yerel Mahkemece eksik araştırmayla karar verilmesinin isabetsiz olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.05.2017 tarihli ve 1499-404 sayılı direnme kararına konu hükmünün eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.12.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.