Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2021/162 E. 2023/255 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2021/162
KARAR NO : 2023/255
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

İtirazname No : 2015/152322
YARGITAY DAİRESİ : 4. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 51-119

I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanık … hakkında silahla tehdit suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 62, 51, 53/1 ve 54/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ertelemeye, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin Zonguldak 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.03.2015 tarihli ve 51-119 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 13.10.2020 tarih, 16296-11519 sayı ve oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiştir.
“Sanığın adli sicil kaydında yer alıp suç tarihi 27.12.2009, karar tarihi 01.03.2011 olan ve itiraz edilmeksizin 28.03.2011 tarihinde kesinleşen 6136 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde 10 ay hapis, 500 TL adli para cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/437 Esas, 2011/77 sayılı kararının CMK’nın 231. maddesinin 8. fıkrasına 1. cümlesinden sonra gelmek üzere 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile yapılan değişiklikten önce kesinleşmesi nedeniyle tekrar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmemesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına başka bir engel de bulunmaması karşısında, yargılama sürecinde gösterdiği olumlu davranışlar nedeniyle tekrar suç işlemeyeceği konusunda Mahkemesinde olumlu kanaat oluştuğu belirtilmesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken hükmün onanmasına karşıyız.” gerekçeleriyle karşı oy kullanmışlardır.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 23.01.2021 tarih ve 152322 sayı ile;
“İtiraza konu uyuşmazlık, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesiyle CMK’nın 231/8. maddesine eklenen ‘Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.’ şeklindeki düzenlemenin yürürlük tarihinden önce kesinleşen hükümler için uygulama olanağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Sanığın adli sicil kaydında yer alıp suç tarihi 27.12.2009, karar tarihi 01.03.2011 olan ve itiraz edilmeksizin 28.03.2011 tarihinde kesinleşen 6136 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde 10 ay hapis, 500 TL adli para cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/437 Esas, 2011/77 sayılı kararının,
CMK’nın 231. maddesinin 8. fıkrasına 1. cümlesinden sonra gelmek üzere 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile yapılan değişiklikten önce kesinleşmesi nedeniyle tekrar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmediği gözönüne alınarak,
Sanık … hakkında, Zonguldak 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.03.2015 tarih ve 2015/51 Esas ve 2015/119 Karar sayılı ilamında yer alan ve yasal olmayan yetersiz gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğu…” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 06.04.2021 tarih, 3366-12070 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğine ilişkin düzenlemenin 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, yargılamaya konu suç tarihi itibarıyla sanık hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkında 25.01.2015 tarihinde işlemiş olduğu silahla tehdit suçundan TCK’nın 106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
Yerel Mahkemece, sanığın katıldığı 12.03.2015 tarihli oturumda sanığa CMK’nın 231. maddesine 22.07.2010 kabul tarihli 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile eklenen “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” düzenlemesi uyarınca; sanığın yargılandığı suçtan dolayı mahkûmiyet hükmü kurulduğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanmasını talep edip etmediğinin sorulduğu, sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının uygulanmasını kabul ettiğini beyan ettiği, yargılamanın sonunda “Sanık hakkında daha önce HAGB kararı verildiğinden sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” biçimindeki açıklamayla CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği,
Dosya içerisinde bulunan adli sicil ve arşiv kaydına göre; sanık hakkında Zonguldak 2. Asliye Ceza Mahkemesince 01.03.2011 tarih ve 437-74 sayı ile 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 28.03.2011 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Hukuki Açıklamalar
Uyuşmazlığın isabetli bir şekilde hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumuyla ilgili temel bazı bilgilerin verilmesi ile kurumun uygulanma şartları üzerinde durulması gerekmektedir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23. maddesiyle kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle CMK’nın 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkralarıyla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı Kanun’un 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanun’un 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi kılınmıştır.
Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden yalnızca şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi ile CMK’nın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle Anayasa’nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, 25.07.2010 tarihli ve 27650 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 22.07.2010 tarihli ve 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle 6. fıkranın sonuna “Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.” cümlesi, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesiyle de 8. fıkraya “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 6008 ve 6545 sayılı Kanun’larla CMK’nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
1- Suça ilişkin olarak;
a) Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b) Suçun Anayasa’nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2- Sanığa ilişkin olarak;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm edilmemiş olması,
b) Yargılamaya konu kasıtlı suçun, sanık hakkında daha önce işlediği başka bir suç nedeniyle verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin denetim süresi içinde işlenmemiş olması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
d) Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
e) Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 tarihli ve 346–25 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı gibi; sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak, kamu davasının CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile Devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Görüldüğü gibi, maddi ceza hukukuna ilişkin doğurduğu sonuçlar sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun bu boyutu yönüyle kıyas yoluna gidilmesi mümkün değildir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, esas itibarıyla bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hüküm sayılan ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan bu nedenle hüküm ifade etmeyen, koşullara uyulması hâlinde düşme hükmüne dönüşecek, koşullara uyulmaması hâlinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmüdür. İkinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.
Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması hâlinde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak kamu davasının CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşmesine karar verilecek, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde ise CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hüküm açıklanacak, ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı hâlinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilecektir.
Diğer taraftan TCK’nın “Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi” başlıklı 2. maddesinde; “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
“Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde ise; “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.”
Şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.
B. Somut Olayda Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Değerlendirme
Adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını isteyen, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı bulunmayan ve Mahkemece bizzat sorgusu yapılan sanık hakkında Yerel Mahkemece “Daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği” gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yargılamaya konu suç tarihinin 25.01.2015 olduğu ve CMK’nın 231. maddesinin 8. fıkrasına eklenip 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğine ilişkin düzenlemenin suç tarihinde yürürlükte bulunduğu dikkate alındığında, sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, yargılamaya konu suç tarihi itibarıyla sanık hakkında verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yasal engel oluşturacağı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.

VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.05.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.