YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/423
KARAR NO : 2022/230
KARAR TARİHİ : 31.03.2022
Mahkemesi:Ceza Dairesi
Nitelikli kasten öldürme suçuna azmettirmeden sanık …’un … 1. Ağır Ceza Mahkemesince 16.11.2016 tarih ve 322-465 sayı ile; sanığın TCK’nın 38/1. maddesi yollamasıyla 82/1-h, 62, 53, 54 ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba karar verilmiştir.Hükmedilen ceza miktarı yönünden resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık ve müdafisi tarafından da istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 31.01.2017 tarih ve 156-152 sayı ile; davaya katılma hakkı bulunan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması için tevdi kararı verilmiş, kararın tebliğ edildiği Bakanlık vekilinin de istinaf talebinde bulunması üzerine dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 12.04.2017 tarih ve 641-603 sayı ile;”6248 sayılı Kanun uyarınca davaya katılma hakkı bulunan T.C Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, katılma hakkının verdiği hakları kullanılmasına engel olacak şekilde davadan haberdar edilmeden hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Bozmaya uyan … 1. Ağır Ceza Mahkemesince 15.05.2017 tarih ve 52-175 sayı ile; sanığın önceki hüküm gibi cezalandırılmasına karar verilmiş, hükmedilen ceza miktarı yönünden resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık, sanık müdafisi ve katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili tarafından da istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince, duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak sanığın eyleminin nitelikli kasten öldürme suçuna yardımı oluşturduğu kabul edilmiş ve TCK’nın 82/1-h, 39/2-a,c, 62, 53 ve 63 maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.Hükmün sanık müdafisi, katılan … vekili ile katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 22.05.2019 tarih ve 5240-2930 sayı ile;…Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktul ile sanık …’nın resmî nikahlı evli oldukları, aralarında bir süredir anlaşmazlık bulunduğu, …’nın internet aracılığıyla sanık … ile tanıştığı, bir süre internet üzerinden ve telefonla görüştükleri, olay günü de yüz yüze görüşmek için …’in … ilçesine geldiği, önce dışarıda buluştukları daha sonra …’nın evine gitmeye karar verdikleri, …’nın önden yürüdüğü, …’in birkaç metre geriden onu takip ettiği, maktulün evde bulunmadığı bir sırada eve girdikleri, evde bir süre oturup müzik dinledikleri, sonrasında cinsel ilişkiye girdikleri, maktulün eve gelmesi üzerine …’in yatak odasında saklandığı, maktulün iki kez yatak odasına girip geri çıktığı, üçüncü girişinde ise saklanmakta olan …’i fark ettiği, maktulün … ve …’ya saldırdığı, bu sırada gürültüyü duyanların evin önüne toplanmaya başladıkları, …’nın …’ten eşini öldürmesini istediği, …’in yanında getirdiği bıçak ile maktulü dört yerinden bıçaklayarak öldürdüğü, sonrasında …’nın olayın hırsızlık sanılması için …’ten kendisini yaralamasını istediği, …’in de …’yı iki kez bıçakla yaraladığı, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı suçları işlemiş oldukları anlaşıldığından,Sanık …’nın, diğer sanık …’in maktul …’le yatak odasındaki kavgası sırasında, ‘Hırsızlık süsü veririz, vur, öldür’ şeklindeki sözüyle diğer sanığa verdiği cesaretle, fikir ve irade birliği içinde dayanışmalı olarak maktulün öldürülmesi konusunda sonuç üzerinde müşterek hâkimiyet kurarak ve sanık …’in her aşamada yanında olarak TCK’nın 37/1. maddesine göre müşterek fail olarak suça iştirak ettiği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince sanığın TCK’nın 38/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK 82/1-h, 62. maddesi uyarınca kurulan hükmün kaldırılarak ‘sanığın 5237 sayılı TCK’nın 37/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nın 82/1-d, 62. maddeleri uyarınca hüküm kurulması” gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirmeyle sanığın eyleminin yardım eden olarak kabul edilmesi suretiyle eksik ceza tayini,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.Bozma üzerine yargılama yapan … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi ise 20.01.2020 tarih ve 1544-86 sayı ile;”…Sanıklar … ile … arasında duygusal bir yakınlaşma olduğu, olay günü sanık …’in Bitlis ilinden … … ilçesine geldiği, sanıkların hastanede buluştukları, çevrede birlikte olabilecekleri bir yer bulunmadığından sanık … ile maktulün müşterek ikametine gittikleri, burada bir süre oturup konuştuktan sonra cinsel ilişkiye girdikleri, akşam saatlerinde maktulün eve geldiği, sanık …’in yatağın arkasına saklandığı ve üzerini nevresim ile örttüğü, yatak odasına iki kez giren maktulün sanık …’i fark etmediği, ancak üçüncü kez odaya girdiğinde fark ettiği ve aralarında kavga başladığı, kavga esnasında sanık …’in üzerinde taşıdığı ve odadaki masa üzerine koyduğu bıçağı eline aldığı, sesleri duyan komşuların kapı önünde toplandığı ve kapıya vurarak açılmasını istedikleri, bu aşamaya kadar sanık …’in yanında kavgaya müdahil olmayan, maktule yönelik herhangi bir harekette bulunmayan sanık …’nın komşuların evin önünde toplanması nedeniyle eşini aldattığının ortaya çıkacağını düşünerek sanık …’e ‘hırsızlık süsü veririz vur öldür’ dediği, akabinde sanık …’in bıçakla vurmak suretiyle maktulü öldürdüğü, sanıkların maktulün öldürülmesi hususunda önceden anlaştıklarına dair bir delil bulunmadığı gibi sanık … ile maktul arasında kavga başladığında da sanık …’nın maktulün öldürülmesini istediğine dair de delil bulunmadığı, kavga seslerini duyarak evin önüne gelen komşuların olayı öğrenmesi ihtimali nedeniyle sanık …’nın elinde bıçak olduğu hâlde maktulle kavga etmekte olan sanık …’e ‘Vur öldür’ demesi şeklinde gerçekleştiği anlaşılan eyleminin sanık …’te zaten var olan suç işleme fikrini güçlendirip teşvik etme niteliğinde olduğu kanaatine varıldığı,Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2013/3531 E. 2014/3655 K. ve 2014/1769-4149 E.K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere TCK’nın 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı ve TCK 38/1 ve TCK 39/1. maddelerindeki azmettiren ve yardım edenin işlenen suçun cezası ile cezalandırılacakları yönündeki düzenleme karşısında olaya TCK 39. madde kapsamında yardım eden olarak katıldığı anlaşılan sanık …’nın sorumluluğunun sanık …’in işlediği suça göre belirlenmesi gerektiği, sanık … hakkında TCK 82/1-h maddesince kurulan mahkûmiyet hükmünün de temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından, tüm bu nedenler ile bozma ilamına uyulmayarak sanık …’nın sabit görülen eylemine uyan TCK’nun 82/1-h, 39/a-c, 62 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.” gerekçesiyle bozmaya direnilerek, önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.Direnme kararına konu bu hükmün de katılanlar vekilleri ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.05.2020 tarihli ve 23680 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 07.10.2020 tarih ve 2896-2212 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık … Alacan hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen beraat hükmü ile mağdur sanık …’a yönelik kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmü … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarih ve 1704-1819 sayılı istinaf başvurusunun reddi kararı ile, inceleme dışı sanık … Alacan hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve maktule karşı nitelikli kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ise … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 21.11.2017 tarih ve 1704-1819 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddi kararları ile kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme sanık …’un maktul …’e yönelik nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.Özel Daire ile … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar; Sanık …’un inceleme dışı sanık … Alaca’nın nitelikli kasten öldürme suçuna iştirakinin TCK’nın 37. maddesi kapsamında “müşterek faillik” mi yoksa TCK’nın 39. maddesi kapsamında “yardım eden” niteliğinde mi olduğunun belirlenmesine ilişkin olup 15.03.2022 tarihli 1. müzakerede Ceza Genel Kurulu Başkanı ve bir kısım Ceza Genel Kurulu üyesinin öncelikle sanığın fail mi şerik mi ( azmettiren veya yardım eden) olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine uyuşmazlık konusuyla birlikte bu hususun da değerlendirilmesi gerekmiştir.İncelenen dosya kapsamından; 12.03.2016 tarihli üst arama yakalama ve muhafaza altına alma tutanağında; aynı tarihte saat 02.10 sıralarında Haber Merkezi’nin eski Devlet Hastanesi civarında kavga sonucu yaralı bir şahsın olduğunun 112 ekiplerince bildirildiği, saat 02.15 sıralarında şahsın 112 ekiplerince … Devlet Hastanesine kaldırıldığının anons edilmesi üzerine hastanede yaralı şahsın yakınları ile görüşüldüğü, “Yaralıların … ve … isimli şahıslar olduğu, olayın adresinin … Mahallesi, … Caddesi’nde olduğu, bu ikamete hırsız girdiğini ve ev halkı tarafından fark edilmeleri üzerine karı-koca ve hırsız arasında arbede yaşandığı, arbede sırasında evde bulunan karı-kocanın yaralandığını,” beyan ettikleri, maktulün hastanede öldüğü, sanık …’nın da aldığı bıçak darbeleri sonucu yaralı olduğu, sanık …’nın olayın şüphelisinin eşkalini vermesi üzerine olayın gerçekleştiği adrese intikal edildiği, ikametin kapısının kapalı olduğu, kapı önünde kan lekelerinin bulunduğu, olay yerinin muhafaza altına alındığı, olay yeri inceleme ekiplerine haber verildiği, sanığın verdiği eşkal doğrultusunda ., . ve . kod no’lu ekiplerin ilçe genelinde şüpheli şahıs veya şahıslar üzerinde arama çalışmalarına başladıkları, saat 04.45 sıralarında …Caddesi ile … Sokak’ın kesiştiği noktada verilen eşkale uygun bir erkek şahsın görülmesi üzerine polis tanıtma kartları gösterilerek şahsın durdurulduğu, ayakkabılarının çamurlu olduğu, yüzünde ve vücudunda darp izlerinin olduğunun görüldüğü, … Alacan isimli şahsın kontrollü bir şekilde yakalandığı, üst aramasında ceketinin sol iç cebinde üzerinde kan lekesi bulunan gri siyah renkli, kesici kısmı 10 cm oluklu, çentikli ve sap kısmı 12 cm olan kemere takma aparatı bulunan üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan bıçağın bulunduğu ve muhafaza altına alındığının belirtildiği,12.03.2016 tarihli olay yeri inceleme raporunda; aynı tarihte saat 03.30 sıralarında Haber Merkezi’nin kesici aletle yaralanma sonucu eks olayının gerçekleştiğini bildirilmesi üzerine saat 03.50 sıralarında 63 82 kod no’lu ekibin bahsi geçen adrese intikal ettiği yapılan incelemede, olayın gerçekleştiği yerin iki katlı betonarme binanın üst katında (2. katta) bulunan ikamet içerisinde olduğu, ikamete bina dış kısmında bulunan beton merdiven vasıtası ile çıkıldığı, ikamet içerisinde giriş demir kapısının solunda sırası ile yatak odası ve oturma odasının bulunduğu, giriş demir kapısının sağında banyo, tuvalet, mutfak ve misafir odası bulunduğu, ikametin toplam 3 oda ve bir antre (hol) ‘den ibaret olduğu, yatak odasının yoğun şekilde dağınık olduğu, yatak odası içerisinde arbede yaşanmış olduğu, yatak odası giriş ahşap kapı önü, beton zemin üzerinde yoğun şekilde kan olduğu tahmin edilen kırmızı renkli lekelerin olduğunun belirtildiği,12.03.2016 tarihli ön ekspertiz tutanağında; inceleme dışı sanık …’in üzerinde ele geçirilen üzerinde kan lekesi bulunan gri siyah renkli kesici kısmı 10 cm oluklu, çentikli ve sap kısmı 12 cm olan kemere takma aparatı bulunan üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan bıçağın 6136 sayılı Yasa yönünden yapılan incelemesinde; imal durumu, tipi ve niteliği itibarıyla 6136 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliği haiz silahlardan olduğunun değerlendirildiğinin belirtildiği,Emniyet Genel Müdürlüğü … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 09.06.2016 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen 8,5 cm uzunluğunda tek ağızlı, oluksuz, sivri uçlu, sırtı küt, üzerinde herhangi bir ibare bulunmayan namlusunun; sırt kısmının uçtan geriye doğru 3,5 cm’lik bölümünde dişler ve üzerinde iki adet delik bulunan, üzerinde “susta mandalı, susta mandal yayı ve susta mandal emniyeti bulunmayan” sapı dâhil tüm uzunluğu 20,5 cm olan metal kabzasının sol yüzeyinde işlemeli metal kaplaması, sağ yüzeyinde cep, … vb. yerlere takma aparatı bulunan bıçak genel yapı ve mekanik aksamı bakımından bir sustalı çakı benzeri olduğu, yapılan incelemesinde, “susta mandalı, susta mandal yayı ve susta mandal emniyetinin bulunmadığı,” namlusunun otomatik olarak açılmasını temin eden, ayrıca açılan namluyu sapa tespit ederek sabit hale getiren susta kilidi görevi gören “susta mandalı ve susta mandal yayı bulunmadığından” namlusunun otomatik olarak açılmadığı ve el yardımı ile açılabilen namlusunun sapa sabit hâle gelmediğinin görüldüğü, bu itibarla tetkik konusu bıçak, mevcut durumu ile 6136 sayılı Yasa’ya göre yasak niteliği haiz bıçaklardan olmadığının belirtildiği,Olay yeri inceleme, görgü tespit ve ölü muayene tutanağında özetle; saat 05.45 sıralarında … Devlet Hastanesi morguna gelindiği, maktulün genel itibarıyla 175-180 cm boyunda, 65 kg ağırlığında, sünnetli erkek cesedi olduğu, siyah saçlı, sakallı, bıyıklı olduğu, baş bölgesinde yapılan incelemede; alın kemiğinin sol üst köşesinde yaklaşık 1×1 cm ebadında lezyon bulunduğu, ağız bölgesinde sağ üst 1 ve 2. dişlerde kırık bulunması nedeniyle dişlerinin yerinde olmadığı, sağ üst dudak bölgesinde kanamaya bağlı morarma izlerinin bulunduğu, kulaklarda ölü morluğunun oluştuğu, elle yapılan muayenede kafatası ve boyunda herhangi bir kırığın bulunmadığı, stabil olduğu, boğaz bölgesinin çeneye yaklaşık paralel olarak karotis, şah damarının hattında sağ üst köşede 2 adet çapları 0,5 cm’den küçük morlukların bulunduğu, kafatasında başkaca herhangi bir bölgede lezyon veya travma izine rastlanmadığı, gövde ve kol bölgesinde; maktulün sağ kolunda ölü katılığının henüz oluşmadığı, sağ dirsek dış tarafta eskiye dair skar-yara izinin bulunduğu, dirsek dış tarafta küçük 0,5 cm çapında derinliği belli olmayan lezyon olduğu, sağ el bilek iç ve dış tarafta tıbbi girişime bağlı iki adet damar yolu izinin bulunduğu, iç tarafta kanamaya bağlı şişlik olduğu, sağ kolda kırık veya çıkığın bulunmadığı, sol kol bölgesinin incelenmesinde, sol kolda ölü katılığının oluşmadığı, dirsek dış yüzey dış yan yüzeyinde eskiye ait yaklaşık 1 cm uzunluğunda skar yara izinin bulunduğu, sol el bilek dış yüzey iç tarafta uzunluğu 0,5 cm’den kısa delici kesici alet yaralanmasına bağlı yara izinin bulunduğu, sol el bilek dış tarafta yaklaşık 3 cm boyutunda 1 cm genişliğinde delici ve kesici alet yaralanmasına bağlı derin yara izinin bulunduğu, kolda kırık veya çıkık olmadığı, göğüs kısmında yapılan incelemede; sol 4 ve 6. kaburgalar arasında sternum kemiğinin hemen solunda yaklaşık 1,5 cm uzunluğunda 0,5 cm genişliğinde delici kesici alet yaralanmasına bağlı derinliği pıhtılaşmadan dolayı ölçülmeyen yara izinin bulunduğu, sağ 2 ve 3. kosta kaburga kemiği seviyesinde sternum kemiğinin hemen sağında 0,5 cm civarı uzunluğunda kesici delici alet yaralanmasına bağlı yara izinin bulunduğu, gövde kısmında 2 ve 6. kostalar kaburgalar arasında darbeye veya pozisyona bağlı morlukların bulunduğu, sağ yan orta kısımda yaklaşık 1,5 cm uzunluğunda 1 cm genişliğinde delici ve kesici alet yaralanmasına bağlı yara olduğu, göbek deliği 2 cm sol çaprazında yaklaşık 1×0,5 cm boyutlarında delici ve kesici alet yaralanmasına bağlı yara olduğu, sırt kısmının yapılan incelemesinde, iki kaburga kemiği arasında pozisyona bağlı ölüm morluklarının oluştuğu, orta alt kısmında kalçaya kadar uzanan yine pozisyona bağlı ölü morluklarının oluştuğu, bacakların yapılan incelemesinde, sağ kasıkta, penis köküne 3 cm uzaklıkta tıbbi girişime bağlı yara izinin bulunduğu, sağ bacak ve bileğinde ölü katılığının oluştuğu, elle yapılan muayenede herhangi bir kırık veya çıkığın bulunmadığı, sol -sağ bacak ve bileğinde ölü katılığının oluştuğu, genital bölgede herhangi bir patolojiye rastlanmadığı, makat bölgesinde herhangi bir yara izine rastlanmadığı, maktulün kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için klasik otopsiye karar verildiğinin belirtildiği,12.03.2016 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; maktulün sol parasternal hatta 5-6 kosta hizasında 2,5 cm’lik bir açısı geniş bir açısı dar kesici delici alet yarası, göğüs sağ yan 8-9 kosta hizası orta aksiller hatta 2 cm’lik bir açısı geniş bir açısı dar kesici delici alet yarası, batın sol alt kadranda umblikusun 4 cm alt kısmı, 3 cm lateralinde 1 cm’lik bir açısı geniş bir açısı dar kesici delici alet yarası, sol el bileği iç ve dış yüzde bir açısı geniş bir açısı dar iki adet kesici delici alet yarası saptandığı, sol el bileği haricindeki 3 adet kesici delici alet yaralarının müstakilen ve müştereken öldürücü nitelikte oldukları, maktulün ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı sol radius-ulna ve kosta kesileriyle birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiğinin belirtildiği,Sanık … hakkında … Devlet Hastanesince düzenlenen 12.03.2016 tarihli rapora göre; sanığın sağ uylukta iki adet kesici delici alet yaralanmasının saptandığı, bu yaralanmanın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğunun belirtildiği, İnceleme dışı sanık … hakkında … Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesince düzenlenen 12.03.2016 tarihli raporda; sol gözde 2×2 cm çapında morarma, sağ diz kapağı altında lateral yüzde 2×2 cm çapında sürtünmeye bağlı ekimozun mevcut olduğunun, sağ diz kapağı üstünde 1×1 cm çapında yüzeysel sürtünmenin mevcut olduğu, sol serçe ve yüzük parmağı arasında 1 cm kesi, sağ omuz hizasında yüzeysel çiziğin mevcut olduğu, sağ avuç içerisinde 1×1 cm deri sıyrığının mevcut olduğu, yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğunun belirtildiği,12.03.2016 tarihli tutanakta; aynı tarihte saat 06.00 sıralarında Devlet Hastanesi Acil Servis bahçesinde 1 adet altın, 1 adet gümüş yüzüğün bulunduğunun ve teslim alındığının belirtildiği,12.03.2016 tarihinde saat 13.00’te düzenlenen inceleme tutanağında; aynı tarihte saat 02.10 sıralarında maktulün öldürülmesi olayı ile ilgili olarak eşi sanık …’nın Facebook isimli sosyal paylaşım sitesindeki inceleme dışı sanık … ile yapmış olduğu mesajlaşmaların . ortamında alınması talimatı üzerine sanığın Facebook adının “. adresinin “.” şifresinin ise “.” olduğunu görevlilere kendi rızası ile verdiği, inceleme dışı sanık …’in . adının “Mem Alan” olduğunu beyan etmesi üzerine sosyal paylaşım sitesi şahsın rızası dâhilinde birlikte açıldığı, mesajlar bölümünde Mem Alan ile toplam 3077 adet mesajlaşma olduğunun görüldüğü, son bir haftaya ait mesaj dökümlerinin alınarak dosya arasına konulduğunun belirtildiği,Anlaşılmaktadır.Katılan … beyanlarında; maktulün oğlu olduğunu, doğuştan sağır ve dilsiz olduğunu, olay günü gece saat 02.00 sıralarında kardeşinin kızı tarafından oğlu maktulün evinden kavga ve gürültü sesleri geldiğini bildirilmesi üzerine oğlunun evine gittiğini, maktulün evin giriş kısmında bulunan balkonda merdiven bitimine kadar kanlar içinde yattığını ve kalbinin atmadığını, gelini sanığın merdivenin başında oturup ağladığını, “Ne oldu size?” dediğinde gelininin “2 kişi bizi bıçakladı. Birisi beni yatağımın üzerinde bıçakladı. Birisi de maskeliydi.” dediğini, evin içine girmediğini, maktul sağır ve dilsiz olması sebebiyle kendisine yapılan saldırıdan kurtulamadığını, çevreye haber verip yardım alamadığını, sanık diğer inceleme dışı sanığı eve çağırıp oğlu maktulü birlikte öldürdüklerini,Tanık … beyanlarında; maktulün ev sahibinin oğlu olduğunu, sağır ve dilsiz olduğunu, berberlik yaptığını, maktulün ikametinin alt katında ailesi ile yaklaşık 2 yıldır ikamet ettiğini, maktul ve sanığın sık sık kavga ettiklerini, alt katta oturdukları için kavga seslerini duyduklarını, 11.03.2016 tarihinde saat 22.00 sıralarında eşi ve 8 çocuğu ile birlikte uyuduklarını, gece saat 02.30 sıralarında üst kattan kovalamacaya benzer … sesleri ve maktulün bağırma seslerini duymaları üzerine ailece uyandıklarını, üst kattan gelen seslerin her zamankinden fazla olması sebebiyle üst kata çıktığını, çıktığında maktul ve sanığı yerde kanlar içinde yerde yatarken gördüğünü, 112’yi aradığını, ambulans beklerken maktulün eşi sanığa “Ne oldu?” diye sorduğunda cevap vermediğini, sadece ağladığını, ambulansın 15-20 dakika sonra geldiğini, maktulün amcasının oğlu tanık Behçet’in evden elinde bıçak olan bir şahsın balkondan atlayarak kaçtığını söylediğini, kendisi ve ailesinin olay öncesi ve sonrasında eve giren çıkan birilerini görmediklerini, sonradan olayın hırsızlık olayı olmadığını duyduklarını, inceleme dışı sanığın maktulün eşi sanıkla ilişkisi olduğunu öğrendiklerini, balkonda yaralı vaziyette bulunan maktulün işaret diliyle kendilerine yaralandığını anlatmaya çalıştığını, ambulansa alındığında maktulün kendinden geçtiğini, sanık ve maktulün geçimsizliklerine şahit olduğunu, bir kez kavga ettiklerini duyduğunu,Tanık … beyanlarında; maktulün üst katlarında eşi sanık ve çocuğu ile ikamet ettiklerini, eşi ile sık sık kavga ettiklerini, saat 22.00 sıralarında ailece uyuduklarını, aynı gece saat 02.30 sıralarında üst kattan gelen kavga, kovalamaca ve maktulün bağırma sesleri üzerine uyandıklarını, sesleri her zamankinden fazla olduğu için eşi tanık …’ın üst kata çıktığını, tanık .i bina önünde gördüğünü, “Abi yukarıda kavga var.” dediğini, tanığın kendisine “Evde hırsız var.” deyip üst kata çıktığını, 10-15 dakika sonra ambulansın geldiğini, binaya giren çıkan şüpheli bir şahıs görmediğini, maktulün yanına gittiklerinde evin giriş kısmındaki balkonda ayakta yaralı vaziyette olduğunu, bu sırada evin önüne bütün mahallenin toplandığını, öldürme anını görmediğini, sanık ve maktulle yaklaşık 2 yıllık komşu olduklarını, bildiği kadarıyla geçimsizliklerinin bulunduğunu, sık sık kavga ettiklerini, sanığın eve erkek aldığına şahit olmadığını, kendi aralarında konuşurken dahi hiç böyle bir konudan bahsetmediğini,Tanık … beyanlarında; maktulün amcasının oğlu olduğunu, doğuştan sağır ve dilsiz olduğunu, eşine karşı şiddet uygulamadığını, kendi ikameti ile maktulün ikametinin yan yana olduğunu, maktul ve sanığın kavgalarına şahit olmadığını, olay günü gece saat 02.00 sıralarında uyku ile uyanıklık arasında iken bir ses duyduğunu, ilk duyduğu sesin hafif ağlama sesine benzediğini, kedi sesine benzettiğini, şiddetli ağlama ve bağırma sesini tekrar duyduğunu, maktulün sağır ve dilsiz olduğu için sesinin çıkmadığını, yataktan çıkıp abisi tanık Behçet’i uyandırdığını, abisine, “Mahallede bir şeyler oluyor, maktulün evinden sesler geliyor.” dediğini, abisinin evden hazırlanıp çıktığını, kendisinin de maktulün babasına haber vermeye gittiğini, onlarla birlikte maktulün evinin önünde beklemeye başladıklarını, sanığın merdiven başında oturmuş eli başında hareketler yapıp bağırdığını, daha sonra ambulansın geldiğini, ilk duyduğunda sanık ve maktulün evine hırsız girdiğini, hırsızın ikisini de yaraladığını, fakat sonradan olayın aslının sanığın gönül ilişkisi içinde olduğu inceleme dışı sanığın maktul tarafından yatak odasında yakalanması üzerine aralarında çıkan tartışma sonucu öldürüldüğünü anladıklarını, olayı gelişimi hakkında başka bir bilgilerinin olmadığını, kendi eviyle sanık ve maktulün evinin karşı karşıya olduğunu, olay günü gündüz evde olmadığını, dolasıyla sanığın inceleme dışı sanığı ne zaman eve aldığını bilmediğini,Tanık … beyanlarında; maktulün kardeşi olduğunu, doğuştan sağır ve dilsiz olduğunu, berberlik yaparak geçimini sağladığını, kötü bir alışkanlığının bulunmadığını, çevresinde sayılan sevilen bir kişi olduğunu, maddi sıkıntısının bulunmadığını, evine bağlı olduğunu, eşine şiddet uygulamadığını, diğer kardeşi … ile birlikte berber olarak çalıştıklarını, evlerinin yan yana olduğunu, saat 01.00 sıralarında uyuyakaldığını, amcasının kızı .’nın geldiğini, annesinin bağırmaya başladığını, maktulün evine gittiğini, yengesi sanığın merdivenin başında oturur vaziyette gördüğünü, . gitti. .’ü bıçakladılar.” dediğini duyduğunu, babası katılan ile kardeşi maktulün evinin arasında 10-15 metre kadar boşluk bulunduğunu, yengesi sanığın herhangi bir iffetsiz yaşantısına tanık olmadığını, daha öncesinden de eve erkek aldığını veya başkaca iffetsiz hâl ve hareketlerde bulunduğunu görmediğini, inceleme dışı sanığı evin içinde hiç görmediğini, kendisi ve ailesi abisi maktulün evine gittiklerinde inceleme dışı sanığın kaçıp gittiğini, sonradan öğrendiği kadarıyla yengesi sanığın gönül ilişkisi yaşadığı inceleme dışı sanıkla yakalanması üzerine bir olup kardeşi maktulü öldürdüklerini,Tanık … beyanlarında; maktulün amcasının oğlu olduğunu, maktulle evinin arasında bir sokak olduğunu, maktulün erkek kuaförlüğü yaptığını, doğuştan sağır ve dilsiz olduğunu, gece saat 02.30 sıralarında abisi tanık Nizam’ın kendisini arayarak, “Acilen kalk. Eyyüb’ü bıçaklayarak öldürmüşler. Acilen elbiselerini giy gel.” dediğini, evlerinin bahçesinde buluştuklarını, abisinin kendisine maktulün evine hırsız girdiğini, bıçaklanarak öldürüldüğünü söylediğini, 11.03.2016 tarihinde saat 12.30-13.00 sıralarında yengesi sanığı elinde çanta ile Kültür Dersanesi sokağında tek başına yürürken gördüğünü, yengesinin yaklaşık 5 metre arkasından yeşil gözlü, kıvırcık saçlı, kirli sakallı, kahverengi ceketli 23-24 yaşlarında, mavi gömlekli, mavi kot pantolonlu bir şahsın geldiğini gördüğünü, bu şahsın yengesine baktığını, yengesini takip ettiğini düşündüğünü, bu şahısla göz göze geldiğini, telefonla konuşarak hızlı hızlı yürüdüğünü, bu şahsı geçtikten sonra arkasına dönüp baktığında şahsın kendisine bakmadığını görünce şüphelenmediğini, maktulün öldürülmesi olayından sonra verilen eşkalin bir gün önce yengesinin arkasından takip eden şahısla bire bir örtüştüğünü anladığını, gösterilen fotoğraflardan 2 numaralı fotoğraftaki şahsın yengesini takip eden şahsın olduğunu, tereddütsüz teşhis ettiğini,Tanık . beyanlarında; maktulün amcasının oğlu olduğunu, 4-5 yıldır evli olduğunu, maktulün sağır, dilsiz ve berber olduğunu, maktul sağır ve dilsiz olduğu için eşi sanıkla zaman zaman tartıştıklarını, maktulün ikameti ile kendi ikametinin karşılıklı olduğunu, gece saat 02.00 sıralarında kız kardeşi tanık Şura’nın kendisini uyandırarak, .i’nin evinden bağrışma sesleri geliyor. Bakar mısın?” dediğini, üzerini giyindikten sonra neden kavga ettiklerini öğrenmek için maktulün evine doğru gittiğini, daha önceki günlerde de maktul ve sanık kavga ettiği için bağrışmanın sebebinin kavga olduğunu düşündüğünü, ikametin kapısınn açık olduğunu, merdivenlerden yukarı çıktığını, bu sırada sanığın feryat figan seslerini duyduğunu, ikametin giriş kapısını açık olduğunu, sanığın giriş kapısının önünde, üzerinde günlük kıyafetleri olduğunu, elleri ile dizlerini tutarak, “Ayaklarım” diye bağırdığını, sanığın bu esnada kendisine, “Behçet Abi hırsız içeride mutfakta.” dediğini, bu sırada ikametten içeriye girdiğini, maktulün salonda ayakta zor duracak şekilde olduğunu, siması yabancı gelmeyen bir erkek şahsın mutfaktan çıkarak kendisinin bulunduğu merdiven bitiminde bulunan balkona geldiğini, elinde bıçak gördüğünü, bıçağı açarak kendisine doğru yönelttiğini, bu sırada, “Abi, abi” diyerek affallamaya başladığını, aralarında yaklaşık 2-3 metre mesafe olduğunu, bıçakla üzerine doğru gelmeye başladığını, elinde bıçak olan şahsın kapı önünde bekleyen yengesi sanığı bir iki adım geçtiğini, yanından geçerken bir şey yapmadığını, bir şey söylemediğini, sanığın feryat figan bağırmaya devam ettiğini, merdivenlerden inerek sokağa çıktığını, kendisini savunmak için yerde bulduğu odunu aldığını, merdivenlere geri geldiğinde inceleme dışı sanığın ikametin arka tarafına merdivenlerden atladığını gördüğünü, inceleme dışı sanığı yakalayamayacağını düşünerek maktulün yanına çıktığını, maktulü ilk gördüğünda salonda, geri geldiğinde salonun balkonunda yatar vaziyette gördüğünü, maktulün hâlâ yaşadığını, sonra ambulansın geldiğini, İnceleme dışı sanık ..müdafisi huzurunda Kollukta; yaklaşık 15-20 gün evvel . isimli sosyal paylaşım sitesinde sanık … ile tanıştığını, kullanıcı adının “. adresine bağlı e-posta adresinin . olduğunu, .r isimli gruba üye olduğunu, sanığın da bu grubta “Cancağzım” isimli kullanıcı adıyla paylaşımlar yaptığını, sanığın yaptığı paylaşımları beğendiğini, yorum yaptığını, .üzerinden tanıştıklarını, 1 hafta boyunca mesajlaştıklarını, her türlü konuda konuştuklarını, sanığın eşinin sağır dilsiz olduğunu, eşini sevmediğini söylediğini, özelden konuşmaya başladıktan 3-4 gün sonra telefon numarasını verdiğini, telefonda sırdaş gibi konuşmaya başladıklarını, daha sonra konuşurken aşk yaşamaya başladıklarını, 20.02.2016 tarihinden beri telefonla konuştuklarını, bu süre içerisinde sanığı hiç görmediğini, 2 gün önce kendisini arayarak, “…’a gel, görüşelim.” dediğini, sanıkla telefonda kendi evinde buluşmak üzere anlaştıklarını, . ili, .t ilçesinden saat 09.00-09.30 sıralarında minibüse binerek … ilçesine geldiğini, bu ilçeye daha önce hiç gelmediğini, minibüsçüye, “. Hastanesi önünde indirir misin?” dediğini, minibüsten indikten sonra sanığı aradığını, “Devlet Hastanesine gel. Kadın doğum polikliniğindeyim.” dediğini, sanıkla konuştuğu andan itibaren hamile olduğunu bildiğini, sanıkla hastanede buluştuklarını, ilçeye gelmesinin amacının sanıkla tanışmak olduğunu, cinsel ilişkiye girmek gibi bir niyetinin olmadığını, sanığı çok sevdiğini, sanığın evli bir kadın olduğunu, ancak hayatının sıkıntılı olduğunu, mutlu olması için her şeyi yapacağını, hastaneden birlikte çıktıklarını, sanığın 2 metre önünde, kendisinin de arkasından yürüyerek sanığın evine gittiklerini, sanığa, “Kocan eve ne zaman gelecek?” diye sorduğunu, kendisine, “Ev boş, eşim de saat 21.30 sıralarında gelecek.” dediğini, sanığa, “Sonsuza kadar yanında kalmak istiyorum. Gerekirse seni kaçırırım.” dediğini, sanık evine gidene kadar takip ettiğini, sokakta insanlar yürüdüğü için hemen direkt girmediğini, yaklaşık 2 dakika beklediğini, sanığın dış kapıyı açık bıraktığını, binanın dış kapısından girdiğini, evin giriş kapısının da açık olduğunu, açık giriş kapısından içeriye girdiğini, kapıyı kapattığını, sanıkla sohbet ettiklerini, birbirlerine sarıldıklarını, kahvaltı yaptıklarını, saatin 13.00 sıraları olduğunu, müzik dinlediklerini, evde sanığın çocuğunun olmadığını, birlikte Facebook’a girerek yorumlara ve paylaşımlara baktıklarını, akşamüzeri cinsel ilişkiye girdiklerini, saatin 19.00 sıraları olduğunu, sanığın kocasının kendisine işkence yaptığını, eziyet ettiğini anlattığını, aslında amacının saat 18.00 sıralarında evden çıkmak olduğunu, ancak sanığın kendisini bırakmadığını, kendisinin de sanığı bırakamadığını, sanığın kocasının eve geleceğini, evden çıkmadığını, sanığa, “Şimdi eşin gelir, sıkıntı olur” dediğini, kendisine, “Bir şey olmaz. Eşim duymaz ve konuşamaz.” dediğini, sanığın çocuğunu kayınvalidesine bıraktığını, bir defa çocuğuna bakıp geldiğini, yatak odasında kalmaya devam ettiğini, sanığın evinde bulunduğu sırada cebinde bulunan bıçağı komodinin üzerine bıraktığını, bıçağı kendisini savunmak için sürekli yanında taşıdığını, saat 21.30 sıralarında sanığın eşi maktulün eve geldiğini, bu sırada … kenarına geçerek yatak odasında saklandığını, üzerini nevresimle örttüğünü, maktulün yemek yediğini, televizyon izlediğini, sanığın da yatak odasına gidip geldiğini, sanıkla eşi maktulün telefon yüzünden tartıştıklarını, sanığın yatak odasına hüzünlü bir şekilde gelerek eşinin telefonunu aldığını söylediğini, sanığa, “Sana yeni telefon alacağım” dediğini, keyfinin yerine geldiğini, tekrar sevişmeye başladıklarını, müzik açtıklarını, aradan biraz zaman geçtiğini, maktulün kilitli olan odanın kapısını çaldığını, bunun üzerine pencere kenarına geçerek üzerini nevresimle örttüğünü, sanıkla maktulün konuştuklarını, maktulün gittiğini, saklandığı yerden çıktığını, sanığın kapıyı kilitlediğini, 10-15 dakika sonra maktulün tekrar geldiğini, kendisinin tekrar pencere kenarına saklandığını, sanıkla eşi maktulün biraz konuşup tekrar telefonla ilgili tartıştıklarını, tekrar maktulün televizyon izlediği odaya gittiğini, belli bir süre sonra tekrar geldiğini, kendisinin yine aynı şekilde saklandığını, maktulün birden bire üzerinde bulunan çarşafı kaldırdığını, kendisini gördüğünü, maktulün kendisine … ve yumruk attığını, ayağa kalktığını, maktule tokatla yumrukla karşılık verdiğini, maktulün bu sırada sanığın yüzüne birkaç tane vurduğunu, maktulün elinde bir şey olmadığını, kendisinin komodinin üzerine bıraktığı bıçağı aldığını, saklanırken de bıçağın komodinin üzerinde olduğunu, bıçağı sağ eline aldığını, maktulün göğüs bölgesine vurduğunu, maktule bıçakla vurduktan sonra yere düştüğünü, yerde iken bıçakla vurup vurmadığını hatırlamadığını, maktulün ayağa kalktığını, sanığın ikisini de ayırmaya çalıştığını, tartışmaya devam ettiklerini, kavga ede ede salona geçtiklerini, salona geçtiklerinde maktulün karın bölgesine tekrar bıçakla vurduğunu, kavga ederken üzerinde gömleğinin olduğunu, düğmelerinin açık olduğunu, sanki kafayı yediğini, sanığı da bıçakla yaraladığını, neresine vurduğunu hatırlamadığını, maktulle kavgasının yaklaşık 10-15 dakika sürdüğünü, maktul yere düştükten sonra herhangi bir odaya girmediğini, arka sokaktan kaçtığını, maktulü yaraladığı bıçağı da cebine koyduğunu, evden dışarı çıkarken sanığa hiçbir şey söylemediğini, aklının yerinde olmadığını, evden kaçtıktan sonra bir caminin içine girdiğini, ondan sonra otogara giderken polislerin kendisini yakaladıklarını, yatak odasındaki pencere korkuluksuz olsa da alt tarafta merdivenler olduğunu, tehlikeli olacağını düşündüğü için pencereden atlamadığını, sanıkla 20 Şubat’tan beri görüştüklerini, maktulle kavga ettikleri sırada üzerinde gömlek olmadığını, sadece atlet olduğunu, maktul yere düştükten sonra yatak odasına geçip üzerini giyindiğini, bıçağı bıraktığı yerde makyaj malzemelerinin olduğunu, bıçağın görünmediğini, ayrıca odanın ışığını hiç açmadıklarını, sokak lambasının odayı aydınlattığını, sanığın kocası ilk yatak odasına gelip sanıkla kavga ettiğinde sanığa, “İstersen kocanı öldürebilirim” dediğini, bunun üzerine, “Yok” dediğini, maktulle kavga esnasında seslerin çoğalması üzerine sanığın kendisine, “Kocamı bıçakla, hırsızlık süsü vereceğim” dediğini, bunun üzerine sanığın eşi maktule bıçakla vurduğunu, sanığın eşi maktulü yatak odasında bıçakla vurup yere düşürdükten sonra inandırıcı olması için sanığın isteği üzerine bacağından bıçakladığını, maktulü yaralama düşüncesinde olsaydı başka bıçak darbesi vurmayacağını, kavga esnasında nefsine ve öfkesine yenildiğini, sanığı canı gönülden sevdiğini, sanığa da tamamen sahip olmak istediğini, hırsızlık süsü vererek bu işten tamamen sıyrılacağını düşündüğünü, pişman olduğunu,Savcılıkta ek olarak; … ilçesine gelmesindeki amacının sanığı görmek, kendisi ile yakından konuşmak, hem de fırsatını bulduğu anda cinsel ilişkiye girmek olduğunu, sanık ile gün içerisinde ilki saat 18.30, ikincisi saat 21.00-21.30 sıralarında olmak üzere iki kez cinsel ilişkiye girdiklerini, maktulün 10-15 dakika sonra üçüncü kez tekrar odaya geldiğini, sanığın kapıyı açtığını, tekrar aynı yere saklandığını, maktulün birden bire bulunduğu yere geldiğini, geldiği yerin … ucuna yakın bir yer olduğunu hissettiğini, maktulün birden bire üzerindeki çarşafı kaldırdığını, kendisini görmesi ile vurmasının bir olduğunu, kendisine doğru çektiğini, bunun üzerine ayağa kalktığını, maktulün elinde bir şey olmadığını, hem kendisine hem sanığa yumruk salladığını, maktulün kendisine bir iki kez vurduktan sonra masanın üzerine önceden bıraktığı 20 cm uzunluğundaki bıçağı sağ eline aldığını, maktulün ayakta ve yatak odasının giriş kısmında olduğu sırada göğüs bölgesine bıçakla vurduğu, ikinci darbeyi yatak odasından çıkarken ara holde vurduğunu, sonraki darbeleri hangi odada vurduğunu hatırlamadığını, vurduğu bütün darbelerin maktulün vücudunun üst tarafı olduğunu, maktule vururken kesinlikle öldürme amacıyla vurmadığını, vururken yasak aşk yaşadığı sanığın kendisine bir iki defa, “Maktule vur” dediğini, birlikte daha önceden planlamadıklarını, yakalanmaları üzerine son çare olarak dışarıda biriken kalabalıktan kurtulmak için de olaya hırsızlık süsü vermeye çalıştıklarını, bu planı sanık …’nın düşündüğünü ve kendisine de vurmasını söylemesi üzerine sanığın bacak bölgesinden onu da bir iki defa bıçakla yaraladığını, maktulün sanığı öldürme düşüncesinin olduğunu düşündüğünü, sanığın böyle bir niyeti olmasa kendisine vurmasını söylemeyeceğini, sanığın vur demesi üzerine maktulü bıçakladığını, olaya hırsızlık süsü vererek olay yerinden girişin tam karşısında bulunan balkon kapısından çıkarak uzaklaştığını, izini kaybettirmeye çalıştığını, sanıkla cinsel ilişkiye girdikten sonra evde kalmasının sebebinin maktulü öldürmek olmadığını, sadece sanığı çok sevdiğini, onunla daha uzun süre vakit geçirmek olduğu, eşi maktulün de sağır ve dilsiz olması, üstelik ayrı yatmaları nedeniyle geceyi sanıkla birlikte geçirmek amacıyla evde bulunduğunu, bir gün kalmak amacıyla sanığın evine geldiğini, maktulü bıçaklarken üzerinde atlet olduğunu, sanıkla yatak odasında bulundukları süre içerisinde ışığı yakmadıklarını, sokak lambasının ışıklarının odayı aydınlattığını, evin odalarının büyük kısmının kan izi olmasının sebebinin maktulü yaraladıktan sonra bütün odalara girip çıkması olduğunu düşündüğünü, maktulün kendisini gördüğünde bağırarak gürültü çıkardığını, bu nedenle dışarıda oluşan kalabalıktan kurtulmak amacıyla bir nevi mecbur durumda hissettikleri için bu eylemi hırsızlık süsü vererek basit bir olaymış gibi gidermeye çalıştıklarını,. üzerinden yapılan mesajlaşmaları kabul ettiğini, kendisine gösterilen 8 adet farklı fotoğraftaki kişilerin kendisine ve sanığa ait olduğunu,Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde ek olarak; sanık …’nın kendisine bir iki defa “Maktule vur.” dediğini, bunu daha önceden bir seferlik konuştuklarını, ancak planlamadıklarını, yakalandıkları için dışarıda biriken kalabalıktan kurtulmak için de olaya hırsızlık süsü vermeye çalıştıklarını, bu planı sanığın düşündüğünü ve kendisine “Bana da vur” dediğini, bunun üzerine sanığı da bacak bölgesinden 2 kez yaraladığını, sanığın eşi maktulü öldürme niyetinin olduğunu düşündüğünü, böyle bir niyeti olmasaydı kendisine maktule vur demeyeceğini, zaten sanığın “Vur” demesi üzerine maktulü bıçakladığını ve olaya hırsızlık süsü vererek olay yerinden giriş kapısının tam karşısında bulunan balkon kapısından çıkarak uzaklaştığını, izini kaybettirmeye çalıştığını,Mahkemede farklı olarak; sanık …’ya isterse kocasını öldürebileceğini söylemediğini, üçüncü kez maktulün odaya girdiğini, kendisinin yine saklandığını, sanık ve maktulün tartışmaya başladıklarını, maktulün bağırma şeklinde sesler çıkarttığını, bu esnada maktulün ayağına bastığını ve kendisini gördüğünü, maktulün kendisine saldırdığını, kendisini korumak için karşılık verdiğini, korkutmak amacıyla makyaj masasının üzerine koyduğu bıçağı maktulü korkutmak için eline aldığını, kendisinin de korktuğunu, amacının öldürmek değil korkutmak olduğunu, ancak sanığın kendisine “İlişkimiz öğrenilir. Çevreden duyulur. Onu öldür.” dediğini, bunun üzerine ilişkilerinin öğrenilmemesi için maktule öldürmek amacıyla vurduğunu, sanık bunu istediği için yaptığını, maktule vurduktan sonra sanığın kendisine, “Hırsızlık süsü verelim, beni de bıçakla.” dediğini, sanığı da bacağından iki defa bıçakladığını, sanık ile önceden maktulü öldürmek için bir plan yapmadıklarını, sadece ilişkileri ortaya çıkmasın diye maktulü öldürdüğünü, çok pişman olduğunu,Bölge Adliye Mahkemesinde; diğer sanığın ısrarı ile eve gittiğini, yoksa hastanede buluştuklarında sanığa, “Çarşıda oturalım” dediğini, olay sırasında maktulle kavga etmeye başlayınca onu korkutmak amacıyla makyaj masasının üstünde bulunan bıçağı aldığını, bu sırada sanık …, “Vur, vur!” deyince kendisini kaybettiğini, vurmaya başladığını, maktul yere düştükten sonra sanığın, “Hırsızlık süsü verelim” yönündeki talebi üzerine onu da bacağından bıçakladığını,İfade etmişlerdir.Sanık … müdafisi huzurunda Kollukta; maktulle 5 yıldır evli olduklarını, bu evlilikten 3 yaşında çocukları olduğunu, şu anda da 2-3 aylık gebeliğinin bulunduğunu, maktulün sağır ve dilsiz olduğunu, maktulün geçimlerini kuaförlük yaparak sağladığını, maktulle fazla anlaşamadıklarını, yaklaşık 3 ay kadar önce kavga ettiklerini, herhangi bir yere şikâyet etmediğini, maktulle anlaşamadığı için yaklaşık 3 ay kadar önce kullanmış olduğu [email protected] adlı Facebook hesabından ismini … olarak bildiği şahısla tanıştığını ve mesajlaşmaya başladığını, 3 aydır konuşmaya başladıklarını ve telefonla da görüştüklerini, aralarında duygusal bağ oluştuğunu, 11.03.2016 … günü görüştüklerinde inceleme dışı sanığa, “Hastanede olduğunu ve hastaneye gelmesini,” söylediğini, saat 10.30 sıralarında hastaneye geldiğini, inceleme dışı sanıkla ilk kez yüz yüze hastanede görüştüklerini, biraz muhabbet ettikten sonra kendi evine gitmeye karar verdiklerini, komşuların birlikte gittiklerini görmemesi için inceleme dışı sanığa, “Belirli bir mesafeden takip ederek eve gelmesini,” söylediğini, eve girdikten bir müddet sonra inceleme dışı sanığı eve aldığını, eşi maktulün … yerinde, çocuğunun da kayınvalidesinin evinde olduğunu, evde birlikte muhabbet ettiklerini, çay içip müzik dinlediklerini, bu sırada inceleme dışı sanığın cebinden siyah renkli bir bıçak çıkararak masaya koyduğunu, korktuğunu söyleyince tekrar cebine koyduğunu, kayınvalidesinin yanına giderek, “Tekrar hastaneye gideceğini, çocuğunu oyalamasını,” söylediğini, tekrar eve geldiğini, inceleme dışı sanıkla tekrar muhabbet etmeye başladıklarını, …’in ilk geldiğinde kendisine, “Bu gece yanında kalacağını, gitmeyeceğini” söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini, saat 15.00 sıralarında kayınvalidesine giderek çocuğunu alıp eve getirdiğini ve uyuttuğunu, saat 22.00 sıralarında eşi maktulün eve geldiğini, inceleme dışı sanığın yatak odasında bulunduğunu, kendisinin de eşinin yanına giderek oturma odasına sofra hazırladığını, maktulün yemeğini yediği esnada kendisinin 2 gün önce aldığı telefonu gördüğünü, telefon yüzünden aralarında tartışma olduğunu, tartışmadan sonra yatak odasına geçerek kapıyı kilitlediğini, inceleme dışı sanıkla konuşmaya devam ettiiğini, maktulün kendisine kızdığını duyduğunu, bunun üzerine inceleme dışı sanığın kendisine “İstersen kocanı öldürebilirim” dediğini, saat 23.00 sıralarında maktulün dış kapıyı kontrol ettiğini, kendisine, “Ne oldu?” dediğinde, “Hırsız var mı diye kontrol ettim” dediğini, maktule bir şey söylemeden tekrar yatak odasına inceleme dışı sanığın yanına geçtiğini, inceleme dışı sanıkla yatak odasında birlikte uyuduklarını, 12.03.2016 tarihinde gece saat 01.00 sıralarında maktulün kapıyı çaldığını, inceleme dışı sanığın yataktan inerek karyolanın yanına saklanarak üzerine yatak örtüsünü örttüğünü, kapıyı açtığını, maktulün kendisine “Kapıyı neden kilitledin?” dediğini, içeriye girdiğini, yerde saklanan inceleme dışı sanığın üzerine bastığını, örtüyü kaldırdığını, inceleme dışı sanığın maktulü yumrukla vurmaya başladığını, sanığa, “Kocasının sağır ve dilsiz olduğunu, vurmamasını,” söylediğini, bu sırada …’in kendi alnına da vurduğunu, giderek bağrışmaların artmaya başladığını, komşularının bağrışmaları duyunca zaten inceleme dışı sanığı da eve gizli aldığı için korktuğunu, ailesinin ve yakınlarının olayı öğrenmemesi için olaya hırsızlık süsü vermek amacıyla inceleme dışı sanığa, “Maktule bir tane bıçakla vur.” dediğini, bıçakla maktulün karın bölgesine bir defa vurduğunu, bıçağı vurduğu sırada ikisinin arasında onları aralamaya çalıştığını, maktul yere düştükten sonra hırsızlık olayı olduğunu herkese inandırmak için inceleme dışı sanığa, “Bir tane de bıçakla bana vur.” dediğini, bunun üzerine sağ bacağını iki yerinden yaraladığını, daha sonra inceleme dışı sanığın kapıdan çıkarken akrabaları tanık Behçet’le karşılaştığını, tanığın kendisine “Ne oluyor?” diye sorduğunda, inceleme dışı sanığı göstererek “Hırsız var.” dediğini, inceleme dışı sanığın elinde bulunan bıçağı tanığa gösterdiğini, tanığın geri geri merdivenlerden aşağıya indiğini, yerden eline bir şey aldığını, o sırada inceleme dışı sanığın kaçtığını, olay yerine komşularının ve akrabalarının geldiğini, çağırdıkları ambulansla eşi maktulle hastaneye gittiklerini, hastane girişinde parmağında bulunan bir adet beyaz taşlı üzerinde evlilik tarihleri yazılı gümüş yüzüğü ve üzerinde Yaren yazan nişan yüzüğünü çıkartarak hırsızlık süsü vermek amacıyla yere attığını, daha sonra tedavisini yaptırmak için hastaneye girdiğini, ilk müdahalesi yapıldıktan sonra Asayiş Şube Müdürlüğüne getirdiklerini, olayı planlayarak yapmadığını, eşi maktul ve inceleme dışı sanığın birbirlerini görmesinden kaynaklandığını, inceleme dışı sanıktan davacı ve şikâyetçi olmadığını,Savcılıkta ek olarak; inceleme dışı sanık ilk geldiğinde gece yanında kalacağını ve gitmeyeceğini söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini, eşi maktulün ilk kez yatak odasına gelip tartışıp odadan gittikten sonra inceleme dışı sanığın kendisine eşi maktulün kızdığını duyduğunu, bu nedenle maktulü isterse öldürebileceğini söylediğini, inceleme dışı sanığın teklifini kabul etmediğini, konuşmaya devam ettiklerini, maktulün 30-40 dakika sonra tekrar yatak odasına geldiğini, kapıyı çaldığını, açtığında kendisine “Ne yapıyorsun?” dediğini, “Yatacağım.” dediğini, saat 23.00 sıralarında maktulün dış kapıyı açtığını, dışarıyı kontrol ettiğini, maktule, “Neden kontrol ediyorsun?” dediğini, “Hırsız olup olmadığını kontrol ediyorum” dediğini, eşi maktule, “Kapıyı kapat. Hırsız yok.” deyip yatak odasına geçtiğini, tekrar kapıyı kilitlediğini, inceleme dışı sanıkla uyumaya çalışırken uyuyup kaldıklarını, gece saat 01.00 sıralarında 3 kez maktulün yatak odasına geldiğini, inceleme dışı sanığın her zamanki gibi … kenarındaki karyolanın kenarında bulunan boş alana uzanarak üzerine yatak örtüsü örttüğünü, kapıyı açtığını, maktulün kendisine, “Kapıyı neden kilitledin?” diye sorduğunu, içeriye girdiğini, yerde saklanan inceleme dışı sanığın üzerine ayağı ile bastığını, örtüyü kaldırdığını, inceleme dışı sanığı görür görmez ikisinin birbirine vurmaya başladıklarını, maktulü tutarak inceleme dışı sanığa “Maktule vurma, sağır ve dilsiz,” dediğini, bu esnada kavganın gittikçe büyüdüğünü, çok yüksek sesle bağrış ve çağrışmaların olduğunu, dışarıdaki kalabalıktan kurtulmak için aklına şöyle bir plan geldiğini, inceleme dışı sanıktan eşi olan maktulü vurmasını istediğini, vuracağı esnada elinde bıçak olmadığını, fakat hesaplayamadığı şekilde inceleme dışı sanığın bıçağı alıp maktulün muhtelif yerlerine vurduğunu, vurduktan sonrada olanın olmuş olduğunu, elindeki bıçağı göre aynı bıçakla kendisine de vurmasını istediğini, bunun üzerine inceleme dışı sanığın sağ baldır bölgesinin üst tarafına 2 kez bıçakla vurmak suretiyle yaraladığını, yaralanmayı kendisinin istediğini, zira olayı tamamıyla hırsızlığa dönüştürüp inceleme dışı sanığı evden giriş kapısının karşısında bulunan kapıdan çıkartarak kaçırmayı düşündüğünü, yaptığının yanlış olduğunu bildiğini, fakat başka bir seçeneğinin olmadığını, inceleme dışı sanığın maktulü kaç kez yaraladığını bilmediğini, inceleme dışı sanığın evden çıkarken akrabaları olan tanık Behçet’le karşılaştığını, tanığın “Ne oluyor?” diye sorduğunda kendisinin de inceleme dışı sanığı göstererek, “Hırsız var” diye bağırdığını, inceleme dışı sanığın elindeki bıçağı tanığa gösterdiğini, tanığında merdivenlerden aşağıya geri geri indiğini, yerden eline bir şeyler aldığını, o esnada inceleme dışı sanığın kaçtığını, … Devlet Hastanesine geldiklerinde parmağında bulunan bir adet evlilik tarihlerinin yazılı olduğu gümüş yüzük ile üzerinde Yaren yazan nişan yüzüğünü çıkartarak hırsızlık suçunu süslemek adına acil servisinin girişine yere attığını, yasak aşk yaşadığı inceleme dışı sanıkla bu suçu planlayarak işlemediklerini, olayın tamamen planladıkları gibi gitmediği için istemeden bu aşamaya geldiğini, eşi maktulü kesinlikle öldürme kastının olmadığını, sadece bir günlük macera yaşamak için ve değişiklik olması adına böyle bir teklifi kabul ettiğini, çok pişman olduğunu, Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; Kollukta ve Savcılıkta verdiği ifadelerini aynen tekrar ettiği,
Mahkemede ek olarak; eşi maktulle daha önceden tartıştıkları ve düşük tehlikesi olduğu için aynı odada kalmadıklarını, kendisinin yatak odasında kaldığını, maktulün de çocukları ile birlikte diğer odada kaldığını, inceleme dışı sanığı yatak odasında sakladığını, kendisine yeni bir telefon aldığını, maktulün yeni aldığı telefonu görünce yatak odasına gelip kendisiyle tartıştığını, maktul gittikten sonra sanığın kendisine, “Ben seni bu hayattan kurtaracağım. İstersen eşini öldürebilirim.” dediğini, inceleme dışı sanığın teklifini kabul etmediğini, birlikte sohbet etmeye devam ettiklerini, maktulün ikinci kez yatak odasına geldiğini, inceleme dışı sanığın yine pencerenin alt tarafına perdenin altına saklandığını, yani yerde üzerine çarşaf atarak saklandığını, tekrar maktulle tartıştıklarını, odadan çıktığını, üçüncü kez maktulün yatak odasına geldiğini, kendisine sarılmak isterken yerde yatarak saklanan inceleme dışı sanığa bastığını, basmasıyla inceleme dışı sanığı görmesinin bir olduğunu, maktul ve inceleme dışı sanığın birbirine saldırmaya başladıklarını, önce inceleme dışı sanığın maktule saldırdığını, bıçağın inceleme dışı sanıkta olduğunu, herhangi bir makyaj malzemesinin bulunduğu masaya koymadığını, maktulle tartışmaya başlayınca bıçakladığını, …’e, “İlişkimiz ortaya çıkmasın, vur öldür!” demediğini, sorgudaki ve hazırlıktaki ifadelerinde korktuğunu, baskı altında olduğunu, …’e eşi maktulü öldürmesi yönünde beyanda bulunmadığını, sonra kendisine de vurduğunu, o sırada zaten komşularının geldiğini, …’in de sonradan kaçtığını, hastane önünde hırsızlık süsü verebilirim, bu olay ortaya çıkmasın diye yüzüklerini attığını, hastanede bunu düşündüğünü, huzurdaki ifadesinin doğru olduğunu, eşini ve ailesini kaybettiğini, kendisinin de mağdur olduğunu,Bölge Adliye Mahkemesinde; mahkemedeki beyanlarını tekrar ettiğini, aleyhine olan diğer beyanları kabul etmediğini, iddia edildiği gibi inceleme dışı sanığa kendisini yaralamasını söylemediğini, maktul ve inceleme dışı sanığı ayırmak isterken bıçaklandığını, inceleme dışı sanığın kendisini kasıtlı mı yoksa kazara mı bıçakladığını bilmediğini, hiçbir şekilde kavga sırasında inceleme dışı sanığa maktulü öldürmesi ya da bıçakla vurması yönünde hiçbir şey söylemediğini, beraatine karar verilmesini talep ettiğini,Bozmadan sonra Bölge Adliye Mahkemesinde SEGBİS aracılığıyla; savunmasını avukatının yapmasını istediğini, olayda eşini kaybetttiğini, bu nedenle çok mağdur olduğunu, çocuğunu görmediğini, diğer çocuğunun 3,5 yaşında cezaevinde yanında psikolojisi bozulduğunu, çok pişman olduğunu, diğer sanığa “Hırsızlık süsü veririz” şeklinde bir şey söylemediğini, ilk ifadelerini verirken korktuğunu,Savunmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, 765 sayılı Kanun’daki “asli iştirak-feri iştirak” ayrımı terk edilerek suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.Kanun’un 37. maddesinde;”(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır” şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanun’da suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.”Yardım etme” ise 5237 sayılı TCK’nın 39. maddesinde;
“(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” şeklinde,
“Bağlılık kuralı”da aynı Kanun’un 40. maddesinde;
“(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir” biçiminde,
Düzenlenmiştir.Ancak belli sıfata sahip olan kişilerce işlenebilen suçlara özgü suç denmektedir. Örneğin, zimmet ve rüşvet gibi suçlar ancak kamu görevlisi sıfatını haiz kişilerce işlenebileceğinden özgü suç niteliğindedir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup 5237 sayılı TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfım taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olabilecektir.
“Azmettirme” 5237 sayılı TCK’nın 38. maddesinde;
“(1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy ilişkisinin varlığı aranmaz.
(3) Azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir oranında indirim yapılabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Azmettirme, belli bir suç işleme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan kişide, bir başkası tarafından suç işleme kararının oluşmasının sağlanmasıdır. Eğer kişi daha önceden suçu işlemeye karar vermiş ise bu takdirde azmettirme değil, artık aynı Kanun’un 39/2. maddesi kapsamında manevi yardım söz konusu olacaktır. Azmettiren konumundaki kişinin kasten hareket etmesi gerekir. Bu kastin, failde belli bir suçu işleme konusunda karar oluşturmayı, suçun bu kişi tarafından işlenmesi hususunu ve azmettirilen suçun kanuni tanımındaki unsurlarını kapsaması gerekli olmasına karşın, eylemin yer ve zamanı ile işleniş tarzına ilişkin ayrıntıların belirlenmesine gerek yoktur.
TCK’nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Olarak sayılmış,
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik etmek,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde;
Maktul … ile sanık …’un 18.05.2011 tarihinde resmî nikâhla evlendikleri, bu evliliklerinden 2012 doğumlu … isimli bir çocuklarının olduğu, olay tarihinde sanığın 3 aylık hamile olduğu, maktul …’ün sağır ve dilsiz olduğu, berberlik yaptığı, sanık …’nın ev hanımı olduğu, maktul ve sanığın … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi,. kendilerine ait evde oturdukları, maktul ve sanık arasında yaklaşık üç ay önce başlayan anlaşmazlık ve aile geçimsizliği bulunduğu, bu süre zarfında sanık …’nın . adlı sosyal paylaşım sitesinde . ili .t ilçesinde oturan, geçimini TOKİ inşaatlarında çalışarak sağlayan bekâr inceleme dışı sanık . ile tanıştığı, sanık ve inceleme dışı sanığın bir süre . üzerinden yazıştıkları, sonrasında arkadaş oldukları, 22.02.2016 tarihinden itibaren telefonla görüşmeye başladıkları, duygusal yakınlığın ilerlemesi üzerine yüz yüze görüşmeye karar verdikleri, bu amaçla sanığın inceleme dışı sanığı buluşmak üzere … ilçesindeki ikametine davet ettiği, 11.03.2016 tarihinde sabah saatlerinde inceleme dışı sanığın ikamet ettiği Bitlis ilinin Ahlat ilçesin’den … ilçesine geldiği, saat 12.00 sıralarında sanığın muayene için gittiği … Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisi önünde buluştukları, buluştuktan sonra aralarındaki anlaşma gereğince sanık ve maktulün birlikte yaşadığı eve gitmeye karar verdikleri, sanık önde inceleme dışı sanık arkada 2-3 metre mesafede sanığı takip ederek eve geldikleri, yolda gelirlerken maktulün amcasının oğlu tanık Usam’ın inceleme dışı sanığı gördüğü, durumundan şüphelenerek inceleme dışı sanığa dikkatlice baktığı, sanık ve inceleme dışı sanığın gün boyunca sohbet ettikleri, . sosyal paylaşım sitesine girdikleri, müzik dinledikleri, iki kez cinsel ilişkiye girdikleri, inceleme dış sanığın beline takılı olan suçta kullandığı kesici kısmı 8,5 cm, oluklu ve çentikli, sap kısmı dâhil toplam uzunluğu 20,5 cm olan bıçağı yatak odasında bulunan makyaj masasının üzerine koyduğu, akşam olup sanığın eşi olan maktulün eve gelme saati yaklaştığında inceleme dışı sanığa evde kalabileceğini söylediği, inceleme dışı sanığın da teklifi kabul ettiği, saat 21.30-22.00 sıralarında maktulün eve gelmesi üzerine sanığın inceleme dışı sanığı yatak odasında bırakıp salonda maktulle oturduğu, maktule yemek hazırladığı, bu sırada maktulün sanığın kendisinden habersiz aldığı telefonu gördüğü, telefonun habersiz alınmasından dolayı aralarında tartışma çıktığı, tartışmadan sonra sanığın yatak odasında bulunan inceleme dışı sanığın yanına gittiği, kapıyı kilitleyerek odada birlikte vakit geçirmeye devam ettikleri, konuşma sırasında sanığın inceleme dışı sanığa “Kocamı sevmiyorum. Seni seviyorum.” dediği, bunun üzerine inceleme dışı sanığın “İstersen kocanı öldürebilirim” dediği, sanığın bu teklifi kabul etmeyerek inceleme dışı sanığa “Öldürme” dediği, maktulün eşi sanığı merak ederek kapıyı çaldığı, inceleme dışı sanığın yatağın arka tarafına geçip üzerini nevresimle örttüğü, sanığın kilitli olan kapıyı açması üzerine maktulün yatak odasına girdiği, sanıkla maktulün bir süre konuştukları, daha sonra maktulün yatak odasından çıkıp salon tarafına geçtiği, eşi maktulün yanına giden sanığın bir süre sonra tekrar inceleme dışı sanığın bulunduğu yatak odasına gelerek kapıyı tekrar kilitlediği, durumdan şüphelendiği anlaşılan maktulün bir süre sonra tekrar gelip yatak odasının kapısını çaldığı, sanığın kapıyı açması üzerine yatağın üzerine geçip oturduğu, sanık ve maktulün tekrar telefon konusunda tartıştıkları, inceleme dışı sanığın aynı yerine saklandığı, maktul ve sanığın odadan çıkıp salona geçtikleri, sanığın tekrar inceleme dışı sanığın yanına yatak odasına geldiği, bir süre sonra gece saat 01.00 sıralarında üçüncü kez maktulün gelmesi üzerine sanığın kilitli olan kapıyı açtığı, sanığın kapıyı sürekli kilitli tutmasından şüphelenen maktulün sanığa, “Neden kapıyı sürekli kilitli tutuyorsun?” yönünde bir şeyler söylemeye çalıştığı, bu sırada yatağın yan tarafında saklanmış olan inceleme dışı sanığı fark ederek üzerindeki örtüyü kaldırdığı, inceleme dışı sanığın ayağa kalktığı, maktul ve inceleme dışı sanık arasında kavga çıktığı, birbirlerine elleriyle vurmaya başladıkları, maktulün yüksek sesle etraftan yardım ister mahiyette bağırdığı, bu sırada gürültüyü duyanların evin önüne toplanmaya başladıkları, sanık …’nın … ile olan ilişkisini komşuları ve aile tarafından öğrenilmesini istemediği için inceleme dışı sanığa “Hırsızlık süsü veririz. Vur öldür.” demesi üzerine inceleme dışı sanığın odada masanın üzerinde bulunan bıçakla maktulün bel ve göğüs bölgesine yatak odasından salona kadar devam eden boğuşmada 4 kez vurduğu, yaraların üçünün müstakilen ayrı ayrı öldürücü nitelikte olduğu, bu kavganın yaklaşık 10-15 dakika sürdüğü, evin önüne toplanan komşuların kapıyı vurmaya devam ettikleri, maktulün yere düşmesi sonrasında sanığın önceki “Hırsızlık süsü veririz.” beyanı doğrultusunda inceleme dışı sanıktan kendisini de bacağından bıçaklamasını istediği, inceleme dışı sanığın sanık …’nın sağ bacağı baldır kısmına bıçakla iki kez vurmak suretiyle basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, sanığın kapıyı açması üzerine içeriye giren maktulün amcasının oğlu tanık Behçet Aksoy’un, “Ne oldu?” diye sorması üzerine sanığın tanığa, “Hırsız var.” dediği, içeriye giren tanığın inceleme dışı sanığı mutfakta gördüğü, ancak elinde bıçak olması nedeniyle geri çekildiği, inceleme dışı sanığın elindeki bıçakla balkondan atlayarak kaçtığı, olayın Emniyete ve 112 ekiplerine bildirildiği, gelen polis memurları tarafından hastaneye götürülen sanığın Acil Servis girişinde parmağında bulunan biri gümüş diğer altın olmak üzere iki adet yüzüğü yere attığı, söz konusu yüzüklerin saat 06.00 sıralarında Acil Servis bahçesinde … isimli hastane personeli tarafından bulunduğu, inceleme dışı sanığın aynı gün saat 04.45 sıralarında …Caddesi ile … Sokak’ın keşistiği noktada polis ekiplerince yakalandığı, inceleme dışı sanığın yüzünde ve vücudunda darp izlerinin olduğu, yapılan üst aramasında suçta kullandığı bıçağın ele geçirildiği, maktulün kaldırıldığı hastanede kesici delici alet yaralanmasına bağlı sol radius-ulna ve kosta kesikleri ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu öldüğü olayda;İnceleme dışı sanık …’in aşamalardaki değişmeyen savunmalarında; “maktulle kavgaları esnasında seslerin çoğalması üzerine dışarıda oluşan kalabalıktan sonra sanık …’nın ”Hırsızlık süsü veririz. Vur öldür!” demesi üzerine maktule bıçakla vurduğunu savunduğu, sanık … kovuşturma aşamasında kendini suçtan kurtarmaya yönelik olarak beyanlarını değiştirmiş ise de, müdafisi huzurunda Kollukta “Kocama bir tane bıçakla vur.” dediği, Savcılıkta ise “İkisi de birbirine vurmaya başladılar. Vuracağı esnada …’in elinde bıçak yoktu” dediği, tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; Kollukta ve Savcılıkta verdiği ifadelerini aynen tekrar ettiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; evde meydana gelen bağrışma ve gürültü nedeniyle komşuların toplanması üzerine, inceleme dışı sanıkla olan ilişkisinin komşuları ve ailesi tarafından öğrenilmesini istemeyen sanık …’nın maktulü öldürme hususunda henüz bir düşüncesi olmayan inceleme dışı sanıktan eşi maktulü öldürmesini istediği, inceleme dışı sanığın da geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal etmek, yakalanmamak ve gayriresmî birlikteliklerini ortaya çıkarmamak amacıyla maktulü odada masaya bıraktığı bıçakla vurarak öldürdüğünün anlaşılması karşısında; sanık …’nın azmettirmesi ile inceleme dışı sanık …’in maktulü öldürdüğü kabul edilmeli, bağlılık kuralı gereğince öldürme fiilinde icrai davranışlara iştirak etmeyen sanığın failin fiilen göre TCK 38 yollaması ile 82/1-4 maddesi gereğince cezalandırılmalıdır.Bu itibarla, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin direnme kararına konu hükmünün, sanığın inceleme dışı sanık … Alacan’ın maktul …’u öldürme eylemine azmettiren olarak katıldığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; Oluşa ve dosya içeriğine göre; maktul ile sanık …’nın resmi nikahlı evli oldukları, aralarında bir süredir anlaşmazlık bulunduğu, sanık … internet aracılığıyla tanıştığı inceleme dışı sanık … ile duygusal arkadaşlık yaşadıkları, hadise günü de maktulün işte olmasından istifade ederek evde buluşarak cinsel ilişkiye girdikleri, maktulün eve gelmesi üzerine inceleme dışı sanık …’in yatak odasında saklandığı, maktul ve sanık …’nın satın alınan bir cep telefonu nedeniyle tartıştıkları, yatak odasında tartışmayı duyan inceleme dışı sanık …’in maktulü öldürmek istediğini söylemesine rağmen …’nın kabul etmediği, sağır ve dilsiz olan maktulün şüphesi üzerine birkaç kez yatak odasını kontrol ettiğinde, inceleme dışı sanık …’in odada saklandığını görerek boğuşmaya başladıkları, kavga seslerinin dışarıdan duyulması üzerine çevrede insanların kapı önünde toplandığı, sanık …’nın yakalanacağı korkusuyla “bıçakla vur, hırsızlık süsü veririz” demesi üzerine yumruklu kavganın bıçaklı saldırıya dönüştüğü, ilk bıçak darbesinden sonra sanık …’nın kavga edenleri ayırmak için aralarına girdiği ancak başarılı olamadığı, inceleme dışı sanık …’in maktule birkaç bıçak darbesi vurduktan sonra pencereden atlayarak kaçtığı olayda; Sanık …’nın inceleme dışı sanık … ile birlikte olay öncesi maktulün öldürülmesi yönünde bir kararlarının bulunmadığı, hatta inceleme dışı sanık …’in maktulün öldürülmesi yönündeki teklifini sanık …’nın kabul etmediği, olay sırasında suçun işlendiği yerde bulunan …’nın öldürme fiilinin icrai hareketlerine katılmadığı, olay yerine bıçakla gelen inceleme dışı sanık …’te maktulün öldürülmesi yönünde önceden oluşmuş bir fikrinin bulunduğu, karşılıklı kavganın devam ettiği sırada “bıçakla, hırsızlık süsü veririz” sözünün suç işlemeyi teşvik niteliğinde bulunduğu, önceden suç işleme kararının varlığı halinde azmettirmenin söz konusu olamayacağı gözetildiğinde … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin Direnme kararının bu yönüyle isabetli olduğundan CGK. sayın çoğunluğunun görüşüne iştirak edilmemiştir.Sanığın asli fail mi yoksa şerik mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığın asli fail olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır. Sanığın azmettiren mi yoksa yardım eden mi olarak şerik olduğuna ilişkin uyuşmazlık yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri … ve …;”Sanık … ile inceleme dışı sanık … arasında sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapılan görüşmeleri neticesinde duygusal bir yakınlaşma başladığı, olay günü buluşarak sanık …’nın maktul ile müşterek ikamet ettikleri eve …’i götürdüğü, burada bir süre oturup konuştuktan sonra cinsel ilişkiye girdikleri, akşam saatlerinde maktulün eve geldiği, …’in yatak odasına saklandığı, sanık …’nın …’i yatak odasına bırakıp salonda bir süre maktul ile oturup ona yemeğini hazırladığı, bu sırada maktulün sanık …’nın kendisinden habersiz olarak iki gün önce aldığı telefonu gördüğü, bu sebeple aralarında tartışma çıktığı, maktul salondayken sanık …’nın …’in yanına gittiği, kapıyı kilitleyerek odada birlikte vakit geçirdikleri bu sırada sanık …’nın sanık …’e kocasını sevmediğini, kendisini sevdiğini söylemesi üzerine …’in …’ya istersen kocanı öldürebilirim diye söylediği ancak …’nın öldürme dediği, bir müddet sonra maktulün …’i farkettiği ve aralarında kavga başladığı, kavga esnasında sanık …’in üzerinde taşıdığı ve odadaki masa üzerine koyduğu bıçağı eline aldığı, sesleri duyan komşuların kapı önünde toplandığı ve kapıya vurarak açılmasını istedikleri, bu aşamaya kadar sanık …’in yanında kavgaya müdahil olmayan, maktule yönelik herhangi bir harekette bulunmayan sanık …’nın komşuların evin önünde toplanması nedeniyle eşini aldattığının ortaya çıkacağını düşünerek sanık …’e ‘hırsızlık süsü veririz vur öldür’ dediği, akabinde sanık …’in bıçakla vurmak suretiyle maktulü öldürdüğü olayda;
Öldürme olayının öncesinde inceleme dışı sanık …’in kocanı öldürebilirim teklifine hayır diyen sanık …’nın, eve bıçak ile gelen …’in yatak odasında maktul tarafından görülmesi üzerine ikisi arasında çıkan kavgada komidinin üzerine bıraktığı bıçak ile müdahale ettiği sırada ‘vur öldür’ demesinin önceden öldürme fikri bulunan kişiyi bıçağı kullanma fikrini teşvik edici nitelikte olduğu suç işleme kararını kuvvetlendirdiği ve ayrıca ‘hırsızlık suçu süsü veririz’ demesin de suç işlendikten sonra yardım vaadi biçiminde olduğu, buna göre …’e maktulü öldürme fikrini kafasına sanık …’nın soktuğunu mevcut dellilere göre söylemek mümkün olmadığı, sanık …’nın azmettiren olarak değerlendirilemeyeceği sorumluluğunun TCK’nun 39/2-a-c maddesi uyarınca yardım eden olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenlerle sanık …’nın azmettiren olarak kabul edilmemesi gerektiği, direnme kararının yerinde olduğu düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edememekteyiz.” düşüncesiyle,Aynı uyuşmazlık konusu yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi de; sanık …’nın yardım eden sıfatıyla suça iştirak ettiği düşünceleriyle karşı oy kullanmışlardır.SONUÇ;Açıklanan nedenlerle;1- … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLMADIĞINA,2- … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 20.01.2020 tarihli ve 1544-86 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığın inceleme dışı sanık … Alacan’ın maktul …’u öldürme eylemine azmettiren olarak katıldığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,3- Dosyanın, … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, sanığın asli fail mi yoksa şerik mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık yönünden 15.03.2022 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 31.03.2022 tarihinde yapılan ikinci müzakerede her iki uyuşmazlık yönünden oy çokluğu ile karar verildi.