Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2020/419 E. 2023/14 K. 18.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/419
KARAR NO : 2023/14
KARAR TARİHİ : 18.01.2023

MAHKEMESİ:Ağır Ceza

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık …’in TCK’nın 102/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin … 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.09.2014 tarihli ve 122-318 sayılı hükmün, sanık müdafileri ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 23.03.2016 tarih ve 8912-2851 sayı ile; Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süre yönünden reddiyle hükmün oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri … ve M. Sayın; “Mağdure hakkında; … Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 11.08.2012 tarihli muayenesinde; ‘vulva tabi, ekimoz yok, hymende saat kadranına göre 12-4-9 hizalarında kaideye varan eski deflorasyon alanları izlendiği, hastanın rızası olmaması dolayısıyla iç beden muayenesinin yapılamadığı’,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 17.08.2012 tarihli raporunda: ‘Kurulumuzca 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde; hymen annüler, derin yerleşimli, orta yükseklikte, saat 1-2 hizasında 3-4 mm’lik aksesuar delik olduğu, saat 9 hizasında hymen ön yüzde serbest kenar boyunca 5-6 mm’lik granülasyon dokusu ile serbest kenara paralel seyirli 1-2 mm’lik sedefi nedbe görüldüğü, saat 4 hizasında gelen iç ruganın 5 hizasında cep oluşturduğu, saat 4 hizasında hymen ön yüz üzerinde paralel seyirli, iç rugaya uzanan 5-6×1 mm’lik kenarlarında granülasyon dokusu gelişmiş yarımay şeklinde yüzeyel laserasyon ve üst bölümde bunu dik kesen 2-3×1 mm’lik nedbeleşmiş alan olduğu, fevhasının 2-2.5 cm olduğu, tespit edilen lezyonların 2.5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğu gibi, ırza tasaddi eylemi sırasında da meydana gelebileceği, aralarında tıbben ayrım yapılamadığı’,
Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 30.11.2012 tarihli raporunda, ‘müşteki .’e ait olduğu belirtilen sutyendeki tükürük lekesinde saptanan DNA profilinin sanık Dr. …’in DNA profili ile uyumlu olduğu belirtilmiştir. Müşteki ve sanık ifadelerinde vaginismus tedavisi sırasında uygulandığı belirtilen egzersizler sırasında, söz konusu sutyendeki lekenin kontaminasyon (bulaşma) ile de oluşmasının mümkün olduğu’,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 07.10.2013 tarihli raporunda; ‘Kurulumuzca 16.08.2013 tarihinde yapılan muayenesinde ve dava dosyasının incelenmesinde mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, dolayısıyla; … Gök’ün 04/08/2012 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu’,
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde ‘kızlık zarının fevhasının 2-2,5 cm olarak saptandığı dikkate alındığında, kızlık zarında tespit edilen nedbeleşmiş laserasyonların normal cesamette ereksiyon halindeki penisin duhulü ile oluşmasının mümkün olup olmadığı sorulan . ve . kızı 04.06.1981 doğumlu .’ün Kurulumuzca 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde, hymende (kızlık zarı) tarif edilen bulguların; hymenin esnekliği, mukavemeti, serbest kenarının karakteri ile, penisin tam veya tam olmayan ereksiyonuna bağlı olarak değişebileceğinden, mahkemenizce sorulduğu üzere 13.08.2012 tarihinde Kurulumuzca yapılan muayenede tarif edilen bulguların, hymenin fevhası da dikkate alındığında, normal cesametteki ereksiyon halindeki penisin duhulü ile oluşabileceği gibi benzer cesamette bir cismin duhulü, daha küçük çapta bir cisim veya parmağın uygun pozisyonda duhulü ile de oluşabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağı oy birliği ile ek mütalaa olunduğu’, belirtilmiştir.
Dosya kapsamında, . ., …, … …, .., .,.. ve .’ın tanık olarak beyanları alınmış olup, dava konusu olaya ilişkin görgüsü ve doğrudan bilgisi bulunan tanığın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mağdure hakkında düzenlenen genital muayeneye ilişkin adli rapor içeriklerinin birbirinden tamamen farklı olması, nitelikli cinsel saldırıya uğradığını beyan eden mağdurenin eğitim ve sosyal durumu da nazara alındığında olayın hemen akabinde şikayetçi olması ya da olayı eşi veya kız kardeşi ile paylaşması beklenen bir durum iken söz konusu olayı 6 gün geçtikten sonra yetkili makamlara intikal ettirmesi ve yine mağdure tarafından içeriği inkar edilmeyen telefon görüşme içeriklerine göre; mağdurenin müracaatçı olduğu tarihten iki hafta kadar sonra sanığı arayıp ısrarla görüşmek istediğini belirtmesi hususlarının şüphe oluşturması, mağdurenin muayene masasında bulunduğu sırada, sanığın vibratörü mağdurenin cinsel organına sokup hemen peşinden kendi cinsel organını mağdurenin cinsel organına sokması ve bu durumun sanığın masada bulunan peçeteye boşalıncaya kadar mağdure tarafından fark edilememiş olmasının hayatın olağan akışına uygun düşmeyişi, mağdurenin sutyeninde bulunan sanığa ait DNA bulgusunun muayene ve egzersiz sırasında bulaşmış olmasının mümkün bulunduğuna dair Biyoloji İhtisas Dairesi raporu, sanığın atılı suçu kabul etmediği yönündeki savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine dair çelişki içeren mağdure anlatımından başkaca delil bulunmadığı göz önüne alınarak beraatine karar verilmesi gerektiği,” düşüncesi ile karşı oy kullanmışlardır.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 13.06.2016 tarih ve 15473 sayı ile; “… … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.02.2013 gün ve 2013/808 sayılı iddianamesi ile Müştekinin şikayeti, tanıkların anlatımları ve de Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas ve Merkez Şube Müdürlüğü’nün raporlarına göre, müştekiye ait sütyende 2 tane lekede şüpheliye ait DNA profillerinin tespit edilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde, Doktor olan şüphelinin bu sıfatı sebebiyle müştekinin tedavisini üstlenmesinin getirdiği nüfuzunu kötüye kullanarak, müştekinin uzunca bir süre vajinismus diye tanımlanan rahatsızlığının getirdiği psikolojik baskı ve bu rahatsızlıktan kurtulmak için gösterdiği çabayı suistimal edip kendi lehine müştekinin cinsel saldırıya yönelik direncini kırarak, müştekiye yönelik cinsel saldırı suçunu işlediği iddia edilerek sanığın TCK.nun 102/2,3-b maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış, yerel mahkemece doğru ve samimi kabul edilen mağdurenin anlatımıyla, onun anlatımını doğrulayıp destekleyici nitelikte olan, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 10.02.2014 tarihli ve 491 karar nolu (mağdurenin vajinine cisim (vibratör) sokulması suretiyle uygulanan bir tedavi yönteminin günümüzde kabul görmediğine ilişkin rapor) ve aynı kurumca düzenlenen diğer raporların birlikte değerlendirilmesiyle; 04.08.2012 tarihinde, sanığın, … yerinde, mağdure ile yalnız oldukları muayene odasında, mağdureyi muayene masasına yatırdıktan sonra, önce küçük, sonra büyük vibratörü mağdurenin cinsel organına sokup çıkarmak suretiyle egzersiz yaptığı, aynı zamanda keman ve piyano eşliğinde su sesi dinlettiği, vibratörü mağdurenin cinsel organına sokup çıkarırken, mağdureye ‘sen çok güzel bir kadınsın, sen dilediğini, dilediğin yerde, dilediğin kişi ile yapabilecek özgür bir kadınsın… gözlerime bak ve gözlerini benden ayırma, şu an ben ne yapıyorum bana söyle… bende insanım… benim bir erkek olduğumu unutuyorsun galiba… elimi tut… ‘ şeklindeki sözleri müteaddit kereler söyledikten sonra muayene masası üzerinde hareket edemeyecek (yapacaklarına karşı koyamayacak) pozisyonda bulunan mağdurenin bacaklarının arasına geçtiği ve mağdureye ‘kadınların en sevdiği pozisyon budur, vajina geri çekilir ve her erkek bunu yapamaz ve bilmez… gözünü benden ayırma…’ şeklindeki sözleri söylediği ve sonunda mağdurenin cinsel organındaki vibratörü çıkarıp, kendi cinsel organını, mağdurenin cinsel organına soktuğu, onun üzerine abanıp, göğüslerini sıkıca avuçladığı ve bir kaç kez gidip geldiği, bulunduğu pozisyona göre, mağdurenin sanığa karşı koyamadığı, sonuçta sanığın muayene masası üzerinde bulunan peçeteye boşaldığı, öylece rızası olmadığı halde mağdureye cinsel saldırıda bulunduğu, sanığın cinsel saldırısı sonucu mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu sonuç ve kanaatine varılarak sanığın cezalandırılması yoluna gidilmiştir.
Olayın doğrudan görgü tanığı yoktur. Mağdurenin anlatımları dışında … Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin olay tarihinden bir hafta sonra verilen adli raporu, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun 17.08.2012, 10.02.2014 ve 07.10.2013 günlü mütalaaları, Biyoloji İhtisas Dairesinin 30.11.2012 günlü raporu hükme esas alınmıştır. Sanık müdafiinin 23.09.2014 günlü savunma dilekçesi ekinde sunduğu Sosyal Güvenlik Kurumu Medula sistemi üzerinden mağdurenin olaydan önce 23.07.2012 tarihinde … Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yapılan muayenesinde mağdureye ‘Manik Nöbet’ teşhisi konulduğuna dair ekran görüntüsü nedeniyle ise yerel mahkemece bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
11.08.2012 tarihinde … Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muayenelerinin yapılmış olduğu ve genel beden muayenesinde herhangi bir travmatik lezyon tespit edilmediği, genital muayenesinde; vulvanın tabii olduğu, ekimoz olmadığı, hymende saat kadranına göre 12, 4 ve 9 hizalarında kaideye varan eski deflorasyon alanları izlendiğinin belirtildiği,
13.08.2012 günlü muayeneye istinaden düzenlenen Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 17.08.2012 tarihli raporunda; hymen annüler, derin yerleşimli, orta yükseklikte, saat 1-2 hizasında 3-4 mm’lik aksesuar delik olduğu, saat 9 hizasında hymen ön yüzde serbest kenar boyunca 5-6 mm’lik granülasyon dokusu ile serbest kenara paralel seyirli 1-2 mm’lik sedefi nedbe görüldüğü, saat 4 hizasında gelen iç ruganın 5 hizasında cep oluşturduğu, saat 4 hizasında hymen ön yüz üzerinde paralel seyirli, iç rugaya uzanan 5-6×1 mm’lik kenarlarında granülasyon dokusu gelişmiş yarımay şeklinde yüzeyel laserasyon ve üst bölümde bunu dik kesen 2-3×1 mm’lik nedbeleşmiş alan olduğu, fevhasının 2-2.5 cm olduğu, tespit edilen lezyonların 2.5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğu gibi, ırza tasaddi eylemi sırasında da meydana gelebileceği, aralarında tıbben ayrım yapılamadığının belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 07.10.2013 tarihli raporunda; Kurulca 16.08.2013 tarihinde yapılan muayenesinde ve dava dosyasının incelenmesinde mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, dolayısıyla; … Gök’ün 04.08.2012 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun bildirildiği,
Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 30.11.2012 tarihli raporunda mağdurenin sütyeninde tespit edilen bir ve iki nolu lekelerin tükrük olduğu ve sanığın DNA’sını bulundurduklarının (iki nolu lekede mağdurenin DNA’sı ile karışık) tespit edildiği,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 10.02.2014 günlü mütalaasında ise . ve . kızı 04.06.1981 doğumlu .ün Kurulca 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde, hymende (kızlık zarı) tarif edilen bulguların; hymenın esnekliği, mukavemeti, serbest kenarının karakteri ile penisin tam veya tam olmayan ereksiyonuna bağlı olarak değişebileceğinden, mahkemenizce sorulduğu üzere 13.08.2012 tarihinde Kurulumuzca yapılan muayenede tarif edilen bulguların, hymenin fevhası da dikkate alındığında, normal cesametteki ereksıyon halindeki penisin duhulü ile oluşabileceği gibi benzer cesamette bir cismin duhulü, daha küçük çapta bir cisim veya parmağın uygun pozisyonda duhulü ile de oluşabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağının mütalaa olunduğu anlaşılmıştır.
Yerel Mahkeme, taraf vekillerinin dosyaya sundukları bilimsel mütalaalara itibar etmemiş, bunun nedenini de gerekçeli kararında izah etmiştir. Ancak Yerel Mahkemenin Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 10.02.2014 günlü mütalaasını hükme esas alırken bu mütalaaya göre sanık lehine daha kesin yargılar içeren aynı İhtisas Kurulu’nun 17.08.2012 günlü mütalaasına itibar etmemesinin gerekçesini açıklamamıştır. Gerçekten de Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun 17.08.2012 günlü mütalaası genital muayenede elde edilen bulguların çapı 2,5 cm.den küçük bir cismin cinsel organa sokulması suretiyle oluşabileceğini bildirmiş, mağdurenin sanığın cinsel organını kendi cinsel organına soktuğuna dair iddiasını ise doğrulamamıştır. 10.02.2014 günlü mütalaa ise pek çok değişkenden bahisle konuyu şüpheli hale getirmiş ancak sanık aleyhine bir durum yaratmamıştır.
Diğer taraftan hüküm duruşmasında sunulan belgeler arasında bulunan ve mağdurenin olaydan önce 23.07.2012 tarihinde … Üniversitesi.Tıp Fakültesi’nde yapılan muayenesinde mağdureye ‘Manik Nöbet’ teşhisi konulduğuna dair ekran görüntüsü hakkında herhangi bir araştırma yönüne gidilmemiş, mağdurenin anlatımlarına itibar edilmeyi engeller mahiyette bir akıl ya da ruh hastalığının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mağdurenin anlatımlarından duçar olduğu vaginimusun ikiz kardeşi .’ın maruz kaldığını söylediği bir cinsel istismar vakasından etkilenerek meydana geldiği, yine sanığa verdiği hasta geçmişine göre en az yedi ayrı yerde tedavisi için çare aradığı, tedavisi sırasında tecavüze uğradığına dair kabuslar gördüğü, kırılgan bir psikolojik yapıya sahip olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Yine Yerel Mahkemenin gerekçesinde olumlu ya da olumsuz bir değerlendirmeye tabi tutulmayan tanık Gül Görüş’ün duruşmada, mağdurenin kardeşinin uğradığı cinsel istismarın, mağdurede paylaşılmış piskotik bir ruh hali ve altta yatan bir histerik yapıya işaret edebileceğini ileri sürdüğü, bu yönde de bir araştırma yapılmadığı görülmüştür. Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun daha kesin sonuçlar içeren 17.08.2012 günlü mütalaası, sanığın inkara yönelik savunması, tanık .’ün duruşmadaki yeminli ifadesinde ileri sürdüğü tespitler ve son celse sanık müdafiinin savunma dilekçesine ek olarak verdiği 23.07.2012 tarihinde … Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yapılan muayenesinde mağdureye ‘Manik Nöbet’ teşhisi konulduğuna dair ekran görüntüsü çıktıları birlikte değerlendirildiğinde, mağdurenin genital muayenesinde elde edilen bulguların vücuda organ sokmaya delalet etmeyeceği, keza mağdurenin sütyeninde elde edilen sanığa tükrük lekelerinin dilatör ile yapılan egzersizler sırasında bulaşmasının mümkün olduğu, maddi bulgularla desteklenmeyen mağdure anlatımına itibar edilmesi olanağının bulunmadığı,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 12.12.2016 tarih, 8845-8436 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosyanın, Ceza Genel Kurulunca 16.04.2019 tarih ve 19-326 sayı ile itiraz değişik gerekçeyle kabul edilmek suretiyle Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 23.03.2016 tarihli ve 8912-2851 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve gerekçeli kararın Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiş; Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 04.11.2019 tarih ve 6411-12133 sayı ile söz konusu tebligat eksikliğinin usulünce ikmali ve verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin eklenip hükmün temyizi hâlinde bu hususta ek tebliğname düzenlendikten sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosya, Yerel Mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiş; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 02.06.2020 tarih ve 2734-2363 sayı ile Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin süre yönünden reddiyle Yerel Mahkeme hükmünün oy çokluğu ile onanmasına karar verilmiş;
Daire Başkanı . ve Daire Üyesi B.; “Mağdurenin, duçar olduğu vajinismus hastalığının tedavisi için kardeşinin tavsiyesiyle sanık doktora başvurduğu, sanık tarafından müşteki ve eşinin hastalığın tedavisi ile ilgili olarak bilgilendirildiği, bu kapsamda Kegel Egzersizleri denilen ve vücuda parmak ve dilatör (vibratör) sokmayı kapsayan egzersizlerin de anlatıldığı, müşteki ve eşinin kabul etmesi üzerine tedaviye başlandığı, tedavi sırasında değişik büyüklükte dilatörler kullanıldığı anlaşılmıştır.
Sanığın, son uygulama sırasında müşteki fark etmeden vibratörü çıkarıp cinsel organını müştekinin vajinasına soktuğu ve şikayetçinin adeta hipnotize olmuş gibi karşı koyamadığı, sanığın peçeteye boşaldığı müşteki tarafından iddia edilmiştir.
Olaydan sonra alınan ve farklılık arz eden genital raporlardaki bulguların penis veya sair cisim sokulması suretiyle meydana gelebileceği yönündeki Adli Tıp Raporu, müştekinin sütyeninde tespit edilen sanığa ait DNA’nın tedavi sırasındaki bulaşmayla oluşabileceğine dair rapor içeriği, müştekinin olayı ifade şekli, iddia edilen olay öncesi, sırası, sonrası tanımladığı tutum ve davranışları dikkate alındığında klinik olarak bir hipnoz tablosu içinde bulunmadığı yönündeki Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun raporu, müştekinin yaşı ve sosyal durumu nazara alındığında olaydan hemen sonra şikayette bulunması yerine 6 gün geçtikten sonra şikayetçi olması, olayın adli merciilere intikalinden sonra müştekinin sanığı telefonla arayarak ısrarla görüşmek istemesi ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediğine dair şüpheden uzak delil elde edilememesi sebebiyle beraatine karar verilmesi gerektiği,” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25.06.2020 tarih ve 5454 sayı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.06.2016 tarih ve 15473 sayılı itirazında yer alan aynı gerekçelerle itiraz kanun yoluna başvurulmuş; CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 27.10.2020 tarih, 5256-4360 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure …’un vajinismus şikâyetiyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan sanık …’in muayenehanesine 24.07.2012 tarihinde gittiği, bu tarihten itibaren 04.08.2012 tarihine kadar yaklaşık 7 seans boyunca tedavi gördüğü, 04.08.2012 tarihinde yapılan muayene sırasında sanığın, kendisine yönelik organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı gerçekleştirdiği iddiasıyla 10.08.2012 tarihinde adli makamlara müracaatta bulunduğu, katılan mağdurenin … isimli şahısla 27.07.2008-23.11.2021 tarihleri arasında evli kaldığı, bu evlilikten 19.03.2015 doğumlu bir kız çocuğunun bulunduğu,
11.08.2012 tarihinde … Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli acil tıp asistanı tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; darp ve cebir izine rastlanılmadığı, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından düzenlenen geçici rapora göre; 1 hafta önce cinsel tacize uğradığını ifade eden katılan mağdurenin yapılan dış genital muayenesinde vulvanın tabii olduğu, ekimoz bulunmadığı, hymende saat kadranına göre 4, 9 ve 12 hizalarında kaideye varan eski deflorasyon alanları izlendiği, katılan mağdurenin rızasının olmaması nedeniyle iç beden muayenesinin yapılamadığı, psikiyatri uzmanı tarafından düzenlenen rapora göre; 31 yaşında, öğretmen olan katılan mağdurenin 4 senedir vajinismus şikâyetinin bulunduğunu, bu şikâyetlere ilişkin olarak ilk kez 24.07.2012 tarihinde hem psikiyatri hem kadın doğum uzmanı olan sanığın muayenehanesine başvurduğunu, 04.08.2012 tarihinde muayenehanede kadın doğum masasında iken sanığın, kendisine cinsel tacizde bulunduğunu ifade ettiği, yapılan RDM’sinde katılan mağdurenin bilincinin açık, koopere ve oryante olduğu, enerji/uyku/iştahının azalmış bulunduğu, suisid/homisid düşüncesinin ve psikotik bulgusunun olmadığı, olayla ilgili amnezi olmadığını belirten katılan mağdurenin hipervijilans ve tekrar yaşantılama tariflediği, ön tanının akut stres reaksiyonu olarak belirlendiği,
11.08.2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu Merkez Şube Müdürlüğü tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen ön rapora göre; katılan mağdureden alınan hikayede; 4 yıllık evli olduğunu, evliliğinin başından beri eşiyle cinsel ilişkiye giremediklerini ve kendisinde vajinismus problemi olduğunu, bu problemi çözmek amacıyla 24.07.2012 tarihinde bir kadın doğum-psikiyatri uzmanına başvurduklarını, tedavi süresince hipnotize edildiğini sonradan fark ettiğini, 03.08.2012 tarihinde terapi sırasında vibratör ile kızlık zarının yırtıldığını, bunu tedavinin bir parçası olarak gördüğünü, 04.08.2012 tarihinde terapi esnasında sanık tarafından muayene masasına sıkıştırıldıktan sonra zorla 4-5 kez tecavüze uğradığını ve hipnotize olması nedeniyle tepki veremediğini, olaydan sonra suçluluk duygusunu bastırmak için eşiyle de tamamlanmayan cinsel birlikteliğinin olduğunu, olay sonrası birçok kez banyo yaptığını ve iç çamaşırı değiştirdiğini ifade ettiği, katılan mağdurenin muayenesinde vajinismus şikâyeti nedeniyle tam değerlendirme yapılamadığı, her iki meme üzerinden ve vajinal bölgeden sürüntü örnekleri alındığı, diğer muayeneleri hususunda Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulundan görüş alınmasının uygun olduğunun bildirildiği,
Bila tarihli teslim, tesellüm ve muhafaza altına alma tutanağına göre; katılan mağdurenin 04.08.2012 ve 05.08.2012 tarihlerinde kullandığını belirttiği külotların, tedavi amacıyla sanık tarafından katılan mağdureye verilen dilatörün, mağdurenin olaydan sonra kullandığını bildirdiği iki saydam kutu içerisinde bulunan şeffaf jelin ve bir adet “Miss Vera Collection” ibareli sütyenin katılan mağdurenin rızasıyla teslim alındığı,
17.08.2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; katılan mağdurenin 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenede; 31.07.2012 ve sonrası beş gün vajinismus nedeniyle tedaviye gittiğini, sanığın önce parmakla kegel egzersizi uyguladığını, 03.08.2012 tarihinde vibratör (titreşmeyen) ile kızlık zarını bozduğunu, kanaması olduğu için tampon koyduğunu, 04.08.2012 tarihinde sanığın önce vibratörü vajinasına soktuğunu, daha sonra ön tarafına geçerek muayene masasında penisini soktuğunu hissettiğini, sanığın peçeteye boşaldığını gördüğünü ifade ettiği, katılan mağdurenin jinekolojik pozisyonda kolposkop eşliğinde yapılan hymen muayenesinde; hymenin annüler, derin yerleşimli ve orta yükseklikte olduğu, saat 1-2 hizasında 3-4 mm’lik aksesuar delik bulunduğu, saat 9 hizasında hymen ön yüzde serbest kenar boyunca 5-6 mm’lik granülasyon dokusu ile serbest kenara paralel seyirli 1-2 mm’lik sedefi nedbe görüldüğü, saat 4 hizasında gelen iç rugayın 5 hizasında cep oluşturduğu, saat 4 hizasında hymen ön yüz üzerinde paralel seyirli, iç rugaya uzanan 5-6×1 mm’lik, kenarlarında granülasyon dokusu gelişmiş yarımay şeklinde yüzeyel laserasyon ve üst bölümde bunu dik kesen 2-3×1 mm’lik nedbeleşmiş alan olduğu, fevhasının 2-2.5 cm olduğu, tespit edilen lezyonların 2.5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğu gibi ırza tasaddi eylemi sırasında da meydana gelebileceği, aralarında tıbben ayrım yapılamadığı,
12.11.2012 tarihinde … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen … kurulu raporunda; “Hastanın iki gündür oda arkadaşının bıçaklanması ile ilgili stresi mevcut. Hastanın RDM’de travmatize olduğu gözlendi. Uykusuzluk ve irritabilitesi olduğu gözlendi. Hastamız daha öncesinde de TSSB ve M. Depresyon tanısı ile takipliydi. Düşünce içeriği depresif. Kabus (+), zaman zaman flashback.” tespitlerine yer verildikten sonra katılan mağdureye “Depresyon ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tanısının konulduğu, ailesinin olduğu yerde yaşamasının zorunlu olduğuna karar verildiği,
30.11.2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; sütyen 1,2,3 nolu lekelerde tükürük amilazı tespit edildiğinin, kahverengi külot 4 ve 8 nolu lekelerden hazırlanan yaymaların mikroskobik incelenmelerinde sperm hücresi görüldüğünün, sütyen 2 nolu leke örneğine yapılan DNA incelemesi sonucu elde edilen birden fazla kişiye ait karışık DNA profilinin, sanık ve raporun sonuç kısmının 5 nolu maddesinde belirtilen bayan şahsa ait DNA profilini içerdiğinin, sarı renkli silikon vibratör uç kısım sürüntü örneği, 1 nolu jel kabı dış yüzeyinden alınan svap, katılan mağdureden alındığı bildirilen 1 nolu meme sürüntü örneği, beyaz külot 3 nolu leke örneklerine yapılan DNA incelemesi sonucu elde edilen birden fazla kişiye ait karışık DNA profilinin, sanığın DNA profilini içermediğinin, sütyen 1 nolu leke örneğine yapılan; aynı soyun tüm erkek bireylerinde değişmeden kalıtıldığı bilinen Y-STR DNA incelemesi sonucu tespit edilen Y-STR DNA profilinin, sanığın Y-STR DNA profili ile uyum sağladığının bildirildiği,
14.01.2013 tarihinde … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen … kurulu raporunda; “Kliniğimizde 5 aydır tedavi görmekte olan hastanın yaklaşık 5 ay once yaşadığı stresine sekonder travması var. Kabusları mevcut, flashbackleri oluyor. Ancak bu tedavi sonrasında …’te pansiyon arkadaşına bıçaklı saldırı olmuş ve hasta 2. kez travmatize olmuştur. Hastanın … merkeze tayin talebi olduğu için bu rapora başvurmuş.” tespitlerine yer verildikten sonra katılan mağdureye “Depresyon ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu” tanısının konulduğu, katılan mağdurenin ruh sağlığının korunabilmesi için aile desteğinin olduğu yerde yaşamasının zorunlu olduğuna, düzenli psikiyatrik tedavi almasının ve takiplere gelmesinin gerektiğine, öğretmenlik mesleğini yapmasına engel akıl hastalığının bulunmadığına karar verildiği,
17.04.2013 tarihinde sanık müdafisinin yazılı başvurusu üzerine bir psikiyatri uzmanı ve bir adli tıp uzmanınca imzalanmış olan Adli Tıp Vakfı tarafından düzenlenerek sanık müdafisi tarafından dosyaya sunulan bilimsel mütalaada; “…Vajinismus, bir cinsel işlev problemidir. Vajina girişini çevreleyen kasların istem dışı kasılarak cinsel birleşmede acı ve ağrıya neden olması ya da bu sebeple cinsel birleşmenin hiç gerçekleşmemesi şeklinde tanımlanabilir. Hastalığın %90’ı psikolojik, %10’u organik kökenlidir. Psikolojik kökenli olanların başlıca sebebi ‘yanlış cinsel eğitim, hatalı cinsel mesajlar’ olabilir. Genç kızlara ergenlik çağından itibaren cinselliğin ayıp, kötü ve günah olarak anlatılması, kızlık zarının öneminin abartılması ve ilk birleşmenin acı veren ve kanamaya sebep olan bir deneyim olacağının öğretilmesi bu etkenlerden bazıları olabilir. Bazı durumlarda kişinin başından geçen tecavüz veya kötü cinsel deneyimler de hastalığın sebebi olabilir. Hamile kalma korkusu, doğum korkusu veya kızlık zarının yırtılması gibi korkular da hastalığın psikolojik nedenleri arasında gösterilebilir. Vajinismuslu kadınlarda daha yüksek oranlarda fobik anksiyete, depresyon, sosyal fobi, obsessif kompulsif bozukluk, paronoid düşünceler, somatizasyon gibi psikiyatrik durumlar eşlik edebilir. Vajinismus tedavisinde davranışsal ve bilişsel terapilerle birlikte ayna tutma egzersizleri, idrar tutma egzersizleri, çatı kaslarını gevşetme ve kasma egzersizleri, Kegel egzersizleri, parmak egzersizleri, dilatörlerle genişletme egzersizleri uygulanmaktadır. Ancak, geçmişte cinsel travma ve travma esnasında dissosiasyon yaşamış olgular özellikle girişimsel vajinismus tedavisi uygulayan hekimler için ciddi bir risk oluşturabilir. Hekimin uyguladığı girişimsel parmak ve dilatör egzersizlerinde, vajinismuslu kadının geçmişte yaşadıklarını farklı değerlendirmesine yol açabilir.
Hipnoz, bakışla, sözle veya yardımcı nesneler kullanılarak oluşturulan özel bir bilinç hâlidir. Bir başka deyişle trans hâlidir. Bu trans sırasında, kişi çevreden gelen tüm uyaranlara (ses, ışık, koku vb.) kendini kapatır veya aldırmazken, hipnoz yapan kişinin telkinlerini artmış bir dikkatle dinler ve gönüllü katılımla uygular. Hipnoz sırasında kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmaz. Hipnoz yapan kişinin söylediği her şeyi duyar, anlar, hatta yargılar. Yapması istenilen şey kişinin sosyal ve ahlaki değerlerine uygun değil ise kabul etmez, uygulamaz, ısrar edilirse kişi hipnozdan çıkar. Hipnoza girmek istemeyen bir kişi kendisine söylenen telkinleri gerçekleştirmeyi reddedeceği için hipnoza girmez.
Müşteki … Gök’ün 10.08.2012 tarihinde … Asayiş Büro Amirliği’nde verdiği ifadesinde; vajinismus şikâyetinin tedavisi için 24.07.2012 tarihinde başvurduğu Dr. Cenk Kiper’in uyguladığı tedavi sürecinde 04.08.2012 tarihindeki tedavi seansı sırasında hipnotize olmuş bir vaziyette iken tecavüze uğradığını iddia etmiş ise de, olayı ifade şekli, iddia edilen olay öncesi, sırası, sonrası tanımladığı tutum ve davranışları dikkate alındığında, klinik olarak bir hipnoz tablosu içinde bulunmadığı şeklinde değerlendirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun 17.08.2012 tarihli raporunda, kurulda 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde kızlık zarında tespit edilen lezyonların 2,5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğu gibi ırza tasaddi eylemi sırasında da meydana gelebileceği, aralarında tıbben ayrım yapılamadığı belirtilmiştir. Irza tasaddi kavramı 2005 yılında yürürlükten kaldırılan 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu’nun 415 ve 416/2. maddelerinde sözü edilen hukuki bir kavram olup yeni Türk Ceza Kanunu’nunda yer almamaktadır.
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nda 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenede kızlık zarının fehvasının 2-2,5 cm olarak saptandığı dikkate alındığında, kızlık zarında tespit edilen nedbeleşmiş laserasyonların, normal cesamette ereksiyon hâlindeki penisin duhulü ile oluşmasının çok olası görülmediği, müşteki ve sanık ifadeleriyle uyumlu olacak şekilde, vaginismus tedavisi sırasında uygulandığı belirtilen parmak ve/veya vajinal dilatör ile oluşabilecek nitelikte oldukları değerlendirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 30.11.2012 tarihli raporunda, müşteki … Gök’e ait olduğu belirtilen sütyendeki tükürük lekesinde saptanan DNA profilinin sanık Dr. …’in DNA profili ile uyumlu olduğu belirtilmiştir. Müşteki ve sanık ifadelerinde vaginismus tedavisi sırasında uygulandığı belirtilen egzersizler sırasında, söz konusu sütyendeki lekenin kontaminasyon (bulaşma) ile de oluşmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 30.11.2012 tarihli raporunda, müşteki … Gök’e ait olduğu belirtilen kahverengi külottaki lekelerden hazırlanan yaymaların mikroskobik incelemelerinde sperm hücresi görüldüğü belirtilmiş ancak söz konusu spermlerin aidiyeti yönünde DNA incelemesine ait bir sonuç bulunmadığı görülmüştür. Müşteki … Gök’ün Adli Tıp Kurumu Merkez Şube Müdürlüğü’nde 11.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde, iddia edilen olaydan sonra eşi ile de tamamlanmayan cinsel birlikteliğinin olduğunu ifade ettiğinden, söz konusu spermlerin müştekinin eşine de ait olabileceği olasılığı bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler doğrultusunda sonuç olarak;
A) Müşteki … Gök’ün olayı ifade şekli, iddia edilen olay öncesi, sırası, sonrası tanımladığı tutum ve davranışları dikkate alındığında, klinik olarak bir hipnoz tablosu içinde bulunmadığı,
B)Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 30.11.2012 tarihli raporunda; müşteki … Gök’e ait olduğu belirtilen kahverengi külottaki lekelerden hazırlanan yaymaların mikroskobik incelemelerinde görüldüğü belirtilen spermlerin aidiyeti yönünde DNA incelemesine ait bir sonuç bulunmadığından ve müştekinin Adli Tıp Kurumu Merkez Şube Müdürlüğü’nde 11.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde, iddia edilen olaydan sonra eşi ile de tamamlanmayan cinsel birlikteliğinin olduğunu ifade ettiğinden, söz konusu spermlerin müştekinin eşine de ait olabileceği,
C)Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nin 30.11.2012 tarihli raporunda, müşteki … Gök’e ait olduğu belirtilen sütyende saptanan ve sanık Dr. …’in DNA profili ile uyumlu olduğu belirtilen lekenin, müşteki ve sanık ifadelerinde vaginismus tedavisi sırasında uygulandığı belirtilen egzersizler sırasında kontaminasyon (bulaşma) ile de oluşmasının mümkün olduğu,
D)Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nda 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenede kızlık zarının fehvasının 2-2,5 cm olarak saptandığı dikkate alındığında, kızlık zarında tespit edilen nedbeleşmiş laserasyonların, normal cesamette ereksiyon hâlindeki penisin duhulü ile oluşmasının çok olası görülmediği, müşteki ve sanık ifadeleriyle uyumlu olacak şekilde, vaginismus tedavisi sırasında uygulandığı belirtilen parmak ve/veya vajinal dilatör ile oluşabilecek nitelikte oldukları,” kanaatine varıldığının belirtildiği,
03.07.2013 tarihinde sanık müdafisi tarafından dosyaya sunulan sanık tarafından katılan mağdure hakkında düzenlendiği belirtilen hasta dosyasında;
“Şikâyeti: Vajinismus
Hikayesi: Eşiyle anlaşarak 4 yıl önce evlenmişler ve bugüne kadar tam bir cinsel ilişki yaşayamamışlar.
İlk gece korkusu yaşıyormuş. Denemelerde hem korku hem acı varmış.
Eşiyle beraber cinsel yaklaşımda olabiliyorlarmış ama olay o ana geldiğinde korku başlıyor, eşini ittiriyor ve kendini kapatıyor, ağlama krizlerine giriyormuş. Eşi bu konuda onu zorlamıyormuş.
Cinsel ilişki ile çocukluktan gelen kaygı ve korkuları varmış.
Cinsel ilişkiyi hep kötü, pis kadına zarar verecek bir olay gibi görüyor ve ilişkiyi erkek tarafından kullanılmak olarak algılıyormuş.
Gençlikten beri rüyalarında cinsellikle ilgili kötü rüyalar ve tecavüze uğradığını görüyormuş. Özellikle ikiz kız kardeşi (.) ağzı kapatılıp cinsel tacize uğradığından beri tecavüz ile ilgili kaygı ve rüyaları-kabusları artmış. İkizinde de aynı korkular-vajinismus varmış, o da evlendikten sonra uzun bir müddet ilişkiye girememiş, daha sonra bunu atlatmış ama boşanma aşamasındalarmış.Şimdiki partneri ile sorunsuzca cinsel ilişki yaşıyormuş. Ailesi koruyucu ve baskıcı imişler, özellikle cinsellik konusunda korkutularak büyütülmüş, kendisinin bazen çocuk gibi olduğunu ve canın çok tatlı olduğunu söylüyor.
Psikolojik olarak kendini hep huzursuz hissediyormuş. Geceleri yalnız kalmaktan çekinip, kötü bir şeyler olacağını birilerinin ona zarar vereceğini düşünürmüş. Hayatının bazı dönemlerinde bu yüzden ilaç kullanmış.
Kalabalıkta rahat etmez, etrafındaki kişileri hep kendinden büyükmüş ve bazen ona zarar verecekmiş gibi hissedermiş ama bu giderek azalmış. Hayvanların bazılarından da çok korkarmış.
Eşiyle beraber evlilik öncesi flört zamanında cinsel birliktelik (basit sürtünme) yaşamış ama kızlık zarını korumak ve ailesinin korkusundan, cinsel ilişkiyi denememiş, kendisi ve ailesi için kızlık zarının sağlam kalması önemliymiş.
Eşiyle cinsel ilişki denemeleri sırasında; canının çok acıdığını ve daha da çok acıyacağını, vajinanın kapalı olduğunu, penisin çok büyük olduğunu, oraya girerse içini parçalayacağını, çok zarar göreceğini, kızlık zarının patlayıp kanamanın durmayacağını, kanamadan ölebileceği korkularını yaşadığını, kalbinin ağzından çıkacakmış gibi attığını o an sanki çok kötü bir şey yapıyormuş gibi hissettiğini, sanki eşinin canı acıdığında durmayacağını, bacaklarını açtığında kendini savunmasız, korunmasız hissettiğini, sanki tacize-tecavüze uğrayacakmış gibi hissettiğini, birinin oraya zorla bir şey sokacağını düşündüğünü hissettiğini, ilişki dışında normalde de bacakları biraz açık otursa aynı duyguyu yaşayıp hemen bacaklarını sıkı sıkı kapattığını belirtti. Jinekolojik muayene dahi olamıyor, o sırada ağlama krizleri başlıyor ve aynı korkuları-kötü bir şey olacak, zarar göreceğim, tacize uğrayacağını düşünerek bacaklarını kapatıyormuş.
Vajina onun için sanki kapanmamış bir yara gibiymiş ve dokunulunca acıyıp zarar görecekmiş, bu yüzden dokunmuyor ve eşinin dokunmasına izin vermiyormuş. Artık ilişkiyi denemek dahi istemediğini korkuları yüzünden eskiden olan cinsel isteğinin hiç kalmadığını, bu sorun yüzünden eşinin bozulduğunu, ara sıra sorun yaşamaya başladıkları ve bu sorunu aşmak istediğini söyledi.
Nasıl olacak acaba ilişki diye düşündüğünü, aklının almadığını ama çözmekte istediğini belirtti.
Daha önce bu konuyu çözmek için neler yaptığı herhangi bir yere başvurup vurmadığı sorulduğunda daha önce bir çok defa tedavi gördüğünü ama hep başarılı olamadığını, korktuğu, bahaneler bularak kaçtığını, tedaviyi yapan kişilerlede sorun yaşadığını belirtti.
Geçmişteki kaygı ve korkuları yüzünden önceden böyle bir sorun yaşayabileceğini düşündüğünü, bu sorunun olduğunu balayında ilk denemede yüzleştiğini, yorgunluktandır diyip sonraki gecelere bıraktıklarını ama hep aynı sorunu yaşadıklarını, tavsiye üzerine önce sarhoş olmayı denediğini, yapamayıp kustuğunu, duyduklarından internetten okuduklarından ilaç denediğini gene işe yaramadığını görmüş.
Almış olduğu tedaviler- terapiler;
1- 2008 yılında … Devlet Hastanesi Kadın Doğum Servisine başvurmuş, kaygıları yüzünden tam muayene olamamış, hatırlamıyor, ağlamış, doktor uyuşturu krem olarak . krem vermiş, canını çok yakmış, eşini de uyuşturup penis sertliğinin kaybolmasına sebep olmuş, tekrar ona gitmemiş, güvenmemiş.
2- Adını hatırlamadığı bir Psikiyatri uzmanına başvurmuş, korkmuş, adamın bakışlarından rahatsız olmuş, anlattıkları ve nasıl tedavi edeceği konusunda konuşmaları onu rahatsız etmiş, sanki cinsel olarak üstüne geliyormuş(?), kötü sözler sarf etmiş gibi hissetmiş, ilk görüşmeden sonra, kaçmış, bir daha yanına gitmemiş.
3- … Devlet Hastanesine gitmiş, fiziksel muayenede ağlamış, kendini kötü hissetmiş muayenede, sanki kötü bir şeyler yapacaklar gibi hissetmiş, sonrasında kabusları daha artmış, daha fazla tacizle-tecavüzle ilgili rüyalar görmüş.
4- Özel’de çalışan bir psikiyatriste başvurmuş, doktor kaba ve ukala imiş, onun bu hastalıktan anlamadığını düşünüp gitmemiş.
5- …’da …’de evinde gizli çalışan birine gitmiş (doktor mu, psikolog mu bilmiyor) iletişim kopukluğu yaşamış, çatışmışlar, bırakmış.
6- …’de Uzm. Dr. Nezaket Kaya (erkek) beye gitmiş. Parmak egzersizleri ve kegel egzersizleri vermiş, parmağını sokamamış, 3-4 defa gitmiş güven kaybı yaşamış, bırakmış.
7- Gene …’de adını bilmediği bir doktora başvurmuş, adamın tavırları çok laubali imiş, belki eşini sevmiyorsun başka birisi ile denersen yapabilirsin demiş, doktorun kendine çeşitli cinsel imalarda bulunduğunu hisettiğinden gitmemiş.
Zamanını ve yerini hatırlamadığı 1-2 kişiye daha gittiğini ama genelde hep güven sorunu yaşadığını, gittiği kişilerle çatıştığını, yanlış anlaşıldığını artık kimseye güveninin kalmadığını son umut olarak bana geldiğini ablasının beni tanıdığı ve övdüğü için ayrıca onun arkadaşı olan … hocanında beni övdüğü için son umut olarak bana gelmişler.
Muayene: Yapılan jinekolojik muayenesinde;
Refakatçi kabul etmedi.
Muayenede ilişkiye engel olabilecek bulguya rastlanılmadı.
Hasta sol meme dış üst kadranda … hisettiğini belirtmesi üzerine meme muayenesi yapıldı, muayenede her iki meme tabii.
Tanı: Vajinismus
Tedavi:
Tedavi yöntemi anlatıldı.
Hastaya anatomik bilgi verilmesi, yapay vajina modeli üzerinde çalışma, okuma, film, bilgilendirme, duygusal çalışma ve yapacağı egzersizler anlatıldı.
Kendisinin ve eşinin uygulayacağı parmak egzersizleri ve yabancı cisim egzersizleri sırasında kızlık zarının açılacağı, ilişkiden beklenen klasik kanamanın olmayacağı anlatıldı.
Her ikisi de onayladı ve kabul etti.
Egzersizleri rahat yapabilmeleri için otelde kalmaları önerildi.
Insidon 1×1 akşam
Passiflora şurup 1×1 ölçek reçete edildi.
Algılama, farkındalık ve duygu yönetimi ile ilgili 1 kitap ve 3 dvd verildi.
Ayna karşısında kendi bedenine ve vajinası bakması, bakmaya alışma çalışmaları yapması önerildi.
Ertesi gün için randevulaşıldı.
25.07.2012 …
Hasta geldi, adet kanaması başlamış bu aşamada egzersiz yapamam dedi.
Adet kanaması bitiş tarihi olarak 31.07.2012 hesaplandı, o güne randevu verildi.
31.07.2012 Salı
Adet kanaması bitmiş, ilaçları kullanmış,
Vajen yapısı anlatıldı, çizildi, kızlık zarı yapısı ve ilk ilişkide yaşanacaklar anlatıldı.
Zar ve zar açılma korkusu üzerine konuşuldu. Yapay vajina modeli üzerinde vajinaya nasıl dokunabileceği ve parmağını nasıl sokulabileceği gösterildi. Motive edildi.
Muayene odasına alındı, kendisine uygulamada kullanacağı krem verildi ve anlatılan şekilde uygulaması istendi. Hasta odada bırakılıp çıkıldı. Bir sıkıntı olursa … basıp destek alabileceği söylendi.
Kontrole gidildi, hasta başarılı şekilde 1 parmağını vajinaya sokmayı başarmış.
Evde kendinin ve eşinin parmak egzersizi yapması önerileri ile ertesi güne randevu verildi.
Eşiyle parmak egzersizi denemek istemediğini söyledi.
01.08.2012 …
Egzersizleri uygulamamış, kendini iyi hissettiği için dansa gidip içki içmişler gece saat 04 civarı yatmış, buraya zor yetişebildim dedi.
Eski bilgiler kısaca tekrar edilip yeni bilgiler verildi.
Egzersizleri tekrar etmesi için odaya alındı, krem verildi, odada yalnız bırakıldı.
Kontrolde önce yapamadığını ama sonra zorlanarak yapabildiğini şimdi ise rahatça yapabildiğini söyledi.
Evde kendinin ve eşinin parmak egzersiz önerileri ile ertesi güne randevu verildi.
02.08.2012 Perşembe
Hediye olarak saksıda çiçek getirmiş.
Gece rüyasında yüzünü hatırlamadığı adamlar tarafından kaçırıldığını taciz uğradığını, şişman bir adamın pantolonunu çıkartmaya çalıştığı anda korku ile uyandığını anlattı.
Evde kendi rahatça egzersiz yapabilmiş, eşine yaptırmamış, onun kendisine dokunmasını istememiş.
Model üzerinde 2 parmak çalışması anlatıldı, 2 parmak sonrasında kullanması için 3 nolu dilatör verildi. Odaya alındı, krem verildi odada yalnız bırakıldı, kontrolde 2 parmak uygulamasını başarmış olduğu görüldü, dilatörü uygulama istendi, kendi başına çalışmaya bırakıldı.
Başarması üzerine evde kendinin ve eşinin parmak ve yabancı cisim egzersiz önerileri ile ertesi güne randevu verildi.
03.08.2012 …
Eşiyle beraber hem 2 parmak egzersizini hem dilatör uygulamasını yapabilmiş.
Model üzerinde 3 parmak çalışması anlatıldı, 3 parmak sonrasında kullanması için daha büyük bir boy dilatör verildi. Odaya alındı.
İlk muayenede bahsettiği göğüs ağrısının arttığını tekrar muayene etmemi istedi, muayene edildi, bulgu yok. Memleketine dönünce bir meme ultrasonografisi çekilmesi önerildi.
Krem verildi odada yalnız bırakıldı, kontrolde 3 parmak uygulamasını başarmış olduğu görüldü, dilatörü uygulama istendi, kendi başına çalışmaya bırakıldı.
Kontrolde dilatör uygulamasını başarmış ve hafif kanaması olmuştu kendisine bilgi verildi, mutlu oldu.
Vajinal genişlemeyi hissetmesi için tampon kullanılması öğretildi ve hasta vajinaya tamponu yerleştirebildi.
Tamponu en fazla 1,5 saat içeride tutması ve değiştirmesi bunu 2-3 kere uygulaması önerildi.
Evde kendinin ve eşinin parmak ve yabancı cisim egzersiz ve tampon uygulama önerileri ile ertesi güne randevu verildi.
04.08.2012 Cumartesi
Bir demet papatya getirmiş.
Neler yaptığı sorulduğunda gidince uykusu gelip uyuduğunu hiçbir şey yapmadığını belirtti.
Tamponu ne yaptın sorusu üzerine bilmiyorum, hatırlamıyorum dedi, tampona bağlı toksik şok olayından bahsedildi. Huzursuz oldu ve huysuzlaştı.
Muayene odasına alındı, vajinal muayenede tampon bulunamadı. Çıkarmışımdır hatırlamıyorum dedi.
Parmak egzersizi yapması ve yabancı cisim uygulaması için krem verildi. Yalnız bırakıldı. Kontrolde her ikisinide rahatça uygulayabildiğini söylemesi üzerine, son konuşmaları yapmak üzere tedavi bitirildi.
Evde kendi ve eşinin parmak ve yabancı cisim yaptıktan sonra ilişkiye girmesi önerildi, belki hazır değilim dedi, kendisini uygun hissederse denemesi önerisi ile 07.08.2012 Salı randevu verildi.
Sekreter notu: 06.08.2012 saat 19:18 de sekreter Reyhan hanım 07.08.2012 Salı randevusunu hatırlatmak için aradığında kendisini iyi hissetmediğini yarın gelemeyeceğini, kendisinin arayıp randevu alacağını bildirmiştir.
07.08.2012 Salı günü arandı açmadı.” şeklinde kayıtların yer aldığı,
24.07.2013 tarihinde adli bilişim uzmanınca sanık müdafisi tarafından dosyaya sunulan üç adet CD üzerinde yapılan inceleme sonucu tanzim edilen bilirkişi raporuna göre; “1” numarayla numaralandırılmış CD’nin 6 dakika 22 … süreli bir ses kaydı olduğu, kayıtta geçen konuşmaların;
1. Şahıs “Alo”
2. Şahıs “Alo . ben, hatırladınız mı?”
1. Şahıs “Hatırladım . Hanım merhaba. Beni aramışsınız aramamı söylemişsiniz.”
2. Şahıs “Merhaba, ya görüşmek istiyordum ben ama hani mümkün değil herhalde şu anda toplantıdaymışsınız”
1. Şahıs “Ya görüşebiliriz hani sıkıntı olmaz ofise gelebilirsiniz”
2. Şahıs “Ama şu anda ben şöyle …’dayım …’a geçmem şuanda mümkün olmayacak gibi çok farklı şeyler oldu”
1. Şahıs “. hanım ya bu süreç bana çok sıkıntı yarattı. Çok üzüldüm, hani dostun attığı gül yaralarmış düşmanın attığı taş değil. Bu süreç hem size hem bana çok sıkıntı verecek”
2. Şahıs “Yani şu anda ben bir eğitim seminerindeyim, çıktım ve çok şu an kafam çok şey … gibi ben şu anda gerçekten hani”
1. Şahıs “Alo”
2. Şahıs “Şöyle yapalım yani yüz yüze konuşsak daha iyi olacak. Benim şu anda gelmem de mümkün olmayacak bu gün itibariyle”
1. Şahıs “Akşam telefonlaşalım, napalım bu süreci halledelim yani. Bu süreç hem size hem bana çok zarar verecek bir süreç, yani bu bir mahkemelik,”
2. Şahıs “Ben de çok”
1. Şahıs “Çok üzüldüm ben çok kırıldım, yani nasıl bu hale geldi böyle olduğunu anlayamadım. Nasıl böyle bir”
2. Şahıs “Ben de kötüyüm şu anda her konuda kötüyüm yani. Şu anda çokça konuşamıyorum, nasıl konuşacağım bilmiyorum ne yapalım yani çözüm bulalım. Şöyle söyleyeyim ben hani suçlu durumuna düşmemek ya da keyfi sizi aramadım ben sadece sizi aradım.”
1. Şahıs “Biliyorum biliyorum anladım”
2. Şahıs “Çözüm bulmak için aradım, yani şu anda (…anlaşılmıyor) bunu da bilmiyorum ama böyle bir şeye karar verdim dün sizi aradım bunu söyleyeyim”
1. Şahıs “İyi ettiniz”
2. Şahıs “…’a gelecektim fakat şu an ….(anlaşılmıyor) gelemiyorum. Hani nasıl konuşuruz nasıl çözeriz bilmiyorum ama şu anda yeni bir seminerden çıktım iki gündür çok yoğun bir şekilde”
1. Şahıs “Ben …’ya geleyim mi?”
2. Şahıs “Evet gelin, ama sizinle görüşmem gerekiyor. Ben bunu biliyorum sadece”
1. Şahıs “O zaman yarın ben atlayayım, iptal edeyim. Ne yapayım hani hukuksal süreç tabi yani biraz hak verirsiniz ki biraz da bende bu süreç içerisinde insanlara güvenim itimadım kayboldu. Onun için avukatımla mı geleyim, yalnız mı geleyim nasıl bir süreç izleyeceğimi ben de bilmiyorum. Yani ben şok durumdayım”
2. Şahıs “Ben şu an size güvenmek istiyorum. Sadece sizinle konuşmam gerekiyor siz bana kesinlikle güvenebilirsiniz. Diyeceksiniz ki nasıl güvenebilirim ama benim de aynı şekilde problemlerim var soru işaretlerim var su an size güvenip güvenmemekte ben de tedirgin oluyorum. Sizin de güvenip güvenmemekte seçiminiz kendinize kalsın. Sadece sizin, gelip yüz yüze görüşeceğiz, karşılıklı konuşacağız ben bunu şu anda tek başıma evet tek başımayım ben şu an …’dayım ….(anlaşılmıyor) olmam gerekiyor ama ben burada kalacağım yarın sizle gideceğim”
1. Şahıs “O zaman ben yarın geleyim, yarın geleyim ben”
2. Şahıs “…(anlaşılmıyor) İkimize imzaları ….(anlaşılmıyor) gereken durumlar var. Ben kendimi iyi hissedeceğim eğer konuşursak sizde kendinizi iyi hissedeceksiniz ve bundan sonraki yolumuza devam edeceğiz.”
1. Şahıs “Peki ne zaman, nerde, nasıl buluşalım”
2. Şahıs “Ne zaman nerde? …’yı biliyor musunuz?”
1. Şahıs “Bilirim …’yı”
2. Şahıs “Tamam, şöyle yapalım yarın bunu konuşsak olur mu?”
1. Şahıs “Nasıl”
2. Şahıs “Ya da bu akşam konuşalım bu akşamdan, şu an kafamı toplayamıyorum.”
1. Şahıs “Tamam . sa”
2. Şahıs “Ve eğer sizle görüşmezsem psikolojim iyi olmayacak bunu biliyorum.”
1. Şahıs “Tamam . ama bir de beni düşün”
2. Şahıs “Hani şu an çok detaylı konuşamıyorum dediğim gibi hani ….(anlaşılmıyor) benim söylemek istediğim şeyler var, sizin de vardır konuşuruz tamam, çözüm bitti bu kadar. Yani hani çok da zamanınızı almayacağım size yani”
1. Şahıs “Tamam o zaman. Akşam sen rahatlayınca beni ararsanız, şey yapalım yani görüşelim bana mesaj at şurada, şu saatte buluşalım diye şuradayım de gece olmazsa”
2. Şahıs “Şöyle yapalım sana mesaj atmayayım kendim, siz müsait olduğunuzda beni arayın tamam mı?”
1. Şahıs “Özge ben seni aramaktan çok sıkıntılanıyorum, kaygı duyuyorum çünkü”
2. Şahıs “Neden”
1. Şahıs “Ama bu bir işleyen bir hukuksal süreç var . yani”
2. Şahıs “Tamam şu anda güvenemiyorsunuz ama ben de güvenemiyorum. Ne olacak peki? Yani şu anda hani bir şekilde ….(anlaşılmıyor) gerekiyor.”
1. Şahıs “Yani akşam ara çaldır beni, ben geri döneyim sana o zaman veya senin çaldırman da araman da sorun değil. Benim akşam sekiz gibi filan biter zannediyorum sürecim, hastalarım. Beni çaldır konuşalım, ben de yerini zamanını ayarlayalım …’ya geleyim”
2. Şahıs “Tamam, size güvenmek istiyorum. Siz şu anda bunu kayıt altına da alıp verebilirsiniz de mahkemeye, polise de verebilirsiniz hiçbir şeyden korkum yok ben sadece sizinle yüz yüze gelip bazı sorular sormak istiyorum size”
1. Şahıs “Peki tamam”
2. Şahıs “Konuşmak istiyorum. Sizin yani bu konuda değil konuşmaya yani en azından yani şu an konuşmak istemiyorum akşam konuşalım.”
1. Şahıs “Tamam, anladım anladım, akşam konuşalım tamam”
İçeriğinde olduğu,
“2” numarayla numaralandırılmış CD’nin 5 dakika 11 … süreli bir ses kaydı olduğu, kayıtta geçen konuşmaların;
1. Şahıs “Yoldaki insana güvenmiyorum.”
2. Şahıs “Tamam ben de güvenmiyorum, ben de güvenmiyorum şu an kimseye. Evet siz şu an bunu yaşıyorsunuz. Ben de şu an hiç kimseye güvenmiyorum ve hani bakın ben şunu söylüyorum size, ben mahkemeyi tamamen bırakıyorum yani mahkemeyi istemiyorum. Hani mahkeme bilmem ne şu bu istemiyorum.”
1. Şahıs “Ama yani düşünür müsün, ben salı günü ofisime polisler geliyor, hakkınızda tecavüz iddiası var diyorlar. Beni iki polis koluma giriyor götürüyor. Beni Aşayiş Şube’de tutuyorlar. Ben, … Etfal Hastanesi’nde cinsel saldırı suçlusu olarak doktor arkadaşlarımın arasına giriyorum. Orda muayene oluyorum, geri getiriliyorum, göz altında tutuluyorum. Mahkemeye, Savcılığa çıkarılıyorum … günü. Savcı cinsel saldırı suçuyla, nitelikli cinsel saldırı suçu dediğimiz, yirmi bir yıl hapis cezasıyla düşünebiliyor musun, yirmi bir yıl hapis, yirmi bir yıl hapis cezasıyla benim hakkımda dava açmak üzere ve sen diyorsun ki hani bana güven diyorsun. Yani”
2. Şahıs “Peki bir şey söyleyeceğim, siz şimdi bunları anlatıyorsunuz sonucu, peki ben de süreci anlatmaya başlarsam şu anda. Hani ben de çok yıprandığımı, bilmem neyi şunu bunu anlatacağım. Tamam bakın ben diyorum ki size ben bir imza atacağım ve artık bitecek her şey bitecek. Evet tamam istemiyorum, hiçbir şey istemiyorum ve bunun hani tamam ortadan kalkacak her şey.”
1. Şahıs “Ben ben senle konuşmaktan korkuyorum Özge, şu anda bile yani”
2. Şahıs “Ben de korkuyorum. Ya biliyorum mesela, yani”
1. Şahıs “Senin korkacağın hiç bir”
2. Şahıs “Bakın aynı şeyleri, ben size diyorum ki ben sizden korkuyorum ben size güvenmiyorum, siz de diyorsunuz ki ben senden korkuyorum ben sana güvenmiyorum. Aynı. Hani saçma bir süreç var. Evet çok saçma bir süreç istemiyorum. Bakın istemiyorum bu kadar. Mesele diyorum ki her şeyden sizin de bilmediğiniz bazı şeyler var. Konuşmak istiyorum ama siz diyorsunuz ki size güvenmiyorum. Yani evet aslında şöyle olmalı bu mahkemenin ortadan kalktıktan sonra ben sizinle konuşmalıyım. Değil mi, öyle mi? Mahkeme durumunun ortadan ama o mahkeme durumu ortadan kalktıktan sonra nasıl görüşeceğiz ondan sonra hiç umurunuzda bile olmayacak çünkü vicdanınızda rahatlamayacak …(anlaşılmıyor)”
1. Şahıs “Sana şerefimle çocuklarımın, çocuklarımın benim bakmak zorunda olduğum çocuklarım kadar belki yanlış anlaşılmalarını sebep oldu, sana karşı senin bana karşı sorumlulukların var. Bunların hepsini aşmak zorundayız. Yani evet teşekkür ederim samimiyetine ve ya hani ben bu işi kapatıyorum demene çok çok memnun oldum ama bu değil yalnızca. Hakikaten teşekkür ederim davadan vazgeçtiğin için teşekkür ederim. Beni çok rahatlattı ama bu değil. Bunun böyle olmadığını biliyorsun.”
2. Şahıs “Siz de bilmiyorsunuz koşulları. Nasıl o emniyete gittiğimi siz de bilmiyorsunuz koşulları da bilmiyorsunuz. Bunları da siz dinlemeniz gerekiyor. Sizin değil mi? Dinlemeniz gerekiyor bence”
1. Şahıs “Evet tabi ki”
2. Şahıs “Gerekmiyor mu?”
1. Şahıs “Gerekiyor”
2. Şahıs “Ben size kendimi ifade etmeye çalışıyorum bu kadar. İsterseniz benim söylediklerimi kayda alın, isterseniz beni polise verin, isterseniz avukatınıza anlatın bunların hepsini umurumda değil. Biliyor musunuz şu anda umurumda değil. Ama sizinle yüz yüze konuşmak istiyordum bu kadar. Sadece kendimi ifade etmek için o günün şartlarını anlatmak için, emniyet sürecini anlatmak için, kendimi anlatmak için. Bu kadar yani. Bakın ben bayan halimle geleceğim dedim ama siz istemediniz çok da sorun değil.”
1. Şahıs “Peki, istemedim değil bir dakika sana bir şey sormak istiyorum. Böyle bir sürecin bu tarafında sen olsan, nitelikli cinsel saldırı suçuyla adı bu; 21 yıl hapis cezasıyla yargılanmaya kelepçeyle götürülsen, hani ne hissedersin. Yani tamam senin hissettiklerini anlamaya çalışıyorum ama bana diyorsun ki”
2. Şahıs “Ama ben de ben de”
1. Şahıs “Bana güven diyorsun”
1. Şahıs “Ama …’da seninle görüşebilirim, gelebilirsin, benim de senin kadar görüşmeye ihtiyacım var. Çok çok teşekkür ediyorum. Dediğin gibi konuyu kapatman için, kapattığın için öyle söyledin buna inanmak da istiyorum”
2. Şahıs “Tamam. Yani bilmiyorum şu anda, gelemem herhalde çünkü ben üç gün sonra başlıyorum.”
1. Şahıs “Tamam”
İçeriğinde olduğu,
Üzerinde “Görüntüler” ibaresi yazılı olan “3” numaralı CD’nin 4 dakika 50 … süreli bir video dosyası olduğu, görüntülerin kafeterya gibi bir mekânda kaydedildiği, katılan mağdure olduğu değerlendirilen siyah bluz ve pantolon giymiş, elinde çiçek olduğu görülen şahsın ilk görüntülerde masada oturan başka bir kadınla bir şeyler konuştuğu, ardından masadan ayrılarak bir yere doğru yürüdüğü, şahsın yürüyüşünün farklı kamera açılarıyla tespit edildiği, kaydın ilk beş saniyesinde görüntünün üzerinde “.muayene öncesi görüntüleri” ibaresinin yazılı olduğu, kaydın 32. saniyesinden ve 7. fotoğraftan itibaren katılan mağdurenin geri dönerek kafeteryanın iç kısmına doğru yürüdüğü, bu esnada görüntü üzerinde “.. muayene sonrası görüntüleri” ibaresinin yazılı olduğu, katılan mağdurenin muayene öncesi olarak belirtilen kayıtlarda arkasından yürüdüğü anlaşılan beyaz tişört ve çizgili kısa pantolon giymiş şahsın, muayene sonrasına ait kayıtlarda bir masada bir erkek ve bir kadınla birlikte oturduğu, katılan mağdurenin de bu masaya gelerek onlara katıldığı, şahısların yaklaşık üç dakika hep birlikte oturduktan sonra mekândan ayrıldıkları, söz konusu kaydın farklı açılardan ve farklı saat aralıklarında kaydedilen görüntülerden montajlanarak oluşturulduğu, görüntülerde katılan mağdure olduğu değerlendirilen şahsın kamera saatine göre 04.08.2012 tarihinde saat 15.47 civarında elinde çiçekle mekândan ayrıldığı, aynı tarihte saat 19.36’da ise mekâna döndüğü, masada bir süre oturduktan sonra beyaz tişört ve çizgili kısa pantolon giymiş erkek şahsın koluna girerek mekândan ayrıldığı,
19.09.2013 tarihinde katılan mağdurenin talebi üzerine … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen ve katılan mağdure vekili tarafından dosyaya sunulan ön raporda; katılan mağdurenin yaşadığını belirttiği cinsel saldırı olayına bağlı olarak ağır düzeyde kronik travma sonrası stres bozukluğu ve majör depresyon tanıları nedeniyle uzun süreli psikiyatrik takip ve tedavisinin uygun bulunduğunun, bu koşullarda travmatik olayı tekrar yaşantılamasına neden olacak cinsel saldırı olayını gerçekleştirmiş olduğu iddia edilen kişiyle aynı ortamda bulunmasının ve olay hakkında bilgi vermesinin katılan mağdurenin mevcut ruhsal durumu açısından uygun olmadığının bildirildiği,
07.10.2013 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; katılan mağdurenin yapılan muayenede; evli ve üniversite mezunu olduğunu, olaydan sonra psikiyatrik tedavi gördüğünü ve yüksekten atlamak suretiyle intihar girişiminde bulunduğunu, olanların gözünün önüne geldiğini, öğretmenlik yapmaya devam ettiğini, ara verdiğinde kendini kötü hissettiğini, sanığın kendisine zarar vermesinden korktuğunu, eşiyle cinsel ilişkiye girmediğini, eşiyle yan yana geldiğinde olayın aklına geldiğini, sanığa benzer birilerini gördüğünde kasıldığını, arkadaşlarıyla görüşmek istemediğini ifade ettiği, katılan mağdurenin yapılan muayenesinde ve dava dosyasının incelenmesinde; mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” denilen psikiyatrik bozukluğun tespit edildiği, dolayısıyla katılan mağdurenin 04.08.2012 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu,
22.11.2013 tarihinde katılan mağdurenin talebi üzerine … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen ve katılan mağdure vekili tarafından dosyaya sunulan raporda; “09.09.2013 tarihinde … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Polikliniğine doktoru tarafından cinsel şiddete maruz kaldığı iddiası ile başvuran Fahrettin ve Remziye kızı, 04.06.1981 doğumlu ..’ün aydınlatılmış onamı alınarak yapılan adli tıbbi ve ayrıntılı ruhsal durum muayenelerinden, hakkında düzenlenmiş adlî ve tıbbi belgelerin incelenmesinden elde edilen bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde;
l. Aydınlatılmış onam vermediği ve ruhsal durumu dikkate alınarak yeniden travmatize etmemek amacıyla genel beden ve genital muayenesinin yapılamadığı ancak fiziksel travma tanımlamadığı gibi cinsel saldırıya maruz kaldığını iddia ettiği olay tarihinden yaklaşık 1 hafta sonra 11.08.2013 tarihinde … Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muayenelerinin yapılmış olduğu ve genel beden muayenesinde herhangi bir travmatik lezyon tespit edilmediği, genital muayenesinde; vulvanın tabii olduğu, ekimoz olmadığı, hymenden saat kadranına göre 12, 4 ve 9 hizalarında kaideye varan eski deflorasyon alanları izlendiği, 13.08.2013 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nda litotomi pozisyonunda kolposkop eşliğinde yapılan hymen muayenesinde ise; hymen anüler ve derin yerleşimli, orta yükseklikte olup saat 1-2 hizasında 3-4 mm’lik aksesuar delik olduğu, saat 9 hizasında hymen ön yüzde serbest kenar boyunca 5-6 mm’lik granülasyon dokusu ile serbest kenara paralel seyirli 1-2 mm’lik sedefi renkte nedbe dokusu görüldüğü, saat 4 hizasında gelen iç ruganın 5 hizasında cep oluşturduğu, saat 4 hizasında hymen ön yüz üzerinde paralel seyirli, iç rugaya uzanan 5-6×1 mm’lik kenarlarında granülasyon dokusu gelişmiş yarımay şeklinde yüzeyel laserasyon ve üst bölümde bunu dik kesen 2-3×1 mm’lik nedbeleşmiş alan, hymen fevhasının 2-2,5 cm olduğu, muayenede tespit edilen lezyonların 2.5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğu gibi, ırza tasaddi eylemi sırasında da meydana gelebileceği belirtilmiş olup; her iki muayenesinde tanımlanan bu değişimler dikkate alındığında himenal kenarda travma bulguları saptandığının anlaşıldığı, himenal kenar açıklığının 2-2,5 cm olduğu ve dolayısıyla bu travma bulgularının 2,5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin girişi ile oluşabileceği belirtilmiş ise de özellikle vajinismus (vajenin istemsiz kasılması ile oluşan darlık) tedavisi gördüğü ve maruz kaldığı iddia edilen cinsel saldırı eyleminin niteliği dikkate alındığında muayene sırasında tespit edilen himenal kenar ölçümünün gerçek açıklığı yansıtmayabileceği ve dolayısıyla travmatik değişimlerin daha geniş çaplı bir organ ve/veya cisim ile meydana gelmiş olmasını reddetmenin de mümkün olmadığı,
2. 30.11.2012 tarihli Adli Tıp Kurumu, Biyoloji İhtisas Dairesi’nin raporunda; tükrük amilaz incelemesinin sütyen 1, 2 ve 3 nolu lekelerde, meni yönünden Asit Fosfataz ve PSA incelemesinin kahverengi külot 1, 2, 4, 6, 7 ve 8 nolu lekelerde, mikroskopta sperm incelemesinin kahverengi külot 4 ve 8 nolu lekelerde pozitif sonuç verdiği, .’e ait kahverengi külot üzerindeki 4 ve 8 nolu lekelerden hazırlanan yaymaların mikroskobik incelenmelerinde sperm hücresi olduğunun, sütyen 2 nolu leke örneğine yapılan DNA incelemesi sonucu elde edilen birden fazla kişiye ait karışık DNA profilinin … ve .’e ait DNA profilini içerdiği, sütyen 1 nolu leke örneğine yapılan aynı soyun tüm erkek bireylerinde değişmeden kalıtıldığı bilinen Y-STR DNA incelemesi sonucu tespit edilen Y-STR DNA profilinin …’in Y-STR DNA profili ile uyum sağladığının tespit edildiği belirtilmiş olup; kahverengi külot üzerindeki lekelerde saptanan sperm hücrelerinin identifikasyonu ile ilgili herhangi bir yorum yapılmamış olmakla birlikte sütyende mevcut olan lekeler üzerinde tükürük amilaz ve …’e ait DNA profilinin saptanmasının kişinin aktardığı cinsel saldırı öyküsünde tükürme ve/veya elini göğsüne koyma eylemi ile uygunluk gösterdiği,
3. Biyolojik örneklerin alınış tarihi, .’ün iddia ettiği cinsel saldırı eylem tarihinin üzerinden geçen süre ve kişinin bu sürede birkaç kez banyo yaptığı dikkate alındığında; vajinal sürüntü örneklerinde yapılan incelemelerde sadece şahsın kendisine ait DNA profilinin tespit edilmesinin tıbben beklenen bir durum olduğu,
4. Olay tarihinden yaklaşık 1 hafta sonra … Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan ruhsal durum muayenesinde; Akut Stres Reaksiyonu tespit edilmiş olup … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 21.10.2013 tarihli … kurulu raporunda; kişinin 21.09.2012 tarihinden itibaren yaklaşık 1 yıl Psikiyatri Anabilim Dalı’nda Organik Olmayan Vajinismus, Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Orta Depresif Nöbet tanıları ile takip ve tedavisinin yapıldığı, kişinin maruz kaldığını belirttiği cinsel saldırı olayından sonra şikâyetlerinin başladığı, hastalıklarının kalıcı olarak ruh sağlığını bozduğu ve hâlen artarak devam ettiği, uygulanan testlerde ve yapılan muayenelerde akıl sağlığının ve yargılama yetisinin tam ve sağlıklı olduğu, hiçbir muayenede bozulmuş olmadığının tespit edildiği, yapılan son ruhsal muayenesinde de yoğun depresif ve travmatik bulgularının devam ettiğinin bildirildiği, Adli Tıp Polikliniğine 09.09.2013 tarihli başvurusu sonrası yapılan ruhsal durum muayenesinde; Olayın Etkilerini Değerlendirme Ölçeği’nde 67 puanla şiddetli düzeyde etkilenme görüldüğü, Beck Depresyon Ölçeği’nde 31 puanla şiddetli düzeyde depresif belirtiler saptandığı ve … Gök’ün yaşadığını belirttiği cinsel taciz/tecavüz olayına bağlı olarak ortaya çıkan ağır düzeyde Travma Sonrası Stres Bozukluğu geliştiği, bunun yanında şiddetli düzeyde depresif belirtilerin bulunduğu, verdiği bilgilerin birbiriyle tutarlı olduğu ve güvenilebileceği, olay sonrasında ruhsal zorlukların ortaya çıktığı ve bu zorlukların yaşadığı olay ve sonuçlarıyla bağlantılı olduğunun tespit edildiği,
5. Vajene cisim sokulması eyleminin tedaviyi yapan hekim tarafından ve vajinismus tedavisi amacıyla gerçekleştirilmesinin günümüz kadın cinsel işlev bozuklukları tedavisinde gerek ulusal gerekse uluslararası kabul edilmiş tıbbi standartlar ve etik ilkeler ile de uygunluk göstermediği, tedavi egzersizlerinin kadının kendisi ve eşi tarafından uygulanması gerektiği, hekim ve/veya terapistin vajene cisim sokması şeklinde bir tedavi yönteminin günümüzde kabul görmediği de dikkate alındığında; ayrıntılı ruhsal durum muayenelerinde cinsel saldırı olayına bağlı olarak ortaya çıktığı saptanan ruhsal travma bulguları, genital bölgedeki travmatik değişimler ve biyolojik tıbbi deliller birlikte değerlendirildiğinde; bu bulguların tamamının organ ve sair bir cismin vajene sokulması şeklinde bir cinsel saldırı sonucu meydana geldiği,
a. Cinsel saldırı ile uyumlu ruhsal travma sonucu ruh sağlığının kalıcı nitelikte bozulduğu,
b. Yaşamsal tehlikeye yol açacak nitelikte olmadığı,
c. Sağlığının ve algılama yeteneğinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek düzeyde bozulmasına yol açtığı,
d. Psikiyatrik takip ve tedavisinin devam etmesi gerektiği,” kanaatine yer verildiği,
05.12.2013 tarihinde sank müdafisi tarafından dosyaya sunulan … Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Adli Tıp ve Adli Bilimler uzmanı tarafından düzenlenen bilimsel mütalaanın sonuç bölümünde; “1981 doğumlu . hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerin tetkikinden elde edilerek yukarıya kaydedilen bulgu ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde;
1-Değerlendirme bölümünde, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin raporunun ayrıntılı incelendiği kısımda açıklandığı üzere; inceleme konusu sütyen üzerinde bir kişiye ait tükürük izi bulunduğu, bu kişinin DNA yoğunluğu dikkate alındığında, … Gök olmasının kuvvetle muhtemel olduğu,
2-İncelenen sütyen 1 ve 2 nolu örneklerde, ancak Y-STR yöntemi ile saptanacak düzeyde, az miktarda Dr. .’e ait DNA saptanmasının; bir cinsel saldırı olayının adli-tıbbi delili olarak kabul edilemeyeceği,
3-Bu bulgunun sadece, uzun bir süre sürdürülen vaginusmus tedavisi sırasındaki, hasta-hekim arasındaki yakın teması göstereceği,
4-Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi raporunda bu hususlara açıklık getirilmemesinin bir eksiklik olduğu,
5-Genital bulguların tartışıldığı bölümde ayrıntılı açıklandığı gibi,.’ün hymeninde saptanan bulguların, erişkin bir erkeğin ereksiyon hâlindeki penisinin vagene sokulması ile uyumlu olmadığı,
6-İyileşmesi geciken, yarımay şeklinde ve serbest kenara paralel seyirli lezyonların, vaginusmus tedavisi sırasında kullanılan, parmak ve/veya vajinal dilatör ile oluşabilecek nitelikte olduğu,
7-Konu ile ilgili Adli Tıp Kurumu raporunun da bu görüş ile çelişmediği,
8-Adli Tıp Kurumu raporunda da olasılık oranı belirtilmeden ve söz konusu olayda geçen iddia dikkate alınmadan, hymendeki lezyonların; ‘tespit edilen lezyonların 2.5 cm ve daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğu gibi, ırza tasaddi eylemi sırasında da meydana gelebileceği, aralarında tıbben ayrım yapılamadığı’ şeklinde yorumlandığı, bu nedenle doğru anlaşılmadığı,
9-Adli Tıp Kurumu raporunda, Dr. .’in yetişkin bir erkek olduğu bilgisi ve uyguladığı tedavinin tıp kuralları gereği olduğu dikkate alınmadan, yeni TCK kapsamında olmayan ‘ırza tasaddi’ konusunda ayırım yapılamayacağının bildirildiği, bu hatanın da yukarıda belirtilen yanlış anlamaya neden olduğu,
10-Yetişkin birinin penis çapının ortalama 3,5 ile 4,5 cm arasında olduğu ve vaginusmus tedavisi sırasında dilatasyon (genişleme) sağlanması için parmak ve vaginal dilatör kullanılmasının tıp kuralları gereği olduğu,
11-… Gök’ün Adli Tıp Kurumu’nda ruhsal travma muayenesi henüz yapılmadığından ve dosyadaki mevcut raporlar, bir medikolegal değerlendirme için yetersiz olduğundan, konu ile ilgili bu aşamada değerlendirme yapılmasının bilimsel olmayacağı,
12-… Gök’ün mevcut kronik ruhsal travmaları nedeni ile ruhsal durum muayenesine ait raporun; ancak değerlendirme bölümünde ayrıntılı açıklanan kriterleri taşıması hâlinde, yargılama sürecine katkıda bulunabileceği,” şeklindeki tespitlerin yer aldığı,
10.02.2014 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen raporda; Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde kızlık zarının fevhasının 2-2,5 cm olarak saptandığı dikkate alındığında, kızlık zarında tespit edilen nedbeleşmiş laserasyonların normal cesamette ereksiyon hâlindeki penisin duhulü ile oluşmasının mümkün olup olmadığı sorulan katılan mağdurenin 13.08.2012 tarihinde yapılan muayenesinde; hymende tarif edilen bulguların, hymenin esnekliği, mukavemeti, serbest kenarının karakteri ile penisin tam veya tam olmayan ereksiyonuna bağlı olarak değişebileceğinden, söz konusu bulguların, hymenin fevhası da dikkate alındığında, normal cesametteki ereksiyon hâlindeki penisin duhulü ile oluşabileceği gibi benzer cesamette bir cismin duhulü, daha küçük çapta bir cisim veya parmağın uygun pozisyonda duhulü ile de oluşabileceği, bunlar arasında tıbben ayrım yapılamayacağı kanaatinin ek mütalaa edildiği,
15.09.2014 tarihinde Forensik Adli Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen ve sanık müdafisince dosyaya sunulan bilirkişi mütalaasının sonuç bölümünde; “1-Vajinismus bir hastalıktır. Psikiyatrik bir hastalık, psikolojik bir bozukluktur. Tüm dünyada ve ülkemizde bu kabulle yaklaşılır. WHO Dünya … Örgütü hastalık kodları İCD-10’da F52.5 organik olmayan vajinismus kodunu almaktadır. TC … Bakanlığı tarafından da aynı şekilde kabul edilmekte … sistemimizde F52.5 organik olmayan vajinismus kodu ile psikiyatrik hastalık, psikolojik bozukluk olarak sınıflandırılmaktadır.
2-Genel ve yaygın bir tedavi yöntemini kurallar içinde uygulayan Dr. Kiper’in bu tedavisinin hastanın şikâyeti üzerine cinsel saldırı kapsamında değerlendirilmesine neden olacak hiçbir objektif ve bilimsel delil ve doktrin bulunmamaktadır.
3-Vaginismus hastası olan kadınların psikiyatrik açıdan problemleri olan ve stres faktörünün en önemli unsur olduğu psikiyatri biliminde çok sayıda çalışma ile ortaya konmuş ve kabul gören bir kavramdır.
4-Bu açıdan bu olayda şikâyetçi olan …’un mutlaka bir üniversite hastanesine bağlı psikiyatri kliniğinde psikiyatrik muayenesinin yapılarak olgunun bunun ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir.
5-Ayrıca fiziksel muayene ile elde edilen bulguların bir cinsel saldırı sonucu meydana gelmiş olabileceği yaklaşımı bilimsel ve objektif olmaktan uzaktır. Bu bulguların birçok farklı şekilde meydana gelmiş olabileceği göz önünde tutularak değerlendirilmesi gerekmektedir.” tespitlerine yer verildiği,
23.09.2014 tarihli sanık müdafisinin savunma dilekçesinin ekinde yer alan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. . tarafından düzenlenen bilimsel mütalaada; Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 13.08.2012 tarihli raporunun son derece ayrıntılı bir muayene sonucu düzenlediğinin açıkça görüldüğünün, raporda çentik ve eski granülasyon dokularından söz edildiğinin, zarın girişine izin veren açıklığın 2-2,5 cm olduğunun belirtildiğinin ancak kaideye varan herhangi bir yırtıktan bahsedilmediğinin, gerçekleştiği iddia edilen olay tarihi ile muayene tarihi arasından geçen zaman dikkate alındığında (yaklaşık sekiz gün) tespit edilen eski granülasyon dokularının daha önceki tedavilere ait olduğunun görüleceğinin, kaideye varan herhangi bir yırtık görülmemesi ve mevcut bulgular ile katılan mağdurenin muayene sırasında bakire olduğunun dahi söylenebileceğinin belirtildiği, yine sanık müdafisi tarafından sunulan savunma dilekçesinin ekinde yer alan üroloji uzmanı Opr. Dr. . tarafından tanzim edilen bilimsel mütalaanın sonuç bölümünde; ereksiyon hâlinde bulunmayan bir penisin vajinal penetrasyonunun mümkün olmadığının, çalışmalarda ereksiyon hâlindeki penis çevrelerinin ortalama 13 cm civarında olduğunun görüldüğünün, 12 cm çevreye sahip olan bir penisin çapının 3,82 cm olarak hesaplanacağının, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda katılan mağdurenin kızlık zarı fehvasının 2-2,5 cm olduğunun, tespit edilen lezyonların 2,5 cm ya da daha küçük çapta organ ya da cismin duhulü ile husulü mümkün olduğunun bildirilmesi karşısında ortalama penis çapının 3,82 cm olduğu düşünüldüğünde fiziksel olarak bu verilerin birbirleriyle örtüşmediğinin bildirildiği, sanık müdafisinin söz konusu savunma dilekçesi ekinde tanıklar … (Esgin) ve … … tarafından imzalandığı bildirilen dilekçelerin de yer aldığı, tanık …’ün söz konusu dilekçede; mahkemede bazı önemli konuları aktaramadığını, katılan mağdurenin muayene odasına alındığı her seferde tanık … tarafından muayeneye hazırlandığını, yine her seferde katılan mağdureye muayene örtüsü ve terliği verildiğini, sonrasında diğer hastalarda olduğu gibi katılan mağdurenin hazır olduğunun sanığa bildirildiğini, dolayısıyla duruşmada hiç muayene örtüsü görmediğini söyleyen katılan mağdurenin doğruları sakladığını, 02.08.2012 Salı ya da 03.08.2012 … günü katılan mağdurenin beline muayene örtüsü sarılmış bir vaziyette eşinin yanına bekleme salonuna indiğini, bunun uygun bir davranış olmadığını, altına etek ya da pantolonunu giyip gelmesi gerektiğini söyleyerek katılan mağdureye uyarıda bulunduğunu, tanık …’nün de bu konuda katılan mağdureyi uyardığını, muayene günlerinde katılan mağdurenin tanık … tarafından muayene odasına alındığını, odada yalnız başına sanığın belirlediği egzersizleri yaptığını, katılan mağdurenin muayene odasında olduğu zamanlarda sanığın muayene odasında bulunmadığını belirttiği, tanık … …’ın bahsi geçen dilekçede; mahkemede önemli gördüğü bazı hususları anlatamadığını, 04.08.2012 tarihinde katılan mağdurenin iddia edildiği gibi muayene masasına çıplak bir hâlde, örtü kullanmadan yatmadığını, sanığın katılan mağdureyi hazırlamasını söylemesi üzerine katılan mağdureyi bizzat kendisinin muayene odasına götürdüğünü, terlik ve örtü verdiğini, katılan mağdureyi muayene masasına yatırdığını, o esnada katılan mağdurenin üstünde tişörtünün olduğunu, her seferinde muayenelerin bu şekilde gerçekleştiğini, sadece katılan mağdurenin istememesi nedeniyle egzersiz yaptığı esnada odada bulunmadığını, zaten sanığın da katılan mağdureye yapacağı egzersizleri anlattıktan sonra odadan çıktığını, katılan mağdurenin odada yalnız kaldığını, hatta bir defasında katılan mağdurenin muayene örtüsünü belden aşağı kısmına bir peştamal gibi dolayarak tuvalete gittiğini, sonrasında da belinde muayene örtüsü, ayağında terlik ile bekleme salonunda bulunan eşinin yanına indiğini, katılan mağdureyi bu durumun uygun olmadığı konusunda tanık Reyhan’la birlikte uyardıklarını, katılan mağdurenin muayeneye geldiği her seferde kendisini çok iyi hissettiğini, mutlu olduğunu, buradan hiç gitmek istemediğini dile getirdiğini bildirdiği,
08.12.2016 tarihinde sanık müdafisi tarafından dosyaya sunulan Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu kararının onaylı suretine göre; … Tabip Odası Onur Kurulu tarafından sanığın 6 ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın itirazı üzerine dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda … Tabip Odası Onur Kurulu kararında katılan mağdurenin sütyeninde sanığa ait sperm örneği bulunduğunun belirtildiği ancak Adli Tıp Kurumu raporunda “YSTR DNA örneği” bulunduğunun bildirildiği, bunun teorik olarak başka temaslarla da aktarılmasının mümkün olduğu, bu yönüyle kararın eksik incelemeyle verildiği, konuya ilişkin ceza mahkemesi dosyasındaki bilgi ve belgeler de istenmek suretiyle soruşturmanın derinleştirilerek karara bağlanması gerektiği bildirilerek sanığın 6 ay süreyle geçici olarak meslekten men cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … Tabip Odası Onur Kurulu kararının bozulmasına oy çokluğuyla hükmedildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure … Kollukta; 4 yıllık evli olduğunu, ikiz kardeşi .’ın üniversite yıllarında çalıştığı … yerinde … yeri sahibi tarafından ağzı kapatılmak suretiyle tacize uğramasının kendisini çok etkilediğini, ayrıca genç kızlığı boyunca çevreden duyduğu ilk gece anlatımlarının da kendisini korkuttuğunu, bu nedenle evlendikleri günden itibaren eşiyle cinsel bir ilişki yaşayamadıklarını, kadın doğum uzmanına gittiklerini, kadın doğum uzmanının da kendisine fizyolojik bir sorununun olmadığını, probleminin psikolojik olduğunu, eşiyle birlikte bir psikiyatri uzmanına gitmeleri durumunda bu sorunu çözebileceklerini söylediğini, 3 ay süreyle CETAD (Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği) üyesi Nezaket Kaya isimli psikiyatri uzmanına gittiklerini, eşine ve kendisine Kegel, sık-bırak tekniği gibi değişik tedaviler uygulandığını, işleri nedeniyle terapiyi yarım bırakmak zorunda kaldıklarını, devam eden zamanda herhangi bir ilerleme kaydedemeyince psikolojik danışman ve rehber öğretmen olan, konuyu da bilen tanık .’den kendilerine vajinismus konusunda uzman, başarılı sonuçlar elde etmiş birini bulmasını istediklerini, …’da yaşayan tanık .’nin de …’a geldiğinde . isimli şahıs aracılığıyla sanıkla tanıştığını kendilerine anlattığını, bunun üzerine sanığa ulaşarak randevu aldıklarını ve …’a gittiklerini, 24.07.2012 tarihinde Salı günü eşiyle beraber sanığın muayenehanesine gittiklerini, sanığın muayenehanesinin iki kattan oluştuğunu, ilk katta sekreter ve bekleme odasının bulunduğunu, ikinci kattaki görüşme odasında kamera olduğunu ve görüşmelerin kayda alındığını ancak muayene odasında kamera olmadığını, sanığa vajinusmus şikâyetinin olduğunu söylemesi üzerine sanığın muayene odasında kendisini muayene ettiğini, muayene odasında bulunan kadın doğum masasına oturarak eteğini kaldırdığını, utandığı için eliyle cinsel organının bulunduğu bölgeyi kapatmaya çalıştığını, sanığın da “Elini çek. Bacaklarını tamamen aç.” demesi üzerine söyleneni yaptığını, sanığın eldiven takıp jel kullanarak muayeneye başladığı sırada canının yandığını ve kendisini çektiğini, sanığın da sakin olmasını söyleyerek parmağıyla daha ileri düzeyde muayeneye devam ettiğini, fizyolojik bir sorununun olmadığını, kaygı ve korkuları nedeniyle acımadığı hâlde acıyacakmış gibi hissettiğini kendisine söylediğini, muayene bittikten sonra eşinin yanına döndüklerinde sanığın, kendisini 3 haftada tedavi edeceğini söylediğini, 3.000 TL tedavi ücreti istediğini, kendilerine 3 adet CD bir de motivasyonla ilgili “Az seçilen yol” isimli bir kitap verdiğini ve … gününe randevu kararlaştırıldığını, randevuya gittiklerinde regl olduğunu söylemesi üzerine sanığın, eşini bekleme odasına göndererek kendisiyle konuşmaya başladığını, evlenmeden önce eşiyle ilişki yaşayıp yaşamadığını, ne kadar süre beraber olduklarını sorduğunu, ilk gecenin önemli olduğunu, arkadaşlık ettikleri dönemde eşiyle farklı şehirlerde yaşadıklarını, cinsel anlamda bir şeyler yaşadıktan sonra eşini kaybetmekten korktuğunu, bu yüzden cinsel birlikteliği düşünmediğini söylediğinde sanığın “Aslında bunu yaparsan herkesle yaparım diye korktun değil mi?” dediğini, “Hayır. Hayır.” diyerek cevap vermesi üzerine sanığın “İşte bak sen çok eleştirilmişsin. O yüzden her şeye savunmacı bir tutumla yaklaşıyorsun.” diyerek karşısına geçip “Ben senin çok sıkıcı bir öğretmen olduğunu düşünüyorum.” şeklinde sözler söylediğini, sanığın bu sözlerine şaşkınlıkla güldüğünü, bunun üzerine sanığın “Ne kadar rahatsın bak. Beni iplemedin bile. Kendine bu anlamda güvendiğin için ani bir tepkiyle savunmacı bir yaklaşım içine girmedin.” dedikten sonra “Cinselliği etrafınla ne kadar paylaşırsın?” diye sorduğunu, kendisinin de cinsellik konusunu eşi ve kız kardeşiyle konuşabileceğini ancak yeni tanıştığı ve samimi olmadığı insanlarla konuşamayacağını söylediğini, sanığın bu defa “Sevişmeye argoda ne denir?” diye sorduğunu, kendisinin de utandığını, yere baktığını ve ne cevap vereceğini bilemediğini, sanığın “Sen cinsel birliktelik yaşadığında tecavüz edilmiş gibi mi hissediyorsun?” diye sorduğunu, bu soruya cevap veremediğini ama sanığın cevap beklediğini söylemesi üzerine tedirgin bir şekilde sevişmenin argodaki karşılığını hızlı bir şekilde dile getirdiğini, sanığın da “Ne oldu söyledin de incilerin mi döküldü? Normal bir kadın kimliğinde olsa idin utanmadan söylerdin ama sen çocuk kimliğindesin.” dediğini, regl döneminde olması nedeniyle 31.07.2012 tarihine randevu verdikten sonra kullanması için İnsidon ve Pasiflora isimleri şurupları reçete ettiğini ve otele yerleşerek verdiği egzersizleri orada yapmalarını istediğini, her iki ilacı da günde bir defa akşamları içtiğini, bu ilaçların kendisini uyuttuğunu ve sabahları geç kalkmaya başladığını, 31.07.2012 tarihinde valizleri yanlarında olduğu hâlde sanığın muayenehanesine gittiklerini, sanıkla odasında kısa bir konuşma yaptıktan sonra muayene odasına geçtiklerini, üzerinde elbise olduğunu, kendisinden kadın doğum masasına geçerek ayaklarını açmasını isteyen, sanığın söylediğini yaptığını, sanığın bu defa masadan kalkmasını ve alt iç çamaşırını çıkardıktan sonra tekrar oturmasını istediğini, sanığa doktor olması nedeniyle güvenerek söylediklerini yaptığını, sanığın, üzerine örtü dahi örtmeden eldiven takarak parmağıyla ve jel yardımıyla Kegel egzersizini uygulamaya başladığını, tedirgin bir şekilde kendisini çekip acıdığını söylediği sırada sanığın parmağının da vajinasının içinde olduğunu, yaşadığı acıya 0 ile 10 arasında bir değer vermesini istediğini, “6” diyerek cevap vermesi üzerine bacağını çimdikleyen sanığın “Bundan daha mı çok acı?” diye sorduğunu, şaşkınlıkla sanığa baktığını, sanığın devamlı “Sen özgür bir kadınsın. Dilediğin yerde istediğin kişiyle yapabilecek özgür bir kadınsın. Vajinanın gücünü hisset. O sana verilmiş bir nimet.” dediğini, … günü gerçekleşen randevuda eşinin bekleme odasında kaldığı sırada sanığın muayene odasındaki aynanın önünde “Altını çıkart. İç çamaşırınla kal.” demesi üzerine pantolonunu çıkartarak iç çamaşırıyla aynanın önünde beklediğini, sanığın, iç çamaşırını da çıkartarak “Aynada ne görüyorsun?” diye sorduğunu, utandığı için iki eliyle cinsel organını kapatarak aynaya baktığı sırada sanığın da arkasında olduğunu ve aynaya baktığını gördüğünü, akabinde sanığın, ellerini iki yana açarak sıkılmamasını söylediğini, “Eşinle erotik içerikli bir film seyrettiniz mi?” diye sorduğunu, utanarak “Evet.” dediğini, eşinin erotik içerikli film seyrederek korkularını yenmesini istediği için eşiyle beraber böyle filmler izlediğini ancak sadece 5 dakika bakabildiğini, sanığın aynanın karşısında bu defa “O filmi izlediğinde genelde erkeğin neresine bakarsın?” diye sorduğunu, kendisinin de sanığa “Gözlerine, yüzüne, omuzlarına, kol ve ellerine bakarım.” diyerek cevap verdiğini, sanığın şaşkın bir şekilde bakarak “Aynada kendini nasıl görüyorsun?” demesi üzerine sanığa vücudunun üst kısmını gösterip sadece bu bölgeyi gördüğünü söylediğini, sanığın “Sen kendini alt ve üst olarak bir bütün görmelisin.” dediğini, sanığın talimatıyla alt tarafı çıplak bir hâlde muayene masasına oturduğunu, sanığın, arkasından baktığını bilmenin kendisini rahatsız ettiğini, bir taraftan da içinden “O doktor, ona güven.” diye geçirdiğini, sanığın müzik açarak dinlemesini istediğini ve parmak egzersizlerine başladığını, önce işaret parmağını içeri ilerletirken “Çikolatayı sever misin?” diye sorduğunu, “Evet.” diyerek cevap verince parmağını ilerletirken “Doluluk, mutluluk, haz, çikolata hissi” demeye başladığını ve bu sözleri sürekli olarak tekrarladığını, parmağını, vajinasından çıkartırken de “Boşluk, yalnızlık” diyerek kulağına fısıldadığını, o esnada sanığın sol elinin, başının arkasında olduğunu ve sağ eliyle de vajinasına parmak egzersizi yapmaya devam ettiğini, “Sen dilediğin yerde dilediğini yapacak özgür bir kadınsın. Ben birçok hastamla birlikte oldum. Birçok kadını da tedavi ettim. Sen vajinanın gücüne inan. Senin gücün çok. Her şeyi sen kontrol edeceksin.” dediğini, perşembe günü parmak egzersizini yine aynı şekilde yaptığı sırada sanığın şehvetli bir şekilde yukarı aşağı hareket ettirdiği dilini gösterdiğini, kendisini ayağa kaldırdığını, ayakta da işaret parmağıyla egzersiz yaptırdıktan sonra tekrar muayene masasına yatırtarak “Şimdi egzersizi sen yapacaksın.” dediğini, ilk kez egzersizi yapmak için jel sürerken jelin kaygan ve yapışkan olması nedeniyle midesinin bulandığını, sanığın da bu durumu fark ederek “Meni de böyle bir şeydir. Sümüklü böcek tutar gibi tutmayı bırak.” dediğini ve “Sen hiç sperm yuttun mu?” diye sorduğunu, tiksinerek sanığa “Hayır.” cevabını verdiğini, bu defa sanığın “Eşin sana oral seks yaptı mı?” diye sorduğunu, sanığa bu durumu rahatsız edici bulduğu için izin vermediğini söylediğini, sanığın “O akıntının kokusundan erkekler çok hoşlanır.” dediğini, … gününe kadar gittiği her muayenede kendisine çok güçlü olduğunu, egzersizler sırasında omzundan tutabileceğini, gözünün içine bakmasını söylediğini, 03.08.2012 tarihinde … günü gerçekleşen terapi sırasında sanığın, acımayacağını, vajinasında ve karnında doluluk hissi yaşayacağını, çektiğinde de bu hissi özleyeceğini söyleyerek vibratörü ileri geri hareket ettirmeye başladığını, egzersiz sırasında “Kendini rahat bırak. Gözlerimin içine bak. Eşinin bunu sana yapabileceğini mi sanıyorsun? Şimdi bundan zevk almaya başlayacaksın.” dediğini, vibratörü daha içeri ittirerek canını acıttığını, daha sonra oturduğu yerden kaldırarak tam karşıda bulunan muayene masasının üzerinde tuvaletini yapar gibi çömelmesini istediğini, çömelmesi üzerine tekrar vibratörü kullanmaya başladığını, devamında vibratörü kendisine vererek bizzat yapmasını istediğini, canının acımasına rağmen sanığın söylediklerini yapmaya çalıştığı sırada diğer muayene masasındaki peçete üzerine bulaşmış kanı göstererek “Şu an kızlık zarın bozuldu.” dediğini, sanığa şaşırarak bakması üzerine vibratörü vajinasından çekerek ucundaki kanı temizlediğini ve “Biz bunlara takılmıyoruz. İstersen al, sakla.” dediğini, “Gerçekten mi?” diye sorunca kendisini azarlayarak saçmalamamasını söylediğini ve muayene masasına yatırıp parmaklarıyla yapmasını istediğini, o esnada da “Ben de insanım ama.” şeklinde sözler söylediğini, sanığın yorulduğunu düşünüp ona “Sizi çok yordum değil mi?” diyerek karşılık verdiğini, muayenehaneden ayrılırken sanığın regl döneminde kullanılan tamponlardan bir tanesini vajinasına yerleştirdiğini, sanığa çok acıdığını söylediğini, sanığın da tamponu bilerek ileri doğru itmediğini, kendisine doluluk hissi vermesi için böyle yaptığını, eczaneden bir paket tampon alarak kullanmaya devam etmesini söylediğini, eşine de aşama kaydettiklerini, kızlık zarının bozulduğunu, bunu da vibratörü kullanarak yaptığını anlattığını, eşinin de mutlu olduğunu söylediğini, 04.08.2012 tarihine randevu alarak muayenehaneden ayrıldıklarını, cumartesi günü saat 15.45’te eşiyle muayenehaneye gittiklerini, doktorun yanına gittikleri sırada kız kardeşi geldiği için eşinin, kız kardeşiyle beraber muayenehanenin yanında bulunan simit sarayında oturmaya gittiğini, saat 17.00’ye kadar bekleme salonunda oturduğunu, o sırada sekreter Reyhan’ın saat 16.30’da muayenehaneden çıktığını, çalışanlardan sadece çaycı …’nün kaldığını, kendisi bekleme salonundayken bir çift ile kızının gittiklerini, iki erkek hastanın daha beklemekte olduğunu, sanığın, kendisini kameralı odaya alarak eşinin nerede olduğunu sorduğunu, eşiyle kız kardeşinin simit sarayında beklediklerini sanığa söylediğini, birlikte muayene odasına geçtiklerini, üzerinde tulum olduğu için yanında getirdiği badiyi giymek istediğini, sanığın da “Bütün hastalarım rahatça oturuyor. Senin göğüslerinle ilgili bir sıkıntın mı var ki çekiniyorsun?” diyerek badiyi giymesine izin vermediğini, muayene masasına yattığında önce küçük, sonra büyük vibratörle egzersizlere başladığını, keman ve piyano sesleri eşliğinde su sesini dinletirken şuh bir edayla “Sen çok güzel ve seksi bir kadınsın. Sen dilediğini dilediğin yerde dilediğin kişi ile yapabilecek özgür bir kadınsın. Şu anda neler hissediyorsun?” diye sorduğunda cevap veremediğini, sanığın da şehvetli bir şekilde “Gözlerime bak ve gözlerini benden ayırma. Şu an ben ne yapıyorum bana söyle.” diye üstelediğini, zaman geçtikçe sanığın davranışlarının garipleşmeye, sesinin kısık çıkmaya, farklı bir yüz ifadesiyle bakarak ağzının içinde dilini oynatıp yalar bir vaziyette iç çekerek “Ben de insanım. Benim bir erkek olduğumu unutuyorsun galiba?” dediğini, elini tutmasını isteyip bacaklarının arasına geçtiğini, muayene masasının arka tarafının sanık tarafından dik bir konuma getirildiğini, iki bacağını masanın yanında duran ayaklıklara koyduran ve bu yolla hareket etmesini engelleyen sanığın, “Kadınların en sevdiği pozisyon budur. Vajina geriye çekilir ve her erkek bunu yapamaz ve bilemez.” şeklinde sözler söylediğini, ilk günden itibaren “Gözünü benden ayırma.” diyerek telkinlerde bulunduğu için hipnotize olmuş yani şartlanmış gibi sanığın gözlerine baktığını, o sırada kendisine doğru iyice yaklaştığında içinden vibratörü çıkarıp sanığın girdiğini dahi fark edemediğini, kızlık zarının bozulduğu andan itibaren acıdan uyuşmuş hâlde olduğundan ne durumda olduğunu idrak edemediğini, sanığın, üstüne ağırlığını verip göğüslerini sıkıp avuçlayarak üzerinde hızlı bir şekilde gidip gelmeye başladığını o zaman fark ettiğini, şok etkisiyle içsel bir panik yaşayarak karşı koymaya çalıştığını ancak sanık, kendisinden daha güçlü ve uzun boylu olduğu için gücünün yetmediğini, zor da olsa ayaklarını kurtarıp geriye doğru kaçmaya çalıştığını ancak muayene masası dik konumda olduğu için hareket kabiliyeti sınırlandığından kaçıp kurtulamadığını, devamında sanığın, üzerinden kalkıp diğer muayene masasına sırtı duvara gelecek şekilde kendisini oturttuğunu ve tekrar denemeye çalıştığını, bacaklarını kapatıp sanığa engel olmak istediği esnada sanığın kondom takmadığını gördüğünü, sanığın masanın üzerinde bulunan peçeteye boşaldığını, yarı baygın bir şekilde peçetenin üzerine düştüğünü, karın bölgesine spermlerinin bulaşması üzerine sanığın dik bir sesle “Ne yapıyorsun?” diye sorarak telaşlı bir hâlde karın bölgesini temizlemeye çalıştığını, sonra da kendisine dönüp “Aramızda bu sorun olmasın. Sır olarak kalsın. Gözlerimin içine bak.” diyerek omuzlarından sallayarak sarsmaya başladığını, gözünün önünden yaşadıklarının geçtiğini, kıyafetlerini giydiğini, tuvalete giderek kapıyı kilitlediğini, kısa bir süre tuvalette kaldığını, tuvaletten çıkması için kendisini zorlayan sanıktan, korktuğu için tuvaletten çıkıp sessizce muayene odasına döndüğünü, sanığın soğukkanlı bir şekilde iyi olup olmadığını sorduğunu, o sırada sanığın üzerini değiştirdiğini fark ettiğini, sanıkla birlikte sekreterin odasının olduğu yere indiklerini, hiç kimsenin olmadığını fark edip korktuğunu, sanığın reçete yazıp kendisini sakinleştirmeye çalıştığını, sanığın, kendisini bırakması için sakin davranmaya çalıştığını, oradan çıkarak korkmuş bir hâlde eşi ve kız kardeşinin olduğu simit sarayına gittiğini, oradan ayrıldıkları sırada ve bütün gece boyunca yaşadıklarının gözlerinin önünde tekrar edip durduğunu, sanığın söylediği sözlerin kulaklarında çınladığını, eşi ve kız kardeşinin değişikliği fark ederek soru sormaya başladıklarını, korkup utandığı için onlara bir şey söyleyemediğini, ölmeyi düşündüğünü, gece boyunca yaşadıkları nedeniyle rahatsızlanıp bayıldığını, eşinin durumdan şüphelenmeye başlayıp sorular sorduğunu, devam eden günlerde eşinin ve kız kardeşinin yüzlerine bakamadığını, kız kardeşine tüm yaşadıklarını anlattığını, sanığın salı günü olan randevuya gidip gitmeyeceğini öğrenmek için sekreteri Reyhan’a telefon ettirdiğini, daha sonra da kendisini farklı numaralardan telefonla aramaya devam ettiğini, korktuğu için bu aramalara cevap vermediğini, eşinin randevuya neden gitmediklerini sorması üzerine doktorun yanlış şeyler yaptığını, bu nedenle bir daha gitmek istemediğini söylediğini, eşinin şaşırdığını, doktora kötü bir şey yapmasından ve onu kaybetmekten korktuğu için eşine olayla ilgili detaylı anlatımda bulunmadığını, kız kardeşinin Tülin Poyraz isimli psikolojik danışmanı telefonla arayarak konuyu anlattığını, kendisi ve eşini bir uzmana yönlendirmesini istediklerini, Tülin’in de … isimli bir psikolojik danışmanla görüşmesini tavsiye ettiğini, …’yla telefonda görüştüklerini, …’nın, kendisine travma hâlinde olduğunu, şu an suçluluk duyduğunu ancak kendisinin hiçbir suçunun olmadığını, il dışında olduğunu, döner dönmez terapiye başlayacağını söylediğini, sonrasında utanarak ve korkarak yaşananları eşine anlattığını, eşinin olayı öğrendiğinde çok sinirlenip tepki gösterdiğini, hep beraber en doğru yolun adli makamlara müracaatta bulunmak olduğuna karar verdiklerini, evliliğindeki cinsel problemleri çözüp normal bir karı koca olabilmek için başvurduğu sanığın, kendisine yaşatmış olduğu olayı hatırlamak istemediğini, psikolojisini bozan, evliliğini çıkmaza sokan, hayatı zehir eden, insan hayatını kurtarmak olan asıl görevini unutup bir insana sonraki hayatında telafisi mümkün olmayacak izler bırakarak kötülük yapan sanıktan davacı ve şikâyetçi olduğunu, en ağır ceza ile cezalandırılmasını istediğini,
Mahkemede; olaydan önceki tarihlerde soruşturarak, vajinismus konusunda uzman olduğuna ve rahatsızlığına çare bulabileceğine dair bilgiler edindiklerini, sanığın muayenehanesine eşiyle birlikte gittiklerinde muayenehanede birçok kişinin olduğunu gördüğünü, sanığın gelmesi için bir süre beklediklerini, sonra sanığın, eşiyle kendisinin bulunduğu yere geldiğini ve önce muayene etmesi gerektiğini söylediğini, eşinin ilk bekledikleri yerde kaldığını, kendisini muayene odasına yalnız olarak alan sanığın odada eline eldiven takmak ve jel sürmek suretiyle kendisini muayene ettiğini, elini ileri geri ittirdiği anlarda canının acıyıp acımadığını sorduğunu, sanığa canının yandığını söyleyince sanığın, kendisinden 1’den 10’a kadar bir değer vermesini istediğini, “6” diyerek karşılık verdiğini, muayeneden sonra eşinin yanına döndüklerini, eşine kendisini kastederek çok zor ve ağır bir hasta olduğunu söyleyen sanığın tedaviyi üç haftada yapabileceğini, bunun için 3.000 TL alacağını bildirdiğini, sanığa bu parayı ödediklerini, sanığın kendilerine bir kitap ve CD vererek bu CD’leri izlemesini söylediğini, 31.07.2012 tarihine randevu verdiğini, o tarihte eşiyle beraber sanığın muayenehanesine gittiklerini, sanığın iki kattan oluşan muayenehanesinin alt katında sekreterinin bulunduğunu, gittiklerinde o katta bekletildiklerini, daha sonra çağrıldıklarında üst kata çıktıklarını, o gün de eşi alt katta beklerken, kendisini üst katta bulunan sanığın görüşme odasına çağırdıklarını, sanığın kendisini kabul ettiği bu odada kamera olduğunu bildirdiğini ve sorular sorduğunu, sanığa cevap verdiğini, sonrasında sanığın kendisini yan taraftaki muayene odasına aldığını, muayene odasındaki ilk görüşmede sanığın, kendisine iç çamaşırını çıkartarak oda içinde dolaşıp oturmasını ve bunu üç defa tekrarlamasını söylediğini, söylenenleri yapmak istemediğini ve bu durumu sanıkla paylaştığını ancak sonunda sanığın dediklerini yaparak onun gösterdiği koltuğa oturduğunu, sanığın eline eldiven takıp jel sürdükten sonra Kegel denilen bir egzersizin yapılması gerektiğini söylediğini ve kendisine parmağıyla egzersiz yaptığını, bu egzersizi sürdürmesini istediğini, sanığın gösterdiği egzersizi yapamadığını, üç gün süreyle sanığın kendisine tedavi uyguladığını, üçüncü gün sanığın vibratörle kızlığını bozduğunu, esasen bunun gerekmediğini, üç gün içinde sanığın eşiyle görüşerek ona tedavinin iyi gittiğini belirttiğini ve hatta kendisine çocuk gibi davranmamasını, yetişkin gibi davranmasının uygun olacağını tembihlediğini, sanığın bu şekildeki yönlendirmeleri sonucu, eşinin, kendisine daha sertçe davranmaya başladığını ve “Doktor ne diyorsa doğrudur. O ne diyorsa onun dediğini yap.” şeklinde söylemlerde bulunduğunu, son olay tarihinde yaşananları anlatmasının söylenmesi üzerine; son olaydan bir gün önce sanığın vibratörle kızlık zarını bozduğunu, daha sonra muayenehanesinde bulunan tamponu kullandığını ve eşine kızlık zarının bozulduğunu bildirdiğini, eczaneden tampon alıp getirmesini söylediğini, eşinin de eczaneden tampon alıp getirdiğini ve sanığa verdiğini, daha sonra eşiyle birlikte sanığın muayenehanesinden ayrıldıklarını, sanığın tamponu tam olarak yerine yerleştirmemesi nedeniyle tamponun kendisine aşırı derecede rahatsızlık verdiğini, sanığın tamponu kasten yanlış yerleştirdiğini düşündüğünü, eşiyle otele gittikten sonra tampon rahatsızlık verdiği için ipinden tutarak yerinden çıkarıp çöpe attığını, hatta tampon üzerinde kan gördüğü için rahatsızlandığını, bu durumu fark eden eşinin, kendisini yatağa yatırdığını ancak sanığın tamponu çıkardıktan sonra yerine yenisini yerleştirmelerini söylemesi nedeniyle aynı gece ikinci bir tamponu birkaç saat uğraşarak cinsel organına yerleştirdiğini, çok acı çektiğini, ertesi gün eşiyle birlikte saat 16.00’da sanığın muayenehanesine gittiklerini, saat 16.00’da randevu vermesine rağmen sanığın, kendisini saatinde muayeneye almadığını, saat 18.30’a kadar beklediklerini, saat 16.30’da sanığın muayenehanesinde sekreter olarak çalışan kadının gittiğini, sadece … isimli çay ikram eden kadının kaldığını, sanığın muayenehanesine gitmeden önce eşi ve kız kardeşiyle birlikte buraya yakın olan bir simit sarayında oturup sohbet ettiklerini, kız kardeşinin orada kaldığını, kendisinin de eşiyle muayenehaneye gittiğini, muayene sırasını beklerken kız kardeşinin telefonla kendisini aradığını ve yalnız olduğunu bildirdiğini, kardeşine henüz işlerinin bitmediğini söylediğini ancak simit sarayında yalnız olduğu için eşinin, kendisini bırakıp kız kardeşinin yanına gittiğini, 5-10 dakika bekledikten sonra sekreterin, kendisini sanığın yanına yönlendirdiğini, kendisini ön görüşme yapmak için görüşme odasına alan sanığın odada tamponu kastederek “Nasıl oldu? Ne yaptın?” diye sorduğunu, sanığa tamponun çok rahatsızlık verdiğini, yenisini zor taktığını ve çok kötü bir uykusuzluk sorunu yaşadığını hatta tamponu ileri doğru taktığını ve sabah çıkarttığını anlattığını, sanıkla muayene odasına gittiklerini, burada sanığa yeni tamponu taktığını ve sabah çıkarmaya çalıştığını tekrar söylediğini, sanığın da “Bir bakayım.” dediğini, hatta panik olup hemen bakmak istediğini, üzerinde siyah bir tulum olup yanında badi götürdüğünü ve sanığa badiyi giyip giyemeyeceğini sorduğunu, sanığın da “Çabuk ol.” dediğini, muayene koltuğuna yattığını, sanığın kendisini muayene ettiğini ve herhangi bir problem gözükmediğini söylediğini, o gün, saatinde muayeneye alınmadığı ve çok gergin hissettiği için sanığa “Bugün için uzun bir tedavi yapmasak olur mu?” diye sorduğunu, duruma bakacağını söyleyen sanığın hangi tür seslerden hoşlandığını sorduğunu, kuş sesi, su sesi gibi seslerden hoşlandığını söylemesi üzerine sanığın odadaki müzik aletinin içine bir şey yerleştirdiğini ve bu aletten su sesi, keman sesi ve klasik müzik tarzı sesler gelmeye başladığını, bu seslerin çok rahatlatıcı olduğunu, o esnada sanığın odanın ışığını kapatıp rahatlaması gerektiğini söylediğini, ince uçlu bir vibratörü eline alarak kendisinin tenasür organına soktuğunu, önceki günlerde de vibratörü kullananın sanık olduğunu, bir süre sonra sanığın vibratörü vajinasından çıkardığını ve bu defa kalın uçlu vibratörü eline aldığını, sanığa “Bugün için bunu yapmasak. Biraz dinlensem olmaz mı?” dediğini ancak sanığın alışması için devam etmeleri gerektiğini söylediğini, elindeki kalın uçlu vibratörü kullanarak “Sen güçlü kadınsın. Dilediğini dilediğin yerde yapacak özgür bir kadınsın.” şeklindeki sözleri söylemeye başladığını, bu sözleri defalarca tekrarladığını, vibratörü soktuktan sonra “Sen dilediğini dilediğin yerde yapacak kadınsın. Vajinanın gücünü hisset.” gibi sözler söylediğini, rahatlamaya başladığını, sanığın, kendisine vibratörü uyguladığı sırada muayene masasında olduğunu, sırtının koltuğun üzerinde, ayaklarının her zaman olduğu gibi açık pozisyonda, koltuğun yanlarındaki yüksekçe bölümlerde bulunduğunu, vibratörü uyguladığı sırada sanığın, yatış pozisyonuna göre sağ tarafında ve sağ ayağının yanı başında durduğunu, sol eliyle kafasını dayadığı koltuğa tutunduğunu, sağ eliyle de vibratörü uyguladığını, hatta bir ara kendisinden sol kolunu tutmasını istediğini ve bunun üzerine sanığın sol kolunu sağ eliyle tuttuğunu, sanığın, kendisine “İstediğin kadar sıkabilir ve güç alabilirsin. Sen dilediğin şeyi dilediğin zaman yapacak güçtesin ve sen vajinanın gücünü hisset.” şeklinde sözler söylediğini, koltuk üzerinde yatış pozisyonunu kastederek “Kadınların seks yaptıkları sırada çok zevk aldıkları pozisyon budur, her erkek bunu bilemez ve her erkek bunu yapamaz. Senin bu zamana kadar beklemen gereksiz olmuş, sen çok seksi ve güzel bir kadınsın.” dediğini, bu sözleri duyunca utandığını, sanığın o esnada “Ben sadece doktor olduğum için bunları bilmiyorum, sadece bunun için değil. Benim evlenmeden evvel sayısız patnerim oldu. Ben çok hastamı tedavi ettim ve ben birçok hasta kadınla da beraber oldum.” dediğini ve sürekli gözünün içine bakmasını söylediğini, bu nedenle gözlerini sanığın gözlerinden ayıramadığını, o sırada alarmın çaldığını, sanığın odadan dışarı çıkıp geri döndüğünü ve “Burada kimse kalmamış. Onun için alarm çaldı. Sakın gözünü benden ayırma.” dediğini, o sırada sanığın, iki ayağının arasına geçtiğini ve “Alışman için vibratörü çıkarıp yeniden takacağım. Sakın gözünü benden ayırma.” dediğini, bir ara gözünü kapattığını fark eden sanığın, kendisine “Bu bilincin olmadan yaptığın bir şey. Yani sen uykun geldiği için gözünü kapatıyorsun, gözünü benden ayırmaman gerekiyor, gözünü benden ayırırsan daha fazla acı çekebilirsin.” dediğini, o arada sanığın vibratörü çıkarıp az sonra yeniden taktığını ve rahatlayıp rahatlamadığını sorduğunu, kendisinin de rahatladığını söylediğini, sanığın “İyice gevşe.” dediğini ancak günlerdir yapılanlar nedeniyle yorulduğunu, hiçbir şey hissedemez duruma geldiğini, sanığın söylemesi üzerine tekrar onun gözlerine baktığı sırada sanığın vibratörü çıkarıp kendi cinsel organını vajinasına soktuğunu fark ettiğini, sanığın tenasür uzvunu kendisinin cinsel organına sokmadan önce oturduğu koltuğu dik konuma getirdiğini, bu durumda sanığa karşı koyamayacağını, sanığın tenasür uzvunu kendisinin cinsel organına beş altı kez sokup çıkardıktan sonra bir peçete üzerine boşaldığını, bu peçetenin yattığı koltuğun yanında bulunan sedyenin üzerinde olduğunu, sanığın daha sonra yanına gelip kendisini kucağına alarak ilerideki sedye üzerine götürdüğünü, sorulması üzerine; sanığın tenasür uzvunu kendisinin cinsel organına sokmasından önce vibratörü cinsel organına sokup çıkardığını ve o esnada daha önce söylediği sözleri tekrarladığını, sanığın bir elini tükürüklediğini, sanığın bir elinin göğsünün üzerinde, diğer elinin de vibratörde olduğunu zannettiğini ancak sanığın elini tükürükledikten sonra bir ara iki elini de göğsünün üzerine bastırmış olduğunu gördüğünü, aşağı doğru baktığında da onun tenasür uzvunu kendisinin cinsel organına soktuğunu fark ettiğini, yani sanığın uzvunu gördüğü ana kadar cinsel organına soktuğu cismin vibratör olduğunu düşündüğünü, durumu sonradan fark ettiğini, sanığın, kendisini sedyenin üzerine sırtı duvara dayalı olacak şekilde oturttuğunu, o anda olanların farkına vardığını ve gerginlik yaşamaya başladığını, sanığın ellerinden tutup kendisini sarstığını, o anda bile sadece sanığın gözlerine bakmakta olduğunu, sanığın kendisini kollarından tutup sarsarken “İyi misin?” diye sorduğunu, içinde bulunduğu çaresizlikle sanığa “İyiyim.” diyerek cevap verdiğini, sanığın “Bunlar aramızda kalacak değil mi?” dediğini, yaşananlara bir anlam veremediğini ve kaçmak istediğini, sanığın yazdığı reçeteyi alıp muayenehaneden çıktığını, sanıktan şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini, sorulması üzerine; sanığa zarar vermek niyetiyle olaydan sonra sanıkla telefon görüşmesi yaptığını, olaydan sonra psikolojik tedavi gördüğünü ve hâlen de devam ettiğini, sorulması üzerine; vajinismus tedavisi için …’de Nezaket Kaya adlı bir doktordan yardım aldığını, yaklaşık üç ay süreyle vajinismus tedavisi için o doktora gittiğini, daha sonra sanığa başvurduğunu, suça konu olaydan sonra bu olayın kendisinde yarattığı rahatsızlık nedeniyle de … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Elif Aktan isimli doktordan yardım aldığını, sorulması üzerine; Nezaket Kaya adlı doktordan önce … Devlet Hastanesinde bir doktorla 15 dakika görüştüğünü, en son …’ta bulunan bir özel doktorla yaklaşık yarım saat görüştüğünü, ikiz kardeşi .nin üniversitede okuduğu sırada dil kursuna giderken cinsel saldırıya maruz kaldığını, bu durumu tedavi sırasında sanığa da anlattığını, sanığın da bu olayın kendisini etkilemiş olabileceğini söylediğini,
Tanık … Yıldız Kollukta; katılan mağdureyle öz kardeş olduklarını, katılan mağdurenin evlendikten sonra ilk geceden itibaren eşiyle birlikte olmama yönündeki korkusunu kendisine anlattığını, katılan mağdureyi bu konuda destek alabileceği pek çok psikiyatriste yönlendirdiğini ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, yaklaşık 4 yılın ardından Psikolojik Destek Derneği tarafından verilen eğitim sonucunda aile danışmanlığı eğitimi ve sertifikası aldığını, bu eğitimin içinde vajinismus tedavisinin de bulunduğunu, bu hastalığın tedavisi konusunda en başarılı isimlerden birinin . Yönetim Kurulu Başkanı olan sanık olduğunu bu sayede öğrendiğini, klinik psikolog …’ten sanıkla aynı merkezde çalıştıklarını öğrenerek … aracılığıyla sanığı … ilçesinde düzenlenen kariyer günlerine davet ettiğini ve bu vesileyle sanıkla tanıştığını, devamında sanığı telefonla arayarak katılan mağdure ve eşi için randevu talep ettiğini, sanığın da kendisine “Sen onların annesi ya da ablası değilsin. Onlar iki yetişkin insan. Onlara . benim arkadaşımdır, size her konuda kolaylık sağlayacak de.” şeklinde sözler söylediğini, bu konuşmayı katılan mağdureyle eşine aktarması üzerine sanığın sekreterinden 24.07.2012 tarihine randevu aldıklarını, tedavi sürecinde kendisinin evinde kalan katılan mağdureyle eşinin sanığın tavsiyesi üzerine 31.07.2012 tarihinde otele yerleştiklerini, yine sanığın tavsiyesiyle 4 gün boyunca katılan mağdureyle görüşemediğini, 03.08.2012 tarihinde gerçekleşen seans sonrasında katılan mağdure ve eşiyle bir araya geldiklerini, bu görüşmede katılan mağdurenin tedavi esnasında kızlık zarının bozulduğunu ve bu durumu başarabildiği için çok mutlu olduğunu, seanslar sırasında çıplak bir şekilde tedavi edildiğini, sanığın şehvet dolu sözler söyleyerek “Gözlerimin içine bak. Sen güçlü bir kadınsın. Dilediğin zaman dilediğin insanla bunu yapabilirsin.” şeklinde telkinlerde bulunduğunu, seansların çok uzun saatler sürdüğünü kendisine anlattığını, seanstan sonra katılan mağdurenin gözlerinde mutluluk ifadesi olduğunu ancak gözleri olabildiğince açık bir şekilde tek bir noktaya odaklanarak gece boyunca yanlarında oturduğunu, ertesi gün seanstan önce katılan mağdure ve eşiyle Mecidiyeköy’de bulunan simit sarayında buluştuklarını, saat 16.00 sıralarında katılan mağdureyi sanığın muayenehanesine bırakarak simit sarayına dönen katılan mağdurenin eşinin, katılan mağdurenin bir önceki gün kaydettiği aşama nedeniyle çok mutlu olduğunu, sanığın işinde uzman olduğunu, ona güvendiğini, çocuğu olursa ismini “Cenk” koyacağını kendisine anlattığını, saat 19.00 sıralarında simit sarayına gelen katılan mağdurenin önceki günden daha yoğun bir hâlde tek bir noktaya baktığını, gözlerinin dolduğunu, kafasını hâlsiz bir şekilde masaya koyduğunu gördüğünü, endişelenerek rahatlaması ve hava alması için katılan mağdureyi deniz kenarına bir yere götürdüğünü, 05-06.08.2012 tarihlerinde de katılan mağdurenin bu dalgın hâlinin devam ettiğini görünce tedavi hakkında sorular sormaya başladıklarını, gözlerine bakamayan ve sürekli ağlayan katılan mağdurenin her yerde sanığın gözlerini gördüğünü söylediğini, balkondan atlayarak intihar etmek istediğini dile getirmesi üzerine tedirgin olduklarını, 06.08.2012 tarihinde katılan mağdurenin sanığın tedaviler sırasında sürekli telkinlerde bulunarak, gözlerine baktırarak dilini çıkartıp “Ben de erkeğim. Bunu unutuyorsun.” şeklinde şehvet dolu sözler söylediğini, karşısına geçip vibratörü çıkarttıktan sonra vajinasına penisini soktuğunu ağlayarak kendisine anlattığını, duyduklarından sonra .’ü telefonla aradığını ve ona sanığın nasıl bir insan olduğunu sorduğunu, .ün de sanığı fazla tanımadığını, o sabah telefonla arayarak babasının ve kendisinin hâlini hatrını sorduğunu, daha önce hiç telefonla aramaması nedeniyle bu duruma şaşırdığını kendisine söylediğini, bunun üzerine .’e sanığın katılan mağdureyi yarı hipnoz ederek cinsel birleşme yaşadığını aktardığını, .’ün defalarca çok üzgün olduğunu ifade ettikten sonra hukuki bir süreç başlatılması gerektiğini, mağdurenin intihar girişiminde bulunabileceğini, sosyal destek sağlanması ve yalnız bırakılmaması gerektiğini söylediğini, devamında da eşini kaybetmiş bir kadının erkeklerle ilişki kuramaması üzerine tedavi için sanığa gittiğini, sanığın kadının yanına oturarak “Ben bir erkeğim. Şu an neler hissediyorsunuz?” diye sorduğunu, kadının “Problemimi kendim çözebilirim.” diyerek tedaviye devam etmediğini bu kadının kendisine anlatması nedeniyle bildiğini, sanığın tedavi sırasında örneği kendisi üzerinden vermesine çok şaşırdığını ve bunun bir taciz olduğunu söylediğini, bu şekilde .’le yaptığı telefon görüşmesini sonlandırdığını, . isimli psikolojik danışman aracılığıyla ulaştığı uzman psikolog … Hanım’la katılan mağdureyi telefonda görüştürdüğünü, …’nın, katılan mağdureye travma hâlinde olduğunu, hâlihazırda suçluluk duyduğunu ancak hiçbir suçunun olmadığını, il dışında bulunduğunu, döner dönmez terapiye başlayacağını söylediğini, sonrasında katılan mağdurenin yaşananları eşine de anlattığını, eşinin çok büyük tepkiler gösterdiğini ve sanığa karşı hukuki bir süreç başlatılması gerektiğine hep birlikte karar verdiklerini,
Mahkemede; katılan mağdurenin ikiz kardeşi olduğunu, iddianamede belirtilen olayları bizzat görmediğini, olaydan sonra katılan mağdurenin kendisine anlattıklarını polis memuruna ayrıntılı olarak aktardığını, katılan mağdurenin hâlen olayın etkisi altında olduğunu, ayrıca Bilgi Üniversitesi’nde çift terapisi ve aile danışmanlığı eğitimi aldığı sırada orada bulunan hocalarla konuyla ilgili olarak konuştuğunda bundan on yıl önce sanığın başka bir kadına cinsel saldırıda bulunduğunu duyduklarını, bu saldırıya uğrayan kişilerin kendilerine danışmaya geldiklerini anlattıklarını,
Tanık … aşamalarda; katılan mağdureyle 4 yıldır evli olduklarını, evlendikleri günden itibaren cinsel sorunlar yaşamaya başladıklarını, bu hastalığı tıbbi yollarla çözmek istediklerini, bu nedenle iki yıl önce …’de bulunan . üyesi Dr. .’ya gittiklerini ancak herhangi bir sonuç alamadıklarını, daha sonra konuyu bilen baldızı … Yıldız’ın tavsiyeleri doğrultusunda sanığı telefonla arayarak randevu aldıklarını, 24.07.2012 tarihinde katılan mağdureyle birlikte sanığın yanına gittiklerini, yapılan görüşmeden sonra katılan mağdureyi tedavi edebileceğini, ücretinin 3.030 TL olduğunu söylemesi üzerine sanıkla anlaştıklarını, 25.07.2012 tarihinde katılan mağdureyle beraber sanığın yanına gittiklerini, muayenehaneye gittikleri zamanlarda kendisinin ortalama 3-3,5 saat boyunca aşağıda beklediğini, katılan mağdure regl olunca 5 gün süreyle tedaviye ara verdiklerini, 31.07.2012 tarihinde sanığın muayenehanesine tekrar gittiklerini, yine aynı şekilde 3 saat aşağıda beklediğini, tedavinin nasıl gittiğini sorduğu katılan mağdurenin, sanığın parmak egzersizi yaptırdığını anlattığını, uygulamalı olduğu için tedavinin iyi gittiğini düşündüklerini, 31.07.2012 ile 04.08.2012 tarihleri arasında 4 gün.’de bulunan bir otelde kaldıklarını, katılan mağdurenin tedavi hakkında fazla bilgi vermediğini, sadece iyi gittiğini söylediğini, 03.08.2012 tarihinde sanığın katılan mağdureyi yabancı cisimle tedavi ettiğini ve o gün katılan mağdurenin kızlık zarının bozulduğunu kendisine söylediğini ancak katılan mağdurenin hareketlerinde gariplikler hissettiğini, bu konuyu görüştüklerinde katılan mağdurenin sanığın hipnoz tekniği uyguladığını söylediğini, sanığa güven duyduğu için herhangi bir olumsuzluk olmadığını düşündüğünü ancak ertesi gün katılan mağdurenin sanıkla olan randevuya gitmekte biraz isteksiz davrandığını, sanığın telkinlerinde sürekli “Sen bir kadınsın. Herkesle beraber olabilirsin.” gibi sözler söylediğini ve bundan rahatsız olduğunu anlattığını, katılan mağdureye tedavinin yarım kalmasının doğru olmayacağını, gitmesi gerektiğini söylediğini, 04.08.2012 tarihinde tekrar sanığın muayenehanesine gittiklerini, tedavinin uzun süreceğini bildiği için katılan mağdurenin kız kardeşi … ve onun arkadaşı Olcay’la birlikte simit sarayında oturup katılan mağdureyi beklediklerini, 4 saat sonra katılan mağdurenin yanlarına gelmesiyle birlikte oradan ayrıldıklarını ancak katılan mağdurede çok farklı bir ruh hâli sezdiğini, her gördüğü insanı sanığın yüzüne benzettiğini söylediğini, olumlu bir tavır sergilemediğini, çok dalgın ve sessiz olduğunu, 2-3 gün kendine gelemediğini, kardeşiyle sürekli konuştuklarını ancak kendisine bir şey anlatmadıklarını, “Tedaviye gidelim.” dediğinde katılan mağdurenin “Bırak o şerefsizi. Sen bir şey bilmiyorsun.” gibi sözler söylemesi üzerine bir şeyler olduğunu sezdiğini, .’nin de sürekli olarak “.’yi yalnız bırakma. İntihar bile edebilir.” şeklinde sözler söylediğini, 4 gün sonunda katılan mağdurenin her şeyi anlattığını, 04.08.2012 tarihinde tedaviye gittiğinde muayenehanede saat 20.00’ye kadar bulunan sanığın sekreteri ve çaycısının yerlerinde olmadıklarını, muayenehanede kimsenin bulunmadığını, sanığın ışıkları kapattığını, içerideyken “Bu aramızda sır kalacak. Ben birçok hastamla beraber oldum. Ben çok güçlü bir erkeğim. Kollarımdan tut. Gözlerime bak.” dediğini, içeride su ve müzik sesi olduğunu, sanığın karanlık ve loş bir ortam oluşturduğunu, “Sen herkesle beraber olabilirsin.” gibi telkinlerde bulunduğunu, sanığa tepki veremeyecek kadar hipnotize edildiğini, muayene odasından çıktıktan sonra çantasını kabarık görüp tedirgin olarak “Çantada ne var?” diye sorduğunu, hiçbir şey olmamış gibi reçeteye ne yapması gerektiğini ve tekrar ne zaman geleceğini yazdığını, erkek cinsel organına benzeyen bir alet verdiğini katılan mağdurenin kendisine söylediğini, sanığın katılan mağdureye 07.08.2012 tarihine randevu verdiğini, daha önceki seanslarda gidip gitmeyeceklerini teyit etmek için telefonla hiç aramadıkları hâlde bu olaydan sonra sanık ve sekreterinin 3-4 kez telefonla aradıklarını, katılan mağdurenin ilk gün sanığın sekreteri Reyhan’a randevuya gitmeyeceğini söylediğini, 5-6 günlük süreçte katılan mağdurenin psikolojisinin çok kötü olması ve durumu kendisine anlatamaması nedeniyle çok zor zamanlar geçirdiklerini ancak duyarlı bir insan olarak böyle bir insanın başka kişilere de zarar verebileceği düşüncesiyle şikâyetçi olmaya karar verdiklerini,
Tanık … Kollukta; katılan mağdureyi yanında çalıştığı sanığın hastası olması nedeniyle tanıdığını, katılan mağdurenin eşinin muayenehaneyi telefonla arayarak randevu istediğini ve yaklaşık iki hafta önce sanıktan randevu alıp muayenehaneye gelmeye başladıklarını, katılan mağdurenin, eşiyle beraber yaklaşık bir hafta boyunca muayenehaneye geldiğini, 04.08.2012 tarihinde saat 15.00 sıralarında katılan mağdure ve eşinin seansa geldiklerini, işten saat 16.00 sıralarında çıktığında seansın hâlen devam ettiğini, katılan mağdurenin eşinin kendisi … yerinden çıkmadan önce oradan ayrıldığını, sanık seansta olduğu zamanlarda kesinlikle odasına girmediğini, bu nedenle hastalarla ne şekilde ilgilendiğini bilmediğini, katılan mağdurenin sanık tarafından cinsel saldırıya maruz bırakıldığına dair bir bilgisinin olmadığını, katılan mağdureyle sanığın diyaloğunun da iyi olduğunu, 06.08.2012 tarihinde katılan mağdureyi telefonla aradığında randevuya gelmeyeceğini, rahatsız olduğunu, randevu için tekrar arayacağını katılan mağdurenin söylediğini, bu tarihten sonra da katılan mağdurenin muayenehaneye gelmediğini, sanığın yanında çalıştığı süreçte böyle bir olayla hiç karşılaşmadığını, hastaların sürekli memnun bir şekilde muayenehaneden ayrıldıklarını,
Mahkemede; katılan mağdurenin ifadesinde sanığın, kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu belirttiğini ancak kendisinin böyle bir olayı görmediğini, sanığın sekreteri olarak çalıştığını, sanığın … yerine telefon eden kişilerin aramalarına cevap verdiğini, gelen hastaların randevularını ayarladığını, sanığın programını hazırladığını, sanığın … yerinde bir muayene odasının bulunduğunu, ayrıca gizli bir odanın bulunmadığını, sanığın odasına her zaman girmediğini, muayenehanede … isimli bir çalışanın olduğunu, hastalar içeri girdikten sonra kendisinin hastalarla ilgilenmediğini, içeride … Hanım’ın hastalarla ilgilendiğini, sonrasında da sanığa haber verdiğini, katılan mağdurenin son gün tedavi için geldiğinde sanığa çiçek getirdiğini, çok pozitif olduğunu, katılan mağdure henüz muayenehanedeyken mesaisi bittiği için … yerinden ayrıldığını, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; sanığın yanında bir yıldır çalıştığını ve sanığın negatif bir hareketiyle karşılaşmadığını, olaydan sonra 23.08.2012 ve 29.08.2012 tarihlerinde katılan mağdurenin telefonla aradığını ancak ismini vermeyerek sanıkla görüşmek istediğini söylediğini, katılan mağdureye sanıkla görüştüremeyeceğini ifade ettiğini, katılan mağdurenin sanıkla görüşmek istediğini söylemesi üzerine sanığın telefon numarasını vermeyi teklif ettiğini ancak katılan mağdurenin “Kendisi beni ararsa arasın.” dediğini, sonrasında şubat ve nisan aylarında da katılan mağdurenin telefonla aradığını ancak sanığın ona geri dönüş yapmadığını,
Tanık … … Mahkemede; olay tarihinde sanığın katılan mağdureye yönelik cinsel saldırıda bulunduğuna tanıklık etmediğini, katılan mağdurenin tedaviye geldiği en son gün … yerinde olduğunu, katılan mağdurenin bir demet çiçekle geldiğini, katılan mağdurenin odasını hazırladıktan sonra sanığın gelmesini beklediğini, odaya giren sanığın, katılan mağdureye refakatçi kabul edip etmediğini sorduğunu, katılan mağdurenin kabul etmeyeceğini söylemesi üzerine sanıkla katılan mağdurenin bulundukları odadan çıktığını, katılan mağdureyle sanığın odada yalnız kaldıklarını, sorulması üzerine; seans bitene kadar yalnız kaldıklarını, ne kadar süreyle seansın devam ettiğine dikkat etmediğini, saat 17.50’de sanığa “Çıkabilir miyim?” diye sorduğunu, sanığın da ayrılabileceğini söylemesi üzerine … yerinden çıktığını, … yerinden ayrıldığında Sami isimli doktorun kendi odasında olduğunu, ismini hatırlamadığı başka bir doktorun daha danışanıyla birlikte muayenehanede bulunduğunu,
Tanık .. Mahkemede; sanığın … yerinde psikolog olarak çalıştığını, olay günü saat 16.00-16.15 sıralarında terapi yaparken katılan mağdurenin yanında eşiyle sanığın … yerine elinde çiçek ile geldiğini gördüğünü, … Hanım’ın da katılan mağdurenin durumuna şaşırdığını, daha sonra kendisinin danışanıyla terapiye başladığını, bu görüşme sırasında içinde bulunduğu odanın kapısının açık olduğunu, terapide bulunduğu süre içinde herhangi bir olağanüstü durum gözlemediğini, bağırma sesleri vb. duymadığını, saat 18.30 sıralarında binada kimsenin kalmadığını düşünerek alarm şifresini girip alarmı kurduğunu, çıktığında alarmın büyük bir gürültüyle çalmaya başladığını, sonra sanığın muayenehanesinden aşağı inip alarmı kapattığını, o sırada karşılaştığı sanıkla ayaküstü konuştuklarını, yine olağanüstü bir durum gözlemlemediğini, saat 18.30 sıralarında … yerinden ayrılıp gittiğini, katılan mağdurenin sanığın … yerinden ne zaman ayrıldığını bilmediğini,
Tanık … Mahkemede; katılan mağdurenin kız kardeşi .’ın olaydan yaklaşık bir yıl önce görev yaptığı yere vajinismus tedavisi için başvurduğunu ancak kendi alanı olmadığı için …’yi sanığa yönlendirdiğini, sonradan onun sanığa gidip gitmediğini de takip edemediğini, bir yıl kadar sonra …’nin katılan mağdure için tekrar kendisine başvurduğunu, yine sanığı tavsiye ettiğini, …’nin de bu tavsiyeye uyarak katılan mağdureyi sanığa götürdüğünü, katıldığı seminerlerde karşılaştıklarında …’nin sanıktan memnuniyetini belirten sözler söylediğini ancak olayın cereyan ettiği ağustos ayında bir gün …’nin kendisini telefonla aradığını ve katılan mağdurenin tedavi sürecinde sanığa aşık olduğunu ifade ettiğini, …’ye bu tür tedaviler sırasında bu şekilde aşık olma veya aşık olduğunu zannetmenin normal karşılandığını söylediğini, o görüşmenin birkaç gün sonrasında …’nin tekrar telefonla kendisini aradığını ve katılan mağdurenin sanığın tecavüzüne uğradığını bildirdiğini, duyduklarına inanamadığını, …’ye “Olay yaşandıysa bu olay etik ve aynı zamanda hukuki bir problemdir. Yok eğer böyle bir olay yoksa, tedavi yanlış anlaşılmışsa, suçlanan kişinin hayatını karartmaktır. O da ayrı bir ahlaksızlıktır.” dediğini ve bu konuda mutlaka sanıkla iletişim kurmaları ve iyi bir hukukçuya başvurmaları gerektiğini söylediğini, hatta …’ye ilk aramalarından 15 gün sonra yani tedavinin başlayıp olay tarihinden sonra neden aradıklarını sorduğunu, …’nin, kendisine “Olayda hipnoz etkisindeydi.” demesi üzerine 15 gün sürecek ve tecavüzü hissettirmeyecek bir yöntemin olamayacağını …’ye bildirdiğini, …’ye her iki kardeşte birden aynı sorunun varlığının, paylaşılmış psikotik bir ruh hâliyle altta yatan bir histerik yapıya işaret edebileceğini söylediğini, …’nin de bu sözüne çok öfkelendiğini, özetle; …’nin katılan mağdurenin cinsel saldırıya uğradığı yönündeki anlatımlarını kabul etmediğini ve telefonu kapattığını, sorulması üzerine; …’ye sanığı kastederek “Cenk bey ahlaksızdır.” diye bir söz söylemediğini, aksine “Bu tür şeyler tarafınızdan tecavüz ve taciz olarak algılanmış olmasın?” diye sorduğunu, …’nin de cevaben dokunmayla tecavüz arasındaki farkı ayırt edebileceklerini söylediğini, sanığın ihtisasına güvendiğini,
Tanık Demet Kiper Mahkemede; suça konu olay hakkında görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığını, şikâyetten sonra duyduğunu, 29.08.2012 tarihinde katılan mağdurenin sanığı telefonla araması sırasında sanığın yanında olduğunu ve konuşmalarını dinlediğini, özetle; katılan mağdurenin; şikâyetten pişmanlık duyduğunu ve geri almak istediğini söyleyerek bu konuda sanıktan yardım talep ettiğini, savcılığa vereceği dilekçede ne yazacağını bilemediğini ve kendisini bir avukata yönlendirmesini istediğini, …’da yalnız olduğunu, eşinden habersiz aradığını söylediğini, aynı gün içinde iki kez telefonla sanığı arayan katılan mağdurenin iki aramada da benzer şeyleri aktardığını, hatta emniyet sürecini anlatmak istediğini, bu durumu sanığın bilmesinin hakkı olduğunu belirttiğini, sanığın da katılan mağdureye, yaptığı şikâyet sonucu hukuki işlemlerin başladığını ve bu durumdan sonra kendisine yardımcı olamayacağını söylediğini, ertesi gün katılan mağdurenin konuşmalarını sanıkla değerlendirdiklerini, yaptıkları değerlendirme sonucu katılan mağdurenin hezeyan içinde olduğu, yaşadıklarını doğru değerlendiremediği, tedavi sürecini yanlış anladığı ve üçüncü kişilerin etkisi altında olduğu kanaatine vardıklarını, daha sonra katılan mağdureyle karşılıklı mesajlaştığını ve bu mesajlaşmalar sonucu …’a gittiğini ancak orada katılan mağdureyle görüşemediğini, sonunda katılan mağdurenin, kendisini de şikâyet ettiğini, yargılandığını, kendisinin de bir psikolog olduğunu, sanıkla 16 yıldır evli olduklarını, sanığın birçok hastasıyla olan iletişimini çok iyi bildiğini, sanığın iyi bir baba, iyi bir doktor olduğunu, böyle bir olayı gerçekleştireceğini düşünmediğini, sorulması üzerine; katılan mağdurenin sanığı telefonla ilk aradığında şikâyetten vazgeçmek istediğini söylediğini, ertesi gün de arayıp aynı şeyleri tekrar ettiğini ancak sonunda sanığın onunla görüşmeyeceğini anlayınca ailesine bu durumu açıklayamayacağını, bu nedenle şikâyetten vazgeçmeyeceğini söylediğini, sorulması üzerine; özellikle katılan mağdurenin şikâyetinden sonra sanıkla görüştüğünde sanığın katılan mağdurenin zor bir vaka olduğunu, onu tedavi ettiği süreçte zorlandığını kendisine anlattığını ancak detaylı bir açıklamada bulunmadığını,
Tanık … Mahkemede; suça konu olayın cereyan ettiği günü tam olarak bilmediğini ancak sonradan yapılan tariflere göre olay günü sanığın kullandığı ofiste olduğunu fark ettiğini, pratisyen doktor olup psikoterapist olarak görev yaptığını, sanığın … yerinde başka bir bölmede işini sürdürdüğünü, olay tarihinde dikkatini çeken nitelikte bir olay, bağırma ya da münakaşa sesi duymadığını, sanığın yargılanması söz konusu olduğunda kendisine bir alarm çalması hadisesinden bahsedildiğini, olay tarihinde çalıştığı odadayken bir ara … yerinde bulunan alarmın çaldığını ancak sonradan çalışanlardan birinin … yerinden çıkmakta olduğu sırada alarmı kurması sonucu yanlışlıkla alarmın çaldığını öğrendiğini, olay günü alarmın çalması dışında olağanüstü bir durum yaşanmadığını, sorulması üzerine; katılan mağdureyi tanımadığını, olay tarihinde alarmın çaldığı sırada katılan mağdureyi olay yerinde görmediğini, sanığın çalıştırdığı … yerinin iki katlı olduğunu, kendisinin çalıştığı bölümün ikinci katta bulunduğunu, sanığın da kendisinin çalıştığı bölümün karşında çalışma odasının ve çalışma odasının karşısında da muayene odasının olduğunu, ikinci kattaki tuvaletin kendisinin kullandığı bölümün çaprazında bulunduğunu, sorulması üzerine; olay günü alarmın tam olarak saat kaçta çaldığını bilmediğini ancak saat 16.30’dan sonra çaldığını söyleyebileceğini,
Tanık Sermet Akar Mahkemede; olayı, adli mercilere intikal ettikten sonra duyduğunu, tutuklanmasından önceki süreçte sanıkla suça konu olayla ilgili olarak birkaç kez görüştüklerini, hatta bir defasında sanığın yanında bulunduğu sırada katılan mağdurenin sanığı telefonla aradığını, bütün konuşma süresince yanlarında durmadığını, sanığın telefonda karşısındaki şahsa olaydan ötürü üzüntü duyduğunu söyleyerek neden böyle bir olay çıktığını sorduğunu, bundan önce yapılan birkaç duruşmaya seyirci olarak da katıldığını, sanığın bir arkadaşı olarak değil de uzman jinekolog olması sebebiyle bir uzman gözüyle tanıklık yapmak istediğini, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde uzman jinekolog olarak çalıştığını, birçok kişiye kızlık zarı nedeniyle raporlar düzenlediklerini, penisin, vajinaya girişinin en önemli kanıtının kaideye varan yırtık olduğunu, bu durumun gerçekleşmesi hâlinde raporda belirtileceğini, dosyadaki olayda katılan mağdure hakkında alınan raporda kaideye varan yırtıktan bahsedilmediğini, katılan mağdureye ilişkin olarak düzenlenen raporda, kızlık zarına paralel seyreden bir nedbeden söz edildiğini, bu nedbenin vajina içerisine parmak veya benzeri büyüklükteki cisimlerin kontrollü girişiyle oluşabilecek nitelikte olduğunu, penis girişinin kontrolsüz bir giriş olduğunu ve kaideye varan bir yırtık oluşturması gerektiğini, katılan mağdure hakkında verilen raporda, fevhasının 2-2,5 cm genişliğinde olduğunun belirtilmesinin vajene 2-2,5 cm’den küçük çapta bir cismin veya organın girdiğini gösterdiğini, ortalama penis kalınlığının 3,5-4 cm olduğunu, bu ölçümün penisin gövdesinden yapıldığını, penis başının bu kalınlıktan biraz daha kalın olduğunu, bir insan parmağının 1,5 cm çapında olduğunu, bu bakımdan katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre katılan mağdurenin cinsel organına 2,5 cm’den daha kalın bir organ veya cismin sokulmadığını, sorulması üzerine; bilimsel olarak elastikiyet denen bir kavramın olmadığını, kızlık zarının anüler yapısı itibarıyla daha geniş olması durumunda elastiki olarak adlandırıldığını, onun da fevhasının 2,5 cm’den daha geniş olduğunu, katılan mağdurede fevhanın 2-2,5 cm olduğunun raporlarla tespit edildiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … Kollukta; katılan mağdurenin kız kardeşi olan … Yıldız’ın daveti üzerine düzenlenen bir etkinliğe konuşmacı olarak katıldığını, devam eden süreçte …’nin, kendisini telefonla arayarak katılan mağdurenin vajinismus problemi olduğunu anlattığını ve yardım talep ettiğini, kendisinin de “Bu hastalar genelde kendi kimliklerini ve yetişkin kimliklerini bulamamış çocuksu yapıdadırlar. Bu da zaten cinsel yaşı engeller. Siz onların annesi değilsiniz. Telefon numaramı verin arayıp kendileri görüşsünler.” dediğini, ilk randevuyu sekreteri Reyhan aracılığıyla 24.07.2012 tarihine verdiğini, salı günü katılan mağdurenin eşiyle birlikte ofisine geldiğini, görüşmede 4 yıllık evli olduklarını, henüz bir cinsel ilişki yaşamadıklarını, bunun için gittikleri bir kadın doğum uzmanına muayene olup vajinismus teşhisi aldıklarını, daha sonra da üç farklı yere gittiklerini, bazılarına güvenmedikleri ve davranışlarından hoşlanmadıkları için bazılarının da zaman problemi nedeniyle yaşanan erteleme dolayısıyla tedaviyi başaramadıklarını anlattıklarını, katılan mağdure ve eşine vajinismusun ne olduğunu ayrıntılarıyla açıkladığını ve uygulanan birçok tedavi yöntemi olduğunu, zamanlarının sınırlı olduğunu bildiğinden onlara bilişsel davranışçıl tedavi yönetiminin uygun olacağını, bu yöntemde hastaya davranışçı egzersizler verileceğini, bu egzersizlerin dokunma ve vajinaya parmak sokma şeklinde olduğunu, bu egzersizler sırasında yapılan parmak egzersizleri ve kullanılan dilatörle kızlık zarının açılabileceğini yani standart ilk gece kanamasının olmayabileceğini anlattığını, katılan mağdurenin eşine bu durumun herhangi bir sorun yaratıp yaratmayacağını sorduğunu, katılan mağdurenin eşinin de bu aşamaları geride bıraktıklarını, bu konunun önemli olmadığını söylediğini, aynı soruyu katılan mağdureye de yönelttiğini ve süreç hakkında bilgi verdiğini, katılan mağdurenin de bir itirazının olmadığını kendisine bildirdiğini, …’da tedavi için ayırdıkları süreç içinde normal şartlar altında tedavinin uyumlu bir şekilde tamamlanabileceğini belirttiğini, böylece hasta, hekim ve hastanın eşi arasında sözlü kontratın sağlandığını, katılan mağdurenin …’da bir akrabasının yanında kaldıklarını söylemesi üzerine ona başka bir şahsın evinde vajinaya dokunma ve parmak egzersizleri yapmasının ve vakti geldiğinde cinsel ilişki denemesinin zor olacağını aktararak terapi süresince bir otele yerleşmelerini önerdiğini, ayrıca farkındalık ve kontrol duygularını geliştirebilmesi için katılan mağdureye üç adet bilimsel belgesel DVD ile bir adet “Az Seçilen Yol” isimli kitap verdiğini, 25.07.2012 tarihinde … günü buluşmak üzere randevulaştıklarını, 25.07.2012 tarihinde muayenehaneye gelen katılan mağdurenin adet kanamasının başladığını bildirmesi üzerine kabaca adet kanamasının bitim tarihini hesapladığını ve 31.07.2012 tarihine tekrar randevu verdiğini, katılan mağdure 31.07.2012 tarihinde muayenehaneye geldiğinde öncelikle ona anatomik olarak kadın yapısını anlattığını ve cinsel ilişkinin kadına zarar vermeyeceğine dair tıbbi bilgiler verdiğini, daha sonra egzersiz yapması için katılan mağdureyi muayene odasına aldığını, burada bir kadın personelin ona eşlik edebileceğini katılan mağdureye anlattığını ancak katılan mağdurenin “Çok utanıyorum. Acaba gelmese olur mu? Daha rahat edeceğim, yoksa yapamayabilirim.” dediğini, bunun üzerine kadın personeli çağırmaktan vazgeçtiğini, muayene masasında katılan mağdureye yapay vajina modeli üzerinde nereye, nasıl dokunması gerektiğini anlattığını, katılan mağdure ile yapay vajina arasında duygusal bir bağ kurmaya çalıştığını, krem vererek parmak egzersizini katılan mağdurenin kendi vajinasına uygulamasını sağladığını, katılan mağdurenin kremi parmağına sürdükten sonra garip davranmaya başladığını, ona ne olduğunu sorduğunda “Midem bulandı. Krem sperme benziyor.” dediğini, bunun üzerine katılan mağdureye eşiyle oral seks yapıp yapmadıklarını sorduğunu, bu soruyu sormaktaki amacının her evli kadının cinsel hayatında bunu yaşadığını söyleyerek katılan mağdureyi rahatlatmak olduğunu, katılan mağdurenin egzersiz yaparken taktığı eldiveni göstererek “Neden eldiven takıyorsunuz?” diye sorduğunu, kendisinin de katılan mağdureye tedavi sürecinde ona doğrudan temas edemeyeceğini, bunu her tıp mensubu gibi eldiven takarak yapabileceğini, bu sayede hem hastaya güven vereceğini hem de steril bir ortam sağlayacağını açıkladığını, neticede katılan mağdurenin uygulanan egzersiz sayesinde vajinasına parmağını sokmayı ve hareket ettirmeyi başardığını, o gün yapılan seansın amacına ulaştığını, sonrasında katılan mağdurenin evde eşiyle beraber egzersiz yaparken kullanabilmesi için ona krem verdiğini, akşam önce kendisinin parmak egzersizi yapmasını sonrasında da eşinin parmağıyla bu egzersize devam etmesini önerdiğini, eşinin de parmak egzersizi yapmasını önermesi üzerine katılan mağdurenin sıkıntı duyduğunu fark ederek bu durumun şimdilik ertelenebileceğini anlattığını ve ertesi güne randevu verdiğini, katılan mağdurenin randevuya geç bir saatte geldiğini ve bekleme salonundaki koltuk üzerinde uyuklar bir vaziyette olduğunu gördüğünü, görüşme sırası geldiğinde tek başına üst kata çıkan katılan mağdurenin bir önceki akşam çok yorulduğunu, egzersiz yapamadığını, içki içmeye gittiklerini ve saat 04.00’e kadar dans ettiklerini, bu nedenle geç kaldığını anlattığını, katılan mağdureye bu sürecin bir tatil değil terapi süreci olduğunu, şehir dışından gelen hastalarda genellikle bu sebeple terapilerin aksadığını, bu nedenle tekrar etmemesini bildirdiğini, gerekli motivasyonları verdikten sonra tekrar egzersiz yapmak üzere muayene odasına katılan mağdureyle birlikte geçtiklerini, katılan mağdure soyunma kabinindeyken orada bulunan aynaya bakmasını ve kendini nasıl gördüğünü tanımlamasını katılan mağdureden istediğini, katılan mağdurenin aynada küçük bir kız çocuğu gördüğünü söylediğini, bu konuda bilişsel ve duygusal çalışma yaparak katılan mağdureye kendi bedenini ve duygularını yönetebilecek sağlıklı, yetişkin bir kadın olduğu terapisini verdiğini, katılan mağdureyi muayene masasına alıp krem verdikten sonra parmak egzersizi yapması için odada yalnız bıraktığını, geri döndüğünde katılan mağdurenin egzersizi başaramadığını söyleyerek yardım istemesi üzerine yine model üzerinde egzersizin nasıl yapılacağını katılan mağdureye gösterip katılan mağdureyi yine odada yalnız bıraktığını, birkaç sefer odaya gidip döndükten sonra katılan mağdurenin parmak egzersizini yapmayı başardığını görerek bu defa iki parmak sokma egzersizini katılan mağdureye öğrettiğini, bundan sonra katılan mağdureye vajinal dilatörle egzersiz yaptırdığını, kullanılan dilatörün yaklaşık 3 numara çap ve boyunda olduğunu ve bu dilatörü otelde eşiyle beraber egzersiz yapması için katılan mağdureye verdiğini, katılan mağdurenin eşine de bu konuda bilgi verdiğini, ertesi güne randevu kararlaştırdıklarını, görüştüklerinde katılan mağdurenin keyifli olduğunu, hem kendisinin parmak egzersizini yapabildiğini hem de eşinin yapmasına izin verdiğini söylediğini, konuyla ilgili duygusal süreç üzerinde çalıştıklarını, parmak egzersizi yapması için katılan mağdureyi tekrar muayene odasına aldığını, katılan mağdureyi yalnız bırakarak egzersizi yapmasını istediğini ve ona üç parmak egzersizini öğrettiğini, katılan mağdurenin bu egzersizi de başarması üzerine ona büyük boy dilatör verdiğini, bunu da başaran katılan mağdurenin vajinasındaki doluluk hissinin ve basıncın kendisini rahatsız ettiğini söylediğini, katılan mağdureye zamanla bu hisse alışacağını ve bir süre sonra bu hissin hazza dönüşeceğini açıklamaya çalıştığını, o esnada katılan mağdurenin kullandığı dilatör sayesinde kızlık zarının tamamen açıldığını fark ederek jel ile karışık az miktarda kanamasının olduğunu katılan mağdureye gösterdiğini, katılan mağdurenin de “Bundan da kurtuldum. Çok rahatladım.” diyerek memnuniyetini dile getirdiğini, katılan mağdureye tampon kullanmasını önerdiğini ve ne şekilde kullanılacağını öğrettiğini, 04.08.2012 tarihindeki randevuya gelen katılan mağdureyi ofisine aldığını, randevuya neden tek başına geldiğini sorduğunu, katılan mağdurenin de eşinin dışarıda işinin olduğunu söylediğini, tampon egzersizini yapıp yapmadığını sorduğunda katılan mağdurenin çok uykusu geldiği için yatıp uyuduğunu, bu nedenle tamponu çıkartmadığını söylediğini, katılan mağdureye tamponun toksik şok sendromu yaratmaması için hemen çıkartılması gerektiğini aktarıp muayene odasındaki muayene masasına geçmesini bildirdiğini, yapılan muayenede katılan mağdurenin vajinasında tampon olmadığını görerek ona bu durumu söylediğinde hatırlamadığını ifade eden katılan mağdurenin içinde bulunduğu süreç nedeniyle gerçekleri algılamada yanılsamalar yaşadığını fark ettiğini, tedaviye kaldıkları yerden devam etmeleri için katılan mağdureye ilk önce parmak egzersizi yapması, bunu da 1, 2 ve 3 parmak olarak sırasıyla uygulaması gerektiğini söylediğini, ardından katılan mağdurenin dilatör egzersizi yapmaya başladığı sırada güvenlik amacıyla ofise yerleştirdiği alarmın çaldığını, sebebini öğrenmek için odadan çıkıp alt kata indiğinde psikolojik danışman … Kaçın’ın ofiste kimsenin kalmadığını düşünerek alarmı kurup çıktığını, sesi duyunca da kapatmak için tekrar içeri girdiğini ve bu şekilde kendisiyle karşılaştığını anladığını, .’ın bu olay sebebiyle kendisinden özür dilemesi üzerine tekrar katılan mağdurenin yanına gittiğini, katılan mağdurenin daha önce olduğu gibi gözlerini kapatarak dilatörle egzersiz yapmakta olduğunu gördüğünü, ona gözlerini kapatmamasını, bu işi başarabilmek için ne yaptığını görmesi gerektiğini, hatta aynada kendisine bakmasını söylediğini ve bir ayna verdiğini, bundaki amacının katılan mağdureye tedavide ne kadar ilerlediğini göstermek ve kendisiyle barışık olması gerektiğini anlatmak olduğunu, devamında katılan mağdureye, kendisinin de bir insan olduğunu, evde çocuklarının beklediğini, seansı bitirmek istediğini ve giyinmesini söyledikten sonra soyunma odasına gidip önlüğünü çıkarttığını ve gündelik kıyafetlerini giyip aşağı indiğini, katılan mağdurenin de aşağı kata inmesi üzerine sekreter masasına oturup katılan mağdureye yapması gerekenleri bir liste hâlinde yazarak açıkladığını, artık eşiyle normal yoldan cinsel ilişkiye girebilecek seviyeye geldiğini söylediğini, katılan mağdurenin muayenehaneden ayrılmasından sonra da ofisi toplayıp alarmı kurduğunu ve evine gittiğini, salı gününe randevu verdiği katılan mağdureyi sekreterinin pazartesi günü randevuyu hatırlatmak için telefonla aradığını, katılan mağdurenin de kafasının karışık olduğunu, bu nedenle gelemeyeceğini söylediğini, salı günü rahatlatmak için katılan mağdureye birkaç defa telefonla ulaşmaya çalıştığını ancak ulaşamadığını ve tekrar katılan mağdureyi telefonla aramadığını, bir tıp doktoru ve aynı zamanda uzman psikolojik danışman olarak görev yaptığını, çalışma alanı içinde kadın ve erkeklerin cinsel problemlerinin teşhis ve tedavisinin de olduğunu, her hastasına farklı tedavi yöntem ve süreleri gerektiğini, uyguladığı yöntemlerin diğer doktorlar tarafından da uygulandığını, konunun cinsellik olması nedeniyle tedavi süreçlerinde zorluklar yaşanabildiğini, bazen cinsel içerikli sorunların çözümlenmesinin hasta tarafından farklı algılanabildiğini, katılan mağdurede de aynı tepkisel bulgularla karşılaştığını, uzman psikolog olmanın kazandırdığı sabırla katılan mağdureye sorununu aşıp başarıya ulaşma konusunda destek verdiğini ve bunu en iyi şekilde yaptığına inandığını, hakkında yapılan suçlamaların gerçek dışı olduğunu ve bu suçlamaları kabul etmediğini,
Sulh Ceza Mahkemesinde; suçlamaları kabul etmediğini, 04.08.2012 tarihinde saat 18.30 civarında … yerinden çıktığını, içeride bulunan kameraların sadece koridoru ve kapı önlerini çektiğini, muayenehaneleri görüntülemediğini, jinekolojik muayene odasının bir tane olduğunu, dört tane de görüşme odasının bulunduğunu, hem uzman psikolojik danışman hem de 20 yıllık tıp doktoru olduğunu, jinekolojik eğitim aldığını, ayrıca cinsel …, evlilik ve aile danışmanlığı derneğinin kurucu başkanı olduğunu, daha çok kadın-erkek cinsel problemleriyle ilgili danışmanlık ve tıbbi tedavi yaptığını, cumartesi günleri genellikle mesainin sabah saat 09.00’da başladığını, randevulu hasta olmadığı zamanlarda geç gelebildiklerini, katılan mağdurenin belirtilen tarihte saat 16.00’da randevusunun olduğunu, saatle ilgili yanılgısının olabileceğini ancak katılan mağdurenin saat 15.45’te muayenehaneye geldiğini hatırladığını, öncesindeki hastalar nedeniyle randevu saatlerinin sarktığını, saat 17.00’ye doğru katılan mağdureyi seansa aldığını hatırladığını, saat 18.30 civarında çıktığını, katılan mağdurenin de kendisinden 5 dakika önce … yerinden ayrıldığını tahmin ettiğini, katılan mağdure çıkmadan 5 dakika önce psikolojik danışman … Kaçın’ın da muayenehanede ayrı bir odada olduğunu, katılan mağdurenin 4 yıldır eşiyle cinsel ilişkiye girememesi sebebiyle bu konuda konuşmanın zorunlu olduğunu, bu konuşmaların mümkün olduğunca yumuşatılsa da yanlış anlaşılabilineceğini, bu hastalığın psikolojik bir rahatsızlık olduğunu, kendisinin de bu alanda uzmanlığı olduğu için katılan mağdureyi tedavi etmeye çalıştığını, katılan mağdurenin, kendisinden önce de bu şikâyetiyle 4 tane doktora başvuran bir hasta olduğunu, hâlihazırda da iyileşmediğini, … günü vajinasında doluluk hissine alışması için katılan mağdureye tampon koymasını önerdiğini, hatta ofiste bir tane yerleştirdiğini, 1,5 saat sonra çıkarmasını söylediğini çünkü “toksik şok sendromu” olarak adlandırılan bir zehirlenme yaşanabileceğini, katılan mağdureye tamponla ilgili egzersizleri yapıp yapmadığını sorduğunu, katılan mağdurenin “Ben uykusuzdum. Tamponu da çıkarmadım.” dediğini, katılan mağdureye “Ben bu konu ile ilgili sizi uyarmadım mı?” diye sorduğunda “Eşim istemedi.” gibi farklı şeyler söylemeye başladığını, dolayısıyla 16-18 saatlik bir süre boyunca tampon kaldığı için panikleyerek katılan mağdureye tamponu çıkarması gerektiğini söylediğini, katılan mağdurenin de çıkarmaktan korktuğunu ifade ettiğini, heyecanla bunun bir çocuk oyunu olmadığını söylemesi üzerine katılan mağdurenin bozulduğunu, küstüğünü ve “Bana niye çocuk diyorsunuz?” dediğini, katılan mağdureye “Tamponun acil olarak çıkarılması gerekiyor. Muayene odasına geçelim ve çıkaralım.” diyerek onu zorla ikna ettiğini, muayene odasına geçtiklerinde yaptığı muayenede ise tamponun olmadığını gördüğünü, bu durumu söylemesi üzerine katılan mağdurenin bu defa “Çıkarmış olabilirim o zaman. Hatırlamıyorum.” gibi sözler söylediğini, o esnada aralarında bir sürtüşme yaşandığını, katılan mağdurenin psikolojik yapısı bozuk bir hasta olduğunu, bu nedenle kafasının karışmış olabileceğini veya bilemediği bir kötü niyetinin olabileceğini, katılan mağdurenin böyle bir suçlamada bulunmasının nedenini bilemediğini, bu suçlamanın katılan mağdureden çok kendisine zarar vereceğini, meslek hayatının biteceğini, bu olay nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu,
Mahkemede; suçlamayı kabul etmediğini, katılan mağdurenin vajinismus şikâyetiyle kendisine başvurduğunu, ilk görüşmeden sonraki günlerde adet kanamasının başladığını, bu nedenle bir dahaki görüşmenin bir hafta sonraya ertelendiğini, bir hafta sonra …, perşembe ve … günleri muayenehaneye gelen katılan mağdurenin tedavisinin yapıldığını, salı günü kontrole gelmek üzere … yerinden ayrıldığını, tedavi süresince katılan mağdureye cinsel bir saldırıda bulunmadığını, katılan mağdurenin normal tedavisi ve bir doktor olarak görevi neyi gerektiriyorsa onu yaptığını, ilk geldiğinde katılan mağdureyi muayene ederken aynı zamanda göğsünün de ağrıdığını söylediğini, bunun üzerine katılan mağdurenin göğsünü de muayene ettiğini, adli tıp raporunda belirtilen bulguların o muayene sonucu kendisinden ter ya da dokunmayla bulaşan profillerden oluşabileceğini, bu raporda belirtilen bulguların katılan mağdureyle cinsel ilişkiye girdiğine dair kanıt olarak kabul edilemeyeceğini, sanık müdafisinin talebi üzerine sanıktan tedavi süresince hipnoz yöntemini uygulayıp uygulamadığının sorulması üzerine; uygulamadığını,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel saldırı” başlığını taşıyan 102. maddesi;
“1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
“(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur” hâlini almıştır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukukî değerin, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığı olduğu cinsel saldırı suçunda failin ve mağdurun, kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir.
Öte yandan, amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi şeklinde, Latince’de ise in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Katılan mağdure …’un vajinismus şikâyetiyle başvurduğu kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan sanık …’in muayenehanesine 24.07.2012-04.08.2012 tarihleri arasında giderek 7 seans boyunca tedavi gördüğü, 04.08.2012 tarihindeki muayene sırasında, kendisine yönelik organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla sanık hakkında 10.08.2012 tarihinde adli makamlara müracaat ettiği, katılan mağdurenin aşamalarda özetle; olay tarihinde muayene masasına yattığında önce küçük, sonra büyük dilatörle egzersizlere başladığını, sanığın keman ve piyano sesleri eşliğinde su sesini dinletirken bir taraftan da “Sen çok güzel ve seksi bir kadınsın. Sen dilediğini dilediğin yerde dilediğin kişi ile yapabilecek özgür bir kadınsın. Şu anda neler hissediyorsun? Gözlerime bak ve gözlerini benden ayırma. Şu an ben ne yapıyorum bana söyle.” şeklinde sözler söylediğini, zaman geçtikçe sanığın davranışlarının garipleşmeye, sesinin kısık çıkmaya başladığını, farklı bir yüz ifadesiyle bakarak ağzının içinde dilini oynatıp yalar bir vaziyette iç çekerek “Ben de insanım. Benim bir erkek olduğumu unutuyorsun galiba?” dediğini, elini tutmasını isteyip bacaklarının arasına geçtiğini, muayene masasının arka tarafının sanık tarafından dik bir konuma getirildiğini, iki bacağını masanın yanında duran ayaklıklara koyduran ve bu yolla hareket etmesini engelleyen sanığın, “Kadınların en sevdiği pozisyon budur. Vajina geriye çekilir ve her erkek bunu yapamaz ve bilemez.” şeklinde sözler söylediğini, ilk günden itibaren “Gözünü benden ayırma.” diyerek telkinlerde bulunduğu için hipnotize olmuş gibi sanığın gözlerine baktığını, o sırada sanığın kendisine doğru iyice yaklaştığında içinden vibratörü çıkarıp kendi cinsel organını soktuğunu dahi fark edemediğini, sanığın üstüne ağırlığını verip göğüslerini sıkıp avuçlayarak üzerinde hızlı bir şekilde gidip gelmeye başladığını sonradan fark ettiğini, içsel bir panik yaşayarak karşı koymaya çalıştığını ancak sanığın, kendisinden daha güçlü ve uzun boylu olduğu için gücünün yetmediğini iddia ettiği, sanığın ise aşamalarda özetle; vajinismus şikâyetiyle kendisine başvuran katılan mağdureye bu hastalığın tedavisi ve bir doktor olarak görevi neyi gerektiriyorsa onu yaptığını, tedavi süresince katılan mağdureye yönelik cinsel bir saldırıda bulunmadığını, katılan mağdurenin neden böyle bir suç isnadında bulunduğunu da bilemediğini, suçlamayı kabul etmediğini savunduğu olayda;
Katılan mağdurenin 04.08.2012 tarihinde gerçekleştiğini iddia ettiği nitelikli cinsel saldırıdan yaklaşık 6 gün sonra 10.08.2012 tarihinde adli makamlara müracaatta bulunması, 11.08.2012 tarihinde Adli Tıp Kurumu Merkez Şube Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen muayene esnasında olaydan sonra suçluluk duygusunu bastırmak için eşiyle de tamamlanmayan bir cinsel birliktelik yaşadığını ifade etmesi, 24.07.2013 tarihinde adli bilişim uzmanı tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre; katılan mağdurenin olay günü sanığın muayenehanesinden çıktıktan sonra eşi, kız kardeşi ve kız kardeşinin arkadaşının bulunduğu simitçiye gitmesinin ardından orada geçirdiği sürede ve simitçiden ayrılırken hâl ve hareketlerinde dikkat çekecek bir değişikliğin gözlenmemesi, iddia olunan nitelikli cinsel saldırı öncesinde yapılan egzersizler sırasında sanığın “Ben de insanım ama” gibi imalı sözler söylemek, belden aşağısı çıplakken aynada vücuduna bakmak şeklinde gerçekleşen ve tedaviyle bağdaşmayan birtakım davranışlarda bulunmak suretiyle kendisini rahatsız ettiğini bildiren katılan mağdurenin tedaviye devam etmesi ve 04.08.2012 tarihindeki muayene randevusuna yanında bir demet çiçekle gitmesi, katılan mağdurenin müracaatından sonra dahi sanığı telefonla arayarak iletişim kurmaya çalışması, yapılan telefon görüşmelerinde sanığa yüz yüze görüşüp konuşmak istediğine, şikâyetten vazgeçeceğine dair sözler söylemesi, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesinin 30.11.2012 tarihli raporunda; katılan mağdureye ait sütyende tükürük amilazının tespit edildiği ve yapılan inceleme sonucunda sanığın DNA profili ile uyumlu olduğu belirtilmişse de söz konusu lekelerin vajinismus tedavisi boyunca uygulanan egzersizler sırasında bulaşma yoluyla husulünün mümkün görülmesi, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 17.08.2012 ve 10.02.2014 tarihli raporlarda yer alan bilgilere göre katılan mağdurenin muayenesi sonucu tespit edilen bulguların iddia edildiği gibi sanık tarafından organ sokmak suretiyle mi yoksa vajinismus tedavisi sırasında uygulanan parmak ve/veya dilatör egzersizleri neticesinde mi meydana geldiğinin net bir şekilde belirlenememesi, tanık …’ün, katılan mağdurenin kız kardeşi tanık … Yıldız’ın, kendisini telefonla arayarak katılan mağdurenin tedavi sırasında sanığa aşık olduğunu söylediğini, o görüşmenin birkaç gün sonrasında …’nin tekrar telefonla kendisini aradığını ve bu defa katılan mağdurenin sanığın tecavüzüne uğradığını bildirdiğini ifade etmesi, tanıklar … ve .ın olay tarihinde sanığın muayenehanesinde bulunduklarını ve olağanüstü bir durumla karşılaşmadıklarını beyan etmeleri, sanığın sekreteri olan tanık … ile muayenehanede çalışan tanık … …’ın da aşamalardaki beyanlarında katılan mağdurenin her defasında memnuniyetini açıkça dile getirerek randevulara geldiğini, katılan mağdurenin refakatçi istememesi nedeniyle muayene odasında yalnız kaldığını, her defasında muayeneye hazır hâle getirilmesinden sonra sanığa haber verildiğini, sanığın da katılan mağdureye egzersizleri anlattıktan sonra muayene odasından çıktığını, tüm süreç boyunca olumsuz bir durumla karşılaşmadıklarını, katılan mağdurenin de oldukça rahat bir tutum sergilediğini belirtmeleri ve sanığın tüm aşamalarda katılan mağdureye cinsel saldırıda bulunmadığına dair aksi kanıtlanamayan savunmaları birlikte göz önüne alındığında; sanığın katılan mağdureye yönelik nitelikli cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiğini gösteren kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp iddiasının şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiğinden, sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun işlendiğinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığın itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin itiraza konu mahkûmiyet hükmünün, sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanığa atılı suçun sabit olduğu ve itirazın reddi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 02.06.2020 tarihli ve 2734-2363 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3-… 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.09.2014 tarih ve 122-318 sayılı mahkûmiyet hükmünün sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı kabul edilip Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle sanığın cezasının infazına başlanılmış ise İNFAZININ DURDURULMASINA, sanığın bu suçtan cezaevine alınmış olma ihtimali bulunduğundan, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse DERHAL SERBEST BIRAKILMASI için YAZI YAZILMASINA, sanık hakkında … 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 15.08.2012 tarih ve 2012/68 sorgu nolu kararı ile CMK’nın 109/3-a,b maddesi uyarınca yurt dışına çıkmama ve hâkim tarafından belirlenen yerlere, belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak şeklinde ve … 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.05.2014 tarih ve 2014/531 Değişik … sayılı kararıyla CMK’nın 109/3-a maddesi uyarınca yurt dışına çıkmama şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildiği anlaşıldığından söz konusu tedbir kararlarının KALDIRILARAK gereği için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına YAZI YAZILMASINA, oy birliğiyle,
5-Dosyanın, Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.01.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla, karar verildi.