YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/407
KARAR NO : 2022/505
KARAR TARİHİ : 29.06.2022
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi
Yakarak mala zarar suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık …’un, TCK’nın 151/1, 152/2-a ve 53/1. maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezası ve hak yoksunluğuna ilişkin … 15. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.03.2012 tarihli ve 404-120 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 12.11.2013 tarih ve 21071-17278 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 09.07.2020 tarih ve 51910 sayı ile;
“…Dosya içeriğine göre sanığın yakma tehdidinde bulunduğu ancak katılanın … yerinin sanık tarafından yakıldığı konusunda mahkûmiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği, mevcut delil durumuna göre mahkûmiyet kararının bozulması gerektiği,” görüşüyle, itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 24.09.2020 tarih ve 7288-9080 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli mala zarar verme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
…İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliğince 26.09.2009 tarihinde saat 14.30’da düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; aynı gün saat 12.40 sıralarında yangın olayının olduğunun bildirilmesi üzerine Nifoteks isimli ütü paket tekstil firmasına gidildiğinde … yeri giriş kapısından başlayarak yangının … yeri içerisine sirayet ettiği, yer döşemesinin yangından dolayı az miktarda zarar gördüğü, … yeri giriş kapısı önünde ve iç kısımda bulunan yangın artığına ait islerden gazlı beze sürmek suretiyle, serum fizyolojik yöntemi ile iki adet yangın artığı numunesinin incelenmek üzere alındığı,
…İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliğince 27.09.2009 tarihinde saat 14.55’te düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; bahse konu triko ürünleri ambalajlama ve dikim faaliyeti gösteren … yerinin dört katlı binanın giriş ve asma katında olduğu, … yerinin giriş kapılarının normal durumda olduğu, giriş kattan içeri girildiğinde … yeri giriş kapısının karşısında yerde devrik ve hasarlı hâlde buzdolabının bulunduğu, giriş kapısına göre sol tarafta dört adet dikiş makinesinin yerde devrilmiş ve hasarlı olduğu, asma kata çıkıldığında çıkış merdivenlerine göre sol tarafta bulunan tezgâhın kısmen yandığı, duvara monteli olan elektrik tesisatının yerinden söküldüğü, tezgâh yanında bulunan leke makinesinin hasarlı olduğu, yine tezgâh masasının yanındaki müzik setinin kısmen parçalandığı, çıkış merdivenlerinin ilerisinde solda yerde devrilmiş ve hasarlı hâlde hava kompresörünün bulunduğu, yazıhanede bulunan bilgisayar kasasının kısmen hasar gördüğü, yapılan incelemede mukayeseye elverişli iz ve bulgulara rastlanılamadığı,
Kolluk tarafından 27.09.2009 tarihinde saat 20.20’de düzenlenen tutanakta; aynı gün saat 19.45’te müracaatta bulunan katılan … Göktürk’ün 26.09.2009 tarihinde gece vakti … yerinde yangın çıkartan sanık …’un … yerinde olduğunu söylemesi üzerine katılanın … yerine gidildiği, sanığa ait 34 .. 9033 plakalı aracın … yeri önünde park hâlinde olduğunun görüldüğü ve sanığın yakalandığı,
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 30.09.2009 tarihli ekspertiz raporunda; yapılan test ve analizler neticesinde inceleme konusu svab numuneleri üzerinde, yanıcı ve yangın başlatıcı özelliğe sahip herhangi bir madde artığına rastlanılmadığı, benzin, gaz yağı, tiner v.b. yanıcı ve yangın başlatıcı maddelerin uçucu özellikleri nedeniyle kolayca buharlaşıp ortamdan uzaklaştıklarından tespit edilemeyebilecekleri,
Bilgilerine yer verilmiştir.
…İlçe Emniyet Müdürlüğünün 05.10.2009 tarihli ve 2936 sayılı fezlekesi ile 26.09.2009 tarihinde saat 14.30’da düzenlenen olay yeri inceleme raporu ve 27.09.2009 tarihinde saat 14.55’te düzenlenen olay yeri inceleme raporu … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş ve yapılan soruşturma neticesinde … Cumhuriyet Başsavcılığının 09.12.2010 tarihli iddianamesi ile; sanık ile katılanın olaydan yaklaşık 10 ay önce gayriresmî olarak birlikte yaşamaya başladıkları, olay tarihinden yaklaşık 10 gün önce katılanın evden ayrıldığı, olay tarihinde yeniden buluştukları ve katılanın doğum günü olduğu için birlikte eğlenip alkol aldıkları, sanığın kıskançlık nedeniyle kendisinden ayrı kaldığı 10 günün hesabını sorup kimlerle gezdiği konusunda sorular yönelttiği ve katılan ile tartıştığı, katılanın sanığın yanından ayrılıp annesinin Zeytinburnu’nda bulunan evine gittiği, sanığın sabaha karşı katılanın annesinin evine giderek … basıp katılanın gelmesini istediği, orada bulunanların sanığa katılanın karakolda olduğunu bildirmeleri üzerine bu defa gelmezse … yerini ateşe verip yakacağı tehdidinde bulunarak buradan ayrıldığı, aynı günün sabahında katılanın ütü paket işi yaptığı atölyeye gelerek camı kırıp … yerini ateşe verdiği, akşam saat 19.00 sıralarında da katılanın atölyesine tekrar gelerek içerideki eşyaları tahrip edip … yerini yaktığı, iki gün sonra saat 20.00 sıralarında aynı … yerine tekrar gelerek katılanı zorla dışarı çağırdığı sırada olay yerinden geçen polis ekibinin müdahalesiyle yakalanıp hakkında işlem yapıldığı, böylece atılı zincirleme şekilde yakarak mala zarar verme suçunu işlediği iddiasıyla sanık hakkında kamu davası açıldığı, inceleme konusu dosyada … 15. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın “…sanığın mağdur …’in makinalarını kırmak ve yakmak sureti ile mala zarar verme suçunu işlediği,” gerekçesiyle sanığın TCK’nın 151/1 ve 152/2-a maddeleri uyarınca 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 28.03.2012 tarihli ve 404-120 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesince 12.11.2013 tarih ve 21071-17278 sayı ile onanmasına karar verildiği,
Dosya arasında bulunan … 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; …İlçe Emniyet Müdürlüğünün 10.10.2009 tarihli ve 2915 sayılı fezlekesi ile 26.09.2009 tarihinde saat 14.30’da düzenlenen olay yeri inceleme raporunun … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve yapılan soruşturma neticesinde … Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2010 tarihli ve 73584-17208 sayılı iddianamesi ile; katılanın sanık ile belirli bir dönem arkadaşlık yaptığı, olay günü birlikte dolaştıktan sonra aralarında çıkan tartışma sonrasında katılanı darp ettiği, katılanın evine gittiği, sanığın bağırıp çağırdığı ve ertesi gün … yerinde yangın olduğu ve … yeri çalışanlarının yangını söndürdüğü, … yerindeki bazı eşyaların zarar gördüğü, yapılan incelemede … yeri kapısının önünde yangın artığına ait islerden gazlı beze sürmek suretiyle serum fizyolojik maddeler elde edildiği, sanığın yakarak mala zarar verme suçunu işlediği iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda … 13. Asliye Ceza Mahkemesince 31.12.2012 tarih ve 599-1356 sayı ile ve “…sabahın erken saatlerinde … yerine giderek yangın çıkardığı ve yangının … yerine sirayet ettiği anlaşılmakla sanığın yakmak suretiyle mala zarar verme suçunu işlediği,” gerekçesiyle sanığın TCK’nın 151/1 ve 152/2-a maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 15.12.2015 tarih ve 15622-8181 sayı ile “Sanığın olayın başından beri suçu işlemediğine yönelik savunmaları, şikâyetçinin sanıkla husumetinin olduğuna ilişkin beyanı dışında sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz, yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği, bozmaya uyan … 13. Asliye Ceza Mahkemesince 25.05.2016 tarih ve 1-343 sayı ile sanığın beraatine ilişkin hükmün temyiz edilmeden 09.06.2016 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan …; Veliefendi Mahallesi, 74/C Sokak, No: 18/B sayılı adreste tekstil üzerine ütü paket işi yaptığını, sanık … ile 8 ay önce tanıştığını, 3 ay kadar önce de Büyükçekmece’de bir ev tutup birlikte kalmaya başladıklarını, birlikte yaşadıkları süreç içerisinde tartışmalarının devam ettiğini, bu nedenle sanıktan 10 gün ayrı kaldığını, olaydan bir gün önce 25.09.2009 tarihinde doğum günü münasebetiyle sanık ile birlikte dışarı çıktıklarını ve alkol aldıklarını, sanığın “Sen benden 10 gün ayrı kaldın nerelere gittin ne yaptın?” gibi sorular sormaya başlayıp hakaretler ettiğini, araca bindiklerinde sanığın annesinin evine gittiklerini, sanığın eve girmesini fırsat bilip araçtan çıkarak bir taksi ile Zeytinburnu’nda oturan ailesinin yanına geldiğini, ardından sanığın da gelerek evden dışarı çıkmasını, yoksa çok kötü olacağını, öldüreceğini, evini ve … yerini yakacağını söylediğini, annesinin sanığa kendisinin emniyette olduğunu söylemesi üzerine sanığın ayrılıp gittiğini, olay günü olan 26.09.2009 tarihinde sabah 09.00 sıralarında … yerini açan ustasının cep telefonundan arayarak … yerinin kapısından yangın çıktığını ve yangının içeriye sıçradığını, içeride perde ve parkelerin yandığını, komşular tarafından yangının söndürüldüğünü söylediğini, … yerini yakacağı tehdidinde bulunan sanık tarafından yakıldığını anladığını ve polis merkezine gittiğini, aynı gün saat 19.00 sıralarında … yerinde usta başı … ile çalışanları… ve … isimli şahıslar olduğu sırada sanığın gelerek … yerindeki bütün makinaları kırdığını ve … yerini ateşe verdiğini, çalışanların yangını söndürdüklerini, kırılan makinaların şikâyetçi …’a ait olduğunu, 27.09.2009 tarihinde saat 19.30 sıralarında … yerinde bulunduğu sırada sanığın geldiğini ve kendisini dışarı çekmeye başladığını, bu esnada da yoldan geçmekte olan polislerin sanığı yakaladıklarını, … ve … ile … adlı şahısların ayrıntılı kimlik ve adres bilgilerini bilmediğini, yeni işe aldığı için sigortalarını dahi yaptırmadığını, hatta olaydan sonra çalıştıkları günlere ilişkin ücretlerini almadan gittiklerini, herhangi bir şekilde onlara ulaşmasının mümkün olmadığını, bu nedenle tanık olarak dinlenmelerini istemediğini,
Şikâyetçi …; katılan ile ortak … yaptığını, kendi makinalarının katılanın … yerinde bulunduğunu, 27.09.2009 tarihinde saat 15.00 sıralarında … yerine gittiğinde makinalarına zarar verilmiş olduğunu gördüğünü, aynı gün saat 19.20 sıralarında … yerinde bulunduğu sırada sanığın geldiğini ve katılanı çekiştirmeye başladığını, hemen polise bilgi verdiklerini, polislerin geldiğini ve sanığı yakaladıklarını, yaklaşık 3.500-4.000 TL zararının olduğunu, sanık ile konuştuğunda zararı ödeyeceğini söylediğini ve zararını karşıladığını, sanıktan şikâyetçi olmadığını, sanığın katılanın … yerini yaktığını bildiklerini, oradan da atlayıp kendisinin katına geçip makinalarını kırdığını, sanığın psikopat tipli biri olduğunu ve katılanı devamlı dövdüğünü,
İfade etmişlerdir.
Sanık … soruşturma evresinde; katılan ile yaklaşık 10 aydır imam nikahlı olarak yaşadığını, 25.09.2009 … günü katılanın doğum günü olması nedeniyle beraber gezdiklerini ve eğlendiklerini, fakat hem alkolün etkisi, hem de kıskançlık nedeni ile aralarında tartışma çıktığını, Büyükçekmece’deki evlerinin önünde araba içerisinde kavga olduğunu, katılanın bir taksiye atladığını ve Zeytinburnu’ndaki ailesinin evine gittiğini, kendisinin de buraya gidip katılanın anne ve babası ile konuştuğunu, alkollü olduğundan olayın büyümemesi için oradan ayrıldığını, 27.09.2009 günü saat 19.30 sıralarında katılanın yanına gittiğini, katılan ile konuşmak istediğini ancak katılanın polis çağırdığını, polisin kendisini karakola götürdüğünü, burada katılanın kendisinden şikâyetçi olduğunu öğrendiğini, kesinlikle … yerinde yangın çıkartmadığını ve mala zarar vermediğini,
Kovuşturma evresinde; yangın olduğu iddia edilen … yerini katılan ile birlikte işlettiklerini, zarar vermesinin söz konusu olamayacağını, sadece bir tartışma esnasında bir makinanın düşüp kırıldığını, zararı da giderdiğini, … yerinde yangın çıkarmadığını, yangının elektrik kontağından çıktığını,
Savunmuştur.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için mala zarar verme suçunun unsurlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Türk Ceza Kanunu’nun “Mala zarar verme” başlıklı 151. maddesinin birinci fıkrasında;
“Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde mala zarar verme suçunun basit hâli düzenlenmiş olup madde gerekçesinde; “Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır. Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin; başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Suç tarihi itibarıyla suçun nitelikli hâlleri ise aynı Kanun’un 152. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında;
“(1) Mala zarar verme suçunun;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,
c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,
e) Grev veya lokavt hâllerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Mala zarar verme suçunun;
a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,
b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak,
İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza iki katına kadar artırılır…” şeklinde iken, suç ve karar tarihinden sonra 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 152. maddesinin birinci fıkrasındaki “bir yıldan altı yıla kadar hapis” şeklindeki yaptırım “bir yıldan dört yıla kadar hapis” olarak, ikinci fıkrasındaki “iki katına kadar” şeklindeki artırım oranı ise “bir katına kadar” olarak değiştirilmiştir.
Anılan madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere verilen zararın büyük bir kitleyi etkilemesinin olanaklı bulunduğu hâllerde nitelikli mala zarar vermenin varlığı kabul edilmiş, suçun, maddenin birinci ve ikinci fıkralarında gösterildiği şekilde işlenmesi nitelikli unsur olarak belirlenmiştir. Uyuşmazlık konusunu ilgilendiren maddenin ikinci fıkrasında, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak veya toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle ya da radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silahla işlenmesi durumunda maddenin birinci fıkrasına göre belirlenecek cezanın artırılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre kanun koyucu mala zarar verme suçunun işleniş şeklinin ortaya çıkardığı tehlikeli durumu göz önünde bulundurarak, zarar verilen eşyanın artık amacına uygun kullanılmasındaki ya da eşyaya verilen zararın neticelerinin ortadan kaldırılmasındaki güçlüğü de gözetip suçun ikinci fıkrada sayılan hâllerde işlenmesini, birinci fıkraya nazaran daha ağır cezai yaptırım gerektiren bir nitelikli hâl olarak kabul etmiştir.
Mala zarar verme suçuyla korunan hukuki yarar, mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet kavramına, malın bütünleyici parçaları, eklentileri ve doğal ürünleri de dahildir. Mülkiyetin korunmasında amaç, sadece malın fiziksel olarak zarar görmesi olmayıp malın değerinin de korunmasıdır. Bu nedenle, malın özgülendiği amaca uygun kullanılabilmesini, önemsiz sayılmayacak derecede azaltan bir zararın varlığı yeterli olup malın maddi zarar görmüş olmasına gerek yoktur.
Kanuni düzenleme göz önüne alındığında, mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşması için failin belirli bir amaç ya da saikle (özel kast) hareket etmesine gerek yoktur. Mala zarar verme suçunun gerçekleşebilmesi için failin, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala, TCK’nın 151/1. maddesinde sayılan seçimlik hareketlerden herhangi biriyle zarar vermiş olması gerekmektedir. Seçimlik hareketler maddede; “kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hâle getirmek veya kirletmek” şeklinde belirtilmiştir.
Suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler, kanunda tahdidi şekilde belirtilmiş olmakla birlikte, zarara neden olan neticeyi meydana getirmeye elverişli fiil, aynı zamanda Kanun’da belirtilen seçimlik hareketlerden en azından birini zorunlu olarak kapsayacağından, suçun oluşumu için zarar verici sonucun gerçekleşmesini yeterli saymak gerekir.
Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi bakımından genel güvenliğin kasten tehlikeye düşürülmesi suçu üzerinde de durulmalıdır.
TCK’nın 170. maddesinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu;
“(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
a) Yangın çıkaran,
b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Görüldüğü gibi madde metninde, genel güvenliği kasten tehlikeye sokan fiiller, suç olarak tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasında, bu suçu oluşturan seçimlik hareketler, yangın çıkarmak; bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak; silâhla ateş etmek veya izinsiz patlayıcı madde kullanmak olarak sayılmış olup suç, somut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Anılan maddedeki suçun oluşabilmesi, belirsiz sayıdaki kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik meydana getirebilecek tarzda somut tehlikenin ortaya çıkmış olmasına bağlıdır. Maddenin ikinci fıkrasında ise, bir soyut tehlike suçu tanımına yer verilmiştir. Bu hükümde, yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olmak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre bu fıkrada düzenlenen suçun oluşabilmesi için somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekmemekte, eylemin, kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı üzerinde somut ve saptanabilir bir tehlike doğurmaya elverişli nitelikte olması yeterli sayılmaktadır. Bununla birlikte ikinci fıkrada yazılı suçun oluşabilmesi bakımından da tehlikeli sonucu doğuracak eylemin kişilerde kaygı, korku veya panik yaratabilecek tarzda olması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.
Bu suçla korunan hukuki yarar, belirli kişilerin değil, bir bütün olarak toplumun korku ve endişeye kapılmadan huzur ve esenlik içinde yaşamalarının, dolayısıyla kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Suçun mağduru belli bir kimse olmayıp toplumu oluşturan tüm bireylerdir. Dolayısıyla belli bir amaç ve mağdur gözetildiği takdirde bu maddede düzenlenen suçtan söz edilemeyecektir.
Uyuşmazlığa konu yakarak mala zarar verme suçunun oluşabilmesi için ise yakma eylemi sonrasında somut bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmemektedir. Başka bir ifadeyle, bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi için eşyanın yakılması yeterli olup yakma eyleminin başka nesnelere de yayılarak yangın boyutuna ulaşması durumunda ise hem kastı belli bir kişiye yönelik yakarak mala zarar verme suçunun; hem de belirsiz sayıdaki kişilere yönelik kasten ya da taksirle yangın çıkarmak ya da yangın tehlikesine neden olmak suçlarının oluşacağı, bu hâlde farklı nevinden fikri içtima kuralları gereğince en ağır cezayı gerektiren suçtan mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiğinde bir tereddüt bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık … ile katılan …’un bir süredir aynı evde birlikte yaşadıkları, aralarındaki tartışmalar nedeniyle olaydan önce yaklaşık 10 gün katılanın sanıktan ayrıldığı, olaydan bir gün önce de katılanın doğum günü nedeniyle akşam buluştukları ve alkol aldıkları, sanığın alkolün etkisi ile katılana kendisinden ayrı kaldığı sürede nerede olduğu ve ne yaptığı gibi sorular sormaya başladığı, aralarında tartışma başlaması üzerine araca binip Büyükçekmece’deki evlerine gitmek üzere yola çıktıkları, yolda da tartışmanın devam etmesi nedeniyle katılanın araçtan inip taksi ile annesinin Zeytinburnu’ndaki evine gittiği, peşinden gelen sanığın katılanın evden dışarı çıkmasını istediği, aksi hâlde evi ve katılanın … yerini yakacağı tehdidinde bulunduğu, katılanın emniyete gittiğinin söylenmesi üzerine sanığın oradan ayrıldığı, olay günü olan 26.09.2009 tarihinde sabah 09.00 sıralarında katılanın çalışanının katılanı arayıp … yerinin kapısından yangın çıktığını, içeride perde ve parkelerin yandığını, yangının komşular tarafından söndürüldüğünü söylediği, Kolluk tarafından düzenlenen olay yeri inceleme raporuna göre yangının … yeri giriş kapısından başlayarak … yeri içerisine sirayet ettiği, az miktar yer döşemesinin yangından dolayı zarar gördüğü, aynı gün akşam saat 19.00 sıralarında katılanın çalışanlarının … yerinde olduğu sırada sanığın tekrar gelip … yerinde yine yangın çıkardığı ve çıkan yangının … yeri çalışanlarınca söndürüldüğü, bu ikinci yangın olayına ilişkin Kolluk tarafından düzenlenen olay yeri inceleme raporuna göre buzdolabı ve dört adet dikiş makinasının devrik ve hasarlı, tezgâhın kısmen yanık ve elektrik tesisatının da yerinden sökülmüş olduğu, ertesi gün 27.09.2009 tarihinde saat 19.45 sıralarında sanığın katılanın … yerine gidip katılanı dışarı çıkarmak için çekiştirdiği sırada yoldan geçen polis ekibine haber verilmesi üzerine sanığın yakalandığı olayda;
Sanık ile katılanın arasında çıkan tartışmada sanığın … içerisinde katılanı darp ederek basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralaması ancak şikâyet yokluğu nedeniyle sanık hakkında yaralama suçundan ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, sanığın katılanı tehdit etmesi nedeniyle TCK’nın 106/1-1. cümle ve 43. maddeleri uyarınca mahkûm olduğu 3 yıl hapis cezasının Özel Dairece onanarak kesinleşmesi, bu olayların hemen ertesi günü katılanın … yerinde sabah ve akşam yangın çıkmış olduğunun kolluk tarafından da tespit edilerek rapor düzenlenmesi, sanığın katılan ile tartıştıkları sırada bir makinanın düşüp kırıldığı, yangının da elektrik kontağından çıktığı yönündeki savunmasının … yerinde akşam çıkan yangına ilişkin olay yeri inceleme raporundaki tespitlerle örtüşmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa atılı yakarak mala zarar verme suçunun sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Diğer taraftan; inceleme konusu dosyada sanık hakkında olay yerinde aynı gün hem sabah hem de akşam saatlerinde çıkan yangın olayları nedeniyle zincirleme suç hükümleri uyarınca açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda Yerel Mahkemece zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın “…mağdur …’in makinalarını kırmak ve yakmak sureti ile mala zarar verme suçunu işlediği,” gerekçesiyle sanığın akşam çıkardığı yangın nedeniyle mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraznamesinde bahsedilen diğer kamu davasına konu olayın ise sadece sanığın sabah çıkardığı iddia edilen yangına ilişkin olması ve Mahkemece “…sabahın erken saatlerinde … yerine giderek yangın çıkardığı ve yangının … yerine sirayet ettiği,” gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine dair hükmün Özel Dairesince bozulması üzerine sanığın beraatine karar verilmesi hususları dikkate alındığında; inceleme konusu dosyada sanığın mahkûmiyetine konu olayın katılanın … yerinde akşam çıkardığı yangın, diğer dosyada sanığın beraatine konu olayın ise katılanın … yerinde sabah çıkardığı iddia edilen yangın olduğu ve sanık hakkında mükerrer açılan ve hüküm verilen davanın söz konusu olmadığı anlaşıldığından bu husus ön sorun konusu yapılmamıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 29.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.