Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2020/348 E. 2020/487 K. 01.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/348
KARAR NO : 2020/487
KARAR TARİHİ : 01.12.2020

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 976-36

Sanık … hakkında katılan … ve şikâyetçi … (…)’a yönelik kasten yaralama ve hakaret ile katılan …’ye yönelik tehdit suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda beraatine ilişkin Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince 05.09.2012 tarih ve 286-570 sayı ile verilen hükümlerin, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 23. Ceza Dairesince 19.10.2015 tarih ve 14714-5343 sayı ile;
“a) Tüm dosya içeriği, katılan … ve şikâyetçi …in ifadeleri ve bu ifadeleri doğrulayan doktor raporları karşısında sanığın Sibel ve …i yaralama suçlarından cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
b) 02.02.2012 tarihli olay ve yakalama tutanağını düzenleyen polis memurları dinlenip sanığın tutanakta belirtilen tehdit ve hakaret içeren sözleri söyleyip söylemediği, söylemiş olması hâlinde hangi katılan ve şikâyetçiye karşı sarfettiği belirlenmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde tehdit ve hakaret suçlarından beraatine karar verilmesi,” nedenlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi ise 20.01.2016 tarih ve 976-36 sayı ile; bozma kararına direnerek önceki hükümler gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.03.2016 tarihli, 103810 sayılı ve “Bozma” istekli tebliğnamesi ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15.06.2020 tarihli ve 7215-6641 sayılı görevsizlik kararı üzerine inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.07.2020 tarih ve 4983-7489 sayı ile Yerel Mahkeme direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü, kesin nitelikte adli para cezasından ibaret olması nedeniyle temyiz isteminin Özel Dairece reddedilmesi, katılan … …’ye yönelik kasten yaralama suçundan verilen beraat kararı ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanığın katılan … ve şikâyetçi … (…)’a yönelik kasten yaralama ve hakaret ile katılan …’ye yönelik tehdit suçlarından verilen beraat hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı katılan … ve şikâyetçi … (…)’a yönelik kasten yaralama suçlarının sabit olup olmadığının ve katılan …’ye yönelik tehdit ve hakaret ile şikâyetçi … (…)’a yönelik hakaret suçları yönünden eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2012 tarihli ve 9179-3637 sayılı iddianamesi ile; sanık hakkında katılan … ve şikâyetçi … (…)’a yönelik kasten yaralama ve hakaret ile katılan …’ye yönelik tehdit suçlarını işlediği iddiasıyla TCK’nın 125/1, 106/1-1. cümle, 86/2. ve 53. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
Sanığın sorgusunun 25.06.2012 tarihinde yapıldığı,
Yerel Mahkemece sanık hakkında atılı suçları işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat hükümleri kurulduğu verildiği ve Özel Dairenin bozma kararından sonra önceki hükümlerde direndiği,
Anlaşılmıştır.
5237 sayılı TCK’nın 66. maddesinde; Kanun’da aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un 67. maddesinin üç ve dördüncü fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak Kanun’da belirlenen süre en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun konusu değerlendirildiğinde;
Sanığa atılı hakaret suçunun yaptırımı TCK’nın 125. maddesinin ilk fıkrasında üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası, tehdit suçunun yaptırımı TCK’nın 106. maddesinin ilk fıkrasının birinci cümlesinde altı aydan iki yıla kadar hapis ve kasten yaralama suçunun cezası TCK’nın 86. maddesinin ikinci fıkrasında dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince bu suçlara ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 02.02.2012 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlerle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 25.06.2012 tarihli sorgu olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, TCK’nın 66/1-e maddesindeki sekiz yıllık zamanaşımı süresi inceleme kapsamındaki tüm suçlar açısından 25.06.2020 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, 1412 sayılı CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.01.2016 tarih ve 976-36 sayılı direnme kararına konu beraat hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.12.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.