YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/209
KARAR NO : 2023/50
KARAR TARİHİ : 01.02.2023
MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Göçmen kaçakçılığı suçundan sanık …’ün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin … 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.05.2016 tarihli ve 208-753 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 13.01.2020 tarih, 8195-27 sayı ve oy çokluğu ile;
“… Türkiye’de doksan güne kadar kalacak yabancılar, vatandaşı oldukları veya yasal olarak bulundukları ülkedeki konsolosluklardan geliş amaçlarını da belirten … alarak gelirler. Bu şekilde ülkeye giriş yapanlar düzenli göçmen olarak adlandırılır. Düzensiz göç ise; bir ülkeye yasa dışı giriş yapmak, bir ülkede yasa dışı şekilde kalmak veya yasal yollarla girip yasal süresi içerisinde çıkmamak anlamına gelmektedir.
2010 yılından sonra…’deki iç karışıklıklar ve çatışmalar nedeniyle yaşanan insani krizin büyümesi sonucunda 29.04.2011 tarihinde bu ülkeden Türkiye’ye yönelik ilk toplu nüfus hareketinin gerçekleştiği, ülkeye gelen .in önce ‘misafir’ şeklinde tanımlandığı, Ekim 2011 tarihinden itibaren ise İçişleri Bakanlığı’nın 1994 sayılı Yönetmeliği’nin 10. maddesi gereğince ‘geçici koruma statüsüne’ alındığı, sonrasında 30.03.2012 tarih ve 62 sayılı ‘Yönerge’ ile .rin ‘geçici koruma’ altında olduğu kabul edilmiştir.
Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun ‘Geçici Koruma’ başlıklı 91. maddesinde; ‘Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.’ hükmüne yer verilirken, bu maddeye dayanılarak hazırlanan ve 22.10.2014 tarihinde yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği’nde, ‘geçici koruma’; ‘Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan koruma’ şeklinde tanımlanmıştır.
TCK’nın 79/1. maddesinde, göçmen kaçakçılığı suçunun, bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkeye sokulması, bir yabancının yasal olmayan yollardan ülkede kalmasına imkan sağlanması veya bir Türk veya yabancının yasal olmayan yollardan yurt dışına çıkmasına imkan sağlanması, biçimindeki seçimlik hareketlerden biriyle işlenebileceği düzenlenmiştir. Yasal olmayan yollardan ülkeye giren bir düzensiz göçmenin, ülkede kalmasına imkan sağlanması durumunda anılan Kanun maddesine göre, göçmen kaçakçılığı suçu oluşacak ise de, suç tarihinden önce geçici koruma statüsüne hak kazanan ve bu suretli düzenli hale gelen göçmenlerin, ülkede kalmasına imkan sağlanmasında atılı suçun unsurları oluşmayacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, … ilinden … iline gitmek için sanığa ait olan ticari yolcu servisiyle seyahat eden 13… uyruklu göçmenden ifadesi alınanların yurt dışına çıkma amaçlarından bahsetmemeleri ile sanık savunmasının dosya kapsamındaki delillerle doğrulanmamış olması karşısında, 30.03.2012 tarihli ‘Yönerge’ hükümleri ve sonrasında yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu Kanun’un 91. maddesine dayanılarak hazırlanan Geçici Koruma Yönetmeliği’ndeki ‘geçici koruma’ statüsünün içeriğine dair düzenlemeler de dikkate alındığında, suç tarihinden önce Suriyeli göçmenlerin Göç İdaresi tarafından geçici koruma altına alınıp alınmadıkları araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi…” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Çoğunluk görüşüne iştirak etmeyen Daire Başkanı . ve Üyesi .; “… Geçici Koruma Yönetmeliği’nin geçici 1. maddesi açık bir şekilde… Arap Cumhuriyeti’ndeki olaylar sebebiyle ülkemize gelen kişilere geçici koruma altına alınma hakkı tanımıştır. 6. maddesi ise; bu statüdeki yabancıların hayatı veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı yere geri gönderilemeyeceğini hükme bağlamıştır. Bu düzenlemeler karşısında… Arap Cumhuriyet vatandaşı olan mağdurlara tanınan geçici korumanın Göç İdaresi tarafından tanınması tespit edici bir işlem olup araştırılmasının gerekmediği düşüncesindeyiz. Somut olayda…’deki iç karışıklar sebebiyle ülkemize gelen yabancıların ülkede kalmaları, ikamet etmeleri geçici koruma kapsamında yararlanacakları haklardan olduğundan… Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkede kalmalarına imkan sağlama niteliğindeki eylemde atılı suçun unsurları oluşmamıştır …” görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 23.02.2020 tarih ve 339268 sayı ile; “… … İli . Mahallesi N. Mevkii . Caddesi . Sitesi önündeki yol üzerine. marka minübüsün park edildikten sonra … şoför ve muavininin araçtan inerek kaçtığı ve minübüsteki… uyruklu şahısların etrafa dağıldıkları yönünde yapılan ihbar üzerine başlatılan soruşturma sonucunda … şoförünün ve muavininin kim olduğunun belirlenemediği, sanığın kuaförlük yaptığı ve sahibi olduğu aracını çalıştırmak üzere … Servisciler Kooperatifi .Şubesine bıraktığı, … anahtarının söz konusu kooperatifte olduğu, kooperatifce araca tutulan şoförün kim olduğunu ve aracın göçmen kaçakçılığında kullanıldığını bilmediğine ilişkin savunmasının aksini gösterir herhangi bir delil bulunmadığı,
Sanığa ait olan ticari yolcu servisiyle seyahat eden 13… uyruklu göçmenlerin alınan ifadelerinde mağdurların yurt dışına çıkma amaçlarından söz etmemeleri ve sanık savunması ve dosya kapsamındaki delillerler ile 30.03.2012 tarihli ‘Yönerge’ hükümleri ve sonrasında yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu Kanun’un 91. maddesine dayanılarak hazırlanan Geçici Koruma Yönetmeliği’ndeki ‘geçici koruma’ statüsünün içeriğine dair düzenlemeler de dikkate alındığında, suç tarihinden önce Suriyeli göçmenlerin Göç İdaresi tarafından geçici koruma altında, Yönetmeliğin geçici 1. maddesi ile 6. maddesi uyarınca.Cumhuriyet vatandaşı olan mağdurlarının geçici koruma kapsamında bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, .’deki iç karışıklar sebebiyle ülkemize gelen yabancıların ülkede kalmaları, ikamet etmeleri geçici koruma kapsamında yararlanacakları haklardan olduğundan. Cumhuriyeti vatandaşlarının ülkede kalmalarına imkan sağlama niteliğindeki eylemde atılı suçun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir…” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesince 09.03.2020 tarih, 1105-5760 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
27.08.2015 tarihinde saat 11.00 sıralarında . plakalı “.” marka minibüsü . Mahallesi,. Altı Mevkii, . Caddesi, . Sitesi önündeki yol üzerine park eden şoför ve muavininin minibüsten inerek kaçtıkları ve yolcu olan… uyruklu şahısların etrafa dağıldıkları yönündeki ihbar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında mağdurlar …, …, …, …, …, … ve …’in alınan ifadelerinde; . vatandaşı olduklarını, yaklaşık dört gün önce Türkiye’ye giriş yaparak önce …’e sonra da …’a geldiklerini, olay tarihinde …’e gitmek amacıyla rastgele buldukları 34 .. ..71 plaka sayılı minibüse binerek …’e geldiklerini, burada minibüsü durduran şoför ve muavinin kaçtıklarını, şahısların açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediklerini, kimseden şikâyetçi olmadıklarını bildirdikleri, 27.08.2015 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağına göre mağdurların yanlarında deniz yüzeyinde kalmaya yardımcı can yeleği ve şambrel gibi eşyanın bulunduğunun görüldüğü, yapılan araştırmada mağdurların içerisinde bulundukları 34 .. ..71 plaka sayılı minibüsün sanık …’e ait olduğunun belirlendiği, sanığın aşamalarda; bahse konu minibüsün ruhsat sahibi olduğunu, bunun haricinde adına kayıtlı üç adet daha minibüs bulunduğunu, minibüslerin … Servisçiler Kooperatifi Sultanbeyli Şubesine bağlı olarak çalıştığını ve burada bulunan şoförler tarafından kullanıldığını, olay tarihinde minibüsünü “Tokatlı …” isimli açık kimlik bilgileri bilinmeyen bir şahsın kullandığını öğrendiğini, şahsa ulaşamayınca GPS cihazından yaptığı kontrolde minibüsünün Altınoluk’ta bulunduğunu tespit ettiğini, minibüsü olay sırasında kendisinin kullanmadığını, kullanan kişinin adresini bilmediğini savunduğu, sanığın savunmaları doğrultusunda yapılan araştırmalarda; olayda kullanılan minibüs üzerinde parmak izine rastlanmadığı, … İl Emniyet Müdürlüğünün müzekkere cevabı ve ekinde gönderilen MOBESE kamera görüntülerinden olay günü minibüsü kullanan kişi ya da kişilerin teşhis edilemediği, … (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığının 20.11.2015 tarihli talimat cevabına göre … Servisçiler Kooperatifi Sultanbeyli Şubesine bağlı “. …” olarak bilinen bir şoför bulunmadığının ve böyle bir şahsın tanınmadığının belirlendiği, olay tutanağını düzenleyen tanıklar Fikret Fakıllı ve İlker Karslı’nın yukarıda belirtilen hususları doğruladıkları, olaya ilişkin görgüsü bulunan tanık Kvork Haçik Demirezen’in ise ihbar doğrultusunda beyanda bulunduğu ve maddi olayın bu şekilde gerçekleştiği hususunda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Göçmen kaçakçılığı” başlıklı 79. maddesi;
“(1) Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan;
a) Bir yabancıyı ülkeye sokan veya ülkede kalmasına imkân sağlayan,
b) Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlayan,
Kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(3) Bu suçun bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.” şeklinde iken, 22.07.2010 tarihli ve 6008 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle, maddenin 1. fıkrasına; “Suç teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.” hükmü eklenmek suretiyle göçmen kaçakçılığı suçu bir teşebbüs suçu haline getirilmiştir.
Göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin TCK’nın 79. maddesinin gerekçesinde de;
“… Maddenin birinci fıkrası göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturan seçimlik hareketler tanımlamaktadır. Tanıma göre, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollarla bir yabancıyı ülkeye sokmak veya ülkede kalmasına imkân sağlamak ya da Türk vatandaşı veya yabancının ülke dışına çıkmasına imkân sağlamak, seçimlik hareketli suç olarak tanımlanmıştır.
Bu itibarla, yasal olarak yurda girmiş olmakla beraber, Türkiye’de sürekli olarak oturmalarına yetkili mercilerce karar verilmemiş yabancıların ülkede kalmalarına imkân sağlamak da, bu suçu oluşturacaktır.
Suçun manevî unsuru, fiilin ‘doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddî bir yarar elde etmek maksadıyla’ işlenmesidir. Suçun oluşması için, bu maksadın varlığı gerekli ve yeterlidir; ancak menfaatin elde edilmiş olması gerekmez. Bu unsur, suçu örneğin terör maksadıyla bazı kişileri ülkeye sokmak fiillerinden ayırmak olanağını vermektedir. Kaldı ki, bu suçta asıl mağdurlar, çaresizlik ve yoksullukları nedeniyle kendilerine bir ekmek kapısı açmak için çırpınan insanlardır…” açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu suç ile korunmak istenen hukuki yarar karma nitelik göstermektedir. Bir yandan göçmenlerin mal varlığı ve vücut bütünlüğü gibi kişilere ait menfaatler, diğer yandan ise kamu düzeni, güvenlik ve ekonomi gibi ulusal ve uluslararası topluma ait menfaatler korunmaktadır.
Madde gerekçesinde de açıkça vurgulandığı üzere seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçuna ilişkin “Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkân sağlama” seçimlik hareketinde; suçun konusu yabancı olabileceği gibi Türk vatandaşı da olabilir. 765 sayılı TCK’nın 201/a maddesindeki düzenlemeden farklı olarak gerek yasal gerek yasadışı yollardan girmiş olan kişilerin yasal olmayan yollardan ülke dışına çıkarılmasına imkân sağlanması göçmen kaçakçılığı suçu kapsamında değerlendirilmiştir. “Ülke dışına çıkmak” hareketi, suçun konusunu oluşturan kişinin Türk ülkesi sınırlarından başka bir ülkenin egemenliği altındaki coğrafi alana girmesi ile tamamlanır. Ülkeden çıkışa ilişkin koşullar Pasaport Kanunu’nda düzenlenmiş olup anılan Kanun’da belirtilen şartlar yerine getirilmeksizin kişilerin ülke dışına çıkmasına imkân sağlanması durumunda, göçmen kaçakçılığı suçu oluşacaktır.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulması bakımından 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Geçici Koruma Yönetmeliği’nin inceleme konusuna ilişkin hükümleri üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
11.04.2013 tarihli ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 11.04.2014 tarihinde yürürlüğe giren 04.04.2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Geri gönderme yasağı” başlıklı 4. maddesi;
“Bu Kanun kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez.”,
“Geçici koruma” başlığını taşıyan 91. maddesinin birinci fıkrası ise;
“Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.”
Hükümlerini içermektedir.
Anılan Kanun’a dayanılarak çıkarılan 22.10.2014 tarihli ve 29153 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici Koruma Yönetmeliği’nde yer alan Geçici Madde 1’in ilk iki fıkrasında da;
“(1) 28/4/2011 tarihinden itibaren… Arap Cumhuriyeti’nde meydana gelen olaylar sebebiyle geçici koruma amacıyla… Arap Cumhuriyeti’nden kitlesel veya bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen… Arap Cumhuriyeti vatandaşları ile vatansızlar ve mülteciler, uluslararası koruma başvurusunda bulunmuş olsalar dahi geçici koruma altına alınırlar. Geçici korumanın uygulandığı süre içinde, bireysel uluslararası koruma başvuruları işleme konulmaz.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yabancılardan 28/4/2011 tarihinden önce uluslararası koruma başvurusunda bulunanlar, talepleri halinde geçici koruma altına alınırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.
B. Somut Olayda Hukukî Nitelendirme
27.08.2015 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağına göre sanığa ait minibüsten çıktıkları anlaşılan mağdurların yanlarında deniz yüzeyinde kalmaya yardımcı olan can yeleği ve şambrel gibi eşyanın bulunduğunun görüldüğü ve … (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığının 20.11.2015 tarihli talimat cevabına göre … Servisçiler Kooperatifi Sultanbeyli Şubesine bağlı “Tokatlı …” olarak bilinen bir şoför bulunmadığının ve böyle bir şahsın tanınmadığının belirtilmesi suretiyle sanığın, kendisine ait minibüsle mağdurların taşındığından haberdar olmadığı yönündeki savunmasına itibar edilmemiş ise de;
İhbar üzerine başlatılan soruşturmada kapsamında mağdurlar …, …, …, …, …, … ve …’in alınan ifadelerinde; Suriye vatandaşı olduklarını, yaklaşık dört gün önce Türkiye’ye giriş yaparak önce …’e sonra da …’a geldiklerini, olay tarihinde …’e gitmek amacıyla rastgele buldukları 34 .. ..71 plaka sayılı araca binerek …’e geldiklerini, açık kimliklerini bilmedikleri sürücü ve muavinin kendilerini bırakarak kaçtıklarını beyan ettikleri, göçmenleri yurt dışına hukuka aykırı şekilde çıkarılacaklarına ilişkin beyan olmaması ve resmî makamlarca haklarında herhangi bir işlem tesis edildiğine dair bir tespit yapılmaması, Türkiye’de bulundukları dört günlük kısa süre içerisinde mağdurların geçici koruma statülerinin kaldırılmış olmasının, hayatın olağan akışına uygun olmaması nedenleriyle itiraza konu somut olay özelinde mağdurların geçici koruma statülerine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmasına gerek olmaksızın 6458 sayılı Kanun’un 91. maddesi ile anılan düzenlemeye dayanılarak çıkarılan Geçici Koruma Yönetmeliği’nin geçici 1. maddesi uyarınca geçici koruma kapsamında bulunan mağdurlara yönelik sanığa yüklenen göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; “Mağdurların geçici koruma altında bulunup bulunmadıklarının araştırılarak, sonucuna göre sanığa yüklenen suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay (Kapatılan) 18. Ceza Dairesinin 13.01.2020 tarihli ve 8195-27 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan … 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2016 tarihli ve 208-753 sayılı hükmünün, sanığa yüklenen göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması gerekçesiyle aynı Kanun’un 223/2-e uyarınca beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususun 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hüküm fıkrasından “sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile CMK 223/2-e maddesi gereği” ibaresinin çıkarılarak yerine “sanığa yüklenen göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.