YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/186
KARAR NO : 2022/696
KARAR TARİHİ : 03.11.2022
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
Irza geçme ve evlenme amacıyla reşit olan kimseyi zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından sanıklar … ve …’ın beraatlerine ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesince verilen 24.11.2005 tarihli ve 141-373 sayılı hükümlerin katılan mağdur vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 25.11.2008 tarih ve 1566-10195 sayı ile;
“Katılan tarafından sanık … aleyhine evlenmenin feshi için açılan davanın hâlen … 1. Aile Mahkemesinin 2004/1597 esasında kayıtlı olduğu anlaşıldığından 5271 sayılı CMK’nın 218/1. maddesi gereğince hukuk davasının sonucunun beklenilmesi, bu davanın reddi hâlinde 765 sayılı TCK’nın 434/1-son maddesi uyarınca sanıklar haklarında açılan kamu davasının teciline ve düşmesine, davanın kabulü ile evlenmenin feshine karar verilmesi hâlinde ise delil durumuna göre mahkûmiyet veya beraate karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan … Ağır Ceza Mahkemesince 22.01.2013 tarih ve 56-28 sayı ile sanıkların evlenme amacıyla reşit olan kimseyi zorla kaçırıp alıkoyma suçundan 765 sayılı TCK’nın 64. maddesi delaleti ile 429/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına; nitelikli cinsel saldırı suçundan ise sanık …’nın 5237 sayılı TCK’nın 102/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 5 yıl 10 ay hapis, sanık …’ın 5237 sayılı TCK’nın 102/2, 39/2-c, 39/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna karar verilmiş, bu hükümlerin de sanıklar müdafileri ve katılan mağdur vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 24.12.2014 tarih ve 6311-14812 sayı ile;
“Mağdurenin jandarmaya ilk başvurduğunda rızasıyla sanık … ile kaçtığı beyan ettiğine dair anlatımları, sanık … ile mağdure arasında olaydan önceki tarihlerde yapılan aramalara ilişkin HTS kayıtları, mağdurenin nikah için yapılan resmî işlemler esnasında zorla kaçırıldığına dair bir beyanda bulunmaması ve tüm dosya içeriğine göre, sanıkların eylemlerinin zorla gerçekleştiği hususunda sanık savunmalarının aksine şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden sanıkların atılı suçlardan beraati yerine delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek sanıkların mahkûmiyetlerine hükmolunması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
… 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise 21.04.2015 tarih, 42-118 sayı ve oy çokluğu ile;
“Mağdurenin Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulunda öğrenci olduğu, akrabası olan sanıklardan … ile zaman zaman görüştüğü, sanık …’in suç tarihinden önce kendisine yaptığı evlilik teklifini kabul etmediği, suç tarihinde sanık …’in yanında arkadaşı diğer sanık … da olduğu hâlde, okul çıkışında mağdureyi ve mağdurenin iki arkadaşını aracına alarak önce mağdurenin arkadaşlarını evlerine bıraktığı, daha sonra mağdureyi evine bırakmak için hareket ettiği ancak farklı yöne gitmesi nedeni ile mağdurenin itiraz edip inmeye kalkışması üzerine sanık …’nin arka koltuğa mağdurenin yanına geçerek mağdurenin araçtan inmesine engel olduğu, önce …’ya bağlı …beldesine, daha sonra Gebizli beldesine gittikleri burada bir evde zorla mağdurenin bir gece tutulduğu, bu evde mağdurenin ailesini arayarak kaçırıldığını belirtip, bulundukları yeri bildirdiği, ertesi gün sanık …’in mağdureyi …’ya bağlı İğdecik köyüne götürdüğü, sanık …’in burada kaldıkları ilk gece mağdurenin zorla ırzına geçtiği, ikinci gün …’ya nikah işlemleri için gittikleri, ancak mağdurenin ailesinin müdahale ve takip etmesi nedeni ile sanık …’in mağdureyi Eğridir’e bağlı … kasabasına götürdüğü ve burada 5 gün kaldıkları, 12.11.2004 tarihinde … belediye binasında nikahlandıkları, mağdurenin ailesine kavuşmak baskıdan kurtulmak amacı ile nikaha istemeyerek de olsa … gösterdiği, nikah kıyılmasından sonra … iline gittikleri, sanığın mağdureyi kaçırdığı günden itibaren birden fazla kez mağdure ile cinsel ilişkiye girdiği, sanıkların mağdurenin kaçırılması ile ilgili olarak babası …’in başvurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında mağdureyi kendi rızasıyla kaçtığı ve evlendiği yönünde beyan vermesini telkin ederek ifade için jandarma karakoluna götürdükleri, karakolda mağdurenin sanık tarafından zorla kaçırıldığını, ırzına geçildiğini ve zorla evlendirildiğini beyan ettiği olayda;
Her ne kadar sanık … mağdurenin kendi rızasıyla kaçtığını, rızasıyla cinsel ilişkiye girdiğini ve rızasıyla evlendiğini savunmuş ise de; mağdurenin jandarma karakolunda alınan ilk ifadesinden itibaren yargılamanın tüm aşamalarında verdiği değişmeyen ve ısrarlı beyanlarında zorla kaçırıldığını, zorla ırzına geçildiğini, ailesine kavuşmak ve baskıdan kurtulmak amacı ile istemeyerek de olsa nikaha … gösterdiğini beyan etmesi karşısında sanığın savunmalarının inandırıcı bulunmadığı,
Zira mağdurenin 30.06.2005 tarihli celsedeki anlatımı ile örtüşen yargılama sırasında dinlenen tarafsız tanık … Acun’un beyanı, mağdurenin beyanında götürülmüş olduğu evlerdeki şahıslara gönülsüz olduğunu ifade ettiği yönündeki beyanı, 30.06.2005 tarihli celsede tanık … …’e ‘Ben ona gönülsüzüm beni kurtar sana yalvarıyorum, Allah rızası için beni bunlardan kurtar.’ dediğini fakat … …’ün, ‘… Danacı benim asker arkadaşım sana yardım edersem bu kan meselesine dönüşür sana yardım etmem mümkün değil, sen en iyisi … göster ve nikahını yaptır, …’ya git, …’ya gidince ailene kavuşursun.’ dedikten sonra … …’e dönerek ‘… … gözlerimin içine bak bu ifadeyi senin gözlerine bakarak söylemek istiyorum bu şekilde olmadıysa bana hayır de’ dedikten sonra mahkeme heyetince ‘… …’ün mağdurenin yüzüne önce bakamadığı, daha sonra baktığı ve yüzünün kızardığı görüldü, hayır lafzının samimi olmadığı müşahede edildi, bunun üzerine mağdurenin ‘Senin Allah’tan korkun yok’ dediği görüldü’ şeklindeki mahkeme zaptına da geçen beyan ve tespitler ile reşit olan ve rızası olan kişinin rahatlıkla sanığın evine giderek ailesi geldiğinde de rızasının olduğunu beyan edebilecek durumda iken köyden köye mekândan mekâna götürülmesinin de hayatın olağan akışı içerisinde … kavramıyla örtüşmediği, buna göre;
Sanıklardan …’in mağdureyi evlenmeye mecbur kılmak amacıyla, yanına sanık …’ü de alarak mağdureyi zorla kaçırdıkları, mağdurenin olayın şoku ve ne yapacağını bilememezlik içerisinde kaçırılmanın toplumsal baskısı ile birlikte tanıklar … …, … …’ün evine gelen … Belediye Başkanı olan … Pala’nın ‘Sen en iyisi evlen, … göster, nikahını yaptır, süt döküldükten sonra kim toplar, nikahtan sonra …’ya gidince ailene kavuşursun.’ şeklindeki mağdure üzerinde de etkili olan beyanlarıyla mağdurenin nikaha … göstermesi yönündeki iradesini pekiştirdikleri, mağdurenin nikahtan sonra ailesine kavuşma düşüncesiyle nikaha … gösterdiği, esasen mağdure ile sanığın akraba olması yahut telefon görüşme trafiği ve saatlerine göre arkadaş olarak görüşüyor olsalar ve mağdurenin sanık ile evlenme iradesi olsa dahi mağdurenin ailesinin rızası olmadan ve genel geçer bir evlenme töreni yerine bu şekilde bir evlenme düşüncesine sahip olmadığı kanaatine varılmış olup,
Sanık …’in diğer sanık …’ün yardımı ile kaçırmış olduğu mağdurenin ırzına geçerek kızlığını bozduğu ve isteği dışında onu alıkoyduğu,
Sanık …’ün mağdurenin hürriyetinden yoksun kılınma suçunun işlenmesi sırasında birebir sanık … ile birlikte hareket ettiği, mağdurenin ırzına geçilmesi eylemi yönünden ise; mağdurenin cinsel amaçlı olarak kaçırılması sonucu sanık … tarafından cinsel saldırıya maruz kaldığı durumda, sanık …’nin eyleminin sanık …’e yardım boyutunda kaldığı kanaatiyle;
Sanıklar … ve Necati Ömür’ün sübuta eren suçlardan suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa’nın ilgili bütün hükümlerinin bir bütün hâlinde birlikte değerlendirilmesi sonucu lehlerine olan kanun hüküm fıkrasında tespit edilerek sanıkların atılı suçlardan cezalandırılmaları yönünde Mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmuş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de sanıklar müdafileri ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.01.2016 tarihli ve 242889 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 30-1682 sayı ile; 6763 sayılı Kanun’un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 14.03.2017 tarih ve 430-1307 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 09.05.2019 tarih ve 401-407 sayı ile; 21.04.2015 tarihli gerekçeli kararların Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına tebliğinin sağlanması için Yerel Mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiş ve … vekili tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2019 tarihli ve 90633 sayılı “bozma” istekli ek tebliğnamesiyle kararına direnilen Daireye gönderilmiş ve inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 03.03.2020 tarih ve 7025-1672 sayı ile; içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesine göre Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağından temyiz istemi reddedilmiş, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanıklar … …, … . ve … … hakkında ırza geçme ile zorla kaçırıp alıkoyma, inceleme dışı sanıklar Süleyman … ve … Danacı hakkında ise zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından verilen beraat kararları Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar … ve … hakkında nitelikli cinsel saldırı ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme çoğunluğu arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanıklara atılı nitelikli cinsel saldırı (ırza geçme) suçunun sabit olup olmadığının,
2- Sanıklara atılı zorla kaçırıp alıkoyma suçunun sabit olup olmadığına ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; anılan suç bakımından dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin,
Belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdur … …’in 29.11.1985 doğumlu olup suç tarihinde 18 yaşını doldurmuş olduğu, sanıklar … ve …’ın 1978 doğumlu olup suç tarihinde 26 yaşında oldukları, sanığın katılan mağdurun annesinin dayısının oğlu olduğu, diğer sanık …’ın ise sanık …’nın arkadaşı olduğu,
Eğirdir ilçesi … Belediyesi Evlendirme Memurluğunda katılan mağdur … … ile sanık …’nın 12.11.2004 tarihinde evlendiği, 04.11.2004 tarihinde … Dr. … Yağcı Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Merkezinde katılan mağdurun evlilik işlemi için doktor raporu aldığı, anılan rapor üzerinde… köyü Evlendirme Memurluğu İbrahim Candan ibaresi bulunduğu,
… Devlet Hastanesi … Yazar Semt Polikliniğince düzenlenen 17.11.2004 tarihli geçici raporuna göre; hymen annuler, duhule gayri müsait olup saat 5 hizasında kaideye uzanmayan şüpheli eski yırtık tespit edildiği, … Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 17.11.2004 tarihli raporuna göre ise; katılan mağdurun yapılan muayenesinde kızlık zarının; halkavi, orta enlilikte ve ileri derecede elastik olduğu, hâlen iki parmak girişine müsait deliğinin bulunduğu, zarda yer yer (en bariz 5 hizasında) çentiklerin bulunduğu, zarda eski veya yeni yırtığa rastlanılmadığı, anatomik manada bakire sayılabileceği, ancak zarın doğuştan yapısı itibarıyla erektil hâlindeki penisin yırtık meydana getirmeden duhulünün mümkün olduğu, anüs ve çevresinde livata bulgusu ile vücudunda cebir şiddet eserlerine rastlanılmadığı,
Adli Tıp Kurumu 6. Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 30.01.2012 tarihli rapora göre; 03.11.2004 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle anksiyete belirtileri tespit edildiği, ruh sağlığının etkilendiği ancak bozulmadığı, bu etkilenmenin cinsel saldırıya bağlı olabileceği gibi başka bir olaya bağlı olarak da gelişebileceği, bunlar arasında ayrım yapılamadığı, adli tahkikat sonucu cinsel saldırının sübut bulması hâlinde ruh sağlığının cinsel saldırıya bağlı etkilendiğinin kabul edilebileceği,
HTS kayıtlarına göre; sanığın kullandığı belirtilen 532 … 07 76 numaralı hattan katılan mağdurun kullandığı belirtilen 537 … 38 03 numaralı hattı 04.10.2004 tarihinde saat 15.51 (19 sn.), 16.08 (667 sn.), 21.43, 21.52 (126 sn.), 21.57 (15 sn.), 05.10.2004 tarihinde saat 14.08 (115 sn.), 06.10.2004 tarihinde saat 14.56 (867 sn.), 15.14, 18.15, 18.21 (1 sn.), 20.22 (334 sn.), 07.10.2004 tarihinde saat 15.00 (133 sn.), 09.10.2004 tarihinde saat 15.19 (70 sn.), 15.46 (66 sn.), 12.10.2004 tarihinde saat 20.55, 13.10.2004 tarihinde saat 19.59, 23.16, 23.38, 14.10.2004 tarihinde saat 22.09, 22.13, 22.26, 15.10.2004 tarihinde saat 10.16 (12 sn.), 15.12 (519 sn.), 15.35, 16.47, 17.43, 19.56, 16.10.2004 tarihinde saat 15.36, 18.10.2004 tarihinde saat 14.23, 14.32, 14.40 (303 sn.), 14.51, 19.10.2004 tarihinde saat 15.04 (147 sn.), 22.10.2004 tarihinde saat 14.33, 14.36 (32 sn.), 14.39 (41 sn.), 15.24 (224 sn.), 18.23 (2-38 sn.), 20.32 (28 sn.), 27.10.2004 tarihinde saat 12.28 (30 sn.), 17.16 (1 sn.), 29.10.2004 tarihinde saat 00.20, 00.33, 00.34, 00.39, 00.42 (537 sn.), 00.57, 09.12, 10.14 (191 sn.), 10.24 (168 sn.), 10.28 (223 sn.), 10.32 (298 sn.), 10.38 (409 sn.), 19.23, 20.12, 23.51, 30.10.2004 tarihinde saat 23.31, 01.11.2004 tarihinde saat 17.30 (148 sn.), 02.11.2004 tarihinde saat 20.37 (17 sn.), 20.42 (7 sn.), 20.43 (12 sn.) sıralarında aradığı veya bu hatta mesaj gönderdiği, katılan mağdurun kullandığı belirtilen 537 … 38 03 numaralı hattan sanığın kullandığı belirtilen 532 … 07 76 numaralı hattı 04.10.2004 tarihinde saat 21.51, 13.10.2004 tarihinde saat 23.35, 14.10.2004 tarihinde saat 22.06, 22.11, 29.10.2004 tarihinde saat 00.17, 00.18 (1 sn.), 00.35, 00.41, 20.10 sıralarında aradığı veya bu hatta mesaj gönderdiği, sanığın kullandığı belirtilen 535 … 73 86 numaralı hattan katılan mağdurun kullandığı belirtilen 537 … 38 03 numaralı hattı 07.10.2004 tarihinde saat 20.11, 23.48, 23.58, 08.10.2004 tarihinde saat 00.10, 00.18, 00.28, 00.34, 00.38, 15.26 (317 sn.), 15.33 (61 sn.), 15.36 (163 sn.) 09.10.2004 tarihinde saat 15.57, 10.10.2004 tarihinde 23.36, 23.43, 23.48, 23.52, 11.10.2004 tarihinde saat 14.28 (11 sn.), 15.19, 15.47 (70 sn.), 16.28 (24 sn.) 16.32 (13 sn.), 16.33 (20 sn.), 21.32 (7 sn.), 23.05, 23.13, 12.10.2004 tarihinde saat 10.57, 11.27 (145 sn.), 11.40 (791 sn.), 11.59, 16.33, 16.35, 13.10.2004 tarihinde saat 15.51, 16.10.2004 tarihinde saat 16.36, 14.19 (2033 sn.) sıralarında aradığı veya bu hatta mesaj gönderdiği, katılan mağdurun kullandığı belirtilen 537 … 38 03 numaralı hattan sanığın kullandığı belirtilen 535 … 73 86 numaralı hattı 07.10.2004 tarihinde saat 23.45, 23.53, 08.10.2004 tarihinde saat 00.04, 00.13, 00.31, 15.36 (163 sn.), 10.10.2004 tarihinde saat 23.33, 23.38, 23.46, 23.49, 11.10.2004 tarihinde saat 23.00, 23.09, 12.10.2004 tarihinde saat 10.58 (11 sn.) sıralarında aradığı veya bu hatta mesaj gönderdiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığınca 29.03.2005 tarih ve 820-666 sayı ile katılan mağdurun zorla kaçırılıp ırzına geçildiğine dair kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, katılan mağdur vekilinin itirazı üzerine … Ağır Ceza Mahkemesince 09.05.2005 tarih ve 261-263 sayı ile kamu davası açılması gerektiğinden itirazın kabulüne ve takipsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıklar … ve … ile inceleme dışı sanıklar … Kara, … …, … … Çakmakçı ve … … hakkında ırza geçme ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından kamu davası açıldığı, Yerel Mahkemece yapılan suç duyurusunun ardından inceleme dışı sanıklar … Danacı ve Süleyman … hakkında da zorla kaçırıp alıkoyma suçundan kamu davası açıldığı,
… Devlet Hastanesinin 08.06.2005 tarihli yazısına göre; katılan mağdurun 19-26.11.2004 tarihlerinde psikiyatri servisinde depresyon nedeniyle yatarak tedavi gördüğü,
Tanık Gülay Kuz’un bir erkek şahısla konuşma kaydına ilişkin CD çözüm raporuna göre; tanık Gülay’ın sanık …’e evine gelmemelerini telefonda söylediğini, daha sonra katılan mağdur … sanık …’in evine geldiğini, evde yüzlerine karşı da katılan mağdurun rızası yoksa evine kabul etmeyeceğini açıkladığını, katılan mağdura rızası yoksa onu ailesine teslim edebileceğini söylediğini, katılan mağdurun kendisine; kaçmak için gönlü olmadığını, sanık …’in kendisine “Sürpriz yapalım mı?” diye sorduğunu, “Yapalım.” diye cevap vermesi üzerine sanık …’in “Kaçıyoruz.” dediğini, katılan mağdurun buraya gelmeden dahi ağladığını, kaçmak istemediğini, sanığa gönüllü varmak istediğini, ancak sanığın böyle yaptığını, gönlü olmadığını ancak şimdi gönlü olduğunu, artık sanığın elinden sonuna kadar tutacağını, 6 aydır sanıkla konuştuklarını, söylediğini, katılan mağdurun bunların eline düştüm ne yapayım demediğini, çarem yok, mecburen kötü dediğini, mesela kendisine o gün katılan mağdurun zorla olduğunu açıkça söylemeyip kaçamaklı cevap verdiğini, katılan mağdur … sanığın evden içeri el ele tutuşarak girmesi üzerine şüphelendiğini anlattığı, erkek şahsın da tanık Gülay’a sanık … katılan mağduru eve almadığı için teşekkür ettiği,
Dosya içerisindeki ’04 11 13 ibareli birinci fotoğrafta katılan mağdur … sanığın nikah masasında olduğu, nikah memurunun katılan mağdura evlilik cüzdanını uzattığı, katılan mağdurun gülümseyerek poz verdiği, 7 11 ’04 ibareli ikinci fotoğrafta; katılan mağdurun bir evde çocuklar ve büyüklerle birlikte okey oynadığı, gülümsediği, 7 11 ’04 ibareli üçüncü fotoğrafta; katılan mağdurun sanık … ile birlikte okey oynadığı sırada sanık … çocuklarla gülümseyerek poz verdiği, ’04 11 13 ibareli dördüncü fotoğrafın nikaha ait olduğu, sanığın nikah defterini imzaladığı, katılan mağdurun da sanığın yanında oturduğu, ’04 11 13 ibareli beşinci fotoğrafta; nikah şahidi olduğu düşünülen bir şahsın nikah defterini imzaladığı, ’04 11 13 ibareli altıncı fotoğrafta katılan mağdurun nikah defterini imzaladığı, 11 11 ’04 ibareli yedinci fotoğrafta … ve … … olduğu düşünülen şahıslar, bir kadın, çocuk ve sanık … ile katılan mağdurun bulunduğu, sanığın katılan mağdurun omzuna eline attığı, katılan mağdurun gülümseyerek poz verdiği, ’04 11 13 ibareli sekizinci fotoğrafta sanık … katılan mağdurun olduğu, nikah şahidi olduğu düşünülen bir şahsın nikah defterini imzaladığı, 11 11 ’04 ibareli dokuzuncu fotoğrafta birden fazla çocuğun, iki yetişkinin, sanığın ve katılan mağdurun evde meyve yediği, katılan mağdurun gülümseyerek poz verdiği,
Dokuz fotoğraf haricinde dosyaya sunulan, sanığın katılan mağdurun omzuna kolunu atar vaziyetteyken çekilmiş fotoğraf üzerinde yapılan inceleme sonucunda … Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 02.09.2005 tarihli ekspertiz raporuna göre; bu fotoğrafın orijinal olmadığı, fotoğraftaki kadının görüntüsü üzerinde montaj yapılmış olması muhtemel olarak değerlendirildiği, ancak fotoğrafın yeterli görüntü bilgisi içermemesi sebebiyle daha ileri derecede bir kanaat beyan edilemediği, bu fotoğrafın bir kısım sanıklar müdafisi tarafından Mahkeme heyetine gösterildiği,
Ayrıca sanık … tarafından katılan mağdur … sanık …’in yemek masasında oldukları bir fotoğrafın dosyaya ibraz edildiği,
Sanık …’in 30.06.2005 tarihinde tutuklandığı ve 16.08.2005 tarihinde tahliye edildiği,
Yerel Mahkemece … Belediye Başkanı tanık … Pala hakkında kız kaçırma suçunu öğrendiği hâlde yetkili mercilere durumu ihbar etmemekten dolayı adli işlem yapılması için suç duyurusunda bulunulduğu,
… 1. Aile Mahkemesince 12.05.2009 tarih ve 1597-522 sayı ile; “Davalı tanıkları; davalının ablası ile … işi yapmalarından dolayı tanıştığını bu nedenle tarafların kaçtıklarında kendisine geldiğini, davacıya ‘Rızan var mı?’ diye sorduğunu ve rızasının olduğunu söylediğini, hatta davalının kızı kaçırmış gibi değil de daha çok kızın oğlanı kaçırmış gibi bir hâlinin olduğunu, kız kaçıran bir erkeğin cebinde parasının olması lazım olduğunu, ancak nikah işlemleri için davalının cebinde para bile olmadığını, tarafların o gece kendisinin evinde kaldıklarını ve kızın oğlana kızlığını teslim ettiğini, ilişkiye girdiklerini, hatta davalıya nikah işlemleri için 100 TL para yardımı yaptıklarını ve en çok bu duruma davacı kızın sevindiğini, hatta bu durumda kendisine baba demeyi bile teklif ettiğini, davacının bu evlilikte çok gönüllü gözüktüğünü, isteksiz tavırlarına tanık olmadıklarını, nikah akti esnasında orada bulunamadıklarını, davacı ile davalı evlerine gelmeden önce ‘Kız gönüllü değil ise gelmesin.’ dediklerini ama kızın hemen telefonu eline alarak ‘Ben gönüllüyüm … abla, sen çayı koy, biz geliyoruz.’ dediğini, nikah kıyılana kadar bir hafta kaldıklarını ve o esnada kızın oğlana karşı aşırı bir sevgisinin olduğunu, nikah kıyılınca köyü terk ettiklerini, tarafların birbirlerini daha önce de tanıdıklarını, zaten daha önce de kaçtıklarını, davacı tanıkları; davalının davacıyı zorla kaçırdığını, tüm aramalarına rağmen bulamadıklarını, davacının kendilerine ulaştığını, davacının Akdeniz Üniversitesinde giyim üzerine okuduğunu, kendisinin Yurtpınar köyünde annesinin yanına giderken…’ün kendisini gördüğünü, kaçırma olayını duyduğunu, Ayşegül’ün de hemen ‘Süleyman abi beni kurtar.’ diye atladığını, sonra yanındakilerin karakolun içine…’ü sürüklediğini, hemen kızın babasını aradığını ve onun da geldiğini, o güne kadar kızın hiç …’le bir ilişkisinin olduğunu duymadığını, Ayşegül’ün fırsat buldukça götürüldüğü yerlerden ailesini aradığını ve ‘Beni bulun.’ dediğini ama bulundukları yere gittiklerinde oradan götürdüklerini, Ayşegül ile kendisinin birebir görüştüğünü, ‘Ben bu adamla evlenmem, ona eşlik yapamam.’ dediğini, ‘Namusumuzsun verelim.’ demelerinin üzerine yine ‘Hayır olmaz.’ dediğini, Ayşegül’ün daha öncesinden … ile bir arkadaşlığının olmadığını, kesinlikle bu kişiyi istemediğini, şu anda babasının evinde olduğunu, aradan yıllar geçtiğini, şu anda…’ün nişanlı olduğunu, evliliğin iptalinin gerektiğini beyan etmişlerdir. Davacı tanıkları davalı ile davacı arasında kaçırma olayı öncesinde herhangi bir ilişki olmadığını bildirmişlerdir. Esasen davalı tarafın böyle bir iddiası da yoktur. Davalı tanıkları da bu beyanlarına somut olaylara dayandırarak ifade edememişlerdir. Kaldı ki davalı tanıklarının hepsi kaçırma olayının bizzat yardımcısı olup gönüllü ya da gönülsüz kaçmış olan çifte nikah kıymaları sırasında yardım etmiş, bir kısmının evinde kalmış kişilerdir. Bu kişilerin gönülsüz bir kaçırmaya yardım ettikleri hususunda kendileri aleyhine suç unsuru teşkil edecek şekilde beyanda bulunmaları beklenemez. Bu nedenle kaçırma olayına yardım ve yataklık etmiş ihtimali olan davalı tanıkları üstelik de maddi olaylarla desteklenmeyen beyanlarına itibar edilmemiştir. Davacı tanıkları davacının her gittiği yerden fırsat bulduğu ölçüde yakınlarına bulunduğu yeri haber verdiği ve yardım istediğini bildirmişlerdir. Nitekim davacının ailesi bu bildirimler doğrultusunda davacı … davalıyı takip etmiş, ancak nikahtan sonra bu şekilde davacıya ulaşabilmişlerdir. Ağır ceza mahkemesinde dinlenen bir kısım davalı tanıkları dahi davacının anne ve babasının nikah için yapılan işlemleri tespit ettiklerini, … raporunu almaya gittiklerinde yerlerini tespit edilmiş olması nedeni ile nikahı kıydırmayıp başka yere gittiklerini bildirmişlerdir. Bu da davacının ailesinin kaçırıldıktan sonra davacıyı takip ettiğinin göstergesidir. Davacının haber vermemiş olduğu kabul edilirse davacının ailesinin adım adım davacıyı takip etmesi düşünülmez. Bu durum mahkememizde davacının zorla kaçırıldığı hususundaki kanaati güçlendirmiştir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2002/2316 esas ve 3472 karar sayılı ilamı ‘Nikah şahidi olarak dinlenen SY hakkında davalı ile birlikte ağır ceza mahkemesinde derdest ceza davası bulunmaktadır. Bu nedenle beyanı hükme esas alınamaz. Diğer nikah şahidi Ersen ise S. tarafından kahveden bulunup getirilmiş ve davalının arkadaşı olan kişidir. Beyanı inandırıcı değildir. Nikah bir başka yer evlendirme memurluğunda akdedilmiştir. Bu şartlar altında davacının nikah sırasında korku ve manevi zorlama altında olduğunun kabulü gerekir.’ demekte olup olayımızla birebir örtüşmektedir. TMK’nın 151. maddesi uyarınca kendisinin veya yakınlarından birinin hayatı, sağlığı ve namus ve onuruna yönelik pek yakın ve ağır bir tehlike ile korkutularak evlenmeye razı edilmiş eş evlenmenin iptali davası açabilir. Bu sebeple davacının delil ve tanıkları ile kendisini zor kullanılarak evlenmeye razı edildiğini kanıtladığı, kurtulabilmek için nikah defterine imzayı atmak zorunda kaldığı ve zorla tecavüze uğradığı anlaşıldığı” gerekçesiyle sanık … ile katılan mağdur arasında gerçekleşen evliliğin iptaline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.12.2011 tarihli ve 22801-1717 sayılı kararıyla onandığı,
…Jandarma Karakol Komutanı Doğan Kantaş tarafından düzenlenen 16.11.2004 tarihli fezlekede; aynı gün yaptıkları müracaatta 02.11.2004 tarihinde gönüllü olarak kaçarak evlendiklerini beyan eden katılan mağdur … sanık …’in, katılan mağdurun babası …’in şikâyetiyle ilgili ifade vermek istediklerini söylemeleri üzerine tahkikata başlandığının, katılan mağdurun zorla kaçırıldığını ve ırzına geçildiğini iddia ettiğinin ancak bu konuda çelişkili beyanlarda bulunduğunun, katılan mağdurun zorla kaçırılmadığı ve zorla ırzına geçilmediği hâlde ailesinin tepki göstermesinden çekindiği için zorla kaçırıldığını iddia ettiği kanaatine varıldığının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdur … … 16.11.2004 tarihinde kollukta; annesinin dayısının oğlu olan sanık … ile bu olaydan 1 ay kadar önce telefonla birkaç defa görüştüklerini, bu görüşmelerde sanığın kendisiyle evlenmek istediğini, kendisini sevdiğini söylediğini, bu teklifini kendisinin istemediğini, okuduğunu, sanığı sevmediğini söyleyerek reddettiğini, 02.11.2004 tarihinde saat 19.30 sıralarında arkadaşları .. ile okuldan çıkıp yürüdüklerini, …. Caddesinde saat 20.30 sıralarında sanık … ve diğer sanık …’ın beyaz renkli Şahin marka araçla gelip eve bırakmayı teklif ettiklerini, akrabası olması sebebiyle korkmayıp araca bindiklerini, önce arkadaşlarını eve bıraktıklarını, evinin yakınına geldiklerinde sanık …’in “Sürpriz’i sever misin?” diye sorduğunu, kendisinin de “Sürprizi severim.” demesi üzerine sanık …’in kendisini eve bırakmayıp Havaalanı istikametine doğru aracı sürdüğünü, kendisini kaçıracaklarını anlayınca hal kavşağına geldiklerinde kapıyı açıp araçtan atlamak istediğini, sanık …’nin ön koltuktan arka koltuğa atlayarak kendisini tuttuğunu, yalvardığını ancak sanık …’nin ellerini ve ayaklarını tuttuğunu, kapıyı kilitlediklerini, daha sonra kendisini bıraktıklarında yeniden kapıyı açarak ayaklarını dışarıya çıkartarak yaklaşık 50 metre kadar ayaklarını yerde sürüklediğini, yanında oturan sanık …’nin kendisini aracın içerisine çektiğini, daha sonra …beldesine… isimli şahsın evine gittiklerini, bu evde sanık …’in ağzını kapattığını, ellerini tuttuğunu, sanık …’in kendisini kaçırdığını ablası … Kara’ya söyleyerek ailesine haber vermesini istediğini, 1 saat kadar sonra saat 23.00 sıralarında … ilçesi, … beldesinde ismini bilmediğini bir şahsın evine götürüldüğünü, burada 1 gece kaldıklarını, buradan … iline plakasını bilmediği kırmızı renkli Şahin marka araçla … ve… isimli şahıslarla … ili, İğdecik köyündeki … … Çakmakçı’nın evine gittiklerini, sanık …’nin buraya gelmediğini, yaklaşık 2 saat sonra … Kara’nın da bu eve geldiğini, bu evde yaklaşık 2 gün kaldıklarını, ilk gece sanık …’in zorla ırzına geçtiğini, nikah yapmak istedikleri için … raporu alındığını, Niyazi isimli kişinin bu işlemlere yardımcı olduğunu, babasının bu raporu yırttığını duyduğunu, bu adresten ayrılarak Eğirdir ilçesi, … kasabasında bulunan sanık …’in akrabası olan … Danacı’nın asker arkadaşı ve nikah şahidi olan … isimli şahsın evine götürüldüğünü, burada yaklaşık 1 hafta kaldığını, bu süre içerisinde de sanık … tarafından 2 kez zorla ırzına geçildiğini, 12.11.2004 tarihinde … Belediyesinde nikah kıyıldığını, nikah memurunun evlenmeye gönüllü olup olmadığını sorduğunda gönüllü olduğunu söylediğini, sanık …’e evlenmek istemediğini, ona yar olmayacağını, kendisini öldüreceğini söylediğini, sanık …’in ise evlenmezse ailesine zarar vereceğini, kendisini ailesine göstermeyeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, bu durumdan kurtulmak için oyun oynadığını, nikah kıyıldığı günün akşamında … …beldesinde bulunan … Danacı’nın evine gittiklerini, burada iki gün kaldıklarını, evdeki ilk gece sanık …’in zorla ırzına geçtiğini, bu süre zarfında şüphe etmemeleri için onlara iyi davrandığını, ailesine ve kendisine zarar gelmeden kurtulmak istediğini, daha sonra gönüllü olduğunu belirterek ve ailesiyle görüşmek şartıyla…Jandarma Karakol Komutanlığına sanık …, … ve … Danacı ile birlikte geldiklerini, burada gönüllü kaçtığını söylemek için babasını çağırmalarını istediğini, babası karakola geldikten sonra gönüllü kaçmadığını, zorla kaçırıldığını söyleyerek bu olaya karışan şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
17.11.2004 tarihinde Savcılıkta; kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini, gönüllü kaçmadığını, sanık …’in zorla 4 kez ırzına geçtiğini, şikâyetçi olduğunu,
22.11.2004 tarihli dilekçesinde; zorla alıkonulması sebebiyle tedavi amacıyla hastaneye yattığını, kendisini kaçıran şahısların hastanede de rahatsız ettiklerini, baskı yaptıklarını, can güvenliğinin tehlikede olduğunu, şikâyetçi olduklarını,
08.12.2004 tarihinde Savcılıkta; sanık …’in olay öncesi telefonda yaptığı evlilik tekliflerini kabul etmediğini, olay günü kendisini zorla kaçırdığını, araçtan inmeye çalıştığını, sonradan öğrendiği kadarıyla … Acun isimli taksicinin bu durumu gördüğünü, …beldesinde… isimli şahsın evinde bağırdığı için kalmadıklarını, Gebizli beldesinde ismini bilmediği şahsın evinde 1 gece kaldıklarını, burada tanımadığı bir kadına jandarmaya haber vermesini söylediğini, sanık …’in telefonuna kendi hattını takarak ailesini arayıp Gebizli beldesinde olduğunu söyleyerek yardım istediğini, sanık …’in babasının arabasını beldede görmesi üzerine apar topar kendisini aynı yerde başka bir eve götürdüklerini, bu şahısları da tanımadığını, buradan İğdecik köyünde … …’nın evine gittiklerini, bu evde şahsın annesi, … Kara ve sanık … ile kaldıklarını, burada geceleyin fırsatını bulup akrabası … Aras’ı arayıp yardım istediğini, yerini söylediğini, daha sonra … kasabasında … ve … …’ün evine götürüldüğünü, bu şahıslara zorla kaçırıldığını söylediğini ancak bu şahısların umursamadıklarını, belediye binasında başkanın zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu, cevaben gönülsüz olduğunu ancak bir an önce nikah kıyılmasını ve …’ya dönmesi gerektiğini söylediğini, nikah esnasında gönüllü gibi davrandığını, rızasıyla evlilik işlemlerinin gerçekleştiğini, nikah kıyıldığı gece …’ya dönüp Anıl Gıda isimli bakkal sahibi bayanın evinde 2 gece kaldıklarını, bu kadına da zorla kaçırıldığını söylediğini, sonrasında da … Danacı’nın evinde kaldıklarını, …Jandarma Karakoluna gittiklerinde gönülsüz olduğunu söylediğini, bu olay sebebiyle … Devlet Hastanesinde 17-25 Kasım arasında psikiyatri bölümünde yatarak tedavi gördüğünü, sanık …’in tehditleri sebebiyle çekilen fotoğraflarda da neşeli gözüktüğünü, kaçırılma olayı öncesi sanık … ile duygusal olarak görüştükleri ve mesajlaştıkları iddialarının doğru olmadığını, sanık …’in yalan söylediğini,
03.01.2005 tarihinde Savcılıkta; önceki ifadesini aynen tekrar ettiğini, bu ailede kaçırılan kızlara uzun süre ailelerinin gösterilmediğini bildiği için bundan korkarak nikahı kabul ettiğini, nikah memuruna kaçırıldığını söylemediğini ancak nikah memurunun durumdan haberdar olduğunu, memura kendisinin nikahı istediğini ancak ailesinin istemediğini söylediklerini, sanık Muhammed’e aranmaktan kurtulup daha rahat gezmek için Jandarma’ya giderek şikâyetçi olmadığını söylemeleri gerektiğini anlatıp onu ikna ettiğini, böylece…Jandarma Karakoluna giderek zorla kaçırıldığını söylediğini, kesinlikle rızasıyla kaçmadığını, ilişkiye girmediğini ve evlenmediğini, şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; sanık …’in akrabası olduğunu, akraba ortamlarında zaman zaman görüştüklerini, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Tekstil bölümü öğrencisi olduğunu, okulu yeni bitirdiğini, olay günü arkadaşlarıyla okuldan çıkıp yürüdüğü esnada sanıklar … ve Ömür’ün beyaz Şahin marka araçla yanlarına gelip eve bırakmayı teklif ettiklerini, yanında arkadaşları olması ve sanık …’in akrabası olması sebebiyle araca bindiğini, sanığa abi diye hitap ettiğini, aralarında bir ilişki olmadığını, ailesinden isteme gibi bir düşünce de olmadığını, arkadaşlarını eve bıraktıktan sonra kendisine “Sürprizlerden hoşlanır mısın?” diye sorduğunu, kendisinin “Kim hoşlanmaz ki!” diye cevap vermesi üzerine bilmediği bir istikamete doğru gittiklerini, kaçırıldığını anladığını, taksi şoförünün kendilerini görmesi üzerine yavaşladıklarını, aracın kapısını açıp atlamak istediğini, bu sırada kitaplarının yere düştüğünü, sanık …’ün ön koltuktan arkaya geçip kendisini tuttuğunu, …beldesine… isimli şahsın evine gittiklerini, kendisinin çığlık atıp yardım istemesi üzerine bu evden …’e gittiklerini, burada ailesiyle görüşmek istediğini söylemesi üzerine telefonuyla annesini, babasını, ağabeyini ve teyzesini arayıp yardım istediğini, babasının geldiğini öğrenince buradan da Kocayatak köyüne gittiklerini, sanık …’ün …’den sonrasına gelmediğini, … ve… isimli şahısla …’ya gittiklerini, önce Gülay Kuz isimli şahsın evine gittiklerini, bu şahsın kendisine gönlü olup olmadığını sorduğunu, gönülsüz olduğunu söyleyip yardım istemesi üzerine bu şahsın kendilerini evine almadığını, İğdecik köyündeki … …’nın evine gittiklerini, … Kara’dan kıyafet istemediğini, bu evde sanık …’in ırzına geçtiğini, ertesi günü nikah işlemlerine başladıklarını, çantasından zorla telefonunu ve kimliğini aldıklarını, … ocağında kan verdiklerini, yine yakınlarını arayıp nikah işlemlerine başlandığını, İğdecik köyünde olduğunu, kendisini kurtarmaları gerektiğini söylediğini, … Danacı ve Süleyman …’ün kendilerini … kasabasında … …’ün evine götürdüklerini, bu şahsın kendisini soğuk hava deposunda bir odaya yalnız olarak alıp zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu, bu şahsa “Gönülsüzüm, beni kurtar, sana yalvarıyorum, Allah rızası için beni buradan kurtar.” dediğini, şahsın kendisine “… Danacı asker arkadaşım sana yardım edemem. Sen en iyisi … göster, nikahını yaptır, …’ya git. …’ya gidince ailene kavuşursun.” dediğini, (bu sırada mağdur … …’e bakarak “Gözlerimin içine bak, bu ifadeyi senin gözlerine bakarak söylemek istiyorum. Bu şekilde olmadıysa bana hayır de.” dediğini, … …’ün mağdurun yüzüne önce bakamadığı, daha sonra bakıp yüzü kızardığı ve hayır dediği, mağdurun da senin Allah’tan korkun yok dediği görüldü.), önce Süleyman …’ün eşinin kardeşinin evine gittiklerini, buradaki kadınlara gönülsüz olduğunu söylediğini, … ve … …’e de gönülsüz olduğunu, zorla kaçırıldığını söylediğini, ancak bu şahısların sürekli evlenmek için kendisini ikna etmeye çalıştıklarını, telefonları kaldırdıklarını, eve gelen … Belediye Başkanı’na da gönülsüz olduğunu söylediğini, bu şahsın kendisine “Bu aşamadan sonra en iyisi sen evlen.” dediğini, kurtulamayacağını anlayıp hamile kalmasını engellemek amacıyla nikaha razı olduğunu, nikahtan sonra …’ya gitmek istediğini söylemesi üzerine …’ya gidip … Danacı’nın evinde kaldıklarını, …Jandarmasına gidip kaçırıldığını, ailesine haber verilmesi gerektiğini söylediğini, babası gelince bu şahıslardan kurtulduğunu, dosyadaki fotoğrafların güler şekilde poz vermezse ailesine zarar verileceği tehdidiyle veya boş bulunması sebebiyle gülümseyerek çekilen fotoğraflar olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu, hastanede yattığını, hâlen ilaç kullandığını, 537 … 38 03 numaralı hattı kendisinin kullandığını, resmî kurumlara girdiklerinde … ile …’in baskısı ve tehdidi altında olduğunu, Gülay Kuz’un Mahkemede yalan söylediğini, olaydan sonra ailesinin bu tanık ile görüşüp sesini kayda aldıklarını, bu kayıtta rızayla kaçmadığı için eve almadığını söylediğini, İsmail Danacı’nın yalan söylediğini, Hayrettin Güneş’in evine gittiklerini, ancak o evde yardım istemesi üzerine kendilerini uzaklaştırdıklarını, … Yörükoğlu’nun bir kere yanlarına geldiğini ancak ona rızayla kaçtığı yönünde bir şey söylemediğini, sanık … müdafisi tarafından dosyaya ibraz edilen fotoğrafı kendisinin çektirmediğini, bu fotoğrafın fotomontaj olduğunu, evliliğin iptali için dava açtıklarını, şikâyetçi olduğunu,
Katılan … 03.11.2004 tarihinde kollukta; kızı…’den 02.11.2004 tarihinde saat 22.30’dan itibaren haber alamadığını, kızının okuldan arkadaşının eve telefon açarak kızının … ile gitmiş olabileceğini söylediğini, kızının …’in yanında olduğunu ve zorla kaçırılmış olabileceğini düşündüğünü, şikâyetçi olduğunu,
04.11.2004 tarihli şikâyet dilekçesinde; konuyu ….adındaki arkadaşlarına sorduklarını, oğluna …’in telefon açarak kızını zorla kaçırdıklarını söylediğini, kızının kaçırıldıktan sonra arkadaşı Emel’e zorla sürükleyerek kendisini kaçırdıklarını, babasının kendisini kurtarması gerektiğini söylediğini, olay sonrası gece saat 04.00 sıralarında baldızı …’in kızıyla konuştuğunu, kızının zorla kaçırıldığını, bıçakla tehdit edildiğini kendisine anlattığını öğrendiğini, aynı şeyleri oğluna da söylediğini,
05.11.2004 tarihinde kollukta; 1985 doğumlu olan kızı…’ün Akdeniz Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Hazır Giyim Bölümünde okuduğunu, 2 Kasım günü saat 23.00 sıralarında iki arkadaşıyla birlikte eve dönerken eşinin dayısının oğlu … ve yanındaki Ömür isimli şahıslar tarafından beyaz Şahin marka bir araçla eve bırakma bahanesiyle araca alındığını, arkadaşlarını evlerine bıraktıktan sonra kızını bırakmayıp kaçırdıklarını, 4 Kasım günü saat 03.30 sıralarında kızının evi arayarak … ilçesi, … beldesi tarafında olduğunu, kendisini buradan araştırmalarını söylediğini, bu nedenle … Jandarmasına dilekçe verdiğini, aynı gün saat 23.30 sıralarında kızının kardeşini arayarak “Beni kurtarın, zorla kaçırdılar, şu an Ispartada’yım, … … ı Ana Çocuk Sağlığı Hastanesinde kanımız alındı, sonuçları yarın verecekler.” dediğini, bunun üzerine …’ya giderek müracaat ettiğini, kan sonuçlarını….isimli şahsın aldığını, Niyazi isimli şahsın … … Çakmakçı’yı çağırdığını, … …’nın kendisini kızıyla görüştüreceğini söylediğini, kızıyla görüşmeye giderken … …’nın …’e “Kaçın biz geliyoruz.” dediğini, bu sırada … …’nın telefonla kızıyla görüştürdüğünü, kızının kendisine “Baba beni kurtarın, bana her şeyi zorla yaptırdılar, ben bununla kesinlikle evlenmeyeceğim.” dediğini, …’in de telefonda kendisine “Madem ki benimle evlenmek istemiyor, kızını evin yanına bırakırım, cezamı çekerim.” dediğini, … …’nın telefonla Saffet isimli şahsı arayarak “Siz bana gönüllü dediniz, sizin alayınızı sinkaf ederim. Hemen kızı getirin.” dediğini, telefondaki şahsın… köy yolu üzerinde olduklarını, gelip almaları gerektiğini söylediklerini, Emniyet binasının önünden geçerken … … ve Niyazi isimli şahısların polislerle görüşüp serbest kaldıklarını, kızını kaçıran şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
12.11.2004 tarihli dilekçesinde; kızını kaçıran şahısların telefonlarının dinlenmesini talep ettiğini, aynı tarihte kollukta; Saffet isimli kişinin … Akar olduğunu, kızını kaçıranlar ve yardım edenlerden şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; olay gecesi saat 12-1 civarı kızının evi arayarak sanık … tarafından kaçırıldığını söyleyip yardım istediğini, aynı zamanda teyzesi ve ağabeyini de aradığını öğrendiğini, …’de kızını aradıklarını, kızını buradan başka adrese kaçırdıklarını, kızının …’dayken kendilerini aradığını, oğluna … …’nın evine götürüldüğünü söylediğini, akrabaları … Aras’ı da aradığını, nikah işlemleri için kan alınacağını öğrenmesi üzerine … ocağında bekleyip sonuçları almaya gelen Niyazi isimli şahsı yakaladıklarını, Jandarma’nın kızının reşit olması sebebiyle olayla ilgilenmediğini, daha sonra … …’nın geldiğini, kendisini kızıyla telefonda görüştürdüğünü, kızını kendisine göstermediklerini, kızına telefonda sakin olmasını, rızası varmış gibi davranmasını söyleyip uyardığını, … …’nın polislere sığınıp yardım istediğini, daha sonrasında kızını …’e götürüp nikah yaptıklarını öğrendiğini, akrabalardan…Jandarmasına gideceklerini öğrenince karakola gittiğini, kızının kendisini görür görmez ağladığını, evlendiğini, kaçırıldığını, mecbur kaldığını söylediğini, perişan hâlde olduğunu, kızı şu anda istiyorsa bu işe evet demeye hazır olduğunu, istemiyorsa şikâyetçi olduğunu, İsmail Danacı ve … Yörükoğlu’na kızını bulmalarını söylediğini ancak bu şahısların kendisine yardımcı olmadıklarını,
Müşteki Gülsüm … Mahkemede; mağdurun annesi olduğunu, sanık …’in kızını zorla kaçırıp ırzına geçtiğini, isteyerek olsaydı kızını diyar diyar gezdirmeyeceklerini,
Tanık İsmet Zerenliler kollukta; inceleme dışı sanık … …’nın kendisinden nikah işlemleri için yardım istediğini, bunun üzerine… köyü muhtarı İbrahim Candan’ı arayarak nikah için neler gerektiğini sorduğunu, öğrendiği bilgileri … …’ya verdiğini,
Tanık İbrahim Candan kollukta; tanık İsmet’in sorması üzerine nikah için neler gerektiğini anlattığını, nikah işlemi için kimsenin yanına gelmediğini,
Tanık Niyazi Kılınçkaya kollukta; inceleme dışı sanık … …’yı tanıdığını, 04.11.2004 günü … … ile buluşarak … merkezine gittiklerini, araçta 3 erkek ve 2 kadın olduğunu, mağdur … ve sanık …’in araçta samimi olduklarını, öpüştüklerini, mağdurun kan verdiğini, fotoğraf çektirmeye gittiklerini, Nüfus Müdürlüğüne giderek nüfus kayıt örneği aldıklarını, arzuhalciye gittiklerini, kaçırıldığını polisten öğrendiğini, mağdurun kaçırılmış gibi bir durumu olmadığını, kamu kurumlarında karşılaştıkları polislerden yardım isteyebileceğini ancak öyle bir talebi olmadığını, bir gün sonra tahlil sonuçlarını almaya kendisinin gittiğini, mağdurun babası … ve iki polisin kendisini karşıladığını, polislerin kendilerini jandarmaya gönderdiklerini, Jandarma komutanının kızın yaşını doldurmuş olduğunu söyleyerek kendilerini gönderdiklerini, … …’nın kızın babasına kızıyla kendisini görüştüreceğini söylediğini, bu şahısların … … ile tartışmaya başladıklarını, kızın ailesinin kendilerini zorla arabaya bindirdiklerini, Emniyetin önünden geçerken görevli polislere sığındıklarını,
Tanık İsmail Deveci aşamalarda; daha önceden tanıdığı mağdurun babasının kızının kaçırıldığını söyleyip yardım istediğini, kızını kaçıran şahısların kendisini kızıyla görüştüreceklerini, buluşma yerine gelmesini istediğini, dediği yere gittiğinde kendisini tanımayan … …’nın kendisine işçisinin kardeşinin gönlü olmayan kızı kaçırdığını, bu işin gönüllü olduğunu sandığını, kızı ikna edemediklerini, kızın polise haber verip kendilerini yakalattığını, işlerinin zor olduğunu anlattığını,
Tanık Zeliha Kuz aşamalarda; mağdurun annesinin halasının torunu, sanığın da annesinin amcasının oğlu olduğunu, sanık … mağdurun bir gün evlerine geldiğini, sanığın mağduru kaçırdığını söyleyip evlerinde kalmak istediğini, annesinin kıza zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu, kızın zorla kaçırılmadığını isteğiyle geldiğini, sanık …’i sevdiğini, vazgeçmeyeceğini söylediğini, bu şahısların evlerinde kalmayıp gittiklerini,
Tanık Gülay Kuz aşamalarda; tarafların akrabası olduğunu, … Merkez Bozanönü köyündeki evlerine sanık … mağdurun geldiğini, sanığın kız kaçırdığını ve evlerinde kalmak istediğini söylediğini, mağdura zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu, mağdurun ailesi izin vermediği için kendi isteğiyle kaçtığını, …’i sevdiğini, vazgeçmeyeceğini söylediğini, sorular sorduğu için sanığın rahatsız olup evlerinde kalmadığını,
Tanık … Acun kollukta; yaklaşık 2 ay kadar önce tahminen saat 21.30-22.00 sıralarında taksi durağında nöbetçiyken hava alanı istikametine doğru giden beyaz renkli Şahin marka araçtan öğrenci olduğunu tahmin ettiği bir kızın inmeye çalıştığını, “Kurtarın beni.” diye bağırdığını, bu kıza kimsenin yardım etmediğini, bu sırada kızın elinden kitap veya defterlerini yere düşürdüğünü, iki kişinin kızı zorla araca bindirip yola devam ettiklerini gördüğünü, Mahkemede ise; olayı hatırlamadığını, önceki ifadesinin okunmasını istediğini, okunduktan sonra kolluk ifadesinin doğru olduğunu, arabaya zorla bindirilen kızın mağdur olup olmadığını bilemediğini, sanığın da zorla kaçıran şahıslardan biri olup olmadığını da bilemediğini, kırmızı ışıkta Şahin marka araba dururken arabadan zorla inmek isteyen kadını zorla arabaya bindirdiklerini,
Tanık … Pala aşamalarda; … Belediye Başkanı olduğunu, bir gün … …’ün bir yakınının kız kaçırdığını, evlenmek istediğini, sıkıntı olup olmayacağını sorduğunu, kendisinin de evlerine gidip mağdura kendi isteğiyle kaçıp kaçmadığını sorduğunu, kaçırıldıysa yardım edebileceğini söylediğini, mağdurun kendi isteğiyle kaçtığını, evlenmek istediğini söylediğini, mağdurun zorla kaçırılmış gibi bir hâli olmadığını, nikahta hazır bulunmadığını,
Tanık … aşamalarda; … Belediyesinde nikah memuru olduğunu, mağdurun nikah günü neşeli olduğunu, zorla kaçırılmış gibi bir hâli olmadığını, nikah şahitleri … … ve…’nın önünde resmî nikahı kıydığını, her iki tarafın da evliliği kabul ettiklerini söylediği,
Tanık… aşamalarda; nikah şahitliği yaptığını, tarafları tanımadığını, mağdurda anormal bir durum olmadığını, mutlu ve neşeli gözüktüğünü, nikah memurunun evlenmeyi isteyip istemediğini mağdurdan üç kez sorduğunu, mağdurun evet dediğini,
Tanık … Aras Mahkemede; olay gecesi amcasının kızının kızı olan mağdurun telefonla kendisini arayıp kendisini kurtarmalarını, … yolunda olduklarını söylediğini, 2 gün sonra da yine telefonla kendisini kurtarmalarını istediğini,
Tanık Ummuhan Aras Mahkemede; sanığın halası olduğu için tanıklıktan çekildiğini,
Tanık İsmail Danacı Mahkemede; mağdur … sanık …’in akrabası olduğunu, kaçtıklarından 2 gün sonra mağdurun annesinin kendisini arayarak “Dayı bunları bul anlaştır, dağlarda kaçmasınlar.” dediğini, mağdurun kaçtıkları günden 14 gün sonra kendisini arayarak iyi olduğunu, babasıyla görüşüp ikna etmesini istediğini, babasının “Kızım kendi isteğiyle kaçtıysa şikâyetçi olmam.” dediğini, mağdur … sanık …’in karakola gittiğini öğrenince kendisinin de karakola gittiğini, mağdurun karakolda kendisine rızasıyla kaçtığını söylediğini,
Tanık … Mahkemede; dolmuşçu olduğunu, mağdurun sanık … ile dolmuşta gezdiğini, durağa geldiğini,
Tanık Hayrettin Güreş Mahkemede; sanığın komşusu olduğunu, mağdurun … ziyareti için sanık … ile evine geldiğini,
Tanık … Yörükoğlu Mahkemede; her iki tarafın da akrabası olduğunu, mağdurun babasının kızını bulması için yardım istediğini, araştırıp şahısları bulduğunu, mağdura zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunda, rızasıyla kaçtığını, kendisini babasıyla barıştırmasını istediğini,
Tanık Alaattin Mehilli Mahkemede; dolmuşçu olduğunu, sanıkla birlikte çalıştıklarını, mağdurun 1 kere durağa geldiğini, 3 defa da arabada gördüğünü,
Tanık … Aker Mahkemede; inceleme dışı sanık … …’nın köylüsü olduğunu, mağdur, sanık … ve diğer şahıslarla birlikte nikah işlemleri için gittiğini, mağdurun kaçırılmış gibi bir hâli olmadığını,
Tanık …Mahkemede; her iki tarafında akrabası olduğunu, kaçırıldığı dönemde bir kadının evini arayarak kendisini… diye tanıtıp rızayla kaçtığını söylediğini, ancak kendisini arayan şahsın mağdur olup olmadığını bilmediğini, daha önce mağdurun evini hiç aramadığını,
İnceleme dışı sanık … … Çakmakçı aşamalarda; … Kara’nın işçisi olduğunu, 03.11.2004 tarihinde saat 21.00 sıralarında kendisini arayarak kardeşinin kız kaçırdığını, kendilerine yardım etmelerini istediğini, kızın reşit olup rızasının bulunduğunu söylemesi üzerine onları evine davet ettiğini, daha sonra mağdur … sanık … ile …’i evinde iki gün ağırladığını, evinde kaldıkları günün sabahında …’in kendisine mağdurun teslim olduğunu söylediğini, bunun üzerine nikah işlemlerine başladıklarını, … Belediyesinde nikah işlemlerinin uzun sürdüğünü öğrenmeleri üzerine…. köyü muhtarından nikah kıymasını istediklerini, muhtarın evrakları tamamladıklarında nikahı kıyacağını söylediğini, eniştesi Niyazi ile …’da resmî işlemleri başlattıklarını, … ocağında kan verildiğini, 05.11.2004 tarihinde Niyazi’nin … ocağından sonuçları almaya gittiğinde mağdurun babasının şikâyeti sebebiyle polisler tarafından yakalandığını, kendisini ve mağdur … sanık …’in karakola gitmesini istediklerini, bu kişilerin karakola kendisiyle gelmediğini, karakola gittiğinde kızın babası … ile konuşarak anlaşmaya çalıştığını, kızının rızasıyla kaçtığını söylemesi durumunda bu işin peşini bırakacağını söylediğini, sanık … ile mağdurun kendisini beklediği yere mağdurun babasıyla gittiklerinde bu şahısların orada olmadığını gördüklerini, babasını mağdurla telefonda görüştürdüğünü, mağdurun telefonda ağlaması üzerine babası …’ın kendilerini tehdit ettiğini ve dövmeye kalktığını, polisler ile karşılaştıklarında kızın babası tarafından alıkonulduklarını söyleyip yardım istediklerini, polislerin yardımı üzerine mağdurun babasının elinden kurtulduklarını, … raporu olmadığı için nikahın kıyılmadığını, …’in kendisine kızın sağı solu arayarak kaldığı yeri haber verdiğini söylemesi üzerine şüphelendiğini, artık evinde kalamayacaklarını söylediğini, mağdur … sanık …’in bu olaylar üzerine evinden gittiklerini, evinde kaldıklarında mağdura yaşını ve gönüllü kaçıp kaçmadığını sorduğunu, mağdurun kendisine sanık …’i sevdiğini ve evlenmek için kaçtığını söylediğini, mağdurun isteği üzerine sanık … ile aynı odada yatırdığını, evde annesi … Çakmakçı’nın da bulunduğunu, mağdurun kendi rızasıyla kaçtığını düşündüğü için yardım ettiğini,
İnceleme dışı sanık … Kara aşamalarda; sanık …’in kardeşi olduğunu, kardeşinin mağdurla olay öncesi duygusal olarak arkadaşlık yaptığını, kardeşinin aracını kız arkadaşıyla gezmek için birçok kez aldığını, bu arkadaşının mağdur olduğunu bilmediğini, olay günü yine kardeşinin aracını ödünç aldığını, aynı gün sanık …’ın aracını geri getirdiğini, kardeşinin telefonla kendisini mağdurla görüştürdüğünü, mağdurun sanık … ile kaçtıklarını, ailesine haber vermesini söylediğini, 3 gün sonra kardeşinin kendisini arayarak kalacak yer bulmasını istediğini, patronu olan … …’nın evini ayarlayıp mağdurun isteği üzerine onlarla beraber kaldığını, mağdurun kendisinden kıyafet istediğini, mağdurun kendisine kardeşiyle ilişkiye girdiğini söylediğini, mağdurun ailesinin yerlerini tespit etmesi üzerine … kasabasına … …’ün yanında 5 gün beraber kaldıklarını, mağdurun rızasıyla kaçıp kardeşiyle evlendiğini, mağdurun anne ve babasıyla görüşünce onların etkisiyle şikâyetçi olduğunu, bozma sonrası ise mağdurun babasının karakolda 1 kilo altın ve 1 daire talebinde bulunduğunu, bu istekler karşılanmayınca kızını kardeşinden ayırdığını,
İnceleme dışı sanık … … aşamalarda; sanık …’in kayın biraderi olan inceleme dışı sanık … Danacı’nın asker arkadaşı olduğunu, …’in isteği üzerine 5 gün süreyle mağdur … sanık …’i evinde ağırladığını, nikah şahitliği yaptığını, belediye başkanı … Pala’nın mağdura zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu, mağdurun rızayla kaçtığını söylediğini, mağdurun neşeli olduğunu, kendilerine hiçbir zaman zorla kaçırıldığını söylemediğini, kendisine gösterilen fotoğrafların bir kısmının kendi evinde, bazılarının ise nikah sırasında çekildiğini, zorla kaçırma veya ırza geçmenin söz konusu olmadığını,
İnceleme dışı sanık … … aşamalarda; mağdur … sanık …’in … ile kaçıp evlendiklerini, bu şahısları evlerinde 5 gün misafir ettiklerini, mağdurun …’i sevdiğini ve rızasıyla kaçtığını söylediğini, mağdurla kasaba içerisinde birlikte gezdiklerini, birkaç kez de mağdurun tek başına gezdiğini, hayvanları sulamaya gittiğini, nikah sırasında da mağdurun neşeli olduğunu ve rızasıyla evlendiğini, kendi istekleri üzerine aynı odada kaldıklarını, zorla kaçırma veya ırza geçmenin söz konusu olmadığını,
İnceleme dışı sanık Süleyman … aşamalarda; mağdur … sanık …’i … kasabasında bulunan ağabeyi … …’ün evinde gördüğünü, bu evde anılan şahısların kendi rızalarıyla 6-7 gün kaldıklarını, ayrıca köy meydanına çıktıklarını da gördüğünü, olayla ilgisi olmadığını,
İnceleme dışı sanık … Danacı aşamalarda; iki tarafın akrabası olduğunu, kaçtıkları gün kendisinden bu şahısları bulmasının istendiğini, şahısları bulamadığını, sanık …’in kendisini arayarak onları almalarını istediğini, bunun üzerine Eğirdir ilçesine giderek şahısları arabayla alıp …’ya kendi evine geldiklerini, mağdurun çok mutlu ve huzurlu olduğunu, kavga çıkmasın diye kimseye bu durumu anlatmadığını, sonrasında mağdur … sanık …’i…Jandarmasına götürdüğünü, kızın ailesi geldiğinde karakol bahçesinde kızı dövdüklerini, kıza zorla kaçırıldığını söylemesi için baskı yaptıkları, mağdur karakolda ilk önce rızasıyla kaçtığını söylediği hâlde ailesi geldikten sonra avukatla da görüşüp zorla kaçırıldığını beyan ettiğini, kaçmaları için yardım etmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … Savcılıkta; sanık …’in çok yakın arkadaşı olduğunu, aynı dolmuşu çalıştırdıklarını, olay akşamı kendisini telefonla arayıp mağdur … mağdurun iki kız arkadaşıyla beraber yemeğe gideceklerini söyleyerek kendisini de çağırdığını, bir süre sonra arabayla gelip kendisini aldıklarını, önce Migrosa giderek alışveriş yaptıklarını, sanık …’in mağdura kıyafet aldığını, daha sonra hep birlikte Sultanyarı isimli kebapçıya gittiklerini, bu yemek esnasında mağdur … sanık …’in fotoğraflarını çektiğini, fotoğrafın cep telefonunda kayıtlı olduğunu, yemekten sonra mağdurun arkadaşlarını evlerine bıraktıklarını, sanık …’in mağdurla kaçmaya karar verdiklerini söyleyip kendisinden yardım istediklerini, bu teklifi kabul ettiğini, sanık …’in şoförlüğünde … ili,…’ye gittiklerini, kendisinin aracı alıp inceleme dışı sanık …’e teslim ettiğini, mağdurun sanık … ile olay öncesi duygusal olarak arkadaşlık yaptığını, sık sık telefonla görüşüp beraber gezdiklerini, zorla kaçırma veya ırza geçmenin söz konusu olmadığını, (sanığın cep telefonu rızasıyla alınıp galeriye bakıldığında sanık … ve mağdura benzeyen iki kişinin yemek masasında yan yana oturur vaziyette fotoğrafın görüldüğü, fotoğrafın 22.10.2004 saat 19.07 olarak kayıtlı olduğu), bu fotoğrafın kaçtıkları akşam çekildiğini, cep telefonunun tarih ayarı yapmadığı için tarihin farklı olduğunu, Mahkemede farklı olarak arabayı kendisinin kullandığını,
Sanık … aşamalarda; mağdurun kendi halası olan …’ın torunu olduğunu, 1,5-2 ay kadar önce ağabeyinin nişanında mağdurla yakınlaşıp görüşmeye başladıklarını, mağdurun kendisini arkadaşlarına sevgilisi olarak tanıttığını, cep telefonuna sevgi içerikli mesajlar attığını, mesajın hâlâ telefonunda kayıtlı olduğunu, 10.10.2004 tarihinde saat 23.49’da sanığın cep telefonuna 537 … 38 03 numaralı hattan “yalnızca senin için, göz, kapat öptüm” şeklinde mesaj gönderdiğini (bu mesaj sanığın cep telefonunda görüldü.), dışarıda birlikte vakit geçirdiklerini, yemek yediklerini, birbirlerine sevgi dolu sözler söylediklerini, akraba olmaları sebebiyle ailelerinin karşı çıkacağını düşündükleri için kaçarak evlenmeye karar verdiklerini, olay günü mağdurun 19.45 sıralarında kendisini arayıp yanına gelmesini söylediğini, mağduru …ve Bahar isimli arkadaşlarıyla aldığını, daha sonra sanık …’ü aldıklarını, 1 saat gezdiklerini, Migrosa gidip alışveriş yaptıklarını, …ve Bahar’ı evlerine bıraktıktan sonra …beldesine… isimli arkadaşının evine gittiklerini, bu evde 2 saat kaldıklarını, sanık …’e arabayı verip …’ya gönderdiğini, yolda çevirme yapan Jandarmayla karşılaştıklarını ancak mağdurun onlara bir şey demediğini, İğdecik köyüne ve … kasabasına gittiklerini, mağdurun rızasıyla 4-5 kez cinsel ilişkiye girdiklerini ve kızlığını kendisinin bozduğunu, …’da ailesinin öğrenmesi üzerine nikah kıyamadıklarını, … kasabasında yeniden nikah işlemlerini başlatıp mağdurla rızasıyla evlendiklerini, belediye başkanının nikahtan önce mağdura rızasıyla kaçıp kaçmadığını sorduğunu, mağdurun rızayla kaçtığını ve evlenmek istediğini söylediğini, 16.11.2004 tarihinde mağduru…Jandarma Karakoluna kendisinin götürdüğünü, görevlilerin mağdura zorla kaçırılıp kaçırılmadığını sorduğunu, mağdurun görevlilere gönüllü kaçtığını söylediğini, annesi ve babası geldikten sonra onlarla görüşen mağdurun şikâyetçi olduğunu, kendisinin kullandığı 532 … 07 76, 535 … 73 86 ve 544 … 04 68 numaralı hatlar üzerinden yaklaşık 2 ay boyunca mağdurun kullandığı 537 … 38 03 numaralı hat ile sık sık mağdurla görüştüklerini, kızın ailesinin baskısıyla zorla kaçırıldığı yönünde beyanlarda bulunduğunu, atılı suçu kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
1- Sanıklara atılı nitelikli cinsel saldırı (ırza geçme) suçunun sabit olup olmadığı;
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu bilgiler ışığında birinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Suç tarihinde 18 yaşını doldurmuş olan katılan mağdur … … ile sanık …’nın akraba oldukları, diğer sanık …’ın ise sanık …’nın arkadaşı olduğu, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulunda öğrenci olan katılan mağdurun sanıklardan … ile zaman zaman görüştüğü, sanık …’in suç tarihinden önce kendisine yaptığı evlilik teklifini kabul etmediği, 02.11.2004 tarihinde sanık …’in yanında arkadaşı diğer sanık … da olduğu hâlde, okul çıkışında katılan mağduru ve katılan mağdurun iki arkadaşını aracına aldığı, önce katılan mağdurun arkadaşlarını evlerine bıraktığı, daha sonra katılan mağduru evine bırakmak için hareket ettiği ancak farklı yöne gitmesi nedeniyle katılan mağdurun itiraz edip inmeye kalkışması üzerine sanık …’nin arka koltuğa katılan mağdurun yanına geçerek araçtan inmesine engel olduğu, önce …’ya bağlı …beldesine (iki saat kaldıkları… isimli kişinin evine), daha sonra Gebizli beldesine gittikleri, sanık …’nin ise kaçtıkları beyaz renkli Şahin marka araçla …’ya geri döndüğü, sanık … ve katılan mağdurun ise anılan beldede kaldıkları ve burada bir evde katılan mağdurun zorla bir gece tutulduğu, bu evde katılan mağdurun ailesini arayarak kaçırıldığını belirtip bulundukları yeri bildirdiği, ertesi günü sanık …’in katılan mağduru …’ya bağlı İğdecik köyünde bulunan ve sanık …’in ablası inceleme dışı sanık … Kara’nın patronu olan inceleme dışı sanık … … Çakmakçı’nın evine götürdüğü, sanık …’in burada kaldıkları ilk gece katılan mağdurun zorla ırzına geçtiği, ikinci gün …’ya nikah işlemleri için gittikleri, katılan mağdurun babası …’in polislerle … ocağında bekleyip kan tahlillerine el koydukları, katılan …’in tanık Niyazi ve inceleme dışı sanık … …’yı aracına alarak mağdurun yerini söylemelerini istese de katılan mağdurun yerini öğrenemediği, inceleme dışı sanık … …’nın katılan … ile katılan mağduru telefonla görüştürdüğü, katılan mağdurun telefonda ağlaması sebebiyle katılan …’ın bu şahıslara tepki gösterdiği, katılan mağdurun ailesinin müdahalesi nedeniyle sanık …’in katılan mağduru Eğirdir’e bağlı … kasabasına inceleme dışı sanıklar … … ve … …’ün evine götürdüğü, katılan mağdur … sanık …’in burada 5 gün kaldıkları, burada sanık …’in katılan mağdurla iki kez zorla ilişkiye girdiği, Eğirdir ilçesi … Belediyesi Evlendirme Memurluğunda katılan mağdur ile sanık …’in 12.11.2004 tarihinde evlendikleri, katılan mağdurun ailesine kavuşmak ve baskıdan kurtulmak amacı ile nikaha istemeyerek de olsa … gösterdiği, nikah kıyılmasından sonra … ili, …beldesine döndükleri, burada iki gece inceleme dışı sanık … Danacı’nın evinde kaldıkları, burada da sanık …’in katılan mağdurla zorla ilişkiye girdiği, sanıkların katılan mağdurun kaçırılması ile ilgili olarak katılan …’ın başvurusu üzerine başlatılan soruşturma kapsamında katılan mağduru kendi rızasıyla kaçtığı ve evlendiği yönünde beyan vermesini telkin ederek ifade için jandarma karakoluna götürdükleri iddia edilen olayla ilgili olarak katılan mağdurun; sanık …’e evlenmek istemediğini söylediğini ancak sanık …’in evlenmezse ailesine zarar vereceğini, kendisini ailesine göstermeyeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, bu durumdan kurtulmak için oyun oynadığını, bu süre zarfında şüphe etmemeleri için etrafındaki kişilere iyi davrandığını, ailesine ve kendisine zarar gelmeden kurtulmak istediğini, sanık tarafından zorla kaçırıldığını, ırzına geçildiğini ve zorla evlendirildiğini beyan ettiği, … 1. Aile Mahkemesince 12.05.2009 tarih ve 1597-522 sayı ile; katılan mağdurun korkutularak evlenmeye razı edildiği kabul edilip Türk Medeni Kanunu’nun 151. maddesi uyarınca sanık … ile katılan mağdur arasında gerçekleşen evliliğin iptaline karar verildiği, bu kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 07.12.2011 tarihli ve 22801-1717 sayılı kararıyla onandığı anlaşılan ve sanıklar hakkında yukarıda anlatıldığı şekilde meydana geldiği kabul edilerek atılı suçlardan kamu davası açılan dosyada;
Aile Mahkemesince katılan mağdurun korkutularak evlenmeye razı edildiği kabul edilip evliliğin iptaline karar verilmiş ise de; hukuk ve ceza yargılamasının konu, taraf, amaç ve deliller yönünden birbirinden farklı olduğundan bir uyuşmazlık hakkında hukuk mahkemesinin vermiş olduğu kararın kural olarak ceza mahkemesi bakımından kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve ceza yargılamasında bulunan maddi gerçeğin araştırılması, resen harekete geçme ve araştırma ilkelerinin bir sonucu olarak, suçun fail tarafından işlenip işlenmediğinin tereddüde mahal vermeden ve tarafların sunduğu delillere bağlı olmadan araştırılıp bulunması gerektiği hususları dikkate alınarak yapılan incelemede; katılan mağdur … … ile sanık …’nın birlikte kaçtıkları dönem olan 02.11.2004-16.11.2004 tarihleri içerisinde … Belediye Başkanlığında 12 Kasım günü evlenmeleri, nikahı kıyan evlendirme memuru tanık …, … Belediye Başkanı tanık … Pala, nikah şahitleri tanık… ve inceleme dışı sanık … …’ün katılan mağdurun rızasıyla evlendiği ve zorla kaçırılmadığı şeklindeki beyanları, yine bu süreçte katılan mağdur … sanık … ile görüşen, bu şahıslara yardım eden veya evinde misafir eden inceleme dışı sanıklar …..ve … Yörükoğlu isimli şahısların; katılan mağdurun zorla kaçırıldığına şahit olmadıklarına ve rızasıyla kaçtığı yönünde bir intiba edindiklerine yönelik beyanları, tanık … Acun’un, kollukta katılan mağduru iki kişinin zorla araca bindirdiğini gördüğünü beyan etmesine rağmen, katılan mağdurun kendisini sanık …’ün tekrar içeri aldığını beyan etmesi ve tanık …’ın Mahkemede kollukta alınan ifadesini hatırlamadığını, okunmasını istediğini ve araca bindirilen şahsın katılan mağdur olup olmadığını bilmediğini ifade ederek çelişkili ve soyut beyanda bulunması, katılan mağdurun kaçırıldığı iddia edilen zaman diliminde rahatlıkla ailesini telefonla arayabilmesi, dosya içerisinde bulunan nikahta ve evde çekilen fotoğraflarda katılan mağdurun zorla alıkonulduğuna ilişkin bir durumun bulunmaması, …Jandarma Komutanı tarafından düzenlenen 16.11.2004 tarihli fezlekede; katılan mağdurun gönüllü kaçarak evlendiklerini beyan etmesine rağmen daha sonra zorla kaçırıldığını ve ırzına geçildiğini iddia ederek bu konuda çelişkili beyanlarda bulunduğunun, katılan mağdurun zorla kaçırılmadığı ve zorla ırzına geçilmediği hâlde ailesinin tepki göstermesinden çekindiği için zorla kaçırıldığını iddia ettiği kanaatine varıldığının belirtilmesi, doktor raporlarına göre katılan mağdurun cinsel saldırıya uğradığını gösterir nitelikte tıbbi bulguya ve vücudunda darp ve cebir izine rastlanılmaması, HTS kayıtlarına göre 02.11.2004 tarihi ve öncesinde katılan mağdur … sanık …’in telefonla çok sayıda görüşme yaptıklarının ve mesajlaştıklarının belirlenmesi, sanık …’in cep telefonunda bulunan ve katılan mağdur tarafından gönderildiği anlaşılan mesaj içeriğinin niteliği, sanık …’in katılan mağdurla duygusal olarak ilişki yaşadıklarını savunması, tanıklar … ve Alaattin Mehilli’nin olay öncesi katılan mağduru sanık …’in … yerinde ve aracında gördüklerini beyan etmeleri, yine sanık …’ın da sanık …’i doğrulayan ifadeleri, nikah işlemleri için katılan mağdurun … ocağı ve hükûmet konağı gibi kamu kurumlarına götürüldüğü hâlde kolluk görevlilerinin de görev yaptığı bu binalarda katılan mağdurun zorla kaçırıldığı yönünde bir girişiminin olmaması, katılan mağdurun kaçırıldığı süre içerisinde tüm bunlara karşı koymaksızın rızası varmış gibi davranmasına yol açacak daha büyük bir zarar ile korkutulmasına neden olan tehdidin ne olduğunun anlaşılamaması, sanıkların tüm aşamalarda katılan mağdurun kendi rızasıyla kaçtığını ve ilişkiye girdiğini beyan ederek atılı suçu kabul etmemeleri, katılan mağdur … sanık …’in kaçtıkları süre içerisinde kaldıkları ev sahipleri ile irtibata geçtikleri kişilerin zorla kaçırılma olayını bildikleri hâlde sanık …’i korumalarını gerektirecek yakınlıkta olmamaları hususları birlikte nazara alındığında; katılan mağdurun iradesine aykırı olarak ırzına geçildiğinin kabul edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı gibi katılan mağdurun soyut beyanı dışında sanıkların atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmalarına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından sanıklara atılı nitelikli cinsel saldırı (ırza geçme) suçunun sabit olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin sanıklara atılı nitelikli cinsel saldırı (ırza geçme) suçunun sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
2- Sanıklara atılı zorla kaçırıp alıkoyma suçu bakımından dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği;
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve dava zamanaşımı yönünden lehe hükümler içeren 765 sayılı TCK’nın 102. maddesinde, kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin üçüncü fıkrasında da beş seneden ziyade ve yirmi seneden az ağır hapis cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin on sene olacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 104/2. maddesi uyarınca kesen bir nedenin bulunması hâlinde kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak olan zamanaşımı, ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında ikinci uyuşmazlık konusuna ilişkin ön sorun değerlendirildiğinde;
Sanıklara atılı zorla kaçırıp alıkoyma suçuna mülga 765 sayılı TCK’nın 429/1. maddesinde 3 yıldan 10 yıla kadar ağır hapis cezası öngörülmüş olup 765 sayılı Kanun’un 102/3. maddesi uyarınca anılan suç, 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tâbidir. Aynı Kanun’un 104/2. maddesi de göz önünde bulundurulduğunda kesintili dava zamanaşımı ise 15 yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 03.11.2004 ile 16.11.2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen eylemlerle ilgili olarak 765 sayılı TCK’nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 15 yıllık kesintili dava zamanaşımı, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 16.11.2019 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nın 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2015 tarihli ve 42-118 sayılı direnme kararına konu hükümlerinden;
a) Sanıklar hakkında nitelikli cinsel saldırı (ırza geçme) suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, sanıklara atılı suçun sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
b) Sanıklar hakkında zorla kaçırıp alıkoyma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nın 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 03.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık bakımından oy birliğiyle karar verildi.