YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/160
KARAR NO : 2022/654
KARAR TARİHİ : 20.10.2022
Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
Sanık …’un kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 29/1, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 04.07.2013 tarihli ve 1432-635 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince 12.01.2015 tarih ve 42220-771 sayı ile;
“Sanığın tekerrüre esas adli sicil kaydı bulunması karşısında, hükmedilen hapis cezasının TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
… 63. Asliye Ceza Mahkemesince 28.05.2015 tarih ve 160-497 sayı ile; bozma kararına direnilerek önceki hüküm gibi sanığın kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 29/1, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.09.2019 tarihli ve 2015/247713 sayılı “Bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya kararına direnilen Daireye gönderilmiş, 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 19.02.2020 tarih ve 7725-3542 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında hakaret ve inceleme dışı sanık … Demir hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından verilen beraat hükümleri Özel Dairece onanmış, inceleme dışı sanık … hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından verilen beraat hükümleri ise temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 58/3. maddesi gereğince aynı Kanun’un 86/2. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlardan hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesinden sonra anılan cezanın TCK’nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
… Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.09.2012 tarih ve 120202 – 25384 sayı ile; sanık hakkında katılan …’u yaraladığı iddiasıyla TCK’nın 86/2 ve 53. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı,
… (Kapatılan) 7. Sulh Ceza Mahkemesince 04.07.2013 tarih ve 1432-635 sayı ile; Yerel Mahkemece “TCK’nın 86/2. maddesi gereğince; suçun işleniş biçimi, suç sebep ve saikleri, meydana gelen yaralanmanın derecesi dikkate alınarak takdiren ve TCK’nın 58/3. maddesi gereğince tercihen 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,” açıklamalarına yer verilerek sanık hakkındaki temel cezanın hapis olarak belirlendiği ve sanığın kasten yaralama suçundan TCK’nın 86/2, 29/1, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin ise uygulanmadığı,
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince 12.01.2015 tarih ve 42220-771 sayı ile; sanığın tekerrüre esas adli sicil kaydı bulunması karşısında, hükmedilen hapis cezasının TCK’nın 50/2. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verildiği,
Dosyanın devredildiği … 63. Asliye Ceza Mahkemesince 28.05.2015 tarih ve 160-497 sayı ile; “Sanığın sabıkalı olması nedeniyle TCK 58/3 maddesindeki emredici hüküm nedeniyle ceza maddesindeki hapis ve adli para cezasında tercih zorunluluğu nedeniyle hapis cezası tercih edilmiş; akabinde TCK 50 maddesindeki sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, duruşmadaki tutum ve davranışları ve suçun işlenmesindeki özellikler ve olayın bir anda aniden gerçekleşmesi nedeniyle takdiren TCK 50/a maddesindeki adli para cezası seçenek yaptırımına çevrilmesi takdir edilmiş olup, TCK 50/2. fıkrasındaki hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde tercihen hapis cezasına hükmedilmiş ise bu hapis cezası artık adli para cezasına çevrilmez hükmü; olayımızda tercihen yapılmış hapis cezası hükmü bulunmadığı yasal zorunluluk nedeniyle hapis cezasının tercih edildiği; yine TCK 50/2 maddesinin yazılış şekli ve lafsına göre de adli para cezası dışındaki diğer yaptırımlara çevrilmesine bir engel olmadığı anlamı çıkmaktadır. Ancak kanun koyucunun aradığı amaç bu olmasa gerek. Aksi halde adli para cezası dışındaki diğer seçenek yaptırımlar her olaya uygun düşmeyeceği gibi suç ile ceza arasında adaletsizlikler doğuracaktır. Yine kanun koyucu mükerrir olan sanıkların daha ağır ceza ile cezalandırılmasını amaçlamış olsa idi açıkça TCK 58/3 maddesine TCK 50. maddesinin uygulanmayacağını ilişkin şerh koyardı. Yine kanun koyucu mükerrirler için doğrudan hapis cezası olan daha ağır eylemler veya hem hapis hem de adli para cezasının zorunlu olarak uygulandığı hallerde netice cezanın adli para cezasına çevrilmesine de yasal bir engel yoktur. Tüm bu haller birlikte değerlendirildiğinde TCK 50/2. maddesindeki hükmün zorunlu haller haricinde tercihen hapis cezası verildiği durumda uygulanmasının mümkün olacağı zaten hüküm verirken hem hapis hem adli para verebilecek bir halde hapis cezası tercih edildiğinde bu cezanın adli para cezasına çevrilmesi de ceza mantığına da terstir. Yine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2009/24548 esas ve 2010/31342 karar, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 18.06.2012 tarih ve 30876-16653 esas karar sayılı ilamlarında da mahkememizin görüşü düşüncesinde zorunlu olarak hapis cezası tercih edilen hallerde TCK 50 maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da çevrilmemesinin takdirinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.” gerekçelerine yer verilerek ilk hükümde direnildiği ve önceki hüküm gibi sanığın 86/2, 29/1, 62, 50 ve 52. maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin ise uygulanmadığı,
Adli sicil kaydına göre; sanığın, … 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2010 tarihli ve 1007-350 sayılı kararı ile 6136 sayılı Kanun’un 13/1, TCK’nın 62, 50 ve 51. maddeleri uyarınca verilen ve 06.07.2010 tarihinde kesinleşen 10 ay hapis cezası nedeniyle mükerrir olduğu,
Anlaşılmıştır.
TCK’nın kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 50. maddesinin 2. fıkrası; “Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez.” şeklinde düzenlenmiş, “Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinin 3. fıkrasında ise; “Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
TCK’nın 50. maddesinin ilk fıkrasına göre kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezasına veya anılan düzenlemedeki diğer yaptırımlara çevrilmesi mümkün olmakla beraber, suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek yaptırım olarak düzenlendiği ahvalde, temel ceza belirlenirken TCK’nın 61/1 maddesi gereğince hapis cezası seçildikten sonra, TCK’nın 50/2 maddesindeki düzenlemeye göre artık seçilen hapis cezası adli para cezasına çevrilemeyecektir. …K. 07/12/2021 gün, 2019/251 E-2021/616 K sayılı ilamında ayrıntılı bir şekilde açıklandığı üzere; sanığın mükerrir olması nedeniyle TCK’nın 58/3. maddesindeki emredici hüküm uyarınca seçenek olarak düzenlenen cezalardan hapis cezasının tercih edilmesi kanuni zorunluluktan kaynaklanmış olsa bile aynı Kanun’un 50/2. maddesindeki yasaklayıcı hüküm nedeniyle, zorunlu olarak seçilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olmadığı, ancak adli para cezasına ilişkin açıkça yasaklama hükmü getiren Kanun koyucunun TCK’nın 50. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen diğer seçenek yaptırımlar yönünden herhangi bir yasak getirmemiş oluşu, kıyas veya genişletici yorum yoluyla hakkında düzenleme olmayan bir ceza hukuku konusunda kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı başta olmak üzere, kişi hak ve hürriyetlerinin aleyhine uygulama geliştirilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında seçenek yaptırım öngörülen TCK’nın 86/2. maddesi kapsamında kalan kasten yaralama suçundan dolayı TCK’nın 58. maddesinin 3. fıkrası gereğince zorunlu olarak hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesinden sonra bu cezanın aynı Kanun’un 50 maddesinin 1. fıkrasının b, c, d, e, f fıkralarında düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilmesinin mümkün olmasına karşın TCK’nın 50/2 maddesindeki emredici hükümden dolayı TCK’nın 50/1-a maddesindeki adli para cezasına çevrilmesinin mümkün olamayacağı kabul edilmelidir.
Başka bir anlatımla, hapis ve adli para cezasının seçenek yaptırım olarak düzenlendiği suçlarda, hâkimin takdir hakkı olmasına rağmen, sanığın mükerrir olması durumunda kanun koyucu hâkime takdir hakkı bırakmamış, temel cezanın türünü bizzat kendisi belirlemiştir. Takdir hakkı kullanılarak hapis cezası tercih edildiğinde hapis cezasının bir daha adli para cezasına çevrilmesi mümkün değilken, takdir hakkının bulunmadığı ve temel cezanın zorunlu olarak hapis olarak belirlendiği bir durumda bu cezanın paraya çevrilebilmesi kanun koyucunun amacına da uygun olmayacaktır.
Ayrıca kanun koyucu TCK’nın 58/3. maddesindeki düzenleme ile suç işlemekte ısrar eden sanık ile ilk defa suç işleyen sanığı birbirinden ayırmak için mükerrir olan sanık hakkında temel ceza olarak hapis cezasının tercih edilmesini ve bu cezanın adli para cezasına çevrilmemesini amaçlamaktadır.
Öğretide de; “Tekerrür durumunda kanun koyucu failin özellikle adli para cezası yerine hapis cezasıyla cezalandırılmasını öngörmektedir. Bu cezanın tekrar kısa süreli olması dolayısıyla adli para cezasına çevrilebileceğini kabul etmek, kanun koyucunun hedeflediği amaca uygun olmayacaktır” (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2011, sf. 584). “Burada hâkime tanınmış olan hapis veya adli para cezasından birini seçme imkânı mutlak bir şekilde kaldırıldığına göre, ikinci suç için verilecek ceza kısa sureli hapis cezası olsa dahi 50. maddenin 1. fıkrasının (a) bendine göre adli para cezasına yeniden çevrilemeyecektir. Esasen 50. maddenin 2. fıkrasına göre de seçimlik ceza öngören suçlarda hapis cezasına hükmedilmiş ise, bunun tekrardan adli para cezasına çevrilemeyeceği açıkça belirtilmiştir” (Mahmut Koca, / İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2012, s. 550). “Yasa koyucu tarafından böyle bir tedbirin uygulanmasının sebebi, ilk suç nedeniyle belirli bir cezaya mahkûm olduğu halde mükerririn, uslanmamış, olumsuz kişiliğini sürdürerek, toplum açısından tehlikelilik halini devam ettirmiş olmasıdır. Bu nedenle seçimlik cezada artık sanık lehine davranılmasına gerek olmadığı kabul edilerek, hapis cezasının mükerririn ıslahı açısından daha uygun olacağı hükme bağlanmıştır. Bu amacı ortadan kaldıracak bir uygulama ve düşünce, maddenin düzenleniş amacına uygun olmayacak ve maddeyi etkisiz kılacaktır” (… Dursun, Türk Ceza Hukukunda Tekerrür, Yargıtay Dergisi, 2009, C. 35, S. 4, s. 493-562). şeklinde görüşlere yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
TCK’nın 58. maddesinin üçüncü fıkrasında, tekerrür hâlinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse hapis cezasına hükmolunacağına, aynı Kanun’un 50. maddesinin ikinci fıkrasında ise suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu cezanın artık adlî para cezasına çevrilemeyeceğine açıkça yer verilmiş olması ve Yerel Mahkemece TCK’nın 58. maddesinin üçüncü fıkrasına da yer verilmek suretiyle sanık hakkında temel cezanın hapis olarak belirlenmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, belirtilen şekilde tayin edilen hapis cezasının TCK’nın 50. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanık hakkında TCK’nın 58/3. maddesi gereğince aynı Kanun’un 86/2. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlardan hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesinden sonra anılan cezanın kanuna aykırı olarak TCK’nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- … 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli ve 160-497 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanık hakkında TCK’nın 58/3. maddesi gereğince aynı Kanun’un 86/2. maddesinde yer alan seçenek yaptırımlardan hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesinden sonra anılan cezanın kanuna aykırı olarak TCK’nın 50/1-a maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 20.10.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
…
Yazı İşleri Müdürü
E.T.