Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2020/146 E. 2020/213 K. 21.05.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/146
KARAR NO : 2020/213
KARAR TARİHİ : 21.05.2020

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 673-793

Sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis; hakaret suçundan aynı Kanun’un 125/1-3-a maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sanığın her bir suçuna yönelik olarak TCK’nın 53 ve 58. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.12.2011 tarihli ve 646-811 sayılı hükümlerin, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 10.06.2013 tarih ve 11313-6308 sayı ile;
“Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık aleyhine başlatılan icra takibi ile ilgili olarak yapılan haciz işlemi sırasında, haciz mahalline gelen sanığın haczedilmek istenen televizyonu dışarıya atmak istediği ve daha sonra mutfağa yönelip görevli icra memurunu ve hacze katılan avukatı kovaladığı şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olayda, direnme suçunun cebir ve tehdit unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği denetime olanak verecek şekilde gösterilmeksizin yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Sanık hakkındaki temel ceza belirlenirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden ve TCK’nın 61. maddesinde belirtilen kriterler somut olayla ilişkilendirilmeksizin, madde metninde yazılı hususların aynen tekrarlanması suretiyle alt sınırın üzerinde cezaya hükmolunarak TCK’nın 61/1 ve 3/1. maddelerine aykırı davranılması,
5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanamayacağı gözetilmeksizin, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıverilmeye kadar kullanmaktan mahrum bırakmaya hükmedilmesi,
TCK’nın 58. maddesinin uygulanması sırasında, daha ağır nitelikteki erteli hapis cezasının hükmolunduğu İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/493 esas ve 2007/861 karar sayılı ilamı yerine, adli para cezasının hükmolunduğu İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/328 esas ve 2008/208 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması,
Hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkındaki temel ceza belirlenirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden ve TCK’nın 61. maddesinde belirtilen kriterler somut olayla ilişkilendirilmeksizin, madde metninde yazılı hususların aynen tekrarlanması suretiyle alt sınırın üzerinde cezaya hükmolunarak TCK’nın 61/1 ve 3/1. maddelerine aykırı davranılması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanamayacağı gözetilmeksizin, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıverilmeye kadar kullanmaktan mahrum bırakmaya hükmedilmesi,
TCK’nın 58. maddesinin uygulanması sırasında, daha ağır nitelikteki erteli hapis cezasının hükmolunduğu İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/493 esas ve 2007/861 karar sayılı ilamı yerine, adli para cezasının hükmolunduğu İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/328 esas ve 2008/208 karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 29.12.2014 tarih ve 673-793 sayı ile; sanık hakkında hak yoksunluğuna ve tekerrüre esas alınması gereken ilama yönelik bozma nedenlerine uymuş, diğer bozma nedenlerine ise direnerek önceki hükümler gibi karar vermiştir.
Direnmeye konu bu kararların da sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.06.2018 tarihli ve 186343 sayılı “Onama” istekli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 5. Ceza Dairesince 18.02.2020 tarih ve 6600-6123 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının ve sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme ile hakaret suçlarından TCK’nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezaların tayin edilmesi sırasında yeterli gerekçe gösterilip gösterilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, Yerel Mahkeme tarafından CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece sanığın her iki suçtan mahkûmiyetine ilişkin verilen hükümlerin sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 10.06.2013 tarih ve 11313-6308 sayı ile; “…Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; sanık aleyhine başlatılan icra takibi ile ilgili olarak yapılan haciz işlemi sırasında, haciz mahalline gelen sanığın haczedilmek istenen televizyonu dışarıya atmak istediği ve daha sonra mutfağa yönelip görevli icra memurunu ve hacze katılan avukatı kovaladığı şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olayda, direnme suçunun cebir ve tehdit unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği denetime olanak verecek şekilde gösterilmeksizin yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, kabule göre de; sanık hakkındaki temel ceza belirlenirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden ve TCK’nın 61. maddesinde belirtilen krıterler somut olayla ilişkilendirilmeksizin, madde metninde yazılı hususların aynen tekrarlanması suretiyle alt sınırın üzerinde cezaya hükmolunarak TCK’nın 61/1 ve 3/1. maddelerine aykırı davranılması, … hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; sanık hakkındaki temel ceza belirlenirken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden ve TCK’nın 61. maddesinde belirtilen kriterler somut olayla ilişkilendirilmeksizin, madde metninde yazılı hususların aynen tekrarlanması suretiyle alt sınırın üzerinde cezaya hükmolunarak TCK’nın 61/1 ve 3/1. maddelerine aykırı davranılması …” isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılamada Yerel Mahkemece kurulan 29.12.2014 tarihli ara kararda “…Eski hükümde direnilmesine”, 29.12.2014 tarihli ve 673-793 sayılı gerekçeli kararda ise; “…CMK’nın 307/3. maddesi uyarınca eski hükümde direnilmesine” şeklindeki gerekçe ile bozma kararına direnerek önceki hükümlerdeki gibi sanığın her iki suçtan mahkûmiyetine karar verilerek direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemece, sanık hakkındaki son hükümlerde direnilirken, Anayasamızın 141. maddesi ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri doğrultusunda işlem yapılmamış olup direnme nedenleri gösterilmeden, bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan bozma ilamından önce kurulan hükümlerdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hükümler kurulması isabetli değildir.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükümlerin belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.12.2014 tarihli ve 673-793 sayılı direnme kararına konu hükümlerin, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.05.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.