YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2020/119
KARAR NO : 2023/125
KARAR TARİHİ : 01.03.2023
İtirazname No : 2019/105346
YARGITAY DAİRESİ : 10. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ Ağır Ceza
SAYISI : 334-558
I. HUKUKİ SÜREÇ
22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından sanıklar …, …, …, … ve … hakkında açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; 22.12.2007 tarihli olay nedeniyle sanıklar …, … ve …’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 52/2-4, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis ve 120.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, taksitlendirmeye, hak yoksunluklarına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba; sanık …’nun, aynı Kanun’un 188/3, 62, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 100.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve mahsuba; 14.01.2008 tarihli olay nedeniyle sanıklar …, …, … ve …’ın, TCK’nın 188/3, 52/2-4, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 80.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, taksitlendirmeye, hak yoksunluklarına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba; 13.03.2008 tarihli olay nedeniyle sanıklar … ve …’ın, TCK’nın 188/3, 52/2-4, 53, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 9 yıl hapis ve 40.000,00 TL adli parası ile cezalandırılmalarına, taksitlendirmeye, hak yoksunluklarına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba; sanık …’nun ise aynı Kanun’un 188/3, 62, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 ay hapis ve 33.320,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Van 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 23.10.2012 tarihli ve 334-558 sayılı hükümlerin, sanıklar ….. ve … …. müdafileri ile sanıklar …..ve … … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 26.03.2015 tarih, 4573-29912 sayı ve oy çokluğuyla; sanıklar …… hakkındaki hükümlerin onanmasına, sanık … hakkındaki hükümlerin ise TCK’nın 58. maddesinin uygulanması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Daire Üyesi E. Özgan;
“TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suçun oluşabilmesi için; birden fazla suçun bulunması, bunların aynı tiple suçlar olması, suçların aynı kişiye ya da topluma karşı işlenmesi, suçların aynı kişiye veya topluma karşı değişik zamanlarda ya da aynı suçun tek fiille birden fazla kişiye karşı işlenmiş olması ve suçların bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi gerekir. Sanıkların sabit olan suçları, aynı tipteki TCK’nın 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu madde ticareti yapma suçudur. Aynı tipteki suçlar arasında hukuki kesinti de yoktur. Sanıkların birden fazla suçu aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlemediklerini gösteren herhangi bir olgu da bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, sanıkların atılı suçları, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında aralarında hukuki kesinti olmadan değişik zamanlarda işlemeleri nedeniyle zincirleme suçun oluştuğu dikkate alınarak; sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesinin birinci fıkrası gereğince bir cezaya hükmolunması ve aynı fıkra uyarınca cezalarının arttırılması gerektiği gözetilmeden, her suçtan ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulması nedeniyle, hükümlerin bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 20.11.2019 tarih ve 105346 sayı ile; “Dava konusu somut olayda sanıkların sabit olan suçları, aynı tipteki TCK’nın 188. maddesinde tanımlanan uyuşturucu madde ticareti yapma suçudur. Sanık …’in 22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008, sanıklar…. ve …….’nın 22.12.2007 ve 14.01.2008, sanık …’ın 22.12.2007 ve 13.03.2008, sanık …’ın ise 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli suçları arasında hukuki kesinti bulunmamaktadır. Bu bağlamda atılı suçların, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında aralarında, herhangi bir hukuki kesinti olmadan, değişik zamanlarda işlemeleri nedeniyle sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bir cezaya hükmolunması ve belirlenen cezanın aynı fıkra uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden, her bir eylem hakkında ayrı ayrı cezalara hükmolunması usul ve yasaya aykırıdır. Yerel Mahkeme hükümlerinin bozulmasına karar verilmelidir.” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 21.01.2020 tarih ve 5588-408 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU VE KAPSAMI
İtirazın kapsamına göre inceleme; sanıklar …, …, …, … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların farklı tarihlerde gerçekleştirdikleri uyuşturucu madde ticareti yapma eylemlerinin ayrı suçları mı yoksa zincirleme şeklinde uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Van İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince, açık kimlik bilgileri bilinen muhbir ile 07.11.2007 tarihinde yapılan görüşmede; …, … ve … adlı şahısların, Van’dan batı illerine sürekli bir şekilde uyuşturucu madde naklettikleri bilgisinin elde edildiği, bunun üzerine adı geçenlerin ve irtibatlı oldukları kişilerin yakalanması ve uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesi amacıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) 2007/1418 sayılı soruşturmanın başlatıldığı, yürütülen soruşturma doğrultusunda sanıklar …, …, … ve … ile inceleme dışı sanıklar …, …, … ve …… hakkında CMK’nın 135. maddesi gereğince iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararlarının alındığı, soruşturma kapsamında; İstanbul’da satışa sunulmak üzere Van’dan yola çıkarılan suç konusu uyuşturucu maddenin, Van Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) talimatı üzerine Bolu İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Amirliği görevlilerince 22.12.2007 tarihinde Bolu’da ele geçirildiği, ele geçirilen uyuşturucu maddelere ilişkin olarak Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 31.12.2007 tarihli ve 7905-601 sayılı yetkisizlik kararının verildiği ve soruşturma dosyasının, 2007/1418 sayılı soruşturma ile birlikte değerlendirilmesi amacıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığına (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) gönderildiği,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) 2007/1945 sayılı soruşturma dosyası kapsamında, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Amirliği görevlilerince 06.11.2007 tarihinde gerçekleştirilen operasyon neticesinde, Van’dan İstanbul’a nakledilen 87112 gram esrarın ele geçirildiği, söz konusu soruşturma kapsamında teknik takip altında bulundurulan ve ele geçirilen esrar nedeniyle tutuklanan şüpheli…..’ın gerçekleştirmiş olduğu bir kısım telefon görüşmelerinden, 06.11.2007 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu ile ilgi ve irtibatları bulunmamakla birlikte, ayrı bir organizasyon içinde uyuşturucu madde ticareti yaptıkları değerlendirilen bir oluşumun tespit edildiği, bunun üzerine söz konusu organizasyon içindeki şahısların tespit edilebilmesi ve uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesi amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) önce 2007/2755 sayılı soruşturmanın, daha sonra ise söz konusu bu dosyadan tefrik edilen 2008/193 sayılı soruşturmanın başlatıldığı, yürütülen soruşturmalar sırasında iletişimin denetlenmesi koruma tedbiri ile delil toplama faaliyetlerinin gerçekleştirildiği ve bu kapsamda sanıklar …, …, …, …, …; inceleme dışı sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … ile şüpheliler…, ……hakkında CMK’nın 135. maddesi uyarınca iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması kararlarının alındığı, yürütülen çalışmalar sonucunda; 2007/2755 sayılı soruşturma kapsamında 14.01.2008 tarihinde, 2008/193 sayılı soruşturma kapsamında ise 13.03.2008 tarihinde olmak üzere, Van’dan İstanbul’a getirilen iki ayrı suç konusu uyuşturucu maddelerin ele geçirildiği, anılan soruşturmalar sırasında elde edilen bilgiler neticesinde; sanık ve inceleme dışı sanıklar hakkında Van Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) nezdinde de 2007/1418 ve 2008/24 sayılı soruşturmaların yürütüldüğünün anlaşılması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) 14.01.2008 tarihinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeye ilişkin olarak 21.01.2008 tarihli ve 2755-11 sayılı; 13.03.2008 tarihinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeye ilişkin olarak da 07.04.2008 tarihli ve 897-63 sayılı yetkisizlik kararlarının verildiği ve her iki soruşturma dosyasının Van Cumhuriyet Başsavcılığına (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) gönderildiği,
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 22.12.2007 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) ise 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihlerinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddelere ilişkin olarak verilen yetkisizlik kararları üzerine, dosyaların gönderildiği Van Cumhuriyet Başsavcılığınca (CMK’nın mülga 250. maddesi ile görevli) yürütülen soruşturmalar neticesinde; sanıklar …… hakkında 05.02.2009 tarihli ve 75-60 sayılı, sanık … hakkında ise 23.10.2009 tarihli ve 442-400 sayılı iddianame kapsamında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davalarının açıldığı,
22.12.2007 tarihinde Bolu’da toplam net 55760 gram esrara ilişkin olay tutanağı içeriği ile diğer bilgi ve belgelere göre;
Sanıklar ile inceleme dışı sanıklar hakkında yürütülen iletişimin tespiti çalışmaları ve telefon görüşmelerine dayalı olarak gerçekleştirilen fiziki takip faaliyetleri kapsamında; sanık … tarafından temin edilip Van il merkezine getirilen uyuşturucu maddelerin İstanbul’a naklinin ve burada piyasaya arzının planlandığının, bu doğrultuda sanıklar … …..’ın uyuşturucu maddenin Van’dan İstanbul’a nakli için gerekli olan aracı ve şoför inceleme dışı sanık …’yi ayarladıklarının ve buna ilişkin olarak da süreç hakkında sanık …’i bilgilendirdiklerinin, nakle ilişkin organizasyon belirlendikten sonra sanıklar … …..’ın, 18.12.2007 tarihinde uçakla Van’dan İstanbul’a gittiklerinin ve aynı gün saat 17.40’da Atatürk Havalimanında sanık … ile buluştuklarının, Van’dan gönderilecek uyuşturucu maddeleri teslim almak için İstanbul’da bir araya gelen sanıklar … …..’ın, uyuşturucu maddelerin nakline ve teslim alınmasına ilişkin hususlarda sürekli olarak sanık … ile irtibat hâlinde olduklarının, uyuşturucu maddenin naklinde kullanılan ve şoförlüğünü inceleme dışı sanıklar…..’ın yaptığı …plaka sayılı, BMC marka kamyonun 21.12.2007 tarihinde Van’dan yola çıktığının, suç konusu uyuşturucu maddelerin aracın arka dingillerine gizlendiğinin, 22.12.2007 tarihi itibarıyla Bolu’ya yaklaşmakta olan kamyonun aynı gün akşam saatlerinde İstanbul’a giriş yapacağının, sanıklar … ….’ın da, suç konusu uyuşturucu maddeleri teslim almak amacıyla aynı tarihte İstanbul ili, Pendik ilçesi, Kurtköy mevkiinde bulunan dinlenme tesisinde, inceleme dışı sanıklar İbrahim ve Şaban’ı beklediklerinin tespit edildiği,
Teknik takip sonucu elde edilen bu bilgiler üzerine, uyuşturucu maddelerin Van’dan yola çıkarılmasından itibaren iletişimin tespiti çalışmaları ile takibini yapan Van İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği görevlilerince 22.12.2007 tarihinde operasyon kararı alındığı ve konuya ilişkin olarak Bolu İl Emniyet Müdürlüğüne; inceleme dışı sanık …’in yönetimindeki …plaka sayılı, BMC marka kamyonun dingillerinde uyuşturucu madde bulunduğu, söz konusu aracın Bolu’ya giriş yapacağı bilgisinin verildiği, bunun üzerine aynı gün Bolu İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Şube Amirliği görevlilerince Paşaköy otoban çıkışında tertibat alındığı, saat 19.30 sıralarında söz konusu aracın yaklaşmakta olduğu görülüp uygulama noktasında durdurulduğu, yapılan kimlik kontrolü neticesinde aracın şoför koltuğunda oturan şahsın inceleme dışı sanık … sağ ön koltukta oturanın ise inceleme dışı sanık … olduğunun tespit edildiği, konu hakkında bilgilendirilen Cumhuriyet savcısının verdiği yazılı arama emrine istinaden yapılan aramada; aracın arka dingillerine takılı sağ dış lastikte 43, sağ iç lastikte ise 14 olmak üzere toplam 57 paket hâlinde net 55760 gram suç konusu esrarın ele geçirildiği,
Suç konusu esrarın görevlilerce ele geçirilmesinden sonra yapılan telefon görüşmelerinin özetle;
23.12.2007 tarihinde saat 00.15’de;
Sanık …: Sen ne diyorsun.
Sanık …: Benim malımı yakalattılar.
Sanık …: İnşallah bizim ismimiz geçmez.
Sanık …: Bu saatten sonra hiç canın kıymeti yok Yılo.
23.12.2007 tarihinde saat 00.27’de;
Sanık …: Bu nasıl oldu, bu çocuklar bizim başımıza ne getirdiler.
Şüpheli …..: Bende anlayamadım.
Sanık …: Bozuk araba ile gönderdiniz, başımıza bir ton felaket açtınız. Bir Kayseri’ye indirdiniz, bir Bolu’ya indirdiniz, bir İzmit’e indirdiniz.
23.12.2007 tarihinde saat 15.07’de;
Cahit adlı şahıs: Ne yapıyorsun ….
Sanık …: Abi moraller kötü.
Cahit adlı şahıs: Neden. Neredesin seni bekliyorum.
Sanık …: Bir yerden haber bekliyorum. Biraz canımız sıkkın geldiğimde yüz yüze konuşuruz.
23.12.2007 tarihinde saat 16.28’de;
Sanık …: Paket etmişler dün gece.
Sanık …: Nerede.
Sanık …: Tam yerini söylemiyorlar. Ben seni haberdar ederim. Bakalım ne yapacağız. İnşallah bizim isimlerimizi patlatmamıştır.
Sanık …: O zaman telefonların hepsini atın.
24.12.2007 tarihinde saat 12.31’de;
Sanık …: Bolu’da kardeş. Şimdi abisi oraya doğru gidiyor. Abisi herkesin ismi geçecek bu listede, avukat tutun diyor.
Sanık …: Bolu’da …, Bolu’da. … akıllı ol, diğer lavuk da aranıyor. İsim falan verdirme. Verin bakalım cinayet olur. Hem malımızı götürdünüz hem de evimizi yıktınız.
24.12.2007 tarihinde saat 12.43’te;
Sanık …: … ile görüştüm az önce. O arkadaş Bolu’da trafik kazası yapmış. Doğruymuş ya.
Sanık …: Bolu’da. O şerefsiz bize de; gelin önüme geçin diyordu. Bizi de verecekti ya.
Sanık …: Yok onlardan can gitti, bizden de o gitti işte.
Sanık …: Bu bizim yanımızdaki.
Sanık …: Ona yol vereceğiz. … gelecek, konuşacağız. Adam alınmış.
Sanık …: Böyle bir şey olursa yarı yarıya diyorlardı.
Sanık …: Bir yolunu bulmamız lazım. Bu başkaları ile olmuyor. Bizim kendimiz yapmamız lazım. Bir burada adam falan her şeyi ayarlayacağız, bize bir araba lazım olacak. 7-8 milyar değerinde, biz 4-5 milyar buradan toplayıp gönderelim. 1-2 milyarda borçlu kalacağız, oraya gelince vereceğiz.
Sanık …: Tamam abi bakayım.
24.12.2007 tarihinde saat 12.53’te;
Sanık …: İsim verme. Telefonunu, kartını hepsini iptal et. Kaybet gitsin. Boşver kapat gitsin. Biz öğrenmişiz hepsini.
Şüpheli …..: Allah’ını seversen. Tamam. … biraz sonra gelecek, ben onunla görüşeceğim. Tamam, hadi görüşürüz.
24.12.2007 tarihinde saat 13.54’te;
Sanık …: Abi haberler kötü.
…..adlı şahıs: Niye.
Sanık …: Araba arıza yapmış. Vallahi canımız sıkkın.
Şeklinde olduğu,
Söz konusu görüşme içeriklerinden; sanıkların suç konusu esrarların Bolu’da görevlilerce ele geçirildiğini öğrendiklerinin ve yakalanmamak amacıyla önlem almaya çalıştıklarının anlaşıldığı,
Yürütülen soruşturma kapsamında; 22.12.2007 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgi ve irtibatı bulunduğu değerlendirilen inceleme dışı sanıklar …, …, …, …, … ve …’nın yakalandıkları,
Suç konusu 57 paket esrarı temin edip Van il merkezinde bir süre depo ettiren, İstanbul’a nakliyesi ve burada teslim alınabilmesi için sanıklar ……, … ve…. ile görüşmeler gerçekleştiren, görevlilerce ele geçirilmemiş olsa idi uyuşturucu maddeleri, adı geçenlerle birlikte İstanbul’da satışa arz edecek olan sanık …’in; uyuşturucu maddelerin Van’dan İstanbul’a naklini organize eden, bu bağlamda nakilde kullanılan aracı ve şoförü ayarlayan, nakil sırasında araç şoförü ile sürekli irtibat hâlinde olan, suç konusu esrarı teslim almak için Van’dan İstanbul’a giden sanıklar … ve … ….’nın; sanıklar … ve … …’yı İstanbul’da havalimanında karşılayan, adı geçenlerle birlikte uyuşturucu maddeleri inceleme dışı sanıklar İbrahim ve Şaban’dan teslim alacak olan sanık …’ın tüm aramalara rağmen bulunamadıkları, bunun üzerine haklarında Van 4. Ağır Ceza Mahkemesince 29.01.2008 tarihinde yakalama kararı çıkarıldığı,
14.01.2008 tarihinde İstanbul’da toplam net 29410 gram esrara ilişkin olay tutanağı içeriği ile diğer bilgi ve belgelere göre;
Devam eden iletişimin tespiti çalışmaları sırasında, 09.01.2008 tarihi itibarıyla sanık … ile inceleme dışı sanık …’in esrar temin etmek amacıyla görüşmelere ve faaliyetlere başladıklarının, ilerleyen aşamada da sanıklar….. ile inceleme dışı sanıklar … ve …’in bu sürece dahil olduklarının tespit edildiği,
Söz konusu görüşmelerin tarih ve saat itibarıyla özetle;
09.01.2008 tarihinde saat 11.13’te;
İnceleme dışı sanık …: Şimdi ben giderim, öğleden sonra dayı ile konuşurum. Dayıdaki güzel, bana verirse 10-15 tane çıkıp geleceğim.
Sanık …: Belli bir fiyat versin.
İnceleme dışı sanık …: Varsa bana verir, yoksa birkaç gün bekleyeceğim. Eğer diyorsan acil gönder, seninkini gönderirim.
Sanık …: Hallederiz, çözeriz onu.
İnceleme dışı sanık …: Tamam, ben buradayım, artık sorun çıkmaz, erken de gönderirim.
09.01.2008 tarihinde saat 15.48’de;
İnceleme dışı sanık …: Dayı ile görüşürüm, biraz verir bana.
Sanık …: Ben halledeyim kendi işimi diyorsun he.
İnceleme dışı sanık …: Beraber getiririm, maksat bir parti olsun.
Sanık …: Tamam o zaman kendin de gelirsin alırsın burada.
İnceleme dışı sanık …: Zaten kendim geleceğim.
Sanık …: Ona göre hareket et, ben hazırım.
İnceleme dışı sanık …: Ben yarın dayı ile görüşeyim.
09.01.2008 tarihinde saat 16.10’da;
Sanık …: Abi, sendeki arkadaşlar kaç tane idi?
Sanık …: Dandoda olan mı yoksa bende mi?
Sanık …: Sende kaç tane?
Sanık …: Sekiz tanedir.
Sanık …: O zaman ben sana birini yönlendirsem, sen yine dandodan çözersin, yine aynı şekil, aynı arkadaşlardır. Senin numaranı veriyorum, onunla görüşürsün ya da sana numarasını vereceğim.
Sanık …: Kaç tane abi.
Sanık …: On beş ya da yirmi tane.
Sanık …: Ben sana altı tane içerisinde göndereceğim, bunlar çok güzel.
Sanık …: Hepsi aynı doktorun, bizim mevzu.
Sanık …: Yok yok ayrı. İçinde panzehir var. Ben altı tane bir, iki, üç, dört, beş, altı yazdım üstüne. Burada yakındadır, öyle verim gitsin, yoksa ben kaldıracağım, uzağa götüreceğim.
Sanık …: Tamam ben halledeceğim. Dediğin gibi yirmiye tamam et.
Sanık …: Ben altı taneyi ayrı on dört taneyi ayrı göndereceğim.
09.01.2008 tarihinde saat 16.44’te;
Sanık …: Mesaj çekmişsin. Senin paranı gelip vereceğim.
İnceleme dışı sanık …: Bugün yanına gittik, yarın hallolur dedim, aklında bulunsun.
Sanık …: Yarın öğleden sonraya kadar paran yatacak.
İnceleme dışı sanık …: Abi bizim olsa canın sağolsun, bir ay sonra gönder. Buraya gelsen görürsün ortamı.
Sanık …: Yarın bir aksilik olmaz ise kesindir. Gelemiyorum ki, cebimde param yok. Benim de gelmem lazım, işim de yok burada.
İnceleme dışı sanık …: Bekle, bekle biz geleceğiz.
09.01.2008 tarihinde saat 16.55’te;
Sanık …: Şimdi orada sekiz tane hazırdır. Belki fazlasını hallettiririm. Ona göre kendi hazırlığını yap. Bu akşam da istersen görüştürürüm.
İnceleme dışı sanık …: Tamam o zaman ben karşı tarafla görüşeyim. Bir gelişme olursa bana dönersin.
09.01.2008 tarihinde saat 17.04’te;
Sanık …: Ben ulaştım oraya. Sen şimdi söyle.
Sanık …: Oraya diyeyim, okeyleteyim, sana numarasını vereyim, görüşün.
Sanık …: Tamam.
09.01.2008 tarihinde saat 17.05’te;
Sanık …: Senin numaranı ona veriyorum. Seni arayacak. Görüş, bu akşam bana haber ver. Tamam dediğim şekildir.
İnceleme dışı sanık …: Tamam.
09.01.2008 tarihinde saat 17.05’te;
Sanık …: Kalem kâğıt al bul, sana numarayı vereyim. 0536 467 9060, onu ara, görüşün, bana haber ver. (İnceleme dışı sanık …’un numarası)
Sanık …: Tamam.
09.01.2008 tarihinde saat 17.54’te;
Sanık …: Ben o dandodakine o işi dedim. Bu akşam görüştürüyorum burada. Burada çay bahçesinde çay içsinler. Halledeceğim. Seni haberdar edeceğim. Dandoyu bulamıyorduk, ulaşmış, tamamdır.
Sanık …: Tamam nasıl uygun görüyorsan öyle yap.
09.01.2008 tarihinde saat 18.22’de;
İnceleme dışı sanık …: Ben bir on beş yirmi dakikaya o adamın yanına gideceğim. Arkadaşın yanına gideceğim.
Sanık …: Tamam
09.01.2008 tarihinde saat 18.23’te;
Sanık …: Git o arkadaşı bir gör, sonra işi halledersiniz. Hemen yanına git.
Sanık …: Tamam.
09.01.2008 tarihinde saat 19.45’te;
İnceleme dışı sanık …: Arkadaşın yanındayım. Biraz para gerekiyor. Masraf için gerekiyor.
Sanık …: Ben sana yetiştiririm.
İnceleme dışı sanık …: Ben zaten dayı ile görüşeyim, belki bir şey verir bana.
Sanık …: Öyle hallet.
10.01.2008 tarihinde saat 11.33’te;
İnceleme dışı sanık …: Abi bize yetişirsin bugün. Mesai bitmeden.
Sanık …: Evet kardeş. Öğleden sonra gelecek, ben size haber veririm.
İnceleme dışı sanık …: Tamam haber ver.
10.01.2008 tarihinde saat 14.40’ta;
Sanık …: … telefona cevap vermiyor. Bugün para çıkartacak.
İnceleme dışı sanık …: Ben onu ararım, konuşurum. … parayı çıkarsa ben geleceğim.
Çünkü dayıya ters düşeceğiz o para gelmez ise, benim gelmem için dayının bir şey vermesi gerekir. Sanık …: Sen yine gel. Benimki fazladır, bunların mazotu bir şeyi yok.
İnceleme dışı sanık …: Bana 700-800 milyon para lazım.
Sanık …: Yarın sabah gönderirim. O zaman sen işi çöz.
İnceleme dışı sanık …: Ben bu akşam işi alıyorum. Sende bana yarın havale çıkar. Burada gönderici, alıcı nasıl yapalım.
Sanık …: Sen onun ayarını yap, sen alacaksın. Sen gel burada al, o bildiğin yerde. Bugün alırsan onlara sahip çık.
İnceleme dışı sanık …: Bana geçince önce Allah’a, sonra bana emanet.
10.01.2008 tarihinde saat 17.30’da;
İnceleme dışı sanık …: Arkadaşı gördüm tamamdır.
Sanık …: Konuştuğumuz gibi, sen kendin geliyorsun.
İnceleme dışı sanık …: Yarın öğlene kadar bir şeyler yap bana, ben çıkıp geleceğim. …’ye de söyle yarın şey yapsın.
Sanık …: Tamam, onunla da konuştum şimdi, beraberiz o da hallediyor.
11.01.2008 tarihinde saat 10.26’da;
İnceleme dışı sanık …: Veysi bana evde bidonlar var, iki tane büyük var dedi. Evde iki bidon fazla var, eğer sığmazsa onlara, üç yaparız dedi.
İnceleme dışı sanık …: Bilmiyorum, başka şeyi değiştirme, aynısından olsun. Veysi’ye aynısı olsun de.
İnceleme dışı sanık …: Ben aldım şeyleri, Veysi benden daha mı iyi bilecek. Eğer yarısından taşarsa üzerine katarız. Taşmaz ise iki yaparız.
İnceleme dışı sanık …: Üç tane yapın. Çöp çoktur. Sen de git yardım et, başında dur, dediğim gibi yap, güzel bir şey.
11.01.2008 tarihinde saat 10.49’da;
İnceleme dışı sanık …: Adem iki taneye sığmaz, üç taneye koyalım dedi. O senin dediğin evdekiler, ondan daha mı küçük.
İnceleme dışı sanık …: Küçük.
İnceleme dışı sanık …: Az koyalım onlara. Sen koyma hazırla, ben geliyorum. Çünkü on tanesi ayrıdır. İçinde on tane olan kutu, on taneyi birisine koy. İstersen başla ben gelene kadar.
İnceleme dışı sanık …: Tamam olur, şey yaparız.
11.01.2008 tarihinde saat 11.21’de;
Sanık …: On dakika içinde postaneye yatırıyorum.
Tahsin: ….un adına mı?
Sanık …: Senin adına. Tam bir milyar net para yatırıyorum. Aldığım para budur. Masrafları kendi cebimden veriyorum.
Tahsin: Sen gelmeyecek misin?
Sanık …: Ben mecbur bekliyorum.
11.01.2008 tarihinde saat 11.42’de;
İnceleme dışı sanık …: Yarın çıkacağım buradan. O geçen seferki adam, beraber gidip alacağız, işte ama o adamın isminde olacak para burada, benim ismimde para olacak Van’da. Bana o ismi tekrar mesajla gönder.
Sanık …: ….. Yarım saat sonra sana çağrı atacağım, senin ismine göndereceğim parayı. Bir milyar 100 milyon …’nin parası, yedi yüz milyon da ben gönderiyorum sana.
11.01.2008 tarihinde saat 12.09’da;
Sanık …: Bir milyar düz gönderdim.
İnceleme dışı sanık …: Bir milyar yüz gönderecektin.
Sanık …: Aldığım parayı gönderdim. Yüz kalmış, onu da bir ara gönderirim.
11.01.2008 tarihinde saat 11.42’de;
İnceleme dışı sanık …: Geleceğim oraya beraber gideceğiz. Her şeyi ayarlarız. Ben gelirim orada sorun çıkmaz. Yeter ki kaza bela olmasın.
Sanık …: Tamam.
11.01.2008 tarihinde saat 13.41’de;
İnceleme dışı sanık …: Ne yaptınız.
İnceleme dışı sanık …: İki tane büyük getirdik. Elli kilo şey.
İnceleme dışı sanık …: Ara söyle, iki buçuk ile üç arası gitsin.
İnceleme dışı sanık …: Tamam, üçte oraya getirsin.
11.01.2008 tarihinde saat 13.43’te;
İnceleme dışı sanık …: Saat üçte götür. Dönünceye kadar telefonunu kapat, bataryasını da sök.
İnceleme dışı sanık …: Tamam.
11.01.2008 tarihinde saat 15.16’da;
İnceleme dışı sanık …: Verdim.
İnceleme dışı sanık …: Kimin adına verdin.
İnceleme dışı sanık …: Kendi adıma verdim.
11.01.2008 tarihinde saat 16.21’de;
Sanık …: Ne var ne yok.
Sanık …: Uğraşıyoruz. O biri de tamamdır, diğeri de yarın köye geliyor.
Sanık …: Sen pazartesi bu şimdikileri hallet, diğerlerini kitle, çık gel.
Sanık …: O birilerini bitirdikten sonra, anladın onu, kitledikten sonra.
Sanık …: Yok, öbürünü kitle, bunu bitir, o diğerini kitle kalsın. Bir türlü bela var.
12.01.2008 tarihinde saat 15.26’da;
İnceleme dışı sanık …: Geldim, Pendik’teyim abi. Akşam Aksaray’a yanına geleceğim.
Sanık …: Gel, Aksaray’dayım.
13.01.2008 tarihinde saat 15.13’te;
Sanık …: Ne yapıyorsun? Değişik bir şey var ise görüşelim.
Sanık …: Uğraşıyoruz işte. Görüşeceğiz, yarın kesin görüşeceğiz. Tamam mı? Gitmeye gerek yok hiçbir yere.
Sanık …: Tamam.
13.01.2008 tarihinde saat 19.35’te;
Sanık …: Ben yarın sabah o arkadaşlarla görüşüyorum.
Sanık …: Allah kaza bela vermesin.
Şeklinde olduğu,
Yapılan teknik takip çalışmalarından elde edilen bu görüşmelerden; sanık … ile inceleme dışı sanık …’un, Van’dan İstanbul’a gönderilmek üzere inceleme dışı sanık … tarafından….. adına kargoya verilen ve içinde yüklü miktarda uyuşturucu madde bulunduğu anlaşılan, ….. kod numaralı peynir bidonlarını teslim almak için 14.01.2008 tarihinde, Kağıthane ilçesi, ….. adresinde faaliyet gösteren kargo şubesine gideceğinin tespit edildiği, bunun üzerine İstanbul Narkotik Şube Amirliği görevlilerince 14.01.2008 tarihinde saat 08.30 sıralarında söz konusu şubeye gidilip konu hakkında çalışanlarına bilgi verildikten sonra, şubenin içinde ve dışında tertibat alındığı, saat 11.25 sıralarında sanık … ile inceleme dışı sanık …’un, şubenin bulunduğu sokak üzerinde yürüdüklerinin ve bir süre sonra da inceleme dışı sanık …’un, sanık …’dan ayrılıp kargo şubesine girdiğinin, dışarıda bekleyen sanık …’ın ise çevreyi gözetlediğinin görüldüğü, içeriye giren inceleme dışı sanık …’un, … adına gelen kargo gönderisini sorup cebinden çıkardığı… adına düzenlenmiş kimlik belgesini kargo çalışanlarına ibraz ettiği, kargo görevlisi tarafından düzenlenen teslim tutanağını imzalayan inceleme dışı sanık …’un, kendisine verilen iki adet çuvalı teslim alacağı esnada görevlilerce yakalandığı, bu sırada dışarıda etrafı gözetlemekte olan sanık …’ın da, çevrede tertibat alan diğer görevlilerce yakalandığı, sanık ile inceleme dışı sanığın üzerinde yetkili kolluk amirinin yazılı arama emrine istinaden yapılan aramada; sanık …’ın montunun iç cebinde net 4,3 gram, inceleme dışı sanık …’un montunun sol cebinde ise net 0,3 gram esrar ele geçirildiği, görevlilerce muhafaza altına alınan iki adet çuvalın Cumhuriyet savcısının huzurunda incelenmek üzere emniyete götürüldüğü, burada Cumhuriyet savcısının huzurunda mahkemeden alınan adli arama kararına istinaden çuvallardan çıkarılan iki adet plastik bidonda yapılan aramada; birinci bidonda 16, ikinci bidonda 14 olmak üzere toplam 30 paket hâlinde net 29410 gram suç konusu esrarın ele geçirildiği,
Suç konusu uyuşturucu maddelere ilişkin olarak sanık … ve inceleme dışı sanık … ile sürekli irtibat hâlinde olan, uyuşturucu maddelerin temini ve nakli aşamalarında sanık … ile birlikte Van’da bulunan inceleme dışı sanık …’a para gönderen sanık …’nın, 14.01.2008 tarihinde saat 11.45 sıralarında Fatih ilçesi,…. adresinde faaliyet gösteren otelin, 402 numaralı odasında, suç konusu esrarı inceleme dışı sanıklar Mesut ve Adem ile birlikte peynir bidonları içine yerleştiren ve Van’daki kargo şirketine teslim eden inceleme dışı sanık …’nin, 14.01.2008 tarihinde, saat 19.45 sıralarında Van merkezde bulunan ikametinde, inceleme dışı sanıklar …… ile uyuşturucu maddeleri nakle hazır hâle getiren ve inceleme dışı sanık … ile birlikte uyuşturucu maddelerin kargo yoluyla Van’dan İstanbul’a gönderilmesini organize eden inceleme dışı sanık …’in ise aynı gün ve saatte çalışmakta olduğu Aras Kargo/Van merkez şubesinde yakalandığı,
Uyuşturucu madde ticaretine ilişkin olarak sanıklar … ve ….ile irtibat hâlinde olan, suç konusu uyuşturucu maddelerin bir kısmını inceleme dışı sanık …’a Van’da teslim eden sanık … ile suç konusu uyuşturucu maddelerin temini ve nakli aşamalarını takip eden ve bu süreçte sanıklar … ve…. ile irtibat hâlinde olan sanık …’in, tüm aramalara karşın 14.01.2008 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddelere ilişkin yürütülmekte olan soruşturma kapsamında yakalanamadıkları,
13.03.2008 tarihinde İstanbul’da toplam net 23520 gram esrara ilişkin olay tutanağı içeriği ile diğer bilgi ve belgelere göre;
22.12.2007 tarihinde Bolu’da, 14.01.2008 tarihinde ise İstanbul’da ele geçirilen suç konusu esrarlara ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında uyuşturucu maddelerle ilgi ve irtibatları bulunduğu değerlendirilen, ancak yapılan tüm araştırma ve aramalara rağmen yakalanmaları mümkün olmayan sanıklar ……’ın teknik takiplerine devam edildiği, yapılan iletişimin tespiti çalışmaları neticesinde; sanıklar….’ın, 14.01.2008 tarihinde yakalanıp tutuklanan sanık …’ın durumu hakkında görüştüklerinin, hatta cezaevinde bulunan sanık …’ın sanık … ile telefon aracılığıyla irtibat kurduğunun, 17.02.2008 tarihi ve sonrası itibarıyla sanıklar …..inceleme dışı sanıklar …… arasında uyuşturucu madde temini ve nakli konularında görüşmelerin ve bu doğrultuda faaliyetlerin gerçekleştirildiğinin tespit edildiği,
Söz konusu bu görüşmelerin tarih ve saat itibarıyla özetle;
12.02.2008 tarihinde saat 15.20’de;
Sanık …: …’dan bir haber var mı?
Sanık …: Önceki gün görüştük, o telefon açtı.
Sanık …: Ne diyordu. Bir şey söylemiyor muydu?
Sanık …: Yok abi, ayakkabı, elbise istedi.
Sanık …: Sen gönder o elbiseleri, arkadaşımız birkaç gün içinde sizi arayacak.
Sanık …: Göndereceğim.
15.02.2008 tarihinde saat 22.01’de;
Sanık …: Ne yapıyorsun, geldiler mi, kimse geldi mi? Yetişti mi?
Sanık …: Evet yetişti.
Sanık …: … mı geldi? Doktorun işi görüldü mü?
Sanık …: O gelmedi, başkası geldi.
Sanık …: Avukat gelecek mi? Benim bu telefonumu kimseye söyleme, görüştüğünü de söyleme.
Sanık …: Tamam.
17.02.2008 tarihinde saat 12.47’de ;
Sanık …: Yarın bu arkadaşımız çıkacak, buraya gelecek. Onlar buraya geldiği zaman, ben yine aynı şekilde farklı bir şeyler göndereceğim.
Sanık …: Abi hiçbir şey yapamadım. Ona verdiğimi de sağdan soldan borç alıp vermiştim.
Sanık …: Yarın bunları da farklı, güzel bir şekilde yolcu edeceğim, gelsin. Farklı bir şekilde göndereceğim, çıkacağım yani. Ne var ne yok, hepsini öyle komple indireceğim, yani tek sefer artık ne olursa.
Sanık …: Tamam.
18.02.2008 tarihinde saat 13.48’de;
Sanık …: Arkadaşları göndereceğim, köye bekliyoruz. Farklı bir durum vardır. Güzel bir şekilde çözeceğiz.
Sanık …: Tamam, ben şimdi semte geçer geçmez seni göreceğim.
18.02.2008 tarihinde saat 19.15’te;
İnceleme dışı sanık …: Arkadaş gelecekti, yirmi, yirmi beş kilo peynir getirsin
Sanık …: Nasıl?
İnceleme dışı sanık …: Yirmi, yirmi beş kilo peynir ver, İstanbul’a getirsin.
Sanık …: Ben seni on beş dakika sonra arayacağım.
18.02.2008 tarihinde saat 21.29’da;
Sanık …: Arkadaşımız …ı bekliyorum, gitmiş köye. O arkadaşımız ne şekilde isterse, nereye isterse götürürüm.
İnceleme dışı sanık …: Evet, peyniri ver gönder.
Sanık …: Senin orada bir, iki gün beklemen lazım. …ı göndereceğim, gelsin İstanbul’a.
İnceleme dışı sanık …: Beklerim sorun olmaz. O diğer arkadaş sorunumu çözüyorsa, onun gelmesine gerek yok.
Sanık …: O çözer, o da gelsin.
İnceleme dışı sanık …: Yirmi, yirmi beş kilo peynir, güzel, temiz ver gelsin.
Sanık …: Tamam. Birkaç gün içinde yani kazasız belasız toparlayıp senin yanına gelecek.
İnceleme dışı sanık …: Bende paran hazır. Olmazsa sen onunla görüşürsün, o peyniri ver getirsin.
19.02.2008 tarihinde saat 11.13’te;
Sanık …: Ben çocuğu gönderdim. Şimdi yatırır, bir buçuk milyar gönderdim. Sen ona tatlı bir şekilde konuş. Yarın öğleden sonra sağlam bir havalemiz gelir. Siz bana çıkar çıkmaz beş, altı tane vereceksiniz. Size iki milyar fazla vereceğiz diğer şey için.
Sanık …: Tamam.
Sanık …: Tatlı bir şekilde konuş ve bağla.
Sanık …: Gönderenin ismini söylersin.
19.02.2008 tarihinde saat 21.58’de;
Sanık …: Buradan bir şeyler yapacağız, çok farklı şeyler gelecek. Arkadaş oradadır, bir şeylere ihtiyacı olur, biliyorsun.
Sanık …: Ararım onu.
Sanık …: Bir şeyler yapabilirsen, ufak tefek buradaki adama göndersin.
Sanık …: Burada bir, iki kişiden borç aldık, onları kapatamadık daha, hızlı hareket edemiyoruz.
Sanık …: Nasıl piyasa durgun mu?
Sanık …: Sağa sola hareket edemiyoruz. Fazla isim çıkmış.
Sanık …: Dikkatli ol.
21.02.2008 tarihinde saat 06.45’te;
Sanık …: Ya o kuşlar gelmiş, sen gelemezsen.
İnceleme dışı sanık …: Gelirim, neredesiniz?
Sanık …: Oradayım. O bendeki kuşlar değil, diğer kuşlar, dediğim kuşlar var ya.
İnceleme dışı sanık …: He.
Sanık …: Ayıkisen, o köyde …ın getireceği şeyler. Sana zahmet biraz erken gelsen.
İnceleme dışı sanık …: Tamam.
26.02.2008 tarihinde saat 19.22’de;
Sanık …: … geldi mi buraya?
Sanık …: Yarın uçağa bindireceğiz. Yarın gelecek Cumartesi görüşeceksiniz.
Sanık …: Sen ne zaman geleceksin?
Sanık …: Ben de ondan birkaç gün sonra geleceğim.
28.02.2008 tarihinde saat 15.21’de;
İnceleme dışı sanık …: Zeki Güzel hamamının oraya gel.
İnceleme dışı sanık …: Ben hastayı, hastaneye bıraktım. Arabayı bıraksam oraya alabilir misiniz?
İnceleme dışı sanık …: O gitti, ben de kullanamıyorum, hamamın oraya gel. Seni bekliyorum.
29.02.2008 tarihinde saat 12.46’da;
Sanık …: O eşyaları kontrol et, değiştirmesinler.
Sanık …: Tamam.
29.02.2008 tarihinde saat 13.49’da;
Sanık …: Çok ayar abi, böyle üst ayar, yani böyle tas tamam.
İnceleme dışı sanık …: Abi gelsin ayarlarız, canlandırırız, bir şeyler yaparız.
Sanık …: Ben sana orada birini yönlendireceğim, gelip senin misafirin olacak, gereken neyse bırakacak, dönecek.
İnceleme dışı sanık …: Ben de onları bir yere indiririm. İhtiyaç oldukça oradan herkese şey yaparız.
29.02.2008 tarihinde saat 19.00’da;
Sanık …: Tamamdır kardeş.
Sanık …: Baktın mı? Onlardır.
Sanık …: Evet.
01.03.2008 tarihinde saat 13.40’ta;
Sanık …: Arkadaşlarla oturduk, … ve …ın sana selamı var.
Sanık …: Gelmiyor musun bu tarafa?
Sanık …: Yarın ya da öbür gün … uçağa binecek. Birkaç gün sonra da ben gelirim.
06.03.2008 tarihinde saat 17.54’te;
Sanık …: İndin mi?
İnceleme dışı sanık …: Evet, geliyorum. Merter’deyim.
Sanık …: Tamam, görüşürüz.
06.03.2008 tarihinde saat 19.49’da;
İnceleme dışı sanık …: Seni bekliyorum.
İnceleme dışı sanık …: Sen gittin mi?
İnceleme dışı sanık …: Evet, artık seni bekliyorum. Orada oturduk seni bekliyoruz.
İnceleme dışı sanık …: Tamam, arkadaşlara selam söyle, ben seni ararım, ona göre yemeği hazırladığım zaman ben sana derim, filan saatte gel diye.
08.03.2008 tarihinde saat 13.46’da;
Sanık …: Kaydı vermedi mi?
İnceleme dışı sanık …: Daha vermedi.
Sanık …: Ne diyor araba için.
İnceleme dışı sanık …: Geliyorum, gelip sana veririm.
10.03.2008 tarihinde saat 13.31’de;
Sanık …: Aldın mı arabanın kaydını?
İnceleme dışı sanık …: Yok, daha bekliyorum.
Sanık …: Biz de bekliyoruz, hiçbir hareket yapamıyoruz.
10.03.2008 tarihinde saat 19.43’te;
İnceleme dışı sanık …: Arabası arıza yapmış. Dün, bugün yaptırmış, gece orada burada. Sanık …: Bu gece arayacak.
İnceleme dışı sanık …: Arayacak, sen telefonunu kapatma.
11.03.2008 tarihinde saat 10.37’de;
İnceleme dışı sanık …: Abi bir şey gelseydi, arkadaşa ulaşamadım.
İnceleme dışı sanık …: İnşallah bir kaza bela yoktur.
İnceleme dışı sanık …: Vallahi bilmiyoruz, sessiz sedasız kaldı, bilmiyoruz.
11.03.2008 tarihinde saat 13.16’da;
İnceleme dışı sanık …: Benim yanımdaki eşyalar var ya, o eşyalar üç parçadır. Büyük parçadır. Onları böleyim mi? Sor, ona göre bana haber ver.
İnceleme dışı sanık …: Gelmedin mi daha?
İnceleme dışı sanık …: Çıkmışım, o eşyayı paket paket yapacağım. Yolda çok kar var. …’yı geçtim.
İnceleme dışı sanık …: Seni bekliyorum.
11.03.2008 tarihinde saat 14.32’de;
İnceleme dışı sanık …: Abi aradı beni.
Sanık …: İnşallah bugün köye ulaşır.
İnceleme dışı sanık …: Yoldayım dedi. Kar dolayısıyla bekliyor.
11.03.2008 tarihinde saat 22.26’da;
Sanık …: Arabanın kaydını aldın mı?
İnceleme dışı sanık …: Daha alamadım, yakındır alırım.
12.03.2008 tarihinde saat 21.27’de;
Sanık …: Bu akşam bir yere indirecekler, ben seni yönlendireceğim.
İnceleme dışı sanık …: Tamam, o kahvaltılıklar bu tarafa gelseydi abi.
13.03.2008 tarihinde saat 12.35’te;
Sanık …: Hazır olun, bugün verecekler.
İnceleme dışı sanık …: Tamam.
13.03.2008 tarihinde saat 17.10’da;
İnceleme dışı sanık …: Zeytinburnu’na gir, dur bir dakika arkadaşı veriyorum.
İnceleme dışı sanık …: Nereye.
İnceleme dışı sanık …: Abi yollarını bekliyoruz, gel.
İnceleme dışı sanık …: Nerede buluşalım? Bir saatlik yolum var. Zeytinburnu’nda Demirciler sitesinde var ya, oraya gel.
İnceleme dışı sanık …: Sen ambarlara gel, beni ara.
İnceleme dışı sanık …: Tamam.
13.03.2008 tarihinde saat 17.13’te;
İnceleme dışı sanık …: Misafirlerimiz gelmiş. Bir saat sonra görüşüyoruz. Ben bu telefonu kapatacağım, sana yeni telefonla mesaj atarım.
Sanık …: Sen onları sağlama al, bir yere indir, biz seninle ondan sonra görüşürüz.
Şeklinde olduğu,
Yapılan teknik takip çalışmalarından elde edilen bu görüşmelerden; Van’dan İstanbul’a nakledilmek istenen uyuşturucu maddelerin sanıklar … ile … tarafından temin edildiğinin, adı geçenlerle irtibat hâlinde olan inceleme dışı sanık …’in nakil için gerekli olan aracı ve şoförü ayarladığının, bu bağlamda inceleme dışı sanık … ile görüştüğünün, nakle ilişkin ayrıntılar belirlendikten sonra inceleme dışı sanık …’in, sanıklar … ve …ın bilgisi dahilinde uyuşturucu maddeleri inceleme dışı sanık …’a Van’da teslim ettiğinin, teslimatın yapılmasından sonra inceleme dışı sanık …’in, sanık … tarafından uyuşturucu maddelerin karşılanması amacıyla uçakla İstanbul’a gönderildiğinin, inceleme dışı sanık …’in burada, sanık …’in bilgisi ve talimatı dahilinde sanık … ve inceleme dışı sanık … ile bir araya geldiğinin, İstanbul’da buluşan adı geçenlerin, Van’dan İstanbul’a hareket eden ve içinde suç konusu uyuşturucu maddeler bulunan inceleme dışı sanık … yönetimindeki aracı beklemeye başladıklarının, sanık …’ın kardeşi olan inceleme dışı sanık …’ın da, gerek sanık … gerekse sanık … vasıtasıyla uyuşturucu maddelerin naklinden haberdar olduğunun ve adı geçenlerle birlikte hareket ettiğinin, nakil için gerekli olan masrafların sanık … ile inceleme dışı sanıklar …, … ve … tarafından finanse edilmeye çalışıldığının anlaşıldığı,
Devam ettirilen iletişimin dinlenmesi çalışmaları kapsamında; inceleme dışı sanıklar … ve …’ın, araç ile Van’dan İstanbul’a uyuşturucu madde getiren inceleme dışı sanık …’ı karşılamak amacıyla, 13.03.2008 tarihinde saat 19.50 sıralarında Zeytinburnu ilçesi, Demirciler Sitesi, Ambarlar Caddesinde bulunduklarının tespit edilmesi üzerine, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Amirliği görevlilerince, aynı gün saat 20.00 sıralarında söz konusu adrese gidildiği, görevlilerce çevrede yapılan incelemede; inceleme dışı sanık …’ın cadde üzerindeki Star 12 adlı kıraathanenin önünde beklediğinin görüldüğü, takip edilmeye başlanan adı geçenin, bir süre sonra yolun karşısına geçip içinde inceleme dışı sanıklar … ve …’ün bulunduğu, park hâlindeki 23 FU 996 plaka sayılı, Kia marka kamyonetin şoför koltuğuna oturduğunun, yaklaşık beş dakika sonra da elindeki bir adet spor çanta ve poşet ile araçtan inip cadde üzerinde yürüdüğünün görülmesi üzerine, operasyon kararı alınıp cadde üzerindeki inceleme dışı sanık …’ın, araçtaki inceleme dışı sanıklar … ile…’ın ve Star 12 adlı kıraathanenin yaklaşık yüz metre ilerisinde inceleme dışı sanık …’ı bekleyen inceleme dışı sanık …’in yakalandığı, yetkili kolluk amirinin yazılı arama emrine istinaden inceleme dışı sanık …’ın elindeki çanta ve poşette yapılan aramada; spor çantada 4, poşette 1 olmak üzere toplam 5 paket hâlinde net 23520 gram suç konusu esrarların ele geçirildiği,
Ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddelerle ilgi ve irtibatı bulunanlardan; inceleme dışı sanık …’ın 14.03.2008 tarihinde İstanbul’da, inceleme dışı sanık …’in ise aynı tarihte Van’da yakalandıkları, inceleme dışı sanık …’in işlettiği çay ocağının üzerinde bulunan ve sanık … ile birlikte kullandığı tespit edilen dairede, mahkemeden alınan adli arama kararına istinaden yapılan aramada; mutfak tezgâhının üzerinde, gazete kâğıdına sarılı hâlde net 57 gram esrar ele geçirildiği,
Yürütülen soruşturma kapsamında; haklarında Van 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.01.2008 tarihli yakalama kararı bulunan sanık …’ın 09.03.2008 tarihinde İstanbul’da, sanık …’in 31.03.2009 tarihinde Bingöl’de yakalandıkları, 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihlerinde İstanbul’da ele geçirilen uyuşturucu maddelerle irtibatlı olan sanık … hakkında Van 4. Ağır Ceza Mahkemesince 21.04.2008 tarihinde yakalama kararı verildiği ve adı geçenin 28.06.2008 tarihinde yakalandığı,
Erzurum Kriminal Polis Laboratuvarının 05.02.2008 tarihli raporu ile İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 16.01.2008 ve 14.03.2008 tarihli raporlarına göre;
1- 22.12.2007 tarihinde Bolu’da ele geçirilen net 55760 gram, yeşil renkli maddenin, THC etken maddesi içeren toz esrar olduğu,
2- 14.01.2008 tarihinde İstanbul’da ele geçirilen 30310 gram, toz ve topaklar hâlindeki yeşil renkli maddeden net 29410 gram, 13.03.2008 tarihinde İstanbul’da ele geçirilen 23920 gram, toz ve topaklar hâlindeki yeşil renkli maddeden ise net 23520 gram esrar elde edilebileceği,
Anlaşılmıştır.
Sanık … aşamalarda; farklı tarihlerde ele geçirilen suç konusu esrarları … ile İranlı Ahmet ve Nizam’dan satın aldığını, …’ın açık kimlik bilgilerini bilmediğini, sanıklar … ve … … ile birlikte uyuşturucu madde ticareti yapmak için anlaştıklarını, kendilerini … ile inceleme dışı sanık …’in, İranlı şahıslarla ise Raif’in tanıştırdığını, Van’a getirdikleri esrarları sanık …’ın depolayıp sakladığını, nakil kısmında ise kiracı denen şahısları kullandıklarını, her olayda ayrı ayrı ve yeni kiracılar bulduklarını, kiracıları genelde sanıklar … … ile …’ın ayarladığını, kendisi ile inceleme dışı sanık …’in Başkale ile Van arasındaki trafiği, Van ile İstanbul arasındaki ulaşımı ise sanıklar … ile … …’nın organize ettiğini, bu işi başlangıçta yalnızca bir kez yapmayı planladıklarını, ancak Van’dan gönderilen uyuşturucu maddelerin, sürekli ele geçirilmesi nedeniyle işin içine daha fazla girmek zorunda kaldıklarını, Raif ve İranlı şahısların paralarını talep etmeleri üzerine yeni işler, sevkiyatlar yapmak zorunda kaldıklarını, sanıklar … … ile …’ın yakalanıp cezaevine girmeleri üzerine bütün borçların kendisine kaldığını, ayrıca cezaevinde bulunan adı geçenlerin kendileri ve aileleri için yardım talep ettiklerini, borçlardan kurtulabilmek ve yardım isteklerini karşılayabilmek amacıyla uyuşturucu madde ticaretine devam ettiğini, herkesin kendi çıkarı için bu işe giriştiğini, ancak borçlar arttıkça daha da fazla uyuşturucu madde ticaretine bulaştıklarını,
Sanık … aşamalarda; 14.01.2008 tarihinde ele geçirilen esrarı sanık … ile birlikte satın aldıklarını, daha sonra söz konusu maddeyi sanık …’a teslim ettiğini, adı geçenin de inceleme dışı sanık …’a teslim ettiğini, inceleme dışı sanık …’un da esrarları peynir bidonuna yerleştirdiğini, daha sonra adı geçenle birlikte uyuşturucu maddeleri karşılamak amacıyla uçakla Van’dan İstanbul’a gittiklerini, Bolu’da 22.12.2007 tarihinde ele geçirilen esrar İstanbul’a sorunsuz getirilseydi kendisinin pazarlayacağını, aralık ayında yaptığı telefon görüşmelerinin tamamının Bolu’da ele geçirilen uyuşturucu maddeye ilişkin olabileceğini, Bolu’da ele geçirilen uyuşturucu maddeleri de sanık …’in gönderdiğini, ancak kime gönderildiğini bilmediğini, Bolu’da ele geçirilen esrar satılmış olsa idi sanık …’nın da bu işten pay alacağını,
Sanık … aşamalarda; 22.12.2007 tarihinde Bolu’da ele geçirilen esrarların sanık … tarafından Van’daki evine getirildiğini, nakliye işleri ile… ve …adlı şahısların ilgilendiğini, adı geçenlerin araca zula yaptıklarını, taşımaya ilişkin paranın İstanbul’dan sanık … tarafından gönderildiğini, daha sonra sanık … ile birlikte uçakla Van’dan İstanbul’a gittiklerini, Van’dan İstanbul’a gönderilen uyuşturucu maddeleri Gebze ilçesindeki bir dinlenme tesisinde teslim alıp İstanbul’a getireceklerini, ancak uyuşturucu maddelerin Bolu’da ele geçirildiğini öğrendiklerini,
Sanık … aşamalarda; 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli olaylara ilişkin suçlamaları kabul ettiğini, 14.01.2008 tarihinde İstanbul’da kargoda ele geçirilen esrar için olaydan yaklaşık on gün önce Van’da sanık … ile yüz yüze görüştüklerini, adı geçenin kendisine sekiz kilogram civarındaki esrarı emaneten bıraktığını, sanık …’ın bir gün sonra da ismi Dando olan bir şahıs ile kendisini tanıştırdığını, sanık …’ın Dando’da bir miktar uyuşturucu madde bulunduğunu, söz konusu maddeyi adı geçenden alıp inceleme dışı sanık …’a teslim etmesini istediğini, teklifi kabul edip Dando’dan paket hâlinde toplam yirmi iki kilogram esrar teslim aldığını, daha sonra ise sanık …’dan ve Dando’dan aldığı esrarları birleştirip toplam otuz kilogram esrarı paket hâlinde inceleme dışı sanık …’a teslim ettiğini, 13.03.2008 tarihinde İstanbul’da inceleme dışı sanık …’da ele geçirilen esrarı sanık …’in getirdiğini, ardından söz konusu esrarı inceleme dışı sanık …’a teslim ettiğini,
Sanık … aşamalarda; ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgi ve alakasının bulunmadığını, uyuşturucu maddelerin kime ait olduğunu ve kimlere gönderildiğini bilmediğini, uyuşturucu maddelerin İstanbul’daki karşılayıcısı, depolayıcısı ve piyasaya sürücüsü olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini, yaptığı görüşmelerin uyuşturucu madde ticaretine ilişkin olmadığını, sanık …’in ara sıra Van’dan İstanbul’a kendisini ziyarete geldiğini, bu ziyaretler sırasında adı geçenin yanında esrar da getirdiğini, esrar kullanıcısı olduğu için sanık …’den kullanım amacıyla esrar alıp içtiğini, suçlamaları kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
TCK’ya hâkim olan ilke gerçek içtimadır. Bunun sonucu olarak, kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza söz konusu olacaktır. Nitekim bu husus Adalet Komisyonu raporunda da; “Ceza hukukunun temel kurallarından birisi, ‘kaç fiil varsa o kadar suç, kaç suç varsa o kadar ceza vardır’ şeklinde ifade edilmektedir. Bunun istisnaları, suçların içtimaı bölümünde belirlenmiştir. Bu istisnalar dışında, işlenen her bir suçla ilgili olarak ayrı ayrı cezaya hükmedilecektir. Böylece verilen her bir ceza, bağımsızlığını koruyacaktır.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu kuralın istisnalarına TCK’nın suçların içtimaı bölümünde, 42 (bileşik suç), 43 (zincirleme suç) ve 44. (fikri içtima) maddelerinde yer verilmiştir.
Zincirleme suç, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 80. maddesinde; “Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar artırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
765 sayılı TCK’nın 80. maddesinde zincirleme suçun varlığının kabulü bakımından gerekli birinci koşul; farklı zamanlarda işlenmiş olsalar dahi ortada birden çok suçun olması, ikinci koşul; bu suçların yasanın aynı hükmünü ihlal etmesi ve nihayet üçüncü koşul da; suç işleme kararında birlik bulunmasıdır.
Buna karşın 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin ilk fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” biçiminde zincirleme suç düzenlemesine yer verilmiş, ikinci fıkrasında; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.” denilmek suretiyle aynı neviden fikri içtima kurumu hüküm altına alınmış, üçüncü fıkrasında ise; “Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.” düzenlemesi ile zincirleme suç ve aynı neviden fikri içtima hükümlerinin uygulanamayacağı suçlar belirtilmiştir.
TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrasındaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı hâllerde aslında işlenmiş birden fazla suç olmasına karşın, fail bu suçların her birinden ayrı ayrı cezalandırılmamakta, buna karşın bir suçtan verilen ceza belirli bir miktarda artırılmaktadır.
TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrası uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için;
a- Aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi,
b- İşlenen suçların mağdurlarının aynı kişi olması,
c- Bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlenmesi gerekmektedir.
765 sayılı TCK’da yer alan “muhtelif zamanlarda vaki olsa bile” ifadesi karşısında, aynı suç işleme kararı altında birden fazla suçun aynı zamanda işlenmesi durumunda diğer koşulların da varlığı hâlinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi olanaklıdır. Nitekim, 765 sayılı TCK’nın yürürlüğü zamanında bu husus yargısal kararlarla kabul edilmiş ve uygulama bu doğrultuda yerleşmiştir.
5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin 1. fıkrasında bulunan, “değişik zamanlarda” ifadesinin açıklığı karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için suçların farklı zamanlarda işlenmesi gerektiği konusunda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, aynı mağdura, aynı zamanda, aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda tek suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu hâlde zincirleme suç hükümleri uygulanarak artırım yapılamayacak, ancak bu husus TCK’nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önüne alınabilecektir.
Ayrıca, kanunda aynı zaman ve değişik zaman kavramları konusunda bir açıklık bulunmadığından ve önceden kesin saptamaların yapılması da olanaklı olmadığından, bu husus her somut olayın özelliği göz önüne alınarak değerlendirilmeli ve eylemlerin değişik zamanlarda işlenip işlenmediği belirlenmelidir.
İşlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebilecektir. Yine de suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, bu suçların aynı suç işleme kararı altında işlendiğini ya da işlenmediğini her zaman göstermeyecektir. Diğer bir anlatımla, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebileceği gibi, kısalığı da her zaman kararın yürürlükte olduğunu göstermeyebilecektir. Diğer taraftan, hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmeler yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirme her olayda ayrı ayrı ve diğer şartlar da dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle, başlangıçta belirli bir süre geçince suç işleme kararı yenilenmiş ya da değişmiş olur demek, soyut ve delillerden kopuk bir değerlendirme olacaktır.
Görüldüğü üzere, zincirleme suçun oluşumu için işlenen suçlar arasında ne kadar zaman geçmesi gerektiği konusunda genel ve mutlak bir kural koymak mümkün olmadığından, hangi zaman aralığıyla işlenirse işlensin, işlenen suç başlangıçtaki suç işleme konusundaki tek karara dayanıyor ise zincirleme suç hükümleri uygulanacak, ancak işlenen suç failin yeni bir suç işleme kararına dayanıyorsa artık zincirleme suç söz konusu olmayacaktır.
Suç kastından daha geniş bir anlamı içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade etmektedir. Önce suç işleme kararı verilmekte ve bundan sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilmektedir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların her birinde ayrı suç kastları, bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer almaktadır.
Aynı suç işleme kararı altında suç işlenmesi her biri ayrı ayrı suç teşkil eden fiilleri birbirine bağlayan ve olaya zincirleme suç özelliğini veren subjektif bir bağdır. Sanığın çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle suç işlediği ya da suç işleme kararının yenilendiği durumlarda aynı suç işleme kararından söz edilemeyeceğinden, zincirleme suç hükümleri uygulanmayacaktır.
Zincirleme suçtan söz edebilmek için failin, başlangıçta genel bir niyet ve suç işleme kararı ile aynı suçu aynı mağdura karşı birden fazla kez işlemesi gerekmektedir. Buna göre suç işleme konusunda tek kararı olmayıp ikinci eylemde suç işleme kararı yenilenmiş ise her bir fiil bağımsız suç olarak kabul edilecek ve zincirleme suç söz konusu olmayacaktır. Sanığın iç dünyasına ilişkin olan bu gereklilik sübjektif bir şart olup mahkemelerce denetime imkan sağlayacak şekilde tespit edilerek karara yansıtılması gerekecektir.
Failin, iç dünyasına ait bir kavram olan bir suç işleme kararı, her somut olayın özelliğine göre;
1) Suçun işleniş biçimi,
2) Suçun işlenmesindeki özellikler,
3) Fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı,
4) Fiiller arasında geçen süre,
5) Korunan değer ve yarar,
6) Hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği,
7) Olayların oluşum ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler,
Değerlendirilerek failde bir suç işleme kararının bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir.
Ceza Genel Kurulunun konuya ilişkin 03.12.2013 tarihli ve 1475-577, 30.05.2006 tarihli ve 173-145, 08.07.2003 tarihli ve 189-207, 13.10.1998 tarihli ve 205-304, 20.03.1995 tarihli ve 48-68 ile 02.03.1987 tarihli ve 341-84 sayılı kararlarında aynı suç işleme kararı kavramından, kanunun aynı hükmünü birçok kez ihlal etme hususunda önceden kurulan bir plan, genel bir niyetin anlaşılması gerektiği, bu bağlamda failin suçu işlemeden önce bir plan yapmasının veya bu suça niyet etmesinin, fakat fiili bir defada yapmak yerine, kısımlara bölmeyi ve o surette gerçekleştirmeyi daha uygun görmesinin, hareketinin önceki hareketinin devamı olmasının ve tüm hareketleri arasında subjektif bir bağlantı bulunmasının anlaşılması gerektiği kabul edilmiş, ilk eylemle ikinci eylem arasında makul sayılamayacak uzunca bir sürenin geçmesinin, sanığın aynı suç işleme kararıyla değil, çıkan fırsatlardan yararlanmak suretiyle suçu işlediğini gösterdiği belirtilmiştir.
Öğretide ise aynı suç işleme kararının, kanunun aynı hükmünü müteaddit defa ihlal etmek hususunda önceden kurulan bir plan ve genel bir niyet anlamında bulunduğu (Sulhi Dönmezer-Sahir Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza hukuku, Beta Basım Yayım, 14. bası, İstanbul, 1997, s. 528 vd), çok genel bir birliğin, genel bir saik birliği sonucuna götüreceği, saik birliğinin, kararda birliği meydana getiremeyeceği, suç saiki, niyeti, amacı ile kararının karıştırılmaması gerektiği, yine fırsat çıktığı zaman suç işlemek için verilen genel bir kararın, müteselsil suçun bu sübjektif şartını oluşturmayacağı (Türkan Yalçın Sancar, Mütesessil Suç, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1995, s. 70 vd), failin çıkacak her fırsattan yararlanmak hususunda genel ve soyut bir kararının varlığının aynı suç işleme kararının kabulünü gerektirmeyeceği (Kayıhan İçel, Suçların İçtimaı, İstanbul, 1972, s. 136-137; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 6. bası, Ankara, 2013, s. 490), kanunda kullanılan karar tabirinden anlaşılması gerekenin, failin daha baştan itibaren birden fazla suçu kısım kısım işlemeye yönelik tasavvuru olduğu, önceden bir plan yapmış, niyetini oluşturmuş, fakat bunu bir defada gerçekleştireceği yerde, kısımlara bölmeyi ve o suretle gerçekleştirmeyi daha uygun görmüş ve bu plana göre hareket etmiş olduğu için zincirleme suçun kabul edildiği (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2011, s. 507), zincirleme suç halinde failin somut fiile ve fiillerin bütününe yönelik olmak üzere iki iradesinden söz edilebileceği, zincirleme suç işlemeye yönelik iradenin, yani bir suç işleme kararının her bir suça ilişkin kasıttan önce geldiği (Hamide Zafer, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayımcılık, 3. Bası, İstanbul, 2013, s. 475), zincirleme suçun sübjektif şartının bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen suçlar arasında manevi bir bağ bulunması olduğu (İzzet Özgenç, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, 9. bası, Ankara, 2013, s. 553), suçların işleniş biçimindeki benzerlik, aynı türden fırsatları değerlendirme, suçla korunan hukuki değer, hareketin yöneldiği maddi konunun nitelik ve başkalıkları ve suçlar arasındaki zaman aralığı gibi dışa yansıyan veri ve davranışlardan yararlanılarak tespit edilecek olan bir suç işleme kararının kanunun aynı hükmünü ihlal etmek hususundaki failin genel planı olduğu (… Emin Artuk-Ahmet Gökçen-Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yayınevi, 7. Bası, Ankara, 2013, s. 645-646) görüşleri ileri sürülmüştür.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Sanık …’in 22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008; sanıklar … ve … …’nın 22.12.2007 ve 14.01.2008; sanık …’ın 22.12.2007 ve 13.03.2008; sanık …’ın 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarının sabit olduğu konusunda Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında herhangi bir uyuşmazlığın ve bu kabulde dosya içeriği itibarıyla bir isabetsizliğin bulunmadığı dosya kapsamında;
Her bir olayda suç konusu uyuşturucu maddelerin görevlilerce ele geçirilmesi sonrasında naklin gerçekleşmediğini, uyuşturucu maddelerin alıcı şahıslara ulaşmadığını bilen ve haklarındaki kararlara rağmen yakalanamayan sanıkların, uyuşturucu madde temin edip nakletmek amacıyla yeniden harekete geçmeleri, bu kapsamda sanıkların, dosyadaki iletişimin denetlenmesi tutanaklarından da anlaşıldığı üzere farklı zamanlarda aldıkları ayrı ve yeni kararlar doğrultusunda tekrardan uyuşturucu madde temin etmek amacıyla görüşmeler yapmaları ve temin ettikleri esrarların Van’dan İstanbul’a nakline ilişkin olarak da birbirinden farklı yöntem ve organizasyonlar gerçekleştirmeleri, sanıkların 22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli eylemlerine iştirak eden inceleme dışı sanıkların birbirlerinden farklı kişiler olmaları ve bu hâliyle de her bir nakil eylemini farklı bir grupla organize etmeleri, ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddelerin miktarları ile toz ve kubar esrar şeklinde farklı niteliklere sahip oluşları dikkate alındığında; 22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli suçlara konu uyuşturucu maddelerin aynı bütünün parçaları olduklarının ve önceden kurulmuş bir plan ve genel niyet dâhilinde kısımlara bölünüp farklı zamanlarda nakledildiklerinin kabulünün mümkün olmaması, diğer sanıklardan farklı olarak hem 22.12.2007 hem de 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından sorumlu tutulan ve bu bağlamda tüm temin ve nakil organizasyonlarında daha etkin bir rol üstlenen sanık …’in aşamalarda; uyuşturucu madde ticaretini başlangıçta yalnızca bir kez yapmayı planladıklarını, ancak Van’dan gönderilen uyuşturucu maddelerin sürekli ele geçirilmesi nedeniyle işin içine daha fazla girmek zorunda kaldıklarını, kendilerine uyuşturucu madde temin eden kişilerin paralarını talep etmeleri üzerine yeni işler ve sevkiyatlar yapmak zorunda kaldıklarını, ayrıca sanıklar … … ile …’ın yakalanıp cezaevine girmeleri üzerine bütün borçların kendisine kaldığını, adı geçenlerin kendileri ve aileleri için yardım talep ettiklerini, borçlardan kurtulabilmek ve yardım isteklerini karşılayabilmek amacıyla uyuşturucu madde ticaretine devam ettiğini savunması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanık …’in 22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008; sanıklar … ve … …’nın 22.12.2007 ve 14.01.2008; sanık …’ın 22.12.2007 ve 13.03.2008; sanık …’ın ise 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli eylemleri arasında kastı da içine alıp ondan önce gelen bir suç işleme kararından, diğer bir deyişle söz konusu eylemleri ortak bir zemine taşıyan subjektif bir bağdan söz edilemeyeceği, her bir sanığın ilk suç işleme kararlarından bağımsız olarak yeni bir suç işleme kararının icrası kapsamında hareket ettiği, bu hâliyle önlerine çıkan yeni fırsatlardan yararlanmak suretiyle sonraki suçları işledikleri, dolayısıyla sanıkların eylemlerinin ayrı ayrı suçları oluşturduğu ve inceleme konusu olaylar bakımından zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; “Sanık …’un 22.12.2007, 14.01.2008 ve 13.03.2008; sanıklar … ve …’ın 22.12.2007 ve 14.01.2008; sanık …’nun 22.12.2007 ve 13.03.2008; sanık …’ın ise 14.01.2008 ve 13.03.2008 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarını, ayrı suç işleme kararına dayandırarak gerçekleştirdiklerini ve bu kapsamda her bir eylemin müstakil suçu oluşturacağını kabul eden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu ile aramızda görüş ayrılığı doğmuştur.
Uyuşmazlığın çözümü için, 5237 TCK’nın 43/1. maddesinin, teoride benimsenen görüşlerden yararlanılması suretiyle açıklanmasından sonra, Türk Ceza Kanunu’nun 3. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi ve ceza kanununun amacı ile birlikte değerlendirilerek benzer olaylardaki yargı kararlarından yararlanılması suretiyle somut olayımızda TCK’nın 43/1. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
765 sayılı Kanun müteselsil suçu tanımlarken mağdurun aynı olması şeklinde bir şart getirmemesine karşın, bazı yazarlar tarafından hayat, vücut bütünlüğü, hürriyet, cinsel özgürlük gibi münhasıran kişiye ait değerleri ihlâl eden suçların zorunlu olarak teselsül dışında kaldığı savunulmuş, ancak mala karşı işlenen suçlarda mağdurlar farklı olsa da suç işleme kararının değişmeyebileceği kabul edilmiştir. Yargıtayın bu konudaki kararları aynı yönde olmamakla birlikte, kişilik haklarına karşı işlenen suçlarda müteselsil suçun kabul edilmediği, mala ve topluma karşı işlenen suçlarda ise çok büyük bir çoğunlukla kabul edildiği görülmektedir.
Bu hususta en dikkat çekici yorumlardan birisi Manzini tarafından yapılmıştır. Manziniye göre; sübjektif şartın ortadan kalkması için farklı kişilerin menfaatlerinin zarara sokulmuş veya tehlikeye konulmuş olması yeterli değildir. Ayrıca söz konusu menfaatlerin kanun tarafından kolektif olarak değil ferdi olarak göz önüne alınmış olması gerekir. Böyle olunca birden çok kişinin yaralanmasında kural olarak müteselsil suç kabul edilemez. Oysa İ.C.K’nın 440. maddesinde öngörülen hâlde, birden çok kişinin sağlığının tehlikeye konulmuş olması, müteselsil suçun reddini gerektirmez. Çünkü bu hâlde sağlık, ferdi bir değer olarak değil, kolektif bir değer olarak dikkate alınmıştır. Farklı kişilerin yaralanmasında ise fail her bir yaralama fiilinde, yeni bir suç işleme kararı vermektedir. Çünkü bu fiillerin kimlere karşı işlendiği fail için önem taşımaktadır. Fakat, hırsızlık suçunun kimlere karşı işlendiği fail bakımından hiç bir önem taşımayabilir. Ayrıca, ceza kanunları hırsızlığı cezalandırırken A’nın veya B’nin malını himaye etmemekte, aksine genel olarak malı himaye etmektedir. Mal, kolektif bir değer olarak değil, ferdileştirilmeleri, belli kimselere ait olmaları önem taşımayan bir değer olarak göz önüne alınmaktadır.
Yasa koyucu tarafından 765 sayılı TCK’nın 80. madde uygulanmasından kaynaklanan sorunları çözmek amacıyla bir taraftan 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için mağdurun aynı olması şartı getirilirken diğer taraftan da farklı mağdurlara karşı aynı zaman dilimi içerisinde işlenen aynı suçlar açısından 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenleme yapılarak işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilmesinin sağlanması istenmiştir.
TCK’nın 43. maddesinin 1 ve 3. fıkralarında düzenlenen zincirleme suçun, dördü nesnel (objektif), birisi öznel (sübjektif) olmak üzere toplam beş şartı bulunur. Bunlardan nesnel şartlar; 1- Birden çok eylemin bulunması, 2- Eylemlerin her birinin farklı zamanlarda işlenmesi, 3- Eylemlerin aynı suçu oluşturması, 4- Aynı suçun birden çok kez aynı kişiye karşı işlenmesidir.
Öznel şart ise; birden çok suçun, bir suç işleme kararının gerçekleştirilmesi kapsamında işlenmesidir.
Somut olayımızdaki uyuşmazlık konusunu çok yakından ilgilendirdiği için nesnel şartlar arasında yer alan mağdurun aynı olması ile öznel şart olan bir suç işleme kararından ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde durulması gerekmektedir.
TCK’nın 43. maddesinin ilk hâlinde mağduru belli olmayan suçların aynı suç işleme kapsamında çok sayıda işlenmesi hâlinde zincirleme suçun uygulanıp uygulanmayacağı konusunda açıklık bulunmamakta bu durum hem uygulamada hem de öğretide tereddütlere yol açmaktaydı. Zincirleme suçun düzenlendiği TCK’nın 43. maddesinin değişiklikten önceki ilk hâlinde; bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda zincirleme suçun gerçekleşebileceği düzenlemekteydi. Görüldüğü üzere bu hâlde zincirleme suç ancak mağdurun belli olduğu durumlarda ve aynı kişiye karşı eylemin gerçekleştirilmesi hâlinde uygulanacaktı. Buna göre mağduru belli olmayan suçlarda ise aynı suç işleme kapsamında da olsa her hareket ayrı birer suç olarak kabul edilip faile cezaların birleşmesi (gerçek içtima) kuralları uygulanacaktı. Oluşan bu tereddüdü ve adaletsiz durumu gidermek için 5237 sayılı TCK henüz yürürlüğe girmeden 29.6.2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanun’un 6. maddesiyle, 43. maddenin 1. fıkrasına eklenen ‘Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.’ tümcesiyle bu sorun giderilmiştir. Buna göre özellikle topluma, millete ve devlete karşı suçlar bölümünde yer alan ve diğer bölümlerdeki aynı nitelikteki suçlarda mağdur, toplumu oluşturan bireylerin ayrı ayrı hepsi olduğu için bu suçlardan birisinin aynı suç işleme kararıyla birden çok işlenmesi halinde zincirleme suç söz konusu olacaktır.
Suçların Aynı Suç İşleme Kararının İcrası Kapsamında İşlenmesi:
Zincirleme suçun yukarıda açıklanan objektif nitelikli şartlarının yanı sıra ayrıca sübjektif nitelikli bir şart bulunmaktadır. Bu şart zinciri oluşturan suçların aynı suç işleme kararı ile işlenmiş olmasıdır. Zincirleme suç bakımından karesteristik unsur, kurucu unsur, bu unsurdur. Bu unsur, birden fazla bağımsız suç arasındaki öznel bağı gösterir ve birden fazla suça tek ceza verilmesinin gerekçelerinden birini oluşturur.
Zincirleme suça asıl özelliğini veren sübjektif şarttır. O nedenle bu şartın tespiti konusunda daha somut daha belirleyici ifadelerin kullanılması gerekir. Ancak ne şekilde ifade edilirse edilsin tamamen failin iç dünyasına ilişkin olan bu şartın olayda gerçekleşip gerçekleşmediğini anlayabilmek kolay değildir. Failin zihni bir faaliyetini açıklamak için hangi terimler kullanılırsa kullanılsın eksik kalacaktır. Nitekim tamamen failin dışa yansıyan davranışlarıyla varlığı saptanmaya çalışılan bu şartı ifade etmek için kullanılan plan kavramı da İtalyan uygulamasında zor yorumlanmıştır.
Sübjektif şart, zincirleme suçta bulunan her bir suç için verilen münferit kararlardan farklıdır. Münferit somut istemleri birleştiren psikolojik bir bağdır. Zincirleme suçu oluşturan her bir suçun manevi unsuru zorunlu olarak ayrıdır. Aynı ve tek olan şey ister bir suç işleme kararının icrası ister suç işleme kararında birlik isterse planda birlik densin, bağımsız kastları birleştiren ve bu nedenle kasttan başka bir anlam ifade etmek zorunda olan psikolojik bir olgudur. Bu kavram; suç kastı kavramından derece derece uzaklaştırılarak genelleştirilebilir. Fakat çok genel bir birlikte genel bir saik birliğine kadar varabilir. Hırsızlığı kendisine meslek edinmiş bir kimsenin, birden çok hırsızlık suçları işlemesinde, hayatını gayrimeşru bir şekilde sürdürmek bakımından, genel bir saik birliği mevcuttur. Fakat bu suçlara zincirleme suç denemez. Kanun suç kararında birlik aramakta, saik üzerinde durmamaktadır.
Bu şartın önceden kurulması gereken bir plan şeklinde anlaşılması fakat plan kavramının da çok katı bir şekilde yorumlanmaması gerekir. Suç faaliyetinin icrasında, davranışın şeklinin ve araçların ayrıntılı olarak programlanması olarak anlamak aşırılıktır. Bu şekildeki bir değerlendirme, kurumu somut gerçekliğin dışına çıkarmak olur. Fiili durumlar değişkendir ve suç faaliyetine daha sonra katılabilecek fiillerin, objektif ve sübjektif şartların tahmini bir öngörüsü yeterlidir. Aksi halde; ev sahibinin olmadığı günlerde bir evi soymayı planlayan ve icraya koyan, daha sonra ev sahibinin daha çok uzun bir süre evinde bulunmayacağını öğrenen hırsızın hırsızlığa karar verip devam etmesi zincirleme suç sayılamayacaktır ki bu doğru değildir.
Suç kastından daha geniş bir anlamı içeren suç işleme kararı, suç kastından daha önce gelen genel bir karar ve niyeti ifade eder. Önce suç işleme kararı verilir ve bundan sonra bu genel kararın icrası farklı zamanlardaki suçlarla gerçekleştirilir. Kararın gerçekleştirilmesi için gerekli suçların herbirinde ayrı suç kastları, bir başka deyişle bir suç için gerekli olan maddi ve manevi unsurlar ayrı ayrı yer alır. Böylece suç işleme kararı denilen genel plân, niyet veya karar, zinciri oluşturan ve her biri birbirinden bağımsız olan suçları birbirine bağlayan ortak bir zemin olur.
Suç işleme kararının yenilenip yenilenmediği, birden çok suçun aynı karara dayanıp dayanmadığı aynı zamanda suçlar arasındaki süre ile de ilgilidir. İşlenen suçların arasında kısa zaman aralıklarının olması suç işleme kararında birlik olduğuna; uzun zaman aralıklarının olması ise suç işleme kararında birlik olmadığına karine teşkil edebilir. Yine de çeşitli suçlar arasında az veya çok uzun zaman aralığının var olması, tek başına bu suçların aynı suç işleme kararının etkisi altında işlendiği ya da işlenmediği anlamına gelmeyecektir. Diğer bir anlatımla, sürenin uzunluğu kararın yenilendiğini düşündürebileceği gibi, kısalığı da her zaman kararın yürürlükte olduğunu göstermeyebilecektir. Diğer taraftan hukuki veya fiili kesintiler olduğunda farklı değerlendirmelerin yapılması mümkündür. Ancak bu değerlendirme her olayda ayrı ayrı ve diğer şartlar da dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu nedenle suç işleme kararının yenilendiğine ya da suç işleme kararının devam ettiğine ilişkin önceden bir zaman dilimi belirlemek isabetli bir yaklaşım olmayacaktır. Failin iç dünyasını ilgilendiren bu kararın varlığının her olayın özelliğine göre suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluşum ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler değerlendirilerek belirlenecektir.
Sübjektif şart, bir fiille diğer fiil arasına, faili planı esaslı şekilde değiştirmeye sevk eden nedenlerin girmesi hâlinde ortadan kalkar. Bu her somut olayda gözlenmesi, incelenmesi gereken bir husustur, kesin ölçütler koymak mümkün değildir. Ancak bazı durumlar bu konuda, bir suç işleme kararının bulunup bulunmadığı konusunda yargıca yol gösterebilir.
Suçların işleniş şekilleri: Suçların işleniş şekillerinin birbirine benzemesi ve bağlantılı olması sübjektif şartın varlığını gösteren bir işaret olarak kabul edilebilir. Örneğin hırsızlıkta kullanılacak araçların çalınması ile bu araçlardan yararlanarak işlenen suç arasında zincirleme suç ilişkisi olabilir. Örneğin bir kuyumcunun önce anahtarlarını çalıp sonra da dükkanı soymak gibi.
Suçların işlenme zamanları: Bu konudaki değerlendirmeler mağdurun aynı kişi olması hâlinde geçerli olacaktır. Çünkü artık farklı kişilere karşı tek bir hareketle işlenen suçlar arasında zincirleme suç ilişkisi olabileceğine göre, bu suçların farklı zamanlarda da işlenmeleri mümkün olmayacaktır. Aynı kişiye karşı işlenen suçlar arasında az veya çok bir zaman aralığının olması, bu suçların aynı suç işleme kararıyla işlenmediklerini göstermez. Kanun değişik zamanlarda suçların işlenmesinden söz etmiş, böylece belirli olmayan bir zaman aralığını kabul etmiştir. Zamanın uzunluğu, kısalığı her ne kadar bir sonuca ulaşmada kesin ölçüt değilse de tamamen göz ardı edilebilecek bir husus da değildir. Sübjektif şartın varlığı genellikle suçlar arasındaki zaman aralıklarıyla ters orantılıdır. Bununla beraber, suçların çok kısa aralıklarla işlenmeleri de her zaman aynı suç işleme kararıyla hareket edildiğini göstermez.
Suçların işlendikleri yer: Suçların farklı yerlerde işlenmeleri, aynı suç işleme kararının bulunmadığını gösteren kesin bir delil olamaz. Buna karşılık suçların aynı yerde işlenmeleri, suç işleme kararındaki birliğin bir işareti olarak kabul edilebilir.
Yargıtaya göre aynı suç işleme kararı:
1- Benzer fırsatları değerlendirme, 2- Suçun yöneldiği maddi konunun (kişi yada şeyin) nitelik ve başkalıkları, 3- Olaysal olarak suçun işlenmesindeki özellikler, 4- Suçların işleniş biçimi, 5- Fiillerin işlendikleri yer ve zamanı, 6- Fiiller arasında geçen süre, 7- İhlal edilen değer ve yarar ile korunan değer ve yarar, 8- Olayların oluşum ve gelişimi ile tüm özellikler değerlendirilerek belirlenecektir.
Sonuç olarak suç işleme kararındaki birliğin, suç işleme kastından derece derece uzaklaşılarak, ancak suç işlemeye sevk eden genel bir saike de varılacak şekilde ifrada kaçılmadan, her somut olayın özelliğine göre TCK’nın 3 maddesindeki orantılılık ilkesinin de göz önünde bulundurulması suretiyle belirlenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu somut olayımızda; Yerel Mahkeme tarafından sanıkların her bir olayda yeni bir uyuşturucu madde ticareti için yeni arayışlara girmiş olmaları ve suç işleme kastının yenilendiği gerekçe olarak gösterilmek suretiyle her eylemden dolayı ayrı ayrı verilen mahkûmiyet hükümleri, temyiz incelemesin yapan Yargıtay Yüksek 10. Ceza Dairesi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden onanarak Yerel Mahkemenin yerinde olmayan gerekçelerinin doğru olduğu dolaylı bir şekilde kabul edilmiştir.
Suç işleme kararı insanın iç dünyasıyla başka bir deyişle insan zihniyle ilgili bir durumdur. Suç işleme kararının bir sokağa, ya da semte ya da herhangi bir coğrafi bölgeye bağlanmasının insan zihnine coğrafi sınırlar yada engeller konabileceği anlamına gelir ki; bunu başarabilecek herhangi bir beşeri gücün olamayacağı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkacaktır. Zincirleme suçta, gerçek içtima kuralının uygulanmamasının asıl sebebi, suçlar arasındaki sübjektif bağdır; bu unsurun bulunmaması zincirleme suça ilişkin hükmün uygulanmasına engeldir. ( Neslihan Göktürk, Fikri İçtima, Adalet Yayınevi)
Sonuç itibariyle; somut olayımızda eylemler arasında sübjektif bağın bulunmadığına dair somut herhangi bir verinin bulunmadığı dikkate alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerekirken, sanıkların yeni bir uyuşturucu madde ticareti için yeni arayışlara girmiş olmaları ve suç işleme kastının yenilendiği gibi yerinde olmayan gerekçelere yer veren Yerel Mahkeme tarafından her olayda ayrı ayrı ele geçirilen uyuşturucu maddelerin bağımsız suçları oluşturacağından bahisle sanık … hakkında üç ayrı suçtan, sanıklar …., …, … ve … hakkında ise ik ayrı suçtan verilen mahkûmiyet kararlarının doğru olduğunu kabul eden sayın çoğunluğunun görüşüne iştirak edilmemiştir.” açıklamasıyla,
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi de; sanıkların eylemlerini aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, aralarında hukuki kesinti olmadan değişik zamanlarda işlemeleri nedeniyle zincirleme suçun oluştuğu dikkate alınarak; sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesinin birinci fıkrası gereğince bir cezaya hükmolunması ve aynı fıkra uyarınca cezalarının arttırılması gerektiği gözetilmeden, her suçtan ayrı ayrı mahkûmiyet hükümleri kurulması nedeniyle, Yerel Mahkemece kurulan hükümlerin bozulması ve bu kapsamda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle,
Karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmesi üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.02.2023 tarihinde yapılan birinci müzakerede yasal ve yeterli çoğunluk sağlanamadığından 01.03.2023 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.