Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2019/626 E. 2022/759 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/626
KARAR NO : 2022/759
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 268-391
Temyiz edenler : Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafileri
Sanıklar …, … ve …’ün nitelikli yağma suçundan beraatlerine ilişkin İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 08.07.2015 tarihli ve 53-239 sayılı hükümlerin Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 25.02.2016 tarih ve 9097-1776 sayı ile;
“Katılanın ilk celse beyanının tespit edilmesinden sonra sanıklar müdafilerinin katılana olaya ilişkin sorular sormak istedikleri, katılan vekilinin de talebiyle katılanın ruhsal durumu itibariyle sanıklar müdafileri tarafından sorulan sorulara cevap veremeyecek durumda olduğunun beyan edildiği gerekçesiyle, müdafilerin sorularının bir dahaki celse sorulmasına karar verildiği, bir sonraki duruşmaya katılanın gelmemesi üzerine de sanık … müdafisinin beyanına ve Cumhuriyet savcısının mütalaasına rağmen dosya kapsamı ile mevcut delil durumu gerekçe gösterilip katılanın yeniden çağrılarak dinlenmesine yer olmadığına karar verilerek 5271 sayılı CMK’nın 201. maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesince 28.12.2016 tarih ve 156-452 sayı ile; sanıkların nitelikli yağma suçundan TCK’nın 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 149/1-a-c-h, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve mahsuba hükmedilmiş, bu hükümlerin de sanık … ve sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 17.04.2018 tarih ve 3040-2956 sayı ile;
“Sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre mağdurenin kolyesi ile yüzüğünün sanıklar tarafından alındığı hususunda cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine gerekçesiz şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise 07.11.2018 tarih ve 268-391 sayı ile;
“…Mahkememizce Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; mahkememizce kabul edilen oluşun, sanıklar hakkında ayrı ayrı kesinleşen ve dosyamızdaki yargılamaya esas nitelikli yağma suçu ile aynı anda işlendiği kabul edilen nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının oluşuyla örtüşmesi, kabul edilen oluş çerçevesinde sanıkların üzerine atılı nitelikli yağma suçunu, nitelikli cinsel saldırı suçunun akabinde fakat katılanın hürriyetinin kısıtlandığı süre içerisinde gerçekleştiğinin katılanın olayın gerçekleşme şekline yönelik olarak aşamalarda duraksamaya yer vermeden, istikrarlı ve çelişkisiz beyanlarıyla desteklenmesi, katılanın aşamalardaki beyanlarında çantasının olayın gerçekleştiği anda yanında olduğunu, soruşturma aşamasında çantasından alınan bir şeyinin olmadığını, mahkememizdeki beyanında ise çantasında 40 – 50 TL civarında bir paranın bulunduğunu fakat bu parayı sanıkların mı aldığını yoksa düşürmüş mü olduğunu bilemediğini beyan etmesinden hareketle, katılanın istese olayın yağma boyutunu maddi açıdan genişletme ve sanıkların durumunu kötüleştirme imkanı varken bu duruma ilişkin beyanlarında ısrarla sadece altın kolyesinin ve yüzüklerinin yağmalandığını ileri sürmesi, olay nedeniyle tanzim olunan 22.09.2014 tarihli yer gösterme, 24.09.2014 tarihli katılanın giysilerine ilişkin muhafaza altına alma, 27.09.2014 tarihli araba arama ve de teşhis tutanaklarına yansıdığı hâliyle katılanın kolye ve yüzüklerinin yağmalandığının başından beri oluş içerisinde yer alması, tanıkların katılanın uzun süredir suça konu kolye ve yüzükleri taktığı, olay günü de katılanın üzerinde bu ziynetlerin takılı olduğu şeklindeki beyanları; bu hâliyle, katılanın itibar olunan beyanları doğrultusunda ve diğer delillerle desteklenmek suretiyle sanıklar hakkında kesinleşen nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları nazara alındığında, aynı delil durumunun mevcudiyeti ve mahkememizce kabul edilen oluşun bütünlüğünün somut delillerle ortaya konması nedeniyle atılı suçu ayırmanın ceza yargılaması ilkelerine ters düşmesi karşısında; her ne kadar sanıklar …, … ve … aşamalardaki savunmalarında suçlamaları reddedip, katılanın kendilerine iftira attığını, üzerilerine atılı suçu işlemedikleri yönünde inkara yönelik savunmada bulunmuş iseler de, katılanın aşamalardaki samimi olduğu kanaatine varılan anlatımları, bu anlatımları destekleyen ihbar tutanakları, katılana ait adli raporlar, 155 polis imdat telefonuna yapılan ihbarlara ilişkin ihbar çözümlerinin içeriği, Telekomünikasyon İdaresi Başkanlığından dosyaya getirtilen kayıtlar ve cevabi yazılar, tanık anlatımları, teşhis tutanakları ve tüm dosya kapsamı karşısında sanıkların inkara yönelik savunmalarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, sanıkların böylece isnat edilen iştirak hâlinde geceleyin, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte yağma suçlarını işledikleri yönünde hâkimler heyetinde tam vicdani kanaat hasıl olduğu,” gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların cezalandırılmalarına karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.05.2019 tarihli ve 22701 sayılı “Onama” istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 27.11.2019 tarih ve 4513-12834 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme sanıklar …, … ve … hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı nitelikli yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Olay tarihinde sanık …’in kullandığı arabanın arka koltuğunda sanıklar … ve …’un oturdukları, bu şekilde seyir hâlindeyken kaldırım üzerinde beklemekte olan katılanı gören sanık …’in katılan ile anlaşarak onu arabaya aldığı, katılanın arabanın ön yolcu koltuğuna oturduğu, bu şekilde seyir hâlindeyken arabanın arka koltuğunda bulunan sanıkları gören katılanın şaşırması üzerine sanık …’in “Sus, sesini çıkarma, sana zarar vermeyeceğiz, sadece işimizi göreceğiz.” dediği, arka koltuktaki sanıkların da katılanın boynunu ve ağzını tutukları, katılanın durumun farkına vararak kurtulmak amacıyla seyir hâlinde olan arabanın kapısını açarak inmeye çalıştığı ancak sanıkların kendisini tuttukları ve kapıları kilitledikleri, katılanın direnmeye çalıştığı ancak korkup bağıramadığı, bu şekilde yirmi dakika kadar gittikten sonra durdukları, sanıkların, katılandan soyunmasını istedikleri, “Burada ölmek istemiyorsan dediklerimizi yapacaksın, araçta bıçak var, yoksa seni keseriz.” dedikleri ve katılanı soymaya başladıkları, belirli aralıklarla ve sırayla katılanın rızası olmadan organ sokmak suretiyle cinsel ilişkide bulundukları, katılanın bir ara bacağında acı hissettiği ve sanıkların birinin elinde bir bıçak gördüğü, sanıkların katılana “Boynundaki kolye altın mı?” diye sordukları ve boynundan kolyesini aldıkları, parmağında bulunan iki adet altın yüzüğünü de zorla çıkartıp aldıkları iddiası ile kamu davası açıldığı,
Alsancak Nevvar-Salih İşgören Devlet Hastanesince düzenlenen 22.09.2014 tarihli ve 04.13 saatli genel adli muayene raporunda; katılanın hayati tehlikesinin bulunmadığını, sol diz üstünde 5 cm kesi, sağ ayak üstünde 4 cm sıyrık kesi, sol bacakta sıyrık ve kesiler tespit edildiği,
İzmir Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 22.09.2014 tarihli ve 15.29 saatli genel adli muayene raporunda; katılanın sağ kol iç yüzeyinde 2 cm.lik yüzeyel abrazyon, sol ön kol ekstansör yüzünde 7-8 cm.lik yüzeyel abrazyon, sol kol iç yüzünde multiple sayıda eski düzgün kesi skarı, sağ diz üzerinde 2-3 cm.lik yüzeyel abrazyon, sağ tibia ön yüzünde 2-3 cm.lik yüzeyel abrazyon, sol uyluk diz üzerinde 8-10 cm.lik yüzeyel abrazyon, sol tibia ön yüzünde 10 cm.lik yüzeyel abrazyon, sağ bacak arka yüzünde 5 cm.lik sıyrıklar, sağ gluteal bölgede 10 cm.lik ve 15 cm.lik yüzeyel abrazyon, sağ lomber bölgede 15 cm.lik eski operasyon skarı bulunduğunun bildirildiği,
22.09.2014 tarihinde 00.32-00.35 saatleri arasında Alsancak Semti, … … Bulvarı üzerinde bir bayanın zorla arabaya bindirildiği olayı ile ilgili 155 polis imdat hattına beş ayrı ihbarda bulunulduğu ve buna ilişkin bant kayıtlarının çözümlerinin yapıldığı,
22.09.2014 tarihli yer gösterme tutanağında; katılandan Karşıyaka istikametinden aracın ne tarafa doğru gittiğini göstermesi istendiğinde, arabanın arka tarafında oturan iki şahsın elleriyle ağzını ve gözünü kapattıkları için arabanın Altınyol’dan itibaren gittiği yönü ve yeri bilmediğini, arabayla otuz dakika kadar gittikten sonra şahısların arabayı durdurduğunu ve burada kendisine tecavüz edip altın kolye ve iki adet yüzüğünü aldıklarını, sanıkların kendisini olay gerçekleştikten sonra bırakmaları üzerine etrafta hiç aydınlatma olmayan dağlık bir alanda olduğunu anladığını, etrafta yerleşim yeri olmadığından sanıkların kendisini araçtan indirdikleri yeri kesinlikle bilmediğini beyan ettiğinin belirtildiği,
27.09.2014 tarihli canlı teşhis tutanağında; katılanın, olay günü kendisi ile pazarlık yaparak arabanın şoförlüğünü yapan, otele gitmeleri için anlaşan, ancak daha sonra arabayı başka yöne süren, dağda kendisine tecavüz eden, bıçak ile yaralayan, kolye ve yüzüklerini gasbeden şahıslardan birisinin 6. sırada bulunan sanık … olduğunu, kendisine tecavüz eden, yaralayan ve gasbeden diğer kişilerin de 1. sıradaki … ve 4. sıradaki … olduğunu kesin olarak teşhis ettiği, teşhise tabi altı kişinin yerleri değiştirilip tekrar sorulduğunda da 4. sıradaki …’ın eli dövmeli ve arabayı kullanan şahıs olduğunu, 2. sırada bulunan sanık … ile 6. sırada bulunan …’in kendisini kasten yaralayan, arabayla zorla götüren, kendisine tecavüz eden ve altın kolyesi ile yüzüklerini gasbeden şahıslar olduklarını kesin olarak teşhis ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan … kollukta; “Çalışmış olduğum düzenli bir işim yoktur. Geçimimi erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkiye girerek, eskortluk yaparak sağlarım. Dün yani 21.09.2014 günü ikametimde iken bir miktar alkol aldım. Daha sonra 22.09.2014 günü saat 00.00 civarında müşteri bulmak için Şair … Bulvarı No: 69-1/A üzerinde bulunan Arçelik Bayisinin oraya gittim. Kaldırım üzerinde beklemeye başladım. Gittiğimde … ve …isimli arkadaşlarım da aynı yerde bekliyordu. Bir süre sonra yanıma bir araç yanaştı. Araç içinde sadece şoför koltuğunda oturan 25 yaşlarında, esmer, sakallı, iki kolunda da dövme olan, sol kolunda eski kesi yarası olan, zayıf, normal şiveli erkek şahıs vardı. Şahsın üzerindeki kıyafetleri hatırlamıyorum. Şahıs bana kaç liraya ilişkiye girdiğimi sordu. Ben de kendisine 150 TL dedim ve şahıs kabul etti. Ben şüpheli bir durum olmadığı için aracın plakasını alma gereği duymadım. Alkollü olduğumdan dolayı da aracın markasını, modelini ve rengini hatırlamıyorum. Arkadaşlarım …ve … da 2 metre ilerimde duruyordu. Aracın ön tarafına oturdum ve araçla gitmeye başladık. Hocazade Camisinin karşısında bulunan sokağa girdik ve Yapı kredi Bankasını geçince birden aracın arka koltuğundan yüzlerini göremediğim, eşkalini veremeyeceğim iki erkek şahıs belirdi. Şoför koltuğunda oturan şahıs bana ‘Sus sesini çıkarma, sana zarar vermeyeceğiz, sadece işimizi göreceğiz.’ dedi. Arkada duran diğer iki şahıstan biri boynumu tuttu, diğeri de ağzımı eliyle kapattı. Ben direnmek istedim, şahıslarla mücadele etmeye çalıştım, kapıyı açtım ancak şahıslar inmeme engel oldu. Daha sonra şoför koltuğunda oturan şahıs kapıyı kilitledi. Bağırdım ancak arka koltukta oturan şahıs ağzımı kapatınca sustum. Şahıslardan da korktuğum için sesimi çıkaramadım. Etrafta kimseler olmadığı için beni kimse görmedi. Daha sonra şahıs aracı Alsancak Kapalı Spor Salonu istikametine sürdü, oradan da Altınyol’a çıktık. Arkada oturan şahıslar elleriyle benim ağzımı ve gözümü kapattığı için nereye gittiğimizi ve nereden gittiğimizi göremedim. Yaklaşık 20 dakika gittikten sonra araç durdu. Araç ön koltuğunda oturan ve eşkalini vermiş olduğum şahıs bana ‘Hadi soyun’ dedi. Ben de kendisine ‘Lütfen yapma’ diye yalvardım. Arkada oturan iki şahıs da ‘Burada ölmek istemiyorsan dediğimizi yapacaksın, araçta bıçak var, yoksa seni keseriz.’ dediler. Arkada oturan şahısların da konuşmaları normal şiveliydi. Ben soyunmak istemeyince üç şahıs birden üzerime çullandı ve beni zorla soymaya başladılar. Soyarken de beni ölümle tehdit ediyorlardı. Ben daha fazla direnemedim. Tamamen üzerimi çıkardılar. Daha sonra beni araçtan aşağı indirdiler. Ben bağırmaya başlayınca da beni tekrar araca bindirdiler ve araç içinde sırayla bana vajinamdan zorla ve rızam olmadan tecavüz ettiler. Şahıslardan birisi içime boşaldı ancak kimin boşaldığını hatırlamıyorum. Bu şahıslar bana tecavüz ederken bir ara bacağımda bir acı hissettim. Şahısların birinin elinde bir bıçak gördüm ancak hangi şahsın elinde olduğunu ve beni hangi şahsın bıçakladığını görmedim. Acı içinde olduğum için ve olayın şokuyla şahısların yüzünü göremedim. Gece yarısı olduğu için aracın içi çok karanlıktı. Bir ara şahıslardan biri benim siyah renkli çantamı kurcalıyordu ancak kimin kurcaladığını da bilmiyorum. Tecavüz olayı bittikten sonra şahıslardan biri bana ‘O boynundaki kolye altın mı çıkar onu’ dedi. Ben de kendisine ‘Hayır altın değil’ deyince bana ‘Sana zarar vermemizi istemiyorsan dediklerimizi yap’ diye tehdit ettiler. Arkada oturan ve yüzünü göremediğim şahıslardan biri zorla benim altın kolyemi çıkardı ve aldı. Daha sonra da parmağımda bulunan iki adet altın yüzüğümü zorla parmağımdan çıkarıp aldılar. Yüzüklerimi ve altın kolyemi arkada oturan şahıslar aldı. Ön koltukta oturan şahıs içinde 0532 … 88 86 nolu hattımın takılı olduğu telefonumu eline aldı ve kurcalamaya başladı. Bana bu telefonu dışarıda satılan tezgahtan mı aldın diye sorunca ben de kendisine ‘Evet’ dedim. Arkadaşına ‘Bu telefon para etmez.’ dedi ve telefonu bana verdi. Bana tekrar telefonu tamamen kapat dedi. Ben de dediğini yaptım ve telefonu kapattım. Dışarı baktığımda etraf çok karanlıktı ve dışarıda herhangi bir aydınlatma yoktu. Muhtemelen beni dağlık bir alana getirmişlerdi. Bir süre sonra aracı tekrar sürmeye başladı ve bir müddet yokuş çıktıktan sonra bana ‘Araçtan aşağı in’ dediler. Ben de araçtan aşağı indim. Aşağı indiğimde araç plakasını almaya çalıştım ancak dışarısı çok karanlık olduğu için plakayı alamadım. Cep telefonumu açmaya çalıştım ancak olayın şokunu hâlâ atlatamadığımdan pin kodunu üç kez yanlış girdiğim için telefonum kilitlendi ve açamadım. Dağlık alanda yürümeye başladım. Yaklaşık 30 dakika kadar yürüdüm ancak yolumu bulamayınca geldiğim yerden tekrar geriye döndüm. Yine bir yarım saat kadar yürüdüm ancak yine yolumu bulamadım. Yaklaşık 30 dakika kadar daha yürüdükten sonra Yamanlar yazan bir tabela gördüm. Bir süre gittikten sonra da evler görünce ben ‘İmdat’ diye bağırmaya başladım. Bir süre sonra yanıma tanımadığım bir erkek şahıs geldi ve bana ne olduğunu sordu. Ben de kendisine durumu anlattım ve polisi aradı. Polisler geldi ve ben kendilerine başıma gelen olayları anlattım. Polisler beni Yamanlar Polis Merkezine getirdi. Daha sonra da olayın ilk olduğu yer Alsancak Bölgesi olduğu için beni Alsancak Polis Merkezine getirdiler ve doktor raporumu aldılar. Şahıslar bana tecavüz ederken ben kendilerine çok direndim. Bacağımdaki bıçak yarası haricindeki yaraların nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Ben yukarıda eşkalini vermiş olduğum şahsı görsem kesinlikle tanırım. İki kolunu da kaplayacak şekilde dövmeler vardı. Ancak dövmelerin şeklini hatırlamıyorum. Yine bu şahsın sol kolunda da bıçak kesiği gibi eskiye dönük yaralar vardı. Ben bu şahsı görsem kesinlikle tanırım. Şahısların beni getirmiş olduğu yerde aydınlatma olmadığı için bana tecavüz eden diğer iki şahsın yüzünü net olarak göremedim. Eşkallerini de alamadım ancak kısa boylu ve zayıflardı. Her ikisinde de sakal vardı. Şahıslar beni dağlık alanda araçtan indirdiğinde, bir ara çantamı kontrol ettiğimde çantam içinde bulunan, içinde kredi kartlarımın, 5 Euro paramın ve kimliğimin bulunduğu el cüzdanımın çantamın içinde olmadığını fark ettim. Şahısların çantamı almış olabileceğini düşündüm. Çantamda alınan ve çalının bir şey yoktu ancak sadece cüzdanım yoktu. Daha sonra Alsancak Polis Merkezine geldiğimde arkadaşlarım … ve …de Polis Merkezindeydi. …benim cüzdanımı yol üzerinde bulduğunu söyledi ve bana verdi. Muhtemelen de cüzdanı Yapı Kredi Bankasının ilerisinde şahıslarla ilk yaşadığımız olayda araç kapısını açtığımda çantamın içinden yola düşmüş olabilir, arkadaşım …de benim telefonum kapalı olduğu için merak etmiş ve aracın gitmiş olduğu yerden giderek yol üzerinde benim çantamı bulmuş. Daha sonra da Polis Merkezine getirmiş. Benim rızam dışında cinsel ilişkiye giren, tahmini 2.000 TL değerindeki altın kolye ve iki adet yüzüğümü zorla alan, beni bıçakla yaralayan, beni darp eden ve beni tehdit eden şahısların tespit edilmesi hâlinde kendilerinden davacı ve şikâyetçiyim. Araç plakasını, rengini, modelini bilmiyorum ancak binek türü bir araçtı.”,
Mahkemede; “Ben geçimimi fuhuş yaparak sağlıyorum ve geceleri çalışırım. Kollarında dövme olan sanık yanıma geldi, konuştuk 150 TL’den anlaştık, otele gidiyoruz dedi, ancak ışıklardan sola döndü, ben ona ‘Düz gidecektin neden döndün?’ dedim, pişkin pişkin güldü, araç durdu, dışarıdan iki kişi daha bindi. Ağzımı kapattılar (Mağdurenin bu sırada ağlamaya başladığı görüldü). Kollarımı tuttular. İnmeye çalıştım inemedim. İnmeye çalışırken cüzdanım düşmüş. Ben ön koltuktaydım, iki kişi arkadan bindi, daha doğrusu koltuğun arkasından mı çıktılar, dışarıdan mı bindiler anlamadım. Aracı orada biraz durdurdu. Olan oldu. Ben bağırdım, inmeye kalktım, fakat ağzımı kapattılar. Gücüm yetmedi. Evde de içki almıştım ama kendimdeydim. Ben bağırdım imdat dedim. Fakat camları kapattılar, kapıları kilitlediler. ‘Sus sesini çıkarma, sana zarar vermeyeceğiz, işimizi göreceğiz.’ dediler. Beni dağlık bir yere götürdüler. Orada her şeyi yaptılar. Tehdit ettiler ancak ben istemedim. Zorla bana tecavüz ettiler. Üçü de tecavüz etti. Üstümde altınlarım vardı. Onları aldılar. İki tane altın yüzüğüm ve kolyem vardı. Onları zorla çıkardılar. Beni tehdit ettiler. ‘Sesini çıkarma’ dediler. Altınları bana tecavüz ettikten sonra aldılar. Daha sonra beni arabaya bindirdiler. Ben kapıyı açtım ve indim. Bu sefer arkamdan gelmediler. Oralarda tek başıma kaldım, yürüdüm yürüdüm Yamanlar tarafında bir yere çıktım. Uzaktaki ışıkları takip ederek yarım saat bir saat kadar yürüdüm. O sırada köpekler üstüme geldi. Çok korkmuştum (mağdurenin bu sırada halen ağlamaya devam ettiği görüldü). Daha sonra ‘Yardım eden yok mu?’ diye bağırdım. Çünkü orada evler gördüm. Birisi el feneriyle geldi. Ona ‘Yardım edin, polisi arayın.’ dedim. Daha sonra polisi aradılar. Polis geldi beni Yamanlar Karakolu’na götürdüler. Orada başımdan geçenleri anlattım. Daha sonra beni Alsancak Karakolu’na götürdüler. Çünkü olay yeri orasıymış. Sorulması üzerine; sanıklar dağda çantamı kurcaladılar, içinden prezervatif falan almaya kalktılar, çantamı karıştırdılar, çantamdaki prezervatifi aldılar. Hatırladığım kadarıyla sanıklardan ikisi ilişkiye girerken prezervatif kullandılar. Bu prezervatifleri çantamın içinden aldılar. Ben telefonumla kimseyi aramadım, fakat sanıklar telefonumu alıp kurcaladılar ve resimlere baktılar. Resimdeki kişileri sordular. Ben onlara ‘Telefonumu geri verin.’ dedim. Telefonumu almadılar. Çantamda değerli başka bir şey yoktu. Sadece cüzdanım vardı o da düşmüştü. Cüzdanımda da fazla para yoktu, 5 Euro para vardı. Çantanın içerisinde 40-50 TL para vardı. O parayı düşürdüm mü yoksa sanıklar mı aldılar bilmiyorum. Sanıkların aldıkları kolyenin değeri 500 TL idi, yüzükler de 800 TL idi. Bu zararım giderilmemiştir. Sanıklardan şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum. Araç yavaş gidiyordu. Ben kapıyı açtım, aşağı indim. Onlar da gaza bastı gitti. Sanıklardan birinde bıçak vardı ama hangisinde bıçak olduğunu hatırlamıyorum. Bıçakla beni tehdit ettiler. Başka bir şey yapmadılar. Beni bıçakla yaralamadılar. Ben o gün Balçova’ya hiç gitmedim. …’un yanına gelmeden aradım görüştük. İlk rapordan sonra evime gittim, ondan sonra tekrar ikinci rapor için gittim. Halen para karşılığı cinsel ilişkiye girme işini yapıyorum. Bir gecede kaç kişi ile birlikte oluyor. En fazla 5-6 olabilir. Ben olay tarihinde sadece bir kişi ile anlaşmıştım. Onunla birlikte olmak için araca bindim ve otele gidiyordum. Yolda giderken bir anda başka yöne doğru gitmek için Yapı Kredi Bankası sokağına döndü ve orada durdu. Aracın durduğu esnada aracın arkasına iki kişi bindi. Aracın arkasına binen kişiler ben arabanın önünde oturduğum için benim ağzımı burnumu tuttular. Ben şok içerisinde kaldım. Ben saat 04.00 sıralarında raporu aldıktan sonra evime gittim. Memurlar bana ‘Eve gidin dinlenin, saat 10.00 sıralarında tekrar gelin Bozyaka Devlet Hastanesinden raporunu aldıralım.’ dediler. Olayı tam olarak hatırlamamakla birlikte aracın içerisinde bana cinsel saldırıda bulundular. Bir ara beni dışarı çıkardılar ancak tekrar aracın içerisine soktular. Cinsel saldırılar araç içerisinde oldu. Benim üzerimi soymak istediler. Ben soymalarına izin vermedim. Bana ‘Keserim’ diyerek tehditte bulundular. Korktuğum için bir şey yapamadım. Ben elbiselerimi çıkarmak istemedim. Ancak sanıklar zorla çıkardılar. Elbiselerimde genel itibariyle yırtılma olmadı, sadece eteğimde biraz yırtılma oldu. Ben olaydan sonra Balçova’ya gitmiş değilim. Olay sonrası Yamanlar Dağından yürüyerek ilerledim. Sonra tanımadığım iki kişi geldi. Bana ‘Kaçırıldın mı, kimsin, nesin?’ dediler. Ben de ‘Polisi çağırın’ dedim. Onlar da polis çağırdılar. Polisler de beni Yamanlar Karakolu’na getirdiler. Cinsiyet değişikliği olduğunda vajinal bölge normal bayanlar gibi sert olmuyor, ilişkiye girildiğine genişliyor. Bu nedenle morluklar olmaz. Meslegimi 6-7 senedir yapıyorum. Ben o gece evde otururken biraz içki içmiştim. Daha sonra arkadaşlarım ile telefonda konuştuğumda bana ‘Kafan güzel mi, içki mi içtin?’ diye sordular. ‘Kafan güzelse gelme’ dediler. Ben de ‘Canım sıkıldı evde, yanınıza gelmek istiyorum.’ dedim ve arkadaşlarımın yanına gittim. Muhtar …’ı tanımıyorum. Ben sanıklara ‘Alsancak Garında görüşmelerimi yapıyorum, oraya gidelim.’ diye bir teklifte bulunmadım. Beni direk kaçırarak Yamanlar Dağına götürdüler. Ben zaten götürüldüğüm yerin neresi olduğunu da bilmiyordum. Sonradan Yamanlar Dağı olduğunu öğrendim. Sanıkların benim yanımdan ne zaman ayrıldıklarını tam olarak hatırlamıyorum ancak saat gece 24.00’den sonraydı. Ben sanıklar gittikten sonra dağdan kendimi kurtararak evlere yaklaştım. Sonra ‘İmdat kimse yok mu, kurtarın’ diye bağırdım. Dağdan inerken köpekler de üzerime geldi. Korktum. Daha sonra erkek bir şahıs eli fenerli gelerek ‘Kimsin, nesin?’ diye sordu. Ben de ‘Kaçırıldım, tecavüz edildim, polis çağırın.’ dedim. Bunun üzerine o da polisi aradı. Tam olarak hatırlayamamakla birlikte, galiba Yamanlar Dağından götürüldüğüm karakolda kaçırılma olayı Alsancak’ta olduğu için ‘Seni oraya gönderelim, Alsancak Karakolunda ifaden alınsın.’ diye söylendi. Tam olarak Yamanlar Karakolunda evrak imzalatılıp imzalatılmadığını hatırlamıyorum. Şoktaydım, çok kötüydüm, ağlıyordum. Benim dağda telefonum kapatmışlardı. Sanıklar gittikten sonra ise ben çok tedirgin ve korkmuş vaziyette olduğum için pin kodunu yanlış girdim. Bunun üzerine telefonum puk oldu. Bu nedenle telefonum ile görüşme yapamadım. Ancak Yamanlar Karakolundan polislerce Alsancak Karakoluna getirilirken araçtaki polislere telefonumun kapandığını, bu nedenle erkek arkadaşımı arayamadığımı söyleyerek onların telefonu ile erkek arkadaşımı aramak için onlardan cep telefonlarını istedim. Polislerden birisi cep telefonunu verdi. Ben zaten erkek arkadaşımın telefonunu ezbere bildiğim için verilen bu telefon ile erkek arkadaşımı aradım. Yamanlar Karakolundan Alsancak Karakoluna polisler tarafından polis aracında götürüldüm. Ben cüzdanımı nasıl düşürdüğümü hatırlayamıyorum. Ancak araç Alsancak’ta Yapı Kredi Bankasının orada durduğunda ben araçtan inmek istemiştim. Kapıyı açtım. Benim kapıyı açmam ile birlikte kapıyı kapattılar. Bu esnada cüzdanım düşmüş. Ben cüzdanımın orada düştüğünü bilmiyordum. Alsancak Karakoluna getirildikten sonra cüzdanımın bulunarak Alsancak Karakoluna teslim edildiğini öğrendim. Ben tek kişi ile anlaşmıştım. Hatırladığım kadarıyla 150 TL karşılığı anlaşmıştım. Yolda giderken bana herhangi bir cinsel saldırıda bulunmadılar. Sadece arkadan ağzımı ve burnumu kapattılar. Kimse görmesin diye beni eğdiler. Dağa götürdüklerinde etekliğimi ve kilodumu çıkardılar. Ben pin kodu olmadan 155 ve 112 gibi telefonların aranabildiğini bilmiyordum. Zaten şoktaydım. Ben Alsancak Karakoluna götürüldükten sonra erkek arkadaşım Alsancak Karakolu’na geldi ve erkek arkadaşım telefonumu açtı. Ancak ne şekilde açtığını bilmiyorum.”,
Tanık … kollukta; “Ben yaklaşık 15 yıldır Mimar Sinan Muhtarlığı yapmaktayım. Olay günü yani 22.09.2014 günü saat 00.20 sıralarında ikametimde oturduğum sırada dışarıda bağrışmalar duydum. Balkona çıktığımda bir aracın hızla uzaklaştığını gördüm. Yolda kalabalık vardı. Kalabalığa hitaben ne oldu diye sorduğumda 35 AR 2650 plakalı otonun bir bayanı zorla arabaya bindirerek götürdüklerini söylediler. Götürdükleri bayanın da cüzdanını düşürdüğünü söylediler. Mahalle muhtarı olmamdan dolayı cüzdanı bana verdiler. Ben de cüzdanı alarak 155 polis ihbar hattını arayarak konuyu anlattım ve yanıma gelen ekibe olay yerinde bulunarak bana verilen cüzdanı teslim ettim.”,
Mahkemede; “Ben Mimar Sinan Mahallesi muhtarıyım. 16 yıldır muhtarım. O caddede 35 yıldır oturuyorum. Gece saat yarım sıralarında evimde otururken dışarıda bağırtı sesleri duydum. Balkona çıktım. Dışarıda 5-6 kişi vardı. Onlara ne oldu diye sordum. Ama bu arada bir araç hızla ilerledi. O kişilere doğru yöneldiğimde onlar kağıt toplayan kişilerdi. Benim muhtar olduğumu biliyorlardı. Beni tanıyorlardı. Bana ‘Muhtar abla bir bayanı araca soktular. Yere cüzdan düşürdüler. Mahalle muhtarımız sensin. 155’i lütfen ara, bu cüzdanı sana veriyoruz.’ dediler. Ben de aşağı indim. Cüzdanı aldım. 155’i aradım. Bu arada bana giden aracın plakasını da söylediler. Cüzdanı da verdiler. Ben olayda her iki tarafı da tanımam. 155’i insani bir görev olarak aradım. Plakayı verdim. Gelen ekibe cüzdanı verdim. İçinde kimliği ve 50-100 dolar gibi bir para vardı. Ancak aradan zaman geçtiği için miktarını tam olarak hatırlamıyorum. Bir de erkek resmi vardı. Bir de posta makbuzu vardı. Bir de yerde ayna bulmuşlar. Onu sonradan gelen polis buldu. Gelen polisler lambayla araçların altını kontrol ettiklerinde buldular. Ben müştekinin zorla arabaya bindirildiğini görmedim. Sadece balkona çıktığımda bir aracın hızla uzaklaştığını gördüm. Müştekinin arabaya bindirildiğini görmedim. Sorulması üzerine; olayı bildiren ve kağıt toplayan kişilerin isimlerini bilmiyorum. Değişik kişiler çöp topluyor. Bu ara Suriyeliler de çoğaldı. Kim olduklarını bilmiyorum. Benim evim köşe dairedir. Hocazade Camisinden kapalı spor salonuna giden cadde üzerindedir. … … Bulvarı olarak geçer ve ana caddedir. Buradan otobüs geçmez. Saatin yarım olduğunu çok iyi hatırlıyorum. Çünkü bir arkadaşımın düğünü vardı. Beni düğünden eve bırakmışlardı. Kapının önünde 15 dakika kadar konuştuk. Ondan sonra yukarı çıktım. Polisi aradığım saat bellidir. Polisi olayı öğrenir öğrenmez hemen aradım. Dörtyol ağzını düşünün. Meydan düşünün. Yapı Kredi bir köşe. Öbür apartman köşesi diğer köşe. O cadde kordona kadar … …’dır. Yapı Krediden 5-6 apartman sonra benim evim vardır. Araba Yapı Kredi Bankasının önünde değil ilerisindeydi. Yapı Kredi Bankasını geçtikten altı apartman sonraydı, dedi. Ben cüzdanı aldığımda taşlı bir cüzdandı. İçinde sadece bir kimlik, bir erkek resmi ve cüzi bir para vardı. Fazla para olsaydı tutanak tutardım. O ara bir bayan kaçırıldı diye herkes feryat ediyordu. Ama ben kaçıranları görmedim. Müştekiyi de tanımıyorum.”,
Tanık …Zorlu kollukta; “Benim düzenli olarak çalıştığım bir işim yoktur. Geçimimi erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkiye girerek sağlarım. Dün yani 21.09.2014 günü saat 22.00 sıralarında aynı işi yaptığım … Keklik ile birlikte müşteri bulmak için her zaman beklemiş olduğumuz Şair … Bulvarı Dominos Pizza önüne gittik. Yine her zaman bizimle birlikte aynı yerde bekleyen, aynı işi yapan, arkadaşımız olan …’u, … telefonla aradı. Arkadaşım kendisine nerede olduğunu sorunca, …, evde olduğunu, alkollü olduğunu, canının çok sıkkın olduğunu ve beklediğimiz yere geleceğini söylemiş. Yaklaşık 10 dakika sonra da … yanımıza geldi. Ağzı alkol koktuğu için alkollü olduğunu anladık ve kendisine ısrarla eve gitmesini söyledik. Ancak bizi dinlemedi ve gitmedi. Muhabbet etmeye başladık. Yaklaşık yarım saat sonra da bizim hemen ilerimizde harf grubunu 35 RA olarak aldığım ancak rakam gurubunu alamadığım, gri renge benzer, arka tarafında muhtemelen taştan yapıştırma nazarlık olan, eski model, arka camları filmli, marka ve modelini alamadığım bir binek araç durdu. … bu aracın yanına gitti ve araç içinde bulunan ancak benim göremediğim şahısla konuşmaya başladı ve bir süre sonra da bu araca bindi. Araç Şair … Bulvarından Yapı Kredi Bankasının bulunduğu … … Bulvarı istikametine döndü ve bir süre sonra da araç gözden kayboldu. Ben de bir müşteri buldum ve işe çıktım. Aradan 40 dakika geçti, … telefonla beni aradı ve bana …’in hattını sürekli aradığım ancak sürekli meşgule aldığını, cevap vermediğini bana söyledi. 10 dakika sonra …’la tekrar buluştuk. … yine …’i telefonla aradı ancak hattı tamamen kapalıydı. Biz arkadaşımızı merak ettiğimiz için başına bir şey geldiğini düşünerek Alsancak Polis Merkezine gittik. Görevlilere durumu anlattık. Görevliler bize …’in cüzdanını Asayiş Ekiplerinin … … Bulvarı üzerinde bulduğunu söylediler. Cüzdanın içinde 5 Dolar para ve kimliği varmış. Herhangi bir haber alamayınca da Hatunla birlikte evlerimize gittik. 22.09.2014 günü saat 11.00 sıralarında …’in bir arkadaşı beni aradı ve …’in başına böyle bir olay geldiğini bana söyledi. Aracın marka ve modelini tam olarak hatırlamıyorum. Camları filmli olduğu ve arabaya yanaşmadığım için içinde bulunan şahıs veya şahısları da görmedim. Arka tarafta bulunan taştan yapılmış nazarlık aracın marka ambleminin bulunduğu yeri kapatmıştı. Bu nedenle marka işaretini göremedim. Sorulması üzerine; evet … her zaman takı takardı. İki parmağında altın, işlemeli, üstünde yeşil ve pembe renkli zümrüt taşı olan iki tane yüzüğü ve boynunda da altın zincir vardı. Bu zincirin ucunda da altından yapılı biri kalp şeklinde, biri de uğur böceği şeklinde iki tane altın kolye ucu takılı idi. … uzun zamandan beri bu altınlarım takıyordu. Olayın olduğu günde aynı altın kolye ve yüzükleri takılı idi.”,
Mahkemede; “O gün arkadaşım … yanımızda yoktu. … Keklik ile beraberdim. Saati tam bilmiyorum. Önce …’un telefonuyla görüştük. … aradı ısrarla gelmek istediğini söyledi. Biz morali bozuk olduğu için gelmesini istemedik, evinde oturmasını istedik. Biz gelmeyeceğini düşünüyorduk. Belli bir süre sonra yanımıza geldi. Üç kişi Şair Eşkef Bulvarında muhabbet ediyorduk. Ayrıca cadde üzerinde çalışıyoruz da. Biz orada beklerken bir araç 4-5 metre ilerimizde durdu. Orada 5-6 dakika bekledi. İçinde bir kişi vardı. Aracın arka camları perdeli veya camları siyahtı. … bir ara araca doğru yaklaştı sonra geri geldi. … ‘Araca yanaşmayalım.’ dedi. … bizden biraz daha uzakta duruyordu. Sonra arabaya doğru yanaşmaya başladı. Onun morali bozuk olduğu için ve bizim kaçırılma gibi durumları yaşadığımız için gözümüz onun üzerindeydi. Arabanın şekline ve plakasına dikkat ettik. …’in konuşması çok sürmedi. Aracın kapısını açtı. Bir dakika konuştuktan sonra araca bindi. Araç hareket ettikten sonra hangi yöne gittiğine baktık. Normalde Basmane yönüne doğru gitmesi gerekiyordu. Çünkü oteller o taraftaydı ve … otele giderdi. Araç kavşaktan döndü. Hocazade’nin çaprazında Yapı Kredi sokağı var o sokağa girdi. Biz aslında yine şüphelenmedik. Ben bir müşteri ile otele gittim. Bir saat sonra …’u aradım. … bana otelde olduğunu, …’i görmediğini söyledi. Daha sonra …’la Basmane’de buluştuk. Tekrar Alsancak’a gittik. Alsancak’a gittikten sonra … Keklik’in telefonu ile …’in telefonunu aramaya başladık. Telefon çaldı fakat cevap vermedi. Tekrar aradığımızda telefon 1-2 kez de meşgule atıldı. Aradan uzun süre geçtiği için ne yapacağımızı düşündük ve Alsancak Karakoluna gittik. … gittikten sonra 1,5-2 saat geçmişti. Normalde gelmesi lazımdı. Fakat telefonu meşgule atıldı ve daha sonra komple kapatıldı. Karakola kaçta gittiğimizi hatırlamıyorum fakat geç bir saatti. Arkadaşımızın kaçırılmış olabileceğini söylediğimizde polis bize cüzdanının bulunduğunu söyledi. İçinde kimlik ve bir miktar para olduğunu, cüzdanı polisin bulduğunu söylediler. Muhtar hanımın bulduğundan bahsetmediler. Bir şey yapamayacaklarını, belli bir süre geçmesi gerektiğini söylediler. Sonradan arkadaşımızı bulmuşlar. Yamanlar Karakoluna getirmişler. Bu durumu sivil polislerden haber aldık. Sivil polisler arkadaşımız bulununca bizi aradılar. Biz arabayı gördüğümüz ve şahit olduğumuz için gidip ifade verme gereği duyduk. Bu durum bizim başımıza da gelebilirdi. Çünkü biz caddede çalışıyoruz. Bizi de kaçırabilirlerdi. Biz araç Yapı Kredi sokağına girdikten sonra aracı göremedik. Çünkü bulunduğumuz yerden aracın girdiği sokak hiç bir şekilde görünmüyordu. Sorulması üzerine; …’i ilk sivil polislerin yanında Alsancak Devlet Hastanesine giderken gördüm. …’in boynunda zincirli uğur böceği bir kolyesi vardı. Bu kolye altındı. Parmağında da işlemeli taşlı bir yüzüğü olması lazım. Büyük bir yüzüktü. İşlemeli olduğu için göze çarpıyordu. Tam olarak bir yüzüğü mü yoksa iki yüzüğümü vardı bilmiyorum. Olay tarihinde de bunlar üzerindeydi. …’i gördüğüm saati hatırlamıyorum ancak saatin sabah erken saatlerde olduğuna eminim. Günleri karıştırıyor olabilirim. Ama beni polisin aradığına eminim. Beni de çağırdılar. Hatta ben gelemeyeceğimi, çocuğum olduğunu söyledim. Beni sivil polisler arayıp durumu bildirdiler bundan eminim. Arabanın camları filmliydi. Filmi olmasa arabanın arkasında başka kişiler varmıydı görebilirdim. … gittikten on dakika sonra ben işe gittim. Bulunduğumuz yer Arçelik bayinin olduğu yer olsa …’in girdiği sokağı çok net görebilirdik. Biz daha yukarıdaydık. Dominos Pizza’nın üst tarafındaydık. Biz işlek bir caddedeyiz. Çok kabalık bir kavga olacak ki ve insanlar oraya yönelecek ki biz o zaman orayı yönelebilelim.”,
Tanık … Keklik kollukta; “Benim düzenli olarak çalıştığım bir işim yoktur. Geçimimi erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkiye girerek sağlarım. Dün yani 21.09.2014 günü saat 22.00 sıralarında aynı işi yaptığım …Zorlu ile birlikte müşteri bulmak için her zaman beklemiş olduğumuz Şair … Bulvarı Dominos Pizza önüne gittik. Yine her zaman bizimle birlikte aynı yerde bekleyen, aynı işi yapan, arkadaşımız olan …’u telefonla aradım. Kendisine nerede olduğunu sordum, … de evde olduğunu, alkollü olduğunu, canının çok sıkkın olduğunu, beklediğimiz yere geleceğini söyledi. Yaklaşık 10 dakika sonra da … yanımıza geldi. Ağzı alkol koktuğu için alkollü olduğunu anladık ve kendisine ısrarla eve gitmesini söyledik. Ancak bizi dinlemedi ve gitmedi. Muhabbet etmeye başladık. Yaklaşık yarım saat sonra da bizim hemen ilerimizde harf grubunu 35 RA olarak aldığım ancak rakam gurubunu alamadığım, gri renge benzer, arka tarafında muhtemelen taştan yapıştırma nazarlık olan, eski model, arka camları filmli, marka ve modelini alamadığım bir binek araç durdu. … bu aracın yanına gitti ve araç içinde bulunan ancak benim göremediğim şahısla konuşmaya başladı. Ben de araca doğru biraz ilerledim. Araç ön koltuğunda saçları kısa tıraşlı, esmer, pörtlek gözlü bir erkek şahıs vardı. … bu şahısla konuşmaya devam etti ve bir süre sonra da bu araca bindi. Araç Şair … Bulvarından Yapı Kredi Bankasının bulunduğu … … Bulvarı istikametine döndü ve bir süre sonra da araç gözden kayboldu. Ben de bir müşteri buldum ve işe çıktım. Aradan 40 dakika geçti, ben …’i telefon ile arayarak bu telefonu devamlı meşgule alıyor mutlaka bunun başına bir şey geldi diye söyledim. Ben yine …’i telefonla aradım ancak hattı tamamen kapalıydı. Biz arkadaşımızı merak ettiğimiz için başına bir şey geldiğini düşünerek Alsancak Polis Merkezine gittik. Görevlilere durumu anlattık. Görevliler bize …’in cüzdanını Asayiş Ekiplerinin … … Bulvarı üzerinde bulduğunu söylediler. Cüzdanın içinde 5 Dolar para ve kimliği varmış. Herhangi bir haber alamayınca da …’le birlikte evlerimize gittik. 22.09.2014 günü saat 05.50 sıralarında …’in erkek arkadaşı beni aradı ve …’in başına böyle bir olay geldiğini bana söyledi. Olaydan böyle haberdar oldum. Aracın marka ve modelini tam olarak hatırlamıyorum. Araç içinde sadece ön camlar açık olduğu için şoför koltuğunda oturan şahsı gördüm. Arka camlar komple siyah cam olduğu için de araç içinde bulunan başka bir şahıs görmedim. Arka tarafta bulunan taştan yapılmış nazarlık aracın marka ambleminin bulunduğu yeri kapatmıştı. Bu nedenle marka işaretini göremedim. Sorulması üzerine; evet, … her zaman takı takardı. İki parmağında altın, işlemeli, üstünde yeşil ve pembe renkli zümrüt taşı olan iki tane yüzüğü ve boynunda da altın zincir vardı. Bu zincirin ucunda da altından yapılı biri kalp şeklinde, biri de uğur böceği şeklinde iki tane altın kolye ucu takılı idi. … uzun zamandan beri bu altınlarını takıyordu. Olayın olduğu günde aynı altın kolye ve yüzükleri takılı idi.”,
Mahkemede; “Şair … Bulvarında … ve …ile birlikte eskortluk yapıyoruz. Gri bir araba önümüze yaklaştı. Perdeli ve her tarafı kapalıydı. Sadece ön tarafı açıktı. … arabaya doğru gitti. Sonra konuşurken bir şey hissettim. Eğildim baktım. Şoförün sağ kolunda dövme vardı. Kısa kollu tişört giymişti. Arabanın içine bakmadığım için içeride başka kimse olup olmadığını görmedim. Arka cam perdeliydi. Yan camlarda da gri perde vardı. … ön koltuğa oturdu. O binince araba hareket etti gitti. Ben daha sonra …’in yanına gittim ve ona ‘Adamın tipi hiç hoşuma gitmedi.’ dedim. Daha sonra aramızda ‘İnşallah bir şey olmaz.’ diye konuştuk. Çünkü sürekli arkadaşlarımız bu tür olaylar yaşıyorlardı. …’in bindiği araba göbekten sola döndü. Ondan sonrasını görmedim. Daha sonra …birisiyle anlaştı, ben başka birisiyle anlaştım ve otele gittik. 1-2 saat sonra ben …’i aradım. … ne olursa olsun telefonlarımı açardı. Meşgule atmazdı. Çünkü biz her zaman işe gideni ararız. Uzun kalıyor mu, başına bir iş geldi mi diye sorarız. Bunu üçümüz kendi aramızda yaparız. … o gün ilk defa telefonu meşgule aldı. On dakika arayla aradım. Hepsini meşgule aldı. Ondan sonra …’i aradım. ‘…’ten haber yok, açmıyor telefonları. Kesin bir şey oldu.’ dedim. Öyle deyince orada biraz daha oyalandık. Daha sonra …de benim telefonumdan aradı. 3-4 defa aradık. Telefon sonra komple kapandı. Biz de korktuk Alsancak Karakoluna gittik. Orada …’in kaçırıldığını söyledik. Onlar da ‘Haberimiz var. …’in cüzdanını bulduk’ dediler. Karakoldan sonra evime gittim. Sabah saat 06.30 sularında ancak tam saatini hatırlamıyorum emin değilim. …’in erkek arkadaşı vardı. İsmini tam olarak hatırlamıyorum. Bana ‘Abla … bulundu. Ben şu an karakoldayım. …’in yanındayım. Hastaneye gideceğiz.’ dedi. Ben de ‘İyi selam söyle’ dedim ve telefonu kapattım. ifade vermeye bir gün sonra mı yoksa aynı gün mü gittim hatırlamıyorum. Sorulması üzerine; o gece …’in boynunda uğur böcekli bir altın kolyesi vardı. Parmağında kalın Mardin işlemeli bir yüzüğü vardı. Başka bir şey hatırlamıyorum, sadece ikisini hatırlıyorum. Ben Bozyaka’da ki ifademde de olayın saatini tam olarak bilmediğimi söyledim. Ancak polisler buraya saati yazalım dediler ve öyle yazdılar. Ama ben saate bakmadım. Gördüğüm araba fotoğrafları gösterilen arabadır. Bu araba bu tarihten yani duruşma tarihinden bir ay önce yine bizim bulunduğumuz yere geldi, arkadaşım …’le konuşuyordu. …’e ‘Sen ne yapıyorsun, …’i kaçıran araba bu’ dedim. Bir kaç defa da sanıklardan birisinin babası geldi diyerek seyirciler arasındaki …’in babasını işaret ederek …’e 50.000 TL para ve Mercedes marka araba teklif etti. Ben yine söylüyorum saati hatırlamıyorum. …’le konuşmadım. Erkek arkadaşı beni aradı. ‘Abla … bulundu. Biz Alsancak Karakolundayız. Hastaneye gideceğiz. Kaç olduğunu hatırlamıyoruz’ dedi. Daha sonra ben onu aradım. ‘Nasılsın, iyi misin? Geçmiş olsun’ diye sordum. Polis bana üzerinde ziynet eşyası var mıydı diye sordu. Ben de yüzüğü ve kolyesini tarif ettim. Tahmini … arabaya bindikten yarım saat 40 dakika sonra ben de müşteriye gittim. Bulunduğumuz yerden …’in girdiği sokağın girişini gördüm ancak ilerisini göremedim. Bulunduğum yerde Arçelik var Dominos vardı, araçlar falan geçmese, bulunduğumuz yer kalabalık olmasa kavgayı gürültüyü pek duyamam ama arabayı anca görebilirdim. Onu da göremem zaten. Çünkü köşe vardı. Karşı tarafta tekel bayi vardı.”,
Şeklinde ifadede bulunmuşlardır.
Sanık … müdafisi huzurunda kollukta; “22.09.2014 günü saat 22.00 sıralarında evde oturduğum sırada … beni aradı birlikte oturalım, alkol alalım dedi, ben de tamam gel beni al dedim, …, … ile birlikte ortalama yarım saat sonra 35 AR … plaka sayılı Megane marka araç ile beni aldı ve birlikte Konak a gittik, Konak meydanda üçümüz birlikte alkol aldık, sonra araç ile birlikte Alsancak’a gittik, ben ve … araçtan … … Bulvarı civarında indik bayanların bulunduğu yere gittik, bu sırada … araç ile birlikte … … Bulvarının oradan dönüp geleceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı, ben ve … orada bayanlar ile konuşurken … yanında esmer, kısa boylu, 30-35 yaşlarında bir bayan ile yanımıza geldi, sonra ben ve … araca bindik, bayan tedirgin oldu ve ‘İmdat’ diye bağırmaya başladı, … ‘Korkacak bir şey yok, bunlar benim arkadaşım, konuşur anlaşırız.’ dedi, sonra bayan da ‘Ben araçtan ineceğim.’ dedi. … onu sakinleştirdi ve bayan da ‘Tamam’ dedi ve 100 TL ye anlaştık, bayan benden para istedi ben de yanımda para yok dedim, diğer arkadaşlarım verecek dedim, arkadaşlarımın para verip vermediğini görmedim, daha sonra araç ile hareket ettik, Bayraklı Yamanlar’da bulunan Ormanlık Alana gittik, bayan alkollü idi, Bayan bize “Önce kim birlikte olacak?’dedi, ben de ‘Ben olurum.’ dedim. Diğer arkadaşlarım … ve … yaklaşık 10-15 metre ileride bekliyorlardı, bayan kendisi soyunmaya başladı ve aracın arka koltuğuna oturdu, ben de soyunmaya başladım ve sonra bayanın da rızasıyla sevişerek ilişkiye girdik, yaklaşık 15 dk sürdü, sonra ben işimi bitirip, üstümü giyip dışarı çıktım, sonra … bayanın yanına gitti ben de …’un yanına gittim, yaklaşık 10-15 sonra … yanıma geldi. … bayan ile birlikte olmak için araca gitti, o da 10-15 dk sonra yanımıza geldi, yaklaşık 3-5 dk sonra bayan da üzerini giyinip yanımıza geldi, sonra dördümüz birlikte sohbet ettik, daha sonra araca bindik, konuşmaya devam ettik, bayan bizden 300 TL para istedi, ben de …’e ‘Bu bizden ne istiyor?’ dedim. O sırada … cebinden 100 TL çıkardı bayana verdi, bayana ‘Biz senle 100 TL’ye anlaştık.’ dedi, bayan da bağırmaya başladı, bağırarak ‘Siz beni gasp etmeye mi çalışıyorsunuz?’ dedi, biz de ‘Hayır’ dedik, ‘Ne konuştuysak o, biz senle 100 TL’ye anlaştık ve 100 TL’ni verdik, daha ne istiyorsun.’ dedik, araç daha hareket etmedi, bayan araçtan indi ve kaçmaya başladı, biz arkasından ‘Nereye gidiyorsun, gel, buralar ıssız, nereye gideceksen götürelim.’ diye bağırmaya başladık, ancak bayan kaçmaya devam etti, arkasından üçümüz birden 3-5 metre gittik bulamayınca araca geri döndük, daha sonra araç ile birlikte ev adresime beni arkadaşlarım … ve … bıraktı ve onlar da evlerine gideceğiz diyerek yanımdan ayrıldılar. Sorulması üzerine; biz … … Bulvarı civarında beklediğimiz sırada arkadaşım …, bayan ile birlikte yanımıza gelince ben ve … araca bindik, o anda bayan korktu ve yüksek sesle bağırmaya başladı, zaten bayan alkollü idi, orada bulunan insanlar bayanın bağırdığını duydu, … bayana ‘Bunlar benim arkadaşlarım, konuşur anlaşırız.’ dedi ve bayan ‘Tamam’ dedi, daha sonra bayan sustu ve biz yolumuza devam ettik, ben bayanın elinde ne Alsancak’ta ne de olay yeri olan Yamanlar ormanlık alanda çanta falan görmedim. Ben bahse konu bayanı zorla araca bindirmedim, kesinlikle boynunda bulunan kolye ve elinde bulunan iki adet yüzüğünü yağma etmedim, bıçakla yaralamadım, sadece anlaşarak para karşılığında birlikte oldum, suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Atılı suçlamaları kabul etmiyorum, olay günü diğer şüpheli arkadaşlarımla alkol almıştık, aslında …’a ait olan fakat …’in kullandığı 35 AR … plakalı araç ile dolaşıyorduk, Alsancak’ta ben ve … araçtan indik, bu esnada arkadaşımız … cinsel ilişki amacıyla orada bu işi yapan bir bayanı içeriye almış, biz arabaya döndüğümüzde bu bayanı arabaya aldığını gördük, aslında bizim Alsancak’a gitme sebeplerimizden birisi de cinsel ilişkiye girmek için bir bayan bulmaktı. Ben ve … arabaya binince bunlar kim diye seslendi, … de bayana ‘Korkma bunlar bizden’ dedi, daha sonra mağdurenin de tenha bir yere gitmek istemesi üzerine Yamanlar’daki dağlık araziye gittik, burada üçümüzde müşteki ile rızası dahilinde ilişkiye girdik, daha sonra kendisine bizim yaptığımız pazarlık nedeniyle 100 TL para verdik, fakat mağdure bu paradan memnun olmadı, her birimizden 100 TL alması gerektiğini söyledi, biz de pazarlığın böyle olmadığını belirtince bağırmaya başladı, ‘Siz beni gasp mı ediyorsunuz, kesmeye mi geldiniz?’ gibi sözler söyledi ve arabadan indi, yürümeye başladı, biz orası tenha bir yer olduğu için kendisine istediği yere bırakabileceğimizi söyledik, kabul etmedi, 10-15 dk kadar biz durduk, sonra evlerimize döndük, biz arabaya bindiğimizde ben mağdurenin üzerinde ve elinde bir çanta görmedim, herhangi bir şekilde ziynet eşyalarını gasp etmedim. Kendisini zorla götürmedik, kendisinin yani mağdurenin elinde lüks bir telefon vardı, böyle bir niyetimiz olsaydı telefonunu alırdık, zannederim biz arabaya bindiğimizde mağdure bizleri görünce bağırıp çağırdığı için bunu duyan çevredeki taksici ya da vatandaşlar bizim mağdureyi zorla götürdüğümüzü düşünmüşler, ihbar etmişler, olayın oluşu bu şekildedir, suçsuzum.”,
Mahkemede; “22.09.2014 günü evde oturuyordum. Canım sıkkın olduğu için arkadaşım …’i aradım, nerede olduğunu sordum. Bana … ile birlikte dolaştıklarını söyledi. ‘Beni de alın, canım sıkılıyor.’ dedim. Geldiler beni de aldılar. Mahallede yakın bir akrabamızın düğünü vardı. Düğüne gittik bir müddet düğünde kaldık. Daha sonra …’un aracı yeni aldığını öğrendim, ‘Hayırlı olsun, bunu kutlayalım.’ dedim. ‘Ne istiyorsun?’ dedi. Ben de ‘Bir kaç bira ısmarla’ dedim. Düğünde bira ısmarladı. Ondan sonra ‘Biraz dolaşalım.’ dedim. Konak’a geçtik. …’un şoförlüğü zayıf olduğu için aracı … kullanıyordu. Konak’ta bir süre dolaştıktan sonra Alsancak’a geçtik. O sırada yol üzerinde para karşılığı cinsel ilişkiye giren bayanlara denk geldik. Ben …’la birlikte konuşmak için araçtan indim. Bayanlarla pazarlık yapacaktık. Fakat … ‘Burası müsait değil. Aracı park edebileceğim yer yok. İleride de bayanlar var. Onlarla da bir görüşeyim.’ dedi. Biz …’la bayanlarla pazarlık yaparken … araçla ilerledi. Müsait bir yer arıyordu. Aradan 10-15 dakika sonra … araçla yanımıza geldi. Biz halen pazarlık yapıyorduk. … yanımıza geldiğinde aracın ön tarafında 30-35 yaşlarında, esmer bir bayan oturuyordu. Bize ‘Ben bir bayanla anlaştım, hadi binin.’ dedi. Bunun üzerine biz de araca bindik. Bayan bizi görür görmez ‘Ne oluyor’ diyerek …’e panikle bağırmaya başladı. Sert çıkıştı. ‘Ben seninle tek kişi olarak anlaştım. Bu iki kişi nereden çıktı?’ diye bağırmaya başladı. … de bayana bağırdı, ‘Sen herhalde kendinde değilsin. Kafan yerinde değil. Ben seni araca alırken iki kişinin daha olduğunu söyledim.’ dedi. Daha sonra bayana ‘Onlar yabancı değil, arkadaşlarım.’ dedi. Bayan da ‘Kusura bakmayın kafam yerinde değil, anlayamadım.’ dedi. Sürekli devriye polisleri gezdiği için bayan ‘Arabayı müsait bir yere çekin konuşalım’ dedi. Dominos Pizza’nın karşısındaki sokağa girdik. … aracı tenha bir yere çekti. Bayan tekrar bizden özür diledi, ‘Kusura bakmayın kendimde değildim’ dedi. Orada tokalaştık, ‘Merhaba, hoş geldiniz’ dedi. Konuştuk. Bizden yine özür diledi. Biz de görüşelim mi dedik. O da ‘Tamam görüşelim.’ dedi. ‘Ne kadar görüşüyorsun?’ diye sorduk. Bizden 300 TL talep etti. Biz de kabul ettik. ‘Nereye gideceğiz, nerede görüşeceğiz?’ dedi. Bir otel teklif etti. Biz ‘Otele ne kadar para vereceğiz?’ diye sorduk. Kendisi de ‘Adam başı 25’er TL’den toplam 100 TL daha gider.’ dedi. Biz de ‘Otele vereceğimiz parayla yer içeriz. Bildiğin müsait bir yer evin falan yok mu?’ dedik. Evinin olduğunu ancak müsait olmadığını söyledi. ‘Sizin bildiğiniz bir yer varsa oraya gidelim. Orada görüşelim.’ dedi. Biz ‘Var ama uzak’ dedik. Neresi dedi, biz de Karşıyaka’da dedik. Karşıyaka’yı bildiğini ama tekrar neresi olduğunu sordu. Biz de Örnekköy Yeni Girne Seyirtepe taraflarında olduğunu söyledik. ‘Tamam ama gelirim. Bir sıkıntı var. Beni aldığınız yere tekrar bırakırsanız gelirim.’ dedi. Anlaştık yola çıktık. Alsancak’tan çıkarken daha Liman Caddesi üzerinde ilerlerken bayan telefonla bir yeri aradı. Karşısındakine ‘Beni merak etmeyin, ufak bir tatsızlık oldu. Arkadaşı tek kişi zannediyordum. Üç kişilermiş, iyiyim, şu an işe gidiyorum.’ diyerek telefonu kapattı daha sonra Altınyol güzergahına geçtik. 5-10 dakika ilerledikten sonra ikinci bir telefon görüşmesi daha yaptı. Bu görüşmesi kısa sürdü. İster istemez kulak misafiri olduk. Karşısındakine ‘Yanına gelecektim kusura bakma. Bir işim çıktı. Daha sonra ben seni ararım.’ diyerek telefonu kapattı. Muhabbet sohbet ederek yola devam ettik. Bize nereli olduğumuzu, kaç yaşında olduğumuzu, nerede oturduğumuzu, ne iş yaptığımızı, evli olup olmadığımızı sordu. Hatta bir ara muhabbet esnasında aslında bugün işe çıkamayacağını, moralinin aşırı derecede bozuk olduğunu, 1-2 gün önce erkek arkadaşıyla tartıştığını, erkek arkadaşının biraz hırpaladığını, dövdüğünü söyledi. Biz de geçmiş olsun dedik ama nedenini sormadık, yolumuza devam ettik. 10-15 dakika sonra olay yerine gittik. Orada Karşıyaka Belediyesi’nin şantiyesi var. Orayı biraz geçtik. Seyirtepe ile Belediye’nin arasındaydık. Tenha bir yerdi. … arkadaşımız aracı tenha bir yere çekti. Araçtan inmeden ‘İlk kim görüşecekse kalsın, diğerleri insin.’ dedi. Ben de arkadaşlara ‘Bir mahsuru yoksa ilk ben görüşebilir miyim?’ dedim. Arkadaşlarım ‘Tamam’ dediler. Bunun üzerine rızasıyla ilişkiye girdim. Kendi rızasıyla soyundu. Ben de yarı çıplak soyundum. Zoraki bir şey olmadı. Normal bir şekilde ilişkiye girdik. İlişkiden sonra bana ‘Hayatım diğer arkadaşını yolla’ dedi. Ben dışarı çıktım, … bu kez görüşmek için yanına gitti. O da görüştü geldi. Daha sonra … arkadaşım görüştü. Bu görüşmelerimiz yaklaşık 1-1,5 saat kadar sürdü. Daha sonra bayan üzerini giyinip yanımıza geldi. Bizden sigara istedi. … çıkarıp sigara verdi. Hatta orada gülüştük. Bize ‘Siz de çok hızlıymışsınız, beni biraz yordunuz. Yine de sizden memnum oldum. Unutturmayın telefon numaramı bırakayım. Daha sonra sizinle yine görüşürüz.’ dedi. Daha sonra ‘Hadi beni aldığınız yere bırakın’ dedi. Bunun üzerine hepimiz araca bindik. ‘Ben sizi mutlu ettim, sıra sizde’ dedi. Bizden para istiyordu. Biz sonradan …’in Alsancak’ta ilk arabaya binerken anlaşırken ona 100 TL verdiğini öğrendik. İşimiz bittikten sonra … bayanın bu sözü üzerine 200 TL daha verdi. Toplamda 300 TL vermiş olduk. Ancak 200 TL’yi alınca bayan ‘Ben sizinle bu paraya anlaşmadım. Bu para ne?’ dedi. … bayanı araca alırken 300 TL’ye anlaşmış. Ancak bayan adam başı 300 TL dediğini söylüyordu. Biz ise toplam 300 TL şeklinde anlamışız. Daha sonra aramızda tatsızlık oldu. 200 TL’yi fırlattı almadı. Bağırdı çağırdı küfretti. ‘Ben bu paraya mı geldim buraya, anlaştığım para bu değil, siz benim kim olduğumu bilmiyorsunuz. Beni buraya yağmaya mı gaspa mı getirdiniz. Arkamda kimlerin olduğunun siz daha farkında değilsiniz.’ diyerek araçtan indi. Herhalde bir yere telefon açacaktı. O an ikinci bir kıyamet koptu. Çantasına bakınca ‘Ben sizi şikâyet edeceğim, hem benim paramı vermiyorsunuz, bana zorla tecavüz ettiniz, benim paramı gasp ettiniz diye bu şekilde sizi şikayet edeceğim.’ dedi. Çantasına yöneldi, baktı ki herhalde telefonunu çıkaracaktı. Cüzdanının düştüğünü fark etmiş. İkinci kıyamet ondan sonra koptu. Cüzdanını düşürmüş. Çantasında cüzdanı yoktu. Yine hakaret üstüne hakaret etti. ‘Sizin ananızı bacınızı sinkaf ettireceğim. Siz benim kim olduğumu bilmiyorsunuz.’ dedi. Bağırdı çağırdı çıktı gitti. ‘Dur buralar tenha yerler, başına bir iş gelir.’ dedik. İster istemez biraz kuşkulandık. Bulunduğumuz yer tenhaydı. Bayan da aşırı derecede alkollüydü, arkasından yalvarıp yakarmamıza rağmen gelmedi. Biz de arabaya binip evimize gittik. Sonradan avukatlarımdan öğrendiğime göre cüzdanını Alsancak’ta düşürmüş. Savunmam bundan ibarettir. Mağdure ile ilişkiye girdik ama zoraki bir şey olmadı. Kendisiyle ilişkiye girdiğim esnada anadan doğma çırılçıplaktı. Parmağında yüzük var mıydı yok muydu fark edemedim ama boynunda kolye yoktu, savunmam bundan ibarettir. Sorulması üzerine; İlk defa hakim huzuruna çıkıyordum. Bu nedenle nöbetçi mahkeme huzurunda sağlıklı düşünerek ifade veremedim. Olayın bu noktaya gelmesi bayanın aşırı derecede alkollü olmasındandır. Orada bir kargaşa yaşandı. Çünkü bizden ilişkiye girmeden para talep etmişti. Biz de veremeyiz demiştik. İmdat diye bağırmadı. Ama aşırı derecede bağırdı. Ben …’in başlangıçta 100 TL verdiğini sonradan öğrendim. 200 TL’sini de sonradan verdi fakat beğenmedi. Orada Karşıyaka Belediyesi’nin şantiyesi vardı. Şantiyenin kapısının önünde bekçi vardı. 50-60 metre ileride evler vardı. Yanı başımızda araçlar vardı. Bu araçların içinde insanlar vardı. Kimisi alkol alıyordu. Kimisi manitasıyla oturuyordu. Ben mağdurun çantasının yanında olmadığını söylemedim. Çantası yanındaydı. Cüzdanının olmadığını söyleyerek kıyameti kopardı. Bizim aldığımız zannetti. Arkadaşımın dedikleri doğrudur. Yolda iki kez telefon görüşmesi yaptı. İlk görüşmesi 2-3 dakika sordu. Kendi telefonuyla görüştü. 5-10 dakika sonra ikinci bir görüşme yaptı. Bu görüşme kısa sürdü.”,
Sanık … müdafisi huzurunda kollukta; “22.09.2014 günü … ve … ile birlikte 35 AR … plaka sayılı gri renkli Megane araç ile birlikte Konak Meydana gittik, burada alkol aldık daha sonra Konak Sahilde dolaştık, daha sonra birlikte bayan almaya karar verdik, gelmiş olduğumuz araca binerek açık adresini bilmediğim Alsancak’ta bir yere gittik, ben ve … araçtan indik, … araç ile birlikte bayanı almaya gitti, biz karşı tarafta …’i bekledik, yaklaşık 5 dk sonra … yanında esmer tenli, siyah saçlı, zayıf, 30-35 yaşlarında bir bayan ile birlikte yanımıza geldi ve araç durunca ben ve … da araca bindik, biz bindiğimizde araçta bulunan bayan korttu inmek istedi, … bayana ‘Korkacak bir şey yok, onlar benim arkadaşım, konuşur anlaşırız.’ dedi, bayan da ‘Ben sen ile anlaştım, bunlar hesapta yoktu.’ dedi. … de ‘Neyse parası veririz.’ dedi ve üç kişi 150 TL karşılığında anlaştık. Kadın da kabul etti. Biz de anlaştığımız gibi 150 TL parayı her birimiz 50’şer TL vererek bayana verdik, Karşıyaka’ya doğru araç ile devam ettik, Karşıyaka Yeni Girne bulvarından Bayraklı Yamanlar’da bulunan dağlık alana doğru gittik, aracı durdurduk, sırasıyla önce …, sonra … ve en son olarak da ben aracın arka koltuğunda ilişkiye girdik, ben araca bindiğimde bayan çıplaktı, kendi rızası ile birlikte olduk, sonra kıyafetlerimizi giyerek araca bindik, araç hareket etti, biz kendisine ‘Nereye gideceksin, seni gideceğin yere bırakalım.’ dedik, bayan da korktu, ‘İndirin beni, siz beni öldüreceksiniz.’ diyerek arka sağ kapıyı açarak hareket halinde bulunan araçtan atlayarak kaçtı, ben arkadaşlara ‘Bunu burda bırakmayalım, başına bir iş gelir, alalım gideceği yere bırakalım.’ dedim, arkadaşım … da ‘Siktir et gitsin, biz yolumuza gidelim.’ dedi ve araç hareket etmeye devam etti, sonra onlar evlerinin önüne kadar araç ile gittiler, ben de en son aracı alarak kendi evime gittim. Sorulması üzerine; arkadaşım …, bayan ile birlikte yanımıza gelince ben ve … araca bindik, o anda bayan korktu, aracın kapısını açarak inmeye çalıştı, … de kadının kolunu tutarak ‘Otur anlaşırız.’ diyerek araçtan inmesini engelledi, sonra biz bayan ile anlaştık, araç devam etti, bayan da araçta bulunduğu sırada çanta elinde idi, çantası araçtan düşmedi, bayan araçta bulunduğu sırada kesinlikte kimseden yardım ister gibi bağırmadı, en son bayan Yamanlar Dağlık bölgede araçtan atlayarak kaçtığında da çantası yanında idi, ben gördüm. Ben bahse konu bayanı zorla araca bindirmedim, kesinlikle boynunda bulunan kolye ve elinde bulunan iki adet yüzüğünü yağma etmedim, bıçakla yaralamadım, sadece anlaşarak para karşılığında birlikte oldum, suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Diğer şüphelilerin anlattıkları doğrudur, kesinlikle mağdureye yönelik herhangi bir zorla ilişkiye girme, özgürlüğünü kısıtlama, bıçakla yaralama ya da herhangi bir eşyasını gasp etme söz konusu değildir. 35 AR … plakalı araç bana aittir, ancak şoförlüğüm çok iyi olmadığı için aracı … arkadaşım kullanıyordu, bayanı da arabaya … almış, sonra biz araca bindiğimizde korktu, bağırdı, … ‘Onlar arkadaşım, korkma, anlaşırız.’ şeklinde sözler söyledi, ben o sırada herhangi bir cüzdan düşme olayı görmedim, ben arabada mağdure ile kişi başı 50 TL’ye anlaştığımızı zannetmiştim, daha sonra dağlık alana gittik, aracı durdurduk, sırasıyla önce …, sonra … sonra da ben mağdure ile rızasıyla ilişkiye girdik, fakat 100 TL para verdiğimiz sırada kendisi buna bozuldu, yine bağırmaya başladı, ‘Siz beni gasp ediyorsunuz, keseceksiniz öldüreceksiniz.’ gibi sözler söyledi, araçtan indi, kaçmaya başladı, biz döner diye biraz bekledik, arkasından da gelmesi için bağırdık, gelmedi, bizde oradan ayrıldık, ben mağdurenin elinde dağlık alana gittiğimizde de büyükçe bir çanta olduğunu görmüştüm, ancak kendisi sonradan cüzdanının düştüğünü söyledi, ancak ondan haberim yoktur.”,
Mahkemede; “Olay aynen arkadaşım …’in anlattığı şekilde olmuştur. Biz zorla bu bayana hiç bir şey yapmadık. Sadece para karşılığında ilişkiye girdik. Zorla kaçırsak yanımızda iki kez telefon açtı. Arkadaşımın dediklerine aynen katılıyorum. Suçsuzum beraatimi istiyorum. Sorulması üzerine; … anlaşmış. Arabada para verdiğinde ben onu 150 TL olarak gördüm. …’in tam olarak kaç para verdiğini bilmiyorum. İlişkiye girdikten sonra 200 TL daha verdi. Toplamda 300 TL’ye anlaşmış zaten. Ben kollukta sağlıklı bir ifade veremedim. Benim şimdiki ifadem doğrudur. Aynen arkadaşım …’ın anlattığı gibi bayan arabada giderken iki kez arkadaşlarını aramıştır. Aracın başına bir sürü insan toplanmış, biz bu bayanı zorla kaçırmış olsak bu insanlar bize hiç bir tepki göstermeyecek mi. Bizi linç ederlerdi.”,
Sanık … müdafisi huzurunda kollukta; “22.09.2014 günü 35 AR … plaka sayılı eniştem …’e ait araç hastanede işim olduğundan dolayı bendeydi, aynı gün akşam saatlerinde mahallede arkadaşımın düğünü vardı, orada … ve … ile birlikte bulunuyorduk, sonra Konak’ta alkol içmek için karar aldık ve birlikte araç ile Konak’a gittik, yaklaşık 23.00-23.30 sıraları idi, burada üçümüz birlikte alkol aldık, sonra eve gitmek için Konak’tan ayrıldık, eve giderken Alsancak Gar’ın yakınlarında eskort bayanları gördük, o sırada ben aracı sürüyordum, diğer arkadaşlarım … ve … araçtan inerek para çekmek için bankamatiğe doğru gittiler, ben de bayan ayarlamak için araç ile birlikte bayanların yanında durdum, ismini bilmediğim esmer, uzun boylu, 30-35 yaşlarında bayan ile konuşmaya başladım, bayana ‘Birlikte oluyor musunuz?’ dedim, o da bana ‘Evet’ dedi, ‘Ne kadar?’ dedim, o da bana kişi başı 150 TL dedi, ben de ‘Üç kişiyiz, 100 TL’den araçta yapar mısın?’ dedim, o da ‘Tamam’ dedi ve aracın ön sağ koltuğuna oturdu ve birlikte … ve …’ın yanına gittik, aracı durdurdum, … ve … aracın arka koltuğuna bindiler, araç seyir halinde iken bayan anlaştığımız olan 300 TL’yi istedi, ben de ‘Önce ilişkiye girelim, sonra paranı alırsın.’ dedim, bayan da bağırmaya başladı, ben de aracı … … Bulvarı Alsancak civarında durdurdum, ‘İlk önce parayı istiyorum, yoksa hiçbir yere gitmem.’ dedi ve kapıyı açtı, ben de aşağıya inmesin diye kolunu tuttum, ‘Anlaşırız gitme’ dedim, sonra kadın tamam dedi ve bağırmayı kesti, biz kadına Alsancak’ta para vermedik, sonra kapıyı kendisi kapattı, araca bindiğinde çantası vardı sonra birlikte Yamanlar ormanlık alana gittik, aracı durdurdum, sonra bayan ‘İlk kim birlikte olacak?’ dedi, … da ‘Ben olacağım.’ dedi, biz de yaklaşık 2-3 metre ileride onları görecek şekilde bekledik, ben bayanın kendi rızasıyla soyunduğunu gördüm, sonrasını perdeden dolayı görmedim, yaklaşık 15 dk sonra … araçtan giyinik vaziyette çıktı, sonra bayan aracın içerisinden bağırarak ‘Diğeri gelsin’ dedi ve ben gittim, bayan araç içinde çıplak bir şekilde beni bekliyordu, ben de araç içinde soyundum ve birlikte olduk sonra yaklaşık 10 dk sonra işimi bitirip çıkarken bayan ben bir sigara içeyim ondan sonra diğeri gelsin dedi ve benden sigara istedi, ben de ona Camel marka bir tek sigara verdim, o da araç içinde içti ve izmariti aracın dışına attı, ben de bu sırada aracın kapısının orada üzerimi giyiyordum, sonra bayan “Diğeri gelsin’ dedi sonra … araca gitti, ben de …’ın yanına gittim, yaklaşık 10 dk sonra … yanımıza geldi, bayan aracın kapıları açık vaziyette üstünü giyiyordu, ben, … ve … üstünü giyinen bayanın yanına aracı gittik, ben gene şoför koltuğuna, sağ koltuğu … ve arka koltukta … ve bayan oturdu, burada bayan bize “Çantamı gördünüz mü?’ dedi, biz çantayı görmediğimizi söyledik ve çevrede bayana ait olan çantayı aradık ancak bulamadık, bayan anlaşmış olduğumuz 300 TL’yi istedi, biz de her birimiz kendi cebinden çıkararak 100’er TL’yi toplamda 300 TL’yi bayana verdik, sonra hareket ettik, bayan, biz Yamanlar ormanlık alandan ayrılıp kendisini Alsancak’a bırakacağımız güzergaha geçerken, daha ormanlık alandan çıkmadan birlikte olduğumuz yere yaklaşık 1 km uzakta bayan bize ‘Ben çantamı tekrar aramak istiyorum, içerisinde kimliğim ve önemli eşyalarım var.’ dedi ve araçtan inmek istedi, ben de aracı durdurdum bayan araçtan indi ‘Ben çantamı aramaya gidiyorum.’ dedi, ben de ‘Biz gidelim mi yoksa seni mi bekleyelim?’ dedim, bayan da ‘Siz gidin ben çantamı bulmadan gitmem.’ dedi ve yanımızdan ayrıldı. Biz de arkasından ‘Nereye gidiyorsun? Bu saatte dağlar tehlikelidir.’ dedik, bayan da bizim söylediklerimize aldırış etmeden gitmeye devam etti, bir müddet bekledikten sonra ben de ‘Saat geç oldu, eve gidelim.’ dedim ve araç ile birlikte eve doğru yola çıktık, önce …’ı eve bıraktık sonra ben kendimi eve bıraktım ve aracı …’a verdim, … da araç ile birlikte eve gideceğini söyleyerek yanımdan ayrıldı. Sorulması üzerine; ben … … Bulvarı civarında arkadaşlarım … ve …’ı bıraktım ve bahse konu bayanın yanına gittim, üç kişi için 300 TL fiyata anlaştım ve bayan araca ön sağ koltuğa oturdu, sonra … ve …’ın yanına gittik ve onları da araca aldık, sonra bayan anlaştığımız parayı istedi, ben de ilişkiye girmeden para vermem, önce ilişkiye girelim sonra paranı alırsın dedim, sonra kadın kapıyı açtı inmek istedi, ben de inmesini engellemek için kolundan tuttum, bayana paranı vereceğiz, inme dedim, o da tamam dedi ve açmış olduğu kapıyı kapattı, araca bindiğinde elinde çanta vardı, sonra birlikte Yamanlar bölgesi dağlık alana doğru devam ettik. Bahse konu olay yerini tam olarak biliyorum. Alsancak Garın oradan Karşıyaka’ya doğru Altınyol’dan devam ettik, daha sonra Yeni Girne caddesinden Örnekköy yoluna doğru devam ettik, sonra Yamanlar tarafına doğru düz devam ettik, oradan Karşıyaka Belediyesi Şantiyesine doğru döndük oradan yaklaşık 2 km ormana doğru gittik orada bayan ile ilişkiye girdik. Ben bahse konu bayanı zorla araca bindirmedim, kesinlikle boynunda bulunan kolye ve elinde bulunan iki adet yüzüğünü yağma etmedim, bıçakla yaralamadım, sadece anlaşarak para karşılığında birlikte oldum, suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Diğer şüpheli …’ın anlattıkları genel olarak doğrudur, ancak bu bayanla ilk anlaşıp arabaya alan benim, o sırada diğer arkadaşlarla birlikte olduğumuzu bir an için unutmuştum, sonra bayanı alıp araçla giderken diğer şüphelilerde arabaya binince mağdure birden ‘İmdat’ diye bağırmaya başladı, panikledi, ben de ‘Bunlar bizden, anlaşırız.’ dedim, bu sırada çevreden bayanın bağırmasını duyan kişiler oldu, onlara da bir şey yok bir sorun olmadığını belirttim, daha sonra mağdurenin isteği üzerine tenha bir yere Yamanlar’daki araziye gittik, orada ben ve diğer şüpheliler mağdureyle rızası dahilinde ilişkiye girdik, ben sonra 100 TL para verdim, mağdure bunu az buldu, 200 TL daha vermemiz gerektiğini söyledi, aramızda böyle bir tartışma yaşandı, yine ilk bayan diğer şüpheliler bindiğinde bağırması sırasında ben küçük çantasının düştüğünü fark etmiştim ancak olayın o şokuyla kendisine söyleyemedim, ilişki sonrası parasal tartışma sırasında cüzdanının olmadığını söyledi, arabaya baktı bulamadı, ben ilk olay yerinde düşürdüğünü söyledim, sonra kızdı, arabadan indi, yukarı doğru koşmaya başladı, biz tenha bir yer olduğu için başına bir şey gelebileceğini düşündük, arkasından bağırdık, fakat mağdure kaçmaya devam etti, biz 5-10 dk bekledik, mağdure dönmeyince buradan ayrıldık, evlerimize gittik, herhangi gasp, zorla dağlık alana götürme ve zorla ilişkiye girme söz konusu değildir.”,
Mahkemede; “Aracı park etmek için bir yer ararken … ile … arabadan indiler. Yolda bayanları gördüm. Yanıma huzurda bulunan bayan geldi. Yanında iki arkadaşı daha vardı. Cama vurdu ‘iyi akşamlar’ dedi. Ona ‘Görüşüyor musunuz?’ dedim. Bana 150 TL’ye görüştüğünü söyledi. Ben de ‘Benden hariç iki kişi daha var. Eğer bir şeyler yaparsan görüşürüz.’ dedim. Bunun üzerine araca bindi. … ve …’ın bulunduğu yere gittik. … ve …’a ‘Pazarlık yapmanıza gerek yok, ben pazarlık yapalım gelin konuşalım.’ dedim. Arabayı müsait bir yere çektim. Ancak araca … ve … binince bayan ‘Bunlar kim?’ diye bağırmaya başladı. Ben de ona ‘Sana iki kişi daha olduğunu söylemiştim.’ dedim. Bunun üzerine benden aracı uygun bir yere çekmemi istedi. Burada fiyat yönünden pazarlık yaptık ve nerede ilişkiye girebileceğimizi konuştuk. Kişi başı 100 TL’den toplam 300 TL’ye anlaştık. Parayı peşin istedi. Biz de ‘İlişkiye girmeden para vermeyiz.’ dedik. Siz bilirsiniz dedi, kapıyı açtı. O sırada elindeki çantası yere düştü. Yerden makyaj malzemelerini topluyordu. Ben de gitmesin diye ‘Önden bir miktar para vereyim.’ dedim. Eşyaları topladıktan sonra ‘Önden 100 TL vereyim, kalanı ilişkiden sonra veririm.’ dedim. Ondan sonra … ve …’a dönerek ‘Sizden de 100’er TL alayım.’ dedi. Çünkü paranın hepsinin bende olduğunu bilmiyordu ve paranın tamamını istiyordu. Biz ilişkiye girmeden tamamını veremeyeceğimizi söyledik. Önden 100 TL verdim. ‘Kalanını ilişkiden sonra vereceğim.’ dedim. Biraz düşündükten sonra kabul etti. Nerede görüşeceğiz dedim. Otele gitmeyi teklif etti. Biz de üç kişi olduğumuz için oteli istemedik. ‘Evin veya bildiğin bir yer varsa oraya gidelim.’ dedik. Bize ‘Evim var ama şu an müsait değil, sizin bildiğiniz bir yer varsa olur.’ dedi. Biz de kendisine Seyirtepe’ye gideceğimizi söyledik. Ne kadar uzakta olduğunu sordu. ‘10-15 dakika sürer’ dedik. ‘Eğer beni tekrar aldığınız yere bırakırsanız, olur’ dedi. Saate baktığımızda 10.30 sıralarıydı, kabul ettik. İlişkiye gireceğimiz güzergaha doğru yola çıktık. Yolda 1-2 kez telefon görüşmesi yaptı. Hatta Altınyol’da giderken bize erkek arkadaşıyla kavga ettiğini, gün boyu evde alkol aldığını, aslında işe çıkmak istemediğini, kafa dağıtmak için işe çıktığını söyledi. İlişkiye gireceğimiz yere gittik. Aracı tenha bir yere park ettim. Sırayla ilişkiye girdik. İlişkiden sonra benden sigara istedi. Ona sigara verdim. Ondan sonra araca bindik. Hareket etmek üzereyken 200 TL uzattım. Bayan parayı az buldu. ‘Ben kişi başı 300 TL’ye anlaştım.’ dedi. Ben de ona ‘Adam başı 100 TL’ye anlaşmıştık, neden böyle yapıyorsun?’ dedim. Bu yüzden tartıştık. ‘Bu saate kadar burada kaldım, 100 TL için değer mi?’ diyerek bağırıp çağırdı. 200 TL’yi üzerime fırlattı. Durdur arabayı dedi. Ben de durdurdum. Araçtan aşağı indi. ‘Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz, benim arkamda kimler var. Ben size yapacağımı biliyorum.’ dedi. Çantasındaki telefonu aramaya başladı. Ondan sonra ‘Cüzdanım yok’ diye birden bağırmaya başladı. Telefonun ışığıyla ilk durduğumuz yerde cüzdanını aramaya başladı. Biz de kendisine yardım ettik. Biz de aradık. O bizim aldığımızı söyledi, ‘Hem paramı vermiyorsunuz, hem de dolandırıyorsunuz.’ dedi. Polise gideceğini söyleyerek ağlayarak gitti. Ben kendisine pazarlık yaptığımız esnada çantasını düşürdüğünde oje falan topladığı zaman orada düşürmüş olabileceğini söyledim. Fakat inanmadı, siz aldınız dedi, ağlayarak gitti. Bir kaç kez seslendik fakat bizi umursamadı. Bulunduğumuz yerde belki gelir diye 10-15 dakika bekledik. Baktık gelen giden yok biz de çıktık eve gittik. Biz 300 TL’ye anlaşmıştık. O sonradan kişi başı 300 TL dedi. Olay bundan çıktı. Biz kimseyi darp etmedik. Para karşılığı ilişkiye girdik. Üzerinde kolye falan yoktu ama parmaklarına falan hiç dikkat etmedim. Olay bundan ibarettir. Sorulması üzerine; soruşturma aşamasında hâkim huzurunda ‘Mağdurenin birden imdat diye bağırmaya başladığını, paniklediğini, çevreden bağırmasını duyan kişiler olduğunu, ilişkiye girdikten sonra 100 TL verdiğini, ancak bayanın bunu az bularak 200 TL daha istediğini, bu yüzden tartıştıklarını, ayrıca arabaya ilk bindiğinde cüzdanını düşürdüğünü farkettiğini ancak olayın şokuyla kendisine söyleyemediğini,’ şeklinde bir şey söylemedim. … arkadaşımız öyle söylemiş. Nöbetçi mahkeme de benim üstüme yazmış. Mağdure imdat diye bağırmadı. Sadece bunlar kim deyince tartıştık. Ben pazarlık yaparken 100 TL verdim, ilişkiye girdikten sonra da 200 TL verdim. İlişkiden sonra 100 TL vermem ve müştekinin 200 TL daha istemesi gibi bir durum yoktur. Müşteki arabaya ilk binerken çantasını düşürdü. İçindeki cüzdanın düştüğünü görmedim. Hatta ilişkiye girdikten sonra orada düşürmüş olabileceğini de söyledim, fakat inanmadı. Bizim aldığımızı söyleyerek bizi suçladı. Polisler bana ‘Bu bayan senin 500 TL’ni yemiş. Sen de intikam almak için böyle bir şey yapmışsın’ dediler. Ben de bilmediğim için avukat eşliğinde ifade vermek istedim. Ben ifademi verdikten sonra avukat geldi. Olayın şokuyla farklı anlatmış olabilirim. Çünkü alkollüydüm. Ben ilişkiden önce 100 TL verdim, ilişkiden sonra 200 TL verdim. Arkadaşlarım ona hiç para vermediler. Mağdurenin yanında iki bayan daha vardı, üç kişilerdi, Onlar da pazarlığımıza şahit oldular. Bulunduğumuz yer ormanlık bir alandır. Yanlız şehir merkezine, yol güzergahına 500 metre uzaktadır. Karakoldaki polisleri hatırlamıyorum. Aynısını … ve …’a da söylemiş. Çelişkiye düşürmek için …’a altınları aldığını, …’ın da yaraladığını iddia etmiş. Tartışma esnasında başımıza kimse toplanmadı. Sadece bir kaç kişi sordu. Bulunduğumuz yerde taksiciler vardı. Bayanın birisi ‘Hayırdır gençler ne oluyor?’ dedi. Ben de ‘Birşey yok’ dedim. Hepsi bundan ibaret. Bayan yani müşteki arabaya bindikten sonra görüşmelerini kendi telefonuyla yaptı. Tartışmamızın sebebi fiyattı. Pazarlık yüzünden tartıştık. İlk bayanı aldığımız yerde tartışma yaşadık. Eğer imdat deseydi bulunduğumuz yerde bize karşı koyarlardı. Alsancak gibi bir yerden kim kimi zorla götürebilir. Cadde üzerinde yanında bayan arkadaşları da vardı.”,
Şeklinde savunmada bulunmuşlardır.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; “suçsuzluk” ya da “masumiyet karinesi” şeklinde, Latincede ise “in dubio pro reo” olarak ifade edilen “şüpheden sanık yararlanır” ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Hayatını fuhuş yaparak kazanan katılanın, olay günü saat 00.30 sıralarında tanıklar …ve … ile birlikte Şair … Bulvarında müşteri beklediği sırada sanık …’in araba ile yanına yanaştığı, yaptıkları pazarlık sonucu 150 TL karşılığında cinsel ilişkiye girme konusunda anlaştıkları, bunun üzerine katılanın sanık …’in sürdüğü arabanın ön yolcu koltuğuna oturduğu, sanık …’in “Otele gidiyoruz” diyerek arabayı hareket ettirdiği ancak ilerideki ışıklardan sol tarafa döndüğü, bunun üzerine katılanın, sanık …’e “Düz gidecektin neden döndün?” diye sorduğu ancak sanık …’in cevap vermeden arabayı durdurduğu ve bu sırada diğer sanıklar … ve …’ın da arabaya binerek arka koltuğa oturdukları, bunun üzerine katılanın tepki göstererek arabadan inmek istediği fakat sanıkların zor kullanarak katılanın araçtan inmesine engel oldukları, bu nedenle katılanın çığlık atarak yardım istediği, katılanın çığlıklarını civardaki apartmanlarda oturan insanların da duyduğu ve 155 polis imdat hattını arayarak bir kadının zorla arabaya bindirilip kaçırıldığına yönelik ihbarlarda bulundukları, daha sonra arabayla Yamanlar tarafında ormanlık bir alana gittikleri ve sanık …’in katılana “Hadi soyun!” dediği, diğer sanıkların da “Burada ölmek istemiyorsan dediğimizi yapacaksın, araçta bıçak var, yoksa seni keseriz.” şeklinde tehdit ettikleri, katılanın buna rağmen soyunmak istememesi üzerine sanıkların, katılanın üzerine çullanarak onu zorla soydukları ve araç içinde sırayla katılana organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulundukları, bu sırada sanıklardan birisinin elinde bıçak olduğu, cinsel saldırı bittikten sonra da sanıklardan birisinin katılana “O boynundaki kolye altın mı? Çıkar onu!” dediği, katılanın altın olmadığını bildirmesi üzerine de “Sana zarar vermemizi istemiyorsan dediklerimizi yap!” diye tehdit ettikleri, arabanın arkasında oturan sanıkların katılanın altın kolyesini ve iki adet altın yüzüğünü zorla aldıkları, daha sonra da oradan ayrıldıkları iddia olunan olayda; her ne kadar katılan aşamalarda; sanıkların “Sana zarar vermemizi istemiyorsan dediklerimizi yap!” diyerek kendisini tehdit ettiklerini ve zorla altın kolyesi ile iki adet yüzüğünü aldıklarını beyan etmiş ise de sanıkların aşamalarda; katılanın kolye ve yüzüklerini almadıklarını savunmaları, mağdurun, yüzük ve kolyesinin zorla alındığını ifade etmesine rağmen alınan adli muayene raporlarında boynundan ya da parmaklarından yaralandığına dair herhangi bir tespitte bulunulmaması, tanıkların da olay günü katılanın üzerinde altın kolye ve yüzüğünün olduğunu beyan etmelerine rağmen bunları sanıkların aldıklarına dair herhangi bir beyanda bulunmamaları ve buna yönelik görgülerinin olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların nitelikli yağma suçunu işlediklerine dair mahkûmiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanıkların atılı nitelikli yağma suçunu işlediklerine dair mahkûmiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi …; “Yapılan yargılama ve incelenen dosya kapsamına göre suç tarihinde geçimini fuhuş yaparak temin ettiği anlaşılan katılanla para karşılığında cinsel ilişkiye girmek amacıyla anlaşarak onu arabalarına alan sanıkların kararlaştırdıkları otele gitmek yerine aracı farklı bir yöne çevirdikleri, katılanın, sanıklardan …’e bunun nedenini sorduğu, ancak sanığın bir cevap vermeksizin arabayı durdurmasını müteakip diğer sanıklar … ve …’ın arabanın arka koltuğuna geçtikleri, buna tepki gösteren katılanın araçtan inmesine zor kullanarak engel oldukları, katılanın yardım isteyen çığlıklarını çevredeki apartmanlarda oturan şahısların da duyduğu ve bu nedenle emniyete bir kadının zorla arabaya bindirilip kaçırıldığına yönelik ihbarlarda bulundukları, katılanın sanıklar tarafından ormanlık bir alana götürüldüğü, bu sırada sanık …’in katılandan soyunmasını istediği, diğer sanıkların ise ‘Burada ölmek istemiyorsan dediğimizi yapacaksın, araçta bıçak var, yoksa seni keseriz.’ şeklindeki sözlerle tehditte bulundukları, buna rağmen soyunmak istemeyen katılanın üzerine çullanan ve içlerinden birinin elinde bıçak bulunan sanıkların onu zorla soyduktan sonra araç içinde sırayla organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulundukları, cinsel saldırı fiillerinin tamamlanmasının ardından katılanın boynundaki altın kolyeyi ve parmaklarındaki iki adet altın yüzüğü cebir ve tehdit kullanarak aldıkları, daha sonra da oradan ayrıldıkları olayda;
Olayın oluş ve adli makamlara intikal şekli, katılanın aşamalardaki tutarlı anlatımları, kaçamaklı sanık savunmaları, katılanın zorla kaçırılmasına ilişkin ihbarların niteliği, darp-cebir olgusunu tereddütsüz şekilde ortaya koyan adli raporların içeriği, yer gösterme ve canlı teşhis tutanakları bir bütün halinde değerlendirildiğinde sanıklara yüklenen nitelikli yağma suçunun sübuta erdiği ve sanıkların bu suçtan ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği düşüncesinde olmam nedeniyle sayın çoğunluğun ‘yağma eyleminin kuşkulu kaldığı ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine’ ilişkin dosya kapsamıyla bağdaşmayan aksi yöndeki görüşüne iştirak etmiyorum.” açıklamasıyla,
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer gerekçelere dayalı olarak sanıklara atılı nitelikli yağma suçunun sabit olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.11.2018 tarihli ve 268-391 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, sanıklar …, … ve …’ün atılı nitelikli yağma suçunu işlediklerine dair mahkûmiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.10.2022 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 01.12.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.