YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/529
KARAR NO : 2023/102
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
MAHKEMESİ:Asliye Ceza
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık …’nin nitelikli hırsızlık suçundan TCK’nın 142/2-h, 35, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin . 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.03.2015 tarihli ve 648-234 sayılı hükmün, sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 29.05.2019 tarih ve 15398-9375 sayı ile;
“Diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, Ancak;
Suça konu cüzdanın ve içindeki paraların değerinin tespit edilerek, sonucuna göre suç tarihindeki brüt asgari ücretin onda birinden az olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında değer azlığı nedeniyle TCK’nın 145. maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin gözetilmemesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 28.06.2019 tarih ve 157161 sayı ile;
“…Suça konu bir adet kullanılmış cüzdan ile içindeki 3 adet tedavülden kalkmış 1 TL’lik banknotu çalan sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılması maddenin konuluş amacına uygun ise de bu araştırmanın ve maddenin uygulanma imkanının asgari ücretin onda birinden az olma hâli ile sınırlanması kanun koyucunun amacına ve kanunun metnine uygun değildir. Zira, kanun koyucu ne madde metninde ne de gerekçesinde bir miktar veya orandan bahsetmiş, uygulamayı tamamen hâkimin takdirine bırakmıştır. Bu doğru bir yaklaşımdır. Suç konusu mala atfedilen değerin zamanla değişmesinin muhtemel olması nedeniyle, malın değerinin her somut olayda hâkim tarafından takdir edilmesi yerinde olup normal bir zamanda önemsiz olarak görülen bir mal, savaş veya kıtlık zamanında değerli bir hâle gelebilir.
Suç tarihlerine göre, sadece asgari ücretin brüt miktarının onda birinden az olan tutarlarda 145. maddenin uygulanabileceği, diğer durumlarda uygulanamayacağı gibi sınırlayıcı bir sonuç, herhalde, kanun koyucunun arzu ettiği bir durum değildir.
Bu nedenle, sanık hakkında hırsızlık suçuna ilişkin olarak verilen bozma ilamından ‘asgari ücretin onda birinden az’ şeklindeki gerekçe cümlesinin çıkarılması gerekir.” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 02.10.2019 tarih ve 5553-13629 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU ve ÖN SORUN
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olarak hükmün bozulması sırasında, ayrıca suça konu eşyanın değerinin belli bir miktar ile sınırlandırılmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Özel Dairece eksik araştırma ile hüküm kurulması nedenine dayalı bozma kararının sonucuna göre tartışılma ihtimali bulunan uyuşmazlık konusunun, bu aşamada Ceza Genel Kurulunca incelenmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın, 16.10.2014 tarihinde gündüz bir saatte şikâyetçinin ikametine girerek etrafı karıştırdığı, salonda bulunan komodinin çekmecesinden içinde üç adet tedavülden kalkmış 1 TL değerinde banknot olan deri cüzdanı alıp daire giriş kapısından dışarı çıkacağı sırada sesler üzerine diğer odadan gelen şikâyetçi tarafından kovalamaca sonucu apartmanın çıkışında yakalandığı, Yerel Mahkemece, sanığın eylemine uyan nitelikli hırsızlık suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, suça konu eşyanın değer tespiti yaptırılmadığı gibi sanık hakkında değer azlığı nedeniyle indirim hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun da karar yerinde tartışılmadığı, hükmün, sanık ve müdafisi tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, cüzdanın ve içindeki paraların değerinin tespit edilerek, sonucuna göre, ulaşılan değerin suç tarihindeki brüt asgari ücretin onda birinden az olması durumunda sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanması gerekip gerekmeyeceğinin değerlendirilmesi şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, eksik araştırmaya dayalı bozma nedeninin yerinde olduğu, bununla birlikte eksik araştırma sonucunda tespit edilecek değerin, brüt asgari ücretin onda birinden az olması hâlinde sanık hakkında anılan maddenin uygulanması gerektiği yönündeki gerekçenin, hâkimin takdir hakkını sınırlayıcı nitelikte olduğu görüşüyle itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
Uyuşmazlık konusunda isabetli bir çözüme ulaşılabilmesi bakımından temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yolu olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yetkisinin kapsamı üzerinde durulmalıdır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı kurumu, 1412 sayılı CMUK’da temyize ilişkin hükümler içerisinde düzenlenmişken, 5271 sayılı CMK’da olağanüstü kanun yolları kısmında yer almıştır. 1412 sayılı CMUK’un 322/4. maddesi; “Ceza dairelerinden birinin kararına karşı Cumhuriyet Başmüddeiumumisi, ilamın kendisine verildiği tarihten otuz gün içinde Ceza Umumi Heyetine itiraz edebilir.” biçiminde iken, 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi; “Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 99. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesine;
“2- İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
3- Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.” şeklindeki (2) ve (3) numaralı fıkralar eklenmek suretiyle madde son şeklini almıştır.
Temyiz incelemesi sonucu Yargıtay ilgili Ceza Dairesince hükme ilişkin karar verilmesiyle olağan kanun yolları sona ermektedir. Bu aşamadan sonra ancak 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca olağanüstü kanun yolu olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazı gündeme gelebilecektir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yolu olup bu yetki sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına aittir. Yargıtay Cumhuriyet Savcıları, Yargıtay Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına bu yetkiyi kullanır.
İtiraz, daire kararında gerek maddî ve gerek usul hukukuna aykırı olduğu saptanan hususlara yönelik olabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itiraz yasa yoluna başvurusunu itirazname denilen belgeyi düzenleyerek yapar. İtiraz başvurusunda itiraz nedenlerinin açık ve gerekçesiyle birlikte yazılı olarak bildirilmesi gerekir.
5271 sayılı CMK’nın olağanüstü yasa yolları bölümünde yer alıp 308. maddesinde düzenlenen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazının, Özel Ceza Daire kararlarındaki hukuka aykırılıkların, Ceza Genel Kurulu tarafından giderilmesini isteme ve bu yolla içtihat birliğini sağlama işlevi bulunmaktadır. Ancak bu kanun yolu ile hangi hukuka aykırılıkların denetleneceği yönünde gerek 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin dördüncü fıkrasında gerekse 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinde bir açıklık bulunmamaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kapsamı günümüze kadar çeşitli Ceza Genel Kurulu kararlarına konu olmuş, bu bağlamda; “Eleştiriye ilişkin düşüncelerin reddine dair daire kararlarının itiraz olunabilecek nitelikte kararlardan olmadıkları” (16.11.1964 tarih ve 470-464 sayı), “Kabule göre yapılan bozmalara karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yoluna başvuramayacağı” (17.03.1998 tarih ve 18-91 sayı) “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle sonuca etkili olmayacak türden hukuka aykırılıkların bu kanun yoluna konu olamayacağı” (30.11.2010 tarih ve 233-241 sayı) “Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen sanığın tutukluluk hâlinin devamına ilişkin kararlara karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının olağanüstü itiraz kanun yoluna başvurma yetkisinin bulunmadığı” (29.03.2011 tarih ve 49-28 sayı), “Görev konusunun Yargıtayca inceleme konusu dahi yapılamayacağı bir durumda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kesin nitelikteki merci tayini kararını hükümsüz kılacak bir sonuç doğmasına neden olacak şekilde itiraz kanun yoluna başvurma imkanının bulunmadığı” (27.12.2011 tarih ve 158-296 sayı), “Hâkimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıkların, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozma istemine konu edilemeyeceği” (09.02.2008 tarih ve 19-31 sayı) kabul edilmek suretiyle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisinin belirli yönlerden sınırlandırılması gerektiğine karar verilmiştir.
Görüldüğü gibi olağanüstü bir kanun yolu olan itiraz kanun yoluna başvurabilmek için hukuka aykırılık hâlinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Ciddi boyutlara ulaşmayan veya sonuca etkili olmayan kanuna aykırılıkların bu yöntemle denetlenmesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itirazının amaç ve kapsamıyla bağdaşmayacaktır.
B. Hukuki Nitelendirme
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının Ceza Dairelerinin kararlarına karşı itirazı, olağanüstü bir kanun yolu olup hangi hâllerde bu yola başvurulacağı kanunda açıklanmamakla beraber gerek yerleşmiş yargı kararlarında gerekse öğretide ancak sınırlı hâllerde başvurulabileceğinin kabul edilmesi, bu bağlamda, sanık hakkında TCK’nın 145. maddesinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından, suça konu eşyanın değerinin belli bir miktar ile sınırlandırılmasının isabetli olup olmadığı hususunun, Özel Dairece verilen eksik araştırmayla hüküm kurulması nedenine dayalı bozma kararının sonucuna göre tartışılması gerektiğinin anlaşılması karşısında, Özel Dairenin bozma ilamının gerekçesine yönelik olan uyuşmazlık konusunun bu aşamada Ceza Genel Kurulunca incelenmesinin mümkün olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile reddine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 22.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.