Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2019/406 E. 2021/174 K. 27.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/406
KARAR NO : 2021/174
KARAR TARİHİ : 27.04.2021

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi

Kasten yaralama suçundan sanık …’nun beraatine ilişkin Bakırköy (Kapatılan) 55. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.12.2014 tarihli ve 425-516 sayılı hükmün katılan mağdur ve katılan vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 09.04.2018 tarih ve 12598-6312 sayı ile;
“…Katılan …’in aşamalarda istikrar gösteren beyanları ve beyanını doğrular nitelikteki doktor raporu ile sanığın soruşturma aşamasında, katılanı ittiğine ilişkin ikrara yönelik beyanı karşısında, sanık hakkında haksız tahrik altında üzerine atılı suçu işlediğinin kabulü ile mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Dosyanın devredildiği Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesince 04.12.2018 tarih ve 380-671 sayı ile;
“… Her ne kadar sanık hakkında basit yaralama suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; dosya kapsamı, tanık beyanlarından sanığın mağdura vurduğuna dair herhangi bir delil olmadığı, mağdurdaki yaralanmanın oynarken mankenlere çarpması ve düşmesi sonucu olabileceği şüpheden sanık yararlanır kuralı da nazara alınarak sanığın beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle bozma kararına direnerek, önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar verilmiştir.
Direnmeye konu bu hükmün de katılan mağdur ve katılan vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.03.2019 tarihli ve 26464 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 01.07.2019 tarih ve 10532-14038 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 21.11.2013 tarihli ön raporda; katılan mağdurun 21.11.2013 tarihinde saat 19.00 sıralarında bir kişinin sol yanağına tokat attığını, darbedildiğini ifade ettiği, sol kulak kepçesinde yaygın kızarıklık mevcut olduğu, genel durumunun iyi, bilincinin açık olduğu, ağrı bulunduğu tespitlerine yer verildiği,
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Acil KBB Polikliniğince düzenlenen 21.11.2013 tarihli raporda; sol kulağına tokat geldiğini ifade eden katılan mağdurun bilateral aurikula, dış kulak yolları ve timpam membran intakt, nazal ve orofaringeal muayenesinin doğal olduğu tespitlerine yer verildiği,
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Çocuk Psikiyatri Polikliniğince düzenlenen 22.11.2013 tarihli raporda; babası refaketinde başvuran katılan mağdurun psikiyatrik muayanesinin yapıldığı, maruz kaldığı olayla ilgili kendisinden bilgi alındığı, alınan bilgiden bir gün önce okul çıkışında anne ve babasının iş yerine yakın bir yerde arkadaşları ile oyun oynarken bir kişi tarafından fiziksel şiddete maruz kaldığının öğrenildiği, ruhsal durum muayenesinde, yaşında görünen, öz bakımı orta erkek çocuğu, görüşmeye istekli, düşünce akışı hızlı, düşünce içeriğinde, olayın tekrarlanmasından korku, olayın başına geldiğinden ötürü arkadaşlarından utanma, uyku normalde düzenli olduğu, olay gecesi uykuda sık sıçrama, uyku bölünmesi yaşadığı, kaçınma davranış mevcut olduğu, sokağa çıkmak istememe, bu kaçınmanın düşünce bazında da belirgin olduğu, yapılan psikiyatrik muayane sonucunda anksiyete belirtilerinin saptandığı, ileri tetkik ve kati adli psikiyatri raporunun temini için çocuk psikiyatri kliniği olan bir merkezde değerlendirilmesinin uygun olacağı görüşüne yer verildiği,
Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 25.11.2013 tarihli raporda; katılan mağdurun genel durumunun iyi, bilinç açık, koopere, oryante olup, vücudunda olaya bağlı herhangi bir travmatik lezyon tespit edilmediği, mevcut tıbbî evrakta tarif edilen bulgulara göre yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişinin üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğunun belirtildiği,
23.11.2013 tarihinde saat 09.40’da düzenlenen tutunakta; kasten yaralama suçunun işlendiği yer olarak beyan edilen … isimli iş yerinin çevresinde yapılan araştırmada bahse konu yeri gösteren herhangi bir güvenlik kamerasının olmadığının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdur … yaşı sebebiyle tayin olunan vekili ve CMK’nın 236/3. maddesi gereğince hazır bulunan bilirkişi huzurunda Mahkemede; 9 yaşında olduğunu, sanığın olay tarihinde kendisine tokat attığını, mankenlerin arasına girdiğini, mankenlerin devrilmediğini, saklambaç oynadıklarını, sanığın kendisine, “Çık.” dediğini, arkadaşları kendisini görmesin diye mankenin arkasına saklandığını, sanığa kendisi için “Benim yaşıma, başıma bak, ben küçüğüm.” dediğini, sanığa hitap ederek söylediğini, oyunları bazen her şeyden daha değerli görebildiğini, kendisi için, “Yaşıma, başıma bak.” dediğini, ancak mankenlerin arasından çıkarken sanığın kendisine tokat attığını, mankenlerin dükkânın içinde olmadığını, dışarıda kaldırım üzerinde olduğunu, tanık beyanlarından sonra olay tarihinde dükkânın içine hiç girmediğini, dışarıda arkadaşları ile oynadığını, kaldırımdaki mankenin arkasına sadece kendisinin saklandığını, başka arkadaşının oraya gelmediğini, kendisinin de mankenin de düşmediğini, bu tanıkları olay yerinde görmediğini,
Katılan mağdurun dinlenilmesinde CMK’nın 236/3. maddesi gereğince hazır bulunan bilirkişi Hasan Hüseyin Yıldırım beyanında; katılan mağdurun beyanlarına itibar edilebileceğine, fiziksel gelişiminin yaşına uygun olduğunu, olayla ilgili öznel ve nesnel beyanlarda bulunabileceğini,
Katılan … Kollukta; 21.11.2013 tarihinde saat 19.00 sıralarında oğlu katılan mağdurun iş yerine geldiğini, Taşevler Sokak’ta bulunan butiğin önünde arkadaşları ile oynadıkları esnada butikten çıkan adını olay nedeniyle öğrendiği sanığın kendisine, “Çık ulan ordan” diye bağırdığını, oğlu katılan mağdurun da, “Benim yaşıma başıma bak, ben bilmiyorum.” diye cevap verdiğini söylediğini, daha sonra sanığın yanına gelerek yüzüne tokat attığını söylediğini, bunun üzerine oğlu katılan mağduru alarak polis merkezine şikâyette bulunmak üzere geldiğini, olay yerini gösterir Mobese ya da güvenlik kamerası varsa görüntülerin temin edilmesini istediğini,
Mahkemede; olayı görmediğini, oğlu katılan mağdurun yüzü ve kulağının kızarıp şiştiğini, dayak yediğini anladığını, oğlu katılan mağdurun olayları kendisine anlatmak istemediğini, kendisi ısrar edince anlattığını, tanık beyanlarından sonra oğlu katılan mağdurun yaramaz bir çocuk olmadığını, başarılı bir öğrenci olduğunu, her ne yaparsa yapsın dayağı hak etmediğini, kaldı ki sanığa zarar verdiğini ve kötü bir şey yaptığını düşünmediğini, derece alan bir çocuk olduğunu,
Tanık … Mahkemede; sanığın iş yerinin bulunduğu mahallede 8 yıldır oturduğunu, sanığın dükkânının önünde kendi çocuklarının da oynadığını, olay günü katılan mağdur …’ın da dükkânın önüne oyun oynamaya geldiğini, akşam saat 19.00 sıraları olduğunu, katılan mağdurun da Kartaltepe de semtlerine uzakta oturduğunu, kendisinin 5 yaşındaki çocuğunu dışarıya çıkarttığını, küçük çocuğu ile birlikte büyük kardeşlerinin de oynadığını, çocuklarının yanında onları gözetlediğini, katılan mağdurla birlikte 4-5 tane çocuğun sanığın dükkânına girip çıktıklarını, mankenlerini devirdiklerini, katılan mağdurun mankenleri devirirken takılıp düştüğünü, çocukların yaramazlık yaptığını, sanığın dükkânına girip çıktıklarını, katılan mağdur çıktığında mankenin devrildiğini, ayağı takılıp düştüğünü, bu sırada sanığın da çıktığını, katılan mağdurun düştüğünü gördüğünü ona hitaben “Sen kimsin, bu saatte burada ne işin var?” dediğini, katılan mağdurun da sanığa “Kocaman adamsın, yaşından başından utan.” diyerek el kol hareketleri yaptığını, daha sonra gidip ailesine haber verdiğini, sanığın katılan mağdura vurduğunu görmediğini, iki tane çocuğunun da orada olması sebebiyle olay sırasında baştan sona olay yerinde olduğunu,
Tanık … Mahkemede; olay günü kardeşi sanığı ziyarete gittiğini, dükkânın içinde olduğunu, kardeşi sanığın müşterilere bakarken dükkânın içindeki elbiseli mankenlerin devrildiklerini, kardeşi sanık ve kendisinin mankenler devrilince müşterileri bırakıp mankenlere doğru yöneldiklerini, ayrıca dışarıdaki mankenlerin de devrildiğini, kardeşi sanığın katılan mağdura yönelerek “Çocuğum senin annen baban yok mu?” dediğini, hatta bir çocuk daha olduğunu, tanık Tuğba’nın çocukları ile birlikte oynadıklarını, katılan mağdurun mankenlerin arasından çıktığını, dükkâna hangi amaçla geldiğini bilmediğini, bugüne kadar gördüğü hadiselerde çocukların kullanıldığını gördüğünü, kardeşi sanığın katılan mağdura vurmadığını, katılan mağdurun kardeşi sanığa “Sen yaşından başından utanmıyor musun?” dediğini, daha sonra ailesini çağırdığını, bu konuşmaların bir kısmının içeride bir kısmının dışarıda olduğunu,
İfade etmişlerdir.
Sanık … Kollukta; 21.11.2013 tarihinde saat 19.00 sıralarında …kak’ta bulunan Haluk Butik isimli iş yerinin önünde beklerken çocukların oyun oynadığını gördüğünü, bu sırada oyun oynayan çocuklardan adını olay sebebiyle öğrendiği katılan mağdur …’ı iş yerinin önünde bulunan sergi mankenlerinin arkasında olduğunu gördüğünü, mankenleri devirebileceğini düşünerek katılan mağdura hitaben “Oradan çık.” dediğini, katılan mağdurun da kendisine hitaben “Yaşından başından utan.” dediğini, bunun üzerine katılan mağdurun yanına giderek hafifçe ittiğini ve “Bak hava karanlık, hadi evine git annen baban merak eder, yok mu senin annen baban.” dediğini, bunun üzerine katılan mağdurun bisiklete binerek ayrıldığını, kesinlikle kimseyi darbetmediğini ve kimseye hakaret etmediğini,
Mahkemede; tekstil dükkânı olduğunu, olay günü dışarıda mankenler olduğunu, mankenlerin düştüğünü gördüğünü, katılan mağdurun mankenlerin arasında olduğunu, katılan mağdura “Mankenlerin arasından çık.” dediğini, vurmadığını, katılan mağdurun kendisine hitaben “Yaşından başından utan.” dediğini, bunun üzerine katılan mağdura “Hadi evine git.” dediğini, katılan mağdura vurmadığını, mankenler ona değdiyse yaralanmış olabileceğini, annesi ve babasının çocuğun sözüne güvenerek polisleri getirdiğini, çocuğa vurmadığını, ismini bildirmiş olduğu tanıklarının dinlenilmesinden sonra siteminin katılan mağdur çocuğun annesi ve babasına olduğunu, olayı büyütüp kendisini dinlemediklerini, çocuklarının ileride daha kötü şeyler yapabileceğini, çocuğa bir husumeti ve kastının olmadığını, insani değerlere önem veren biri olduğunu,
Bozmadan sonra Mahkemede; Yargıtay bozma ilamını kabul etmediğini, katılan mağdura vurmadığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Savunmuştur.
Kasten yaralama suçu TCK’nın 86. maddesinde;
“(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır” şeklinde düzenlenmiş, 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle 3. maddeye “canavarca hisle” şeklinde (f) bendi eklenmiş ve canavarca hisle işlenen kasten yaralama suçunda verilecek cezanın bir kat artırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında kasten yaralama suçunun tanımı yapılarak, kasten yaralamanın temel şekli düzenlenmiş, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her davranış, yaralama olarak kabul edilmiş, madde gerekçesinde bu husus açıkça vurgulanmıştır. Kasten yaralama fiilinin, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olması hâli ise ikinci fıkrada düzenlenmiş olup bu durumda birinci fıkradaki hapis cezasından daha az süreli bir hapis cezası ya da seçimlik olarak adli para cezası suçun yaptırımı olarak öngörülmüştür.
Kasten yaralama suçunda korunan hukuki yarar, kişinin vücut dokunulmazlığı ve beden bütünlüğüdür. Suçun konusu, mağdurun acı verilen veya bozulan bedeni veya ruhsal varlığıdır. Failin yaptığı hareket sonucu, maddede belirtilen sonuçlardan biri meydana gelirse, kasten yaralama suçunun oluşacağında tereddüt bulunmayıp, bu sonucu doğurmaya elverişli olan tüm hareketlerle, kasten yaralama suçunun işlenmesi mümkündür.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan mağdur …’in olay tarihinde 9 yaş içerisinde olduğu, 21.11.2013 tarihinde okul çıkışı arkadaşları ile akşam saat 19.00 sıralarında Zeytinlik Mahallesi, …k’ta saklambaç oynadıkları, katılan mağdurun saklanmak amacıyla sanık …’ya ait aynı sokakta bulunan Haluk Butik isimli iş yerinin önündeki mankenlerin arkasına saklandığı, sanığın katılan mağduru gördüğü ve mankenleri düşürebileceği düşüncesiyle katılan mağdura “Oradan çık.” dediği, katılan mağdurun da sanığa hitaben “Yaşından başından utan.” dediği, bunun üzerine sanığın katılan mağdurun sol yanağına tokat attığı, sonrasında aynı gece saat 19.45 sıralarında babası katılan ile birlikte kolluğa müracaat ederek sanık tarafından darbedildiğini belirterek sanıktan şikâyetçi oldukları, katılan mağdur hakkında düzenlenen 21.11.2013 tarihli ön rapora göre katılan mağdurun sol kulak kepçesinde yaygın kızarıklık olduğu, Bakırköy Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 25.11.2013 tarihli rapora göre de katılan mağdurun basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı bildirilen olayda; katılan mağdurun aşamalarda istikrar gösteren beyanları, bu beyanları ile uyumlu adli rapor içeriği ile sanığın kovuşturma aşamasında kısmen savunmasını değiştirse de soruşturma aşamasında, katılan mağdurun kendisine “Yaşından başından utan.” dedikten sonra yanına giderek katılan mağduru hafifçe ittiği yönündeki savunması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı haksız tahrik altında yaşı küçük mağduru kasten yaralama suçunun sabit olduğu, Yerel Mahkemece sanığın beraatine karar verilmesinde isabet bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığın kasten yaralama suçunun sabit olduğu gözetilmeden beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve 380-671 sayılı direnme kararına konu beraat hükmünün, sanığın kasten yaralama suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 27.04.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.