Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2019/401 E. 2023/348 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/401
KARAR NO : 2023/348
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

İtirazname No : 2019/32964
YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 13. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 1242-289

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık …’ın nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemiyle açılan ve birleştirilerek görülen kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, eylemin bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın bu suçtan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-e, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 09.04.2013 tarihli ve 1242-289 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 18.10.2018 tarih ve 3453-14318 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 09.05.2019 tarih ve 32964 sayı ile; “…Sanığın, yüklenen suçu işlediğine ilişkin hükümlülüğüne yeterli, hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmaması nedeniyle atılı eylemden beraatine karar verilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 26.06.2019 tarih ve 2515-11298 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık … hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan …’nun, … Bankası … … Şubesi nezdinde bulunan hesabının şifresi kırılarak farklı hesap numaralarına bilgisi dışında toplamda 13.750 TL’nin havale edildiği yönünde müracaatta bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
… Bankası tarafından gönderilen yazıda; katılanın … Şubesi’nde bulunan … numaralı hesabına 12.09.2008 tarihinde … IP kullanıcısı tarafından girilerek;
Saat 12.57’de 990 TL ve saat 13.04’te 3490 TL olmak üzere toplamda 4480 TL’nin sanık … adına açılı bulunan aynı bankanın … Şubesi hesabına havale edildiği, 990 TL’nin ilgili bankanın … Teknik Lisesi ATM’sinden çekildiği, 1270 TL’nin …’nda bulunan iş yerlerinin pos harcamalarında kullanıldığı, geri kalan kısmın ise katılana iade edildiği, para çekim anına ilişkin kamera görüntüsünün bulunmadığı,
Saat 13.14’te 1100 TL, saat 13.18’de 1100 TL, saat 13.28’de 1500 TL ve saat 13.45’te 2300 TL olmak üzere toplamda 6000 TL’nin … adına açılı bulunan … Bankası … Şubesi hesabına EFT edildiği, EFT edilen miktarın 1000 TL’sinin … … ATM’sinden çekildiği, interaktif bankacılık yoluyla … Bilgisayar isimli iş yerinden 1171 TL ve 1517 TL tutarında alışveriş yapıldığı, geri kalan paraya bloke konularak katılanın hesabına iade edildiği,
Saat 13.24’te 1890 TL’nin inceleme dışı sanık … adına açılı bulunan … Bankası Kredi Kartları Merkezi hesabına EFT edildiği, bahse konu miktarın kullanılmadan katılanın hesabına gönderildiği,
Saat 13.40’da İbrahim … adına açılı bulunan … Bank AŞ … Sanayi Şubesi hesabına EFT edildiği, suça konu miktarın ilgili bankanın Dokuma Şubesi ATM’sinden nakit olarak çekildiği, para çekim anına ilişkin görüntü kayıtlarının mevcut olduğu,
Hususlarının bildirildiği,
CD çözüm tutanağına göre, …’a ait banka kartı ile ATM’den para çeken şahsın inceleme dışı sanık … olduğunun tespit edildiği,
… İletişim Hizmetleri AŞ tarafından gönderilen cevabi yazıda; katılanın hesabından işlem yapan IP numarasının inceleme dışı sanık … adına kayıtlı … numaralı hattan giriş yaptığı, adı geçen telefon numarasının 01.09.2008 ile 30.09.2008 tarihleri arasındaki HTS kayıtları incelendiğinde suç tarihi olan 12.09.2008 tarihinde herhangi bir görüşme kaydının bulunmadığının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan aşamalarda; internet bankacılığına açık bulunan hesabından farklı hesap numaralarına toplamda 13.750 TL para gönderildiğini, işlemlerin bilgisi dışında gerçekleştiğini,
İnceleme dışı sanık … aşamalarda; 10.09.2008 tarihinde inceleme dışı sanık …’ın kendisine su kanalı ızgarası siparişi verdiğini, gerekli ölçüleri alarak hesapladığında toplam maliyetin 2590 TL olacağını söylediğini, …’ın 300 TL kapora bırakarak kalan kısmı havale edeceğini belirttiğini, işi bitirdiği zaman haber vermek üzere cep numarasının yazılı bulunduğu kartvizitini bıraktığını, aynı tarihte sipariş sözleşmesi düzenlediklerini, birkaç gün sonra işi bitirdiğini, kartvizitte yazılı numaradan …’ı aradığını, aynı gün …’ın gelerek ızgaraları götürdüğünü, borcu olması nedeniyle banka hesabı üzerinde bloke kaydı bulunduğundan sanayi sitesi içinde birlikte çalıştıkları sanığın banka kartını istediğini, bu kart ile hesaba gelen 990 TL’yi nakit olarak çektiğini, bir miktar da POS cihazlarından kontör ve yakıt aldığını, ancak günlük işlem limiti nedeniyle geri kalan miktarı kart sahibi olmadığı için çekemediğini, durumu sanığa anlatarak kalan kısmı şubeden çekmesini istediğini, sanığın bankaya gittiğinde bakiye tutarın … isimli şahsın hesabına iade edildiğini öğrenmiş olduğunu, bu hususu sormak için aradığında …’ın telefonlara cevap vermediğini, banka görevlileri ile görüştüğünde katılanın bilgisi dışında sanığın hesabına havale yapıldığını öğrendiğini, yaptığı iş karşılığında …’tan parasının tamamını alamadığını, kendisinin de mağdur olduğunu,
İnceleme dışı sanık … kovuşturma aşamasında; inşaat işi ile uğraştığını, aynı sektörde çalışmaları nedeniyle inceleme dışı sanık …’ı tanıdığını, zaman zaman birlikte iş yaptıklarını ancak iddia edildiği gibi kendisine demirden ızgara siparişi vermediğini, bu nedenle bir borcunun da bulunmadığını, sanığı tanımadığını, sanığın hesabına para göndermediğini,
Hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen …; … … Sanayi Şubesi’nde hesabı bulunduğunu, banka kartını iş yeri komşusu olan inceleme dışı sanık …’a verdiğini, hesabına gelen paradan haberi olmadığını,
İnceleme dışı sanık …; arkadaşı olan …’den borç para istediğini, onun da kendisine … banka kartını verdiğini, ATM’ye gittiğinde hesapta 1000 TL olduğunu görmesi üzerine 600 TL çektiğini, kalan kısım ile POS cihazlarından alışveriş yaptığını, harcadığı paranın katılanın hesabından gelen para olduğunu bilmediğini,
Hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen …; … Bankası … Şubesi’nde hesabı bulunduğunu, ancak uzun zaman önce banka kartını kaybettiğini, hesabında para olmadığı için kartını iptal ettirmediğini, daha sonra hesabının tanımadığı kişiler tarafından kullanıldığını öğrendiğini, 12.09.2008 tarihinde Kıbrıs’ta askerlik hizmetini yapmakta olduğunu,
İnceleme dışı sanık …; sanık ve katılanı tanımadığını, … Bankası … Şubesi nezdinde kredi kartı hesabı bulunduğunu, ancak hesabına gelen havale işlemi ile bir ilgisinin olmadığını,
İnceleme dışı sanık … kovuşturma aşamasında; 2007 yılı Mart ayından 2008 yılı Haziran ayına kadar …’de askerlik yaptığını, çarşı iznine çıktığında kimliği karşılığında cep telefonu kiraladığını, kiraladığı bu telefonlara kendi hattını takmış olduğunu, katılanı ve sanığı tanımadığını, havale işlemlerini kendisinin gerçekleştirmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … aşamalarda; bahse konu hesabı 19.08.2005 tarihinde açtırdığını, o tarihten bu yana da kullanmakta olduğunu, olay tarihinden birkaç gün önce esnaf komşusu olan inceleme dışı sanık …’ın yanına gelerek yaptığı bir iş karşılığında hesabına para geleceğini ancak vergi dairesine borcunun bulunması nedeniyle kesinti yapılacağını söyleyip hesap numarasını istediğini, kendisinin de banka kartını …’e verip şifresini de söylediğini, daha sonra …’in, hesaptan 900 TL çektiğini, bir miktar para ile de değişik iş yerlerinden alışveriş yaptığını ancak kalan kısmı ATM’den çekemediğini söylediğini, bu nedenle geri kalan parayı çekip …’e vermek amacıyla banka şubesine gittiğini, hesabında para olmadığını görüp banka görevlisine sorduğunda … isimli şahsın parayı kendisinin göndermediğini söyleyerek hesaba bloke koydurması nedeniyle 2220 TL’nin iade edildiğini öğrendiğini, sonradan bu hususu …’e anlatıp kartını geri aldığını, hırsızlık olayı ile bir ilgisinin bulunmadığını savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi şeklinde, Latincede ise in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Katılanın, … Bankası … … Şubesi nezdinde bulunan hesabının şifresi kırılarak 12.09.2008 tarihinde saat 12.57’de 990 TL ve saat 13.04’te 3490 TL olmak üzere toplamda 4480 TL’nin sanık … adına açılı bulunan aynı bankanın … Şubesi hesabına havale edilmesi nedeniyle sanığın bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda;
Sanığın tüm aşamalarda istikrarlı bir şekilde, iş yeri komşusu olan inceleme dışı sanık …’ın, yaptığı bir iş karşılığında hesabına para geleceğini ancak vergi dairesine borcunun bulunması nedeniyle kesinti yapılacağını söyleyip hesap numarasını istemesi nedeniyle banka kartını ve şifre bilgilerini inceleme dışı sanık …’e verdiğini savunması; inceleme dışı sanık …’ın da, inceleme dışı sanık …’ın kendisine toplam maliyeti 2590 TL tutan su kanalı ızgarası siparişi verdiğini, bir miktar kapora bıraktığını, kalan kısmı ise havale edeceğini söylediğini ancak borcu olması nedeniyle banka hesabı üzerinde bloke kaydı bulunduğundan sanayi sitesi içinde birlikte çalıştıkları sanığın banka kartını istediğini, havale yapılmak üzere sanığın hesap numarası bilgilerini verdiğini, devamında bu hesaba gelen 990 TL’yi nakit olarak çektiğini, bir miktar da POS cihazlarından kontör ve yakıt aldığı yönünde sanığı doğrular şekilde beyanda bulunması karşısında, havale işlemini gerçekleştiren IP kullanıcısı inceleme dışı sanık …’nin, askerlik yaparken çarşı iznine çıktığında kimlik bilgilerini vererek cep telefonları kiraladığı, kiraladığı bu telefonlara kendi hattını taktığı, sanığı ve katılanı tanımadığı, adına kayıtlı hat üzerinden herhangi bir havale işlemi gerçekleştirmediği yolundaki beyanı ve bahse konu hattın suç tarihinde herhangi bir görüşme kaydının bulunmadığına ilişkin HTS raporu ile sanığın, katılanın hesabından kendi hesaplarına aynı tarihte EFT işlemi yapılan inceleme dışı sanıklar ve tüm dosya kapsamı itibarıyla birlikte yargılandığı diğer inceleme dışı sanıklar ile irtibatının bulunduğuna dair bir tespit yapılmamış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, tüm aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmeyen sanığın savunmalarının aksine atılı suçu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak, mahkûmiyetine yeter derecede, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 18.10.2018 tarihli ve 3453-14318 sayılı onama kararının sanık … yönünden KALDIRILMASINA,
3- İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 1242-289 sayılı hükmünün, sanık …’ın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkûmiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.06.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.