Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2019/290 E. 2022/75 K. 10.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/290
KARAR NO : 2022/75
KARAR TARİHİ : 10.02.2022

Yargıtay Dairesi : 18. Ceza Dairesi

Sanık …’ın fuhuş suçundan TCK’nın 227/2, 43/1, 62/1, 52/2 ve 53. maddeleri gereğince üç kez 2 yıl 1 ay hapis ve 100 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin …Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2014 tarihli ve 25-104 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 07.01.2019 tarih, 16937-54 sayı ve oy çokluğu ile;
“1- Her ne kadar sanığın soruşturma aşamasındaki beyanlarında; …, …ve … isimli bayanların yanında yaklaşık bir ay kaldıklarını, bu bayanları arayan şahıslara yönlendirdiğini, bayanların fuhuş yaptıklarını, kendisinin de bu üç bayanın fuhuş yapmasına aracı olduğunu beyan ederek üzerine atılı suçlamaları ikrar etmesi, tanık beyanlarında da sanığın …, … ve … isimli bayanların fuhuş yapmalarına aracılık ettiğine ilişkin eylemlerinden bahsetmeleri nedeniyle …, …ve … isimli mağdur olduğu belirtilen kişilerin gerçeklikleri araştırılmadan ve ifadelerine başvurulmadan atılı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; TCK’nın 227. maddesinin 2. fıkrasının ‘bir kimseyi fuhuşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Fuhuşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhuşa teşvik sayılır.’ hükmünü ihtiva etmesi ve bu nedenle suçun belirlenmiş ya da belirlenebilir bir mağdura yönelik olarak işlenebilecek olması karşısında; adı geçen mağdurların gerçekte var olup olmadıkları ve açık kimlikleri tespit edilerek mağdur sıfatıyla bilgilerine başvurulmadan, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle sanığın bu mağdurların fuhuş yapmasına aracılık ettiği kabul edilerek mahkûmiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de; TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulama olanağının ortadan kalkmış olması,” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyesi R. Akbal ise; “…Kanun koyucu cinsel ilişkinin para karşılığı yapılmasını toplumun ahlakı açısından tehlikeli saymış ancak fuhuş yapana değil aracılık eden, kolaylaştıran, yer temin eden, teşvik eden kimseyi cezalandırmıştır.
Suçun basit hâlinde mağdur herkes olabilir, nitelikli hâllerde mağdurun kimliği önemli hâle gelebilir. Fuhuş suçunun basit hâlinde asıl olan fuhuş eyleminin varlığıdır, bu hâlde mağdurun kimliğinin önemi yoktur.
Asıl olan iddianameye konu fuhuş eyleminin olmasıdır, buradaki mağdurun kimliği ancak TCK 43/1. maddesi açısından önem arz edebilir. Ancak TCK 43/1. maddesine konu bir eylem iddianameye konu edilmemiştir, ileri ki zaman dilimi içinde sanığın aynı mağdurun hukuki ve fiili kesinti öncesi fuhuş suçuna yasada aranan şekilde katıldığı anlaşılırsa, o zaman TCK 43. maddesinin uygulanarak, mahsubu gündeme gelebilir. Bu durumda yine eylemi suç olmaktan çıkarmaz.
Dosya içerisindeki deliller değerlendirilmiş ve sanığın fuhuş yapmaları için mağdurlar ile tanıklar arasında aracılık yaptığı şüpheden uzak şekilde belirlenmiş olması nedeniyle hükmünlerin onanması gerekirken, hükümlerin bozulmasına karar verildiği .” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da 14.03.2019 tarih ve 196514 sayı ile;
“…Sanık hakkında, …, …ve … isimli kadınları …İlçesinde erkeklerle pazarladığından bahisle TCK’nın 227/2. maddesi gereğince cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış, yerel mahkeme sanığa TCK’nın 227/2. maddesinin üç kez uygulanması ve TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen ek savunma hakkı tanıyarak mağdur sayısı kadar TCK’nın 227/2, 43/1. maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar vermiştir.
Sanık kollukta müdafii huzurunda alınan beyanında atılı suçu ikrar etmiştir.
02.09.2013 tarihli tutanağa göre mağdurlardan …’nın kullandığı telefon telefonun kullanım dışı olmasından ve sanığın bildirdiği adresin sürekli olarak kapalı olmasından dolayı temin edilemediği,… uyruklu olduğu söylenen diğer mağdurların da…’tan ayrılmış olmaları ve gittikleri yerin tespit edilememesi nedeniyle bulunamadıkları, keza bu kadınları sanığa temin ettiği sanıkça ileri sürülen kişilere ait telefon numaralarından da bu kişilerden herhangi birine ulaşılamadığı anlaşılmaktadır.
Tanıklar …, … ve …’ün aşamalardaki beyanlarından sanığın …, … ve … isimlerini kullanan kadınları birden fazla kez ve değişik müşterilere fuhuş amacıyla temin ettiği anlaşılmaktadır.
Sanık, fuhuş amacıyla temin ettiği bu kişilerin açık kimliklerini vermemekle birlikte varlıklarını da inkar etmemektedir. Hatta bu kişileri fuhuş amacıyla temin ettiğini müdafii huzurunda ikrar dahi etmiştir. Keza tanıklar da sanığın temin ettiği üç kadınla müteaddit defalar para karşılığında cinsel ilişkiye girdiklerini her aşamada kabul etmişlerdir. Tam olarak açık kimlik bilgileri bilinmemekle birlikte …, … ve … isimlerinin kullanan üç kadının sanık tarafından fuhuş amacıyla temin edildikleri sabit olmakla bu kişilerin belirlenip beyanlarına başvurulmasının belki suç mağduru olmalarından kaynaklanan haklarını kullanmaları bakımından bir önemi olacaktır. Suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olmadığı düşünüldüğünde varlıkları hiç inkar edilmeyen, hatta kabul edilen suç mağdurlarının bulunup dinlenmesinin kamu davasının açılmasına ve yürütülmesine bir katkı sağlamayacağı, mevcut delil durumu ve sanığın ikrarına göre de atılı suçtan hüküm kurulmasının mümkün olduğu düşünüldüğünden, Yüksek Dairenin bozma kararına itiraz etmek gerekmiştir.” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesince 29.04.2019 tarih, 1833-7940 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen fuhuş suçunun mağdurlarının açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek ifadelerine başvurulmasının gerekli olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Polis memurları tarafından tanzim edilen 02.09.2013 tarihli tutanağa göre; sanığın telefon numaralarını vermiş olduğu “…” ve “…” isimli şahısların polis memurları tarafından telefonla arandığı, yapılan ilk görüşmede “…” isimli şahsın soy isminin “…” olduğunun kendisinden öğrenildiği, hâlihazırda …’da bulunması nedeniyle geldiğinde …Polis Merkezine uğrayacağını söyleyen …ün tutanak tarihine kadar Polis Merkezine gelmemesi üzerine birkaç kez arandığı, telefon çalmasına rağmen adı geçenin aramalara cevap vermediği, “…” isimli şahsın ise telefonla arandığında ifadeye gelmek istemediğini belirttiği, daha sonra ifade vermeyi kabul etmesine rağmen Polis Merkezine gelmediği, adı geçen şahısların açık adresleri tespit edilemediğinden haklarında yakalama işleminin yapılamadığı, sanığın ifadesinde Cumhuriyet Mahallesi 554. Sokak No. 14 …adresinde oturduğunu beyan ettiği “…” isimli şahsa, adrese gidilmesine rağmen ulaşılamadığı, adı geçenin kullandığı belirtilen 0 535 671 79 96 numaralı telefon arandığında kullanım dışı olduğuna dair uyarı geldiği, “…” ve “…” isimli kadınların ise nerede olduklarının bilinmediği,
Anlaşılmıştır.
Tanık …, kollukta; kadın ticareti yaptığını duyduğu sanıktan 2012 yılında iki kez kadın istediğini ve sanığın her ikisinde de bu isteğini yerine getirdiğini, kadınların… uyruklu olduğunu, sanığın getirdiği kadınlar karşılığında 40 ila 60 TL arasında para ödediğini, sanığın … veya Serdar olarak bildiği bir şahısla birlikte yaklaşık 20-25 gün önce de kendisini biri… uyruklu, diğeri … isimli olmak üzere iki kadın getirdiğini, bunun karşılığında sanığa 200 TL para ödediğini, sanığın söz konusu kadınları “38” plakalı, kırmızı renkli, eski kasa ve “…” markalı bir araçla getirdiğini, ismini vermek istemediği yanındaki arkadaşı ile köy bağlarında kadınlarda cinsel ilişkiye girdiklerini, sanığın bugüne kadar kendisine 10-15 kez kadın temin ettiğini, bu konudaki tüm pazarlığı sanıkla yaptığını, sanıktan kadın temin etmesini istediğinde 0 531 990 82 89 numaralı telefonu aradığını,
Yargılama evresinde ise; sanığı aynı ilçede olduklarından dolayı tanıdığını, sanıktan defalarca “…”, “…” ve “…” isimli kadınları ücreti karşılığında alarak adı geçenlerle cinsel ilişkiye girdiğini, paraları sanığa verdiğini, diğer arkadaşları Abdullah Orman ve Göktuğ Korkmaz ile birlikte toplam 300 TL ödediklerini,
Tanık …, kollukta; yaklaşık 10-15 gün kadar önce arkadaşı olan tanık … ile birlikte 0 531 990 82 89 numaralı telefonu arayarak sanıktan iki kadın temin etmesini istediklerini, anlaşmaları üzerine sanığın eski kasa, “…” veya “Şahin” marka, kendisinin kullanmadığı bir araçla “…” isimli, kilolu, 19-20 yaşlarında bir kadın getirdiğini, tanık … Serkan ile birlikte kadınla fuhuş yapma karşılığında sanığa 100 TL ödediğini, kadınla birlikte olduktan sonra sanığı tekrar aradıklarını ve bir süre sonra sanığın aracı kullanan şahısla birlikte gelerek …’yı aldığını, yaklaşık bir hafta önce de tanık … Serkan ile birlikte sanığı arayarak iki kadın istediklerini, sanığın başkası tarafından kullanılan bir araçla, kendilerini “…” ve “…” olarak tanıtan yabancı uyruklu iki kadınla birlikte geldiğini, kendilerine teslim edilen kadınlarla kuytu bir yerde yemek yiyip bir şeyler içtiklerini ancak birlikte olmadıklarını, bu nedenle sanığa para vermediğini, tanık … Serkan’ın para verip vermediğini bilmediğini, daha sonra aradıkları sanığın gelerek kadınları aldığını,
Yargılama evresinde ise; sanığı köylüsü olması nedeniyle tanıdığını, tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir gün tanık … Serkan ile birlikte sanığı arayarak iki kadın istediklerini, bu kadınları isteme sebeplerinin fuhuş yapmak olduğunu, bunun üzerine sanığın isimlerini “…” ve “…” olarak bildiği iki şahsı temin ederek kendilerinin bulunduğu yere gönderdiğini, birlikte vakit geçirdikten sonra her iki kadın için 100 TL’yi gelen bu kadınlara verdiklerini, daha sonra sanığı arayarak işleri bittiğinden dolayı bu kişileri geri almasını istediklerini, olaydan yaklaşık on gün önce de aynı şekilde sanığı arayarak bir kadın ayarlamasını istediklerini, bunun üzerine sanığın bu sefer de “…” isimli bir kadını temin ederek kendilerine gönderdiğini, bir süre vakit geçirdikten sonra 100 TL parayı …’ya ödediklerini, adı geçen kadınların açık kimlik bilgilerini bilmediğini, anlattığı şekilde “…”, “…” ve “…” isimli kadınları fuhuş yapmak için ayarladığını, sanığın ayarlamış olduğu bu kadınlardan herhangi bir komisyon alıp almadığını bilmediğini ancak bu kadınlara sanık sayesinde ulaştıklarını,
Tanık …, kollukta; 17.08.2013 tarihinde sanığa ait 0 531 990 82 89 numaralı telefonu arayarak iki kadın istediğini, bu kadınları fuhuş yapmak amacıyla talep ettiğini, sanığın aynı gün saat 21.00 sıralarında plakasını bilmediği, … isimli şahıs tarafından kullanılan “…” marka bir araçla geldiğini, yanlarında yabancı uyruklu iki kadın bulunduğunu, bu sırada arkadaşı olan tanık …’ün de yanında olduğunu, sanık ile …’ın kadınları kendilerine teslim ederek gittiklerini, “…” isimli kadının… uyruklu olduğunu ve 0 531 502 77 90 numaralı hattı kullandığını, kadın başına 100 TL’yi arkadaşı olan tanık …’in …’ye ödediğini, arazide kadınlarla bir süre vakit geçirdikten sonra sanığı tekrar aradıklarını, …’la birlikte gelen sanığın kadınları alarak gittiğini, bu olaydan yaklaşık 15 gün önce de yine sanığa ait numarayı arayarak fuhuş amaçlı kadın istediğini, sanığın da bir süre sonra 19-20 yaşlarında, kilolu ve “…” isimli olduğunu bildiği bir kadını getirdiğini, bu kadına fuhuş karşılığında 100 TL ödediğini, birlikte olduktan sonra sanığı aradığını, sanığın da yanında bir başkası ile gelerek kadını alıp götürdüğünü,
Yargılama evresinde ise; sanığı köylüsü olması nedeniyle tanıdığını, tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir gün sanığı arayarak iki kadın istediğini, bu kadınları isteme sebebinin fuhuş yapmak olduğunu, bunun üzerine sanığın “…” ve “…” isimli iki şahsı temin ederek kendisinin bulunduğu yere gönderdiğini, tanık … ile birlikte vakit geçirdikten sonra her iki kadın için 100 TL’yi kadınlara verdiklerini, daha sonra sanığı arayarak kadınları geri almasını istediğini, bu olaydan yaklaşık on gün önce de sanığı arayarak bir kadın ayarlamasını istediğini, bunun üzerine sanığın bu kez “…” isimli bir kadını temin ederek kendisine gönderdiğini, bir süre vakit geçirdikten sonra 100 TL parayı “…” isimli kadına ödediğini, bu kadınların açık kimlik bilgilerini bilmediğini, anlattığı şekilde sanığın “…”, “…” ve “…” isimli kadınları fuhuş yapmak için ayarladığını, sanığın ayarlamış olduğu bu kadınlardan herhangi bir komisyon alıp almadığını bilmediğini, bu kadınlara sanık sayesinde ulaştıklarını,
Beyan etmişlerdir.
Sanık … müdafi eşliğinde, kollukta; yaklaşık dört ay önce ….Köyü’nden arkadaşı olan ….. uyruklu “…” isminde bir kadını kendisine getirdiğini ve “Sen bu kadını çalıştır, gidip geleceği yerlere götür, sana para verecek.” dediğini, bu olaydan sonra …’nin kendi evinde kalmaya başladığını, …’nin kendisine “Fuhuş amaçlı müşteri bul, sen de … ben de kazanayım.” dediğini, ardından …’ye müşteri bulmaya başladığını, telefonunda kayıtlı olan ve kadınlara meyilli olduklarını bildiği arkadaşlarını arayarak yanında kadın olduğunu ve isteyip istemediklerini sorduğunu, bu şekilde işlerinin yaygınlaştığını, … ile bu işe ilk başladıklarında müşterileri 60-100 TL karşılığında bulduklarını, saatlik gitmesi hâlinde …’nin 120 TL civarında ücret aldığını, müşteri bulması nedeniyle bu ücretten kendisine 30 TL komisyon ödediğini, yanında kaldığı iki ay boyunca …’ye müşteri bulduğunu, müşterilerin …’yi bazen evden aldıklarını, bazen de müşterilerin onu müşterilerin olduğu yere kendisinin götürdüğünü, iki ayın ardından …’nin…’a gideceğini söyleyerek kendisini …‘e bırakmasını istediğini, bunun üzerine …’yi … Terminaline bıraktığını, … ayrıldıktan sonra Cumhuriyet Mahallesi 554. Sokak No. 14 adresinde bulunan üç katlı yeşil renkli evde oturan “…” isimli bir kadının yanında kalmaya başladığını, …’nın da fuhuş yaptığını, …’li olarak bildiği “…” isimli bir şahsın da …’nın dostu olduğunu, her ikisinin evde birlikte kaldıklarını, …’ya müşterileri …’ın bulduğunu, zaman zaman kendisinin de …’ya müşteri ayarladığını ancak bunun karşılığında …’dan komisyon almadığını, çünkü kendisinin evinde kaldığını, yaklaşık beş gün önce … ile birlikte … Otobüs Terminaline giderek … ve yanındaki “…” isimli bir kadını alıp …’nın…‘taki evine getirdiklerini, … … olarak bilinen bir şahsın kendisini arayarak kadın istediğini, bunun üzerine … ve …’yı alarak … …’ye … ile birlikte “38” plakalı, kırmızı renkli, eski kasa ve “…” marka bir araçla götürdüğünü, …’yle herhangi bir pazarlık yapmadığını, çünkü pazarlığı kadınların kendilerinin yaptığını, yaklaşık dört saat sonra …’nin kendisine telefon açarak kadınları almasını istediğini, kadınlara 300-400 TL ödediğini söylediğini, bunun üzerine yalnız başına giderek kadınları aldığını, bir süre sonra “…” isimli bir şahsın kendini arayarak iki tane kadın istediğini, anlaşma üzerine bir petrol istasyonunda buluştuklarını, …’nın yanında bir erkek şahsın daha olduğunu, …’nın …’yi alarak bir pansiyona götürdüğünü, bu sırada bir kavga çıktığını, ardından “…” isimli bir şahsın kendisini aradığını, bunun üzerine …’yı bu şahsa götürdüğünü, müşterilerden parayı kendisinin değil kadınların aldığını, çünkü kadınların kendi yapmış olduğu pazarlığı beğenmediklerini, bu yüzden müşterilerle bizzat pazarlık yapmayı tercih ettiklerini, bildiği kadarıyla …’yi ilk getiren şahıs olan…in…’ın …, …’nın ise….numaralı telefonları kullandıklarını, …’nin telefon numarasının da kendisinde bulunduğunu ancak yukarıda bahsettiği kavga olayı nedeniyle hastanede bulundukları sırada …’nin, telefonunu alarak numarasını sildiğini, bu kadınlardan 400 TL para alacağı olduğunu,
Cumhuriyet Başsavcılığında; üzerine atılı suçlamayı ikrar ettiğini, …, … ve …’yı tanıdığını, soy isimlerini bilmediği bu kadınların yaklaşık bir ay boyunca kendi evinde kaldıklarını, kadınların fuhuş yapmak amacıyla evinde bulunduklarını, zaman zaman kadınlara kendisinin de müşteri bulduğunu, kadınları isteyen şahısların … numaralı telefondan kendisini aradıklarını, telefon gelmesi üzerine kadınları, arayan şahıslara yönlendirdiğini, fuhuş yapan kadınların kendisine aracılık yapması karşılığında 30 TL pay verdiklerini, …, … ve …’nin fuhuş yapmak amacıyla bir otele gitmediklerini, fuhuş yapmak istedikleri kişilerle ıssız yerlerde buluştuklarını, soy isimlerini bilmediği “…” ve “…” isimli şahısların aslında müşteri olduklarını, kendisi dışında kadınları fuhşa sevk eden başka birinin bulunmadığını, kadınlara zorla fuhuş yaptırmadığını, kendi rızalarıyla evinde bulunan kadınların şu an nerede olduklarını bilmediğini, yurt dışında olduklarını zannettiğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Yargılama evresinde ise; iddianamede bahsi geçen hususların hiçbirini kabul etmediğini, adı geçen kadınları tanıdığını, kendisinin evinde arkadaş olarak kaldıklarını, iddia edildiği şekilde kadınlara fuhuş konusunda aracılık yapmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini, suçsuz olduğunu ve beraatini talep ettiğini,
Savunmuştur.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan hâliyle TCK’nın “Fuhuş” başlıklı 227. maddesi;
“(1) Çocuğu fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran, bu maksatla tedarik eden veya barındıran ya da çocuğun fuhşuna aracılık eden kişi, dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun işlenişine yönelik hazırlık hareketleri de tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.
(2) Bir kimseyi fuhşa teşvik eden, bunun yolunu kolaylaştıran ya da fuhuş için aracılık eden veya yer temin eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanması, fuhşa teşvik sayılır.
(3) (Mülga fıkra: 06/12/2006-5560 sayılı Kanunun 45.md)
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak bir kimseyi fuhşa sevk eden veya fuhuş yapmasını sağlayan kişi hakkında yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlât edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçların, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(7) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(8) Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tabi tutulabilir.” şeklinde düzenlenmiş,
Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile, 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 45. maddesi ile mülga edilen üçüncü fıkra; “Fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Fuhuş suçu, TCK’nın “Topluma karşı suçlar” başlıklı üçüncü kısmın, “Genel ahlâka karşı suçlar” başlığını taşıyan yedinci bölümünde düzenlenmiş olup, bu suçla korunan hukuki yarar genel olarak, toplumun ar ve hayâ duyguları ile birlikte genel ahlâkın korunmasıdır. Suçun mağduru esas itibarıyla kendisine fuhuş yaptırılan kişi olmakla birlikte, kanun koyucu fuhuş yaptırılan kişinin yaşına göre ikili bir ayırım yapmaktadır. Buna göre, maddenin birinci fıkrası yönüyle 18 yaşından küçükler mağdur olarak kabul edilirken, ikinci fıkra yönüyle yetişkinler mağdur olarak kabul edilmiştir.
Mağdur olan kişinin cinsiyetinin bir önemi bulunmadığından erkekler dahi kadınlar gibi suçun mağduru olabilecektir.
Maddede fuhşun tanımı yapılmamış olup, Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü’nde; “İçinde bulunulan toplumun kurallarına uymayan bir biçimde bir veya birkaç kişiyle para karşılığı cinsel ilişkide bulunma” olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, …, 2005, s.719.).
Maddenin ikinci fıkrasında, bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak ya da fuhuş için aracılık etmek veya yer temin etmek ayrı bir suç olarak düzenlenmiş, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanmasının fuhşa teşvik sayılacağı kabul edilmiştir. Fuhşa teşvik etmek, kişinin fuhuş yapması için onda bir irade oluşturmaya çalışılmasıdır. Fuhşun yolunu kolaylaştırmak, fuhşu arayan veya fuhuş yapacak kimsenin fuhşa atılması bakımından her türlü imkânın sağlanmasıdır. Fuhuş için aracılık etmek, mağdur ile cinsel arzularını tatmin etmek isteyen kişinin bir araya gelmesini sağlamaktır. Yer temin etmek ise, mağdur ile cinsel arzularını tatmin etmek isteyen kişinin bir araya gelecekleri yerin temin edilmesidir. Seçimlik hareketli olması nedeniyle fıkrada sayılan hareketlerden herhangi birisinin yapılması bu suçun işlenmesi için yeterlidir. Anılan seçimlik hareketlerden birden fazlasının aynı zaman diliminde gerçekleşmesi durumunda tek suç; farklı zamanlarda tekrarlanması hâlinde ise yeni bir suç oluşacaktır.
Öte yandan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi” başlıklı 236. maddesinin birinci fıkrasında; “Mağdurun tanık olarak dinlenmesi halinde, yemin hariç, tanıklığa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmüne yer verilmek suretiyle mağdur beyanlarının delil olma özellikleri üzerinde durularak mağdurların tanık olarak dinlenebileceklerine yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
21.08.2013 tarihinde sanıkla kavga eden tanık …’nin, bu kapsamda başlatılan soruşturma sırasında ifadesine başvurulurken sanığın “…”, “…” ve “…” isimli kadınlara fuhuş yapmaları konusunda aracılıkta bulunduğunu beyan etmesi üzerine sanık hakkında fuhuş suçundan soruşturma yürütüldüğü, bu kapsamda ifadeleri alınan tanıklar … ve …’in; sanığın fuhuş yapmaları konusunda aracılıkta bulunduğu mağdurların isimleri, fuhuş karşılığında alınan ücretler, sanığın kadınları getirirken kullandığı araç, müşterilerin fuhuş için aramaları gereken telefon numarası gibi hususlarda genel itibarıyla birbiriyle örtüşen ve aşamalarda istikrar gösteren beyanlarda bulundukları, sanığın da hem müdafi eşliğindeki kolluk ifadesinde hem de Cumhuriyet Başsavcılığında yüklenen suçu işlediğini ikrar ettiği, yargılama evresinde ise ikrarından döndüğü anlaşılmıştır.
Her ne kadar yapılan yargılama kapsamında sanık tarafından fuhuş yapmaları konusunda aracılık yapıldığı ileri sürülen “…”, “…” ve “…” isimli kadınların açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilememiş ve adı geçen mağdurların ifadelerine başvurulamamış ise de;
Çocukların fuhuş suçuna konu edilmeleri ve zincirleme suç bakımından değerlendirme konusu yapılabilecek bu hususun inceleme konusu dosya özelinde ispat sorunu haricinde herhangi bir önem arz etmediği, sanığın yüklenen fuhuş suçunu işlediğinin tüm dosya kapsamından sabit olduğu ve fuhuş suçunun takibinin şikâyete bağlı olmadığı da gözetildiğinde, sanık ve tanıklar tarafından varlıkları kabul edilen mağdurların açık kimlik ve adres bilgilerinin belirlenerek dinlenmelerinin itiraz konusu uyuşmazlığa bir katkı sağlamayacağı, bu nedenle mağdurların tespit edilip dinlenmemesinden kaynaklı eksik araştırma ve yetersiz gerekçeden bahsedilemeyeceği kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne Özel Dairenin bozma kararın kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün sanık hakkında Anayasa Mahkemesince TCK’nın 53.maddesinin 1.fıkrasının iptal edilen hükümlerine göre uygulama yapılması suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; “Sanığa yüklenen fuhuş suçunun mağdurlarının açık kimlik bilgilerinin tespit edilerek ifadelerine başvurulmasında zorunluluk bulunduğu,” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 07.01.2019 tarihli ve 16937-54 sayılı bozma ilamının
KALDIRILMASINA,
3- …Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2014 tarihli ve 25-104 sayılı hükmün, sanık hakkında Anayasa Mahkemesince TCK’nın 53. maddenin 1. fıkrasının iptal edilen hükümlerine göre uygulama yapılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 10.02.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.