YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/264
KARAR NO : 2022/451
KARAR TARİHİ : 15.06.2022
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan)14. Ceza Dairesi
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan sanık …’in TCK’nın 102/2, 102/5, 43/1 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin … 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.02.2016 tarihli ve 266-31 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 04.10.2016 tarih ve 5328-6847 sayı ile;
“…Tüm dosya içeriğine göre, 2013 yılı Ocak ayı sonlarında mağdurenin rahatsızlığı ve ağrılarının geçmemesi üzerine kendisine dua okuyarak iyileştireceği düşüncesiyle sanıkla tanıştığı, devamında karşılıklı olarak birbirlerini arayıp sık sık görüştükleri, sanığın mağdurenin ikametgahı ile çalıştığı işyerlerine gittiği, hatta arkadaş gruplarıyla birlikte tatil amaçlı şehir dışına çıkıp … ve …’ya gittikleri, buralarda konakladıkları, ilişkilerinin 2014 yılı Nisan-Mayıs aylarına kadar sürdüğü, bu süreçte birden çok kez ilişkiye girdikleri ve mevcut haliyle sanığın, mağdurenin rızası hilafına hipnoz, telkin ya da başka suretle iradeyi etkileyen yöntemler kullanarak nitelikli cinsel saldırı eylemlerini gerçekleştirdiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece ise 20.12.2016 tarih ve 183-260 sayı ile;
“…Cinsel saldırı suçunun oluşması için mağdurun eyleme rızasının olmaması, eylemin iradesi dışında gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu irade cebir ve tehditle ortadan kaldırılabileceği gibi dini duyguların istismarı, hipnoz, telkin ve ikna gibi yöntemler kullanılarak da ortadan kaldırılabilmektedir.
Yaşadığımız toplumda cehaletin bir sonucu olarak hem dini duyguların hem de fal, büyü, cinlerle tedavi gibi inanışların istismar edilerek dolandırıcılık ve cinsel istismar olaylarının çokça yaşandığı bir vakıadır. Nitekim Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 03/10/2012 tarih 2012/11328 esas 2012/9412 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ‘.. tarikat lideri olduğunu iddia ederek dergah açan sanığın, mağdurları cinsel organını ağzına alarak ve erekte ettikten sonra çıkan meniyi yutarak badelenmeleri, daha da mertebelerinin yükselmelerini istiyorlarsa, sır odası denilen kapalı mekanda kapıyı kilitledikten sonra mağdurelerle vajinal, mağdurlarla anal yoldan ilişkiye girmelerini ve kendisine bu şekilde tâbi olmalarını, bunun Allah’a yaklaşmak amacıyla yapılmasının gerekli olduğunu anlatarak ve içeriğinin ne olduğu anlaşılamayan bir sudan mağdurların rızaları ile içmemeleri halinde zorla ağızlarından akıtarak içmelerini sağlayarak, mağdurların bir kısmının nişanlı ya da eşlerini badelenme tabir edilen eylem ve cinsel ilişki için dergaha getirecek kadar sanığa inanıp aldanmaları gözetildiğinde, sanığın dini duyguları istismar ederek mağdurların iradelerini fesada uğratıp, hile kullanmak suretiyle elde etmiş olması sebebiyle itibar edilemeyecek olan irade açıklamaları niteliğindeki ifsad edilmiş rızaları ile gerçekleştirdiği oral, vajinal ve anal yollardan cinsel ilişkiye girme eylemlerinin…. nitelikli cinsel saldırı suçunu oluşturduğu…’ kabul edilmiştir.
Sanığın soruşturma aşamasında avukat huzurundaki ifadesinde de ikrar ettiği üzere çevresindeki kişilere dua okuyarak (sözde) … dağıttığı, amiyane tabiriyle üfürükçülük yaptığı sabittir.
Dosyadaki beyan ve delillerden katılanın önceye dayalı bir takım fiziksel ve ruhsal sıkıntılarının olduğu, ayrıca ameliyat sonrası ağrıları bulunduğu için tanık Merve’nin dua okuyarak … dağıtan hoca olarak önerdiği sanık ile tanıştığı, ilk tanışmalarından sonraki bir kaç buluşmada sanığın sadece dua okumak, suya üflemek, muska yazmak gibi şeyler yaptığı, katılanın bunlardan sonra kısmen rahatladığını hissettiği ve aralarında bir güven ilişkisi oluştuktan sonra sanığın aşama aşama yukarıda ayrıntısı anlatılan cinsel saldırılarının başladığı anlaşılmaktadır. Saldırılar sırasında sanığın önceden beri kullandığı telkinler ve özellikle cinlerden bahsederek onlara istediği şeyleri yaptırabileceği gibi şeyler söylemek ve katılana bazı su ve bitki çayları içirmek suretiyle katılanı baskı altına alarak onu cinsel saldırı sırasında karşı koyamaz hale getirdiği anlaşılmaktadır. Katılanın tanık…ile birlikte yaptıkları trafik kazasını dahi sanığın ahını almalarına bağlaması da sanığın telkin ve söylemlerinden ne derece etkilendiğini göstermektedir. Yine şikayet süresi geçtiği için maruz kaldığı basit cinsel saldırı dava konusu edilemeyen tanık…ile tanık…’nin de aynı şekilde sanığa müdahale edemediği, elleri ve ayaklarını biri tutuyor gibi hissettiğini beyan etmeleri de katılanın iddialarını desteklemektedir. Kaldı ki katılan ile sanık arasındaki yaş farkı, eğitim ve sosyal çevre farkı, katılanın sanığı dua ile … dağıtan bir hoca olarak tanıması, sanığın evli oluşu gibi hususlar nazara alındığında sanık ile katılanın bir yıldan fazla süreyle rızaya dayalı bir dost hayatı yaşamaları akla yatkın değildir. Tüm bu hususular birlikte değerlendirildiğinde sanığın telkin, muska yazma ve cinlere karşı dua okuma gibi yöntemlerle ve dini duyguları istismar edip katılanın iradesini ortadan kaldırmak suretiyle zincirleme şekilde organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel saldırı suçunu işlediği, bu suç dolayısıyla katılanın ruh sağlığının bozulduğu toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği yönünde tam bir vicdani kanaat oluştuğundan mahkememizce sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği yönündeki Yargıtay bozma ilamına direnilmesine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.12.2018 tarihli ve 10655 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle dosya, kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 11.04.2019 tarih ve 10302-9050 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık hakkında mağdureye karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında katılan mağdureye karşı zincirleme biçimde beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure …’in suç tarihinde 32 yaşında, bekâr olduğu ve … Devlet Hastanesinde diyetisyen olarak görev yaptığı, sanık …’in ise 58 yaşında, evli ve çocuklu olduğu (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure …’den “mağdure” olarak söz edilecektir.),
Kolluk tarafından düzenlenen tarihsiz mesaj tespit tutanağına göre; tanık … Kartın’ın kullandığı telefon hattına sanık tarafından kullanılan 05xx 5xx4x6x numaralı telefon hattından;
“… bana tecavüz etti diye ahlak asayişe şikayet etmiş beni emniyet kahveden aldı bende bir bucuk yıldırı sevişiyorduk sevgiliydik diyetisyen ofisinde sevişiyorduk yunuşla hasanla … le necdetle sevişiyordu ve g.t.nden s.k.riyordu kızmığını necdete verdi ve bana necdetin s.k.ni agzima alıyorum kalkmıyor diyordu…bugün beni tehdit ettiğini diye ifade verdim.” içerikli mesaj gönderildiği,
10.09.2014 tarihli mesaj tespit tutanağına göre; mağdurenin kullandığı telefon hattına sanık tarafından kullanılan 05xx 5xx4x6x numaralı telefon hattından;
“Haksiz isnatar ve suçlamalrla ilgili bu işleri bitirmek ve medeni bir şekilde görüşmek ve yardım almak için avukatimla annen ve babani bu gun ziyaret edicem.” şeklinde mesaj gönderildiği,
22.05.2015 tarihinde … Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda; mağdurenin ruhsal durum muayenesinin yapıldığının, bilincinin açık, koopere olduğunun, sorulara yanıt verdiğinin, düşünce içeriğinde yaşadığı olayla ilgili kayıtların bulunduğunun, anksiyete bozukluğu tanısı konulduğunun ve yaşadığı olayla ilgili olarak ruh sağlığının bozulduğunun mütalaa edildiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığınca 20.10.2014 tarih ve 2014/129314 soruşturma nolu ek karar ile sanık hakkında tanık…Arslan’a yönelik basit cinsel saldırı suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği,
… Cumhuriyet Başsavcılığınca 06.11.2014 tarih ve 2014/2179 sayılı iddianameyle sanık hakkında tanıklar Binnur… Atak, Emine Arslan ve mağdureye yönelik TCK’nın 158/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure … 05.09.2014 tarihinde Kollukta; “Halen … ili … İlçesi Devlet Hastanesi Diyet bölümünde diyetisyen olarak görev yapmaktayım. Ailem … İlinde ikamet etmektedir. Ben 2013 yılı Ocak ayı sonlarında hemoroit rahatsızlığımdan dolayı ameliyat olmuştum. Ancak ameliyatın ertesi günü ağrılarım geçmediğinden dolayı, benim hastam olan…Kocadağ babasının 15 yıllık Diyanetten emekli olan bir hoca arkadaşı olduğunu, bu şahsın hastalara dua okuyarak … verdiğini bana söyledi. Bende bu şahısla … bulmak amacıyla görüşmek istediğimi söylemem üzerine hastam…Kocadağ benimle görüştüğü günün akşamında benim … ilindeki ikametime yanında 60 yaşlarında ismini … hoca olarak tanıttığı şahısla ile birlikte geldiler. …bana dönerek ameliyat olduğumu ve … çektiğimi bildiğini ve kendisinin bana okuması gerektiğini söyledi. Bende … bulacağımı ümit ederek şahsın bana kanepeye uzan demesi üzerine kanepeye uzandım. Bu esnada…yanımızda idi. Bana dua okuduğunu ve işlemin tamam olduğunu, ancak benim esas sorunumun kısmetimin bağlı olmasından kaynaklı olduğunu ve benim bu yüzden evlenemediğimi söyledi. Ancak ben bu söylediklerine inanmadım. Yaklaşık bir saat kadar oturduktan sonra…ve …evimden ayrıldılar. Ayrılırken …bana 0 5xx 5×1 xx xx nolu telefonu verdi ve ihtiyacım olduğu zamanlarda kendisini aramamı söyledi. Ertesi gün ben kendisini telefondan aradım bana kısmetimi açmak için dua yazıp su hazırlayacağını ve bu su ile duş almam gerektiğini söyledi. Bu şahısla telefonla günlük olarak iletişimimiz başladı, bazı zamanlarda ben kendisini bazı zamanlarda ise o beni aramaktaydı. Evime ilk kez gelmesinden yaklaşık iki üç gün kadar sonra bu dua ve duş almam için hazırladığı suyu evime sabah saatlerinde getirdi. Benim bu şahsın evime geldiğinde…ve yine sıkıntıları olan arkadaşım …’ı da …ile tanıştırmak için evime çağırmıştım. Ben bana getirmiş olduğu dualı su ile duşumu aldım bu duş alma esnasında verdiği dualı suyun üzerimde kurulanmadan kurumasını beklemem gerekliğini söylediği için ben banyoda beklediğim esnada…… hocaya benim duş alıp kurumayı beklediğimi söyledi, bu sırada …bana boynumda sürekli olarak taşımam gerektiğini söylediği duamı yazmaya başladı. Bana duayı yazdığı esnada ben duştan çıktım. Birlikte çay içip sohbet ettik. Bu esnada duayı yazmaya devam etti. Yaklaşık 2.5-3 saat duayı yazması sürdü, sonrasında yine sohbet ettik. Arkadaşım… ve Merve’nin sıkıntılarını konuştu, kurşun döktü, fal baktı ve arkadaşlarımada dua yazılması gerektiğini söyledi, benim evimde baktığı fal için 100 TL. kurşun dökmek için 150 TL. büyünün kalkması ve koruma duası için 800 TL aldı. Benim kendisi ile tanıştırdığım insanlara da para karşılığında dua ve fal baktı. Bana kendisinin erken ve hatalı emekliye sevk edildiği için devletin kendine vermiş olduğu emekli ikramiyesini geri istediğini, bunun için banka kredisi kullandığını ve evine krediden dolayı haciz geldiğini söyledi. Benimde kendisine getirdiğim arkadaşlarım sayesinde çok para kazandığını ve benden yaralı kuş misali para almayacağını, hatta kazandığı paranın yarısını bana vereceğini söyledi. Ben bunu kabul etmedim. Ancak bir defa kendisinden 1200 tl borç aldım ve üç dört gün kadar sonra geri ödedim. Zamanla kendisiyle amca yeğen konumunda arkadaşlarım…ve… ile birlikte dolaşmaya ve sık sık görüşmeye başladık. 2013 yılının nisan ayı sonlarında bel fıtığı tedavisi için Özel Ufuk Üniversitesi Hastanesine fizik tedavi olmak için yattım. Hastanede 45 gün boyunca yatarak tedavi gördüm. Bu süre içerisinde …her gün en az iki defa olmak üzere benim ziyaretime geldi. Ben hafta sonlarında izinli olarak ikametine geliyordum. Beni hastaneden…benim aracım ile alarak evime götürdü, Merve beni bıraktıktan sonra evden ayrıldı. Bu sırada… geldi, ondan yarım saat kadar sonra …evime geldi. Biraz oturduktan sonrada …Fahriye’yi kola alması için markete göndermek istedi, ben evde her şey var dedim ancak …ısrarla…’yi markete gönderdi, Fahriye markete gittikten sonra …bana dua okuyacağını ve ağzıma üflemesi gerektiğini söyledi. Bende tamam dedim, dua okuduktan sonra benim dudaklarıma yapıştı. Bu esnada elleri cinsel organımı okşadı. Ben kendisini ‘Napıyorsunuz?’’ diyerek itekledim, bu esnada… eve geldi. Ben ağlıyordum. benim konuşmama fırsat vermeden…’yi tekrar dışarı yolladı. Bana annenin cinleri çok sağlammış benim sana annenle aran iyi olsun diye okuduğum dua esnasında sana bunu annenin cinleri yaptırdı, ben değildim dedi, ben hala ağlıyordum. Tekrar… eve geldi. …da telaşla çıktı. Onun çıkmasıyla…eve geldi. Ve benim dudağımdaki morluğu gürünce ne olduğunu sordu. Ben anlatmadan… olayları anlatmış bu olaydan sonra üçümüzde … hocayla görüşmeme kararı aldık. Ben Pazar akşamı tekrar hastaneye gittim. Pazartesi öğlen saatlerinde …benim ziyaretime geldi bu esnada…ve… ile ben hastanenin kantininde oturuyorduk ben kendisiyle konuşmadım. Merve … hocaya bağırarak bunu nasıl yaptığını kendisi ile bir daha hiçbir şekilde görüşmeyeceğimizi söyledi. Biz masadan kalktık. Biz kalktıktan yaklaşık yarım saat kadar sonra daha yalnız oturdu. Aynı günün akşamında arkadaşım…beni benim aracım ile masaja götürecekti. Hastane bahçesinden çıkar çıkmaz hasta nakil aracı ile kaza yaptık. Benim aracım pert oldu ve…yaralandı. Ben bunun üzerine … amcanın ahını aldığımızı kendisini suçsuz yere suçladığımızdan dolayı Allahın bize böyle bir kaza verdiğini düşünerek hemen aradım ve kendisinden özür diledim. Bu şekilde tekrar görüşmeye başladık. Ben hastanedeki tedavimi tamamlayarak taburcu oldum. Yaklaşık 3-4 hafta sonra dışarıda yemek yemek için … hocayla buluştuk. Yemek esnasında bana aşık olduğunu eşi ile 20 yıldır cinsel bir birliktelik yaşamadığını beni tanıdıktan sonra kaybolan erkekliğini tekrar hissetmeye başladığını benimde bir erkeğe ihtiyacım olduğunu söyledi. Ben kendisinin bu sözlerini şaşırdığımı ve kendisinin saçmaladığını kendisini babam yerine koyduğumu söyledim. Yine farklı zamanlarda bana karşı olan duygularını sık sık dile getirdi ve benimle birlikte olmak istediğini söyledi ve yemek yediğimiz günden 2-3 gün kadar sonra benim evime geldi. Bu esnada… evdeydi. Biz … hocayla diğer odaya geçtik bana dua okuyacağını ve üzerimdeki kıyafetleri çıkartmamı rahat olmamı söyledi. Ben o esnada ne olduğunu nasıl olduğunu hatırlamıyorum. Ancak yarı çıplak vaziyette idim. Bana beni boşaltıp rahatlatacağını bunun cinlerden temizlenmek için gerekli olduğunu söyledi. Bana dokunup okşayıp öpmeye başladı. Ben karşı koymam ile fazla ileriye gidemedi ve durdu. Ben toparlanarak Fahriyenin yanına gittim. Ancak konuyla ilgili olarak ona bir şey anlatmadım. Bu olaydan birkaç gün sonra evime tekrar geldi. Ancak bu esnada yalnız ilk eve geldikten sonra …atlet kilot kalana kadar soyundu sonrasında benim kıyafetlerimide çıkardı. Ben karşı koymak istiyordum. Ancak hiçbir şey yapamadan her defasında öylece kala kalıyordum. Bana korkma bekaretine dokunmayacağım bütün sıkıntıların geçecek mutlu olacaksın diyerek, bana fiili livata yapmak suretiyle tersten ilişkiye girdi. Benim bu esnada canımın çok yandığını ve cinsel organını benim ağzıma sokmak istediğini ve benim midemin bulanarak kustuğumu hatırlıyorum. Sonrasında tuvalete gittiğimde makatımdan kan geldiğini gördüm. Bu olay benim evimde 2 ya da 3 defa daha aynı şekilde oldu. Benimle birlikte tahminen 2013 yılı aralık ayında çalıştığım … … ilçesine geldi ve benimle burada da tekrar tersten ilişkiye girdi bana kendisini mutlu etmezsem hiçbir zaman hiçbir işimin yolunda gitmeyeceğini ve mutlu olamayacağımı bunu cinlerinin böyle istediğini söyledi. Ben bu olaylardan sonra kendisi ile yavaş yavaş irtibatı kesmeye başlayarak görüşmemeye çalıştım. Bu şahsın Batıkent semtinde açık adresini bilmediğim falcı Hacer ve eşiyle ortağım dediği Zafer isimli şahısla sürekli olarak irtibat halinde ve ortak olarak çalışmaktadırlar. Bana büyü yaparak benim isteğim dışında fili livata yoluyla cinsel saldırıda bulunan … isimli şahıstan davacı şikayetçiyim.”,
09.09.2014 tarihinde Kollukta; Ben 05.09.2014 günü gelerek … hakkında bana yaptığı tehdit ile cinsel saldırıları hakkında ifademi verip şikayette bulunmuştum ancak ilk ifademde aklıma gelmediğimden belirtemediğim şeyler vardı şimdi eklemek istiyorum. Ben bana cinsel saldırıda bulunan ve hakkında şikayetçi olduğum … kendisi hakkında şikayetçi olmam durumunda beni çevreye kötü tanıtacağını adımı or….ya çıkaracağını söyleyerek kendisi hakkında şikayetçi olmamam konusunda beni bu şekilde korkutup tehdit ediyordu ve kendisiyle sürekli irtibatta kalmamı istiyordu. Çalıştığım … yerini arayıp … ile yatın onun erkeklere karşı zaafı var bekaretini başkasına vermeden siz alın diye telefon açarak benim tanıdığım arkadaşlarıma bu tür söylemlerde bulunarak beni sürekli olarak rahatsız ediyordu. Ayrıca aileme mektup yazacağını yine aynı şekilde iftira atacağını kendisiyle görüşmezsem cinlerini göndereceğini sürekli cinleriyle rahatsız ettireceğini söylüyordu. Karısının öldüğü gün bana sana ayaklarımı öptüreceğim diye tehditvari rahatsız edici söylemlerde bulunmuştu. Ben 05.09.2014 günü ifade verdikten sonra kuzenim … Rüveyda Kartın’a mesaj atarak ‘… bana tecavüz etti diye ahlak asayişe şikayet etmiş beni emniyet kahveden aldı bende bir buçuk yıldır sevişiyorduk sevgiliydik diyetisyen ofisinde sevişiyorduk yunusla hasanla Hüseyinle Necdetle sevişiyordu kızlığını Necdete verdi ve bana Necdetin s.k.ni ağzıma alıyorum kalkmıyor diyordu…bugün beni tehdit ettiğini diye ifade verdim’ şeklindeki …’in attığı mesajı kuzenimde bana gönderdi bende rızamla size gösterip ifademe geçmesini istedim. Ayrıca spor hocamı arayarak ‘… ile dargınız vicdanım el vermiyor bizi barıştır.’ demiş bugün yani 09.09.2014 günü çalıştığım işyerine …’in avukatı olduğunu söyleyen Savaş … Argun isimli şahıs gelerek kendisini tanıttı beni hastalarımı muayene ederken izlediğini ifadede ismi geçen kişinin ben olduğuma inanamadığını söyledi. …’in uzlaşmak için kendisini bana gönderdiğini söyledi. Bana gerçekten bu olayları yaşayıp yaşamadığımı sordu. Bende anlattıklarımın eksiği var fazlası yok dedim. Konudan rahatsız olduğumu söyledim avukat bu davaya bakmayacağını söyleyerek yanımdan ayrıldı.”
16.10.2014 tarihinde Savcılıkta; “Ben daha önce Emniyette … ile ilgili ifade verdim şikayetçi olmuştum. Şikayetim devam etmektedir. O ifademide aynen tekrar ederim. O İfademdede belirttiğim gibi bana yönelik en son fiili livata yoluyla cinsel saldırısı … … ilçesinde 2013 yılının Aralık ayında oldu ama o olaydan sonra peşimi hiç bırakmadı, Ankarada sürekli beni takip ediyordu, sokakta, arabada beni gördüğünde eliyle diliyle beni taciz ediyordu. Mesaj ve telefonlarıylada sürekli benimle birlikte olmak istediğini, olmazsam cinlerini yollayacağını, rezil edeceğini söylüyordu, toplam 4-5 defa benimle fiili livata yoluyla cinsel ilişkiye girdi, zaten onu görünce adam okuyor üflüyor donup kalıyordum. Bana senin üzerinde büyü çözülmedi diyerek okuyor üflüyordu ve ayrıca kurşun dökme içinde para aldı, muskada yazmak için para aldı, toplam 3 bin liradan fazla para almıştır. Ankarada arkadaşım…Aslan ilede yakaladım, sürekli ona cinden olan çocuklarını doğurtuyorum diye onada tecavüz etmeye çalışıyordu, ben gözlerimle gördüm, ondanda çok miktarda okuyup üfleyerek para aldı, ben fissür ve hemoroit ameliyatı oldum, makat bölgemi kesip genişlettiler. Dolayısıyla bende fiili livatayla oluşabilecek herhangi bir bulgu kalmamış olabilir. Ben iç beden muayenesini olmak istemiyorum. Onun psikolojisini kaldıramam. Küçük yaştada tacize uğramıştım, rapor almak istemiyorum.”,
18.02.2015 tarihinde Savcılıkta; “Ben 2013 yılı Ocak ayında, hemoroit ameliyatı olmuştum, bu sebeple bir takım … sorunları yaşadım. Merve isimli arkadaşım bana çok iyi bir hoca olduğunu, … sorunlarımı giderebileceğini, kendisi ile tanışmam gerektiğini söyledi. Bende Merve’nin söylediklerini itibar ederek, … isimli kişi ile tanıştım. Bu kişi bana çeşitli dualar okudu, sular, bal ve ilaçlardan çeşitli karışımlar yaparak verdi. Bu yaptığı işlemler benim rahatsızlığımı o an için iyi geldiğinden kendisi ile aramızda bir güven ilişkisi oluştu. … başka kişilerin çeşitli sorunlarını da çözüyordu. Örneğin borcu olan bir kişiye cinlerim ile senin borcunu ödeyeceğim, veya şu kişi seni arayacak dediğinde kişinin borcu ödeniyordu. Ayrıca … almak isteyenler …’i arıyordu, o da ‘Şimdi cinlerim vasıtası ile hakim kararlarını değiştiriyorum, sen artık … alacaksın.’ diyordu ve bu söyledikleri gerçekleşiyordu. Ayrıca bu yaptıklarının karşılığında da bu kişilerden para da alıyordu. Bu sebeple biz kendisinin keramet sahibi bir insan olduğunu düşündük ve kendisine güvendik. Ayrıca bana yaklaşık 7-8 adet farklı bankalardan kredi çektirdi. Buna ilişkin davam … 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/42225 esas sayılı dosyasında görülmektedir. Kendisi ile bu şekilde bir görüşmemiz oldu. Ayrıca yine 2013 yılı Nisan yada Mayıs aylarında …’da ki evimde… isimli arkadaşımla otururken … eve geldi. Senin üzerinde büyü var evlenememenin sebebi bu annenin cinleri bu işe engel oluyor, annenin cinlerini soda şişesine bağlayarak bu büyüyü kaldıracağım, bunun için…’den soda almasını istedi, Fahriye soda almaya gittikten sonra dua okuyarak benim bacaklarıma dokunmaya başladı. Daha sonra okuduğu duayı ağzıma üflemesi gerektiğini söyledi, daha sonra dudaklarımı öpmeye başladı, ben kendisini itekledim, kendisi ben rıza göstermememe rağmen öpmeye devam etti. Ayrıca cinsel bölgemi de soymaya çalıştı. Ancak daha ileriye gidemedi, bu sırada… eve geldi. Daha sonra…’yi dışarı yolladı. Bana ‘Bu sarkıntılık eylemlerini ben yapmadım. Annenin cinleri bana bunu yaptırdı.’ dedi. Ayrıca ip bağlayarak masanın altına koydu, ‘Annenin cinlerini bağladım.’ dedi. Ayrıca soda şişesini kapattı, ‘Annenin cinlerini soda şişesine kapattım.’ dedi. Daha sonra… eve gelince … evi terk etti. Daha sonra eve… ile…geldi, ben olanları…’ye anlattım, oda nasıl böyle bir şey yapar diye tepki gösterdiler. Ertesi gün ben Ufuk Hastanesine tedavimi yaptırmak için yattım. Merve ve… benim yanıma geldiler, biz aramızda …’i çağırarak bir daha kendisi ile görüşmeyeceğimizi söylemek için anlaştık. Kendisini telefon ile aradık, hastaneye geldi, kendisine yaptığının yanlış olduğunu anlattık, o da bize ‘Beni haksız yere suçluyorsunuz. Beni haksız yere suçlayanı cinlerim mahveder.’ dedi, ertesi gün ben…ile masaj yaptırdıktan sonra dönerken aracımız kaza yaptı. … kazadan sonra beni aradı, ‘Başınıza bela geldi değil mi?’ dedi ve üçümüzün yanına geldi. Biz de kendisine acaba haksızlık mı ettik diyerek kendisinden özür diledik ve bir kez daha keramet sahibi bir insan olduğuna inandık. Daha sonra kendisi 2013 yılı haziran ayında, 2014 yılı nisan-mayıs aylarına kadar geçen sürede 5-6 kez daha bana okuyacağını, üfleyeceğini söyleyerek ve bir takım ilaçlar içirerek fiili livata yolu ile tecavüzde bulundu, ben bu sırada okuduğu duaların etkisi veya içirdiği ilaçların etkisi ile kendisine karşı koyamıyordum. En son 2014 yılı nisan-mayıs sıralarında …’daki evimde tek başıma iken … tekrar eve geldi. Yine bana fiili livata yolu ile zorla cinsel saldırı da bulundu, ben kendisine istemediğimi söyledim, kustum, bu olaydan dolayı acı çektim, kendisi bana ‘Seni …’ya rezil edeceğim, ailene rezil edeceğim, hastalanacaksın.’ şeklinde sözler ile beni korkutarak istismarda bulundu. Bu olayların …’in bana karşı istismarlarının tamamı …’da gerçekleşmiştir. En son gerçekleşen cinsel saldırı eylemi …’da gerçekleşmiştir. Olayın … İlçesi ile ilgisi yoktur. …’da gerçekleşen olay en son …’da gerçekleşen cinsel saldırı olayından 10-15 gün önce …’da ki evimde bulunduğum sırada yalnızca ayağıma dokunmasından ibarettir. Bu olaydan 15 gün sonra bana …’da cinsel saldırıda bulunmuştur. Kendisinden şikayetçiyim.”,
Mahkemede: “Bir arkadaşım vasıtası ile geçirmiş olduğum bir ameliyattan dolayı ağrılarım dinmediği için bunlara çare olur diye kendisi ile 2013 yılı Ocak ayında tanıştım. Okudu. Bu şekilde irtibatımız devam etti. Sürekli şu duayı vermem gerekiyor şu kadar para vermen gerekiyor vs şeklinde görüşüyorduk. Yine 2013 yılı Mayıs ayında benim evimde yanımda da arkadaşım Birnur… olduğu halde sanık bizim eve geldi. Yine benim ağrılarım ayrıca da annemle aramızdaki sorunlar sebebiyle bana okuyacağını söyledi. Birnur’u bir şeyler aldırmak bahanesiyle dışarıya gönderdi. Hatta ilk önce kola al demişti. Evde var deyince başka meşrubat ismi söyledi. O da var deyince en sonunda dışarıya gitmesi gerekiyor git bir şeyler al gel diye göndermişti. Bana okuduğunu ağzıma üfleyeceğini söyleyip beni dudaklarımdan öptü ve üzerimi soymaya çalıştı. Ancak ben ona karşı koymama rağmen engel olamadım. Bu olay birkaç … sürdü. O arada kız arkadaşım geri geldi. Onu tekrar git diye dışarıya gönderdi ve bana özür dilerim bunu ben yapmadım. Senin annenin cinleri var onlar bunu yaptırdı vs dedi. Daha sonra çıkıp gitti. Ben o sırada aynı zamanda hastanede yatıyordum. Eve izinli çıkmıştım. Diğer arkadaşlarla da görüştük. Hasteneye bunu çağırıp kendisiyle bir daha görüşmeyeceğimizi söyledik. Çünkü öptüğü zaman benim yüzüm ve dudaklarım morarmıştı. Hastaneye geldi. Biz kendisine seni amca baba olarak bilmiştik. Biz seninle artık görüşmeyeceğiz dedik. Kendisi de başını önüne eğdi. Haksızlık yapıyorsunuz, bana inanmalısınız, bana haksızlık yaptığınız için başınıza her türlü felaket gelecek dedi. Ertesi günü ben arabayla kaza yaptım. Bunun üzerine biz tekrar hocaya haksızlık ettiğimizi düşünerek kendisini aradık. Görüşmeye başladık. Ondan sonra da 2014 yılı Nisan ayına kadar 7-8 kez fiili livata yoluyla benim ırzıma geçti. Kendisi sürekli okuyacağım edeceğim diye yatırır onun okumaya veya yatırıp konuşmaya başladığında ben ona karşı tepki veremiyorum. Dolayısıyla bu ırza geçmelerde bağırma çağırma yardım isteme gibi bir şey olmadı. Ben bir şekilde onun yanında ona bir direnç gösteremiyorum. İlk öptüğü zaman onu ittirmeye çalışmıştım. Sonrakilerde de ben bir şekilde ittirdim vurdum. Ancak engel olamadım. Yanımda bir arkadaşım olduğu zaman hep onu dışarıya gönderirdi. En sonunda 2014 yılı Nisan ayında arkadaşımın üzerinde aynı şekilde gördüm. Arkadaşım kıpırdayamadan altında yatıyordu. Ben onunla bir aydır konuşmuyordum. Kapıya geldi. Ben Emine’ye bu suyu verip gideceğim dedi ve nasıl içeceğini anlatacağım diye içeriye Emine’nin yanına girdi. Ben salonda bekledim. Ancak normal bir sürede çıkmayınca ben bu sefer onların olduğu odaya girdiğimde gördüm. Hatta arkadaşa sen niye bağırmadın yardım istemedin dediğimde kilitlendim bağıramadım dedi.” sorulması üzerine; “Bana hastaneye gelirim annene babana yakınlarına söylerim. Mektup yazarım seni rezil ederim vs tehdit ederek sadece görüşmeyi sağladı. Tehdit ederek bir cinsel ilişkiye girme olayı olmadı. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.”,
Tanık … Kartın Kollukta; “Ben … isimli şahsı hep …’nın psikolojik sorunlarından kurtulması için ona yardım eden biri olarak biliyordum. 2014 yılı Mayıs ayında ders çalışmak için … ilçesindeki yalnız kaldığı evine gittim. … 08.00-16.00 arası işte olduğu için rahat ders çalışacağımı düşünerek …’nın evine gittim. Evde kaldığım bir gece 04.00 sıralarında dışkapının açıldığını eve bir şahsın girdiğini ve ayak sesleri duydum uyanarak kanepenin köşesinden izlemeye başladım. Kısık bir sesle gelen şahsın ‘…’ diye seslendiğini duydum, gelen şahsın … olduğunu anladım. Ben tekrar yatıyor gibi uzandım, … nın odasından sesler gelmeye başladı. … ‘Sen buraya nasıl girdin. Git defol. İstemiyorum seni.’ dedi. … ‘… yi uyandır yemek hazırlasın. Çayın, çorban yok mu? ‘ dedi. … ‘zıkkım ye’ dedi. Sonra sesler mutfaktan gelmeye başladı. … hep …’yi evden göndermeye çalıştı. … ise gitmemekte ısrar etti. … odasına geçti, … ise arkasından odasına gitti. Bende korkarak onları izlemeye başladım. … …’ya ‘Çekil yanına yatacağım.’ dedi. … ‘Defol git. Bana sakın dokunma.’ dedi. Ben uyanmış gibi odalarına gittim, … yatağındaydı. … ise yer yatağına gidip yattı, ben …’ye ‘Hayırdır Amca ne işin var. Senin bu saatte burada.’ dedim. … bana …’nın aşçısının kızına satanistlerin bulaştığını onlardan onu kurtarmak için bu saate kadar uğraştığını ve …’nın yanına geldiğini …’ya dönmediğini söyledi. …’ya benim burada yatmam doğru olmaz, …’yi uyandır. Ben orada yatayım … burada yatsın dediğini söyledi, bende ‘Tamam ben geldim o zaman sen odaya geç.’ dedim. … benim kaldığım odaya geçti. Ben …’nın yanındaki yer yatağına geçtim, şahıs odaya geçince …’ya durumu sordum. … bana fazla bir şey anlatmadı sonra yattık sabah odasının kapısının açıldığını gördüm, uyandım içeri … girdi …’nın ayak ucundaki sandalye üzerindeki ceketini alırken …’nın ayağını okşadı, ceketini aldı ve evden ayrıldı. İki ay süreyle Esrayla görüşemedim. Temmuz ortalarında en sonunda … ile telefonla irtibat kurabildim kendisine ne olduğunu sordum ağladı ama bana bir şey söylemedi. Ağustos ayı başlarında telefonla görüştüğümde artık … olanları bana anlattı. Bana …’den kurtulamadığını, sürekli bu şahsın kendisini taciz ettiğini, kendisini istemediğini söylediğinde ailesine konuyu anlatmakla tehdit ettiğini, sürekli kendisini dua okuyarak bağladığını söyledi, aradan üç gün geçtikten sonra yine … ile görüştüğümde …’nin kendisine anal yönden birkaç kez istemediği halde tecavüz ettiğini söyledi. Tarihten yaklaşık bir yıl kadar önce Demetevlerde … ile yolda yürüdüğümüz sırada bu şahsın yandan gelerek …’ya sarılıp öptüğüne tanık oldum. Bu şahıs dün gece saat 02.30 sıralarında bana da mesaj gönderdi. Bu mesajın tespit edilmesini istiyorum.”,
Tanık…Arslan müşteki sıfatıyla Kollukta; “Ben … ili … ilçesinde bulunan …Work isimli otelde Nisan 2013 de Fizyoterapist olarak çalışmaya başladım ve burada 5 ay kadar çalıştıktan sonra işten ayrıldım.Evrakta isimleri geçen şahıslardan … … isimli bayanı işyerinde ve ikametimde fizyoterapi almasından dolayı tanırım. … isimli şahsı ile … … aracılığı ile tanırım, kendisi hoca olup … … ile birlikte devamlı olarak tedavi amaçlı olarak benim çalıştığım işyerine ve eve gelen şahıstır, … Kartın isimli şahsı ise … …’in akrabası olmasından dolayı tanırım.2013 yılı Nisan ayından sonra …Work otelde Fizyoterapist olarak çalıştığım dönem içerisinde … … isimli bayan rahatsızlığından dolayı işyerine tedavi amaçlı olarak geldi ve kendisi ile tanıştım kendisinin her gelişinde yanında kendisini daha sonra açık olarak tanıdığım … isimli hoca ile birlikte geldiler ben kendisine masaj yaptıktan sonra birlikte ayrıldılar. Ben … … ile samimi olduktan sonra bana işyerinin mesai saatlerinin uymadığını benim ikametime gelebilmek için benden izin aldı bende kabul ettim işyerine gelmeyi kesti ve benim yukarıda belirtilen ikametime hoca ile birlikte gelmeye başladı burada kendisine masaj yaptım. İkamete hoca ile birkaç defa geldikten sonra … bana hitaben sen karanlıktan korkuyorsun, gece uyuyamıyorsun, sende büyü var dedi kendisi bana muska yazacağını benim kazancım ve kısmetimin artacağını söyledi bende kabul ettim bana muska yazdı bende bu muskayı takmaya başladım. Muskayı taktıktan sonra beni telefonla arayıp bana hitaben benim sıkıntım olduğunu benim ile görüşmesi gerektiğini sıkıntıyı gidereceğini bana …telefondan söyledi bende eve kabul ettim kendisi … … ile birlikte ikametime geldiler İkametimde …hem sırt üstü olarak kanepeye yatırdı bende büyü olduğunu belirterek benim baş kısmımdan başlayarak ayak kısmımıma kadar elleri ile okşar vaziyette göğüslerim ve cinsel organımı okşamaya başladı bende yanımda … … olduğu için bana bir şey yapamaz diyerek kendisine ses çıkartmadım daha sonra …bana hitaben benim hamile olduğumu beni doğurtması gerektiğini söyledi. …bizlere ne yaptığını bilmiyorum ancak kendisi istediği zaman bizim ile buluşuyordu, Ben kendisi ile görüşmediğim zaman sıkıntı çekiyordum kendisi görüştükten sonra biraz rahatlıyordum Hoca benim ikametime gelip beni doğurtmak maksadı ile benim göğüslerimi ve cinsel organımı okşuyordu bana okunmuş su içirdi, bu hamilelik olayını çözmek istiyordu. … Hocanın vermiş olduğu muskayı devamlı olarak boynumda taşıyordum Hoca devamlı olarak bizleri takip ediyordu. …ile birlikte … … ile üçümüz … a gittik burada bir gün otelde kaldık otelde ben … … ile kaldım. …tek odada kaldı yine üçümüz … ya gittik. Burada … …’in arkadaşının teknesinde kaldı burada …bana sarkıntılık etmeye başladı bir defasında …beni kurulamak için bacaklarımı kurulamaya başladı ben kendisinin bu isteğini kabul etmedim. … dan … ya geldikten sonra …ben ve … … ile üçümüz … …’in ikametinde buluştuk …bana hitaben benim hamileliğimi sonlandıracağını söyledi benim üzerimde bulunan pantolonumu çıkartmamı etek giymemi söyledi ben kabul ettim ve etek giydim yine beni kanepeye sırt üstü yatırdı ellerimi ve bacaklarımı açtım bu arada … … mutfağa gitmişti …benim iç çamaşırımı eli ile çıkarttı kendisi eli ile benim yüzümü, göğsümü ve cinsel organımı okşamaya başladı ancak ben kendisine müdahale edemiyordum sanki bir başkası benim elime ve ayaklarımı tutuyor gibi hissediyordum. …doğum yaptıracağım deyip yaptığı okşama olaylarında sanki gerçek doğum yapar gibi … hissediyordum. …benim üzerime abanmış vaziyette beni okşayarak tedavi ettiğini iddia ettiği sırada odaya … … geldi … … hocaya hitaben ne yapıyorsun … hocaya ‘Kıza tecavüz mü ediyorsun.’ dedi ancak …inkar etti ‘Tecavüz etsem cinsel organın kalkar.’ diyerek … …’in elini cinsel organına götürerek cinsel organına değdirdi ve kalktığını söyledi , … … beni mutfağa götürdü ve su ikram etti ben … …’in ikametinden ayrıldım ve kendi ikametime gittim. … Hoca’nın bana doğum yaptıracağım deyip beni en az 10 defa göğsümü ve cinsel organımı okşadığı olmuştur.Yukarıda belirtilen … …’in ikametinde olan cinsel taciz olayından sonra … … bana hitaben … hocanın kendisine bir çok defa fiili livatada bulunduğunu ve kendisini tehdit ettiğini, fiili livata olayının halen devam ettiğini, aynı olayın benim başıma geleceğini bana söyledi bende kendisine daha önce neden uyarmadın dediğimde bana hitaben kendisinin … hocadan korktuğunu söyledi bende … hocadan uzaklaşmaya çalıştım ve … iline yerleştim. … hocanın bana vermiş olduğu muskayı takmamaya başladım. …ile son 2,5 aydır görüşmüyorum. …benden habersiz olarak evin yedek anahtarını yaptırmış, ben evde yokken kendisi eve zaman zaman gelip gittiğini komşulardan öğrendim. Hatta evi temizlemesi için temizlikçi bayan tutmuştum bu bayan evde temizlik yaparken kendisi eve gelmiş ve balıklara yem alacağını belirtip evden ayrılmış, bende bu olaydan dolayı … hocanın bana zarar vermesinden korktuğumdan dolayı … iline gitmek zorunda kaldım. …ile görüşmemeye başladıktan sonra …bana mesaj ve telefon ile ulaşarak beni arzuladığını, kendisi ile birlikte olmazsam kendisinin beni işten çıkartacağını, ya bana gelirsiniz yada canınızla ödersiniz diyerek kendisi ile birlikte olmamızı her ikimizinde kendisinin karısı olacağımızı yoksa bizlere gün yüzü göstermeyceğinı söyledi bana çekmış olduğu mesajları sildim şu anda cep telefonumda kayıtlı değildir. Beni muska veya başka bir yol ile kandırıp beni tehdit eden, bana bir çok defa tacizde bulunan … isimli şahıs hakkında davacı ve şikayetçiyim.”,
Mahkemede tanık sıfatıyla; “Ben fizyoterapistlik yapıyorum. …’nın bir takım ağrıları varmış. … benim … yerime bu sebeple geldi. Geldiğinde sanıkta yanındaydı. Ben ilk o şekilde tanıştım. … …’ye amca diyordu. Ancak bazı ortamlarda gördüğümde sanık …’ya sarılıp eliyle göğüslerini falan tutuyordu. Bu şekildeki hareketlerini ben gördüm. Bana da okuyacağını muska yazacağını söyledi. …’nın evindeyken böyle pantolonla olmuyor zaten ağrıların var etek giy o şekilde okuyacağım dedi. Eteğimin altına elini sokarak cinsel organıma dokundu ve bu sırada … geldi gördü. Sen ne yapıyorsun bu şekilde davranamazsın vs dedi ve ondan sonra konuştuk. Görüşmemeye karar verdik. Çünkü beni o şekilde görünce … kendisine daha önce zorla tehdit ederek cinsel ilişkide bulunduğunu, fiili livata suretiyle cinsel ilişkide bulunduğunu, bana yaptı sanada yapacak diye anlattı. O zamana kadar … ile böyle bir cinsel ilişki yaşadığını ben bilmiyordum. Ancak bana o şekilde davrandığı sırada … gelip ne yapıyorsun dediğinde …’nın elini tutup kendi cinsel organına dokundurdu. Ben bir şey hissetmiyorum, hissetseydim bir hareketlilik olurdu dediğini de biliyorum. Ancak ben direk … ile ilişkiye girdiğini görmedim. …’nın anlattığına göre kendisini … yerinde rezil ederim başka erkeklere telefonunu verir bekaretini verecek diye yönlendiririm, çevrende seni rezil ederim diye baskı kurarak cinsel ilişkide bulunduğunu bana anlattı.”, sorulması üzerine; “Biz tanıştıktan sonra kendisi bana senin cinlerle ilişkilerin var cinler seni hamile bırakmış seni doğurtacağım diye yaklaştı. Okunmuş diye su veriyordu. İlaçta veriyordu. Hatta …’ya da bu şekilde su ve ilaç veriyordu. Ona balda veriyordu. Yani haplar falan içine atarak bir karışım hazırlıyordu. O karışımdan bende alayım dediğimde o …’ya mahsus demişti.”, sorulması üzerine; “Bu şekilde davrandığında elini kolunu kıpırdatamıyorsun, sadece ben çığlık attım. O arada ağrılarım sancılarım çok artmıştı. Doğum yapan bir kadının … çektiği gibi … çekiyordum ve o şekilde bağırdım. Bunu neyle sağladığını bilmiyorum.”, sorulması üzerine; “…’nın … merkezde Demetevlerde kendisinin kaldığı bir evi vardı. Ayrıca ailesinin de kaldığı ev vardı ancak …’nın kendisinin kaldığı bir ev vardı. Burası onun aynı zamanda diyetisyen kliniği olarak memuriyetten önce kullandığı yermiş. Benim söylediğim …’nın evi dediğim bu evdir. …’daki evine de birkaç kere gittim ancak asıl söylediğim evi dediğim yer …’daki evdir.” katılan vekili tarafından sorulması üzerine; “Birçok kez …’in …’e yanımda istemiyorum. Git diye ona kızdığını, defol git dediğine de tanık oldum. Ben masaja geldiğinde …’in kolunda vücudunda morluklar görüyordum. Bunları bazen evde görüştüğümüz sırada da görüyordum. Ne olduğunu sorduğumda bir yere çarpmışımdır farkında değilim falan diyordu. En son sanığın benimde vücudumu okşarken gördükten sonra konuştuğumuzda bunları kendisine sanığın yaptığını söyledi.”,
Tanık … Kollukta; “Ben seramik mühendisiyim ancak … imkanı olmadığı için Atatürk Orman Çiftliğinde Park Center da kasiyer olarak çalışıyorum. … … isimli bayanın diyetisyen olduğundan dolayı diyet konusunda yardımcı olması için yanına gittiğimden dolayı tanıdım zaman içerisinde arkadaş olduk. 2013 yılı ocak ayında … hanım ofisine bir hocanın geleceğini benimde fal baktırmak istersem gelebileceğimi söyledi bende ismini sonradan … olarak öğrendiğim hoca ile tanışmayı kabul ettim ve … hanımın ofisine gittiğimde …denilen şahıs ile yine … hanım vasıtası ile tanıdığım…Kocadağ isimli bayanda ofisteydi. Benim o dönemde ruhen biraz sıkıntılarım vardı …falıma baktı bana dualı su hazırladı üzerimde cinlerin olduğunu, büyü olduğunu ve bunları çözmesi gerektiğini söyledi bana dua okudu hazırladığı suyu verdi birde yazmış olduğu ayeti üzerinde taşımak için verdi bende kendisine yapmış olduğu hizmet karşılığını sordum. …benden 1000 TL para talep etti bende 1000 TL parayı Esranın ofisinde … hocaya verdim. Bugünden sonra ben ve diğer arkadaşlarım … hocayla sürekli görüşmeye başladık. Tahminen 2013 yılı mayıs da yine … hanımın ofisinde … hocayla görüşmek için kararlaştırdık akşam saatlerinde … ile ben ofisteydik …geldi ben hocaya yaptığı duaların faydası olmadığını söyledim oda bana birilerinin sürekli büyü yaptığını söyledi. Hoca içmek için bir şeyler istedi. Esrada dolapta içecek olduğunu söyledi ancak hoca dolapta olmayan soda içeceğini söyledi ve bana marketten soda alıp gelmem için rica etti bende ricasını kabul ettim. Marketten soda alıp geldim ofise girdim hoca sodayı hemen içti ve benden tekrar soda almamı istedi benim aklıma kötü bir şey gelmediği için tekrar soda alıp geldiğimde hoca ile kapıda karşılaştık telaşlı bir şekilde gidiyordu bende hemen … nın yanına gittiğimde …’nın ağladığını gördüm yüzüne baktığımda da dudağının morlaşmış olduğunu gördüm ve Esraya sorduğumda … ağlayarak hocanın okuyup ağzına üfleyeceği esnada dudağına yapışarak öptüğünü söyledi bende buna nasıl izin verdiğini sorduğumda hareket etmediğini karşı koymak için güç sarfedemediğini söyledi. … hastanede tedavi gördüğü için ertesi gün ziyaretine gittim. Merve ve … hastanenin kantininde oturuyordu. Merve hocayla son kez görüşüleceğini söyledi ve … hocayı çağırdı hoca kantine geldi…yaptığının çok yanlış olduğunu ve de bir daha görüşmek istemediğimizi söyledi ve biz kantinden ayrıldık. Ben hastaneden çıktım…ve … kaza yapmışlar bende yanlarına gittim. Daha sonra hocayı aradık ve hocayla gürüşmeye başladık bu olaydan birkaç ay sonra Esranın ofisinde hocayla buluştuk bana kurşun döktü ve 100 TL paramı aldı. … mutfak kısmındaydı gel yanıma otur dedi ben yanına oturdum direk elleriyle göğüslerimi okşamaya başladı. Bende amca napıyorsun dedim oda bana az önce eğilince göğüslerini gördüm tahrik oldum ondan dolayı dokundum dedi bende sen benim için amcasın öyle kal dedim oda bana tadına bir bakarsan asla vazgeçemezsin sürekli istersin dedi maddi manevi her ihtiyacını karşılarım dedi bende kabul etmedim ve odadan hemen ayrıldım. Daha sonra … ile bu konuyu görüştüğümde …, hocanın kendisine dua okuyup etkisiz hale getirmek suretiyle tersten cinsel ilişkiye girdiğini anlattı hocayla görüşmek istemediğini ancak bir şeylerin buna engel olduğunu söyledi. Benim bu konuyla ilgili bildiklerim bunlardan ibarettir.”,
Mahkemede; “Ben ayrıntılı şekilde ifademi daha önce vermiştim. O ifadem doğrudur. Ancak kısaca anlatacak olursam da ben …’nın ofisindeydim. … ile birlikteydik. Hocaefendi geldi. Okuyacağım bir şeyler yapacağım dedi. Bana evde olmayan bir şey söyleyerek soda alıp gelmemi istedi. Ben gidip bir soda alıp geldim. Bana tekrar bu yetmez git birkaç daha al gel diye oradan uzaklaştırdı. Ben tekrar alıp geldiğimde hoca apar topar çıkıp gitti. Zaten hava kararmak üzereydi. Işıklarda yanmıyordu. Bulundukları oda biraz karanlıktı. Işığı yakınca ben …’nın dudağında morluk ile ağladığını gördüm. Ne oldu sana bunu hocamı yaptı dediğimde hocanın yaptığını, sana okudum ağzına üfleyeceğim dediğinde üflerken dudaklarına zorla yapıştığını ve kendisinin de onu ayıramadığını söyledi. Bundan sonra bir başka tarihte yine hoca büroya gelmişti. Bana da gel sanada okuyacağım vs dedi. Benimde göğüslerimi ellemeye başladı. Ben hoca sen ne yapıyorsun hep amca olarak kalacaksın dedim. Bende kendimi kurtardım. Olaylardan daha sonra … karakola gidip şikayette bulunduktan sonra bana da geldi. Şahitlik yaparmısın diye sordu. Bende gördüğüm olayla ilgili şahitlik yapacağımı söyledim. Başka neler yaptı diye sorduğumda bana kendisini tehdit ederek defalarca tersten ilişkiye girdiğini anlattı. Ancak onlara ben tanık olmadım.”, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; “Ben …’ya daha önce yaptığını biliyordum. Ancak daha sonra geldiğinde beni de sana okuyacağım diye yanına çağırdığında bana dokunacağını düşünmediğim için yanına gittim. “, sorulması üzerine; “Bu olaydan sonra Merve, … ve ben sanığı çağırdık ve hastane bahçesinde konuştuk. Bir daha kendisiyle görüşmeyeceğimizi söyledik ve oradan ayrıldık. Ondan sonra…ve … arabada iken kaza yapmışlar. Bu kazayı da acaba sanığa haksızlık mı yaptık diye düşündükleri için yeniden görüşmeye başladılar. Çünkü hoca kendisine bu durumu söylediğimizde bunu ben kendim isteyerek yapmadım, …’nın annesinin cinleri bana bunu yaptırdı şeklinde bir savunması olmuştu. O nedenle kazadan sonra acaba ona bir haksızlık yaptıkta yine cinler vs mi bu kazayı yaptırdı diye endişelendiler ve tekrar görüşmeye başlamışlardı.”, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; “Ben …’dan diyet almaya da gittiğim için onun ofisine sürekli gidip gelirdim.”, sorulması üzerine; “… bana bu tecavüz olayını anlattıktan sonra ben hoca ile bir daha hiç görüşüp karşılaşmadım.”,
Tanık…Kocadağ Kollukta; “… … benim diyetisyenimdi. 2011 yılından itibaren tanışıyordum. Arkadaş olduk bir gün telefonla arayarak hemoroit olduğunu ağrılarının çok olduğunu … kesicilerin fayda etmediğini söyledi. Ben de babamın arkadaşı olan Arapçayı iyi bildiğini, medrese eğitimi aldığını, insanlara okuyarak … verdiğini duyduğumuz …’le telefonla görüştüm ve arkadaşım … …’le tanıştırmak istediğimi söyledim kabul etti. … …’in bürosuna gittik. Büroda ben tanıştırdım orda üçümüz birlikte idik. Daha sonraları ben …’in bürosuna gittim. Büroda … ve… vardı. Ben gitmeden beş dakika kadar önce … bürodan çıkmış …’nın ağladığını dudağında morluk olduğunu gördüm sorduğumda …’in yaptığını söylediler. … o zamanlar hastanede tedavi görüyordu ziyaretine gittiğimde … geldi, yanımızda…’de vardı. Ben tanıştırdığım için ben … amca ben seni baba gibi biliyordum bu yaptığın olmadı dedim. Bana hiçbir cevap vermedi. Aynı gün ben …’in aracı ile trafik kazası yaptım. Kolum kırıldı. Hastaneye yattım. Kazadan sonra … ve… ile görüşmedim. Benim olay hakkında başkaca bildiklerim yoktur.”,
Mahkemede: “Sanıkla müştekiyi ben tanıştırdım. Çünkü müştekinin ben hastasıydım. Bir ameliyat geçirmişti ne olduğunu da bilmiyorum. Ancak ağrıları geçmemiş. Hatta hemşire getirmişler iğne yaptırmış yine ağrıları geçmemiş. Sanıkta benim babamın arkadaşıydı. O zaman …’ya böyle bir okusa ya da bir dua verse faydası olurmu biri var getireyim mi dedim. Getir dedi. …’i ilk defa …’nın ofisine ben götürdüm. Orada … yalnız konuşmak istediğini söyledi. Ben kapının hemen önünde bekledim. 5-10 dk görüşüp sonra çıktılar. Ben ondan sonra …’i aldığım yere götürüp bıraktım. Daha sonra ben Atatürk Orman Çiftliğinde arkadaşlarımla buluştum. Oradan ayrılırken beş dakika … ablaya uğrayım dedim. Çünkü ofisime yakındı. Gittiğimde … ve yanında…’de vardı. … ağlıyordu. Ne oldu dediğimde …’in kendisini dudağından öptüğünü okşadığını söyledi. Dudağında bir morarma vardı. Onun üzerine biz …’le konuşmaya karar verdik. Hastane bahçesine çağırdık ve orada görüştük. Ben kendisine seni amca olarak biliyorduk niye böyle bir şey yaptın dedim. Ancak … hiç bir şey söylemedi. Ne böyle bir olay oldu ne olmadı şeklinde hiçbir şey söylemedi. Biz ondan sonra görüşmeyeceğimizi söyleyip ayrıldık. Ya o gün ya da bir sonraki gün ben … ablanın arabasını kullanırken yanımda …’da vardı. Kaza yaptım. Ben bu kazada yaralandım. Hastaneye kaldırıldım. …’nın onu oraya çağırıp çağırmadığını bilmiyorum. Ben o gece hastaneden taburcu oldum. Daha sonra … ile… bana geçmiş olsuna geldiler. O zaman konuşmalarından tekrar … ile konuşmaya başladıklarını anladım. …’in kendilerinden özür dilediğini söylediklerini hatırlamıyorum. Daha sonra bende … ile görüştüm. … o zaman bana orada … küçük düşmesin diye bir şey söylemediğini söyledi. Sonraki eylemlerden benim bir haberim yoktur.”, sanık müdafiisi tarafından sorulması üzerine; “Ben sanıktan herhangi bir şekilde bir dua vs gibi bir yardım almadım. Ancak annem hastaydı. Ona okutturduk. Ben o şekilde bir etki altında kalmadım. Başka bu şekilde etki altında kalıp ona direnemeyen olup olmadığını da ben bilmiyorum. Öyle bir kişiyle de görüşmedim.”, sorulması üzerine; “Ben sadece ifadeye çağırılmadan bir iki hafta önce … abla arayıp böyle böyle bir şikayet konusu olduğunu, bu konuda ifadeye çağırılacağımı söyledi. Onun öncesinde anlattığım olay dışında diğer olaylardan benim haberim yoktur.”,
Tanık Aygün Demirci Mahkemede; “Bende … ilçesinde vergi uzmanı idim. 2013 yılı Temmuz ayında … ile aynı evde kalmaya başladık. 2014 yılının Mart ayına kadar birlikte kaldık. Hatta 2014 yılı Ocak ayına kadar … Lojmanlarında bir dairede kaldık. Ondan sonra orası başkasına tahsis edilince biz oradan ayrılarak bir ev tuttuk. Ben Mart ayına kadar orada kaldım. Ondan sonra ayrıldım. Bu süreç içerisinde bizim eve kesinlikle bir erkeğin gelmesi söz konusu değildir. Bende sanığı …’nın yanında dışarıda gördüm. … bir ameliyat geçirmişti. Ağrıları devam ediyordu. Bu sebeple…isimli bir arkadaşı sanıkla tanıştırmış. Ona bir kısım okuyup üfleyip muska vs veriyordu. Ancak ben cinsel ilişkiye ilişkin hiçbirşeyini görmedim. Ancak ben ayrıldıktan sonra uzun süre … ile görüşemedim. Belki Temmuz 2014’ten sonra görüştüğümüzde bana artık hoca ile görüşmediğini, birtakım olumsuz olayları olduğunu, kendisiyle birlikte olmak için zorladığını, bu sebeple görüşmediklerini söyledi. Bende ayrıntılı sormadım birlikte olup olmadıklarını bilmiyorum.”, sorulması üzerine; “Ben …’nın …’da ayrı bir evi olduğunu bilmiyorum. Benim bahsettiğim ev …’daki evdir.”,
Tanık Candan Mansuroğlu; “Ben 20 yıldır … Numune Hastanesinde Kalp Uzman doktoru olarak çalışıyorum. …’de uzun süredir kalp rahatsızlığı nedeniyle gelip gitmektedir. Hastamdır tanırım. Kendisi gayet saygılı naif bir insandır. Kayıtlarda kesin olarak tarihi vardır ancak tahminim 2010 yılında olabilir. … bir bayanla birlikte geldi. Bu bayanın yaşı 20 ile 30 yaş aralığında idi. Öyle tahmin ediyorum. Kendisi kalp rahatsızlığı için gelmiş değildi. Endokrinden muayene yaptırdık. Şeker rahatsızlığı olduğunu söylüyordu. Bu bayan … beyden biraz uzakta olduğumuz bir zaman bana babasının bir arkadaşının kendisine tecavüz ettiğini, o tarihten beri çok sıkıntılar çektiğini, ağır psikolojik tedavi gördüğünü söyledi. O zaman için herhangi bir şey düşünmemiştim. … kontrollerine gelmeyince ben oğlunu aradım. Oğluyla ortak aradaşlarımızda vardır. Niye kontrollere gelmiyor diye sorduğumda oğlu bana başına böyle bir … geldiğini içeride olduğunu, yani tutuklu olduğunu söyledi. O zaman ben düşündüm o bayanla bir ilgisi olabilirmi diye anlattığı hikaye aklıma geldi. Ben o zaman kayıtlara baktım. Aynı bayan olduğunu hastane kayıtlarından anladım.”, tanıktan kendisine geldikleri tarihi 2010 yılı olarak söylediği, sanıkla mağdurenin tanışmalarının ise 2012 yılının sonlarına doğru olduğu belirtilerek sorulması üzerine; “Kayıtlara baktım ancak tarihini tam olarak bilemiyorum. Öyle düşünmüştüm.”, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; “Bu alan benim uzmanlığım değil. Ancak bir yer kesilip iyileştiğinde büzüşerek iyileşme söz konusudur. Dolayısıyla da bir hemoroid ameliyatı olmuş ise anüste bir genişleme olacağını düşünmüyorum. Ancak bu alan benim uzmanlığım değildir.”,
Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
Sanık … Kollukta; “Ben bağkurdan emekliyim ve ailem ile birlikte belirtmiş olduğum adreste yaşarım. Ayrıca Ulus-Akdere hattında kardeşlerimle ortak ticari dolmuşum vardır. Merve Kocadağ’ı benim arkadaşımın kızı olmasından dolayı tanırım. … … isimli bayanı…aracılığı ile tanıdım, soyismini bilmediğim… isimli hanımı da …’nın yanında görmemden dolayı tanırım. Merve beni …’nın rahatsız olmasından dolayı kendisi ile tanıştırdı. Ben kuranı kerimden korunma duaları okuyarak yakınlarıma yardımcı olurum. Merve de benim arkadaşımın kızı olduğundan benden arkadaşı … için yardım istedi. Bende yardımcı olacağımı düşünerek … … Hanımın İvedik caddesi üzerinde bulunan diyetisyen bürosuna gittim bana ağrılarının olduğunu bir türlü geçmediğini söyledi, bende o an kendisine dua okudum. Ben az öncede belirttiğim gibi sadece yakınlarıma bildiğim koruma dualarını okurum bunun içinde para talep etmem. Bana bunun karşılığında para teklif edende olmadı çünkü benim okuduğum duanın para karşılığı olmaz, ben sadece bunu yardım amaçlı yapmaktayım. Bu görüşmeden üç kadar sonra benim kendisine vermiş olduğum telefon numaramdan beni tekrar aradı ve … yerine gittim, benim gittiğimde … yerinde kimse yoktu. Oturduk sohbet ederken bana cep telefonundan görüntüler açtı bana kendi cinsel organının ameliyat olmuş halinin fotoğrafını gösterdi ve ‘Nasıl iyi mi?’ diye sordu, bende kendisine geçmiş olsun dedim. Bunun üzerine … hanım benim elimden tutarak eteğinin altından cinsel organına götürdü, elim bir süre cinsel organında kaldı. Şahıs bu sırada külotunu çıkardı ve tekrar elimi cinsel organına koydurup okşattırdı ve çok güzel oluyor dedi, bu esnada benim pantolon kemerimi eli açarak indirdi, cinsel organımı ağzına alarak organımı emmeye başlayarak beni tahrik etti, biz ayakta iken benim cinsel organımı kendi cinsel organına sürttü, bu esnada ben boşaldım, … yerinde duşumu aldıktan sonra işyerinden ayrıldım. … … hanım fizik tedavisi için Ufuk hastanesinde yattığı dönemde kendisini ziyaret ettim, bu ziyaretimde aramızda oluşan arkadaşlığımız için gittim. Hastaneden izinli olarak hafta sonu çıktığı bir gün beni arayarak bürosunda olduğunu söyledi ve oraya çağırdı. Bende bürosuna gittim, burada soy ismini bilmediğim… isimli bir bayanla beni tanıştırdı, bir süre oturduktan sonra … Fahriye’yi büroda ikram edecek bir şeyinin olmadığını söyleyerek markete gönderdi. Bu esnada … oturduğu kanepede bacaklarını açtı, benim de elimi tutup, seni çok özledim diyerek kendi cinsel organını okşattırdı Bende tahrik olduğum için kendisini dudaklarından öptüm, bu esnada dudağında kızarıklık ve morluklar oluştu. Ancak bana bir şey söylemedi. o esnada… ofise geldi bir süre birlikte oturduk bir şeyler içtik, ben ofisten ayrıldım. Ertesi gün hastaneye ziyarete gittiğimde Merve, … ve… hastanenin kantininde oturuyorlardı Bende yanlarına giderek masalarına oturdum. Bana…sen …’yı taciz etmişsin, biz senden bunu beklemezdik, bir daha üçümüzle de görüşme dedi, ben masada otururken onlar kalkarak gittiler, bende bir süre moralim bozulduğu için tek başıma masada oturduktan sonra kalktım ve oradan ayrıldım. Balgat’ta bulunan ve sürekli takıldığım kafeye gittim. Yaklaşık bir saat kadar sonra kafede otururken … beni cep telefonumdan aradı ve kaza yaptığını söyleyerek benim gelmemi istedi, bende hemen yanlarına gitmek isledim, ancak kaza yerini bulamadım. Beni tekrar aradı ve Yunus Alkan isimli sevgilisi olan şahsın gelerek kendilerine yardımcı olduğunu söyledi, bende bunun üzerine yanlarına gitmedim. … hastaneden taburcu olduktan sonra beni arayarak bürosuna çağırdı. Bende bürosuna gittim. Kendisi dua okumamı istedi, bende kendisine koruyucu dualar okuyarak ofisinden ayrıldım. … hanım ile bu son görüşmemizden sonra yine telefonla görüştük, birlikte kafede yada ofisinde görüşmeye devam ettik. Bu görüşmelerimiz genelde yalnız oluyordu. Merve yada… yoktu. Yaklaşık 4-5 ay kadar bu şekilde görüşmeye devam ettik ancak aramızda hiç bir şekilde cinsel yakınlaşma olmadı. Bu esnada kendisinin çalışmış olduğu … ilçesine benim arabamla gittik ve bir gece onun evinde kaldık, Gece kendisi ile seviştik, benim cinsel organımı ağzına aldı, benimle tersten cinsel ilişkiye girmek istedi ancak ben arkasından koktuğu için midem bulandı ve yapmak istemedim. Ertesi gün ben … iline döndüm o işi orada olması nedeni ile … da kaldı. Benim …’dan dönmemden yaklaşık bir hafta kadar sonra beni … cep telefonumdan arayarak, hastanede çalışan soy ismini bilmediğim … isimli şahısla birlikle olacağını söyledi, bende kendisine ben karışmam dedim. Bana tekrar 10 dakika sonra onunla ilişkiye gireceğim ne diyorsun dedi. Bende tekrar karışmam diyerek cevap verdim, hafta sonu …’ya geldiğinde ben bürosuna çağırdı ve … ile ilişkiye girdim dedi. Bende benimle bir daha görüşme diyerek ofisinden ayrıldım. Sonra … isimli şahsı şuan bende olmayan telefonundan aradım ve kendisine … ile ne yaşadığını sordum. Bana kendisiyle tersten ilişkiye girdiğini söyledi. Yine bu olaydan sonra … beni sık sık arayarak konuşuyordu. Bazı zamanlarda dışarda buluşup sohbet ediyorduk. bu olaydan 4-5 ay kadar sonra … beni aradı … ya götüreceğini söyledi, bende kabul ettim. …’nın ofisine gittiğimde yanında Emine olarak tanıştırdığı bir bayan daha vardı. Emine isimli bayanın masöz olduğunu söyledi. Üçümüz uçakla … iline gittik, burda … nın arkadaşı olan…isimli bir şahıs bizi karşıladı. Necdet beyin yatıyla gezdik denize girdik. Tatil bittikten sonra tekrar … iline geldik. … tekrar … iline gitti. … Antalyadayken…beni telefon ile arayarak … benimdir üzerinden elini çek dedi ben de kendisine senin olsun dedim ondan sonra bu güne kadar … ile hiç görüşmedim ve kendisi de beni aramadı. En son bugün yani 05.09.2014 günü saat 14.41 sıralarında Necdet, benim kullandığım 05xx 5xx 40 6x numaralı telefonumu 05xx 8xx 0x 01 nolu telefonundan arayarak tekrar … ile alakalı tehdit etti, bende … ile üç aydır görüşmediğimi söyledim. yaklaşık on dakika kadar görüştükten sonra telefonu kapattı. Ben dua okuyup Esrayı etkisiz hale getirip kendisiyle tersten ilişkiye girip cinsel saldırıda bulunmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Anlattığını ve yaşananları … … isimli bayanın rızası doğrultusunda yaşadık, hiçbir şey yapmadım. Ben … hanımla duygusal ve cinsel yönden bir buçuk yıl arkadaşlık yaptım. hatta bu süreçte beni anne ve babasıyla da tanıştırdı, son dönemde ifademde belirttiğim gibi Yunus, … ve…isimli şahıslarla arkadaşlık ve cinsel ilişki yaşadığını öğrendim ve kendisine tepki gösterdim. bundan dolayı benim hakkımda böyle bir suçlamada bulunduğunu tahmin ediyorum. benim bu konu ile söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”,
Mahkemede; “Ben 2013 yılı Ocak ayında kendisi telefonla arayıp beni diyetisyen bürosuna çağırması üzerine gittim. Kendisinin rahatsızlıkları varmış. Kendisine okudum. Tavsiyelerde bulundum. Ancak kesinlikle cinsel hiçbir temasım olmadı. Daha sonra görüşmelerimizde devam etti. Hatta kendisi beni …’ye bir arkadaşının düğününe götürdü. …’ya götürdü. …’a götürdü ama gittiğimiz yerlerde hep ayrı odalarda kaldık. Hatta ilk tanıştığımızda bana beni Pazartesi … Devlet Hastanesine götür … günüde geri getir benzin paranı veririm dedi. 2014 yılı Haziran ayına kadar bu şekilde götürüp getirdim ancak hiçbir benzin parası kendisinden almadım. Kendisi internet üzerinden benim kredi kartlarımı kullanıp harcamalar yapmış. Kendisinden para da almadım. Hiçbir şekilde ne fiili livata yoluyla ne de oral olarak kendisiyle bir cinsel ilişkide bulunmadım. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”, çelişki sebebiyle sorulması üzerine; “O tarihte polis beni gelip aldı. Poliste ne söylediğimi de bilmiyorum. Ancak kesinlikle ben hiçbir şekilde cinsel ilişkide bulunmadım. Fiziksel olarak cinsel amaçlı hiç dokunmadım. Ben kendisini ziyaret amaçlı bir iki kez hastaneye gittim. Ancak hastaneye beni çağırıp seninle görüşmeyeceğiz vs diye bir konuşma olmadı. Kaza yaptığı doğrudur. Kaza yapınca beni aradı. Ben giderken yine Yunus isimli bir sevgilisi vardı. O benden önce gelmiş beni tekrar arayarak Yunus geldi senin gelmene gerek yok dedi. Kaza yerine de gitmedim. Ne evinde ne bürosunda ne de bir başka yerde kesinlikle bir cinsel saldırı eylemim olmadı. Rızasıyla ya da zorla hiçbir şekilde cinsel bir eylemim olmamıştır.”, sorulması üzerine; “…’da…diye bir sevgilisi vardı. …’ya gittimizde de görmüştüm. Bunlar birlikte olamıyorlarmış. Bunu benim okuyup üflediğimi düşünerek bana husumet beslemektedirler. Bu sebeple bana böyle bir suç attığını düşünüyorum. Ben atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel saldırı” başlığını taşıyan 102. maddesi;
“1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
“(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.” hâlini almıştır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukukî değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Cinsel saldırı suçunda failin kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir. Bu suçla korunan hukuki yarar üzerinde tasarrufta bulunabilen cinsel özgürlük olduğundan hukuki sınırlar içerisinde kalması şartıyla rızaya ehil mağdurun cinsel davranışa göstereceği rıza, fiili hukuka uygun hale getirecektir. Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli halin oluşması için vücuda organ veya sair cismin sokulması gerekir.
Uyuşmazlığın sağlıklı bir hukuki çözüme kovuşturulabilmesi öncelikle hile kavramının üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.
“Hile”, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika” (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 891.) şeklinde, uygulamadaki yerleşmiş kabule göre ise; “Hile nitelikli yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez.” biçiminde tanımlanmıştır.
Öğretide de hile ile ilgili olarak; “Olaylara ilişkin yalan açıklamaların ve sarf edilen sözlerin doğruluğunu kuvvetlendirecek ve böylece muhatabın inceleme eğilimini etkileyebilecek yoğunluk ve güçte olması ve bu bakımdan gerektiğinde bir takım dış hareketler ekleyerek veya böylece var olan halden ve koşullardan yararlanarak, almayacağı bir kararı bir kimseye verdirtmek suretiyle onu aldatması, bu suretle başkasının zihin, fikir ve eylemlerinde bir hata meydana getirmesidir.” (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 2004, s. 453.), “Hile, oyun, aldatma, düzen demektir. Objektif olarak hataya düşürücü ve başkasının tasavvuru üzerinde etki doğurucu her davranış hiledir.” (… Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt I, Beta Yayınevi, 4. Baskı, Eylül 2017, …, s. 502-503.) biçiminde tanımlara yer verilmiştir.
Hile söz, hareket veya diğer davranışlarla bir kişinin bilerek aldatılması ve yanıltılmasıdır. Hile ile kendisinde yanlış düşünce uyandırılan kişi belli bir davranışa sürüklenmekte ve buna zorlanmaktadır. Hile aldatıcı nitelikte olmalıdır.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde; “Bir işi yerine getirmek için verilmiş söz” olarak tanımlanan vaat ile hile birbirine karıştırılmamalıdır. Ancak mağdurun yaşı, tecrübesizliği, içinde bulunduğu korku ve endişe hâli gibi nedenlerle esasen hür iradesi ile kabul etmeyeceği bir hususun vaat edilerek iradesinin kırılması durumunda hilenin varlığı kabul edilmelidir. Bu nedenle bir şeyin hile olup olmadığı her somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmeli ve failin kandırılarak direncinin kırılıp kırılmadığı belirlenip sonuca ulaşılmalıdır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan mağdurenin aşamalarda özetle; sanığın dua okumak suretiyle şifâ verdiğine inanarak sanıkla görüşmeye başladığını, sonrasında sanığın, kendisine üzerinde büyü olduğunu, evlenememe sebebinin buna bağlı olduğunu söyleyerek muska yazdığını, yaşanan bazı olaylar neticesinde sanığın keramet sahibi olduğunu düşündüğünü, ilerleyen dönemlerde sanığın birden fazla defa fiili livatada bulunmak suretiyle kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu, ayrıca “Ailene mektup yazarım. Seni rezil ederim.” şeklinde tehditleri sonucu sanıkla görüşmek zorunda kaldığını ve gerçekleşen cinsel eylemler sırasında sanığın tehdidi olmaksızın manevi anlamda yaşadığı duygularla sanığa tepki veremediğini ve hareketsiz kaldığını iddia ettiği, sanığın ise Kollukta, koruma duaları okumak suretiyle yakınlarına yardımcı olduğunu, arkadaşının kızı olan tanık…vasıtasıyla katılan mağdureyle tanıştığını, ilerleyen süreçte mağdurenin rızası dahilinde cinsel ilişki yaşadıklarını, kendisinin hiçbir zorlamasının olmadığını, katılan mağdureyle birlikte tatile gittiklerini, yaklaşık 1,5 yıl süreyle duygusal ve cinsel yönden ilişki yaşadıklarını, mağdurenin birden fazla kişiyle de cinsel ilişkiye girdiğini bildiğini ve bu duruma gösterdiği tepki neticesinde mağdurenin kendisine iftira attığını, Mahkemede ise, ilk ifadesinden farklı olarak mağdureyle hiçbir şekilde cinsel ilişkiye girmediklerini, mağdurenin …’da sevgilisi olduğunu ve sevgilisiyle cinsel birliktelik yaşayamadıklarını bildiğini, bu durumun sorumlusu olarak kendisinin mağdureye okuyup üflediğini düşündüklerini ve bu husumetle kendisinden şikâyetçi olunduğunu savunduğu olayda;
Katılan mağdurenin olayın gerçekleşme biçimine dair özde değişmeyen anlatımlarda bulunması, tanıklar…Arslan ve ….ın da beyanlarında sanığın, dini duygularını istismar etmek suretiyle kendilerine de benzer eylemlerde bulunduğunu belirtmeleri, mağdurenin sanığın kendisine dua okuyacağını söyledikten sonra ona karşı koyamadığını ifade etmesi, bu minvalde sanığın kendisiyle anal yoldan cinsel ilişkiye girmesinin ardından sanığın, kendisine onu mutlu etmezse hiçbir zaman hiçbir işinin yolunda gitmeyeceğini ve mutlu olamayacağını, bunu cinlerinin böyle istediğini söylediğini belirtmesi, mağdurenin sanığın bu şekildeki hileli davranışları nedeniyle eylemlere rıza gösterdiğinin anlaşılması, yerleşmiş içtihatlara göre basit yalanlar hile kapsamında kabul edilemeyecek ise de sanığın iki üç saat dua okuyarak yazması, dualı duş suları hazırladığını söylemesi, bir kısım eylemlerden sonra bunu cinlerin yaptırdığını ifade etmesi gibi eylemlerinin basit bir yalan kapsamında kalmayıp mağdurenin iradesini sakatlayacak düzeyde nitelikli yalanlar olması, keza birçok Ceza Genel Kurul kararında da bir şeyin hile olup olmadığının her somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiğinin ifade edilmesi, sanığın savunmasında dua okumak suretiyle yakınlarına yardımcı olduğunu bildirmesi ile bu anlamda tanıklar ve katılan mağdurenin bu kapsamdaki iddialarını bir şekilde tevilli ikrar yoluyla kabul etmesi, sanığın ilk savunmasında mağdurenin rızasıyla cinsel ilişki yaşadıklarını belirtmesine karşın sonraki savunmasında mağdureyle cinsel ilişkiye girmediklerini belirterek çelişkili anlatımlarda bulunması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; somut olayda beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçunun yasal unsurları itibarıyla oluştuğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme gerekçesi isabetli olduğundan uygulamanın denetlenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurul Üyeleri … ve …; “Genel Kurulun sayın çoğunluğu ile aramızda çıkan uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Sanık …’in zincirleme biçimde işlenen nitelikli cinsel saldırı suçundan TCK’nın 102/2, 102/5, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 11.02.2016 tarihinde mahkûmiyetine karar verilmiş, bu kararın karşı sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince;
‘…2013 yılı Ocak ayı sonlarında mağdurenin rahatsızlığı ve ağrılarının geçmemesi üzerine kendisine dua okuyarak iyileştireceği düşüncesiyle sanıkla tanıştığı, devamında karşılıklı olarak birbirlerini arayıp sık sık görüştükleri, sanığın mağdurenin ikametgahı ile çalıştığı işyerlerine gittiği, hatta arkadaş gruplarıyla birlikte tatil amaçlı şehir dışına çıkıp … ve …’ya gittikleri, buralarda konakladıkları, ilişkilerinin 2014 yılı Nisan-Mayıs aylarına kadar sürdüğü, bu süreçte birden çok kez ilişkiye girdikleri ve mevcut haliyle sanığın, mağdurenin rızası hilafına hipnoz, telkin ya da başka suretle iradeyi etkileyen yöntemler kullanarak nitelikli cinsel saldırı eylemlerini gerçekleştirdiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,’ isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 20.12.2016 tarihinde oy çokluğuyla bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 11.04.2019 tarihinde direnme kararının yerinde görülmemesi dosya Ceza Genel Kurulu’na gönderilmiştir.
Sayın çoğunluk ile aramızda çıkan uyuşmazlık hususunda yapılan değerlendirmede;
1-)Katılan mağdurenin beyanlarındaki çelişkiler, olay örgüsü ve olayın intikâl zamanı hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir.
A-)Katılan mağdurenin beyanlarındaki çelişkiler;
Katılan mağdure Kollukta alınan ilk beyanında; ağrılarına dua okumak suretiyle … bulacağı ümidiyle sanıkla tanıştırıldığını sonrasında sanıkla daha sık görüşmeye başladıklarını, sanığın kendisine ve arkadaşları olan tanıklara muska yazdığını, fal baktığını, koruma duaları okuduğunu, 2013 yılı Nisan ayında tanık… ile evdeyken sanığın eve geldiğini, bir bahane bularak tanığı evden uzaklaştırdığını ve sanığın dua okuyacağı bahanesiyle dudağından öpüp cinsel organını okşadığını, kendisinin ağladığını ve dudak kısmında morluk oluştuğunu eylem sonrasında tanıkların bu duruma şahit olduğunu ve sanıkla görüşmeme kararı aldıklarını belirttiği ve sonrasında yaşanan olaydan bahsettiği,
Katılan mağdurenin bu beyanının istikrarlı oluşu, tanıklarca bu hususun mağdurenin beyanlarıyla örtüşür şekilde doğrulanması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığın katılan mağdureye karşı bu ilk eyleminin sabit olduğunun kabul edilebileceği ancak şikâyet süresi dikkate alındığında düşme kararı verileceği düşünülmüştür.
Katılan mağdurenin bu ilk eylemden sonra gerçekleştiğini beyan ettiği eylemlerinde çelişkili anlatımları mevcuttur.
Katılan mağdure Kollukta alınan ilk beyanından sonra Kollukta ek beyanında;
‘…Ben bana cinsel saldırıda bulunan ve hakkında şikayetçi olduğum … kendisi hakkında şikayetçi olmam durumunda beni çevreye kötü tanıtacağını adımı orospuya çıkaracağını söyleyerek kendisi hakkında şikayetçi olmamama konusunda beni bu şekilde korkutup tehdit ediyordu ve kendisiyle sürekli irtibatta kalmamı istiyordu. Çalıştığım … yerini arayıp … ile yatın onun erkeklere karşı zaafı var bekaretini başkasına vermeden siz alın diye telefon açarak benim tanıdığım arkadaşlarıma bu tür söylemlerde bulunarak beni sürekli olarak rahatsız ediyordu. Ayrıca aileme mektup yazacağını yine aynı şekilde iftira atacağını kendisiyle görüşmezsem cinlerini göndereceğini sürekli cinleriyle rahatsız ettireceğini söylüyordu…’ şeklinde beyanda bulunarak ilk beyanında bahsetmediği şekilde sanığın kendisini ailesine ve … çevresine rezil edeceğinden bahisle tehdit ettiğini söylemiştir.
Yine Savcılıkta alınan ilk beyanında;
‘…En son fiili livata yoluyla cinsel saldırısı … … ilçesinde 2013 yılının Aralık ayında oldu ama o olaydan sonra peşimi hiç bırakmadı, Ankarada sürekli beni takip ediyordu, sokakta, arabada beni gördüğünde eliyle diliyle beni taciz ediyordu…’ şeklinde beyanda bulunmasına karşın,
Savcılıkta alınan ikinci beyanında ise ;
‘…Bu olayların …’in bana karşı istismarlarının tamamı …’da gerçekleşmiştir. En son gerçekleşen cinsel saldırı eylemi …’da gerçekleşmiştir. Olayın … İlçesi ile ilgisi yoktur. …’da gerçekleşen olay en son …’da gerçekleşen cinsel saldırı olayından 10-15 gün önce …’da ki evimde bulunduğum sırada yalnızca ayağıma dokunmasından ibarettir. Bu olaydan 15 gün sonra bana …’da cinsel saldırıda bulunmuştur…’ şeklinde beyanda bulunarak önceki beyanında … ilçesinde gerçekleştiğini iddia ettiği ancak ikinci beyanında eylemlerin tamamının …’da gerçekleştiğini … ilçesinde bir eylemin olmadığını belirtmiştir.
Yine katılan mağdurenin Mahkeme beyanında Mahkemece sorulması üzerine;
‘…Bana hastaneye gelirim annene babana yakınlarına söylerim. Mektup yazarım seni rezil ederim vs tehdit ederek sadece görüşmeyi sağladı. Tehdit ederek bir cinsel ilişkiye girme olayı olmadı..’
Beyanında bulunarak birbiriyle çelişen ve bütünlük arz etmeyen beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.
B-) Olay örgüsünün hayatın olağan akışıyla uyuşmaması;
Katılan mağdure beyanlarında sanıkla aralarında amca yeğen ilişkisi olduğunu belirtmesine karşın tarafımızca da sübutu konusunda tereddüt olmayan ancak şikâyet süresinin geçmiş olduğu mağdurenin evinde gerçekleşen sanığın mağdurenin dudağından öpmesi ve cinsel organını ellemesi şeklinde gerçekleşen eylemden sonra mağdurenin Kollukta alınan ilk beyanında; ‘…Dışarıda yemek yemek için … hocayla buluştuk. Yemek esnasında bana aşık olduğunu eşi ile 20 yıldır cinsel bir birliktelik yaşamadığını beni tanıdıktan sonra kaybolan erkekliğini tekrar hissetmeye başladığını benimde bir erkeğe ihtiyacım olduğunu söyledim. Ben kendisinin bu sözlerini şaşırdığımı ve kendisinin saçmaladığını kendisini babam yerine koyduğunu söyledim. Yine farklı zamanlarda bana karşı olan duygularını sık sık dile getirdi ve benimle birlikte olmak istediğini söyledi…’, şeklindeki beyanından da anlaşılacağı üzere sanığın niyetin açıkça katılan mağdureye belirtmesine karşın katılan mağdurenin sanıkla sıklıkla görüşmeye devam etmesi, tanık…Arslan’ın; ‘……ile birlikte … … ile üçümüz … a gittik birada bir gün otelde kaldık otelde ben … … ile kaldım …tek odada kaldı vine üçümüz … ya gittik…’ şeklinde beyanı da dikkate alındığında katılan mağdurenin kendisine karşı eylemleri gerçekleştirdiğini iddia ettiği sanıkla tatile gitmesi, görüşmelere devam etmesi hayatın olağan akışıyla bağdaşmamaktadır.
Keza sanıkta mahkeme beyanında; ‘…Hatta kendisi beni …’ye bir arkadaşının düğününe götürdü. …’ya götürdü. …’a götürdü ama gittiğimiz yerlerde hep ayrı odalarda kaldık. Hatta ilk tanıştığımızda bana ‘Beni Pazartesi … Devlet Hastanesine götür … günü de geri getir benzin paranı veririm.’ dedi…” şeklindeki beyanı da bu hususu doğrulamaktadır.
C-) Olayın Kolluğa intikâli anlamında;
Katılan mağdurenin beyanlarından anlaşılacağı üzere 2013 yılı Ocak ayında sanıkla tanışması ve süreç içerisinde birden fazla kez cinsel eylemlerde bulunan sanığın son eylemini 2014 yılı Nisan ayında gerçekleştirdiği düşünüldüğünde; katılan mağdurenin bu durumu 05.09.2014 tarihinde Kolluğa intikâl ettirmesi bu zamana kadar bir intikâlinin bulunmaması, sanık tarafından olayın başından bu yana etki altına alındığını iddia edilen katılan mağdurenin hangi sebeple olayı Kolluğa intikal ettirdiğini ve olayın başlangıcından intikale kadar geçen sürenin açıklanamaması da hayatın olağan akışına uygun olay örgüsüyle uyuşmamaktadır.
Keza;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12.10.2021 Tarih 2020/207 Esas, 2021/468 sayılı kararında;
‘…olay tarihiyle intikal arasında geçen sürenin uzun olmasını haklı gösterecek bir delilin de dosya kapsamında bulunmaması…’
2-)Dosya kapsamında dinlenen ve katılan mağdurenin bir kısım beyanlarını doğrular nitelikte beyanda bulunan tanık beyanlarının incelenmesi;
Dosya kapsamında katılan mağdurenin bir kısım beyanlarını doğrular ve sanığı suçlar nitelikte beyanda bulunan tanıklara gelince,
Tanık…Arslan: Katılan mağdurenin fizyoterapisti ve arkadaşı olup ayrıca sanığın kendisine karşı eylemlerde bulunduğu iddiasıyla sanık hakkında Savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği ve yine sanığın sanık sıfatında tanığın ise mağdure sıfatında bulunduğu … 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014-355 Esas, 2016-378 Karar sayılı dolandırıcılık suçundan açılmış derdest bir davasının bulunduğu,
Tanık …: Diyetisyen olan katılan mağdurenin hem hastası hem de arkadaşı olup sanığın sanık sıfatında tanığın ise mağdure sıfatında bulunduğu … 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014-355 Esas, 2016-378 Karar sayılı dolandırıcılık suçundan açılmış derdest bir davasının bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda sanığı suçlar beyanda bulunan bu tanıklar ile sanık arasında bir husumetin olduğunu söylemek mümkündür.
3-)Sanığın hipnozla telkin veya iradeyi etkileyecek şekilde yöntemlere başvurduğu hususu şüphede kalmıştır.
Gerek katılan mağdurenin gerekse tanık…Arslan’ın beyanlarında sanığa karşı koyamadıklarını, bir şekilde bir gücün onları etkisi altına aldığı beyanları karşısında dosya kapsamında sanığın iradeyi fesata uğratacak bir yönteme başvurduğuna ilişkin somut ve inandırıcı bir delil bulunmamaktadır. Sanığın hipnoz yöntemini kullandığı iddiası bilimsel olarak ispat edilememiş, mağdure iddiası boyutunda kalmıştır.
Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; ‘suçsuzluk’ ya da ‘masumiyet karinesi’ olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; ‘in dubio pro reo’ olarak ifade edilen ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
‘…O halde, yapılan ceza muhakemesinin sonunda belliliğe, örneğin fiilin sanık tarafından işlendiğinin veya işlenmediğinin sabit olduğu sonucuna varılmaması durumunda sanık mahkum edilemez. Ceza muhakemesinde esas olarak, fiilin fail tarafından işlendiği veya işlenmediği konusunda, hukuk düzenince kabul edilen vasıtalarla, yargılama makamının tam bir kanaate ulaşmasını temin ameliyesine ispat denir. Burada dikkat edilecek noktalar şunlardır: Burada inandırmak yetmez, tam bir kanaate ulaşılacaktır. Medeni usul hukukundan farklı olarak ceza muhakemesi hukukunda ispat yükü (külfeti) sorunu yoktur. Gerçekten şüpheliye susma hakkı tanıyan bir hukuk düzeninde, ispat yükünden söz edilmesi olanaksızdır. İspat için sabit oluş arandığına göre, bunun dışında mahkumiyet kararı verilemeyecektir; şüpheden sanık yararlanır ilkesi devreye girecektir. İspat ameliyesinde, hukuk düzeninin kabul ettiği vasıtalar delillerdir. Buna göre ceza muhakemesinde ispat için kullanmak istenen bir vasıtanın delil olarak nitelenebilmesi için iki temel niteliği bulunmalıdır. Bu vasıta olayı temsil etmeli ve olayı temsil eden bu vasıta; akla, maddi gerçeğe ve hukuka uygun olmalıdır. Olayı temsil etmekten maksat; delil olarak kullanmak istenilen vasıtanın olayın bir parçası olması ve/veya olayı yansıtmasıdır…” (Y.C.G.K.19.04.1993,6-81/110).
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.11.2009 Tarih 2009/8-122 Esas, 2009/266 sayılı Kararında;
‘…Ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu budur…’
4-)Hile kavramı;
Katılan mağdure aşamalarda sanığın kendisine büyü yaptığını, dua okuyarak kendisini etkisiz hale getirdiğini ve cinsel saldırı eylemlerinde sanığa karşı koyamadığını hareketsiz kaldığını belirtmiştir.
Bu aşamada ‘Hile’ kavramının üzerinde durulmalıdır.
Hile, söz, hareket veya diğer davranışlarla bir kişinin bilerek aldatılması ve yanıltılmasıdır. Hile ile kendisinde yanlış düşünce uyandırılan kişi belli bir davranışa sürüklenmekte ve buna zorlanmaktadır. Hilenin alıkoyma veya kaçırmaya yönelik olması gerekir. Ayrıca hile aldatıcı nitelikte de olmalıdır. Vaad ile hile birbirine karıştırılmamalıdır. Ancak mağdurun yaşı, tecrübesizliği, içinde bulunduğu korku ve endişe hâli gibi nedenlerle esasen hür iradesi ile kabul etmeyeceği bir hususun vaad edilerek iradesinin kırılması durumunda hilenin varlığı kabul edilmelidir. Bu nedenle bir şeyin hile olup olmadığı her somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmeli ve failin kandırılarak direncinin kırılıp kırılmadığı belirlenip sonuca ulaşılmalıdır.
Öğretide ‘Hile, kişiyi kandırmak için kullanılan bir yöntemdir. Hile, gerçek olmayanı gerçekmiş gibi göstererek failin kandırılmasını sağlar. Kandırılmış olan kişi de, gerçeği bilseydi yapmayacağı bir davranışı yapar…’ şeklinde görüşlere yer verilmiştir (Serap Keskin Kiziroğlu, Özel Ceza Hukuku, 3. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2018, s. 86-87.).
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.09.2013 tarih 2021/1365 Esas, 2013/381 sayılı kararında;
(Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2012 gün ve 233553 sayılı itiraznamesinde)
‘…Paranın okunmasıyla bereketleneceği yönde hangi bir dini kuralın bulunmaması nedeniyle, sanığın katılana yönelik söylediği sözlerin basit yalan niteliğinde olduğu, dini duyguların istismarının yapılmadığı kabul edilmelidir.’ şeklinde itiraz kanun yoluna başvurduğu,
Yine;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2021 tarih 2017/10 Esas, 2021/484 sayılı kararında;
‘…Ayrıca hile aldatıcı nitelikte de olmalıdır. Vaad ile hile birbirine karıştırılmamalıdır. Ancak mağdurun yaşı, tecrübesizliği, içinde bulunduğu korku ve endişe hâli gibi nedenlerle esasen hür iradesi ile kabul etmeyeceği bir hususun vaad edilerek iradesinin kırılması durumunda hilenin varlığı kabul edilmelidir. Bu nedenle bir şeyin hile olup olmadığı her somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmeli ve failin kandırılarak direncinin kırılıp kırılmadığı belirlenip sonuca ulaşılmalıdır.’
Denilmek suretiyle hile kavramını somut olaydaki koşullara göre değerlendirilmesi gerekeceğinin altı çizilmiştir.
Somut olayda; Diyetisyen olarak görev yapan lisans mezunu belirli bir eğitim ve kültür seviyesinde bulunan katılan mağdurenin, iddia ettiği gibi sanığın bu hileli davranışından etkilenmesi de hayatın olağan akışına aykırı düşmektedir.
Tüm bu hususlar neticesinde sayın çoğunluk görüşüne katılmayarak bu yöndeki karşı oyumuzu sunuyoruz.” düşünceleriyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan diğer iki Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer düşüncelerle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ;
1- … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.12.2016 tarih ve 183-260 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmündeki gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı uyarınca Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 01.07.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivde bulunan dosyaların Yargıtay 9. Ceza Dairesine devredilmesine karar verildiğinden dosyanın, uygulamanın denetlenmesi amacıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.