YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/246
KARAR NO : 2023/61
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ:Ağır Ceza
Sanık …’un silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan TCK’nın 220/7. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 5/1, TCK’nın 220/7-2. cümlesi, 62, 53 ve 58/9. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası; tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan TCK’nın 174/1, 62, 53 ve 54. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan aynı Kanun’un 13/2, TCK’nın 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 8.320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, taksitlendirmeye, mahsuba, müsadereye ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin … 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.07.2015 tarihli ve 422-247 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 23.01.2018 tarih ve 3126-421 sayı ile tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan kurulan hükmün onanmasına, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçundan kurulan hükmün düzeltilerek onanmasına, silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan kurulan hükmün ise;
“….Sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında şüpheli sıfatıyla kollukta müdafii huzurunda beyanda bulunan …’nın ifadesinde; daha önce . ismiyle tanıdığı sanığın kendisine kıyafet aldığını ve erzak temin etmesi için 200,00 TL para verdiğini ve daha sonra içerisinde silah, bomba ve örgütsel malzeme bulunan çantasını da sanığa emanet ettiğini bildirmiş olması karşısında; sanığa emanet edilen eşyaların niteliği dikkate alındığında bu eşyaların örgüt içerisinde olmayan yahut örgüt tarafından güvenilmeyen bir şahsa teslim edilemeyeceği cihetle sanığın eyleminin, hiyerarşik yapısına dahil olmak suretiyle örgüte üye olma suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a- Sanık hakkında öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK’nın 220/7. maddesindeki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanun’un 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması ve TCK’nın 220/7. maddesi uygulanmasında indirim oranının gösterilmemesi,
b- Sanık hakkında 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesinin dördüncü fıkrası ile 108. maddesi hükümleri yerine olayda koşulları oluşmayan TCK’nın 58/9. maddesinin uygulanması,
c- Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile TCK’nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 26.11.2018 tarih ve 83710 sayı ile;
“…1- Olayın tek tanığı olan terör örgütü mensubu …’nın tanık sıfatıyla dinlenmeden ve sanıkla yüzleştirilmeden hüküm kurulması,
2- Olay mahallinde yapılan aramada ele geçirilen valizin bulunduğu yerde başka unutulan emanet eşya olup olmadığı,valizin bulunduğu yere herkesin girip çıkabileceği bir yer olup olmadığı, keşif, arama esnasında çekilen kamera kayıtları ve gerekirse tutanak mümzileri dinlenerek tespit edilmeden hüküm kurulması,
3- Terör örgütü mensubu teröristin, sanığa ait dinlenme tesisine anlattığı şekilde örgüt kıyafeti ve silahla gitmesinin mümkün olup olmadığının kolluk marifetiyle tespit edilmeden hüküm kurulması,
4- Suç tarihinde sanığın ilçedeki esnaftan terör örgütü mensubuna elbise ve valiz alıp almadığının kolluk marifetiyle araştırılmadan hüküm kurulması,
5-Sanığın daha önce mektup ile PKK terör örgütünce tehdit edildiğini, kendisinden vergi adı altında haraç istendiğini ve bu konuda şikâyetinin bulunduğunu belirttiğinden, sanığın bu konuda daha önce herhangi bir şikâyetinin bulunup bulunmadığının tespiti ile sanığın hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesi yerine eksik inceleme sonucu her üç suçtan dolayı sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 19.03.2019 tarih ve 6370-1877 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında eksik araştırma ile karar verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
PKK silahlı terör örgütünün kırsal alandaki faaliyetlerine 2013 yılından itibaren iştirak eden Agir Yılmaz kod isimli …’nın terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olmasını takiben 18.06.2014 tarihinde kollukta ve savcılıkta verdiği ifadelerinde sanık … hakkında anlatımda ve teşhiste bulunması üzerine soruşturma işlemlerine başlandığı,
Sanığa ait . Dinlenme Tesisleri isimli … yerinde . (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 18.06.2014 tarihli ve 2014/172 Değişik … sayılı arama ve el koyma kararına istinaden yapılan aramada, … yerinin 1. katının girişe göre sol tarafında bulunan ve yazıhane olarak kullanılan odada duvar ile koltuk arasında Promote markalı büyük boy mavi renkli valiz, beyaz poşet ve siyah renkli bayan çantası olduğunun görüldüğü, büyük boy mavi renkli valiz açıldığında içinde büyük boy siyah renkli ve bağlı şekilde olan iki adet poşetin olduğu, söz konusu siyah renkli poşetlerin içinden bir adet 1975-407166 seri numaralı . marka tüfek, tüfeğe ait 30 adet mermi, bir adet şarjör,. menşeli ve.yapımı iki adet el bombası, bir adet kahverengi palaska, bir adet leşker elbise pantolonu, bir adet leşker ceket, bir adet haki renkli yağmurluk, iki adet siyah gri renkli bel kuşağı, tırnak çakısı, kırmızı renkli tarak, iki adet sarı ve mavi renkli tütün kağıdı, sekiz adet kapsül içinde çakmak taşı ve bir adet ayna ile valiz yanındaki beyaz poşet içinden bir çift 42 numara Lescon marka ayakkabı ele geçirildiği,
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 18.07.2014 tarihli uzmanlık raporuna göre; 1975/407166 numaralı silahın 7.62×9 mm. çap ve tipinde fişek atan,. yapısı, . marka, seyyar dipçikli, ayarlı gezli, mandal marifeti ile tek tek ve seri olarak atış yapabilen bir tüfek olduğu, atışına engel mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı, tatbiki atışlarda çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı, 30 adet fişeğin 7.62×9 mm. çap ve tipinde olduğu, çap ve tiplerine uygun ateşli silahlarda kullanılmak üzere imal edildikleri, bu fişeklerden 10 adedinin incelenen tüfek ile yapılan deneme ve mukayese atışlarında patladıkları, bu itibarla söz konusu tüfek ve fişeklerin 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliğini haiz ateşli silah ve fişeklerden oldukları, inceleme konusu tüfeğin anılan Kanun’un 12/4. maddesinde belirtilen vahim silahlardan olduğu,
… Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 15.08.2014 tarihli raporuna göre; mukayese için gönderilen kovanların 31.07.2018 tarihinde … ili, Koyulhisar ilçesi, . köy yolunda meydana gelen saldırı olayında ve 04.08.2017 tarihinde … İl Jandarma Komutanlığına bağlı seyir hâlindeki araca yönelik gerçekleştirilen saldırıda kullanılan kovanlardan bazıları ile aralarında karakteristik izler yönünden uygunluklar bulunduğu görülmekle bu iki ayrı olaya ait 29 kovanın tetkik konusu 1975/407166 numaralı Kalashnikov marka tüfekle atılmış oldukları,
… İl Emniyet Müdürlüğü Bomba İmha Ve İnceleme Büro Amirliğinin 27.06.2014 ve 19.03.2015 tarihli raporları ile … Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin 02.06.2015 tarihli raporuna göre; iki adet el bombasının F1 model, savunma tipi, parça tesirli, kullanışı itibarıyla canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olmalarından dolayı TCK’nın 174. maddesi kapsamında patlayıcı madde oldukları kanaatine varıldığı,
… İl Emniyet Müdürlüğü Biyometrik Veri İşlemleri Büro Amirliğinin 03.09.2014 tarihli ekspertiz raporuna göre; 1 adet siyah renkli naylon poşetin iç ve dış yüzeylerinden elde edilen on parmak ve avuç izlerinin sanığın parmak ve avuç izlerinden farklı olduğunun tespit edildiği,
… İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğünün 18.07.2014 tarihli uzmanlık raporuna göre; valizde ve kaleşnikof tüfekte herhangi bir vücut izine rastlanmadığı,
. Polis Merkezi Amirliğinin 19.06.2014 tarihli yazısında; arama esnasında valizin yanında bulunan bayan kol çantasının içinden bayan malzemeleri çıkması nedeniyle konuyla alakası olmadığı değerlendirilerek … yerine sahiplerine teslim edildiğinin belirtildiği,
. kod isimli …’nın 18.06.2014 tarihinde kollukta müdafisi huzurunda alınan ifadesinde; …’ın . ilçesinde ikamet ederken 2013 yılı Temmuz ayında … Bayramına bir hafta kala kiraladığı bir araçla kaza yaptığı için para lazım olması nedeniyle esrar işleriyle uğraştığını bildiği çocukluk arkadaşı .’ın …’a gelirse para sorununu hâlledeceğini söylemesi üzerine esrar satın almak amacıyla bayramın ikinci günü arkadaşının oturduğu …’ın … ilçesindeki köye gittiğini, arkadaşının evinde beş gün kaldığını, altıncı gün olunca arkadaşının …’a bir … için gittiğini, akşam saatlerinde evde yalnız kaldığı esnada köye gelip erzak isteyen . ve … kod isimli iki terör örgütü mensubu tarafından örgütün kırsal kadrosuna götürüldüğünü, … ilçesine yakın mağaraların bulunduğu bölgedeki örgüte ait kamplarda siyasi ve ideolojik eğitim aldığını, gönüllü olarak gitmediği için kaçmaya teşebbüs ettiğini, ancak örgüt mensuplarınca yakalandığını, bir hafta kadar geçtikten sonra bulundukları yere akşam saatlerinde uzun boylu, esmer, gözlüklü, 35-40 yaşlarında ismini hatırlamadığı bir erkek şahsın.plakalı ve beyaz renkli .marka bir araçla geldiğini, üstlerini değiştirdikten sonra yanlarında başka örgüt mensupları da olduğu hâlde 5-6 saatlik yolculuğu takiben … ili . ilçesinde …-.Karayolu üzerinde faaliyet gösteren . Dinlenme Tesisine geldiklerini, burada yaklaşık yarım saat kaldıklarını, ardından … kırsalına intikal ettiklerini,. Vadisi’nde dokuz ay kadar kaldığını, kendisine . kod adının verildiğini, ideolojik eğitimin yanı sıra sızma, pusu ve el bombası atma gibi eğitimler aldığını, kış üstlenmesini burada geçirdiğini, 25.04.2014 tarihinde kış üstlenmesinden çıktıklarını, yapılan toplantı sonucunda önce . grubuna, akabinde kaçmaya en uygun grup olduğu için merkez grubuna geçtiğini, … merkez alanında bulunan .Boğazı’na gittiklerini, burada … gözcülüğü görevini ifa etmekte iken kaçmaya karar verdiğini, üzerinde bir adet . marka tüfek, iki adet el bombası ve şarjör içinde otuz adet mermi ile kaçtığını, …-… Karayoluna çıktığını, . plakalı, beyaz renkli, sürücüsü erkek olan markasını hatırlayamadığı bir aracı durdurduğunu, aracın şoförüne kendisini .r ilçesindeki . Dinlenme Tesisine bırakmasını söylediğini, yaklaşık 2,5 saat yol gittikten sonra saat 18.00-18.30 sıralarında tesise geldiğini, yolculuk boyunca yolda güvenlik güçlerinin yaptığı herhangi bir yol uygulamasını görmediğini, aracın sürücüsüne tesisin sahibini çağırmasını söylediğini, akabinde 60-65 yaşlarında, beyaz tenli, hafif kilolu, kısa boylu, H. lakaplı tesis sahibinin aracın yanına geldiğini, kendisini görünce biraz ürkmesi üzerine korkacak bir şey olmadığını söylediğini,. isimli şahıstan elbise ve valiz ayarlamasını istediğini, araçtan üzerindeki kıyafetler olduğu hâlde inmesini isteyince “Olmaz.” dediğini, .’nın tesise yakın bir yerdeki çarşıya giderek siyah renkli gömlek, gri renkli pantolon, gri renkli valiz ve 43 numara siyah renkli ayakkabı alarak geldiğini, aracın içinde üstünü değiştirdiğini, üstünden çıkardığı bir adet . marka tüfek, iki adet el bombası ve şarjörü valize koyduğunu, aracın şoförünü “Sen beni görmedin, ben de seni.” diyerek gönderdiğini, . isimli şahısla bürosuna girip birlikte yemek yediklerini, nereden geldiğini soran Hacı’ya örgüt adına …’a malzeme almaya gittiğini söylediğini ve “Bir hafta sonra tekrar geleceğim, benim geldiğimi de kimseye söyleme, getirdiğim malzemenin parasını da sen vereceksin.” dediğini, .ı’nın da kabul ettiğini, valizi odasına bıraktığında .nın “Burası benim odam, kimse giremez benden başka.” diye söylediğini, ardından odayı kilitleyip çıktıklarını, Hacı’nın akşam arabanın olmadığını ve otobüsün ertesi gün saat 12.00’de geleceğini belirtip kendisini tesisteki işçilerin kalmış olduğu içinde banyosu ve lavabosu olan bir odaya götürerek burada kalan işçiyi gönderdiğini ve kalabileceğini ifade ettiğini, geceyi bu odada geçirdiğini, saat 10.00 sıralarında uyandığını, saat 11.30 civarında . ile birlikte kahvaltı yaptıklarını, parası olmadığı için 200 TL vermesini istemesi üzerine .’nın 200 TL verdiğini ve yarım saat sonra tesise gelen ismini hatırlayamadığı bir … firmasına ait otobüsün şoförüne “Bu benim akrabam, …’a gidecek.” diyerek otobüse bindirdiğini, kendisinin şoföre para vermediğini, yaklaşık 2,5 saat sonra …’a vardığını, buradan …’a gidecek otobüs olmadığı için …’ya gittiğini, gece saat 02.00 sıralarında … Otogarında … otobüsüne bindiğini, 27.05.2014 günü saat 03.45 sıralarında . ilçesindeki İtfaiye Kavşağında indiğini, sabah olunca . Mahallesi’ndeki evine gittiğini, ailesinin kayıp şahıs olarak bildirmiş olmaları nedeniyle polis merkezine giderek …’de iki ay çalıştıktan sonra çalışmak için …’a gittiği için kayıp olmadığına dair ifade verdiğini belirttiği,
. kod isimli …’nın aynı tarihte sanığa ait fotoğraf üzerinden yaptığı teşhisinde; . olarak bahsettiği kişinin sanık … olduğuna dair teşhiste bulunduğu,
. kod isimli …’nın aynı tarihte savcılıkta müdafisi huzurunda alınan ifadesinde; emniyette verdiği ifadesinin doğru olduğunu ve aynen tekrar ettiğini belirttiği, ayrıca Hacı isimli şahsın örgüte vergi ödediğini örgüt mensuplarından duyduğunu söylediği,
Yapılan UYAP sorgulamasında …’nın kendisi hakkında … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/24 Esas sayılı dosyasında görülen silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin davada alınan savunmasında; karakolda ve savcılıkta ayrıntılı beyanlarda bulunduğunu, bu beyanlarının geçerli olduğunu, fırsatını bulunca örgütten kaçtığını, daha önceden …’ye geçerken uğramış oldukları . Dinlenme Tesisine gittiğini, .lakaplı kişiyle görüştüğünü, kıyafet ayarladığını, kaçtığını bilmediğini, çantasındaki silah, el bombası ve mermileri oraya teslim ettiğini belirttiği, anılan dava neticesinde … hakkında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında TCK’nın 221/2. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
Kolluk tarafından 19.06.2014 tarihli bilgi alma tutanaklarıyla beyanları alınan ve sanığın işletmecisi olduğu dinlenme tesisinde çalışmakta olan .ün sanığa “. abi” diye hitap ettiğini; .’nın sanığa “. abi” diye hitap ettiğini, ancak çalışanlardan ve … yerine gelenlerden “. abi” diye hitap edenlerin de olduğunu; .’ın sanığa “. abi” diye hitap ettiğini, tesiste yatakhane olarak kullanılan herhangi bir yerin olmadığını, tesise terör örgütünün dağ kadrosundan silahlı birinin geldiğini veya tesiste kaldığını görmediğini ve duymadığını; .’nin işletmede konaklamaya müsait bir yerin bulunmadığını ve sanığın yanında ya da işletme çevresinde dikkat çeken herhangi bir yabancı şahıs görmediğini; . ve.’in sanığa “. abi” diye hitap ettiğini ve terör örgütünün dağ kadrosundan silahlı birinin geldiğini veya tesiste kaldığını görmediğini ve duymadığını beyan ettikleri,
Kolluk tarafından tutulan 19.06.2014 tarihli tutanakta; sanığın . markalı mavi renkli valiz satın alıp almadığına yönelik olarak yapılan araştırmada Kovancılar ilçesinde bu tür eşyalar satan . Giyim isimli … yerinin çalışanı .’ye sorulduğunda . marka valizler sattığını, ancak yaklaşık 1-1,5 aydır elinde bu marka valizin olmadığını ve bu marka valizi kimlere sattığını hatırlamadığını beyan ettiği, ayrıca pantolon ve ayakkabının araştırılmasında giyim malzemesi satan … yerleri çalışanlarının söz konusu giyim eşyalarının markası olmadığından dolayı net bir bilgi veremediklerinin belirtildiği,
18.06.2014 tarihli tutanağa göre; . Dinlenme Tesisinin güvenlik kamera kayıtlarının alınması için yapılan çalışmada kamera kaydını yapan bilgisayarın arızalı olduğunun kolluk görevlilerince tespit edildiği ve ayrıca … yeri çalışanlarının bilgisayar üzerindeki kayıtların beş gün sonra sistem tarafından otomatik olarak silindiğini beyan ettikleri,
. tarihli ve Merkez Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen “Belgedir” başlıklı evrakta; .-. oğlu … ..’un . Köyü’nde gönüllü köy korucusu olarak görev yaptığının belirtildiği,
Özel Dairenin silahlı terör örgütüne yardım suçuna ilişkin bozma kararı üzerine dosyanın Yerel Mahkemenin 2018/338 Esas sırasına kaydedildiği ve hâlen derdest olduğu, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarından kesinleşen cezaların Yerel Mahkemenin 22.03.2019 tarihli ek kararı ile infazlarının durdurulmasına karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
Sanık … aşamalarda; . ilçe merkezindeki . Dinlenme Tesisinin işletmecisi olduğunu, yanında 25 kişi çalıştırdığını, yaklaşık 60 otobüsün bu tesiste mola verdiğini, kendisine “.” diye hitap edilmediğini, … isminde birisini tanımadığını, bu kişinin beyanlarının doğru olmadığını, terörist kıyafetli ve uzun namlulu silahlı bir kimsenin tesise gelmediğini, kendisinden kıyafet ve para istemediğini, böyle bir kişiyi barındırmadığını, tesiste emanete aldıkları eşyalar olduğunu, yaklaşık bir ay önce saat 10.00 sıralarında tesise geldiğinde yazıhane ile balkon kısmı arasındaki kapıya yakın bir yerde söz konusu valizi gördüğünü, unutulan bir eşya olduğunu düşünerek durumu sorduğu ismini hatırlayamadığı bir çalışanın valizin akşamdan beri aynı yerde durduğunu ve unutulmuş olabileceğini söylemesi üzerine valizi alıp yazıhaneye götürdüğünü ve daha sonra açıp içine baktığında muntazam şekilde bir beyaz poşet ve birkaç tane siyah büyük poşeti ağzı bağlı hâlde gördüğünü, ancak poşetlere dokunmadığını, içlerinde ne olduğunu görmediğini, fermuarı kapatıp koltuğun arkasına yerleştirdiğini, valizin içinde ne olduğunu yapılan arama sonucunda öğrendiğini, bu valizin tesiste unutulan bir valiz olduğunu, kime ait olduğunu bilmediğini, bu tür unutulan çantaları yazıhanede emanete aldıklarını ve otobüs şirketleriyle görüşüp iade ettiklerini, unutulan bir bayan çantasının da olduğunu, tesise gelenlerin burada gece kalma imkânının bulunmadığını, zira bir işçinin kullandığı kanepe dışında yatma amaçlı olarak kullanılabilecek bir eşyanın tesiste olmadığını, kendisine yapılanın bir iftira olduğunu, zira . Turizm’le yaptığı anlaşmadan sonra bu ihbarın ortaya çıktığını, ticari itibarını sarsmak için rakip firmaların komplo kurduğunu tahmin ettiğini, ayrıca oğlu … .’un . Köyü’nde köy korucusu olduğunu, bu durumun da komplo kurulmasında etkili olabileceğini, terörle bir ilgisi bulunmadığı gibi ailesinde de terör örgütüyle bağlantılı hiçbir kimsenin olmadığını,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
Terör konusunu özel bir kanunla düzenleme yoluna giden kanun koyucu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde terörü; “Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.”; aynı Kanun’un 2. maddesinin birinci fıkrasında terör suçlusunu, “Birinci maddede belirlenen amaçlara ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu amaçlar doğrultusunda diğerleri ile beraber veya tek başına suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu olan kişi…” şeklinde tanımlamış, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise terör örgütüne mensup olmasa da örgüt adına suç işleyenlerin de terör suçlusu sayılacağını hüküm altına almıştır.
Bu genel terör ve terör suçlusu tanımları dışında; 3713 sayılı Kanun’un 3. maddesinde doğrudan terör suçları, 4. maddesinde de dolaylı terör suçları düzenlenmiştir.
18.07.2006 tarihli ve 26232 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5532 sayılı Terörle Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 17. maddesiyle, terör örgütünün tanımını yapan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış; madde gerekçesinde, Türkiye’nin de taraf olduğu Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin 2. maddesinin (a) bendine uygun olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. maddesinde suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüt tanımlaması yapıldığı için, Terörle Mücadele Kanunu’nda ayrıca örgüt tanımlaması yapılmasına gerek görülmediği belirtilmiştir.
TCK’nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendine göre örgüt mensubu suçlu; suç işlemek için örgüt kuran, yöneten, bu örgüte katılan veya örgüt adına suç işleyen kişidir.
TCK’nın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesinde;
”(1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile … ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silâhlı olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur…” hükmüne yer verilmiştir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuyla korunan hukuki yarar, kamu güvenliği ve barışıdır. Suç işlemek için örgüt kurmak, toplum düzenini tehlikeye soktuğu ve … niteliğindeki suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede büyük bir kolaylık sağladığından, bu suç nedeniyle kamu güvenliği ve barışın bozulması bireyin güvenli, … içinde yaşamak hakkını da zedeleyeceğinden, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller ayrı ve bağımsız suçlar olarak tanımlanmıştır. Böylece bu düzenlemeyle aynı zamanda bireyin, Anayasa’da güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır. Bu amaçla henüz suç işlenmese dahi, sadece suç işlemek amacıyla örgüt oluşturmuş olmaları nedeniyle örgüt mensubu faillerin cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Bunun asıl nedeni suç işlemek için örgüt kurmanın, kamu barışı yönünden ciddi bir tehlike oluşturmasıdır. Kanun koyucu bu düzenleme ile öncelikle gelecekte işlenebilecek suçları engellemek istemiştir.
Bu suçun mağduru ise öncelikle kamu güvenliği ve barışını sağlamakla yükümlü olan devlet ve toplumu oluşturan bireylerdir.
TCK’nın 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından sözedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla, hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak, amaç suçları işlemeye elverişli … ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.
Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için ileride ihtimal dahilindeki suç/suçları işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur.
Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da belirtildiği üzere, TCK’nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için,
a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.
b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
c) Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde fail, örgütteki konumuna göre üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.
d) Örgüt, niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi hâlinde örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
e) Amaçlanan suçları işlemeye elverişli üye, … ve gerece sahip olunması gerekmektedir.
Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile … ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Terör örgütleri ise ideolojik amaçları olan suç örgütleridir. Terör örgütlerini, suç örgütlerinden ayıran bu ideolojik amaç; 3713 sayılı Kanun’un 1. maddesinde gösterilen Cumhuriyetin Anayasa’da belirtilen niteliklerine karşı olabileceği gibi, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk Devleti ve Cumhuriyetin varlığına, Devlet otoritesini zaafa uğratmaya veya yıkmaya ya da ele geçirmeye, Devletin iç ve dış güvenliğine, kamu düzeni veya genel sağlığa ya da temel hak ve hürriyetlere yönelik de olabilmektedir.
3713 sayılı Kanun’un “Terör örgütleri” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.” hükmü ile TCK’nın 314. maddesine atıf yapılmıştır.
TCK’nın 314. maddesinde tanımlanan “Silahlı örgüt” suçu ise;
“(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Örgütlü suçluluğun özel bir türü olarak öngörülen, TCK’nın “Silahlı Örgüt” başlıklı 314. maddesinde; TCK’nın ikinci kitap dördüncü kısmının dördüncü bölümünde yer alan Devletin güvenliğine karşı suçlar ile beşinci bölümünde yer alan Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla silahlı örgüt kuran, yöneten ve örgüte üye olanların cezalandırılmaları öngörülmüş ve maddenin son fıkrasında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlerin, bu suç açısından aynen uygulanacağı ifade edilmiştir.
Bu açıklamalar yanında silahlı terör örgütüne yardım etme suçuyla ilgili olarak;
Örgütün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte veya örgüt üyelerine bilerek ve isteyerek aşağıda sayılan hâller dışında barındırma, nakletme, istihbari bilgi sağlama, örgüt mensuplarının araştırılmasını ve yakalanmasını engellemeye yönelik imkân sağlama gibi örgütün faaliyetlerini kolaylaştırıcı ancak suç teşkil etmeyen her türlü faaliyet TCK’nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla aynı Kanun’un 314/2. maddesi;
Silahlı terör örgütü üyesi olmayıp örgütün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden, nakleden veya depolayanlar TCK’nın 315. maddesi;
Terör örgütlerine veya mensuplarına para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belgeyi sağlayan veya toplayan kişiler 6415 sayılı Kanun’un 4. maddesi;
Kapsamında kalacaktır.
Kişi, örgütün işlediği somut fiili bilmese de terör örgütü olduğunu, sağladığı yardımın örgütün yararına kullanılacağını bilmeli ve bu irade ile hareket etmelidir. İnsani mülahazalarla yapılan yardımlar örgüte yardım suçunu oluşturmaz.
Örgüte yardım suçunda manevi unsurun oluşması için genel kastın yanında özel saik de gereklidir. Fail örgütün amacını gerçekleştirmesine katkı sağlamak kastı ile hareket etmelidir.
Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım edilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle, yardım fiilinin örgütün suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt olduğu bilinerek gerçekleştirilmiş olması gerekir. Fıkra metninde geçen “bilerek” ibaresi doğrudan kastı ifade eder. Doğrudan örgüte değil de örgüt mensuplarına yardım edilmesi hâlinde, yardım edilen kişilerin suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgüt mensubu olduklarının da bilinmesi gerekmektedir. Örgüt mensuplarına yapılan yardım, aynı zamanda örgüte yapılan yardım olarak değerlendirmek gerekir. Ancak, bu yardımın örgütün amacını gerçekleştirmeye hizmet eden bir yardım olması gerekmektedir (Prof. Dr. İzzet ÖZGENÇ, Suç Örgütleri, 7. Baskı, s. 38-39.).
Silahlı terör örgütlerine yardım suçunda yardım fiili, örgütün bizzat kendisi veya mensupları lehine gerçekleştirilebilir. Ceza Genel Kurulunun 31.10.2012 tarih ve 2012/1234 Esas 2012/1825 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi yardımın mutlaka örgüte ulaşması, sonuç vermesi gerekmez ve her bir fail, örgütçe verilen veya kendiliğinden üstlenilen görev kapsamında kendi fiilinin gerçekleştirilmesinden sorumlu olacaktır.
Somut dosya kapsamındaki eylemin mahiyeti itibarıyla silah sağlama suçuna da değinmekte fayda görülmüştür.
Örgüte silah sağlama şeklindeki yardım eylemi, gösterdiği vahamet dikkate alınarak bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş ve 5237 sayılı TCK’nın “Silah sağlama” başlığını taşıyan 315. maddesinde “Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silâh temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Maddede ihdas edilen suç, örgüte yardımın özel bir şekli olup Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak üzere bunların amaçlarını bilerek, üretmek, satın almak ve ülkeye sokmak suretiyle silah, cephane veya nitelik ve nicelik yönünden vahim olan benzeri maddelerin temin edilmesi, nakledilmesi veya depolanması bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş ve daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır.
Madde gerekçesinde; “Madde metninde, silâhlı örgüt suçu kapsamına giren örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak üzere silâh, cephane veya benzerî maddelerin sağlanmasını, imal veya icat veya bunların naklini veya bu maddelerin hazırlanmasını veya bu maksatla yabancı memleketlerden Türkiye’ye söz konusu maddelerin sokulmasını veya saklanması ve taşınmasını ayrıca cezalandırmaktadır. Suçun manevî unsuru, söz konusu fiillerin, örgütlerin amaçları bilinerek gerçekleştirilmesidir. Söz konusu maddelerin kullanılması suretiyle ve örgütün faaliyeti çerçevesinde çeşitli suçların işlenmesi hâlinde; bu silâh ve cephaneyi temin eden kişiler, aslında bu suçların işlenişine yardım eden olarak sorumlu tutulmaları gerekir. Ancak, söz konusu fiiller bu madde kapsamında müstakil bir suç olarak tanımlandığı için, sadece bu suçtan dolayı cezaya hükmetmek gerekecektir” açıklamasına yer verilmiştir.
Silah sağlama suçunun oluşması için failin, örgütün faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek “üretmek, satın almak, ülkeye sokmak suretiyle silah temin etmek” veya “nakletmek” ya da “depolamak” şeklinde sayılan seçimlik eylemlerden birisini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Suçun manevi unsuru ise madde gerekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu eylemin örgütün amaçlarını bilerek gerçekleştirilmesi, yani kasttır.
Nitekim, Ceza Genel Kurulunun 24.02.2009 tarihli ve 78-39 sayılı kararında; “Görüldüğü gibi, dosya kapsamında sanıkların örgüt üyesi olduklarına ilişkin, … Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünün mücerret iddiadan öteye gitmeyecek yazısı dışında herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, sanıkların evinin kömürlüğünde suça konu patlayıcı madde ve malzemelerin yapılan arama sonucunda bulunduğu ve yakalanan bu malzemelerin yasa dışı PKK/KONGRA-GEL örgütüne ait olduğu konusunda kuşku yoktur. Sanıkların savunmalarından da, bu örgütün amacını bildikleri açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu nedenle sanıkların, amacını bildikleri yasa dışı silahlı örgüte ait vahim miktardaki patlayıcı maddeleri saklamak eylemleri, silahlı örgütler bakımından ‘yardım eden’ kavramı ile ilgili özel bir düzenleme olan 5237 sayılı TCK’nın 315. maddesinde düzenlenen suça uymaktadır.” denilmektedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
PKK silahlı terör örgütünün kırsal alandaki faaliyetlerine 2013 yılından itibaren iştirak eden Agir Yılmaz kod isimli …’nın terör örgütünden kaçarak güvenlik güçlerine teslim olmasını takiben 18.06.2014 tarihinde kollukta ve savcılıkta verdiği ifadelerinde sanık … hakkında anlatımda ve teşhiste bulunması üzerine başlatılan soruşturma kapsamında sanığın sahibi olduğu . Dinlenme Tesisinde, 1. katın girişe göre sol tarafında bulunan ve yazıhane olarak kullanılan odada aynı gün yapılan arama neticesinde duvar ile koltuk arasında duran . markalı büyük boy mavi renkli valizin içinde bağlı şekilde olan iki adet büyük boy siyah poşetten bir adet . marka tüfek, tüfeğe ait 30 adet mermi, bir adet şarjör, F1 menşeli ve .yapımı iki adet el bombası, leşker kıyafeti ile çeşitli yaşam malzemeleri çıktığının tespit edilmesi nedeniyle açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda silahlı terör örgütüne yardım etme, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet etme suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılan somut olayda;
Yerel Mahkeme kabulünün hayatın olağan akışına aykırı hususlar içermesi nedeniyle sanığa atılı suçların sübutuna yeterli olmaması karşısında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla, ifadesi hükme esas alınan …’nın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 210. maddesi gereğince duruşmada tanık olarak dinlenmesi, arama tutanağında suça konu malzemelerin yer aldığı valizin yanında bir adet siyah renkli bayan çantası da olduğunun belirtildiği dikkate alınarak söz konusu tesisin şehirler arası otobüslerin mola verdikleri yer olması sebebiyle unutulan eşyaların bulunup bulunmadığının, yazıhane olarak kullanılan odaya herkesin girip çıkmasının mümkün olup olmadığının ve tesiste geceleyin konaklama amacıyla kalınıp kalınamayacağının belirlenmesi için arama esnasında çekilen kamera kayıtları incelenip tutanak mümzileri ile … yeri çalışanlarının beyanlarına başvurulması ve gerektiğinde keşif yapılması, …’nın ifadesinde belirttiği şekilde üzerinde örgüt kıyafeti ve uzun namlulu silah bulunduğu vaziyette adı geçen dinlenme tesisine gidip gidemeyeceğinin ve söz konusu tesisten suç tarihi itibarıyla … firmalarına ait …’a giden otobüs geçip geçmediğinin kolluk marifetiyle araştırılması, siyah renkli bayan çantasının sahibine teslim edilip edilmediği belirlenerek teslim edilmiş olunması durumunda bu kişinin beyanına başvurulması, sanığın örgüt tarafından tehdit edildiğine ilişkin şikâyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, emanetteki eşyalar incelenerek siyah poşetlerin içinin gözüküp gözükmediğinin açıklığa kavuşturulması ve ayrıca vicdanî kanaat oluşturması bakımından sanığın örgütsel geçmişi olup olmadığının emniyet ve jandarma birimlerinden sorulması sonrasında elde edilecek sonuçlara göre hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme neticesinde anılan suçlardan mahkûmiyetine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Öte yandan, sanığın eyleminin sübuta erdiğinin anlaşılması durumunda Özel Dairenin bozma kararında yer verilen …’nın anlatımındaki hususların, adı geçenin örgütten kaçması sonrasında devam eden aynı süreç içinde gerçekleşmiş olması karşısında dosya kapsamı itibarıyla örgütün hiyerarşisine girip örgütle organik bağ kurduğu belirlenemeyen ve süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk taşıyan başkaca faaliyeti de bulunmayan sanığın örgüt üyesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı nazara alındığında eyleminin bir bütün hâlinde TCK’nın 315. maddesinde düzenlenen silah sağlama suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesinin 23.01.2018 tarihli ve 3126-421 sayılı, sanık … hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün onanmasına, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına ve silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün bozulmasına ilişkin kararlarının KALDIRILMASINA,
3- … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.07.2015 tarihli ve 422-247 sayılı kararının, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.