Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2019/208 E. 2022/492 K. 28.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/208
KARAR NO : 2022/492
KARAR TARİHİ : 28.06.2022

Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi

5015 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan sanık …’ın beraatine ilişkin…1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14.11.2012 tarihli ve 114-452 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 15.02.2017 tarih ve 33053-1024 sayı ile;
“Yakıt taşımacılık işi yapan ve şoför olarak çalışan sanığın, ticari mahiyette olan çekicinin deposuna akaryakıt yerine ikame edilmek üzere madeni yağ koyarken suçüstü yakalanması cihetiyle, olayın oluş şekli dikkate alındığında, akaryakıt yerine ikame edilen madeni yağın ticari amaca yönelik kullanıldığının kabulüyle eylemin sabit olduğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 28.11.2017 tarih ve 92-676 sayı ile;
“…
5015 sayılı yasanın Ek 5/1. Maddesinde kaçak petrolü satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişilerin cezalandırılmasının hükme bağlandığı, sanık … ın ticari amaçla suça konu on numara yağı satın aldığına, taşıdığına, sattığına ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı anlaşılmakla sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı,” şeklindeki gerekçe ile direnerek ilk hükümde olduğu gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.10.2018 tarihli ve 6887 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun’un 36. maddesiyle değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 09.04.2019 tarih ve 17250-29765 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnme kararının kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında 5015 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen beraat hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Kolluk kuvvetlerince 35 YEM 35 plaka sayılı kamyonetle araçlara kaçak mazot satışı yapıldığına dair edinilen bilgi üzerine madeni yağ satışı yapan inceleme dışı sanık … …’a ait dükkanın önünde park hâlindeki adı geçen plaka sayılı kamyonetin izlenmeye başlandığı, anılan kamyonetin kasasına inceleme dışı sanık …’e ait … yerinden çok sayıda yağ tenekesi yüklendikten sonra, kamyonetin cadde kenarında park hâlinde olan bir tıra yaklaştığı ve inceleme dışı sanık Sedat Yakan’ın sanık …’ın kullandığı tırın deposuna özel bir düzenek yardımıyla kamyonetin kasasındaki yağ tenekelerini boşaltırken yakalandıkları olayda, sanıklardan 12 teneke boş, 48 teneke dolu olmak üzere toplam 60 teneke mineral yağ esaslı yakıt türevi eşya ile … deposuna yağ koymaya yarayan metal ayaklı, alt kısmında hortum olan düzeneğin ele geçirildiği;
10.01.2012 düzenlenme tarihli TÜBİTAK MAM analiz raporuna göre; sanıklardan ele geçirilen eşyaya ait numunenin mineral yağ esaslı, SN-80 (Solvent neutral) türü baz yağ olduğu, 5015 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 21/c bendinde tanımlanan petrol türevi, teknik düzenlemelere aykırı olduğunun değerlendirildiği,
Anlaşılmaktadır.
İnceleme dışı sanık … …; madeni yağ sattığını, olay günü inceleme dışı sanık Sedat’ın kendisinden satın aldığı yağları yakıt olarak kullanılmak üzere araçlara satmak için aldığına ilişkin bilgisinin olmadığını, ele geçen aparatın da….plaka sayılı kamyonetinde kendisine ait olduğunu, inceleme dışı sanık ….’ın yağ tenekelerini taşıyamayacağını söylemesi üzerine aracını emaneten kendisine verdiğini, ele geçirilen düzeneği de kendisine bakım için gelen araçların yağ değişimini yaparken kullandığını,
İnceleme dışı sanık …. Yakan; sanık … …’ın yanında çalışmadığını, on numara yağın yakıt olarak kullanımı yaygın olduğundan bu eylemin suç olacağını düşünmediğini, sanık … …’ın … yerinden yakıt olarak kullanılmak üzere satın aldığı yağı sanık …’in kullandığı aracın deposuna boşaltırken yakalandıklarını,
Sanık …; tır şoförü olduğunu, madeni yağın araçlarda yakıt olarak kullanılmasının suç olduğunu bilmediğini,
Savunmuşlardır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununun Ek 5/1. maddesinin; “Kaçak petrolü satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün ve kaçakçılıkta kullanılan suç … ve gereçlerinin müsaderesine de hükmolunur.” düzenlemesi 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun’un 47. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ancak maddede tanımlanan fiil suç olmaktan çıkarılmayarak aynı Kanun’un 54. maddesiyle 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin; “Akredite laboratuvar analiz sonucuna göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen, yasal yollarla Türkiye’de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan akaryakıtı; üreten, satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” şeklindeki 11. fıkrasına aktarılmış, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle de söz konusu fıkra; “Ulusal marker uygulamasına tabi olup da, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun belirlediği seviyenin altında ulusal marker içeren veya hiç içermeyen akaryakıtı;
a) Ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden,
b) Satışa arz eden veya satan,
c) Bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan,
kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, marker içermeyen veya seviyesi geçersiz olan akaryakıtın kaçak olarak yurda sokulduğunun anlaşılması hâlinde, onuncu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmolunur” şeklinde değiştirilmiştir.
6455 sayılı Kanun’la 5015 sayılı Kanun’da yer alan kaçakçılık fiilleri 5607 sayılı Kanun’a aktarıldığından, 5015 sayılı Kanun’un 2/21. maddesinde yer alan;
“a) Kurumca belirlenen seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıtı,
b) Yasal yollarla Türkiye’de serbest dolaşıma girdiği belgelendirilemeyen veya menşei belli olmayan petrolü ve petrol ürünlerini,
c) Kurumdan izin alınmadan; akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt, solvent nafta ve benzeri petrol ürünlerinden elde edilen akaryakıtı ya da akaryakıta dönüştürmek maksadıyla kullanılan veya bulundurulan akaryakıt haricinde kalan solvent, madenî ve baz yağ, asfalt, solvent nafta ve benzeri petrol ürünlerini,
d) 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na göre kaçak olan petrolü ve petrol ürünlerini,
e) Sıvı veya gaz halindeki hidrokarbonlarla, hidrokarbon türevi olan yakıtları nakleden boru hatlarından (her türlü üretim, iletim ve dağıtım hatları dahil) veya bunların depolarından veya kuyulardan yasalara aykırı şekilde alınan petrolü ve petrol ürünlerini…ifade eder” şeklindeki “kaçak petrol” tanımı, 6455 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle, “Kaçak akaryakıt: 21.3.2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümleri uyarınca kaçak olarak kabul edilen akaryakıtı…ifade eder” şekline dönüştürülmüştür.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda hiç ya da yeterli seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıtın bu özelliği bilinerek satın alınmasının suç teşkil edebilmesi için failin ticari amaçla satın almış olması şartı aranmış ancak “ticari amaçla satın alma” kavramından ne anlaşılması gerektiği hususunda bir tanımlamaya yer verilmemiştir.
Ticari amaç birçok kaçakçılık suçunda aranan bir manevi unsur olup öğretide bu konuda; “Ticari amaç kavramının dar yorumlanmaması gerekmektedir. Her ne kadar ticari amaç denilince ilk akla gelen husus kar amaçlı olarak daha sonra satmak için satın alma fiili olsa da, kaçak özelliğini bilerek eşyayı kullanmak amacıyla satın alan kişi normal şartlara göre daha ekonomik olarak bu malı alacağı için burada da ticari bir amacın varlığından bahsedilebilecektir. Bu çerçevede satın alan kişi satabileceği gibi kullanmak amacıyla da satın almış olabilecektir. Kanaatimizce kanunun burada ticari amaç şartını araması yerinde olmamıştır ve bu durum maddenin uygulanabilirliği açısından tartışmalara neden olacak nitelik taşımaktadır.” (… …, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Çerçevesinde Kaçakçılık Fiilleri ve Yaptırımları, … Yayınevi, 1. Bası, …, 2012, ….208); “Ticari amaç maddi menfaat elde etmek amacıdır. Ticaret maddi kazanç için yapılan faaliyettir. Failin amacı kazanç dışında amaç ise maddi unsuru eksik kalacaktır.” (Erdener Yurtcan, Yeni Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Şerhi, Beta Yayınları, …, 2007, ….21); “Bu suç düzenlemesinde kast, özel kasttır. Bu nedenle, bu suç düzenlemesi ancak özel kastla işlenebilir. Bu özel kast, faildeki ticari amacı ifade eder. Fail, suç teşkil eden seçimlik hareketleri, ticari amaçla (saikle) işlemesi gerekir. Eğer, failde ticari amaç bulunmuyorsa, bu suç oluşmayacaktır. Bu nedenle, bu seçimlik hareketin kişisel kullanımlar için yapılması bu suçu oluşturmayacaktır.” (… Özen, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanununda Düzenlenen Suçlar, … Yayınevi, 1.Bası, …, 2015, ….98); “Yurda kaçak olarak sokulmamış ancak yeterli veya hiç marker içermeyen akaryakıtın, ticari amaçla üretilmesi, bulundurulması, nakledilmesi satışa arz edilmesi, satılması ve markersiz olma özelliği bilinerek ticari amaçla satın alma hareketlerinin fail tarafında bilerek ve istenerek yapılması halinde manevi unsur gerçekleşmiş olacaktır. Ticari amaç gözetmeden kendi ihtiyacı için akaryakıt üreten, nakleden, bulunduran veya satın alan kişinin bu fiillerinde kasten hareket ettiği kabul edilemez. Bir olayda manevi unsurun gerçekleşip gerçekleşmediği, somut olayın tüm özellikleri, ele geçen eşyanın miktar ve değeri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun, ceza sorumluluğunun şahsiliğini, kastı, taksiri, ceza sorumluluğunu kaldıran veya azal”Yurda kaçak olarak sokulmamış ancak yeterli veya hiç marker içermeyen akaryakıtın, ticari amaçla üretilmesi, bulundurulması, nakledilmesi satışa arz edilmesi, satılması ve markersiz olma özelliği bilinerek ticari amaçla satın alma hareketlerinin fail tarafında bilerek ve istenerek yapılması halinde manevi unsur gerçekleşmiş olacaktır. Ticari amaç gözetmeden kendi ihtiyacı için akaryakıt üreten, nakleden, bulunduran veya satın alan kişinin bu fiillerinde kasten hareket ettiği kabul edilemez. Bir olayda manevi unsurun gerçekleşip gerçekleşmediği, somut olayın tüm özellikleri, ele geçen eşyanın miktar ve değeri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun, ceza sorumluluğunun şahsiliğini, kastı, taksiri, ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenleri düzenleyen 20–34. madde hükümleri birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir.” (Seyfettin Çilesiz, İçtihatlı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Açıklaması, 3. Bası, … Yayınevi, …, 2014, …. 446); “Ticari amaç olması için, belli bir uğraşın sonunda maddi bir menfaat gereklidir. Kazanç dışında başka bir amaç varsa belirtilen suç oluşmayacaktır. Örneğin, fail acıyarak yardım etmek veya korumak amacıyla belirtilen fiilleri işlerse bu takdirde koşulları çerçevesinde iştirak iradesi araştırılacaktır. Kişisel kullanım veya tüketim çerçevesinde yapılanlar suç kapsamında değerlendirilmemektedir.” (Dilara Şahin, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunundaki İthalat Kaçakçılığı Suçları ve Kabahatler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, …, 2011, ….68); “Kendisinin kişisel kullanım ve tüketimi için kaçak eşyanın satın alınması, saklanması, taşınması hareketleri kasten işlense dahi bu suç oluşmayacaktır” (Selçuk Bütün, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Kapsamında Gümrük Kaçakçılığı Suçları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, …, 2008, ….70) şeklinde görüşler ileri sürülmüştür.
Gerek 5015 gerekse 5607 sayılı Kanun’la korunmak istenen amaçlardan biri de ticari hayatta haksız kazanca bağlı rekabet dengesini bozabilecek unsurların ortadan kaldırılmasıdır. Nitekim, 5015 sayılı Kanun’un “amaç ve kapsam başlıklı” 1. maddesinde bu husus “Bu Kanunun amacı; yurt içi ve yurt dışı kaynaklardan temin olunan petrolün doğrudan veya işlenerek güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde kullanıcılara sunumuna ilişkin piyasa faaliyetlerinin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı biçimde sürdürülmesi için yönlendirme, gözetim ve denetim faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlamaktır” şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle kanun koyucu bazı kaçakçılık fiillerinde belirtilen hukuki değer bakımından doğrudan zarar doğurucu nitelikte bulunmayan ticari amaç dışı hareketleri suç kapsamı dışında tutmayı tercih etmiştir.
Ticari kelimesinin sözcük anlamı “ticaretle ilgili, ticarete ilişkin”dir. Ticaret ise “ürün, mal vb. alım satımı, kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği, bu etkinlikle ilgili bilim, alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr” anlamlarına gelmektedir. (Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, 11. Bası, …, 2011, ….2354-2355). Bu bakımdan “ticari amaç”ın kazanç elde etmek amacı olarak tanımlanması mümkündür. Ticari amaç çoğunlukla bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten “tacir”ler tarafından güdülen bir amaçtır. Ancak ticari amacın, “tacir” sıfatıyla mutlak bir bağlantısı bulunmamaktadır. Zira tacir sıfatını taşıyan gerçek kişilerin tüm eylem ve işlemleri ticari değildir. Aynı şekilde tacir olmayan kişilerin de ticari maksatla hareket etmesi mümkündür. Ticari amaç, kazanç elde etmek için satmak amacıyla almakla da sınırlı değildir. Kişinin kendi şahsi ihtiyaçları dışında belirli bir meslek veya ticari faaliyetin icrası kapsamında maliyet unsuru olarak yahut alacak-borç ilişkilerinde kullanmak üzere yaptığı alımların da ticari amaçla yapıldığı kabul edilmelidir.
Tüm bu nedenlerle failin ticari amaçla hareket edip etmediği, ekonomik ve sosyal durumu, suça konu eşyanın cinsi, nevi, kullanım yeri, zamanı, miktarı, değeri, bulundurma ve ele geçiriliş biçimi gibi hususlar gözetilerek her olayın özelliğine göre değerlendirilip belirlenmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Kolluk kuvvetlerince 35 YEM 35 plaka sayılı kamyonetle araçlara kaçak mazot satışı yapıldığına dair edinilen bilgi üzerine madeni yağ satışı yapan inceleme dışı sanık … …’a ait dükkanın önünde park hâlindeki adı geçen plaka sayılı kamyonetin izlenmeye başlandığı, anılan kamyonetin kasasına inceleme dışı sanık …’e ait … yerinden çok sayıda yağ tenekesi yüklendikten sonra, kamyonetin park hâlinde olan bir tıra yaklaştığı ve kamyoneti kullanan inceleme dışı sanık Sedat Yakan’ın sanık …’ın kullandığı tırın deposuna özel bir düzenek yardımıyla aracın kasasındaki yağ tenekelerini boşaltırken yakalandıkları olayda; sanığın kullandığı ticari amaca tahsisli tırın deposunda ele geçirilen ve … arasında on numara yağ olarak da bilinen akaryakıta dönüştürülmüş petrol ürününden alınan numunenin 10.01.2012 tarihli TÜBİTAK MAM raporuna göre teknik düzenlemelere uygun akaryakıt olmadığı ve 5015 sayılı Kanun’un “Kaçak petrol” başlıklı 2. maddesinin 21. fıkrasının c alt bendinde sayılan akaryakıta dönüştürülmüş kaçak petrol ürünü kapsamında kaldığına ilişkin analiz raporu, dava konusu eşyanın ele geçiriliş şekli, sanık savunması ve tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; sanığın akaryakıta dönüştürülmüş petrol ürününü bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın aldığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu, sanık …’ın beraatine ilişkin hükmünün, sanığın akaryakıta dönüştürülmüş petrol ürününü ticari amaçla satın aldığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk Görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu üyeleri … ve …;
“Yüksek Genel Kurulun sayın çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlığın temeli sanık … hakkında 5015 sayılı Yasa’ya muhalefet suçunun unsurları itibariyle oluşup oluşmadığı hususudur.
Yargıtay 7. Ceza Dairesince yakıt taşımacılık işi yapan ve şoför olarak çalışan sanığın, ticari mahiyette olan çekicinin deposuna akaryakıt yerine ikame edilmek üzere madeni yağ koyarken yakalandığı, olayın oluş şekli dikkate alındığında akaryakıt yerine ikame edilen madeni yağın ticari amaca yönelik kullanıldığının kabul edilmesi gerektiği kanaatiyle atılı suçun oluştuğu belirtilmiş ve ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur.
İlk derece mahkemesince 5015 sayılı Yasa’nın Ek 5/1 maddesinde tanımlanan suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen ilk kararda direnilmesine karar verilmiştir.
5015 sayılı Yasa’nın Ek 5/1 maddesi incelendiğinde; kaçak petrolü satışa arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın alan, taşıyan veya saklayan kişilerin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddenin açık anlatımı karşısında atılı suçun oluşabilmesi için kaçak petrolün kaçak olduğu bilinerek ticari amaçla satın alınması, taşınması, bulundurulması veya saklanması gerekecektir. Suçun tipiklik unsurunun oluşabilmesi için kaçak olduğu bilinen akaryakıtın ticari amaçla bulundurulması gerekmektedir.
Bu kapsamda suça konu kaçak akaryakıtın ticari amaçla bulundurulması demek bulunduran açısından bu maldan kâr etmek, yani bu mal üzerinde ticaret yapmaktır. Maddenin anlatımı karşısında kaçak akaryakıtın ticari işte kullanılan araçlarda kullanılması atılı suçun oluşumuna sebebiyet vermeyecektir.
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin uygulamasında ticari bir işi bulunan yani, kullandığı aracı ticari amaçla kullanan kişiler açısından kaçak petrolün bu araçta kullanılması atılı suç açısından yeterli görülmüş, aslen ilgili maddedeki ceza sorumluluğu genişletilmiştir.
Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi nazara alındığında kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemeyecektir. 5015 sayılı Yasa’nın Ek 5/1. maddesi incelendiğinde madde içeriğinde kaçak akaryakıtın ticari bir … kolunda bulunan araçla kullanılması suç olarak tanımlanmış değildir. Madde metninde ‘kaçak akaryakıtı bu özelliğini bilerek ticari işlerde kullanmak’ şeklinde seçimlik bir harekete yer verilmiş değildir. Bilindiği üzere TCK’nın 2/3. maddesine göre ‘kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.’
Hâl böyle olunca 5015 sayılı Yasa’nın Ek 5/1. maddesi kapsamında suç olarak düzenlenmeyen kaçak akaryakıtı ticari … kolunda bulunan araçta kullanmak fiiline kıyas yoluyla ilgili maddeye muhalefet olarak anlam vermek TCK’nın 2. maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Eğer kanun koyucunun muradı bu şekilde olsaydı ilgili maddeye bunu açıkça yazmış olması beklenirdi.
Bu sebeplerle sayın çoğunluğun sanık … yönünden atılı suçun unsurları itibariyle oluştuğu yönündeki görüşüne katılmıyoruz.” düşüncesiyle,
Çoğunluk Görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; ”Sanığa atılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı” görüşüyle ile karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-…1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.11.2017 tarihli ve 92-676 sayılı direnme kararına konu hükmünün sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu hususu gözetilmeden beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 28.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.