YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2019/114
KARAR NO : 2022/679
KARAR TARİHİ : 02.11.2022
Yargıtay Dairesi : 12. Ceza Dairesi
Taksirle yaralama suçundan sanık …’ın TCK’nın 89/4, 62, 50/1-a ve 52/4 maddeleri uyarınca 4.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin … 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.01.2015 tarihli ve 773-30 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine … 1. Asliye Ceza Mahkemesince 13.03.2015 tarihli ve 773-30 sayılı ek karar ile; temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiş, anılan kararın da sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince; 08.10.2015 tarih ve 12940-29709 sayı ile temyiz isteminin süre yönünden reddine dair ek kararın onanmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyeleri
“Katılan sanık …’ın 25.03.2015 havale tarihli dilekçe ekinde 23.01.2015 tarihinde havale ettirdiği ancak havale sonrası Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğüne sunmaması nedeniyle zamanında işleme konulmayan temyiz süre tutum dilekçesi ibraz edilmiş olmakla, ibraz edilen 23.01.2015 havale tarihli süre tutum dilekçesine göre temyiz talebinin süresinde olması nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin 13.03.2015 tarihli ek kararın kaldırılarak, temyiz talebinin süresinde olduğundan bahisle kabul edilmesi görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.07.2018 tarih ve 144203 sayı ile;
“…Kural olarak temyiz talebi süresinde verilen dilekçe veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla hükmü veren mahkemeye yapılacaktır. Ancak süresinde olması şartıyla dilekçenin hükmü veren mahkeme dışındaki bir mahkemeye verilmesi veya istemde bulunulması ya da haklı nedenlerin varlığı halinde Cumhuriyet savcılığına ya da bir başka merciye talepte bulunulması temyiz talebini geçersiz kılmayacak, bu durum mercide hata kapsamında değerlendirilebilecek, dilekçenin verildiği veya talebin yapıldığı mercii tarafından talep veya dilekçe mahkemesine gönderilecektir. Yine aynı şekilde istemin temyiz yerine itiraz olarak belirtilmiş olması da bu kapsamda değerlendirilerek, başvuru sahibinin hakları korunacak, sürenin bildirilmemesi veya yanlış gösterilmesi halinde bunun ilgili taraf açısından bir yanılgı oluşturarak bir hakkın kullanılmasını engellemesi durumunda açıklamalı davetiye ile bu hususun tebliğinden sonra süreler işlemeye başlayacak, böylece olası hak kayıpları önlenecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; sanık … Arslan’ın kullandığı…. plakalı … ile yanında mağdur katılan … Arslan olduğu hâlde … Caddesi üzerinde seyir hâlinde iken bulundukları yolun karşı şeridine geçmek istedikleri sırada karşı şeritten gelen katılan sanık …’un kullandığı …plakalı kamyonet ile çarpışması sonucu maddi hasarlı ve birden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası meydana geldiği, olay sonrasında düzenlenen trafik kaza tespit tutanağı, ile mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde katılan sanık … Arslan’ın birinci derecede, katılan sanık …’un ise 2. derecede kusurlu olduğunun tespit edildiği, böylece sanıklar Serdar Arslan ve …’un taksirle birden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan kazaya sebebiyet verdikleri, olay tespit ve trafik kaza tutanağı, keşif ve bilirkişi raporu, adli raporlar ile tüm dosya kapsamından anlaşıldığından sanık … hakkında TCK’nın 89/4, 62 md 6 ay 20 gün hapis ve 50/1-a, 52/2 md 4000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, diğer sanık … hakkında TCK’nın 89/4, 62 md 5 ay hapis ve CMK’nın 231/6. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği,
Hüküm, sanıkların yüzüne, katılanlar Serap ve …’ın yokluğunda, kararın sanıklar yönünden tefhimden katılanlar yönünden tebliğ tarihinden itibaren mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek suretiyle sabit katibine beyanda bulunmak koşuluyla 7 günlük süre içinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yönünden … Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edebileceği, para cezası yönünden Yargıtay’a müracaat edebileceği, müracaat edilmediği takdirde hükmün kesinleşeceği temyiz yolu açık olmak üzere, karar açıkça okunup anlatıldı şeklindedir.
Mahkemece, katılan sanığın yüzüne verilen 19.01.2015 günlü karara karşı, sanık tarafından 27.01.2015 havale tarihli temyiz dilekçesinin verildiği, mahkemece 13.03.2015 tarih ve 2014/773 Esas sayılı kararla CMUK’nun 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz edilmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verildiği,
Mahkemece katılan sanık … hakkında verilen temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar 24.03.2015 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, ve katılan sanık …’ın ek kararı 25.03.2015 tarihinde, yasal süresi içinde temyiz ettiği,
25.03.2015 hâkim havaleli temyiz dilekçesinde, 23.01.2015 tarihinde katılan sanık …’ın süre tutum dilekçesi verdiğini ve …. sicil numaralı hâkim tarafından havale işlemi yapıldığı ve haricen mahkeme kalemiyle yapılan telefon görüşmesinde, ….sicil nolu hâkimin … Adliyesinde görev yaptığının öğrenildiği, katılan sanığın, hâkime havale ettiği 23.01.2015 tarihli dilekçeyi Yazı İşleri Müdürlüğüne sunmamış olması ve temyiz defterine kaydedilmemiş bulunması, katılan sanığın, temyiz hakkında ortadan kaldırmayacağı 23.01.2015 tarihli süre tutum dilekçesinin, hukuken geçerli olduğu ve katılan sanığa temyiz hakkının sağlanması gerektiği kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 26.06.2018 gün ve 2016/11695 Esas, 2018/7213 Karar sayılı ve temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın onanmasına yönelik ve katılan sanık …’ın 23.01.0215 havale tarihli temyiz dilekçesinin sadece süresinde hâkime havale ettirilmesinin temyizin süresinde yapıldığını göstermeyeceğinin ve hâkim havaleli temyiz dilekçesinin temyiz süresi içerisinde temyiz defterine kayıt ettirilmesi ile temyiz başvurusunun tamamlanacağının kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu ve sanığın yasal süresi içinde verdiği süre tutum dilekçesinin geçerli olduğu ve temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesince 15.01.2019 tarih, 5205-570 sayı ve oy çokluğu ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Katılan sanık … hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olup, inceleme sanık … hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın temyiz isteminin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
… 1. Asliye Ceza Mahkemesince 19.01. 2015 tarihli karar ile sanığın yüzüne karşı taksirle yaralama suçundan TCK’nın 89/4, 62, 50/1-a ve 52/4 maddeleri uyarınca 4.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunmayan bu hükmün sanık tarafından 27.01.2015 tarihinde temyiz edilmesi üzerine Yerel Mahkemece 13.03.2015 tarihli ek karar ile süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verildiği, bu hükmün de süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiği ancak sanığın bu temyiz dilekçesinin ekine 23.01.2015 tarihinde hâkime havale ettirdiği fakat havale sonrası Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğüne sunmaması nedeniyle zamanında işleme konulmayan temyiz süre tutum dilekçesinin aslını eklediği, … 1. Asliye Ceza Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü ve zabıt katiplerince tutulan 25.03.2015 tarihli tutanak içeriğinden de bu hususun tespit edilerek doğrulandığı,
Dosyayı inceleyen Özel Dairece, temyiz dilekçesinin sadece süresinde hâkime havale ettirilmesinin temyizin süresinde yapıldığını göstermeyeceği ve hâkim havaleli temyiz dilekçesinin temyiz süresi içerisinde temyiz defterine kayıt ettirilmesi ile temyiz başvurusunun tamamlanacağı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin verilen ek kararın onanmasına karar verdiği,
Anlaşılmaktadır.
Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, kanuna ve usulüne uygun bir temyiz davası açılması; temyiz davasının açılabilmesi için ise 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 310. maddesine göre “süre” ve “istek” şartlarının birlikte gerçekleşmesi gereklidir.
CMUK’nın 310. maddesi, temyiz incelemesi yapılabilmesinin ilk şartı olan ve uyuşmazlık konusunu da ilgilendiren süreyi, hükmün tefhiminden ve tefhim edilememiş ise tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir.
Temyiz davası açılabilmesi için gerekli olan ikinci şart ise istektir.
Ceza yargılaması hukukunun temel prensiplerinden “davasız yargılama olmaz” ilkesinin doğal sonucu olarak, temyiz davası kendiliğinden açılamayacağından, bu konuda bir istek bulunması ve bu isteğin de hak ve yetkisi olan kişilerce yerine getirilmesi zorunluluğu aranmış, süre ve istek şartlarına uygun temyiz davası açılmamış olması durumunda Yargıtay tarafından hükmün incelenmesinin mümkün olmadığı ilkesi benimsenmiştir. Ancak kuralın istisnasına ihtiyaç duyan kanun koyucu, CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereği karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 305. maddesinin birinci fıkrasındaki düzenleme ile bu ilkeden ayrılarak on beş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya dair mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçip temyiz incelemesinin kendiliğinden (re’sen) yapılmasını kabul etmiştir.
Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi açısından Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) ve ilgili mevzuat üzerinde de durulmalıdır.
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), Yüksek Mahkemeler de dâhil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca … hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir.
Bu doğrultuda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Elektronik İşlemler” başlıklı 445. Maddesinde; “UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi), … hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır”, 5271 sayılı CMK’na 6352 sayılı Kanunun 95. maddesi ile eklenen “Elektronik işlemler” başlıklı 38/A maddesinin birinci fıkrasında; “Her türlü ceza mahkemesi işlemlerinde UYAP (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır” şeklindeki düzenlemeler ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır. Aynı maddenin 5. bendinde ise elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin “Gelen evrakın havalesi” başlıklı 88. maddesinde; “…(3) Ön büro kurulan yerlerde mahkemelere gelen evrakın havale işlemi adlî yargı ilk derece mahkemesi … komisyonu başkanlığının yetki vereceği yazı işleri müdürü veya zabıt kâtipleri tarafından yapılır.
(4) Evrakın alındığına ve elektronik ortama aktarıldığına dair başvuru sahibine ücretsiz olarak bir alındı belgesi verilir. Bu belge aynı zamanda havale yerine geçer” hükmü getirilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun “Havale İşlemleri” başlıklı 24 numaralı genelgesinde ise; “…Masraf, zaman ve hak kaybına sebep olunmaması, yasal sürelerin tespiti yönünden oluşabilecek tereddütlerin önlenmesi bakımından;
1- Havale için ibraz edilen dilekçe veya belgenin konusu ile alındığı tarih ve sayıyı gösteren ‘Alındı Belgesi’nin ücretsiz olarak ilgilisine verilmesi,
2- Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin (UYAP) tüm ülke çapında tam olarak 01.09.2008 tarihinden itibaren kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kalem hizmetlerinin yapılmasında kullanılan defter ve kartonlar ile diğer işlemlerin, UYAP ortamında oluşturulması ve yapılması esası benimsendiğinden; dilekçe veya belgelerin mümkünse dijital ortamda alınarak, mümkün değilse okunaklı bir şekilde taranarak zamanında, doğru ve eksiksiz biçimde UYAP’a kaydedilmesi, bu kaydın tarihinin havale tarihi olarak kabul edilmesi; bu hizmetlerin hızlı, verimli ve düzenli bir şekilde yapılıp yapılmadığının takip edilerek denetiminin sağlanması…” görüşlerine yer verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
… 1. Asliye Ceza Mahkemesince 19.01.2015 tarihli karar ile sanığın yüzüne karşı taksirle yaralama suçundan TCK’nın 89/4, 62, 50/1-a ve 52/4 maddeleri uyarınca 4.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kanun yolu bildiriminde eksiklik bulunmayan hükmün sanık tarafından 27.01.2015 tarihinde temyiz edilmesi üzerine Yerel Mahkemece 13.03.2015 tarihli ek karar ile süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verildiği, bu hükmün de süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiği ancak sanığın bu kez temyiz dilekçesinin ekine 23.01.2015 tarihinde hâkime havale ettirdiği ancak havale sonrası Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğüne sunmaması nedeniyle zamanında işleme konulmayan temyiz süre tutum dilekçesinin aslını eklediği, … 1. Asliye Ceza Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü ve zabıt kâtiplerince tutulan 25.03.2015 tarihli tutanak içeriğinden de bu hususun tespit edilerek doğrulandığı olayda; sanığın, yüzüne karşı verilen hükme yönelik süre tutum dilekçesini süresi içerisinde hâkime havale ettirmek ve ardından gerekçeli temyiz dilekçesini mahkemeye sunmak suretiyle temyiz iradesini ortaya koyması, karar tarihinde yürürlükte bulunan Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 88. maddesinde mahkemelere gelen evrakın havale işlemlerinin adlî yargı ilk derece mahkemesi … komisyonu başkanlığının yetki vereceği yazı işleri müdürü veya zabıt kâtipleri tarafından yapılacağına yer verilerek uyuşmazlık konusu olayda süre tutum dilekçesinin temyiz defterine kaydının tamamen kalem personelinin sorumluluğuna bırakılması, bu hususta kendisine herhangi bir kusur yüklenemeyecek sanığın süre tutum başvurusunun süresinde kabul edilmesinin Anayasa’nın 36 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 7. Protokolünün ikinci maddesinde düzenlenen kanun yoluna başvuru hakkı ile de uyumlu olması hususları birlikte değerlendirildiğinde süre ve istek şartlarına uygun bir temyiz davası açılmış olması nedeniyle sanığın temyiz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi; haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 26.06.2018 tarihli ve 11695-7213 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, sanık hakkında kurulan hükmün esasının incelenmesi amacıyla Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
…