Yargıtay Kararı Ceza Genel Kurulu 2018/36 E. 2020/521 K. 15.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Genel Kurulu
ESAS NO : 2018/36
KARAR NO : 2020/521
KARAR TARİHİ : 15.12.2020

Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 20. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 292-4

Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı TCK’nın 188/3, 62, 52, 53, 54 ve 63. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, müsadereye ve mahsuba ilişkin Kartal (Kapatılan) 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13.01.2011 tarihli ve 292-4 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesince 11.10.2017 tarih ve 5085-5076 sayı ile;
“Sanık … ve …’un suçun kanuni tanımında yer alan eylemi gerçekleştirdiğine ve uyuşturucu madde sattığına ilişkin delil bulunmadığı, sabit olan eylemlerinin, kolluk görevlilerinin sanıklar… ve…’den uyuşturucu madde satın alma eylemine yardım etmekten ibaret olduğu, eylemin TCK’nın 39/2-c maddesi kapsamında suça yardım niteliğinde olduğu dikkate alınarak; sanıklar hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 39/1. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi…” isabetsizliğinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyeleri M. F. Ateş ve E. Şener;
“Suça iştirak TCK’nın 37-41. maddelerinde düzenlenmiş; suça iştirak eden kişiler fail, azmettiren ve yardım eden olarak üç gruba ayrılmıştır.
TCK’nın 37. maddesinin 1. fıkrasında ‘Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri fail olarak sorumlu olur’ denilmiştir.
TCK’nın 39. maddesinin 2. fıkrası ise; ‘Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur;
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak,
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.’ şeklindedir.
Belirtilen maddelerin içerikleri ile gerekçelerine göre suça ilişkin olarak uygulanacak yaptırıma ilişkin kanun maddelerindeki tanımda yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri ortak faildir. Ortak failler birlikte suç işlemeye karar veren, birlikte eylemi gerçekleştiren ve fiil üzerinde ortak hakimiyet kuran kimselerdir.
TCK’nın 39. maddesinde belirtilen hareketleri gerçekleştirenler ise yardım eden konumundadır.
Dosya içinde yer alan; 10.08.2010 tarihli olay yakalama, muhafaza altına alma tutanağı ve diğer belge ve bilgilere göre;
Asayiş Şube Müdürlüğü görevlilerinin Kartal ilçesinde görevlerini ifa ettiği sırada, yanlarına gelen bir şahsın …Mahallesinde, … ve… isimli şahısların uyuşturucu madde ticareti yaptığını, onlarla irtibata geçmek için adını … olarak bildiği şahsın telefon numarasını vererek onunla irtibat kurulması gerektiğini bildirmesi üzerine; görevlilerce … telefonla aranmış, … ve telefonu sorulmuş, … ‘…Ortadağ’da muhtarlığın oradayım, gelince ara…’ demesi üzerine, Cumhuriyet savcısına bilgi verilip alınan talimat üzerine, görevliler Ortadağ’da muhtarlık önünde … ve … ile buluşmuş; …’un uyuşturucu madde alım satımına yönelik alıcı ile satıcıların irtibat kurması için görevli memurlara ‘…Bende…’ın numarası yok. Ama benim bir arkadaş var, onda var arayayım gelsin…’ demesi üzerine …’ın bahse konu yere geldiği, kendi telefonu ile …’i arayarak ‘…abi biz geldik, yanımızda ağabeyler var. Birşeyler lazım, biz Özgür marketin oradayız, görüşelim mi ?…’ diyerek telefonu kapattığı ve görevlilere ‘…… parka gelecekmiş, orada bekleyelim…’ demesi üzerine Karanfil Parkı önünde beklenilirken… … ve …’nun geldiği; …’ın görevlilere ‘…Tamam abi bunlar…’ demesi üzerine; … ve…’in ‘…Siz burada bekleyin bizimle bir kişi gelsin, malı getirelim, … sen gel…’ dedikleri, …’ın görevli memurdan seri numarası tespitli 50 TL’yi aldığı, bu sırada görevli memurun …’a ‘…Üzerimize fazla para almayı unutmuşuz, iki yüzlük alırsan biz sana geri kalanını veririz…’ şeklinde konuştukları …’ın ‘…Tamam abi önemli değil verirsiniz sonra…’ diyerek, …, … ve …’un birlikte uzaklaşarak ara sokaklara girdikleri, güvenlik sebebiyle takip edilemedikleri, on dakika sonra …’ın geri gelerek görevlilerin de bulunduğu araca binerek dört adet kilitli poşetteki esrarı görevlileri vermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanık …’ın, … ve…’den temin ettiği esrarı, alıcı görevlilere getirip vererek TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında yer alan başkasına vermek için nakletme (taşıma) hareketini gerçekleştiren kişi olup, TCK’nın 37. maddesi uyarınca sorumlu tutulmasına ilişkin mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, sayın çoğunluğun sanık …’un TCK’nın 39/1. maddesi uyarınca, suçun işlenmesine yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulması için cezasından indirim yapılmasına ilişkin bozma düşüncesine katılmıyoruz.” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.11.2017 tarih ve 252551 sayı ile;
“…Sanık …’ın, diğer sanıklar… ve…’den temin ettiği esrarı, alıcı görevlilere getirip vererek TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında yer alan başkasına vermek için nakletme (taşıma) hareketini gerçekleştiren kişi olduğu, TCK’nın 37. maddesi uyarınca sorumlu tutulmasına ilişkin Yerel Mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik bulunmadığından, sayın Daire çoğunluğunun sanık …’un TCK’nın 39/1. maddesi uyarınca, suçun işlenmesine yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulması için cezasından indirim yapılmasına ilişkin bozma düşüncesine katılmıyoruz.
Yerel Mahkeme hükmünün sanık … yönünden de onanması gerekirken, Dairenin bozma kararı usul ve yasalara aykırıdır.” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK’nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 20. Dairesince 13.12.2017 tarih, 7069-7015 sayı ve oy çokluğu ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü Özel Dairece bozulmuş, inceleme dışı sanıklar … ve … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ise Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme, sanık … hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna iştirakinin TCK’nın 37. maddesi kapsamında “müşterek faillik” mi, yoksa TCK’nın 39. maddesi kapsamında “yardım eden” niteliğinde mi olduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
10.08.2010 tarihli olay, yakalama, muhafaza altına alma, Cumhuriyet savcısı ile görüşme ve teslim tutanağına göre; Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesindeki Güven Timleri Büro Amirliğinde görevli olan ve 09.08.2010 tarihinde İstanbul ili, Kartal ilçesi genelinde devriye görevi gerçekleştiren kolluk görevlilerinin yanına gelen ve açık kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir şahsın “Adlarını… ve… olarak bildiği şahısların, Kartal ilçesi, …Mahallesinde uyuşturucu madde ticareti yaptıkları, söz konusu şahıslarla irtibat kurulabilmesi için 0539….. numaralı GSM hattını kullanan … adlı kişiye ulaşılması gerektiği” şeklinde ihbarda bulunduğu, ihbarın doğruluğunun tespiti amacıyla aynı gün saat 15.57 sıralarında görevlilerden birine ait olan 0542….. numaralı GSM hattından ihbarda belirtilen 0539….. numaralı GSM hattının arandığı, telefonu açan ve yapılan görüşme sırasında adının … olduğu anlaşılan şahsa görevli memurun, “Kanka, …’a güzel çay gelmiş, ben…’ın arkadaşıyım, telefonunu mu değiştirdi?” diye sorduğu, …’in ise “Doğrudur, numarasını değiştirmiş olabilir, ben de ondan bir arkadaşım vasıtasıyla içmek için alıyorum. Ben Ortadağ’da eski muhtarlığın oradayım, gelince ara” şeklinde cevap verip telefonu kapattığı, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde, herhangi bir suçun oluşması hâlinde tekrar bilgi verilmesi talimatının alındığı, bunun üzerine görevlilerce, … adlı şahısla buluşma sağlanabilmesi amacıyla saat 16.00 ile 22.00 arasında adı geçenle birçok kez görüşme gerçekleştirildiği, yapılan telefon görüşmeleri neticesinde saat 22.10 sıralarında Ortadağ adlı yerde bulunan eski muhtarlığın önünde, daha sonra yapılan kimlik tespitlerinde hakkında yaş küçüklüğü nedeniyle soruşturma evresinde ayırma kararı verilen şüpheli … ve inceleme dışı sanık … olduğu anlaşılan şahıslarla buluşulduğu, ekip aracına binen adı geçenlerden inceleme dışı sanık …’in alıcı rolündeki görevlilere “Bende…’ın numarası yok, ama benim bir arkadaş var, onda var, onu arayayım gelsin” dediği, bir süre sonra ekip aracına sonradan yapılan kimlik tespitinde sanık … olduğu anlaşılan şahsın bindiği, ardından içinde …, inceleme dışı sanık … ve sanık …’un bulunduğu ekip aracının hareket edip bir süre sonra …Mahallesi, … Caddesi üzerinde bulunan “Özgül Market” adlı iş yerinin önünde durduğu, saat 22.30 sıralarında sanık …’un, ihbarda ismi geçen… isimli şahsı telefon ile arayıp “Abi biz geldik, yanımızda abiler var. Bir şeyler lazım. Biz… Marketin oradayız, görüşelim mi?” diye sorduğu, kısa bir görüşmeden sonra telefonunu kapatan sanık …’un görevlilere “… parkın oraya gelecekmiş, orada bekleyelim” dediği, bunun üzerine ekip aracının … Caddesinden ayrılarak Karanfil Sokağa geldiği ve burada bulunan Karanfil Parkın önünde durduğu, bir süre sonra iki şahsın parka doğru yaklaştığının görülmesi üzerine sanık …’un “Tamam abi bunlar” dediği, daha sonra yapılan kimlik tespitlerinde inceleme dışı sanıklar … ve … oldukları anlaşılan ve ekip aracının yanına gelip alıcı rolündeki görevlilerle bir süre sohbet şahısların, “Siz burada bekleyin, bizimle bir kişi gelsin malı getirelim, … sen gel” dedikleri, bunun üzerine görevlilerin seri numarası önceden alınmış olan 50 TL’yi sanık …’a verip “Üzerimize fazla para almayı unutmuşuz, 200 TL’lik alırsan biz sana geri kalanını daha sonra veririz” dedikleri, sanık …’un ise “Tamam abi önemli değil, sonra verirsiniz” şeklinde cevap verdiği, ardından sanık … ile inceleme dışı sanıklar… ve…’in görevlilerin yanından ayrılıp ara sokaklarda gözden kayboldukları, güvenlik nedeniyle takip edilmeyen sanık ve inceleme dışı sanıkların yaklaşık 10 dakika sonra geri geldikleri, sanık …’un ekip aracına binmesi üzerine, inceleme dışı sanıklar… ve…’in biraz ileride bulunan taksi durağına gidip burada beklemeye başladıkları, sanık …’un, her biri klipsli poşet içinde bulunan ve toplam daralı ağırlığı 11,8 gram gelen (4) adet suç konusu esrarı alıcı rolündeki görevli memura verdiği, alışverişin tamamlanması üzerine çevrede tertibat alan diğer görevlilerin saat 22.50 sıralarında araca yaklaşıp polis kimlik kartlarını gösterdikleri, araçta bulunan şüpheli …’un, inceleme dışı sanık …’in ve sanık …’un kaçmaya çalıştıkları ancak görevlilerce kontrol altına alındıkları, bu esnada taksi durağında beklemekte olan ve yaklaşan görevlileri fark eden inceleme dışı sanıklar… ile…’in kaçmaya başladıkları, kısa bir kovalamacanın ardından adı geçenlerin görevlilerce yakalandıkları, yapılan üst aramalarında; şüpheli …’un pantolonunun cebinde, her biri şeffaf poşete sarılı olan ve daralı ağırlığı 4,6 gram gelen (2) adet esrarın, inceleme dışı sanık …’ın pantolonunun cebinde, içinde görevlilerce sanık …’a verilen ve seri numarası tespit edilmiş olan 50 TL’nin de bulunduğu toplam 300 TL’nin ele geçirildiği, sanık … ile inceleme dışı sanık …’in üzerinde ise herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı, yapılan şifai görüşmede sanık …’un görevlilere, “Abi çok pişman oldum, keşke bu maddeyi hiç içmesem, kurtulsam, uyuşturucu madde almak için daha önce yine aynı parkta… ile görüştüm, bir daha bu maddeyi kullanmayacağım” dediği, inceleme dışı sanıklar… ve…’e suç konusu uyuşturucu maddeleri nereden aldıkları sorulduğunda, adı geçenlerin susma hakkını kullanmak istediklerini beyan ettikleri, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde, sanık ve inceleme dışı sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan işlem yapılması talimatının alındığı,
İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarınca düzenlenen 14.08.2010 tarihli rapora göre; sanık …’un alıcı rolündeki görevliye verdiği 10 gram ağırlığındaki yeşil renkli bitki parçalarının, THC etken maddesi içeren kenevir bitkisi parçaları olduğu ve söz konusu maddeden net 5 gram esrar elde edilebileceği, şüpheli …’dan ele geçirilen net 3,3 gram ağırlığındaki yeşil renkli maddenin toz esrar olduğu,
Kolluk tarafından düzenlenen 09.08.2010 tarihli tutanağa göre; uyuşturucu madde alışverişinde kullanılmak üzere, A439941015 seri numaralı bir adet 50 TL’nin görevli memura verildiği,
Dosya içerisinde yer alan HTS kayıtlarına göre; S. A. adına kayıtlı olan, ancak 10.08.2010 tarihli olay tutanağı altında imzası bulunan görevli memurlardan birisi tarafından kullanılan 0542….. numaralı GSM hattı ile A. U. adlı kişi adına kayıtlı olan, ancak inceleme dışı sanık … tarafından kullanılan 0539….. numaralı GSM hattı arasında, 09.08.2010 olan suç tarihinde toplam 8 kez görüşme gerçekleştirildiği, söz konusu bu görüşmelerin saat 18.47, 19.00, 19.26, 19.55, 21.24, 21.51, 22.03 ve 22.05’de yapıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Tutanak düzenleyici tanıklar…, …,….. mahkemede; altında imzalarının bulunduğu olay tutanağının doğru olduğunu,
Tutanak düzenleyici tanık … mahkemede; alıcı rolünde uyuşturucu madde alışverişine giren görevlinin kendisi olduğunu, devriye görevi esnasında yanlarına gelen bir şahsın, inceleme dışı sanıklar… ve…’in uyuşturucu madde sattıklarını, adı geçenlere inceleme dışı sanık … vasıtasıyla ulaşabileceklerini söylediğini, bunun üzerine telefon ile inceleme dışı sanık …’i arayıp adı geçenle buluştuklarını, inceleme dışı sanık …’in, inceleme dışı sanık …’ın telefon numarasının bilmediğini, ancak bir arkadaşının inceleme dışı sanık …’ın telefon numarasını bildiğini, bu arkadaşı vasıtasıyla inceleme dışı sanık …’a ulaşabileceklerini söylediğini, bir süre sonra yanlarına sanık …’un geldiğini, sanık … vasıtasıyla inceleme dışı sanık … ile irtibat kurduklarını, sanık …’a önceden seri numarası tespit edilmiş olan 50 TL’yi verdiklerini, sanık … aracılığıyla inceleme dışı sanıktan uyuşturucu madde aldıklarını, olay tutanağının doğru olduğunu,
Kollukta susma hakkını kullanan inceleme dışı sanık … savcılıkta; atılı suçlamayı kabul etmediğini, olay günü arkadaşı olan sanık … ile birlikte …Mahallesine gittiklerini, sanığın burada arkadaşları ile buluştuğunu, bu esnada görevlilerin gelip sanığı ve kendisini yakaladıklarını, uyuşturucu madde kullanmadığını,
Mahkemede ise; sanık ve diğer inceleme dışı sanıklarla arkadaş olduklarını, uyuşturucu madde satmadıklarını, olay tutanağını ve tanık beyanlarını kabul etmediğini,
Kollukta susma hakkını kullanan inceleme dışı sanık … savcılıkta; olay tarihinde akşam saat 20.30 sıralarında çalıştığı iş yerinden çıkıp inceleme dışı sanık … ile buluştuğunu, birlikte parkta bira içtikleri sırada inceleme dışı sanık …’ın telefonunun çaldığını, çağrıya cevap veren adı geçenin telefonu kapattıktan sonra “Sen beni biraz bekle, 15 dakika bir arkadaşımın yanına uğrayıp geleceğim” diyerek yanından ayrıldığını, bir süre sonra inceleme dışı sanığın geri geldiğini ve bira almak için birlikte büfeye gittiklerini, tam bu esnada görevlilerin gelip kendilerini yakaladıklarını, uyuşturucu madde kullanmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Mahkemede ise; soruşturma evresindeki beyanlarını tekrar ettiğini, tek suçunun olay tarihinde inceleme dışı sanıkla karşılaşması olduğunu, olay tutanağı ile tanık beyanlarını kabul etmediğini,
Kollukta susma hakkını kullanan inceleme dışı sanık … savcılıkta; atılı suçlamayı kabul etmediğini, alıcı rolündeki görevliye teslim edilen esrar ile bir ilgisinin bulunmadığını, sanık …’un ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeyi çingenelerden kullanmak amacıyla satın aldığını, sanık …’un söz konusu maddeyi satmak gibi bir niyetinin olmadığını, ara sıra uyuşturucu madde kullandığını,
Mahkemede ise; olay tarihinde parkta oturduğu sırada yanına gelen sanık …’un, birlikte kullanmak için uyuşturucu madde almayı teklif ettiğini, …Mahallesinde bulunan parkın aşağısındaki bir yerde açık kimlik bilgilerini bilmedikleri bir şahıstan esrar satın aldıklarını, söz konusu uyuşturucu maddeyi ortaklaşa aldıkları için sanığın kendisine 50 TL, kendisinin de sanığa para üstü verdiğini, bu nedenle üzerinde seri numarası tespit edilmiş 50 TL’nin çıktığını, kimseye uyuşturucu madde satmadığını, olay tutanağını kabul etmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Kollukta susma hakkını kullanan sanık … savcılıkta; ele geçirilen suç konusu esrarı kendisine inceleme dışı sanık …’ın verdiğini, inceleme dışı sanığın da söz konusu uyuşturucu maddeyi çingenelerden aldığını, ara sıra arkadaşlarının kendisinden uyuşturucu madde istediklerini, söz konusu bu talepleri inceleme dışı sanık …’a ilettiğini, adı geçenin de uyuşturucu maddeleri getirip kendisine verdiğini, inceleme dışı…’ın kendisinden 200 TL aldığını, uyuşturucu madde kullanmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Mahkemede ise; kimseye uyuşturucu madde satmadığını, bu hususta aracılıkta bulunmadığını, inceleme dışı sanıklar ile arkadaş olduklarını, olay tarihinde çingenelerden kullanmak amacıyla uyuşturucu madde satın aldıklarını, daha sonra görevlilerin gelip kendilerini yakaladıklarını, savcılıkta beyanlarının tutanağa yanlış yazılmış olduğunu, kesinlikte başkalarına uyuşturucu madde vermediğini, inceleme dışı sanık … ile birlikte çingenelerden kullanmak için uyuşturucu madde aldıklarını, olay tutanağı ile tanık beyanlarını kabul etmediğini, inceleme dışı sanık …’ın cebinden çıkan 50 TL’yi görevlilerden aldığını,
Savunmuştur.
Konumuza ilişkin 5237 sayılı TCK’nun “uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. maddesinin üçüncü fıkrası suç ve hüküm tarihi itibarıyla;
“(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, beş yıldan onbeş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindedir.
Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme ve bulundurma eylemleri suç olarak düzenlenmiştir. “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma” suçu, madde metninden de açıkça anlaşıldığı gibi seçimlik hareketli suçlardandır. Suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi yeterlidir. “Sevk etme”, “nakletme”, “satın alma”, “kabul etme” ve “bulundurma” eylemleri bakımından failin kastı önem taşımaktadır. Söz konusu seçimlik hareketler yönünden uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçunun oluşumu için “kullanma dışında bir amaçla” hareket edilmesi gereklidir.
Öte yandan, uyuşturucu ya da uyarıcı madde suçlarının çoğu zaman birden fazla kişi tarafından iştirak hâlinde işlendiği yargılama dosyalarından bilinmektedir. Üstlendikleri roller ve eyleme katılma durumuna göre suçlar nitelendirilecek ve sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 37, 38 ve 39. maddeleri gereğince uygulama yapılacaktır. Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından “faillik” ve “yardım etme” kavramları üzerinde de durulmalıdır.
TCK’nın 37. maddesinde;
“1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası üçte birden yarısına kadar artırılır” şeklindeki hükme yer verilerek, birinci fıkrada müşterek faillik, ikinci fıkrada ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanunda suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda maddenin birinci fıkrasında düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Bu konuda doktrinde;
İzzet Özgenç; “Müşterek failler, suçun işlenişine bulundukları iştirak katkılarıyla suçun kanuni tarifinde yer alan objektif, maddi unsurların hepsini yalnız başına gerçekleştirmek zorunda değildirler; fakat, aralarındaki işbölümü gereğinde, bu maddi unsurlardan bir kısmını gerçekleştirmekle de fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurabilirler. Meselâ bir banka soygunu sırasında suç ortaklarından biri silahıyla bankadakileri etkisiz hale getirirken, diğeri kasadaki paraları alır. Bu gibi olayda her iki suç ortağının suçun işlenişine bulundukları katkılar, söz konusu suçun icrası açısından birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Dolayısıyla, her iki suç ortağı, suçun icrası üzerinde müşterek bir hakimiyet kurmaktadır.
Müşterek hakimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde suç ortaklarının suçun icrasındaki rol dağılımları ve suçun işlenişine bulunulan katkının arzettiği önem, zaruret, gözönünde bulundurulacaktır. Öyle ki, fiilin icrası veya akim kalması müşterek faillerden her birinin elinde bulunmaktadır. Müşterek failin suçun icrasına bulunduğu katkının arzettiği bu zaruret nedeniyle; burada, fonksiyonel, müessir fiil hakimiyeti, bir başka ifadeyle, icrai faaliyette bulunmayı gerekli kılan fiil hakimiyeti kavramı kullanılmaktadır.
Buna göre, suçun icrasına bulunan katkı, suçun başarıyla işlenmesi açısından zorunluluk arzediyorsa, bu suç ortağı müşterek faildir. Öyle ki, suçun işlenişine bulunan her bir müşterek katkı, fiilin başarıyla tamamlanması açısından gereklilik arzettiği gibi; bu müşterek katkılardan herhangi birinden vazgeçilmesi, fiili gerçekleşmeme, akim kalma tehlikesine maruz bırakır.

Müşterek faiilik, her zaman, yukarıdaki banka soygunu örneğinde olduğu gibi, suç ortaklarının iştirak katkılarının karşılıklı olarak birbirlerini tamamladığı klasik şekliyle karşımıza çıkmamaktadır. Bazı hallerde, müşterek faillerden her biri suçun kanunî tarifindeki bütün unsurları tek başına gerçekleştirmeye gayret etmek üzere, bir müşterek anlaşmaya varılır. Böyle bir durumda müşterek hareket etmenin amacı, fiilin akim kalma ihtimalini mümkün olduğunca aza indirmektir. Fakat, bu demek değildir ki, böyle bir ihtimalde her bir suç ortağının suçun işlenişine bulunduğu katkı bizatihî önemsizdir. Aksine, suçun icraî hareketlerini gerçekleştirecek suç ortağı sayısının artırılması suretiyle, suç planının başarıya ulaşması ihtimalinin mümkün olduğunca artırılması, sağlama alınması amaçlanmaktadır.” (Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2019, s. 534-539.),
… Koca-İlhan Üzülmez; “Bir suçun işlenişine olan katkı haricen sadece yardım etme şeklindeki fiil olarak gözükebilir. Bu harici görüntüye rağmen, eğer somut olayda suçun icrasına bulunan bu katkı suçun başarıyla işlenmesi açısından zorunluluk arz ediyorsa, yani bu katkı suçun icrası bakımından önemli ise bu suç ortağı müşterek fail sayılacaktır. Suçun işlenişine olan katkının önemi olay anına göre belirlenmelidir. Sonradan yapılan bir değerlendirmeyle önemsiz görülen bir katkı, olay anına göre yapılacak değerlendirmeye önemli bir fonksiyon icra etmiş olabilir.” (Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bası, Seçkin Yayınları, Ankara, 2015, s. 430-431.),
Emin Artuk-Ahmet Gökcen; “Fiilin üzerinde müşterek hâkimiyet kurulduğundan, suçu işleyen kişiler fail statüsündedir. Müşterek faillikte, failler sorumluluklarını doğrudan kendi fiillerinden almaktadır. İşlenen haksızlıkla doğrudan temas halinde olan müşterek faillerin sorumlu tutulabilmeleri için bağlılık kuralına ihtiyaç yoktur. Bu bakımdan müşterek faillikte sorumluluk, bağlılık kuralına dayanmaz.
Fiil üzerinde müşterek hâkimiyetin kurulup kurulmadığının tayininde, suça katılan kişilerin suçun icrasında üstlendikleri roller ve suçun icrasına bulundukları katkının gösterdiği önem ve zaruret göz önünde bulundurulmalıdır.
Müşterek faillikte, kişiler aralarında iş bölümü yapmış olduklarından, müştereken gerçekleştirmiş oldukları fiilin tümünden sorumlu tutulurlar. Her müşterek fail suçun icrasına ilişkin müessir, fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır. Bu katkı suç planının başarıya ulaşması açısından çok önemlidir ve bu sebeple fiil üzerinde hâkimiyetin esasını teşkil etmektedir.” (Ceza Hukuku Genel Hükümler, 13. Bası, Adalet Yayınevi, Ankara, 2019, s. 733-734.),
Şeklindeki görüşler ve yerleşik yargısal uygulamalar göz önüne alındığında, müşterek faillik için “failler arasında birlikte suç işleme kararı olması” ve “suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulması” şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için, her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının suçun işlenmesi açısından taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır. Suç ortaklarının, suçun işlenmesine yaptıkları katkının diğerinin fiilini tamamladığı durumlarda da müşterek faillik söz konusu olacaktır. Buna göre her müşterek fail, suçun icrasına ilişkin etkin ve fonksiyonel bir katkıda bulunmaktadır.
İştirak; bir kişi tarafından işlenebilen bir suçun, birden fazla kimse tarafından işbirliği içinde işlenmesini ifade eder. 5237 sayılı TCK sisteminde suça iştirak eden herkes, sırf iştirak ettiği için değil, suçun işlenişindeki katkısı ve bu katkının önemine göre cezalandırılmaktadır. Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştirenlerden her biri fail olarak sorumlu tutulmakta, böylece suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurarak suçu işleyen kimseler, suç için kanunda öngörülmüş ceza ile cezalandırılmaktadır.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, kanunda şeriklik; azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olmayan suç ortağı, gerçekleşen fiilden, “bağlılık kuralı” uyarınca sorumlu olmaktadır.
Yardım etme, asli iştirakin dışında kalan, fakat sonucun meydana gelmesi bakımından nedensellik değeri taşıyan hareketi ifade eder. Burada fiil üzerinde hâkimiyet kurulmamakta, sadece suçun icrası kolaylaştırılmaktadır. Yardım edenin hareketi asli faile nazaran suçu oluşturucu ve yapıcı bir nitelik taşımayıp, destekleyici, hazırlayıcı veya kolaylaştırıcı bir durum arzettiğinden yardım eden ikincil bir konumda yer almaktadır.
TCK’nın 39. maddesinde yardım etme;
“1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak” şeklinde tanımlanmış,
40. maddesinde ise bağlılık kuralı;
“1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir” biçiminde düzenlenmiştir.
TCK’nın 39. maddesinin 2. fıkrasındaki düzenlemeye göre yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Olarak sayılmıştır.
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.
Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira “yardım etme”yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.
Görüldüğü üzere, TCK’nın 37 ve 39. maddelerindeki açık düzenlemeler uyarınca suçun kanunî tanımında yer alan fiili gerçekleştirenler “fail” olarak kabul edilirken, suçun kanunî tanımında yer alan fiili gerçekleştirmeyen, ancak suç işlemeye teşvik eden veya suç işleme kararını kuvvetlendiren veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat eden, suçun nasıl işleneceği hususunda yol gösteren veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlayan, suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştıran kimseler ise “suça yardım eden” olarak sorumlu tutulmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesindeki Güven Timleri Büro Amirliğinde görevli olan ve 09.08.2010 tarihinde İstanbul ili, Kartal ilçesi genelinde devriye görevi gerçekleştiren kolluk görevlilerinin yanına gelen ve açık kimlik bilgilerini vermek istemeyen bir şahsın, inceleme dışı sanıklar… ve…’in uyuşturucu madde ticareti yaptıklarını ihbar ederek adı geçenlere 0539….. numaralı GSM hattını kullanan inceleme dışı sanık … aracılığıyla ulaşılabileceğini belirttiği, ihbarın doğruluğunun tespiti amacıyla aynı gün saat 15.57 sıralarında görevli memurlardan birine ait olan 0542….. numaralı GSM hattından, inceleme dışı sanık …’in kullandığı 0539….. numaralı GSM hattının arandığı, adı geçenin telefonu açması üzerine görevli memurun, “Kanka, …’a güzel çay gelmiş, ben…’ın arkadaşıyım, telefonunu mu değiştirdi?” diye sorduğu, inceleme dışı sanık …’in ise “Doğrudur, numarasını değiştirmiş olabilir, ben de ondan bir arkadaşım vasıtasıyla içmek için alıyorum. Ben Ortadağ’da eski muhtarlığın oradayım, gelince ara!” şeklinde cevap verip telefonu kapattığı, konu hakkında Cumhuriyet savcısına bilgi verildiğinde, herhangi bir suçun oluşması hâlinde tekrar bilgi verilmesi talimatının alındığı, bunun üzerine görevlilerce, inceleme dışı sanık … ile buluşma sağlanabilmesi amacıyla saat 16.00 ile 22.00 arasında adı geçenle birçok kez telefon görüşmesi gerçekleştirildiği, yapılan görüşmeler neticesinde saat 22.10 sıralarında Ortadağ adlı yerde bulunan eski muhtarlığın önünde inceleme dışı sanık … ve hakkında yaş küçüklüğü nedeniyle soruşturma evresinde ayırma kararı verilen şüpheli … ile buluşulduğu, ekip aracına binen adı geçenlerden inceleme dışı sanık …’in alıcı rolündeki görevlilere “Bende…’ın numarası yok, ama benim bir arkadaş var, onda var, onu arayayım gelsin.” deyip sanık …’u aradığı, bir süre sonra buluşma yerine gelen sanık …’un ekip aracına bindiği, ardından içinde …, inceleme dışı sanık … ve sanık …’un bulunduğu ekip aracının hareket ettiği ve bir süre sonra …Mahallesi, … Caddesi üzerinde bulunan “Özgül Market” adlı iş yerinin önünde durduğu, burada saat 22.30 sıralarında inceleme dışı sanık …’ı arayıp “Abi biz geldik, yanımızda abiler var, bir şeyler lazım, biz… Marketin oradayız, görüşelim mi?” diye soran ve kısa bir görüşmeden sonra telefonu kapatan sanık …’un görevlilere, “… parkın oraya gelecekmiş, orada bekleyelim.” dediği, bunun üzerine ekip aracının … Caddesinden ayrılarak Karanfil Sokağa geldiği ve burada bulunan Karanfil Parkın önünde durduğu, bir süre sonra inceleme dışı sanıklar… ve…’in parka doğru yaklaştıklarının görülmesi üzerine, sanık …’un görevlilere adı geçenleri gösterip “Tamam abi, bunlar!” dediği, ekip aracının yanına gelen ve alıcı rolündeki görevlilerle bir süre sohbet eden inceleme dışı sanıklar… ve…’in, “Siz burada bekleyin, bizimle bir kişi gelsin malı getirelim, … sen gel” dedikleri, bunun üzerine görevlilerin seri numarası önceden alınmış 50 TL’yi sanık …’a verip “Üzerimize fazla para almayı unutmuşuz, 200 TL’lik alırsan biz sana geri kalanını daha sonra veririz.” dedikleri, sanık …’un ise “Tamam abi önemli değil, sonra verirsiniz.” şeklinde cevap verdiği, ardından sanık … ile inceleme dışı sanıklar… ve…’in görevlilerin yanından ayrılıp ara sokaklarda gözden kayboldukları, güvenlik nedeniyle takip edilmeyen sanık ve inceleme dışı sanıkların yaklaşık 10 dakika sonra geri geldikleri, sanık …’un ekip aracına binmesi üzerine, inceleme dışı sanıklar… ve…’in biraz ileride bulunan taksi durağına gidip burada beklemeye başladıkları, sanık …’un, her biri klipsli poşet içinde bulunan ve toplam net ağırlığı 5 gram olan (4) adet suç konusu esrarı alıcı rolündeki görevli memura verdiği, alışverişin tamamlanması üzerine çevrede tertibat alan diğer görevlilerin saat 22.50 sıralarında araca yaklaşıp polis kimlik kartlarını gösterdikleri, araçta bulunan …, inceleme dışı sanık … ve sanık …’un kaçmaya çalıştıkları, ancak görevlilerce kontrol altına alındıkları, bu esnada taksi durağında beklemekte olan ve yaklaşan görevlileri fark eden inceleme dışı sanıklar… ile…’in kaçmaya başladıkları, kısa bir kovalamacanın ardından adı geçenlerin görevlilerce yakalandıkları, yapılan üst aramalarında; …’un pantolonunun cebinde her biri şeffaf poşete sarılı olan ve toplam net ağırlığı 3,3 gram olan (2) adet esrarın, inceleme dışı sanık …’ın pantolonunun cebinde, görevlilerce sanık …’a verilen 50 TL’nin de içinde bulunduğu toplam 300 TL’nin ele geçirildiği, sanık … ile inceleme dışı sanık …’in üzerinde ise herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı anlaşılan, uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık ve bu kabulde dosya kapsamı itibarıyla da herhangi bir isabetsizlik bulunmayan olayda;
Uyuşturucu madde ticareti yaptıkları ihbar edilen inceleme dışı sanıklar… ve… ile irtibat kurmaya çalışan alıcı rolündeki görevlilerle buluşan inceleme dışı sanık …’in, inceleme dışı sanık …’a sanık … vasıtasıyla ulaşılabileceğini söylemesi, inceleme dışı sanık …’in araması üzerine alıcı rolündeki görevlilerin yanına gelen sanık …’un, kendi cep telefonundan inceleme dışı sanık …’ı arayıp “Abi biz geldik, yanımızda abiler var. Bir şeyler lazım. Biz… Marketin oradayız, görüşelim mi?” şeklinde uyuşturucu madde almak isteyen müşterilerin bulunduğunu belirtir beyanda bulunması ve ardından da “… parkın oraya gelecekmiş, orada bekleyelim.” diyerek taraflar arasında uyuşturucu madde alışverişi için buluşma ayarlaması, görevlilerle birlikte buluşma yerine giden ve burada bekleyen sanık …’un, bir süre sonra söz konusu yere gelen inceleme dışı sanıklar… ve…’ı gösterip “Tamam abi, bunlar!” diyerek görevlilere tanıtması, alıcı rolündeki görevlilerle inceleme dışı sanıklar… ve… arasında uyuşturucu madde alışverişine ilişkin yapılan görüşmede sanık …’un da hazır bulunması, varılan anlaşma uyarınca uyuşturucu maddeyi temin edecek olan inceleme dışı sanıklar… ve…’in, “Bizimle bir kişi gelsin malı getirelim, … sen gel.” diyerek yanlarında sanık …’un da gelmesini istemeleri, uyuşturucu maddenin karşılığı olan ve seri numarası önceden belirlenmiş olan 50 TL’yi sanık …’un alması, suç konusu uyuşturucu maddeyi temin etmek amacıyla görevlilerin yanından birlikte ayrılan sanık … ile inceleme dışı sanıklar… ve…’ın, bir süre sonra yine birlikte geri gelmeleri, adı geçenlerin aralarında yaptıkları iş bölümü çerçevesinde sanık …’un ekip aracına bindiği sırada, inceleme dışı sanıklar… ve…’ın uyuşturucu madde teslimatının sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak diğer bir ifadeyle gözcülük yapmak amacıyla yakındaki bir taksi durağına gidip burada beklemeleri, sanık …’un alıcı rolündeki görevliye suç konusu esrarları vermesi, çevrede tertibat alan ve alışverişin tamamlandığını tespit eden görevlilerin failleri yakalamak amacıyla harekete geçmesi üzerine sanık … ile inceleme dışı sanıklar… ve…’in kaçmaya çalışmaları, bu hususların kovuşturma evresinde dinlenen tutanak düzenleyici tanıkların beyanlarıyla doğrulanması, sanık …’un savcılıkta; kendisinden ara sıra uyuşturucu madde isteyen arkadaşlarının bu taleplerini inceleme dışı sanık …’a ilettiğini, adı geçenin de uyuşturucu maddeleri getirip kendisine verdiğini söylemesi,
Sanık … ile haklarındaki mahkûmiyet hükümleri onanmak suretiyle müşterek fail konumunda oldukları Özel Dairece de kabul edilen inceleme dışı sanıklar… ve…’ın hukuki konumlarının dosyadaki mevcut deliller itibarıyla aynı, hatta suç konusu uyuşturucu maddeyi nakledip alıcı rolündeki görevliye vermesi ve bu bağlamda işlenen haksızlıkla doğrudan temas hâlinde bulunması nedeniyle sanık …’un, adı geçen inceleme dışı sanıklara göre suçun icrası bakımından daha aktif ve yapıcı bir konumda bulunması, diğer taraftan TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen suçun kanuni tanımında yer alan seçimlik hareketlerden herhangi birini gerçekleştirmeyen, yalnızca sanık … ile alıcı rolündeki görevlilerin bir araya gelmesini sağlayıp suçun icrasını kolaylaştıran, bu anlamda ikincil bir konumda olan ve hakkındaki mahkûmiyet hükmü Özel Dairece TCK’nın 39. maddesi kapsamında yardım eden statüsünde olduğu gerekçesiyle bozulan inceleme dışı sanık … ile sanık …’un hukuki konumlarının farklı olması,
Hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanık … ile inceleme dışı sanıklar… ve…’ın olayın başlangıç ve gelişimine göre birlikte suç işleme kararlarının olduğu, sanık …’un uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun icrasında üstlendiği rol ile suç ortakları olan inceleme dışı sanıklar… ve…’in suçlarına olan etkin ve fonksiyonel katkısının TCK’nın 39. maddesinde hüküm altına alınan yardım etme sınırlarını aştığı, sanık …’un iş bölümü içerisinde gerçekleşen davranışlarının inceleme dışı sanıklar… ve…’ın fiillerini tamamladığı, sanığın suçun işlenişi üzerinde adı geçenlerle birlikte ortak hâkimiyet kurduğu, bu kapsamda TCK’nın 188. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen suçun kanuni tanımında yer alan “nakleden” fiilini gerçekleştiren sanık …’un, uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna TCK’nın 37. maddesi kapsamında müşterek fail olarak katıldığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin bozma kararının sanık … yönünden kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesinin 11.10.2017 tarihli ve 5085-5076 sayılı bozma kararının sanık … yönünden KALDIRILMASINA,
3- Kartal (Kapatılan) 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, sanık …’ın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine ilişkin 13.01.2011 tarihli ve 292-4 sayılı hükmünün ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.12.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.